Özel Sayı: Basel II Çalışma Raporları. Basel II nin KOBİ lere Etkileri. Operasyonel Risk. Operasyonel Risk İleri Ölçüm Modelleri



Benzer belgeler
Basel II nin KOBİ lere Etkileri

Basel II ve III nedir Basel II ve Türk Eximbank Semineri 2013

İÇİNDEKİLER. B. Basel-II ye Geçişe İlişkin Yol Haritası Konu Bazında. D. Basel-II ye Geçişe İlişkin Yol Haritası Kapsamında Üretilecek Ürünler

BASEL II. RİSK AĞIRLIK FONKSİYONLARI (Beklenmeyen Kayıplar)

Basel II: Bankacılık sektöründe değişim rüzgarları. 4 Mayıs 2006

tarihli Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik in Risk Yönetimine İlişkin Düzenlemeleri

Bu makalede Bankacılık Gözetim ve Denetim Komitesi nce hazırlanan Basel I ve takiben Basel II standartları sunulmaktadır.

Finansal Ekonometri. Ders 3 Risk ve Risk Ölçüleri

YENİ SERMAYE YETERLİLİĞİ UZLAŞISI NA (BASEL II) GEÇİŞE İLİŞKİN YOL HARİTASI1

BASEL II BANKACILIK DÜZENLEMELERİ VE İÇ DENETİM Prof. Dr. Güler ARAS, Yıldız Teknik Üniversitesi

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

Kredi Değerlendirmenin Geleceği - Basel II Yaklaşımı

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar;

TÜRK BANKACILIK SİSTEMİ BASEL-II 1. ANKET ÇALIŞMASI SONUÇLARI

BANKACILIK DÜZEN LEME VE DENETLEME KUR UMU 10 SORUDA YENİ BASEL SERMAYE UZLAŞISI (BASEL-II)

BASEL II. Kurulu Bilgilendirme Sunumu Nisan 2007, Ankara

19 Ağustos 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı: YÖNETMELİK

SİSTEMİK ÖNEMLİ BANKALAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

II. MALİ SEKTÖRÜN GENEL YAPISI

Bankaların Raporlama Tebliğindeki Değişiklikler Set I: Dipnotlarda Değişiklikler

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Yurtdışından Sağladıkları Döviz Krediler (Milyon ABD Doları)

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

İçindekiler. Yatırım Fonları. Şirket Profili IV. II. Kimler Varlık Yönetimi Servisi Alır? Şirket Bonosu III. Varlık Yönetimi Strateji

YAPISAL POZİSYON UYGULAMASINA İLİŞKİN GENELGE ( tarih ve 698 sayılı Kurul Kararı ile kabul edilmiştir.)

KATILIMCILARA DUYURU

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ. 30 Haziran 2010 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

BĐRĐNCĐ BÖLÜM Amaç ve Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

4) Merkezi takas kurumu na üye olabilmenin kriterleri aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

EURO MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri ,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

FASIL 6 ŞİRKETLER HUKUKU

REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ (III-45.2) (6/12/2015 tarihli ve sayılı Resmi Gazete de yayımlanmıştır.)

Haftalık Menkul Kıymet İstatistikleri Raporuna İlişkin Yöntemsel Açıklama

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATILIM STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR 1-4 A TANITICI BİLGİLER 1-2 B PERFORMANS BİLGİSİ 3 C DİPNOTLAR 4

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ 31 MART 2015 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

Dar Kapsamlı Sermaye Piyasası Mevzuatı ve Etik Kurallar

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

TR: Ödemeler Dengesi, Haziran 16

Bankaların Raporlama Teblİğİndekİ

BANKA KREDİLERİ EĞİLİM ANKETİ

ALLIANZ HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU

Bankacılığa İlişkin Mevzuat ve Yeni Düzenlemeler *

ZİRAAT PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. KATILIM ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI ZİRAAT PORTFÖY KISA VADELİ KİRA SERTİFİKASI KATILIM FONU

Temel İlkeler: Genel Organizasyon İlke 1: Kanuni Temel İlke 2: Yönetim İlke 3: Kapsamlı Risk Yönetimi için Altyapı

SINAV ALT KONU BAŞLIKLARI

A. TANITICI BİLGİLER. PORTFÖYE BAKIŞ Halka arz tarihi: 20 Mayıs 2009 YATIRIM VE YÖNETİME İLİŞKİN BİLGİLER

...Türev Piyasalarda Yılların Deneyimi......Etkin Kurumsal Risk Yönetimi Çözümleri......Sermaye Piyasalarında Stratejik Danışmanlık...

Basel Bankacılık Denetim Komitesi. Yeni Uzlaşının Sınır Ötesi Uygulanmasına İlişkin Üst Düzey Prensipler

SINAV KONU BAŞLIKLARI

FİBA EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU. Fonun Yatırım Amacı

1/6. TEB HOLDĠNG A.ġ YILI 1. ARA DÖNEM KONSOLĠDE FAALĠYET RAPORU. Raporun Ait Olduğu Dönem :

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ. 31 Mart 2010 ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

HEDEF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

Şeffaflık, Sürdürülebilirlik ve Hesap Verilebilirlikte Yeni Yaklaşımlar: Finansal Raporlama ve Denetim Penceresinden Yeni TTK

TR: Ödemeler Dengesi, Temmuz 16

BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİĞİNİN ÖLÇÜLMESİNE VE DEĞERLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ

FİNANS KOÇ HOLDİNG 2013 FAALİYET RAPORU

BANKALARIN İLGİLİ MEVZUAT GEREĞİ UYMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUKLARI ORAN VE SINIRLAMALAR

Aylık Para ve Banka İstatistikleri ne İlişkin Yöntemsel Açıklama

KATILIMCILARA DUYURU KURUCUSU OLDUĞUMUZ EMEKLİLİK YATIRIM FONLARI İÇTÜZÜK VE İZAHNAME DEĞİŞİKLİKLERİ

SINAV ALT KONU BAŞLIKLARI

AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU

31 Mart Aralık 2011 Pay oranı Pay tutarı Pay oranı Pay tutarı

OPSİYONLARDAN KAYNAKLANAN PİYASA RİSKİ İÇİN STANDART METODA GÖRE SERMAYE YÜKÜMLÜLÜĞÜ HESAPLANMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

BANKALAR TARAFINDAN YAPILACAK REPO VE TERS REPO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK TASLAĞI

ZİRAAT PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. KATILIM ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI ZİRAAT PORTFÖY KISA VADELİ KİRA SERTİFİKASI KATILIM FONU

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI TABLO LİSTESİ

Rapor N o : SYMM 116 /

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATILIM KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU NA AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU

SOLVENCY II ve OPERASYONEL RİSKLER AKTÜERYAL BAKIŞ AÇISI. Orhun Emre ÇELİK 3 Aralık 2012

31 Aralık 2012 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporu

T.C. Ziraat Bankası A.Ş.

Borçlanma Araçları Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tebliğ Taslağı Hakkında TÜSİAD Görüşü

Finansal İstikrar, Basel II ve Bankalar Açısından Etkileri

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ ÜNİTE EKONOMİK VE FİNANSAL SİSTEM İKİNCİ ÜNİTE PARANIN ZAMAN DEĞERİ

Sirküler Rapor /118-1

ULUSLARARASI DENETİM DANIŞMANLIK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş. SİRKÜLER RAPOR

ÖZEL SEKTÖR BORÇLANMA ARAÇLARINA İLİŞKİN RİSK BİLDİRİM FORMU

İçindekiler. Finansal Sistem. Finansal Piyasalar

Operasyonel Risk ve Sigortacılık

oluşturulmuş, finansal kuruluşa özel olmayan yöntemlerdir. Boş bırakılan yere aşağıdakilerden

Bakanlar Medya A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporuna İlişkin 2. Değerlendirme Raporu

ARACI KURUMLARIN SERMAYELERİNE VE SERMAYE YETERLİLİĞİNE İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİ NDE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

BANKACILIK SEKTÖRÜ YÖNETİCİ KESİMİ BEKLENTİ ANKETİ

FİNANS 2013 yılında bankacılık sektörü Koç Topluluğu Finans Grubu 2013

Kentsel Dönüşümde Finans Aktörleri ve Beklentileri Doç. Dr. Erk HACIHASANOĞLU Araştırma, İş ve Ürün Geliştirme Grup Md.

HEDEF PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş DÖNEMİ FAALİYET RAPORU

XEROX Doküman Merkezinde Basılmıştır.

