DEPREM ETKİ DEPREM ETK Sİ S ALTINDA

Benzer belgeler
DYB-592 SEMİNER-2. Yüksek Binalarda Tasarım Sorunları

Çok Katlı Perdeli ve Tünel Kalıp Binaların Modellenmesi ve Tasarımı

DEPREM BÖLGELERĐNDE YAPILACAK BĐNALAR HAKKINDA YÖNETMELĐK (TDY 2007) Seminerin Kapsamı

Kirişsiz Döşemelerin Uygulamada Tasarım ve Detaylandırılması

Temeller. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

TÜRKİYE DEKİ ORTA KATLI BİNALARIN BİNA PERFORMANSINA ETKİ EDEN PARAMETRELER

10 - BETONARME TEMELLER ( TS 500)

DEPREM ETKİSİ ALTINDA YAPI KAZIK ZEMİN ETKİLEŞİMİ

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 e Göre Tasarıma Kısa Bakış Betonarme Sistemlerin Modellenmesi, Analizi ve Boyutlandırılması

Deprem Kayıtlarının Seçilmesi ve Ölçeklendirilmesi

TC. SAKARYA ÜNİVERSİTESİ MF İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İNM 308 Depreme Dayanıklı Betonarme e Yapı Tasarımı Earthquake ELASTİK DEPREM YÜKLERİ

Orion. Depreme Güvenli Yapı Tasarımı. PROTA Mühendislik. Bina Tasarım Sistemi. Joseph Kubin Mustafa Tümer TAN

RİSKLİ YAPILARIN TESPİT EDİLMESİNE İLİŞKİN ESASLAR. 5- Risk Tespit Uygulaması: Betonarme Bina

Prefabrik yapıların tasarımı, temelde geleneksel betonarme yapıların tasarımı ile benzerdir.

Bina Türü Yapı Sistemlerinin Analizi Üzerine Rijit Döşeme ve Sınır Şartları ile İlgili Varsayımların Etkisi

BETONARME-II (KOLONLAR)

BETONARME-II ONUR ONAT HAFTA-1 VE HAFTA-II

YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİ DERS NOTU

DEPREM HESABI. Doç. Dr. Mustafa ZORBOZAN

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 e Göre Dayanıma Göre Tasarım Kavramı

DEPREME DAVRANIŞI DEĞERLENDİRME İÇİN DOĞRUSAL OLMAYAN ANALİZ. NEJAT BAYÜLKE 19 OCAK 2017 İMO ANKARA ŞUBESİ

Betonarme Yapıların Davranışının Zaman Tanım Alanında Hesap Yöntemi ile Belirlenmesi

YAPI VE DEPREM. Prof.Dr. Zekai Celep

YAPAN: ESKISEHIR G TIPI LOJMAN TARİH: REVİZYON: Hakan Şahin - ideyapi Bilgisayar Destekli Tasarım

. TAŞIYICI SİSTEMLER Çerçeve Perde-çerçeve (boşluklu perde) Perde (boşluksuz perde) Tüp Iç içe tüp Kafes tüp Modüler tüp

11/10/2013 İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ BETONARME YAPILAR BETONARME YAPILAR

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

Yeni Deprem Yönetmeliği ve İstinat Yapıları Hesaplarındaki Değişiklikler

KESME BAKIMINDAN DOĞRU TASARLANMAMIŞ BETONARME PERDE DUVARLI YÜKSEK BİNALARIN DEPREM PERFORMANSI

Süneklik Düzeyi Yüksek Perdeler TANIMLAR Perdeler, planda uzun kenarın kalınlığa oranı en az 7 olan düşey, taşıyıcı sistem elemanlarıdır.

YAPILARIN ÜST RİJİT KAT OLUŞTURULARAK GÜÇLENDİRİLMESİ

idecad Statik IDS v10 Programının TBDY 2018 Uyumluluğu

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

Binaların Deprem Dayanımları Tespiti için Yapısal Analiz

Orta Doğu Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

Farklı Zemin Koşullarındaki Betonarme Yapıların Davranışının Zaman Tanım Alanında Hesap Yöntemi ile İncelenmesi: 8 Katlı Çerçeve Örneği

İNŞ 320- Betonarme 2 Ders Notları / Prof Dr. Cengiz DÜNDAR Arş. Gör. Duygu BAŞLI

ÇOK KATLI BİNALARIN DEPREM ANALİZİ

Temeller. Onur ONAT Tunceli Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

Yapısal Analiz Programı SAP2000 Bilgi Aktarımı ve Kullanımı. Doç.Dr. Bilge Doran

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 1-Temel Kavramlar

BÖLÜM - 2 DEPREM ETKİSİNDEKİ BİNALARIN TASARIM İLKELERİ (GENEL BAKIŞ)

BETONARME YAPI TASARIMI -KOLON ÖN BOYUTLANDIRILMASI-

T.C. MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

BAÜ Müh-Mim Fak. Geoteknik Deprem Mühendisliği Dersi, B. Yağcı Bölüm-5

Perdelerde Kesme Kuvveti Tasarımı ve Yatay Donatı Uygulaması

Çelik Yapılar - INS /2016

AntHill Bomonti Rezidans ve Çarşı / Sosyal Tesis Projesi

YTÜ Mimarlık Fakültesi Statik-Mukavemet Ders Notları

TAŞIYICI SİSTEM TASARIMI 1 Prof. Dr. Görün Arun

DEPREME DAYANIKLI YAPI İNŞAATI SORULAR

BETONARME-I 5. Hafta KİRİŞLER. Onur ONAT Munzur Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü, Tunceli

d : Kirişin faydalı yüksekliği E : Deprem etkisi E : Mevcut beton elastisite modülü

