ŞEBEKE KURAMLARINA ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM



Benzer belgeler
BÖLGELER ÜZERİNE TEZLER

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

D- NASIL YAZMALI? ÖRNEKLER

Uluslararası Örgütler (IR205) Ders Detayları

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS ULUSLARARASI POLİTİK İKTİSAT ECON

HALE BALSEVEN. Lisans, Gazi Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Maliye Bölümü, Ankara, 1993.

YBÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Çift Anadal Başvuru ve Kabul Koşulları*

Ders Planı - AKTS Kredileri: 2. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS SKY/KÇS Yerel Yönetim Kuramları Seçmeli

1. Hafta: Giriş ve İletişim, Teknoloji ve Toplum İlişkisine Dair Temel Yaklaşımlar

Yar. Doç. Dr. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Cilt / Volume: 5 Sayı / No: 2 Kasım/November 2015 ISSN

Uluslararası Örgütler (IR205) Ders Detayları

Ders Kodu Dersin Adı Yarıyıl Teori Uygulama Lab Kredisi AKTS RI-701 Dış Politika ve Karar Alma Süreçleri

İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLERDE OTORİTE KAYNAK: SourceOECD

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş PSIR Temel siyasal deyimleri ayırt eder 1,2,3 A,C

DERS KODU DERS ADI ZORUNLU TEORİ UYGULAMA LAB KREDİ AKTS Atatürk İlkeleri ve İnkılap AIT181 Tarihi I Zorunlu

Ders Kodu Dersin Adı Yarıyıl Teori Uygulama Lab Kredisi AKTS RI-801 Uluslararası Güvenlik ve Strateji

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Medya Çalışmalarında Temel Metinler MES

DURUMSALLIK YAKLAŞIMI

DERS AKIŞI Hafta Konular Ön Hazırlık / Kaynaklar 1 Derse Giriş: Temel kavramların öğrencilere tanıtılması ve ödev dağılımı

ÇEVRE KORUMA TEMEL ALAN KODU: 85

Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı I Türkiye (UN SDSN I Turkey) Bahar ÖZAY UN SDSN I Türkiye Direktörü Antalya, 4 Kasım 2016

B E Y K E N T Ü N İ V E R S İ T E S İ S O S Y A L B İ L İ M L E R E N S T İ T Ü S Ü İ Ş L E T M E Y Ö N E T İ M İ D O K T O R A P R O G R A M I

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. İleri Araştırma Yöntemleri MES

ZORLUKLAR, FIRSATLAR VE STRATEJĐLER

ULUS-DEVLET FİKRİ ve ULUS-DEVLETLER

Uluslararası İlişkilerde Güvenlik Çalışmaları Bahar 2018 IV. Güvenliğe Eleştirel Yaklaşımlar - II. Aberystwyth ve Paris Ekolleri

Lisans. Örgün. Türkçe Yok. Yok. Yok

ĠġLETME ve ĠġLETME Ġkinci Öğretim BÖLÜMLERĠ 1. SINIF (Bahar Dönemi) 2. SINIF (Bahar Dönemi) Kodu

Küreselleşme ve Demokrasi (KAM 421) Ders Detayları

Yar. Doç. Dr. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi

Jeopolitik (INT 312) Ders Detayları

KYM363 Mühendislik Ekonomisi

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Kentsel Dönüşüm ARCH 541 Bahar

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Courses Offered in the MsC Program

Courses Offered in the MSc Program

Ders Planı - AKTS Kredileri: 2. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS KY/KÇS.601 Yeni Dünya Düzeni ve Kentsel Politikalar

Amerikan Dış Politikası (UI512) Ders Detayları

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Seminer MES

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Bürokrasi ve Türkiye Bürokrasisi (KAM 302) Ders Detayları

İŞLETME ve İŞLETME İkinci Öğretim BÖLÜMLERİ 1. SINIF (Bahar Dönemi) 2. SINIF (Bahar Dönemi)

Ad Soyad. Hakan ÖZKAN. İş Telefonu. İş Adresi

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI)

DERS ÖĞRETİM PLANI. Avrupa İktisat Tarihi. Dersin Adı Dersin Kodu Dersin Türü

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Kıbrıs Sorunu PSIR

İŞLETME ve İŞLETME İkinci Öğretim BÖLÜMLERİ 1. SINIF (Bahar Dönemi) 2. SINIF (Bahar Dönemi)

Ad Soyad. İş Telefonu. (ler) İş Adresi

ABD Dış Politikası (IR510) Ders Detayları

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

İktisat -Maliye Siyaset B. ve Kamu Y. Uluslararası İlişkiler. Siyaset B. ve Kamu Y. Uluslararası İlişkiler

Uluslararası Ekonomi Politik (IR502) Ders Detayları

ÖZEL İLETİŞİM VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 14) BİRİNCİ BÖLÜM

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Semester I. PSPA 105 Introductionto Law Hukuka Giriş C 3 5 ECON 101 Introduction to Economics İktisada Giriş I C 3 5

Doç.Dr. BAHATTİN KARADEMİR

YBÜ SBF Uluslararası İlişkiler Bölümü Lisans Programı Department of International Relations Undergraduate Curriculum

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Medyanın Ekonomi Politiği MES

SANAL DĠLĠN DĠLĠMĠZDE YOL AÇTIĞI YOZLAġMA HAZIRLAYAN: CoĢkun ZIRAPLI Ġsmail ÇEVĠK. DANIġMAN: Faik GÖKALP

KÜRESEL EKONOMİK ÇEVRE

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ... iii GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİYE GİRİŞ

Liderler Forumu: Yeni Liderlik Arayışı

Ders Planı - AKTS Kredileri: 2. Yarıyıl Ders Planı Kodu Ders Z/S T+U Saat Kredi AKTS 00 Diplomatik İngilizce V Seçmeli AKTS Kredisi Toplam 5

YURT DIŞINDAKİ ÜNİVERSİTELERDE PEYZAJ MİMARLIĞI MÜFREDATLARI

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

Prof. Dr. Osman Aydoğuş

Uluslararası Siyasi İktisat (IR211) Ders Detayları

Erdemir, E. Yönetme Hastalığının Şifâsı (Kitap Eleştirisi), İş Ahlakı Dergisi, Kasım 2014, C. 7, S. 1.

