TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA ANABİLİM DALI. RUSYA DAN ANTALYA YA ULUSAŞIRI GÖÇ ve BU GÖÇÜN



Benzer belgeler
ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

2002 HANEHALKI BÜTÇE ANKETİ: GELİR DAĞILIMI VE TÜKETİM HARCAMALARINA İLİŞKİN SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında çalışanların en az boş zamana sahip olduğu ülke!

SERBEST BÖLGELER, YURTDIŞI YATIRIM VE HİZMETLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

Araştırma Notu 17/212

Makro İktisat II Örnek Sorular. 1. Tüketim fonksiyonu ise otonom vergi çarpanı nedir? (718 78) 2. GSYİH=120

Uluslararası Öğrencilerin Ülke ve Üniversite Seçimlerini Etkileyen Faktörler

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Derse kabul koşulları. (Ön Koşul, Bağlantı Koşul) 3 5 SEÇMELİ YOK TÜRKÇE

6. BÖLÜM: BULGULARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Araştırma Notu 18/229

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Araştırma Notu 16/190

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi (KADES) Kadın Emeği Konferansı Kadın istihdamı 3 Mayıs 2011 Ankara

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

İktisat Anabilim Dalı- Tezsiz Yüksek Lisans (Uzaktan Eğitim) Programı Ders İçerikleri

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI ŞUBAT 2015

Araştırma Notu 14/163

Katılımcının Yaşı n % TOPLAM

EKONOMİK KRİZİN EMEK PİYASALARINA ETKİLERİ

HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİNDE YAPILAN YENİ DÜZENLEMELERE İLİŞKİN AÇIKLAMALAR

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

TİCARİ CBS DE HARİTA KULLANIMI VE MEKANSAL ANALİZLER: BİREYSEL BANKACILIK ÖRNEĞİ

ĐSTĐHDAM AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Şükrü Kızılot Gazi Üniversitesi Arş.Gör.Özgür Şahan Gazi Üniversitesi

5. BÖLÜM: BULGULAR Yerleşik Yabancılara Yönelik Bulgular

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm TURİZME GENEL YAKLAŞIMLAR

KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

İKİNCİ YIL ÜÇÜNCÜ YIL

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?


Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

Araştırma Notu 16/193

Bu sayıda: 2017 Aralık ayı İşgücü, İstihdam ve Sigortalı İstatistikleri ile Birleşmiş Milletler in 2018 Dünya Mutluluk Raporu sonuçları

Araştırma Notu 16/191

T.C. DÜZCE ÜNİVERSİTESİ Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eğitim Programları ve Öğretimi Tezsiz Yüksek Lisans Programı Öğretim Planı.

FİNLANDİYA ÇALIŞMA ZİYARETİ RAPORU

Üretim/İşlemler Yönetimi 4. Yrd. Doç. Dr. Mert TOPOYAN

TORBALI TİCARET ODASI MOBİLYA SEKTÖR ANALİZİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

TURİZM SOSYOLOJİSİ SOS1019U KISA ÖZET

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

TÜRKİYE'NİN EN KAPSAMLI GENÇLİK ARAŞTIRMA RAPORU YÜZLERCE GENCİN ÖNÜNDE AÇIKLANDI

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

1. SOSYAL SERMAYE 1. (1) (2) 2. (3). (4) 3. (5) (6) 4.

BACIM - Ağırlıklı olarak Türkiye kökenli göçmen kadınlar için buluşma ve danışmanlık merkezi

BURSA DA İLK 250 ŞİRKET VE İSTİHDAM

Trends in International Migration: SOPEMI Edition GENEL GİRİŞ

TRB2 BÖLGESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ. NÜFUS ve KENTLEŞME

5. İşçi fazlasını, işveren fazlasını ve iş fazlasını şekil yardımıyla gösteriniz.

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

1. Sosyolojiye Giriş, Gelişim Süreci ve Kuramsal Yaklaşımlar. 2. Kültür, Toplumsal Değişme ve Tabakalaşma. 3. Aile. 4. Ekonomi, Teknoloji ve Çevre

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Araştırma Notu 16/195

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

İŞSİZLİK VE İSTİHDAM RAPORU- EYLÜL 2018 İŞSİZLİK TIRMANIYOR. Gerçek İşsiz Sayısı 6 Milyon. İşsiz Sayısı Bir Yılda 192 Bin Arttı

TMMOB ŞEHİR PLANCILARI ODASI ŞEHİR VE BÖLGE PLANLAMA ÖĞRENCİLERİ BİTİRME PROJESİ YARIŞMASI

GAYRİMENKULÜN ENERJİSİ ÇEYREK RAPORU 26 EKİM 2018

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Sayı: / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

İSVEÇ ÇALIŞMA ZİYARETİ RAPORU

Planlama Kademelenmesi II

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

TRC2 BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK ORANI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Nüfus ve Kalkınma İlişkisi: Türkiye (TÜİK'in Yeni Nüfus Projeksiyonları Işığında)

tarih ve 463 sayılı Eğitim Komisyonu Kararı Eki-1

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

İKİ AYDA 500 BİN YENİ İŞSİZ Krizin Tahribatı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

10. SINIF COĞRAFYA DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

2018 / 2019 EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSLARI 10. SINIF COĞRAFYA DERSİ YILLIK PLAN ÖRNEĞİ

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

Türkiye dönüşüm geçirerek kırsal bir tarım ekonomisinden küresel ölçekte yılında Türkiye nin kentsel nüfusu ülkenin toplam nüfusunun sadece

Türkiye Ekonomisi 2014 Bütçe Büyüklükleri ve Bütçe Performansı Raporu

DTO TURİZM VE ÇEVRE DERS NOTLARI ÖĞR.GÖR. ŞULE KIYCI

Transkript:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA ANABİLİM DALI RUSYA DAN ANTALYA YA ULUSAŞIRI GÖÇ ve BU GÖÇÜN SOSYO-MEKÂNSAL SONUÇLARI Yüksek Lisans Tezi Ayla DENİZ ANKARA-2012

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ COĞRAFYA ANABİLİM DALI RUSYA DAN ANTALYA YA ULUSAŞIRI GÖÇ ve BU GÖÇÜN SOSYO-MEKÂNSAL SONUÇLARI Yüksek Lisans Tezi Ayla DENİZ Tez Danışmanı Prof. Dr. E. Murat ÖZGÜR ANKARA-2012

TUTANAK

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE Bu belge ile, bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim. (24/07/2012) Ayla Deniz

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ I ŞEKİLLER LİSTESİ..III ÇİZELGELER LİSTESİ..V HARİTALAR LİSTESİ..VI FOTOĞRAFLAR LİSTESİ..VII KISALTMALAR..VIII BÖLÜM 1. GİRİŞ... 1 1.1. ÇALIŞMANIN AMACI VE ÖNEMİ... 3 1.2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR...5 1.3. ÇALIŞMA ALANI SEÇİMİ... 8 1.4. METODOLOJİ... 15 1.5. KAPSAM VE SINIRLILIKLAR... 17 1.6. VARSAYIMLAR... 19 BÖLÜM 2. ULUSLARARASI GÖÇLERİN AÇIKLANMASI... 21 2.1. ULUSLARARASI GÖÇ... 21 2.2. ULUSLARARASI GÖÇLERİN YENİ KATEGORİLERİ... 23 2.3. ULUSLARARASI GÖÇ KURAMLARI... 25 2.3.1. Neoklasik Ekonominin Makro Kuramı... 25 2.3.2. Neoklasik Ekonominin Mikro Kuramı... 26 2.3.3. Yeni Ekonomi Kuramları... 28 2.3.4. İkiye Bölünmüş Emek Piyasası Kuramı... 30

2.3.5. Dünya Sistemleri Kuramı... 32 2.3.6. Bağımlılık Kuramı... 34 2.3.7. İlişkiler Ağı Kuramı... 35 2.3.8. Kurumsal Kuram... 37 2.3.9. Birikimli (Kümülatif) Nedensellik Kuramı... 38 2.3.10. Göç Sistemleri Kuramı...43 2.4. ULUSLARARASI GÖÇ KURAMLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ... 44 BÖLÜM 3. BİR GÖÇ SİSTEMİNİN ANATOMİSİ... 46 3.1. GÖÇMEN PROFİLİ... 46 3.2. RUSYA DAN ANTALYA YA GÖÇ DENEYİMİ... 56 3.3. RUSLARIN ANTALYA DAKİ YAŞAMLARI... 69 3.4. RUSLARIN ANTALYA DA KENT İÇİ ALAN KULLANIMI... 77 3.4.1. Rus Katılımcıların Evlerinin Bulunduğu Alanlar... 77 3.4.2. Rus Katılımcıların Alışveriş Yaptıkları Alanlar... 85 3.4.3. Rus Katılımcıların Sağlık Hizmeti Aldıkları Alanlar... 88 3.4.4. Rus Katılımcıların Serbest Zaman Alanları.....91 3.4.5. Rus Katılımcıların Antalya da Gitmekten Korktukları Yerler... 94 3.4.6. Rus Katılımcıların Ev Satın Almak İstedikleri Alanlar... 96 3.4.7. Rus Katılımcıların Birbirleriyle Fiziksel Temas Alanları... 101 3.4.8. Rus Katılımcıların Antalya daki Yoğunlaşma Alanları... 103

