AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLE ŞMES İ'NE GÖRE ÇEVRE VE İ NSAN



Benzer belgeler
onur kırıcı uygulama oldu ğunu kabul etmemi ştir. Sonuçta 8. madde, çevreye yönelik ağır sald ırılara karşı, "korunma

na karşı devletlerin objektif yükümlülü ğünü öne ç ıkaran önemli bir değerlendirmedir. 5. Muğla'y ı ve Gökova Körfezi'ni Karartan Üç Termik Santral

3. Halk ı Riskler Konusunda Bilgilendirmeme

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR S. R. BAŞVURUSU

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA ĐNSAN HAKLARI MAHKEMESĐ

3. Rusya'da Sanayi Kirlili ğinden Kimler Sorumlu

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİNDEN KATMA DEĞER KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR NURAN CEYLAN ÖZBUDAK BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/2890)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

CEZAİ ŞARTIN TEK YANLI KARARLAŞTIRILAMAYACAĞI

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM TEDBİRE İLİŞKİN ARA KARAR

4. Kentsel Kirlilik. a. Havaalanlar ında Ses ve Hava Kirlili ği

Bireysel Başvuru Yolu

Avrupa Adelet Divanı

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ DAİRE KEPENEKLİOĞLU VE CANPOLAT - TÜRKİYE. (Başvuru no: 35363/02) KARAR STRAZBURG.

BAŞVURUNUN REDDİNE İLİŞKİN KARAR

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ERDEM VE EGİN - ERDEM / TÜRKİYE DAVASI (Başvuru No: 28431/06), SAYGI / TÜRKİYE DAVASI (Başvuru No: 5559/07),

ANAYASA MAHKEMESİNDEN GVK GEÇİCİ 73 ÜNCÜ MADDEYLE İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KPSS 2008 GK (49) 30 DENEME K TABI / 338. SAYFA / 59. SORU 30 DENEME K TABI / 295. SAYFA / 49. SORU

ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE YAPILMIŞ BAZI BAŞVURULARIN TAZMİNAT ÖDENMEK SURETİYLE ÇÖZÜMÜNE DAİR KANUN YAYIMLANDI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

ÖĞRETİDE VE UYGULAMADA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE İCRASI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

12.1 ODA TARAFINDAN AÇILAN DAVALAR VE SONUÇLARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

TÜRKİYE BAROLAR BiRLİĞİ T.B.B. AVUKATLIK STAJ YÖNETMELIĞI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.C. ANKARA 2. İDARE MAHKEMESİ ESAS NO : 2011/1810 KARAR NO : 2012/280

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BÜLENT UĞURLU VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13364)

Nurcan YILMAZ ÖZEL ADİL YARGILANMA HAKKI KRİTERLERİNİN TÜRK İDARİ YARGILAMA HUKUKU AÇISINDAN MUHTEMEL VE GERÇEKLEŞEN ETKİLERİ

IHALE ILAN İ KORKUTEL İ ILÇESI KÖYLERINE HIZMET GÖTÜRME B İRLIĞI BAŞKANLIĞINDAN

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM KARAR Başvuru Numarası: 2013/8975 Karar Tarihi: 23/7/2014 İKİNCİ BÖLÜM KARAR

3 Q Ekim ZU14. T.C. SOSYAL GÜVENLIK KURUMU BA ŞKANLIĞI Hukuk Mü şavirliği

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İDARİ YARGILAMA USULÜ HUKUKU 3-B K. Burak ÖZTÜRK İDARİ YARGI KARARLARININ UYGULANMASI

T.C. IZMİR BÜYÜKŞEHIR BELEDİYE BAŞKANLIĞI SATINALMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI HİZMET ALIMLARI ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNERGE

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Askeri Yüksek İdare Mahkemesi İkinci Dairesi

ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM

CMK 135 inci maddesindeki amir hükme rağmen, Mahkemenizce, sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin tespitine karar verildiği görülmüştür.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /18-21

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

CEZA HUKUKU. 27 aralık 1968 tarihli ve sayılı Resmî Gazetede yayınlanmış 1072 sayılı «Rulet, tilt, langırt ve benzeri oyun âlet ve makinaları