Çelik Bina Tasarımında Gelişmeler ve Yeni Türk Deprem Yönetmeliği

NETMELĐĞĐ. Cahit KOCAMAN Deprem Mühendisliği Şube Müdürü Deprem Araştırma Daire Başkanlığı Afet Đşleri Genel Müdürlüğü

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

Yapı Elemanlarının Davranışı

GEOMETRİK DÜZENSİZLİĞE SAHİP NURTEPE VİYADÜĞÜNÜN SİSMİK PERFORMANSININ FARKLI YÖNTEMLER KULLANILARAK BELİRLENMESİ

RİSKLİ BİNALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

BÖLÜM I 1. DEPREM MÜHE DĐSLĐĞĐ DE TEMEL KAVRAMLAR

ÇELİK YAPILAR YÜKSEK BİNALAR

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 7-Örnekler 2. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Alt Yapı ve Kentsel Dönüşüm Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu BETONARME YAPILAR MIM 232. Döşemeler

Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği ve Betonarme Bina Tasarım İlkeleri PROF. DR. ERDEM CANBAY

PERDELERDEKİ BOŞLUKLARIN YATAY ÖTELENMEYE ETKİSİ. Ayşe Elif ÖZSOY 1, Kaya ÖZGEN 2 elifozsoy@hotmail.com

ÇOK KATLI BETONARME YAPILARIN DİNAMİK ANALİZİ

BETONARME BİNALARIN DEPREM PERFORMANSININ BELİRLENMESİ İÇİN BİR YAKLAŞIM

TBDY-2018: Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği Anlamaya çalışmak

DOĞRUSAL OLMAYAN ANALİZ İÇİN KULLANILAN TİCARİ PROGRAMLARIN ÇERÇEVE SİSTEMLER İÇİN KARŞILAŞTIRILMASI

Uygulamada Performansa Göre Tasarım

Temel sistemi seçimi;

Doç. Dr. Bilge DORAN

YAPILARDA HASAR TESPĐTĐ-II

ÖRNEK 18 4 KATLI BETONARME PANSİYON BİNASININ GÜÇLENDİRİLMESİ ve DOĞRUSAL ELASTİK OLMAYAN YÖNTEM İLE DEĞERLENDİRİLMESİ

MOMENT YENİDEN DAĞILIM

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 5-Kontrol Uygulaması

BÖLÜM 6 - TEMEL ZEMİNİ VE TEMELLER İÇİN DEPREME DAYANIKLI TASARIM KURALLARI 6.1. KAPSAM

KONSOLA MESNETLİ KOLONUN SÜREKSİZLİĞİNİN TAŞIYICI SİSTEMİN DEPREM DAVRANIŞINA OLAN ETKİSİ

KISA KOLON TEŞKİLİNİN YAPI HASARLARINA ETKİSİ. Burak YÖN*, Erkut SAYIN

Yapı Elemanlarının Davranışı

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

TDY 2007 YE GÖRE DEPREM ELASTİK TASARIM İVME SPEKTRUMU

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

MEVCUT BETONARME BİNALARIN DOĞRUSAL ELASTİK VE DOĞRUSAL ELASTİK OLMAYAN HESAP YÖNTEMLERİ İLE İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME

TEMEL İNŞAATI ŞERİT TEMELLER

BETONARME KÖPRÜLERİN YAPISAL ÇELİK ELEMANLAR KULLANILARAK DEPREME KARŞI GÜÇLENDİRİLMESİ UYGULAMALARI

BİLGİLENDİRME EKİ 7E. LİFLİ POLİMER İLE SARGILANAN KOLONLARDA DAYANIM VE SÜNEKLİK ARTIŞININ HESABI

Yumuşak Kat Düzensizliği olan Betonarme Binalarda Yapı Zemin Etkileşimi

BETONARME BİNALAR İÇİN HASARGÖREBİLİRLİK EĞRİLERİNİN BELİRLENMESİ

RİSKLİ BİNALARIN TESPİT EDİLMESİ HAKKINDA ESASLAR 4-DBYBHY (2007)ve RBTE(2013) Karşılaştırılması

Depreme Dayanıklı Çelik Bina Tasarımının Temel İlkeleri Ve Yeni Türk Deprem Yönetmeliği

Dinamik Etki: Deprem Etkisi. Deprem Dayanımı için Tasarım. Genel Deprem Analizi Yöntemleri - 1

Betonarme Yapılarda Perde Duvar Kullanımının Önemi

BETONARME YÜKSEK YAPILARDA DOĞRUSAL ELASTİK OLMAYAN PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİ

Fotoğraf Albümü. Zeliha Kuyumcu. Mesnetlerinden Farklı Yer Hareketlerine Maruz Kablolu Köprülerin Stokastik Analizi

Yapı Elemanlarının Davranışı

Proje Genel Bilgileri

Taşıyıcı Sistem İlkeleri. Dr. Haluk Sesigür İ.T.Ü. Mimarlık Fakültesi Yapı ve Deprem Mühendisliği Çalışma Grubu

