HEKATOMNİDLER ÖNCESİNDE KARİA MİMARİSİ



Benzer belgeler
LABRAUNDA ZEUS TAPINAĞI NIN ARKAİK EVRESİ

HABERLER ÖZBEKİSTAN-TÜRKİYE ULUSLARARASI ARKEOLOJİK ÇALIŞMALAR PROJESİ: ÖZBEKİSTAN DA YERKURGAN MERKEZ TAPINAĞI 2013 YILI ARKEOLOJİK KAZI ÇALIŞMASI

Urla / Klazomenai Kazıları

ATATÜRK KÜLTÜR, DİL VE TARİH YÜKSEK KURUMU KAZI DESTEĞİ: POLEMAİOS ONUR ANITININ KAZI, RESTİTÜSYON VE RESTORASYON RAPORU

15. MÜZE ÇALIŞMALARI ve KURTARMA KAZILARI SEMPOZYUMU

Figür 1. Ny Carlsberg Glyptotek Müzesi ndeki XIII numaralı plaka Katalog 23

TEOS ARAŞTIRMALARI,1996

Bayraklı Höyüğü - Smyrna

Figür 1. Euromos Ion Kymationu. Figür 6-7. Klazomenai lahitlerinde Ion kymationu. Figür 8. Klazomenai lahtinde Ion kymationu

Muhammet ARSLAN KARS KÜMBET CAMİİ (ONİKİ HAVARİLER KİLİSESİ)

Konya İli Beyşehir İlçesi Fasıllar Anıtı ve Çevresi Yüzey Araştırması 2013 Yılı Çalışmaları

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI BÖLÜMÜ MİMARLIK BİLGİSİ YUNAN UYGARLIĞI

BEÇİN KALESİ KAZISI KALE ÇEŞMESİ SONUÇ RAPORU

Teos Çevre Düzenleme Projesi ve Uygulanması İle İlgili Çalışmalar:


HİERAPOLİS, 06/08/14-21/08/14 ÇALIŞMALARI MERMER RESTORASYONU ÇALIŞMALARI

MUGLA LETOON ANTİK KENTİ ÖZDİRENÇ UYGULAMALARI

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE VE RESTORASYON

2014 Yılı Akhisar Thyateira (Thyatira) Antik Kenti ve Hastane Höyüğü Kazıları

Ankara da SELÇUKLU MİRASI. Arslanhane Camii. (Ahi Şerafeddin) 58 YEDİKITA

DOĞAL MATERYALLER TAŞ

KONURALP TEKNİK GEZİ RAPORU

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU ANATOLIA AT ANTIQUITY KONU 3 FRİGLER 1

DASKYLEİON 2011 KAZI SEZONU ÇALIŞMALARI

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

2011 YILI RESULOĞLU KAZISI

GÜZ DÖNEMİ SEÇMELİ DERS LİSTESİ

BURGAZ KAZILARI 2008 YILI ÇALIŞMALARI

MYLASA ANTİK KENTİNDEN BOYA BEZEMELİ BİR İON BAŞLIĞI ÖZET. An Ionic Column Capital with Painted Details from Mylasa ABSTRACT

HACIBAYRAMLAR 1 NO.LU YAPI ASLANLI YANAL SİMA PLAKALARI

2013 YILI TRİPOLİS ANTİK KENTİ KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

İzmir İli Arkeolojik Yüzey Araştırmaları

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

ANTİK DÖNEM İN EN ESKİ BİLİCİLİK MERKEZİ KLAROS

TEOS ARKEOLOJĠ KAZISI 2010 YILI KAZI RAPORU (ĠLK SEZON) Kazı ve Bilimsel AraĢtırmaların Dünü, Bugünü ve Beklentileri

Aynı Duvarda Düzlenmiş ve Düzlenmemiş Yüzeyler

ARAZİ ÖLÇMELERİ. Koordinat sistemleri. Kartezyen koordinat sistemi

HİERAPOLİS KAZISI Hierapolis - Pamukkale Missione Archeologica Italiana

RESULOĞLU YERLEŞİMİ VE MEZARLIK ALANI 2013 YILI KAZI RAPORU

T.C. ŞIRNAK VALİLİĞİ 1990 ULUDERE

YRD. DOÇ. DR. MUSTAFA KARATAŞ IN TÜRK DİLİNDE YANIŞ (MOTİF) ADLARI -ANADOLU SAHASI- ADLI ESERİ ÜZERİNE

The Byzantine-Era Daily Use Pottery Found in the Thermal Spring in Allianoi

Yrd.Doç.Dr. MURAT ÇEKİLMEZ

GÜZ YARIYILI ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ 1. ÖĞRETİM HAFTALIK DERS PROGRAMI PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA ARK131

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS KATALOĞU

MİMARİ BLOKLAR IŞIĞINDA ISAURIA BÖLGESİNİN MİMARİ UYGULAMALARI

TEKNİK RESİM 6. HAFTA

Eski Mısır Tarihi Kaynakları

ZEMİN KAT: 1. NORMAL KAT: 2. NORMAL KAT: ÇATI KATI: ÇATI ARASI KATI: 230 ADA 22 PARSEL :

NOTION ARKEOLOJIK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2016

Aphrodite nin Kenti Aphrodisias

Antik Yunan M.Ö.450 Klasik dönem

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

YAKIN DOĞU ARKEOLOJİSİ / GEÇ-HİTİT KRALLIĞI

NOTION ARKEOLOJİK YÜZEY ARAŞTIRMASI, 2017

PANAZTEPE- MENEMEN KAZISI

PRT 403 Geç Asur-Geç Babil Arkeolojisi

Eğim dereceleri Merdivenler

BODRUM HALİME GÜNDOĞDU TURİZM İŞLETMECİLİĞİ

Makedonya Cumhuriyeti ; 1991 yılında Yugoslavya Sosyalist Federatif Cumhuriyeti nin iç savaşlara girdiği dönemde bağımsızlığını ilan etmiştir.

Tokat ın 68 km güneybatısında yer alan Sulusaray, Sabastopolis antik kenti üzerinde kurulmuştur.

MED SANATI: Arkeolojik kaynaklar ise çok sınırlıdır. Iran arkeolojisinde Demir Devri I I I. safhasıdır (Orta Batı İran da: ).

TAŞINMAZ KÜLTÜR VARLIKLARININ VE SİT ALANLARININ KORUNMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN GEREKLİ PROJELER VE PLANLAR NELERDİR?

İNS1101 MÜHENDİSLİK ÇİZİMİ. Bingöl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2018

SULTAN IZZETTIN KEYKAVUS TÜRBESİ, 1217, SİVAS

KRONOLOJİK İSLAM MİMARİSİ

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

demir ve bronz çağlarının kalıntılarına ulaşılmış, medeniyetlerin doğup yıkıldığı Mezopotamya toprakları üzerindeki Ürdün de, özellikle Roma ve

DUVARLAR duvar Yapıdaki Fonksiyonuna Göre Duvar Çeşitleri 1-Taşıyıcı duvarlar; 2-Bölme duvarlar; 3-İç duvarlar; 4-Dış duvarlar;

ARKEOLOG TANIM A- GÖREVLER

FEN BİLİMLERİ DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI (3, 4, 5, 6, 7 VE 8. SıNıF) TANITIMI. Öğretim Programı Tanıtım Sunusu

BATI ANADOLU HELLENĠSTĠK DÖNEM ANTA BAġLIKLARI

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU DERS 11 HELLEN SERAMİK SANATI

MOBİLYA. Gelenekten gelen ustalığın eseri olan ahşap merdiven çeşitleri kataloğu

2419 ADA 45 PARSEL MİMARİ PROJE RAPORLARI

ENLEME BAĞLANTILARININ DÜZENLENMESİ

ULAŞIM YOLLARINA İLİŞKİN TANIMLAR 1. GEÇKİ( GÜZERGAH) Karayolu, demiryolu gibi ulaşım yollarının yuvarlanma yüzeylerinin ortasından geçtiği

KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ MESKUN VE GELİŞME KIRSAL KONUT ALAN YERLEŞİMLERİ TASARIM REHBERİ

FAYLARDA YIRTILMA MODELİ - DEPREM DAVRANIŞI MARMARA DENİZİ NDEKİ DEPREM TEHLİKESİNE ve RİSKİNE FARKLI BİR YAKLAŞIM

STRATONIKEIA ANTİK KENTİ SU YAPILARI. Antik kent Muğla Milas yolu üzerindedir. Aşağıda görüldüğü gibi Helenistik kurulmuştur.

Görsel İletişim Tasarımı Öğr.Gör. Elif Dastarlı

Köylerin özelliği nedir: yassı, homojen (içe kapalı) kültür ve ekonomi, az sayıda bina tipi

PRT 303 KIBRIS ARKEOLOJİSİ. Prof. Dr. Vasıf Şahoğlu

ÇATI KONSTRÜKSİYONLARINDA GAZBETON UYGULAMALARI Doç.Dr.Oğuz Cem Çelik İTÜ Mimarlık Fakültesi Yapı Statiği ve Betonarme Birimi

PROJE I Ders III ALAN ANALİZİ. Doç.Dr.Reyhan ERDOĞAN. Akdeniz Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü

ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ARKEOLOJİ ANABİLİM DALI DERS KATALOĞU

KİTAP TANITIMI / BOOK REVIEW. Şakir Çakmak, Erken Dönem Osmanlı Mimarisinde Taçkapılar (I ), Ankara 200 ı.

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

KLA 109 ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİSİ. 10. Hafta Doç. Dr. Serdar Hakan ÖZTANER KLA ARKAİK ÖNCESİ EGE ARKEOLOJİ Ege Göçleri Dor Göçleri

T.C. MİMAR SİNAN GÜZEL SANATLAR ÜNİVERSİTESİ MESLEK YÜKSEKOKULU MİMARİ RESTORASYON PROGRAMI ÖN LİSANS DERS BİLGİ FORMU

Th. Bossert, B. Alkım ve H. Çambel tarafından yapılan yüzey araştırmaları sırasında tespit edilmiştir.

