BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM



Benzer belgeler
BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

DUYGU ODAKLI ÇİFT TERAPİSİ

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

GELİŞİMSEL NÖROBİYOLOJİ VE BAĞLANMA KURAMI. Dr. Allan N. SCHORE

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BİRLEŞTİRİLMİŞ PSİKOTERAPİ. Jeffrey J. MAGNAVITA, PhD, ABPP

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

Kızla İlk Buluşmada Nasıl Sohbet Edilir? Hızlı Bağ Kurma Teknikleri

Masterson Yaklaşımı Eğitimi Kişilik Bozukluklarının Psikanalitik Psikoterapisi

Kısa Süreli Dinamik Psikoterapi (TLDP) Eğitimi Modül-I Ağustos 2016 İbrahim Sarı MD, MSc

MASTERSON YAKLAŞIMINA GENEL BAKIŞ. Tahir ÖZAKKAŞ M.D., Ph.D.

KLİNİK PSİKOLOJİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 11. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

ÇOCUKLAR İÇİN OYUN TERAPİSİ BİLGİLENDİRİCİ EL KİTABI. Oyun Terapisi Nedir? Oyun Terapisti Kimdir?

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

KERNBERG GÜNLERİ II III

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

ÇOCUK ve ERGEN BDT EĞİTİMİ. 4 Modül - 64 Akademik Saat. Çocuk ve Ergen Odaklı. Bilişsel Davranışçı Terapi Eğitimi Bilgilendirme Klavuzu EĞİTİMCİ

> > ADAM - Yalnız... Şeyi anlamadım : ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik

Okuyarak kelime öğrenmenin Yol Haritası

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

Ebru ÖZKURT TOPCU. Uzman Klinik Psikolog. Aile ve Çift Terapisti

Bugün kadın ve erkeğin daha eşit olacağı bir toplumda yaşamak için sen ne yapacaksın?

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

OKUL MÜDÜRÜMÜZLE RÖPORTAJ

Asistanlıkta Psikoterapi Eğitimi Neden Önemlidir? Doğan Şahin İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri AD Sosyal Psikiyatri Servisi

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 11. DÖNEM

GEDİZ ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI


Bilinen hikayedir. Adamın biri, akıl hastanesinin parmaklıklarına yaklaşmış. İçeride gördüğü deliye:

ATBÖ Sürecinde Ölçme-Değerlendirmeye Hazırlık: ATBÖ Yaklaşımı Nasıl Bir Ölçme Değerlendirme Anlayışını Öngörüyor?

Bir gün Pepe yi görmeye gittim ve ona : Anlayamıyorum her zaman bu kadar pozitif olmak mümkün değil, Bunu nasıl yapıyorsun? diye sordum.

KİTAP GÜNCESİ VIII. GELENEKSEL KİTAP GÜNLERİ SAYI:3

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 12. DÖNEM

Herkese Bangkok tan merhabalar,

Meme Kanseri Taraması Hakkında Kısa Film*. *Central and East London Breast Screening Service tarafından hazırlanmıştır.

Psikoloji Doktoru Ve Psikiyatristin Farkı

Böbrek Hastalıklarında Yaşanan Ruhsal Sıkıntılar; Yaşamı Nasıl Güzelleştirebiliriz? Prof.Dr.Oğuz Karamustafalıoğlu Üsküdar Üniversitesi

DÜZEY B1 Avrupa Konseyi Ortak Dil Ölçütleri Çerçevesinde BÖLÜM 4 SINAV GÖREVLİSİNİN KİTAPÇIĞI. Dönem Kasım 2009 DİKKAT

KARŞI AKTARIM VE PSİKOTERAPÖTİK TEKNİK

EFT ile POZİTİF HAYAT EĞİTİMİ EFT NEDİR?

Dersin Grubu. Dersin Kodu. Yarıyıl. Dersin Adı. Bölüm Zorunlu. 1 1 PSY101 Psikolojiye Giriş-I. Bölüm Zorunlu. 2 2 PSY102 Psikolojiye Giriş-II

SORU-- Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

CİNSEL TERAPİ EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI

Örnek Tarot Okuması

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

Öğrencilerin çektiği fotokopiye yasal formül şart!

PSİKOLOJİK BOZUKLUKLARIN TEDAVİSİ. PSİ154-PSİ162 Psikolojiye Giriş II

Anneye En Güzel Hediye Olarak Ne Alınması Gerekir?

İŞARET DİLİNİN GELİŞİMİ KURUMLARARASI İŞBİRLİĞİNE BAĞLIDIR - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

Şimdi olayı şöyle düşünün. Temel ile Dursun iddiaya giriyor. Temel diyor ki

Koç Üniversitesi nde ders verme tecrübelerim BURAK ÖZBAĞCI 2013

ULUSLARARASI TRAVMA ÇALIŞMALARI PROGRAMI - İSTANBUL - NEW YORK İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

KERNBERG GÜNLERİ-II. Otto F. KERNBERG AKTARIM ODAKLI PSİKOTERAPİ. Atölye Çalışması Metinleri. Psikoterapi Enstitüsü

ERGENLERDE İNTERNET BAĞIMLILIĞI

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 7. DÖNEM

Doğuş Üniversitesi, KLİNİK PSİKOLOJİ İstanbul ( % 100 Burslu)

Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız? Bugüne kadar hangi okullarda okudunuz?

ΕΘΝΙΚΟ & ΚΑΠΟΔΙΣΤΡΙΑΚΟ ΠΑΝΕΠΙΣΤΗΜΙΟ ΑΘΗΝΩΝ ΤΜΗΜΑ ΤΟΥΡΚΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ ΚΑΙ ΣΥΓΧΡΟΝΩΝ ΑΣΙΑΤΙΚΩΝ ΣΠΟΥΔΩΝ Μάθηµα : ΤΟΥΡΚΙΚΗ ΓΛΩΣΣΑ II ΔΕΞΙΟΤΗΤΕΣ ΣΤΟΝ

TURK101 ÇALIŞMA 6 ZEYNEP OLGUN MAKİNENİN ARKASI

GİZEMLİ KUTULAR PROGRAMI ÖĞRENCİ GÖRÜŞLERİ

þimdi sana iþim düþtü. Uzat bana elini de birlikte çocuklara güzel öyküler yazalým.

:48 FİLİZ ESEN-BİROL BAŞARAN

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

5 Yaş : En sevdiğim arkadaşım Yaş : Kurallar ve törenler 9-11 yaş : Kuvvetlenen Arkadaşlık Bağları

TATÍLDE. Biz, Ísveç`in Stockholm kentinde oturuyoruz. Yılın bir ayını Türkiye`de izin yaparak geçiririz.