Transkript:

DEPREM ETKİSİ ALTINDA YÜKSEK BİNALARDA TASARIM SORUNLARI Mehmet Nuray Aydınoğlu Boğaziçi Üniversitesi, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı

1 GİRİŞ Yüksek binaların deprem etkisi altında performansa göre tasarımı, son yıllarda deprem mühendisliğinde dikkatleri üzerine en fazla çeken araştırma ve uygulama alanlarından biri olarak ortaya çıkmaktadır. Yüksek binaların deprem bölgelerinde yoğunlukla inşa edilmeleri, oldukça yeni gelişen bir olgudur. Mühendislik disiplininin, profesyonel iç denetimin ve kamu denetiminin en geniş biçimde uygulandığı Japonya ve Amerika (California) gibi ülkelerde bugüne kadar inşa edilen yüksek binalar, standard deprem yönetmeliği uygulamalarının dışında, yetkili makamlarca (örneğin yerel belediyelerce) proje bazında oluşturulan özel bilim/uygulama kurullarının gözetim ve denetimi altında gerçekleştirilmiştir.

2 Böyle özel bir mekanizmanın uygulanmasının nedeni, mevcut deprem yönetmeliklerinin yüksek binalar düşünülerek geliştirilmediğinin ve yüksek binalarda standart yönetmeliklerin üstüne çıkılarak daha ileri düzeyde analiz ve tasarım yöntemlerinin kullanılması gereğinin sorumluluk sahibi meslek adamları ve yerel yönetimler tarafından takdir edilmesidir. Öte yandan son yirmi yılda yüksek binalar konusunda yapılan araştırmalar, bu binaların deprem davranışının daha iyi anlaşılmasına yol açmıştır. Bu bağlamda yüksek bina tasarımında, azaltılmış deprem yüklerinin etkisi altında doğrusal (lineer) analize dayalı Dayanıma Göre Tasarım yaklaşımının birçok bakımdan yetersiz, hatta sakıncalı olduğu anlaşılmıştır. Deprem mühendisliğinde gelişen eğilim, yüksek binaların tasarımının Performansa Göre Tasarım çerçevesinde Şekildeğiştirmeye Göre Tasarım yaklaşımı ile yapılması doğrultusundadır. Bu kapsamda, yüksek binaların deprem etkisi altında tasarımı için zaman tanım alanında doğrusal olmayan (nonlineer) analizin in yapılması zorunlu olmaktadır.

3 Yüksek binaların deprem etkisi altında tasarımına ilişkin yöntem ve kuralların mühendislik camiasına aktarılması konusunda son beş yıl içinde özellikle ABD (California) da çok önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Bu bağlamda, yüksek binaların deprem tasarımına ilişkin 2005 de ve 2008 de Los Angeles kenti için, 2007 de San Francisco kenti için yol gösterici kılavuz dökümanlar yayınlanmıştır. Bu arada, bir uluslararası kuruluş olan Council on Tall Buildings and Urban Habitat 2008 de yüksek binaların deprem tasarımı için bir öneriler dökümanı hazırlamıştır. Nihayet, Pasific Earthquake Engineering Research Center (PEER) bünyesinde oluşturulan Tall Buildings Initiative (TBI) üç yıllık geniş kapsamlı bir proje çalışması sonucunda 2010 yılı sonunda performansa göre yüksek bina tasarımı konusunda ayrıntılı bir tasarım kılavuzu yayınlamıştır.

4 Türkiye de ise yüksek bina tasarım ve yapımı, mevcut yönetmeliklerin yüksek bina için yeterli olup olmadığına, tasarımcının bu konuda yetkinliğinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ve en ufak bir denetimden bile yoksun biçimde, olanca hızı ile devam etmektedir. Başıbozukluk k o denli başını alıp gitmiştir i ti ki, en tehlikeli deprem bölgelerinde inşa edilen ve yüksek bina sınıfına giren binaların yapısal tasarımları bile, inek sucuk türü otomatik (mühendisin neredeyse hiçbir katkısı olmaksızın, kendiliğinden) tasarım yapan hazır bilgisayar programları ile yapılmakta ve bu duruma hiç kimse ses çıkarmamaktadır!

5 Özellikle İstanbul da gelişen bu tehlikeli gidişin en azından bir nebze kontrol altına alınmasına bir başlangıç oluşturmak üzere, 2007 yılında Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ne yapılan ve kabul gören bir öneri doğrultusunda İstanbul Yüksek Binalar Deprem Yönetmeliği Taslağı (İBB, 2008) hazırlanmış, ancak uzman mühendisler ve yurt dışı mühendislik çevrelerinde büyük ilgi gören bu yönetmelik taslağı, aradan üç yıl geçmesine karşın ş İstanbul Büyükşehir ş Belediyesi nce benimsenip yürürlüğe konulmamıştır.

