Anadolu da Bir Kadın Teşkilâtı : Bâcıyân-ı Rûm ANADOLU BACILARI

Benzer belgeler
Bacıyân-ı Rum. (Dünyanın İlk Kadın Teşkilatı: Anadolu Bacıları)

Bâciyân-ı Rûm ve Anadolu Tasavvufundaki Yeri Hatice Çubukçu*

Ortaçağ Anadolusu nda İki Büyük Yerleşimci/Kolonizatör Derviş Dede Garkın ve Emirci Sultan Vefaiyye ve Yeseviyye Gerçeği. Editör: Ahmet Yaşar Ocak

-gi de ra yak- se ve bi lir sin... Öl mek öz gür lü ğü de ya şa mak öz gür lü ğü de önem li dir. Be yoğ lu nda ge zer sin... Şöy le di yor du ken di

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

ya kın ol ma yı is ter dim. Gü neş le ısı nan top rak üze rinde ki çat lak la rı da ha net gö rür düm o za man. Bel ki de ka rın ca la rı hat ta yağ

Ermenek Mevlevihanesi/ Karamanoğlu Halil Bey Tekkesi

Sayı 4 Haziran 2011 ÖZET

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İslam da İhya ve Reform, çev: Fehrullah Terkan, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2006.

Gü ven ce He sa b Mü dü rü

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

STAJ ARA DÖNEM DEĞERLENDİRMESİ AYRINTILI SINAV KONULARI

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

mer can or ma nı için de do laş mak tay dı. Ka ya la rın ara sın da ki ya rık lar da on la rın yu va la rıy dı. Ha nos de lik ler den bi ri ne bil gi

GEÇMİŞTEKİ İZLERİYLE KAYSERİ

AHİLER DÖNEMİNDE ANKARA'DAKİ BAZI İLİM VE FİKİR ADAMLARI. İsmail ÇİFTÇİOĞLU *

Doç. Dr. Mustafa Alkan

BULDAN ÖRNEĞİNDE DENİZLİ YÖRESİ ALEVİ-BEKTAŞİ KÜLTÜRÜ

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

Hazırlayan Muhammed ARTUNÇ 6.SINIF SOSYAL BİLGİER

Derece Alan Üniversite Yıl Lisans İlahiyat Atatürk Üniversitesi 1979 Y. Lisans Tarih Atatürk Üniversitesi 1981 Doktora Tarih Atatürk Üniversitesi 1985

03-05 Ekim / October Yrd. Doç. Dr. Mehmet YAZICI

Balım Sultan. Kendisinden önceki ve sonraki Postnişin'ler sırası ile ; YUSUF BALA BABA EFENDİ MAHMUT BABA EFENDİ İSKENDER BABA EFENDİ

Soykut, R. (1980). İnsanlık Bilimi Ahilik. Ankara: Afsaroğlu Matb..

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ

Eynu Bat Çin: Sar Uygurca ve Salarca Kuzeydoğu Güney Sibirya Şorca Sayan Türkçesi Bat Moğolistan Duha...

Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli. Araştırma Merkezi TÜRK KÜLTÜRÜ. ve HACI BEKTAŞ VELi. Araştuma Dergisi. Research Quarterly

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğüne. Bu çalışma, jürimiz tarafından Tarih Ana-bilim Dalında YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Türkçe Dil Bilgisi B R N C BÖ LÜM SES B L G S. a b c ç d e f g h i j k l m n o ö p r s t u ü v y z TÖMER. Gazi Üniversitesi 17

ETKİNLİKLER/KONFERSANS

Gök ler. Uçak lar la gi di lir an cak ora la ra. İn san gök ler de do la şa bil se. Bir ak şa müs tü, ar ka daş la rıyla. Bel ki ora la ra uçak lar

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN BANKALAR KANUNU NUN 46 NCI MADDESİNE GÖRE YAPACAKLARI TASDİKE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNETMELİK

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

36. AVRUPA BRİÇ ŞAMPİYONASI WIESBADEN / ALMANYA

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Svl.Me.Alev KESKİN-Svl.Me.Betül SAYIN*