BÖLÜM 4. RUSYA DAN ANTALYA YA GÖÇÜN ANTALYA KENTİNE OLAN ETKİLERİ... 105 BÖLÜM 5. SONUÇ... 123 KAYNAKLAR... 128 EKLER... 141 ÖZGEÇMİŞ...151 ÖZET...152 ABSTRACT...153

ÖNSÖZ Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin (SSCB) dağılması ile bu bölgeden Türkiye nin de dâhil olduğu bir çok ülkeye yoğun göç hareketleri başlamıştır. Türkiye de bu göç hareketinin ilk hedefleri, Trabzon ve Samsun gibi Karadeniz kıyı kentleri ile İstanbul metropolüdür. Özellikle 2000 li yıllardan sonra artan yatırımların sonuçları ve uluslararası ortaklıklar ile Antalya nın turizmde önemli bir destinasyon haline gelmesi, aynı zamanda göçmenler için de hedef olmasına neden olmuştur. Göçmenler için Antalya nın bir hedef haline gelmesinde, turizmde Rusça bilen işgücüne olan talebin de önemli bir etkisi vardır. Bu bağlamda Antalya da Ruslar, turizmle bağlantılı gelişen göç sisteminde, sistemin en önemli parçası olmayı başarmışlardır. Başlangıçta ekonomik gerekçelerde gerçekleşen bu göç hareketinde, evlilik ve eğitim gibi sosyal gerekçelerin önem kazanması nedeniyle Rusların Antalya ile olan bağının anlamı zamanla değişmiştir. Antalya da sayıları ve görünürlükleri artan Rusların, hem demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri, hem de kent içi mekân kullanımları ve kentte ortaya çıkardıkları değişimler, onları Antalya da yaşayan diğer göçmen gruplarından ayırmaktadır. Bu nedenle Antalya da yaşayan Rusların araştırılması önem taşımaktadır. Rusya dan Antalya ya Ulusaşırı Göç ve Bu Göçün Sosyo-Mekânsal Sonuçları isimli bu çalışmanın gerçekleştirilmesinde, değerli tez danışmanım Prof. Dr. E. Murat Özgür ün katkıları çok önemlidir. Prof. Dr. E. Murat Özgür ün yardımları ve desteği olmasaydı, çalışmayı tamamlamam mümkün olmazdı. Tezimi hazırlanması süresince karşılaştığım bütün olumsuzlukları, yönlendirmeleri ve verdiği motivasyonla aşmamı sağlayan, kendisini ne kadar yorsam da beni desteklemekten hiç vazgeçmeyen sevgili hocam Prof. Dr. E. Murat Özgür e, Çalışmama hem biçimsel hem de içeriksel olarak çok önemli katkılar sağlayan Doç. Dr. Salih Şahin e ve Yrd. Doç. Dr. M. Murat Yüceşahin e, I

Görüş ve önerileriyle çalışmama önemli katkıları olan Pedagogical University of Cracow dan Lech Haydukiewicz e, Rusların kent içi kullanım alanlarını gösteren haritaların altyapı bilgilerinin elde edilmesinde, haritaların düzenlenmesinde önemli katkıları olan ve çalışmamın biçimsel düzeltmelerine yardımcı olan arkadaşım Engin Eraydın a, Anketleri doldurarak ve derinlemesine görüşmeye katılarak hayatları hakkında bilgiler veren bütün katılımcılara, Desteklerinden cesaret aldığım aileme ve arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler. Ayla DENİZ Ankara-2012 II

ŞEKİLLER LİSTESİ Şekil 1. Antalya ya gelen turistlerin uyruklarına göre dağılımı... 10 Şekil 2. Antalya'da edinilen kat mülkiyeti sayılarının ülkelere göre dağılımı...11 Şekil 3. Antalya'da edinilen taşınmaz sayılarının ülkelere göre dağılımı...12 Şekil 4. Antalya'da mülk alan kişi sayılarının ülkelere göre dağılımı...12 Şekil 5. Antalya'da edinilen kat mülkiyeti alanlarının ülkelere göre dağılımı...13 Şekil 6. Katılımcıların aylık harcama kalemleri... 55 Şekil 7. Katılımcıların Antalya'ya göç etme nedenleri...59 Şekil 8. Katılımcıların Antalya'ya ilk geliş amaçları... 63 Şekil 9. Katılımcıların Antalya'ya ilk geliş yılları... 66 Şekil 10. Katılımcıların Antalya'ya yerleşme sürecinde yaşadıkları sorunlar... 68 Şekil 11. Katılımcıların çalıştıkları iş kolları... 73 Şekil 12. Katılımcıların çalıştıkları işleri seçme nedenleri... 75 Şekil 13. Katılımcıların evleri ile işyerleri arasındaki uzaklık (dakika)... 76 Şekil 14. Katılımcıların mevcut evlerini/mahallelerini seçme nedenleri...80 Şekil 15. Katılımcıların oturdukları konutların tipleri...82 Şekil 16. Katılımcıların mevcut evlerinde oturma süreleri...82 Şekil 17. Katılımcıların sağlık hizmeti aldıkları yerler... 88 Şekil 18. Katılımcıların Antalya'da gitmekten korktukları mahallelerin var olma durumu...94 Şekil 19.Katılımcıların ev satın almak istedikleri mahalleleri seçme nedenleri...98 Şekil 20. Katılımcıların ev satın almak istedikleri mahalleler... 98 Şekil 21. Katılımcıların evlerinin mülkiyet durumu...106 Şekil 22. Katılımcıların Türkçe bilme düzeyleri... 109 III

Şekil 23. Rus okulunun Antalya'ya katkı durumu... 115 Şekil 24. Katılımcılar Antalya'ya yerleştikten sonra meydana gelen değişimler... 120 IV

ÇİZELGELER LİSTESİ Çizelge 1. Antalya'da yaşayan Rusların demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri 48 Çizelge 2. Antalya'da doğum yeri Rusya Federasyonu olanların demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri... 48 Çizelge 3. Antalya'da oturma iznine sahip Rusların yıllara göre sayıları... 49 Çizelge 4. Katılımcıların aylık gelir durumları... 55 Çizelge 5. Katılımcıların Antalya'ya göç kararında etkili olan kişi veya kurumlar... 60 Çizelge 6. Katılımcıların Antalya'ya yerleşme sürecinde yardım aldıkları kişi veya kurumlar... 61 Çizelge 7. Katılımcıların Antalya'ya göç sürecinde sorun yaşama durumları... 61 Çizelge 8. Katılımcıların Antalya'ya yerleşme kararını kaçıncı gelişlerinde aldıkları...64 Çizelge 9. Katılımcıların Türkiye'de Antalya'dan önce bulundukları iller... 65 Çizelge 10. Katılımcıların Antalya'ya yerleşmeye karar verdikleri yıllar... 67 Çizelge 11. Katılımcıların Antalya'da çalıştıkları işlerin, ilk işleri olma durumu... 74 Çizelge 12. Katılımcıların Antalya'da gitmekten korktukları mahalleler 95 V

HARİTALAR LİSTESİ Harita 1. Çalışma Alanı...15 Harita 2. Katılımcıların Evlerinin Bulunduğu Mahalleler... 83 Harita 3. Doğum Yeri Rusya Federasyonu Olanların Mahallelere Göre Dağılımı...84 Harita 4. Katılımcıların Alışveriş Yaptıkları Mahalleler... 87 Harita 5. Katılımcıların Sağlık Hizmeti Aldıkları Mahalleler... 90 Harita 6. Katılımcıların Eğlendikleri/Dinlendikleri ve Serbest Zaman Geçirdikleri Mahalleler... 93 Harita 7. Katılımcıların Ev Satın Almak İstedikleri Mahalleler... 100 Harita 8. Katılımcıların Fiziksel Temas Kurdukları Mahalleler... 102 Harita 9. Rusların Antalya da Yoğunlaşma Alanları... 104 VI