Türk Halı Sanatında Bir Teknik Özellik

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ARKEOLOJİ BÖLÜMÜ DERS İÇERİKLERİ

görülen sanat görülmektedir? dallarını belirtiniz.

MENDERES MAGNESİASI PROPYLON: MİMARİ BEZEMELER

ANTİK ÇAĞDA ANADOLU KONU 1 TUNÇ ÇAĞINDA EGE KÜLTÜRLERİ

YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖRESEL MİMARİ ÖZELLİKLERE UYGUN TİP KONUT PROJESİ TRABZON-RİZE EVLERİ

K131 Safeboard Bölme Duvar

TARİHİ BAHÇELERDE RÖLÖVE ve RESTORASYON DERSİ. Restitüsyon Rölöve Restorasyon Rehabilitasyon Renovasyon

Transkript:

Ankara Üniversitesi Rektörlügü Yayınları: 262 HEKATOMNİDLER ÖNCESİNDE KARİA MİMARİSİ Abdulkadir Baran Ankara 2010 DOI: 10.1501/ankara-6455 http://acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/6455/

ÖNSÖZ Bu çalışmanın gerçekleşmesinde katkı sağlayan kişi ve kurumların başında bu konuyu seçmemi öneren ve hiçbir zaman yardımını esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Orhan Bingöl e teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca Ankara Üniversitesi Klasik Arkeoloji Anabilim dalındaki tüm değerli hocalarım ve arkadaşlarıma yardımları, yol göstericilikleri ve olumlu desteklerinden dolayı minnet borçluyum. Arazi çalışmaları Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü tarafından verilen öğrenci çalışması izinleriyle 2002 2005 arasında gerçekleştirilmiştir. İlgili müzelerin personeline çalışmalar sırasında göstermiş oldukları kolaylıklardan dolayı minnettarım. Ayrıca arazi çalışmalarım sırasında büyük yardımlarını gördüğüm Şahin Gümüş, Ufuk Çörtük ve Esra Kocabaşoğlu na şükran borçluyum. 2002 yılı arazi çalışmaları Antalya da bulunan Suna-İnan Kıraç Akdeniz Medeniyetleri Araştırma Enstitüsü tarafından desteklenmiştir. Bu masraflı arazi çalışmalarından birisindeki yükümü hafifletmiş olmaları sebebiyle kendilerine teşekkür ederim. 2002 yılından itibaren Türkiye Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen Yurtiçi-Yurtdışı Bütünleştirilmiş Doktora Burs Programı çerçevesinde desteklenmiş olmam sebebiyle kuruma büyük teşekkür borçluyum. Bu burs yardımıyla tez çalışmasının bir bölümü İsveç Uppsala Üniversitesi nde Prof. Dr. Pontus Hellström ve Doç. Dr. Lars Karlsson denetiminde sürdürülmüştür. Bu evrede iki ay süre ile Roma İsveç Arkeoloji Enstitüsü nde çalışılmıştır. Misafirperverlikleri ve kısmi maddi yardımları nedeniyle Uppsala Üniversitesi Arkeoloji Bölümü ve Roma İsveç Arkeoloji Enstitüsü ne teşekkür ederim. Tüm aileme sonsuz teşekkürlerimle II

METİNDE GEÇEN KISALTMALAR bk. : Bakınız cm : santimetre Çiz. : Çizim Der. : Derinlik Env.Nu. : Envanter Numarası Gen. : Genişlik km : Kilometre krş. : Karşılaştırınız m : metre MÖ : Milattan Önce MS : Milattan Sonra n. : dipnot Nu. : Numara vd. : ve diğerleri Yük. : Yükseklik yy. : yüzyıl Yapı Elemanları İçin Yapılan Kısaltmalar: A. : Arşitrav AB. : Aiol Başlık AntB. : Anta Başlığı D. : Diş Bloğu F. : Friz Bloğu G. : Geison Bloğu İB. : İon Başlığı K. : Kaide SB. : Sütun Boynu T. : Tambur TB. : Taç Bloğu III

İÇİNDEKİLER GİRİŞ 1 BÖLÜM I: Hekatomnidler Öncesi Mimari Elemanlar I.1: Aiol Yapı Elemanları (AB) 8 I.2: İon Yapı Elemanları 21 I.2.1: Kaideler (Speiralar) (K) 21 I.2.2: Tamburlar (T) 25 I.2.3: Sütun Boyunları (SB) 32 I.2.4: İon Başlıkları (İB) 44 I.2.5: Anta Başlıkları (AntB) 64 I.2.6: Arşitrav (A) 71 I.2.7: Frizler (F) 73 I.2.8: Taç Blokları (TB) 79 I.2.9: Diş Sırası Blokları (D) 96 I.2.10: Geison (G) 101 BÖLÜM II: Hekatomnidler Öncesi Yapılar II.1: Tanımlanabilen Yapılar 102 II.1.1: Alazeytin, 30 numaralı Yapı (Heroon?) 102 II.1.2: Alazeytin, 31 numaralı Yapı (Altar?) 105 II.1.3: Halikarnassos, Apollon Tapınağı 107 II.1.4: Labraunda, Zeus Tapınağı in antis Evresi 113 II.1.5: Mylasa, Zeus Karios Tapınağı 119 II.2: Elemanlarla Oluşturulan Hipotetik Yapılar 137 SONUÇ 148 KAYNAKÇA VE KISALTMALAR 160 LEVHALAR LİSTESİ 185 LEVHALAR 201 IV

GİRİŞ Hekatomnidler Öncesinde Karia Mimarisi adını taşıyan bu çalışmada Anadolu nun güneybatısındaki Karia bölgesinde yoğun mimari faaliyetlerin görülmeye başladığı Hekatomnidler dönemi öncesinde yaşanan mimari gelişimin incelenmesi amaçlanmaktadır. Bu amaçla tespit edilebilen mimari elemanlar daha önce tarihlendirilmiş paralel örnekler ışığında tarihlendirilecek ve olası yapılarla bağlantılarının tespit edilmesine çalışılacaktır. Karia bölgesinin oldukça köklü bir geçmişe sahip olmasına karşın mimari gelişimi hakkında kapsamlı bir yayın bulunmamaktadır. MÖ 4. yy.da Maussolleion gibi oldukça önemli bir mimari anıt inşa edebilmiş olan bölgede bu evreden öncesine ait mimari bir kalıntı kesin olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte farklı yayınlarda bahsedilmiş olan mimari elemanlar bölgede daha erkene uzanan bir mimari gelişimin varlığına işaret etmektedir. Bu nedenle mevcut verilerin yüzey araştırmaları ile desteklenerek çoğaltılabileceği anlaşılmıştır. Bu çalışma bölgedeki mimari faaliyetin boyutu ve Karia bölgesinin antik dönem mimarisinin gelişimindeki olası rolünün aydınlatılmasını sağlayacaktır. Ayrıca bu çalışmanın sonuçları, MÖ 4. yy.da Karia da başlayan ve Hellenistik dönem sonlarına kadar takip edilebilen İonik ve/veya İonia Rönesansı 1 olarak adlandırılan mimari yeniden doğuşun kökeni ve gerçekten bir yeniden doğuş mu yoksa süregelen bir geleneğin canlanışı mı olduğu sorularının cevaplanmasına da katkıda bulunabilecektir. YÖNTEM Kapsam ve Sınırlamalar Çalışma konusunun zamansal üst sınırı MÖ 4. yy. başlarından itibaren Karia da Pers satrapı olarak görev yapmış olan Hekatomnos ve ardıllarından oluşan Hekatomnid idaresinde 2 görülen yoğun mimari faaliyetin 1 MÖ 4. yy.daki bu mimari faaliyet ilk olarak Noack (1910, 37 vd.) tarafından İonik Rönesans olarak tanımlanmış ve daha sonraki çalışmalarda da (Demangel 1933, 324 vd; Dinsmoor 1973, 216; Bammer 1972, 34 vd.; Bammer 1980, 275 vd.; Muss-Bammer 2001, 161) bu tanım kabul edilmiştir. Bu terim İon mimarisinin Arkaik dönem örnekleri temelinde yeni unsurlar ilave edilerek yeniden yaygın bir biçimde kullanılmaya başlamış olduğunu ifade etmektedir. Daha sonra ise, bu gelişimin sadece mimariyi kapsamadığı ve kültürel anlamda da geriye dönüşler yaşandığı görüşü temel alınarak İonia Rönesansı olarak tanımlanmıştır (Pedersen 1994, 11 vd.). Bu evrenin en erken yapısı olduğu düşünülen Labraunda Andron B yapısından (Hellström-Thieme 1981, 58-74; Hellström 1994, 41) itibaren görülen mimari yenilikler ve eskiye dönüşlerin Hellenistik dönem içlerine değin takip edilebildiği düşünülmekle birlikte kesin tarihsel sınırlar henüz tespit edilememiştir (Noack 1910, 37 vd.; Bammer 1980, 275 vd.; Pedersen 2001, 97 vd.; Baran 2002, 18 vd.; Pedersen 2004b, 409 vd.). 2 Hekatomnidler döneminin tarihsel gelişimi için bk. Hornblower 1982; Ruzicka 1992; Baran 2002, 18 vd. 1