Yrd. Doç. Dr. Sezai SEVİM YAYIN LİSTESİ

Din İstismarı Üzerine

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Sonuç. Beylikler dönemi, Anadolu'da Türk kültür ve medeniyetinin gelişmesi

SERBEST MUHASEBECİLER, SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN MESLEKİ FAALİYETLERİNDE UYACAKLARI ETİK İLKELER HAKKINDA

EĞİTİM- ÖĞRETİM YILI NUH MEHMET YAMANER ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10.SINIF OSMANLI TARİHİ I. DÖNEM I. YAZILI SORULARI A GURUBU

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

7. Sınıf MATEMATİK TAM SAYILARLA ÇARPMA VE BÖLME İŞLEMLERİ 1. I. ( 15) ( 1) 5. ( 125) : ( 25) 5 6. (+ 9) = (+ 14)

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

ıuuuslarir.asll\sempozfumff; '-,..-""-,---~'-,.~ A, ~, -~ ~-'' :fir-- -üijej;m_~rkez~tiir YASAM"

Türk Eğitim Tarihi. 2. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Dr.

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Süleyman Demirel Üniv. Tarih -Ortaçağ / (El-Melik El-Mansur Bilimler Enstitüsü Tarih ABD

Alevilik ne, Bektaşi kim?

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

ULUSLARARASI USKUDARSEMPOZYUMU

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi Y. Lisans Sanat Tarihi Ege Üniversitesi 1998

Görsel İşitsel Politikasıyla Avrupa Birliği:

BU KALEM UN(UFAK)* SEL YAYINCILIK. Enis Batur un yayınevimizdeki kitapları:

İ Ç E R İ K. M i s y o n & V i z y o n. N e d e n T a r i h B ö l ü m ü?

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ. Konu:14.YÜZYIL BEYLİKLER DÖNEMİ MİMARİSİ

XV. YÜZYILDA KARAMAN TOPRAKLARINDA AHİLER VE AHİ VAKIFLARI*

Abdullah Öcalan. Weşanên Serxwebûn 85

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

İktisat Tarihi I

Yrd. Doç. Dr. Ali GURBETOĞLU İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi

Mezhepler, bir dinin mensupları için alt kimlik ifadeleridir. Mezhepler beşeri nitelikli oluşumlardır; din ile özdeştirilemezler.

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

Afetler ve İlişkilerimiz

OKUL ÖNCESİ DİN VE AHLÂK EĞİTİMİ

ANADOLU NUN VATANLAŞTIRILMASINDA TÜRK HALK DERVİŞLERİNİN ROLÜ Abdal Yakup ve Faaliyetleri M. Yavuz ALPTEKİN

Avrupa da Yerelleşen İslam

Türk Eğitim Tarihi. 1. Türklerin İslam Öncesi Eğitimlerinin Temel Özellikleri. Yrd. Doç. Dr.

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

Türk Süperetnosu, Dünya Sistemi ve Turan Petrolleri

TÜRK STANDARDLARI ENSTİTÜSÜ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

Abdullah Öcalan. SEÇME YAZILAR Cilt VI

Tel: / e-posta:

Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü I. Öğretim Programı Müfredatı

ÖZGEÇMİŞ. 2. Doğum Tarihi : Unvanı :Yrd.Doç.Dr. 4. Öğrenim Durumu :Doktora Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

Ali Nihanî nin Manzum Hacı Bektaş-ı Veli Velayetnamesi (İnceleme-Metin-Sadeleştirme-Dizin)

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

VE R M L ÇA LIŞ MA NIN L KE LE R

MESLEK HUKUKU. Yahya ARIKAN Serbest Muhasebeci Mali Müşavir

Ilgın Sahip Ata Vakıf Hamamı. Lala Mustafa Paşa Külliyesi ve Cami. Ilgın Kaplıcaları. Buhar Banyosu

