Türkiye de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumu Tebliğler Kitabı Cilt II

Benzer belgeler
Hadislerin Ma nen Rivayeti Bağlamında Çocuk ve İlk Gençlik Edebiyatında Siyerin Kurgusal Anlatımı

Ebû Dâvûd un Sünen i (Kaynakları ve Tasnif Metodu) Mehmet Dinçoğlu

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İLH107 HADİS TARİHİ VE USULÜ (ARAPÇA)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI HADİS DERSİ ÖĞRETİM PROGRAMI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS HUKUK DOKTORİNLERİ VE İSLAM HUKUKU

Hadisleri Anlama Sorunu

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

Yard.Doç. Aralık 2000 İstanbul Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi. Doktora Ekim 1998 M.Ü.S.B. E. Temel İslam Bilimleri Hadis Anabilim Dalı

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KELAM VE İSLAM MEZHEPLERİ ILH

TEZ TANITIMI VE DEĞERLENDİRME

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Acaba İslam dini Kadın ın sünnet olması doğrultusunda bir destur vermiş midir?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN IKUMA VE TECVİD II İLH

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

İçindekiler. Giriş Konu ve Kaynaklar 13 I. Konu 15 II. Kaynaklar 19

Lisans Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Y. Lisans S. Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler /Temel İslam Bilimleri/Hadis 1998

İslam Hukukunun kaynaklarının neler olduğu, diğer bir ifadeyle şer î hükümlerin hangi kaynaklardan ve nasıl elde edileceği, Yemen e kadı tayin edilen

KUR AN ve SAHÂBE SEMPOZYUMU

İmam Humeyni'nin vasiyetini okurken güzel ve ince bir noktayı gördüm ve o, Hz. Fatıma

FUAT SEZGİN VE İSLÂMÎ İLİMLER

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

O, hiçbir sözü kendi arzularına göre söylememektedir. Aksine onun bütün dedikleri Allah ın vahyine dayanmaktadır.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUMA VE TECVİD IV ILH

HADİS TARİHİ VE USULÜ (İLH1007)

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Hadiste Sened Tenkidi Halil İbrahim Kutlay

İLİM ÖĞRETMENİN FAZİLETİ. Bu Beldede İlim Ölmüştür

TEMEL İSLAM BİLİMLERİ BÖLÜMÜ. Prof. Dr. Yusuf Ziya KESKİN Hadis Anabilim Dalı

ARAPÇA YAZMA ESERLERİN DİZGİSİNDE TAKİP EDİLECEK YAZIM KURALLARI

Yaşadığı dönemde çok önemli İslam düşünürleri yaşamış. Bunlardan birisi de hocası İbni Teymiyyedir.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS DİNLER TARİHİ I İLH Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Günümüz Fıkıh Problemleri

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FIKIH I İLH

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...10 ÖNSÖZ...12 GİRİŞ...16 I- İSRÂ VE MİRAÇ KELİMELERİNİN MANALARI...16 II- TARİH BOYUNCA MİRAÇ TASAVVURLARI...18 A.

ESKİ TÜRK EDEBİYATI TARİHİ- 14.YÜZYIL TEMSİLCİLERİ

EHL-İ SÜNNET'İN ÜSTÜNLÜĞÜ.

1-Anlatım 2-Soru ve Cevap 3-Sunum 4-Tartışma

HZ. PEYGAMBER DÖNEMİNDE SAĞLIK HİZMETLERİNDE KADINLARIN YERİ Levent Öztürk, Ayışığı Kitapları, İstanbul 2001, 246 s. Fatmatüz Zehra KAMACI

Hadisleri Anlama Yöntemi The Method Of Understanding Of Hadith

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ SAHÂBE II SAHÂBE VE RİVÂYET İLİMLERİ SEMPOZYUMU

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Hicret Bağlamında Tarih ve Hadis Metodolojileri Fuat İstemi

T.C. KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ İlâhiyat Fakültesi Dekanlığı. REKTÖRLÜK MAKAMINA (Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı)

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Sabah akşam tevâzu içinde yalvararak, ürpererek ve sesini yükseltmeden Rabbini an. Sakın gâfillerden olma! (A râf sûresi,7/205)

el-itticâhâtü L-MÜNHARİFE FÎ TEFSÎRİ L-KUR ÂN İ L-KERÎM DEVÂFİ UHÂ VE DEF UHÂ

Tefsir Usulünün Yapısı ve İşlevi Süleyman Karacelil Ankara: Gece Kitaplığı, 1, sayfa.

KUR AN TİLÂVETİNDE MÜKEMMELLİK/ HİLYETÜ T-TİLÂVE Fİ TECVÎDİ L-KUR ANİ L-KERÎM

e-imza Prof. Dr. Şükrü ŞENTÜRK Rektör a. Rektör Yardımcısı

DOI: /fsmia

Oryantalistlerin Hadisleri Tarihlendirme Yaklaşımları

Türkçeye Tercüme Edilen Hadis Kitaplarında Geçen Zayıf Hadislerin Numaraları

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Prof. Dr. Bünyamin ERUL

SAHABE2 İSLÂM MEDENİYETİNİN KURUCU NESLİ PROGRAM - DAVETİYE NİSAN SAHABE VE RİVAYET İLİMLERİ- TARTIŞMALI İLMÎ TOPLANTI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS ÇAĞDAŞ DİNİ AKIMLAR İLH

Buhârî nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar*

İslam İtikadında Sünnet: Hamdi GÜNDOĞAR /

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Hadis Istılahları. ADL: Râvînin hadîsi bozmadan rivâyet eden dürüst bir müslüman olması. AHZ: Bir şeyhden hadîs almak.

ŞİÎ-SÜNNÎ POLEMİĞİNDE EBÛ TÂLİB VE DİNÎ KONUMU. Habib KARTALOĞLU

CUKUROVA UNIVERSITESI ILAHIYAT FAKULTESI. lllll. güz donemi. ISLAM HUKUK USULU I -ders planları-

İÇİNDEKİLER. G r 17 I. YÖNTEM ve KONUNUN SINIRLANDIRILMASI 17 II. TERMİNOLOJİ 23

BİR İMAM-HATİP HOCASININ HADİS BİLGİSİ: HADİS USÛLÜ DERSLERİ

Selamın Veriliş Şekli: Selam verildiği zaman daha güzeliyle veya aynısıyla karşılık vermek gerekmektedir. Allah

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

Hatîb el-bağdâdî, El-Kifaye Fî Ma rifeti İlmi Usuli r-rivaye, Kahire: Mektebet-u İbn Abbas, 2008, 632 s.* Abdüs Samet Koçak**

İSLAM AHLAK ESASLARI VE FELSEFESİ

BAYRAM DALKILIÇ, HÜSAMETTİN ERDEM,

TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

3 Her çocuk Müslüman do ar.

5 Peygamberimiz in en çok bilinen dört ismi hangileridir? Muhammed, Mustafa, Mahmud, Ahmed.

KURAN YOLU- DERS 3. (Prof.Dr. Mehmet OKUYAN ın Envarul Kuran isimli 3 no lu dersinin ilk 50 dakikasının özeti)

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ

Hadisleri Anlama Sorunu Salih Kesgin

Fakülte Kurulunun tarih ve 2018/02 1 sayılı karar eki İSTANBUL 29 MAYIS ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İSLAM VE DİN BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular-2, Prof. Dr. Nihat Dalgın, Etüt Yayınları, Samsun, 2012, 448 s.

