KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ Hazırlayan Öğrenciler Fulya MORDOĞAN 7-B Pırıl ALP 7-B Danışman Öğretmen Demet EROL İZMİR, 2012 1
İÇİNDEKİLER 1. Proje özeti...3 2. Projenin amacı...3 3. Giriş...3 4. Yöntem...5 4.1. Materyal...5 4.2. Metot...5 5. Ulaşılan sonuçlar ve sonuçların değerlendirilmesi...7 5.1. Kontrol grubu sonuçları...7 5.2. Deney grubu sonuçları...7 6. Proje Bütçesi...8 7. Proje Takvimi...8 8. Kaynaklar...9 2
Proje Adı: KLİMALARDA ÜREYEN BAKTERİLERE BİTKİSEL YAĞLARIN ETKİSİ 1. Proje Özeti Klimalar günlük yaşantımızın her alanında sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak klimalardan üfleyen havanın klima ateşi, sinüzit, alerjik zatüre, bronşit ve diğer alt solunum yolları hastalıklarına yol açtığı bilinmektedir. Bu hastalıklar klimaların su haznelerinde üreyen çeşitli bakteri ve mantarların veya bunlara ait çeşitli toksinlerin solunum havasına karışması ve insanların bu havayı soluması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu bakımdan klima temizliği oldukça önemlidir. Ancak piyasada satılan klima temizleme ürünleri çeşitli kimyasallar içermekte ve bu kimyasallar çevreye büyük zarar vermektedir. Bu projede kekik, nane, mersin ve lavanta yağlarının çeşitli konsantrasyonlarının klimalarda üreyen Escherichia coli ve Salmonella bakterilerine etkisi araştırılmıştır. Sonuçlara bakıldığında, kekik yağının bulunduğu tüm konsantrasyonlarda ve nane yağının bulunduğu en yüksek konsantrasyonda üreme olmadığı gözlenmiştir. Diğer tüm konsantrasyonlarda ise üremenin olduğu görülmüştür. Buradan hareketle, kekik ve nane yağı klimanın su haznesine eklenerek bakterilerin bu bölgede çoğalması önlenebilir. Herkes tarafından kullanılabilecek bu ekonomik ve çevreci yöntem, çeşitli kimyasallar içeren ve çevreye büyük zarar veren klima temizleme ürünlerine alternatif olacaktır. 2. Projenin Amacı Bu projenin amacı kekik, nane, lavanta ve mersin yağlarının, klimaların havalandırma sistemlerinde üreyen Escherichia coli ve Salmonella bakterilerine etkisini araştırmaktır. Elde edilecek sonuçlar doğrultusunda, insan sağlığına zararlı bakterilere karşı çevreye zarar vermeyen klima temizleme ürünleri geliştirmek hedeflenmektedir. 3. Giriş Klimalar günlük yaşantımızın her alanında sıklıkla kullanılmaktadır. Ancak klimalardan üfleyen havanın klima ateşi, sinüzit, alerjik zatüre, bronşit ve diğer alt solunum yolları hastalıklarına yol açtığı bilinmektedir. İnsanlar sıcak yaz aylarında bile bu tür hastalıklara yakalanabilmekte ve bu durumun klimadan kaynaklandığının pek az insan farkında olmaktadır. Bu hastalıklar klimaların su haznelerinde üreyen çeşitli bakteri ve mantarların 3
veya bunlara ait çeşitli toksinlerin solunum havasına karışması ve insanların bu havayı soluması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu ortamlarda bulunan insanlarda hapşırma, şiddetli öksürük, nefes darlığı ve ateş gibi şikayetler ortaya çıkmakta ve bu durum göz önüne alındığında klimaların temizlenmesi büyük önem taşımaktadır (Teksöz, 2005). Klima temizliğinin önemine pek çok doktor dikkat çekmekte ve buna bağlı olarak piyasada klima temizleyici olarak bilinen çeşitli temizlik ürünleri satılmaktadır. Ancak bu ürünlerin içeriğine bakıldığında ozon tabakasının incelmesine sebep olan CFC