TÜRKİYEDE. A.. ALEVILER BEKTAŞILER NUSAYRİLER

T.C. FIRAT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Genel Sekreterlik

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 2. ÜNİTE: ELEKTRİK VE MANYETİZMA 4. Konu MANYETİZMA ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

İSLAMİYET ÖNCESİ TÜRK TARİHİ TEST

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

OSMANLI YAPILARINDA. Kaynak: Sitare Turan Bakır, İznik

MODEL SORU - 1 DEKİ SORULARIN ÇÖZÜMLERİ

FUAT KÖPRÜLÜ YE GÖRE ANADOLU ALEVİLİĞİ VE BEKTAŞİLİK

BACIYÂN-I RUM (ANADOLU BACILARI) VE FATMA BACI. İçindekiler Tablosu. Giriş A. Bacıyân-ı Rum... 2

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Transkript:

ANADOLU BACILARI Osmanlı Devleti'nin kuruluşunda, Türk unsurla rın ne türden fedakarlıklar yaptıkları ve nasıl insanüs tü bir gayret sarfettikleri, bu günden bakılınca daha da netlik kazanıyor. Adeta ''kellele rini koltuklarına alarak'' Anadolu'nun yeniden İslamlaşması ve Türkleşmesi için çaba sarfeden pek çok Teşkilâtın içinde biri var ki, bir yönüyle benzerlerinden kesin olarak ayrılıyor: B âcıyân-ı Rûm. Fatma Bacı isminde ve Hacı Bektaş-ı Ve li hazretlerine yakınlığı ile bilinen tasav vuf ehli bir kadının önderliğinde kurulan bu kadın Teşkilâtı, özellikle İslamlaştır ma çalışmalarına aktif olarak katılması ve asker Teşkilâtında kilit roller üstlen mesiyle, modem anlamda bir ''sivil inisiyatif örgütünün'' belki de en sağlam ör neklerinden birini teşkil ediyor. Bâcıyân- ı Rûm, Anadolu'da faaliyet gösterirken o dönem Avrupa'sının, kadınlarını engizis yon mahkemelerinde susturmayı marifet zannetmesi de ayrıca şayan-ı dikkattir. Türk tarihinde ilk kez Âşıkpaşazâde'nin XIII. yüzyıl Anado lu'sunda varlığından bahsettiği Bâcıy ân- ı Rûm (Anadolu Bacıları) Teş kilâtı, tari himizin en ilginç konularından biridir. Âşıkpaşazâde, Osmanlı Devleti'nin ku ruluşunda rolleri olan dört taifeden bah sederken,... ve hem de bu Rûm'da dört taife vardır: Kim misafirler içinde anılır biri Gaziyân-ı Rûm ve biri Abdalân-ı Rûm ve biri Bâcıyân-ı Rûm ve biri Ahiyân-ı Rûm... şeklinde sıralamış, üçüncü sırada Anadolu Bacıları Teşkilâtından bahsetmiştir. Müellif de vamla,...imdi Hacı Bektaş, bunların içinden Bâciyân-ı Rûm'u ihtiyar etti kim Hatun Ana'dır anı kız edindi... diye kaydeder[1]. Âşıkpaşazâde, bu Teşkilât ile ilgili kitabının sadece bir yerinde bahse diyor, fazla bilgi vermiyor. 1 / 7

