Tubal hastal k, kad nlarda en s k görülen infertilite nedenidir ve



Benzer belgeler
Tubal İnfertilite Tedavi ve Yönetimi. Prof. Dr. Murat Sönmezer Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Venöz Tromboembolizmin Önlenmesinde Antitrombotik Tedavi (Birincil Koruma)

fiekil 2 Menapoz sonras dönemde kistik, unilateral adneksiyel kitleye yaklafl m algoritmas (6)

Okumufl / Mete (Ed.) Anne Babalar için Do uma Haz rl k / Sa l k Profesyonelleri için Rehber 16.5 x 24 cm, XIV Sayfa ISBN

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

Gebelikte Astım Yönetimi. Dr. Dilşad Mungan Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ABD İmmünoloji ve Allerji BD

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

Selülit ile mücadelede son nokta. Cellulaze.

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

DIfi GEBEL KTE 50MG/M 2 M TEK DOZ METHOTREXAT TEDAV S

ACOG DİYOR Kİ; DOĞUM TARİHİ TAHMİN METODU. Özeti Yapan: Dr. Esra Esim Büyükbayrak ÖZET

RAHİM TAHLİYESİ UYGULAMALARININ ZEYNEP KAMİL AİLE PLANLAMASI KLİNİGİNDE GÖZLENEN ETKİLERİ GİRİŞ. Dr. Asuman KARAMANı.. ı Dr.

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Doç. Dr. Berna SEÇKİN. Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi-ANKARA

VUR de VCUG Ne Zaman, Kime?

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

ÖZEL KARAMAN MÜMİNE HATUN HASTANESİ

İZMİR METROPOL İLÇELERİNDE YAPILAN ASANSÖR DENETİMLERİ VE GÜVENLİK SEVİYESİNDEKİ GELİŞMELERİN İNCELENMESİ

YABANCI İŞÇİLERİN ÜÇ AYDAN SONRA SİGORTALI OLMALARI ZORUNLU MU? I- GİRİŞ :

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

Dönemi Erasmus Hareketlilik Faaliyeti Hibe Dağıtım Yöntemi

Üç-fazlı 480 volt AC güç, normalde-açık "L1", "L2" ve "L3" olarak etiketlenmiş vida bağlantı uçları yoluyla kontaktörün tepesinde kontak hale gelir

UMU ETKİLEYEN ETKİLEYEN ETMENLER ETMENL

İZMİR İLİ İŞ KAZALARI VE MESLEK HASTALIKLARI İSTATİSTİKLERİ VE İŞ GÜVENLİĞİNİNKENT YAŞAMINA ETKİLERİ. Aykut AKDEMİR Maden Mühendisi

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

TIPTA UZMANLIK KURULU. 23/06/2010 tarih ve 82 sayılı Karar Sayfa 1 / 14

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

RADYASYONDAN KORUNMA UZMANLARI DERNEĞİ (RADKOR) NİN

Üriner sistemde yer alan organların görüntülenmesi

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

nfertil hastalarda uterin faktörün de erlendirilmesinde transvaginal salin infüzyon sonografi

Tarifname BÖBREKÜSTÜ BEZĠ YETMEZLĠĞĠNĠN TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Son kullanma tarihi geçmiş ancak hiç kullanılmamış invazif aletleri yeniden sterilize edip kullanabilir miyiz?

MedDATA SAĞLIK NET KURULUMU

HASTA TRANSFER PROSEDÜRÜ

T bbi At k Kontrolü P80-P Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi

YÖNETMELİK. c) Merkez (Hastane): Selçuk Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezini (Selçuklu Tıp Fakültesi Hastanesini),

EKTOPİK GEBELİKTE RİSK FAKTÖRLERİ

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI (Grup 3)

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Tarifname BCL2 BASKILAMA İŞLEVİYLE ANTİ-KARSİNOJENİK ETKİ GÖSTERMEYE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

Proje Yönetiminde Toplumsal Cinsiyet. Türkiye- EuropeAid/126747/D/SV/TR_Alina Maric, Hifab 1

BÖLÜM 3 FREKANS DAĞILIMLARI VE FREKANS TABLOLARININ HAZIRLANMASI

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

STRASSMAN VE TUBOPLASTİ OPERASVONLAFU UYGULANAN BİLATERAL TUBAL OKLÜZYON GÖSTEREN UTERUS SUBSEPTUS UNİKOLLİSLİ BİR PRİMER İNFERTİLİTE VAKASI ÖZET