başlangıcıdır 3. Zamansal alt sınır ise mimari elemanların tarihlenebildiği en erken dönem olarak tespit edilmiştir. Çalışmada incelenecek olan Karia bölgesinin coğrafi sınırları tarih boyunca değişkenlik göstermekle 4 birlikte Anadolu nun güneybatı bölümünü oluşturan antik Karia bölgesinin genel kabul gören sınırları 5 kuzeyde Büyük Menderes ve güneydoğuda Dalaman çayı tarafından belirlenmektedir ve kıyıdaki Kos ile diğer küçük adaları kapsamaktadır. Karia bölgesinde kazılarak açığa çıkartılmış bu döneme tarihlenebilen yapı kalıntısı bulunmaması sebebiyle mimari gelişimin incelenebilmesi için farklı alanlarda tespit edilebilen ve tarih verebilecek kıstaslara sahip yapı elemanlarından yola çıkılmıştır. Bölgede yapılmış çalışmalar sonucunda yayınlanan ya da kısmen tanıtılan örneklerin yanı sıra yapılan yüzey araştırmalarında tespit edilen yeni mimari elemanlar da kapsamlı bir şekilde değerlendirilecektir. Mimari elemanların seçiminde tarihlemede kullanılabilecek özelliklere sahip olması temel alınmıştır, ancak malzeme ve buluntu yeri benzerlikleri yardımıyla diğer mimari elemanlarla ilişkilendirilebilen elemanlar da çalışmaya dâhil edilmiştir. Mimari elemanların değerlendirilmesi sonucunda malzeme, tarih ve buluntu durumu açısından gruplandırılabilen elemanların yapılarla bağdaştırılması yoluna gidilecektir. Bu bağlamda antik kaynakların aktardığı bilgiler, epigrafik veriler ve kazı çalışmalarında elde edilen veriler kullanılacaktır. Yukarıda değinildiği gibi bu çalışmada tarihlendirilebilir mimari elemanlar temel alınmıştır. Bununla birlikte, pek çok yerleşim ve kutsal alanda, incelenen döneme ait yapılardan bağımsız olarak açığa çıkartılmış küçük buluntular ile mimari olarak kesin bir bilgi bulunmayan yapı kalıntıları, tarihlendirilemeyen yapı blokları ve pişmiş toprak mimari elemanlar kapsam dışı tutulmuştur. Aynı şekilde tarihlendirilmesinde kesin veriler tespit edilemeyen tahkimat sistemleri, teras düzenlemeleri ve tüm mezar yapıları da kapsam dışı tutulmuştur. Böylece olabildiğince tartışmalardan uzak kalınarak sağlam veriler ışığında hareket edilmesi sağlanmaya çalışılacaktır. Sınıflandırma İki bölümden oluşan çalışmanın 1. bölümünde incelenen mimari elemanlar Aiol ve İon yapı elemanları olarak ikiye ayrılmışlardır. Aiol yapı elemanları 8 adet pilaster başlık ve bir adet kapı konsolundan oluşmaktadır. Metin içindeki göndermelerde kolaylık sağlaması için AB kısaltması kullanılmış ve elemanlar buluntu yerine göre alfabetik sıralandırılmıştır. 3 Pedersen 1989, 9 vd.; Pedersen 1994a, 11 vd.; Pedersen 2001, 97 vd.; Hellström 1994, 36 vd. 4 Milet in bir zamanlar Karia kenti sayılması buna örnek gösterilebilir. (Greaves 2003, 103-104). Ayrıca Karia satraplığı, Hekatomnidler döneminde Karia dışında da bazı yerleşimleri kapsamış olmakla birlikte bu yerleşimlerde henüz Hekatomnidlere verilebilecek bir yapı kalıntısı tespit edilememiştir (Hornblower 1982, 2-4). 5 Strabon 12.7.2, 12.8.15; Bean 1971, 18 vd., Fig.1; Özgünel 1979, 1; Flensted-Jensen 2004, 1108. 2

İon düzenindeki mimari elemanlar yapıdaki yerleştirilme sıralarına uygun olarak 6 aşağıdan yukarıya doğru takip eden bir sırayla sunulacaktır. Yapı elemanları kendi içlerinde bulundukları yerleşimlerin isimleri temel alınarak alfabetik sıralandırılmışlardır. Mimari elemanlardan aynı tarih, ölçü ve forma sahip olmalarıyla tek bir yapı elemanına ait olarak kabul edilebilecek mimari eleman parçaları tek başlık altında gruplandırılarak bir arada incelenmiştir. Bu şekilde hem mimari elemanların bütünlüğü korunmuş, hem de gereksiz yinelemelerden kaçınılmış olacaktır. Metin içindeki göndermelerde kolaylık sağlanmasına yönelik olarak mimari elemanlar yapı elemanı temel alınarak yapılan kısaltmalarla numaralandırılmıştır. Böylece hem buluntu yeri hem de diğer benzerlikler aracılığıyla yapı elemanlarının bir arada ve bütünlük oluşturacak şekilde değerlendirilmesi mümkün olacaktır. Aynı alanda bulunmuş farklı mimari elemanlar birbirlerinden ayrı olarak eleman bazında değerlendirilmiş ve böylece olası yanlış anlaşılma ve etkileşimlerden uzak tutularak değerlendirilebilmeleri amaçlanmıştır. Bu çalışma kapsamında değerlendirilen İon yapı elemanlarına ait 93 adet mimari parça 40 yapı elemanı halinde, 10 farklı yapı elemanı başlığı altında yerleşimlere göre sıralanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde, ilk bölümde incelenen mimari elemanlar temelinde Hekatomnidler öncesine tarihlenen tanımlanabilen ve hipotetik olarak oluşturulabilen yapılar incelenecektir. Bu bölümde mimari elemanlar ile epigrafik veriler, antik kaynaklar ve mevcut kalıntılar bir arada değerlendirilecektir. Bu bölümün alt başlıklarından ilki tanımlanabilen yapıları, ikincisi ise elemanlara dayanarak oluşturulan hipotetik yapıları kapsayacaktır ve değerlendirmelerde alfabetik sıra takip edilecektir. Tarihlendirme Çalışmanın 1. bölümünde değerlendirilen mimari elemanların farklı bölgelerdeki gelişimleri ve yöresel farklılıkları üzerinde durulmaksızın paralel örnekler ışığında tarihlendirilmeleri amaçlanmıştır 7. Bu yöntemin seçilmesi Arkaik dönemin deneysel mimari anlayışı içinde bölge farklılıklarının çok büyük bir önem taşımadığı düşüncesine dayanmaktadır. Bunun gerekçesi olarak da bugün birbirine çok uzak görünen yerleşimlerin, deniz ticareti ve koloni faaliyetlerine bağlı olarak birbirleriyle irtibat içinde olmaları, yani denizin birleştirici etkisi gösterilebilir 8. Bu nedenle farklı bölgelerde oluşan 6 Mimari içerikli yayınlarda uygulanan sıralama biçimidir. bk. Hellström-Thieme 1982; Lehmann-Spittle 1982; Rumscheid 1994. 7 Mimari elemanların tarihlendirilmesindeki en büyük sorun yapı kalıntılarından bağımsız olarak tespit edilmeleri dolayısıyla herhangi bir kazı verisine sahip olmayışlarıdır. Yapılacak değerlendirmeler daha önceden tarihlendirilmiş paralel örneklerle yapılacak karşılaştırmaları temel almakla birlikte mimari elemanların kazı verisi ya da epigrafik veriler olmaksızın tarihlendirilmelerindeki zorluklar ve karşılaşılan sorunlar daha önce pek çok defa dile getirilmiştir (bk. Altekamp 1989, 49-55; Rumscheid 1994, 2-3; Vandeput 1995, 131, Vandeput 1997, 26). Bu sorunların üstesinden gelebilmenin tek yolu ise daha çok örneğin tespit edilerek incelenmesidir. 8 Karlsson (1994, 142) tarafından en azından MÖ 4. yy. itibarıyla tahkimat sistemlerinde görülen yeniliklerin Akdeniz kıyısındaki yerleşimler arasında oldukça hızlı bir biçimde yayılmış olduğu ve bunun denizin birleştirici etkisi ile açıklanabileceği belirtilmiştir. Aynı durumun diğer mimari yapılar için de geçerli olduğunu kabul etmek mümkündür. Bu 3

mimari gelişimlerin 9 eş zamanlı bir etkileşim 10 içinde olduğu inancıyla mimari elemanların kıyaslanmasında tüm bölge örnekleri bir arada ve ayrım gözetilmeksizin dikkate alınacaktır. Mimari elemanların tarihlendirilmesinde daha önceki çalışmalarda ulaşılan sonuçlar ve paralel örneklerle yapılan kıyaslamalar temel alınacaktır. Üzerinde çalışma yapılmamış mimari yapı elemanları için ise öncelikle tüm bilinen örnekler bir araya getirilerek tarihlendirme kıstasları tespit edilmeye çalışılmıştır. Ancak konumuzdan sapmamak için bu değerlendirmelerin sadece kullanılabilir sonuçları metne aktarılacaktır. Mimari elemanların bazılarında görülen ünik özellikler ve tam paraleli tespit edilmeyen mimari elemanların tarihlendirilmesinde ise detay özelliklerinin karşılaştırılması yoluna gidilecektir. Mimari elemanların tarihlendirilmesinde profil ve oranlamaların kıyaslanması yöntemi, farklı tarihlerden örneklerde benzer profillerin ve oranlamaların kullanılmış olduklarının tespit edilebilmesi sebebiyle, sadece tarih destekleyici unsur olarak kullanılmıştır. Örneğin, Shoe 11, Erder 12 ve Theodorescu 13 tarafından kullanılan rekta ve reversa profillerinin karşılaştırılarak tarihsel gelişimin tespit edilmesi yöntemi çok iyi sonuç vermemesi sebebiyle daha sonraki çalışmalarda 14 kullanılmamış ve mimari bezemelerin tarihlendirilmesi için en etkili yöntemin, tarihlendirilebilen örnekler temelinde yapılan stilistik karşılaştırmalar olduğu kabul edilmiştir. Burada da aynı yöntem izlenilecektir. İon başlıklarında oranlamaların kıyaslanması ilk olarak Puchstein 15 tarafından ortaya atılmış ve bu yöntem Gruben 16, Martin 17 ve Theodorescu 18 tarafından kullanılmıştır. Bununla birlikte Theodorescu 19, Kirchhoff 20 ve McGowan 21 tarafından belirtildiği gibi başlıkların oranlamalarının kıyaslanması her zaman olumlu sonuç vermemektedir. Bu nedenle öncelikle başlığın cephe düzenlemesi ve formu incelendikten sonra oranlamaların değerlendirmeye örnek olarak Sicilya ve Güney İtalya daki yapıların değerlendirilmesinde İonia örneklerinin temel alınması gösterilebilir (Barletta 1990, 45 vd., Barletta 1999, 203 vd.; Costabile 1997, 13 vd.) 9 Örneğin Sicilya ve Güney İtalya daki İonia Deniz Stili (Barletta 1990, 45 vd.) ve Ege adalarındaki Tiranlar Stili (Mossé 1993, 77-82.) tartışmaları. 10 Farklı bölgelerde eş zamanlı yaşanan gelişim ve yerleşimlerin birbirleriyle bağlantılarına verilebilecek çok sayıda örnek bulunmaktadır. Örneğin MÖ 5. yy.da Mylasalı Herakleides in İonia ihtilali sonrasında Massalia ya giderek, İberialı Artemisia için savaşmış olduğunun ve bunun savaş teknikleriyle de tespit edilebildiğinin aktarılması (Bengston 1954, 302-303), Sicilya ve Karia tahkimatlarında benzer tekniklerin kullanılması ve hatta Sicilyalı ustaların Karia da çalışmış oldukları şeklindeki görüşle (Karlsson 1994, 151) uyum göstermektedir. 11 Shoe 1936; Shoe 1952. 12 Erder 1967. 13 Theodorescu 1967. 14 Örneğin: Koenigs 1981a, 143 vd.; Ganzert 1983; Rumscheid 1994; Karaosmanoğlu 1997. 15 Puchstein 1887, 8. 16 Gruben 1963, 78 vd. 17 Martin 1959, 65 vd.; Martin 1972, 303 vd. 18 Theodorescu 1968, 261 vd.; Theodorescu 1980, 47 vd. 19 Theodorescu 1968, 266. 20 Kirchhoff 1988, 10 vd., n.47. 21 McGowan 1997, 230. 4

