Antibiyotiklere Dirençte Yeni E ilimler

Benzer belgeler
Hazırlayanlar: Doç. Dr. Yasemin ZER Mikrobiyoloji AD Öğrt. Üyesi

KISITLI BİLDİRİM. ADTS grubunun hazırladığı Kısıtlı Bİldirim Tabloları ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken konular.

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

EUCAST Uzman Kuralları. Sürüm 3.1. Doğal Direnç ve Beklenmeyen Fenotip Tabloları

Sepsisde Klinik, Tanı ve Tedavi

Oya Coşkun, İlke Çelikkale, Yasemin Çakır, Bilgecan Özdemir, Kübra Köken, İdil Bahar Abdüllazizoğlu

GRAM POZİTİF BAKTERİ ANTİBİYOGRAMLARI


Avrupa Antimikrobial Duyarlılık Testi Komitesi

KÜLTÜR VE DUYARLILIK TESTLERİNİN KULLANIMI VE YORUMU. Feriha Çilli Hall Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Karbapenem Dirençli Enterobacteriaceae İnfeksiyon Riski ve Bulguları

Avrupa Antimikrobik Duyarlılık Testleri Komitesi

Yo un Bak m Biriminde Ventilatörle liflkili Pnömoni Etkeni Olabilecek Bakteriler ve Antibiyotiklere Duyarl klar

Olgularla Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri (Gram Negatif Bakteriler)

SB Sakarya E itim ve Araflt rma Hastanesi Asinetobakterli Hastalarda DAS Uygulamalar ve yilefltirme Çabalar

Hastane nfeksiyonlar Dergisi 2006; 10: Dr. Özlem KURT AZAP*, Dr. Funda T MURKAYNAK*, Dr. Göknur YAPAR*, Dr. Ünal ÇA IR*, Dr.

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinde Yıllarında İzole Edilen Mikroorganizmalar ve Antibiyotik Duyarlılıkları

De erlendirme. Antimikrobik duyarl k testine yönelik EUCAST disk difüzyon yöntemi. Sürüm 4.0 Haziran 2014

Direnç Yorumlamada Uzmanlaşma - OLGULAR - Prof. Dr. Ufuk HASDEMİR Yrd. Doç. Dr. Onur KARATUNA

SAĞLIK HİZMETİ İLE İLİŞKİLİ KLEBSİELLA ENFEKSİYONLARI

CLSI M100-S20 STANDARDINDAKİ DEĞİŞİKLİKLER. Ahmet Başustaoğlu Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Avrupa Antimikrobik Duyarlılık Testleri Komitesi

DİRENÇLİ BAKTERİ ENFEKSİYONLARINA KARŞI KULLANILAN ANTİBİYOTİKLER

Gram Negatif Enterik Bakterilerde Direnç Sorunu ve Çözüm Arayışı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu XVI. Türk KLİMİK Kongresi Antalya, 14 Mart 2013

EUCAST tarafından önerilen rutin iç kalite kontrol Sürüm 3.1, geçerlilik tarihi

Nötropeni Ateş Tedavisinde Yenilikler Dr. Murat Akova. Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ankara

Yo un Bak m Ünitelerinden zole Edilen P. aeruginosa ve Acinetobacter Türlerinin Antibiyotik Duyarl l ndaki Dört Y ll k De iflim (1995 ve 1999) #

ESBL-Pozitif Enterobacteriaceae Olgusu ve Tedavi Seçenekleri. Dr. Oral ÖNCÜL İstanbul Tıp Fakültesi İnf. Hst. Kl. Mik.

Solunum Problemi Olan Hastada İnfeksiyon. Hastane Kökenli Pnömonilerde İnfeksiyona Neden Olan Mikroorganizmalar

Ae- MİKROBİYOLOJİ LABORATUVARI İÇ KALİTE KONTROL VE DÖF TALİMATI

İdrar Örneklerinden İzole Edilen Bakteriler ve Antibiyotiklere Duyarlılıkları

Prof.Dr.Murat YILDIRIM

Dr Recep ÖZTÜRK.

Akılcı Antibiyotik Kullanımı. Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu 25 Nisan 2014, Muğla

Gram-Negatif Bakterilerde Direncin Laboratuvar Tanısı ve Yorumlanması

Direnç Mekanizmalarının Saptanmasında EUCAST Önerileri

Direnç hızla artıyor!!!!

Antibiyogram nasıl değerlendirilir?

Prof.Dr. Müzeyyen MAMAL TORUN. İ.Ü.Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Antibiyotik Direnci: Global Problem

Yoğun Bakım Ünitesinde Dirençli Gram Negatif İnfeksiyonlar

Prof.Dr.Ayşe Willke Topcu KLİMİK AYLIK TOPLANTISI 19 KASIM 2015, İSTANBUL

Pnömonide Etkene Yönelik Antimikrobiyal Tedavi

ANTİBİYOTİKLER. Antibiyotikler, bakterileri öldüren veya onların üremelerini durduran maddelerdir. Bakterileri öldüren antibiyotiklere bakterisidal,

Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti-ADTS Grubunun hazırladığı "Kısıtlı Bİldirim Tabloları" ile ilgili olarak dikkat edilmesi gereken noktalar:

Klinik Örneklerden İzole Edilen Gram Negatif Bakterilerde Doripenem ve Diğer Karbapenemlerin İn-Vitro Etkinliklerinin Karşılaştırılması

YOĞUN BAKIM ÜNİTELERİ MİKROORGANİZMA PROFİLİNDEKİ DEĞİŞİMDE GRAM POZİTİF BAKTERİLER. Doç.Dr. Bülent BEŞİRBELLİOĞU GATA Enfeksiyon Hst. ve Kl. Mik.

Hastane Kaynakl nfeksiyonlardan zole Edilen Gram-Negatif Aerob Basillerin Antibiyotik Duyarl l klar

Sağlık Hizmetleri ile İlişkili İnfeksiyonlardan Soyutlanan Bakterilerin Antibiyotik Duyalılık Sonuçları

Antibiyogram Yorumu. Mik. Uz. Dr. fiüküfe Diren

Antibiyotik Direnci. Gönül Tan r, Nefle Göl. β-laktam Antibiyotik Direnci

Bağışıklama ve Mikrobiyolojik Sürveyans İnvaziv Bakteriyel Etkenler

Hastane Enfeksiyonlarında Sorun Olan Mikroorganizmalar

Antimikrobiyal Direnç Sorunu

Dr.Önder Ergönül. Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Gülhane Askeri T p Akademisi Haydarpafla E itim Hastanesi nde Yatan Hastalardan zole Edilen Mikroorganizmalar n 1999 Y l Analizi

AKILCI ANTİBİYOTİK KULLANIMI. Prof. Dr. Mehmet Ceyhan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bolumu 2017

Yo un bak m üniteleri (YBÜ) nde yatan hastalar; Yo un Bak m Ünitesinde nfeksiyon Sorunu: Dirençli Bakteriler ve Antibiyotik Kullan m

Stafilokok Enfeksiyonları (1 saat)

Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Cerrahi Yoğun Bakım Ünitesinden İzole Edilen Bakteriler ve Antibiyotik Duyarlılıkları

İnfektif Endokarditin Antibiyotik Tedavisinde Antimikrobiyal Direnç Bir Sorun mu? Penisilin

Çoklu İlaca Dirençli Sepsisin Antimikrobiyal Tedavisi

İDRAR ÖRNEKLERİNDEN İZOLE EDİLEN BAKTERİYEL PATOJENLERİN DAĞILIMI VE GSBL POZİTİF VE NEGATİF ESCHERICHIA COLI

Vankomisine Dirençli Enterokokların Dünyada ve Türkiye deki Epidemiyolojisi. Dr. Mine Erdenizmenli Saccozza

Ulusal Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Antimikrobiyal Direnç Stratejik Eylem Planı

Hastane ve Toplum Kaynaklı Metisiline Dirençli Staphylococcus aureus Suşlarının Çeşitli Antibiyotiklere Duyarlılığı *

Meryem IRAZ ÖZET SUMMARY

KL N K ÖRNEKLERDEN ZOLE ED LEN BAKTER LERDE BETA-LAKTAMAZ VARLI ININ VE ÇEfi TL ANT B YOT K GRUPLARINA KARfiI DUYARLILIKLARININ ARAfiTIRILMASI

Kan Kültürlerinden zole Edilen Escherichia coli Sufllar n n Antibiyotik Duyarl l ve Genifllemifl Spektrumlu ß-Laktamaz oran

ß-Laktamazların Sınıflandırılması

Enzimlerinin Saptanmasında

Ne değişti? Dr. Özlem Kurt-Azap

Çocuk ve Yetişkin Üriner Escherichia coli İzolatlarında Plazmidik Kinolon Direnç Genlerinin Araştırılması

Kolistine Dirençli E. coli Suşuyla Gelişen ÜSİ Olgusu ve Sonuçlar

Türkiye'de Antibiyotik Direncinin Durumu

Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Hastalardan İzole edilen Etkenler ve Antibiyotik Direnç Paternleri

Hastanede Kaçınılması Gereken Beş Ortak Tıbbi Hata. Düşme Antibiyotik yalnış kullanımı İlaç uygulanım hataları Eksik Mobilizasyon Plansız taburculuk

Hastane infeksiyonlarında klinisyenin klinik mikrobiyoloji laboratuvarından beklentileri

Yrd.Doç.Dr. Gülçin BAYRAMOĞLU KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji AD. TRABZON

Beta-laktam ajanlar, kimyasal yap lar nda ortak. Beta-Laktamlara ve Karbapenemlere Direnç. Antibiyotiklere Direnç Mekanizmalar ve Çözüm Önerileri:

