TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE USAK RAPOR NO: 13-06. Habibe Özdal Hasan Selim Özertem Kerim Has M.



Benzer belgeler
YÖNETİCİ ÖZETİ. Dış Politika

ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

TÜRKİYE - İTALYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Türkiye-Rusya ilişkilerinin son 16 yılı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

Rusya nın DTÖ Üyeliğinin Türk-Rus Ticari İlişkilerine Olası Etkileri

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

Dr. Öğr. Üyesi İsmail SAFİ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - PAKİSTAN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Turizm Ekim Özge YALÇIN - Mali Analiz. TSKB Araştırma

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE - ÇİN STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

İZMİR TİCARET ODASI EKONOMİK KALKINMA VE İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ (OECD) TÜRKİYE EKONOMİK TAHMİN ÖZETİ 2017 RAPORU DEĞERLENDİRMESİ

Rusya nın Yaptırımlarının Türkiye Ekonomisine Olası Etkileri

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

SİVİL GLOBAL GLOBAL SİVİL DİPLOMASİ İNŞASI PROGRAMI Potansiyelin Keşfi

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

YAPI FUARI TURKEYBUILD İSTANBUL FUARI ZİYARET ORGANİZASYONU SONUÇLARI

BAŞBAKAN ERDOĞAN İRAN DA BAŞBAKAN ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI AHMEDİNEJAD, DİNİ LİDER HAMANE

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

ANKARA KALKINMA AJANSI.

DIŞ POLİTİKA AKADEMİSİ - III

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

İZMİR TİCARET ODASI RUSYA ÜLKE RAPORU

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

İZMİR TİCARET ODASI GÜRCİSTAN ÜLKE RAPORU

KRUVAZİYER TURİZMİNDE DÜNYA VE İZMİR, TÜRKİYE KRUVAZİYER PLATFORMU NUN ÇALIŞMALARI

SAVUNMA SANAYİİ MÜSTEŞARLIĞI ULUSLARARASI İŞBİRLİĞİ VE İHRACAT STRATEJİK PLANI

IV. Uluslararası Türk-Asya Kongresi Sonuç Raporu

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

RUSYA FEDERASYONU ÜLKE RAPORU

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

Güncel BES Verileri. Toplam Fon Büyüklüğü (milyar TL) 43,06. Faizsiz Fon Büyüklüğü (milyar TL) 1,76 139,65

Güncel BES Verileri. Toplam Fon Büyüklüğü (milyar TL) 44,67. Faizsiz Fon Büyüklüğü (milyar TL) 1,91 163,78

TÜRKİYE - HOLLANDA YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

YERLERİNDEN EDİLMİŞ KÜLTÜR VARLIKLARI İHTİSAS KOMİTESİ

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI. Şubat 2018

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

Sn. M. Cüneyd DÜZYOL, Kalkınma Bakanlığı Müsteşarı Açılış Konuşması, 13 Mayıs 2015

Azerbaycan Enerji Görünümü GÖRÜNÜMÜ. Hazar Strateji Enstitüsü Enerji ve Ekonomi Araştırmaları Merkezi.

15 yıl aradan sonra 1-3 Kasım da Turizm şurasını toplayacağız. Hükümet olarak 3.Turizm Şurası ile stratejik bir sektör olan turizmde üçüncü evreye

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

ÖNGÖRÜLEBİLİR PİYASA PERSPEKTİFİNDEN DOĞALGAZ PİYASASINDA REKABET

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

KAMU DİPLOMASİSİ ARACI OLARAK ÖĞRENCİ DEĞİŞİM PROGRAMLARI VE TÜRKİYE UYGULAMALARI. M. Musa BUDAK 11 Mayıs 2014

ENHANCING SHAMGEN BANKING: TURKEY, SYRIA, LEBANON, JORDAN

AVRASYA İNCELEMELERİ MERKEZİ CENTER FOR EURASIAN STUDIES RUSYA/KARLOV: ŞİÖ KONUSUNDA KARAR ANKARA'NIN Bloomberght, 30 Kasım 2016

RUSYA DIŞ VE GÜVENLİK POLİTİKALARININ KÜRESEL AMAÇLARI VE BÖLGESEL YANSIMALARI

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

Lojistik. Lojistik Sektörü

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

İZMİR TİCARET ODASI AZERBAYCAN ÜLKE RAPORU

K A N A Y A N Y A R A K A R A B A Ğ

TÜRKİYE SAVUNMA SANAYİ MECLİS TOPLANTISI RAPORU

Orta Karadeniz Bölgesel İnovasyon Stratejisi

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

PAZAR ANALİZ SÜRECİ 3 AŞAMA DA YAPILIR. 1. Masa başı araştırması 2. Alan araştırması 3. Hedef pazar bölümünün seçimi

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Türkiye-Kosova Serbest Ticaret Anlaşması IV. Tur Müzakereleri. Caner ERDEM AB Uzman Yardımcısı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü

MMKD Stratejik İletişim Planı Araştırma Sonuçları

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Doç. Dr. Turan EROL un

T.C. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı

KAYSERİ SANAYİ ODASI RUSYA ÜLKE RAPORU

ISSAI UYGULAMA GİRİŞİMİ 3i Programı

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Özet Tanıtım Dokümanı

Dünya siyasi, ekonomik sorunların daha da arttığı, kutuplaşmanın ve karşıtlığın güçlendiği bir dönemi yaşıyor.

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

YALOVA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI İLİŞKİLER ANABİLİM DALI TEZSİZ YÜKSEK LİSANS MÜFREDATI

ANKET-FİRMA. Soruları yanıtlarken firmanızla/sektörünüzle ilgili olmadığını düşündüğünüz sorulara yanıt vermeyiniz.

Transkript:

06 TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi USAK RAPOR NO: 13-06 Habibe Özdal Hasan Selim Özertem Kerim Has M. Turgut Demirtepe Temmuz 2013

Türkiye-Rusya İlişkileri: Rekabetten Çok Yönlü İşbirliğine USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi Yazarlar Habibe Özdal Hasan Selim Özertem Kerim Has M. Turgut Demirtepe USAK RAPOR NO: 13-06 Temmuz 2013 ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK) International Strategic Research Organization (USAK)

USAK Rapor No: 13-06 USAK Raporları Editörü: Mehmet GÜÇER Copyright 2013 USAK Tüm Hakları Saklıdır. Birinci Baskı Kütüphane Katalog Bilgileri Türkiye-Rusya İlişkileri: Rekabetten Çok Yönlü İşbirliğine Tablo ve şekil içermektedir. USAK Yayınları ISBN: 978-605-4030-79-8 Tasarım&Baskı: Karınca Ajans Yayıncılık Matbaacılık Meşrutiyet Caddesi No: 50/9 Kızılay/ANKARA Tel: 0312 431 54 83 Faks: 0312 431 54 84 www.karincayayinlari.net Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu International Strategic Research Organization (USAK) Ayten Sokak No: 21 Tandoğan/Ankara Tel: (0312) 212 28 86-87 Faks: (0312) 212 25 84 www.usak.org.tr - www.turkishweekly.net www.usakanalist.com - info@usak.org.tr

İçindekiler İÇİNDEKİLER Yönetici Özeti...7 Giriş...15 I. DIŞ POLİTİKA...19 1. 1990 lar Boyunca Türkiye-Rusya İlişkileri: Geçiş Döneminde Soğuk Savaş ın Mirası...20 2. 2000 lerde Türkiye-Rusya İlişkileri: Güven İnşası ve Potansiyel Ortaklık...21 2. 1 Irak Savaşı & 1 Mart Tezkeresi...21 2. 2 Rusya-Gürcistan Savaşı...22 3. İkili İlişkilerin Güncel Dinamikleri...22 4. Fırsatlar ve Potansiyel Sorunlar...24 4. 1 Kafkasya ve Orta Asya...24 4. 2 Bir İşbirliği Alanı Olarak Karadeniz...25 4. 3 Afganistan...26 4. 4 Suriye: Riskler ve Fırsatlar Yumağı...27 4. 4. 1 Suriye ye Türkiye ve Rusya nın Gözünden Bakmak...28 5. Gelecek Perspektifleri: Fırsatlar ve Riskler...30 5. 1 Suriye...31 5. 2 NATO...32 5.3 Aşırıcılık...33 II. EKONOMİ...35 1. Türkiye-Rusya Arasındaki Dış Ticaret...35 2. Ekonomik İşbirliği ve Yatırımlar...41 3. Türkiye ve Rusya Arasındaki Kurumsal Mekanizmalar...45 3. 1 Karma Ekonomik Komisyon (KEK)...45 3. 2 Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK)...47 4. Enerji...49 4. 1 Doğal Gaz...49 4. 2 Petrol...52 4. 3 Nükleer Enerji...54 III. TOPLUMSAL İLİŞKİLER...57 1. Turizm...57 1. 1 Karşılıklı Ziyaretlerle Güçlenen Bağlar...58 1. 2 Ulaşımın Çeşitlendirilmesi...61 1. 3 Hassas Noktalar ve Olası İşbirliği Alanları...63 2. Eğitim...64 2. 1 Alan Çalışmaları...65 2. 2 Öğrenci ve Personel Değişimi...66 3. Kültür...68 3. 1 Sivil Toplum...69 3. 2 Karma Evlilikler...69 EKLER...71