karşılaştırılması gerekmektedir. Ancak parça halinde ele geçmiş başlıkların tamamlaması kesin olmadığı için bu oranlama kıyaslaması sadece tam örneklerde kullanılabilmektedir. Bu çalışmalara rağmen, İon başlıklarının tarihlendirilmesinde halen karşılaşılan zorluklar ve özellikle aynı dönemde çok farklı uygulamaların görülüyor oluşu Meritt 22 tarafından açık bir biçimde dile getirilmiştir: Bu yargının MÖ 6. ve 5. yy. örnekleri için tamamen geçerli olduğu belirtilmelidir, ancak yine de başlıkların genel düzenlemeleri ve detay özellikleri bizlere tarihlendirme olanağını sunmaktadır. Bu değerlendirmelerin gösterdiği gibi aşağıda incelenecek olan 9 adet İon başlığının tarihlendirilmesinde genel düzenleme ve detay özellikleri temel alınmış, oranlamalar ise destekleyici unsur olarak kullanılmıştır. Mimari elemanlarla kesin olarak karşılaştırılamayan detaylar için diğer sanat eserleriyle yapılan kıyaslamalara da başvurulmuştur. Her ne kadar bazı sanat eserlerinde bireye sunulan bir arz olmaları sebebiyle sanatçıların yaratıcılıklarını daha fazla ortaya koymuş oldukları görülse de mimari elemanlarla bağlantı kurulabilmektedir. Bu nedenle özellikle bezeme detayları için yapılan bu kıyaslamalar gerekli durumlarda tarih önerilerini destekleyici unsurlar olarak kullanılmıştır. Tam olarak tarihlendirilmesi mümkün olmayan mimari elemanlar içinse tarih sınırları tespit edilerek, ikinci bölümde ait oldukları veya olabilecekleri yapılar kapsamında gerçekleştirilecek değerlendirmeler için olasılıklar ortaya konulması amaçlanmıştır. KARİA BÖLGESİ ARAŞTIRMA TARİHÇESİ Karia bölgesinde yürütülen çok sayıda yüzey araştırması ve kazı bulunmakla birlikte çalışma kapsamında değerlendirilen MÖ 4. yy. öncesiyle ilgili tüm bölgeyi inceleyen kapsamlı bir yayın henüz yapılmamıştır. Ancak, bu döneme ait mimari elemanlar ve yapıların açığa çıkartıldığı çalışmalar mevcuttur. Akarca 23 tarafından Milas ve çevresinde çalışmalar yürütülmüştür. Bunlardan en önemli sonuçlar ise Beçin de yer alan kalıntıların incelendiği ve planlarının çıkartılmış olduğu yayındır. Mimari elemanlardan ise iki tanesinden bahsedilmiştir. Bean ve Cook tarafından Karia da yürütülmüş olan yüzey araştırmalarında incelenen döneme ait sadece iki mimari eleman tespit edilmiştir. Bunlardan ilki Cook 24 tarafından Knidos yarımadasında yürütülen çalışmalarda tespit edilen bir Aiol başlık, diğeri ise Bean ve Cook tarafından Bodrum da tespit edilen ve Plommer 25 tarafından incelenmiş olan İon başlığıdır. 22 Meritt 1982, 88: It should be realized that in no architectural member of either Greek order is the individuality and independence of the designer more freely expressed than in the Ionic capital. No firm regular development characterizes these capitals around the Greek world. 23 Akarca 1952, 367 vd.; Akarca 1954; Akarca 1971, 24 vd. 24 Bean-Cook 1952, 178-179, 188, Fig.4, Pl.38.e. 25 Bean-Cook 1955, 169-171, Fig.15, Pl.12 a-b. 5

Laviosa 26 tarafından İasos ta ele geçmiş kabartmalı bir friz bloğunun incelenmesi sonrasında kentteki Arkaik mimari elemanlar ve kutsal alanlar Berti ve Masturzo 27 tarafından incelenmiştir. Tüm resimlerin yayınlanmadığı bu makalede bazı tarihlendirmeler de şüpheli görünmektedir. İasos tan bu evrede mevcut bulunması muhtemel kutsal alanlar ise Laviosa 28 ve Johannowski 29 tarafından yayınlanmıştır, ancak mevcut kalıntılar daha sonraki dönemlere aittirler. Son yıllarda aynı özellikte ikinci bir friz bloğu parçası ise Berti tarafından yayınlanmıştır 30. Pedersen tarafından sütun boyunları üzerine yapılmış olan çalışmada Halikarnassos tan bir örnek yayınlanmıştır 31. Bu sütun boynunun Bodrum da görülmüş bir kopyasından ise daha sonraki çeşitli yayınlarında kısaca bahsedilmiştir 32. Ayrıca yine Pedersen 33 tarafından Bodrum Kalesindeki mimari elemanlar ve Apollon Tapınağı ile olası bağlantıları çeşitli yayınlarda dile getirilmiş olmakla birlikte henüz kapsamlı bir yayın gerçekleştirilmemiştir. Radt 34 tarafından Halikarnassos yarımadasındaki Leleg yerleşimleri üzerinde yapılmış yüzey araştırmaları bölgenin erken dönem tarihinde önemli sonuçlar ortaya koymuştur. Yerleşim biçimleri, tahkimatlar, mezar yapıları ve mevcut kalıntıların değerlendirildiği bu çalışmada sadece Alazeytin ve Kaplandağ antik yerleşimlerinde tarihlendirilebilir mimari elemanlar açığa çıkartılmıştır. Alazeytin deki 31 numaralı yapıya ait başlıklar ise daha önce Paton ve Myres 35 tarafından görülerek kısaca yayınlanmıştır. Radt 36 tarafından Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinde tespit edilmiş bu evreye ait bir konsol bloğu ise Halikarnassos antik kentinde de Leleg stilinde bir yapının bulunabileceğine işaret olarak kabul edilmiştir. Shoe 37 tarafından Rhodos ve Kos ta ele geçmiş mimari elemanların incelendiği çalışmada yayınlanmış olan Kos adasında Şövalyeler kalesinde bulunmuş iki adet mimari eleman adada ele geçen en erken mimari elemanlardır. Serdaroğlu 38 tarafından Euromos antik kentinde tapınak civarında tespit edilen bir Aiol başlık ve pişmiş toprak mimari kaplamalar kısaca tanıtılmıştır, ancak herhangi bir yapı kalıntısı tanımlanmamıştır. Son yıllarda 26 Laviosa 1972, 397-418, Fig.1-8.; Laviosa 1978, 1093-9, Pl.348.7-8. 27 Berti-Masturzo 2000, 217 vd. 28 Laviosa 1987, 47 vd. 29 Johannowsky 1987, 55-58, Fig.1 vd. 30 Berti 2008, 295 vd. 31 Pedersen 1983, 87-93, Abb.1-4 32 Pedersen 1994a, 29, Fig.28; Pedersen 1999, 327, Fig.7. 33 Pedersen 1994a, 30-31. 34 Radt 1970, 39-64, 107, 237 vd. 35 Paton-Myres 1896, 199-200. 36 Radt 1996, 307 vd., Abb.1-7. 37 Shoe 1950, 338 vd. 38 Serdaroğlu 1982, 351-352, Abb.3-5. 6

S. Ateşlier 39 tarafından Euromos ta ele geçmiş pişmiş toprak eserler detaylı olarak incelenmeye başlamıştır. Westholm 40 tarafından Labraunda Zeus Tapınağının erken evresi hakkında kısaca bilgi verilmiş ve yapıya ait olabilecek 36 yivli sütun tamburları bulunduğu aktarılmıştır. Hellström ve Thieme 41 tarafından ise daha sonra Labraunda Zeus Tapınağı üzerinde hazırlanan kapsamlı yayında tapınağın erken evresine işaret eden teknik veriler detaylı olarak incelenmiştir. Ayrıca bu yapıyla bağlantılı olabileceği önerilen mimari elemanların bir kısmı yayınlanmıştır. Mimari elemanlar ve tapınakla bağlantısı ise daha sonra Thieme 42 tarafından kısaca incelenmiştir. Son yıllarda kazısına başlanılmış olan Pedasa antik kenti ilk çalışma sezonundan itibaren Arkaik döneme ait mimari buluntular vermeye başlamıştır. Kazı ekibi tarafından yayına hazırlanmakta olan bu elemanlar Karia bölgesi mimari gelişimi için önemli örneklerdir. 39 Ateşlier, S., Euromos Arkaik Mimari Terrakottaları Üzerine İlk Gözlemler Ege Üniversitesi- Arkeoloji Dergisi,8/2 (2006), 59-78. 40 Westholm 1963, 90-92, 106. 41 Hellström-Thieme 1982, 40-41. 42 Thieme 1993, 47 vd. 7