Prof.Dr. Ayşe Willke Topcu KLİMİK 2017 Antalya

Araştırma. Harun AĞCA 2011 DEÜ TIP FAKÜLTESİ DERGİSİ CİLT 25, SAYI 3, (EYLÜL) 2011,

Enterobacteriaceae Ġzolatlarında Karbapenemazların Saptanmasında Modifiye Hodge Testi ve Carba NP Testlerinin Karşılaştırılması

Pseudomonas aeruginosa Sufllar nda Görülen Beta-Laktam Direnç Fenotipleri ve Antibiyotik Duyarl l klar

ANTİBİYOTİK DUYARLILIĞI VE DİRENÇLERİN YORUMLANMASINDA UZMAN SİSTEMLERİN ROLÜ

CERRAHİ ALAN İNFEKSİYONLARINDA MİKROORGANİZMA PROFİLİ VE ANTİBİYOTİK DUYARLILIK DURUMU* ÖZET SUMMARY

Hoşgeldiniz sayın üyeler değerli katılımcılar. Benim ilk

ADTS Grubunun Hazırladığı Kısıtlı Bİldirim Tabloları İle İlgili Olarak Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:

Dirençli Gram Negatif Bakteri Enfeksiyonlarında Kombinasyon Tedavisi

PNÖMOKOKLARDA DİRENÇ VE GELİŞMELER DR. BURÇİN ŞENER HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ AD

Kan Kültürlerinden İzole Edilen Gram Negatif Çomaklar ve Antibiyotik Duyarlılıkları

Dirençli Bakteri Yayılımının Önlenmesinde Laboratuvarın Rolü

Antimikrobiyal tedavide yeni yaklaşım: Doripenem. İn vitro Veriler. Prof.Dr.Güner Söyletir Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, İstanbul

Antimikrobiyal Yönetimi Anket Sonuçları

Yılları Arasında Kan Kültürlerinde Üreyen Mikroorganizmalar ve Antibiyotik Duyarlılıkları

Bakterilerde antibiyotiklere direnç geliflmesi. Hastane nfeksiyonlar nda Önem Kazanan Gram Negatif Bakterilerde Antibiyotiklere Direnç Mekanizmalar

Riskli Ünitelerde Yatan Hastalarda Karbapenemaz Üreten Enterobacteriaceae taranması

Türkiye de Durum: Klimik Verileri

Transkript:

Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 2001, s:47-56 47 Antibiyotiklere Dirençte Yeni E ilimler Belma Durup nar Girifl Antibiyotik direnci günümüzde hastane ve toplumda giderek önemli bir sa l k sorunu haline gelmektedir. 1930 larda sülfonamidlerin keflfi, sonraki y llarda penisilin ve di er antibiyotiklerin bulunmas ile antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalar n neden oldu u infeksiyonlar n ço u kontrol alt na al nabilmifltir. Ancak mikroorganizmalar bu savaflta yenilgiyi kabullenmemifl ve her yeni ç kan antibiyoti e de iflik yollarla direnç oluflturmufllard r. Bu durum, daha genifl etkili ve daha az toksik antibiyotiklerin bulunmas na yönelik çal flmalar art rm flt r. Mikroorganizmalar ile olan bu savafl günümüzde de bütün fliddet ve önemiyle sürmektedir. Antimikrobiyal direncin de iflik örnekleri bakteri, mantar, virus ve parazitlerde görülmektedir: klorokine dirençli Plasmodium falciparum, azole dirençli Candida türleri, metronidazole dirençli Trichomonas, çoklu dirençli Gramnegatif basil ve Mycobacterium tuberculosis ve zidovudine dirençli HIV gibi (1-6). Antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalar n neden oldu u infeksiyonlarda, hastal k daha fliddetli seyretmekte, hastanede kal fl süresi ve ölüm oran daha yüksek olmaktad r. Ayr ca, daha etkili ve pahal ilaçlar n gerekmesi nedeniyle tedavi maliyeti de yükselmektedir (7,8). Tarihçe Mikroorganizmalara karfl modern kemoterapinin ilk kullan m, 1930 lu y llarda sülfonamidlerin, 1940 larda penisilinlerin ve 1940 lar n ortalar nda da streptomisinin keflfi ile bafllam flt r. Penisilin direnci ilk olarak 1940 lar n ortalar nda saptanm flt r (7). 1950 y l nda penisilin, tetrasiklin, streptomisin ve eritromisine dirençli, hastane kaynakl Staphylococcus aureus salg n olmufltur. Ayn y llarda Klebsiella, Proteus ve Pseudomonas türleri gibi baz antibiyotiklere dirençli Gram-negatif organizmalar n etken oldu u nozokomiyal infeksiyonlar saptanm flt r. 1950 y llar n n sonlar nda gonokok kökenlerinin ço unda sülfonamidlere direnç saptanmas na karfl n halen penisilinlere duyarl kald klar görülmüfltür (9). 1960 larda penisilinaza dayan kl penisilinlerin kullan ma girmesiyle S. aureus infeksiyonlar sorunu büyük oranda çözümlenmifltir. Sonraki y llarda hastane infeksiyonlar etkenleri aras nda Gram-negatif bakteriler de önem kazanm fllard r. Shigella türlerinde de direnç saptanmaya bafllam flt r. 1970 y llar n n sonlar nda, gonokoklar n ço u penisilinlere dirençli hale gelmifllerdir. Bu y llarda özellikle penisilin, metisilin, sefalosporinler, aminoglikozidler, klindamisin, eritromisin ve di er ajanlara dirençli hastane kaynakl S. aureus infeksiyonlar dikkati çekmifltir (9). Ondokuz May s Üniversitesi, T p Fakültesi, Mikrobiyoloji ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dal, Samsun Bu dönemi, yeni kuflak sefalosporinler, karbapenemler, sefamisin ve fluorokinolonlar gibi birço u genifl spektrumlu ve düflük dozlarda bakterisid etkili olan antibiyotiklerin kullan ma girmesi izlemifltir. Bu arada hastane kaynakl metisiline dirençli S. aureus (MRSA) ve Enterococcus faecalis infeksiyonlar göz ard edilmifllerdir (7). 1980 y llar n n sonunda, nozokomiyal çoklu dirençli M. tuberculosis (MDR-TB) infeksiyonlar dikkati çekmifltir (10). 1990 y llar nda art k mikroorganizmalarda vankomisin gibi direnç geliflmesinin mümkün olmad düflünülen antibiyotiklere bile direncin varl kesin olarak anlafl lm flt r (9). Bugün ilaç endüstrisinde yeni ve mükemmel denebilecek antibiyotikler ile ilgili çok az çal flma bulunmakta (11,12) ve 1990 l y llar baz araflt rmac lar taraf ndan antibiyotik sonras dönem olarak nitelendirilmektedir (1,13,14). Antibiyotiklerin Etkileri Antibiyotiklerin etkili olabilmeleri için, bakteri hücresi içine girerek metabolize veya inaktive olmadan bakterinin belli bir fonksiyonunu inhibe etmeleri gerekmektedir. Antibiyotikler bu etkilerini belirli bir hedefi etkileyerek gösterirler. Antibiyotiklerin hedefi olan bu yap lar; bakteri hücre duvar, hücre membran, bakteriyel protein sentezi, biyokimyasal ve metabolik yollar, replikasyon ve di er fonksiyonlard r. Antibiyotiklerin hedefi olan yap sal hedefler ve fonksiyonlar, Tablo 1 de görülmektedir (15,16). Antibiyotik Direnci Antibiyotik direnci, basit olarak mikroorganizman n üreme fonksiyonlar n bozan veya ölümüne neden olan bir antibiyoti e karfl koyma yetene idir. Direnç mikroorganizma, antibiyotik, çevre ve hastay ya da bunlar n tümünü ilgilendirir. Virülans ile iliflkisi yoktur. Dirençli kökenlerin virülans duyarl kökenlerden daha az olabilir (11,17,18). Direnç Geliflimi Antibiyotik direncinin geliflmesinde antibiyotiklerin seçici etkisi ve antibiyotik direnç genlerinin varl önemlidir (7). Günümüzde penisilinler, sefalosporinler, tetrasiklinler, makrolidler ve aminoglikozidler gibi oldukça fazla say da antibiyotik kullan mda bulunmaktad r. Bu antibiyotikler baz ülkelerde reçetesiz olmak üzere tüm dünyada yayg n olarak fazla miktarda kullan l rlar. Baz ülkelerde de hayvanlarda üremeyi art rmak amac yla yayg n kullan mlar söz konusudur. Özellikle yo un bak m birimleri gibi antibiyotik kullan m oran n n yüksek oldu u yerlerde antibiyotik direncinden s k olarak söz edilir (1,2). Antibiyotik direncinin geliflmesinde rol oynayan üç temel mekanizma olup, bu mekanizmalar: [1] hücre içine giren antibiyotik miktar n n azalmas ; [2] antibiyoti in detoksifiye edilmesi; [3] antibiyoti in hedefinde de iflikliktir