ĐKĐNCĐ DAĐRE. MUSTAFA VE ARMAĞAN AKIN/TÜRKĐYE (Başvuru no. 4694/03) STRAZBURG. 6 Nisan 2010

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Prof. Dr. Zehra ODYAKMAZ Ümit KAYMAK İsmail ERCAN THEMIS İDARİ YARGI

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

CONSEIL DE L'EUROPE AVRUPA KONSEYİ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAMAN VE BEYAZIT - TÜRKİYE DAVASI. (Başvuru no: 73739/01) KARAR STRAZBURG

Munzam Sandıklara İşverenlerce Yapılan Katkı Payı Ödemelerine İlişkin Anayasa Mahkemesi Kararı

AVRUPA İ NSAN HAKLARI SÖZLE ŞMES İ 'NE GÖRE ÇEVRE VE İ NSAN

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

14 May s 2014 Çar amba Günü Saat da Yap lan Mahkeme Toplant nda Görü ülen Dosyalar ve Sonuçlar (*)

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

T.B.B. BARO HAKEM KURULU

Yönetim Kurulu Üyelerinin yemin törenine katılımı gerçekleşti.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI 7.DÖNEM 4.TOPLANTI YILI MART AYI TOPLANTILARININ 2.BİRLEŞİMİNE AİT M E C L İ S K A R A R I D I R

AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ KARAR İNCELEMESİ

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

İlgili Kanun / Madde 6100 S. HMK/115,120

Türkiye, "yarg ılama yetkisi bulunan organlar" yerine, çok aç ık bir kararl ılıkla, yürütmenin yarg ısal denetiminin. Güney D İ NÇ SAĞ LIKLI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Mahkemece, davalı işçinin eylemli çalışması bulunmadığı gerekçe gösterilerek istek hüküm altına alınmıştır.

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

KABUL EDİLMEZLİK KARARI

Transkript:

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLE ŞMES İ'NE GÖRE ÇEVRE VE İ NSAN 111. SANAY İ VE ÇEVRE KİRLİLİĞİ 1. Tabakhanelerle Kom şuluk Lopez Ostra/ Ispanya Teknoloji ve sanayi alan ındaki denetimsiz geli şmeler arttıkça, çevre sorunlar ından bunalan ki şilerin yargısal çözüm arayışları da yoğunlaşmaktad ır. Ispanya'da, Lorca kentine bağlı Murcia kasabas ı, ülkenin ham deri üretimini kar şılayan tabakhaneleri topland ığı bir bölgedir. Konutunun çok yakın ındaki tabakhanenin ruhsats ız çal ıştırılan katı ve s ıv ı atık tesislerinin yayd ığı pis kokular, duman ve zararl ı gazlar nedeniyle sağl ıks ız koşullardan yakman Bayan Lopez Ostra, ulusal düzeydeki giri şimlerinden, uygun bir çözüm elde edememi şti. Yargılama sıras ında, olumsuz çevresel etkileriyle birlikte yer seçimindeki yanl ışların raporlar ıyla saptanmas ına karşın, ne tesisin kapat ılmas ı sa ğ- lanabildi, ne de sa ğl ık aç ısından ta şıdığı sakmcalar giderilebildi. Başvurucunun sonuç alamamas ının temel nedeni, sanayinin gerek ürettikleri, gerekse çal ışma ya şamına katk ıları nedeniyle ta şıdığı toplumsal öneme dayan ıyordu. A İI-IM uyu şmazl ığı, başvurucunun konutur ıda sağl ıkl ı ve nitelikli bir ya şam sürdürme istemiyle bağlantıs ı nedeniyle, sözle şmenin 8. maddesi içinde de ğerlendirdi. Devletlerin 8. maddenin 2. bendine göre kamu yarar ı aç ı- TABAKHANEIIRLE KOM Ş ULUK 263