ETKİLİ İLETİŞİM BECERİLERİ. İLETİŞİM ve SÜRECİ

Budist Leyko dan Müslüman Leyla ya

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 10. DÖNEM

ÇAYLAK. Çevresinde güzel bahçeleri olan bir villaydı.

KERNBERG GÜNLERİ-I. John F. CLARKIN. Borderline Kişilik Bozukluğunda Aktarım Odaklı Psikoterapi. Atölye Çalışması Metinleri. Psikoterapi Enstitüsü

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK

BAYILAN ÇOCUK. 3.BAHAR PEDĠATRĠ GÜNLERĠ BAġKENT ÜNĠVERSĠTESĠ ADANA UYGULAMA VE ARAġTIRMA MERKEZĠ MART 2016

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

Şef Makbul Ev Yemekleri'nin sahibi Pelin Tüzün Quality of magazine'e konuk oldu

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 9. DÖNEM

Hipnoz durumu nedir? H İ P N O Z NE DEĞİLDİR? NEDİR? Uyku Uyanık bir durum. Bilinçsiz bir durum Rahatlama durumu. Aldanma Hayalinizde canlandırma

HEM DÜŞÜNECEĞİZ, HEM ÖĞRENECEĞİZ HEM DE SÜRPRİZ HEDİYELER KAZANMA ŞANSINA SAHİP OLACAĞIZ.

O sabah minik kuşların sesleriyle uyandı Melek. Yatağından kalktı ve pencereden dışarıya baktı. Hava çok güzeldi. Güneşin ışıkları Melek e sevinç

ANKARA ÜNİVERSİTESİ TÖMER TÜRKÇE ÖĞRETİM ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ TÜRKÇE SINAVI

BİR ÇOCUĞUN OYUN TERAPİSİ HAKKINDAKİ İLK KİTABI

BAĞLANMA ve TERAPİ DE BAĞLANMA YRD.DOÇ.DR.ESRA PORGALI ZAYMAN İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ PSİKİYATRİ AD

Bu yaklaşımlar anne babaların kafasını oldukça meşgul eden şu soruyu akla getiriyor:

İki MVP, Türkiye Finans ta

Beyni geliştirmek ve zekâmızı parlatmak mümkün. Beyin, yeni bilgiler ve beyin faaliyetleri ile gelişir ve büyür.

Transkript:

BÜTÜNCÜL PSİKOTERAPİ 8. DÖNEM MART DERS NOTLARI Editör Dr. Tahir ÖZAKKAŞ i

Psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları: 116 Bütüncül Psikoterapi 8. Dönem Mart 2010 Ders Notları ISBN 978-605-5241-64-3 Copyright Psikoterapi Enstitüsü Tüm hakları saklıdır. Yayıncının izni olmaksızın tümüyle veya kısmen yayımlanamaz, kısmen de olsa çoğaltılamaz ve elektronik ortamlarda yayımlanamaz. Birinci baskı: Ekim 2012 Editör: Tahir Özakkaş Yayıma hazırlayan: Sevgi Çorabatur & Menekşe Arık Katkıda Bulunanlar: Sibel Kaytaz, Pelin Aksu Baskı: İklim Ofset Nişanca Mah. Arpacı Hayrettin Sok. No:21 Eyüp/İstanbul Tel: 0212 577 77 45 www.iklimmatbaa.com PSİKOTERAPİ ENSTİTÜSÜ EĞİTİM ARAŞTIRMA SAĞLIK ORGANİ- ZASYON VE DANIŞMANLIK LTD. ŞTİ. Eğitim ve Kongre Merkezi: Fatih Sultan Mehmet Caddesi Darıca-KOCAELI Tel : 0262 653 6699 Fax : 0262 653 5345 Merkez: Bağdat Caddesi No: 540/8 Bostancı-İSTANBUL / TÜRKİYE Tel : 0216 464 3119 Fax : 0216 464 3102 www.psikoterapi.com - www.psikoterapi.org - www.hipnoz.com ii

SUNUŞ nsanlık tarihi boyunca, her toplumda psikolojik rahatsızlıkları İ tedavi etmeye yönelik girişimler olmuştur. Bu alanda yapılan girişimler sonucu ortaya çıkan pek çok farklı ekolün savunucuları, kendi ekollerini yüceltme ve diğer ekolleri küçümseyerek ötekileştirme yoluna gitmiştir. Ancak buna rağmen farklı yaklaşımlardan bilgiler edinerek kuramını zenginleştirmeye ve bu alanda çalışmalar yapmaya başlayan öncü terapistler, psikoterapide bütünleşmeyi sağlayarak alandaki bölünmeleri büyük oranda azaltmıştır. Bütüncül psikoterapi, hastanın bilişlerinin, davranışlarının, kişiliğinin ve duygusal süreçlerinin yeniden düzenlemesine yardımcı olmak için pek çok farklı ekolden faydalanarak daha gerçekçi, uyumlu ve esnek bir çalışma alanı sunar. Eğitimini verdiğimiz bütüncül psikoterapi, zamanzaman eklektik ve asimilatif, genellikle de entegratif ve ortak faktörler üzerine kurulmuş bütüncül bir yaklaşımı içerir. Bireye, teori odaklı değil danışan odaklı bakmaya çalışan bütüncül psikoterapiler, farklı yaklaşımların bileşenlerini bir araya getirerek terapisti geniş bir vizyona ulaştırır. Bu amaçtan yola çıkarak, çeşitli bilimsel etkinlik, araştırma, eğitim ve yayın çalışmalarıyla, ülkemizde bütüncül psikoterapi uygulamalarının gelişimine öncülük etmekten gurur duyuyoruz. Elinizdeki bu ders notları, ruhsal bozuklukların tedavisinde tek bir psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmak-tansa elindeki veriyi kullanarak uygulanabilecek en iyi tekniği ve teoriyi arayan bütüncül yaklaşımlı terapistler yetiştirme adına verilen Bütüncül Psikoterapi Teorik iii

Eğitimi 8. Grubunun Mart ayı deşifrelerini sunmaktadır. Bu ders notları, eğitim deşifresinin derlemesi olma özelliğiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş bir yayın niteliği de taşımaktadır. Bu ders notlarında, Masterson ın Terk Depresyonu Kuramı, Kendilik Bozuklukları, Borderline Kendilik Örgütlenmesi, Şizoid, Paranoid, Şizotipal Kişilik Bozukluğu, Kendilik Bozukluklarına Terapötik Yaklaşım ve Tedavisi, Kendilik Bozukluklarının Kültürel Yapı ve Nörobiyolojik Açıdan Değerlendirilmesi konuları ele alınmaktadır. Bütüncül psikoterapiler de insanın ruhsal yapısının gelişiminde olduğu gibi zamanla özerkleşecek, bireyselleşecek ve ayrışarak psikoterapi ruhunu ayakta tutacaktır. Psikoterapi uygulayıcıları için önemli olduğunu düşündüğümüz bu eğitim ders notlarını, sizlerin ilgisine sunmaktan kıvanç duymaktayız. Keyifli okumalar dileriz Tahir ÖZAKKAŞ Psikoterapi Enstitüsü Başkanı iv