48 Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 Tablo 1. Antibiyotiklerin Etki Mekanizmas Antibiyotik Örnek Hücre duvar sentezinin Vankomisin, sefalosporinler, inhibe edilmesi penisilinler, karbapenemler Protein sentezinin inhibe edilmesi 50S ribozomal yap Kloramfenikol, eritromisin 30S ribozomal yap Kanamisin, tetrasiklin Folik asid sentezi ve metabolizmas n n inhibe edilmesi DNA giraz Kinolonlar RNA sentezi Rifampisin (7,19). Mikroorganizmalar bu mekanizmalardan birini veya birkaç n kullanarak etki mekanizmalar farkl olan antibiyotiklere direnç kazanabilmektedirler. Tablo 2 de mikroorganizmalarda görülen direnç mekanizmalar ve örnekleri görülmektedir. Hücre çine Giren Antibiyoti in Azalmas Antibiyotiklerin etki göstermeleri için hücre içine penetre olmalar gerekir. Bu yolla direnç geliflmesi çok güçlü olmay p, s kl kla antibiyoti in dozunun art r lmas ile önlenebilmektedir Ancak, di er direnç mekanizmalar ile birlikte oldu unda önemli olmaktad r. Hücre içindeki antibiyotik miktar n n azalmas nda daha etkili olan di er yol ise, aktif pompalama ile antibiyoti in hücre d fl na at lmas d r. Tetrasikline dirençli olan mikroorganizmalarda direnç geliflimi bu yolla olmaktad r. Dirençli kökenler bu flekilde tetrasiklinin terapötik dozunun 100 kat na dayan kl olabilmektedirler. Aktif pompalama sistemi, makrolidler gibi birbirleriyle iliflkili olmayan antibiyotiklere direnç geliflmesinde de önemli rol oynamaktad r. Antibiyoti in Detoksifiye Edilmesi Dirençli bakteri antibiyoti i y kan veya modifiye eden bir enzime sahip olabilir. Örne in ß-laktamazlar, penisilin ve sefalosporinlerinlerin ß-laktam halkas ndaki amid ba n parçalayarak bu ilaçlar inaktive ederler. Günümüzde her biri farkl direnç genlerince kodlanan birden fazla ß-laktamaz enzimi tan mlanm flt r. Tablo 2. Direnç Mekanizmalar Direnç Tipi Hücre içine giren antibiyoti in azalmas Antibiyoti in detoksifiye edilmesi Hedef de iflikli i Antibiyoti in Hedefinde De ifliklik Antibiyotikler, bakterinin üremesini spesifik bir bilefleni ile etkileflerek inhibe edebilirler. Antibiyoti in hedefindeki bir de ifliklik sonucu bakteri direnç kazanabilir. Hedefteki de ifliklik sonucu direnç geliflmesi en s k görülen direnç mekanizmalar ndan birisidir. Örne in kinolonlardan siprofloksasine direnç, DNA giraz enziminin inhibe edilmesi sonucu oluflur. Baz bakteriler ise, antibiyoti in etkisinden yeni, alternatif bir hedef oluflturarak kurtulurlar. Standard trimetoprim/sülfametoksazol kombinasyonu, bakterinin yaflamsal önemi olan kromozomun replikasyonununda rol oynayan enzimleri inhibe eder. Baz kökenler trimetoprim/sülfametoksazol kombinasyonuna ba lanan farkl bir enzim yaparlar ve böylece metabolik yolda görev alan enzim serbest olarak aktivitesini gösterebilir. Tablo 3 te çeflitli antibiyotiklere direnç gelifltirdi i saptanan mikroorganizmalara ait örnekler görülmektedir. Hastane ve Toplumda Antibiyotik Direnci Antibiyotik direnci ile ilgili uzun süren gözlemler sonucunda önemli baz sonuçlar elde edilmifltir. [1] Direnç, yo un antibiyotik kullan m n n kaç n lmaz bir sonucudur; ancak, oluflma zaman n ve fleklini önceden kestirmek güçtür. Streptococcus pneumoniae de penisilin direnci, Enterococcus faecium türlerinde vankomisin direnci, stafilokoklarda kinolon direnci, Candida larda flukonazol direnci bu antibiyotiklerin yayg n kullan mlar n n bir sonucudur. [2] Bir antibiyoti e dirençli mikroorganizmada direnç genellikle çokludur. Örne- in, Enterobacter türlerindeki indüklenebilir ß-laktamaz, tüm ß-laktam antibiyotiklere dirençten sorumludur. [3] Birçok mikroorganizmada yüksek düzeyde direnç geliflmesi, düflük düzeyde direnç geliflmesinden sonrad r. Bu nedenle antibiyoti in minimum inhibitör konsantrasyonu (M K), in vitro duyarl l k testleriyle duyarl ve dirençli mikroorganizmalar ay - ran eflik de ere kademeli olarak ulafl r (1). Hastane infeksiyonlar na neden olan etkenlerle, toplumda kazan lm fl infeksiyonlar n etkenleri farkl l k gösterir (1,7). Örne in, toplumdan kazan lm fl infeksiyonlarda, özellikle antibiyotiklere dirençli Salmonella spp., Shigella spp., Haemophilus influenzae, Neisseria gonorrhoeae ve son y llarda S. pneumoniae kökenleri dikkati çekerken; hastane infeksiyonlar nda, metisiline dirençli stafilokoklar, ß-laktamaz yapan Enterobacteriaceae türleri, glikopeptide dirençli enterokoklar ve çoklu dirençli M. tuberculosis kökenleri önemli olmaktad rlar (Tablo 4). Antibiyotik Grubu ß-laktamlar, kinolonlar, kloramfenikol, kinolonlar, tetrasiklinler ß-laktamlar, aminoglikozidler, kloramfenikol ß-laktamlar, kinolonlar, rifampisin, sülfonamidler Toplumdan Kazan lm fl nfeksiyon Etkenleri Streptococcus pneumoniae S. pneumoniae, otitis media, pnömoni, bakteriyemi, menenjit, bronflit, endokardit, septik artrit gibi ciddi infeksiyonlara neden olan bir patojendir (20,21). Ayr ca çocuklarda daha yüksek oranda olmak üzere, eriflkinlerin nazofarinks mukozas nda %40 oran nda bulunur. Yenido anlar yaflamlar n n ilk iki y l içinde S. pneumoniae ile %100 oran nda kolonize olurlar (22,23). Özellikle

Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 49 Tablo 3. Çeflitli Antibiyotiklere Direnç Geliflimi Saptanan Bakteriler Antibiyotik Bakteri Penisilinler Sefalosporinler Monobaktam ve Karbapenemler Aminoglikozidler Kloramfenikol Makrolidler Kinolonlar Glikopeptidler Sülfonamid-trimetoprim Tetrasiklinler yenido anlar, çocuklar ve yafll larda infeksiyon riski yüksektir (7). Geçmiflte S. pneumoniae infeksiyonlar tan s zor, ancak tedavisi kolay olan infeksiyonlar olmufllard r. H zl, duyarl ve özgül tan sal testlerin bulunmamas nedeniyle tedavi ampirik olmufltur (7,20,23). Penisilin dirençli S. pneumoniae kökenleri son 25 y ld r sorun olmakta ve penisilin yan s ra eritromisin, klindamisin, kloramfenikol ve sefotaksim gibi pek çok antibiyoti e de dirençli olan kökenler rapor edilmektedir (24,25). Penisiline dirençli S. pneumoniae kökenlerinin ilk bildirimi Tablo 4. Antibiyotik Direnci S. aureus, Salmonella spp, Shigella spp, E. coli, E. faecium, P. aeruginosa, S. pneumoniae, Neisseria spp. H. influenzae, M. catarrhalis, Klebsiella spp. S. aureus, H. influenzae, S. pneumoniae, Neisseria spp., E. cloacae, E. faecalis, P. aeruginosa, S. marcescens, M. morganii, E. coli, Klebsiella spp, S. typhimurium, Acinetobacter spp., N. gonorrhoeae, N. meningitidis, Citrobacter spp., Providencia spp., Morganella spp. P. aeruginosa, A. baumannii Enterococcus spp., P. aeruginosa, A. baumannii Salmonella spp., Shigella spp., H. influenzae S. pneumoniae, H. influenzae Enterococcus spp., S. pneumoniae, E. coli, C. freundii, S. marcescens, P. aeruginosa, S. aureus, H. influenzae, N. gonorrhoeae, A. baumannii 1970 li y llarda Güney Afrika, Yeni Gine ve Avustralya dan olmufltur (1). 1990 lara gelindi inde ise tüm dünyada farkl bölgelerde %20-40 aras nda de iflen oranlarda direnç bildirimi olmufltur. Bildirilen penisilin direnç oranlar, Amerika da %7-29, spanya da % 45, Macaristan da % 58, Fransa da %25, ngiltere, Almanya ve talya da daha düflük (%3, %8, % 5) tür. Ülkemizde ise çeflitli çal flmalarda % 13-30.9 aras nda de iflen orta düzeyde direnç bildirilmektedir (26-29). S. pneumoniae de penisilin direnci penisilin ba layan protein (PBP) lerdeki de ifliklik sonucu oluflur (28). Molekül a rl yüksek olan 5 PBP (1A, 1B, 2A, 2B ve 2X) ve molekül a rl düflük PBP 3 bulunur (29,30). Yüksek molekül a rl ktaki PBP lerdeki de ifliklikler penisilin direncine neden olurken, PBP 3 teki de iflikli in direnç geliflimine etkisi yoktur. Dirençli kökenlerde PBP lerdeki de iflikli in mutasyon ve seleksiyon ile iliflkili olmay p, homolog rekombinasyon ile ilgili oldu u gösterilmifltir (28,29). Duyarl kökenlerde PBP leri kodlayan genler üniform, dirençli kökenlerde ise mozaik yap - da ve farkl DNA içermektedir. Dirençli kökenlerin infeksiyonun tipine ve co rafi duruma göre farl l k göstermesine karfl n, 6 serotipe (6A, 6B, 14, 19A, 19F ve 23F) ait olmas direncin klonal yay l m n düflündürmektedir (11,26,28). Dirençli klonlar n yay lmas nda popülasyonun hareketi de önemli bir faktördür (26-28). E. faecium, E. faecalis Pseudomonas spp., H. influenzae, Salmonella spp., Shigella spp., Enterococcus spp. H. influenzae, N. gonorrhoeae, V. cholerae Toplumdan kazan lm fl infeksiyon etkenleri S. aureus (penisilin direnci) Salmonella spp. (ampisilin direnci) Shigella spp. (ampisilin, tetrasiklin, trimetoprim-sülfametoksazol direnci) H. influenzae (ampisilin direnci) N. gonorrhoeae (penisilin direnci) S. pneumoniae (penisilin direnci) M. tuberculosis (izoniazid ve/veya rifampisin direnci) Hastane infeksiyonu etkenleri S. aureus (metisilin direnci) Koagülaz-negatif stafilokoklar (metisilin direnci) Enterobacteriaceae (sefalosporinler, aminoglikozidler, trimetoprimsülfametoksazol direnci) P. aeruginosa (aminoglikozidler, fluorokinolonlar, imipenem, seftazidim, genifl spektrumlu penisilin direnci) E. faecium (vankomisin direnci) M. tuberculosis (izoniazid ve/veya rifampisin direnci) Penisiline dirençli (M K 1 µg/ml) olan kökenler çoklu dirence sahip olup, eritromisin, klindamisin, tetrasiklin, trimetoprim-sülfametoksazol, sefotaksim ve seftriakson dahil 3. kuflak sefalosporinler ve kloramfenikole de dirençlidirler. Eritromisin, tetrasiklin ve aminoglikozid direnç determinantlar (ermb, tetm, apha3) Tn1545 transpozonu üzerinde saptanm flt r (24,28,30-32). Eritromisin direnç geninin baz E. coli ve Klebsiella türlerine ait kökenlerle ortak; tetm geninin dirençli Haemophilus ve Neisseria türlerinde de tan mlanm fl olmas ; aminoglikozid direncinin stafilokok, E. faecalis ve Helicobacter kökenlerinde de saptanm fl olmas ilginçtir (28). Pnömokoklarda sefalosporinler gibi di er

