Müslümanlar ve Diğer Din Mensupları

Benzer belgeler
1 İslam ne demektir? Hazreti Peygamberimiz in (sallallahu aleyhi ve sellem) getirdiği din olup bunu kabul etmek, Allah a ve resulüne itaat etmektir.

KELAM DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

İslam hukukuna giriş (İLH1008)

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

Eğitim Programları ANA HATLARIYLA İSLAM DİNİ

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İMAMİYYE NİN İMAMET NAZARİYESİNİN TEŞEKKÜL SÜRECİ Metin BOZAN İSAM Yayınları, İstanbul 2009, 272 s. Harun TÜRKOĞLU

Question. Masumların (Allah ın selamı üzerlerine olsun) velayet hakkına sahip olduklarının delili Nedir?

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

ÖĞRETİM YILI. MÜFTÜLÜĞÜ KUR AN KURSLARI İBADET DERSİ DÖNEM DÜZEYE GÖRE DERS PLÂNI

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

İslam Hukukuna Giriş

Buyruldu ki; Aklın kemali Allah u Teâlâ nın rızasına tabi olmak ve gazabından sakınmakladır.

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

Yaratanlar arasında şerefli bir yere sahip olan insanın yaşam hakkı da, Allah tarafından lutfedilmiş bir temel haktır.

5 Kimin ümmetisin? Hazreti Muhammed Mustafa nın (sallallahu aleyhi ve sellem) ümmetiyim. 6 Müslüman mısın? Elhamdülillah, Müslümanım.

Üstadımızın mezkûr beyanında, Kur'an ın her ayetinin üç hükmü içine aldığı belirtilmiştir. Bu hükümler şunlardır:

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

İSLAM HUKUKU AÇISINDAN BEDENSEL ENGELLİLİK. Hilal ÖZAY, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları 1. Baskı, Ankara 2012, (438 s.) ISBN:

İmam-ı Muhammed Terkine ruhsat olmayan sünnettir der. Sünnet-i müekkededir.[6]

بسم هللا الرحمن الرحيم DAR'UL HARP NEDİR VE DAR'UL HARP HALKINA NASIL MUAMELE EDİLİR?/HAMD BİN ATİK (RH.A) ed-durar us seniyye, 9/

Sosyal Bilimler Enstitüsü

Sadîk-i Ahmak yani ahmak dost şiddetli düşmandan,din düşmanından daha fazla verir.

ح م تهني ة غ ملسلم ف مناسبات غ دينية. şeyh Muhammed Salih el-muneccid

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

KATILIM BANKALARI Tespitler, Tenkitler, Teklifler

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

8.SINIF 4.ÜNİTE İSLAM DÜŞÜNCESİNDE YORUMLAR

Fırka-i Naciyye. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :27

1.Birlik ilkesi: İslam inancına göre bütün varlıklar, bir olan Allah tarafından yaratılmıştır.

Tasavvufun Tarihçesi Ve Kaynağı Perşembe, 07 Ekim :36

TEMİZLİK HAZIRLAYAN. Abdullah Cahit ÇULHA

Kültürümüzden Dua Örnekleri. Güzel İş ve Davranış: Salih Amel. İbadetler Davranışlarımızı Güzelleştirir. Rabbena Duaları ve Anlamları BÖLÜM: 3 URL:

Allah a Allah (ilah,en mükemmel, en üstün,en yüce varlık) olduğu için ibadet etmek

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

HÜCCETİN İKAMESİ VE ANLAŞILMASI

Vatan istilacılarına isyan edenlerin kırık utangaç hali, benim için, ibadetle olanların sert ve dik tavırlarından iyidir.

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER... 5 TAKDİM... 11

ALEMLERİN EFENDİSİ NİN (SAV) DİLİYLE KUR AN

DEVLETİN HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN ULUSLARARASI SORUMLULUĞU

İslamî bilimler : Kur'an-ı Kerim'in ve İslam dininin doğru biçimde anlaşılması için yapılan çalışmalar sonucunda İslami bilimler doğdu.