FOTOĞRAFLAR LİSTESİ Foto 1. Antalya'da yabancılara satılmak için yapılmış bir bina 79 Foto 2. Antalya'da hızla süren lüks konut yapımı...81 Foto 3. Antalya'da Rusların sık sık alışveriş yaptıkları bir işletme...86 Foto 4. Antalya'da Rusların sıklıkla sağlık hizmeti aldıkları bir hastane 89 Foto 5. Antalya'da Rusların dinlendikleri yerlerden biri: Hamam...92 Foto 6. Antalya'da Rusların satılmak için yapılmış bir binaya ait satılık ilanı... 99 Foto7. Antalya'da faaliyet gösteren bir emlak ofisi... 107 Foto 8. Antalya'da faaliyet gösteren bir emlak ofisi...107 Foto9. Antalya'da faaliyet gösteren bir emlak ofisi... 108 Foto10. Antalya'da faaliyet gösteren bir emlak ofisi... 108 Foto 11. Antalya'da faaliyet gösteren bir emlak ofisi... 108 Foto 12. Antalya'da Rus bir yerleşimcinin ortak olduğu kuaför...111 Foto 13. Antalya'da sahibi Rus olan bir perde dükkanı...111 Foto 14. Antalya'da Rus lokantasının menüsü...112 Foto 15. Antalya'da Rus bir yerleşimcinin sahip olduğu işletme...112 Foto 16. Antalya'da Rus bir yerleşimciye ait tırnak stüdyosu...113 Foto 17. Antalya'da hizmet veren Rus Okulu...114 Foto 18. Rusların mülk ediniminin kentsel görünümde yarattığı değişim... 118 Foto 19. Antalya da semt pazarından alışveriş yapan Ruslar... 119 Foto 20. Antalya'da yaşayan emekli bir Rus çift... 121 Foto 21. Antalya'da yaşayan yabancılar ülkeleriyle uygun fiyatlara konuşmaları için açılmış bir arama merkezi... 121 VII

KISALTMALAR AEM: Antalya Emniyet Müdürlüğü BDT: Bağımsız Devletler Topluluğu DİE: Devlet İstatistik Enstitüsü EGM: Emniyet Genel Müdürlüğü IOM : International Organization for Migration KTB: Kültür ve Turizm Bakanlığı SSCB: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği TKGM: Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü TÜİK: Türkiye İstatistik Kurumu VIII

BÖLÜM 1. GİRİŞ Belki de bizim gerçek kaderimiz ebedi olarak yolda olmaktır, hiç durmadan nostaljiyle pişman olan ve arzulayan, dinlenmeye susamış ve hiç durmadan başıboş yola koyulan. Kutsal olan bir şey varsa o da nereye vardığını bilmediğimiz fakat inatla izlediğimiz yoldur, tıpkı karanlık ve tehlikeler arasında bizi neyin beklediğini bilmediğimiz şu andaki yürüyüşümüz gibi. S.ZWEIG Dünyanın hemen her bölgesinde son yirmi yılda beklenmedik oranda artan insan hareketliliği, aslında sermaye ve teknolojinin artan hareketliliğinin zorunlu bir takipçiliği anlamına gelmektedir (Kümbetoğlu, 2003: 275). Küreselleşmenin insan hareketliliğini artırmasıyla şekillenen uluslararası göç, dünyanın dört bir yanından siyaseti ve toplumları yeniden şekillendiren ulusaşırı bir devrimin parçası olarak kabul edilmektedir (Castles ve Miller, 2008:11). Uluslararası göç sürecinde Türkiye nin önemi, hem küresel piyasanın talebine hem de bulunduğu coğrafyadaki değişimlere bağlı olarak son yıllarda artmıştır. 1960 lı yıllarda Batı Avrupa ülkelerine işçi gönderme pratiğinden hareketle göç veren, Batı Avrupa ülkelerine geçmek için Türkiye yi bir geçiş noktası olarak kullanan Asya kıtasındaki ülke vatandaşlarından yola çıkarak transit geçişe olanak veren, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği nin (SSCB) dağılmasından sonra bu birliğe bağlı ülke vatandaşlarının emek göçleri ile Batı Avrupa ülkeleri vatandaşlarının sıklıkla katıldığı emekli göçünde bir hedef haline gelmesiyle göç alan bir ülke olarak tanımlanmaya başlamıştır (İçduygu ve Muradoğlu, 1995; Gülçür ve İlkkaracan, 2002; Erder ve Kaşka, 2003; Turan ve Karakaya, 2005; Abadan-Unat, 2006; Südaş ve Mutluer, 2008; Gebelek, 2008; Dağdelen, 2008; Özerim, 2008; Üstübici, 2009; Deniz ve Özgür, 2010). 1

Özellikle emekli göçleri ve emek göçlerinde Türkiye nin göç alan bir ülke olarak dikkati çekmesinde, turizmin önemi büyüktür (Südaş, 2005; Balkır vd., 2008; Lordoğlu, 2008; Gökmen, 2011). Türkiye de turizmin özellikle 1990 lı yıllardan itibaren yıldızı parlayan bir sektör haline gelmesiyle bu alana yapılan yatırımlar/teşvikler artmış ve turizm diğer sektörlerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek bir hızda gelişme göstermiştir (Lordoğlu, 2009). Bu süreçte en hızlı gelişmeyi gösteren illerden biri de Antalya dır. SSCB nin dağılması, Sarp Sınır Kapısı nın açılması ve Bağımsız Devletler Topluluğu na (BDT) üye ülkelerden turist gelmesine yönelik politikalar sonucunda, bu ülkelerden gelenler için Antalya nın tanınması mümkün olmuştur. Antalya da turist kitlesinin Rusça konuşan kişiler olması, bu kişilere hizmet edecek personel ihtiyacını doğurmuştur. Mevcut iç kaynakların Rusça bilen eleman ihtiyacını karşılamaktan uzak oluşu, Rusça konuşan ülke vatandaşlarının emek piyasasına eklemlenme pratiğini yaratmıştır. Zaten SSCB nin dağılmasından sonra yüksek işsizlik, gelirin azalması ve yoksulluk deneyimlerini aşmaya çalışan insanlar için Antalya, yaşamlarını daha iyi şartlarda sürdürmek isteyenler için umut olmuştur ve bu kişiler Antalya ya gelmeye başlamıştır. Sovyetler Birliği nin dağılmasının ilk yıllarında sıklaşan ilişkiler, zamanla Antalya da sosyal dinamikleri de etkilemiştir. Önceleri ekonomik gerekçeli başlayan göçler, evlilik, eğitim ve hatta iyi iklim koşulları nedeniyle devam etmiş ve göçmen ağları oluşmuştur. 2

20 yıldan daha uzun bir geçmişe sahip olan bu süreçte, özellikle 2000 li yıllardan sonra turist vizesiyle mevsimlik çalışma eylemi, birçok göçmen için yılın yarısından fazlasının Antalya da geçirildiği yerleşim sürecini doğurmuştur. Antalya ya yerleşen kişiler arasında ilk sırada yer alan Ruslar, kentin mekânsal görünümünü de etkilemeye başlamıştır. Rusya dan Antalya ya Göç ve Bu Göçün Sosyo-Mekânsal Sonuçları isimli bu çalışma, 4 bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, bu çalışmanın yapılma amacını, önemini, önceki çalışmaları, çalışma alanı seçimini, çalışmada kullanılan yöntemleri, çalışmanın kapsam ve sınırlılıkları ile varsayımlarını içermektedir. İkinci bölümde, uluslararası göç hareketinin literatürde nasıl tanımlandığı ve uluslararası göçleri açıklamak için geliştirilen teorilere/çözümlemelere odaklanılmaktadır. Çalışmanın üçüncü bölümünde, alan araştırması sonuçlarından yola çıkarak göçmenlerin demografik ve sosyo-ekonomik özellikleri, Antalya daki yaşamları, çeşitli ihtiyaçlar için kentte hangi alanları kullandıkları üzerine durulmaktadır. Çalışmanın son bölümünde ise, Rusya dan Antalya ya göç sonucunda kentsel mekânda meydana gelen değişimler ortaya konulmaktadır. 1.1. ÇALIŞMANIN AMACI VE ÖNEMİ Küreselleşmenin yarattığı ulusal sınır geçirgenliği sonucunda, Dünya nın herhangi bir yerinde meydana gelen değişimler, Dünya nın neredeyse tamamını etkilemektedir. Savaşlar, doğal afetler, ekonomik krizler ve devlet politikaları gibi 3

etmenler nedeniyle her yıl milyonlarca kişi yerleşim yerini değiştirmektedir. Bu değişimlerin bir kısmı da ulusal sınırları aşma şeklinde olmaktadır. Farklı göçmen gruplarının uluslararası göçteki davranışlarını; hedef ve köken ülkenin tavırları, göçmenlerin nitelikleri ve kaynakları ile tarihsel ve sosyal bağlar belirlemektedir. Bu etkenler hem göç sürecinde hem de göçün bitimi ve yerleşim sürecinde belirleyicidir. Bu çalışmada, Türkiye yi uluslararası göçlerde bir varış ülkesi olarak gören Ruslar ın Antalya ya yerleşim deneyimlerini anlamak, yerleşimcilerin belirli bir alanda toplanma eğilimi gösterip göstermediklerini tespit etmek, yerleşimcilerin Antalya da hangi mahalleleri sıklıkla kullandıklarını belirleyerek kent içi kullanım alanlarını belirlemek ve Rusların Antalya ya yerleşmeleriyle birlikte kentsel mekânı nasıl şekillendirdiklerini ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu çalışmanın önemi, Türkiye ye göç etmiş Rusları doğrudan hedef alan ilk çalışma olmasıdır. Antalya da sayıları ve görünürlükleri gittikçe artan Rusları, doğrudan veya dolaylı olarak konu alan sınırlı sayıdaki çalışma değerlendirildiğinde, Rusların kentte kullandıkları alanların sorgulanmadığı görülmektedir. Yerleşimcilerin hali hazırda alışveriş yapmak, sağlık hizmeti almak ve serbest zamanlarını geçirmek gibi faaliyetleri için Antalya da hangi alanları kullandıkları bilinmemektedir. Ek olarak, Rusya dan Antalya da yönelen ve belirli bir sürede yayılım gösteren bu göç hareketinde, Antalya hayatına eklemlenen yeni sosyal unsurun, hangi mekânsal değişimleri yarattığı ve göçmenlerin gelecekten beklentileri ile kentteki mekânsal eğilimlerinden hareketle göçün gelecekteki yönünü sorgulayan bir çalışma bulunmamaktadır. Göçmenlere uygulanacak politikaların başarılı olması 4

