Erkek genital sistem Dişi genital sistem

Benzer belgeler
ERKEK EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ ve OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

Üreme (Reprodüksiyon)

Seminifer kanalın en alt sırasında yerleşmiş ve aralarında mitoz bölünmeler geçirerek devamlı çoğalan hücreler spermatogonyum lardır.

EŞEY ORGANLARI VE EŞEY HÜCRELERİNİN OLUŞUMU

MİDE (Gaster-Ventrikulus )

DİŞİ EŞEY HÜCRELERİNİN GELİŞMESİ OLGUNLAŞMASI. Doç. Dr. A. Gürol BAYRAKTAROĞLU

ÜREME SİSTEMİ (Systema genitalia)

Prenatal devre insan ve memeli hayvanlarda uterus içerisinde geçer. Kanatlı hayvanlarda ise yumurta içinde kuluçkada geçen devredir.

Tükrük Bezleri Tükrük (saliva) adı verilen salgıyı üreten ve bu salgıyı ağız boşluğuna akıtan bezlerdir. -Mikroskopik tükrük bezleri: Ağız boşluğu

Erkek üreme sistemi. Prof. Dr. İlksin Pişkin

Özofagus Mide Histolojisi

Örtü Epiteli Tipleri:

ÜREME SİSTEMİ FİZYOLOJİSİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

HİSTOLOJİ ATLASI UYGULAMA KILAVUZU

EPİTEL DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

Epitel hücreleri glikokaliks denen glikoprotein örtüsü ile çevrilidir. Epitel hücrelerinin birbirine yapışmasını sağlar. Epitel hücrelerinin üzerine

DİŞİ ÜREME ORGANLARI

Hücre. 1 µm = 0,001 mm (1000 µm = 1 mm)!

ÜREME FİZYOLOJİSİ 19/11/2015. ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ. Erkek Üreme Organları Fizyolojisi. ÜREME SİSTEMİ FiZYOLOJİSİ

II.Hayvansal Dokular. b.bez Epiteli 1.Tek hücreli bez- Goblet hücresi 2.Çok hücreli kanallı bez 3.Çok hücreli kanalsız bez

Sperm sıvısı ve sperm sıvısının bileşimi

Şekil 1. Mitoz bölünmenin profaz evresi.

FERTİLİZASYON-Döllenme

ERKEK ÜREME SİSTEMİ HİSTOLOJİSİ

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

10.Sınıf Biyoloji. Üreme ve Gelişme. cevap anahtarı

KAS DOKUSU. Kontraksiyon özelliği gelişmiş hücrelerden oluşur Kas hücresi : Fibra muskularis = Kas teli = Kas iplikleri

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

DOĞUM BİLGİSİ VE SUNİ TOHUMLAMA

Solunum Sistemi. Havadan aldığı O 2 ni kana verip kandan aldığı CO 2 i havaya veren bir ucu açık öbür ucu kapalı bir sistemdir.

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

KADIN ÜREME SISTEMI. Kadın üreme organları dış üreme organları ve iç üreme organları olmak üzere iki bölümde incelenir.


HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

Bağ doku. Mezodermden köken alır. En Yaygın bulunan dokudur ( Epitel, Kas, Kemik sinir)

Spermatozoanın Dişi Genital Kanalındaki Hareketi. Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama Prof. Dr. Fatin CEDDEN


BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

DOKULAR. A-Hücreler B-Hücrelerarası madde (intersellüler substans) veya -Temel madde (Fundamental substans)

Fertilizasyon ve Erken Embriyogenez

Hücre canlının en küçük yapı birimidir.