gazlarının yanı sıra doğaya ve canlılara zarar veren pek çok kimyasal madde içerdiği görülmektedir (Sanver, 1994). Bu durum düşünüldüğünde konforumuz için vazgeçemediğimiz klimaları, sağlığımızı ve çevreyi olumsuz etkilemeden doğal yollarla temizlemenin yollarını bulmamız gerekmektedir. Doğada bulunan bazı bitkilerin antimikrobiyal etkisi olduğu bilinmektedir. Özellikle kekiğin güçlü bir dezenfektan etkiye sahip olduğu yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır(benli ve Yiğit, 2005). Bunun yanında nane, mersin yaprağı ve lavanta gibi bitkilerin de pek çok faydası olduğu bilinmektedir. Biz bu projede kekik, nane, mersin ve lavanta yağının klimaların su haznelerinde gelişen bazı bakteri türlerine etkisini araştırdık ve aldığımız sonuçlar doğrultusunda bu bitkileri klima temizliğinde kullanmayı amaçladık. Böylece klimanın yarattığı çeşitli hastalıkları çevreyi kirletmeden doğal yollarla önleyebileceğimizi düşündük. 4
4. Yöntem Bu projede deneysel yöntem kullanılmıştır. Bitkisel yağlar kullanılarak, klimadan alınan bakteri miktarındaki değişim gözlenmiştir. 4.1. Materyal: Bitki yağları: Çalışmada kullanılan kekik, nane, lavanta ve mersin yağları aktardan alındı. Bu yağlar %100, %50, %25 oranında etanol ile seyreltildi. Burada etanol kullanılmasının nedeni yağların suda değil, organik çözücülerde çözünmesidir. Mikroorganizmalar: Tüm mikroorganizmaları içeren kültürler sınıf ortamında bulunan bir klimadan sterileküvyon çubukla alındı. Örnek alındıktan sonra çubukların kapakları kapatıldı. Örnek kaplarının hazırlanması: Çalışmada kullanılacak kaplar deterjan yıkandı, bol su ile durulandı ve ısıda steril edildi. 4.2. Metot: Kontrol Grubu: Çalışmanın kontrol grubunda, hiç bitkisel yağ ilave etmeden üretilen 3 farklı bakteri grubu gözlendi. 1.Kontrol grubu: Tüm mikroorganizmaların üreyebileceği genel bir besiyeri olan Caso Agar kullanıldı. Bu ortama hiçbir yağ ilavesi yapmadan, sterileküvyon çubukla klimadan alınan mikroorganizmaların ekimi yapıldı (2 petri). 2. Kontrol grubu: Escherichia coli bakterilerinin üreyebileceği bir besiyeri olan EMB (Eosin metilen blue) kullanıldı. Bu ortama hiçbir yağ ilavesi yapmadan sterileküvyon çubukla klimadan alınan mikroorganizmaların ekimi yapıldı (2 petri). Böylece sadece Escherichia coli bakterilerinin üremesi sağlandı. 5
3. Kontrol grubu: Salmonella bakterilerinin üreyebileceği bir besiyeri olan XLD (Xyloselysinedeoxycholateagar) kullanıldı. Bu ortama hiçbir yağ ilavesi yapmadan sterileküvyon çubukla klimadan alınan mikroorganizmaların ekimi yapıldı (2 petri). Böylece sadece Salmonella bakterilerinin üremesi sağlandı. Deney Grubu: Çalışmanın deney grubunda ise 3 farklı konsantrasyonda uygulanan 4 bitkisel yağın, 3 farklı bakteri grubunun üremesine etkisi araştırıldı. 1. Deney grubu: Tüm mikroorganizmaların üreyebileceği genel bir besiyeri olan Caso Agar besiyerine, sterileküvyon çubukla klimadan alınan mikroorganizmaların ekimi yapıldı. Bu gruba 4 bitkisel yağ (kekik, nane, lavanta ve mersin yağı), 3 ayrı konsantrasyonda (ilk konsantrasyon 200 mikrolitre, ikinci konsantrasyon 100 mikrolitre, üçüncü konsantrasyon 50 mikro litre) ilave edilerek, bakterilerin çoğalması gözlendi. (4x3=12 petri) 2. Deney grubu: Escherichia coli bakterilerinin üreyebileceği EMB (Eosin