BÖLÜM I: HEKATOMNİDLER ÖNCESİ MİMARİ ELEMANLAR I.1: AİOL YAPI ELEMANLARI Bu başlık altında incelenecek yapı elemanları 8 pilaster başlık ve bu başlıklarla bağlantılı olarak biçimlendirilmiş bir konsol bloğundan oluşmaktadır. Her ne kadar tüm örnekleri kesin bir biçimde Aiol başlık olarak tanımlanmak mümkün olmasa da işlevsel açıdan ve genel düzenlemeleri bakımından aynı grup altında değerlendirmek mümkündür. Bu nedenle metin içinde yapılacak göndermelerde birlik sağlanabilmesi amacıyla kısaltma terimi olarak Aiol başlık anlamında AB kullanılması tercih edilmiştir. Böylece buluntu yerine göre alfabetik olarak sıralanmış elemanlar AB kısaltmasıyla numaralandırılacaktır. Başlıkların bölümlerine verilen isimler anlam karmaşasına yol açmaması için aşağıdaki şema ile açıklanmaktadır. Nu. : AB.1 Levha Nu. : 1.1 4, 2.1 2 Buluntu Yeri : Alazeytin, 30 Numaralı Yapı Sergilendiği Yer : Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, orta bahçe, Env.Nu. 2251 Ölçüler : Cephe Gen. 1.07 m, gövde alt bitim Gen. 62.5 cm, Yük. 53 cm, Der. 25 cm (Tamlama yapıldığında toplam genişlik 1.35 m, taşıyıcı düzlem genişliği 99 cm olarak hesaplanmaktadır.) Malzeme : Yerel koyu gri sert kireç taşı. Yayın : Radt 1970, 237-255, 258-259, Abb.23, Taf.39, 40.1-3; Betancourt 1977, 51-53, 137, Fig.16, Pl.29; Radt 1978, 334, Pl.91-2. Bodrum yarımadasında Radt tarafından yürütülmüş olan yüzey araştırmaları sırasında antik adı bilinmeyen Alazeytin yerleşiminde 30 numaralı olarak tanımlanan yapının kalıntıları arasında tespit edilmiştir. Her iki volütü de kırılmış olan başlığın volütlerinden sadece bir tanesi tespit edilebilmiştir. Başlık gövdesi büyük oranda sağlam olmakla birlikte alt köşeler 8

aşınarak kırılmış, sol alt köşesi ise kırıktır. Açıkta bulunması sebebiyle başlık yoğun aşınmaya uğramıştır. Cepheleri farklı düzenlenmiş olan başlığın ön cephesi, bezemelerin yüzeyin oyulması ile oluşturulması ile dışbükey bir görünüme sahip olmuştur. Başlığın cephe ve yan alt kısımlarında yer alan kabaca işlenmiş geçiş bölümünün üzerinde cephe ortasında başlayarak diyagonal yükselen ve iki dönüş yaparak volütü sınırlayan bantlar iki yanı hafifçe çukurlaştırılmış yarım daire formundadır (Levha 1.1). Göz oluşturmayan volütlerin alt kısmı ile başlık gövdesi birleşiminde damla biçimli küçük dolgu bezekleri yer alır (Levha 2.1-2). Ancak alt kısmı kırık olan bezeklerin tam formu tespit edilememektedir. Başlık cephe bezeği olarak işlev gören 5 yapraklı büyük bir palmet, volütlerin başlangıç birleşimi üzerinde başlayarak volütler arasındaki üçgen formlu alana uygun olarak yerleştirilmiştir (Levha 1.1, 2.1). Damla biçimli bir çanaktan çıkan küt formlu yapraklardan ortadaki en kalınıdır, kenarlara doğru yapraklar incelerek volüt bantlarının formuna uyum gösterir. Volüt ve palmet kısımları da dahil olmak üzere ince uçlu murçla biçimlendirilmiş olan cephedeki yoğun aşınma sebebiyle alet izleri net olarak izlenememektedir. Başlığın arka cephesi (Levha 1.2, 2.2) ön cepheden farklı bir biçimlendirmeye sahiptir. Gövde kısmı bezemesiz bırakılmış olan başlığın sadece volütleri ve gövde birleşimindeki damla biçimli dolgu bezekleri belirtilmiştir. Ön cepheden farklı bir biçimlendirmeye sahip olan volütler oyularak belirtilmiş 43 bantlarla sınırlandırılmaktadır ve kademeli bir görünüme sahiptirler. Başlık gövdesi ise sivri uçlu murçla düz bir yüzey haline getirilmiştir. Başlık üst yüzeyi (Levha 1.3) sivri uçlu murçla tıraşlanmış düz bir forma sahiptir ve yanlarda volütlerin üst bitimi ile gövde arasında 1 cm lik yükseklik farkı bulunmaktadır. Abakus benzeri bir işlevle başlık üst yüzeyinin taşıyıcı bir düzlem haline getirilmiş olduğu anlaşılmakla birlikte üst yüzeyde herhangi bir bağlayıcı yuvası bulunmamaktadır. Başlık polsteri (Levha 1.3-4) aşağıya doğru daralma gösteren bir forma sahiptir ve ortada geniş bir bolteus bandıyla bezenmiştir. Üstte geniş ve köşeli bir üçgen formuna sahip olan bolteus bandı polsterin daralmasıyla paralel şekilde alta doğru daralarak yuvarlak bir form alır. Başlığın arka cephesinde gövde kısmının bezenmemesi ve sadece volütlerin belirtilmiş olması, gövde kısmının görülmediğine ve gövde genişliğince bir duvara dayanmış olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle de kapı sövesi üst bitiminde yer alan konsol işlevi görmüş bir başlık olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu işlev ve genel düzenleme açısından en yakın paraleller olarak Yakın Doğu dan MÖ 9-8. yy.lara ait örnekler 44 (Levha 2.3) 43 Radt (1970, 240) arka cephe volüt bezemesinin taş işçiliğinden ziyade ahşap işçiliğini andırdığını belirtmektedir. 44 Hazor, MÖ 9. yy. (Wesenberg 1971, 64-5, Abb.127-8; Betancourt 1977, 27, Pl.4-6), Samaria, MÖ 9-8. yy. (Betancourt 1977, 34, Pl.15), Megiddo, MÖ 8. yy. (Wesenberg 1971, 63, Abb.115-120; Betancourt 1977, 28, Pl.8-10, 12), Jerusalem, MÖ 8. yy. (Wesenberg 1971, 64; Betancourt 1977, 37, Pl.21-22), Medeibiyeh, MÖ 8. yy. (Betancourt 1977, 43, Pl.25). Detaylı karşılaştırmalar için bk. Radt 1970, 243-246. 9

ile Kıbrıs tan MÖ 6. yy. içine tarihlenen örnekler 45 (Levha 2.4) gösterilebilir, ancak Alazeytin başlığında volütlerin 2 dönüş yapması bu örneklere göre ilerilik göstermektedir. Batı Anadolu dan MÖ 6. yy.a tarihlenen Aiol başlıklar 46 ise volüt biçimlendirilmesi ile kıyaslanabilmekle birlikte hem yuvarlak alt bitimleri hem de sütün üzerinde yer almak üzere şekillendirilmiş olmalarıyla işlev farklılığı göstermektedirler 47. Volütler arasındaki palmet bezemesine bakıldığında ise Kıbrıs ve Yakın Doğu örneklerinden farklı olarak Anadolu başlıkları ile kıyaslanabileceği görülmektedir. Küt uçlu yaprak biçimlendirilmesi ile en yakın paraleller olarak Bayraklı Athena Tapınağının MÖ 600 civarına tarihlendirilen başlıkları 48 ve yine Bayraklı da bulunmuş MÖ 570 civarına tarihlendirilen başlıklarda 49 görülen 3 yapraklı palmetler tespit edilmektedir. Çanak biçimlendirilmesi ise Neandria 50 ve Klopedi 51 başlıkları ile benzerlik gösterir. Diğer arkeolojik verilere bakıldığında da kesin bir paraleli tespit edilememekle birlikte yaprakların düz ve kalın formu ile MÖ 6. yy. ortasına ait örneklerle 52 benzerlik kurmak mümkündür. Radt 53 tarafından hem genel düzenleme hem de volüt dolgu bezeği aracılığıyla en yakın paralel olarak MÖ 6. yy.a tarihlenen Kıbrıs Tamassos 54 kaya mezarında görülen başlık (Levha 2.4) gösterilmiştir. Hem deniz ticaret yolunda olması hem de Karia nın genelinde olduğu gibi Alazeytin de de Kıbrıs kökenli seramiklerin bulunmuş olması Karia kıyıları ve Alazeytin yerleşiminin Kıbrıs ile yakın ilişkide olduğunu göstermektedir 55. Bununla birlikte Hazor 56 örneğinde (Levha 2.3) görüldüğü gibi MÖ 9. yy.a tarihlenen Yakın Doğu örnekleriyle hem işlev hem de dolgu bezeği ile paralellik 45 MÖ 6. yy. örnekleri: Tamassos (Wesenberg 1971, 68-9, Abb.130-1, Betancourt 1977, 47, Pl.65; Wright 1992, Ill.283; Karageorghis 1978, 365-7, Fig.10.), Salamis (Wesenberg 1971, 68-9, Abb.132), Paphos (Wesenberg 1971, 68-9, Abb.133), Golgoi (Wesenberg 1971, 68-9, Taf.134; Wright 1992, Ill.284.1), Trapeza (Clarke 1886, 15, Fig.7; Wesenberg 1971, 68-9, Abb.135-6; Betancourt 1977, 46, Fig.13). Detaylı karşılaştırmalar için bk. Radt 1970, 243-246. 46 Neandria, MÖ 575-550 (Clarke 1886, 1 vd., Fig.1-2; Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.158-9; Betancourt 1977, 63 vd., Pl.41), Larisa, MÖ 550-525 (Boehlau-Schefold 1940, 142-3, Pl.19.a; Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.152-4; Betancourt 1977, 73 vd., Pl.42, 46), Klopedi, MÖ 6. yy. sonu (Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.166-7; Betancourt 1977, 82 vd., Pl.49), Mytilene, MÖ 6. yy. sonu (Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.165; Betancourt 1977, 87, Pl.50). 47 Smyrna başlıkları (Akurgal 1993a, 78 vd., Şek.69b) gövde alt bitiminin kareye yakın bir forma sahip olmasıyla Batı Anadolu dan en yakın örnekler olarak tespit edilebilmekle birlikte tamamlama çizimlerinden başlık gövdelerinin eliptik forma sahip oldukları görülmektedir. 48 Akurgal 1993a, 78 vd., Şek.67-72. 49 Akurgal 1993b, Fig.14a-c, 36c. 50 Clarke 1886, 1 vd., Fig.1-2; Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.158-9; Betancourt 1977, 63 vd., Pl.41. 51 Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.166-7; Betancourt 1977, 82 vd., Pl.49. 52 Samos tan bronz obje (Buschor 1933, 22; Akurgal 1962, 378, Fig.27), Samos (Buschor 1957, 3, Bei.2) ve Atina dan antefiksler (Vlassopoulou 1990, Cat.13, 25-27). 53 Radt 1970, 251-255. 54 Wesenberg 1971, 68-9, Taf.130-1, Betancourt 1977, 47, Pl.65; Wright 1992, Ill.283; Karageorghis 1978, 365-7, Fig.10. 55 Radt 1970, 244-6, 265 vd.; Karageorghis 1978, 368. 56 Wesenberg 1971, 64-5, Abb.127-8; Betancourt 1977, 27, Pl.4-6. 10