LEPTİNİN YENİDOĞAN SIÇANLARIN TESTİS GERM HÜCRELERİNE ETKİSİNİN IŞIK MİKROSKOBİ DÜZEYİNDE İNCELENMESİ

Canlılarda Üreme ve Gelişme 1.Üreme Hücreleri (Gametler) 1.1.Erkek Üreme Hücreleri Spermler akrozom 1.2.Dişi Üreme Hücreleri Yumurtalar vitellus

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

Sayfa BİYOLOJİ VE BİLİMSEL YÖNTEM... 1 Bilim ve Bilimsel Yöntem... 2

SİNDİRİM KANALININ BÜYÜK BEZLERİ

10. SINIF KONU ANLATIMI. 16 ÜREME BÜYÜME GELİŞME Döllenme ve Aile Planlaması Soru Çözümü

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HİSTOLOJİ ve EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Sıkı bağ dokusu yapısında parankimi yada dalak pulpasını. birbiriyle devamlılık gösteren bölümlere ayıran trabekulaların

Dr. İhsan ESEN Fırat Üniversitesi Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Kliniği

SOLUNUM SİSTEMİ. 1. Burun Boşluğu (Cavum nasi) 2. Nazofarinks 3. Larinks (Gırtlak) 4. Trakeya (Hava borusu) 5. Akciğerler

GENİTAL SİKLUS Östrus Siklusu

DERİ VE EKLERİ. Doç. Dr. Belgin CAN

Mayoz Bölünmenin Oluşumu

SAFRA KANAL SİSTEMİ VE SAFRA KESESİ. Yrd.Doç.Dr.Sevda Söker

Hücre Nükleusu, Nükleus Membranı, Nükleus Porları. Doç. Dr. Ahmet Özaydın

HÜCRE FİZYOLOJİSİ Hücrenin fiziksel yapısı. Hücre membranı proteinleri. Hücre membranı

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Üriner sistem: İdrarı oluşturan (böbrekler) İdrarı ileten organlar (Üreterler, vezika ürinarya ve üretra). Sistemin organları, organizmada

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

SPERMANIN ALINMASI VE MUAYENESİ VEYSEL TAHİROĞLU

Hücre yüzey özelleşmeleri. Doç. Dr. Çiğdem KEKİK ÇINAR

KOCAELİ ÜNİVERSİTESİ. KOCAELİ SAĞLIK YÜKSEKOKULU Dr. Sibel Köktürk HÜCRE

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI

T.C. GAZİ ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ HİSTOLOJİ VE EMBRİYOLOJİ ANABİLİM DALI

Prof. Dr. Necmi İŞLER M.K.Ü. Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü

Dr. Ezgi Öztaş. İstanbul Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi Farmasötik Toksikoloji Anabilim Dalı

Canlılarda mitoz, amitoz ve mayoz olmak üzere üç çeşit bölünme görülür.

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

MEZODERMDEN MEYDANA GELENLER

PROKARYOT VE ÖKARYOT HÜCRELER

Bütün hücrelerin olmazsa olmazları. Plazma zarı Yarı-sıvı sitosol Kromozom Ribozom

HÜCRE ZARINDA TAŞIMA PROF. DR. SERKAN YILMAZ

Üreme Biyolojisi ve Yapay Tohumlama

Genital Sistem Fizyolojisi

Dr. Yasemin Sezgin. yasemin sezgin

MENSTURASYON VE HORMONLAR

HÜCRE FİZYOLOJİSİ PROF.DR.MİTAT KOZ

HÜCRE. Yrd.Doç.Dr. Mehtap ÖZÇELİK Fırat Üniversitesi

D.Ü TIP FAKÜLTESİ DERS YILIDÖNEM II ÜROGENİTAL SİSTEM VE HASTALIKLARIN BİOLOJİK TEMELLERİ DERS KURULU. Doç.Dr.

ERİŞKİN ERKEK SIÇANLARDA DOKSORUBİSİN İLE OLUŞTURULAN TESTİS HASARI ÜZERİNE L-KARNİTİNİN ETKİSİ

Öğr. Gör. Dr. İlker BÜYÜK, Botanik, 3. Hafta: Bitkisel Dokular KOLONİ VE DOKULAŞMA

Tıp Fakültesi 1. Sınıf Genel Histoloji Laboratuvar Ders Programı

Genital siklus Pubertaya ulaşan bir dişide, hipotalamus ve hipofiz bezinin kontrolü altında ovaryum ve uterusta bazı değişiklikler meydana gelir.

