2008 Temmuz SAYI : 323 YANGINDAN YANGINA FARK VAR! ZİHNİ KARTAL Baş Hesap Uzmanı Giriş Katma değer vergisi, esas itibariyle vergi indirimi mekanizmasına dayanan bir vergilendirme şekli olmakla beraber, uygulamada, vergi indirimine imkan tanınmayan bazı haller Kanunun 30 uncu maddesinde sayılmış bulunmaktadır. Katma Değer Vergisi Kanunu nun 30/c maddesinde, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisinin mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. 1. İndirim Mekanizmasının Temel Felsefesi ve Zayi Olan Mallar Katma değer vergisi sisteminde alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesi, bu malların satışı sırasında mala eklenen değerin vergilendirileceği düşüncesine dayanır. Bilindiği gibi zayi, yok olmak, ortadan kaybolmak anlamına gelir Zayi olan mallar için satış, dolayısıyla yaratılan bir değer olmayacağından, bu mallara ilişkin alış vesikalarında gösterilen verginin indirilmesi, zayi olan mallar üzerindeki vergi yükünü tamamen ortadan kaldıracaktır. Kanunun 30 uncu maddesinin gerekçesinde de vergi indiriminden yararlanabilmek için bu indirimle ilgili vergiye tabi bir işlemin yapılmış olması şarttır denilerek yüklenilen KDV si indirilen malların ekonomide dolaşıma devam etmesi gerektiği ima edilmektedir. Dolayısıyla, Kanunun 30/c maddesi uyarınca, zayi olan malların alış vesikalarında gösterilen katma değer vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyecektir. Diğer taraftan, burada bahsi geçen zayi olan mal kavramı kapsamına amortismana tabi iktisadi kıymetler de dahil olmak üzere alış ve/veya üretimleri sırasında KDV yüklenilen ve yangın, deprem ve sel dolayısıyla zayi olma ihtimali bulunan bütün iktisadi kıymetler dahildir. Danıştay 11. Daire de E.1996/6855, K.1998/622 sayılı kararında; 3065 sayılı KDVK nun zayi olan mallara ait yüklenilen katma değer vergilerinin indirilemeyeceği hükmüne yer veren 30/c maddesinin amortismana tabi iktisadi kıymetlerin zayi olması olayında da uygulanacağını belirtmiştir.
Öte yandan, indirim yasağından bahsedebilmek icin malın tamamen ortadan kaybolmuş olması gerekir. Diğer bir ifadeyle, nihai tüketime ulaşmadan işletme bünyesinde kaybolması, başka bir ifade ile, emtianın fiziksel varlığının tamamen yok olması nedeniyle ekonomik değerinin bulunmaması lazımdır. Kullanım sonucunda ekonomik ömrünü tamamlaması ya da çeşitli etkenlerle değerinin düşmesi halinde ise hurda veya hasarlı mal söz konusu olacaktır. Malın zayi olması durumunda yeni bir teslime konu edilemeyeceğinden katma değer doğmaması nedeniyle bu mala ilişkin olarak yüklenilen verginin indirim konusu yapılamayacağı açıktır. Böylece katma değer vergisinin nihai tüketici gibi değerlendirilebilecek satıcı veya üretici tarafından yüklenilmesi gerekecektir. Oysa, değeri düşen mal (hurda veya hasarlı mal) zayi olmuş sayılmaz. Maliyetinin %1 ine dahi satışı söz konusu olan mal zayi sayılmaz. Fiiliyatta katma değer yaratmadığı belli olsa dahi, yeni bir teslime konu olabilecek mal zayi mal olarak düşünülemez. Zayiattan bahsedebilmek için değerinin sıfır mertebesinde olması lazım gelir. Bu kapsamda, örneğin kasırga nedeniyle hasar görmüş ve hurda değerine 1.000 YTL ye satılma kabiliyeti bulunan bir taşıtın maliyeti 35.000 YTL dahi olsa bir zayi olma durumundan bahsedilemez, dolayısıyla bu madde uygulanamaz. Maliye Bakanlığı da hasarlı olmaları nedeniyle takdir komisyonunca belirlenen emsal değeriyle, satışa konu edilen kıymeti düşen mallara ilişkin takdir edilen değer ile söz konusu malların maliyet bedeli arasındaki farka isabet eden yüklenilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılıp yapılamayacağını soran bir mükellefe verdiği 18.6.2007 tarihli, 54853 sayılı Özelgede; hasarlı olmaları nedeniyle takdir komisyonlarınca hurda bedeli belirlenen ve bu değer üzerinden satışa konu edilebilen kıymeti düşen mallar "zayi olan mal" olarak değerlendirilemeyeceğinden, söz konusu mallar için yüklenilen katma değer vergisinin Katma Değer Vergisi