* * * Âşıkpaşazâde'nin haber verdiği bu zümre üzerinde ilk defa Alman müsteş rik Fr. Taeschner durmuştur. Taeschner, O günün toplumunda kadınların bir Teşkilât kurmuş olabileceğini o kadar imkansız görmüştür ki, bunun bir istin sah hatası veya yanlış anlama sonucu or taya atılmış olduğunu kabul etmiştir. Ona göre Hacıyân-ı Rûm (Anadolu Ha cıları) veya Bahşiyân-ı Rûm (Anadolu sihirbazları veya ruhbanları) tabirleri bir yanlışlık sonucu Bacıyân-ı Rûm olarak yazılmıştı[2]. Ancak bunun böyle olmadı ğı sonraki araştırmalarla anlaşılmıştır. İlk defa F. Köprülü, Osmanlı Devle ti'nin kuruluşunda içtimai teşekküllerin rolünü incelerken, Âşıkpaşazâde'nin ''Bâcıyân-ı Rûm'' diye adlandırdığı züm re hakkında verdiği bilgileri Bektaşi riva yetleri ve başka kaynaklarla da teyit ede rek hakikaten Ortaçağ Anadolu'sunda kadınlar tarafından kurulmuş bir sosyal zümrenin varlığına dikkatleri çekmiştir[3]. Ancak F. Köprülü, bu Teşkilâtın mahiye ti ve çalışmaları hakkında bir bilgi ver memiştir. F. Köprülü'den 60 sene sonra Mikail Bayram, Anadolu Bacıları Teşkilâtı hak kında ilk çalışmayı yaparak, bu kurulu şun teessüsü, mahiyeti, çalışmaları ve sosyal fonksiyonları hakkında çeşitli bil giler vermiştir[4]. M. Bayram'ın söz konusu Teşkilât hakkındaki eserinde dayan dığı kaynaklar tartışılsa da şu ana kadar konuyla ilgilenen olmadığından, tarihi mizin muğlak kalmış bu hususu için önemli bir çalışma olduğu ortadadır. Türkler'de kadın Türk tarihine bakıldığına kadınların her dönemde içtimaî ve siyasi mevkileri açısından önemli bir konumda oldukla rı görülmektedir. Hunlar, Göktürkler, Uygurlar ve Oğuzlar'da hükümdar eşle ri de hakanlar gibi soylu bir boydan se çilirlerdi. Kağanların yanında kendilerine daha sonra hatun ünvanı verilmek sure tiyle her konuda söz sahihi idiler. İtibar ları Türkler Müslüman olduktan sonra da devam etti. Karahanlılar, Harzemşah lar ve Selçuklular tarihi bunun misalleri ile doludur. Aralarında devlet siyasetine yön verenler, devlet reisliği yapanlar ve naip olarak devleti idare eden hatunlar vardı. İbn Batuta'nın verdiği bilgiler, Ö. L. Barkan'ın araştırmaları, Danişmendnâme, Dede Korkut ve Menakıbnâme gi bi eserler, Anadolu'da kadınların çok önemli siyasi, askeri ve sosyal faaliyetler de bulunduğuna dair öneklerle dolu dur[5]. Hatun Ana ya da Kadıncık Âşıkpaşazâde, verdiği az bilgi içerisin de Hacı Bektaş'ın Bacılara yakınlığından ve bunların ileri gelenlerinden olduğu anlaşılan Hatun Ana 'ya bağlılığından da söz etmektedir. Bu arada Hacı Bektaş'ın gizli ilim ve kerametlerini bu Hatun Ana'ya gösterdiğini, nesi varsa ona ema net ettiğini bildirmektedir. Hacı Bektaş'ın ölümünden sonra onun mezarını yaptır dığını da yazan müellif, ''...Abdal Musa dirlerdi bir derviş vardı Hatun Ana'nın muhibbi idi ol zamanda şeyhlik ve mü ridlik fariğlerdi Hatun Ana o1 azizin üzerine mezar itti geldi bu Abdal Musa bunun üzerinde bir nice gün sakin oldu Orhan Gazi devri geldi gazalar etti... " ifadesiyle Hatun Ana ile Abdal Musa 2 / 7