ve bu göç hareketinin geleceğine yönelik çıkarım yapılması için, Rusların tanınması ve mekânsal davranışlarının bilinmesi gerektiği düşünülmektedir. Yapılan çalışma, hem göç ve yerleşme sürecinin anlaşılmasını, hem de göçmenler mekânsal dağılışmları ile kent kullanımlarının sonuçlarını içermesi bakımından önemlidir. 1.2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Antalya da yerleşen Rusları doğrudan konu alan çalışmalar sınırlıdır. Bu çalışmalardan ilki yüksek lisans tezi olarak yapılmıştır. Gebelek (2008), eski SSCB ülkelerinden Antalya ya gerçekleşen kadın göçünün nedenlerine ve sonuçlarına toplumsal cinsiyet perspektifinden baktığı çalışmasında, turizm sektöründe çalışanlara odaklanmıştır. Gebelek (2008), Antalya da Bağımsız Devletler Topluluğu ndan (BDT) gelerek Antalya ya yerleşen kişiler hakkında yaptığı çalışmada, ekonomik ve sosyal gerekçelerin göç sürecinde iç içe geçtiğini belirtmektedir. Çalışmanın hareket noktasının toplumsal cinsiyet bakış açısı olmasından dolayı araştırmada mekânsal dağılış ve yayılışlara, bunun sosyomekânsal sonuçlarına yer verilmemiştir. Turizme bağlı gelişen göç sistemini incelerken, bugünün turistlerini yarının muhtemel yerleşimcileri olarak görmek yanlış olmaz. Bu bağlamda Antalya ya gelen Rus turistlerin niteliklerinin belirlenmesini sağlamak için yapılan çalışmalar anlamlıdır. Demirci-Orel ve Memmedov (2004) tarafından yapılan çalışmada ortaya konan turist özellikleri ile Aksu vd. (2008) tarafından yapılan çalışmanın bulguları örtüşmektedir. Rus turistlerin yaş ortalamasının düşük olduğu, kadın turistlerin ağırlıklı olduğu ve yeniden Antalya ya gelme isteklerinin yüksek olduğu çıkan 5

sonuçlar arasındadır. Ek olarak katılımcıların Antalya ile ilişkilerinin daha eski dönemlere dayandığı görülmektedir. Deniz ve Özgür (2010), 320 Rus yerleşimciyle Antalya da gerçekleştirdikleri çalışmalarında, Antalya da yaşayan Rusların, zamanla Thomas Faist in ulusaşırı toplumsal alan yaklaşımına benzeyen bir yapı oluşturduklarına tanık olmuşlardır. Bu bağlamda Rusların uluslararası göçünün ulusaşırı toplumsal alan oluşturma süreci değerlendirilmiştir. Bu çalışma Antalya da yaşayan Rusların önemli bir topluluk olduklarını ve ulusaşırı bir alan oluşturma sürecine katıldıklarını ortaya koyan ilk çalışma olması açısından önemlidir. Bu çalışmada göçmenlerin kent içi yer seçimi ve bunun sonuçlarına odaklanıldığı için, bu konuda yapılmış önceki çalışmalara da bakılmıştır. Göçmenlerin kent içi yer seçimi; onların kümelenme davranışı gösterip göstermediklerini, kenti nasıl algıladıklarını, kalıcılık eğilimlerinin düzeyini ortaya koyarak göçmenlerin mekânı yeniden yapılandırma sürecini doğurur. Sosyal olanın mekânı kendi eğilimiyle şekillendirme süreci de sosyo- mekânsallığı yaratır. Soja ya (1980) göre, mekâna bakışın zamanla değişimi ile mekân yeniden anlam kazanır. Dünya da göçmenler ve onların mekânla ilişkisi üzerine yapılan çalışmalara bakıldığında, insanın niteliklerininve kurukları ağların yerleşim yeri seçimi ve seçilen alanı değiştirmede etkisi olduğu görülmektedir. Büyük Britanya ya yerleşmiş Siyah Afrikalı göçmenlerin incelendiği Daley in (1998) çalışmasında, mekânsal dağılım bakımından bu göçmen grubun aynı alanda yaşayan diğer göçmen gruplarından daha fazla kümelenme gösterdiklerine işaret edilmektedir. Bu grubun toplandıkları alanların düşük sosyal hizmet alanları olduğu, 6

göçmen grubunda ise marjinal ekonomik faaliyetlerle meşguliyetin fazla olduğu ortaya çıkmaktadır ki göçmen grubun kentte belirli alanlarda yaşama eğilimi göstermelerinde, onlara uygulanan ayrımcılığın da etkisi olduğu ifade edilmektedir. Böylece göçmenler, kendi taşıdıkları ve kendilerine yüklenen anlamlarla birlikte mekânı şekillendirmektedir. Andersson (1998) çalışmasında, İsveç te hükümetin uluslararası göçmenler konusunda yaklaşım değişimi sonucunda ülkede göçmenlerle oldukça farklılaşmış ve hatta ayrılmış alanların ortaya çıktığını ifade etmektedir. Türk göçmenlerin de yer aldığı bu süreçte, 1980-1995 yılları arasındaki kısa sürede bile mekânın nasıl değiştiği ve az yerleşilmiş alanların yoğun nüfuslanmış alanlara dönüştüğü belirtilmektedir. Uygulanan göçmen politikaları, göçmenlere ayrılan bütçenin artırılması, İsveçlilerin ülke dışına yoğun göçlerini takiben İsveç e yoğun yabancı göçünün varlığı ve göçmenlerin belirli alanlara yerleşmesiyle birlikte, bu alanların göçmenlerin yaşam tarzları ve beklentilerine göre biçimlendiği ve kaçınılmaz olarak kentsel bölünmenin oluştuğu söylenmektedir. İngiltere de yaşayan göçmenler üzerine yapılan bir diğer çalışma olan Stillwell ve Williams ın (2005) çalışmasında, göçmen grupların ülke içinde nasıl bir dağılım sergiledikleri, önce siyah-beyaz gruplar şeklinde gösterilmiştir. Bu bölümlemeden sonra etnik gruplara göre ayrım yapılmıştır. Her iki ayrımda da benzer gruplar arasında kümelenme eğiliminin yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır. Harz (2008), Viyana da 1971 yılından 2001 yılına kadar olan dönemi temel aldığı, şehir toplumu ve komşuluk ilişkilerinin yeniden yapılanma sürecine odaklandığı çalışmasında, küreselleşmenin de etkisiyle kent içinde bölünmüş 7

alanların oluştuğunu ifade etmektedir. Bu kutuplaşma sürecinde özellikle uluslararası göçmen gruplarının sosyo-ekonomik niteliklerinin etkisi olduğunu iddia etmektedir. Nitekim düşük eğitim-yüksek işsizlik- kötü yaşam koşulları üçlemesinde göçmen gruplarının dezavantajlı olduğu ve yaşadıkları mekânın da bu olumsuzluklarla şekillendiği ifade edilmektedir. Aynı şekilde Sykora nın (2009), Eski Sosyalist devletlerin, rejim değişimi sonrası kapitalist yaşam pratiklerine alışması sürecinde hızlı sosyal gruplaşma yaşadıkları ve mekânı da sosyal tanımlamalarla böldükleri iddiasını tartışan çalışmasında, Çek Cumhuriyeti nde hızlı bir kırdan kente ve ülke dışına göç sürecinin gerçekleştiği ifade edilmektedir. Ülke içindeki göçmen grupların hem etnik hem de sosyo-ekonomik ayrışmaya tabi oldukları ve niteliklerine göre de ülke içinde konumlanarak mekânsal anlam yarattıkları belirtilmektedir. İncelenen çalışmalarda göçmenlerin ve göçmenlik deneyimin mekânı şekillendirmede önemli bir unsur olduğu görülmektedir. 1.3. ÇALIŞMA ALANI SEÇİMİ Türkiye de turizmin gelişmesi için yapılan çalışmalar içerisinde yer alan 1977 onaylanarak yürürlüğe giren Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi sayesinde, Antalya turist ve yerleşik yabancı deneyimini diğer illerden daha erken yaşamaya başlamıştır. Her şey dâhil sistemiyle gelişen ucuz tatil olanakları sayesinde Türk turizminin önemli merkezlerinden biri haline gelen Antalya, yabancılar tarafından tanınan bir destinasyona dönüşmüş ve özellikle Batı Avrupa ülkeleri ve eski SSCB içinde yer almış ülkeler için önemli bir hedef haline gelmiştir. Sonuçta Antalya, 8