Tablolar ve Grafikler Tablo 1. Türkiye-Rusya Arasındaki Yüksek Düzeyli Resmi Ziyaretler (2000-2012)... 23 Tablo 2. Türkiye nin Rusya ile Dış Ticaret Yapısı (milyon $)... 38 Tablo 3. Türkiye nin Rusya ya İhracatında Ana Ürün Grupları (milyon $)... 39 Tablo 4. Türkiye nin Rusya dan İthalatında Ana Ürün Grupları (milyon $)... 40 Tablo 5. Karma Ekonomik Komisyon Toplantıları... 46 Tablo 6. Yıllara Göre Rusya dan Türkiye ye Gelen Ziyaretçi Rakamları... 58 Tablo 7. Yıllara Göre Türkiye den Rusya ya Gelen Ziyaretçi Rakamları... 60 Grafik 1. Türkiye ve Rusya nın Gayri Safi Milli Hasılası ndaki (GSMH) Büyüme Oranları (1989-2011)... 36 Grafik 2. Türkiye-Rusya Arasındaki Ticaret Hacmi (1996-2012)... 37 Grafik 3. Türkiye ve Rusya Arasındaki Toplam Ticaretin Payları (%)... 38 Grafik 4. Türkiye nin En Büyük Ticaret Ortakları... 43 Grafik 5. Rusya nın En Büyük Ticaret Ortakları... 44 Grafik 6. Rusya nın Doğal Gaz Üretimi ve Tüketimi (1992-2011)... 49 Grafik 7. Rusya nın Doğal Gaz İhracat ve İthalatı (1992-2011)... 50 Grafik 8. Türkiye nin Doğal Gaz Tüketimi (1992-2011)... 50 Grafik 9. Gazprom un Avrupa ya Doğal Gaz İhracatı (milyar m 3 )... 51 Grafik 10. Türkiye nin 2012 Yılı Petrol İthalatı (bin ton)... 53 Grafik 11. 2012 Yılında Rusya dan Türkiye ye Gelen Ziyaretçilerin İlk Destinasyonları... 63

USAK AVRASYA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Avrasya coğrafyası Baltıklardan Pasifik e kadar uzanan geniş bir alanı kapsamaktadır. Enerji kaynaklarının yanı sıra birçok yeraltı ve yerüstü zenginliğe sahip olan bölge, yüzyıllar boyunca birçok devlete ev sahipliği yapmıştır. Bölgenin karmaşık siyasi yapısı, bitmek bilmeyen çatışmaların varlığı ve uluslararası aktörlerin Avrasya coğrafyası üzerindeki ilgisi bölgenin dinamik yapısını ortaya koymaktadır. AVRAM, sosyal gerçekliğin karmaşık bir bütünsellik arz ettiği ve değişik metotlar ve farklı disiplinlerin birlikteliği ile daha iyi anlaşılabileceği varsayımından hareket ederek, USAK bünyesinde yürütülen alan çalışmalarına katkıda bulunmaktadır. Bu anlamda merkezin temel hedefi, var olan bilgi kümeleri arasında iyi bir seçki oluşturarak, Avrasya hakkında sağlıklı analizler yapmak ve politika önerilerinde bulunmaktır. Bu amaçla, Merkez risk analizlerinin yanı sıra, bölgeyle ilgili raporlar ve çalışmalar hazırlamakta, aynı zamanda düzenlemiş olduğu toplantı ve konferanslarla farklı fikir ve görüşlere yer veren bir platform görevi de görmektedir. Merkez, kendisine bağlı masalar vasıtasıyla yürütmüş olduğu faaliyetlerde İngilizce nin yanı sıra bölge dillerindeki kaynaklardan yararlanmaktadır. HABİBE ÖZDAL: USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi uzmanlarındandır. Ayrıca Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları (OAKA) dergisinin yazı işleri müdürüdür. Çalışma alanları Rus iç ve dış politikası, Ukrayna iç ve dış politikası, ve Rusya-Ukrayna ilişkileridir. HASAN SELİM ÖZERTEM: USAK Enerji Güvenliği Araştırmaları Merkezi Başkanı dır. Avrasya, güvenlik, enerji ve Türk dış politikası konularında çalışmaktadır. KERİM HAS: USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi uzmanlarındandır. Rusya nın iç ve dış politikası, Avrasya da güvenlik sorunları ve enerji politikaları konularında çalışmaktadır. M. TURGUT DEMİRTEPE: USAK Avrasya Araştırmaları Merkezi Başkanı dır. Orta Asya ve Kafkasya Araştırmaları (OAKA) dergisinin (Dr. Güner Özkan ile birlikte) editörlüğünü yapmaktadır. Çalışma alanları uluslararası siyaset, demokratikleşme, etnisite ve ulusal kimlik, ve Avrasya siyasetidir.

YÖNETİCİ ÖZETİ Dış Politika Türkiye ve Rusya Soğuk Savaş döneminde, karşı bloklarda olmalarına rağmen, aynı coğrafyada olmalarının etkisiyle işbirliği yapmanın farklı yollarını bulmuşlardır. 2000 li yıllarda karşılıklı olarak terörizmle ilgili güvenlik endişelerinin geride bırakılmasıyla birlikte ikili ilişkiler ilerlemiş ve özellikle iktisadi alanda gelişmiştir. Bu dönemde Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK), Toplumsal Forum ve Ortak Stratejik Planlama Grubu (OSPG) gibi oluşturulan kurumsal mekanizmalar ikili ilişkilerin daha da ileri götürülmesi adına önemli bir zemin hazırlamıştır. Mevcut durumda Türk-Rus ilişkilerinin en önemli karakteristiği olan ilişkilerin kompartmanlara ayrılmış olması, ilişkilerde önemli yol alınmasını mümkün kılmıştır. Bununla birlikte bölgesel işbirliği oldukça sınırlı kalmıştır. Yine de anlaşmazlık durumlarında taraflar birbirlerinin dış politika tercihlerine saygı göstermekte, farklı yaklaşımlar benimsemelerine rağmen diyalog kanallarını açık tutmaktadırlar. Diplomasinin sağladığı şeffaflık neticesinde ise karşılıklı tehdit algıları azalmaktadır. Önümüzdeki süreçte bunun bir adım daha ileri taşınarak Türk-Rus ilişkilerinde yakalanan ivmenin iki ülkenin paylaştığı coğrafyada işbirliğine yansıtılması, bölgesel istikrar ve ortak çıkarlara hizmet edecektir. 7 Türkiye ve Rusya nın bulunduğu coğrafyada Suriye, Afganistan ve Avrasya bölgesindeki dondurulmuş çatışmalar, siyasi ve ekonomik istikrarsızlık ve aşırıcılık gibi pek çok yükselen tehdit ve sorunlar bulunmaktadır. Söz konusu potansiyel risklerin üstesinden gelme adına problem çözme kapasitesinin geliştirilmesi iki ülke arasında stratejik ortaklığın gelişmesine katkı sağlayacaktır. Suriye Suriye de çatışmaların iki yılı aşkın bir süredir devam ettiği düşünüldüğünde bir Afganistanlaşma sürecinin ortaya çıkma potansiyeli her geçen gün daha da artmaktadır. Ülkede radikal grupların etkinliğinin arttığı gözlenmektedir. Bu süreçte devletin sağlayamadığı kontrol belli bölgelerde devlet dışı aktörler tarafından sağlanmaya başlanmıştır. Silah akışı ve zayıflayan devlet otoritesi, ülkenin bölünme ihtimaline veya sonuçta başarısız devlet e dönüşümüne yönelik tahminleri beslemektedir. TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

