İPEK ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL SİNEMA AKADEMİSİ FOTOĞRAFÇILIK KURSU İSTANBUL SİNEMA AKADEMİSİ FOTOĞRAFÇILIK KURSU DERS NOTLARI.



Benzer belgeler
1. FOTOĞRAFIN KEŞFİ. Şekil 1. Alhazen in üç mum deneyinin tasviri

5. Bölüm Diyafram ve Örtücünün Fotoğrafa Etkileri

DİKKAT BU ÖZET 8 ÜNİTE

FOTOĞRAF MAKİNELERİ (MAKİNE TİPLERİ)

Diyafram ve Enstantane

FOTOĞRAF ve GÖRÜNTÜ OLUŞUMU.

1.Fotoğraf, Işıkla Resmetmek ve Fotoğraf Makinesi. 2.Pozlama ve Kontrol Sistemleri. 3.Objektifler ve Görüntü Estetiği. 4.

FİLMLER FİLM VE FİLM ÖZELLİKLERİ

Fotoğraf Nedir? Fotoğraf Tarihine Genel Bir Bakış. Fotoğraf Makineleri. M. Kemal GÜLLÜ. İlk fotoğraflar

Astrofotoğrafçılık: Nasıl Başlarım?

(Camera Obscura) (Küçük delikten görüntü oluşumu) (Büyük delikten görüntü oluşumu) (Basit bir mercek ile görüntünün oluşumu)

Fotoğrafçılıkta mimari fotoğraf çekim teknikleri 1. Mimari fotoğrafçılık

FOTOĞRAF ÇEKĐMLERĐNDE IŞIK DEĞERLERĐNĐN POZOMETRE KULLANARAK ÇEŞĐTLĐ YÖNTEMLERLE ÖLÇÜLMESĐ

2.1. Fotoğraf Makinelerinin Film Boyutuna Göre Sınıflandırılması

Caner Enver ÖZYURT. Perde Hızı

ENSTANTANE ( Obtüratör, Perde, Shutter )

FOTOĞRAFÇILIK. Cumhuriyet Ortaokulu Cumhuriyet İmam Hatip Ortaokulu

2 Ders Kodu: GSR Ders Türü: Seçmeli 4 Ders Seviyesi Lisans

Bitkisel Araştırmalarda Görüntü İşleme Teknikleri. Cengiz Sancak

Mühendisler için Estetik ve Temel Fotoğraf Bilgisi

OPTİK Işık Nedir? Işık Kaynakları Işık Nasıl Yayılır? Tam Gölge - Yarı Gölge güneş tutulması

POZLAMA VE TEMEL ELAMANLARI

4. Bölüm Objektifler a) Netlik halkası: b) Netlik göstergesi: c) Alan Derinliği Göstergesi: Diyafram Halkası: e)diyafram göstergesi:

Mercekler Testlerinin Çözümleri. Test 1 in Çözümleri

10. Sınıf. Soru Kitabı. Optik. Ünite. 5. Konu Mercekler. Test Çözümleri. Lazer Işınının Elde Edilmesi

Astrofotoğrafçılarımız: Metin ALTUNDEMİR

OPTİK. Işık Nedir? Işık Kaynakları

FOTOĞRAF ÇEKİM TEKNİKLERİ. Hakan Evircan

5 İki Boyutlu Algılayıcılar

Sinemaya Giriş-1. mehmetarslantepe.net

7. BÖLÜM Pozlama F: gibi gibi.

Fotoğrafın Ortaya Çıkışı ve Gelişmesi Giriş analog İlk Çağ dan 1800 lerin İlk Yarısında Kadar Olan Çalışmaların Kısa Bir Özeti

FOTOĞRAFÇILIK Okt. Murat TOKBAŞ

FOTOĞRAFÇILIK HAKKINDA KISA NOTLAR

MADDE VE IŞIK saydam maddeler yarı saydam maddeler saydam olmayan

MİKROYAPISAL GÖRÜNTÜLEME & TANI

Yoğunlaştırılmış Güneş enerjisi santralinin yansıtıcıları aynaların kullanım alanlarından yalnızca biridir.

Fotografi (GRT 205) Ders Detayları

Astrofotoğrafçılıkta DSLR CCD Makina Seçimi

Ekran, görüntü sergilemek için kullanılan elektronik araçların genel adıdır.

Örnek fotoğraf koleksiyonu SB-910

FOTOĞRAFÇILIK Okt. Murat TOKBAŞ

KIFSAD LIGHTROOM 2 EĞİTİM DOKÜMANI

Caner Enver ÖZYURT. Işığa Duyarlık (ISO)

Canon Log Talimat Kılavuzu

6. Bölüm Film. Fotoğrafın Boyutları ve Fotoğraf Kalitesi, Pikseller

10. SINIF KONU ANLATIMLI. 4. ÜNİTE: OPTİK 5. Konu RENKLER ETKİNLİK ve TEST ÇÖZÜMLERİ

HAYALİMO EKİBİ 5.ÜNİTE IŞIĞIN YAYILMASI

RÖNTGEN FİLMLERİ. Işınlama sonrası organizmanın incelenen bölgesi hakkında elde edilebilen bilgileri taşıyan belgedir.