İ Ç İ N DE K İ L E R MART 2010 1. GÜN 1 MASTERSON IN TERK DEPRESYONU KURAMI TARİHÇESİ VE TEORİNİN DAYANAKLARI... 3 2 KENDİLİK ÜÇLÜSÜ-MAHŞERİN ALTI ATLISI... 36 3 BORDERLİNE KENDİLİK ÖRGÜTLENMESİ... 85 4 BORDERLİNE KENDİLİK BOZUKLUĞU... 136 MART 2010 2. GÜN 5 ŞİZOİD-PARANOİD-ŞİZOTİPAL KİŞİLİK BOZUKLUĞU... 179 6 ŞİZOİD KENDİLİK BOZUKLUĞU... 224 7 ŞİZOİD KENDİLİK BOZUKLUĞU (Devam)... 265 8 ŞİZOİD HASTALARIN SAVUNMA SİSTEMLERİ... 316 MART 2010 3. GÜN 9 KENDİLİK BOZUKLUKLARINA TERAPÖTİK YAKLAŞIM VE TEDAVİSİ... 357 10 KENDİLİK BOZUKLUKLARINA TERAPÖTİK YAKLAŞIM VE TEDAVİSİ... 407 11 ÖRNEK VAKANIN ROL PLAYING İLE DEĞERLENDİRİLMESİ... 436 12 KENDİLİK BOZUKLUKLARININ KÜLTÜREL YAPI VE NÖROBİYOLOJİK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ... 480 v

Mart 2010 1. GÜN

1 MASTERSON IN TERK DEPRESYONU KURAMI TARİHÇESİ VE TEORİNİN DAYANAKLARI T ahir Özakkaş: Ne yaptın bir ay? (Burada hoca kursiyerlerden birine sordu) Kursiyer: Ben Masterson eğitimi için sizin yazdığınız yazıyı okudum. O çok güzel bir özet olmuş, ana hatlarıyla konuyu anlatmışsınız orada. Zaten Masterson ın önceki eğitim notlarını okumuştum, onları tekrar ettim. Heyecanlıyım, Masterson ı bekliyorum dört gözle, bakalım neler öğreneceğiz? Tahir Özakkaş: Masterson ın hepsini toparlayacağız bu ay herhalde. Kursiyer: Hep bahsediyoruz zaten, yüzeysel değindik ama her derste de böyle Masterson sormaya niyetli insanlardık burada, bu ders inşallah öğreneceğiz. Tahir Özakkaş: Güzel! Nasıl, hasta almaya başladın mı? (Hoca bir diğer kursiyere soruyor)

Kursiyer: Yok hocam ben daha orada kameraları falan düzeltiyorum, ilk görüşme alıyorum. Şimdilik böyle, bir iki ay sonra başlayacağım inşallah. Biraz daha donanımlı başlamak istiyorum. Çok ağır vakaları, preödipalleri almayacağım. Ödipal bir vaka da gelmedi daha. Tahir Özakkaş: Peki stres, sınav kaygısı, destek bu tür vakalar olmuyor mu? Kursiyer: Olmadı, olsa alacağım ama gelmedi. Şu anda gelen birkaç tane var, mesela borderline var, henüz buna girmeyeyim dedim. Beğendiniz mi hocam ofisimizi? Tahir Özakkaş: Beğendim tabi ki. Ofisine gittim de. Beni çok güzel ağırladılar. Kursiyer: Ben bir şey söylemek istiyorum; ama nasıl ifade edeceğimi de bilemiyorum. Kuramları keyifle okuyorum. Bazılarıyla çatışıyorum, bazıları daha iyi geliyor; ama bu sefer karşı aktarımımı kontrol edemediğimi, karşı aktarımla ilgili bir problemim olduğunu fark ettim. Bir endişe içerisindeyim, ben bu işi yapabilir miyim acaba diye. Kaygılıyım, benim karşı aktarımım bayağı oluyor yani. Eskiden karşı aktarımı ilk öğrendiğimde, ne var bunda, karşı aktarım benim elimde diye düşünüyordum. Sonra fark ettim ki ben duygularımı çok önemsemediğim için karşı aktarımı basit bir şey olarak algılamışım. Bunu hissedince de sıkıldım karşı aktarım konusunda. Özellikle preödipallerle çalışırken ya da çalışabilir miyim bilmiyorum. Ben biraz kaygı duyuyorum. Tahir Özakkaş: Karşı aktarımın farkına vardım diyorsun. Onuncu ayında farkına varılıyor, yirminci ayında durduruluyor, otuzuncu ayda kontrol altına alınıyor. 4 8. BPT MART DERS NOTLARI

Kursiyer: Şu anda kadın doğum hastalarıyla diyaloğa girdiğimde bile bakıyorum ağlıyorum ben, bazen öfkeleniyorum ve öfkemi üstü kapalı bir şekilde yansıtıyorum. Kursiyer: Bütüncül psikoterapide var bunlar, Masterson da yok ama. Bizim bütüncül yaklaşımımız biraz daha insani, biraz daha yumuşatılmış, biraz daha doğu kökenli. Bizim hastayla hafif gözlerimiz dolar, onunla birlikte heyecanlanırız, insani tarafımızı biraz gösteririz; ama orada da onun dümenine girmemek lazım. Evet, ben seni hissediyorum; çünkü ben de bir insanım, benim de duygularım var. Bu duyguları gel birlikte kontrol edelim, bakalım şeklinde bir yaklaşım tarzı bütüncülün içinde var; ama saf Masterson uygulayacaksak orada bunları kontrol altına almak zorundayız. Kursiyer: Bir yandan da gözleyen benimin geliştiğini fark ediyorum; çünkü yaptığım birçok harekette aklileştirmelerimi azaltıp herkese söylemesem bile kendi içimde ha bunu da bundan yapıyorum şeklinde kendi kendime bazı şeyleri söylemeye başladım. O açıdan güzel. Onun dışında biraz ders kayıtlarını dinliyorum. Geriye dönüp baktığımda derste fark etmediğim ayrıntıları şimdi fark ediyorum. O zaman ben onları alabilecek durumda değilmişim. Belki ben bu alanda çok bilgisiz olduğum için alacağım çok şey var. Böyle bir durumdayım ben. Tahir Özakkaş: Daniel Stern in bir kitabını tercüme ettiriyoruz şu anda, ben de onun redaksiyonunu yapıyorum. Orada terapi gören hastaya yıllar sonra sormuşlar, "terapiden fayda gördüğünü söylüyorsun, terapiden aklında kalan ne" demişler. Hasta, terapist günün birinde beni uğurlarken elimi tuttu, öbür eliyle de elimi iki eli arasına aldı, bu duygu da benim hiç unutamadığım ve beni iyileştiren şey demiş, yani o kadar bilgi, o kadar eğitim değil, bir tane insani öz. Burada da ilişkisel analiz dediğimiz iki tarafın birbirini Masterson Terk Depresyonu Kuramı 5