Güney D İ NÇ TABAKHANFLFRLE s ından sahip olduklar ı takdir hakk ın ı gözetmekle birlikte, KOMŞULUK olayda kar şıl ıkl ı ç ıkarlar aras ında adaletli dengeler kurulamamas ı sonucunda ba şvurucunun, çevresiyle birlikte konutunda sağl ıkl ı bir ya şamdan yoksun b ırakılmas ı nedeniyle sözleşmenin 8. maddesinin çi ğnendiğini kararlaştırd ı. Mahkeme' İıin, ulusal hukuku temel almas ına karşın, çevresel konuları doğrudan sözle şmenin 8. maddesi kapsamında ele ald ığı ilk örneklerden olan karar ının geniş bir özetini a şağıda sunmaktay ız: Mahkeme, 9 Aral ık 1994'te karara bağlad ığı Lopez Ostra / İspanya davas ında ba şvurucunun evinin yakınında bulunan bir at ık su ar ıtma tesisinin neden oldu ğu kirliliğin olumsuz etkilerini ele almış ve Lorca Kasabas ı'nın ekonomik yararlan (yani bir at ık ar ıtma tesisinin yapılmış olmas ı) ile somut olayda, ba şvurucunun özel ve aile yaşamma sayg ı gösterilmesi hakk ı aras ında adil bir dengenin kurulmas ında devletin ba şarıl ı olamad ığı sonucuna varrmştır.7ı Bir İspanyol vatanda şı olan başvurucu deri sanayinin yoğunluk ta şıdığı Lorca ilçesinde ya şamaktad ır. SA- CURSA ad ındaki bir limited şirket çat ıs ı altında birleşen tabakhaneler, ba şvurucunun evinin 12 metre yak ınmdaki kamu arsası üzerinde s ıv ı ve kat ı atıklar ın işleneceği bir fabrika kurmu şlard ır. Yürürlükteki yönetmeli ğe göre yerel Belediye'den ruhsat almas ı gereken şirket, bu koşulu yerine getirmeden fabrikay ı çal ıştırmaya ba şlamıştır. Fabrika, kötü işletilmesi nedeniyle çevreye, hastal ıklara neden olacak yoğunlukta duman ve pis kokular salmaya ba şlamıştır. Özellikle ba şvurucunun bulunduğu bölgede ya şayan birçok ki şide sağl ık sorunlar ının oluşmasma ve rahats ızl ıklara yol açmıştır. Saptanan sak ıncaları gözeten Belediye, bu çevrede ya şayanlar ın konutlarmı üç ay içinde boşaltarak kent merkezinde ücretsiz oturabilecekleri evlere ta şınmalarını sağlamıştır. Başvurucu ve ailesi, k ısa bir süre sonra Dutertre, 288. 264

AVRUPA İ NSAN HAKLARI SÖZLE ŞMES İ 'NE GÖRE ÇEVRE VE İ NSAN Belediye'nin verdi ği evden ayniarak tekrar kendi konut- TABAKHANELFRIE lar ına dönrnü şlerdir. Çok say ıdaki yak ınmalar nedeniyle, KOMŞ ULUK sağl ık ve çevre ile ilgili kurulu şlarmdan al ınan raporlardan sonra Belediye, at ık fabrikas ın ın kimyasal ve organik maddeleri su tanklar ı içinde toplama çal ışmalar ın ı durdurmuş; ancak krom kat ılm ış atık sular ın işlenmesine engel olmam ıştır. Atık fabrikas ındaki i şlemlerin bir bölümünün belediyece durdurulmas ının sonuçlar ı üzerinde başvurucu ile Hükümet aras ında farkl ı görü şler bulunmaktad ır. Dava dosyas ı içindeki saptamalardan, çevrede ya şayanlarm sa ğ- lığım tehlikeye sokacak sorunlar ın sürdü ğü anla şilmaktad ır. Belediye'ye yönelik giri şimlerinin sonuç vermemesi üzerine ba şvurucu, anayasal haklar ın ın korunmas ı amac ıyla Murcia İdare Mahkemesi'ne başvurarak, fabrikan ın çal ışmalar ının geçici veya temelli olarak durdurulmas ına karar verilmesini istemi ştir. Başvurucu at ık tesislerinde yürütülen işlemlerin neden oldu ğu rahats ızl ıklar ve tehlikeler kar şısında belediye yetkililerinin olumsuz tutumu yüzünden konuta sayg ı hakkına, mülkiyetini barışç ıl biçimde kullanma hakk ına, ulusal hukuka ayk ırı biçimde el atıld ığından yakmmışt ır. Ba şvurucu ayr ıca yerle şme yerini serbestçe seçme hakk ının ihlal edildiğinden, maddi ve manevi bütünlüğünün, ki şisel özgürlük ve güvenli ğinin tehdit edildiğinden şikayetçi olmu ştur. İdare Mahkemesi ba ş- vurucunun tanıklar ını dinledikten sonra, görevlendirdi ği bilirkişinin fabrikan ın uygun yerde yap ılmad ığını belirten raporuna karşın, başvurucunun istemini 31 Ocak 1989 günlü karar ıyla reddetmi ştir. Mahkeme, fabrikadan ç ıkan koku, duman ve gürültünün çe şitli rahats ızl ıklara yol açtığını saptadığı halde, çevrede ya şayanlar ın sağl ıkları aç ı- s ından ciddi bir tehlike olu şturmad ığını, yalnızca yaşam kalitesini dü şürdü ğünü, bunun da anayasal haklar ın ihlali anlam ına gelmedi ğini belirtmiştir. Mahkeme, fabrika üzerinde önlem alan belediye birimlerinin sorumlu bulunmad ıklar ını, fabrikan ın ruhsats ız olu şunun bu davada incelenecek bir konu olmad ığım, çünkü adli yarg ılama yöntemi 265