BANKPOZİTİF KREDİ VE KALKINMA BANKASI ANONİM ŞİRKETİ

Finansal Hesaplar 2013

1 OCAK - 30 HAZİRAN 2015 HESAP DÖNEMİNE AİT YATIRIM PERFORMANSI KONUSUNDA KAMUYA AÇIKLANAN BİLGİLERE İLİŞKİN RAPOR

BANKALARDA OPERASYONEL RİSK DENETİMİ

YAPI ve KREDİ BANKASI A.Ş. B TİPİ ŞEMSİYE FONUNA BAĞLI LİKİT ALT FONU (12. ALT FON) (YFBL1)

Banka Bilançosunun Özellikleri Pazar, 26 Aralık :24

23 Ekim 2015 CUMA Resmî Gazete Sayı : YÖNETMELİK Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumundan: BANKALARIN ÖZKAYNAKLARINA İLİŞKİN YÖNETMELİKTE

Transkript:

ISSN 13-0217 BANKACILAR TÜRKİYE BANKALAR BİRLİĞİ Özel Sayı: Basel II Çalışma Raporları Basel II nin KOBİ lere Etkileri Basel II Yapısal Faiz Oranı Risk Modelleri Operasyonel Risk Operasyonel Risk İleri Ölçüm Yaklaşımları Kullanılarak Ekonomik Sermaye Hesaplanması, İleri Ölçüm Yaklaşımları-Ekonomik Sermaye İlişkisi Basel II Üçüncü Yapısal Blok-Piyasa Disiplini Raporlama Kapsamı Operasyonel Risk İleri Ölçüm Modelleri Operasyonel Risk İleri Ölçüm Yöntemleri Operasyonel Risk Kapsamında Bankalararası Veri Gereksinimi ve Paylaşım Esasları: Operasyonel Risk Dış Veri Tabanı Eylül 2006 SAYI 58

BANKACILAR Yayın türü : Yerel süreli Basım yeri : İstanbul Yılı : 17 Sayısı : 58 -Eylül 2006 Türkiye Bankalar Birliği adına İmtiyaz Sahibi ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Doç. Dr. Ekrem KESKİN Genel Yayın Yönetmeni: Melike MUMCU Yayın Danışmanları: Tülin ERSEL Ali GÜNGÖR Prof. Dr. Ahmet KIRMAN Prof. Dr. Seza REİSOĞLU B. Cahit SABIR Abdullah TAŞÇIOĞLU Özcan ULUDAĞ İdare Merkezi: Nispetiye Caddesi Akmerkez B3 Blok Kat:13 34340 Etiler-İSTANBUL Tel : 212-282 09 73 Faks : 212-282 09 46 Web sitesi: www.tbb.org.tr Baskı-Yapım Graphis Matbaa San. ve Tic. Ltd Şirketi Yüzyıl Mahallesi Matbaacılar Sitesi 1. Cadde No.139 Bağcılar 34560, İstanbul Tel: 212-629 06 07 Faks: 212-629 03 85 Bankacılar Dergisi 3 ayda bir yayımlanır. Para ile satılmaz. ISSN 1300-0217 Bankacılar Dergisi - Bankacılar dergisi, finans ve bankacılık konularında yapılan çalışmaları ilgili çevrelerin bilgisine sunmak amacıyla yayımlanmaktadır. - Dergide yayımlanacak yazılara karar verilmesinde, Yayın Danışmanları ve Birlik uzmanlarının değerlendirmelerine ve/veya konunun uzmanı hakemlerin görüşlerine başvurulabilir. - Dergiye gönderilecek yazının daha önce hiçbir yerde yayımlanmamış olması gerekmektedir. - Basılması istenilen yazılar derginin arka iç kapağında belirtilen biçim kurallarına uygun olarak hazırlanmalı ve değerlendirmeye girmek üzere, Bankacılar Dergisi Türkiye Bankalar Birliği Bankacılık ve Araştırma Grubu Başkanlığı Nispetiye Cad. Akmerkez B3 Blok Kat.13 Etiler- İSTANBUL adresine gönderilmelidir. - Dergide yayımlanan yazılar Türkiye Bankalar Birliği nin resmi görüşlerini yansıtmaz, yazar ve görüş sahiplerini bağlar. - Dergide yer alan çalışmalar kaynak gösterilmek suretiyle izinsiz yayımlanabilir. - Yayımlanacak yazılarda yazım kurallarına ve biçime ilişkin değişiklikler yapılabilir veya bunların yapılması yazardan istenebilir. - Dergide yayımlanmayan yazılar geri gönderilmez. - Yazılar yayımlanmak üzere kabul edildiği takdirde Bankacılar dergisi yazılı ve elektronik ortamda olmak üzere tüm yayın haklarına sahiptir.

Bankacılar Dergisi, Sayı 58, 2006 İÇİNDEKİLER Basel II Çalışma Raporları* Basel II nin KOBİ lere Etkileri 3 Basel II Yapısal Faiz Oranı Risk Modelleri 63 Operasyonel Risk 95 Operasyonel Risk İleri Ölçüm Yaklaşımları Kullanılarak Ekonomik Sermaye Hesaplanması, İleri Ölçüm Yaklaşımları-Ekonomik Sermaye İlişkisi 96 Basel II Üçüncü Yapısal Blok-Piyasa Disiplini Raporlama Kapsamı 113 Operasyonel Risk İleri Ölçüm Modelleri 122 Operasyonel Risk İleri Ölçüm Yöntemleri 153 Operasyonel Risk Kapsamında Bankalararası Veri Gereksinimi ve Paylaşım Esasları: Operasyonel Risk Dış Veri Tabanı 189 * Basel Komite'nin sermaye yeterliliğine ilişkin yeni düzenlemesinde (Basel-II) öngörülen hususların uygulanmasına yönelik Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından 30 Mayıs 2005 tarihinde Basel II ye Geçişe İlişkin Yol Haritası kamuoyuna açıklanmıştır. Basel II uygulamasına geçişe ilişkin BDDK ve bankacılık sektörü hazırlıklarına katkı sağlamak amacıyla Yol Haritası nda öngörülen konularda görüş ve öneriler oluşturmak üzere Türkiye Bankalar Birliği (TBB) bünyesinde çalışma grupları oluşturulmuştur. Basel II Yönlendirme Komitesi Üyeleri koordinasyonunda faaliyette bulunan çalışma grupları tarafından hazırlanan raporların bir bölümü bu sayımızda sunulmaktadır. 1

Bankacılar Dergisi, Sayı 58, 2006 Basel II nin KOBİ lere Etkileri Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu Çalışma Grubu Koordinatörü: Hasan Sezer-T. Halk Bankası AŞ, Üyeler: Mustafa Savaş-T. Halk Bankası AŞ, Ömür Kılıç-T. Halk Bankası AŞ, Akın Murat-T. Halk Bankası AŞ, Nazmiye Akça-Alternatifbank AŞ, Ayşegül Şimşek-Citibank AŞ, Oğuzhan Özark-Denzibank AŞ, Hasbi Uzuner- Koçbank AŞ, Cem Okat- TC Ziraat Bankası AŞ, Zeynep Tura-T. Garanti Bankası AŞ, M. Niyazi Kabadayı-T. Vakıflar Bankası TAO. Ülkemizde bankacılık sektörünü yakından ilgilendiren Basel II Sermaye Uzlaşısının uygulanmaya başlaması ile birlikte, söz konusu Uzlaşı metninin gerek bankacılık sektörüne, gerekse de reel sektöre önemli etkilerinin bulunacağı açıktır. Grubun çalışmaları sonucunda nihai halini alan ve bilgilendirme amacıyla kamuoyuna sunulan bu dokümanın ana teması, reel sektörü ve tüm piyasa katılımcılarını Basel II ve risk yönetimi hakkında bilgilendirmek ve bu sürecin reel sektöre ne gibi etkilerinin olacağını ortaya koymaktır. Çalışma, yedi ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Basel II kriterlerinin ortaya çıkma süreci ve üç temel prensibi, çalışmanın ana temasına hizmet edecek bir biçimde anlatılmıştır. Basel II nin en önemli prensiplerinden biri olan Asgari Sermaye Yükümlülüğü çerçevesinde, kredi riskinin ölçümü amacıyla öngörülen yöntemlere KOBİ ler üzerinde odaklanmak kaydıyla değinilmiştir. Dokümanın ikinci bölümünde, Basel II nin uluslararası ekonomiler ve uluslararası bankacılık ile Türk ekonomisi ve Türk bankacılık sisteminde yarattığı/yaratacağı etkiler maddeler halinde açıklanmıştır. Bu bölümde anlatılan bir diğer konu ise, ülkemizde Basel II kriterlerine uyum sağlanabilmesi amacıyla yapılmış yasal düzenlemelerdir. Üçüncü bölümde ise farklı KOBİ tanımlarına yer verilerek, bu işletmelerin genel yapılarından ve faaliyetlerinde karşılaştıkları önemli sorunlardan bahsedilmiştir. Yine bu bölümde çalışma konumuzla ilgili olarak KOBİ lerin finansman sorunları ve bu çerçevede banka kredilerinin önemine değinilmiş, ülkemizdeki kayıt dışılık olgusundan ve Basel II süreci ile kayıt dışı ekonominin etkileşimlerinden bahsedilmiştir. Dördüncü bölümde, Basel II de yer alan standart ve içsel derecelendirme yaklaşımlarının KOBİ lere olan etkileri anlatılmıştır. Öncelikle her iki ölçümleme yönteminde, firma derecelendirme ve teminatlandırma işlemlerinin KOBİ lere olan etkilerinden bahsedilerek, ülkemizde gerçekleştirilen Sayısal Etki Çalışması nın (QIS-TR) sonuçlarına değinilmiş, konu ile ilgili endikatif örneklere yer verilmiş ve son olarak kredi fiyatlamasının farklı KOBİ ler üzerindeki etkileri vurgulanmıştır. Burada izlenen yöntem, her bir örnek kredi için verilen donelerin kullanılarak sermaye gereksiniminin hesaplanmasıdır. Mevcut uygulamada - Basel I yöntemine göre - aynı kredi için ayrılması gereken sermaye tutarı ile Basel II deki ölçüm yöntemlerinin kullanılması sonucu ayrılması gereken sermaye tutarı karşılaştırılmakta ve böylece firmaların ne şekilde etkileneceği yorumlanmaktadır. Gelişmiş içsel derecelendirme yaklaşımı ile yapılan örneklerde kullanılan parametrelerin anlamlı bir biçimde tahmin edilebilmesi amacıyla, grup üyesi bankalardan isim belirtmeksizin takip ve canlı kredi verileri talep edilmiştir. Gelen veriler incelendiğinde, takip bilgilerinin temerrüt halinde kayıp parametresini tahmin etmede yetersiz kaldığı, her bankanın rating 3