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ

İktisat Anabilim Dalı-(Tezli) Yük.Lis. Ders İçerikleri

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Çin Halk Cumhuriyeti nde Toplum ve Siyaset PSIR Ön Koşul Dersleri -

2017 ÖNCESİ NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT NÖ-İÖ BÖLÜMLERİ LİSANS ÖĞRETİM PLANI

İÇİNDEKİLER. 1. BÖLÜM ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ AÇISINDAN ÖRGÜTSEL KÜLTÜRÜN YERİ VE ÖNEMİ (ss.1-6) 2. BÖLÜM ÖRGÜTSEL KÜLTÜR KURAMININ GELİŞİMİ (ss.

MBA 507 (11) Örgüt Yapısının Temelleri

Dünyada Bölge Planlama Egitimi Ela Babalık-Sutcliffe Tuna Taşan-Kok

Yrd. Doç. Dr. M. Arcan TUZCU

Bölgesel kalkınmada BKA ların genel görünümü

PROF.DR. TÜZİN BAYCAN RSAI VE BÖLGE BİLİMİ TÜRK MİLLİ KOMİTESİ KAPSAMINDAKİ ÇALIŞMALARI

DERS KODU DERS ADI İÇERİK BİLİM DALI T+U+KR AKTS

-ÖZGEÇMİŞ- Nezihe Başak ERGİN

TAKİPÇİ ÜLKELER, PİYASA YAPICI ÜLKELERE KARŞI: KÜRESEL ENTEGRASYONUN NERESİNDEYİZ?

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Kamu Yönetimi Trakya Üniversitesi 2001

Mehmet MARANGOZ * ** *** stratejileri ve ekonomik yenilikleri ile. ecindeki. alternatif g. Anahtar Kelimeler:

Gruplar Şebekeler Örgütler

Sosyal Kalkınmada Kalkınma Ajanslarının Rolü: İZKA Deneyimi

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

SOSYOLOJİ BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BAHAR DÖNEMİ DERS KATALOĞU

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Transkript:

ŞEBEKE KURAMLARINA ELEŞTİREL BİR YAKLAŞIM Cenk AYGÜL Özet: Bu yazıda şebeke kuramları eleştirel olarak incelenmektedir. Şebeke kuramlarının önümüzdeki dönemde Türkiye de daha fazla yayılacağından hareketle, bu kuramların dayandığı temel düşünceler tartışılmakta ve şebekelerin pazar ve hiyerarşilere alternatif yeni bir toplumsal eşgüdüm getirdiği iddialarına dikkatli yaklaşmak gerektiği belirtilmektedir. Bu yazıda şebeke (network) kuramlarının gelişimi tartışı lacak ve şebeke kuramlar ı eleştirel olarak incelenecektir. Bilindiği gibi ş ebeke kuramlar ı, bağımsız olarak da çalışıld ığı gibi, yönetiş im literatürü içinde de giderek önemli bir yer oluşturmaktadır. Küreselleş me literatürü içinde de ş ebeke incelemeleri Manuel Castells in ve daha sonra da Hardt ve Negri nin çalışmalarından sonra yaygınlaş maya başlamış tır. Ayrıca, Türkiye nin Avrupa Birliği ile görüş melere başlamasının beklendiği bu günlerde yönetişimin bir parças ı olarak şebeke literatürünün daha çok tartışılmas ı beklenmelidir. Her iki literatür de Avrupa daki geliş melerden etkilenmekte ve gerek Avrupa Birliği gerek de birliği oluşturan ulus-devletlerdeki geliş meleri açıklamak için şebeke kuramlar ı daha çok kullanılmaktadır. Şebeke Toplumlarının Yükselişi Şebeke düşüncesi sosyal bilimlerde yaygınlaşır ve araştı rmalarda giderek daha fazla kullanılırken, ayn ı zamanda farkl ı kuramsal kaynaklara dayanmas ı nedeniyle kuramsal açıdan tutarl ı olma konusunda sorunlar da yaşayabilmektedir. Bu nedenle farkl ı ş ebeke düşüncelerini en başta ayrıştırmak gerekmektedir. İ lk olarak, Thompson 1 tarafı ndan öne sürülen ve genel olarak kabul gören bir yaklaşım olarak, şebekeler toplumsal yaşamı n düzenlenmesinde yeni bir eşgüdüm biçimi olarak alınmakta ve bu anlamda hiyerarş iler ve pazarlardan farkl ı bir eş güdüm getirdikleri iddia edilmektedir. Bu anlayışa göre, hiyerarşiler emir ve otoriteye dayanan bir eş güdüm getirirlerken, pazarlar fiyat ve rekabet yoluyla işleyen bir eş güdüm getirirler. Şebekeler ise, iddiaya göre, daha üstün bir eş güdüm biçimi olarak, işbirliği, uzlaşma ve karşılıkl ı güvene dayanan bir baş ka sistem Eleştirilerinden dolayı derginin isimlerini bilmediğim iki eleştirmenine, Dr. Argun Akdoğan a, Dr. Tuna Başkoy a ve Dr. Fatma Ardıç a teşekkürlerimi sunuyorum. Yazıdaki olası hataların sorumluluğu elbette ki bana aittir. 1 Thompson, a.g.k., s. 13.