Fıkıh Usulünde Fahreddin er-râzî Mektebi Tuncay Başoğlu İstanbul: İSAM Yayınları, 2014, 300 sayfa.

Ders Adı : DİN PSİKOLOJİSİ Ders No : Teorik : 3 Pratik : 0 Kredi : 3 ECTS : 4. Ders Bilgileri. Ön Koşul Dersleri

el-mesâilü l-müşterake beyne Usûli d-din ve Usûli l-fıkh Muhammed el-arûsî Abdülkâdir Mektebetü r-rüşd, t.y., 349 sayfa.

LİVATA HADDİ (EŞCİNSELLİĞİN/HOMOSEKSÜELLİĞİN CEZASI)

Hafta Konu Ön Hazırlık Öğretme Metodu

KIRKLARELİ ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ ZORUNLU ARAPÇA HAZIRLIK NORMAL ÖĞRETİM DERS PLANI VE İÇERİKLERİ ( Akademik Yılı)

IÇERIK ÖNSÖZ. Giriş. Birinci Bölüm ALLAH A İMAN

İslam Ahlâk Düşüncesi Projesi

Dini Yayınlar Fuarında Yeni Çıkacak Kitaplar 3

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS KURAN OKUM VE TECVİD VIII İLH

HADİS TARİHİ VE USULÜ

Transkript:

Türkiye de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumu Tebliğler Kitabı Cilt II ISBN Takım: 978-605-85696-1-4 II. Cilt: 978-605-85696-3-8 Bu kitap, Meridyen Destek Derneği tarafından Sonpeygamber.info projesi kapsamında gerçekleştirilen Türkiye de Tüm Yönleri ile Siyer Çalışmaları Sempozyumu nda (9-12 Nisan 2015 İstanbul) sunulan tebliğlerin derlenmesiyle oluşturulmuştur. Tebliğlerin içeriğinden yazarları sorumludur. Meridyen Destek Derneği Kasım 2016 - İstanbul İletişim / Contact: Mimar Sinan Mah. Dr. Fahri Atabey Cad. No: 5 34672 Üsküdar İstanbul Türkiye www.meridyendernegi.org meridyen@meridyendernegi.org Editöryal Sekreterya: Hatice Sarı Tan Redaksiyon: Fatih Demir Kapak: Salih Pulcu Mizanpaj: Yunus Emre Kaya Baskı ve Cilt: Seçil Ofset www.sonpeygamber.info www.lastprophet.info www.derletzteprophet.info www.posledniyprorok.info www.ledernierprophete.info www.hadisvesiyer.org www.onlinehadis.com www.onlinesiyer.com www.sonpeygambercocuk.info www.seerahforkids.info www.peygamberinizinde.info www.hadithandsira.info

Hadislerin Ma nen Rivayeti Bağlamında Siyerin Kurgusal Anlatımı Mutlu Gül* Giriş Hz. Peygamber in hayatını konu alan sîret/siyer ilminin temel malzemesini, Hz. Peygamber in hayatı ve savaşlarına (megâzî) dair rivayetler oluşturmaktadır. 1 Rivayetlerin siyer ilminin temel kaynağı olması hasebiyle, hadisin anlaşılması ve yorumlanması konusundaki metodolojik hassasiyet ve problemler, bir yönüyle bu ilmin de problemi olmaktadır. 2 Asr-ı Saadet ten günümüze kadar, özellikle de Türk-İslam coğrafyasında, Hz. Peygamber i anlamak ve anlatmak için muazzam bir literatür oluşmuştur. Gerek manzum gerek mensur olarak siyer, megâzî, miraciyye, mevlid, naat, mucizât-ı Nebî, delâil, şemâil vb. pek çok tür, Hz. Peygamber i anlatmaya tahsis edilmiştir. 3 Bunların çoğunda, üslup ve muhtevanın yanında, muhatap kitle üzerinde etki bırakma, onların hissiyatına hitap etme, bu sayede de Hz. Peygamber i tanıtma ve sevdirme amacının ön planda tutulduğu söylenebilir. Aynı ihtiyaç, halen devam etmekte olup bunun karşılanması gerekmektedir. Son on beş yıl göz önüne alındığında ülkemizde siyer ve Hz. Peygamber in hayatına yönelik çalışmalarda ciddi bir artış yaşandığı söylenebilir. 4 * Yrd. Doç. Dr., Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, mutlugulx@hotmail.com 1 Mustafa Fayda, Siyer Sahasındaki İlk Telif Çalışmaları, Uluslararası Birinci İslam Araştırmaları Sempozyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, İzmir, 1985, s. 357-358; Selahattin Polat, Siyerin Neliği Bağlamında Siyer Yazıcılığının Sorunları, Sîret Sempozyumu I, Türkiye de Siret Yazıcılığı, Ankara, 2012, s. 258. 2 Hadis ve tarih ilimleri arasındaki ilişki ve mukayese için bkz: Ayhan Tekineş, Hadis ve Tarih: Metodolojik Bir Karşılaştırma, Hadis Tetkikleri Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, İstanbul, 2004, s. 8, 24. 3 Türk-İslam edebiyatında Hz. Peygamber le ilgili edebi türler için bkz: Bilal Kemikli, Türk-İslam Edebiyatı, Emin Yayınları, Bursa, 2010, s. 117. 4 2000-2010 yılları arasında hazırlanan siyer çalışmaları ve Kutlu Doğum 241

