2. ÇEVRE KİRLENMESİ 17
Bu Bölümde Neler Öğreneceğiz? 1) Çevre kirlenmesi nedir? 2) Çevre kirlenmesi türleri nelerdir? 3) Türkiye de çevre sorunları ve kirlenme ne zaman ortaya çıkmıştır? 4) Türkiye deki çevre mücadeleleri nelerdir? 18
Bölüm Hakkında İlgi Oluşturan Sorular 1) Çevre kirlenmesi nedir? Kaç çeşit çevre kirlenmesi vardır? 2) Dünyada ve Türkiye de çevre sorunları nelerdir? 3) Çevre kirlenmesiyle kimler mücedele etmektedir? 19
Bölümde Hedeflenen Kazanımlar ve Kazanım Yöntemleri Konu Kazanım Kazanımın nasıl elde edileceği veya geliştirileceği Çevre kirlenmesi türleri ve nedenleri Çevre kirlenme türleri hakkında bilgi edinecekler ve kirlenmenin sebeplerini öğrenecekler Okuyarak, gözlemleyerek, dernek ve vakıf faaliyetlerine gönüllü olarak katılarak Çevre kirlenmesi ve bozulmamalarla mücadele yöntemleri Hiçbir birey çevresel kirlenmelerden kendini soyutlayamaz; bu nedenle aktif olarak mücedele edilmeli ve başarı sağlanmalıdır. Okuyarak, gözlemleyerek, medya ve sosyal medyayı takip ederek, STK lara üye olarak, seminer ve konferanslara katılarak 20
Anahtar Kavramlar Çevre kirlenmesi Çevre koruma mücadeleleri Çevre akımları 21
Giriş İnsanların iktisadi faaliyetleri (tarım, sanayi, turizm, ulaştırma, enerji, konut inşası gibi) sonucunda toprakta, havada ve suda ortaya çıkan niteliksel değişmelerle ekolojik dengenin bozulmasına çevre kirlenmesi diyoruz. Çevre kirlenmesi önemli çevre sorunlarından biridir. Bugün artık üzerinde tartışma yapılmayan konulardan biri çevre kirlenmesi olayında insan etkisinin olduğudur. Çünkü insan doğayı egemenliği altına almak için değiştirmekte, örneğin daha fazla üretim yapabilmek için toprağı kimyasallarla zehirlemektedir. Ormanları ortadan kaldırıp tarla, yazlık konut veya yollar, havaalanları yapmaktadır. Kanalizasyon sularını derelere, göllere, denizlere arıtmadan boşaltmaktadır. Çöplerini verimli tarım arazilerinin üzerinde biriktirmekte, kullandığı petrol türevi fosil yakıtlarla hava kalitesini bozmaktadır. Kıyı alanlarına yat limanları, bol yıldızlı turistik tesisler yaparak kıyıların fiziksel ve kimyasal yapısını bozmaktadır. 2.1. Çevre Kirliliği Kitabın ilerleyen bölümlerinde çevresel kirliliklerle ilgili ayrıntılı bilgi verileceğinden burada sadece çevre kirlenmesi türlerine yer verilecektir. Bilinen en eski çevre kirliliği su kirliliğidir. Bunu hava ve toprak kirliliği, daha sonra katı atıklardan kaynaklanan kirlilikler ve gürültü kirliliği takip etmiştir. Şehirlerin ve turizm alanlarının kötü inşa edilmesiyle peyzaj kirlenmesi ve nükleer yakıtların bulunması ve nükleer reaktörlerin inşa edilmesiyle de nükleer kirlenmeler ortaya çıkmıştır. Son olarak da organik gıdalar kirlenerek ve bozularak yerine genetiği değiştirilmiş organizmalar geçirilmiştir. 2.2. Türkiye de Çevre Sorunları Türkiye de çevre sorunlarının esas itibarıyla 60 lı yıllarda başlatılan hızlı sanayileşme, kentleşme ve yeni teknolojik gelişmelere adapte olma çabaları sonucu başladığını söyleyebiliriz. Bundan önce de lokal kirlilikler ve bozulmalar olmakla birlikte, sanayileşme ve teknoloji o kadar hızlı bir şekilde gelişme göstermiş ve bazı bölgelerde yerleşmiştir ki bu süreçte pek çok yapılması gereken analiz ve değerlendirme ya gözden kaçmış ya da üzerinde durulmamış, bunun sonucu olarak on yıl gibi kısa bir sürede hava, su ve toprak kirliliği kronik bir hal almıştır. 