getirmektedirler. İ kinci olarak kamu yönetimi ve örgüt kuramı alanında da giderek büyüyen bir şebeke literatürü oluşmaktadı r. Örneğin, kamu politikalar ı ş ebekesi (policy network) literatürü, şebeke analizi ve kamu politikaları araştırmalar ı olmak üzere iki farklı alanın birleşmesi ile gündeme gelmiştir 2. Orijinal haliyle kamu politikalar ı şebekesi literatürü hiyerarş ik örgütlerin önemini yadsımadan enformel, ademi merkeziyetçi ve yatay iliş kileri incelemiştir 3. Benzer olarak, bu alanda çok önemli katkılar yapmış olan Rhodes ve Marsh 4 kamu politikalar ı ş ebekelerini meso-düzeyde (makro ile mikro aras ı orta düzey) bir kavram olarak ele alm ış ve çıkar gruplar ı ile hükümet kurumlar ı arasındaki iliş kilerin sürekliliğini sağlayan etmenleri incelemişlerdir. Dahas ı, bu literatürde daha çok Amerikan kuramcılar ı tarafından geliş tirilen gizli iktidar (sub-governments), demir üçgen (iron triangles) gibi temel kavramlar 5, vurgular ı daha çok mikro-düzeyle sınırl ı olsa da, devlet ve sivil toplum aktörleri arasındaki ilişkileri ele almışlardır 6. Bu erken dönem kamu politikalar ı şebekeleleri literatürü, ş ebekelere kar şı daha çok eleştirel bakmışlar ve şebekelerin kamuoyunu dışarı da tutarak politik sorumluluğu ortadan kaldırdıklar ı, imtiyazl ı oligarş iler oluşturduklar ı, ve genel olarak şebekelerin işleyi ş ve ş ebekelere katılabilme kurallar ı kurulu düzenler lehine çalışmaya eğilimli olduğ u için de muhafazakar politikalar ürettikleri ni iddia etmişlerdir 7. Üçüncü olarak, bu erken dönem çalışmalardan sonra gelen ve ş u anda son derece yaygın bir kabul gören şebeke kuramcılar ı ise üretim sürecindeki değişmelere ve yeni servet ve iktidar ş ebekelerinin ulus devletleri aşmalarına vurgu vurmaktadı rlar. Castells ile Hardt ve Negri, şebeke kuramların ı üretim sürecindeki değiş meler ve enformasyon ekonomilerinin ön plana geçmesine dayandırmaktadı rlar. Castells e göre 8 yeni bir uzamsal (spatial) mantık oluşmakta ve akış uzam ı (space of flows) tarih boyunca ortak yaşantılarımızı n uzamsal örgütlenmesini oluşturan yer uzamını n (space of place) yerini almaktadır. Buna göre, mega-ş ehirler servet, iktidar ve enformasyon şebekeleri ile birbirlerine bağ lanmakta, böylelikle de giderek ulus devlet yapılar ı etkisizleş mekte, uzam ve zaman üzerindeki devlet 2 Marin ve Mayntz, a.g.m., s. 12. 3 a.k., s. 15. 4 Rhodes ve Marsh, a.g.m. s. 1. 5 Bu kavramlar plüralizm (çoğulculuk) literatürüne karşı eleştiri olarak getirilmişlerdir. Gizli iktidar (ya da gizli hükümet) ile altın üçgen kavramları bürokratlar, parlamento üyeleri ve çıkar gruplarının oluşturduğu şebekeleri tanımlamak için kullanılmıştır. 6 a.k., s. 4-7. 7 Marsh ve Rhodes, a.g.m., s.265. 8 Castells, a.g.k. s. 408.

kontrolü giderek küresel sermaye, mal, hizmet, teknoloji, iletiş im ve enformasyon akışlar ı tarafından aşılmaktadırlar 9. Castell s göre küreselleşme, bölgeselleş meye yol açmakta ve bölgeler ve yerelliklerin en dinamik sektörleri uluslararas ı ş ebekelere eklemlenmektedir 10. Hardt ve Negri ise yoğun olarak okunan kitapları nda Castells in sol bir yorumunu sunarlar okurları na. Onlara göre, sanayi toplumlarından enformasyon ekonomilerine geçi ş üretimin desantralizasyonu ile ve her zaman tekelleşme ve üretim ölçeğ inin giderek büyümesi ile karakterize olan kapitalist üretim sürecinin artı k küçük ölçeğ e geri dönmesi ile el ele gitmektedir. Hardt ve Negri ye göre enformasyon sanayileri ve hizmet sektörünün yükselmesi ile birlikte üretimin büyük ölçeklerde yapılmas ı ve belirli bölgelerde yoğunlaşmas ı artık gerekli değildir. İletiş im ve enformasyon teknolojilerindeki ilerlemeler büyük ölçekte üretim yapan fabrikaları dağıtm ış ve üretim temel olarak ş ebeke modeline göre örgütlenmeye 11 başlamış tır. Cooke, bölgesel teknolojik yenilenme (innovation) ş ebekesi yaklaşım ı ile şebeke düşüncesini yeni bölgeselci tezlerle birleş tirir. Bilindiği gibi, Avrupa Birliği tarafından çeş itli biçimlerde desteklenen yeni bölgeselci tezler, küreselleşme literatürü ile birlikte ulus- devletlerin artık güç kaybettiklerini iddia etmektedir. Küreselleş me tezleri bu aşınmanın yukarıdan küresel ölçekten kaynaklandığın ı iddia ederlerken, yeni bölgeselci tezler ise ayn ı etkinin aşağıdan mikro- bölgelerden kaynaklandığın ı söylemektedirler. Bu akımı n önde gelen temsilcilerinden biri olan Cooke, bireyler ve kurumlar aras ı iliş kileri inceleyen kamu politikalar ı şebekelerinin yan ı sı ra bölgelerde teknolojik yenilenme için çalışan yenilenme ortamlarını n (milieux) önemini vurgular 12. Yenilenme ortamlar ı üç gruba ayrı labilir: Birinci olarak, içsel yenilenme ortam ı ya da teknoloji bölgeleri, bölgesel ya da yerel olarak konumlanm ış küçük ve orta ölçekli işletmelerin kuracağı şebekelerdir. İkincisi, dışsal yenilenme ortam ı ya da teknopoller (teknoloji-kentler) büyük şirketlerin üretim yapıların ı ve araştı rma ve geliştirme birimlerini farkl ı bölgelere yoğunlaştırmalar ı ile oluşmaktadır. Son olarak da melez ortamlar, yani ilk iki ortamın çeş itli oranlarda karışım ı ile oluşan bölgeler bulunmaktadı r ve bu bölgelerde küçük ve orta ölçekli işletmelerin yan ı sıra, üniversitelerin ve diğ er araştırma kurumlarının ve hükümet kurumlar ı bir araya gelip 9 a.k., s. 243. 10 a.k., s. 411 412. 11 Hardt ve Negri, a.g.k., s. 292-295. 12 Cooke, a.g.m. s. 32.