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu sınıflamalarının farklı olması nedeniyle eşleştirme yapılmasının gerektiği, her bir rating bazında temerrüde düşme olasılığını tahmin etmenin mümkün olamayacağı gibi sonuçlara varılmıştır. İçsel derecelendirme yaklaşımında kullanılan parametrelerin gerçek veriler aracılığıyla tahmin edilemeyeceği anlaşıldığından, çalışma endikatif veriler kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmiştir. Dokümanın beşinci bölümünde, Basel Komite tarafından belirlenen ulusal inisiyatif alanlarının firmalar üzerindeki etkilerine değinilmiştir. Çalışmanın KOBİ lere yönelik olması nedeniyle, sadece ilgili maddeler üzerinden hareket edilmiştir. Altıncı bölümde, Basel II nin KOBİ lerin finansman tercihleri üzerindeki etkilerine değinilmiştir. Basel II sürecinde firmalara kullandırılacak kredilerin tahsisi ve fiyatlaması, risk ağırlıklarına bağlı olarak ayrılacak sermayeye paralel bir biçimde değişiklik göstermektedir. Dolayısıyla böyle bir süreç, kredi kullananlar açısından ilave bir maliyete katlanma ve yapısal değişim zorunluluğunu da beraberinde getirmektedir. Ülkemizde kredibilitesi olmayan, istediği miktarda kredi alamayan, teminat gösteremeyen veya ticari faaliyetine yeni başlamış küçük ölçekli işletmelerin, zaman zaman kayıt dışı finansman kaynaklarına başvurdukları göz önüne alınarak, bu kaynakların Basel II sürecinde kullanılıp kullanılmayacağı hususuna da bu bölümde yer verilmiştir. Son bölümde ise, Basel II ye geçişin ülkemiz ekonomisi ve KOBİ ler için etkin bir şekilde gerçekleşmesini teminen yapılması gerekenler üzerinde durulmuştur. Ayrıca KOBİ ler için çok faydalı olacağına inanılan swot analizine de bu bölümde yer verilmiştir. I. Basel II : Yeni Sermaye Uzlaşısı Tüm ülkelerde bankacılık sektörü, diğer sektörlerde faaliyet gösteren şirketlere kıyasla, kamu otoritesi tarafından daha ayrıntılı hukuki düzenlemelere tabi tutulmakta ve denetlenmektedir. Kamu otoritelerince yapılan bu düzenlemelerin önemli bir kısmını, bankaların sermaye ve öz kaynakları ile ilgili tanımlamalar ve sınırlamalar oluşturmaktadır. Mali otoriteler, bankaların bünyelerinde asgari bir sermaye bulundurmalarını istemekte, bankaların faaliyetleri öz kaynaklarının büyüklüğüne bağlı olarak sınırlandırılmaktadır. Bunların en önemlisi, bankaların aktifleri ile öz kaynakları arasında orantı kuran genel risk sınırıdır. Bu yaklaşımın arkasında, bankaların mali sağlamlık oranlarının güçlü olması ve böylece banka iflaslarının önüne geçilerek mali piyasalarda istikrarsızlık yaşanmaması fikri yatmaktadır. İşte bu fikir, Basel Sermaye Yeterliliği düzenlemelerinin temel dayanağını oluşturmaktadır. Aşağıda Basel normlarının kronolojisi ve Basel II nin genel sistematiği açıklanmaya çalışılmıştır. 1. Basel II Kriterlerinin Ortaya Çıkma Süreci Geçtiğimiz yüzyılın ortalarından itibaren dünya finans sisteminde yaşanan önemli e- konomik istikrarsızlıklar ve bankacılık krizleri, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki finansal sektörlerin sağlıklı yapılanması gerektiği görüşünü ön plana çıkarmıştır. Bu çerçevede, uluslararası işbirliğini öngören çalışmalar hızlandırılmıştır. Bu görüşün temel öğeleri, istikrarlı ve şeffaf bir faaliyet ortamının yaratılması, ulusal ve uluslararası finansal piyasaların güçlendirilmesi, rekabetçi yapının geliştirilmesi, piyasa mekanizmasının etkin olarak çalışmasının sağlanması için ekonomik faaliyetleri düzenleyen kuralların birbirleri ile uyumlu 4

Bankacılar Dergisi hale getirilmesi ve kuralların etkinlikle uygulanması, finansal sistemde denetim yapısının güçlendirilmesi ve denetim etkinliğinin artırılması olmuştur. Bu yaklaşımı belirleyen etkenler arasında, yaşanan bankacılık krizleri kadar uluslararası piyasaların giderek daha da değişken olması, karmaşık yapılı yeni yatırım alternatiflerinin ortaya çıkması, korunma amaçlı türev enstrümanlarındaki gelişmeler, bilgi ve iletişim teknolojilerinde meydana gelen olağanüstü hızlı yenilikler ve sermayenin serbest dolaşımı nedeniyle bir ülkede başlayan finansal şokun tüm global piyasaları kısa sürede olumsuz bir biçimde etkileyebilmesi önemli ölçüde etkili olmuştur. Böyle bir süreçte, tüm piyasa katılımcılarının risklerini daha detaylı ölçmesi ve yönetmesi zorunlu hale gelmiştir. Tüm bu gelişmeler karşısında, İsviçre de kurulu bulunan Uluslararası Ödemeler Bankası - BIS 1 (Bank for International Settlements) tarafından uluslararası bankacılık alanında ortak düzenlemelere gidilmesi fikri ilk kez ortaya atılmıştır. Bu amaçla BIS bünyesinde, ulusal bankacılık sektörü gözetim sistemleri arasında uyum sağlanması ve tüm ülkelerin bu ortak sisteme bağlı kalması konusunda çalışmalar yapmak üzere 1974 yılında bir komite kurulmuştur. Basel Komite adı verilen teknik çalışma grubu tarafından başlatılan çalışmalar, 1988 yılında tamamlanarak Capital Accord (Sermaye Uyumu) düzenlemesi olarak yürürlüğe konulmuştur. Buna göre uluslararası bankaların mali gücü, sermaye yeterliliği ile ölçülmeye başlanmıştır. 1988 tarihli Basel I Sermaye Uzlaşısı, ilan edildiği tarihten itibaren başta G-10 ülkeleri olmak üzere hemen hemen tüm ülkeler ve tüm bankalar için genel bir sermaye standardı haline gelmiştir. İlk Uzlaşı ile, bankaların varlıkları, bu varlıkların teminatını oluşturan unsurlar bazında risk ağırlığına tabi tutulmakta ve buna karşılık gelen minimum sermaye gereksinimi hesaplanmaktadır. Basel I düzenlemesinde, 4 farklı risk ağırlığı (yüzde 0, yüzde 20, yüzde 50, yüzde 100) belirlenmiş ve bankanın tüm aktifleri bu sınıflandırmaya tabi tutularak, öz kaynak ile ilişkilendirilmiştir. Ancak teknolojide ve finansal piyasalarda sürekli gelişmeler yaşanması, uygulanan sermaye standardının yeterince hassas bir risk ölçümü yapamaması, bankaların gerçekte operasyonel riskleri de üstlenmelerine rağmen mevcut düzenlemenin banka sermayesini sadece piyasa ve kredi riskleri ile ilişkilendirmiş olması, kredi riskini hesaplamada kullanılabilecek tek bir yöntemin bulunması ve farklı faaliyetlerde bulunan tüm bankaların aynı yönteme tabi tutulması, temel kredi risk kriteri olarak OECD üyeliğini esas alması nedeniyle Basel I in yetersiz kalmaya başladığı ve bankacılık sektöründe rekabet eşitliğini engellediği anlaşılmıştır. Anılan olumsuzlukların giderilmesi, sektördeki risk algısının artırılması ve piyasalarda meydana gelen değişimlerin de dikkate alınabilmesi amacıyla, Basel Komite tarafından Basel II ye yönelik olarak Haziran 1999 da birinci taslak metin, Ocak 2001 de ikinci taslak metin, Nisan 2003 te ise üçüncü taslak metin yayımlanmıştır. Basel II ye ilişkin nihai metin ise Convergence of Capital Measurement and Capital Standards (Sermaye Ölçümü ve Sermaye Standartlarının Uluslararası Düzeyde Birbiriyle Uyumlaştırılması), Haziran 2004 te yayımlanmıştır. Bu kapsamda, G-10 ülkeleri tarafından 2007 yılında uygulamaya geçirilmesi planlanan çalışma ile ilgili olarak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme (BDDK), ülkemizde Ocak 2008 tarihinde uygulamayı standart yaklaşım (kredi riski) ile yasal olarak başlatacağını ilan etmiştir. 5