Ancak bu yayınların çoğuna aynı tarz ve üslubun hâkim olduğu görülmektedir. Sözgelimi bu eserler içerisinde ortaokul ve lise öğrencilerinin ilgiyle okuyacağı, onların hayal dünyasına ve beklentilerine hitap edecek, sürükleyici örnekler gösterilmesi zordur. Hâlbuki son yıllarda çocuk edebiyatı ve gençlere yönelik görsel ve edebî yayınların revaçta olduğu, hatta bunun ciddi bir sektör haline geldiği görülmektedir. Genç yaştaki okuyucuya hitap eden hikâye, roman, fantastik bilim kurgu tarzında eserlerin bu kadar yaygın olduğu ve okunduğu bir ortamda, ilk dönem İslam tarihini bu kuşakların seveceği ve okuyacağı bir şekilde, kurgulayıcı ve etkili bir dille anlatan eserlerin eksik olduğunu üzülerek belirtmek zorundayız. Tebliğin hazırlanmasına etki eden nedenlerden biri, söz konusu eksikliktir. Bildirinin başlığında yer alan siyerin kurgusal anlatımı ifadesi ile kastedilen, Hz. Peygamber in hayatının siyer kaynaklarına bağlı kalınarak kronolojik bir şekilde aktarılması ve genç kuşaklara öğretilmesi değil; Hz. Peygamber veya ashâbının hayatına dair hikâyenin, olayın kahramanı olarak seçilen bir kişinin ağzından kurgusal bir anlatımla işlenmesidir. Anlatılacak şeyler, ilk dönem İslam tarihini ilgilendirdiği için başlıkta siyerin anlatımı ifadesine yer verilmiştir; yoksa söz konusu üslubu kullanarak siyerin öğretilmesi veya bu kuşaklara aktarılması kastedilmemektedir. Yani amaç pedagojik, dinî ve akademik olmaktan ziyade edebi olmalıdır. Başlıkta yapılan kurgusal anlatım vurgusu da popüler bir kaygıdan ilham almış, dönemin moda eğilimlerine kapılmış bir etkilenmenin neticesi değildir. Hedef, genç kuşakların severek okuyacakları ve istifade edecekleri eserlerin, onlara uygun bir anlatım tekniğiyle sunulması, böylece Hz. Peygamber in ve ilk dönem İslam tarihinin tanıtılması ve sevdirilmesidir. Bildiri, siyerin farklı bir tarzda anlatımı konusunda katkı sağlayacak olursa amacına ulaşmış sayılacaktır. Siyerin kurgusal olarak anlatıldığı eserler, sadece akademik, pedagojik veya dinî hedefler gözetilerek değil, edebiyatın da öncelendiği eserler olmalıdır. Bu tür eserleri hazırlarken sadece pedagojik veya dinî amaçlar göz önünde bulundurulursa çalışma, istenen neticeyi veremeyebilir. Bizce bu konuda yazılacak iyi bir eserin öncelikli gayesi, o yaştaki çocuğa bilgi vermek, onu eğitmek, onu daha ahlaklı veya dindar yapmaya çalışmak değil; onu eğlendirmek, mutlu etmek, hayal dünyasını okuduğu şey üzerinde zenginleştirmek olmalıdır. 5 Yukarıda sayılan faydalar da belki ikincil, üçüncül hedefler olarak planlanabilir. Bu tür eserlerde siyerin dinî veya pedagojik yönü, belki satır aralarında, dolaylı olarak ama kesinlikle vaaz ve nasihat üslubu kullanılmadan verilmeye çalışılmalıdır. programlarıyla ilgili istatistikî bilgiler için bkz. Şaban Öz, Son Dönem (2000-2010) Türkçe Siyer Kitaplarındaki Hatalar Çerçevesinde Siyer Yazıcılığının Sorunları ve Çözüm Önerileri, Sîret Sempozyumu I, Türkiye de Siret Yazıcılığı, Ankara, 2012, s. 291-293. 5 Melike Günyüz, Çocuk Edebiyatı İncelemeleri, Siyer Atölyesi Tebliğler Kitabı, Meridyen Kitaplığı, İstanbul, 2013, s. 164. 242

Çocuklara yönelik yazılan siyer eserlerinin kurgusal anlatımında amaç, bilgilendirici olmaktan ziyade etkileyici ve iz bırakıcı, örnek oluşturucu, çocuğun bilinçaltında olumlu bir Peygamber ve İslam tarihi imajı yerleşmesini sağlamak olmalıdır. Hz. Peygamber in üstün özellikleri ve örneklik vasfı, ilk Müslümanların hayatı, çocuklara vaaz üslubuyla değil; daha ziyade onun bilinçaltında olumlu bir imajın oluşmasını sağlayacak olay örgüsü içerisinde anlatılmaya çalışılmalıdır. Bu eserlerde ahlâkî ilkelere ağırlık verilip dinî mesajların açık bir şekilde işlenmesi, etkileyici olmaktan ziyade, muhatabını sıkacaktır. Bunun yerine ahlâkî ilkelerin, dinî mesajların sürükleyici bir olay örgüsü eşliğinde satır aralarında verilmesi daha doğru olacaktır. Kanaatimizce siyer yazarken, çocuklara ve gençlere o olayları anlatmaktan ve öğretmekten ziyade yaşatmak, kendilerini olayların içerisinde hissettirmek şeklinde bir gaye ön planda tutulmalıdır. Hadislerin Ma nen Rivayeti Bağlamında Siyerin Kurgusal Anlatımı isimli bildirimizde öncelikle, hadis ve fıkıh usulünün konusu olan mana rivayeti ve geçerliliği meselesinden hareketle siyer çalışmalarında yukarıda bahsedilen kurgusal dilin imkân ve sınırları üzerinde durulacaktır. İlk dönem İslam tarihini kurgusal bir üslupla kaleme almanın, Hz. Peygamber e yalan isnad etmek veya siyeri tahrif anlamına gelmeyeceği, ancak bu üslubu kullanan kişinin de metodolojik olarak uyması gereken birtakım kuralların bulunduğu belirtilerek; genç kuşaklara Hz. Peygamber, sahabe ve İslam tarihinin sevdirilmesi ve okutulması noktasında bu anlatım şeklinin gerekliliğine vurgu yapılacaktır. Son olarak, seçilen güncel birkaç eser örnek olarak zikredilerek bazı tespit ve önerilerde bulunulacaktır. 1- Siyerin Anlatımında Kurgusal Üslup Anlatımda kurgu demek, yaşanmamış/gerçeklik değeri olmayan bir olayın eserin kahramanına nispet ederek aktarılması veya parçalardan anlamlı bir bütün oluşturma ameliyesi demektir. 6 Eserin konusu, Hz. Peygamber in hayatı veya ilk dönem İslam tarihi olunca, akla şöyle bir soru gelebilir: Hz. Peygamber in hayatı veya Asr-ı Saadet in anlatımı ile kurgunun birlikte zikredilmesi nasıl mümkün olabilir? Veya Hz. Peygamber den bahseden bir eserde gerçeklik değeri olmayan bir bilginin yeri nedir? Bu durumda öncelikle siyerin anlatımında kurgusal üslup derken neyin kastedildiğinin netleştirilmesi gerekmektedir. Siyer veya İslam tarihi bir roman veya hikâye şeklinde işlenecekse, 7 bize göre şöyle bir yöntem izlenebilir: Öncelikle anlatılacak/işlenecek konuyla ilgili sahih 6 TDK Sözlük, Kurgu Mad. 7 Siyerin, roman şeklinde anlatımının peygamber imajına zarar vereceği, Batı edebiyatı kaynaklı roman formuyla Hz. Peygamber in hayatını anlatmanın mümkün olamayacağı konusunda şu çalışmaya bakılabilir: M. Fatih Andı, Modern Edebiyatta Hz. Peygamber i Anlatmak, Siyer Edebiyat İlişkisi Siyer Atölyesi 2-, Meridyen Kitaplığı, İstanbul 2010, s. 121-129. 243