yabancıların yaşamak ve yerleşmek için yoğun talep gösterdiği bir il olarak tanınmaya başlamıştır (Balkır vd., 2008: 13). Turistlerin Antalya ile olan ilişkilerinin gelişimiyle birlikte iki ayaklı yeni bir göç akımı başlamıştır ve Kümbetoğlu nun (2003) da belirttiği gibi, göç edenlerin nitelikleri farklılaşmıştır. Turizme bağlı gelişen bu göçün ilk ayağını oluşturan Batı Avrupa ülkelerinden gelenlerin turist kimliğinden yerleşimci kimliğine geçmeleri, refah toplumlarına özgü emekli göçü veya yaşam stili göçü bağlamında incelenmiştir (Südaş, 2005; Balkır vd., 2008). Turizme bağlı olarak gelişen bu göç sisteminin ikinci ayağını ise geçmişte eski SSCB ye üye iken şimdi Bağımsız Devletler Topluluğu na (BDT) üye olan ülkelerden gelenler oluşturmaktadır. Bu ülkelerden gelenlerin ise emek göçü ve evlilik göçüne katıldıkları bilinmektedir (Gebelek, 2008; Deniz ve Özgür, 2010). Antalya ilinde eski turist-yeni yerleşimci olanlar içerisinde Ruslar özel bir öneme sahiptir. Rusya dan Türkiye ye olan turist akımı incelendiğinde, Rusların tatil için en çok Antalya yı tercih ettikleri bilinmektedir. Ek olarak, Antalya ya gelen yabancılar içinde Almanlar dan hemen sonra ikinci sırada yer aldıkları görülmektedir (Şekil 1). 9

Şekil 1. Antalya ya gelen turistlerin uyruklarına göre dağılımı (Kaynak: Kültür ve Turizm Bakanlığı-KTB, 2010) Yabancıların Türkiye de mülk alma eğilimi son yıllarda artmıştır. Türkiye de yabancıların en fazla mülk aldıkları illerden biri de Antalya dır. Türkiye den taşınmaz edinen yabancılar içinde Rusların, Türkiye de edindikleri toplam taşınmazın %84 ünü Antalya da edinmektedirler (Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü-TKGM, 2012, son erişim tarihi: 29.03.2012). Antalya da mülk alan yabancıların mülklerini ayrıntılı olarak incelendiğinde, Almanya uyrukluların en fazla kat mülkiyetine sahip yabancı grubu olduğu ve bunu Rusya Federasyonu uyrukluların takip ettikleri görülmektedir (Şekil 2). 10

Şekil 2. Antalya'da edinilen kat mülkiyeti sayılarının ülkelere göre dağılımı (Kaynak: TKGM, 2012, son erişim tarihi: 29.03.2012) Taşınmaz sayısına göre yabancıların mülk edinimi incelendiğinde, Almanya ve İngiltere yi Rusya Federasyonu nun izlediği görülmektedir. Antalya da yaşayan yabancılar hakkında yapılan önceki çalışmalarda özellikle Almanya (Südaş, 2005) ve İngiltere (Balkır vd., 2008) vatandaşı olan yabancıların emekli göçüne katılanlar oldukları, mülk edinme eğilimlerinin yüksek olduğu, bunda emeklilik gelirlerinin etkili olduğu görülmüştür. Bu grubun dışında kalan Rusya Federasyonu vatandaşlarının yüksek mülk edinim göstergeleri, bu göçmenleri diğer yabancılardan ayırmaktadır (Şekil 3). 11

Şekil 3. Antalya'da edinilen taşınmaz sayılarının ülkelere göre dağılımı (Kaynak: TKGM, 2012, son erişim tarihi: 29.03.2012) Antalya da mülk edinen yabancıların kişi sayısına göre mülk alımlarına bakıldığında, Rusların yine mülk ediniminde ilk beş ülkeden biri olduğu saptanmaktadır (Şekil 4). Şekil 4. Antalya'da mülk alan kişi sayılarının ülkelere göre dağılımı (Kaynak: TKGM, 2012, son erişim tarihi: 29.03.2012) 12

Antalya da kat mülkiyeti edinen yabancıların edindikleri kat mülkiyetlerinin alanına göre dağılımına bakıldığında, İngiltere, Almanya, Danimarka uyruklu vatandaşları, Rusya Federasyonu vatandaşlarının takip ettikleri görülmektedir. Yine Antalya da Rusya Federasyonu vatandaşlarının edindikleri kat mülkiyeti alanında ilk beş ülkeden biri olduğu görülmektedir (Şekil 5). Şekil 5. Antalya'da edinilen kat mülkiyeti alanlarının ülkelere göre dağılımı (Kaynak: TKGM, 2012, son erişim tarihi: 29.03.2012) Bununla birlikte Antalya daki yabancı yerleşimcilerin 2006-2009 yılları arasındaki sayıları incelendiğinde, Rusların ilk sırada yer aldıkları görülmektedir (Emniyet Genel Müdürlüğü-EGM). Rusların Türkiye de Antalya yı yerleşmek için seçmeleri kamuoyunun kabul ettiği ve basında da sık sık yer alan bir durumdur (http://www.hurriyet.com.tr/gundem/19810152.asp). Antalya da yerel yönetim birimleri de burada yaşayan Ruslarla iyi iletişim kurma üzerine politikalar geliştirmektedir (http://www.antalyakulturturizm.gov.tr/belge/1-89897/antalyada-rusyanin-ulusal-birlik-gunu-kutlandi.html). 13

Bütün bu bilgiler Küçük Moskova olarak isimlendirilen Antalya nın (Gebelek, 2008:98), Ruslar için önemli bir yerleşim alanı olduğunu göstermektedir. Bu çalışmada, eski adı Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) olan ve 17 Kasım 2005 tarihinden sonra Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) olarak ismi değiştirilen ulusal istatistik merkezinden alınan verilerine bağlı olarak Antalya da Rusların yoğun olduğu mahalleler tespit edildikten sonra çalışmanın yapılacağı alan sınırlandırılmıştır. Balkır vd. nın (2008:14) Antalya da uluslararası emekli göçünün sosyal ve ekonomik etkilerinin ortaya konması amacıyla yaptığı çalışmasında, Antalya da yabancı yerleşiklerin oturdukları mahalleler belirtilmektedir. Bu mahalleler Güzeloba Mahallesi, Barbaros Mahallesi, Fener Mahallesi, Selçuk Mahallesi, Yeşilbahçe Mahallesi, Liman Mahallesi, Gürsu Mahallesi, Arapsuyu Mahallesi, Öğretmenevleri Mahallesi, Kuşkavağı Mahallesi, Altınkum Mahallesi, Akkuyu Mahallesi dir. Adı geçen mahalleler, yüksek lisans tezinin ilk araştırma evresinde sağlanan resmi kayıtlarla ve gözleme dayalı tespitlerle uyumludur. Çalışma, yukarıda da adı geçen mahalleleri de içeren Antalya Büyükşehir Belediyesi görev alanında bulunan Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa Belediyeleri nde yürütülmüştür (Harita 1). 14

15

1.4. METODOLOJİ Bu çalışmanın temel veri setini, 2011 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında Antalya da gerçekleştirilen alan araştırmasının sonuçları oluşturmaktadır. Antalya da yaşayan Rusların temel demografik ve sosyo-ekonomik özelliklerini; kent içinde hangi alanlarını yerleşim için seçtiklerini; alışveriş ve eğlenme gibi sosyal gereksinimlerini kentin hangi alanlarında karşıladıklarını; yaşadıkları alanlarda ne gibi değişimler meydana getirdiklerini anlamak için yapılan bu çalışmada; anket, derinlemesine görüşme ve gözlem teknikleri kullanılmıştır. Ruslara uygulanan anketler, Antalya da yaşayan Rusların Türkçe bilme düzeylerinin yüksekliğinden dolayı çalışmanın başlangıcında Türkçe hazırlanmıştır. Ancak alan araştırması sırasında Antalya ya yakın zamanda göç etmiş ve Türkçe yi iyi derecede öğrenememiş göçmenlere ulaşılması nedeniyle, anket soruları, Antalya da faaliyet gösteren ve yabancı personel istihdam eden bir tercüme bürosu tarafından Rusça ya çevrilmiştir. TÜİK (2000) verilerinde Rusların yoğun olduğu mahalleler tespit edildikten sonra Antalya Büyükşehir Belediyesi görev alanında bulunan Kepez, Konyaaltı ve Muratpaşa Belediyeleri nden, hizmet alanı içindeki mahallelerde yaşayan Ruslara ilişkin bilgi talebinde bulunulmuştur. Bu belediyelerden Muratpaşa ve Konyaaltı Belediyeleri net bir bilgileri bulunmamakla beraber, Rusların yoğunlaşma gösterdikleri mahaller hakkında gözleme dayalı bilgi vermişlerdir. Son olarak, Rus göçünün turizmle bağlantısından hareketle, kent merkezinde turizme yönelik ticaret yapan yerli halka, Rusların yoğun yaşadıklarını düşündükleri mahalellere ilişkin fikirleri sorulmuştur. 16