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu 2. Basel II nin Genel Çerçevesi Basel II, risklerin daha duyarlı ölçülmesi, her bankanın risk profilinin ayrı ayrı belirlenmesi, banka üst yönetimine düşen sorumlulukların artırılması ve finansal tabloların bankanın gerçek durumunu en iyi biçimde yansıtacak şekilde açıklanması suretiyle finans sektörünün oyuncuları arasındaki asimetrik bilginin minimize edilmesini ve bu sayede daha rekabetçi, sağlam ve istikrarlı bir finans sektörüne erişilmesini hedeflemektedir. Günümüzde hızla değişen mali piyasalar, kapsamlı ve esnek bir sermaye yeterlilik çerçevesi gerektirmektedir. Basel Komite, bu amacın üç temel yapı ile gerçekleştirileceğine inanmaktadır; minimum sermaye gerekliliği, sermaye yeterliliğinin denetimi ve piyasa disiplini. Şekil 1. Basel II nin Temel Prensipleri 1. Yapısal Blok Minimum Sermaye Yeterliliği 2. Yapısal Blok Sermaye Yeterliliğinin Denetimi 3. Yapısal Blok Piyasa Disiplini Basel II nin ilk prensibi olan Minimum Sermaye Yeterliliği ile kurumların maruz kaldıkları piyasa, kredi ve operasyonel riskleri için minimum sermaye gerekliliğinin hesaplanması amaçlanmaktadır. Sermaye yeterliliği standart rasyosu, asgari yüzde 8 seviyesinde olmalıdır. Basel II hükümleri gereği, sermaye yeterlilik sandart rasyosu şu şekilde hesaplanmaktadır: 6 Risk ağırlıklı aktifleri belirleyen; Şekil 2. Sermaye Yeterlilik Standart Rasyosu SYSR = Sermaye Tabanı* / Risk Ağırlıklı Varlıklar, Gayrinakdi Krediler ve Yükümlülükler >= %8 (*) Sermaye Tabanı = (Ana Sermaye+Katkı Sermaye+Üçüncü Kuşak Sermaye) - Sermayeden İndirilen Değerler Kredi riski, bankanın kullandırdığı kredinin, satın aldığı menkul kıymetin veya herhangi bir şekilde verdiği paranın geri dönüşünün kısmen ya da tamamen olmamasını, Piyasa riski, finansal piyasalarda oluşan volatiliteye bağlı olarak, faiz oranları, döviz kurları ve hisse senedi fiyatlarında meydana gelen değişimler sonucunda, bir bankanın zarar etme veya sermaye kaybetme riskini, Operasyonel risk ise, bir bankanın işlemeyen ya da uygun olmayan iç süreçler, insanlar, sistemler ya da dış etkenler nedeniyle ortaya çıkabilecek zarara uğrama riskini, ifade etmektedir. Basel II de öngörülen kredi riski ölçüm modelleriyle, bankaların kredi riskini üstlenmesi, yönetmesi ve nihayetinde bu risk için asgari sermaye gereksinimini belirlemesi hedeflenmektedir. Piyasa riskinin hesaplanmasında standart yaklaşım ve içsel hesaplama

Bankacılar Dergisi teknikleri kullanılırken, Basel II ile birlikte ilk defa operasyonel risk bölümü sayısal riskin hesabına değişken faktör olarak eklenmiştir. Tablo 1. Risk Ağırlıklı Varlıklar, Gayrinakdi Krediler ve Yükümlülükler İçin Hesaplama Yöntemleri KREDİ RİSKİ Standart Yaklaşım Basitleştirilmiş Standart Yaklaşım İçsel Derecelendirmeye Dayalı Yaklaşım Temel Düzey Gelişmiş Düzey PİYASA RİSKİ Standart Yaklaşım İçsel Model Yaklaşımı (RMD) OPERASYONEL RİSK Temel Gösterge Yaklaşımı Standart Yaklaşım Alternatif Standart Yaklaşım İleri Ölçüm Yaklaşımları Sermaye Yeterliliğinin Denetimi prensibi, bankaların sermaye durumunun genel risk profilleri ve stratejileri ile uyumlu olmasını sağlayacak biçimde denetlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınabilmesini amaçlamaktadır. Böylece denetim otoritesi, bir bankanın sermayesinin riskini karşılamakta yetersiz kalması durumunda erken müdahale edebilecek, gerekli gördüğünde bankalardan asgari sermaye yeterliliği oranından daha fazla bir sermaye bulundurmalarını talep edebilecektir. Denetim otoriteleri, bankaların riskleri oranında sermaye tutmalarından sorumlu olacaklardır. Yeni düzenlemenin son prensibi olan Piyasa Disiplini ile anlatılmak istenen, bir bankanın diğer piyasa katılımcıları tarafından durumunun değerlendirilmesinin sağlanmasıdır. Bankalar, gerekli tüm bilgileri zamanında ve şeffaf bir biçimde açıklamakla yükümlü olacak, böylece piyasa katılımcılarının değerlendirmeleri anlam kazanacaktır. Bu tür bilgiler, en azından bankanın finansal durumu ve performansı, iş faaliyetleri, risk profili ve risk yönetimi faaliyetleri konusunda niceliksel ve niteliksel detayları içermelidir. Piyasa disiplini sürecinin sağlanması, diğer prensiplerde olduğu gibi gözetim ve denetim otoritelerinin sorumluluğunda olacaktır. Basel Komite, özellikle sermaye oranları, risk üstlenimi ve sermaye yeterliliği hususunda bankaların saydamlığının sağlanmasının piyasa disiplini açısından çok önemli olduğunu belirtmektedir. 3. Basel II Kredi Riski Ölçüm Yaklaşımları 2 Basel II de öngörülen kredi riski ölçüm yöntemlerinin kullanılmasında iki farklı etken göz önünde bulundurulmaktadır. Öncelikle borçlunun kredi değerliliği (mali tablo analizleri, mali performans öngörüleri, kalitatif değerler), sonra kredi işlem riskini belirleyen teminat, garanti, kredi türevleri ve/veya netleşme anlaşmaları gibi unsurlar dikkate alınarak sermaye yükümlülüğü hesaplanmaktadır. Kredi riskinin hesaplanması için, Standart Yaklaşım (Standardised Approach), Basitleştirilmiş Standart Yaklaşım (Simplifed Standardised Approach), Temel İçsel Derecelendirme Yaklaşımı (Foundation Internal Ratings Based - IRB), Gelişmiş İçsel Derecelendirme Yaklaşımı (Advanced IRB) olmak üzere dört farklı metot belirlenmiştir. Aşağıda, bu farklı metotlar hakkında genel değerlendirmelere yer verilmiştir. Ülkemizde, standart yaklaşımın Ocak 2008 tarihinde, içsel derecelendirme yaklaşımının ise Ocak 2009 tarihinde uygulanmaya başlaması planlamaktadır. 7

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu 3.1. Standart ve Basitleştirilmiş Standart Yaklaşım Basel II - standart yaklaşımın Basel I e göre getirdiği en önemli yenilik, ilgili risk a- ğırlıklarının belirlenmesinde bağımsız derecelendirme kuruluşları (External Credit Assesment Institutions - ECAI) tarafından ülkeler, bankalar ve şirketlere verilen derecelendirme notlarının kullanılmasıdır. Standart yaklaşımdan farklı olarak, basitleştirilmiş standart yaklaşımda ülke risk ağırlıklarının belirlenmesinde ihracat kredi kuruluşları (Export Credit Agencies - ECA) tarafından verilen notlar kullanılmaktadır. Standart yaklaşımda bankalar, bilanço içi ve bilanço dışı kalemlerde izledikleri pozisyonlarına belli bir risk ağırlığı vererek, risk ağırlıklı varlıklarının toplamına ulaşmaktadırlar. Risk ağırlığının yüzde 100 olması, o pozisyonun risk ağırlıklı aktiflerinin hesaplanmasında tüm değerinin dikkate alınması, yani yüzde 8 lik bir sermaye ihtiyacının ortaya çıkması demektir. Benzer şekilde yüzde 20 lik bir risk ağırlığı ise o varlığın yüzde 1,6 sı kadar sermaye ayrılması gerektiğini göstermektedir. Standart metotta mevcut risklerin tümü özel karşılıklar hariç tutularak, net alacak tutarı üzerinden ağırlıklandırılmaktadır. Basel II Sermaye Uzlaşısında kredi riski ölçümünde kullanılması öngörülen standart yöntem, Şekil 3 teki gibi özetlenmektedir. Şekil 3. Standart Yöntem ile Kredi Riskinin Ölçümü Kredi Riski = Kredi Riski - Kredi Riski Azaltma Teknikleri * Krediler ve Diğer Alacaklar * Teminatlar * Diğer Varlıklar * Bilanço İçi Netleme Anlaşmaları * Bilanço Dışı İşlemler * Garantiler ve Kredi Türevleri Kaynak: Ayhan Yüksel, BDDK 2004 Alacakların sınıflandırması ve kredi riskini azaltıcı tekniklerin özet değerlendirmesi aşağıda yapılmaktadır. 3.1.1. Devletlerden ve Bankalardan Olan Alacaklar Devletler ve merkez bankalarından olan alacaklar için kullanılacak risk ağırlıkları, uygun dış kredi derecelendirme kuruluşları tarafından verilen derecelere bağlı olarak belirlenmektedir. Bankaların, kendi devletlerine veya merkez bankalarına ilişkin ulusal para birimi temelli ve bu para birimi ile finanse edilen riskleri için, daha düşük bir risk ağırlığı kullanmasına, bu tür bankaların yerel denetim otoriteleri karar verecektir. Böyle bir karar yetkisinin kullanıldığı durumlarda, diğer yetkili denetleme kurumları da kendi bankalarının, yerel bankalarınkine benzer bir risk ağırlıklandırması yapmasına izin verebilecektir. 8