kaynaklarda yer alan haberler bir araya getirilir Daha sonra şerh, tarih, tabakât, terâcim ve megâzî literatürü taranarak, konunun mekânı, şahısları, zamanı ile ilgili malzeme de toplanarak, anlatılacak konu bir nebzeye kadar netleştirilmeye çalışılır. Buna bir anlamda konunun iskeletinin oluşturulması veya sınırlarının belirlenmesi de diyebiliriz. Sonra yazar, kendi kurgusunu bu malzemenin sınırlarını zorlamayacak, bu yapıya zarar vermeyecek şekilde oluşturmaya çalışır. Bir başka ifadeyle yazar, sahih ve zayıf rivayet malzemeleriyle çizilen sınırlar çerçevesinde, olayı kendi kurgusuyla işlemeye/oluşturmaya çalışır. Bu noktada olayın kahramanının Hz. Peygamber değil de sahabeden biri olarak seçilmesi daha isabetli olacaktır. Böylece hem Hz. Peygamber üzerinden bir kurguya gitmenin muhtemel mahzurlarından sakınılmış hem de yazar, kendini dinî/ilmî bir baskı altında hissetmeyerek edebî yeteneğini daha rahat bir şekilde ortaya koymuş olur. Olayın kahramanının sahabeden seçilmesinin bir diğer faydası, müsned türüne giren klasik hadis kaynaklarında o sahabeye ait rivayetlerin bulunabilmesidir. Aynı şekilde sahabe biyografilerine tahsis edilen kitaplarda veya tabakât-terâcim literatüründe de o sahabe ile ilgili detaylı bilgilere ulaşmak mümkündür. Bu kaynaklarda yer alan bilgiler de kurgunun sınırlarının belirlenmesi ve iskeletinin oluşturulmasında yazara imkân tanıyacaktır. Siyerin kurgusal üslupla kaleme alınmasında dikkat edilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bunlardan ilki, eserde özellikle Hz. Peygamber le ilgili kısımların kurguyla değil kaynaklarda yer alan sahih bilgiler çerçevesinde işlenmeye gayret edilmesidir. Çünkü Hz. Peygamber, pek çok yönden diğer insanlardan farklı bir konumdadır. Müslümanlar için söz ve fiillerinin bağlayıcı olması, üsve-i hasene makamında bulunması, söz ve eylemlerinin zahirî anlam ve maksatlar dışında başka birtakım amaçlar taşıması, O na söylemediği veya yapmadığı bir şeyi isnad etmenin dinen haram oluşu vb. nedenlerle, kurguyu Hz. Peygamber le ilgili kısımlara karıştırmamak gerekmektedir. Ancak bu hassasiyetin, bu işe niyetlenecek kişileri de bundan vazgeçirmemesi gerektiğinin altını çizmek lazımdır. Bu hususta dikkat edilmesi gereken nokta, Hz. Peygamber in söylemediği veya yapmadığı bir şeyi ona izafe etmemeye özen göstermektir. Bu konuda söylenebilecek bir diğer tespit de şudur ki çocuklara yönelik hazırlanan siyer kitaplarında tıpkı genel okuyucu kitlesine hitap eden veya akademik siyer eserlerinde olduğu gibi, Hz. Peygamber in hayatı kronolojik olarak anlatılmakta, siyerle ilgili bütün malumat verilmeye çalışılmakta, arada hiçbir bilginin atlanılmamasına özen gösterilmektedir. Sonuç olarak hazırlanan eser, malumatla dolu hale gelmekte ve kısmen sıkıcı olmaktadır. 8 Kanaatimizce bu tarz bir metot, zikrettiğimiz yaş grubundaki okuyucular için uygun değildir. Dolayısıyla siyerin 8 Süleyman Karacelil, Yakın Dönem Çocuk Edebiyatında Hz. Peygamber in Hayatına Dair Çalışmaların Mahiyeti, Sîret Sempozyumu I, Türkiye de Sîret Yazıcılığı, Ankara, 2012, s. 501. 244

anlatımında kronolojik olarak Hz. Peygamber in hayatının aktarılması yerine, tematik bir anlatımın tercih edilmesi veya İslam tarihinden belirli bir zaman diliminin ya da seçilen önemli bir olayın bir kahramanın gözüyle anlatılmasını daha isabetli olacaktır. Örneğin Ebu Bekir in gözüyle Hicret in, Abbas b. Abdülmüttalib in gözünden Mekke nin fethinin, Kaʽb b. Mâlik in anlatımıyla Tebük Seferi nin veya bir başka sahabenin gözünden Bedir ya da Uhud savaşlarının bir roman veya uzun hikâye formatında kurgulanarak anlatılması, çocuklar ve genç kuşaklar için daha ilgi çekici olabilir. Bahsettiğimiz üslubun Hz. Peygamber le ilgili kısmının, Peygamber imajını veya siyerin kendisini tahrif edebileceği ihtimali de üzerinde düşünülmesi gereken bir husustur. Kurgusal anlatımın bu sakıncaya yol açmaması, kanaatimizce onun serbest bir şekilde kullanılmasından ziyade, yukarıda zikredildiği gibi, sahih rivayetler ve kaynaklarda yer alan bilgiler çerçevesinde işlenmesiyle mümkündür. Yani müellif kurgusunu, elde var olan sahih malzemelerden hareketle, Kur an ve Sünnett e yer alan Peygamber telakkisi ve dinin genel ilkelerini aşmayacak şekilde, edebî yeteneğine göre ve okuyucu kitlesinin de ilgisini çekecek şekilde işlemelidir. Kanaatimizce bu ilkelere dikkat edildiği sürece, siyerin kurgusal bir üslupla anlatımı, onu tahrif etmek anlamına gelmeyecektir. Siyerin kurgusal anlatımında günümüz çağdaş çocuk edebiyatından yararlanılırken, Hz. Peygamber i günümüz telakkileriyle değerlendirmemeye veya günümüz değer yargılarına, popüler kültürün kodlarına uygun (anakronik) bir peygamber tasavvuru çizilmemesine de dikkat etmek gerekir. Bu işi yapacak kişi, çağdaş kavramları Hz. Peygamber e ve o günün anlayış ve kültürüne isnad etmemeye özen göstermelidir. Kanaatimizce bu hataya düşmemenin yolu da yine, Hz. Peygamber veya sahabe ile ilgili kurguyu, yukarıda ifade edildiği üzere sahih haberler çerçevesinde işlemeye çalışmakla mümkündür. Bugüne kadar bu şekilde bir anlatım üslubunun kullanılmaması veya böylesi bir üslubun yaygınlık kazanmamış olması, muhtemelen siyerin veya ilk dönem İslam tarihinin anlatımında gerçeklik imgesi nin aşılamamış olmasından kaynaklanmaktadır. Oysaki edebiyatta, özellikle de çocuk edebiyatında, en az başvurulması gereken, gerçekliğin dışına çıkmama hassasiyetidir. 9 Bu üslup, çocuklar için son derece sıkıcı olduğu gibi, bir edebiyat metni için düşünüldüğünde, anlatan açısından da oldukça zordur. Hâlbuki Hz. Peygamber in hayatında yer alan mucizeler, fiten ve melâhim ile ilgili rivayetler, anlatımı zenginleştirecek ölçüde zengin malzeme içermektedirler. Kaynaklarda yer alan haberlerden hareketle Hz. Peygamber e yakın olan bir sahabenin gözünden ilk dönem İslam tarihinin ve siyerin kurgusal bir üslupla kaleme alınmasını, merfû veya mevkuf haberlerin manen nakledilmesine benzetebi- 9 Melike Günyüz, a.g.m., s. 163. 245