SİNİR SİSTEMİ Sinir sistemi vücutta, kas kontraksiyonlarını, hızlı değişen viseral olayları ve bazı endokrin bezlerin sekresyon hızlarını kontrol eder

ADIM ADIM YGS-LYS 34. ADIM HÜCRE 11- SİTOPLAZMA 3

İNSANDA ÜREME SİSTEMİ

Dişi genital organları; Ovaryum,ovidukt, uterus, serviks, vagina, vulva Ovaryum; sağda ve solda karın boşluğuna asılı olarak bulunan 1 çift organdır.

Gonadlar: Dişide ovaryumlar (yumurtalıklar), erkekte de testislerdir. Gametler: Yeni bir canlının gelişmesini başlatmak için bir araya gelen dişi ve

Farklı fenotipte yavrularla, patojenler veya diğer çevresel koşullar hızla değiştiğinde ebeveynlerin üreme başarısı artabilir.

Doç. Dr. Alev Gürol BAYRAKTAROĞLU

Kabul ve Onay Ġçindekiler Resimler, Grafikler ve Tablolar Kısaltmalar ve Simgeler. 1. GĠRĠġ 1 2. GENEL BĠLGĠLER 5

HÜCRE #6 HÜCRE İSKELET ELEMANLARI ÇEKİRDEK SELİN HOCA

ADIM ADIM YGS-LYS 37. ADIM HÜCRE 14- ÇEKİRDEK

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

Transkript:

Genital Sistem Bu sistem, eşey (gonad) hücrelerini yapan ana organlar bu hücreleri ileten yollar bu yollara salgılarını akıtan bezler dış genital organlardan oluşur.

Erkek genital sistem Dişi genital sistem

ERKEKTE GENİTAL SİSTEM

Sistemin organları Eşey hücrelerini yapan testisler, Eşey hücreleri ileten yollar tubulus rektus, rete testis, epididimis, duktus deferens Eklenik genital bezler Penis (dış genital organ)

TESTİS Skrotum denilen torba içinde funikulus spermatikus ile asılı duran bir çift organdır.

Skrotum: Testislerin ısısını, intraabdominal ısının altında tutma gibi önemli görevi olan, deriden bir kılıftır. İnce ve seyrek kıllı olan bu deri kılıf altında gevşek bağ doku bulunur. Bağ doku, iskelet kası yapısındaki M. kremaster'i örter; kas katmanının altında da seröz bir zar olan tunika vaginalis testis bulunur.

Peritona ait olan bu seröz zar, pariyetal ve viseral yapraklar halindedir ve iki yaprak arasındaki boşluk, pelvis boşluğuyla ya da bir başka deyişle karın boşluğuyla ilişkidedir. Peritonun viseral yaprağının altında ve ona sıkıca yapışık olarak bağ doku katmanı yer alır. Kollagen iplikler içeren bu sıkı bağ dokuya tunika albuginea denir. Çoğu evcil hayvanlarda, bu bağ doku içinde bol kan damarları bulunur.

Tunika albugineya'dan organ içine uzanan bağ doku bölmeleri (septula testis), testis parenşimini piramit şeklinde lopçuklara ayırır. Aynı bağ doku organın merkezinde gevşek bir yapıya (mediyastinum testis) dönüşür. Mediyastinum testis, testise eklenik olan epididimisin kaput bölümünde tunika albugineya ile karışır. Septula testisler arasında, birbirlerinden tam olarak ayrılmayan piramit şeklinde lopçuklar bulunur.

Her lopçuk, 2-5 adet tubulus seminiferus kontortus denilen kör uçlarla başlayan kanalcık içerir. Bazal membranın dışında retikuler bağ doku vardır. Tunika albugineya'dan itibaren kör uçlarla başlayan ve organın derinlerine doğru uzanan bu kanalcıklar (tubuli seminiferi kontorti), adından da anlaşılacağı gibi kıvrımlar yaparlar.

Tubulus seminiferus kontortus, çok sıralı bir hücre dizilişi gösterir. Bu kanalcıkları bir bazal membran çevirir. Hemen bazal membran üzerine oturan, geniş tabanlı Sertoli hücreleri ile bunlar arasında yer alan çok sayıdaki spermatogonyum'lar ilk sıradaki hücrelerdir.

Sertoli hücresi Geniş bir yüzeyle bazal membran üzerine oturan piramidal hücredir. Püskül tarzında sonlanan apikal sitoplazması lumene ulaşır. Reproduktif periyod süresince bölünme göstermeyen Sertoli hücresi çok dayanıklıdır.