Bankacılar Dergisi Bankalardan olan alacaklar için iki opsiyon söz konusudur. Birinci opsiyonda, bir ülkede kurulu bulunan tüm bankalardan olan alacaklara, o ülkenin hazinesine (ve Merkez Bankasına) kullandırılan kredilere uygulanan risk ağırlığından bir kategori daha yüksek risk ağırlığı uygulanmaktadır. İkinci opsiyon ise, risk ağırlığının ilgili bankanın bağımsız derecelendirme notu doğrultusunda belirlenmesine dayanmaktadır. Bu opsiyonda orijinal vadesi üç ay veya daha kısa olan krediler için asgari yüzde 20 olmak kaydıyla bir kategori daha düşük risk ağırlığı uygulanabilecektir. Basitleştirilmiş standart yaklaşımda, bankalardan olan alacaklar için ikinci opsiyonun kullanımı söz konusu değildir. Tablo 2. Devletlerden ve Bankalardan Olan Alacaklara İlişkin Risk Ağırlıkları KREDİLENDİRME AAA dan AA- ye A+ dan A- ye DERECELENDİRME 3 ( % ) BBB+ dan BBB- ye BB+ dan B- ye B- Altı Derecesiz ÜLKELER 0 20 50 100 150 100 Opsiyon 1 20 50 100 100 150 100 BANKALAR Opsiyon 2 20 50 50 100 150 50 Opsiyon 2* 20 20 20 50 150 20 (*) Kısa vadeli alacaklar için geçerlidir. 3.1.2. Şirketlerden Olan Alacaklar KREDİLENDİRME Tablo 3. Şirketlerden Olan Alacaklara İlişkin Risk Ağırlıkları AAA dan AA- ye A+ dan A- ye DERECELENDİRME ( % ) BBB+ dan BB- ye BB- nin altı Derecesiz ŞİRKETLER 20 50 100 150 100 Yukarıdaki tablo, sigorta şirketleri dahil derecelendirilmiş kurumsal kredilere ilişkin risk ağırlıklarını göstermektedir. Derecelendirilmemiş kurumsal krediler için standart risk ağırlığı yüzde 100 olacaktır. Bir alacağın kurumsal nitelikte olabilmesi için şirketin yıllık cirosunun 50 milyon eurodan fazla olması gerekmektedir. Bunula birlikte, Basel II Sermaye Uzlaşısında, yıllık toplam satış tutarı 50 milyon euronun altında, riski ise 1 milyon euronun üstünde olan firmalar, kurumsal KOBİ portföyünde değerlendirilmektedir. Yukarıdaki tabloda derecelere göre belirlenmiş olan risk ağırlıkları, kurumsal KOBİ niteliğini haiz firmalar için de geçerli olacaktır. Basitleştirilmiş standart yaklaşımda ise, şirketlerden olan alacakların tamamı yüzde 100 risk ağırlığına tabidir. Anılan yaklaşımda, firmaların derecelendirme notları dikkate alınmamaktadır. 3.1.3. Perakende Portföy İçerisinde Yer Alan Alacaklar Toplam yıllık satış hasılatı 50 milyon euronun altında, bir bankacılık grubundaki toplam riski de 1 milyon euronun altında KOBİ lerden olan alacaklar, sermaye yeterliliği rasyosunun hesaplanmasında perakende portföy kapsamında değerlendirilebilecek ve standart yüzde 75 risk ağırlığına tabi olacaklardır. Gerek gerçek kişi, gerekse de küçük ve orta ölçekli 9

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu şirketlerin anılan kriterlere uygun olması halinde, perakende portföy kapsamında değerlendirilmeleri mümkün olmaktadır. Gerçek kişilerden olan alacakların perakende portföy içerisinde değerlendirilmesinde risk sınırı bulunmamaktadır. Örneğin kredilere ilişkin standart yaklaşımının kullanılması durumunda, derecelendirme notu bulunmayan ve herhangi bir teminat vermeyen bir şirkete açılan kurumsal bir kredi için yüzde 8 oranında sermaye ayrılması gerekirken, perakende bir kredi için ayrılması gereken sermaye yüzde 6 olacaktır. 3.1.4. Ticari Gayrimenkul İpoteği Karşılığı Krediler Ticari gayrimenkul ipoteği karşılığı açılan kredilerin, pek çok ülkede sorunlu aktiflere neden olduğundan hareketle, Basel Komite bu tip teminat alınan kredilerin yüzde 100 risk ağırlığına tabi tutulması gerektiğini öngörmektedir. Ancak Basel Komite, çok iyi gelişmiş ve uzun süredir varlığını sürdüren organize emlak piyasalarının olduğu ülkelerde, kredinin ipotekli kısmının (ipotek konusu kıymetin piyasa değerinin yüzde 50 sinin veya kredinin açıldığı tarihteki değerinin yüzde 60 ının altına düşmemesi şartıyla) yüzde 50 risk ağırlığına tabi tutulmasının mümkün olabileceğini belirtmektedir. Ancak basitleştirilmiş standart yaklaşımda, anılan avantajlı uygulama bulunmamaktadır. 3.1.5. Standart ve Basitleştirilmiş Standart Yaklaşımda Kredi Riski Azaltım Teknikleri Standart yaklaşımda kredi riskini azaltmak amacıyla kullanılması öngörülen iki farklı yöntem bulunmaktadır: Basit ve kapsamlı yöntemler. Basit yöntemde, maruz kalınan riskler teminatlı ve teminatsız olarak iki kısma ayrılmakta, riskin teminatsız kısmı için borçlunun risk ağırlığı dikkate alınmakta iken, teminatlı kısmı için teminatın risk ağırlığı göz önünde bulundurulmaktadır. Buradaki en önemli ilke, teminatın risk ağırlığının hesaplamada kullanılabilmesi için borçlunun risk ağırlığından daha düşük olması gerektiğidir., Kredi riskinin azaltılması amacıyla basit yöntem kullanan bankalar, ancak aşağıda belirtilen finansal araçları teminat olarak dikkate alabileceklerdir. Nakit, Kredi değerlendirme şirketleri tarafından kabul edilen borçlanma senetleri, o Devlet ya da kamu nitelikli alacaklar için belirlenen risk ağırlığına tabi kamu kuruluşları tarafından çıkarılmış BB- ve üstü dereceye sahip menkul kıymetler, o Bankalar, menkul kıymet şirketleri ya da şirketler tarafından çıkarılmış BBB ve üstü dereceye sahip menkul kıymetler, o Kısa vadeli borçlanma enstrümanları içinde en azından A-3/P-3 4 dereceye sahip olanlar. Bilinen bir derecelendirme kuruluşu tarafından derecelendirilmemiş borçlanma senetleri, o Banka tarafından ihraç edilen, o Tanınmış bir borsaya kote olan, o Birincil borç niteliğinde olan, o İhraçcı banka tarafından ihraç edilen kıymetlerin hepsinin öncelik sırası aynı ve en azından BBB- veya A-3/P-3 risk derecesine sahip olanlar, 10

Bankacılar Dergisi o Kıymeti elinde bulunduran bankada söz konusu kıymetin BBB- veya A-3/P-3 den daha düşük risk derecesine sahip olmasına yönelik bir tavsiye bilgisi olmayanlar, o Kıymetin piyasa likiditesine yönelik düzenleyici otorite tarafından yeterince güven verilmiş olanlar. Belirli bir ana endekse kote hisse senetleri, Altın, Transfer edilebilir menkul kıymetlere yapılan kollektif yatırımlara verilen garantiler 5 ile yatırım fonları, o Birim fiyatı günlük olarak açıkça kote edilenler. Kapsamlı yöntemde, borçlu riskleri ve karşılığında alınan teminatların değerinde zaman içinde değişmeler olacağı varsayımıyla, karşı tarafın riski belli kesintiler aracılığıyla artırılmakta, teminat tutarları ise azaltılmaktadır. Artırılan risk ile azaltılmış teminat tutarı arasındaki fark, karşı tarafın risk ağırlığı ile çarpılmaktadır. Bu yöntemde, risk ile teminatın farklı para cinslerinden olması halinde, döviz cinslerindeki volatiliteyi de yansıtabilmek amacıyla farklı bir kesinti oranı uygulanmaktadır. Kapsamlı yaklaşımda, basit yaklaşımda kabul edilen teminat türlerine ek olarak aşağıdaki teminat türleri de geçerli olmaktadır. Belirli bir ana endekse kote olmayan, ancak tanınmış bir piyasada işlem gören hisse senetleri, Bir önceki maddede bahsedilen hisse senetlerine yatırım yapan kollektif yatırımlar ile yatırım fonları. Basitleştirilmiş standart yaklaşım ile kredi risklerini ölçen bankaların, teminatlar için sadece basit yöntem kullanmalarına izin verilmektedir. Kredi riskini azaltmak amacıyla kullanılan teminatların yanı sıra, garantiler de, belli koşullar altında dikkate alınabilmektedir. Garantilerin hesaplamalarda dikkate alınabilmesi için, garantiler olmaksızın hesaplanan sermaye yükümlülüğünün, garantiler dikkate alındıktan sonra hesaplanan sermaye yükümlülüğünden mutlaka yüksek olması gerekmektedir. Ayrıca kredi türev enstrümanları da garantiler ile benzer şekilde hesaplamaya dahil edilebilmektedir. Son olarak, bilanço içi netleşme anlaşmaları da kredi riski azaltım teknikleri arasında dikkate alınabilmektedir. Farklı olarak basitleştirilmiş standart yaklaşımda, kredi türevleri ve netleşme anlaşmaları kredi riski azaltım teknikleri içerisinde yer almamaktadır. 3.2. Temel ve Gelişmiş İçsel Derecelendirme Yaklaşımı (Foundation - Advanced Internal Rating Based (IRB) Approach) İçsel derecelendirme (IRB) yaklaşımında her banka kendi içsel modelini ve veri setlerini kullanabilmek için daha fazla serbestliği haizdir. Standart yaklaşımdan farklı olarak, içsel derecelendirme yaklaşımını kullanacak bankalar, risk hassasiyeti yüksek içsel değerlendirmelerine göre varlıklarına risk ağırlığı saptayabilecekleri için sermaye karşılıkları optimum seviyede ayrılacaktır. IRB yaklaşımında sermaye yükümlülüğü, temel olarak bankalar tarafından müşterilerine verilen derecelendirme notları ile ilişkilendirilmiştir. Bankaların, içsel derecelendirme yaklaşımını kullanarak kredi risklerini ölçebilmeleri için en az 3 yıldır Basel II de belirtilen minimum gereklilikleri sağlayan bir rating sistemini kullanıyor olmaları gerekmektedir. 11