KAMU PERSONEL HUKUKU KISA ÖZET HUK303U

Kur an-ı Kerim i Diğer Kutsal Kitaplardan Ayıran Başlıca Özellikleri

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 12. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ramazan'ın gündüzünde oruç tutmayanlara ve kâfirlere yemek satmanın hükmü

TÜRK SÖZLEŞME HUKUKUNDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI

sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesi dergisi 19 / 2009, s tanıtım-değerlendirme

Kadının abdestte başörtüsünün üzerini mesh etmesinin hükmü. Muhammed b. Salih el-useymîn

Hilalin bir ülkede görülmesiyle oruca başlamak. Muhammed b. Salih el-useymîn. Terceme : Muhammed Şahin Tetkik : Ali Rıza Şahin

3. Ünite. İslam ve İbadet. İbadet Nedir? Özel Anlamda İbadet Nedir? Genel Anlamda İbadet Nedir? Örnekler veriniz.

HUKUKA ve AHLÂKA AYKIRILIK UNSURLARI ÇERÇEVESİNDE SALT MALVARLIĞI ZARARLARININ TAZMİNİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

1. İnanç, 2. İbadet, 3. Ahlak, 4. Kıssalar

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

dinkulturuahlakbilgisi.com amaz dinkulturuahlakbilgisi.com Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

KİŞİSEL BİLGİLER. Ahmet ÜNSAL. Prof. Dr.

çindekiler Önsöz 5 Kısaltmalar 11 Birinci Bölüm I. Hayatı 15 İkinci Bölüm I. Zâhirîlik Nedir? 41 İBN HAZM IN HAYATI ve İLMÎ ŞAHSİYETİ

2. Haramı ve helali tayin etmek Allah ın hakkıdır. Bir harama helal demek vebal olduğu gibi helale haram demek de vebaldir.

İSLAM İBADET ESASLARI

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ Eğitim-Öğretim Yılı 1.ve 2. Öğretim Eğitim Planları

KAMU YÖNETİMİ. 9.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

TAŞINMAZ SATIŞLARINDA KDV İSTİSNASI KONUSUNDA KDV GUT NDE YAPILAN DÜZENLEME VE AÇIKLAMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yrd. Doç. Dr. Abdullah DURMUŞ

Hulle'nin dayanağı âyet ve hadistir.

NAMAZI, MESCİT VEYA CÂMİDE CEMAATLE KILMANIN HÜKMÜ. Vaizler Muhammed b. Salih el-muneccid. Terceme edenler. Muhammed Şahin. Tetkik edenler Ümmü Nebil

Gençlik Eğitim Programları DAVET

7- Peygamberimizin aile hayatı ve çocuklarla olan ilişkilerini araştırınız

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği PERSONEL MÜDÜRLÜĞÜ

Diyanet'in arşivinden daha neler çıktı neler

Mekki ve Medeni Ayetler arasindaki fark...

Türkiye Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Hakkında Bilgi

Hak ihlalinin sosyal boyutları Prof. Dr. Ejder Okumuş Eskişehir Osmangazi Üniv. İlahiyat Fak. Hak-fedakârlık dengesi

HİKMET YURDU Düşünce Yorum Sosyal Bilimler Araştırma Dergisi

KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı ORTAÖĞRETİM TEMEL DİNÎ BİLGİLER DERSİ (İSLAM, I-II) ÖĞRETİM PROGRAMI

NİKAH-II (Rükün ve Şartları)

İCRA DAİRELERİNİN ÖZERKLEŞTİRİLMESİ: FRANSIZ İCRA GÖREVLİLİĞİ MODELİ

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

Arap diliyle tesis edilen İslam a dair hakikatler diğer dillere tercüme edilirken zaman ve zeminin de etkisiyle gerçek anlamından koparılabiliyor.

Kavramlar. 1.Mü min. 2. Kafirler. 3.Münafiklar. 1.1 Kur anda Mü min ile ilgili Ayetler 1.2 Kur anda Mü min görevleri ve özellikleri

БАКЫ ДЮВЛЯТ УНИВЕРСИТЕТИ ИЛАЩИЙЙАТ ФАКЦЛТЯСИНИН ELMИ МЯЪМУЯСИ

Değerli büyüğümüz Merhum Fatma ÖZTÜRK ün ruhunun şad olması duygu ve dileklerimizle Lisans Yayıncılık

Üç kişi vardır ki, Allah kıyamet gününde onlarla ne konuşur, ne onlara nazar eder, ne de onları günahlarından arındırır, onlara elim bir azap vardır:

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

İSLÂM DA CEZA SİSTEMİ HATA İLE ÖLDÜRME

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

4734 sayılı Kamu İhale Kanununda düzenlenen cezai ve idari yaptırımlar ile sorumluluk hükümleri; İhale dışı bırakılacak olanlar, İhaleye katılamayacak

Bid'at münasebetlerde verilen ödüllerin hükmü

FIKIH DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Transkript:

Müslümanlar ve Diğer Din Mensupları Müslümanların Diğer Din Mensuplarıyla. İlişkilerinde Temel Yaklaşımlar Ankara - 2004 Türkiye Dinler Tarihi Derneği Yayınları 1 4

BİRLİKTE YAŞAMA TECRÜBESİNİN FIKHİ ÇERÇEVESi: GAYR-İ MÜSLİMLERİN ŞER'İ HÜKÜMLER KARŞISINDAKi KONUMU Prof. Dr. H. Yunus AP AYDIN* Bı.ı tebliğde, bir "birlikte yaşama tecrübesi"nin teorik çerçevesine ilişkin bazı tesbitler yapmaya çalışacağım. Sayın oturum başkanının tarihi doğnt olaanak gerektiği vurgusuna aynen iştirak etmekteyim ve bu sunumda kimi çevrelerde yaygın kabul gören bir yanlış okumayı tashih edebilmeyi ' ummaktayım. Bu yanlış okuma "müslümanların tarihsel tecrübelerinde çok hukiıkluluk anlayışının esas olduğu" şeklindeki özetlenebilecek okumadır. l.bütün dinler, kuşkusuz, mensuplan açısından hakikate götüren yollardır. Ancak, bir "konum"u, yani bir din, bir mezhep veya bir eğilimi benimsemek, kaçınılmaz olarak öteki "konumlar" hakkında bir tavır almayı, onlan benimsenen konum açısından nitelendirmeyi ve hatta onlar hakkında bir değer hükmü vermeyi beraberinde getirir. Bu nitelendirmenin içeriği ve dozajı, benimsenen konumların hangi alanla ilgili ve hangi önem derecesinde olduklarına göre değişiklik gösterebilmektedir. Fıkıh alanı, özellikle de ictihadi meseleler söz konusu olduğunda, farklı konum sahipleri birbirlerini en fazla, "hata" (yanlış) yapmış olmakla itharn edebilirken, inanç (akaid) alanı söz konusu olduğunda kategori değişikliğine bağlı olarak üslup değişir ve konunun mahiyet ve önemine göre, "bid'at", "dalalet" ve hatta bazen "küfür" kavramlan öteki konumları nitelendirmede kullanılmaya başlanır. Bu durum, müslümanlık içindeki farklı görüş ve eğilimler için geçerli olduğu gibi, müslümanlık merkezinde diğer dinler için de geçerlidir. Aralanndaki farklılıklara ve özellikle dünyevi ilişkiler bakımından kimileri farklı hükümlere tabi tutulmasına rağmen, genelde diğer din mensupları, özelde ehl-i kitap, klasik literatürde, "kafir/ küffar" olarak nitelendirilir. 2.Bu tebliğde, klasik fıkıh usulcüleri nazannda gayr-i müslimlerin, şer'i hükümler karşısında nasıl konumlandırıldıklari, daha açık ifadeyle, gayr-i müslimlerin teorik olarak, şer'i lıükümlerle muhatap olup olmadıklan meselesini ortaya koymaya çalışacağım. Gayr-i müslimlerin müslüman ülkedeki hukuki statüsünü ortaya koymayı hedefleyen bu Erciyes Üniversitesi ilahiyat Fakültesi 65