etkilemesi söz konusu ve bu etkilemesinden yeni bir anlam ortaya çıkıyor. Her an dinamik bir ilişki vardır. Tek taraflı değildir ilişki. İki kişilik tedavi deniyor buna, iki kişinin yeniden anlam üretmesi olarak değerlendiriliyor. Masterson veya diğer klasik dinamik ekollerde olduğu gibi terapist nötr ve etkilenmeyen, öbür tarafta patolojilerinin farkına vararak etkileyen değil de iki tarafında birbirini etkilediği, bu etkinin olumlu anlamda devam ettiği, yeniden anlamlandırıldığı bir süreçtir terapi. Bu ifade seni biraz rahatlattı galiba. Daniel Stern i de zamanı gelince sizinle paylaşacağım, anlatacağım. Evet, M onu rahatlattık sıra sana geldi. Kursiyer: Bende bu onuncu aydan sonra şöyle düşünceler oldu. Bilgileri aldıkça, ilerledikçe bu hoşuma gitmeye başladı, bazı şeyleri daha net görmeye başladım. Bu anlamda benim için iyi oldu. Ama G nin bahsettiği anlamda aktarım ve karşı aktarım olayını ben de zaman zaman düşündüm. Yani Kohut un dediği eşduyumsal empatiyi derinliğine yapabilecek miyiz? Yoksa bunun için bireysel bir analiz mutlaka gerekecek mi? Böyle bir kaygı oluştu sadece. Yani sağ beyinden sağ beyine iletişime girebilmem çok önemli tabi ki. Kohut un yaptığı farklı açıklamalar bana bir açıklık getirdi, o güzel oldu. Tahir Özakkaş: Şimdi M nin kültürel öğelerine Odysseus un hikayesi daha çok uyuyor, babayla çatışan değil, babayla uzlaşan bir yaklaşım. Bizim kültürümüze de o uygun. Kursiyer: Hocam onlar bizim anne babamız, iyisiyle kötüsüyle. Biz böyle her şeyde onları suçlayarak nereye kadar gideceğiz acaba? Sadece suçlamayla mı kalıyor yoksa barışacak mıyız? Bence anne babamın bana davranışının yüz tanesinin belki beş altı tanesi hatalı olmuştur ama netice itibariyle de doksan beşi de çok iyidir yani. 6 8. BPT MART DERS NOTLARI

Tahir Özakkaş: O kadar karşı aktarım kokuyor ki bu. Evet, ben senin anne babanı kurtarırım hiç endişelenme, onlar çok iyi insanlar. Kursiyer: Ama Kohut ile ilgili güzel duygular yaşadım. Kohut bize biraz daha uygun. Selfin İdealize edilmiş ebeveyn imagosu ve grandiyöz kendilik arasında gidip gelmesi de güzel, onları gerçekten görebiliyoruz artık. Tahir Özakkaş: Artık dışarıya baktığınız zaman bazı şeyler gözünüze görünüyor. Kursiyer: Bazen altınızdakilere karşı insanda grandiyöz kendiliğin kabarması, üstünüzdekilere karşı idealize edilmiş ebeveyn imagosunun kabarması, kişinin ona sığınmasını görmek Tahir Özakkaş: Birincil ve ikincil aynalanma eksikliğinin tatmin edilmeye çalışılması, var olma ihtiyacı. Şimdi ben eski toplantılarıma bakıyorum. İkide bir de söz almışım, konuşmuşum, oradaki duyguya bakıyorum meraktan mı diye? Yok, meraktan değil, ben de buradayım görün beni ihtiyacı var; ama ne yapayım eksik kalmış, ben de tamir edeceğim onu. Kursiyer: Bazen sorduğum soruyla ilgili kendime bakabiliyorum. Diyorum ki şu an sorduğum soruyu bilerek mi, başka bir şey almak için mi, kendi varlığımı ispat etmek için mi soruyorum? Ben onun cevabını kafamda halletmişsem, sormuyorum artık, kendimi engelliyorum. Tahir Özakkaş: Olgunluğa doğru adım. Kursiyer: İnşallah öyledir. Masterson ile ilgili gönderdiğiniz maili okudum. Orada çok güzel bir birleştirme yapmışsınız. Mahler otistik, sembiyotik dönemi gözlemlemediği halde teorisinde yer vermiş. Daniel Stern in bu manada yaptığı gözlem ve incelemelerin bilime Masterson Terk Depresyonu Kuramı 7

çok katkısı oluyor. Mahler aslında bilime ihanet etmiştir diyor Stern. Mahler daha çok borderline annelerle çalışarak onların çocuklarıyla olan ilişkilerini gözlemlemiş. Stern daha çok narsisist ailelerle çalışmış ve onları incelemiş. Bowlby de şizoidlerle çalışmış. O, çok güzel bir açıklama oldu. Tahir Özakkaş: Mikrofonu almak ve sazı çalmak isteyen var mı? Evet, Hatay tarafından alalım. Ne yaptınız bu ay, bu ay ne göreceğiz burada. Kursiyer: Biz çok yoğunduk hocam, koşturmaca içinde geçti. Tahir Özakkaş: Hani hastanız yoktu, bir sürü hasta gelmiş. İşleriniz açılıyor herhalde yavaş yavaş. Sınırlar açılsa Suriye den de çok gelen olacakmış. Kursiyer: Kohut tan sonra bu ay narsisist olduk. Konuları anlamak için onlardan biri oluyoruz, etrafımızdakilere çektirmeye başlıyoruz, sen busun, sen şusun diye Tahir Özakkaş: Şimdi burada her ay aldığınız eğitime göre hastalar değişiyor değil mi? Hepsi narsisist kategoriye giriyor, hepsi bordera giriyor. Kursiyer: Ama genel anlamda, on ayın sonunda geçmişte hiçbir şey öğrenmediğimi hissediyorum. Herkes diyor ki hastanın tanısı ne? Tanı ne diyorum. Tanı koymak çok kolay değil, panik atak yok bu hastada falan diyorum. Bu yaşadığı semptomu, geçer diyorum. Yani garip oldu. Tahir Özakkaş: Tam istediğimiz kıvama gelmiş vallahi, sevindim, hiçbir şey yapamayan, donup kalan ve bakan. Allah büyüktür. Cahil cesur olur biliyorsunuz. İlk aylarda tak tak teşhisler yapıyordunuz, davranışçılık, modelleme, linkleme öğrenmiştiniz. Bilişsel 8 8. BPT MART DERS NOTLARI