Işık Nasıl Yayılır? Bir kaynaktan çıkan ışık, herhangi bir engelle karşılaşmıyorsa her yönde ve doğrultuda doğrusal olarak yayılır.

Işık. F. mak. Yansıyan ışık Nesne (3-Boyutlu) İmge Uzayı (2-Boyutlu)

mercek ince kenarlı (yakınsak) mercekler kalın kenarlı (ıraksak) mercekle odak noktası odak uzaklığı

İNS1101 MÜHENDİSLİK ÇİZİMİ. Bingöl Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü 2018

Şekil 1: Güneş ve yüzeyindeki lekeler. Şekil 2: Uydumuz Ay ve kraterleri.

VAIO FZ serisi burada

Yer yüzündeki en küçük, en hafif Handycam

Vol.1 MARKALARIN. Fotoğraflanması

AgCl = GümüĢ Klorür AgBr = GümüĢ Bromür

MİMARİ FOTOĞRAF ÇEKİMLERİNDE PC/TS OBJEKTİF NEDEN VE NASIL KULLANILIR?

Fotoğraf (GTM 023) Ders Detayları

DİJİTAL FOTOĞRAF MAKİNELERİ VE KAMERALAR ÜRÜN E-EĞİTİMİ ÖZETİ

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü GRAFİK VE FOTOĞRAF ALANI FOTOĞRAF ÇEKİMİ KURS PROGRAMI

1. IŞIK BİLGİSİ ve YANSIMA

FOTOGRAFİ NİN TARİHÇESİ

Ayarlar (Bold=Varsayılan) Fotoğraf (camera), video, karışık (hybrid) 3 megapiksel, 8 megapiksel, 14 megapiksel

Fotoğraf Rehberi: Booking Home Tesisleri

2. HAFTA MİKROSKOPLAR

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Doç. Dr. Mehmet Çevik Celal Bayar Üniversitesi. İzdüşümler

fizik güncesi Haftalık E-bülten MARMARİS KAMPÜSÜ Johannes Vermeer in ünlü tablosu: İnci Küpeli Kız Sayı:5 / Hazırlayan Damla Çelen

Moto Mod aksesuarınızı takma

Canon XEED SX60. Özellikler

SORULAR (1-36) SORU -2 Aşağıdakilerden hangisi klavye ve farenin takıldığı portlardan biridir?

-DERS PLANI- Görsel Sanatlar Dersi. 2 Ders Saati (40+40dk)

Girdi ve Giriş Aygıtları

FOTOĞRAF TARİHİNE GİRİŞ

Küresel Aynalar. Test 1 in Çözümleri

Yrd. Doç. Dr. Aycan M. MARANGOZ BEÜ ZONGULDAK MYO MİMARLIK VE ŞEHİR PL. BÖL. HARİTA VE KADASTRO PROGRAMI ZHK 209/217/219 FOTOGRAMETRİ DERSİ NOTLARI

Kodak Ağıziçi Kamera. İdeal sohbet başlatıcısı

TEST 14-1 KONU IŞIK GÖLGE RENK. Çözümlerİ ÇÖZÜMLERİ

Merge To Hdr. Merge To Hdr. Merge to hdr. HDR resimleri. Merge To Hdr 1

Dijital (Sayısal) Fotogrametri

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. İzdüşümler

TEKNİK RESİM. Ders Notları: Mehmet Çevik Dokuz Eylül Üniversitesi. İzdüşümler

LENTICULAR TEKNOLOJİSİ

ÖĞRENME ALANI : FĐZĐKSEL OLAYLAR ÜNĐTE 5 : IŞIK (MEB)

MİKROYAPISAL GÖRÜNTÜLEME & TANI

İNTERFEROMETRİ Yüksek Hassaslıkta Düzlemlik Ölçümü

1. Şekildeki düzlem aynaya bakan göz K, L, M noktalarından hangilerini görebilir? A-)K ve L B-)Yalnız L C-)Yalnız K D-)L ve M E-)K, L ve M

32 Mercekler. Test 1 in Çözümleri

CAMERA OBSCURA diyafram ışık(görüntü)

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TEKSTİL FİZİĞİ DERSİ DOÇ.DR.ÜMİT HALİS ERDOĞAN ARAŞ.GÖR.YASEMİN SEKİ