Güney D İ NÇ T4BAKHANFLFRLL ile ilgili bir sorun oldu ğunu belirtmi ştir. Ba şvurucunun bu KOM ŞULUK karara karşı 10 Şubat 1989'da Yüksek Mahkeme'ye yapt ığı itiraz ın, kanun sözcüsü taraf ından desteklenmesine kar şm, mahkemece 27 Temmuz 1989 günlü kararla reddedilmi ş- tir. Olaya çok biçimsel yakla şan Yüksek Mahkeme' ye göre itiraz olunan karar, Anayasa'ya uygundur. Yüksek Mahkeme, her hangi bir kamu görevlisinin ba şvurucunun evine girmediğini veya ba şvurucunun nesnel bütünlü ğüne bir sald ır ıda bulunmad ığını, ba şvurucunun diledi ği yere gitmekte serbest olup ki şi özgürlü ğünün k ıs ıtlanmad ığım belirtmiş, ruhsatla ilgili sorunun yaln ızca özel hukuk yargılama yöntemine göre ele al ınabileceğini belirtmi ştir. İspanya'da belli koşullarda bireylere "anayasal şikayet yolu" tan ınm ış bulunmaktad ır. Bu olanaktan yararlanan ba şvurucu 20 Ekim 1989 günlü dilekçesi ile yak ınmalarm ı Anayasa Mahkemesi'ne ta şıyarak, Anayasa'n ın 15. maddesindeki nesnel bütünlük hakk ın ın, 18. maddesindeki özel yaşam hakk ı ile konut dokunulmazl ığın ın ve 19. maddesindeki yerle şme yerini serbestçe seçme hakkmm çiğnendiğini ileri sürmü ştür. Anayasa Mahkemesi 26 Şubat 1990 günü verdi ği karar ında ba şvuruyu aç ıkça temelsiz bularak reddetmi ştir. Anayasa Mahkemesi'ne göre özel ya şama sayg ı hakk ı ile ilgili yak ınma dava mahkemeleri önünde ileri sürülmediğinden, duman, koku ve gürültü ile ilgili şikayet konut dokunulmazl ığın ı ihlal etmediğirıden kabul edilmez bulunmu ştur. Fabrikan ın kapatılmas ı isteminin reddine ili şkin şikayet başvurucunun ya şam ım ve maddi bütünlüğünü tehlikeye sokmad ığı için onur kırıc ı bir davranış say ılmayaca ğı, yerleşim yerini seçme hakk ı ile ilgili şikayet ise, ba şvurucunun evinden kamu görevlilerince zorla ç ıkarılmam ış olmas ı gibi nedenlerle reddedilmi ştir. Bu karardan önce ba şvurucu ile ayn ı binada ya şayan iki yengesi de, atık fabrikas ının hukuka ayk ırı olarak çal ışmalarını sürdürmesi gerekçesiyle 1989 y ılında Lorca Belediyesi ve SACURSA şirketine karşı İdare Mahkemesi'nde dava açmışlard ı. Mahkeme 18 Eylül 1991 günü verdi ği kararın- 266