6 YÜKSEK BİNALARA ÖZGÜ DEPREM DAVRANIŞININ ORTAYA ÇIKARDIĞI ANALİZ VE TASARIM SORUNLARI Deprem etkisi altında yüksek binaların kendilerine özgü davranışları, pek çok analiz ve tasarım sorununu ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunlardan önemli olanlarına aşağıda kısaca değinilmiştir:

7 PERDELERE İLİŞKİN SORUNLAR Çerçeve türü taşıyıcı sistemlerin yanında yüksek binalarda daima yer alan, hatta pek çok durumda tek başına taşıyıcı sistemi oluşturan betonarme perdelerin nonlineer davranışı, lineer davranışa göre önemli farklılıklar göstermektedir. Nonlineer davranış, perde yüksekliğince eğilme momenti ve kesme kuvvetinin gerek büyüklüklerini ve gerekse değişimlerini önemli ölçüde etkilemektedir. Bu bağlamda kesme kuvvetlerinde gözlenen büyütme etkisi, gevrek davranış açısından yaşamsal öneme sahiptir. Bu etki, yüksek bina taşıyıcı sistemlerinin ancak zaman tanım alanında nonlineer yöntemlerle analiz edilmesi ile ortaya çıkarılabilmektedir (Fischinger et al 2011).

8 PERDELERE İLİŞKİN SORUNLAR (2) Bağ ğ kirişli ş perdelerde bağ ğ kirişleri ş hemen her durumda nonlineer davranış göstermektedir. Bunların lineer olarak alınması, perde kesit etkilerinde önemli hatalara yol açabilmektedir. Bağ kirişlerinin rijitlik ve dayanımlarındaki değişimler, bu elemanların bağlı bulundukları perde parçalarının nonlineer davranışını da önemli ölçüde etkileyebilmektedir. Bu bağlamda, bağ kirişlerindeki kesme kuvvetlerinden perde parçalarına aktarılan normal kuvvetlerin düzeyine bağlı olarak bu elemanlarda oluşan nonlineer şekildeğiştirmelerin hem büyüklükleri, hem de yükseklik boyunca dağılımları değişmektedir.

9 PERDELERE İLİŞKİN SORUNLAR (3) Perdeler, tabandan itibaren önemli sayılabilecek bir yükseklik klik (yürürlükte yönetmeliğin terimi ile kritik perde yüksekliği BİB 2007) boyunca plastik şekildeğiştirmelere (diğer deyişle depremden kaynaklanan süneklik istemine) maruz kalabildiğinden, bu elemanların süneklik kapasitelerinin yeterli olması özel bir önem taşımaktadır. Bu durum ise perdelerdeki normal gerilme düzeylerinin sınırlandırılmasını, diğer deyişle perde kalınlıklarının normal kuvvet istemine bağlı olarak belirlenmesi gereğini ortaya koymaktadır.

10 DÖŞEMELERE Ş İLİŞKİN SORUNLAR Özellikle çekirdek perdeli yüksek bina taşıyıcı sistemlerinde, üst katlardan aktarılan çok büyük perde moment ve kesme kuvvetlerinin altta çevre perdeleri ile rijitleştirilmiş bodrum katlarına aktarılmasında ortaya çıkan karmaşık davranış, zemin etkileşimi ile birlikte bodrum döşemelerinin nonlineer davranışlarının da gözönüne alınması gerektirebilmektedir.

11 DÖŞEMELERE İLİŞKİN SORUNLAR(2) Üst katlarda da, döşemeler ve diğer yük aktarma elemanları bazı durumlarda d zorlanmakta ve nonlineer davranış gösterebilmektedir. Bu bağlamda perde-döşeme bağlantılarında önemli ölçüde nonlineer davranış ortaya çıkabilmektedir. Her halukarda, hesap olanaklarının kısıtlılığı nedeniyle eskiden beri kullanılarak alışkanlık haline getirilen sonsuz rijit diyafram varsayımının artık terkedilmesi, yüksek binalarda döşemelerin hem düzlem içi (membran), hem de eğilme rijitliklerinin gözönüne alınması gerekmektedir. Böyle yapıldığında, çoğu durumda binaların dinamik karakteristiklerinde önemli değişikliklerin meydana gelebildiği görülmüştür.

12 YÜKSEK DAYANIMLI BETON SORUNU Yüksek binalarda giderek artan kat sayıları ve mimari endişelerle düşey taşıyıcı eleman (kolon, perde) boyutlarının çok arttırılmaması eğilimi, kaçınılmaz olarak yüksek dayanımlı beton kullanımını gündeme getirmektedir. Yürürlükteki deprem yönetmelikleri genellikle beton kalitesini C50 betonu ile sınırlamaktadır. Bunun en belirgin nedeni, özellikle depremde sünek davranışa ilişkin sargı donatısı gereklilikleri ile ilgili olarak yeterli teorik/deneysel birikimin ve uygulama deneyiminin mevcut olmayışıdır. Öte yandan, laboratuar koşullarında üretilmesi genellikle pek zor olmayan yüksek dayanımlı betonun büyük miktarda kütlesel üretimi ve üretimin kalite kontrolunun sürekliliği de ayrı bir birikim ve deneyim konusudur.

13 NONLİNEER MODELLEME VE ANALİZ SORUNLARI Yüksek binaların şiddetli depremlerin (50 yılda aşılma olasılığı %10) ve çok şiddetli depremlerin (50 yılda aşılma olasılığı %2) etkisi altında ileri düzeydeki performans hedeflerine ulaşıp ulaşmadıklarına ilişkin değerlendirmeleri yapabilmek için mutlaka nonlineer taşıyıcı sistem modellemesine ve nonlineer analize ihtiyaç vardır. Bu tür modelleme ve analiz, günümüzde artık rutin hale gelmiş bulunan lineer modelleme ve analize oranla çok daha karmaşık olduğundan, özel bir bilgi birikimini ve uygulama deneyimini zorunlu kılmaktadır.