TÜİK ten Antalya da yaşayan Rusların mahalle ölçeğinde dağılımını görebildiğimiz 2000 yılı verilerine de ulaşılmasından sonra, anket uygulamasına başlanmıştır. Toplamda 114 katılımcı, anket sorularının tamamına cevap vermiştir. Antalya da 2010 yılında Prof. Dr. E. Murat Özgür ile birlikte yaptığımız çalışma sırasında kurduğumuz bağlantılar, bu çalışma için katılımcılara erişimde büyük kolaylık sağlamıştır. Bu bağlantıdan hareket ederek kartopu örnekleme tekniği kullanılmıştır. Her katılımcıyla önceden randevulaşılmış ve görüşme süresince katılımcının yanında kalınmıştır. Böylece hem katılımcıların anlamadıkları soruların anketin yapılma anında açıklanması, hem de her katılımcının bütün soruları cevaplaması sağlanmıştır. Alan araştırmasının sonuçlarının haritalanması için ilgili belediyelerden mahalle sınırlarını içeren haritalar temin edilmiştir. Rusya dan Antalya ya göçün sosyo-mekânsal sonuçlarını görsel araçlarla desteklemek için fotoğraf çekimi yapılarak çalışma tamamlanmıştır. 1.5. KAPSAM VE SINIRLILIKLAR Uluslararası göç konusunda Türkiye de düzenli bir veri toplama sistemi yoktur. Oysa Türkiye ye yönelen göç hareketleri son yıllarda beklenmedik biçimlerde artmıştır. Ulusal sınırların ötesinde gelişen bu göç hareketinde, göçmenleri önlemeye yönelik politikalar devreye girmektedir. İkamet ve çalışma izni almanın zorlukları nedeniyle göçmenler kendi geliştirdikleri ağları kullanarak yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır (Castles ve Miller, 2008). Bu durumla, ilgili kişiler sıklıkla kaçak olarak ikamet etmektedir. Türkiye de yaşayan yabancıların turist vizelerini yenilemek yoluyla yılın büyük kısmını ülkede geçirmeleri, ancak kayıtlarda turist olarak görünmeleri bilinen 17

bir durumdur (Südaş, 2005; Erder, 2007; Deniz ve Özgür; 2010). Bu bağlamda TÜİK, Antalya Emniyet Müdürlüğü ve Antalya Büyükşehir Belediyesi nin verdikleri tahmini rakamlar birbiriyle örtüşmemektedir. Dolayısıyla bu durum araştırılan göçmen sayısının tam olarak bilinememesine neden olmaktadır. Rus yerleşimci sayılarının tam olarak bilinmemesi yanında, çalışmanın bir diğer sınırlılığı, Antalya da çalışma alanı içindeki belediyelerin görev yaptıkları mahallelerin sınırlarındaki belirsizliktir. Belediyeler Kanunu nun değişmesi ve Antalya Büyükşehir Belediyesi nin görev alanını genişletmesi, Kepez, Muratpaşa ve Konyaaltı Belediyeleri nin görev sınırlarının tanımlanmasını zorlaştırmıştır. TÜİK 2000 yılı verilerinde yer alan eski sınırlar, değişen kanunla genişleyen yeni sınırlar ve yeni mahalle bölümlemelerinin ortaya çıkardığı yeni sınırlara bakılınca, çalışmanın mekânsal kapsamına ilişkin sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunun çözümü için ilk olarak Antalya Büyükşehir Belediyesi görev alanına sonradan dâhil edilen Döşemealtı ve Aksu Belediyeleri çalışma alanından çıkarılmıştır. Zaten bu alanlarda göçmenlerin yaşadıkları alanlar yok denecek kadar azdır. Buna rağmen Antalya Büyükşehir Belediyesi ne bağlı Kepez, Muratpaşa ve Konyaaltı İlçe Belediyeleri nden ayrı ayrı istenen görev alanı içindeki mahalle haritaları birleştirilince de uyumsuzluklar ortaya çıkmıştır. TÜİK 2000 yılı göçmen dağılımı verilerinde yer alan mahalleler ile yeni mahalle sınırları ilişkilendirilmiş, mahalle isimleriyle ilgili değişiklikler dikkate alınmış ve TÜİK verileri ile anket sonuçları, şimdiki sınırlara göre haritalara işlenmiştir. Çalışmanın bir diğer sorunu ise Rus yerleşimcilerle gerçekleştirilen görüşmelerde yaşanmıştır. Antalya da Rus göçmenlere karşı bazı kişilerin önyargılı 18

davranışlarının göçmenleri daha hassas hale getirmesinden dolayı, anket sorularının bir kısmı yanlış anlaşılmıştır. Bu soruna ek olarak Rusların Türkçe yi kelime anlamına odaklı şekilde öğrenmelerinden dolayı, kelimelerin yan anlamlarını bilmemeleri de iletişimi zorlaştırmıştır. Antalya ya yeni yerleşmiş olan veya düzensiz çalışma saatleri nedeniyle kenti tanıma fırsatı bulamamış katılımcılar, kent içi kullanıma ilişkin soruları, değerlendirme yapılabilecek biçimden uzak bir şekilde cevaplandırmışlardır. Mesela, mahalle olarak istenen bilgileri semt adı veya çok genel ifadelerle tanımlamışlardır. Bu bilgilerden alışveriş merkezi adı ve hastane adı gibi bilgiler mahalle adları tespit edilerek ve mahalle ölçeğine çevrilerek değerlendirilmiştir. Çalışmanın yapılması esnasında karşılaşılan diğer sorunlar ise, ikâmet ve çalışma izni olmayan katılımcıların anketleri cevaplamaktan kaçınmaları ve özellikle bazı katılımcıların aylık gelire ilişkin soruları net cevaplamak istememeleridir. Yapılan çalışmanın dayanak noktalarından biri olan ulusal istatistik merkezinden alınan bilgiler, merkezin isminin değişmediği döneme aittir. Ancak bu çalışmada kurumun güncel adının kullanılması uygun görülmüştür. 1.6. VARSAYIMLAR Antalya da yaşayan Ruslar hakkında yapılan bu çalışmada, yerleşimciler ve onların sergiledikleri davranışlara yönelik bazı ön kabullerden hareket edilmiştir. 1. Rusya dan Antalya ya gerçekleşen göç hareketi, turizmle bağlantılı olarak gelişmiştir. 2. Antalya da yaşayan Rusların çoğunluğu gençlerden oluşmaktadır. 19

3. Antalya ya göçün temel sebebi ekonomiktir. 4. Antalya da yaşayan Rusların çoğunluğu kadınlardan oluşmaktadır. 5. Göçmenleri düşük eğitim düzeyine sahiptirler. 6. Göçmenler, birbirlerine yakın semtlerde yaşama eğilimi gösterirler. 20

BÖLÜM 2. ULUSLARARASI GÖÇLERİN AÇIKLANMASI Uluslararası göçlerin açıklanması süreci incelendiğinde, 19. yüzyılın tek ve kapsayıcı açıklama arayışlarını, 20. yüzyılda farklı kavram ve farklı varsayımlarla çeşitli kuramsal modellemelerin geliştirilmesinin izlediği görülmektedir (Abadan- Unat, 2006: 21). 2.1. ULUSLARARASI GÖÇ Uluslararası göçlerin tanımlanmasına yönelik çalışmalar, küreselleşmeyle artan göç araştırmalarına paralel olarak artmıştır. Uluslararası göçlerin sınıflandırılması ve açıklanmasına yönelik teorilerin geliştirilmesi için, bu göçlerin tanımlanması gereklidir. Temelde göçün tanımlanması ile uluslararası göçün tanımlanması birbirine benzemektedir. Sadece uluslararası göçlerde bir ulusal sınırın aşılması söz konusudur. Uluslararası göç yazını 1950 lerin sonundan günümüze doğru incelendiğinden, uluslararası göçlerin farklı şekillerde tanımlandıkları halde ortak vurgular taşıdıkları görülmektedir. Uluslararası göç en genel ifadesiyle belli bir ülkeden diğer bir ülkeye doğru gerçekleşen nüfus hareketi olarak tanımlanmaktadır (Petersen, 1978). Gökdere (1978:10) ve Akkayan (1979:21) göçleri, bireylerin yaşadıkları yerleri bırakarak, nispeten sürekli olarak ve bulundukları yerden kayda değer uzaklıkta bir yere gitmeleri olarak açıklamaktadır. Öngör (1980), göçün kesin veya geçici yerleşime yol açacağı vurgusunu yapmanın yanında göçün gerekçesini vurgulamıştır. O na göre, çalışmak ve daha iyi yaşam olanakları bulma umudu, insanları göçlerde motive etmektedir. Erder e (1986) göre göç, anlamlı bir uzaklık ve etki yaratacak kadar bir süre içinde gerçekleşen bütün yer değiştirmelerdir. 21