AVRUPA İ NSAN HAKLARI SÖZLE ŞMES İ 'NE GÖRE ÇEVRE VE İ NSAN da, 9 Eylül 1988 tarihinden sonra da fabrikan ın yoi açtığı TABAKHANELERLL rahats ızlığın sürdü ğünü belirtmi ş ve yasal aç ıdan gerekli KOM Ş ULUK olan ruhsat al ınmad ığı için fabrikan ın ruhsat al ınıncaya kadar kapatılmasına karar vermi ştir. Ancak bu kararın uygulanmas ı, yerel belediye ve SACURSA şirketinin itiraz ı üzerine durdurulmu ştur. Dava halen Yüksek Mahkeme önünde devam etmektedir. Yine ba şvurucunun iki yengesi taraf ından 13 Kas ım 1991 tarihinde yap ılan ba şvuru üzerine Lorca soruşturma yargıc ı, çevre sağlık suçlarmı i şledikleri gerekçesiyle SACURSA hakk ında ceza kovu şturmas ı açmışt ır. Bu yakınmadan iki gün sonra yargıç atık fabrikas ının kapat ılmas ını kararla ştırmış, ancak bu karar savc ılığın 19 Kas ımda yapt ığı itiraz üzerine 25 Kas ımda ask ıya al ınmıştır. Yarg ıç atık fabrikas ı taraf ından verilen rahats ızlığın ciddiliği ve çevrede ya şayanlar ın sağlığı üzerindeki etkisi konusunda görü ş bildirmeleri için bilirki şi raporlar ı istemiştir. Soru şturma dosyas ındaki birçok sağlık raporunda, fabrikanın çevrede ya şayanlar ın sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine ili şkin çeşitli görüşler yer almaktad ır. Adalet Bakanl ığı'na bağl ı Adli T ıp Kurumu'nun 16 Nisan 1993 günlü raporu at ık, fabrikası yak ınında bulunan evlerdeki gaz yoğunlaşmas ınm katlanılabilen sm ırlarm üzerinde olduğunu belirtmi ştir. Bu raporda başvurucunun k ız ınm ve yengesinin çevredeki gazdan kaynaklanan rahats ızlıklar ına yer verilmi ştir. Başvurucu ve ailesi Lorca kentinin merkezinde yeniden bir eve ta şınmışlar ve evin kiras ı Belediye tarafından ödenmeye ba şlanmıştır. Bu durumun verdiği rahatsızl ık sonucu ba şvurucu ve e şi kentin başka bir yerinde, ba şka bir ev satın almak zorunda kalmışlard ır. Yarg ıç, fabrikan ın kapatılmasına ili şkin karar ını 15 Kas ım 1991 ve 27 Ekim 1993 günlü kararlarla kesinle ş- tirmi ş ve bu kararlar do ğrultusunda fabrika geçici olarak kapatılmıştır. Ba şvurucu 14 May ıs 1990'da Avrupa İnsan Haklar ı Komisyonu'na yapt ığı ba şvuruda, evinin bir kaç metre ilerisinde kurulan at ık işleme fabrikas ın ın verdi ği rahatsızl ık konusunda yerel organlar ın hareketsiz kalma- 267