ara sındaki ilgiyi belirtmektedir[6]. Hacı Bektaş'ın menakıbnâme sinde de bu Bacı'nın adı ''Fatma Bacı'', ''Fatma Ana'' ''Kadıncık Ana'' ''Kadıncık'' olarak sık sık geçmektedir. Vilayetnâme'de Hünkar Hacı Bektaş Veli, Rûm ülkesine yaklaşınca es-selamu aleykum Rûm 'daki erenler ve kardeşler diye selam verdi. Bu sırada Rûm ülkesinde 57 bin Rûm ereni sohbette meclisteydi. Hünkarın selam verdiği Fatma Bacı 'ya malum oldu Fatma Bacı ayağa kalkıp hünkarın bulunduğu tarafa döndü, elini göğsüne koydu, üç kez aleykümüs-selam dedi ye rine oturdu [7] kaydı vardır. Bu Fatma Bacı, Âşıkpaşazâde'nin bah settiği Hatun Ana olmalıdır ki Vilayetnâ me'de daha sonra Sulucakaraöyük'te Hacı Bektaş'ın Kadıncık Ana'nın evinde yerleştiği ve her taraftan muhip müritleri gelip ıhtırılmaya başlandığı kaydedilir. Âşıkpaşazâde'de geçen Abdal Musa, Ka dıncık Ana'nın mürididir. Vilayetnâme bize Kadıncık'ı erenlerin anası olarak takdim eder. Gerek Âşıkpaşazâde Tarihi gerek Vilayetnâme, her İkisinden çıkan sonuç, adı geçen dönemde Fatma Ba cı'nın liderliğinde kadınlardan oluşan bir sosyal teşekkülün varlığıdır. Hacı Bektaş ve Bektaşiler hakkındaki menkıbelerden XVI. yüzyılda Âlî nin Künhü'l-Ahbâr ve Evliya Çelebi'nin Seyahatname sinde bahsedilmesi Âşıkpaşazâde'nin Hacı Bektaş hakkında verdiği bilgilerin doğruluğunu göstermektedir. Ahiliğin devamı mı, bir tasavvuf halkası mı? Mikail Bayram, Vilayetname de adı ge çen Fatma Bacı'nın Anadolu Bacıları Teşkilâtı'nın bilinen ilk lideri olduğunu öne sürerken bazı karinelerle tarihi olgu ları da birleştirmiş görünmektedir. Tarih çi özellikle Menâkıb-ı Şeyh Evhaduddin Kirmanî'ye dayanarak Bacılar'ın Ahilerin kadınlar kolu olduğunu öne sürmekte, Fatma Bacı'nın da Ahi Ev ren'in eşi olduğunu iddia etmektedir[8]. Daha önce de O. Turan, Bâcıyân-ı Rûm'un Ahilerle ilgili olabileceğini düşünmüşse de bunu destekleyecek bir şey belirtmemiştir. Ahilerin çok çeşitli fonksiyonları olan bir Teşkilat olduğu bugün artık bilinmektedir. Ancak Bacılar Teşkilâtı için bunu söylemek henüz er ken gibi görünmektedir. Keza M. Bay ram, Bacılar'ın da Ahiler gibi aynı fonk siyonları kadınlar arasında icra eden bir kuruluş olduğunu iddia etmesine rağ men, eserinin sonlarına doğru şunu da ifade etmiştir; bir bakıma Bâcıyân-ı Rûm belki bir tarikatın kadın müritleri nin meydana getirdiği bir cemaattir de mek daha doğu olur inancındayız. Bu cemaatin haliyle kadın mürşitleri ve şeyhleri olacaktır işte Fatma Bacı (böyle) bir mürşit idi[9] sözleri, Teşkilâtın mahi yeti hakkında kesin bir hükme varama mış olduğunu göstermektedir. Cengâverim, pirim Hacı Bektaş Anadolu Selçukluları zamanında orta ya çıktığı anlaşılan Anadolu Bacıları'nın, kesin olarak ne zaman ve kim tarafından kurulduğu tespit edilememiştir. O zama nın sosyo-ekonomik, kültürel ve siyasi şartlarının tabii bir sonucu olarak doğ muş ve Anadolu Ahileri'nin sanki kadınlar koluymuş gibi bir görünüm de arz et mektedir. Ahiler, Uç bölgelere göç ettik ten sonra Bacıların da bu bölgelerde yo ğun faaliyetlerde bulunduklarını görmekteyiz. Niğdeli Kadı Ahmed de Niğde ve çevresinde Taptuklu Türkmen kadınlardan ve faaliyetlerinden bahsederken yine bu Bacıları kastetmiş olmalıdır[10]. Nihayet F. Köprülü, Anadolu Bacıları nın sırası gelince müsellah ve 3 / 7