çalışma, aynı zamanda, bir "birlikte yaşama tecrübesi"nin hukuki çerçevesine de işaret etmiş olacaktır. Fıkıh usulcüleri, bu meseleyi, "Şer'! hükümler, gayr-i müslimler hakkında ne ifade ediyor?" sorusundan hareketle ele almışlar ve onlann şer'! hükümlerle yükümlü olup olmadıklarım tesbit etmeye çalışmışlardır. Kimileri (Serahsi) konuyu, "emrin kafider hakkındaki mfıcebi" başlığı altında, kimileri de (Gazali) "emredilen fiilin şartının emir esnasında mevcut olmasının, şart olup olmadığı" tartışması bağlamında ele almışlardır. 3.Allah'ın "De ki: Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah 'ın elçisiyim, Allah 'a ve elçisine iman edin" şeklindeki hitabımn, kafideri de içine aldığım düşündükleri için, usulcüler arasında, gayr-i müslirnlerin "iman edin" emrinemuhatap oldukları konusunda bir görüş ayrılığı yoktur. Büyük Eş'ari kelamcılardan Bakıllani, kafirin, Allahı tanımak (marifetullah), peygamberleri tasdik etmek ve onlara iman etmekle muhatap olduğu konusunda ilk dönemlerden itibaren oluşmuş bir görüş birliğinin mevcudiyetinden bahseder. Esasında usulcüler problemi 'şeriatın fiiruu' veya 'İslamın fiiruu' gibi deyirnlerle vaz'ederek, genel olarak "usulü'd-din" olarak ifade edilen inanç konularım tartışma dışında tuttuklarım zınınen ifade etmişlerdir. Ancak füru hükümlerinin tamamıyla yükümlü olup olmadıklan konusunda farklı yaklaşımlar bulumnaktadır. Hanefi fakili ve usulcü Serahsi'ye göre, gayri müslimler (kafirler), yüklenmiş olduklanna (iltizam) dair delil bulunan bütün hükümlere muhataptır. Bu konudaki en uç görüş, gayri müslimlerin cihad dışındaki bütün şer'i hükümlere muhatap olduklarım öne süren görüştür. 4.Usulcüler, gayr-i müslirnlerin şer'i hükümlerle muhatap olup olmadığı konusunu uhrevi ve dünyevi sorumluluk açısından ele aldıkları gibi, onlann müslümanlada birlikte yaşıyor olup olmamaları durumuna göre de ele almışlardır. 5.Ulırevi sorumluluk açısından gayr-i müslimlerin durumu: Ulırevi sorumluluk açısından ele alınan şer'i hükümler, özellikle, ibadetlere ilişkin olan hükümlerdir. Gayr-i müslimlerin, -müslümanlann yükümlü bulunduğu- ibadet hükümleriyle sorumlu olup olmadıkları konusunda usulcülerin kanaatleri şu şekilde özetlenebilir. Matüridi, Debusi ve Serahsi'nin de içlerinde olduğu Maveraumıehr (Semerkand, Buhara) Hanefilerine göre, gayr-i müslirnler, ibadetleri yerine getirmekle yükümlü değildir. Dolayısıyla, bu yüzden herhangi bir uhrevl sorumlulukları yoktur. Kerhi ve Cessas'ın da aralarında bulunduğu Iraklı Hanefiler ile Şafii, Maliki ve Hanbeli ekallerine göre ise gayr-i müslimler 66 \ "

ibadet hükümleriyle muhataptır. Yani ibadetleri terkettikleri için ahirette ayrıca bir de bunun için ceza göreceklerdir. Şafii ekolünde, kafirlerin emirlere değil, yasaklara muhatap olduğu yönündeki görüşe sadece işaret etmekle yetineceğiz. Her iki görüşün dayandığı birtakım akli ve nakli gerekçeler bulunmaktadır. Gayri müslimlerin ibadetlerle yükümlü olmadığını savunan Haııefilerin bu konudaki temel gerekçelerinden birisi şudur: İbadetler, Allah'a itaat anlamı içeren ve Allah'ın rızasının elde edilmeye çalışıldığı işlerden olup, ahirette sevap kazandıracaktır. Kafır ise bu sevaba elıil olmadığı için, ibadet yükümlülüğü ondan kalkmıştır (Pezdevi). Serahsi bu durumu, ölecek hastaya ilaç vermeye gerek yoktur benzetmesiyle açıklar. ' Hanetilerin ikinci gerekçesi ise, ibadetin küfür ile birlikte tasavvur olunamamasıdır. Mesela kafir birinden namaz kılması beklenemez. Çünkü, Namaz kafire vacip olacaksa a) ya lcüfrünün sürdüğü sırada, b) ya da İslam'a girmesinden sonra olacaktır. Birincisi imkansız, ikincisi yani kafirken kılamadığı namazları kaza etmesi ise icmaen gereksiz görülmüştür. Bu bakımdan kafırler, ahirette namaz kılınadıkları için değil, namazın farziyetine inanmadıkları için ceza göreceklerdir. Gayri müslimlerin ibadetlerle yükümlü olduğunu savunanların gerekçeleri genel olarak üç noktada toplanabilir. Bunlardan birincisi, konuya delaleti bulunduğu öne sürülen ayetlerdir. Bu ayetler, "Zekat vermeyen müşriklere yazıklar olsun" (Fussilet 24/6-7), "(Onlara) 'size ateşe ne sürükledi' denilince, 'Biz namaz kılanlardan değildik' diyecekler" (Müddessir 74/42) c;ı.yetleridir. İkinci gerekçe şudur: Gayri müslimlerin ibadetleri terkettiklerinden dolayı ahirette bir ceza görmemeleri bir ceza indirimi anlamı taşır. Halbuki, isyan ve günahların başı olan küfrün bir hafifletme nedeni olması uygun değildir. Üçüncü gerekçe de şöyledir: Bınredilen fiilin şartımn emir esnasında bulumnası şart olmayıp, emir, hem şarta hem de meşruta yönelmiş olur ve bu durumda kişi önce şartı yerine getirmekle eınrolunmuş olur. Yani "namaz.kıl" emrinin gayr-i müslim açısından anlamı, "önce iman et, sonra namaz kıl" şeklindedir. Nitekim "namaz kıl" emrinin abdestsiz kişi açısından anlamı "önce abdest al"dır. Hanefiler ile diğerleri arasındaki bu görüş ayrılığının, iman-amel ilişkisi tartışmasıyla zayıf olsa da bir irtibatı bulunduğu da söylemnektedir. 67