Güney D İ NÇ İABAKHANELERLL lar ı nedeniyle sözle şmenin 8 ve 3. maddelerinin ihlal edil- KOMŞ ULUK diğini ileri sürrnü ştür. Dayal ı Hükümet, uyu şmazl ığın özünün incelenmesini önlemek için yöntemsel aç ıdan ba şl ıca iki savunma geli ş- tirmiştir. Bunlardan birincisi, ba şvurucunun art ık mağdur konumunda bulunmamas ıdır. Atık fabrikas ının çal ışmalar ının bir bölümünün 9 Eylül 1988 tarihinde durdurulmuş olmas ı, Şubat 1992'den itibaren ba şvurucunun ailesi ile birlikte kentin merkezinde kiras ını belediyenin ödediği bir eve taşmmalar ı ve 1993 y ıl ının şubat ay ından sonra da başvurucunun sat ın ald ığı başka bir evde ya şama kta olu şu, yak ındığı olaylarla ili şkisinin kalmad ığının kan ıtlar ıd ır. Atık fabrikas ının Ekim 1993'te kapat ılmış olmas ı nedeniyle ba şvurucunun mağdurlu ğu, her ko şulda sona ermiş bulunmaktad ır. Mahkeme'ye göre ba şvurucu ve ailesinin başka bir yere ta şınmış olmalar ı veya atık fabrikasmın geçici kapatılmas ı, onların, y ıllarca koku, gürültü ve duman ç ıkaran fabrikan ın yaln ızca 12 metre yak ınmda yaşam ış olduklar ı gerçeğini deği ştirmemektedir. Fabrikanın kapat ılmas ından sonra ba şvurucunun eski evine dönme olanağını bulunmas ı, ancak uğrarulan zararın değerlendirilmesinde dikkate al ınabilecek bir etkendir. Bu gerekçeyle sözle şmenin 34. maddesine dayand ırılan itiraz ın reddine karar verilmiştir. Hükümet'in diğer yöntemsel savunmas ı, iç hukuk yollarının tüketilmediği yolundad ır. Hükümet bu olayda başvurucunun ola ğan yöntemsel ve yarg ısal organlara başvurmay ıp, temel hakların korunmas ı için k ısa ve özel bir düzenleme olan Anayasa şikayeti yolunu kullanm ış olmas ı nedeniyle, iç hukuk yollar ının tüketilmediğini savunmuştur. Mahkeme'ye göre temel haklarm korunmas ı için getirilen bu özel ba şvuru yöntemi, ba şvurucunun yakınmalar ı ve atık fabrikasmın kapatılmas ı için etkili, h ızl ı ve giderim sağlay ıcı bir yol olup, başvurucunun ayr ıca olağan ceza veya idari dava açmas ına gerek kalmamaktad ır. Yen- 268

AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLE ŞMESİ'NE GÖRE ÇEVRE Vi İ NSAN gelerinin açtıklar ı ceza ve idari davalara ba şvurucu taraf TA8AKHANEI}RLF olmay ıp, bu davalar ın konusu da ba şvurucunun istemleri KOMŞ ULUK ile tam anlam ıyla örtü şmedi ğinden, diğer davalarm sonuçlannın beklenıesi gereklidir. Ba şvurucunun izlediği yol etkili ve hızl ı oldu ğu için, daha yavaş bir yolu da izlemesi istenemez. Sözleşmenin (eski) 26. maddesinde Sözle şmeci Devletler için öngörülen olana ğı başvurucu ulusal mahkemelere tarnmıştır. Bu gerekçelerle sözle şmenin 35/1. maddesine dayand ır ıları itiraz reddedilmi ştir. Hükümet bireysel ba şvurunun konusuna ve kapsam ı- na da itiraz etmi ştir. Hükümet'e gör Konıisyon'ca kabul edilebilirlik karan verilen ba şvuru, İspanyol mahkemelerinin inceledi ği temel haklar ın korunmas ı başvurusuyla aynı içerikte de ğildir. Komisyon'a yap ılan ba şvurunun daha sonra elde edilen t ıbbi raporlara, teknik de ğerlendirmelere dayand ığı ve bu nedenle İspanyol mahkemelerine yap ı- lan başvurudan tamamen farkl ı olduğu ileri sürülmüştür. Mahkeme'ye göre başvurucu, belediye eliyle yürütülen ve ilgili organlarca eylemsiz kal ınan bir durumdan yak ınmaktad ır. Kamu organlann ın hareketsizli ği, başvurucunun komisyona ve İdare Mahkemesi'ne ilettiği yak ınmalar ın temel noktalar ından birisidir. Bu durumun komisyona yap ılan ba şvurudan sonra da sürmü ş olmas ı, başvurucunun beklentileriyle çeli şen bir geli şme olarak dü şünülemez. Bir olayın süreklilik ta şımas ı durumunda, ba şvurunun yap ılmas ından ve hatta kabul edilebilirlik karar ı verilmesinden sonra gerçekle şen olaylar da Mahkeme'ce incelenebilir. Bu gerekçeyle 34. maddeye dayand ır ılan itiraz da reddedilmiştir. Hükümet'in yöntemsel savunmaların ı özetlediğimiz gerekçelerle geçersiz bulan Mahkeme, uyu şmazlığın özünü öncelikle konuta sayg ı hakk ı ile çevre kirliliği arasındaki ilişkiler bağlamında ele almıştır. Bu incelemeyi yaparken, devletin pozitif yükümlülü ğünün gerekleri üzerinde durmu ştur. Ağır çevre kirliliği, kişilerin sağlığını ciddi 269