Kılavuz Çekmek. Üretim Yöntemleri 15

Bu yaz da İstanbul da radyoloji eğitimi veren 3 t p fakültesi, 6

TÜRK ECZACILARI TEMEL ULUSAL YETKİNLİK ÇERÇEVESİ*

(Bakanlık Makamının tarih ve 1832 sayılı Oluru ile yürürlüğe girmiştir. )

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

4. SINIF KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM STAJ PROGRAMI

BÖLÜM 7 BİLGİSAYAR UYGULAMALARI - 1

KANSER HASTALARINDA PALYATİF BAKIM VE DESTEK SERVİSİNDE NARKOTİK ANALJEZİK KULLANIMI

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ UYGULAMALARI

Prof. Dr. İrfan Orhan Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji AD, Androloji BD, Elazığ.

TEMEL MATEMAT K TEST

Tarifname SARKOPENİ NİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

Araştırma Notu 15/177

1. YAPISAL KIRILMA TESTLERİ

T.C. GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürlüğü

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

DİKKAT! SORU KİTAPÇIĞINIZIN TÜRÜNÜ "A" OLARAK CEVAP KÂĞIDINA İŞARETLEMEYİ UNUTMAYINIZ. SAYISAL BÖLÜM SAYISAL-2 TESTİ

Muhasebe, Personel Müdürlükleri ne

VOB- MKB ENDEKS FARKI VADEL filem SÖZLEfiMES

2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI

Nüfus Planlaması Hizmetlerini Yürütecek Personelin Eğitimi. Görev, Yetki ve Sorumlulukları Hakkında Yönetmelik

*Ustalık Belgesi bu ad altında Türkiye de Mesleki Eğitim Merkezleri tarafından verilir. Kanun ve yönetmeliklere göre kiģilere göre iģlem yapılır.

Öğrencilerimiz TED Kayseri Kolejinde Ulusal Sorunları ve Çözümleri Tartıştılar

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

GEKA NİHAİ RAPOR TEKNİK BÖLÜM. 1. Açıklama

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

Tarifname PARKĠNSON HASTALIĞININ SEMPTOMATĠK TEDAVĠSĠNE YÖNELĠK BĠR FORMÜLASYON

Her inkübatördeki s cakl ölçmek için ayn ekipman kullan n ve test termometrelerinin uygun ekilde kalibre edildi inden emin olun.

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

LİGASYON VE ELEKTROKOTERİZASYON SURETİYLE TUBAL STERiLiZASYON YAPILAN VAKALARDA REANASTOMOZDAN SONRA OLUŞAN GEBELİKLERİN ORAN VE ZAMAN YÖNÜNDEN

Tarifname ANKSİYETE TÜREVLERİNİN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR FORMÜLASYON. Buluş, anksiyete türevlerinin tedavisine yönelik bir formülasyon ile ilgilidir.

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Araflt rma modelinin oluflturulmas. Veri toplama

ENDOBUTTON CL ULTRA. Etkili Polyester örgülü sutür (#5 lead and #2 flipping) kullan lm flt r

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Haz rlayan: Halime Ayd n Kartal E itim ve Ara rma Hastanesi Stoma ve Yara Bak m Hem iresi

Özet şeklinde bilgiler

Şeker Hastaları için Genel Sağlık Önerileri

1 3Biyomedikal M hendisli i ve Biyomedikal Cihaz Teknolojisi

ÇOCUK YOĞUN BAKIMDA ULTRASONOGRAFİ EŞLİĞİNDE SANTRAL KATETER UYGULAMALARI

KONJEN TAL ADRENAL H PERPLAZ

KAMU BORÇ İDARESİNDE OPERASYONEL RİSK YÖNETİMİ

İatrojenik Bilateral İliak Arter Komplikasyonunda Başarılı Hibrit Tedavi

Transkript:

Tan sal ve Giriflimsel Radyoloji (2001) 7:595-599 G R fi MSEL RADYOLOJ ARAfiTIRMA YAZISI Proksimal tubal obstrüksiyonun tan ve tedavisinde selektif transservikal osteal salpingografi ve kateterizasyon Arzu Poyanl, zzet Rozanes, Faruk Buyru, Serra Sencer AMAÇ Bu çal flma proksimal tubal obstrüksiyon olgular nda tan ve tedavi amac yla uygulanan selektif transservikal osteal salpingografi ve kateterizasyon bulgular n n irdelenmesi amac yla gerçeklefltirilmifltir. GEREÇ VE YÖNTEM Nisan 1997 ile Haziran 2000 tarihleri aras nda infertilite öyküsü bulunan ve histerosalpingografi ve/veya histeroskopi ile tek tarafl ya da bilateral proksimal tubal obstrüksiyon tan s alm fl olan on olguda selektif transservikal osteal salpingografi ve kateterizasyon yap lm flt r. Olgular n yafllar 18-38 (ortalama 30.2) aras nda de iflmekteydi ve ortalama infertilite süresi 3.5 (1.5-8) y l olarak belirlendi. BULGULAR Çal flma grubumuzda yer alan olgular n tamam nda en az bir tuban n rekanalizasyonu sa lanm flt r. Bir aydan uzun süre (7-38 ay, ortalama: 16,4 ay) takip edilen sekiz olgudan üçünde (%37.5) canl do um gerçekleflirken, bir (%12.5) olguda halen 22 haftal k sa l kl intrauterin gebelik devam etmektedir. Gebelikler transservikal tubal rekanalizasyondan 2-7 ay (ortalama: 4.6 ay) sonra gerçekleflmifltir. Tüm olgularda giriflim on dakikadan az floroskopi süresinde bitirilmifl ve iflleme ba l komplikasyon izlenmemifltir. SONUÇ Selektif osteal salpingografi ve kateterizasyon tubal hastal n tan s ve proksimal tubal obstrüksiyonun tedavisinde etkin, ucuz, minimal invaziv ve güvenli bir yöntemdir. A. Poyanl (E),. Rozanes, S. Sencer stanbul Üniversitesi stanbul T p Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dal, Çapa 34390 stanbul F. Buyru stanbul Üniversitesi stanbul T p Fakültesi, Kad n Hastal klar ve Do um Anabilim Dal, stanbul Gelifli: 30.11.2000 / Kabulü: 24.05.2001 Tubal hastal k, kad nlarda en s k görülen infertilite nedenidir ve s kl ğ %25-33 olarak bildirilmektedir (1). İnfertil kad nlarda, tan amac yla başvurulan ilk incelemelerden biri olan histerosalpingografide (HSG), olgular n %10-25 inde tubal spazm ya da fibrozis, yap ş kl klar veya amorf debri gibi mekanik nedenlerden kaynaklanan proksimal tubal obstrüksiyon izlenmektedir (2,3). Kullan lan spazmolitik ajanlar n etkisinin s n rl olduğu bilinmektedir ve tubal spazm ortadan kald rabilecek etkin bir tedavi henüz tan mlanmam şt r (2,4). Bu nedenle tedavinin planlanmas nda büyük önem taş yan fonksiyonel-organik obstrüksiyon ayr m n tek baş na HSG ile yapmak mümkün olmamaktad r. Literatürde, floroskopi eşliğinde k lavuz tel yard m yla gerçekleştirilen selektif salpingografi ile tubal anatominin optimal görüntülenmesi sağlan rken, ayn zamanda bu sistemin organik nedenlerden kaynaklanan proksimal tubal obstrüksiyon olgular nda tubal rekanalizasyon amac yla da kullan labileceği bildirilmektedir (5). Bu çal şmada, proksimal tubal obstrüksiyon olgular nda tan ve tedavi amac yla uygulanan selektif transservikal osteal salpingografi ve kateterizasyon bulgular ile sonuçlar irdelenmiştir. Gereç ve yöntem Nisan 1997 ile haziran 2000 tarihleri aras nda infertilite öyküsü bulunan ve HSG ve/veya histeroskopi ile tek tarafl ya da bilateral proksimal tubal obstrüksiyon tan s alm ş olan 10 olguda selektif transservikal osteal salpingografi ve kateterizasyon yap lm şt r. Olgular n yaşlar 18-38 (ortalama 30.2) aras nda değişmekteydi ve ortalama infertilite süresi 3.5 (1.5-8) y l olarak belirlendi. Dokuz (%90) olguda primer, 1(%10) olguda sekonder infertilite hikayesi bulunmaktayd. İşlem öncesi yap lan HSG lerde 8 (%80) olguda bilateral proksimal tubal obstrüksiyon saptan rken, 2 (%20) olguda sağda proksimal ve solda distal tubal obstrüksiyon gözlendi. İşlem, menstrüel siklusun folliküler faz nda gerçekleştirildi ve tüm olgularda girişimden hemen önce 200 mg ve ard ndan beş gün boyunca günde iki defa 100 mg doksisiklin ile profilaktik antibiyotik tedavisi uyguland. Aseptik teknik kullan ld ve gerektiğinde analjezi ve sedasyon sağlamak amac yla intravenöz (İV) Penthidine HCl (Aldolan: Gerot, Viyana, Avusturya) uyguland. Tüm olgularda girişim öncesi HSG yap ld ve obstrüksiyonun doğru- Tan sal ve Giriflimsel Radyoloji 595