Türkiye şimdiye kadar sınır bölgelerinde gerçekleşen dört bombalı saldırı ve bölgeye düşen havan toplarından kaynaklanan sivil kayıplarla karşı karşıya kalmıştır ve mevcut durumda Suriye deki krizden en fazla zarar gören ülkelerden biridir. Dahası Türkiye Suriye de varolan güvenlik boşluklarının kalıcı hale gelmesiyle Ortadoğu nun bir istikrarsızlık alanına dönüşmesinden endişe duymaktadır. Rusya Suriye yi bölgedeki temel ortaklarından biri olarak görmektedir. Arap Baharı ile ortaya çıkan dinamikleri endişe ile takip eden Rusya nın temel hassasiyeti bölgede giderek artan radikalleşme ve Batılı ülkelerin tek taraflı olarak gerçekleştirdiği müdahaleler sonucunda uluslararası prensipler arasında yer alan egemenlik ve toprak bütünlüğü ilkelerine yönelik tehditlerin giderek güçlenmesidir. Buna ek olarak Rusya, uluslararası alanda hesaba katılan aktör olma iddiasındadır. Suriye deki insan hakları ihlalleri çok ciddi bir noktaya ulaşmıştır. Resmi rakamlara göre son iki yılda 93.000 kişiden fazla insan hayatını kaybetmiş, 5 milyon kişi evlerini terk etmek durumunda kalmış ve 1 milyonu aşkın kişi de komşu ülkeler Lübnan, Türkiye ve Ürdün e sığınmıştır. 8 Mevcut durum düşünüldüğünde Suriye konusunda öncelik, ülkedeki çatışmaların bir an önce sona ermesidir. Esed rejiminin ülke genelinde kontrölü sağlayamaması uzun vadede rejimin düşmesi veya Suriye nin başarısız devlet e dönüşmesi ihtimalini artırmaktadır. Bu bağlamda Türkiye ve Rusya, uluslararası toplumla birlikte kriz sonrası Suriye nin altyapısı ve kurumlarının yeniden inşası için bir yol haritası üzerinde çalışmalıdır. Afganistan NATO nun 2014 sonrasında Afganistan dan çekilmesiyle birlikte, ülkede bir güç boşluğu oluşacağı öngörülmektedir. Bu süreçte Afganistan daki kurumların kırılganlığı ve Taliban ın etkinliğini artırması, ülke istikrarı adına bazı endişelere zemin hazırlamaktadır. İstikrarsız bir Afganistan, Orta Asya coğrafyası için ciddi bir tehdittir. Bu açıdan Rusya ve Türkiye, gerekli aktörlerin sürecin dışında kalmamaları ve sürece dahil edilmeleri noktasındabirlikte hareket etmelidir. Aynı zamanda oluşturulacak bir komisyon ile 2014 sonrası dönemde muhtemel senaryolar ve bölgesel istikrar adına işbirliği alanları üzerinde ortak çalışmalar yapılmalıdır. Kafkasya ve Orta Asya Kafkasya, Rusya ve Türkiye için gerek güvenlik gerekse de ekonomik çıkarlar bağlamında stratejik bir bölgedir. Bölgede aktörler arasında güven artırıcı önlemlere dönük yapıcı bir ilişkinin kurulması ve çatışma çözümüne yönelik inisiyatiflerin daha etkin hale getirilmesi bölge istikrarına hizmet edecektir. Dağlık Karabağ sorunuhem Türkiye hem de Rusya yı yakından ilgilendirmektedir. Ermenistan ve Azerbaycan ın silah harcamalarını artırması ve düşük yoğunluk- ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

lu çatışmaların sürmesi bölgesel barış adına endişe vericidir. Bu süreçte Türkiye ve Rusya nın tansiyonun düşürülmesi için ortak hareket etmesi önemli iken nihai hedef, Ermenistan ve Azerbaycan ın anlaşmasını sağlayarak bölgeye kalıcı barış getirmek olmalıdır. Orta Asya, Rusya ve Türkiye için rekabet alanı olageldiyse de iki ülkenin olası işbirliği, bölgesel istikrara katkı sağlayacak büyük bir potansiyel taşımaktadır. Bu açıdan kapasite geliştirici, mevcut kurumları güçlendirici ortak platformlar oluşturulabilir. Bu sayede muhtemel siyasi veya ekonomik krizlerin daha kolay aşılması mümkün hale gelecektir. Aşırıcılık Aşırıcılık ve yabancı düşmanlığı 21. yüzyılın yükselen tehditleri arasındadır. Bununla bağlantılı olarak radikal grupların yükselişi ve asimetrik tehditler küresel çapta bir endişeye neden olmaktadır. Türkiye ve Rusya, aşırıcılık ve radikalizm konusunda bir an önce ortak hareket etmeye başlamalıdır. Ancak radikalizmi bir din veya etnik grupla ilişkilendirmeye yönelik eğilimlere karşı temkinli olunmalıdır. Anders Brevik in Norveç te gerçekleştirdiği katliam, aşırıcılığı İslam ile ilişkilendirmenin yanlış olduğunu gösteren son dönemdeki önemli olaylardan biridir. Aşırıcılığın bir dini veya milleti yoktur. Aşırıcılık bir toplumda farklılıklara ve yaşam hakkına saygı göstermeyen yıkıcı bir anlayıştır. Bu açıdan aşırıcılığı besleyen ve farklı grup ve görüşleri aşırıcılığa iten önyargılardan kurtulup, kapsayıcı bir yaklaşıma ihtiyaç bulunmaktadır. 9 Aşırıcılık konusunda Türkiye ve Rusya son dönemde büyük ölçüde tecrübe kazanmıştır. Bu alanda birlikte çalışma yapılması önemli olmakla birlikte ilk aşamada ortak bir dilin ve bakış açısının geliştirilmesi zaruridir. Güvenlik Türkiye ve Rusya nın İçişleri Bakanlıkları 2010 yılında imzaladıkları anlaşmalar ile çeşitli alanlarda işbirliği yapma konusunda irade beyan etmişlerdir. Bunun hayata geçirilmesinde kolluk kuvvetleri (Polis ve Jandarma) arasında ortak eğitim programları oluşturarak bu işbirliğinin özellikle alt kademelere yayılması sağlanabilir. Bunun bir sonraki adımı ise söz konusu eğitim programlarının Orta Asya ve Kafkasya ülkelerinin güvenlik güçlerine açılması olacaktır. Bu şekilde bölge ülkelerinde kurumsal kapasitenin geliştirilmesi adına da ortak hareket edilebilir. Türkiye, Rusya ile NATO arasında daha yapıcı bir diyaloğun geliştirilmesine katkı sağlayabilir. TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

Ekonomi ve Enerji İki ülke arasında 40 milyar dolara yaklaşan ticaret hacmi, hedef olarak konulan 100 milyar doların çok gerisindedir. Bu nedenle mevcut işbirliği alanlarının yanı sıra ticari ilişkilerin çeşitlendirilmesi gerekmektedir. İki ülke ekonomik yapılarının tamamlayıcı nitelikte olması bu açıdan önemli bir fırsattır. Rus-Türk şirketleri arasındaki ortaklıkların artırılması, iktisadi ilişkileri yoğunlaştırmada etkili olacaktır. Mevcut ticaret alanlarını coğrafi ve sektörel anlamda çeşitlendirmek gerekmektedir. Bu açıdan Rusya nın son dönemde Türkiye de finans ve telekomünikasyon sektörlerindeki açılımları oldukça önemlidir. Türk girişimcilerin Moskova dışındaki bölgelere yaptığı yatırımlar da bu şekilde değerlendirilebilir. Ancak yine de iki ülkenin bu konudaki çabalarının yeterli olduğu söylenemez. Türkiye nin 2012 yılında başlattığı yatırım teşvik programı yatırımcılara oldukça cazip imkanlar sunmaktadır. Rusya nın Sibirya, Tataristan, Başkurdistan ve Krasnodar bölgeleri hızlı bir şekilde kalkınmaktadır. Girişimciler bu alanlara dönük stratejiler geliştirerek söz konusu imkanlardan yararlanmanın yollarını aramalıdır. 10 Rusya ve Türkiye inşaat, turizm ve finans sektörlerinin dışında yeni alanlara açılımlar yapmalıdır. Bu açıdan innovasyon teknolojileri üzerine eğilmek iki ülkenin de yükselen pazardan artan oranda pay almalarını sağlayacaktır. Devletler arasında yoğunlaşan diyaloğun yanı sıra ticaret odaları ve diğer iktisadi teşekküller arasında da iletişimin hızlandırılması ekonomik ilişkilerin gelişmesine katkı sunacaktır. Türkiye nin küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ) konusunda sahip olduğu tecrübe nedeniyle büyük şirketlerin yanı sıra KOBİ lerin de ekonomik ilişkilere dahil edilmesi üzerinde durulmalıdır. Ekonomik ilişkilerin yapısı düşünüldüğünde Basitleştirilmiş Gümrük Hattı (BGH) uygulamasının geliştirilmesi ikili ticarette Türkiye aleyhine olan durumun düzeltilmesine katkı sağlayacaktır. Uygulamada sık sık yaşanan pürüzlerin giderilmesi halinde Türkiye nin ihracatının 15-20 milyar dolar bandına yükselmesi beklenmektedir. Enerji alanında son otuz yılda ciddi mesafeler kaydedilmiş olup bu süreçte petrol ve doğal gaz dışında nükleer enerji konusunda da işbirliğinin geliştirilmesi kararlaştırılmıştır. Bugün Rusya, Türkiye nin en büyük dört petrol tedarikçisinden biri olup Türkiye nin doğal gaz ihtiyacının da %59.8 ini karşılamaktadır. İki ülke arasında 10 Mart 2011 de imzalanan anlaşma uyarınca enerji alanında işbirliğinin geliştirilmesi adına önemli bir adım atılmıştır. Enerji alanında gerek Türkiye de gerekse bölgede yeni ortaklıklar üzerinde de durulmalıdır. Botaş ın özel sektöre kontrat devri ve Çalık Enerji ve Rosneft arasında işbirliğinin geliştirilmesi dikkate değerdir. Botaş ın kontrat devri sürecinin sağlıklı bir şekilde yü- ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