Güney DiNÇ TABAKHANELERLE boyutlarda tehlikeye sokmasa da bireylerin esenli ğini etkom ŞULUK kileyip özel ve aile ya şamlar ı üzerinde olumsuz sonuçlar doğurmakta ve böylece konuta sayg ı hakların ı kullanmalarını engelleyebilmektedir. Tartışılan olaydaki sorun, ister ba şvurucunun 8. maddenin birinci bendindeki haklar ını korumak amac ıyla uygun ve gerekli önlemleri almas ın ı gerektiren devletin pozitif yükümlülüğü aç ıs ından, isterse ikinci bende göre hakl ı gösterilebilecek kamu organlar ın ın etkinlikleri yönünden de ğerlendirilsin, uygulanacak olan ilkeler büyük ölçüde örtü şmektedir. Her iki ko şulda da bireyin ve kamunun yar ışan yararlar ı aras ında adil bir dengenin kurulmas ı gerekir. Böylesi sorunlarm çözümünde devlet, belirli bir takdir alan ına sahiptir. Ayr ıca 8. maddenin birinci bendinden ç ıkan pozitif yükümlüluk bak ımmdan adil denge kurulmas ında, işlemin ikinci bentteki amaçlarla belirli bir ba ğlantısı bulunmaktad ır. İç hukuku yorumlamak ve uygulamak, öncelikle ulusal organlar ın, özellikle ulusal mahkemelerin işidir. Mahkeme'nin görevi ise ulusal organlar taraf ından başvurucunun konutuna, özel ve aile yaşam ına sayg ı hakk ını koruyan önlemlerin al ınıp al ınmadığı hakkmda karar vermektir. Olaylara bak ıldığında davali devletin, kentin ekonomik yararlar ı ile ba şvurucunun konutuna, özel ve aile ya şamına sayg ı hakkını etkili bir şekilde kullanma hakk ı aras ında adil bir denge kuramad ığı anlaşılmaktad ır Bu gerekçeyle sözle şmenin 8. maddesinin ihlal edildiğine karar verilmiştir. Mahkeme, ba şvurucunun ve ailesinin çevre kirlili ği nedeniyle y ıllarca duyduklar ı ac ı ve s ıkıntının, koku ve dumandan ileri gelen rahats ızl ığın sözle şmenin 3. maddesine göre aşağılay ıcı davran ış oluşturdu ğu yolundaki savlar ı- nı ise, uygulaman ın bu yargıyı hakl ı kılacak en alt düzeye ulaşmam ış olmas ı bak ımından yerinde bulmam ıştır. Sözleşmenin 41. maddesi uyar ınca maddi ve manevi tazminat olarak ba şvurucuya 4 milyon Peseta, yarg ılama 270