6.Dünyevi hükürnlerle sorumluluk açısından gayr-i müslimlerin durumu: Fakihler ve usulcülerin tartıştıkları husus, daha ziyade, müslümanlarla birlikte yaşayan ve "zimmi" ( ehl-i zimmet) olarak isimlendirilen gayr-i müslimlerin, dinin fürı1u sayılan muamelat ve ukubat hükümleriyle, kısaca şer'i-ameli hükümlerle muhatab olup olmadıkları meselesidir. (Klasik terminolojide, ibadet konuları da, şer'i arneli hükümler kapsamında yer almaktadır. Yukarıda özel olarak işaret edildiği için burada şer'i hükümler kapsamına dahil edilmedi). Ayrıntılardaki görüş farklılıkları bir tarafa bırakılacak olursa, müslümanlarla birlikte yaşayan gayr-i müslimlerin (zimmi), şeriatın hukuk kısmıyla muhatap oldukları, bütün ekollerce kabul edilmektedir. Bunun anlamı şudur: Klasik doktrinde, hukukun mülkiliği/ülkeselliği fikri hakimdir ve onların kendi hukukiarına tabi olması (çok hukukluluk) diye bir anlayış mevcut değildir. 6.1.Gayr-:i. müslimlerin. ceza hukuku hükümlerine muhataplığı konusunda fakihler arasında ilke olarak bir görüş ayrılığı yoktur. Gayri müslimlerin ceza hükümleriyle muhataplığının gerekçesi şudur: Sebepleri gerçekleşince bu cezalar müslümanlara olduğu gibi, elıl-i zimmete uygulanır. Çünkü cezalar, sebeplerine -yani cezayı gerektiren suçlara- teşebbüs etmeyi önlemek amacıyla uygulanır ve gayri müslimler buna, müslümanlardan daha layıktır. Gayr-i müslimlerin muamelat hükümlerine muhataplığı da benzer gerekçelere dayanır. Bu hususta başvurulan Gerekçelerden biri şudur: Muamelat ile elde edilmek istenen şey, dünyevi amaç ve anlamlardır. Dünyevi amaç ve anlamlar ise onlara daha layıktır. Çünkü onlar, dünyayı ahirete tercih etmişlerdir. Diğer bir gerekçe ise, zimmet akdi yapmakla, gayri müslimlerin muamelat hükümlerinin kendilerine uygulanmasını istemiş ve iltizam etmiş olmalarıdır. Zaten zimmet akdinin amacı da muamelata ilişkin konularda müslümanlar için geçerli olan hükümleri yüklenmektir. Zimmet akdi gereği müslümanlarla birlikte İslam toplumunda yaşayan'bir zimmi hırsızlık suçunu işlediğinde, ister müslü:rilan birinin malını çalmış olsun ister zimmi birinin malını çalmış olsun, suçun şartları oluşmuşsa, daru'l-islamda müslümanlarla birlikte yaşama iradesiyle İslam hükümlerini iltizaın etmesinin bir gereği olarak onlara da hırsızlığın cezası uygulanır. Bu konuda görüş aynlığı yoktur. Kazif (birine zina isnad etme) konusunda da durum aynıdır. 68 \ "