Bu hücrenin spermatogenezis'deki önemli görevleri şöylece sıralanabilir : 1- Her gelişme aşamasındaki eşey hücrelerini destekleme, koruma ve besleme. 2- Dejenere olan eşey ve gelişen eşey hücrelerinden arta kalan sitoplazma parçalarını fagosite etme. 3- Spermiyum (spermatozoon) transportuna yarayan bir sekresyon yapma.

Elipsoid veya üçgen biçiminde olan açık renkli çekirdeği, çoğunlukla hücrenin ortalarına yakın yerleşir ve iri nükleolus içerir. Bol miktarda granülsüz endoplazma retikulumu ile birlikte granüllü endoplazma retikulumu, iyi gelişmiş Golgi kompleksi, çok sayıda lizozom ve özellikle bazalde daha bol bulunan krista tipinde mitokondriyonlara sahiptir. Bu hücreler yüksek oranda androjen ve az miktarda östrojen salgıladığıda bildiriliyor.

Bazal membrandan lumene kadar uzanan Sertoli hücresinin sitoplazması, lateral ve apikal kenarlardan invagine olur. İnvagine olan sitoplazmanın lateral oyuntularına, çeşitli gelişme aşamalarındaki spermatosit'ler gömülürler. Lumene doğru püskül tarzında saçaklanarak sonlanan apikal sitoplazma oyuntularına da, başkalaşım geçirmekte olan spermatid'ler yerleşirler.

Sertoli hücrelerinin bazal bölümlerinde zonula okludens'ler bulunur. Bunlar ekstraselüler madde transportu için, kan-testis bariyeri denilen bir engel oluştururlar.

Sertoli hücreleri hipofiz ön lobundan salgılanan FSH ile uyarılırlar (Spermatonezisi başlatma). Bu hücreler ABP (androjene bağlı protein) sentezleme yeteneğine de sahiptirler. Granülsüz endoplazma retikulum-unda sentezlenen androjeni depolamak suretiyle, spermatoge-nezis'in devamlılığı için gerekli olan yüksek androjen konsantrasyonunu sağlarlar.

Diğer taraftan Sertoli hücreleri inhibin denilen bir hormon da salgılarlar. İnhibin, hipofiz ön lobundan gonadotrop hormonların salgılanmasını önler. Sertoli hücreleri, potasyumdan zengin bol miktarda intraselüler sıvıda salgılarlar. Bu özel sıvı yardımıyla spermatozoonlar, iyice gömülü oldukları Sertoli hücrelerinin apikal sitoplazma invaginasyonlarından kurtularak ileriye doğru sevkedilirler.

Spermatogonyum Erkek eşey hücresini meydana getirecek olan temel hücredir. Erkek eşey hücresinin oluşması yani spermatogenezis, goniyogenezis, spermatositogenezis spermiyogenezis.

Spermatogonyum'dan başlayarak spermiyum (spermatozoon) oluncaya kadar geçen olaylar dizisinde Çoğalma evresi Büyüme evresi Olgunlaşma evresi Başkalaşma evresi

Çoğalma evresinde spermatogonyumlar mitoz bö1ünmeyle sayıca artarlar. Bu dönem goniyogenezis olarak anılır. Spermatogonyum B'lerin giderek bazal membrandan tamamen ayrılıp luminal yüze doğru yönlenirler ve daha da büyürler. Bu dönem büyüme evresidir. Bu evrede meydana gelen hücreler primer spermatosit 'lerdir. Bunlar spermatogenik hücrelerin en irileridir.

Primer spermatosit'lerden itibaren olgunlaşma evresi başlar. Primer spermatosit'lerden birinci mitoz sonunda sekunder spermatosit 'ler meydana gelir. Bu hücrelerin geçirdiği ikinci mitoz bölünme ile de spermadit 'ler meydana gelirler. Buraya kadar devam eden büyüme ve olgunlaşma aşamalarını kapsayan dönem spermatositogenezis adını alır.

