BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU

Benzer belgeler
B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

TÜRKİYE NİN İKLİMİ. Türkiye nin İklimini Etkileyen Faktörler :

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

koşullar nelerdir? sağlamaktadır? 2. Harita ile kroki arasındaki fark nedir?

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

Karçal Dağı Buzulları (Artvin)

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI COĞRAFYA

İKLİM TİPLERİ. Yıllık ortalama sıcaklık 25 C dolayındadır. Yıllık ve günlük sıcaklık farkı 2-3 C yi geçmez. Yıllık yağış miktarı 2000 mm den

İKLİM BİLGİSİ - 5 BASINÇ VE RÜZGARLAR - 1. cografya cepte 14 TON. Basınç Dağılışını Etkileyen Faktörler BASINÇ. cografya CEPTE

Fiziki Özellikleri. Coğrafi Konumu Yer Şekilleri İklimi

ÇIĞLARIN OLUŞUM NEDENLERİ:

VAN OVASININ İKLİM ÖZELLİKLERİ. Doç. Dr. Ejder KALELİOĞLU GİRİŞ

METEOROLOJİ. VI. Hafta: Nem

Bu kütleler iki başlıkta incelenir: kıtasal buzullar (continental glaciers) ve vadi buzulları (valley glaciers).

***Yapılan bir çizimin harita özelliğini gösterebilmesi için çizimin belirli bir ölçek dahilinde yapılması gerekir.

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

ÇIĞ YOLU. Başlama zonu (28-55 ) Çığ yatağı: Yatak veya yaygın Durma zonu Birikme zonu (<~10 )

JAA ATPL Eğitimi (METEOROLOJİ)

GENEL JEOLOJİ. y e r i n d ı ş o l a y l a r ı

COĞRAFYA-2 TESTİ. eşittir. B) Gölün alanının ölçek yardımıyla hesaplanabileceğine B) Yerel saati en ileri olan merkez L dir.

2016 Yılı Buharlaşma Değerlendirmesi

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

Suyun yeryüzünde, buharlaşma, yağış, yeraltına süzülme, kaynak ve akarsu olarak tekrar çıkma, bir göl veya denize akma vs gibi hareketlerine su

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

İklim---S I C A K L I K

KONU: HARİTA BİLGİSİ

DİK KOORDİNAT SİSTEMİ VE

Prof. Dr. Osman SİVRİKAYA Zemin Mekaniği I Ders Notu

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

TEMEL HARİTACILIK BİLGİLERİ. Erkan GÜLER Haziran 2018

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

Diğer sayfaya geçiniz YGS / SOS

COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER BU ALANLAR 1. JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞTUĞU İÇİN DEPREM RİSKİ EN AZ OLAN YERLERDİR.

4. Aşağıda verilen basınç merkezlerinden hangisi Güney

SU HALDEN HALE G İ RER

T.C. BALIKESĠR ÜNĠVERSĠTESĠ FEN-EDEBĠYAT FAKÜLTESĠ COĞRAFYA BÖLÜMÜ HAVZA YÖNETĠMĠ DERSĠ. Dr. ġevki DANACIOĞLU

MAĞARALARI VE YERLEŞİM ALANI

DOĞAL ARAZİ BÖLÜNÜŞÜ ARAZİ KULLANIMI İLİŞKİSİ

NEMLİLİK VE YAĞIŞ Su Döngüsü: döngüsü NEMLİLİK nem

Çapans Dağları Kuzeyinin (Rize) Glasyal Morfolojisi. The Glacial Morphology of the North of Çapans Mountains (Rize)

COĞRAFYA YEREL COĞRAFYA GENEL COĞRAFYA

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

Harita Nedir? Haritaların Sınıflandırılması. Haritayı Oluşturan Unsurlar

B- Türkiye de iklim elemanları

SU HALDEN HALE GİRER. Nazife ALTIN. Fen ve Teknoloji

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

GAGA G Ö LÜ (ORDU) * A.Ü.D.T.C.F. Coğrafya Bölümü ** A.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü

I. ULUSLARARASI COĞRAFYA ÇALIŞMALARI

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

ÜÇDORUK-DİLEK DAĞLARI GÜNEYİNİN GLASYAL MORFOLOJİSİ

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Harita : Yeryüzünün tamamının veya bir bölümünün kuşbakışı görünümünün belli bir ölçek dahilinde küçültülerek düzleme aktarılmasına denir

RÜZGARLAR. Birbirine yakın iki merkezde sıcaklık farkı oluşması durumunda görülecek ilk olay rüzgarın esmeye başlamasıdır.

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

Doğal ve doğal olmayan yapı ve tesisler, özel işaretler, çizgiler, renkler ve şekillerle gösterilmektedir.

ÖZEL EGE LİSESİ İKLİM

10. SINIF KONU ANLATIMI. 48 EKOLOJİ 10 BİYOMLAR Sucul Biyomlar

COĞRAFİ YAPISI VE İKLİMİ:

JEOLOJİ İÇ KUVVETLER

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

BİYOMLAR SUCUL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİNA BİLGİSİ 2 ÇEVRE TANIMI - İKLİM 26 ŞUBAT 2014

AUZEF Sınav Yardımlaşma

JURA my. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

Şahintaşı Buzulu. Türkiye de Yeni Bir Buzulun Keşfi

Orojenez (Dağ Oluşumu) Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

Kanada Kalkanı Kanada Kalkanı. Kıyı Dağları. Kanada Kalkanı. Kıyı Ovaları. Örtülü Platform. Büyük Ovalar İç Düzlükler. Dağ ve Havzalar Kuşağı

MEVSİMLERİN OLUŞUMU. Halil KOZANHAN EKSEN EĞİKLİĞİ DÜNYA NIN KENDİ EKSENİ ETRAFINDAKİ HAREKETİYLE GECE-GÜNDÜZ,

Yandaki SOS oyununda toplam 100 tane kutu vardır. Bu oyunda en fazla 100 tane harf kullanabiliriz. MAKSİMUM NEM

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

Havacılık Meteorolojisi Ders Notları. 9. Rüzgar

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

ANZER-KEMER-ORSOR DAĞLARI KUZEYİNİN (RİZE) GLASYAL MORFOLOJİSİ

Toprak oluşum sürecinde önemli rol oynadıkları belirlenmiş faktörler şu

AKARSULAR

TEMELLER. Celal Bayar Üniversitesi Turgutlu Meslek Yüksekokulu İnşaat Bölümü. Öğretim Görevlisi Tekin TEZCAN İnşaat Yüksek Mühendisi

ÜLKELER NEDEN FARKLI GELİŞMİŞLERDİR

KOROZYON DERS NOTU. Doç. Dr. A. Fatih YETİM 2015

Yeryüzünde Sıcaklığın Dağılışını Etkileyen Etmenler

YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ TOPOGRAFYA, YÜKSELTİ VE RÖLİYEF

Transkript:

BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU Prof. Dr. Ayhan SÜR Prof. Dr. Özdoğan SÜR Bugün, yeryüzünde yaklaşık olarak 15 milyon km 2 'lik alan kaplayan buzulların bazı kriterlere göre sınıflandırılmaları, muhtelif araştırıcılar tarafından düşünülmüş ve tasnif metodları ileri sürülmüştür. Bunlardan, Ahlmann'ın 1, buz kütlelerinin hacimleri ve şekilleri esas alınarak morfolojik yönden bir klasifikasyona; buzulların hareket derecelerine göre dinamik ve bir de termal sınıflandırmaya gidilmesi hususundaki teklifi önem kazanmış, böylece 3 tip klasifikasyona yer verilmiştir. Ancak, gerek termal gerekse dinamik açıdan bakılırsa, bunlarla jeomorfolojik yönden tasnif arasında sıkı bir ilişki bulunduğu da anlaşılır, çünkü hareket halinde olan buzulun bu aktivitesini sağlayan faktörlerin başında sıcaklık ve basınç koşulları gelmektedir. Buz kütlesinin sıcaklığı göz önüne alındığında, ılımlı glasiyeler ve soğuk glasiyeler (polar glasiyeler) ayrımı yapılabilir. Bir buzulda kenarlardan ve alttan erime nedeniyle hasıl olarak akan sular, detaylı bir sıcaklık ölçümü yapılmasa bile, buzulun ılımlı bir kardktere sahip olduğunu ifade eder. Kış mevsiminde bu karakterdeki glasiyenin üst kısmında sıcaklık oldukça düşüktür, ancak, buzulun kalınlığı oranında dibe ya"pacağı basınç erimeye yol açar ve bu durumda meydana gelen su, bir akış yolu bulabileceği gibi, belli bir derinlikte de toplanabilir. Böylece, buzul için ıslak zemin üzerinde kolayca kayabilme koşulu hazırlandığı gibi, yatak erozyonu da önem kazanır. Yaz mevsiminde ise, erimeler hem akkümülasyon hem de ablasyon alanında görülür. Hatta, birikme alanındaki olay neveleşmeyi hızlandırır. Alp'lerde ve İskandinavya'daki glasiyelerin 1 çoğunun ılımlı karakterde bulundukları anlaşılmıştır. Bunlardan daha farklı olan soğuk glasiyeler ise, nevelerinin özellikleri nedeniyle subpoîar ye yüksek po- 1 H.W. Ahlmanrı (İ948) Glaciological Research on the North Atlantic Coasts. R. georg. Soc. Res. Ser. 1, sayfa: 83.

414 AYHAN SÜR-ÖZDOĞAN SÜR lar glasiyeler olarak ayırd edilmişlerdir. Şöyle ki, subpolar tipin akkümülasyon alanında yaklaşık 20 metre derinliğe kadar neve kristalin haldedir. Yaz mevsiminde yüzeyde erime olabilir. Yüksek polar tipte ise, birikme alanında yazın bile erime yoktur, çünkü burada sıcaklık donma noktasının altındadır ve neveleşme de çok ağır gelişebilir. Polar glasiyeler dibinden çıkan dereler olabilirse de, buz kütleleri, ılımlı tipte olduğu kadar fazla erozyon yapamaz. Buzullarda sıcaklığın dağılışı bazı faktörlere göre değişir. Örneğin, yüzey sıcaklığının mevsimlik veya daha uzun bir perioda ait değişmeleri, buzulun kalınlığına ve buz altındaki jeotermal ısı akımına bağlıdır. Robin'e göre 2, az da olsa yüzeyde bir akümülasyon içteki sıcaklığı etkilemektedir. Nye ise 2, buzulu, stabil farzederek, muhtelif derinliklerdeki muhtemel sıcaklıkları hesaplamıştır. Jeotermal ısı akımının senede 38 cal/cm 2 olduğunu düşünerek buz kütlesinin tabanında l C/44 m. lik bir gradyandan söz etmiştir. Yine, Nye'e göre, diğer bir ısı kaynağı da, buzulun tabanında kayma esnasında sıkışma veya gerilme sonucu meydana gelen çatlamalardır. Robin, Gröndland buz kütlesi tabanında bu tür gerilme değerinin 0.88 bar olduğunu ve yılda 10 metrelik bir bazal hareketle 21 Cal/ m 2 lik jeotermal ısı akımı hasd olabileceğini hesaplamıştır. Yine Robin'e göre, sıcaklığı erime noktasına yakın bir buza basınç uygulanırsa buzda erime olur. Çünkü* yüzeyde erime noktası, normal halde (0) derecede bulunur, dipte ise basınç sebebiyle düşüktür. Örneğin, -30 metrede -0.0192 G dir. Alpin glasiyelerin çoğunda basınçla erime noktası buz kalmbğma bağlıdır. Fakat, polar glasiyeler çok düşük atmosfer sıcaklığının etkisinde bulunduklarından bu nokta (0) derecenin çok daha altındadır. Böylece, basınçla erime noktasının altında bir bazal sıcaklığa sahip buz tabakasının harekete geçebilmesi için, ılımlı glasiyelerde olduğundan daha fazla shear stress'e gerek vardır. Bir başka ifade ile, polar tipte erime azlığı buzulun hareketini ağırlaştırmaktadır. Bazı araştırıcılara göre de, bir buzulun bütününü tek bir kategoride mütalâa etmek doğru değildir. Bir glasiyenin üst kısmı neve çizgisinin üstünde ılımlı bir karaktere sahip olabileceği gibi, ablasyon zonunda polar karakterde olabilir. 2 G. De Robin (1955) Ice Movement and Teınperature Distribution in Glaciers and Ice Shcets. J. Glaciol. 2, 523-532. 3 J.F. Nye (1952) The Mechanics of Glacier Flow. J. Glaciol. 2, 82-83. Erinç, S. (1971) Jeomorfoloji II.

BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU 445 Glasiyelerin aktiviteleri termal özelliklerinden bir dereceye kadar etkilenebilir. Fakat, dinamik aktiviteleri onların kütle dengeleri ile yakından ilgilidir. Bu nedenle, dinamik klasifikasyonda aktif, passif, ölü glasiyeler olmak üzere üç ayrı tipe yer verilmiştir. Bu ayrım, glasiyal tabakalaşmamış depoları yakından ilgilendirmektedir. Aktif glasiyeler, kar yağışı fazla olan yerlerde bir veya bir kaç sirkten beslenen, büyük bir bütçeye sahip, hareket halindeki buzullardır ve ablasyonları hızlı, yatak eğimleri kuvvetlidir. Ancak, bazılarının çarakterleri farklıdır ve rejenere tip olarak sınıflandırılmışlardır. Bunlar akkümülasyon alanından daha aşağıda, zemine düşen çığlarla beslenirler. Örneğin, Fransız Alp'lerindeki Nantes glasiye küçük ve aktif bir rejenere buzul tipidir. Fazla hareketli değildir, az da olsa, aktivitesini kanıtlayan büyük terminal morenlere sahiptir. Glasiyelerin dinamik karakterleri, doğrudan doğruya bir pozitif kütle dengesine bağlı olmaz. Bazdan aktif dinamik hareketlerini negatif bir bütçe ile de bir müddet sürdürebilirler. Ancak, bir glasiyenin hızı, kısmen onun kalınlığına ve dolayısıyla kütle dengesine bağh olduğuna göre, bu durum uzun süre devam edemez. Bir glasiyeyi besleyen kar stokunun az olması, yatak eğiminin zayıflığı, rüzgârdan fazla etkilenme, zamanla buzulun pasifleşmesine yol açan nedenlerdir. Yine, yüksek düzlüklerde, yamaç tipinden dolayı da buzul passif halde olabilir. Ahlmann'a göre, bir akümülasyon alanından uzun süre beslenemeyen buz kütlesi "ölü buz"dur. Eğimle bağındı halde hareketi sınırlanmıştır. Başka bir ifadeyle, bu, statik bir buz kütlesidir ve yüzeyinde erime hızlıdır. Ölü buz'un en tipik örneği, Alaska'da Malaspina glasiyesinin dış kenarında bulunmaktadır. Ölü buzul ile çeşitli glasyal depolardan oluşan yer şekilleri arasındaki ilgi jeomorfolojik yönden önem taşır. Jeomorfolojik klasifikasyona, farklı buz kütlelerinin hacim ve şekilleri ile, onların çevrelerinin özellikleri göz önünde tutularak yer verilmiştir. Burada yükseklik, buzulun bölgesel dağılışı ile ilgili önemli bir fakttirdür. Jeomorfolojik yönden ayırd edilen glasiye tiplei-i şunlardır: 1. Yamaç Glasiyeleri. 42 ye kadar diklikteki yamaçlar üzerinde sığ, huni biçimli çukurluklara yerleşen kar kümeleri zamanla buzul buzu haline gelir. Jenetik bakımdan, daha büyük olan sirk glasiyelerine benzerler. Şöyle ki, gerek iklim koşulları, gerekse strüktür aynı şekilde etkilidir. Bir bakıma, yamaç glasiyeleri, sirk glasiyelerinin gelişmesindeki ilk safhayı teşkil eder. Bu tip içinde, kayalık yamaçlardaki çentiklerin,