rütülmesi iki taraf için de oldukça önemlidir. Lukoil in de perakende yakıt sektörüne girmesi bu anlamda önemli bir adımdır. Bu örneklere bakıldığında enerji alanında işbirliği konusunda hala büyük potansiyel olduğu görülmektedir. Yine de enerji alanındaki işbirliği daha çok Türkiye pazarı ile sınırlıdır ve bu konuda bölgesel potansiyelin yeterince değerlendirildiği söylenemez. Türkiye son dönemde bu konuda ciddi çaba sarf etmektedir. Sektörün liberalleşmesi ve özel sektörün enerji alanındaki yatırımları Türkiye ye bu alanda kısa sürede önemli tecrübeler kazandırmıştır. Bu yönüyle Afrika, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Ortadoğu da konsorsiyumlar kurularak Türkiye ve Rusya bu bölgelerde ortak arama ve üretim faaliyetlerinde bulunabilir. Ankara, yurtdışında faaliyet gösteren Türk enerji şirketlerini son dönemde daha görünür bir şekilde desteklemektedir. Bunun yanı sıra önde gelen şirketler de sektördeki liberalleşme adımlarına paralel olarak enerji alanında yurtiçinde önemli yatırımlar yapmaktadır. Enerji alanında Ankara ve Moskova nın izlemiş olduğu stratejiler birbirinden ayrışsa da ikili ilişkiler güven ve saygı temelinde gelişmektedir. Güvenilir bir ortak olan Rusya nın, Türkiye nin bir numaralı enerji tedarikçisi pozisyonunu uzun vadede koruyacağı söylenebilir. Ankara, Rusya nın enerji politikaları bağlamında öne çıkan Güney Akım Projesi nin kendi münhasır ekonomik bölgesinden geçmesine izin vererek Moskova ya önemli bir iyi niyet göstergesinde bulunmuştur. 11 Mersin-Akkuyu da inşa edilecek olan nükleer santral, enerji alanındaki ilişkileri farklı bir boyuta taşıyacaktır. Projenin zamanında bitirilmesi iki ülkenin de çıkarınadır. Artan elektrik tüketimi düşünüldüğünde santralin 4800 MW kapasite ile çalışması Türkiye nin enerji açığını bir ölçüde kapatacaktır. Öte yandan Türkiye nin santralde üretilen elektrik için uzun vadeli alım garantisi vermesi söz konusu projeyi Rusya açısından da stratejik kılmaktadır. Proje ortakları arasında yer alan Rosatom un santral inşasını Avrupa da hatırı sayılır bir ekonomik büyüklüğe sahip Türkiye de gerçekleştirmesi ise şirkete önemli bir referans ve prestij sağlayacaktır. Turizm Türkiye nin yakın gelecekte Rus turistler için ilk destinasyon olma özelliğini koruyacağı söylenebilir. Mevcut popülarite göz önünde bulundurularak turistik ziyaretler deniz, kum, güneş üçlüsünün yanı sıra kültürel turlar ve paket programlarla geliştirilebilir. Türk yetkililerin bir taraftan Rus turist sayısını artırmaya çalışırken, diğer taraftan da gelen turistin ülkeyi daha iyi tanımasına yardımcı olacak şekilde nitelikli tur programları üzerinde yoğunlaşması önemlidir. Kültür turları ve festivalleri, kongre turizmi, Rus toplumunun önem verdiği opera, bale, tiyatro, piyano, sinema ve edebiyat gibi alanlardaki sanatsal etkinlikler, eğitim ve tanıtım amaçlı bölge gezileri, TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

Türk-Rus aileleri arasında karşılıklı tanımaları kolaylaştıracak mini-paket ziyaretler bu programlar arasında öne çıkmaktadır. Özellikle yereldeki Türk yetkililerin, Rusya da Türkiye hakkındaki reklamları ülke çapına yayacak reklam ajanslarıyla çalışmaları, Rusların sıklıkla takip ettiği platformalarda Türk turizmi konusunda pozitif gündem oluşturmaları, yazılı ve görsel medya yöneticileri, yazarları ve özellikle muhabirleriyle ikili ilişkilerini her açıdan geliştirmeleri gereklidir. Rusya nın özellikle büyük firmalara yönelik uyguladığı uçuş kotası ve güzergâh sayısını düşük tutma politikası, Türk yetkililerin üzerinde çalışması gereken konular arasındadır. Zira karşılıklı sefer ve uçuş noktası sayısının artırılması her iki ülke için de hâlihazırda bir ihtiyaç olarak karşımıza çıkmaktadır. Ankara aldığı kararla, Rus turistlerin Türkiye de vizesiz kalma süresini 30 günden 60 güne çıkarmıştır. Türkiye den Rusya ya seyahati kolaylaştırmak adına benzer bir uygulamayı Rusya da yapabilir. Zira vizesiz seyahatin kolaylaştırılması karşılıklı turistik ziyaretleri artıracağı gibi özellikle eğitim, bilim ve iş sektörlerinde faaliyet gösteren kesimlerin mobilizasyonunu olumlu yönde etkileyecektir. 12 Türkiye ve Rusya arasındaki havayolu trafiğinin yanı sıra kara, deniz ve demiryolları üzerinden daha fazla turist akışının sağlanması ve ticari malların girişinin artırılması konusunda ortak projelere ağırlık verilmelidir. Türk yetkililerin, gıda ve alkol zehirlenmeleri, boğulma vakaları, trafik kazaları gibi ülkedeki turist yaralanmaları ve ölümleri olaylarında mümkün olduğunca hassas davranmaları gerekmektedir. Bu konudaki kontrol ve denetimlerin daha şeffaf ve güven verici şekilde yürütülmesi önem arz etmektedir. Bu olaylar sonrasında ise inceleme, araştırma ve soruşturma safhalarında iki ülke yetkilileri arasında bilgi akışı şeffaf, güvenilir ellerden ve kısa sürede sağlanmalıdır. Yazılı ve görsel medya da bu konuda hızlı bir şekilde bilgilendirilmelidir. Turizm alanında yaşanabilecek aksaklıklara yönelik iki ülke güvenlik güçleri arasında yeni işbirliği imkânlarının araştırılması da yerinde olacaktır. Eğitim Eğitim alanında işbirliğinin çeşitlendirilmesi ilişkilerde farklı kanalların açılarak diyaloğun geliştirilmesi için gerekli olan insan kaynağının yetişmesine de katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda bu alanda yapılacak işbirlikleri resmi makamlarca yakından takip edilip desteklenebilecek niteliğe sahiptir. Ankara ve Moskova, akademik, kültürel ve kurumsal ilişkilerin daha da ileri taşınması amacıyla her iki ülkede ortak Türk-Rus üniversitelerinin kurulması konusundaki çalışmalarını hızlandırmalıdır. Bu projenin gerçekleştirilmesi uzun vadede ortak çıkarlara hizmet edecektir. ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