SENSEVİEW PORTABLE/DUO/LİGHT

Dik İzdüşüm Teorisi. Prof. Dr. Muammer Nalbant. Muammer Nalbant

Flaşlar 1)Sürekli Işık Üreten Lambalar 2)Anlık Işık Üreten Işık Kaynağı

E-410. Son derece kompakt ve hafif Mükemmel toz giderici sistem 6.4cm / 2.5" HyperCrystal LCD Ekran. Canlı İzleme

6. HAFTA KBT104 BİLGİSAYAR DONANIMI. KBUZEM Karabük Üniversitesi Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi

2. Ayırma Gücü Ayırma gücü en yakın iki noktanın birbirinden net olarak ayırt edilebilmesini belirler.

IŞIK MİKROSKOBUNU TANIMA VE KULLANMA İLKELERİ

FİZ209A OPTİK LABORATUVARI DENEY KILAVUZU

Yazan: Miroslav Djuric

Transkript:

İPEK ÜNİVERSİTESİ İSTANBUL SİNEMA AKADEMİSİ FOTOĞRAFÇILIK KURSU İSTANBUL SİNEMA AKADEMİSİ FOTOĞRAFÇILIK KURSU DERS NOTLARI Akademi Eğitmeni Selin Sarı selinsari.ders@gmail.com KONU BAŞLIKLARI

1-Temel Fotoğraf Bilgisi 2-Fotoğraf Tarihi 3-Işık ve Form 4-Kompozisyon Teknikleri 5-Çekim Teknikleri 6-Stüdyo Çekimleri 7-Belgesel Fotoğraf Tasarımı 8-Moda Fotoğrafı 9-Siyah/Beyaz Karanlık oda 10-Portre Fotoğrafı 11-Deneysel Fotoğraf Tasarımı 12-Tanıtım -ReklamFotoğraf Tasarımı 13-Dış Çekim İÇİNDEKİLER 1-Temel Fotoğraf Bilgisi -Fotoğraf Makinası nedir? -Fotoğraf nedir? -Fotoğraf Makinası Türleri? -Fotoğraf Makinası Nasıl Çalışır? 2-Fotoğraf Tarihi -Giriş -Mercek ve Ekipman Gelişimi -Renkli Filme Giriş -Osmanlıda Fotoğraf -Camera Obscura -Joseph Neiphore Niepce -Louis Jacques-Mande Daguerre -William Henry Fox Talbot -David Octavius Hill -Eugene Atget 3-Işık ve Form -Işık Nedir? -Işık Kontrastı -Işık Kaynağının ve Geliş Şekline Göre Işık Türleri -Işığın Özellikleri ve Işık Kaynakları -Kontrast -Renk -Işık Kaynakları 4-Kompozisyon -Kompozisyon Nedir? -Kompozisyon Teknikleri -Kompozisyon Kuralları

-Kompozisyon Öğeleri 5-Çekim Teknikleri -Fotoğraf Çekimi -Netlik -Diyafram -Shutter -Alan Derinliği -Odak Uzeklığı -Objektifler 6-Stüdyo Çekim Teknikleri -Stüdyo Fotoğrafçılığı nedir? -Stüdyo Flaş ve Aksesuarları -Ürün Çekim Çeşitleri 7-Belgesel Fotoğraf -Belgesel Fotoğraf Nedir? -Çekim Teknikleri 8-Moda Fotoğrafı -Tanımı -Nasıl Çekilir? 9-Karanlık Oda /Siyah Beyaz= -Siyah-Beyaz Film -Karanlık oda düzenlemek -Karanlık oda malz. -Film yıkama 10-Portre Fotoğrafı -Portre Fotoğrafı Tanımı -Çekim Tekniği -Portre Fotoğrafı Tarihi 11-Deneysel Fotoğraf -Pinhole -Fotogram -Işıklı Boyama 12-Tanıtım-Reklam Fotoğrafı -Tanıntım fotoğrafı tanımı -Kullanımı, amacı 1-Temel Fotoğraf Bilgisi

