Ankara 2 Nolu Şube Bilgi İşkolunda Gelişmeler Konfederasyonlar, Sendikalar Yargı Kararları İşkolu Tespit Kararları Kamu Atamaları Mevzuat Değişiklikleri Ekonomik Göstergeler Haberler Bilgi Sayısı : 1 Bilgi Tarihi : 08.10.2017
TBMM Genel Kurulunun 05 Ekim 2017 Perşembe günü yapılan toplantısında, İş mahkemelerinin kuruluş, görev, yetki ve yargılama usulünü düzenleyen İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın ilk 9 maddesi kabul edildi. Tasarıyla "dava şartı olarak arabuluculuk" kurumu ilk kez hukuka giriyor ve düzenlemede yer alan uyuşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurulması zorunluluk olarak getiriliyor. Kanuna veya bireysel ya da toplu iş sözleşmesine dayanan işçi, işveren alacağı, tazminatı ve işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olarak aranacak. Arabulucuya başvurma zorunluluğu için alacak veya tazminat talebinin iş ilişkisinden kaynaklanması gerekecek. Düzenlemeyle işçi kıdem, ihbar gibi tazminat ve fazla mesai, yıllık izin gibi ücret; işveren de alacak ve tazminat kalemleri için dava açmadan önce arabulucuya başvuracak. İşçi veya işverenin iş ilişkisi kapsamında birbirlerine hakaret etmekten kaynaklanan ya da işçinin iş yerindeki işverene ait mal ve malzemelere zarar vermesinden doğan tazminat talepleri de dava açılmadan önce arabulucuya götürülecek. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine ekleyecek. Bu zorunluluğa uyulmazsa mahkeme davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulmasını, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderecek. İhtarın gereği yerine getirilmezse dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilecek. Arabulucuya başvurulmadan dava açılırsa herhangi bir işlem yapılmaksızın dava, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedilecek. İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi, manevi tazminat davaları, bunlarla ilgili rücu davalarında, arabuluculuk şartı aranmayacak.
Diğer kanunlardaki hükümler saklı kalmak kaydıyla bazı dava ve işlerde verilen kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacak. İş Kanunu uyarınca açılan fesih bildirimine itiraz davalarında verilen kararlar ile işveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya iş yeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalarda verilen kararlar bu kapsama girecek. Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu uyarınca iş yeri sendika temsilcilerinin iş sözleşmelerine, işletme toplu iş sözleşmesi yapılacak iş yerlerinin aranılan niteliğe sahip olup olmadıklarına ilişkin uyuşmazlıklara, uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesinin yorumundan doğan uyuşmazlıklara ve karar verilen veya uygulanmakta olan bir grev veya lokavtın kanun dışı olup olmadığının tespitine ilişkin açılan davalarda verilen kararlar da temyiz edilemeyecek. Sendika veya konfederasyonun ilk genel kurulunun düzenlenmesi konusunda hükümlere aykırı hareket edildiği iddiasıyla sendika şubesi, sendika veya konfederasyon yönetim kurulu hakkında açılan davalarda verilen kararlar ile sendika üyeliğine ilişkin açılan davalarda verilen kararlar konusunda da temyize gidilemeyecek. (http://www.meclishaber.gov.tr/develop/owa/haber_portal.aciklama?p1=142337) TBMM Genel Kurulunun 08.10.2017 tarihli toplantısında, İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerine devam edilecek. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, "Torba Tasarı" olarak bilinen Bazı Vergi Kanunları ile Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın tümü üzerindeki görüşülmeler tamamlandı, maddelerinin görüşülmesine 10 Ekim Salı günü başlanacak. Bilindiği üzere bu Torba Tasarısı ile Gelir Vergisi Kanunu nun (ücretlerin vergilendirilmesini de içeren)103 üncü maddesinde de değişiklik yapılması öngörülmektedir. Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ), Başbakanlık ve Maliye Bakanlığı'na gelir vergisi tarifesindeki değişiklikle ilgili mektup yazmıştır. Bu metin aşağıdaki şekildedir:
Türkiye de gelir vergisi mükelleflerinin büyük çoğunluğunu ücretlilerin teşkil ettiği malumlarınızdır. Gelir ve kazanç üzerinden alınan verginin yaklaşık üçte ikisi ücretliler tarafından ödenmektedir. Ticari ve serbest kazanç sahiplerinin önemli bir bölümün ise vergi mükellefi yapılamadığı da bilinmektedir. Ücretliler üzerinde, doğrudan gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerle birlikte dolaylı olarak, mal ve hizmet üzerinden alınan, yapılan harcamalardan kaynaklanan vergiler de söz konusudur. Toplam vergi gelirleri içinde yüzde 70 lere ulaşan dolaylı vergiler çalışanların vergi yükünü daha da artırmaktadır. Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 üncü maddesinde Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür ifadesi yer almaktadır. Bu düzenlemeden amaçlanan, herkesin kamu harcamalarını finanse etmek üzere vergi ödemek yükümlülüğü olduğu ve fakat bu ödemenin mali güce göre olması gerektiğidir. Çok bilinen tanımıyla vergi adaleti az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınarak sağlanacaktır. İşçiler üzerindeki vergi baskısı, ücretliler lehine olan ayırım ilkesinden vazgeçilerek vergi tarifesinin teke indirilmesi ve çalışanların üçüncü dilimdeki gelir vergisi tarifesine uygulanan vergi oranının yüzde 20 den yüzde 27 ye yükseltilmesi nedeniyle artmıştır. 2018 yılında yüzde 27 olan üçüncü dilimin yüzde 30 a yükseltilmek istenmesi çalışanları daha da mağdur edecektir. Gelir vergisi tarifesi artışının enflasyonun altında belirlenmesi de bir diğer mağduriyet konusu olmaktadır. Doğrudan ve dolaylı vergilerin en büyük ödeyicisi olan işçileri, işverenler ile aynı oranlarda vergilendirmek haksız ve adaletsiz bir uygulamadır. Ücretlilerin üzerindeki vergi yükünün bir diğer önemli ve olumsuz etkisi de, vergi kesintileri nedeniyle işçinin eline geçen net ücretin yılbaşına göre geçen aylar içinde giderek gerilemesidir. Bu konu toplu sözleşme görüşmelerinin de çıkmaza girmesine neden olmaktadır. Vergi yapısındaki çarpıklık nedeniyle bağıtlanan toplu iş sözleşmesiyle belirlenen ücret zammı anlamını yitirmekte ve sözleşmeyle sağlanan ücret artışının çoğu ilerleyen aylarda gelir vergisi ödemesine gitmektedir. Örneğin 2018 yılında aylık net 3.000 TL olan ücret, Temmuz ayında toplu iş sözleşmesi ile yapılan zamma rağmen yılsonuna doğru aylık 323 TL eksilmektedir. Üçüncü dilim oranının yüzde 30 a yükseltilmesiyle bu eksilme 429 TL olmaktadır.
Türkiye'de vergi alanında gerçek anlamda yapılacak iyileştirme, ancak ücretliler aleyhine var olan bu adaletsiz yapının değiştirilmesiyle mümkün olacaktır. Öncelikle emek üzerindeki vergi yükünün azaltılması ve verginin geniş kitlelere adil bir şekilde yansımasının sağlanması gerekmektedir. Bu ülkenin sağladığı kaynakları kullanarak gelir ve servet elde edenler, topluma karşı yükümlülüklerini yerine getirmeli ve kazançları oranında vergi ödemeleri sağlanmalıdır. Talebimiz ve beklentimiz, gelir vergisi tarifesinde yapılacak değişikliğin, ücretli çalışanlar aleyhine olan bu haksız ve adaletsiz durumun ortadan kaldırılması ve işçiler lehine iyileştirme getirecek düzenlemelerin yapılmasıdır. (http://www.turkis.org.tr/turkisten-mektup-d11604) TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları, 06-15 Ekim 2017 tarihleri arasında Eylül Fuarcılık tarafından düzenlenen Eskişehir Kitap Fuarı nda. TÜBİTAK Bilim ve Toplum Daire Başkanlığı tarafından yürütülen çalışmalarla, fuarda TÜBİTAK ın farklı yaş gruplarına yönelik yaklaşık 350 başlıkta, TÜBİTAK Popüler Bilim Yayınları kitapseverlerle buluşuyor. (http://www.tubitak.gov.tr/tr/haber/tubitak-yayinlari-eskisehir-kitap-fuarinda) İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin araştırmalarına göre 2017 yılının ilk dokuz ayında yaşanan iş cinayetleri: - Ocak ayında en az 161 işçi, - Şubat ayında en az 133 işçi, - Mart ayında en az 152 işçi, - Nisan ayında en az 151 işçi, - Mayıs ayında en az 147 işçi, - Haziran ayında en az 170 işçi, - Temmuz ayında en az 207 işçi, - Ağustos ayında en az 217 işçi, - Eylül ayında ise en az 147 işçi yaşamını yitirdi. (http://www.guvenlicalisma.org/index.php?option=com_content&view=article&id =19005:eylul-ayinda-en-az-147-yilin-ilk-dokuz-ayinda-ise-en-az-1485-isciyasamini-yitirdi&catid=152:haberler) (Not: Haberlerin sonundaki internet adresleri, haberin alındığı siteyi göstermektedir.)