Kanununun 29 ve 34 üncü maddelerinde belirlenen şartlar dahilinde indirim konusu yapılabileceğini belirtmiştir. Ancak, iktisadi kıymete hic bir değer atfedilememesi dolayısıyla satışa konu olamaması halinde zayiat söz konusudur ve alış sırasında yüklenilen katma değer vergilerinin iptal edilmesi gerekecektir. Bakanlık vermiş olduğu bir Özelgede ;...kullanım süresinin dolması sebebiyle ya da çeşitli sebeplerden dolayı kullanılması veya satılması mümkün olmadığından takdir komisyonu nezaretinde imha edilen malların zayi olan mallar kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, imha edilen söz konusu malların alış faturalarında gösterilen katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi mümkün bulunmaktadır. değerlendirmesini yapmıştır. 2. Zayiatın Sebebi Vergisel Sonucu Etkilemektedir Yukarıda açıklanan gerekçeyle, zayi olan mallara ait alış belgelerinde gösterilen katma değer vergisi mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilmesi yasaklanmıştır. Ancak kanun bu yasak için üç adet istisna öngörmüştür; - Deprem - Selfelaketi - Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın
Yukarıda belirtilen zayi sebepleriyle yok olan mallarda da zayiattan sonra bir satıştan söz edilemeyecek, dolayısıyla bir katma değer yaratılması bahis konusu olmayacaktır. Ancak, kanun koyucu deprem, sel ve yangın için biraz merhamet göstererek katma değer yaratılmadığı halde yüklenilen verginin indirilmesine göz yummuştur. 3. Makul Sayılan Zayiat Sebepleri Kanun hükmü düzenlemesindeki bir diğer dikkat cekici husus da hangi felaketlerin makul, hangilerinin makul olmayan felaket olduğunun kanunda keskin bir şekilde ayrılmış olmasıdır. Yukarıda belirtildiği üzere, kanun koyucu üç adet felaketi makul bulmuş, diğerlerini madde kapsamındaki indirim yasağına konu etmiştir. Hatta yangın için Maliye Bakanlığını otorite olarak kabul etmiştir. Bakanlık buna göre, bazı yangınları bu kapsama alıp, diğer bazılarını makul felaket saymama konusunu karara bağlayacaktır. Maliye Bakanlığı vermiş olduğu 08.03.2005 tarihli, 11092 sayılı Özelgede;...Maliye Bakanlığı, belli bir bölgeyi, ili, ilçeyi ve mükellef grubunu ilgilendiren genel nitelikteki yangın afetlerine manız kalanlar için mücbir sebep hali ilan etmeye yetkili olup, bu yetkinin münferit olarak ortaya çıkan yangınlar için her bir mükellef itibariyle kullanılması söz konusu değildir. Buna göre, Şirketinize ait marketin yanması sonucu zayi olan mallara ait katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır... Açıklamasını yaparak, yangınları toplu yangınlar-bireysel yangınlar şeklinde sınıflandıracağını ima etmiştir. Özelgedeki ifadeden, Bakanlığın bireysel yangınları ikinci sınıf yangın olarak değerlendireceği, belli bir bölgeyi, ili, ilçeyi ve mükellef grubunu ilgilendiren genel nitelikteki yangınları makul yangın olarak ilan edebileceği anlaşılmaktadır. Yangınları, katma değer vergisi sistem mantığında olmayan böyle bir ölçüte göre sınıflandırarak farklı vergi sonuçlara bağlamak fevkalade düşündürücüdür. Oysa, indirim yasağına konu olup olmama ölçütü, sadece gelecekte katma değer yaratıp yaratmamaktan ibaret olmalıdır. İlginçtir ki Bakanlık bir talep üzerine vermiş olduğu aşağıda özetlenen 22.03.2005 tarih ve 13128 sayılı özelgede bu bakış açısını pekiştirmiştir;... şirketiniz tarafından depo olarak kullanılmakta olan bahsi gecen yerde münferit olarak ortaya çıktığı anlaşılan yangının yukarıda belirtilen yetki çerçevesinde mücbir sebep hali olarak sayılması mümkün bulunmadığından, zayi olan mallar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisinin indirimi mümkün değildir... Durum böyle olmakla, sonuç olarak, Maliye Bakanlığının önemsemediği bireysel yangınlar dolayısıyla yok olan malların alışında yüklenilen KDV tutarlarının indiriminin düzeltileceği ortaya çıkmaktadır. Buradan anlaşılan, malın yangın nedeniyle yok olmasının değil, malın Maliye Bakanlığınca uygun görülen yangın nedeniyle yok olmasının önemli olduğudur.