13 çalışmaktadırlar. Cooke un öne sürdüğü bu yaklaşı m 1990 larda en yoğun olarak çalışılan konulardan biri olmuştur. Bob Jessop da özellikle yönetişim konusunu incelediğ i eserlerinde şebekeler üzerine yazmakta ve hiyerarşik yönetiş im yerine giderek 14 heterarşik yönetişim biçimleri gündeme geldiğini iddia etmektedir. Jessop a göre üç çeşit heterarşi bulunmaktadır; kişiler aras ı ş ebekeler, örgütler aras ı ilişkilerin kendiliğinden kurumsallaşmas ı ve sistemler aras ı yönlendirme (steering), ve bunların hiçbirisinde de ş ebeke içinde yer alan aktörler arasındaki eşitsiz iktidar iliş kileri tanımlanmamaktadır. Jessop şebekeler, ortaklıklar ve diğ er ekonomik ve politik yönetişim modelleri geliştikçe, resmi kurumları n en iyi ihtimalle eşitler arası nda birinci (primus inter pares) haline 15 dönüşeceğine inanmaktadır. Jessop, Ansell tarafı ndan ortaya atılm ış bir kavram olan şebekeleşmi ş politik kurum (networked polity) kavramın ı benimsemekte ve modern devletin maruz kaldığı temel eğilimlerin bu kavramca çok iyi bir şekilde açıklandığın ı iddia etmektedir. Jessop a göre modern devletler küreselleşme ile birlikte ş u eğilimlerin etkisi altına girmişlerdir: devlet olmaklığı n ulusalsızlaşmas ı, politikanın devletsizleş mesi ve bölgesel ve fonksiyonel iktidarın yeniden eklemlenmesi ya da bir başka deyiş le 16 politik rejimlerin uluslarasılaşmas ı. Kavram ı ilk olarak ortaya atan Ansell e göre şebekeleş mi ş politik kurum şöyle açıklanabilir: Şebekeleş mi ş politik kurum, devlet ve toplum kurumsallaşmasını n yatay ve dikey olarak ademi merkezileştiği (çoğulculukta olduğu gibi) fakat aynı zamanda da işbirliği içinde davranmaya devam ettiği (korporatizmde olduğ u gibi) bir yönetişim biçimidir. Şebeleş mi ş politik kurumların örgütsel yapıları mekanik olmaktan çok organiktir, yani hem bilgi hem de inisiyatif alma ademi merkezileşmi ş ve geni ş olarak yayılmıştır. Örgüt içi ve örgütler arası yatay ilişkiler en az dikey iliş kiler kadar önemlidir ve genel olarak bir çok birimin tek bir birime bağl ı olduğu (hiyerarş ik) örgüt modeline yerine, birçok birimin birçok birime bağl ı olduğu modele (heterarş ik) dayanmaktadırlar. Örgütsel işleyi ş, gizli ve kiş isel olmayan bir biçimde değil, yaygın ve sosyaldir Devlet aktörleri, bu ş ebeke içinde merkezi bir konumda bulunmalar ı nedeniyle, proje ekiplerini oluş turmakta ve 17 yönlendirmekte kolaylaştırıc ı bir liderlik yapabilirler. Ansell şebekeleşmi ş politik kurumlarda devlet kurumlarını n kolaylaştırıc ı liderliğ i nden bahsederken, Joachim Blatter gibi yazarlar şebeke düş üncesini alarak daha da vulgar bir hale getirirler. 13 a.k., s. 37. 14 Jessop, The rise of, s. 43. 15 Jessop, The European, s. 8. 16 Jessop, Ansell in bu kavramını modern eğilimleri çok iyi açıkladığı için överken, devletin kuvvetini hala koruyan öğelerini yeterince açıklamadığı için de eleştirir. 17 Ansell, a.g.m., s. 311.