cengaver olan bir kadınlar Teşkilâtı olduğunu katiyetle belirtmekte, hatta Bektaşilerin piri Hacı Bektaş Veli'nin bunlarla münasebetini de teyit etmektedir. A. Yaşar Ocak da Bektaşilerle ilgili ma kalesinde Abdal Musa'dan bahsederken, Fatma Bacı'nın Anadolu Bacıları Teşkilâtından olduğuna şüphe bulunmadığını belirtmektedir[11]. S. Divitçioğlu da Anadolu Bacıları'nı Anadolu Abdalla rı (Horasan Erenleri) içerisinde incele mektedir. Ona göre Anadolu Abdalları nın piri Hacı Bektaş Veli, Anadolu Bacı ları'nın piri de Fatma Bacı'dır. Anadolu Abdalları ile Anadolu Bacıları hetero doks inançlar çerçevesinde kendilerini Tanrıya adamış baba, derviş, şeyh, fakir ve hacı diye adlandırılan din adamla rıyla onların erkek ya da kadın müritle ridir ifadesiyle de bunların Osmanlı Devleti'nin kuruluşu sırasında Anadolu Abdal1arı (Abdalân-ı Rûm) ile beraber di ni işlevleri yöneten dini-tasavvufi bir zümre olduğunu öne sürmektedir[12]. İslamlaştırma etkisi XIII. Yüzyıl Selçuklu Anadolu'sunun içinde bulunduğu buhranlı yıllar göz önüne alınırsa bu kuruluşun önemi da ha da iyi anlaşılır. Kuruluş ve çalışma şekli ne olursa olsun öyle anlaşılıyor ki Bacılar Teşkilâtı, toplum içinde boşluğu ve eksikliği duyulan bir konuda, kadın ların organizasyonu konusunda düşünü lerek ortaya çıkmış bir Örgüttür. Şüphe siz bu kuruluşta yer alan kadınlar, taraftarlarını belli bir amaçla eğitime tabi tu tuyor, onların daha sağlam bir milli ve dinî bünyeye kavuşmalarını sağlıyordu. Eğitim ve propaganda faaliyetleri kimse siz, yoksul, hasta ve yaşlı kadınlar ile sosyal ve ekonomik münasebetler kuru larak gayri müslimlerin arasında yapılmışsa bunun bu kadınlarını arasında ihti dalara sebep olmuş olacağını düşünmek gerekir. Kaynaklar bize bu tür münase betlerin İslamlaştırmaya etkisini gösteren pek çok örnek sunmaktadır. Orta Asya'dan Anadolu'ya taşı nan el sanatları Bacıların içtimaî hayattaki faaliyet sa hasından biri de örgütçülük, dokumacılık ve el sanatlarındaki çalışmalarıdır. Gele neksel Türk kadın el sanatlarının ne ka dar çeşitli, kaliteli ve yüksek değerde ol duğu çok iyi bilinen bir husustur. Çadır cılık, keçecilik, boyacılık, halı ve kilimci lik, dokuma ve örgücülük, nakışçılık ve çeşitli kumaşların imal edilmesi ve bun lardan giysi yapılması bütün bu sanat kollan Türk kadınlarının meşgul olduk ları iş alanları olmuş, Asırlarca nesilden nesile nakledilmiştir. Bu zikrettiğimiz ko nularda Türk zevk ve renk arılayışının Orta Asya nın izlerini taşıdığı ve bu hu susun Anadolu'da devam ettiği gerçeği yerli ve yabancı sanat tarihçileri tarafın dan ifade edilmektedir. Dolayısıyla Ana dolu Selçukluları Zamanında da bütün bu sanat kollarının mevcut olduğundan şüphe yoktur. Ahilikte olduğu gibi Bacılar da sanatların gelenek halinde sürdürmüşlerdir. Bu geleneği Bacılar kendi aralarında bir şiar olarak devam ettirmişlerdi. Keza bütün bu faaliyetler, bir sanat ve meslek dalı olarak Anadolu Bacıları nın mabeyninde inkışaf etmiştir. Bacılardan kalma akbörk 4 / 7