-Fotoğraf Nedir? Yunanca Photos ışık ve Graf çizmek sözcüklerinin birleşmesinden oluşan terim.optik ve kimyasal süreçleri kullanarak yüzey üzerinde kalıcı görüntü elde etme.ingilizce Photography sözcüğünün karşılığıdır. Fotoğraf sözcüğü ilk kez İngiliz SirJohn F. W. Herschel (1792-1871) tarafından 1840 yılında kullanılmıştır.sir John, yakın arkadaşı olan İngiliz bilim adamı William Henry Fox Talbotun (1800-1877) uyguladığı yeni yöntemle, yüzey üzerinde elde ettiği görüntüye fotoğraf adını vermiştir. Fotoğraf makinesinin görevi görüntü oluşturmaktır. Fotoğraf aslında bir iletişim aracıdır.bir haber fotoğrafı ya da o anki mutluluklarını ifade eden bir fotoğraf aslında bir iletişim biçimidir.ayrıca bu fotoğrafların her biri birer belge konumundadır. O durumu o anı o olayı yansıtan bir belgedir fotoğraf.aslında fotoğraf çok da anlatılmaz yaşanır desek yeridir.bir çocukluk fotoğrafına baktığımızda hissettiklerimiz, bir gökyüzü fotoğrafına baktıklarımızda hissettiklerimiz bize yaşadığımızı hissettirir. Fotoğrafçı aslında bir yazardır.yazar kelimeleri kullanırken fotoğrafçıda fotoğrafları kullanır.önemli olan okuyana yada izleyene hissettirmektir. -Fotoğraf Makinası Nasıl Çalışır? Fotoğraf makinelerinin günümüzde bin bir çeşidi var desek yalan olmaz.işte bu makinelerin elektronik parçalarını çıkardığımız zaman geriye kalan ışık geçirmez bir kutudur. Fotoğraf makinesinin ön kısmında ışığın içeri girdiği ve bu açıklığın bir düzenekle ayarlanabildiği yani diyaframı olan objektif, arkasında da dış görüntünün kaydını yapan ışığa duyarlı bir film vardır.fotoğrafı çekilmek istenen nesneden yansıyan ışık objektifte toplanır, odaklanır sonra, objektifin içindeki diyaframdan( örn.f2.8, f8 f11 vs. değerleri verilen kısım) örtücüye, perdeye ulaşır.fotoğraf makinelerinin çoğunda sensörün tam önüne yerleştirilen örtücü ışığın geçmesini engelleyen bir perdedir. Çekim sırasında önceden seçilen bir süre boyunca açılarak, ışığın sensör üzerine düşmesini sağlar (örn. 1/50 1/500 gibi).ayna, sensör yüzeyinde oluşacak görüntü için önizleme yapılmasına olanak sağlar.bu akışın sonunda sensör yüzeyindeki gizli görüntü elde edilir. Kırmızı ok işaretle gösterilen yolda nesneden yansıyan ışık objektifden geçer, sonra ayna yardımıyla prizmadan görüntü vizöre gelir. Bu sayede görüntüyü kadrajlamış oluruz. Sonrasında üntü deklanşöre bastığım ızda perde a perdeye belirlenen sürede sensöre düşer ve görüntü oluşur.

Dijital fotoğraf makineleri de tamamen ışığın frekasını algılayan oldukça ufak fakat içerisinde günümüz teknolojisinde 15milyondan fazla pixel barındırabilen panellerle çalışır.bu pixeller son teknoliji ile her renge hassasiyet gösterebilir hale gelmiştir, Işık panele düştükten sonra, fotoğraf makinesinin içerisinde yer alan mikro işlemcilere yine önceden yüklenen ve her ışığın frekansına karşılık gelen direnç değerinin belirtildiği program yardımıyla her pixeldeki renk hızlıca tespit edilir ve işlenip resim oluşturulduktan sonra, bu seferde lcd ekran üzerine düşürülerek kullanıcıya sunulur.işın bu panel üzerine gelmeden önce ise merceklerle odaklanır.görüntünün fotoğraf makinesinde olduğundan daha parlak görünmesinin sebebi, ışın kırıcı gözlüklerde olduğu gibi bir tabaka ile kaplanarak renklerin bazı tonları elekten geçirilir. Buda daha parlak bir görüntü sağlar.işın panel üzerine düştüğünde merceklerle görüntü tam sığdırılmış, ve oldukça netleştirilmiş olur.nasıl bir mercekle bir yere bakarken yada bir kağıt üzerine tutup yakılmak istenildiğinde uygun odak uzaklığını bulmak için merceğin ileri geri hareket ettirilmesi sağlanır yada dürbünle uzaklara bakıldığında görüntüyü netleştirmek için dürbünün mercek ayarlarıyla oynanır, fotoğraf makinesinin merceğide aynen öyledir. Bir de zoom konusu var tabii ki.. Zoom merceklerin hareketiyle görüntünün yakınlaştırılması işlemidir. Merceğin birisi görüntüyü yakınlaştırıp bir noktada odaklarken, diğeri gelen görüntünün ilk mercekten geçtikten sonra ters dönmesinden dolayı hem görüntüyü düzeltir, hem de gözün görebileceği şekilde odaklar. Tabiki, zoom miktarı arttıkça mercek sayısı ve hareket kabiliyetleri değişim gösterebilir.ayrıca objektiflerdeki geniş açı da yapılan zoomla değişmektedir.bu da demek oluyor ki, fotoğrafınıza sığdırmak istediğiniz kare, siz zoom yaptıkça küçülüyor demektir.yine fotoğraf makinelerinin vazgeçilmez parçalarından diyafram, kullanıcının, gündüz veya gece, güneşli yada kapalı havalarda en ideal fotoğrafı çekmesine imkan tanır. Diyaframın özelliği mercek üzerine düşen ışığın miktarını, kapanıp açılarak ayarlayabilmesidir. Diyafram ışık yoğunluğunun fazla olması durumunda kapanır, az olması durumunda da açılarak genişler.bu sayede kullacının güneşli ve parlak bir havada da, gece karanlıklıktada benzer netliği yakalamayı amaçlar. En gelişmiş fotoğraf makinesinden en basit fotoğraf makinesine kadar bütün fotoğraf makinelerinin 4 temel parçası vardır. Bunlar; objektif, diyafram, obtüratör, vizör. -Objektif Objeden gelen ışığı toplar. Diyafram, Objektiften geçen ışığı artırıp azaltmak için kurulmuş disk biçiminde kanatlardan oluşan parçadır. Gözbebeğine benzetebiliriz. Nekadar açılırsa o kadar fazla ışık ne kadar az açılırsa o kadar az ışık geçirir. (F)sayısıyla ifade edilir. F8, f11gibi.f sayısı küçüldükçe diyafram açıklığı artar. Yani f8 de diyafram daha açık ve daha çok ışık geçerken f11 de diyafram daha kapalı ve ışık daha az geçer. Obtüratör(Örtücü Perde) Objektiften, diyaframdan geçen ışık sensöre veya filme düşmeden