Mayoz bölünmenin tamamlanmasından sonra spermiyogenezis başlar; bu dönem spermatid'lerin başkalaşma evresi dir. Tubulus seminiferus kontortus'un lumenine ulaşmış olan küçük, yuvarlak hücreler (spermatid'ler) başkalaşım geçirmek üzere Sertoli hücrelerinin apikal sitoplazma oyuntularına gömülürler ve bir süre sonra o türe özgü biçimlerini kazanarak, gelişmelerini tamamlamış spermiyumlar (spermatozoa) olurlar ve iletici yollara geçerler.

Spermiyum (spermatozoon) Gelişmesini tamamlamış eşey hücresidir. Bu hücre gerçek olgunluğunu epididimis içerisinde kazanır. Olgunluğa erişen bir hücrenin maksimum aktif olduğu periyod kısadır.

Spermiyumun kısımları; Baş Boyun Kuyruk Hücrenin tamamı ince bir plazmalem ile sarılıdır.

Baş: Büyük ölçüde çekirdek materyalinden ibaret olan bu uzunca - oval bölüm, hayvan türlerine göre farklı şekilde yandan basıktır. Ön kısmına galeya kapitis denir.

Bunun uç kısmında (akrozom) bulunur. Akrozom hiyaluronidaz, asit fosfataz, akrozin, asit peptidaz ve nöyraminidaz gibi çeşitli enzimler içerir. Spermiyum, korona radiyata ve zona pelusida engellerini, bu enzimler sayesinde aşarak döllemek üzere yumurta hücresine girer.

Boyun: Spermiyumun hareket merkezi kabul edilir. Boyun, bir bazal plak ile başlar; baş ile eklemli bir bağlantısı vardır. Geriye doğru ön- ve arka sentriyol bulunur. Arka sentriyolden, spermiyumun kuyruğunu şekillendiren filagellum gelişir.

Kuyruk: Üç parçadan ibarettir; orta parça, ana parça (pars prensipalis) son parça (pars terminalis) Spermiyumun bünyesinde 40-50 mikronluk uzunlukla en büyük paya sahip olan kuyruk bölümünde, işlevi kinetik olan filagellum, kinosilyum yapısı gösterir.

Bilindigi gibi kinosilyumda fibriler yapı, bir çift merkezde ve dokuz çift periferde yer alan miktotubulus demetinden oluşur. Aynı yapı filagellumda da bulunur. Filagellumda ayrıca, sentral konumlu bu fibriler yapının dışında daha kalın alan, longitudinal ve sirküler diziliş gösteren lateral fibriller de yer alırlar. Manto iplikçikleri de denilen bu kontraktil oluşumlar miyozin ve aktin içerirler.

İntertübüler alanlar Tubulusların arasında gevşek bağ doku yer alır. Bu bağ doku alanları içerisinde, gruplar oluşturan oval ya da poligonal hücreler bulunur. Endokrin fonksiyonlu bu intersitisyel hücreler Leydig hücreleri 'dir.

Bunlar seksuel olgunlaşma sonucunda testosteron hormonu salgılarlar. Testosteron hormonu anabolizan (doku geliştirici) etki yanında androjenik etkiye de sahiptir. Androjenik etki sonucu sekunder erkeklik özellikleri ortaya çıkar. seksüel isteğin belirmesi (libido), sesin kalınlaşması, boynuz, yele, ibik ve sakalların aşırı büyümesi, genital yollara açılan bezlerin gelişmesi ve salgı yapması gibi. Leydig hücrelerinin, az miktarda östrojen salgıladıkları da bildiriliyor.

Testosteron, hipofiz ön lobundan salgılanan LH (İntersititiel Cell Stimulating Hormone (ICSH)) tarafından uyarılarak, spermatogonyum'lara etki eder ve goniyogenezis'in sürekliliğini sağlar. Spermatogenezis'in daha ileri gelişme aşamalarında ise Sertoli hücreleri ile birlikte etki söz konusudur.

EŞEY HÜCRELERİNİ İLETEN YOLLAR Tubulus rektus Rete testis Epididimis (epididymis) Duktus deferens

Tubulus rektus Tubulus seminiferus kontortus'un, mediyastinum testis'e doğru ağızlandığı düz, kısa ve dar borudur. Duvarını tek katlı pirizmatik hücreler oluştururlar.