Âşıkpaşazâde, Bektaşilerin; yeniçerile rin başlarına giydikleri tacın (akbörk) Bektaşilerin olduğu konusundaki iddiayı ret etmekte, sonra da bu akbörkün Or han Gazi zamanında Bilecik'te ortaya çıktığını Bektaşilerin bu akbörkü giyme lerinin sebebini bir Bektaşi şeyhi olan Abdal Musa 'nın yeniçerilerle savaşlara katıldığını ve yeniçerilerden bir akbörk alıp giydiğini, Sonra vilayetine (Kırşehir) bu akbörkü ile dönüp gazilerle birlikte savaşlara katıldım diye övündüğünü yazmaktadır[13]. Âşıkpaşazâde, Bektaşilerin Abdal Musa'ya bu börke ne ad veril diğini sorduklarında o da buna bükme elif tacı derler dediğini de sözlerine ek lemektedir. Abdal Musa'nın Fatma Bacı'ya yakınlı ğı bilinmektedir. Fatma Bacı'nın Bacılar Teşkilâtı'nın ilk kurulduğu yer olan Kay seri'de Külahduzlar mahallesi nde bu lunduğu ve Bacılar'ın burada örgü ve dokumacılık yaptıkları nakledilmektedir[14]. Kayseri'deki bu mahallenin Moğol lar tarafından yakılıp yıkılmasından son ra Kırşehir'e giden Fatma Bacı nın bura da da aynı sanatı devam ettirmiş olacağı tabiidir. Dolayısıyla Abdal Musa'nın ba şındaki akbörkün (bükme elif tacı) Bacı lar'ın Kayseri ve Kırşehir'deki Külahduz lar mahallesi nde imal ettikleri külahlar dan olduğu anlaşılmaktadır. Böylece Yeniçerilerin börklerinin menşei aydınlan mış oluyor. Bilindiği üzere Moğolların Orta Anadolu vilayetlerinde Türkmen ve Ahi topluluklarını takibata Uğratması ne ticesinde Ahiler'in ve Türkmenler'in Uç bölgelerine doğru hareket etmelerine yol açmıştı. Şüphesiz Bacılar da onlar gi bi Uç bölgelere gidip faaliyetlerine buralarda devam etmişlerdir. Eflaki de uç Beyi Mehmed Bey'den bahsederken bu akbörkleri kastederek şimdi giyilen beyaz külahların bu Meh med Beyin icadı olduğunu ileri sürmektedir [15]. Yine Eflaki'nin, Muhammed-i Begi Uç hakkında verdiği bilgilerden bu zatın Kayseri den Uç Bölgelere gitmiş ol duğunu öğreniyoruz. Dolayısıyla Efla ki'nin bu açıklaması da Yeniçerilerin giydikleri Akbörkün menşeinin Kayse ri'ye dayandığını doğrulamaktadır. Bu açıklamalardan sonra Bacılar'ın sa dece külah değil, diğer giyim eşyalarını da imal ettiklerini kabul etmek gerek mektedir. Yeniçerilerin sadece akbörkle rini değil, diğer giysilerini de Bacıların imal ettiğine kesin gözüyle bakılabilir. Böylece Osmanlıların kuruluş dönemin deki askeri kıyafetlerin (üniforma) bacı ların eseri olduğu ortaya çıkmaktadır. Ahilikte erkeklere ''eline-beline-diline sahip ol'' öğüdü verilirken, Bâcıyân-ı Rûm Teşkilâtı da kadınlara aşına-işine-eşine sahip ol öğüdü verilmiştir. Böylece Osmanlı Anadolu'sunda aile temeline dayalı sağlam bir cemiyet hayatı oluşu yordu. İskân Anadolu Bacıları iskân faaliyetlerinde de bulunarak bu amaçla, Ahiler gibi, çeşitli zaviyeler açmışlardı. Ö. L. Barkan, Kolonizatör Türk Dervişlerinde Bâcıyân-ı Rûm mensubu kadınların da zaviye tesis ettiklerini ve bu suretle iskan vc kolonizasyon faaliyetlerine katıldıklarını belirtmiştir. Kanuni devrine ait Defterî Hakanî kayıt larında, 718 no.lu menteşe defterinde 63, 74, 32, 81 no.lu belgeler Kız Bacı, Sakarî Hatun, Hacı Fatma Zaviyeleri gibi hatun zaviye şeyhlerinden örnekler verilmektedir[16]. Müellif XV1, yüzyıla ait bu belgelerden adı geçen zaviyelerin faaliyetlerinin devam ettiğini gösterirken, işte asıl XIII. Asırda Bâcıyân-ı Rûm mensuplarına ait bu zaviyelerin o zaman için ne kadar faal ve önenli bir fonksiyon ifa ettiğini ortaya koymak tadır. 5 / 7