önce örtücü yani perde dediğimiz kısma gelir.burada perde açılıp kapanarak ışığı filme yansıtır. Hızlı açılıp kapanırsa az ışık, yavaş açılıp kapanırsa filme daha fazla ışık düşer. Örtücünün açılıp kapanma hızına enstantane adı verilir ve saniyenin küsürleri ile ifade edilir. 1/250 sn. 1/500sn. gibi. -Vizör Burada şunu da açıklamakta yarar görüyorum.günümüzde sadece vizör yerine hem vizör hem de makinelere yerleştirilen ekranlardan makine objeye yöneltilebilmektedir.kompakt makinelerde vizör yerine bu LCD ekranlar tercih edilir. Bununla birlikte artık günümüzde film kullanımı yok denecek kadar azdır. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte elektronik sensör sistemi filmlerin yerini almıştır. Filme düşen ışık belirli kimyasal işlemlerden sonra görmemiz mümkünken, elektronik sensörlerin hayatımıza girmesiyle görüntüler direk sayısal ortama aktarılarak gerek makinelerin üzerinde bulunan ekranlardan gerekse çeşitli bilgisayar tablet cep telefonlarından bu görüntüleri görebilmemiz mümkündür. - Doğru Pozlama Pozlandırmayı üç ana etken belirler, bunlar sensörün yada filmin ışığa olan duyarlılığı yani [ISO], objektif diyaframının açıklığı (f sayısı ile ayarlanır) ve örtücünün yani perdenin açık kalma süresi (enstantane, saniyenin küsürleriyle ölçülür,1/500 sn. 1/250 sn. gibi.) Doğru pozlandırmada önemli olan nokta ışık dengesini yakalayabilmektir.fotoğrafçılığa yeni başlayan arkadaşların en çok zorlandıkları konuların başında doğru pozlandırma gelir.aslına bakarsanız uzman fotoğrafçılar bile bu konularda bazen hatalar yapabilirler.tabiki günümüzde bu ayarları otomatik yapan makineler oldukça yaygındır.ancak fotoğrafçılığın temel amacı bu ayarları kendi elimizle yapabilmemizdir. Makine seçimi yaparken de elle ayar yapabileceğimiz makineleri seçmemiz önem arz etmektedir. Diyafram ve Enstantane Ayarı,diyafram sıralamamız f2, 2,8, 4, 8, 11, 16, 22 olarak belirtilmiştir. Her hangi bir f sayısından bir önceki küçük sayıya (örneğin f8 den f5,6 ya ) geçmek diyafram açıklığını büyütür ve içeriye iki misli ışık girmesini sağlar.enstantane, saniyenin kesirleriyle ayarlanır. Tipik sıralama 1/8, 1/15, 1/30, 1/60, 1/125, 1/250, 1/500, 1/1000, olarak belirtilir.enstantaneyi 125 ten 250 ye ayarlarsak örtücü perdesi daha kısa süre açık kalarak diyaframdan gelen ışığın sensöre düşme süresini azaltacaktır. Eğer pozometre görüntülenecek konunun 1/125 sn. için f8 değerini gösteriyorsa o zaman aynı sürenin yarısında 1/250 sn. de. İki misli ışığın (f5,6) kullanımı doğru pozlandırma süremizi ortaya çıkaracaktır.yani enstantaneyi azaltırsak diyaframı açmamız gerekmektedir.enstantaneyi 1,250 den 1,125e getirirsek diyaframı da kısmamız gerekir ki doğru pozlamayı elde edelim. -Fotoğraf Makinası Nedir? Basit bir ayna ve merceğin işleyişinin anlaşılması çok önemli olan Görüntü kavramı,optik sistemlerin analizlerinde de o derece önemlidir.kullanımı en yaygın olan optik aletlerden biri cismin görüntüsünü bir film veya eletronik olarak bir çip üzerinde kaydeden Fotoğraf Makinasıdır. Fotoğraf, belgelenmek istenen objeden yansıyan ışığın duyarlı yüzey üstüne düşmesi ve duyar kat üstünde sabitlenmesidir.fotoğraf makinesinde,belgelenmek istenen objeden yansıyan ışık; objektifte