50 Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 ß-laktam antibiyotiklere yüksek düzeyde direnç geliflmesi, penisilin direncinin aksine, 1A ve 2X PBP lerindeki de ifliklik sonucu ortaya ç kar. Di er PBP lerin sefalosporinlere do al olarak afiniteleri düflüktür (28,29). Çoklu dirençli pnömokok infeksiyonlar n n tedavisinde kullan labilecek az say daki seçenekten biri de glikopeptid antibiyotiklerden vankomisindir. Enterokok kökenlerinde vankomisin direnç genlerinin saptanmas ve bu genlerin transforme edilebilme özellikleri nedeniyle, çoklu dirençli pnömokoklarda da vankomisin direnci yak n bir gelecekte ortaya ç kabilir. Penisiline dirençli S. pneumoniae prevalans n n giderek artmas nedeniyle, Gram boyamas ve/veya kültürü pozitif olan kan, serebrospinal s v, orta kulak s v lar ve balgam gibi örneklerde penisilin duyarl l n n mutlaka test edilmesi gerekir. Penisilin için saptanan M K de erleri 0.06 µg/ml ise duyarl ; 0.1-1 µg/ml ise orta düzey dirençli; 1 µg/ml ise yüksek düzey dirençli kabul edilir. M K de eri 0.06 µg/ml olan baz kökenlerde PBP lerdeki de iflikli e ba l olarak direnç geliflimi sonucu menenjit ve otitis media gibi olgularda klinik olarak dirençle karfl lafl labilir (28,31,32). Penisiline dirençli S. pneumoniae flüphesinde, duyarl - l k testlerinde kloramfenikol, makrolidler ve trimetoprimsülfametoksazol, duyarl l na da bak lmal d r. Di er taraftan duyarl l k paternlerinin bölgesel farkl l unutulmamal d r. Örne in mikroorganizma penisiline duyarl iken, makrolidler veya trimetoprim-sülfametoksazol gibi iliflkili olmayan di er antibiyotiklere dirençli olabilmektedir. Genel olarak penisiline duyarl l k saptand nda ilave test gerekmemektedir. Bununla beraber dirençli kökenlerde sefotaksim ve seftriakson gibi sefalosporinler de test edilmelidir. Oral sefalosporinlerin sefuroksim aksetil d - fl nda klinik olarak direnç söz konusu de ilse test edilmelerine gerek yoktur (33). Penisilin duyarl l n n saptanmas nda disk difüzyon, Etest, buyyon mikrodilüsyon ve ticari mikrodilüsyon testlerinden yararlan l r. Disk difüzyon testinde 1 µg l k oksasilin diskleri kullan l r. nhibisyon zonu <20 mm ise, sefotaksim ve seftriakson ile birlikte penisilin G duyarl l na da bak lmal d r (34). Sefotaksim ve seftriakson duyarl l disk difüzyon yöntemiyle araflt r labilirse de M K de erlerinin saptanmas nda Etest önerilmektedir (33,34). Menenjit olgular gibi duyarl l k testi sonuçlar n n k sa sürede al nmas gereken olgularda, disk difüzyon ve Etest, bafllang ç oksasilin taramas yerine kullan labilir ve sonuçlar n 6-8 saat içinde al nmas olanakl olur (28,32-34). Haemophilus influenzae H. influenzae, S. pneumoniae gibi solunum yoluyla geçen Gram-negatif bir bakteridir. Çocuklarda ve yafll larda menenjite neden olan önemli bir etkendir. Ampisilin, kloramfenikol, trimetoprim-sülfametoksazol ve baz kökenlerde fluorokinolonlara ve tetrasiklinlere direnç bildirilmifltir (7). H. influenzae de plazmide ba l direnç ilk olarak 1974 y l nda tan mlanm flt r. Ampisilin direnç oran bölgelere göre %1-64 aras nda de iflir (35). H. influenzae de en önemli direnç ß-laktam direnci olup, ß-laktamaz yap m son 20 y lda giderek artm flt r. ß-laktamaz yap m oran dünyada %25-30, ülkemizde ise %8-25 aras nda de iflmektedir (27). ß- laktamaz d fl direnç oran n n saptanmas ß-laktamaz yap - m n n rutin testlerle saptanamamas nedeniyle zordur. ß-laktama dirençli baz kökenler ß-laktamaz-negatif olup, bu kökenlerde direnç, PBP lerdeki de iflikli e ba l d r (35-38). ß-laktamaz negatif kökenlerde ampisilin veya sefuroksime direnç bu flekilde geliflebilmektedir (35). H. influenzae de en önemli ß-laktamaz TEM-1 olup, ß- laktamaz-pozitif kökenlerde %80 oran nda bulunur (36,38). ß-laktamaz-pozitif kökenler, ß-laktam/ß-laktamaz inhibitörü kombinasyonlar ve sefalosporinlere duyarl d rlar. H. influenzae de saptanan di er ß-laktamaz da ROB-1 dir. Baz çal flmalarda %8 oran nda saptanm flt r (37). DNA dizi analizlerinde her iki ß-laktamaz n Bush grup 2b s n f ndan, Ambler s n f A enzimleri olduklar saptanm flt r (38). TEM- 1 ve ROB-1 plazmide ba l ve transfer edilebilir enzimlerdir. Son y llarda H. influenzae de VAT-1 ad verilen yeni bir ß-laktamaz tan mlanm flt r. Bu enzimin oran halen belli olmay p, de iflik bölgelere ait kökenlerde saptanabilmektedir (39). Henüz gen dizisi saptanmam flsa da, biyokimyasal bulgular Bush grup 1, Ambler s n f C ß-laktamaz oldu unu göstermektedir. VAT-1, sefalosporinaz aktivitesine sahiptir ve ß-laktamaz inhibitörlerine (klavulanik asid, sulbaktam ve tazobaktam) dirençten sorumludur (40). Eritromisinin, H. influenzae ya etkisi çok azd r. Azitromisinin etkinli i daha fazlad r (41). Kloramfenikol ve tetrasikline %5 in alt nda direnç bildirilmektedir. Kloramfenikole direnç, kloramfenikol asetil transferaz yap m veya permeabilite azalmas ; tetrasiklin direnci ise, tetrasiklinin enerjiye ba ml olarak hücre d fl na at lmas yoluyla geliflir (42). Kloramfenikol ve tetrasiklin direncini kodlayan genler, plazmide ba l ve transpozonlar ile iliflkilidir (43). Trimetoprime azalm fl duyarl l k, kromozomal dihidrofolat redüktaz yap m ndaki de ifliklikler ile iliflkili olup, % 9.6 olarak rapor edilmifltir (44). H. influenzae nin baz kökenlerinde kinolon direnci de saptanmakta, ancak siprofloksasin ve di er kinolonlara direncin henüz düflük oranda oldu u bildirilmektedir (38). Moraxella catarrhalis M. catarrhalis, alt solunum yollar n n normal floras nda bulunan, ancak insan patojeni olarak rolü henüz yeni tan mlanm fl olan bir mikroorganizmad r. Günümüzde halen ampisilin ve trimetoprim d fl nda di er antibiyotiklere duyarl oldu u görülmektedir. ß-laktamaz pozitiflik oran %80 üzerindedir. M. catarrhalis te ß-laktamaz yap m 1977 y l na kadar saptanamam flt r. Daha sonralar ß-laktamaz genlerinin h zl yay l m ya da daha duyarl yöntemlerin kullan m na ba l olarak dramatik bir art fl göstermifltir. M. catarrhalis te BRO-1 ve BRO-2 ad verilen iki ß- laktamaz saptanm flt r. Di er ß-laktamaz enzimlerinin aksine BRO enzimlerinin ayn enzimin de iflik formlar olduklar, ek olarak BRO-1 ve BRO-2 den farkl, BRO-3 ad verilen üçüncü bir enzimin varl gösterilmifltir (45,46). BRO enzimleri ampisilin direncinden sorumludurlar. ß- laktamaz inhibitörlerine duyarl d rlar (46). BRO enzimlerini kodlayan genler kromozom üzerinde lokalize olmalar na karfl n, BRO ß-laktamaz transferinin gösterilmifl olmas bu genlerin, konjugatif transpozonlar içinde yer ald - n düflündürmektedir (47). M. catarrhalis te genel olarak trimetoprime direnç var olmakla birlikte bu direncin mekanizmas bilinmemektedir.

Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 51 Neisseria Türleri Direnç geliflimi söz konusu olan di er bir patojen, N. meningitidis tir. Menenjit ve bakteriyemi etkeni olan bu patojen endemik olarak bulunur ve özellikle B ET5 kökeni kayg vericidir. Genellikle penisilinlere duyarl d rlar. ß-laktamaz yap m ndan sorumlu plazmidleri tafl yan kökenler saptanm flt r (48,49). Baz ülkelerde B grubu meningokoksik hastal klara karfl afl kullan lmaktad r (38). Di er patojen N. gonorrhoeae olup, cinsel yolla bulaflan gonore etkenidir. Son y llarda penisilin, tetrasiklin, kinolonlar içeren çoklu direnç söz konusudur. Yüksek penisilin direnci PBP lerdeki de iflikli e ba l d r. TEM ß-laktamaz yap m %50 civar ndad r. Yüksek oranda tetrasiklin direnci streptokoksik tetm geni ile iliflkilidir (38). Enterik Patojenler Toplumdan kazan lm fl diyareler özellikle çocuklarda önemli bir problemdir. Enterik patojenlerden Shigella türleri, Salmonella türleri ve E. coli de direnç geliflimi bildirilmifltir. Shigella dysenteriae nin etken oldu u epidemiler ise bildirilmeye devam etmektedir. Shigella türlerinde, ampisilin, kloramfenikol ve yüksek oranda trimetoprim-sülfametoksazol direnci bildirilmifltir. Salmonella türleri, d flk -a z yoluyla bulafl rlar ve Salmonella typhi d fl nda çocuk, yafll ve düflkünlü ü olanlar hariç terapi gerektirmezler. Salmonella türlerinde özellikle ampisilin, kloramfenikol ve trimetoprim-sülfametoksazole direnç art fl rapor edilmektedir. TEM ß-laktamaz yap m na ba l olarak sefalosporinlere direnç saptanm flt r. Enterik patojenlerden E. coli için fekal tafl y c l k oran n n Amerika da %50 dolaylar nda oldu u bildirilmifltir. Dirençli E. coli tafl y c s olan bu kifliler direnç genleri ve direnç elemanlar n n kayna n olufltururlar (7). Hastane nfeksiyonu Etkenleri Hastanelerde antibiyotik direnci ile ilgili ilk bildirim 1950 li y llarda, penisiline dirençli S. aureus un bildirimidir. Bugün hastane infeksiyonlar n n önemli etkenleri, koagülaz-negatif stafilokoklar, S. aureus, enterokoklar, Candida türleri, E. coli, P. aeruginosa ve di er Gram-negatif bakterilerdir. Direnç problemi olan önemli bakteriler afla da tart fl lm flt r. Metisiline Dirençli Stafilokoklar S. aureus, hastane kaynakl bakteriyemi, dekübitus ülserleri gibi yara infeksiyonlar, üriner sistem infeksiyonlar ve pnömoni etkeni olan Gram-pozitif bir bakteridir. S. epidermidis gibi koagülaz-negatif stafilokoklar ise, özellikle kalp kapa gibi prostetik gereçler bulunan hastalarda infeksiyona neden olan önemli bir nozokomiyal patojendirler (7). MRSA infeksiyonlar 1970 lerin sonlar na do ru önce Avrupa, daha sonra Amerika olmak üzere endemik olarak s kl kla görülmeye bafllam flt r (50). MRSA daha az s kl kta olmak üzere toplum kaynakl infeksiyonlarda da etken olabilmektedir. Bu infeksiyonlarda fatalite oran %20-84 aras nda de iflmektedir (50). Yaklafl k olarak nozokomiyal infeksiyonlar n 2/3 ü yo un bak m birimlerinde görülür. MRSA için risk faktörleri, hasta bak m odalar n n koflullar, nazal kolonizasyon, yafl, kateter gibi gereçlerin kullan m d r. Metisiline dirençli stafilokoklar n kolonizasyon veya infeksiyon oluflturmas nda hastalara ait risk faktörleri, uzun süreli hospitalizasyon, çeflitli antibiyotiklerle ve uzun süreli tedavi, metisiline dirençli stafilokoklarla kolonize veya infekte hastalarla ayn kapal ortamda bulunma gibi faktörleri içermektedir (51,52). Yenido an ve eriflkin yo un bak m ve yan k birimlerindeki hastalar için bu risk oldukça yüksektir (51). Metisilin direnci hem koagülaz-negatif stafilokoklar, hem de S. aureus ta saptanm flt r. MRSA kökenlerinin ço u ayn zamanda eritromisin, sefalosporinler, imipenem, tetrasiklin, klindamisin, aminoglikozidler ve mupirosin gibi topik ajanlara dirençlidirler (7). Fluorokinolonlara da direnç görülmekte ve tedavide vankomisin tek seçenek olarak kalmaktad r (50,53). Stafilokoklarda metisilin direnç mekanizmas, meca geni taraf ndan kodlanan PBP 2a veya 2 sentezi yoluyla oluflur ve MRSA kökenlerinin tümü bu gene sahiptir. Fenotipik direnç popülasyonda homojen veya heterojen olarak gözlenir. [1] Homojen direnç, yüksek düzeyde dirence neden olur; ancak daha az s kl kta gözlenir (54,55). Popülasyondaki tüm bakteriler meca genini tafl rlar. [2] Heterojen direnç, klinik uygulamada daha s k görülen, çevre koflullar ndan etkilenmesi nedeniyle tespiti güç olan direnç türüdür. 10 6 ya da 10 8 bakteriden birinde saptanabilir (54-57). Son y llarda ß-laktamaz negatif olup, meca geni tafl mad klar halde, metisiline dirençli kökenler saptanm flt r. Çok az say daki bu izolatlarda, mevcut PBP lerin ß-laktam antibiyotiklere düflük afinite gösterdikleri görülmüfltür. Bu tip direnç gösteren kökenlere moderate S. aureus (MODSA) denilmektedir. Moderate direnç klinik izolatlarda PBP 3 e ba lanman n azalmas na ba l olarak bulunmufl ve spesifik olarak sefaleksin, sefradin veya sefaklor için rapor edilmifltir (58,59). Stafilokoklarda afl r ß-laktamaz üretimine ba l direnç 1984 y l nda tan mlanm flt r. Metisiline s n rda direnç gösteren bu kökenler, borderline S. aureus (BORSA) olarak adland r lm fllard r. Penisilinaza dayan kl penisilinler asl nda stafilokoklar n penisilinaz enzimlerinin hidrolitik etkilerine dayan kl d rlar. Ancak baz stafilokok kökenleri afl r miktarda ß-laktamaz oluflturarak, metisilini yavafl fakat önemli ölçüde parçalarlar (54,55,60,61). Metisiline dirençli stafilokok infeksiyonlar n n kontrolünde önemli noktalar, [1] nozokomiyal kökenlerin idantifikasyon ve antibiyotik duyarl l k paternlerinin erken ve do ru olarak belirlenmesi, [2] tafl y c olabilecek hasta ve personelin saptanmas, [3] infekte hastalar n izolasyonu, [4] dermatitli ve ayn epidemik kökenle kültür pozitifli i saptanan personelin ayr lmas, [5] epidemik kökenle kontamine bölgelerde dezenfeksiyon ve el y kama donan mlar n n takviye edilmesi, [6] epidemik kökenle infekte hastalar n mümkünse taburcu edilmesi, [7] sterilizasyon ve hemflirelik tekniklerinin yeniden gözden geçirilmesi, [8] epidemik kökenlerin saptanmas durumunda medikal kay tlarda bunlarla ilgili bilgilerin bulunmas d r (62). Enterokoklar Enterokoklar, kad n genital sistemi ve gastrointestinal sistemin normal floras nda bulunan Gram-pozitif koklard r. Endokardit, yara ve üriner sistem infeksiyonlar ve septisemi gibi ciddi infeksiyonlara neden olurlar. Hastane infeksiyonlar na neden olan etkenler aras nda ikinci, kan kültürle-