14 NONLİNEER MODELLEME VE ANALİZ SORUNLARI (2) Yüksek binalarda perdeler genellikle lif elemanlar (fiber elements) ile modellenmektedir. Bu modelleme yöntemi kolon ve kirişlerde de kullanılabilir, ancak bu tür elemanlarda çoğunlukla plastik mafsal modellemesi tercih edilmektedir. Özel olarak bağ kirişli çekirdek perdelerinin bağ kirişlerinin boyutlandırılması, l donatılarının yerleştirilmesi il i ve nonlineer analiz için i uygun biçimde modellenmesi yaşamsal önem taşımaktadır. Bağ kirişlerinde ş çapraz donatının en uygun donatı düzeni olduğu ğ konusunda fikir birliği vardır (BİB 2007, PEER/TBI 2010). Ancak bunun için bağ kirişinde yükseklik / açıklık oranının 1/2 den daha az olmaması gereklidir.

15 NONLİNEER MODELLEME VE ANALİZ SORUNLARI (3) Yüksek binaların zaman tanım alanındaki nonlineer analizi ile ilgili önemli sorunlardan biri de sönüm etkisinin ne alınacağı ve nasıl hesaba katılacağı ğ sorunudur. Yapı dinamiğinin en zor konularından biri olan bu konuda mühendislik kamuoyunda fikir birliği oluşmamıştır. Nonlineer hesapta sönüm oranınınn %2 olarak alınması önerilmektedir. Ancak viskoz olarak varsayılan sönüm matrisinin oluşturulması için kullanılagelen Rayleigh yaklaşımının bilinen sorunlarının üstesinden gelinmiş değildir.

16 NONLİNEER MODELLEME VE ANALİZ SORUNLARI (4) Günümüzde yüksek binaların nonlineer modelleme ve analizine uygun ve mühendislik pratiği ğ ile uyumlu bilgisayar yazılımlarının sayısı sınırlıdır. Ancak performansa göre tasarımın gereği olan nonlineer modelleme ve analiz uygulamalarının yaygınlaşması ile bu alanda oluşacak rekabetle uyumlu olarak bu alanda hem nitel, hem de nicel anlamda hızlı gelişmelerin olması beklenmektedir.

17 YAPI ZEMİN DİNAMİK ETKİLEŞİMİNE İLİŞKİN SORUNLAR Genel olarak yapı-zemin etkileşimi, deprem etkisi altında zemin ortamı ile üstyapının birlikte gözönüne alındığı ortak bir sistem çerçevesinde yapı ve zeminin birbirlerini karşılıklı olarak etkilemesi olarak tanımlanabilir. Normal koşullarda yeterli rijitlik ve dayanıma sahip yüksek frekanslı zeminler ile bu zeminlerin üzerinde inşa ş edilen düşük ş frekanslı yüksek binalar arasında önemli bir etkileşimin olması beklenmez (PEER/TBI 2010) ve bu nedenle yüksek bina tasarımında genellikle yapı-zemin dinamik etkileşimi gözönüne alınmaz.

18 YAPI ZEMİN DİNAMİK ETKİLEŞİMİNE İLİŞKİN SORUNLAR(2) Ancak, yüksek binaların çok zayıf zeminler üzerinde inşa edildiği bazı özel durumlara da rastlanabilmektedir. Örneğin, İzmir Büyükşehir Belediyesi nin yüksek binalar için tahsis ettiği Bayraklı bölgesindeki aşırı zayıf zemin koşulları, yüksek bina tasarımında üstyapı kazık zemin etkileşimi nin ayrıntılı bir biçimde gözönüne alınmasını zorunlu kılmaktadır (Aydınoğlu ğ 2011). Bu analizde kazık zemin altsisteminin taban kayasında tanımlanan yer hareketi etkisi altında zaman tanım alanında üç boyutlu nonlineer analizi zorunludur. Sonuçta etkileşimin yüksek binayı olumsuz yönde etkilemesi olasılığı azdır. Ancak, özellikle kazıklarda plastik deformasyonların oluşması ve bu nedenle kazık tasarımında değişikliklere gidilmesi durumu ortaya çıkabilir.

19 SAHAYA ÖZEL DEPREM TEHLİKESİNİN BELİRLENMESİ, NONLİNEER ANALİZ İÇİN UYGUN DEPREM KAYITLARININ SEÇİMİ VE ÖLÇEKLENDİRİLMESİ Yüksek binaların deprem etkisi altındaki tasarımında sahaya özel deprem tehlikesinin belirlenmesi çoğu durumda gerekli olmaktadır. Deprem tehlikesi analizi ile belirli aşılma olasılıkları (veya dönüş periyodları) için elastik tasarım spektrumunun ordinatları belirli bir periyod limitine kadar tanımlanır. Yüksek binaların kat sayıları arttıkça sözü edilen periyod limiti de giderek uzamaktadır. Son yıllarda geliştirilen ş deprem tahmin ilişkileri ş 10 sn.lik periyoda kadar olan periyod bandını kapsamaktadır.