Şarap içme ve zına suçları konusunda bazı görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Zina suçunu işleyen zirnıniye had cezasının uygulanacağı Hanefi, Şafii, Hanbeli, Zahiri ekalleriyle Şianın Zeydiyye koluna mensup fakihlerin büyük: çoğunluğu tarafından benimsenmektedir. B.u konuda İmamiyye Şiası ile Malikiler farklı düşünmektedirler. Malikilere göre, zina eden zimmi, inandıkları cezayı uygulasınlar diye kendi dindaşlarına teslim.edilir. İmamiyye Şiası'na gö.ı;e ise imam (imam,.kamu otoritesi), isterse had cezasını uygular, isterse dindaşlarına teslim eder. Şarap içme konusunda ise farklı hükümlere tabidirler. Zahiriler dışındaki çoğunluğa göre, zirnıninin şarap içmesi yasaklanamaz ve şarap içtiği için had cezası görmez. Klasik literatürde bu hükümlerle yükümlülüğün, müslümanlar için itikad gereği, gayr-i müslimler için ise iltizam gereği olduğu vurgulanır. Bu vurgu, ayrıca incelenmesi gereken önemli bir noktadır. 7.Zimmilerin özel hukuk, usul hukuku ve siyasal haklar bakımından farklı hükümlere tabi turulmaları "statüsel"dir, yani onların müslüman toplum nezdindeki konumlan ile ilgilidir. Zimmiler, kural olarak velciyet (yetki sahipliği) anlamı taşıyan işlere ehil görülmemişlerdir. Statü gereği zimmilerin tabi tutulduğu farklı hükümler arasında, müslüman kadınla evlenememeleri, müslümanlara karşı şahitliklerinin kabul edilmemesi, tartışmalı olmakla birlikte, zirnıniyi öldüren müslümana kısas hükmünün uygulanmaması ve bunlar dışında sosyal ve siyasal bazı kısıtlamalar sayılabilir. 8. Sonuç: l.gayri müslimlerin şer'i hükümlerle muhataplığı meselesi, onların genel hitabın kapsamına girip girınediği tartışmasıyla ilgili olduğu gibi, ehliyet konusuyla ve hükınün şartının hükümden önce mevcut olmasının zorunlu olup olmadığı tartışmasıyla da ilgilidir. 2.Klasik fıkıh teorisi, çok hukukluluğu değil, çok dinliliği -belli sınırlılıklar içerisinde- içermektedir. Klasik teoride çok hukukluluk ve kanunların şahsiliği ilkesi değil, hukukun mülkiliği (ülkeselliği) ilkesi ve top/ımı iiyeliği (bir bakıma vatandaşlık) esası geçerlidir. Zimmiler, muamelat ve ceza hukuku hükümleri açısından müslüınanlarla -inanç ve statü farkından kaynaklanan sınırlı istisnalar dışında- aynı statüye sahiptirler. Yani muamelat ve ceza hukuku açısından, kendi hukııklarına tabi olma diye bir hakları yoktur. Zimmilerin özerk alanı sadece ibadetler ile alıval-i şahsiyye gibi ibadetle ilgili yönü bulunan konulardır. 69

3.Şer'i hükümlerinfarklı din mensupianna kendi seçimlerine bağlı olarak ve toplum üyeliği ilkesi uyarınca uygulanabilınesi, İslam hukukunun rasyonel karakterine ilişkin bazı imalar taşımaktadır. Bu rasyonel karakterin, zimmilerin geçmişteki durumuna benzer bir konumdaki bir veya birçok müslümana (mesela Avrupa ülkelerinde yaşayan müslümanlara), başka bir hukuka tabi olına hakkı tanımada, tersinden bir emsal olarak kullanılıp kullanılamayacağı hususu, başka teorik tartışmaları da beraberinde getirecek önemli bir konu olarak gözükmektedir. 70 \