70 li yıllara ilişkin olarak ortaya çıkan ve bugün dahi kapsamlı bir şekilde çözüme kavuşturulmamış çevresel sorunlar ve kirlilikler vardır. Bunlar Başta Erozyon sorunu olmak üzere, İstanbul da Haliç in kirliliği, İzmit ve İzmir Körfezlerinin kirliliği, İstanbul da başlıca Kazlıçeşme deri sanayinden kaynaklanan Marmara Denizi kirliliği, Ankara, Samsun, Bursa ve Artvin Murgul da ortaya çıkan hava kirlilikleri, Trakya da Ergene nehri kirliliği, Eskişehir de Porsuk Çayı Kirliliği, İstanbul da Kurbağalı Dere kirliliği, aşırı ve usule uygun olmayan avlanma yöntemleri nedeniyle Karadeniz ve Akdeniz de azalan balık çeşitliliği, Kelaynakların soylarının tükenmesi gibi sorunlardır. Bugün bu sorunlara daha pek çokları eklenmiştir. Bunlar içinde en trajik olanları İzmit Dilovası Sanayi Bölgesinden kaynaklanan hava, su ve toprak kombine kirlilikleri, Ergene nehrinden kaynaklanan su kirliliği, İzmir Aliağa Organize Sanayi Bölgesinden kaynaklanan hava, su, deniz ve toprak kombine kirlilikleri, İskenderun limanı ve petrol boru hatlarından 22
kaynaklanan körfez ve deniz kirliliği, binlerce irili ufaklı dereler üzerine inşa edilen HES lerden kaynaklanan kirlilik ve sorunlar, Kaz Dağları, Küre Dağları, Munzur Vadisi, Bergama gibi doğa harikaları üzerinde başta altın olmak üzere değerli maden aramaları, taşocakları kurmaları, Konya da açılan binlerce izinsiz yeraltı suyu kuyuları ve üçüncü köprü ve üçüncü havalimanı için İstanbul da kesilen milyonlarca ağaç ve yok olan orman varlığımız nedeniyle yaşanan kuraklık ve daha binlercesi bize bu sorunların ne kadar genişlediğini göstermektedir. Resim 1. İzmit Dilovası nda sıradan bir gün Resim 2. Karadeniz de Hes ler Karadeniz insanını protestoya sevketti 23
Bu sorunlara komşularımızın ve diğer ülkelerin yarattığı çevresel kirlenme ve bozulmaları da eklemek gerekmektedir. 1986 yılında Ukrayna da meydana gelen Çernobil nükleer kazası, Macaristan da Baia Mare da meydana gelen ve binlerce ton arsenikli, siyanürlü suyun Tuna nehrine oradan da Karadeniz e karışmasına neden olan madencilik kazası, Meriç nehrine boşaltılan Bulgaristan ın kanalizasyon suları, Tuzla ve Aliağa tersanelerine sökülmek üzere uluslararası hukuka aykırı olarak gönderilen Asbestli gemiler, İtalya nın Karadeniz e boşalttığı zehirli variller ve İskenderun açıklarında batırılan tehlikeli atık yüklü gemiler Türkiye deki kamu yöneticilerine her zaman uyanık ve donanımlı olmak konusunda büyük sorumluluk yüklemektedir. Resim 3. Çernobil Nükleer Reaktörü ve Baia Mare maden kazası sonrası 2.3. Türkiye de Çevre Mücadeleleri Türkiye de çevre mücadeleleri tarihi 1969 yılında Ankara da Hava Kirlenmesiyle Savaş Derneği nin kurulmasıyla başlar. Bunu 75 yılında Samsun Bakır İzole Tesislerinde çıkan zehirli gazlardan zarar gören 21 köy ve mahalle halkının iki kilometre kortej oluşturarak yaptıkları sessiz yürüyüş izlemiştir. 