A B Resim 1. (devam 597. sayfada) A. Üç y ll k primer infertilite öyküsü bulunan 31 yafl ndaki bayan hastan n yap lan HSG sinde bilateral proksimal tubal obstrüksiyon izlenmekte. B. Sol selektif osteal salpingografi sonras, proksimal obstrüksiyonun sebat etti inin izlenmesi üzerine, k lavuz tel yard m yla obstrüksiyon geçilmeye çal fl ld ve rekanalizasyon gerçeklefltirildi. C. Rekanalizasyon giriflimi sonras çekilen sol selektif osteal salpingografide tuban n tüm segmentlerinin normal görünümde oldu u ve peritona serbest geçiflin oldu u izlendi. D. Sa tubal ostiumdan bas nçla kontrast madde injeksiyonuna ra men tubada dolufl izlenmedi inden TTR ifllemine bafllanan olguda, k lavuz tel ile proksimal tubal obstrüksiyonun afl ld izlenmekte. E. Sa selektif osteal salpingografide TTR girifliminin baflar l oldu u gözlenmekte. fllemden yedi ay sonra gebeli in gerçekleflti i olguda halen 22 haftal k sa l kl intrauterin gebelik devam etmektedir. C land ğ ilk iki olguda tubaya ulaşmak amac yla Rösch-Thurmond tubal kateterizasyon seti (Cook, Bjaeverskov, Denmark) kullan l rken, diğer olgularda fallopian tüp rekanalizasyon seti (PBN, Denmark) kullan ld. 0.035 inç k vr k uçlu k lavuz tel üzerinden, 9 french (F) teflon kateter uterusun 1/3 distaline yerleştirildi. Teflon kateterin içindeki k lavuz tel üzerinden geçirilen, 5.5F polietilen kateter tubal ostiuma yerleştirildi ve k lavuz tel ç kar larak, bas nçla noniyonik kontrast madde verildi. Selektif transservikal osteal salpingografiden sonra proksimal tubal oklüzyonun sebat ettiği ve rekanalizasyon amac yla 596 Aral k 2001 Rösch-Thurmond tubal kateterizasyon setinin kullan ld ğ ilk iki olguda 5.5F kateter içerisinden 0.015 inç k - lavuz tel yard m yla, 3F kateter tubal ostiuma yerleştirildi. K lavuz tel, ileri-geri hareketlerle proksimal tubal oklüzyonu geçince, k lavuz tel üzerinden mikrokateter ilerletildi. K lavuz tel çekilerek, mikrokateter içerisinden kontrast madde verilerek bulgular değerlendirildi. Diğer olgularda daha ucuz ve kullan m daha kolay bulunan fallopian tüp rekanalizasyon seti kullan ld ve bu olgularda, selektif salpingografi için uterotubal bileşkeye yerleştirilen 5.5F kateter içerisinden geçirilen 0.035 inç kaygan k lavuz tel, rekanalizasyon amac yla kullan ld. Girişimden sonra tüm olgularda selektif transservikal osteal salpingografi ve HSG tekrarlanarak tubal rekanalizasyon işleminin sonuçlar değerlendirilmiştir. İşlemden bir hafta, üç ay, alt ay, bir ve iki y l sonra telefonla hastalar aranarak takipler gerçekleştirilmiştir. Gebeliğin gerçekleştiğini bildiren olgularda, bulgular laboratuvar incelemeleri ve pelvik ultrasonografi (US) ile de doğrulanm şt r. Girişimin üzerinden alt ay geçmesine rağmen gebeliğin gerçekleşmediği olgularda HSG nin ve gerekirse transservikal tubal rekanalizasyon (TTR) girişimi-