52 Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 Tablo 5. Vankomisin Dirençli Enterokoklar n Özellikleri rinden izole edilen patojenler aras nda ise üçüncü s rada yer al rlar (7). Enterokoklar hastalar n normal floras nda bulunur ve infeksiyonlar n ço u endojen kaynakl d r. Baz kökenlerin hastalar ve hastaneler aras nda yay ld görülür. Hastane personeli çoklu dirençli enterokoklar ellerinde veya d flk lar nda tafl yarak hastalara geçiflte kaynak oluflturabilir. Enterokok kökenlerinin ço u intrensek olarak penisilinler, aminoglikozidler, sefalosporinler, monobaktamlar, trimetoprim-sülfametoksazol ve makrolidlere dirençlidirler. Son y llarda vankomisine de artan oranda direnç bildirilmektedir (7,38). Vankomisine dirençli enterokok (VRE) infeksiyonlar Amerika Birleflik Devletleri nde giderek artan oranda görülmekte ve bu infeksiyonlarda E. faecalis ve daha az oranda da E. faecium etken olarak saptanmaktad r (38). 1989-1993 y llar aras nda VRE oran hastanelerde % 0.3 ten % 7.9 a, yo un bak m birimlerinde ise % 0.4 ten % 13.6 ya yükselmifltir (63). VRE ve di er enterokok infeksiyonlar çeflitli faktörler ile iliflkilidirler. Bu faktörler, ciddi hastal k veya immün yetmezlik gibi hastaya ait özellikler, intraabdominal veya kardiyotorasik cerrahi giriflimler, santral venöz kateterler, idrar sondalar, uzun süreli hospitalizasyon, çoklu antibiyotik kullan m, co rafi da l m ve infekte kifliye yak nl kt r (63,64). VRE hastadan hastaya, direkt veya geçici olarak hastane personelinin elleriyle, kontamine çevresel yüzeyler veya hasta bak m nda kullan lan elektronik termometre gibi aletler ile de geçebilmektedir (38). drar sondas tak l rken hastan n rektal veya perianal bölgesinden mesaneye bulaflma olas l nedeniyle aseptik teknikler önemli olmaktad r. Enterokoklarda vankomisin direnci dört grup alt nda incelenir: VanA, VanB,VanC ve VanD. Direnç tipi, vankomisin direnç düzeyine, indüklenebilme özelli ine, di er bakteri türlerine geçme özelli ine göredir. Direnç tipleri ve özellikleri Tablo 5 te özetlenmifltir. Enterokok infeksiyonlar n n %85-90 nda etken E. faecalis tir ve vankomisin ile tedavi edilebilir. Ancak vankomisine dirençli E. faecium kökenleri henüz aktif bir antibiyoti in bulunmamas nedeniyle tedavide sorun olufltururlar. Teikoplanin ve Synercid (kinupristin/dalfopristin) veya rifampisin, siprofloksasin ve gentamisin gibi antibiyotik kombinasyonlar tedavide kullan labilir (11,65). Enterokoklarda vankomisin direncinin yay l - m n n önlenmesi için Centers for Diseases Control and Prevention (CDC) nin önerileri, sürveyans, izolasyon ve tedavi üzerine odaklanm flt r (66). Vankomisin kullan m, VRE kolonizasyonu ve infeksiyonu için risk faktörü olarak rapor edilmifltir (67). Vankomisinin kullan m s n rlanarak kullan m indikasyonlar belirtilmifltir. Bu indikasyonlar: [1] ß-laktama dirençli Gram-pozitif mikroorganizmalar n neden oldu u infeksiyonlar, [2] ß-laktamlar n neden oldu u allerji durumlar, [3] metronidazole yan t al nmayan veya ciddi ve hayat tehdit eden antibiyotikle iliflkili kolitler, [4] American Heart Association taraf ndan belirlenmifl olan endokardit profilaksisi, [5] MRSA veya metisiline dirençli S. epidermidis (MRSE) in prevalan oldu u yerlerde prostetik implantasyon profilaksisidir. Hastane infeksiyonlar nda vankomisinin rutin ampirik kullan m MRSA epidemisi veya endemik MRSA infeksiyonunda ciddi infeksiyonlar n olufltu u durumlar d fl nda önerilmemektedir. Toplumdan kazan lm fl infeksiyonlarda vankomisin kullan m ise yukar da belirtilen MRSA infeksiyonu beklenen durumlar, metisiline dirençli koagülaz-negatif stafilokoklar n neden oldu- u prostetik kapak hastal olas l olan hastalar ve penisiline dirençli S. pneumoniae insidans n n yüksek oldu u bölgelerdeki akut pürülan menenjitler ile s n rl d r. Enterokoklarda ß-laktam antibiyotiklere direnç, ß-laktamaz sentezi veya PBP lerdeki de ifliklik sonucu oluflur. Her iki mekanizma da E. faecalis ve E. faecium da saptanm flt r (68). E. faecium da artm fl penisilin direnci daha önceden var olan PBP 5 in afl r üretiminden dolay d r (68,69). Enterokoklarda çok yüksek M K de erine neden olan yüksek düzeyde aminoglikozid direnci de vard r. Yüksek düzeydeki bu direnç üç flekilde meydana gelebilir: [1] ribozomal direnç, [2] aminoglikozid modifiye eden enzim sentezi, [3] aminoglikozidin hücre içine al m nda bozukluk (70,71). Enterokoklarda PBP 5 in afl r üretimi veya ß-laktamaz sentezi ile oluflan penisilin direnci ile beraber glikopeptid direnci ve yüksek düzeyli gentamisin direnci görülebilir. Direncin bu flekli en çok E. faecium da gözlenmifltir (69). Enterokoklar n yeni direnç determinantlar gelifltirmesi birçok antibiyoti in kullan m n k s tlam flt r. Birçok köken tetrasiklinlere (tetk, tetl, tetm ve teto genleri yoluyla), M K (µg/ml) Direncin Mekanizma Fenotip ve Vankomisin Teikoplanin Transferi Tür Kazan lm fl Direnç VanA E. faecium >64 >16 + Transpozon E. faecalis VanB E. faecium 8-64 <1 + Kromozomal E. faecalis VanD E. faecium 8-32 <1 - Kromozomal E. faecalis ntrensek Direnç VanC 8-32 <1 - Kromozomal E. gallinarum E. casseiflavus

Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 53 Tablo 6. ß-Laktamlara Direnç Geliflim Yollar E. coli, Klebsiella spp., P. mirabilis: Ampisilin, üçüncü kuflak sefalosporinler, inhibitörlü ilaç kombinasyonlar na direnç 1. Bush grup 2b ß-laktamaz: Ampisiline direnç 2. Bush grup 2be ß-laktamazlar (ESBL): Üçüncü kuflak sefalosporinler ve aztreonama direnç 3. Bush grup 2br ß-laktamazlar (IRT): nhibitörlü ilaç kombinasyonlar na direnç 4. Yüksek düzeyde Bush grup 2b ß-laktamaz yap m : nhibitör ilaç kombinasyonlar na direnç Enterobacteriaceae (indüklenebilir ß-laktamaz): Sefalosporinlere direnç 1. Yüksek düzeyde Bush grup 1 ß-laktamaz yapan mutantlar n seleksiyonu: Genifl spektrumlu sefalosporinlerle tedavi s ras nda geliflen direnç Enterobacteriaceae: Karbapenemlere direnç 1. Karbapenemaz yap m : Serratia ve Enterobacter 2. Yüksek düzeyde Bush grup 1 ß-laktamaz yap m ve permeabilite azalmas : Enterobacter 3. PBP lerde de ifliklik: P. mirabilis P. aeruginosa: Anti-Pseudomonas penisilinler, imipenem, sefalosporinlere direnç 1. Bush grup 2 ß-laktamaz yap m : Anti-Pseudomonas penisilinlere direnç 2. Yüksek düzeyde Bush grup 2 ß-laktamaz yap m : Anti-Pseudomonas penisilinler ve sefalosporinlere direnç 3. D fl membran porinlerinin kayb : mipenem direnci makrolidlere (erm geni yoluyla) ve kloramfenikole (cat geni yoluyla) dirençlidir. Gentamisine yüksek seviyede dirençli birçok E. faecalis kökeni siprofloksasine de dirençlidir (69). Bunun d fl nda kloramfenikol, norfloksasin ve tetrasiklinin E. faecalis ve E. faecium da aktif eflüksü de gösterilmifltir (72). Gram-Negatif Basiller Gram-negatif mikroorganizmalar 1950 ve 1960 l y llarda hastane infeksiyonlar na neden olan önemli etkenler olmufllard r. Bu y llarda yeni ß-laktamlar n kullan m ile kontrol alt na al nabilmifllerdir. Bugün bu ajanlara de iflen oranlarda olmak üzere direnç geliflimi söz konusudur. Direnç saptanan bu mikroorganizmalar, E. coli, Klebsiella türleri, Acinetobacter türleri, Enterobacter cloaceae, Serratia türleri, Pseudomonas türleri, Burkholderia türleri ve Citrobacter türleridir. Gram-negatif mikroorganizmalar, bakteriyemi, üriner sistem infeksiyonlar, pnömoni ve yara infeksiyonlar gibi çeflitli hastane infeksiyonlar n n etkenleridirler. Nozokomiyal bakteriyemilerin % 50-60 ndan sorumludurlar (1,7). Enterobacteriaceae de üçüncü kuflak sefalosporinleri hidrolize eden ß-laktamaz enziminin saptanmas 1980 lerin sonlar nda olmufltur (29). Enterobacteriaceae de Enterobacter türleri, Citrobacter freundii, Morganella morganii, Providencia türleri ve Serratia marcescens ten oluflan genifl bir grup, AmpC (Bush-Jacoby-Medeiros grup 1) enzimini üretirler. Bu mekanizma yoluyla direnç geliflmesinin baz üçüncü kuflak sefalosporinlerin kullan m ile korele oldu u ve stabil olarak dereprese enzim oluflturan bu türlerin oluflturdu u infeksiyonlar n seyrinin a r oldu u görülmüfltür. Son zamanlarda bu enzimi kodlayan genlerin plazmid üzerinde bulundu u ve K. pneumoniae gibi di er türlere aktar - labildi i gösterilmifltir (73). Ancak son y llara kadar Klebsiella da problemin önemi farkedilmemifl ve üçüncü kuflak sefalosporinlere direnç ile ilgili çok az bildirim olmufltur. National Nosocomial Infection Surveillance (NNIS) verilerinde, K. pneumoniae kökenlerinde 1987-1991 y llar aras nda %2.6 l k bir direnç art fl bildirilmifltir (25). 1989 da bildirilen direnç oran %16, 1993 te ise %43 tür. Ayn dönemde P. aeruginosa da seftazidim direnci, %13.2 de sabit olarak kalm flt r (25). Plazmide ba l AmpC ß-laktamaz, ilk olarak genifl spektrumlu sefalosporinler ve sefoksitine dirençli K. pneumoniae kökeninde saptanm flt r. Daha sonralar E. coli de de saptanan plazmide ba l AmpC ß-laktamaz enziminin kayna n n, Enterobacter, C. freundii, ve P. aeruginosa n n kromozomal genleri oldu u görülmüfltür. Bu enzimler, aminoglikozidler, kloramfenikol, tetrasiklinler ve sülfonamidlere dirençten de sorumludurlar (35). Dördüncü kuflak sefalosporinlerin, Amp C ß-laktamaz enzimine afiniteleri ve dayan kl l klar düflük olup, Gramnegatif mikroorganizmalar n periplazmik bölgelerine h zla penetre olma yetene indedirler. Dolay s yla ciddi infeksiyonlarda veya ampirik olarak kullan l rlar (73). Enterobacteriaceae de çoklu dirençli kökenler saptanm fl ve d flk kolonizasyonunun infeksiyon oluflmas nda risk faktörü oldu u gösterilmifltir (7). Di er hastalardaki risk faktörleri ise, daha önceden sefalosporinlerin (özellikle seftazidimin) kullan m, yo un bak m biriminde kal fl süresi ve invazif ve önceki cerrahi giriflimler olarak bildirilmektedir (25). Oksiimino-ß-laktamlara (seftazidim, sefotaksim, seftriakson ve aztreonam) direnç geliflimi artan say da extended-spectrum ß-laktamaz (ESBL) lara ba l d r (74). Enterobacteriaceae de ESBL prevalans dünyada %74 olarak bildirilmektedir. Ülkemizde ise oran E. coli de %14.7, Klebsiella da %53.3 tür (75). ESBL ye ba l direnç, K. pneumoniae, E. coli ve zaman zaman Proteus mirabilis te plazmid transferi ile h zla yay labilmektedir. Bugüne kadar 28 adet TEM kökenli, 7 adet SHV kökenli ESBL tan mlanm fl ve bu enzimlerin sefamisinler (sefotetan, sefoksitin ve di- erleri) d fl nda üçüncü kuflak sefalosporinleri hidrolize edebildi i saptanm flt r (52). Ancak P. aeruginosa ve di er iliflkili türlerde üçüncü kuflak sefalosporinlere direnç, indüklenebilir kromozomal ß-laktamaz yap m na ba l olup, yay - l mlar daha yavaflt r (52).