446 AYHAN SÜR -ÖZDOĞAN SÜR suların etkileri ile boyuna çukurluklar halini almaları ve buralarda yataklanan kar kümelerinin uzun zamanda, çeşitli safhalardan geçtikten sonra buzullaşmaları neticesinde meydana gelen glasiyeler de yer alır. Bunlar, vadi yamaçları bulunmayan, ana vadi tabanına kadar sarkamayârak asdı kalan dik kenarlı birer buzul dili görünümündedir (Resim: 1), Resim 1- İsveç'de, Kebnekaise'de Kaskasa buzulu, iki sirkten beslenen bir yamaç glasıyesıdrr. Buzul dili asdı görünümdedir. 2. Sirk Glasiyeleri. Genellikle yarım daire veya elips şeklinde ve üç taraftan dik yamaçlarla kuşatılmış çanaklardaki buzullardır. Vadiye bakan kısımlarında birer eşik bulunur. Sirkler, önce belli kalınlıktaki kar yığınının yaptığı aşındırmalarla oluşmaya başlar ve zamanla meydana gelen glasiye buzunun oyma işlemi ile de gelişirler. Çoğu kez, dağların kuzeye bakan yamaçlarında sıcaklık ve ablasyon düşük olduğu için, kar birikimi, buzullaşma ve sirk oluşumu kolaylaşır. Bu hususta, sirk alanının litolojik karakterinin, hatta preglasyal şekillerin de rolleri vardır. Vadi buzullarını besleyen ve dil kısımları bulunmayan glasyal sirkler, ancak kalıcı kar sınırının biraz üstünde meydana gelirler ve bu seviyenin altında oluşamazlar (Resim: 2).

BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU 447 Resim 2- Sierra Nevada'da sirk glasiyeleri. Sirk yamaçlarının şiddetli konjdifraksiyona uğradığı dikkati çekiyor. (Foto: Machatschek'den). 3. Vadi Glasiyeleri veya Alpin Glasiyeler. Bunlara dağ glasiyeleri de denir. Akış doğrultuları ve birer yatağı bulunan buzullardır. Sirklerden ve yamaçlardan taşma sonunda meydana gelirler. İki kısımdan oluşan bu glasiyelerde, kalıcı kar sınırının üstünde kalanı bir veya bir kaç sirkin meydana getirdiği neve (beslenme alanı), diğeri ise erime ve buharlaşmanın hakim olduğu dil (ablasyon kısmı) alanıdır. Vadi glasiyelerinin büyüklükleri muhteliftir. Örneğin, Alaska'da Hubbard Glasiye'nin batı kolu 135 km uzunluğundadır. Buna karşın, bazılarının boyları ise 1 km'yi bile bulamaz. Bugün, tipik vadi glasiyelerine Alp' lerde rastlanmaktadır. Ahlmann, vadi tipi glasiyeleri, alan yüksekliğini gözönüne alarak dört gruba ayırmıştır: I. Gruptakiler, örneğin, Rhone glasiyede olduğu gibi, bulundukları yerlerde ortalama yükseltinin biraz üzerinde ö- nemli alan işgal etmişlerdir. II. Grupta bulunanlar, oldukça yüksek bir seviyedeki geniş neve alanlarına sahip olanlardır. Örneğin, Büyük Aletsch Buzulu (Şekil: 1). III. Gruptaki glasiye havzalarının hemen bütünü alçak seviyelerdedir. Böyle buzullar daha yükseklerdeki karlı alanlardan gelen çığlarla beslenirler (Resim: 3). Örneğin, Norveç'de Styggedalsbreen ve Orta Asya'daki glasiyelerin çoğu bu şekilde gelişirler. IV. Grubu oluşturanların özelliği ise, kapladıkları alanların büyük kısımlarının, o yerlere ait ortalama yükseltilerin biraz altında bulunmalarıdır, kuzeybatı Spitsbergen glasiyelerinde olduğu gibi.