Bu zaviyeler vasıtasıyla kadın Türk dervişleri ordularla birlikte hatta onlar dan daha evvel fütuhata çıkmış ve karşı tarafı daha evvel manen fethetmiş bulunmaktadır. Keza Ö. L. Barkan. adı geçen makalesinde, Osmanlı Dev leti'nin kuruluşu sırasında bu zaviyelerin çok önemli misyon üstlenen müesseseler olduğunu vurgulamaktadır. Şüphesiz Anadolu'nun İslamlaştırma ve Türkleştirme faaliyetlerinden bah sederken Türkmenlerin kurmuş olduğu müesseselerin ve bu arda Bâcıyân-ı Rûm'un rolünü kaydetmek gerekmektedir[17]. Zira, Anadolu'nun bir İslam coğ rafyası karakterine bürünmesinde er kekler kadar kadınlar da rol almışlardır.. Dr. Selahattin DÖĞÜŞ -------------------------------------------------------------------------------- [1] Âşıkpaşazâde Tarihi, neşr. Ali Beğ, İstanbul 1332, s. 222 [2] Fr. Taechner, Futuvva, Studien İslamica, V. 294-291 [3] F. Köprülü, Osmanlı İmparatorluğunun Kuruluşu, Başnur matbaası Ank. 1972, s. 160 [4] Fatma Bacı ve Bâcıyân-ı Rûm(Anadolu Bacıları Teşkilatı), Konya 1994 [5] Türk Tarihinde kadınların önemli siyasi ve içtimai mevkileri için bkz. Selahattin DÖĞÜŞ, Osmanlı Devletinin Doğuşunda Sosyal Kuruluşlar ( Basılmamış doktora tezi), Erciyes Ünv. Sosyal Bilimler Ens. Kayseri 1999, s. 280-285 [6] A.g.e., 205 [7] Vilayetnâme, Menakıb-ı Hünkar Hacı Bektaş Veli, Haz.A. GÖLPINARLI, İst. 1990, s. 18 [8] Bkz. M. BAYRAM, Fatma Bacı ve Bâcıyân-ı Rûm, Konya 1994 [9] M. BAYRAM, a.g.e. s. 56. [10] El- Veledü l Şefik, s. Yp. 48b. 108a [11] A.Y.Ocak. 'Bektaşilik, TDVİA. C.5, s. 373. [12] S. DivirçioğIu, Osmanlı Beyliği nin Kuruluşu. Eren yay., İstanbul 1999, S. 52. [13] Âşıkpaşazâde Tarihi, s. 238 [14] M. Bayram, Fatma Bacı ve Bâcıyân-ı Rûm, s. 41 [15] A Eflaki, Ariflerin Menkıbeleri, I. nşr. Tahsin Yazıcı Ank. 1961-62. s. 442. [16] Ö.I.Barkan, İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler VD, sayı 2, 1942, s. 6 / 7

302-303 [17] Osman Çetin, Anadolu nun İslamlaştırmasında Kadınların Rolü, 3. Milli Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri, 20-22 Mayıs 1993, S.Ü., Konya 7 / 7