Rete testis Tubulus rektus, mediyastinum testis'de, kavern şeklindeki geniş boşluğa açılır. Pek çoğu birarada ve birbirleriyle anastomozlaşmış durumda olan bu boşluklar sistemi rete testis 'i şekillendirir. Duvarı tek katlı kübik ya da yassı hücrelidir.

Epididimis (epididymis) Testis'e eklenik olup çok kıvrımlı uzanan borucuk ve borulardan ibarettir. Spermiyumların olgunlaştığı ve depolandığı yerdir. Spermiyumlar bu borucuklardan geçerken biyokimyasal, fizyolojik ve morfolojik değişimlerini tamamlayarak dölleme yeteneği kazanırlar.

Tunika albugineya'yı delerek çıkan duktulus eferentis'ler kaput epididimidis'i meydana getirirler. Kanalcıkların duvarını oluşturan hücrelerin çoğu yüksek pirizmatik ve kinosilyumludur. Bu kanalcıkları, damardan zengin bir bağ doku çevreler.

Duktulus eferentis'lerin birleşmesiyle duktus epididimidis oluşur. Oldukça geniş olan bu kanalın ön bölümü korpus epididimidis'i, arka bölümü de kavda epididimidis'i şekillendirir.

Ductus epididymis lumeni, duktulus eferentis'lerinkinden farklı olarak düzgündür. Bu düzgün lumeni çevreleyen epitel hücreleri yalancı çok katlılık gösterir. Pirizmatik olan hücrelerin boyları da çok değişiktir. Lumene bakan hücrelerin apikal yüzleri, hareketsiz tüylerle (stereosilyum) örtülüdür.

Bu hücrelerin sitoplazmalarında bol miktarda salgı ve pigment granülleri bulunur. Salgının içinde ileri doğru hareket proteini de vardır. Bu salgı epididimal plazmaya verilince spermiyumların hareketliliği sağlanır. Duktus epididimidis'in çevresinde birkaç sıralı düz kas hücreleri yer alır; bunların kalınlığı ileriye doğru artar.

Duktus deferens Kavda epididimidis'den sonra dönüş yaparak düz olarak uzanan kanaldır. Bir önceki bölüm olan duktus epididimidis'de epitel, duktus deferens'de ise kas (tunika muskularis) fonksiyonel yönden önem taşırlar.

Duktus deferens'de üç ana katman ayırtedilir. Tunika mukozanın epitel katı duktus epididimidis'deki gibidir, fakat steryosilyumlar daha ufaktır ve ileri bölümlere gitmeden kaybolurlar. Elastik ipliklerden zengin olan lamina propriya'sını dar bir submukoza izler.

Tunika muskularis: kaslar üç ayrı yönde (iç ve dış longitudinal, orta sirküler) uzanır. Tunika adventisya: dıştan, gevşek bağ dokulu (ileriye doğru tunika seroza) kanalı sarar.

Duktus deferens üretra'ya açılmadan önce bir genişleme yapar (ampulla duktus deferentis). Ampulla'nın lamina propriya'sında bezler bulunur. Ampullanın alt ucu duktus ejakulatoryus olarak devam eder. Duktus ejakulatoryus'a, eklenik genital bezlerin salgı kanalları ağızlanır; biraz ileride de bu kanal üretra'ya açılır.

Duktus deferens, funikulus spermatikus içerisinde yer alır. Funikulus spermatikus'da çok sayıda lenf ve kan damarları, sinirler, enine çizgili M. kremaster ve Pleksüs pampiniformis bulunur. Pleksus pampiniformis, özelliği olan bir damar ağıdır. Bu damar ağı, testis dokusundan gelen ve kendi üzerine birkaç kez kıvrılan, anastomozlar yapan çok sayıdaki venadan oluşur.

EKLENİK GENİTAL BEZLER VEZİKULA SEMİNALİS PROSTAT GLANDULA BULBOÜRETRALİS (Cowper bezi)

VEZİKULA SEMİNALİS Çok dallanma gösteren tubulo-alveoler bezdir. Etçillerde bulunmaz. Ampulla duktus deferentis'deki bezlerle aynı yapıdadır. Burada da bez epitelleri tek katlı pirizmatiktir. Yapışkan, uzayan, renksiz, kokusuz, alkali reaksiyon gösteren ve fruktoz'dan zengin bir salgı salarlar.