İki ülke üniversiteleri arasında karşılıklı öğrenci, araştırmacı ve misafir öğretim üyesi değişim programları ve öğrenci gönderimlerinin teşvik edilmesine yönelik yeni işbirliği olanakları, Türkiye ve Rusya nın imtiyazlı ortaklık ilişkileri başlığında müzakere ettikleri konular arasında yer almalıdır. Yine, karşılıklı üniversiteler arası işbirliği yetkililerce daha etkin, profesyonel ve sonuç odaklı ele alınmalıdır. Nükleer alandaki işbirliğinin eğitime yansıması bu konuda örnek bir çalışma olarak dikkat çekmektedir. Son dönem ikili ilişkiler siyasi, iktisadi ve sosyal alanda hızla gelişirken bu konuda uzmanlık sahibi akademisyenlere daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun için akademisyenler arası değişim programları artırılmalıdır. Belli fonlar oluşturularak akademisyenlerin karşılıklı olarak tarihi, kültürel, güncel siyasi ve ekonomik sorunları yerinde takip etmeleri sağlanabilir. Türkiye-Rusya ilişkileri üzerine yeterli bilimsel kaynak bulunmamaktadır. Türk ve Rus akademisyenler tarafından hazırlanacak ortak yayınların artırılması bu alandaki boşluğun doldurulmasına katkı sağlayacaktır. Türk ve Rus akademisyen ve entelektüellerini bir araya getirecek platformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu açıdan devletler konferans, çalıştay, seminergibi faaliyetleri desteklemelidir. Bu toplantılar, Rusya ve Türkiye de sosyal bilimler, mühendislik, tarım ve diğer alanlarda gerçekleştirilerek karşılıklı olarak bilgi ve tecrübe paylaşımı sağlanmalıdır. Rusya daki Türkoloji çalışmaları uzun bir geçmişe sahip olmanın yanı sıra oldukça niteliklidir. Buna karşılık Türkiye deki Rusya araştırmaları ve Slav dünyasına yönelik çalışmalar yetersiz kalmaktadır. Söz konusu eksikliğin giderilmesi için kurumlar arasında mevcut protokollerin daha etkin bir şekilde kullanılması, işlevsel ortaklıkların artırılması, dil ve saha çalışmalarına özel önem verilmesi gereklidir. 13 Rusça Türkiye de her geçen gün daha popüler hale gelmektedir. Bazı üniversitelerde Rus Dili ve Edebiyatı bölümleri bulunmakta veya seçmeli olarak Rusça dersi verilmektedir. Ancak sunulan imkanlar artan talebi karşılama konusunda yetersiz kalmaktadır. Bu açıdan Rusya daki kurumlarla işbirliğine gidilerek söz konusu kapasite artırılmalıdır. Antalya da yaşayan Ruslar ın kurulmasında ön ayak olduğu Özel Uluslararası Rus Okulu ve bu okula bağlı faaliyet gösteren Turizm Meslek Lisesi 2000 yılından beri eğitime devam etmektedir. Derslerin Rusya daki müfredata uygun bir şekilde işlendiği ve eğitimin Rusça verildiği okulda, Türkçe ve İngilizce yabancı dil olarak okutulmaktadır. Okul, Antalya da yaşayan Rusların adaptasyon sorununu hızlı bir şekilde aşmalarına ve kendilerini toplumda yabancı hissetmemelerine yardımcı olmaktadır. Diğer yandan, özellikle Moskova da binlerce Türk vatandaşı yaşamasına ve bu konuda ihtiyaç da hissedilmesine rağmen, Rusya da eğitim dilinin Türkçe olduğu böyle bir okul bulunmamaktadır. Söz konusu eksikliğin giderilmesi faydalı olacaktır. TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

Kültür Türkiye ve Rusya arasındaki toplumsal ilişkiler, resmi kanallarda sağlanan ilerlemelere kıyasla daha hızlı bir şekilde gelişmektedir. Söz konusu durum, devletler arasındaki ilişkilerde, özellikle resmi ve bağlayıcı olmayan platformlarda iki ülkenin birbirini daha yakından tanıması ve resmi makamların doğrudan dile getiremediği fırsat ve sorunları ele alması yoluyla bir avantaja dönüştürülebilir. Toplumsal Forum ve kültür merkezleri, kültürel alanda önemli boşlukları doldurmaktadır. Rusya nın devasa coğrafyası düşünüldüğünde kurulacak olan kültür merkezlerinin Türk kültürünün daha iyi tanıtılması adına stratejik olarak konumlandırılması gerekmektedir. Bu bağlamda Yunus Emre Enstitüleri nin rolleri önemlidir. Rusya açısından ise benzeri işlevi Rossotrudniçestvo ve Russkiy Mir gibi kuruluşlar görebilir. Kültür merkezlerinin kurumsal olarak tek başlarına yaptıkları faaliyetlerin yanı sıra ortak projelere önem vermeleri gereklidir. Türk vatandaşlığı alarak Türkiye de yaşayan Rus sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu açıdan resmi makamların Rus dernek ve kuruluşlarına destek vermesi Rusların Türkiye deki yaşama kolay adaptasyonu için fayda sağlayacaktır. 14 Bugüne kadar Türk-Rus evliliklerinin sayısı 80.000 i geçmiştir. Bu ailelerin çocukları düşünüldüğünde iki ülkede de ortaya çıkan yeni bir diasporadan bahsetmek mümkündür. Diasporanın ikili ilişkilerdeki etkisi düşünüldüğünde bu kişilerin bulundukları ülkeye adaptasyonları yetkililerce özel olarak ele alınmalıdır. Ruslar son dönemde Türk dizi ve sinema filmlerine daha fazla rağbet göstermektedir. Yürütülecek ortak projeler bu ilginin artmasına katkı sağlayacaktır. Bazı ülkelerde medya kuruluşları arasında değişim programları gerçekleştirilmektedir. Gazeteci değişim programlarının Türkiye ve Rusya arasında da hayata geçirilmesiyle hem medyanın birbirini daha doğru anlaması hem de kurulacak ilişkilerle gazetecilerin bilgi kaynaklarının çeşitlendirilmesi sağlanacaktır. ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

GİRİŞ Soğuk Savaş ın sona ermesinden bu yana Türkiye-Rusya ilişkilerinde önemli değişikliklere tanık olundu. Söz konusu dönemde gerek uluslararası sistemde gerekse de ülkelerin iç siyasal dinamiklerinde pek çok yapısal dönüşüm meydana gelmiş, ilişkilerde etkisi hissedilen iki kutuplu dünyanın ürünü bazı sınırlamalar ortadan kalkarken artan diyalog yeni etkileşim alanlarını beraberinde getirmiştir. 1980 darbesinin ardından Ankara ve Moskova, barter sistemi ile iki ülke arasındaki ekonomik ilişkileri canlandırmak konusunda anlaşmıştı. 1984 yılında imzalanan doğal gaz anlaşması ilişkilerin belkemiğini oluşturmuş ve Türk girişimcilere Rus pazarını açmıştır. Berlin Duvarı çöktüğünde ve ardından 1991 de Sovyetler Birliği dağıldığında, Türkiye halihazırda ekonomik aktörleriyle Rusya da idi. Dolayısıyla Türkiye, Rusya pazarının dinamiklerini anlamaya çalışan diğer aktörler ile kıyaslandığında göreceli olarak daha avantajlı konumdaydı. Diğer yandan özellikle 1990 lar boyunca ikili ilişkilerin önemli bir boyutunu oluşturan bavul ticareti ile Türkiye, Ruslar açısından önemli bir destinasyon olmuştur. 15 İdeolojik bağlamda kısıtlamaların azalması ve ekonomik alanda artan ilişkilere paralel olarak 1990 lar boyunca bavul ticareti, Rusya daki Türk müteahhitlerin gerçekleştirdiği projeler, turizm sektöründeki hareketlilik ve artan hükümetlerarası ilişkiler yoluyla Türkiye-Rusya ilişkilerinde önemli bir ivme yakalanmıştır. Türkler ve Ruslar arasındaki artan karma evlilikler de bu çerçevede değerlendirilebilir. Karşılıklı olumsuz algılar bu süreç içerisinde olumlu yönde değişmeye başlamıştır. Asıl kırılma noktası ise 2000 li yıllarda yaşanmıştır. Bu dönemde iki ülkede de siyasi istikarın sağlanması ile karar alma mekanizmalarında daha önce yaşanan sorunlar giderilmeye başlanmıştır. Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK), Ortak Stratejik Planlama Grubu (OSPG), Toplumsal Forum gibi yeni kurumsal ve diyalog artırıcı mekanizmaların desteği ile ikili işbirliği bir üst düzeye taşınmıştır. Bunun yanı sıra, iki ülke arasında 2010 yılında karşılıklı turistik ziyaretlerde vize muafiyeti uygulamasına geçilmiştir. 1991 sonrasında uluslararası sistem ise daha farklı bir boyutta şekillenmiştir. SSCB nin dağılmasıyla Soğuk Savaş ın iki kutuplu yapısı sona ermiş, uluslararası sistem tek kutup- TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