ulaşır ve odaklanır,sonra hemen objektifin içinde bulunan ve adına diyafram denen diske ulaşır.bu diskin amacı; gelen ışığın şiddetinin ayarlanabilmesidir.bu işi ise ortasında bulunan ve kullanıcı tarafından ayarlanabilen bir delik sayesinde yapar.objektifte toplanan ve odaklanan ışık diyaframdan geçerek örtücüye ulaşır.örtücü perde çekim sırasında önceden seçilen bir süre boyunca açık kalarak, ışığın film üzerine düşmesini sağlar. Dijital Fotoğraf Makinası, fotoğrafları elektronik olarak çeken ve saklayan elektronik bir cihazdır.geleneksel fotoğraf makinelerinde olduğu gibi fotoğraf filmleri kullanılmaz.işık film görevi gören ve adına sensör denen yeşil,kırmızı ve mavi renge duyarlı hücrelerden oluşan sandviç tipinde sıkıştırılmış bir katmandan geçer ve bu katmandan alınan değerlerle fotoğraf dijital olarak saklanabilir.günümüzün dijital fotoğraf makineleri tipik olarak çok fonksiyonludur ve fotoğraf çekiminin yanı sıra ses ve görüntü kaydetme özelliklerine de sahiptir. Piksel denilen küçük kareciklere sığdırır.piksel boyutu ne kadar büyük olursa fotoğrafımız da o kadar büyük olur.insanlar piksel arttıkça görüntü kalitesinin arttığını zannetmektedir ancak işin aslı öyle değildir.piksel sadece fotoğrafın boyutuyla ilgilidir.görüntünün netliği ve derinliği kesinlikle fotoğraf makinesinin üzerinde bulunan diğer ayarlardan daha çok etkilenir.en büyük faktörsensördür.sensörler günümüz fotoğraf makinelerinde genelde CCD olarak kullanılır, daha ucuz ve kalitesiz olan makineler CMOS kullanır ancak bu pozisyon bazen değişebilir.sensör'leri araştırırsanız bazı çok iyi SLR fotoğraf makinelerinin de CMOS sensör kullandığını görebilirsiniz. -Fotoğraf Makinası Türleri & Tipleri Dijital Fotoğraf makineleri günümüzde dört kategoriye ayrılır. Ultra Compact Compact DSLR Like DSLR. Ultra Compact : Bu amatör makinelerin en önemli özelliği şaşırtıcı derecede ince ve hafif olmalarıdır.gömlek cebinde bile taşınabilir. Fotoğraf çekim kalitesi ise Compact makinelerle hemen hemen aynıdır. Objektifi değiştirilemez, manuel ayarlama(m,a/s) imkânı çok kısıtlıdır. Compact : Küçük yapılı, büyük LCD ekranlı, düşük Optic Zoom'lu, fiyat ve özelliğine göre iyi fotoğraflar çekebilen, objektifi değiştirilemeyen, amatör makinelerdir. DSLR Like : Compact'lara göre daha büyük, Optic Zoom'u fazla, manuel ayarları Compact'a göre fazla DSLR'ye göre az olan, optiği değiştirilemeyen, yarı profesyonel makinelerdir.