448 AYHAN SÜR-ÖZDOĞAN SÜR Şekil 1- Büyük Aletsch buzulu. 27 km boyunda bir vadi glasiyesidir. Beslenme alanı oldukça yüksekte, geniş üç sirk halindedir. Dil kısmı ise gittikçe daralmaktadır. (Embleton'dan). Maksimum akkümülasyon zonunda geniş yer tutan glasiyeler diğerlerine göre her bakımdan daha avantajlı durumdadır. Bu kategorideki glasiyelerin başlıca özellikleri, dik yamaçlı vadiler içinde yataklanarak uzanmaları ve dar birer dil ile sona ermeleridir (Resim: 4). 4. Vadi Glasiyesinin Taşma veya Çıkışlı (Outlet) tipi. Yüksek bir platodaki bir buz takkesinin kenarlarından çıkarak uzanan dil şeklindeki glasiyelerdir. Bunların aşağı kesimleri bir önceki tipi andırır haldedir. Yukarı kesimleri ise farklıdır. Yani, diğerlerinde olduğu gibi, sirklerden değil de sadece buz takkesinden beslenirler. Antartika'da 400 km uzunluğunda bir dil şeklindeki Lambert glasiye bu tipin güzel bjr örneğidir. Ayrıca, izlanda, Norveç ve Grönland'da bu tipe rastlanır (Resim: 5).

Resim 3a- Vadi glasiyelerine ait bir manzara krokisi. Sirkler ve yan buzullarla beslenen bir i glasiyeyi ifade ediyor. (Foto: Wyckoff'dan). Resim 3b- İsviçre'de, Berner Alplerindeki Fiescher glasiye. Vadi buzuluna bir örnek. (Foto: Gresswell'den).

450 AYHAN SÜR-ÖZDOĞAN SÜR Resim 4- Büyük Aletsch buzulu. Bir vadi glasiyesi tipidir. (Foto: A.^Evrensel). Resim 5- Gröndland'da Biscuit Board röliefi. Glasiyelerle derin oyulmuş platolar ve sirkler yanında bir outlet glasiye görülmektedir (resmin solunda). Yüksek bir platodaki buz örtüsüne bağlıdır. (Foto: Monkhouse'dan).

BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU 451 5. Vadi Sistemi (Transection) Glasiye Tipi. Dağlar üzerinde muhtelif doğrultulardan aşağılara uzanan vadilere yerleşmiş, bazan uzunlukları 10-15 km'yi bulan buzullardır.» Bu sistemde alan dağılışı yüksek seviyelerde daha fazladır. Bunlar takke buzuldan beslenirler. Spitsbergen ve Lowenckjold buzulları bu tipin örneklerindendir. 6. Piedınont Glasiye Tipi. Vadi glasiyelerinin dil kısımlarının dağ eteğinde veya bir düzlükte birleşerek meydana getirdikleri tek ve geniş alanlı bir örtü halindedir. Bunun klasik bir örneği Alaska'daki Malaspina buzuludur. Pasifik kıyısında, kalınlığı 600 metre, tabanı deniz seviyesinin altında olan geniş bir lop oluşturmuştur (Resim: 6). Ayrıca, Spitsbergen'deki Murray glasiye ve İzlanda'daki Vatnajökull' da bu tipin güzel örneklerindendir. Oldukça aktif haldeki bu glasiyeler dağ üzerindeki buz takkesinden beslenirler. Resim 6- Piedmont glasiye tipi. Blaaisen glasiye. Boyuna yarıkları fazladır. Önünde alçak bir moren seddi uzanmaktadır. (Foto: Gresswell'den). 7. Yüzen Glasiye Dilleri. Göl yüzü ve deniz seviyesine kadar uzanan buzulların, göl veya deniz içinde yüzen kısımlarıdır. Şekilleri ile kıyı röliefi arasında bir ilgi vardır. Bu tipe ait örnekler, Grönland' daki Steensby, Petermanns ve Ryder glasiyelerdir. Bunlar, yüzen glasiye dillerinin birleşmelerinden hasıl olan şelf buzlarından ve yüzen