PROSTAT Hayvan türlerine göre farklı gelişme gösteren tubuloalveoler bez kompleksidir. Kısmen organ şeklinde (korpus prostate) üretra dışında, kısmen de üretra'nın propriya'sında (pars disseminata) yerleşir. Tek katlı pirizmatik olan bez epitellerinde nukleus, değişik seviyelerde bulunur. İntersitisyum'da düz kas hücreleri ve elastik teller boldur.

Alkali özellikteki salgısı (sukkus prostatikus) kendine özgü kokuludur; bu salgı içerisinde spermiyumlar kamçılarıyla aktif hareket yeteneği kazanırlar.

GLANDULA BULBOÜRETRALİS (Cowper bezi) Üretra'nın pars pelvina'sının son kısmında bulunan bir çift bezdir. Köpekte yoktur. Birbirleriyle anastomozlaşan ve yer yer genişlemeler gösteren bez keseciklerinin duvarı tek katlı yüksek pirizmatik epiteldendir. Epitel hücrelerinin nukleusları bazaldedir; Lopçuklardaki intersitisyum içinde enine çizgili kas telleri bulunur.

Alkali özellikte, mukus benzeri salgı salarlar. Bu salgı, asit karakterde olan idrarın kalıntısından spermiyumların zarar görmemesi için, ejakülasyondan önce ortamın nötralizasyonunu sağlar.

SPERMA (EJAKULAT) Testislerde yapılan spermiyumlar ile epididimis, duktus deferens ve eklenik genital bezlere ait salgıları içeren pelte kıvamında, alkali reaksiyonda sıvı bir kitledir.

PENİS Dıştan ince bir deri ile sarılı, özellikle çiftleşmede görevli organdır. Deri altında sert bir bağ doku (tunika albugineya) bulunur. Tunika albugineya'nın temelini kollagen iplikler oluşturur. Dışta çoğunlukla longitudinal, içte ise sirküler yönde uzanan kollagen iplikler arasında oldukça bol düz kas telleri ve elastik iplikler yer alırlar.

Tunika albugineya'dan ayrılan düzensiz septumlar ve trabeküller, penisin iç kısımlarına giderler. Bu septum ve trabeküller, penisin derinlerinde bulunan, içleri endotel ile kaplı düzensiz kan boşluklarının (kavern'lerin) duvarını yaparlar.

Kavernler, penisin ereksiyonunu (sertleşmesini) sağlayan oluşumlardır. Bunlar, yanyana bulunan ve geniş bir alanı kaplayan, büyük kavernli ve aralarında kaba, kalın iplikli bir septum bulunan iki erektil doku (korpus kavernozum penis) meydana getirirler.

Peniste bir başka erektil doku, üretranın son bölümünü sarar. Daha küçük kavernli olan ve daha çok süngersi görünüşte olan bu yapı, korpus kavernozum üretra (korpus spongiyozum penis) adını alır. Üretranın çevresindeki doku, özel yapısına bağlı olarak tam bir ereksiyon göstermez ve bu nedenle de üretra'nın lumeni daralmaz.

Penisin uç kısmı (glans penis), keratinleşmeyen çok katlı yassı epitelle örtülüdür. Bu epitellerden yüzlek olanları yağlanır ve holokrin salgılama biçiminde yağlı bir salgı (smegma) olarak atılır. Glans penis, gerçek bir venöz erektil dokudan (korpus kavernozum glandis) oluşur. Etçillerin glans penisinde bulunan kemik oluşum (os priapi) organa özel bir destek sağlar.

PREPUSYUM Penisi saran deri, kollum glandis düzeyinde katlanma yaparak glans'ın üzerini tamamen örter. Kıvrıma kadar olan kısım, penis derisinin devamıdır ve dış (periyetal) yaprak adını alır; Kıvrımdan sonra glans penis'i örten kısım ise iç (viseral) yaprak tır. Pariyetal yaprak belirli bir alanda viseral yaprağa karışırken deri özelliğini kaybeder ve kutan mukozaya dönüşür.