54 Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 Son zamanlarda art fl gösteren salg nlar, üçüncü kuflak sefalosporinlerin fazla miktarda kullan ld hastanelerde, di er Gram-negatif basillerde de ESBL lerin bulunabildi ini göstermektedir. Seftazidim ile yap lan çal flmalarda ESBL lerin üçüncü kuflak sefalosporinleri hidrolize etme derecelerinin farkl l k gösterdi i saptanm flt r. Ek olarak, amoksisilin ve klavulanik asid veya seftazidim ve klavulanik asid ile yap lan sinerji çal flmalar nda da ESBL saptand nda bu antibiyotiklerin etkisiz oldu u gösterilmifltir. Hastanelerde salg n fleklinde direnç yayan bakterilerde plazmid ve DNA analizlari yap larak moleküler tiplendirmelerinin yap lmas önerilmektedir (52). ESBL ye ba l direncin kontrolünde uygulanacak ilk ifllem, el y kama gibi temel infeksiyon kontrol ölçütlerinin öncelikle denetlenmesidir (76,77). Plazmide ba l ESBL yapan Enterobacteriaceae nin neden oldu u salg nlar n önlenmesindeki baflar s n rl d r. Bu hastalarda sefalosporinlerin kesilmesinden dört y l sonra dahi bu organizmalarla persistan kolonizasyon gösterilmifltir (76). Buna karfl n, Acinetobacter de plazmide ba l olmayan imipenem direnci iyi bir sürveyans çal flmas ile kontrol alt na al nabilmifltir (78). Bu deneyim, kromozoma ba l direncin plazmid ile aktar labilen dirence oranla daha iyi kontrol edilebilece ini düflündürse de kromozom ve plazmid aras ndaki potansiyel gen transferi nedeniyle böyle bir yarg ya varmak do ru de ildir. P. aeruginosa ve Burkholderia cepacia da fluorokinolonlara ve aminoglikozidlere spesifik ba lanma bölgelerinde azalmaya ba l olarak direnç görülmektedir. Tedavi edilemeyen Pseudomonas infeksiyonlar giderek artmakta ve özellikle yo un bak m birimlerinde, kistik fibrozlu veya infeksiyona duyarl hastalarda ölüm nedeni olmaktad r. P. aeruginosa ve B. cepacia da ß-laktamaz yap m d fl nda, ek olarak, permeabilite azalmas na ba l karbapenemlere direnç geliflmektedir (77,78). Enterobacteriaceae de klinik izolatlarda karbapenem direnci nadirdir. mipenemin yayg n kullan m na karfl n direnç oran n n %5 in alt nda oldu u görülmektedir. Karbapenem direnci, PBP de iflikli i, enzimatik y k m ve permeabilite de iflikli ine ba l d r. Enterobacter ve Serratia kökenlerinin baz lar nda afl r AmpC ß-laktamaz yap m n n yan s ra permeabilite de iflikli ine ba l imipeneme direnç geliflir. Bush grup 2f nonmetallo-ß-laktamaz enzimi baz Enterobacter ve Serratia kökenlerinde gösterilmifltir. Son y llarda P. mirabilis te PBP 2 nin modifikasyonuna ba l direnç geliflimi Fransa da saptanm flt r (35,79). Stenotrophomonas maltophilia epidemiyolojik ve klinik özellikleri yönünden P. aeruginosa ya benzeyen, genifl spektrumlu antibiyotiklerin yo un olarak kullan ld bölgelerde önemli olan bir patojendir. Özellikle karpapenemlerin kullan ld yo un bak m birimlerindeki mekanik ventilasyonlu hastalar, santral venöz kateteri olan hastalar ve imipenem kullanan kanserli hastalarda infeksiyon riski yüksektir. Bu mikroorganizma indüklenebilir iki kromozomal enzim yapar. Penisilinleri ve karbapenemleri hidroliz eden bu enzimler, Bush grup 2e sefalosporinaz ve Bush grup 3 metallo-ß-laktamaz enzimleridir. Bu enzimler S. maltophilia da imipenem, penisilinler, sefotaksim ve seftriakson gibi sefalosporinlere direnç gelifliminden sorumludurlar. Piperasilin, seftazidim, baz ß- laktam/ß-laktamaz inhibitörü kombinasyonlar na duyarl - l k, kromozomal ß-laktamaz enziminin ekspresyonuna ba l d r (35,79). Enterobacteriaceae de ß-laktam antibiyotiklere direnç kazanma yollar Tablo 6 da özetlenmifltir (35). Mycobacterium tuberculosis Multidrug-resistant M. tuberculosis (MDR-TB) in nozokomiyal geçifli HIV ile infekte kiflilerin bulundu u birimlerle genel hastane birimlerinde görülebilir. MDR-TB salg nlar ile ilgili ilk raporlar 1988 y l n n bafllar nda bildirilmeye bafllam flt r. Mortalite oran %72-89 aras nda de iflmekte ve tan ve ölüm aras ndaki süre çok k sa olmaktad r. Tüberküloz basilini tafl yan hastalar n baz lar nda antitüberkülö ilaçlar n yedisine birden direnç görülebilmektedir. MDR-TB, sa l k personeli için önemli bir sa l k sorunu olarak görülmekte ve hastanede oldu u kadar toplum için de önemli olmaktad r (7). Kaynaklar 1. Bartlett JG, Froggatt JW. Antibiotic resistance. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1995; 121: 392-6 2. Wise R, Hart T, Cars O, Streulens M, Helmuth R, Huovinen P, Sprenger M. Antimicrobial resistance. Is a major threat to public health. Br Med J 1998; 317:609-10 3. Rex JH, Rinaldi MG, Pfaller MA. Resistance of Candida species to fluconazole. Antimicrob Agents Chemother 1995; 39:1-8 4. Richman DD. Clinical significance of drug resistance in human immunodeficiency virus. Clin Infect Dis 1995; 21(Suppl 2):S166-9 5. White NJ. The treatment of malaria. N Engl J Med 1996; 335: 800-6 6. Pillay D, Zambon M. Antiviral drug resistance. Br Med J 1998; 317:660-2 7. Cohen FL, Tartasky D. Microbial resistance to drug therapy: a review. Am J Infect Control 1997; 25: 51-64 8. Goldmann DA, Weinstein RA, Wenzel RP, Tablan OC, Duma RJ, Gaynes R, et al. Strategies to prevent and control the emergence and spread of antimicrobial-resistant microorganisms in hospitals. JAMA 1996; 275:234-40 9. Vandenbroucke-Grauls CM. The threat of multiresistant microorgamisms. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1993; 12(Suppl 1): 27-30 10. Centers for Disease Control. Nosocomial transmission of multi-drug resistant tuberculosis to health-care workers and HIVinfected patients in an urban hospital-florida. MMWR Morbid Mortal Wkly Rep1990; 39:718-22 11. Cohen ML.Epidemiology of drug resistance: implications for a post-antimicrobial era. Science 1992; 257:1050-5 12. Shlaes DM, Binczewski B, Rice LB. Emerging antimicrobial resistance and the immunocompromised host. Clin Infect Dis 1993; 39: 718-22 13. Schentag JJ. Understanding and managing microbial resistance in institutional setting. Am J Health Syst Pharm 1995; 52 (Suppl 2): S9-14. 14. Stephens DS, Farley MM. Editorial. Am J Med Sci 1996; 311: 1-2 15. Burns JL. Mechanisms of bacterial resistance. Pediatr Clin North Am 1995; 42: 497-507 16. Fraimow HS, Abrutyn E. Pathogens resistant to antimicrobial agents. Infect Dis Clin North Am 1995; 9: 497-530 17. Meyers BR. Bacterial resistance: exploring the facts and myths. Bull NY Acad Med 1987; 63: 211-6 18. Holmberg SD, Solomon SL, Blake PA. Health and economic impacts of antimicrobial resistance. Rev Infect Dis 1987; 9: 1065-78