şemalar vardı, her şey yerli yerine oturuyordu. Fakat bilgiler geldikçe işler karışmaya başladı. Kursiyer: Hocam çıkış bulamayınca öyle diyoruz birbirimize İstersen biraz kognitif dene. Aslında bazı konularda kognitifi kullanmaya devam ediyorum ben, özellikle obsesyonlarda ya da ergenlerde sınav kaygısıyla gelenlerde. Tabi hiçbiri sınava karşı kaygılı değilmiş onu da gördük. Ne yapacağız şimdi? Sonra kitap okumaya çalıştık bu ay ilk kez kitapları anlıyorum, itiraf ediyorum. Terminolojiye daha aşinaydım. Tahir Özakkaş: Yani konunun altyapısına vakıf olunca tercüme denen kitaplar da anlaşılır hale geliyor, değilse asla anlamamız mümkün değil. Oradaki her bir kelime bir terime gidiyor, bir sisteme gidiyor. Şimdi sistem oturuyor artık kafamızda. Peki, G nin yaptığı gibi ilk aylardaki dersleri dinleme fırsatınız oluyor mu? Onları dinlerseniz çok kazançlı olacağınızı düşünüyorum. Ben, Masterson süpervizyonunu arabanın mp3 üne takıyorum, bir yerlere gider gelirken süpervizyon çalışmalarını oradan her gün dinliyorum. Teknoloji inanılmaz gelişti, sizde yolda, kafede dinleyebilirsiniz. Orada size anlatılanlarda çok farklı şeyler göreceksiniz, tekrar tekrar keşfedeceksiniz. Yani çok iyi bir eğitim kitaplığınız oluştu bu manada. Kursiyer: Önceleri her şeyi bildiğimizi düşünerek yazmıyorduk ya. Yani ben çok az yazıyordum, şimdi bakıyorum yazdıklarım var sadece, ara ara diğerleri geliyor; ama her halde sizden gördüklerimizle de bağlantılı, biz hastalarla da öyle çalışıyoruz. Hani eğitim dediğimiz bölüm var ya hücum terapide, seanslarda da o bilgiyi onlara veriyoruz. Tahir Özakkaş: Öğrenmenin en iyi yöntemlerinden biri hastalarınıza anlatmak. Bu ay ne öğrendiniz, bir iki uygun hasta mutlaka Masterson Terk Depresyonu Kuramı 9

vardır. Hemen o hastaları yakalayın anlatın, hem hastalar aynalanırlar iyi hissederler hem siz iyi hissedersiniz. Kursiyer: Hocam artık kitap satışlarınızda artış olacak herhalde. Ben çünkü her hastaya okutuyorum. İki haftada, üç haftada okuyan oluyor ama geneli okuyor zaten. Tahir Özakkaş: Pozitif döngüler de oluyor aslında. Hastalar kitabın dilini sade buluyorlar, yararlandıklarını söylüyorlar. Benim kimlik, kişilikle ilgili beş altı konferansım var, o konferansların olduğu CD lerden de kopyalar verirseniz onlar için de açılım olur. Evet, başka söz almak isteyen var mı? Masterson ile ilgili bir şey okuyan oldu mu bu ay? Kursiyer: Gerçek Kendilik... Kursiyer: Kişilik Bozuklukları... Kursiyer: Borderline Narsisistik Kişilik Bozukluğu. Kursiyer: Hocam Masterson ın Gerçek Kendilik kitabı zannedersem en son kitabı değil mi? Tahir Özakkaş: Yok, o değil nörobiyoloji kitabı. Kursiyer: Biz bu kitapları okurken tersine doğru mu okumalıyız yoksa temelden, onun başladığı yerden mi okumalıyız. Tahir Özakkaş: Onun başladığı yerden okumanızda fayda var yani o tarihsel süreci takip etmeniz iyi olur. Evet, konumuz Masterson. Konuyu anlatma süreciyle ilgili karara varamıyorum, önümüzde üç günlük bir süre var, bu süre Masterson ı anlatmak için yetersiz. Tarihi mi anlatayım, teoriye mi boğayım, direk işe yarar pratik terapistlik kısmına mı geçeyim, bunun ayarlarını vermekte zorlanıyorum. Tarihsel süreçle ilgili genel bilgi vermek, teorik yapılarıyla ilgili olarak da geçmiş aylarda 10 8. BPT MART DERS NOTLARI

Masterson a dair değindiğim konulara gönderme yapmak, üçüncü kısım olan uygulamada da diğerlerinden farkı nedir bununla ilgili bilgiler vermek istiyorum. Nasıl tedavi yapıyor, neyle uğraşıyor, ayırıcı tanıya nasıl gidiyor bunları konuşup, formülasyon aşamasında da bu bilgilerle bir hastanın formülasyonunu yapabilme kapasitenizin gelişmesini arzu ediyorum. Masterson ın tarihçesinden şöyle bir başlayalım. 1958-1960 yılları. Masterson has bel kader psikiyatrist olduktan sonra bir ergen kliniğinde çalışmaya başlıyor. Amerika da belirli merkezler var, bu merkezlerden bir tanesi de ergenlerin sorunlarıyla ilintili olarak çalışan bir hastane. Bu hastane 13-20 yaş arasındaki ergenlerin eyleme vurmaları, uyuşturucu kullanmaları, agresyonları, öfke nöbetleri, evden kaçmaları, uyumsuz davranışları gibi birtakım nedenlerden dolayı hastaneye yatırıldığı veya ayakta poliklinik hizmetlerinin verildiği bir kurum. Doktorlar, psikiyatristler, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, psikolojik danışmanlar var. Ekip çalışması perspektifinde bu ergenlere yardımcı olmaya çalışıyorlar. Bağımlılık tedavisi veriyorlar, depresyonlarını tedavi etmeye çalışıyorlar. Bunlar genellikle yolcu olan, yani bir handa geçici olarak bulunan ve yoluna devam eden yolcular gibi kabul edilen hastalar. Ben şöyle hayal ediyorum, doktor odasında psikiyatristler oturuyorlar bugün ne oldu, deli bir kız geldi, manyak bir oğlan geldi, yine jiletlemiş kendini, yine seninki geldi falan şeklinde muhabbet ediyorlar. Yani hastalar meze gibi konuşuluyor diye bir tasarım koydum, bu benim tasarımım, uydurmam. Masterson da genç bir psikiyatrist olarak bu insanların aralarına girmiş. Diğerleri aralarında ne olacak, bunlar ergen, gelir giderler, bir karış havadadır bunların akılları, birkaç yıl sonra hepsi toparlar diye bir yaklaşım sergiliyorlar. Klasik Anadolu da da, klasik devlet hastanelerinde de, ailelerimizin içerisinde, sülale geleneklerimizde de olan klasik Masterson Terk Depresyonu Kuramı 11