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu İçsel derecelendirme yönteminin temel uygulama süreci sırasıyla, risk kategorilerinin sınıflandırılması ve gerekli veri setlerinin belirlenmesi, teminatların değerlendirilmesi, risk ağırlıklarının kalibrasyonu ve portföy hassas değerlendirme düzeltmelerinin yapılması safhalarından oluşmaktadır. İçsel derecelendirme yaklaşımı, Temel İçsel Derecelendirme Yaklaşımı (Foundation Internal Ratings Based Approach - FIRB) ve Gelişmiş İçsel Derecelendirme Yaklaşımı (Advanced Internal Ratings Based Approach - AIRB) olarak ikiye ayrılmaktadır. Temel içsel derecelendirme yaklaşımında, bankalar portföylerinde bulundurdukları kredi müşterileri için temerrüde düşme olasılığını (Probability of Default-PD) kendileri tahmin etmek durumundadırlar. Diğer risk bileşenleri, ulusal denetim otoritesi tarafından veri olarak sunulmaktadır. Gelişmiş içsel derecelendirme yaklaşımında ise, PD nin yanı sıra, temerrüt halinde kayıp (Loss Given Default-LGD) ve temerrüt anındaki risk tutarı da (Exposure at Default-EAD) bankalar tarafından kendilerine ait içsel veriler kullanılarak tahmin edilmektedir. Söz konusu parametrelerin Basel II Uzlaşısı nda belirtilen formüllerde kullanılması suretiyle sermaye yeterliliği hesaplanmaktadır. Perakende portföyde yer alan alacaklar için bankalar kendi PD, LGD ve EAD parametrelerini tahmin etmek durumundadırlar. Gelişmiş içsel derecelendirme yaklaşımında bankalar, müşterilerini derecelendirmeye tabi tutmalı, müşterinin ratingine bağlı olarak temerrüde düşme olasılığını, temerrüde intikal eden firmalarla ilgili olarak yapılan tahsilatlardan hareketle temerrüt halinde kayıp oranını ve yine kendi içsel verilerinden hareketle temerrüt anındaki risk bakiyesini hesaplamalı, anılan temel parametreler ve IRB de geçen diğer parametreleri de kullanarak bu kredi için beklenen ve beklenmeyen kayıp tutarlarını hesaplamalı ve optimum düzeyde sermaye ayrımına gitmelidirler. Ulusal denetim otoriteleri, sermaye yeterliliğinin hesaplanabilmesi için gereken bazı parametreleri sağlamaktan sorumludurlar. Gelişmiş içsel derecelendirme yaklaşımını kullanan bankalar ise parametreleri kendi veri setlerinden hareketle tahmin etmek zorundadırlar. Bankaların temerrüde düşme olasılığını (PD) hesaplamak için kullanacakları tarihsel veri serisi en az 5 yıllık olmalıdır. Temerrüt halinde kayıp (LGD) ve temerrüt anında risk tutarı parametresinin (EAD) hesaplanması için gerekli olan veri seti, kurumsal ve Kurumsal KOBİ nitelikli alacaklar için en az 7 yıllık, perakende alacaklar için ise en az 5 yıllık olmalıdır. Bu dokümanın ana teması, Basel II nin KOBİ lere Etkileri olduğundan esasen KO- Bİ lere yönelik risk ağırlıklı varlık hesaplama formüllerine 6 yer verilecektir. Ancak kurumsal firmalar için öngörülen hesaplama yöntemlerine de mukayese amacıyla bu bölümde değinilmektedir. 3.2.1. Kurumsal Firmalar İçin Hesaplama Yöntemi Korelasyon (R)=0.12 x(1-exp(-50 x PD)) /(1-EXP (-50)) + 0.24 x [1-(1-EXP (-50 x PD)) / (1-EXP (-50))] Vade ayarlaması (b) = (0.11852 0.05478 x In (PD))^2 Sermaye yükümlülüğü (K)= [LGD x N [(1-R)^-0.5 x G(PD) + (R /(1-R)^0.5 x G(0.999)] PD x LGD] x (1-1.5 x b)^-1 x (1 + (M-2.5) x b) Risk Ağırlıklı Aktifler (RWA) = K x 12,5 x EAD 12

Bankacılar Dergisi 3.2.2. Kurumsal KOBİ Firmaları İçin Hesaplama Yöntemi Korelasyon (R)= 0.12 x (1-EXP(-50 x PD)) / (1-EXP (-50)) + 0.24 x [1-(1-EXP (-50 x PD)) / (1-EXP (-50))] 0.04 x (1 - (S 5) / 45) Vade ayarlaması (b) = (0.11852 0.05478 x In (PD))^2 Sermaye yükümlülüğü (K)= [LGD x N [(1-R)^-0.5 x G(PD)+(R/(1-R)^0.5 X G(0.999)] PD x LGD] x (1-1.5 x b)^-1x (1 + (M-2.5) x b) Risk Ağırlıklı Aktifler (RWA) = K x 12,5 x EAD 3.2.3. Perakende KOBİ Firmaları İçin Hesaplama Yöntemi Korelasyon (R) = 0.03 x (1-EXP(-35 x PD)) / (1-EXP (-35)) + 0.16 x [1-(1-EXP (-35 x PD)) / (1-EXP (-35))] Sermaye yükümlülüğü (K)= [LGD x N [(1-R)^-0.5 x G(PD) + (R / (1-R)^0.5 x G(0.999)] PD x LGD] Risk Ağırlıklı Aktifler (RWA) = K x 12,5 x EAD 3.2.4. Konut Amaçlı Gayrimenkul İpoteği İle Teminatlandırılan Krediler İçin Hesaplama Yöntemi Korelasyon (R)= 0,15 Sermaye yükümlülüğü (K)= [LGD x N [(1-R)^-0.5 x G(PD) + (R / (1-R)^0.5 x G(0.999)] PD x LGD] Risk Ağırlıklı Aktifler (RWA) = K x 12,5 x EAD PD : Temerrüde düşme olasılığı LGD : Temerrüt halinde kayıp oranı EAD : Temerrüt halinde risk bakiyesi M : Vade Yukarıda yer alan formüllerden de görüldüğü üzere, sermaye yeterliliğinin hesaplanmasında farklı portföyler için farklı formüller kullanılmaktadır. Basel II hesaplamalarının KOBİ lere olan etkisini göstermek amacıyla yapılan ve çalışmanın dördüncü bölümünde yer alan endikatif çalışmada kullanılan örnekler, yukarıdaki formüllerin kullanılması ile elde edilmiştir. 3.2.5. İçsel Derecelendirme Yaklaşımında Kredi Riski Azaltım Teknikleri Basel II IRB yöntemi ile birlikte, standart metotta var olan teminat sınırlaması ortadan kalkmaktadır. Bankalar, temerrüde düşen kredileri için kayıp oranlarını (LGD), geçmiş veri setlerini de dikkate alarak tahmin edecek ve söz konusu kayıp oranlarını sermaye yükümlülüklerini hesaplarken kullanacakları formulasyonlara dahil ederek kredi risklerini azaltabileceklerdir. Teminatın risk azaltıcı etkisinin ulusal denetim otoritesine ispat edilmesi halinde, her türlü teminat kredi riskinin hesabında dikkate alınabilecektir. Örneğin, standart metotta gerçek müşteri çek senedi risk azaltıcı unsur olarak kabul edilmezken, IRB yönteminde bu teminat türü sermaye gereksiniminde ve kredi fiyatlamasında olumlu bir etkiye sahip olabilecektir. Sonuç olarak, Basel II de öngörülen risk ölçümleme yöntemlerinin gelişmişlik düzeyi arttıkça risk azaltım tekniklerinin uygulama alanı genişlemektedir. İçsel derecelendirme yaklaşımı, bankaların kendi içsel veri setlerinden hareketle tahmin yapmalarına imkan tanısa da, kontrol ve onay mekanizmasının daha sıkı bir biçimde işleyeceği düşünülmektedir. 13