20 SAHAYA ÖZEL DEPREM TEHLİKESİNİN BELİRLENMESİ, NONLİNEER ANALİZ İÇİN UYGUN DEPREM KAYITLARININ SEÇİMİ VE ÖLÇEKLENDİRİLMESİ (2) Yüksek binaların zaman tanım alanında nonlineer analizlerinde tasarım ivme spektrumu ile uyumlu olacak şekilde seçilerek ölçeklendirilen deprem kayıtlarının kullanılması gerekir. Zorunlu olmadıkça yapay (benzeştirilmiş) deprem kayıtlarının veya mevcut kayıtlarının değiştirilerek kullanılmaması, sadece yerel deprem koşulları ile uyumlu gerçek deprem kayıtlarının ölçeklendirilerek kullanılması önerilmektedir.

21 SAHAYA ÖZEL DEPREM TEHLİKESİNİN BELİRLENMESİ, NONLİNEER ANALİZ İÇİN UYGUN DEPREM KAYITLARININ SEÇİMİ VE ÖLÇEKLENDİRİLMESİ (3) Bilindiği gibi, üniform tehlike spektrumu olarak da adlandırılan tasarım ivme spektrumunun bütün periyotları ile uyumlu deprem kayıtlarının mevcut olması olanaklı değildir. Çünkü tasarım ivme spektrumunun çeşitli periyod bölgelerinde tanımlanan ordinatların esasında farklı farklı depremlerden kaynaklandığı bilinmektedir. O nedenle ilgili yönetmeliklerde genellikle sınırlı bir periyod bölgesinde (örneğin binanın doğal titreşim periyodunun 0.2 si ile 1.2 katı kadar olan bölgede) seçilen kayıtların spektrumlarının ortalaması ile tasarım ivme spektrumunun uyumu aranır (İBB 2008). Bu durumda bile, deprem koşulları yerel koşullara yakın olan yeteri kadar sayıda kayıt bulmanın zor olduğu ve bu şekilde seçilen kayıtların ivme spektrumlarında ortalamaya göre çok büyük saçılmaların bulunduğu bilinmektedir.

22 SAHAYA ÖZEL DEPREM TEHLİKESİNİN BELİRLENMESİ, NONLİNEER ANALİZ İÇİN UYGUN DEPREM KAYITLARININ SEÇİMİ VE ÖLÇEKLENDİRİLMESİ (4) Son birkaç yıl içinde geliştirilen koşullu ortalama spektrum conditional mean spectrum kavramı yardımıyla yukarıda belirtilen uygun kayıt seçme sorununun çözümünde önemli bir aşama kaydedilmiştir (Baker ve Cornell 2005, 2006). Bu yeni yaklaşımda, yüksek binanın davranışına önemli katkıda bulunacağı düşünülen tüm titreşim periyotları için, sahaya özel deprem tehlikesi analizinde ayrıştırma deaggregation analizi yapılarak o periyotlarda olasılıksal bazlı ivme spektrumuna en fazla oranda katkıda bulunan deprem veya depremlerin büyüklüğü ile uzaklıkları belirlenir. Bunlar esas alınarak, seçilen her bir doğal periyod ve yakın çevresi için geçerli olmak üzere oluşturan koşullu ortalama spektrumlar a çok daha iyi i uyum sağlayan çok sayıda gerçek deprem kaydı bulmak mümkün olmaktadır.

23 YÜKSEK BİNALARLA İLGİLİ TÜRKİYE YE ÖZGÜ TASARIM SORUNLARI Yüksek binaların deprem etkisi altında analizi ve tasarımı ile ilgili olarak yukarıda özetlenmeye çalışılan genel sorunların yanısıra, bu konuda ülkemizdeki uygulamaya yönelik birtakım tasarım sorunların bulunduğu bilinen bir gerçektir. Bunların içinden önemli görülenleri aşağıda ş ğ kısaca özetlenmiştir. ş

24 YÖNETMELİKLE İLGİLİ SORUNLAR Halen yürürlükte olan Deprem Yönetmeliği nde (BİB 2007), yüksek binaların taşıyıcı sistemlerini ve analiz/tasarım yöntemlerini tanımlayan özel hükümler bulunmamaktadır. Gerçekten, 1990 ların ilk yarısındaki bina tipolojisi ve yapım teknolojilerini esas alan mevcut yönetmelik, yüksek binalar düşünülerek hazırlanmış bir yönetmelik değildir. Bu konuda çarpıcı bir örnek, Yönetmelik te yüksek bina taşıyıcı sistemlerinin süneklik düzeyi normal sistemler olarak düzenlenmesini önleyen herhangi bir hükmün bulunmamasıdır. Yönetmelikte perde kalınlıklarının eksenel gerilmelere bağlı olarak tanımlanmasını öngören hükümler bulunmamaktadır. Mevcut yönetmelikte yeni yapılacak binalar için etkin kesit rijitliği (çatlamış kesit rijitliği) kullanılmamaktadır.