D E nin tekrarlanmas önerilmiştir. Bulgular Çal şma grubumuzda yer alan olgular n tamam nda en az bir tuban n rekanalizasyonu sağlanm şt r. Bilateral proksimal tubal obstrüksiyonu bulunan 1 (%10) olguda sağ tubal rekanalizasyon gerçekleştirilirken, sol tubal obstrüksiyon k lavuz tel ile geçilememiştir. Ancak bu olguda işlemden iki ay sonra intrauterin gebelik gelişmiştir. Bilateral proksimal tubal obstrüksiyonu bulunan 1 (%10) olguda ise sağda başar l rekanalizasyonun ard ndan, sol tubal obstrüksiyon da k lavuz tel yard m yla geçilmiştir. Ard ndan yap lan selektif salpingografide kontrast maddenin genişlemiş olan tuba distalinde göllendiği, peritona geçmediği gözlenmiş ve solda proksimal obstrüksiyona distal tubal hastal ğ n eşlik ettiği düşünülerek işlem sonland r lm şt r. Tüm olgularda selektif salpingografi ve TTR girişimi 10 dakikan n alt ndaki floroskopi sürelerinde tamamlanm şt r. Bir aydan uzun süre (7-38 ay, ortalama 16,4 ay) takip edilen 8 olgudan 3 ünde (%37.5) canl doğum gerçekleşirken, 1(%12.5) olguda halen 22 haftal k sağl kl intrauterin gebelik devam etmektedir (Resim 1). Gebelikler TTR den 2-7 ay (ortalama: 4.6 ay) sonra gerçekleşmiştir. Bilateral tubal rekanalizasyon yap - lan 1 (%10) olguda, ilk girişimin üzerinden yedi ay geçmesine rağmen gebeliğin gerçekleşmemesi üzerine tekrarlanan HSG de sağ tuban n aç kl ğ - n korumas na rağmen, solda proksimal tubal obstrüksiyonun tekrarlad ğ gözlendi ve rekanalize edildi. Bu olguda ikinci TTR işleminden sonraki dokuz ayl k takip süresi içinde gebelik izlenmedi. Sağ proksimal tubal obstrüksiyonu rekanalize edilen ve sol distal tubal obstrüksiyonu bulunan 1 (%10) olgunun, işlemden iki ay sonra başlat lan depresyon tedavisi nedeniyle gebe kalmas na izin verilmedi. TTR girişiminden sonra alt aydan fazla süre geçmesine rağmen gebeliğin gerçekleşmediği diğer 2 olguda ise HSG ve gerekirse tekrar rekanalizasyon planland. İşlem esnas nda ve/veya sonras nda hiçbir olguda komplikasyon izlenmedi. Tart flma İlk kez 1966 y l nda Corfman ve Taylor, kavisli bir metal kanül kullanarak yap lan selektif salpingografiyi tarif etmişler ve bu şekilde geçici ya da kal c infertilite olgular nda tuban n fizyoloji ve patolojisinin aç kl ğa kavuşturulabileceğini ileri sürmüşlerdir (6). Tubal obstrüksiyonun tan ve tedavisinde transservikal tubal kateterizasyon uygulama fikri, bu öncü çal şmadan yaklaş k 20 y l sonra yeniden gündeme gelmiştir (7,8). Selektif osteal salpingografinin, HSG ile genellikle ay rt edilemeyen fonksiyonel ve organik tubal obstrüksiyon ayr m n yapmada etkin bir inceleme yöntemi olduğu bildirilmektedir (9). Lang ve arkadaşlar, 157 olgudan oluşan çal şma gruplar nda, HSG incelemelerinin yaklaş k 1/4 ünde kornual spazm nedeniyle tubalar n izlenemediğini ve bu olgular n ancak 1/3 ünün İV glukagon uygulamas na cevap verdiğini vurgulam şlard r. Spazmolitik ajan olarak kullan lan prostaglandin antagonistleri ve b2 agonistlerinden de benzer başar da sonuçlar al nd ğ bilinmektedir (10). Lang ve arkadaşlar, tek baş na selektif osteal salpingografi ile ya da TTR ile birlikte olgular n %89 unda obstrüksiyon nedeni ve lokalizasyonunun saptand ğ n bildirmişlerdir (9). Bu teknikle tuban n proksimal segmentindeki obstrüksiyon aş ld ktan sonra distal segmentin ayr nt l incelemesi de mümkün olabilmektedir. Distal tubal obstrüksiyon cerrahi girişim, fimbriyoliz, fimbriyoplasti ve benzer girişimleri gerektirmektedir ve saptanmas bu aç dan önem taş maktad r. S n rla say da olgudan oluşan bu ça- Tan sal ve Giriflimsel Radyoloji 597