lu bir yapı halini almıştır. 9/11 olaylarının ardından asimetrik tehditlerin artması, Bush yönetiminin tek yanlı müdahaleci politikaları ve yükselen yeni bölgesel güç merkezlerinin ortaya çıkmasıyla beraber uluslararası alanda çok kutupluluk söylemi öne çıktmıştır. Amerikan hegemonyasının düşüşü ile bölgesel güç ve bölgesel işbirliği kavramları önem kazanmıştır. 2008 de patlak veren küresel ekonomik kriz, BRICS ülkelerinin yeni yükselen güçler olarak öne çıkması ve Ortadoğu ve Kuzey Afrika da meydana gelen halk hareketleri ise günümüz uluslararası sisteminin belirleyicilerinden olmuştur. Süregelen bu sistemsel değişimler Türkiye ve Rusya yı gerek bölgesel gerekse küresel ölçekte yeni fırsat ve risklerle karşı karşıya bırakmıştır. 16 Bu şartlar altında, Türkiye-Rusya ilişkileri üç farklı boyutta gelişme potansiyeli taşımaktadır. Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Genel Müdürü Andrey Kortunov a göre bunlar işbirliği temelli, işlevsel ve varoluşsal yaklaşımlardır. İşbirliği temelli yaklaşımlar, Türkiye ve Rusya nın ortak çıkarlarını etkileme potansiyeline sahip krizlerin ortaya çıkması durumunda, iki ülkenin çıkarlarının zarar görmemesini esas almaktadır. İkinci olarak işlevselcilik yaklaşımı, ikili ve bölgesel düzeyde işbirliğine odaklanmaktadır. Bu düzeydeki işbirliği, iki ülkenin ekonomik, siyasi ve toplumsal alandaki çıkarlarını oluşturan mevcut parametreleri değiştirme potansiyeli ile şekilllenmekte ve bu süreçte ilişkilerin bir adım ileri taşınması amaçlanmaktadır. Son olarak varoluşsal yaklaşım, taraflardan birinin çıkarları doğrultusunda hayati olarak algıladığı bir bölge veya konuda karşı taraftan göreceği desteğe paralel olarak işbirliği potansiyeline işaret etmektedir. 2014 Soçi Olimpiyatları veya Kafkasya bölgesindeki işbirliği potansiyeli, iki ülkenin varoluşsal yaklaşım temelli işbirliğinin örneklerini oluşturmaktadır. 1 Uluslararası alandaki gelişmeler Türkiye ve Rusya arasındaki çok yönlü işbirliği lehinedir. İkili ilişkilerde ekonomik, siyasi ve kültürel gibi farklı bölümlendirmelere gidildiğinden, bölgesel krizlerin negatif yan etkilerinden minimum düzeyde etkilenilmiştir. Dahası toplumsal ilişkiler de hızlı bir şekilde gelişerek katalizör görevi görmektedir. Önümüzdeki dönemde olası risklere karşı diyaloğun sürdürülmesi önemli bir gereklilik olacaktır. Bu bağlamda gayrıresmi diplomasi nin etkin olarak kulanılması ise bir diğer önemli unsurdur. Elinizdeki rapor derinlemesine mülakatlar, Ankara ve Moskova da yapılan alan çalışmaları, 50 yıllık Resmi Gazete arşivlerinin taranması ve resmi istatistiklerin değerlendirmesini içeren kapsamlı bir çalışmanın ürünüdür. Bunlara ek olarak, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) ile Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü (IOS) ortaklığında 19 Şubat 2013 te Ankara da gerçekleştirilen, Türk ve Rus akademisyen, bürokrat ve karar alıcıları biraraya getiren Turkey-Russia Relations konulu çalıştayda * ifade edilen görüş ve öneriler de rapora yansıtılmıştır. Rapor, Türkiye-Rusya ilişkilerini üç bölümde ele almaktadır. Birinci bölümde ilişkilerin siyasi boyutu değerlendirilmekte ve ilişkilerin 20 yıllık gelişimi, temel dönüm noktaları çerçevesinde incelenmektedir. İkinci bölümde iki ülke arasındaki kurumsal mekanizma- * USAK-IOS ortaklığında yapılan Turkey-Russia Relations başlıklı çalıştaya; Alexey Malaşenko, Andrey Kortunov, Fyodor Lukyanov, Güner Özkan, Habibe Özdal, Hasan Selim Özertem, Hüseyin Bağcı, İlter Turan, Kamer Kasım, Kerim Has, M. Turgut Demirtepe, Mitat Çelikpala, Pavel Shlykov, Petr Stegny, Ramazan Daurov, Selçuk Çolakoğlu ve Sönmez Köksal katılmışlardır. ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

lar ve enerji konularına özel olarak değinilmek suretiyle güncel ekonomik dinamikler ele alınmaktadır. Bu bölümde ekonomi alanındaki işbirliğinin farklı sektörlerde çeşitlendirilmesi gereğine dikkat çekilmektedir. Son bölümde ise eğitim, kültür ve turizm başlıkları altında Türkiye-Rusya ilişkilerinin toplumsal boyutu ele alınmaktadır. Prof. Natalya Ulçenko ve Doç. Dr. Pavel Shlykov a rapora ilişkin yapıcı eleştiri ve önerileri, Hacer Aksu, Mert Özkaplan ve Oğuz Kaan Pehlivan a ise teknik yardımları için teşekkür ederiz. 17 TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

1DIŞ POLİTİKA Her ne kadar Türk-Rus ilişkilerinin tarihi daha ziyade savaşlar ve rekabet ile hatırlansa da son yıllarda ikili ilişkilerin yapısında rekabetten çok yönlü işbirliği anlayışına doğru bir dönüşüm dikkat çekmektedir. 500 yıllık geçmişe dayanan ikili ilişkiler, kaçınılmaz olarak inişli-çıkışlı bir seyir izlemiştir. Söz konusu tarihsel hafızaya ek olarak, Soğuk Savaş döneminin iki kutuplu doğası da Türkiye de ve Rusya da tehdit algılarını şekillendirmekte etkili olmuştur. Yine de uluslararası alanda meydana gelen belirleyici bazı dış unsurların etkisiyle iki ülke arasında işbirliğine gidilen dönemler olmuştur. Örneğin, 1923-1936 arası Türkiye Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği oldukça yakın bir dayanışma içerisindeydi. 2 Ayrıca Türkiye nin, ABD ile gerginleşen ilişkilerine karşılık dış politikada bir denge oluşturmak amacıyla Johnson Mektubu ve Jüpiter Füze Krizi nden sonra SSCB ile yakınlaşması, Türk dış politikası açısından bir dönüm noktası olmuştur. 3 19 Bazı dönemsel yakınlaşmalar olmakla birlikte Soğuk Savaş süresi boyunca ikili ilişkilerdeki işbirliği yaklaşımı oldukça sınırlı kalmıştır. Ancak Türkiye-Rusya ilişkileri 1990 larda uluslararası sistemde yaşanan dönüşüme paralel olarak büyük ölçüde değişmiştir. Gerek dikkat çekici ölçüde güçlenen ekonomik bağlar gerekse hem uluslararası sistemde hem de bölgesel düzeyde iki ülkenin birbirlerini yeniden tanımlamaya gitmesi, siyasi ilişkilerin gelişmesinin önünü açmıştır. Soğuk Savaş süresince Rusya Türkiye yi, Batı nın ayrılmaz bir müttefiki olarak görürken Türkiye ise Rusya yı önemli bir dış tehdit olarak algılamıştır. Yine de bu durum iki ulusun birbirinden tamamen soyutlanmasına neden olmamış ve ilişkiler kontrollü bir düzeyde gelişmeye devam etmiştir. Söz konusu tablo Soğuk Savaş sonrası dönemde ise ekonomik ilişkiler ve dönüşen uluslararası yapının etkisiyle hızla değişmiştir. Raporun bu bölümünde 1990 lara kısa bir bakıştan sonra, 2000 li yıllarda ilişkilerde normalleşmenin önünü açan belirleyici unsurlar ele alınacak, ayrıca günümüzde ikili ilişkilerin önündeki engeller irdelenecektir. Son olarak bu bölümde Rusya ve Türkiye nin önümüzdeki dönemde karşılaşması muhtemel fırsatlar ve sorunlar değerlendirilerek NATO, Suriye ve aşırıcılık gibi konulara yoğunlaşılacaktır. TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