Blatter e göre toplum artık yalnı zca devlet gibi merkezi bir birim tarafından yönetilemez. Yönetim aygıtlar ı yaygınlaştırılm ış ve maddi kaynaklar ve enformasyon farkl ı aktörler tarafından paylaşılmaktadı r 18. Bu nedenle, hiyerarşik örgütlerde en yüksek rütbeli aktör tanı m gereği lider konumundayken, ş ebeke içinde yer alan aktörlerin hiçbirisi başköşeyi tutamaz. Şebeke düşüncesi ve özellikle ş ebekelerin Castels vari yorumu, yani servet, sermaye, enformasyon ak ışı düşüncesi birçok başka yazarı 19 da etkilemiştir. Örneğin, Kevin R. Cox uzam politikaların ı anlamak için en faydal ı metaforun şebekeler olduğunu düş ünmektedir ve şebekelerin uzamsal biçimlerin eşitsiz gelişmesini ve sınırların artı k ne kadar geçirgen olduğunu iyi açıkladığın ı söylemektedir. Giderek önem kazanan başka bir literatür olan aktör-şebeke kuram ı (actor network theory) da şebekelerin uzamın iliş kisel (relational) karakterini incelemekte temel bir kavram olduğunu düş ünmektedir. Murdoch a göre 20, küresel ya da yerel ölçeklerin diğerileşmesi ile uğraş mak yerine, şebekelerin nerelerde oluştuğ unu nereye kadar giderlerse gitsinler incelememiz gereklidir. 21 Murdoch, Latour un temel sorusunu, yani bir demiryolunun küresel mi yoksa yerel mi olduğ unu sorarak başlar ve ş ebekeler birçok nedenle kurulabilse de, her zaman uzam üzerinde edimde bulunmanın yoludur der. Aktör-ş ebeke kuram ı hem merkezi aktörleri hem de merkezi olmayan ş ebekeleri yani hem bireyleri hem de kollektiviteleri ele almaktadır. Amin de ayn ı şekilde aktör ş ebekelerinin önemini vurgular ve globalizasyon sonucunda ş ebekelerce belirlenen yeni bir yer/uzam ontolojisi oluştuğunu iddia eder. Ölçek mant ığı ile territoryel mantığı karşılaşt ırarak, uzamsallığın doğ rusal ve ölçeksel olmayan bir biçimde incelenmesi gerektiğini ve coğrafyaların ve zamansallıkları n pratikte farkl ı uzam ve zaman ilişkileri içinde oluşmasını n incelenmesine 22 hazır olmak gerektiğini söyler. Sonuç olarak, Amin e göre: Modern küreselleş me küresel güçlerin giderek artan hakimiyeti ya da uzamsal genişleme, ya da yerelliklerin özelliklerinin küresel olarak oluşmuş şebekeler ya da giderek hızl ı akan zaman tarafından boyunduruk altı na alınmas ı anlamına gelmeyebilir belki de. Bunun yerine, belki de hâlihazı rda 18 Blatter, a.g.m., s. 504. 19 Cox, a.g.m., s.2 20 Murdoch, a.g.m., s. 361. 21 Murdoch burada ölçek çalışmaları içinde öne çıkmış olan küreyerelleşme terimini eleştirmektedir. Küreyerelleşme (glocalization), Swyngedouw (a.g.m.) tarafından ortaya atılmış bir kavramdır ve küreselleşme (glocalization) ve yerelleşme (localization) sözcüklerinden oluşturulmuştur. Küreyerelleşme ulus-devletlerin bir taraftan küreselleşme diğer taraftan da yerelleşme (yetki devri, yetki genişliği vb.) sonucunda güçsüzleştiğini iddia etmektedir. 22 Amin, a.g.m., s. 389.

olan yeni uzamzamansallıkların yerelliklerde olanlar ı biçimlendirmesinin ilk işaretleridir. 23 Şebeke Kuramlarının Eleştirisi Şebeke kuramlarının birçok yazar tarafından eleştirilmiş tir. İ lk olarak, Colin Hay 24 pazarların, hiyerarşilerin ve ş ebekelerin birbirlerinden farkl ı analitik kavramlar olduğ unu kabul ettikten sonra bunların birbirlerinden bağımsız olarak var olan eş güdüm mekanizmalar ı olmadığın ı iddia eder. Bir diğer deyiş le, sürecin kaçınılmaz olarak hiyerarşilerin sonunu getireceğ ini iddia etmek çok dayanaksız bir söylemdir. Bu konuda daha fazla alan araştırması na gereksinim vardır ama hiyerarşiler, pazarlar ve ş ebekelerin her zaman bir arada var olduğu ve hatta birbirinin oluş umunda da destek olduklar ı söylenebilir. Dahas ı Hay, şebekelerin yayılmasın ı olumlu bir geliş me olarak sunan yaklaşımların naif tonuna da dikkatimizi çeker. Yukarı da bahsedildiği gibi ilk dönem şebeke araştırmalarında var olan eleş tirel ton zamanla kaybolmu ş ve yeni çalışmalarda şebekelerin hiyerarş ik örgütlerin yerini almas ı olumlu bir geliş me olarak görülmeye başlanmış tır. Bu anlamda plüralist (çoğulcu) tezlerin eleş tirisi olarak başlayan şebeke kuramlarının, örgüt kuram ı içinde yaygınlaşan ş u andaki halleriyle bir tür plüralizme geri dönü ş yaptıklar ı söylenebilir. Ne var ki, Tablo I den de görüleceği üzere, ş ebekelerin sadece olumlu değil olumsuz çağrışımlar ı da vardır ve şebekelerin tartışması z bu kadar övülmesini olumlu bulmak mümkün değildir. 25 Tablo I- Şebeke Çağrışımlar ı: Uyumlu İşbirliği ya da Cosa Nostra Olumlu Çağrışımlar Olumsuz Çağrışımlar 23 a.k., s. 392. 24 Hay, a.g.m., s. 39. 25 Kaynak: Hay 1998. La Cosa Nostra Italyanca bir terim olup, Bizim Şeyimiz (Our Thing) anlamına gelmektedir. 1920 ve 1930 lu yıllarda ABD de gangsterler, içki yasağının da etkisiyle büyük gelişme gösterdiler. Amerikan hukukunun suç örgütlerini değil suçun kendisini kovuşturma geleneği nedeniyle de 1960 lı yıllarda çok kuvvetli bir örgüt olarak La Cosa Nostra doğdu. Bu suç örgütünün yaklaşık 24 aileye mensup 2000 üyeden oluştuğu ve istediği her yere ulaşabilmek için son derece sofistike bir örgütsel işleyişe sahip olduğu söylenmektedir (bkz http://www.fas.org/irp/world/para/lcn.htm ).