AVRUPA İ NSAN HAKLARI SÖZLE ŞMESİ'NE GÖRE ÇEVRE VE İNSAN giderleri ve avukatl ık ücreti olarak da 1 nıilyon 500,000 Pe- JARAKHANEL[RLE seta ödenmesi kararla ştırılmıştır. KOMŞ UIİJK (Lopez Ostra / İspanya,1994)72 Özel yaşama sayg ı hakk ına dayand ırılan yukar ıdaki değerlendirmeler, 8. maddenin koruma alt ına ald ığı güvencelerin etkili k ıl ınmas ı yolunda A İHM'nin geniş yorum anlayışıriı benimsedi ği önemli bir örnektir. Mahkeme bu olayda, zaman zaman sonraki kararlar ında da gözetece ği iki önemli ilkeye dayannııştır. Bunlardan birincisi, daha sonra Öneryıld ız kararında da yinelenen devletin objektif sorumlulu ğudur. Diğeri de, "sürekli ihlal" ilkesini benimsemi ş olmas ıdır. Ancak Mahkeme'nin ayn ı ilkeleri benzer olaylarda kararl ı bir biçimde uygulayaca ğı gibi bir yan ılgıya kap ılmamak gerekiyor. Mahkeme, y ıllar sonra sonuçland ırd ığı (Hatton ve Diğerleri/ İngiltere 2003) kararında, havaalan ı ve uçaklar devlete ait olmad ığı için, devletin objektif sorumlulu ğunu ve sürekli ihlal olgusunu benimsememiştir. Lopez Ostra davas ındaki yak ınmalar ın kaynağındaki deri i şleme fabrikalar ı ve buradaki at ık depolama birimleri de devlet mal ı değildi. Mahkeme'nin özellikle çevre sağlığı konusunda çok s ık birbirleri ile çeli şen kararlar verdiği gözlemnektedir. Başvurucu, Mahkeme önünde, konutuna me şru olmayan müdahale nedeniyle, nesnel ve duygusal bütünlü ğüne de sald ırıda bulunuldu ğunu ileri sürmü ştü. Mahkeme, 8. maddenin ihlal edildiğine karar verirken. Savunma durumundaki Devlet, kendisine tan ınmış olan takdir yetkisine kar şın, Lorca kentinin ekonomik gönencinin gereklilikleri aras ında bulunan ar ıtma tesisine sahip olmak ile ba şvurucunun konutuna, özel ve aile ya şamma saygı hakk ından etkili yararland ırılmas ı arasındaki adil dengeyi kurama- 71 http://aihm.anado1u.edu.fr/aihm 271

Güney D İ NÇ İABAKHANELERLE mıştır. Mahkeme buna rağmen, Lopez Ostra ailesinin bir- KOMŞULUK kaç y ıl boyunca ya şadığı koşullar ın 3. madde anlam ında onur kırıcı uygulama oldu ğunu kabul etmemi ştir. Sonuçta 8. madde, çevreye yönelik ağır sald ırılara karşı, "korunma hakk ını " içeren bir anlamda yorumlanm ıştır. Saptanan sald ırılar "kişinin vars ı llığı n ı etkileinekte, özel ve aile ya şam ı na zarar vermeksizin, sağlığını ağır bir tehlike alt ına sokmaks ız ın konu tundan yararlanma olanağından yoksun b ırakmaktad ı r."73 Mahkeme'nin gerekçeleri büyük ölçüde ulusal hukuka da dayansa, Lopez Ostra karar ı, sa ğl ıks ız çevre koşullarına karşı bölge halk ının ya şamların ı gözetmesi aç ısından önemli bir geli şmedir. Daha sonraki y ıllarda sağl ıkl ı bir çevrede ya şama hakk ının tartışıld ığı davalarda dayanak gösterilen örnek kararlar arasmda yer almıştır. Bir konuya daha de ğinelim, Bayan Lopez Ostra, ya şadığı bölgenin temel geçim kaynaklar ından olan tabakhanelerin patronlar ına karşı kararl ı ve zaman zaman engellemelerle kesilen yoğun bir hukuk sava şım yürütmesi sonucunda, Lorca kentinin simge ki şisi konumuna gelmi ştir. SANAY İ AHK[ARIYLA 2. Sanayi At ıklarıyla Sava ş SAVAŞ Giacornelli/ İtalya Brescia, Kuzey İtalya'n ın Lombardy bölgesinde, Alp dağlar ının eteğinde kurulmuş olan ülkenin en büyük üçüncü endüstri merkezidir. Makina ve otomotiv sanayinin geliştiği, mekanik araç ve gereçlerin, yan sanayi parçalarınm üretildiği kentte, büyük işletmelerin yan ı s ıra, genellikle küçük ve orta boy aile i şletmeleri bulunmaktad ır. Brescia'da mali sektörle birlikte, Carda ve Iseo gölierine, '3 Y ıld ırım, Gül şen, Özel Hayat, Aile Hayat ı, Haberleşme ve Mesken, A İHS ve Adli Yarg ı. TBB Yay ın ı S. 405, Anıkara, 2005 272