1978 yılında ise İzmit balıkçılarının körfezde yüzlerce tekne ve kayıkla düzenlediği gösteriyi daha binlercesi izleyecektir. Ancak bunlar arasında akıllardan çıkmayan en önemlileri şunlardır: Muğla Gökova ya kurulmak istenen termik santral karşısında gösterilen tepkiler, Dalyan da soyu tükenmekte olan Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının kurtarılması için yapılan mücadeleler, Bergama da çıkartılmak istenen altın madenine karşı yapılan mücadeleler, Akkuyu nükleer santrali yapımına karşı oluşturulan mücadeleler. Bu mücadelelerin arkasında sayıları yüzleri bulan sivil insiyatifler, platformlar, dernek ve vakıflar ve hatta partiler vardır. En bilinenleri TEMA, Doğal Hayatı Koruma Vakfı WWF, Türkiye Çevre Vakfı, Doğa Derneği, TÜRÇEK, SOS Çevre, Derelerin Kardeşliği Platformu, Yeşil Gerze Çevre Platformu, GDO ya hayır Platformu, Nükleer Karşıtı Platform dur. Türkiye de merkezi İstanbul da bulunan Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi de faaliyet göstermektedir. 24
Bunları günümüzde HES lere ve Altın madenciliğine karşı Karadeniz ve Kazdağları nda başlatılan mücadeleler, Mersin Akkuyu ve Sinop Gerze de yapılması planlanan nükleer santrallere karşı başlatılan mücadeleler izlemektedir. 25
Resim 4. Türkiye deki çevre eylemlerinden görüntüler Türkiye Cumhuriyeti Devleti ortaya çıkan çevre sorunları ve kirlenmeler karşısında 80 li yıllardan itibaren kamusal çevre örgütlenmesini gerçekleştirmiş, politikalar kurgulamış ve bunları hukuki düzenlemeler takip etmiştir. Bu konudaki en önemli gelişmeler 1982 Anayasası nda çevrenin korunmasının bir insan hakkı olduğuna ilişkin 56. Madde düzenlemesidir. Bunu 1983 yılında 2872 sayılı Çevre Kanunu nun çıkarılması izleyecek ve bunu 1991 yılında Çevre Bakanlığının kurulması izleyecektir. Günümüzde bu bakanlık ikiye ayrılmış, kentsel çevresel sorunlardan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, kırsal çevre sorunlarından Orman ve Su İşleri Bakanlığı yetkili ve sorumlu kılınmıştır. 2872 sayılı Çevre Kanunu 2006 yılında köklü bir revizyona tabi tutularak kapsamı genişletilmiştir. Bakanlıkların merkez ve il teşkilatları personeli ile bütçesi güçlendirilmiş buna karşılık çevre sorunları ve kirlenme ile mücadelede başarı düşük seviyede kalmıştır. Buradaki paradoks Türkiye nin doğal değerlerini dünya ekonomisiyle kalkınma yarışında geri kalmamak adına feda etmesinden ileri gelmektedir. 26
27
Uygulamalar 1) Yaşadığınız şehrin belediye başkanı ya da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Teşkilatı yetkilileriyle şehrin çevresel sorunları hakkında görüşmeler yapın 2) Medyadan Türkiye nin çevresel sorunlarını takip edip, çevre ile ilgili dernek, vakıf ya da varsa Yeşiller ve Sol gelecek Partisinin temsilcileriyle çözüm yolları konusunda görüşmeler gerçekleştirin ve isterseniz bu örgütlere üye veya gönüllü olun 28
Uygulama Soruları 1) Şehrinizde kirliliklerle mücadele eden sivil toplum kuruluşları var mı? 2) Bu sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerinden haberdar mısınız? 29
Bu Bölümde Ne Öğrendik Özeti Çevre kirliliğinin tanımını, sorunun kaynaklarını ve Türkiye de ortaya çıkan çevre sorunlarının neler olduğunu ve bu sorunlar karşısında ne tür tepkiler ortaya çıktığını öğrenmiş olduk. 30
BÖLÜM SORULARI 31