DSLR : Büyük boyutlu, birçok manuel ayar olanağı bulunan, objektifi değiştirilebilen, profesyonel dijital fotoğraf makineleridir.bu makinelerin ayırt edici özelliği, lenslerindeki görüntüyü bakaç (vizör)vasıtası ile görebilmenizdir. Bir başka ifade ile, baktığınızda ve çektiğinizde kullandığınız lens sistemi birdir. Her 50mm.nin büyütme katsayısının sabit 1 alındığından hareketle aşağıdaki tabloyu inceleyelim. 50mm 100mm 200mm 400mm 1 cm2 2cm2 4cm2 8cm2 Tabloya gore konuya olan uzaklığımız sabit kalmak kaydıyla, 50mm. lik bir objektifle film düzlemi üzerinde sabit bir objeyi 1cm2 büyüklükle fotoğraflayabiliriz.aynı objeyi aynı mesafeden 200mm. lik bir objektifle çektiğimizde ise, görüntü 4cm2 oluyor.eğer görüntü büyüklüğünü hep sabit,örneğin 1cm2 olarak tutarken,objektif odak uzunluğunu değiştirmek için ne yapmamız gerekir? Görüntü 1cm2 *50mm. lik objektifle 1 metreden çekim yaparken,200mm.lik bir objektifle 4 50mm 1metre metreden çekim yapmamız gerekir. 100mm 200mm 400mm 2metre 4metre 8metre a) Kompaktlar Ülkemizde çok yaygın olan bu tip fotoğraf makinelerinin popular olmalarının basilica 3 nedeni vardır. 1-küçük,hafif ve kolay taşınır olmalarıdır.tatil,hatıra ve aile fotoğrafları için ideal sayılırlar. Taşınabilir özelliği ile ilginç olayları anında görüntüleyebiliriz. 2-Kullanımlarının son derece basit olmasıdır.genel olarak kompakt makineler için teknik ayarlamalar gerekmiyor.hem netlik ayarlı hem de doğru ışık ölçümü ile fotoğraf çekilebilmesi için yapılacak tek şey vizörden bakarak denklanşöre basmaktır. 3-Diğer tür cihazlara gore daha uygun fiyata olmalarıdır. Üzerlerinde bulunan otomatik mod sayesinde kullanıcının fotoğraf çekerken yapması gereken tek şey deklanşöre basmak oluyor.makine ortam şartlarına uygun olarak tüm ayarlarını yapıyor ve fotoğrafı çekiyor.işte kompakt fotoğraf makineleri ile diğer sınıflara ait modeller tam olarak bu noktada ayrılıyor.kompakt fotoğraf makinelerinde tüm insiyatif makineye ait. Cihaz, sizin ayarlara dokunmanıza izin vermiyor.siz en fazla sahne modunu seçebiliyorsunuz ( manzara, gece çekimi, makro vs. ).Oysa DSLR-Like ve DSLR sınıfı cihazlarda kullanıcı fotoğrafın ayarlarına karışabiliyor.bu da çekeceğiniz fotoğrafın tam olarak sizin istediğiniz kıvamda olmasını sağlayabiliyor.

b) Tek Objektifli Refleks Makinaları (SLR-Single lens Reflex) Bu tip makinelerde değiştirilebilen objektifler kullanılabilmektedir.bu sayede geniş mekanların görüntülenebilmesi, çok uzak mesafelerin ya da makro çekimlerin yapılabilmesi mümkün olabilmektedir.değişik odak uzaklıklarında objektif kullanmak mümkündür. 24x36mm fotoğraf filmi kullanan makinelere verilen isimdir. Bütün SLR fotoğraf makinelerinde, objektiften içeri giren,yani filme ulaşan görüntü tam olarak görülebildiği için, kompozisyon ve netleme kolayca yapılır.kompakt fotoğraf makinelerinde karşılaşılan PARALAKS hatası bu fotoğraf makinelerinde yoktur.slr fotoğraf makinelerinin içinde bulunan ışığa duyarlı silikon hücreler,makinenin içinde objektiften giren ışığın yoğunluğu ölçebileceği bir yere yerleştirilmiştir.objektiflere takılabilecek ek optiklerle, filtrelerle, fotoğrafçı sayısız arayış ve deney olanakları bulur. Refleks makinelerin tartışılmaz avantajlarının başında vizörde görülen konunun filme aynen yansıması gelir.böylece hem kadrajlamada hem de net ayarında büyük bir avantaj sağlanmış olur. Denklanşöre basılmadan önce diyafram en açık konumdadır.aynadan yansıyan ve buzlu cam üzerine düşen görüntü bir prizma aracılığı ile vizörden izlenebilir.çekim yapmadan önce diyaframın en açık konumda bulunması,aydınlık bir görüş ile daha rahat kadraj ve netleme yapmamızı sağlar. Denklanşöre basıldığı anda diyafram,verilmiş olan değer kadar otomatik olarak kısılır,ayna kalkar, perde obtüratör açılır ve görüntü film düzlemine düşer,film pozlanır.obtüratör tekrar kapanır, ayna iner ve diyafram tekrar en açık konumuna geri döner.çoğunlukla 35 mm formatlı film kullanılır. c) DSLR (Digital Single Lens Reflex) DSLR, Digital Single Lens Reflex ifadesinin kısaltılmışıdır.dijital teknolojinin gelişmesi ile filmlerin yerini dijital sensörler alınca, SLR fotoğraf makinelerinin başına 'D' harfi eklenerek "DSLR" adını aldılar.bu sınıfa ait cihazların en önemli özelliği lenslerinin değişebilir olmasıdır.kullanıcı, çekeceği fotoğrafın türüne uygun olan lensi kullanarak daha kaliteli fotoğraflar elde edebilir.boyut olarak diğer cihazlara göre oldukça büyükler ve taşınmaları için çanta kullanımı şart.aynı şekilde fiyatlandırma da diğer sınıflara göre pahalı.ancak kullanıcıya sunduğu imkanlar da bu fiyatı karşılıyor.dslr cihazlar fotoğrafa dair tüm ayarları yapmanıza imkan tanıyor.böylece nasıl bir fotoğraf düşlüyorsanız ona ulaşabiliyorsunuz.elbette bunu başarabilmeniz için makinenizin ayarlarını ve fotoğrafa etkilerini bilmeniz şart.yoksa, DSLR kullanmanız çok iyi fotoğraf çekeceğiniz anlamına gelmiyor. Günümüzde bu yanılgıya düşen ve binlerce lira vererek DSLR bir makine alan birçok kullanıcı büyük hayal kırıklığı yaşıyor.iyi bir fotoğraf için iyi bir ekipman şart olduğu gibi sağlam bir fotoğraf bilgisi de gerekiyor.cihazın diyaframında yapacağınız bir değişikliğin size nasıl geri döneceğini bilmezseniz manzara fotoğrafı çekmek isterken bembeyaz bir fotoğraf ile karşılaşabilirsiniz.ayrıca DSLR cihazlarda temel ayarlar dışında birçok karışık ve önemli ayarlar da bulunmaktadır.eğer bunları bilmiyorsanız elinizdeki binlerce liralık makine ile otomatik modda kompakt fotoğraf makinesinden çok da farklı olmayan kareler çekmek zorunda kalabilirsiniz. Canon 'D' harfini rakamlardan sonra eklemekte (Canon EOS 550D vb.)nikon ise rakamların başına eklemektedir.