liriz. Nitekim sahabenin Hz. Peygamber e ait filleri kendi ifadeleriyle aktardıkları, aynı olayın farklı sahabelerden farklı şekilde geldiği bilinmektedir. Her ne kadar hadislerin manen aktarımı, sözün veya fiilin kurgulanarak aktarılmasından ziyade, mürâdif lafızlarla manayı bozmayacak şekilde nakledilmesi anlamına geliyorsa da, sahih kaynaklarda yer alan rivayetlerden hareketle sahabenin başından geçen olayların kurgulanarak anlatılmasını da buna dâhil edebiliriz. 2- Ma na Rivayeti Hz. Peygamber e (merfû) veya sahabeye ait (mevkuf) haberler, lafız (rivâye bi l-lafz) ya da ma na (rivâye bi l-ma na) ile olmak üzere iki şekilde nakledilir. Lafız rivayeti, söyleyenin ağzından çıktığı şekliyle, rivayetin lafızlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan nakledilmesi demektir. Ma na rivayeti ise hadisin, muhtevası bozulmamak şartıyla, belli şartları haiz kimseler tarafından, söyleyenin kullandığı lafızların dışındaki lafızlarla aktarılmasıdır. 10 Hadisin kısaltılarak, özetlenerek veya bir kısmını zikretmemek suretiyle nakledilmesi de ma na rivayeti içerisinde değerlendirilmiştir. Hadislerin naklinde lafız rivayeti esas (azimet) olarak kabul edilmekle birlikte, bu konudaki genel kanaat, belli şartlarla ma na rivayetinin de geçerli (ruhsat) olacağı yönündedir. 11 Hadislerin ma nen nakli, ilk dönem âlimleri arasındaki ihtilaflı meselelerden biridir. Hz. Peygamber in ümmetine tebliğ ettiği iki tür bilgi/muhteva vardır: Bunlardan ilki Kur an olarak adlandırılan Allah tan aldığı vahiydir ki bunun nakli ancak lafız yoluyla mümkündür. Kur an, hem lafız hem de ma na itibariyle muciz sayıldığı için tek bir lafzının bile değiştirilmesi caiz görülmemiştir. 12 Kur an dışında tebliğ edilen ikinci bilgi türü ise hadis ve sünnetlerdir. Bazıları hadis ve sünnetlerin de Kur an gibi tamamen vahiy mahsulü olduğu tezinden hareketle, ma nen aktarıl- 10 Abdullah Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, Hadisevi Yayınları, İstanbul, 2006, s. 261. 11 Fahru l-islâm Pezdevî, Kenzu l-vusûl (Abdülaziz Buhârî nin şerhi ile birlikte), I-IV, Dârü l- Kütübi l-ilmiyye, Beyrut, 1997, Cilt 3, s. 82; Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed Serahsî, Usûl, Cilt 1-2, Dâru l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut, 1996, Cilt 1, s. 379. Hadislerin manen rivayeti konusunda ayrıntılı bilgi için şu çalışmalara da bakılabilir: Abdullah Hikmet Atan, Mana ile Hadis Rivayeti, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1999, s. 55-83; Selman Başaran, Hadislerin Lafız ve Mana Olarak Rivayeti Meselesi, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, Bursa, 1991, s. 52-64; Selman Başaran, Hadislerde Mana Rivayetinin Sonuçları, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, Bursa 1991, s. 65-74; Enbiya Yıldırım, Hadislerin Manayla Rivayeti, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 1, Sivas, 1996, s. 299-307; Zişan Türcan, Bazı Hanefî Usulcülerin Mana ile Rivayet Meselesine Yaklaşımları, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Isparta, 2011, s. 109-123. 12 Kur an ın da yedi harf üzerine indiği, haramını helal, helal hükmünü de haramla değiştirmedikçe, istenildiği şekilde okunabileceğine ruhsat verilmesine de burada değinebiliriz. Bu husustaki rivayetler için bkz. Ebû Davud, Vitir, 22; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Cilt 5, 124. 246