Kearney (1996: 374); nüfussal yer değiştirme olarak gördüğü göç olgusunu, nüfusun belirli bir coğrafya üzerinde yer değiştirmesi olarak tanımlarken, Lee (1996: 16) ve Wood (1994:607), göç olgusuna nüfusun, kalıcı veya yarı kalıcı olarak yer değiştirmesi olarak yaklaşmıştır. İçduygu ve Sirkeci (1999) ye göre göç; göç kararı almış kişilerin belli bir zaman dilimi içersinde bulundukları yerleşim yerinden başka bir yerleşim yerine geçişidir. Göçün tanımlanmasında, göçe neden olan unsurlara dikkat çeken Şahin (2001:59), ekonomik, toplumsal veya siyasal nedenlerin göç sürecini doğrudan etkilediğini ifade etmiştir. Gençler (2002), göçe katılanların niceliklerine odaklananarak, bu eylemi hem bireylerin hem de grupların gerçekleştirdiğini belirtmiştir. Faist e göre uluslararası göç, çok sayıda bağ ile çok sayıda ulus-devlet içindeki ya da daha çok konumu ve hareket edenlerle kalanlar arasındaki çeşitli bağları özetleyen, çok boyutlu ekonomik, siyasi, kültürel ve demografik bir süreçtir (2003:30). Bu hareket, bir mekândan, toplumsal veya siyasal bir birimden, bir diğerine gerçekleşen aktarım ya da yaşanılan yerin, daimi veya yarı-daimi olarak genellikle bir çeşit idari sınırın dışına doğru değiştirilmesidir (Faist, 2003:42). Uguz vd. (2004), göçle değişen ilişkilere ve ortaya çıkan yeni duruma vurgu yaparak, göçü toplumu sosyal, kültürel, ekonomik, politik, sağlık gibi tüm bileşenleriyle etkileyen, kişileri yeni bir topluluğa götüren, dolayısıyla yeniden uyum sağlama sorunlarıyla karşı karşıya bırakan bir yer değiştirme hareketi olarak tanımlamıştır. 22

Beşeri coğrafya açısından göç, mekânsal değişiklik, demografik açıdan göç eden kişilerin sayısal değişimi, iktisadi açıdan üretim faktörü olan emeğin bir ülkeden diğer ülkeye geçişi, sosyolojik açıdan yeni gelen grubun toplumla bütünleşmesi olarak ele alınmaktadır (Kırlı, 2009). Birleşmiş Milletler istatistikî amaçlar ve yapılan tanımlamalarda birliği sağlamak adına, kendi vatandaşı olduğu ülkeden başka bir ülkede en az 12 ay kalan kişileri göçmen kategorisinde değerlendirmektedir (Toksöz, 2006:109). Uluslararası Göç Örgütü ne-iom (2009) göre uluslararası göç, kişilerin geçici veya daimi olarak başka bir ülkeye yerleşmek üzere menşe ülkelerinden veya mutad olarak ikamet ettikleri ülkeden ayrılmaları, dolayısıyla uluslararası bir sınırı geçmeleridir. Belirlenen dönemde ikametin kalıcı veya kısmi değişimi (Samuel, 1998: 3) olarak kabul edilen uluslararası göç, insan sermayesi yatırımının bir biçimi olarak kavramsallaştırılmakta (Sjaastad, 1962), emek ve sermayenin coğrafi dağılımdaki dengesizliğin sonucu olarak kabul edilmekte (Arango, 2000: 285) ve Dünya yı yaklaşık 200 devlete ayıran sınırları aşmaktadır (Castles, 2000: 269). 2.2. ULUSLARARASI GÖÇLERİN YENİ KATEGORİLERİ Uluslararası göçlerin sınıflandırılmaları, onların anlamlandırılmalarını kolaylaştırmaktadır. Bilindiği gibi uluslararası göçler hem yoğunluk olarak artmış, hem göç edenlerin nitelikleri açısından farklılaşmıştır (Kümbetoğlu, 2003: 294 95). Dünya nın çok farklı coğrafyalarından, geçmişe oranla daha fazla göçmenin uluslararası göçlere katıldığı bilinmektedir. Bu durumda hem farklı etnik grupların göçe katılmalarını hem de gittikleri yerlerde etnik çeşitlilik yaratan yapılar ortaya çıkmaktadır. 23

Özellikle gelişmiş ülkelerde talebin üstünde göçmen girişi nedeniyle oluşan göçmen stoklarının sorunlarına odaklanan ülkeler, yeni göçmen kabullerini sınırlamaktadır. Yeni göçmenler arasında ilk sırada nitelikli göçmenler bulunmaktadır. Bu da göçmen alımında seçicilik yaratmaktadır. Gelişen duruma göçmenlerin tepkisi ise yasadışı yolları kullanarak hedef ülkeye erişmektir. Mültecilik ve sığınmacılık pratiklerinin de eklendiği bu gelişmelerle küresel ölçekle illegal göçmen sayısında artış yaşanmaktadır. Düzensiz göçün dikkat çekici iki özelliği vardır; belli ülkelerde etnik bir grup özelliği taşıyan göçmenlerin belli sektörlerde ağırlık kazanmaları ve kadın göçmenlerin artmasıdır (Purkis, 2006). Castles ve Miller ın (2008) da belirttiği gibi, cinsiyet farklılığı küresel göç tarihinde önemli bir yer tutmuştur ancak çağdaş göçlerde özellikle kadınların görünürlüğü artmıştır. Günümüzde Avrupa da göçmen işçilerin %52.4 ü kadındır (Abadan-Unat, 2006:380). Bu eğilimler arasında emekli göçlerinde, Batı Avrupalı emekliler için özellikle Akdeniz kıyısında İspanya, İtalya, Yunanistan ve Türkiye; Uzak Doğulu emekliler için de Avustralya ve Yeni Zelanda hedef durumundadır. Modern göç çalışmalarında, sıklıkla göçe katılan kişilerin niteliklerinden ve göç etme gerekçelerinden hareket edilerek kategoriler oluşturulmaktadır. Abadan- Unat a (2006) göre uluslararası göçün yeni kategorilerini şu şekildedir: 1. Etnik kimliklerde çeşitlenme, 2. İllegal göç hareketlerinde artış, 3. Göçün kadınlaşması, 4. Yüksek nitelikli geçici göçmenler, 5. Yatırımcı göçmenler, 24

6. Emekli göçü, 7. İklime bağlı göç, 8. Sınır aşırı çalışma göçü (Abadan-Unat, 2006: 364 66). Uluslararası göçlerin farklı bir kategorilendirmesini de Kümbetoğlu (2003: 284) yapmaktadır: 1. Devamlı yerleşim alan göçmenler, 2. Geçici sözleşmeli işçiler, 3. Geçici görevli uzman ve meslek sahipleri, 4. Kaçak işçiler, göçmenler, 5. Sığınma arayanlar, 6. Mülteciler. 2.3. ULUSLARARASI GÖÇ KURAMLARI 2.3.1. Neoklasik Ekonominin Makro Kuramı Göç hakkındaki ilk ve en çok geliştirilmiş teori; rasyonel beklentiler, fayda maksimizasyonu, beklenen net getiri, faktör hareketliliği, ücret farklılıkları gibi bilinen ilkelere dayandırılmış neoklasik teoriden çıkan göç teorisidir (Arango, 2000). Neoklasik iktisat teorisinden esinlenen bu teori, 1960 larda Lewis in teorisinin derinleştirilerek sosyal bilimlere uyarlanmasıdır. Bu teori, göçün yapısal belirleyicileri üzerinde odaklanan makro yapılara dayanır (Toksöz, 2006:16). Bu kurama göre, uluslararası göç ve onun karşıtı olan iç göçün nedeni, emek konusundaki arz ve talep alanında ortaya çıkan coğrafî farklılıkta yatmaktadır. Emek fazlasına sahip olan ülkeler, düşük bir ücret piyasasına sahiptir; buna karşılık sermayeye kıyasla sınırlı bir emek piyasasına sahip olan ülkelerin ücret düzeyi 25