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu II. Basel II nin Uluslararası Ekonomilere ve Türkiye Ekonomisine Etkileri Ülkemizde fiilen 2008 yılında yürürlüğe gireceği deklare edilen Basel II Sermaye Uzlaşısı, kapsamı ve içeriği dikkate alındığında, bankacılık faaliyetleri ile bu faaliyetlerin düzenlenmesi ve denetlenmesi konusunda şimdiye kadar yürütülen en kapsamlı uluslararası proje niteliğindedir. Bu bölümde, Haziran 2004 tarihinde son şekli verilen Basel II Sermaye Uzlaşısı kurallarının uluslararası ekonomiler ile Türk ekonomisine muhtemel etkilerine değinilecektir. 1. Basel II nin Uluslararası Ekonomilere ve Uluslararası Bankacılık Sistemine Etkileri Basel II nin, uluslararası ekonomilere ve uluslararası bankacılık sistemine muhtemel etkileri aşağıda maddeler halinde belirtilmektedir. Basel II ye yönelik hazırlıkların yapılması ve 2007 yılından itibaren uygulamanın başlatılması 7, uluslararası mali piyasaların denetimi ve gözetiminde şeffaflığı artırarak fon akımının sağlam temeller üzerinde gerçekleşmesine yol açacaktır. Bu durum, orta ve uzun vadede ulusal ekonomilerde istikrarın sağlanması, güçlü bir mali sistemin yaratılması ve uluslararası piyasalarda yaşanabilecek sistemik finansal risklerin yayılmasının önlenmesi/etkilerinin azaltılması açısından önemli katkılar sağlayacaktır. Uluslararası bankacılık sistemi için Basel II, sermaye ihtiyacının azaltılması, daha iyi risk yönetimi, denetim otoritesi ile olan ilişkilerin artması, kredi değerlendirme kurumları tarafından daha iyi algılanma gibi fırsatlar ile birlikte yeni sistemlerin kurulması, veri toplama ve sistem geliştirme ile nitelikli eleman yetiştirme gibi maliyet unsurlarını da beraberinde getirmektedir. Bankaların sermaye yeterliliklerini aktifin niteliğine göre belirleyecek olmaları, toplam aktiflerin genişletilmesi konusunda bankaları daha özenli karar vermeye yöneltecek olup, banka aktiflerindeki büyümenin yavaşlaması ve sınırlanması ile aktifler içerisinde önemli bir bölümü oluşturan kredi arzının daralması sonucunu ortaya çıkarabilecektir. Özellikle, ekonomik büyümelerini büyük ölçüde dış kaynaklı finansmana bağlayan gelişmekte olan ülkelerin uluslararası para ve sermaye piyasalarından yapacakları borçlanmalarda, fon maliyetlerinin artması beklenmektedir. (Metzger 2004) Ülkeler arasında regülasyon çalışmalarından doğan avantajlar (regulatory arbitrage) söz konusu olabilecek, bu da rekabet şartlarını etkileyebilecektir. Standart yaklaşımda alacağın risk ağırlığı, dışsal derecelendirme kuruluşları tarafından borçlulara verilecek derecelendirme notlarına bağlı olarak belirlenecektir. Bu nedenle, derecelendirme şirketlerine olan talep artacak ve konu ile ilgili yeni düzenlemelerin yapılması gerekecektir. Derecelendirme kuruluşlarının etkin ve sağlıklı işlerliği, bankacılık enformasyonunun merkezileştirilip gereken veri akışının sağlanabilmesi ile mümkün olacaktır. Basel I çerçevesinde, ülkelerce temin edilecek kredilerin risk ağırlıklarının hesaplanması ile ilgili olarak, geçerli olan OECD üyeliği ayrıcalığı kalkacak ve Basel II - stan- 14

Bankacılar Dergisi dart yaklaşımın uygulanması halinde dış derecelendirme şirketlerinin vereceği derecelendirme notları kullanılacaktır. Basel II, birçok ülkenin yasal süreçlerinde değişiklikler yapılmasını gerektirecektir. Denetim otoriteleri, söz konusu değişikliklerin kapsamını, izlenecek usulleri ve bu değişikliklerin yürürlüğe konulmasında uyulacak süreyi göz önünde bulundurma ihtiyacı duyacaktır. Sektördeki en güçlü ve güvenilir bankalar, aktif büyüklüğünün yanı sıra sermaye yeterliliği oranı ile ölçülmektedir. Bu durum, sermaye yeterliliği konusunda karşılaştırmalı üstünlüğe sahip olacak gelişmiş ülke bankalarının gelişmekte olan ülkelerdeki bankalarla birleşmeleri, onları satın almaları şeklinde yaşanacak bir konsolidasyon sürecini teşvik edebilecektir. İştirakleri vasıtasıyla gelişmekte olan ülkelerde faaliyet gösteren uluslararası bankaların içsel derecelendirme yaklaşımına geçişi nispeten kolay olacağından, mali kalitesi yüksek olan müşterilere yoğunlaşabileceklerdir. Ulusal bankaların ise, standart yaklaşımlarla daha düşük dereceli ve daha yüksek riskli müşterilere hizmet etmek durumunda kalarak, daha yüksek risk ve daha düşük kar marjı ile çalışmaları beklenmektedir. Sermaye yeterliliğinde aktiflerin farklı risk ağırlıkları ile değerlendirilmesi, bankaları aktif yönetimlerinde yeniden strateji belirlemeye yöneltecektir. Bankaların, riskli aktiflerinin getireceği sermaye yükünü azaltmak amacıyla aktif yatırımlarını ve bankacılık hizmetlerini artırmaya ve çeşitlendirmeye yönelmeleri beklenmektedir. 2. Basel II nin Türk Ekonomisi ve Türk Bankacılık Sistemine Etkileri Son yıllarda Türk bankacılık sektöründe bir çok sorun yaşanmış, önemli gelişmeler meydana gelmiş ve bu gelişmelerin bir sonucu olarak bankacılık sistemi büyük oranda değişmiştir. Bankacılık sektöründe uluslararası gelişmelere paralel olarak, başta sektörün gözetimi ve denetimi gibi çeşitli alanlarda düzenleme yapılması zorunlu hale gelmiştir. Ülkemizde risk yönetimi sürecinin kronolojik gelişimi ve Basel II kriterlerine uyum sağlanabilmesi için yapılan düzenlemeler aşağıda belirtilmektedir. 08.02.2001 tarih ve 24312 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bankaların İç Denetim ve Risk Yönetimi Sistemleri Hakkında Yönetmelik, bankaların karşılaştıkları risklerin izlenmesini ve kontrolünü sağlamak üzere kuracakları iç denetim sistemleri ile risk yönetim sistemlerine ilişkin esas ve usulleri belirlemeyi amaçlamaktadır. 31.01.2002 tarih ve 24657 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Bankaların Sermaye Yeterliliğinin Ölçülmesine ve Değerlendirilmesine İlişkin Yönetmelik in amacı, bankaların mevcut ve potansiyel riskler nedeniyle oluşabilecek zararlara karşı konsolide ve konsolide olmayan bazda yeterli düzeyde öz kaynak bulundurmalarının sağlanmasıdır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu tarafından 30 Mayıs 2005 tarihinde Türk Bankacılık Sektörünün Basel II ye Geçişine İlişkin Yol Haritası açıklanmıştır. Buna göre, 15