kurulabilmesi bu etkileşimin daha geniş boyutlu olabileceğine işaret etmektedir. Radt 57 tarafından genel gelişim ve paralel örneklerin yanı sıra Pers kralı Harpagos un Karia seferi temel alınarak başlığın MÖ 545-540 sonrasına tarihlenebileceği önerilmiştir. Betancourt 58 tarafından yapılan değerlendirmelerde ise MÖ 6. yy. ikinci yarısı gibi geniş bir tarih aralığı kabul edilmiştir. Yukarıda yapılan değerlendirmelerin gösterdiği üzere mimari açıdan bakıldığında her iki önerinin de kabul edilebilir olduğu anlaşılmaktadır. Daha kesin tarihlendirme için Radt tarafından yapıldığı gibi ait olduğu yapı ve yerleşimin tarihsel gelişimine bakmak gerekmektedir. Bu noktada Karia daki Pers tahribatı ile ilgili kesin bir veri bulunmaması Radt tarafından yapılan tarihlendirmenin tam olarak kabul edilmesini engellemektedir. Bu nedenle daha kesin veriler elde edilene değin mevcut veriler ışığında başlığın MÖ 6. yy. ortasından sonrasına muhtemelen de üçüncü çeyreği içine tarihlendirilmesi daha uygun gözükmektedir 59. Nu. : AB.2 Levha Nu. : 3.1-3, 4.1-2 Buluntu Yeri : Alazeytin, 30 numaralı yapı Sergilendiği Yer : Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, orta bahçe, Env.Nu. 2252 Ölçüler : Gen. 1.06 m, Alt Gen. 62.5 cm, Yük. 53 cm, Der. 25 cm (Tamlama yapıldığında cephe genişliği 1.51 m, taşıyıcı üst düzlem genişliği ise 1.05 m olarak hesaplanabilmektedir.) Malzeme : Yerel koyu gri sert kireçtaşı Yayın : Radt 1970, 237-255, 258-259, Abb.22, Taf.40.4-5, 41.1-2; Betancourt 1977, 51-53, 137, Fig.17, Pl.30-31; Radt 1978, 332 vd., Pl.93-94. Radt tarafından Halikarnassos yarımadasında yürütülmüş olan yüzey araştırmaları sırasında Alazeytin de yer alan antik adı bilinmeyen yerleşimde AB.1 ile aynı alanda tespit edilmiştir. Volütleri kırılmış olan başlığın gövdesinde sadece yan kısımlarda kırılma görülür. Başlığın diğerine göre daha iyi korunmuş olan gövde kenarına ait volütün küçük bir parçası ele geçmiştir. Başlık cepheleri oldukça aşınmış olduğu için bezemelerin orijinalinde daha keskin hatlara sahip olduğu anlaşılmaktadır. AB.1 ile aynı şekilde ön cephesi tamamen arka cephesinin ise sadece volüt kısımları bezenmiş olan başlık yükseklik, derinlik ve alt bitim ölçüleriyle de AB.1 ile benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte hesaplanabilen tamlama ölçüleri cephe genişliğinin yaklaşık 20 cm, üst taşıyıcı düzlem genişliğinin de 6 cm daha fazla olduğunu gösterir. Başlığın cephe ve yanlarında alt kısımda yer alan kabaca işlenilmiş geçiş bölümü (Levha 3.1, 4.1) AB.1 e göre daha iyi korunmuştur ve düz bant 57 Radt 1970, 258-259. 58 Betancourt 1977, 51-53. 59 Yapı bazındaki değerlendirmeler için bk. Bölüm II.1.1 11

biçimli formu ile geçiş bölümü muhtemelen AB.1 ile aynıdır. Başlık yüksekliğince diyagonal yükselen ve kenarlarda iki dönüş yaparak volütleri sınırlandıran bantlar iki yandan hafif çukurlaştırılmış yarım daire formundadır, ancak AB.1 den farklı olarak volüt ön cephede yuvarlak formlu ve üstü düz bitimli bir göze sahiptir. Volütlerle gövde birleşiminde yer alan damla biçimli volüt dolgu bezeği (Levha 4.1) AB.1 ile aynı formda olmakla birlikte daha kötü korunmuştur. İki başlık arasındaki en önemli fark ise cephedeki büyük kalp biçimli olarak tanımlanan bezektir (Levha 3.1, 4.1). Diyagonal volüt bantları arasında altta üçgen form verecek şekilde başlayan sarmallar üstte içe doğru dönerek kalp formu alacak şekilde birleşmektedir. Sarmalların üst birleşimleri altında ise aşağıya doğru bakan 5 yapraklı küçük bir asılmış palmet bulunmaktadır. Pek çok örnekte 60 karşılaşılan anthemion altındaki spiral çiftinin küçük bir bölümü olarak kabul edilebilir. Sarmallar ile üst gövde bitimi arasındaki boş alan ise bu alana uygun olarak eğik biçimlendirilmiş damla formlu bir çanaktan çıkan 3 yapraklı palmetler ile doldurulmuştur. Başlığın arka cephesinde (Levha 3.2, 4.2) sadece volütler ve gövde üst köşesinde volütün sınırını belirleyen bantlar işlenilmiştir. Arka cephe volütü AB.1 den farklı olarak ön cephe volütü ile aynı formda biçimlendirilmiştir. Volütün tam korunmamış olması sebebiyle göz bulunup bulunmadığı ise anlaşılamamaktadır. Bezenmemiş olan başlık gövdesi ise sivri uçlu murçla kabaca düz yüzey haline getirilmiştir. Başlık polsteri (Levha 3.3) AB.1 den farklı olarak içbükey bir forma sahiptir ve aşağıya doğru daralmaz. Bolteus bandı da yuvarlak bir formdadır. Herhangi bir bağlayıcı yuvası bulunmayan başlığın üst yüzeyi (Levha 3.3, 4.1) yine volüt seviyesinden 1 cm yükseklik gösteren taşıyıcı düzlem olarak sivri uçlu murçla kabaca işlenilmiştir. Aynı ölçülere ve genel düzenlemeye sahip olmasıyla başlığın hem işlev hem de düzenlenişi için AB.1 numaralı başlık için yapılan değerlendirmeler geçerli olmaktadır. Başlıklar arasındaki en önemli fark olan kalp biçimli olarak tanımlanan cephe bezeğinin ise tam paraleli bulunmamakla birlikte kıyaslanabilir uygulamalar mevcuttur. Aiol gelenekteki örneklerden ilki Larisa dan MÖ 550-525 arasına tarihlendirilen Aiol başlıktır 61 (Levha 4.3). Başlık cephesinin alt kısmında yer alan kalp ya da kalkan şeklinde biçimlendirilmiş olan bezeme tam benzerlik göstermemekle birlikte bu uygulama için önemli bir örnektir. Kıbrıs tan Aiol stildeki mezar stelleri ve Proto-Aiol olarak tanımlanan başlıklar 62 (Levha 4.4) da bu kapsamda kıyaslanabilecek örneklerdir. MÖ 6. yy.a tarihlenen bu örneklerde volütlerin üst bölümünde birbiri içine yerleştirilmiş, içe doğru dönerek kalp formuna yakın bir form veren sarmallar yine tam olarak kıyaslanamamakla birlikte kullanımın çeşitliği için verilebilecek örneklerdir. Samos tan MÖ 6. yy. son çeyreğine verilen mezar stellerinde 63 volütlerin üst birleşiminde yer alan palmetlerin çanak düzenlemesi de benzer kabul edilebilir. Bezemenin en yakın 60 Paralel örnekler için bk. SB.1-2, 5. 61 Boehlau-Schefold 1940, 142-3, Pl.19.a; Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.152-4; Betancourt 1977, 73 vd., Pl.42. 62 Betancourt 1977, 37, Fig.9; Wright 1992, Ill.285.1-4, 286, 287.1-4 63 Buschor 1933, 34-36, Nr.V.1-3, Bei.XIII-XIV. 12