Klimik Dergisi Cilt 14, Say :2 55 19. Hawkey PM. The origin and molecular basis of antibiotic resistance. Br Med J 1988; 317:657-60 20. Centers for Disease and Prevention. Defining the public health impact of drug-resistant Streptococcus pneumoniae: report of a working group. MMWR Morbid Mortal Wkly Rep 1996; 45(RR1): 1-20 21. Lonks JR, Medeiros AA. The growing threat of antibiotic-resistant Streptococcus pneumoniae. Med Clin North Am 1995; 79: 523-35 22. Musher DM. Pneumococcal pneumonia including diagnosis and therapy of infection caused by penicillin-resistant strains. Infect Dis Clin North Am 1991; 5: 509-21 23. Gray BM, Converse GM 3rd, Dillon HC Jr. Epidemiologic studies of Streptococcus pneumoniae in infants: acquisition, carriagei and infection during the first 24 months of life. J Infect Dis 1980; 142: 923-33 24. Tomasz A. Multiple antibiotic-resistant pathogenic bacteria: a report on the Rockefeller University workshop. N Engl J Med 1994; 330: 1247-52 25. Maurer SS, Urban C, Rahal JJ. Current perspectives on multidrug-resistant bacteria. Infect Dis Clin North Am 1996; 10:939-57 26. Pradier C, Dunais B, Carsenti-Etesse H, Dellamonica P. Pneumococcal resistance patterns in Europe. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1997; 16:644-7 27. Leblebicio lu H. Solunum yolu infeksiyonlar : etkenler ve antimikrobiyal direnç. Prognoz 1998; 1:3-5 28. Tomasz A. Antibiotic resistance in Streptococcus pneumoniae. Clin Infect Dis 1997; 24 (Suppl 1): 85-8 29. Amyes GB, Gemmel CG. Antibiotic resistance. J Med Microbiol 1997; 46: 436-70 30. Moosdeen F. The evolution of resistance to cephalosporins. Clin Infect Dis 1997; 24: 487-93 31. Appelbaum PC. Epidemiology and in vitro susceptibility of drug-resistant Streptococcus pneumoniae. Pediatr Infect Dis J 1996; 15:932-9 32. National Committee for Clinical Laboratory Standards. Performance Standards for Antimicrobial Disk Susceptibility Tests. Sixth Informational Supplement M100-S6. Villanova, PA: National Committee for Clinical Laboratory Standards, 1995 33. Jacobs MR, Appelbaum PC. Antibiotic resistant pneumococci. Rev Med Microbiol 1995; 6:77-93 34. Jacobs MR. Treatment and diagnosis of infections caused by drug-resistant Streptococcus pneumoniae. Clin Infect Dis 1992;15:119-27 35. Pitout JDD, Sanders CC, Sanders WE. Antimicrobial resistance with focus on beta-lactam resistance in gram-negative bacilli. Am J Med 1997; 103:51-9 36. Vali L, Lindsay G, Thomson CJ, Amyes SGB. ß-lactamases in Haemophilus influenzae isolated in Glasgow [Abstract]. In: 94th Annual Meeting of the ASM. Washington, DC: American Society for Microbiology 1994. Abstract A-72 37. Daum RS, Murphey-Corb M, Shapira S, Dipp S. Epidemiology of ROB ß-lactamase among ampicillin-resistant Haemophilus influenzae isolates in the United States. J Infect Dis 1988; 157:450-5 38. Bush K, Jacoby GA, Medeiros AA. A functional classification scheme for ß-lactamases and its correlation with molecular structure. Antimicrob Agents Chemother 1995; 39:1211-33 39. Vali L, Thomson CJ, Amyes SGB. Incidence of ß-lactam resistance in Haemophilus influenzae [Abstract]. In: 95th Annual Meeting of the ASM. Washington, DC, American Society for Microbiology 1995. Abstract A-81 40. Vali L, Thomson CJ, Amyes SGB. Haemophilus influenzae: identification of a novel ß-lactamase. J Pharm Pharmacol 1994; 46 (Suppl 2):1041 41. Retsema J, Girard A, Schelkly W, et al. Spectrum and mode of action of azithromycin (CP-62, 993), a new 15-membered-ring macrolide with improved potency against gram-negative organisms. Antimicrob Agents Chemother 1987; 31: 1939-47 42. Speer BS, Shoemaker NB, Salyers AA. Bacterial resistance to tetracycline: mechanisms, transfer, and clinical significance. Clin Microbiol Rev 1992; 5: 387-99 43. Jahn G, Laufs R, Kaulfers P-M, Kolenda H. Moleculer nature of two Haemophilus influenzae R factors containing resistances and the multiple integration of drug resistance transposons. J Bacteriol 1979; 138:584-97 44. de Groot R, Chaffin DO, Kuehn M, Smith AL. Trimethoprim resistance in Haemophilus influenzae is due to altered dihydrofolate reductase(s). Biochem J 1991; 274(Pt3):657-62 45. Steingrube VA, Wallace RJ, Beaulieu D. A membrane-bound precursor ß-lactamase in strains of Moraxella catarrhalis and Moraxella nonliquefaciens that produce periplasmic BRO-1 and BRO-2 ß-lactamases. J Antimicrob Chemother 1993; 31: 237-44 46. Christensen JJ, Keiding J, Schumacher H, Bruun B. Recognition of a new Branhamella catarrhalis ß-lactamase-BRO-3. J Antimicrob Chemother 1991; 28:774-5 47. Wallace RJ, Steingrube VA, Nash DR, et al. BRO ß-lactamase of Branhamella catarrhalis and Moraxella subgenus Moraxella, including evidence for chromosomal ß-lactamase transfer by conjugation in B.catarrhalis, M.nonliquefaciens and M.lacunata. Antimicrob Agents Chemother 1989; 33: 1845-54 48. Shannon KP, Phillips I. A computer program for the storage and analysis of minimum inhibitory concentrations of antimicrobial agents. Binary 1990; 2: 89-95 49. Cookson BD. Progress with establishing and implementing standards for infection control in the UK. J Hosp Infect 1995; 30 (Suppl): S69-75 50. Johnston BL. Methicillin-resistant Staphylococcus aureus as a cause of community-acquired pneumonia- a critical review. Semin Respir Infect 1994; 9:199-206 51. Boyce MJ. Methicillin-resistant Staphylococcus aureus. Detection, epidemiology, and control measures. Infect Dis Clin North Am 1989; 3: 901-13 52. Segal-Maurer S, Urban C, Rahal JJ. Current perspectives on multidrug-resistant bacteria. Infect Dis Clin North Am 1996; 10: 939-57 53. Sanders CC, Sanders WE Jr, Thomson KS. Fluoroquinolone resistance in staphylococci: new challenges. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 1995; 14(Suppl 1):S6-11 54. Ünal S. Gram-pozitif bakterilerde de iflik antibiyotiklere direnç mekanizmalar. In: Akal n E, ed. Antibiyotiklere Direnç Mekanizmalar ve Antibiyotik Duyarl l k Testleri. stanbul: Pfizer laçlar, 1993:36-44 55. Ünal S. Stafilokoklarda metisiline direnç mekanizmalar. Medikal Magazin 1993; 91: 46-7 56. Hackbarth CJ, Chambers HF. Methicillin-resistant staphylococci: detection methods and treatment of infections. Antimicrob Agents Chemother 1989; 33:995-9 57. Thornsberry C. Methicillin-resistant (heteroresistant) staphylococci. Antimicrob Newslett 1984; 1: 43-50 58. Tomasz A, Drugeon HB, Lencastre HM, Jabes D, Mc Dougal L, Bille J. New mechanism for methicillin-resistant Staphylococcus aureus: clinical isolates that lack the PBP2a gene and contain normal penicillin-binding proteins with modified penicillin-binding capacity. Antimicrob Agents Chemother 1989; 33:1869-74 59. Georgopapadakou NH. Penicillin-binding proteins and bacterial resistance to ß-lactams. Antimicrob Agents Chemother 1993; 37:2045-53 60. Mc Dougal LK, Thornsberry C. The role of ß-lactamase in