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu o o o o o Bankaların maruz kaldıkları risklerin daha sağlıklı olarak ölçülebilmesi amacıyla iş kollarının Basel II ye göre tanımlanması ve tesisi çalışmaları kapsamında bankaların hesap ve kayıt düzenlerinde (muhasebe alt yapısı) değişikliklerin yapılması, Basel II kapsamında kredi riski ölçümünde dış derecelendirme kuruluşlarının tayin edeceği derecelendirme notları esas alınacağından (standart yaklaşım), ülkemizde kredi derecelendirme kuruluşlarının (yurt dışı ana ortağın iştiraki ya da yerel) kurulması, Kredi, piyasa ve operasyonel risklerin istatistiki olarak ölçülmesinin kolaylaştırılması amacıyla merkezi bir veri tabanının oluşturulması, Basel II ye geçiş çalışmaları hakkında reel sektör, kamu sektörü ve ilgili diğer tarafların bilgilendirilmesine yönelik çalışmaların yapılması, planlanmaktadır. Basel II nin Türk ekonomisi ve Türk bankacılık sistemine etkileri aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir. Basel II ile birlikte ülkelerin OECD üyesi olup olmamaları herhangi bir önem arz etmeyecek, standart yaklaşımın kullanılması ile birlikte ülkelerin uluslararası derecelendirme kuruluşlarından alacakları derecelendirme notları, hazine ya da merkez bankalarından olan alacakların risk ağırlığını belirleyecektir. (Mevcut durumda OECD üyesi ülke olmamız nedeniyle hazine tahvillerinin risk ağırlığı yüzde 0 dır.) Ülkemiz hazinesinden ya da merkez bankasından olan Türk Lirası cinsinden alacaklar, anılan alacakların aynı para cinsinden fonlanması ve ulusal denetim otoritesinin uygun görmesi kaydıyla, BDDK nın tercihleri çerçevesinde yüzde 0 risk ağırlığı ile, yabancı para cinsinde olan alacaklar ise ülkemizin derecesine karşılık gelen yüzde 100 risk ağırlığı ile değerlendirilecektir. Basel II uygulamasına geçiş ile birlikte, Türkiye nin derecelendirme notunun yatırım yapılabilir seviyenin altında olması ( BB- ) 8 nedeniyle Eurobond lar ve yabancı para cinsinden iç borçlanma senetleri için yüzde 8 oranında yasal sermaye yükümlülüğü söz konusu olacaktır. Dolayısıyla Hazine, bugünkü fiyatlardan daha yüksek bir maliyetle yabancı para cinsinden tahvil ve bono ihracı yapmak durumunda kalabilecek ve bunları satın alanlar sermaye yeterliliğinde bugünkünden daha fazla bir yükle karşılaşabileceklerdir. Ancak Basel II nin uygulanacağı tarihte, Türk Hazinesi nin kredi derecelendirme notunun yatırım yapılabilir olarak ifade edilen BBB- kademesini aşması halinde yabancı para cinsinden kamu kağıtlarının tabi olacağı sermaye yükümlülüğü yarı yarıya azalarak yüzde 100 den yüzde 50 ye düşebilecektir. Basel II nin uygulanması ile birlikte bankaların, risk ağırlığı nispeten düşük olan müşterilere yöneleceği, buna bağlı olarak kredi portföy dağılımında farklılaşma yaşanacağı beklenmektedir. Örneğin, o o o Konut amaçlı gayrimenkul ipoteği karşılığı verilen konut edindirme kredilerinin, Basel II standart yaklaşımda yüzde 35 risk ağırlığına tabi olması ve ileriki dönemlerde ipotek belgelerinin likiditesinin sağlanabilecek olması, Perakende kredilerde yüzde 75 risk ağırlığının kullanılmasının mümkün kılınması, nedeniyle anılan portföyler lehine, bankacılık sektörü kredi tercihlerinde farklılaşma olması beklenmektedir. 16

Bankacılar Dergisi Yeni piyasa dengesinde, Basel II ye uyum sağlayan bankaların piyasa değeri daha da artacak, fon sağlayıcıları tarafından bu durum dikkate alınacaktır. Diğer bir deyişle, Basel II sürecinde denetim faaliyetlerinin etkinlik kazanması ve piyasa disiplini sayesinde yatırımcıların ülkemiz mali sistemine güvenleri daha da artacak, bu sayede sektöre daha fazla fon ve kaynak girişi sağlanabilecektir. Basel II ye geçiş, Türk bankacılık sektöründe konsolidasyon eğilimini artırarak, uluslararası mali sektörlerle entegrasyonu ön plana çıkaracaktır. Basel II ye göre kredi riskinin ölçümü standart yaklaşım ile başlamakta, standart yaklaşım ise tamamen rating kuruluşları tarafından verilen derecelendirme notlarına dayanmaktadır. Bu durum, ülkemiz açısından yeni bir sektörün ortaya çıkacağı sinyalini vermektedir. Bunun temel nedeni, Basel II ye geçiş ve hazırlık dönemi boyunca standart yaklaşımın kullanılmak durumunda olunması ve standart yaklaşımın derecelendirme notları olmaksızın etkin bir biçimde uygulanamaması olarak özetlenebilir. Ülkemizde halihazırda rating kuruluşlarının yapılanmasına yönelik sadece SPK tarafından 4 Aralık 2003 tarih ve 25036 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sermaye Piyasasında Derecelendirme Faaliyeti ve Derecelendirme Kuruluşlarına İlişkin Esaslar Tebliği mevcuttur. 27 Avrupa Birliği üyesi ülkenin 25 inde tüm Avrupa bankaları ve yatırım firmaları (10.234 banka ve 1.723 yatırım firması), sermaye yeterliliklerinin ölçümünde 2007 tarihinden itibaren Avrupa Birliği Sermaye Direktifleri (Capital Adequacy Directives, CRD) hükümlerini uygulamaya başlayacaklardır. Anılan düzenleme, bankaların aracı kurumların sermaye yeterliliğinin hesaplanmasına ilişkin hükümleri içermekte olup, Basel II hükümleri ile büyük ölçüde paralellik göstermektedir. Bu nedenle, ülkemizde 3 Ekim 2005 tarihi itibarıyla Avrupa Birliği tam üyelik müzakere sürecinin başlamış olması ve AB Komisyonu tarafından çıkarılan düzenlemelerin AB adayı olan ülkemiz için yasal düzenleme kapsamında olacağı dikkate alındığında, Basel II hükümleri ile çok benzerlik gösteren CRD düzenlemelerinin de, AB Bankacılık Sektörü uyumunun gerçekleşmesi açısından çok önemli olacağı düşünülmektedir. BDDK tarafından, 30 Haziran 2003 tarihli veriler baz alınarak yapılan Sayısal Etki Çalışması, QIS TR (Quantitative Impact Study) sonucunda, ülke ekonomisi ve mali sektör oyuncuları için aşağıdaki sonuçlar ortaya çıkmıştır. o Standart yaklaşımın Basel I e kıyasla riske daha duyarlı yapısı nedeniyle, bankalar için ek sermaye gereksinimi ortaya çıkabilecektir. o Bankalar, kredi verirken daha seçici olacaklarından kısa vadede kredi hacimlerinde bir daralma söz konusu olabilecektir. o Bankacılık sistemi için sağlıklı ve detaylı veri elde etmek daha önemli hale gelecektir. o Bankalar, risk yaratıcı işlemleri yaparken, riski azaltacak teminatlara ilişkin politikalarını yeniden düzenleme yoluna gidebileceklerdir. III. KOBİ Tanımlamaları ve Türkiye de KOBİ lerin Genel Yapısı Günümüzde ölçek ekonomisine dayalı üretim yapan büyük sanayi işletmeleri ile birlikte bu tür fimalara girdi sağlayan esnek yapılı ve daha hızlı hareket etme kabiliyetine sahip KOBİ odaklı işletmecilik modelleri giderek önem kazanmaya başlamıştır. Gerek üretimde, 17

Basel II ve KOBİ ler Çalışma Grubu gerekse de yeni istihdam yaratarak toplumsal bütünleşmenin ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasında önemli bir yere sahip olan KOBİ lerin yarattıkları değerin farkına varan ülkeler, toplam işletmeler içerisindeki payı yüzde 95 leri bulan KOBİ leri desteklemeye yönelik önemli düzenlemeleri hayata geçirmişlerdir. Ülkemizde de 80 li yılların sonundan itibaren KOBİ lere yönelik bir destek sisteminin oluşturulması yönünde çalışmalar başlatılmıştır. Üyesi bulunduğumuz OECD ve üyeliğe adaylık süreci yaşadığımız Avrupa Birliği, küçük ve orta ölçekli işletmelerin gelişmesi ve desteklenmesi için yoğun bir çaba sarf etmekte, sürekli olarak yeni politika ve stratejiler üretmektedir. Ülkemiz, OECD nin KOBİ leri desteklemeye yönelik temel kriterleri içeren dokümanı ve AB KOBİ Sözleşmesini kabul ederek gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle aynı politika ve prensipleri benimsediğini vurgulamıştır. Ayrıca TBMM de 1990 yılında kabul edilen 3624 sayılı kanun ve bu kanunla kurulan KOSGEB Başkanlığı, ülkemizin KOBİ lere verdiği değerin somut bir ifadesidir. Buna karşın, serbest pazar ekonomisini benimseyerek uluslararası piyasalara entegrasyon yolunda önemli adımlar atan ülkemiz, bankacılık sektörünün ve reel sektörün güçlendirilmesine yönelik reformların gerçekleştirilmesi konusunda ise yeterince hızlı davranamamıştır. 2000 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizler, bankacılık sektörü ve reel sektörü olumsuz şekilde etkilemiş, bu durum Türkiye ekonomisi için ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Grafik1. KOBİ Kesimine Kullandırılan Kredilerin Yıllar İtibarıyla Artış Yüzdesi (yüzde) 121,22 97,87 90,85 65,37 52,46 21,06 25,72 29,65 21,15 18,57 2,59 30,38 2002/2003 2003/2004 2004/2005 İşletme Kredilerindeki Artış Fon Kaynaklı Kredilerdeki Artış İhtisas Kredilerindeki Artış KOBİ Kredileri Toplamındaki Artış 18 Kaynak : BDDK Şubat 2005 ve Ocak 2006 Aylık Bültenlerinden derlenmiştir. (2002 ve 2003 yılı verileri Aralık ayı itibarıyla, 2004 ve 2005 yılı verileri Kasım ayı itibarıyla çalışmada yer almıştır.) Ancak kriz sonrası dönemde uygulamaya konan yeni ekonomik programın makro e- konomik göstergelerde sağlamış olduğu iyileşme belirli ölçüde bankacılık sektörü - reel sektör ilişkilerine de yansımış, bankalarca KOBİ kesimine kullandırılan kredilerin hacminde ve bu kredilerin bankaların toplam aktifleri içerisindeki payında da önemli artışlar olmuştur. Aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, Özel Kesime Kullandırılan Krediler içerisinde KOBİ Kesimine Kullandırılan Krediler 9 bir önceki yıla kıyasla toplam olarak 2003 yılında yüzde 25,72, 2004 yılında yüzde 65,37, 2005 yılında yüzde 30,38 oranında artış göstermiştir.