örnekleri olarak Samos 64 (Levha 25.1) ve Milas (SB.5) (Levha 30-31) sütun boyunlarında anthemion altında yer alan spiral çifti üst bölümü gösterilebilir. Radt 65 tarafından 1 numaralı başlıkla aynı şekilde MÖ 545-540 sonrasına tarihlenen başlıktaki biçimsel zenginliğin daha genç ve yaratıcı bir taş ustasının varlığı ile açıklanabileceği belirtilmiştir. Buna destek olarak da kalp biçimli bezeğin bezeme alanına yerleştirilmesinde, bezek ve volütlerin düzenlenmesindeki asimetrik işçilik gösterilmiştir. Başlıklar karşılaştırıldığında bu tip bir yargının uygun olabileceği anlaşılmakla birlikte, kesin bir veri olmadığı için sadece bir olasılık olarak kalmaktadır. Başlık, Betancourt 66 tarafından da AB.1 ile aynı şekilde daha geniş bir tarih aralığı olan MÖ 6. yy. ikinci yarısına tarihlendirilmiştir. Bununla birlikte AB.1 için yukarıda belirtildiği gibi Radt tarafından önerilen Pers istilası sonrası yani MÖ 545-540 civarı için kesin bir veri bilinmemektedir ve Betancourt tarafından verilen tarih aralığı ise oldukça geniştir. Tüm veriler bir araya getirildiğinde her iki başlığın da aynı döneme verilebileceği, ancak bunun büyük bir olasılıkla MÖ 6. yy. ortasından sonrası olabileceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle AB.1 ile aynı şekilde AB.2 nin de MÖ 6. yy. ortasından sonrasına, muhtemelen de üçüncü çeyreği içine, tarihlendirilmesi uygun gözükmektedir 67. Nu. : AB.3 Levha Nu. : 5.1-4, 6.1-3 Buluntu Yeri : Alazeytin, 31 numaralı yapı Sergilendiği Yer : Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, orta bahçe, Env.Nu. 3582 Ölçüler : Cephe Gen. 98 cm, alt Gen. 50.3 cm, üst Gen. 61 cm, Yük. 53 cm, Der. 20 cm Malzeme : Yerel koyu gri sert kireç taşı Yayın : Paton-Myres 1896, 199-200, Fig.2; Radt 1970, 255-259, 258-259, Abb.24, Taf.41.3-5, 42.1; Betancourt 1977, 53-55, 137, Fig.19.b, Pl.32-34; Radt 1978, 332 vd., Pl.95-6. İlk olarak Paton ve Myres tarafından Alazeytin de görülerek küçük bir resmi (Levha 5.1) yayınlanmış olan pilaster başlık daha sonra Radt tarafından alt kısmı eksik ve 3 parçaya ayrılmış halde yeniden bulunmuştur (Levha 5.2). Gövde alt kısmı eksik olan başlık yoğun aşınmaya uğramış olmakla birlikte cephe genişliğince korunmuştur ve sadece bir volütün yan köşesi kırıktır. Dikdörtgen formlu bir gövdeye sahip başlıkta cepheler oyularak oluşturulmuş yiv biçimli bantlarla düzenlenmiştir ve bu sayede dışbükey bir görünüme kavuşmuştur. Başlığın her iki cephe yüzeyi de ince uçlu murç ile işlenilmiştir, ancak aşınmaya bağlı olarak murç izleri büyük oranda kaybolmuştur. Başlık üst yüzeyinde ve polsterde murç izleri yoğun olarak görülebilmektedir. Başlık üst yüzeyinde bağlayıcı yuvası bulunmamaktadır. 64 Gruben 2001, 361, Abb.271. 65 Radt 1970, 240-241, 251 vd. 66 Betancourt 1977, 51 vd. 67 Yapı bazındaki değerlendirmeler için bk. Bölüm II.1.1 13

Başlığın ilk cephesinde (Levha 5.2-3) volütler alt bitim hizasında tek, ortada volüt gözleri hizasında ise çift bant ile birbirine bağlanmaktadır. Kanalis bandı işlevi gören bu bantlardan üstte yer alan çifte bandın üst kısmında başlayan volütler 2,5 dönüş yaparak ortada büyük birer volüt gözü oluşturmaktadır. Volütler arasında yer alan cephe bezeği ise çanak ve orta yaprağı zorlukla incelenebilen üç yapraklı bir palmetten oluşmaktadır. İlk iki başlıktan farklı olarak her iki cephesi de bezenmiş olmakla birlikte başlığın diğer cephesinde (Levha 5.4, 6.3) bezemeler ya korunma durumuyla ya da orijinal düzenlemeye bağlı olarak daha az belirtilmiş bir görünüme sahiptir. Kanalis bandı işlevi gören bantların belirtilmediği bu cephede üstte yer alan cephe bezeği de oldukça belirsizdir. Bununla birlikte görülebilen çok az iz diğer cephedeki palmet bezemesinin kopyası olabileceğine işaret etmektedir. Radt tarafından da bu cephedeki farklığın tamamen aşınmaya mı bağlı olduğu yoksa orijinalinde boya ile desteklenmiş daha detaysız bir işçilik mi bulunduğu tespit edilememiştir. Paton ve Myres tarafından yayınlanmış olan resim de bu cepheye aittir ve volütler arasında bezeme görülmemektedir (Levha 5.1). Hafif içbükey bir form verilmiş olan polsterler (Levha 6.2-3) bezenmemiş ve üst yüzeyin devamı olacak şekilde sivri uçlu murçla kabaca işlenilmiştir. Başlığın alt bölümü şu an kırık olmakla birlikte Paton ve Myres tarafından yayınlan resim (Levha 5.1) dikdörtgen formlu başlık alt bitiminin yukarıya doğru daralan bir forma sahip olduğunu göstermektedir. Paton ve Myres tarafından detaylı bilgi verilmeksizin başlığın antalar arasında duran iki dikme üzerinde yer aldığı ve yan yüzünün cepheye baktığı belirtilmiştir. Radt ve Betancourt un da aynı şekilde, antalar arasında yukarıya doğru incelen dikme üzerinde yer alan pilaster başlık olduğunu belirtmesi bu düşüncenin kabul edilebilir olduğuna işaret etmektedir. Ancak kullanım için paralel bir örnek bilinmemektedir. Dörtgen alt bitimli pilaster başlık formu ile AB.1-2 ve onlarla kıyasladığımız Kıbrıs ve Yakın Doğu örnekleri ile paralellik göstermekle birlikte kanalis bandı düzenlemesi bu örneklerden farklıdır. Bu düzenlemeye verilebilecek ilk örnekler Bayraklı Athena Tapınağının MÖ 600 civarına tarihlendirilen başlıklarıdır 68. Bu başlıklar kanalis bandı işlevi taşımış düz bantlar bulunmasıyla kıyaslanabilmekle birlikte volütlerin birbirinden bağımsız biçimlendirilmiş olmaları ile farklık göstermektedir. Kanalis bandı ve volüt düzenlemesinin en yakın paraleli ise Atina akropolisinde ele geçmiş MÖ 550-525 arasına tarihlendirilen boyalı bir başlıktır 69 (Levha 7.1). Volüt biçimlendirilişi ve kanalis bandı yanı sıra cephe bezeği olarak kullanılan 3 yapraklı palmet bezeğiyle de yakın paralellik göstermektedir. Aşağıda değerlendirilecek olan Datça-Körmen de bulunmuş Aiol başlık (AB.6) (Levha 8) bir diğer yakın paralel olarak tespit edilmektedir. Volüt biçimlendirilişi ile farklı olmakla birlikte kanalis bandının iki farklı bantla belirtilmiş olması ve cephe bezeği bulunmasıyla paralellik kurmak mümkündür. Sadece kanalis 68 Akurgal 1993a, 78 vd., Şek.67a-b, 68b, 69a-b. 69 Trowbridge 1888, 24, Fig.2; Durm 1910, Abb.284; Betancourt 1977, 103, Pl.56-59. 14