1. 1990 lar Boyunca Türkiye-Rusya İlişkileri: Geçiş Döneminde Soğuk Savaş ın Mirası Türk-Rus ilişkilerinin bugününü doğru değerlendirebilmek, 1990 lar ve 2000 lerin karşılaştırmalı bir tahlilini gerektirmektedir. Söz konusu karşılaştırmalı analiz ihtiyacı sadece SSCB nin çöküşünün ikili ilişkilerde yeni bir dönemin öncüsü olmasından değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası gelişmelerin de önemli etkiler yaratmış olmasından kaynaklanmaktadır. Rusya da yaşanan siyasi ve ekonomik dönüşüm ile Türkiye de yaşanan iç siyasi istikrarsızlıklar1990 lar boyunca iki ülkenin işbirliği potansiyelini gerçekleştirmesinin önüne geçmiştir. 4 Vitlay Naumkin e göre 1990 larda bölgedeki Rus diplomasisi pragmatik ve ekonomik çıkarlar doğrultusunda yönetilmekteydi. Sovyetler Birliği nin çöküşüyle Rusya kendini daha savunmasız hissetse de Rus toplumunun büyük bir çoğunluğu Rus emperyal politikalarını desteklememiştir. Ancak 1990 lar boyunca Rusya -bazı Rus milliyetçilerinin Karadeniz de artan Türk askeri faaliyetlerinden duydukları rahatsızlığı ifade etmek için kullandığı şekilde- Karadeniz in bir NATO gölüne dönüşmesi riskinden endişe duymuştur. Dahası Moskova, Türkiye nin Türk Cumhuriyetleri ile kurduğu diplomatik ve ekonomik ilişkileri de kaygı ile karşılamıştır. 5 20 1990 lar boyunca iki ülke arasında dikkat çeken bölgesel rekabet, bazı önemli alanlarda olası ortaklık fırsatlarının değerlendirilmesinin önüne geçmiştir. Özellikle SSCB nin dağılmasının ardından gündeme gelen temel soru bölgede oluşan güç boşluğunu kim dolduracak? olmuştur. Böylesi bölgesel güç çatışmalarının yanı sıra, iki ülke içinde var olan ayrılıkçı hareketler de Soğuk Savaş sonrası tehdit algılarını artırırken, söz konusu tehdit algılarının 1990 larda her iki ülkede karar vericiler nezdinde önemli etkileri olmuştur. Rusya da Çeçenistan ve Türkiye de PKK örneklerinde görüldüğü üzere, ayrılıkçı hareketler dış destek almayı başarmış, söz konusu durum iki ülke arasındaki siyasi ilişkileri kaçınılmaz olarak etkilemiştir. Soğuk Savaş 1991 de sona ermiş olsa da bölgesel güç mücadelesi ve iç siyasette ayrılıkçı hareketler ile karşı karşıya kalan her iki ülkedeki siyasi kadrolar, gerilim, çatışma ve rekabet gibi eski paradigmalarla hareket etmeye devam etmişlerdir. Bu nedenle 1990 lar boyunca Kafkaslar da ve Karadeniz de çıkar çatışmaları sürmüştür. Rekabet ve çatışma alanlarına rağmen SSCB nin dağılmasını takip eden ilk on yıl boyunca siyasi ilişkiler devam etmiş, 25 Mayıs 1992 de Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu arasında Türkiye ile Rusya Federasyonu Arasındaki İlişkilerin Esasları Hakkında Antlaşma imzalanmıştır. 1992 nin ilk altı ayında Türk ve Rus Dışişleri Bakanları karşılıklı ziyaretlerde bulunmuş, Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanı Moskova yı 1996 ya kadar dört kez ziyaret etmiştir. Kısa bir sürede yaşanan söz konusu yoğun diplomasi trafiği, Soğuk Savaş dönemiyle önemli bir tezat oluşturmuştur. Bu yoğun diplomatik trafik sonucunda 1992-1996 yılları arasındaki kısa dönemde, Türkiye ve Rusya arasında bilim ve teknik, eğitim, kültür, ekonomik işbirliği ve karşılıklı silahlı kuvvetler personeli değişim programları gibi konuları kapsayan 15 anlaşma ve protokol imzalanmıştır. 6 Yine de PKK sorunu ve Çeçenistan da yaşanan savaş gibi bazı güvenlik alanları güçlü bir diya- ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

loğun kurulması ve sağlıklı bir ilişkinin gelişmesine engel olmuştur. 1990 ların sonunda zamanın Başbakanı Bülent Ecevit ilk defa Türkiye nin Rusya ya bir Çeçen militanı iade edeceğini açıklamış, benzer bir şekilde Rusya da PKK nın Moskova daki ofisini kapatmış ve 1999 da Rusya ya sığınmak isteyen Abdullah Öcalan ın ülkeye girişini reddetmiştir. Başbakan Ecevit in 1999 Moskova ziyaretinde, dönemin Devlet Başkanı Putin Rusya, kökenleri ne olursa olsun, Türkiye ye karşı hiçbir zaman terörizmi desteklemedi ve ileride de desteklemeyecek diyerek Rusya nın yeni dönemdeki tavrını ifade etmiştir. Türkiye de benzer bir şekilde Rusya nın Çeçenistan da düzeni sağlamak için gösterdiği çabaları desteklediğini açıklamıştır. Türkiye aynı zamanda bölgesel düzeyde terörizmle mücadele için inisiyatif almış ve özellikle Rusya nın Kafkasya daki tehdit algılarına paralel olarak bu bölgedeki faaliyetlerini arttırmıştır. 7 2. 2000 lerde Türkiye-Rusya İlişkileri: Güven İnşası ve Potansiyel Ortaklık Soğuk Savaş 1991 de sona ermiş olsa da ikili ilişkilerde kazan-kazan anlayışı ve ortaklık vizyonunu görebilmek için 2000 li yılları beklemek gerekmektedir. İki ülke hükümetlerinin girişimleri ve hızla artan ticari ilişkiler sonucunda tarihsel olarak birbirlerini rakip olarak gören Moskova ve Ankara birbirini yeniden tanımlama sürecine girmiştir. Artan ticaret hacmi ve yükselen enerji ilişkilerinin yanında Türkiye den ENKA ve Alarko gibi inşaat ve tüketim ürünleri şirketlerinin yatırımları Rusya da yoğunlaşmış, iki ülke arasında farklı ortaklık kanallarının açılmasını mümkün kılmıştır. 2000 lerde Ankara ve Moskova birbirlerine yönelik tanımlamaları yeniden şekillendirmiş, ilişkilerin genetik kodu rekabetten çok yönlü işbirliğine doğru evrilmiştir. Aynı dönemde Rusya Türkiye nin en önemli ticari ortaklarından biri ve ana enerji tedarikçisi haline gelmiştir. 21 2000 lerin başından bu yana Türkiye-Rusya ilişkileri önemli bazı dönüm noktalarından geçmiştir. Bu bağlamda, Amerika nın 2003 yılındaki Irak işgali ve 2008 Ağustosu nda patlak veren Rusya-Gürcistan Savaşı nın iki ülke ilişkilerine olan yansımaları detaylı olarak incelenmelidir. 2. 1 Irak Savaşı & 1 Mart Tezkeresi 2001 yılında gerçekleşen 11 Eylül saldırıları ve Türkiye nin 2003 yılında 1 Mart Tezkeresi ile Irak Savaşı na karşı çıkması, Türk-Rus ilişkileri bağlamında belirleyici olmuştur. New York ta bulunan Dünya Ticaret Örgütü ne karşı gerçekleştirilen terör saldırıları sonrasında, hem Ankara hem de Moskova uluslararası terörizme karşı savaşmaya hazır olduklarını belirtmişti. İki ülkeyi yakınlaştıran bir diğer önemli gelişme, Türkiye Büyük Millet Meclisi nin (TBMM) ABD askerlerinin Irak Savaşı için Türkiye topraklarını kullanmasını Mart 2003 te reddetmesi olmuştur. TBMM nin 1 Mart 2003 te ABD kuvvetlerinin Türkiye üzerinden Irak a karşı kuzeyden yeni bir cephe oluşturmasını reddetmesi ile Rusya nın gözünde Türkiye, ulusal çıkarları gerektirdiğinde müttefiklerine karşı çıkabilen bağımsız bir dış politika aktörü olarak görülmüştür. 8 TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

2. 2 Rusya-Gürcistan Savaşı Ağustos 2008 de gerçekleşen Rusya-Gürcistan Savaşı da bölgesel iki kilit aktörün ilişkilerini doğrudan etkilemiştir. 9 Savaş sırasında Washington, Karadeniz üzerinden Gürcistan a insani yardım ulaştırmak için harekete geçtiğinde Rusya Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Montreux Anlaşması nı gündeme getirmiştir. Montreux Anlaşması na göre Karadeniz güçlerine ait olmayan savaş gemileri, amaçları ne olursa olsun Karadeniz de 21 günden uzun bir süre kalamaz. Gürcistan Savaşı sırasında Türkiye, Montreux Anlaşması nın şartlarına uygun davranmış ve teknik gerekler karşılanmadığından ABD ye ait iki büyük hastane gemisinin Boğazlar üzerinden Karadeniz e girmesini engellemiştir. Gürcistan Savaşı süresince Türkiye nin izlediği politikalar ve ABD gemilerinin Karadeniz e girmesinin engellenmesi, Ankara nın bölgesel krizleri bölgesel dinamikler doğrultusunda çözme eğiliminde olduğunu göstermiştir. Diğer taraftan Türkiye, hâlihazırda Montreux Anlaşması ile belirlenen boğazlar rejiminin korunmasından yana tavrını da bir kez daha göstermiştir. 10 Bahsedilen iki kritik olay bağlamında Türkiye nin bölgesel nitelikli gelişmelere karşı ihtiyatlı davrandığı ve hassas dengeleri gözettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca Türkiye bölgesel çatışmaların çözümü için Kafkasya İstikrar ve İşbirliği Platformu nun oluşturulmasını önermiştir. Söz konusu dış politika tercihleri uluslararası düzeyde çok kutuplu bir sistem tahayyülüne sahip Kremlin nezdinde oldukça olumlu karşılanmıştır. 11 22 3. İkili İlişkilerin Güncel Dinamikleri Ankara ve Moskova arasındaki diplomatik trafik 2000 lerin başından itibaren yoğunlaşmıştır. Bir yandan yüksek düzeyli ziyaretler rutin hale gelmeye başlarken diğer taraftan ise kriz dönemlerinde resmi ve gayri resmi görüş alışverişleri, uygulamada yeni norm haline gelmiştir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin in 2000 yılında Başkan olarak seçilmesi sonrasında Aralık 2004 te Ankara yı ziyaret etmesiyle Putin, SSCB nin dağılmasından sonra Türkiye yi ziyaret eden ilk Rus devlet başkanı olmuştur. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ın Moskova yı Ocak 2005 te ziyaretiyle ise ikili ilişkiler yeni bir aşamaya ulaşmış, bu ziyaretler sonrasında üst düzey görüşmelerde dikkat çekici bir artış yaşanmıştır. İlter Turan ın belirttiği üzere Türkiye-Rusya ilişkilerinde hem rekabet hem de işbirliği unsurlarını görmek mümkündür. İşbirliği, herşeyden önce Soğuk Savaş döneminde Türkiye-Rusya ilişkilerinin doğasını belirleyen ideolojik kutuplaşmanın geçmişte kaldığı farkındalığından kaynaklanmaktadır. Hem Avrupa ülkeleri hem de bir kurum olarak AB Rusya yla barışçıl ilişkilere sahip olmak istemektedir. En az bunun kadar önemli bir başka durum ise Türkiye ve Rusya nın önünde ikili ekonomik ilişkileri geliştirmek için kayda değer fırsatların bulunuyor olmasıdır. İki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin hacminde önemli bir artış gözlemlenmiş olması da buna işaret etmektedir. Ayrıca ortak işbirliği alanları ekonomiyle de sınırlı değildir; güvenlik, kültür ve eğitim alanlarında yeni fırsat pencereleri mevcuttur. Ancak rekabet sisteminin doğasından kaynaklanan ve göz ardı edilemez bir faktör olarak önemini korumaktadır. 12 ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)