İşbirliğine dayal ı / uyumlu Etkin ve açık uçlu karar alma Pazarlık / uzlaşma Bürokratik değil Organik: şebekenin bütünü bileş enlerin toplamından büyüktür Yapıc ı Duyarl ı / esnek Empoze edilen değil kendiliğ inden örgüt biçimi Kollektive ve komünal Rekabetçi olmadan yenilikçi Stratejik Hiyerarşik olmayan örgüt biçimi Kapal ı / gizli Sadece kendi çıkarın ı güden Klik / kartel Yolsuzluğa açık Demokratik değ il / üyelerinin gerçek oy hakk ı yok Dışlayıc ı Önyargılara açık Yetki ve sorumluluk olmadan iktidar Kanuna aykır ı / yeraltına yakın Resmi kanalların dışı nda yollarla köklü çıkarlara hizmet etme Machiavelyan Dışsal hiyerarşi, statü ayrıcalığın yansımas ı İkinci olarak, Castells ile Hardt ve Negri nin çalışmaların ı eleş tirel olarak inceleyen Jessop a göre 26, şebeke düşüncesi her ş eye uygulanan ve aslında hiçbir şeyi açı klamayan bir gündelik metafor haline dönüşmüştür. Ş ebekeler üretim sürecinin yeni örgütsel ilkesi olarak ya da devlet ve pazarlar ikiliğini aşmakta kullanı lan yeni bir toplumsal örgütlenme modeli olarak kavramsallaştırılmaktadı r. Ne var ki, Castells in iddia ettiği gibi, ulus devletleri aşan ak ış uzamı düşüncesine dayanarak ortaya atılan şebeke düşüncesi, yani ulus- devletlerin iktidarların ı kaybettiği düşüncesi yol açıc ı olmaktan 27 uzaktır. Eğer şebeke düşüncesi Castells ile Hardt ve Negri nin yapt ığı gibi üretim sürecinden ve üretimin desantralizasyonundan türetilecekse, büyük firmaların sona erdiğ ini iddia etmenin hiçbir temele dayanmadığın ı söylemek gerekmektedir. Esnek üretim tezlerinde görüldüğü gibi bu tezler giderek yaygınlı k kazansalar da, ekonomik mantığın giderek daha fazla tekelleşme doğrultusunda çalıştığın ı, çok uluslu şirketlerin ve başka büyük firmaların birleşmeler ve satı n almalar (mergers and acquisitions) yoluyla giderek daha da büyüdükleri söylemek gerekmektedir. Büyük firmaları n günlerinin sayıl ı olduğunu söylemek şu an için kanı tlarla desteklenmeyen bir 28 iddia olmanın ötesinde değildir. Örneğin, Amin e göre, Avrupa örneğine bakılırsa, Avrupa Birliğ i nin temel hedefi ABD ve Japonya sermayesi ile rekabet edebilecek güce ulaşmaktı r ve bunun yolunun da büyük sermayeden geçtiği düş ünülmektedir. Büyük firmalar birleşmeler ve satı n almalar yoluyla giderek daha da büyümekte, çok fazla sözü edilen küçük ve orta boy işletmeler sadece baz ı bölgelerde yoğunlaşmakta ve daha çok istihdama yönelik olarak iş lev görmektedirler. Diğer yazarlar da, sonu geldiğ i iddia edilen ölçek 26 Jessop, Informational, s. 43. 27 Brenner, Globalization. 28 Amin, Big firms., s. 127 37.