malarına karşı çıksa da, en azından rivayetlerin tasnif edildiği hicri ikinci yüzyıla kadar ma na rivayetinin yaygın olduğu genel kabule mazhar olmuş bir görüştür. Tarafların görüşlerini desteklemek için öne sürdükleri delillere göz atıldığında, lafız rivayetini şart koşanları da, ma nen nakli geçerli görenleri de destekleyecek mahiyette haberlerin geldiği görülür. 13 Bu husustaki rivayetlerin tahliline girmek, bildirimizin sınırını aşacağı için şu kadarıyla yetinmek istiyoruz: Hz. Peygamber den nakledilen haberlerin lafızlarında bir kelimenin dahi değiştirilemeyeceğini savunanlar, delil olarak Hz. Peygamber in Berâ b. Âzib e yatarken okuyacağı bir duayı öğretmesiyle ilgili haberi gösterirler. Buna göre Berâ (ra), duayı tekrar ederken nebî lafzını rasûl lafzıyla değiştirerek okuyunca Hz. Peygamber hemen müdahale etmiş ve kendi kullandığı nebî kelimesini söylemesini istemiştir. 14 Durum böyle olmakla birlikte bu haberin geçtiği hadis kaynaklarına bakıldığında, bizzat bu rivayetin farklı lafızlarla nakledildiği görülür. Yani ma nen rivayetin geçerli olmayacağı konusunda delil olarak kullanılan haberin bizzat kendisi, bu olgunun varlığını ve yaygınlığını yeteri kadar göstermektedir. 15 Hadislerin ma nen rivayeti konusunda özetle şu söylenebilir: Teorik olarak lafız rivayetinin gerekli olduğu ifade edilse de hadis kaynaklarında yer alan merfû, mevkûf ve maktû haberlerin çoğunun ma nen nakledildiği bilinmektedir. 16 Bunun en önemli sebebi, ilk dönemde rivayetlerin yazılı olarak değil ezberden muhafaza edilmesidir. Yazı malzemesinin yeterli olmaması, okuma yazma bilenlerin azlığı vb. sebeplerle, hicri birinci asrın sonlarına dek hadis ve sünnetler daha ziyade ezberlerde korunmuştur. Bu da neticede lafızlar arasında birtakım farklılıkların oluşmasına sebep olmuştur. 17 13 Bu konudaki rivayetleri bir arada görmek için bkz. Abdullah Hikmet Atan, a.g.t., s. 85-109; Selman Başaran, a.g.m., s. 53-64; Enbiya Yıldırım, a.g.m., s. 299-307. 14 Buhârî, Vudû, 77; Daavât, 6; Müslim, Zikir, 56; Tirmizî, Daavât, 16, 117; Ebû Dâvûd, Edeb, 5. 15 Selman Başaran, a.g.m., s. 54. Aynı şekilde İbn Mesud ve Enes b. Malik gibi ashabın önde gelenlerinin, Hz. Peygamber den bir hadis naklettiklerinde, rivayetin sonunda ev kemâ kâle, ev nahvehû kezâ gibi ifadeler kullanmaları da, onların Hz. Peygamber e söylemediği bir şeyi isnad etmemeye gayret ettiğini göstermesinin yanında, mana rivayetinin geçerliliğine de delalet etmektedir. Bu konudaki rivayet örnekleri için bkz. Dârimî, Mukaddime, 28; İbn Mâce, Mukaddime, 3; Ahmed b. Hanbel, Müsned, Cilt 1, 452. 16 Selman Başaran, a.g.m., s. 58. 17 Hadislerin manen nakledilebileceğini ifade eden haberlerden bazıları şöyledir: İbn Mesud dan nakledildiğine göre bir adam Hz. Peygamber e gelerek şöyle bir soru sorar: Ey Allah ın Rasülü! Sen bize bir hadis söylüyorsun, ancak biz onu senden işittiğimiz şekilde nakledemiyoruz. (Bu durumda ne yapalım?) Hz. Peygamber, bu soruya şöyle cevap vermiştir: Manayı isabet ettirdiğin sürece nakledebilirsin. Bir başka rivayette Hz. Peygamber buna şöyle cevap vermiştir: Haramı helal, helali de haram yapmadığınız ve manayı da isabet ettirdiğiniz sürece, hadislerimi nakletmenizde bir sakınca yoktur. Bkz: Ebû Bekir Ahmed b. Ali Hatîb el- Bağdadî, el-kifâye fî ilmi r-rivâye, thk: İbrahim Hamdi el-medenî, el-mektebetü l-ilmî, Medine, (t.y.), s. 199-200. Sıhhat bakımından bazı tenkitlere maruz kalmalarına rağmen hadislerin manen naklinin geçerli olduğunu ifade eden diğer rivayetler için şu kaynaklara da bakılabilir: 247

Rivayetlerin ma nen nakledilebilmesi için hadis ve fıkıh usulünde pek çok âlim kendine göre özel bazı şartlar öne sürmüş olsa da bunları râvi ve rivayetin muhtevası ile ilgili olanlar şeklinde iki kısma ayırmak mümkündür. Hadisin râvisi ile ilgili şartlar şunlardır: a- Arap dilini ve kurallarını iyi bilmesi, b- Dinin genel ilke ve amaçlarına vâkıf olması. Hadisin lafız ve muhtevası ile ilgili şartlar ise şöyledir: a- Cevâmiu l-kelim türünden olmaması, b- Amele dair olmaması, c- Metninin ezberde tutulamayacak kadar uzun olması, d- Dua ve teşehhüd hadisleri gibi namazda okunan rivayetlerden olmaması. 18 Usul eserlerinde geçen ve daha ziyade Hz. Peygamber e ait rivayetler için söz konusu olan ma na rivayeti ve geçerli olması için öne sürülen şartlar, genel olarak yukarıda özetlendiği gibidir. Konunun siyer ve İslam tarihini ilgilendiren yönünü ise şöyle izah etmek mümkündür: Siyer ve megâzî alanındaki rivayetler, daha ziyade tarihî bilgi ihtiva eden haberler olduğu için, bu tür hadislerin naklinde, sıhhat şartları ve amele konu olması hususunda daha toleranslı (mütesâhil) bir tutumun sergilendiği söylenebilir. 19 Dolayısıyla Hz. Peygamber e ait hadislerin ma nen nakline, lafzın mürâdifini zikretmek suretiyle de olsa ruhsat verildiği dikkate alındığında, İslam tarihi alanına giren rivayetlerin bu şekilde nakledilebileceği rahatlıkla söylenebilir. Özellikle de Hz. Peygamber in ağzından çıkan veya bizzat fiiline delalet eden haberler değil de sahabeye ait tarihî haberlerin ma nen naklinin mümkün ve caiz olduğu buna kıyasla ileri sürülebilir. Hadis ve İslam tarihi ilim dalları, kaynak olarak hadisleri kullanmakla birlikte muhaddislerin ve tarihçilerin rivayetleri kullanma şekli birbirinden farklıdır. Bir muhaddis bir hadisi naklederken, rivayetin her bir tarikini ayrı ayrı zikretmeye özen gösterir. Klasik İslam tarihi müellifleri ise aynı rivayetin farklı varyantlarını birleştirerek tek bir haber şeklinde nakletmekte bir mahzur görmemişlerdir. Hatta olaylar arasındaki boşlukları, zayıf rivayetlerle veya kendi yorum ve kurgularıyla tamamlamaktan çekinmemişlerdir. Örneğin ilk dönem İslam tarihçilerinden İbn İshak ve Vâkıdî, bu şekilde davrandıkları için muhaddislerin eleştirilerine maruz Celâlüddîn Abdurrahman b. Ebî Bekr Suyûtî, Tedrîbü r-râvî fî şerhi Takrîbi n-nevevî, thk: Ebû Abdirrahman Salâh b. Muhammed, Dâru l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut, 1996, Cilt 2, s. 60-61. 18 Abdullah Hikmet Atan, a.g.t., s. 147-170; Enbiya Yıldırım, a.g.m., s. 288-289. 19 Örneğin zayıf hadisle amel konusunda, şayet haber aşırı bir zayıflık içermiyorsa bu türden haberlerle amel edilebileceği kabul edilmektedir. Aynı şeyin siyer ve İslam tarihi konusundaki haberlerin mana olarak nakli konusunda da geçerli olduğu söylenebilir. 248