l şmada tüm olgularda HSG bulgular ile selektif salpingografi bulgular uyumlu bulunmuştur. Bilateral proksimal tubal obstrüksiyonu bulunan ve iki tarafl TTR yap lan bir olguda, rekanalizasyonun ard ndan sağ tuba tamamen normal bulunurken, solda distal tubal hastal kla uyumlu bulgular gözlenmiştir. Literatürde proksimal tubal obstrüksiyon nedeniyle TTR girişiminde bulunulan olgularda teknik başar %76-92, intrauterin gebelik gelişim s kl ğ %23-47 ve ektopik gebelik gelişme riski %0-13 olarak bildirilmektedir (4,7,11-13). Bu çal şmada yer alan olgular n tamam nda en az bir tuban n rekanalizasyonu sağlanm şt r. Bir aydan uzun süre (7-38 ay, ortalama 16,4 ay) takip edilen 8 olgudan 4 ünde (%50) intrauterin gebelik gerçekleşmiştir. Bu olgular n 3 ü (%37.5) canl doğum ile sonlan rken, 1 olguda halen 22 haftal k sağl kl intrauterin gebelik devam etmektedir. Gebelikler TTR den ortalama 4.6 ay (ranj 2-7 ay) sonra gerçekleşmiştir. Çal şma grubumuzda hiçbir olguda ektopik gebelik gözlenmemiştir. Thurmond ve Rösch 100 olgudan oluşan çal şma gruplar nda gelişen 31 gebeliğin beşinin ektopik olduğunu bildirmişler ve tüm olgularda ektopik gebeliğin ampülla lokalizasyonunda, yani kateterizasyon yerinden uzakta olduğunu vurgulam şlard r (4). Bu 100 kişilik heterojen çal şma grubundan seçilen laparoskopi ile normal fimbria yap s saptanm ş, pelvik adezyonlar olmayan ve daha önce geçirilmiş proksimal tubal cerrahi girişim hikayesi bulunmayan 20 kişilik grupta ise ektopik gebelik izlemediklerini bildirmişlerdir. Thurmond ve Rösch, bu bulgulara dayanarak, ektopik gebeliğin proksimal kateterizasyonun yol açabileceği tubal hasardan değil, proksimal tubal obstrüksiyona eşlik eden distal tubal hastal ktan kaynaklanabileceğini ileri sürmüşlerdir. Ancak yine de tubal kateterizasyon yap lan olgularda tubal gebelik riski aç s ndan erken gebelik izleminin daha s k aral klarla yap lmas önerilmektedir (14). Rekanalize edilen tuban n alt ayl k süre içinde aç kl ğ n koruma insidans %35-82 olarak bildirilmektedir (4,7,11-13). Literatürde rekanalizasyonu takip eden alt ay içinde gebelik gerçekleşmezse, HSG yap larak tubalar n görüntülenmesi ve t kanman n tekrarlad ğ saptan rsa ikinci TTR nin yap lmas önerilmektedir (4,14). Thurmond ve Rösch TTR sonras ortalama dokuz ayl k (1-16 ay) takip süresi içinde gebe kalmayan 6 olguda (%30) tubalarda yeniden t kanma geliştiğini izleyerek, 2 olguda ikinci TTR yi gerçekleştirmişler ve 1 olguda ikinci TTR sonras ikinci ayda gebeliğin gerçekleştiğini bildirmişlerdir (4). Çal şma grubumuzda TTR sonras alt ay geçmesine rağmen gebeliğin gerçekleşmediği 2 olguda yeniden HSG ve gerekirse TTR nin tekrarlanmas planlanm şt r. İlk girişimin üzerinden yedi ay geçmesine rağmen gebeliğin gelişmediği başka bir olguda ise, tekrarlanan HSG de sağ tuban n aç kl ğ - n korumas na rağmen, solda proksimal tubal obstrüksiyonun tekrarlad ğ gözlenmiş ve rekanalize edilmiştir. Ancak bu olguda ikinci TTR işleminden