cümleler. Yani bunlar ergenlik dönemindeler, gençlik dönemindeler, delikanlıdır, adları üzerinde kanları deli akar bunların, bir müddet sonra durulur bunlar diyorlar. Masterson da peki diyor ve bu ergenlere kendilerine ve birbirlerine zarar vermesin diye sakinleştiriciler, yatıştırıcılar veriliyor, öfkelerini kontrol altına alıcı yöntemlerle tedavi edilip, taburcu olup gönderiliyorlar. Masterson diyor ki bunlar çok ciddi şikayetlerle geliyorlar buraya. Öfke nöbetleri, krizleri, depresyonları, eyleme vurmaları, seksle erken yaşta tanışmaları var. Ne zaman kendilerini kötü hissetseler seksle ilgili aşırı eyleme vurmaları var örneğin. Diğerleri diyorlar ki geçer bunlar. Masterson hocalarına diyor ki hocam geçer diyorsunuz da kitaplar karıştırdım, kitaplarda bu ergen kriziyle kliniklere müracaat edenlerin ergenlik dönemi geçtikten sonra sorunlarının geçtiğine dair herhangi bir kaynak bulamadım, lütfetseniz de, bunların geçtiğine dair mutlaka meta analizler yapılmıştır, yüz binlerce insan üzerinde çalışmalar yapılmıştır, en azından birkaç parçasını ben alsam. Cevap olarak, çok diyorlar, çok. Masterson, çok değil bana birkaç tane yeter diyor; ama bir araştırmaya giriyorlar ki maalesef bu konuyla ilgili yapılmış hiçbir çalışma yok. Masterson anlıyor ki ergenlerin ergenlik dönemindeki krizleri gelip geçicidir, bunlar delikanlıdır, bu dönemi atlatınca rahatlar yaklaşımı sadece bir şehir efsanesi. Psikolojik danışmanlar, psikologlar, psikiyatristler bunları geçici bir ergenlik dönemi krizi olarak değerlendirdiklerinde bu ergenlerle ilgili daha baştan tedbir alınması gerekirken, tedbir alma fırsatını elden kaçırıyorlar. İşte Masterson bunları incelediğinde bunlarla ilgili herhangi bir araştırmanın olmadığını gördü ve çok şaşırdı. Nasıl olur da böyle bir çalışma olmadığı halde bilim adamları buna dair net bir kanıt ileri sürerler ki bilim adamı demek elinde bir araştırmaya göre konuşan adam demektir yoksa kahvede herkes 12 8. BPT MART DERS NOTLARI

konuşur, Anadolu da herkes konuşur; ama sen doktorsun, sen profesörsün, sen doçentsin, akademisyensin. Sen nasıl olur da ergenlik problemleriyle gelmiş bir insanın problemlerini, bunlar geçicidir, delikanlıdır, ergenlik bunalımıdır cümleleriyle göz ardı edeceksin. Bununla ilgili kanıtın ne dediğimde, çok diyeceksin; ama bir tane bile gösteremeyeceksin. Ne yaptı Masterson kanıt olmayınca, bir dakika dedi bu benim görevim. Bu soru Masterson ın on iki yılını yedi. Önce bir dakika bu ergen bunalımı, ergen krizi şikayetiyle bizim hastanemize müracaat eden hastaların takip araştırmalarını yapacağım dedi. Girdi arşive o hastaneye müracaat edip, ergen bocalaması, kimlik krizi teşhisi almış hastaların takiplerini buldu. Beş yıl sonra o insanlarla konuştu ve görüştü. Çoğunun problemlerinin artarak devam ettiğini buldu. Hani geçiciydi, hani ergen bunalımıydı, beş yıl sonra yüzde ellisinin problemlerinin artarak devam ettiğini gördü. Yani ergenlik döneminde bir iki yıl sürer denilen tablonun gerçek olmadığını görünce bu şehir efsanesi yıkıldı. Masterson dedi ki burada çok ciddi klinik bir tablo var. Bir grup hasta var, bu bir grup hasta ergenlik döneminde bir kriz nedeniyle doktorların karşısına geliyor, doktorlar onlara gerekli yardımı yapmadıklarından dolayı bunların bunalımları ve problemleri derinleşerek devam ediyor. Bunu tespit etti mi şimdi, o zaman gerçek ergen bunalımıyla kalıcı olarak hastalığa neden olan tablolarını ayrıştırmak lazım diye düşündü. Demek ki bazıları ergen bunalımı denilen geçici bir dönemden geçiyor, bazıları da kalıcı bir sendromal yapı gösteriyor. Bunları daha yakından incelemeye başladı. Masterson, ergenler üzerine odaklandı, ergenlerin bir kısmının gerçekten ergenlik bocalaması, bir kısmının ise daha derin problemler yaşadığına dair kanıtlar toplamaya başladı. Dışarıdaki o krizleri, eyleme vurmaları, aşırı öfke nöbetleri nedeniyle ergenleri Masterson Terk Depresyonu Kuramı 13

aldılar hastaneye yatırdılar, bu ergenleri tedavi ettiler, onları sakinleştirdiler, onların öfkelerini, eyleme vurmalarını kontrol altına aldılar. Sonra onları rahat bıraktılar, önemsediler, onlara değer verdiler. Bu durumda hastaneye yatıp tedavi olan insanlar kendilerini mutlu, iyi ve değerli hissederler normalde. İlginçtir buradaki ergenler iyileştikçe depresyona girdiler. Onlar önemsendikçe, kendi oluşlarına önem verildikçe, kendilerini ortaya koymaları hastane şartlarında bir baskıya maruz kalmadan ifade edilince ve eyleme vurmaları önlenince hastalar depresyona girdi. Savunmaları elinden alındı. Yani seks, uyuşturucu gibi imkanları elinden alınınca ergenlerin depresyon, küntlük, suçluluk, değersizlik duyguları içine düştüğünü gördü. Nasıl olur? Bir insan hastaneye yatar iyileşir! Bunlar hastaneye yattı, seksten, uyuşturucudan uzak kaldı vesaire, bu insanların kendilerini daha iyi hissetmeleri lazım; çünkü bunların her birinin sonucunda kendilerini çok daha kötü hissediyorlardı, bunlardan alıkonulunca iyi hissetmeleri gerekirdi dedi Masterson. İşte burada Masterson terk depresyonu kuramının temel sorusunu sordu, genç bir psikiyatrist olarak, acaba bu ergenler, depresyondan kaçmak için mi eyleme vuruyorlar?. Yani bir soruyu tersten sordu. Bu çocuklar depresyon içine giriyorlar, depresyona dayanamadıkları için sekse, uyuşturucuya, şiddete, yemek yemeye, para harcamaya bunun için mi başvuruyorlar. Sonra ergenlerle konuşmaya başladı, bunlar tesadüfi gelişmiş bilgilerdir, yani planlı ve şuurlu bir bilimsel yaklaşımın sonucundan ziyade dikkatli gözleyen bir beynin olayları yorumlaması olarak değerlendirilebilir. Ergenlerle konuştukça ergenlerin açıldığını ve yavaş yavaş duygularından bahsettiğini gördü. Yine konuşmaya devam etti düzenli olarak. Bir süre sonra ergenlerin geçmiş anılarından bahsettiğini gördü, yani çocukluk anıları, ilk 14 8. BPT MART DERS NOTLARI