ekonomilerinin hala temel önemde olduğ unu, kapsam ekonomilerini de birçok durumda büyük şirketlerin gerçekleştirdiğ ini söylemektedirler 29. Amin 30 yerel kümelenme ve belirli bölgelerde yoğunlaşman ın nasıl olduğunu incelemekte ve firmaları n birbirleriyle kurduklar ı ilişkilerin bir bütün olarak incelenmesi gerektiğ ini 31 söylemektedir. Bu doğrultuda, Baker a göre, küçük ve orta boy işletmelerin sayısının artmas ı, büyük firmaları n toplumsal gücünü azaltmak bir tarafa arttırmakta, tam-zamanı nda-üretim gibi teknikler üretimde karşılaşılan riskleri küçük ve orta boy iş letmelere yüklemenin yolu haline gelmektedir. Benzer olarak, ş ebekelerin uzamsal desantralizasyonu anlamak için yararl ı bir kavram olduğu iddias ı da ayn ı derecede sorunludur, çünkü bütün bölgecilik söylemlerine karşı n Avrupa da bir uzamsal desantralizasyondan bahsetmek mümkün değ ildir. Küresel işbandlarını n (global assembly lines) ya da küresel üretim şebekelerinin uzamsal merkezlerin önemini azaltt ığı da kanı tlarla desteklenmemektedir. Avrupa da merkez, Londra, Hamburg, Münih, Milan ve Paris in oluşturduğu bir beşgenden oluşmaktadı r. Bu bölge Avrupa Birliği topraklarının sadece beşte birini oluşturmasına karşı n, toplam GSMH nin yarısın ı üretmektedir ve bütün bölgecilik söylemlerine karşı n da ekonomik, politik ve sosyal konumundan hiç 32 bir şey kaybetmemektedir. Amin ve Thrift e göre 33, dünya ekonomisinin bir dereceye kadar desantralize olduğu doğru olsa da, bunun merkezin ortadan kalkması anlamına geleceği hayli ş üphelidir. Lefebvre de merkezlerin ve şebekelerin birbirlerini dışlamas ı gerekmediğini söylemektedir: İlk izlenimim büyük ticari merkezlerin oluşmakta olduğu ve bunları n yeni bir uzam kullanım konsepti oluşturduklarıdır. Gerçekte, bu yeni iş merkezleri birbirinden izole değildir ve şebekeler oluşturmaktadırlar. İ kinci olarak, karar alıc ı merkez, yani ulusal iktidar, servet, enformasyon ve etkileme kapasitesine haiz şehir merkezleri yerli yerinde durmaktadı r. Bu nedenle şehirlerde devam etmekte olan kentsel merkezileşmeye kar şı yapı lan muhafazakâr eleştiri iki nedenle eleş tirilebilir, kentsel merkezlerin çözülmesini değil, hâlihazırda devam eden iki tip merkezileşmeyi, yani iş merkezlerinin şebekeleşmesi ve karar alıc ı mekanizmaları n merkezi konumların ı gözlerden saklamaktadır. 34 Üçüncü olarak, Helga Leitner özellikle Alman kuramcılarının 35 giderek artan bir şekilde karşılıkl ı bağımlılı k ve devlet ile sivil 29 Smith, a.g.m.; Williams et al, a.g.m.: Amin ve Robins, a.g.m. 30 Amin, Spatialities, s. 394. 31 Baker, a.g.m., s. 273. 32 Faludi, a.g.m., s. 247; Brenner a.g.k., s. 187. 33 Amin and Thrift, a.g.m., s. 576. 34 Lefebvre, a.g.m., s. 347.

toplum arasındaki ayrımların kalkmas ı ile tanı mlanan bir dünyada, kamu politikalar ı şebekelerinin, ekonomik büyümeyi sağ lama ve toplumsal sorunların çözümünde hiyerarşik kurumlardan daha başarılı olmalarından dolay ı daha üstün yönetiş im biçimleri olarak ortaya 36 çıktıkların ı iddia ettiklerini söylemektedir. Leitner a göre ulusaş an şebekeler devlet ve/veya sivil toplum kurumların ı sını rlar boyunca 37 bağlamaktadırlar. Ne var ki, bu sınıraşan ş ebekeler içinde yer alan aktörlerin ayn ı güçte olduğu anlamı na gelmemektedir. Merkez ve çevre konumlarda bulunmak, şebeke aktörlerinin farkl ı güçlerde olmaların ı belirlemektedir ve ne yazık ki, ş ebeke literatürü içinde 38 eşitsiz güç ilişkilerini ele alan çalışmalar bulmak imkânsız gibidir. SONUÇ Şebeke düşüncesi yönetiş im literatürü içinde giderek artan bir yer almakta ve şebekelerin pazarlar ve hiyerarşilerin karşılaşt ığı sorunlara kapsaml ı bir çözüm getirdiğ i iddia edilmektedir. Ne var ki, ş ebekelerin yönetme sorununa demokratik bir çözüm getirmesi bir iddia olmanın ötesine geçememekte ve iki nedenle tartışılmaktadır. İ lk olarak, şebekelerin pazar ve hiyerarşilerden bağımsız oldukları kanıtlanmam ış bir varsayımdır. Birçok durumda pazar, hiyerarş i ve şebeke bir arada çalışmaktadır. İkinci olarak, ş ebekelerin ne kadar demokratik olduklarının da tartışılmas ı gerekmektedir. Birçok durumda şebekelerin hiyerarşiler kadar da demokratik olmadıkları iddia edilmektedir. Bu nedenle şebekeleri tartış madan olumlu bulan çalışmalara kar şı dikkatli yaklaşmak gerekmektedir. Örneğ in 39 Blatter ın yapt ığı gibi, şebekeler içinde var olan iktidar iliş kilerini ve gizli hiyerarşileri yok saymak mümkün değ ildir.üçüncü olarak, şebekelerin büyük ölçeğ in gerilemesi sonucunda daha çok gündeme geldiği iddias ı da kanıtlarla desteklenmemektedir. Avrupa Birliğ i ile entegrasyon sırasında bu tür iddialar sıklı kla gündeme gelmekle birlikte, Avrupa Birliği ndeki temel doğrultu, üretim ölçeğ inin küçülmesi değil tam tersine birleşmeler ve satı n almalar yoluyla giderek daha da büyümesidir. Önümüzdeki dönemde Avrupa Birliğ i ile entegrasyon süreci içinde Türkiye ş ebekelerin incelenmesi açısından bol olanağın olduğ u bir döneme girecektir ve bu konunun daha iyi incelenmesi gerekecektir. 35 Şebeke literatürüne yapılan Amerikan, İngiliz ve Alman katkıları arasındaki farklar için, bakınız, Marsh and Rhodes, a.,g.m. 36 Leitner, a.g.m., s. 243-244. 37 a.k., s. 236. 38 Leitner et al, a.g.m., s. 285. 39 Blatter, a.g.m.