sonraki dokuz ayl k takip süresi içinde gebelik gerçekleşmemiştir. Tubal kateterizasyona bağl salpenjit veya endometrit bildirilmemekle birlikte genital traktusta aktif infeksiyon bulgusu olan olgularda elektif transservikal girişimlerden kaç n lmas önerilmektedir (14). TTR yap lacak olgularda profilaktik antibiyotik tedavisi günümüzde halen tart ş lmaktad r. Profilaktik antibiyotik tedavisini destekleyen görüş mevcut sessiz infeksiyonlar n erken tedavisinin gerektiğini ileri sürerken, karş olanlar tubal kateterizasyonla direkt bağlant l infeksiyon gözlenmediğinden, antibiyotik tedavisinin maliyeti artt r c etkisine dikkat çekmektedirler. Bu çal şmada genital traktusta aktif infeksiyon bulgusu olan olgular n tubal kateterizasyon girişimi öncesi tedavisi öngörülmüş ve literatürde antibiyotik tedavisinin geniş destek gördüğü dikkate al narak tüm olgularda profilaktik antibiyotik tedavisi uygulanm şt r (4,9). Tubal kateterizasyon ve rekanalizasyon girişimine bağl kanama komplikasyonu bildirilmemiştir (14). Tubal perforasyon ise balon tuboplasti yap lan olgular n %2 sinde ve selektif salpingografi yap lan olgular n %5 inde bildirilmektedir. Klinikte anlaml bir sonuca yol açmad ğ bilinmekle birlikte, tubal perforasyondan kaç nmak için uygun malzeme ve tecrübenin yeterli olduğu ileri sürülmektedir. Bu çal şmada hiçbir olguda TTR girişimiyle bağlant l komplikasyon gözlenmemiştir. Çal şma grubumuzda yer alan tüm olgularda TTR girişimi 10 dakikadan az süren floroskopi süreleri içinde gerçekleştirilmiştir ve bu süre zarf nda yap lan tubal kateterizasyon girişimleri esnas nda overlerin ald ğ dozun 1 raddan az olduğu bilinmektedir (15). Her ne kadar, düşük dozdaki bu radyasyon miktarlar n n, hasta için son derece s n rl bir risk faktörü oluşturabileceği bilinse de, overlere ulaşan radyasyon miktar n en aza indirgeyecek tüm çabalar gösterilmelidir. Bu amaçla tecrübeli ekiplerce, al ş k olunan malzemeler kullan larak ve operatörün kendisi taraf ndan floroskopi düzeninin yönetilmesi önerilmektedir (14). US alt nda tubal kateterizasyon, hastay iyonize radyasyona maruz b rakmad ğ ndan son derece cazip görünmektedir. Ancak US nin rezolüsyonunun floroskopi kadar yüksek olmamas ve ayn anda ikinci bir tecrübeli operatörün bulunmas n gerektirmesi bu sistemin dezavantajlar - n oluşturmaktad r. Confino ve arkadaşlar daha az travmatik bulduklar ve uzun dönemde rekanalize edilen tuban n aç k kalma olas l ğ n n daha yüksek olduğunu ileri sürdükleri, balon kateterlerle gerçekleştirilen transservikal balon tuboplastiyi gündeme getirmişlerdir (11). Ancak tubalardaki patoloji debri ya da yap ş kl k gibi lümen içi patolojiler olduğundan ve kan damarlar nda izlenen darl klardan farkl natürde olduğundan balon tuboplasti destek görmemiştir (5). Ayr ca elde edilen sonuçlar n balon kateter kullan lmadan yap lan TTR girişimlerinden farkl olmamas ve balon kateterin getirdiği ek maliyet de bu yöntemin mant ğ n sor- 598 Aral k 2001