25 YÖNETMELİKLE İLGİLİ SORUNLAR (2) Yüksek binaların deprem tasarımında gözönüne alınacak deprem yer hareketinin tanımlanması açısından mevcut Deprem Yönetmeliği nin hükümlerinin, bu konudaki son gelişmeler çerçevesinde yetersiz kaldığı görülmektedir. Tünel kalıpla yapılan ve yüksek bina sınıfına giren binalara a da yönetmelik izin vermektedir. Bu tür binalarda mevcut yönetmeliğin gövde donatıları için verdiği donatı oranının yetersiz olduğu düşünülmektedir. Ayrıca tünel kalıpla yapılan binalarda perdeler için dinamik kesme büyütmesi etkisi ihmal edilmektedir. Bağ kirişli perdelerin doğrusal (lineer) analizi ile ilgili yönetmelik hükümlerinin yüksek binalar için geçerli olamayacağı açıktır.

26 YÖNETMELİKLE İLGİLİ SORUNLAR (3) Yüksek binaların deprem etkisi altında tasarımı için mevcut deprem yönetmeliğine özel bir bölümün eklenmesi gereği açıkça ortaya çıkmıştır. Bu konuda ilk çalışmalar ş başlamış ş ş bulunmaktadır.

27 UYGULAMADAKİ SORUNLAR Giderek yaygınlaşan yüksek dayanımlı beton kullanımı ile birlikte, özellikle tünel kalıplı yüksek binalarda, çok yüksek eksenel zorlanmalara amaruz kalabilen, dolayısıyla depremde sünek davranış göstermesi kuşkulu olan çok ince perdelerin kullanıldığı gözlenmektedir. Bu perdelerde mevcut yönetmeliğe göre gövde donatısı için çok düşük bir donatı oranının kullanılagelmesinin meydana getirebileceği sorunlar irdelenmiş değildir. Mevcut yönetmelikte yeni yapılacak binalar için etkin kesit rijitliği (çatlamış kesit rijitliği) kullanılmadığından, deprem yükleri bir miktar daha küçük olarak alınsa bile, yerdeğiştirmelerin ve göreli kat ötelemelerinin olması gerekenden daha küçük olarak hesaplanması durumu ortaya çıkmaktadır.

28 UYGULAMADAKİ SORUNLAR (2) Uygulamada çekirdek perdelerinin idealleştirilmesinde ve betonarme tasarımında önemli sorunlar vardır. Çok yanlış uygulama örneklerinin varlığından sözedilmektedir. Örneğin L veya U perdelerin idealleştirmesinde ve kesme kapasitelerinin hesaplanmasında yanlışlar yapıldığı ifade edilmektedir. Uygulamada planda genişliği çok az olan çok narin binalar yapıldığı gözlenmektedir. Bunların stabilitesi ile ilgili sorunlar olup olmadığı bilinmemektedir. Böyle durumlarda d kullanılabilen l çıkmalı kat kirişi i i (outrigger) uygulamasına ülkemizde pek rastlanmamaktadır.

29 UYGULAMADAKİ SORUNLAR (3) Tünel kalıplı sistemlerde uygun taşıyıcı sistem oluşturulması ile ilgili ciddi sorunlar olduğu bilinmektedir. Buna rağmen ğ 55 kata kadar tünel kalıplı l binalar inşa edilmiş i bulunmaktadır. Normal koşullarda güçlü bir çekirdek perdesi olmayan, inşaat sistemi gereği iki uzun cephesinde perde başlığı yapma olanağı bulunmayan taşıyıcı sistemlerin in deprem etkisi altında uygun nonlineer davranış gösterip göstermedikleri ayrıntılı olarak incelenmiş ve anlaşılmış değildir.

30 UYGULAMADAKİ SORUNLAR (4) Yüksek binalarda hemen her durumda nonlineer çalıştığı bilinen bağ kirişlerinin bu davranışı hiçbir biçimde tasarıma yansıtılamamaktadır. Hemen tüm durumlarda d döşemeler a-priori i sonsuz rijit diyafram olarak kabul edilmektedir. Döşemelerde yük aktarım mekanizmaları hemen hiç düşünülmemektedir. Bu bağlamda setback / podium etkilerinin gözönüne alınmasında ve transfer katlarının tasarımında ciddi ihmaller, yanlışlıklar ve eksiklikler bulunduğu bilinmektedir.

31 BAĞIMSIZ TASARIM KONTROL VE ONAY SİSTEMİNİN GEREKLİLİĞİ Yüksek binaların deprem etkisi altında performansa göre tasarımı, alışılagelmiş tasarım uygulamalarından farklı olarak çok daha karmaşık, ş modern analiz yöntemlerinin kullanılmasını gerektirdiğinden, bütün dünyada uzmanlık ve deneyim gerektiren özel bir mühendislik hizmeti olarak değerlendirilmektedir.

32 TÜRKİYE DIŞINDA TASARIM DENETİMİ Yüksek bina tasarımında denetim olgusunu rasyonel bir biçimde gerçekleştiren ülkelerde; a) öncelikle yüksek bina tasarımının sadece mesleki yeterliliği belgelendirilmiş l il i sertifikalı l mühendisler veya profesyonel f l mühendisler tarafından yapılmasına izin verilmekte, b) buna ek olarak, oluşturulan bir tasarım kontrol ve onay sistemi çerçevesinde özel olarak yetkilendirilmiş bağımsız tasarım kontrol uzmanları tarafından deprem tasarımın başlangıcından (taşıyıcı sistem seçimi aşamasından) itibaren bütün aşamalarında ayrıntılı olarak kontrol edilerek onaylanması zorunlu tutulmaktadır.