yüksek olmaktadır. Ücret farklılığından ileri gelen bu açıklıktan dolayı düşük ücretli işçiler, yüksek ücretli ülkelere göç etmektedir (Abadan-Unat, 2006: 22). Neoklasik teori bireylerin faydayı en üst seviyeye çıkarmaya çalıştığını varsayar ve bireyler göç için ülke arayışlarını faydayı maksimize etme pratiğine göre sürdürürler (Borjas, 1989: 461). Varsayımları 1. İşçilerin uluslararası göç hareketi, ülkeler arasındaki ücret farklılığından ileri gelmektedir. 2. Ücret farklılıklarının giderilmesi, işgücü hareketini sona erdirecek, bu farklılıkların olmadığı yerde göç hareketleri olmayacaktır. 3. İnsan sermayesi, başka bir deyişle yüksek vasıflı işçilerin yer değiştirmesi, vasıfsız işçilerin göç hareketinden farklı bir nitelik taşımaktadır. 4. Uluslararası göç hareketinin birincil mekanizmaları işgücü piyasalarıdır, diğer piyasaların önemi yoktur. 5. Hükümetlere düşen görev, işgücü gönderen ve kabul eden ülkelerin işgücü piyasalarını denetlemek ve etkilemektir (Massey den (1993) aktaran: Abadan-Unat, 2006: 23). 2.3.2. Neoklasik Ekonominin Mikro Kuramı Neoklasik ekonominin mikro kuramı, temelde insanların ülkeler arasındaki ücret farklılığına karşı geliştirdiği tavırdır. Her ne kadar ücretler arasında ciddi farklılıklar olsa da, göç kararı bireylerin tercihlerine odaklıdır. Todaro ve Borjas tarafından 1960 ve 1970 li yıllarda geliştirilen bu teoriye göre birey, göçün maliyetine odaklanır (Abadan-Unat, 2006: 21). Borjas a göre 26

bireyler, yüksek kazanç sağlamayı umdukları yerlere göç etmeye karar vermektedir, ancak daha yüksek bir verimlilik sonucu sağlanacak olan daha yüksek kârları elde etmezden önce kendileri de yolculuk ve taşınma masrafı, yeni bir dil öğrenme, uyum sağlamak üzere kabullenilecek psikolojik sıkıntılar türünden yatırımlar yapmak zorunda kalmaktadır. Özellikle illegal yollardan göçü göze alan kişiler, sınır dışı edilme ihtimalini de bu hesaba dahil etmektedir. Bu durumda bireylerin göç etmeye karar verdikleri ülkenin, onların ihtiyaçlarına karşılık verecek ve göçle yaptıkları yatırımlarının karşılıklarını alabilmeleri önemlidir. Belki de bu yüzden göçmenin bireysel yatırımlarından çok, göç edilecek doğru ülkeye karar verilmesi, göçün birey açısından başarılı olarak kabul edilmesinin ilk adımıdır. Varsayımları 1. Uluslararası göç hareketleri, gerek kazanç gerekse istihdam açısından farklılıkların algılanmasına dayanmaktadır. 2. Diğer faktörlerin eşit kalması halinde öğrenim, deney, işbaşı eğitimi, yabancı dil bilgisi, beceriler gibi insan kapitalinin başlıca özellikleri gidilecek olan ülkede göç edecek kişinin iş bulma olasılığını artıran unsurlardır. 3. Göç masraflarını düşüren bireysel özellikler, toplumsal koşullar ve teknolojinin göç sonucu elde edilecek olan kazanımları artıracak niteliktedir, dolayısıyla bunlar uluslararası göçü hızlandıracaktır. 4. Ülkeler arasında göç akımları bireysel maliyet/kâr hesabına dayalı hesapların toplu sonucudur. 27

5. Uluslararası göç hareketleri, ancak ülkeler arasındaki kazanç ve/veya istihdam oranları farklı olduğu hallerde cereyan etmektedir. 6. Göç hareketlerini doğuran kararlar, işgücü piyasaları arasındaki dengesizliğin sonucu olarak ortaya çıkmaktadır. 7. Göçmen kabul eden ülkelerin çalışma koşulları psikolojik açıdan çekici ise maliyet masrafları negatif sayılır. 8. Hükümetler, göç hareketlerini gönderen ve kabul eden ülkelerdeki kazançları etkileyecek önlemlerle denetlemektedir ( Abadan-Unat, 2006). Neoklasik göç teorisi, basitleştirici ve günümüz göç hareketini açıklama veya gelecekteki göç hareketlerini öngörme yeteneğinden yoksun olduğu için eleştirilmiştir (Sassen, 1998). Castles ve Miller a (2008:43) göre göç, hareketi başlatan ekonomik faktörler tamamen değişmiş olsa bile, sosyal faktörler nedeniyle devam edebilir. 2.3.3. Emek Göçünün Yeni Ekonomisi Emek göçünün yeni ekonomisi kuramı, göçle ilgili kararların bireyler yerine, o bireyin bağlı olduğu aile ve hane halkının etkisiyle, hatta bireyin ait olduğu topluluğa bağlı olarak alındığını savunur (Stark, 1991). Göçü meydana getiren temel etmen ekonomik olarak kabul edilir ve ekonomik koşulların iyileştirilmesine olan inanç, göçün en etkin motivasyonudur. Anayurdun ekonomik dengesi bozulunca, hane halkı gelirini göç eden bireylerin yolladıkları paralar sayesinde dengelemektedir ve bu kurama göre hane halkı gelirini artırmasa bile ailenin girişimleriyle yeni gelir kaynakları oluşturulabilmektedir (Abadan-Unat, 2006:25). Bu nedenle Stark (1991), göçün bir aile stratejisi olduğunu vurgulamaktadır. 28

Bu teori, görece olarak daha iyi gelire sahip kişilerin neden göç ettiklerini de açıklamaya yardımcı olabilmektedir. Gelirini göç süreci için riske edemeyen yoksul aile üyeleri ülkelerinde kalırken, daha fazla harcama yapabilecek üyeler ise göç sürecine katılmaktadır (Stark ve Bloom, 1985: 173-178). Türkiye den Batı Avrupa ya işçi gönderilmesinde de bu kurama uygun deneyimler gelişmiştir. Tarımda doğal koşulların etkisine çok açık bir şekilde üretim yapan bir toplum için, aileden bir veya birkaç kişinin yurtdışında çalışması, aile ekonomisinin dengelenmesi için çok yararlı görülmüştür. Aileden kimin göçe katılacağı ve hangi kanalların kullanılacağı, aile ve ailenin kendini ait hissettiği topluluğa bağlı olarak netleşmiştir. 1990 lı yıllara kadar, aile kararlarında erkeklerin göçe katılma eğilimleri yüksek çıkarken, kadınların köken ülkeye para gönderme hareketlerinin daha güvenilir olmasının kabul edilmesinden sonra, kadınların da aile kararıyla göçe katılmaları artmaya başlamıştır. Varsayımları 1. Göç araştırmalarında birey değil, aile, hane halkı ya da üretim ve tüketim alanında kültürel bir birlik gösteren topluluklar ana birim olarak ele alınmaktadır. 2. Ücret farklılığı, uluslararası göç hareketinin vazgeçilmez koşulu değildir. 3. Uluslararası göç ve yerel istihdam ya da yerel üretim birbiri ile bağdaşmaz olasılıklar değildir. Hane halkları hem göç hareketine hem de yerel faaliyetlere katılmaktadır. 4. Uluslararası göç hareketleri, ülkeler arasında ücret farklılıkları ortadan kaldırıldıktan sonra kesinlikle durmaz. 29

5. Gelir dağılımının farklı noktalarında yer alan hanelerin bekledikleri gelir artışı eşdeğer bir etki yaratmamaktadır. Farklı gelir dağılımına sahip topluluklar, farklı beklentiler beklemektedir. 6. Hükümetler göç hareketlerini sadece işgücü piyasasını etkileyecek politikalarla değil, aynı zamanda sermaye ve sigorta piyasalarını biçimlendirmek suretiyle de etkileyebilir. 7. Gelir dağılımını etkileyen hükümet politikaları ve yeni ekonomik yapılar, bir kısim hanelerin göreli yoksulluk anlayışlarını etkileyerek, onların göç etme dileklerini değiştirebilir. 8. Göçmen yollayan ülkelerde uygulanan hükümet politikalarından, fakir hane halkları yararlanmıyorsa, göç etme arzusu artabilir (Abadan-Unat, 2006:26). 2.3.4. İkiye Bölünmüş Emek Piyasası Kuramı 1970 lerin sonlarında Piore ve diğerlerinin geliştirdiği bu teori, göçü modern sanayi toplumlarının yapısal ihtiyaçlarıyla bağlantılandırmakta ve vurguyu alıcı ülkelerin göç motiflerine yapmaktadır (Toksöz, 2006:17). Piore ye göre ileri derecede endüstrileşmiş toplum ve ekonomiler, dört temel özelliklerinden dolayı sürekli ucuz ve esnek işgücüne ihtiyaç duymaktadır. Bunlardan ilki yapısal enflasyondur. Ücretler sadece arz ve talebi değil, aynı zamanda ücretler karşılığında yapılacak işe bağlı olan statü ve itibarı da yansıtmaktadır. Ücretleri düşük tutma politikasına karşı yerli işçilerin sendikalarla korunma politikası geliştirmesi uluslararası işçi göçünü tetiklemektedir. Uluslararası göç hareketliliğinin ikinci özelliği, çalışma güdülerinde yatmaktadır. İnsanlar sadece gelir sağlamak için değil, toplumsal itibarlarını artırmak için de çalışırlar. Yerel işçinin yükselme isteğini yanıtlayabilmek için, en alt basamakta statü ve itibar 30