4. Makul Sayılan Felaketlerle Zayi Olan Mallar Dolayısıyla Yüklenilen KDV nin İndirimi Kanun yukarıda sayılan üç felaket dolayısıyla ekonomiden yok olan malların alışları veya üretimleri sırasında yüklenilen katma değer vergilerinin indirimine müsaade etmektedir. Ancak, sözü geçen felaketlerin meydana geldiğinin ve bu felaketlerde malların zayi olduğunun indirimi yapan mükellef tarafından kanıtlanması gerekir. Söz konusu felaketler itfaiye yetkilileri tarafından hazırlanacak tutanak benzeri bir belge ile kanıtlanabilir. Ancak, mükellefe ait malların bu felaketlerde zayi olduğunun mahkeme kararı ile tespit edilmesi ve karara bağlanması gerekir. Sayılan bu üç tür felaket dışındaki felaketler dolayısıyla zayi olan mallar alış veya üretimleri sırasında yüklenilen katma değer vergileri ise, hiç bir belgeye gereksinim duyulmadan, felaketin olduğu vergilendirme döneminde 191-İndirilecek KDV Hesabından çıkarılarak zayiat sebebine göre gider veya kanunen kabul edilmeyen gider hesaplarına aktarılacaktır. 1. bölümde de açıklandığı üzere, kural olarak zayi olan malların alış belgelerinde yer alan KDV lerin indirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, yukarıda sayılan felaketler dolayısıyla zayi olan malların indiriminin kabul edilebilmesi için yukarıda belirtilen koşullara ilaveten, söz konusu malların alış belgelerinde KDV lerin ayrıca gösterildiğinin ve yasal defterlere süresinde kaydedildiğinin mükellef tarafından kanıtlanması gerekir. Yasal defter ve belgelerin de söz konusu felaketlerde zayi olduğunun belgelenmesi halinde de, mükellefin yüklendiği KDV leri kanıtlama yükümlülüğü ortadan kalkmamaktadır. Bu durumda dahi, mükellefin indirim konusu yaptığı belgelerin diğer nüshalarını kendisine mal ve hizmet sağlayan kişi ve kuruluşlardan temin ederek vergi idaresine veya inceleme elemanına sunması gerekir. Aksi halde, indirim konusu yapılmış olan zayi mallara ait yüklenilen KDV tutarlarının indirimler arasından çıkarılarak cezalı ek tarhiyat yoluna gidilecektir. 5. Diğer Felaketlerle Zayi Olan Mallar Kanunun 30/c maddesi hükmünden sadece, deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan malların alış ya da üretimleri dolayısıyla yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılabileceği anlaşılmaktadır. Önceki bölümlerde de belirtildiği üzere, her ne sebeple zayi olursa olsun bir malın, zayi olduktan sonra ekonomide artık katma değer yaratma ihtimali mevcut değildir. Bu nedenle, alış veya üretimleri sırasında yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmasını haklı kılan bir gerekçe kalmamaktadır. Bununla birlikte, yukarıda belirtilen üç adet felaket dolayısıyla zayi olan malların alış ya da üretimleri dolayısıyla yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılmasına tolerans gösterilmektedir. Ancak, yasal düzenlemede, neden deprem, su baskını ve yangınların diğer felaketlerden farklı mütalaa edildiği ise başka bir sorudur. Savaşta yok olan mallar dahi bu kapsama alınmamıştır. Yine kasırga, fırtına, haşere istilası gibi zayiata yol açan diğer felaketlerin sonuçları bakımından bu üç özel felaketten ne kadar farklılık gösterdiği izaha muhtaçtır. 6. Hırsızlık Nedeniyle Kaybolan Mallar Hırsızlık vergi uygulamasında hiç bir şekilde makul bir felaket sayılmamaktadır. Hırsızlık dolayısıyla ortadan kaybolan malların alış belgelerinde gösterilen KDV lerin indirimine izin verilmemektedir. Esasında hırsızlık dolayısıyla sahibinin rızası dışında işletmeden yok olan mal ekonomide yok olmamaktadır. Dolayısıyla, hırsızlık özü itibariyle bir zayiat değildir. Çalınan mal, ekonomide tekrar dolaşıma devam ederek katma değer yaratma ihtimalini korumaktadır. Hırsız bey bir gün çaldığı malı satışa konu ederek, katma değer yaratmasını sağlayabilir.