gulamaktad r. Tuban n interstisyel ya da istmik segmentinin daha distalindeki obstrüksiyonlarda tubal rekanalizasyon girişimi önerilmemektedir (5). Fimbriyal fimozis ve/veya yoğun peritubal adezyonlar n yol açt ğ infundibulum veya ampüllaya ait obstrüksiyonlarda TTR girişiminin zararl olmad ğ, ancak başar l da olmad ğ ileri sürülmektedir. Sonuç olarak, selektif osteal salpingografi ve kateterizasyon, tubal hastal ğ n tan s nda ve proksimal tubal obstrüksiyonun başar l tedavisinde çok önemli bir ad m oluşturmaktad r. Bu tekniğin etkin, minimal invaziv, güvenli ve ucuz olmas proksimal tubal obstrüksiyon tan s konan infertilite olgular nda ilk başvurulacak girişim olmas gerektiğini düşündürmektedir. Mikrocerrahi girişimler ve in vitro fertilizasyon gibi daha pahal ve invaziv tekniklerin, distal tubal hastal ğ olan olgulara ya da tubal kateterizasyonun başar s z olduğu az say daki proksimal tubal obstrüksiyon olgusuna saklanmas n n gerekliliği gündeme gelmektedir. SELECTIVE TRANSCERVICAL OSTEAL SALPINGOGRAPHY AND CATHETERIZATION IN THE DIAGNOSIS AND TREATMENT OF PROXIMAL TUBAL OBSTRUCTION PURPOSE: The purpose of this study was to investigate the value of selective osteal salpingography and catheterization in the diagnosis and treatment of proximal tubal obstruction. MATERIALS AND METHODS: Between April 1997 and June 2000, selective transcervical osteal salpingography and catheterization was performed in ten cases with a history of sterility and uni- or bilateral proximal tubal obstruction on hysterosalpingography and/or hysteroscopy. The ages of the subjects ranged between 18-38 (average: 30.2) and the average duration of sterility was 3.5 years (range: 1.5-8). RESULTS: The recanalization of at least one tube was accomplished in all cases in this study. Four (50%) of the eight cases with follow-ups of longer than one month (7-38 months, average: 16.4 months) conceived without receiving any other therapy, and the average time from procedure to conception was 4.6 months (range: 2-7 months). All pregnancies were intrauterine and resulted in three healthy infants and one ongoing pregnancy without complication. All procedures have been completed under ten minutes of fluoroscopy time and there were no procedure-related complications. CONCLUSION: Selective osteal salpingography and catheterization is an effective, relatively cheap, minimal invasive and safe method in the diagnosis of tubal disease and treatment of proximal tubal obstruction. DIAGN INTERVENT RADIOL 2001; 7:595-599 Kaynaklar 1. Musich J, Behrman S. Surgical management of tubal obstruction at the uterotubal junction. Fertil Steril 1983; 40:423-440. 2. Novy M, Thurmond A, Patton P, et al. Diagnosis of cornual obstruction by transcervical fallopian tube cannulation. Fertil Steril 1988; 50:434-440. 3. Sulak P, Letterie G, Coddington C, et al. Histology of proximal tubal occlusion. Fertil Steril 1987; 148:437-440. 4. Thurmond A, Rosch J. Nonsurgical fallopian tube recanalization for treatment of infertility. Radiology 1990; 174:371-374. 5. Thurmond A. Selective salpingography and fallopian tube recanalization. AJR 1991; 156:33-38. 6. Corfman PA, Taylor HC. An instrument for transcervical treatment of the oviducts and uterine cornua. Obstet Gynecol 1966; 27:880-884. 7. Platia MP, Krudy AG. Transvaginal fluoroscopic recanalization of a proximally occluded oviduct. Fertil Steril 1985; 44:704-706. 8. Thurmond A, Novy M, Uchida BT, et al. Fallopian tube obstruction: selective salpingography and recanalization. Work in progress. Radiology 1987; 163:511-514. 9. Lang EK, Dunaway HE, Roniger WE. Selective osteal salpingography and transvaginal catheter dilatation in the diagnosis and treatment of fallopian tube obstruction. AJR 1990; 154:735-740. 10. Lang EK. Organic vs functional obstruction of the fallopian tubes: differentiation with prostaglandin antagonist and b2 agonist mediated histerosalpingography and selective osteal salpingography. AJR; 1991; 157:77-80. 11. Confino E, Tur-Kaspa I, De Cherney A, et al. Transcervical balloon tuboplasty: a multicenter study. JAMA 1990; 264:2079-2082. 12. Lisse K, Syndow P. Fallopian tube catheterization under ultrasonic observation: a simplified technique to evaluate tubal patency and open proximally obstructed tubes. Fertil Steril 1991; 56:198-201. 13. Capitanio L, Ferraiolo A, Croce S, et al. Transcervical selective salpingography: a diagnostic and therapeutic approach to cases of proximal tubal injection failure. Fertil Steril 1991; 55:1045-1050. 14. Kumpe DA, Zwerdlinger SC, Rohthbarth LJ, et al. Proximal fallopian tube occlusion: diagnosis and treatment with transcervical fallopian tube catheterization. Radiology 1990; 177:183-187. 15. Hedgpeth RL, Thurmond AS, Fry R, et al. Radiographic fallopian tube recanalization: absorbed ovarian radiation dose. Radiology 1991; 180:121-122. Tan sal ve Giriflimsel Radyoloji 599