452 AYHAN SÜR - ÖZDOĞAN SÜR buz örtülerinden çok farklıdır. Bu tip, arktik bölgede nadiren görülür. Çünkü, böyle glasiyeler kırıklıdır ve dil kısımları yüzme durumuna geçemeden fazlaca dağdır. Esas glasiyenin parçalanma yoluyla kaybettiği buz kütleleri ise Iceberg'lerdir (Resim: 7). Şelf buzu ise, Antarktika'da karekteristiktir. Çünkü, akkümülasyon kıta kenarlarında fazladır ve buz beslenmesi bu yoldan olur. Burada Ross şelf (Şekil: 2) kütlesi bir neveyi andırır. Yüzen buz yaklaşık 400 metre kalınlıkta olup, 550.000 km 2 lik yer tutar. Buz yarları oldukça yüksektir (Resim: 8). Ross şelfde deniz suyu yardımıyla alttan erime söz konusudur. Resim 7- Weddel denizinde büyük bir iceberg ve yüzen daha küçük buz kütleleri; (Foto: Gresswell'den). 8. Dağ-Buz Takkeleri (Örtüleri). Yüksek platolar üzerinde bulunurlar, bazan buradan daha aşağı seviyelere uzanabilirler. İslanda' da Vatnajökull (8000 km 2 ) ile Norveç'de bulunan Jostedal (1250 km 2 ) bu tipin örneklerindendir (Resim: 9) Bu buzulların kenarlarından çıkakarak daha alçak seviyelere kadar uzanan dilleri bulunmaktadır. Ancak, bunların kaknhkları azdır. Şimdiki buz takkeleri Pleistosen'deki büyük buzul örtüsünden arta kalmış değildir. KKmatik optimumdan beri buzul yeniden gelişmiş olmalıdır (Şekil: 3).

BUZULLARIN JEOMORFOLÖJÎK YÖNDEN KLASİFİKASYONU 453 Şekil 2- Ross şelf. Antarktikada'ki şelf buzudur. (Embleton'dan) Resim 8- Ross şelf buzulu. Antarktika'da, yer yer Kıyılar boyunca uzanan buz örtüşüdür. Su üzerindeki yüksekliği 30-50 metre arasında değişir. (Foto: Wyckoff'dan).

454 AYHAN SÜR - ÖZDOĞAN SÜR Resim 9- Norveç'de Jostedalsbreen. Avrupa kıtasının en büyük buz örtüsüdür. Merkezindeki kalınlığı yaklaşık olarak 2500 metredir. (Foto: Cresswell'eten). Şekil 3- Vatnajökull, İslanda'da. /2000 metrenin üzerindeki yüksek platolar alanında buztakkesi karakterindedir. Daha sonra, çevreye doğru uzanan glasiyelerden ikisi dağ eteğinde piedmont tipini oluşturmuştur. (GressweH'den).

BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU 455 9. Buzul Takkesi veya Alçak Düzlüklerin Buz Takkesi. Yüksek arktik alanlarda, oldukla düz yerlerdeki düşük seviyelerde buz kütlelerinin gelişmeleri sonunda oluşurlar. Bunun tipik örneklerine kuzey Kanada'nm arktik bölgelerinde rastlanır. Baffin adasındaki Barnes buz takkesi oldukça alçak bir plato yüzeyinde uzanır. Fakat, glasyolojik yönden aktif değildir (Resim: 10). Resim 10- Güney Baffin adasının seri glasiyeleri. (Foto: Embleton'dan). 10. Grönland ve Antarktika Buz Örtüleri (İnlandsis'ler). Bu örtülerin büyüklükleri rejimleri ile yakından ilgilidir. Antarktika'da 13 milyon km 2 'lik yer tutan Inslandsis, Güney Yarım Küre'nm iklimi üzerinde ve yaşam koşulları bakımından çok etkili olmuştur. Bugün, Dünya'daki buzulların %'85'i Antarktika'ya aittir (Resim: 11). Grönland örtüsü ise 1.600.000 km 2 lik alam ile, yeryüzündeki buzulların

456 AYHAN SÜR -ÖZDOĞAN SÜR % 11'ini oluşturur (Şekil: 4). Antarktika ve Grönland inlandsisleri çok kalın olup, kendi ağırlıklarının sağladığı hareketle merkezden çevreye doğru akış gösterirler. Erinç ise 2, glasiyeleri a) Vadi Glasiyeleri, b) Örtü Glasiyeleri, c) Karışık Tip Glasiyeler olarak gruplandırdıktan sonra, bunların herbiri içine giren alt tipleri de ayrıca belirtmiştir. Resim 11- Antarktika-buz örtüsü. En yüksek inlandsistir. Theron dağlan burada nunataklar halinde görülmektedir. Çok kaim olan buz örtüsünün büyük bir kısmı deniz seviyesinin altodadır. (Foto: Gresswell'den). Jeomorfolojik yönden klasifikasyonlarda buzulların fiziksel özellikleri kadar, oluşum ve gelişimlerine yardımcı olan diğer koşuuarm da gözönünde tutulduğu anlaşılmaktadır. Bugün, glasiyeler dünyanın muhtelif yerlerinde olduğu gibi, Türkiye'de kalıcı kar sınırına bağlı şekilde dağılmışlardır, ancak sayıları çok az olup, bazı yüksek dağların genellikle kuzeye bakan yamaçlarında yer almışlardır. Şöyle ki, Cilo Dağı (4168 m), Sat dağı (3810 m), Erciyes (3917 m), Süphan (4058 m) ve Rize dağları (Kaçkar 3937 m, Uçdoruk Tepe "Verçinin" 3711 m) üzerinde yer almış bulunanlar vadi glasiyeleri karakterindedir. Orta Toroslardaki Aladağ'da (3910 m) ise

BUZULLARIN JEOMORFOLOJİK YÖNDEN KLASİFİKASYONU 437 küçük sirk glasiyeleri bulunmaktadır. Ağrı Dağı'nın zirvesini ise bir buzul takkesi örtmüştür. Blumenthal'e göre, 10 km2 den fazla yer tutan bu glasiyeden çıkan 10 kadar dil, koni yamaçlarında 3800-3900 metrelere kadar uzanırlar. Bunlardan, çok fazla eğimli, Cehennemde» Vadisini izleyen dilden kopan buz kütleleri daha aşağı seviyelerde birikerek bir rejenere glasiye oluşturmuşlardır. Şekil 4- Grönland buz örtüsü. Adamn hemen 3/4'iindcn fazlasını kaplamıştır, kalınlığı orta kısımlarında 3300 metre civarındadır. Örtü kenarlara doğru incelmektedir. (Gre8swell'den)

458 AYHAN SÜR - ÖZDOĞAN SÜR Bibliyografya Embleton, C. ve King, C. (1968) Glacial and Periglacial Geomorphology. England. Erinç, S. (1971) Jeomorfoloji II. ist. Üniv. Coğ. Enst. yay» No. 23, İstanbul. Gresswell, K. (1958) The Physical Geography of Glaciers and Glaciation. England. Machatsehek, F. (1969) Geomorphology. Edinburgh. Monkhouse, F.J. ve SmalI, J. (1978) A Dictionary of the Natural Environment. England. Wyckoff, J. (1966) Rock-Time and Landforms. New York.