Hırsız çaldığı malı, tekrar dolaşıma sokarak satışa konu ettiği takdirde, katma değer vergisi sistemi, katma değer yaratma açısından zarar görmemektedir. Sadece hırsızın bu satışı yasal kayıtlardan uzak olacağından, beyan ve indirim sistemi sekteye uğrayacaktır. Sorun, hırsızın o malı katma değer vergisine tabi bir şekilde satışa konu etmemesidir. Hırsız çaldığı malı tüketim amacıyla bizzat kendisi ve/veya ailesi kullandığı takdirde, nihai tüketici statüsü kazanmakta verginin hedef yüklenicisi konumuna gelmektedir. Kısaca, çalınan mallara ait yüklenilen katma değer vergisi Kanunun 30 uncu maddesi gereğince, hesaplanan katma değer vergisinden indirilemeyecektir. Bu mallara ait önceki dönemlerde indirim hesaplarına alınan katma değer vergisi bulunması durumunda, söz konusu vergilerin indirim hesaplarından çıkartılarak hırsızlığın gerçekleştiği dönem beyannamesinde ilave edilecek katma değer vergisi olarak beyan edilmesi gerekir. 7. Sonuç Katma değer vergisi sistemindeki indirim mekanizmasının mantığına uygun düşmese de yasa maddesi gereğince deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığı nın yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olan malların alış ya da üretimleri dolayısıyla yüklenilen katma değer vergilerinin indirim konusu yapılabilecektir. Kanun koyucu üç adet felaketi makul felaket olarak kabul etmiş, diğerlerini madde kapsamındaki indirim yasağına konu etmiştir. Hatta yangın için Maliye Bakanlığını otorite olarak kabul etmiştir. Yasaya göre, malın yangın nedeniyle yok olması değil, malın Maliye Bakanlığınca uygun görülen yangın nedeniyle yok olması önem taşımaktadır. Maliye Bakanlığının verdiği özelgelerle açıkladığı bakış açısının, bireysel yangınları ikinci sınıf yangın olarak değerlendireceği; belli bir bölgeyi, ili, ilçeyi ve mükellef grubunu ilgilendiren genel nitelikteki yangınları makul yangın olarak ilan edeceği yönünde olduğu anlaşılmaktadır. Yangınları, katma değer vergisi sistemi mantığında olmayan böyle bir ölçüte göre sınıflandırarak farklı vergi sonuçlara bağlamak fevkalade düşündürücüdür. Oysa, indirim yasağına konu olup olmama ölçütü, sadece gelecekte katma değer yaratıp yaratmamaktan ibaret olabilir. Yukarıda sayılan felaketler dolayısıyla zayi olan malların indiriminin kabul edilebilmesi için, felaketin vuku bulduğunun ve malların bu felaketlerde tamamen yok olduğunun, ayrıca söz konusu malların alış belgelerinde KDV lerin ayrıca gösterildiğinin ve yasal defterlere süresinde kaydedildiğinin mükellef tarafından kanıtlanması gerekir. Yasal defter ve belgelerin de söz konusu felaketlerde zayi olduğu kesin ise, mükellefin indirim konusu yaptığı belgelerin diğer nüshalarını kendisine mal ve hizmet sağlayan kişi ve kuruluşlardan temin ederek vergi idaresine veya inceleme elemanına sunması gerekmektedir. Focus Denetim Sağlıklı çözümlere ODAK lanır.