KAYNAKÇA Amin, A. ve Robins K., The Re-emergence of Regional Economies? The Mythical Geography of Flexible Accumulation, Environment and Planning D: Society and Space, Vol. 8, 1990, s. 7 34. Amin, Ash, Big Firms Versus the Regions in the Single European Market, Cities and Regions in the New Europe, (Ed. Mick Danford ve Grigoris Kafkalas), London: Belhaven Press, 1992, s. 127 49. Amin, Ash, Spatialities of Globalization, Environment and Planning A, Vol. 34, 2002, s. 385 99. Amin, Ash ve Nigel Thrift, Neo-Marshallian Nodes in Global Networks, International Journal of Urban and Regional Research, 16:4, 1992, s. 571 87. Ansell, Chris, The Networked Polity: Regional Development in Western Europe, Governance, 13:3, 2000, s. 303 33. Baker, Peter, Spatial Outcomes of Capital Restructuring: New Industrial Spaces as a Symptom of Crisis, not Solution, Review of Political Economy, 8:3, 1996, s. 263 78. Blatter, Joachim, Beyond Hierarchies and Networks: Institutional Logics and Change in Transboundary Spaces, Governance, 16:4, 2003, s. 503 26. Brenner, Neil, Beyond State-Centrism? Space, Territoriality and Geographical Scale in Globalization Studies, Theory and Society, Vol. 28, 1999, s. 39 78. Brenner, Neil, Globalization as Reterritorialization: The Rescaling of Urban Governance in the European Union, Urban Studies, 36:3, 1999, s. 431 51. Brenner, Neil, New State Spaces, Urban Governance and Rescaling of Statehood, Oxford: Oxford University Press, 2004. Castells, Manuel, The Rise of the Network Society, Oxford: Basil Blackwell, 2000. Cooke, Philip, Policy Networks, Innovation Networks and Regional Policy: A Review of the Literature and an Example from South Wales, Policy Networks and European Structural Funds, (Ed. Hubert Heinelt ve Randall Smith), Avebury: Aldershot, 1996, s. 26 45. Cox, Kevin R., Spaces of Independence, Spaces of Engagement and the Politics of Scale, or: Looking for Local Politics, Political Geography, 17:1, 1997, s. 1-23. Hay, Colin, The Tangled Webs we Weave: The Discourse, Strategy and Practice of Networking, Comparing Policy Network Approach, (Ed. David Marsh), Buckingham: Open University Press, 1998, s. 33 51. Jessop, Bob, The Rise of Governance and the Risk of Failure: The Case of Economic Development, International Social Science Journal, no: 155, 1998, s. 29 45. Jessop, Bob, Informational Capitalism and Empire: The PostMarxist Celebration of US Hegemony in a New World Order, Studies in Political Economy, no: 71/2, 2003 2004, s. 39 58. Jessop, Bob, The European Union and Recent Transformations in Statehood, published by the Department of Sociology, Lancaster University, Lancester LA14YL, UK at http://www.com.lanc.ac.uk/sociology/papers/jessop-eu-transformations-statehood.pdf, 2005. Faludi, Andreas, The European Spatial Development Perspective What Next? European Planning Studies, 8:2, 2000, s. 237 50. Hardt, Michael ve Negri Antonio, Empire, Cambridge: Harvard University Press, 2001. Lefebvre, Henri, Reflections on the Politics of Space, Radical Geography: Alternative Viewpoints on Contemporary Social Issues, (Ed. Richard Peet), London, Maaroufa, 1978, s. 339 52. Leitner, Helga, The Politics of Scale and Networks of Spatial Connectivity, Scale and Geographic Inquiry, (Ed. Eric Sheppard ve Robert B. McMaster), Malden: Blackwell, 2004, s. 236 55.

Leitner, Helga, Claire Pavlik ve Eric Sheppard, Networks, Governance and the Politics of Scale: Inter-Urban Networks and the EU, Geographies of Power: Placing Scale, (Ed. Andrew Herod ve Melissa W. Wright), Oxford: Blackwell, 20002, s. 275 303. Marin Bernd ve Renate Mayntz, Introduction: Studying Policy Networks, Policy Networks, Empirical Evidence and Theoretical Considerations, (Ed. Bernd Marin ve Renate Mayntz), Frankfurt am Main: Campus Verlag, 1991, s. 11 23. Marsh, David, The Development of the Policy Network Approach, Comparing Policy Network Approach, (Ed. David Marsh), Buckingham: Open University Press, 1998, s. 3 17. Marsh, David ve R.A.W. Rhodes, Policy Communities and Issue Networks, Policy Networks in British Government, (Ed. R.A.W. Rhodes ve David Marsh), Oxford: Clarendon Press, 1992, s. 249 68. Murdoch, Jonathan, The Spaces of Actor-Network Theory, Geoforum, 29:4, 1998, s. 357 74. Rhodes, R.A.W. ve David Marsh, Policy Networks in British Politics: A Critique of Existing Approaches, Policy Networks in British Government, (Ed. R.A.W. Rhodes ve David Marsh), Oxford: Clarendon Press, 1992, s. 1 26. Smith, C., Flexible Specialization, Automation and Mass Production, Work Employment and Society, Vol.3, 1989, 203-20. Swyngedeouw, Erik, The Mammon Quest. Glocalisation Interspatial Competition and the Monetary Order: The Construction of New Scales, Cities and Regions in the New Europe, (Ed. Mick Dunford ve Grigoris Kafkalas), eds. London: Belhaven Press, 1992, s. 39-67. Thompson, Grahame, Between Hierarchies and Markets: The Logic and Limits of Network Forms of Organization, New York: Oxford University Press, 2003. Williams, K., Cutler T., Williams J. ve Haslam J., The End of Mass Production? Economy and Society, Vol.16, 1987, s. 405 39.