bebeklik anılarıyla ilgili anılar ve bu anılar duygusallıkla gelmeye başladı. Ergenler rüya görmeye, rüyalarını anlatmaya başladı. Masterson dedi ki eğer ergenlerin eyleme vurmalarını önlersem hastane şartlarında depresyon çıkıyor, demek ki ergen bu depresyon çıkmasın diye eyleme vuruyor dışarıda, depresyona dayanamıyor. Depresyonu orada tutar da ergenle orada konuşursanız ergen yavaş yavaş duygularını anlatmaya başlıyor. Duygularını anlatırken ister istemez geçmiş anılarına gidiyor ve anıların bağlantılarını getiriyor ve anıların bağlantılarını getirdikçe kendisinin iç dünyasında olan biteni tanımlama imkanı oluyor. Daha da sonra ergen rüyaları konuşmaya başlıyor. Bu ergenlerde zaman içerisinde düzelmeler gördü. Kuramının üç ana temeli olan; terapötik ittifak, derinliğine çalışma ve ayrışma dediğimiz üç şeyin ilk çekirdeğiydi bu. Terapötik ittifak, öbürünü anlamak, eyleme vurmalarını durdurmak ve yardımcı olacağını ona göstermek, iyi bir terapist olarak orada durma isteği. Bu oluştuktan sonra derinliğine çalışma dediğimiz dönem başlıyor. Bu dönemde hasta kendiliğinden ve spontan bir şekilde geçmiş anılarına giderek, bu anıları yine spontan bir şekilde ortaya çıkarıyor. Bugünkü hafızayla geçmiş anıların bağlantılarını kuruyor, oraya bastırılmış olan enerji geri çekiliyor ve sisteme entegre ediliyor. Rüyalar o içteki yoğun çalışmanın, hafıza kayıtlarından ve kendilikten kopmuş olan parçaların yavaş yavaş ana karaya bağlantılandırıldığı bir süreci başlattığını gösteriyor. Burada inanılmaz bir çalışma oluyor ve kendilik yeniden yapılandırılıyor. İşte ilk defa yeni bir nesne ilişkileri bağlamında terapistle kurulan bu ilişki şekli içselleştiriliyor, geçmişteki anılardaki parçalanmış kendilik parçaları terapist sayesinde entegre oluyor, anılar birleşiyor, sağ beyin ile sol beyin arasında bağlantı kuruluyor. Sonuçta terapisti tam ve yeni bir nesne olarak içeriye alıyor. Ondan ayrılma zamanı Masterson Terk Depresyonu Kuramı 15

geldiğinde de bir yas reaksiyonuyla tam bir nesnenin kaybından duyulan hüzünle ayrışma ve tedavinin bitmesi gerekiyor. Masterson ın tüm bunların nedenselliğini bilimsel açıdan anlaması gerekiyordu, ben gördüm oldu yaklaşımıyla değil. Yani bilim iç içe geçmiş olan tuğla taşları gibi, bir bina gibi bir şey. Tuğlayı alttan çektiğin zaman hepsi göçer. Bir duvar yapacaksanız tuğlalar üst üste bina edilir. Masterson da böyle bir iddiayı bilimsel olarak iddia edecekse arkasında bilimsel veriler, çalışmalar olması lazım. Psikoloji biliminin getirmiş olduğu bilgiyle ve psikopatolojiyle bu bilgilerin örtüşmesi lazım. Bunlarla ilgili okuyor, yazıyor, araştırmalar yapıyor. Masterson bu çalışmalarını 1967 yılında bir kitap olarak yayımladı, 1972 de ikinci kitabını yayımladı, ergenlerin dilemması olarak ifade etti bunları. Mahler in çalışmalarıyla ilgili bir makaleyi okuduğunda, çocukların davranışları ve gelişimiyle ilgili bir yapı kafasında netleşti. Ergenlerdeki pozisyon ile çocukların yapısındaki sistemin bir yerde benzediğini gördü. Hele hele Mahler in bir nedenle Amerika ya gelip verdiği bir konferansta araştırmaları için çektiği filmlerden bir kısmında bebeklerin anneleriyle olan ilişkilerindeki ikircikli tutumun ergenlerin hastanede kendisiyle olan tutumuyla aynı olduğunu fark etti. Bir tesadüf anlıyor musunuz? Kursiyer: İkircikli ne demek? Tahir Özakkaş: Çelişkili, ambivalans, aynı anda iki zıt duygu. Mesela çocuk anne diye yardım ister, anne gelir, buyur der, çocuk tükürür anneye. Hem bacağına yapışır annenin hem onu tekmeler. Hem olmasını ister hem olmamasını. Hem yakın olmasını ister hem uzak. Hem ihtiyacının giderilmesini ister hem kızar. Bir türlü ne istediğini bilmez. Anneler de şöyle der Allahın belası ne istiyorsun söyle, yapacağım. Çocuk ne istediğini bilmiyor, ço- 16 8. BPT MART DERS NOTLARI