metilen blue) besiyerine steril eküvyon çubukla klimadan alınan mikroorganizmaların ekimi yapıldı. Bu gruba 4 bitkisel yağ (kekik, nane, lavanta ve mersin yağı), 3 ayrı konsantrasyonda (ilk konsantrasyon 200 mikrolitre, ikinci konsantrasyon 100 mikrolitre, üçüncü konsantrasyon 50 mikro litre) ilave edilerek, bakterilerin çoğalması gözlendi. (4x3=12 petri) 3. Deney grubu: Salmonella bakterilerinin üreyebileceği XLD (Xyloselysinedeoxycholateagar) besiyerine, sterileküvyon çubukla klimadan alınan mikroorganizmaların ekimi yapıldı. Bu gruba 4 bitkisel yağ (kekik, nane, lavanta ve mersin yağı), 3 ayrı konsantrasyonda (ilk konsantrasyon 200 mikrolitre, ikinci konsantrasyon 100 mikrolitre, üçüncü konsantrasyon 50 mikro litre) ilave edilerek, bakterilerin çoğalması gözlendi. (4x3=12 petri) Tüm petriler 37 derecelik etüvde 1 gün büyümeye bırakıldı. 6
5. Ulaşılan Sonuçlar ve Sonuçların Değerlendirilmesi Sonuçlara bakıldığında kekik yağının bulunduğu tüm konsantrasyonlarda üreme olmadığı gözlendi. Ayrıca nane yağının bulunduğu en yüksek konsantrasyonda da üreme olmadığı gözlendi. Diğer tüm konsantrasyonlarda ise üremenin olduğu görüldü. 5.1. Kontrol Grubu Sonuçları 5.2. Deney Grubu Sonuçları a. Kekik yağı ile yapılan deneme sonuçları b. Nane yağı ile yapılan deneme sonuçları c. Lavanta yağı ile yapılan deneme sonuçları 7
d. Mersin yağı ile yapılan deneme sonuçları Sonuçlar değerlendirildiğinde klimalarda üreyen Escherichia coli ve Salmonella bakterilerinin kekik yağına duyarlı olduğu, nane yağının ise yüksek konsantrasyonuna duyarlı olduğu görülmektedir. Buradan hareketle, kekik ve nane yağı klimanın su haznesine eklenerek bakterilerin bu bölgede çoğalması önlenebilir. Bu ekonomik ve çevreci yöntem herkes tarafından uygulanabileceği gibi çeşitli kimyasallar içeren klima temizleme ürünlerinin de yerine geçebilir. 6. Proje Bütçesi 36 petri kabı, kekik, nane, mersin ve lavanta yağları, XLD (Xyloselysinedeoxycholateagar), EMB (Eosin metilen blue), Caso Agar, plastik eldiven, steril eküvyon çubuk 7. Proje Takvimi 21.08.2011 27.10.2011 Alanyazın taraması 28.10.2011 Ege Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü nü ziyaret 29.10.2011 Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü nü ziyaret 01.10.2011 Malzemelerin alımı 02.10.2011 Deney düzeneklerin hazırlanması 15.10.2011 Deney sonuçlarının alımı 16.12.2011 14.01.2012 Raporun yazılması 8
8. Kaynaklar Ersoy, D. ve Sanver, S. (1994). Ozon tabakasının yırtılması ve dünya için önemi. Çevre dergisi, Sayı 10. Teksöz, E. (2005). Havalandırma-klima ve hepafiltrasyon sistemleri ile bu sistemlere bağlı gelişebilecek infeksiyonlar. 4. Ulusal Sterilizasyon Dezenfeksiyon Kongresi, İstanbul. Benli, M. Ve Yiğit, N. (2005). Ülkemizde yaygın kullanımı olan kekik (thymusvulgaris) bitkisinin antimikrobiyal aktivitesi. Orlab On-Line Mikrobiyoloji Dergisi, Cilt: 03 Sayı: 08 Sayfa: 1-8. Smith-Palmer, A.,Stewart, J., Fyfe, L., 1998. Antimicrobial properties of lantessential oils and essences against five important food-borne pathogens. Letters Applied Micobiol26:118-122. http://www.bitkisel-tedavi.com/kekik.htm Projemizi sürdürürken gerekli laboratuar ortamı ve malzemeler konusunda bize destek veren Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü ne teşekkür ederiz. 9