kalmışlardır. 20 Siyer ve İslam tarihi kaynaklarında yer alan bilgilerin bir kısmının bu tarzda, yani aynı olayla ilgili farklı haberleri bir araya getirmek suretiyle, aktarıldığı bilinen bir gerçektir. Bu haberlerin çoğu, gerek isnad gerekse metin yönünden hadis tenkidi kriterleri açısından tahlile tâbi tutulduğunda, hadisçiler nazarında zayıf veya kabul edilemez oldukları görülür. Ancak bu durum, o dönemde dahi, bu türden haberleri kullanarak siyer ve İslam tarihi yazımının önünde bir engel olarak görülmemiştir. Sonuç olarak burada, hadis rivayeti ve tarih rivayetinin nakil keyfiyeti açısından farklı değerlendirilmesi gerektiği söylenebilir. Yani hadis ilmi açısından kabul edilemez görünen metin inşası ve zayıf haberlerle olayların birleştirilip kurgulanması gibi hususlar, tarih ilmi için bazı durumlarda kaçınılmaz bir yöntem gibi durmaktadır. Aşağıda ismini vereceğimiz iki eserin, bizim yukarıda anlattıklarımıza örnek oluşturabilecek mahiyette hazırlandığı söylenebilir. Bunlardan ilki, İtalyanca olarak Ahmed Abdülveliy Vincenzo isimli bir mühtedi tarafından kaleme alınan ve Türkçe ye de Ahmed Yüksel Özemre ve Fezâ Özemre tarafından Yesrib de Bahar ismiyle tercüme edilen romandır. 21 Eserde vahiy kâtiplerinden biri olan ve Kur an ın cemi ve yazılması işini bizzat deruhte eden Zeyd b. Sabit in gözünden İslam ın ilk yılları roman üslubuyla anlatılmaktadır. Hacmi, görünüşü ve üslubu itibariyle, eserin belki lise ve üzeri seviyedeki okur kitlesine hitap ettiği söylenebilir. Ancak dilinin sadeliği ve akıcılığı sayesinde, yaş itibarıyla daha alt seviyedeki kitapseverlerin de rahatça okuyup anlayabileceği bir romandır. Kitabın tercümesinin, onun akıcılığı ve anlaşılır olmasında önemli bir katkısının olduğu da burada belirtilmelidir. Eserin Önsöz ünde yer alan şu ifadeler, aslında bizim yukarıda anlatmak istediğimiz hususları özetler mahiyettedir: 22 Uzunca bir süredir İslam dininin kökeni üzerine, Batı romanının akıcılığı ve Doğu bilgeliğinin içeriğini haiz bir hikâye yazmak istiyordum. Bana esin verecek edebî modeller aradım durdum. Ancak ya şansım yaver gitmedi ya da gerektiği kadar araştırma yapamadım. Bununla birlikte, bana ipuçları sağlayan dini ve edebi bir sürü sarsıcı kaynak buldum. Bu hikâyenin sizlere birkaç zevkli saat armağan edeceğini umuyorum. Eğer sonunda Doğu ve Batı birbirine biraz daha yakınlaşırsa ve daha iyi tanıma arzusu, kuşkuyu ve korkuyu biraz da olsa bastırırsa kendimi tüm 20 Bkz: Şemsüddîn Ebû Abdillah et-türkmânî Zehebî, Siyeru a lâmi n-nübelâ, Dâru l-hadîs, Kahire, 2006, Cilt 6, s. 499; Yusuf b. Abdirrahman Mizzî, Tehzîbü l-kemâl fî esmâi r-ricâl, thk: Beşşâr Avvâd Maruf, Müessesetü r-risâle, Beyrut, 1980, Cilt 24, s. 421; Ahmed b. Ali el-askalânî İbn Hacer, Tehzîbü t-tehzîb, Matbaatü Dâri l-meârif en-nizâmiyye, Haydarâbâd, 1326, Cilt 9, s. 43. Tarihçilerin ve muhaddislerin hadisleri kullanma şekli konusunda bkz. Imtiaz Ahmed, Bir Muhaddis Olarak Vâkıdî, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 3, Van, 2000, s. 436; Ayhan Tekineş, a.g.m., s. 27. 21 Ahmad Abd al-waliyy Vincenzo, Yesrib de Bahar Müslümanlığın Doğuş Öyküsü-, çev: Ahmed Yüksel Özemre, Fezâ Özemre, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012. 22 Ahmad Abd al-waliyy Vincenzo, a.g.e., s. 7-8. (Alıntıdaki vurgular bize aittir.) 249

çabalarımın karşılığını görmüş addedeceğim. Bu kitapta İslam dininin gelişimi, hikâyenin başlangıcında yaklaşık sekiz yaşında olan bir çocuğun, Sabit in oğlu Zeyd in gözlemlerinden aktarılmaktadır. Hakkında bilinenler çok kısıtlı olmakla birlikte, Zeyd tarihî bir kişiliktir Kitap, başlıca kaynak olarak Hz. Muhammed in biyografilerine dayanmakla birlikte bunları, orijinal bir hikâyenin akışına monte eden bir özellik arz etmektedir. Bu akış, İslam tarihinin genel içeriğine sadık kalırken, bir yandan da bireysel kişilikler ve olaylar çerçevesinde serbestçe dolanmaktadır. Kitabın sonundaki kaynakça bölümünde, bu kitabı tarihi romandan ayıran çizgiye ve kaynaklar ile ilgili ayrıntılı bilgilere ilişkin notlara da yer verilmiştir. 23 Siyerin kurgusal anlatımına örnek olarak zikredilebilecek bir diğer çalışma ise Vejdi Bilgin tarafından kaleme alınan Enes in Günlüğü Hz. Peygamber in Hizmetinde On Yıl- isimli eserdir. 24 Bu çalışma, tam olarak bizim ifade ettiğimiz şekilde, muteber hadis kaynaklarından ve İbn Hacer in el-isâbe si gibi sahabe biyografisine ait eserlerden derlenen rivayetler çerçevesinde, ancak orada yer alan bilgilerin de dışına çıkmamaya gayret edilerek ve kurgulanarak hazırlanmıştır. Eserin bu konuda oldukça başarılı olduğu söylenebilir. Sonuç Günümüzde genç kuşaklara hitap edecek, onların ilgisini çekecek, severek okuyacakları eserlere ihtiyaç bulunmaktadır. Son zamanlarda siyer ve ilk dönem İslam tarihi konuları ile ilgili yazılan eserlerde sayısal bir artışın olduğu görülmektedir. Ancak özellikle 9-15 yaş arası çocuklara hitap eden, onların ilgisini çekecek türde eserlerin maalesef bir elin parmaklarını geçmeyecek ölçüde az olduğu da belirtilmelidir. Kanaatimizce bunun sebebi, siyerin kuru bir anlatımla, bilgilendirici ve daha ziyade kronolojik olarak işlenmesinin bir teamül halinde yerleşmiş olmasıdır. Bu türdeki eserler de ne yazık ki zikredilen yaş aralığındaki çocukların ilgisini çok fazla çekmemektedir. Çocuklara yönelik popüler fantastik bilimkurgu niteliğindeki yayınlar, günümüzde son derece revaç bulduğu için ciddi bir sektör haline gelmiştir. Buradan anlaşılan, çocuklar bu türdeki eserlere doğal bir eğilim duymaktadırlar. Bizim önerimiz, siyer ve ilk dönem İslam tarihinin de akıcı, kurgusal bir üslupla kaleme alın- 23 Yazar, eserin sonuna bir kaynakça eklemiş ve orada faydalandığı eserleri sadece isimlerini zikretmek suretiyle değil, daha ziyade hangi yönlerden o kaynaklardan faydalandığını ve çalışması için taşıdıkları değeri de açıklamıştır. Bkz: Ahmad Abd al-waliyy Vincenzo, a.g.e., s. 297-303. 24 Vejdi Bilgin, Enes in Günlüğü Hz. Peygamber in Hizmetinde On Yıl-, Genç Nesil Yayınları, İstanbul, 2011. 250