Tablo 1. Türkiye-Rusya Arasındaki Yüksek Düzeyli Resmi Ziyaretler (2000-2012) Şehir Tarih Başbakan Mikhail Khazyanov & Başbakan Bülent Ecevit Ankara Ekim 2000 Dışişleri Bakanı Igor Ivanov & Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bülent Ecevit ve Dışişleri Bakanı Ankara Haziran 2001 İsmail Cem Devlet Başkanı Vladimir Putin & Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara Aralık 2004 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan & Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova Ocak 2005 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan & Devlet Başkanı Vladimir Putin Sochi Temmuz 2005 Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer & Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova Haziran 2006 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül & Devlet Başkanı Dmitri Medvedev Moskova Şubat 2009 Başbakan Vladimir Putin & Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara Ağustos 2009 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan & Devlet Başkanı Dmitri Medvedev Moskova Ocak 2010 Devlet Başkanı Dmitri Medvedev & Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara Mayıs 2010 Başbakan Vladimir Putin & Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Haziran 2010 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan & Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova Mart 2011 Başbakan Recep Tayyip Erdoğan & Devlet Başkanı Vladimir Putin Moskova Haziran 2012 Devlet Başkanı Vladimir Putin & Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ankara Aralık 2012 Kaynak: Rusya Fedarasyonu Ankara Büyükelçiliği 23 Son dönemde ikili ilişkileri etkileme potansiyeline sahip gelişmelerden biri de Ekim 2012 de Rusya dan Suriye ye giden Suriye havayollarına ait yolcu uçağının Esenboğa Havalimanına indirilmesi olmuştur. Moskova dan kalkan ve içlerinde Rus vatandaşlarının da bulunduğu 35 yolcu taşıyan uçağın inişe zorlanması, Türkiye-Rusya ilişkilerinde gerilimin kısa süreli de olsa yükselmesine neden olan örneklerden biri olmuştur. Başbakan Erdoğan uçakta Rus askeri teçhizatlarının olduğunu belirtmişse de Moskova iddiaları reddetmiş ve uçaktaki kargonun sadece yedek parçalardan ibaret olduğunu ifade etmiştir. Yaşanan uçak krizi sonrasından Ekim 2012 de gerçekleştirilmesi planlanan Üst Düzey İşbirliği Konseyi nin (ÜDİK) toplantısının Rusya Devlet Başkanı Putin in sağlık sorunları dolayısıyla ertelenmesi, çoğu çevrelerde yolcu uçağı kriziyle bağlantılandırıldıysa da krizin gerçekleşmesinden birkaç gün sonra Putin in ziyaretinin 3 Aralık 2012 ye ertelendiği açıklanmıştır. Söz konusu açıklama, ikili ilişkilerde bir kopuşun yaşanmayacağına dair güçlü bir mesaj anlamına gelmiştir. 13 Her ne kadar basın uçak krizi ne yoğunlaştıysa da liderler konunun üzerinde durmamaya özen göstermiştir. Rusya nın Ankara Büyükelçisi Vladimir İvanovski Putin in Ankara ziyareti öncesinde yaptığı açıklamada, Moskova dan Şam a hareket eden uçağın indirilmesi konusunun Başkan Putin in gündeminde olmayacağını açıklaması da liderlerin krizin daha da derinleşmesini önleme yönünde bir karar aldığını göstermiştir. 14 TÜRKİYE-RUSYA İLİŞKİLERİ: REKABETTEN ÇOK YÖNLÜ İŞBİRLİĞİNE

Türkiye ve Rusya, Suriye konusundaki farklılıklarını bir kenara koyarak ekonomik ve diğer muhtelif alanlardaki ilişkileri yoğunlaştırmaya odaklanmış görünmektedir. Bu seçimin en çarpıcı örneklerinden biri hem Türkiye nin hem de Rusya nın uçak krizi ni yönetmek konusunda gösterdikleri hassasiyet olmuştur. Yine de ikili ilişkilerde çıkarların ortaklaştırılamadığı pek çok konudan da bahsetmek mümkündür. Zira ne uçak krizinin, ne Suriye konusundaki anlaşmazlığın ne de Türkiye-Suriye sınırına Patriot sistemlerinin yerleştirilmiş olmasının ikili ilişkileri etkilemediği söylenemez. Ancak son derece önemli olan bu konularda anlaşmazlıklar, ekonomik, kültür ve güvenlik gibi pek çok alanda işbirliğinin devam ettiği gerçeğini değiştirmemektedir. Sonuç olarak bölgesel ve küresel nitelikli anlaşmazlıklara rağmen, iki ülkenin rekabet alanlarından ziyade işbirliğine odaklandığını pek çok örnek olay üzerinden görmek mümkündür. 4. Fırsatlar ve Potansiyel Sorunlar Türkiye ve Rusya bulundukları coğrafya itibarıyla gerek Kafkaslar da, gerek Balkanlar da ve gerekse de Ortadoğu daki pek çok çatışmadan etkilenmektedir. Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki Dağlık Karabağ sorunu ve Gürcistan ile Abhazya bölgesi arasında yaşanan anlaşmazlıklar, Ankara ve Moskova nın söz konusu anlaşmazlıklarda farklı tarafları desteklediği için ikili ilişkileri etkileme potansiyeline sahiptir. Yine de 1990 ların başından bu yana hem Türkiye ve Rusya arasındaki siyasi ilişkiler hem de ilişkilerin genel jeopolitik bağlamı büyük ölçüde değişmiştir. 24 Avrasya ve Ortadoğu bölgelerinde Ankara ile Moskova arasında kırılganlık yaratabilecek sorunlar mevcut olsa da, Fyodor Lukyanov bu anlaşmazlıkların ikili ilişkilerin bir yan ürünü olarak ortaya çıkmadığına dikkat çekmektedir. Rusya ve Türkiye arasındaki işbirliği yoluyla söz edilen sorunların hepsinin çözülmesi mümkün değildir. Ancak Lukyanov a göre Ankara ve Moskova iki taraftan da farklı kişilerin katılımıyla Aspen Stratejik Grubu na benzer özel bir grup oluşturabilir. 15 Bu bağlamda ilişkilerde fikir alışverişinde bulunulacak sürekli bir forum ihtiyacı olduğu görülmektedir. Raporun bu bölümünde bölgesel dinamikler çerçevesinde öne çıkan bazı alanlara değinilecektir. 4. 1 Kafkasya ve Orta Asya Güney Kafkasya her zaman olduğu gibi Türkiye ve Rusya nın güvenli ve istikrarlı bir bölge oluşturma çabalarının test edildiği alan olmaya devam edecektir. Yakın geçmişte söz konusu çabaların sonuç verdiği örmekler görmek mümkündür. Türkiye nin Ağustos 2008 de gerçekleşen Rusya-Gürcistan Savaşı ndan sonra oluşturmaya çalıştığı Kafkas Platformu nun Rusya dan destek bulması bu durumun bir örneğini oluşturur. İkinci olarak Rusya nın Azerbaycan ve Ermenistan ı Dağlık Karabağ sorununun çözümü için birarayagetirme konusundaki çabaları da dikkat çekicidir. Üçüncü olarak Rusya nın, Türkiye ve Ermenistan arasında imzalanan protokollere verdiği destek, Moskova nın iyi niyetinin bir başka güçlü göstergesi olmuştur. Bu destek aynı zamanda Rusya ve Türkiye nin Güney Kafkasya da barışa ve güvenliğe dayalı ortak bir vizyonu paylaştıklarını göstermiştir. Oktay Fırat Tanrısever e göre söz konusu çabalar daha çok sorun ULUSLARARASI STRATEJİK ARAŞTIRMALAR KURUMU (USAK)