33 TÜRKİYE DE DURUM Türkiye de yetkin mühendislik olarak adlandırılan mesleki yeterlilik sistemi, son 15 yıldan beri gündemde olmasına rağmen maalesef henüz hayata geçirilememiştir. Bu nedenle Türkiye de önemi, büyüklüğü ve özelliği ne olursa olsun, herhangi bir mühendislik yapısının tasarımının, yeterli birikim ve deneyime sahip olmayan mühendisler tarafından yapılmasının önünde yasal hiçbir engel bulunmamaktadır.

34 TÜRKİYE DE DURUM (2) Bu durum, ülkemizde sağlıksız ve güvenilirliği devamlı tartışma konusu olan bir bina tasarım sürecinin oluşmasına ve bugüne dek sürdürülmesine neden olmuştur. Bu sürecin temelinde, birtakım girişimciler tarafından hazırlanarak ülke çapında geniş bir biçimde i pazarlanan ve mühendisin i hemen hemen hiçbir katkısı olmaksızın, binanın mevcut yönetmelikler çerçevesinde yapısal ve deprem tasarımının yapılmasını hedefleyen hazır bilgisayar programları yer almaktadır.

35 TÜRKİYE DE DURUM (3) Yıllardır süregiden bu sağlıksız uygulama, son yıllarda kat sayıları ve yükseklikleri hızla artan yüksek binalar ın deprem bölgelerinde de giderek daha fazla sayılarda yapılmaları ile ülke için daha da tehlikeli olmaya başlamıştır. Bu durum, yukarıda belirtildiği üzere, son on yıl içinde yapılan araştırmalarla yüksek binaların deprem tasarımı için mevcut deprem yönetmeliklerinin tam anlamı ile yeterli olmadıklarının anlaşılması ile daha da ciddi bir hal almıştır.

36 TÜRKİYE DE DURUM (4) Öte yandan, ülkemizde mesleki yeterlilik, diğer deyişle yetkin mühendislik sistemi nin tesis edilememiş olması nedeni ile, etkili bir tasarım denetimi sistemi de oluşturulamamıştır. Mevcut Yapı Denetim Kanunu ile tasarım denetimine yönelik getirilen düzenlemelerin yeterli olduğunu söylemek güçtür. Uygulamada, yapısal tasarım ve özellikle deprem tasarımı, bilgiye, deneyime dayalı etkili bir denetime tabi olmaksızın sürdürülmektedir. Yüksek binalar söz konusu olduğunda, tasarımda olduğu gibi tasarım denetiminde de çok tehlikeli bir sürecin yaşanmakta olduğu açıkça görülmektedir.

37 TÜRKİYE DE DURUM (5) Yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde, bu ülkede yüksek binaların performansa göre tasarımının sağlıklı bir biçimde gerçekleştirilebilmesinin vazgeçilmez bileşenlerinden birinin bağımsız bir tasarım kontrol sistemi olduğu açıktır. Bu doğrultuda, yüksek binaların deprem tasarımlarının, bu alanda teorik ve pratik bilgi ve deneyim sahibi bağımsız Yüksek Binalar Tasarım Kontrol Uzmanları tarafından tasarımın başlangıcından (taşıyıcı sistem seçimi aşamasından) itibaren bütün aşamalarında ayrıntılı olarak kontrol edilmesi önerilmektedir. Bu konuda İstanbul Yüksek Binalar Deprem Yönetmeliği ğ (İBB 2008) taslağı ğ Bölüm 7 de bir model önerilmiştir.

38 SON SÖZLER 1) Zeminden itibaren yüksekliği 60 m ve daha fazla olan binalar olarak tanımlanan yüksek binaların deprem etkisi altında tasarımının, deprem yönetmeliklerinin kapsamındaki standart binalardan farklı olması gerektiği konusunda deprem mühendisliği camiasında fikir birliği oluşmuştur. 2) Bu doğrultuda yüksek binaların deprem tasarımlarının Performansa Göre Tasarım yaklaşımı çerçevesinde taşıyıcı sistemlerin nonlineer davranışları gözönüne alınarak yapılması esastır. 3) Bu anlamda yüksek binaların deprem tasarımı bütün dünyada uzmanlık ve deneyim gerektiren özel bir mühendislik hizmeti olarak değerlendirilmektedir.

39 SON SÖZLER 4) Türkiye de ise, özellikle İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde giderek yoğunluk kazanan yüksek binaların deprem etkisi altında tasarımı, son yıllarda bu konuda dünyada meydana gelen modern gelişmelerden kopuk ve kontrolsuz bir biçimde süregitmektedir. 5) Yürürlükteki deprem yönetmeliğine yüksek binaların tasarımı için özel bir bölüm eklenmesi ve mevcut yönetmelik hükümlerinin bu bölümle uyumlu olacak şekilde yeniden düzenlenmesi konusu ile birlikte, 6) Yüksek binaların deprem tasarımlarının bağımsız bir tasarım kontrol sistemi kapsamında denetlenmesini sağlayacak etkin bir denetim mekanizmasının oluşturulması, gündemdeki temel konulardır lardır.

40 DEPREM MÜHENDİSLİĞİNDE DAHA YÜKSEK DÜZEYLERE ULAŞABİLMEMİZ Ş DİLEĞİ İLE... TEŞEKKÜR EDERİM.