cuk ikircikli. Onu yatıştıracak bir göğüs lazım. Onu dinginlikle algılayabilecek bir ebeveyn lazım, terapistte aynısıdır. Oradaki ikircikli durum Mahler in ayrışma bireyleşme döneminin alt evreleri olan farklılaşma, uygulama, yeniden yakınlaşma ve bireyleşme dediğimiz dört evreden üçüncü alt evre yani yeniden yakınlaşma evresine denk gelir. On sekiz-yirmi dördüncü aylarda çocukların ikircikli bir tavır sergiledikleri ve anneleriyle ilişkilerinde annelerin buna tahammül edemediklerinden dolayı çocuğun bu döneme saplanıp kaldığına dair bir teori geliştirdi. Bu teori, gelişimsel psikolojiyi başlatan bir çalışmadır. Piaget olsun, Mahler olsun diğer gelişimsel psikologlar çocuğun motor ve mental gelişiminin etaplarını inceleyen teorilerinde sağlıklı bir gelişim çizgisini anlatırlar. Bu sağlıklı gelişim çizgisi belirli nedenlerle, belirli bir etapta takılıp kalıyor ise buna gelişimsel duraklama denir. Masterson işte, bize gelen ergenlerin klinik durumuyla bu Mahler in çocuklar üzerinde yapmış olduğu çalışmalardaki yeniden yakınlaşma evresindeki ikircikli tutumun aynı olduğunu görüyorum dedi. Bu sefer çalışmalarını Mahler in çalışmalarına biraz daha yakınlaştırdı. Masterson un uzun süreli bilimsel çalışmalarında o ikircikli tutumu yatıştıramayan annelerin çocukları ilerde davranış bozukluğu ve grup içerisinde çeşitli eylemler ortaya koyduğunu gösterirken, ikircikli durumu içtenlikle benimseyen ve çocuklarını yatıştırabilen annelerin çocuklarının davranış bozukluğu göstermediğini tespit edince ilk bilimsel kanıtını, sırtını dayayacağı şeyi Mahler de bulmuş oldu. Dedi ki; ergenlerin bu ikircikli davranışları Mahler in bahsetmiş olduğu çalışmalardaki yeniden yakınlaşma evresinin bir benzeridir. Ergenlik dönemi yeniden bireyleşme ve ayrışma dönemidir. İşte bu çocuklar hem bireyleşme açısından hem de ayrışma açısından sorun yaşayan çocuklardır; çünkü gelişimsel olarak bunların gelişmeleri durmuştur. Biz bu Masterson Terk Depresyonu Kuramı 17

gelişimsel duraklamanın önünü açarsak bu insanlar tedavi olur dedi. Yani on sekiz-yirmi dördüncü aylarda annelerin yapmadığı desteği terapist olarak bizler yaparsak bu hastaların iyileşmesi gerekir, diye bir önermede bulundu. Peki, terapistin yapması gereken şey neydi? Terapistin yapması gereken şey, o ikircikli tutumlar karşısında dingin bir şekilde durup onların duygularını nötralize edebilecek bir pozisyonda nötral bir duruş sağlayabilmek idi ve de bu duruş sayesinde hasta içindeki bu ikircikli durumları kontrol altına alabilecek bir yetiyi kazanacaktı. Buraya kadar anlaşılmayan bir şey var mı? Kursiyer: Peki hangisine inanacağız. Ne yapacağız, anlamadım ki. Tahir Özakkaş: Birleştireceğiz hepsini. Masterson yapacak bunların hepsini. Şimdi ikircikli durum dediğimiz bu dönemde Masterson ın bir kabulü var. Bu kabul şöyle bir kabul; insanlar doğarlar, doğduktan sonra psikolojik bir gelişim çizgisi gösterirler, bu gelişim çizgisi uygun ortamda ortaya çıkar, uygun çevre şartlarında, uygun bakıcıların etkisiyle sağlıklı olur ve gider. Eğer uygun çevre şartları ve uygun bakıcılar yok ise bu gelişimsel yapı belirli bir etapta duraklar ve hayat o duraklamalarla ilgili döngüden ibaret olur. Artık durakladığı dönemin özelliklerini hayatın her alanında her boyutunda gösteren bir kimlik ve kişilikle karşı karşıya kalırız. Eğer ikircikli bir dönemde duraklamış ise bu çocuk hep ikircikli olacaktır. Bir iyi olacaktır, bir kötü olacaktır, bir güzel olacaktır bir çirkin olacaktır, bir yapacaktır bir yapmayacaktır, bir sevecektir bir nefret edecektir. Acaba bu doğru mu? Mahler bir şey bulmuş, buna göre insanın gelişimsel bir çizgisi var. Masterson, Mahler in araştırma sonuçlarını mutlak bir gerçek olarak kabul ediyor ve bu çalışmaları baz alarak üzerine bazı çalışmalar yapıyor. Masterson ın çalışmaları da Mahler in bu çalışması- 18 8. BPT MART DERS NOTLARI

na sırtını dayıyor; fakat Masterson sadece gelişimsel psikoloji açısından bu ikircikli dönemde annenin çocuğu yatıştıramamasının sistemi tamamen izah edemediğinin farkında. Tam bu süreçte ikinci bir kaynak kendisine yardımcı oluyor, nesne ilişkileri. Melanie Klein, Winnicott, Jacobson ile başlayan nesne ilişkileri teorisyenleri Freud dan ayrılan bir grup ve bu yeni Freudiyen ekoller insanı id, ego, süperego ile izah etmenin yetersiz kaldığını söylüyorlardı. Bunun yerine ilk bebeklik anından itibaren içselleştirilmiş ilk nesne ilişkileri birimlerinden bahsetmeye başladılar. Önce bir nesne tasarımı var, bu içe atılıyor. Nesne karşısında bir kendilik tasarımı var, bu içe atılıyor. Bu ikisini bağlayan bir bağ var, bu içe atılıyor. Fakat ilginçtir insanın iki temel kutbu var aynı Freud un dediği gibi, libidinal ünit ve agresyon ünit. Libidinal ve agresyon üniti aynı anda bir arada tutacak ve barındıracak bir ego kapasitesi olmadığından, sistem başlangıçta bu iki kutbu ayrı ayrı tutmak zorunda kalıyor. Bunun adına da bölme mekanizması deniyor. İçselleştirilmiş nesne ilişkilerine göre bölme mekanizması sayesinde libidinal ünitteki iyi kendilik, iyi nesne ve iyi duygular, agresyon ünitteki kötü nesne, kötü kendilik, kötü duygular dediğimiz duyguların iki farklı kutupta bulunması çocuğun bu ikircikli durumunu pekiştiren ve ikisini birleştirmeyen içselleştirilmiş nesne ilişkileri konumunu getirdi. Mahler den gelen gelişimsel psikoloji açısından bir duraklamayı nedenselliği izah edecek bir yapı olarak görürken, ikincil olarak da izah edemediği alanlarda nesne ilişkileri teorisine giderek kendisine bir çıkış yolu buldu. Yani iki tane dayanak buldu kendine. Birincisi Mahler in gelişimsel psikolojisi, ikincisi nesne ilişkileri teorisi. Bu ikisine sırtını dayayınca ergenlere ne olduğunu daha iyi izah etmeye başladı. Bu konuda başka çalışmalar var ama olayı ilk toparlayan Masterson. Kernberg çalışıyor o dönemde, Kohut çalışı- Masterson Terk Depresyonu Kuramı 19