bandı biçimlendirilişine bakıldığında ise MÖ 5. yy. başlarına tarihlendirilen Samos tan bir mezar steli 70 ile Megalopolis 71, Paros 72 ve Thera dan 73 (Levha 7.2) akroter örnekleriyle kıyaslanması mümkündür. Bu paralel örnekler ışığında kanalis bandı düzenlemesinin MÖ 6. yy. ikinci yarısına işaret ettiği söylenebilmektedir. Bezemenin kabartma yerine oyulmuş yivler kullanılarak oluşturulması çok fazla örnekte karşılaşılmamakla birlikte Larisa dan MÖ 550-525 yıllarına tarihlendirilen Aiol başlıklar 74 ile kıyaslanabilmektedir. Radt 75 tarafından 1 ve 2 numaralı başlıklara göre biraz daha geçe MÖ 540 sonrasına tarihlenebileceği önerilmiş olan başlık, Betancourt 76 tarafından ise MÖ 6. yy. ikinci yarısına ait olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte yukarıda değerlendirildiği gibi başlığın genel düzenlemesine verilebilen paralel örnekler ve özellikle Larisa başlıkları ışığında AB.1 ve AB.2 ile aynı dönemden yani MÖ 6. yy. ortasından sonraya muhtemelen üçüncü çeyrek içine tarihlendirmek mümkün gözükmektedir. Nu. : AB.4 Levha Nu. : 7.3-6 Buluntu Yeri : Alazeytin, 31 numaralı yapı Sergilendiği Yer : Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi, orta bahçe, Env.Nu. 3583 Ölçüler : Gen. 54 cm, Yük. 55 cm, Der. 19 cm Malzeme : Yerel koyu gri sert kireç taşı Yayın : Paton-Myres 1896, 199-200; Radt 1970, 255-259, Abb.24, Taf.42.2; Betancourt 1977, 53-55, 137, Fig.19.b, Pl.35; Radt 1978, 332 vd., Pl.96.18. Radt tarafından Alazeytin 31 numaralı yapıda AB.3 ile birlikte bulunmuş olan Aiol pilaster başlık parçası yaklaşık aynı ölçülere sahip olup muhtemelen aynı formda bir başlığın sol volüt kısmına aittir (Levha 7.5). Tüm kenarları kırık olan başlık parçası (Levha 7.3-6) AB.3 ile kıyaslandığında genel düzenleme açısından aynı olmakla birlikte en dış volüt bandının kenarları çukurlaştırılmış yarım daire formlu oluşu ve volütleri birleştiren tek bant bulunuşu ile farklılık göstermektedir. AB.1 ve AB.2 için geçerli olduğu gibi aynı yapıda bulunmuş iki farklı başlıkta farklı biçimlendirilmelerin görülüyor olması ilgi çekici bir özelliktir. Tarihlendirme için yeterli kriter bulunmamakla birlikte AB.3 ile göstermiş olduğu benzerlik ve aynı yapıda ele geçmiş olması sonucunda aynı şekilde MÖ 550-525 arasına tarihlendirilmesi mümkündür. 70 Buschor 1933, 43-46, Bei.XV.2 71 Buschor 1933, 45, Bei.XV.3 72 Buschor 1933, 45, Bei.XVI.1 73 Buschor 1933, 45, Bei.XVI.2 74 Boehlau-Schefold 1940, 142-3, Pl.19, 22, 30, 41; Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.152-4; Betancourt 1977, 73 vd., Pl.42, 46. 75 Radt 1970, 255 vd. 76 Betancourt 1977, 53-55. 15

Nu. : AB.5 Levha Nu. : 8.1-4 Buluntu Yeri : Datça-Körmen Sergilendiği Yer : - Ölçüler : Yük. 46.5 cm, Der. 40 cm Malzeme : Kireçtaşı (?) Yayın : Bean-Cook 1952, 178-179, 188, Fig.4, Pl.38.e; Boardman 1959, 209; Radt 1970, 246, n.41; Betancourt 1977, 50, n.4. Datça yarımadasının kuzey yakasında yer alan Körmen Limanı civarında Karaköy yakınında bir camii duvarında devşirme olarak kullanılmış olan Aiol başlık Bean ve Cook tarafından tespit edilmiştir. Malzemesi sadece taş olarak tanımlanmış olan blok kireçtaşından yapılmıştır. Başlığın sol volüt kenarları kırılmış ve volüt başlangıcına kadar yüzey tıraşlanarak üzerine bir sınır yazıtı kazınmıştır (Levha 8.1-2). İlk tespit edildiği dönemde başlığın sadece alt köşesinde ve volüt kenarlarında aşınmalar mevcuttur, günümüzde volüt üst köşesi kırık ve eksiktir. Bir duvar içinde yer alması (Levha 8.1-3) sebebiyle arka cephesi incelenememekle birlikte arka cephenin bezemesiz olduğu aktarılmıştır. Başlık ön cephesinin ise her iki yanında volüt bulunduğu muhtemeldir (Levha 8.3). Cephenin korunmuş olan kenarında diyagonal yükselen kalp veya kalkan formu veren çift volüt görülmektedir. Uçları göz oluşturacak şekilde düzenlenmiş olan volüt iç ve dış bantları devamlı form göstererek üst üste binmiş iki volüt oluşturmaktadır. Bu volütler ise küçük bir düz bant ve ok biçimli köşeli bir yaprak bezeğiyle birleşmektedir. Başlık kenarında yer alan volüt çiftleri ise ortada kanalis bandı işlevi gören iki adet bant ile birleşmektedir. Bu bantlar üzerinde ise cephe bezeği olarak başlık üst bitimine değin uzanan köşeli hatlı bir lotus kullanılmıştır. Başlık üst bitimi (Levha 8.1-2) polster kenarında 2 cm yükseklik farkı yaratan taşıyıcı bir düzlem olarak şekillendirilmiştir. Başlığın alt yüzeyi de dikdörtgen formda düz bir birleşim yüzeyine sahiptir. Polster bezemesiz bırakılmıştır (Levha 8.2-3). Pilaster başlık olarak tanımlanmakla birlikte Bean ve Cook 77 tarafından bir stel bitimi olabileceği de belirtilmiş olan başlık daha sonra Boardman 78 tarafından Aiol pilaster başlığı olarak tanımlanmıştır. Betancourt 79 tarafından ise Aiol geleneğiyle bağlantılı bezeme içeren bir mezar steli olduğu belirtilerek çalışmasına dâhil edilmemiştir. Bununla birlikte, 40 cm derinliğe 80 sahip başlığın özellikle üst ve alt birleşim yüzeylerinin varlığı, arka yüzün bezenmemiş olması ve üst bitimdeki yükselti, 77 Bean-Cook 1952, 178-179. 78 Boardman 1959, 209. 79 Betancourt 1977, 50, n.4. 80 40 cm derinliği Samos ve Sardeis mezar stellerindeki 4-20 cm arasında değişen derinlik ölçüleriyle (Buschor 1933, 22 vd.; Ratté 1994a, 593 vd.) kıyaslandığında stel olamayacağını göstermektedir. Ancak yukarıda değerlendirilen 1-4 numaralı başlıklarda da 20-25 cm civarında derinlik ölçülerinin görülmesi bu ölçünün tek başına tanımlamada kullanılamayacağına işaret etmektedir. 16

başlığın taşıyıcı bir işlevi bulunduğuna işaret eder niteliktedir. Bu nedenle her ne kadar kesin olarak söylenemese de Alazeytin başlıkları ile benzer formda bir pilaster başlık olduğu büyük olasılık olarak kabul edilebilmektedir. Başlığın cephesinde yer alan yazıt, öncelikle başlığın kullanımdan kalkmasından sonra farklı bir alana taşınarak üzerine sınır yazıtı kazınmış olduğunu göstermesiyle önem taşımaktadır. Liman sınırı ibaresini taşıyan yazıt Cook tarafından yazı stiline göre MÖ 4. yy.a tarihlendirilmiştir ve başlık tarihi için bir üst sınır oluşturmaktadır. Başlıkta üst üste iki volüt bulunmasına benzerlik gösteren tek örnek olarak Larisa dan MÖ 550-525 arasına tarihlendirilen Aiol başlık 81 (Levha 4.3) tespit edilmektedir. Larisa başlığı büyük volütlerin altında daha küçük ikinci volüte sahip olmasıyla kıyaslanabilmesinin yanı sıra gövde ortasında yer alan kalp biçimli bezeme tam benzerlik göstermektedir. Ayrıca yine volüt olarak işlev görmemekle birlikte yukarıda değerlendirilen 2 numaralı Alazeytin başlığındaki kalp biçimli bezeme ve onunla karşılaştırdığımız Kıbrıs tan Aiol stildeki mezar stelleri ve Proto-Aiol olarak tanımlanan başlıklar 82 da (Levha 4.4) bu kapsamda kıyaslanabilecek örneklerdir. MÖ 6. yy.a tarihlenen bu Kıbrıs örneklerinde üst bölümdeki birbiri içine yerleştirilmiş sarmallar içe doğru dönerek kalp formu vermesiyle kıyaslanabilmektedir. Son olarak ise yine yukarıda değinildiği gibi bu bezeme sütun boyunlarında (SB.1-2, 5) (Levha 25, 31) sıklıkla karşılaşılan dikey S- spiral çiftleri ile kıyaslanabilmektedir. Bu S-spiral çiftlerinin yarısı dikkate alındığında aralarındaki dolgu bezekleri ile aynı forma sahip olduğunu söylemek mümkündür. Çift banttan oluşan kanalis bandı düzenlemesi yukarıda değerlendirilen AB.3 ve AB.4 ile onlarla kıyaslanan Bayraklı başlıkları 83, Atina 84 başlığı (Levha 7.1), Samos tan bir mezar steli 85, Megalopolis 86, Paros 87 ve Thera dan 88 (Levha 7.2) akroter örnekleriyle benzerlik göstermektedir. Böylece, tam paraleli olmamakla birlikte MÖ 6. yy. ikinci yarısında benzer uygulamaların görüldüğü anlaşılmaktadır. Cephe bezeği olarak kullanılmış lotus bezeği Aiol başlık örneklerinde nadiren karşımıza çıkar ve genelde palmet kullanılmaktadır. Form olarak benzerlik göstermemekle birlikte kıyaslanabilen tek örnek olarak Samos tan MÖ 530 civarına verilen üst üste iki volüt kullanılmış bir mezar steli 89 tespit edilmektedir. Ayrıca, Yakın Doğu ve Kıbrıs örneklerinde 90 (Levha 2.3-4) volütlerin kenar uzantısı dikkate alınmadığında başlıkların lotus formuna sahip olmaları bu kullanımın kökeni hakkında ipucu verir niteliktedir. 81 Boehlau-Schefold 1940, 142-3, Pl.19.a; Wesenberg 1971, 74 vd., Abb.152-4; Betancourt 1977, Fig.34, Pl.42 82 Betancourt 1977, 37, Fig.9; Wright 1992, Ill.285.1-4, 286, 287.1-4. 83 Akurgal 1993a, 78 vd., Şek.67a-b, 68b, 69a-b. 84 Trowbridge 1888, 24, Fig.2; Durm 1910, Abb.284; Betancourt 1977, 103, Pl.56-59. 85 Buschor 1933, 43-46, Bei.XV.2 86 Buschor 1933, 45, Bei.XV.3 87 Buschor 1933, 45, Bei.XVI.1 88 Buschor 1933, 45, Bei.XVI.2 89 Buschor 1933, 30, Abb.4, Bei.X.2. 90 İlgili kaynakça için bk. AB.2 17