ması gerektiğidir. İlk dönem İslam tarihinin kaynaklarda yer alan rivayetlerden hareketle kurgusal bir üslupla anlatımı, bize göre Hz. Peygamber veya sahabeye yalan isnad etme anlamına gelmemektedir. Buradaki kurgusal üslupla kastedilen, yazarın kendi inisiyatifine bırakılmış, mutlak anlamda özgürce hareket ettiği bir anlatım biçimi değil; anlatacağı konunun çerçevesini sahih rivayetlerin çizdiği ve dinin genel ilkelerinin de göz önünde bulundurulduğu bir üsluptur. Bu sebeple tebliğimizde bunun, hadislerin ma na olarak aktarılmasına benzetilebileceğini ifade ettik. Nitekim Hz. Peygamber e ait bir hadisin delalet ettiği hükmün değiştirilmeden, ehil kimseler tarafından ma nen nakledilebileceği, ilim ehlinin çoğunluğunun kabul ettiği bir yaklaşımdır. Aynı kriterlere dikkat edildiği takdirde, seçilen bir sahabenin gözünden o dönemin kurgusal bir üslupla anlatımının, siyeri veya Hz. Peygamber imajını tahrif anlamına da gelmeyeceğini söyleyebiliriz. Yukarıda sayılan hususlar göz önüne alındığında, bir siyer çalışmasının yapılabilmesi; kurumsal bir yapıya büründürülerek, bireysel gayretlerin ötesinde, akademisyenler, pedagoglar, çocuk psikologları, çocuk edebiyatı uzmanlarının da dâhil edildiği profesyonel bir ekip ve alana hâkim uzmanların katkılarıyla mümkün gözükmektedir. Teklif ettiğimiz bu yayıncılık faaliyeti, popüler kültüre ve güncele teslim olmak değil, bilakis çocuk edebiyatı alanında kendi gündemimizi oluşturma çabası olarak üzerinde düşünülmesi gereken bir durumdur. Böylece çocuklarımız, popüler kültürün ürettiği fantastik bilimkurgu eserlerine mahkûm olmaktan kurtulup kendi medeniyetimizin zenginlikleri ile karşılaşmış olurlar. 251

Bibliyografya Ahmed, Imtiaz, Bir Muhaddis Olarak Vâkıdî, Yüzüncü Yıl Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 3, Van, 2000, s. 429-440. Andı, M. Fatih, Modern Edebiyatta Hz. Peygamber i Anlatmak, Siyer Edebiyat İlişkisi Siyer Atölyesi 2-, Meridyen Kitaplığı, İstanbul 2010, s. 121-129. Atan, Abdullah Hikmet, Mana ile Hadis Rivayeti, (Yayımlanmamış Doktora Tezi), Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1999. Aydınlı, Abdullah, Hadis Istılahları Sözlüğü, Hadisevi Yayınları, İstanbul, 2006. Başaran, Selman, Hadislerin Lafız ve Mana Olarak Rivayeti Meselesi, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, Bursa, 1991, s. 52-64. Başaran, Selman, Hadislerde Mana Rivayetinin Sonuçları, Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 3, Sayı 3, Bursa 1991, s. 65-74. Bilgin, Vejdi, Enes in Günlüğü Hz. Peygamber in Hizmetinde On Yıl-, Genç Nesil Yayınları, İstanbul, 2011. Fayda, Mustafa, Siyer Sahasındaki İlk Telif Çalışmaları, Uluslararası Birinci İslam Araştırmaları Sempozyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayınları, İzmir, 1985, s. 357-367. Günyüz, Melike, Çocuk Edebiyatı İncelemeleri, Siyer Atölyesi Tebliğler Kitabı, Meridyen Kitaplığı, İstanbul, 2013, s. 159-165. Hatîb el-bağdadî, Ebû Bekir Ahmed b. Ali, el-kifâye fî ilmi r-rivâye, thk: İbrahim Hamdi el-medenî, el-mektebetü l-ilmî, Medine, (t.y.) İbn Hacer, Ahmed b. Ali el-askalânî, Tehzîbü t-tehzîb, Matbaatü Dâri l-meârif en-nizâmiyye, Haydarâbâd, 1326. Karacelil, Süleyman, Yakın Dönem Çocuk Edebiyatında Hz. Peygamber in Hayatına Dair Çalışmaların Mahiyeti, Sîret Sempozyumu I, Türkiye de Sîret Yazıcılığı, Ankara, 2012, s. 498-520. Kemikli, Bilal, Türk-İslam Edebiyatı, Emin Yayınları, Bursa, 2010. Mizzî, Yusuf b. Abdirrahman, Tehzîbü l-kemâl fî esmâi r-ricâl, thk: Beşşâr Avvâd Maruf, Müessesetü r-risâle, Beyrut, 1980. Öz, Şaban, Son Dönem (2000-2010) Türkçe Siyer Kitaplarındaki Hatalar Çerçevesinde Siyer Yazıcılığının Sorunları ve Çözüm Önerileri, Sîret Sempozyumu I, Türkiye de Siret Yazıcılığı, Ankara, 2012, s. 291-293. Pezdevî, Fahru l-islam Ebu l-usr, Kenzu l-vusûl (Abdülaziz Buhârî nin şerhi ile birlikte), I-IV, Dârü l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut, 1997. 252

Polat, Selahattin, Siyerin Neliği Bağlamında Siyer Yazıcılığının Sorunları, Sîret Sempozyumu I, Türkiye de Siret Yazıcılığı, Ankara, 2012, s. 257-270. Serahsî, Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed, Usûl, Cilt 1-2, Dâru l-kütübi l-ilmiyye, Beyrut, 1996. Tekineş, Ayhan, Hadis ve Tarih: Metodolojik Bir Karşılaştırma, Hadis Tetkikleri Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, İstanbul, 2004, s. 7-38. Türcan, Zişan, Bazı Hanefî Usulcülerin Mana ile Rivayet Meselesine Yaklaşımları, Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 27, Isparta, 2011, s. 109-123. Vincenzo, Ahmad Abd al-waliyy, Yesrib de Bahar Müslümanlığın Doğuş Öyküsü-, çev: Ahmed Yüksel Özemre, Fezâ Özemre, Timaş Yayınları, İstanbul, 2012. Yıldırım, Enbiya, Hadislerin Manayla Rivayeti, Cumhuriyet Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 1, Sivas, 1996, s. 299-307. Zehebî, Şemsüddîn Ebû Abdillah et-türkmânî, Siyeru a lâmi n-nübelâ, Dâru l-hadîs, Kahire, 2006. 253