d) Çift Objektifli Refleks Makineleri (TLR) Twin-Lens Reflex Camera Biri altta fotoğraf kaydetmek ve diğeri üstte kadraj ayarlamak üzere dizayn edilmiş iki objektifli yaygın olarak 6X6cm görüntü üreten 120 kodlu Roll Film kullanılan orta format fotoğraf makinesi çeşididir.paralaks hatası bu makinede de vardır.üstteki objektif bir ayna yardımı ile görüntüyü yukarıya, buzlu cam üzerinde oluşturarak netleme ve kadraj yapılmasını,alttaki ise üsttekine bağımlı olarak aynı netleme ve kadrajın film düzlemi üzerine düşmesini sağlar.orta formatlıdırlar.bir objektif düzlemi ve film düzlemi vardır. Merkezi obtüratörlüdür. Her iki düzlem de bir aks üzerinde ileri geri hareket eder.kadraj ve netleme film düzlemindeki buzlucam üzerinde yapılır. Kontrol bittikten sonra film şasesi buzlu camın yerini alacak biçimde film düzlemine yerleştirilir. Özellikle mimari çekimler için idealdir.fakat taşınması zor ve hantal makinelerdir.

2-Fotoğraf Tarihi -Giriş Iİnsanog lu binlerce yıldan beri çevresinde go rdu klerini bir biçimde çizmek, go ru ntu lemek gereg ini duydu. Iİnsanog lu binlerce yıldan beri çiziyor.resim, insanların çevrelerinde go rdu klerini, dog a da var olanları kaydetme ve gelecek kuşaklara aktarmanın bir yoluydu.1800 lu yılların ilk çeyreg inde go ru ntu leri kaydetmenin bir başka yolu geliştirildi.bu, insan go zu nu n go rebildig i her şeyi kusursuz bir biçimde, aynı insan go zu nu n go rdu g u gibi, iki boyutlu bir yu zeye dog ru perspektifle aktarabiliyordu.bir araç, bir başka deyişle, fotog raf makinesi kullanılarak go ru ntu leri kaydetmenin yolu fotog raf olarak adlandırıldı.bir güvercin yuvasının görüntüsüyle başladı fotoğrafçılık tarihi. Dünyada bilinen ilk fotoğraf emekli bir subay olan Joseph Nicephore Niepce tarafından bir yaz günü 1827 tarihinde çekilmiştir.çektiği fotoğrafa güneş çizimi anlamına gelen HALİOGRAPH adını vermiştir.üsteki fotoğrafta güvercin yuvasının bulanık fotoğrafı var. Sanatçılar Rönesans devrinde karanlık kutuyu buldular.böylece, ışığın girdiği ufak bir delik aracılığıyla karanlık kutunun öbür ucunda konunun ters çevrilmiş bir görüntü görebiliyordu.18. yüzyılda karanlık kutunun bir ucuna mercek ve diğer ucuna da buzlu cam konularak görüntü kutunun dışında görülebilir hale getirildi.niepce ile başlayan fotoğraf çalışmaları 1829'da Jacques Mande, Daugerre ile birleşip 1837'de Daugerreotype'ı ortaya koymalarıyla birden gelişim göstermeye başladı. Bu işlem gümüşle karıştırılmış bakır bir levhanın sünger tozu ve zeytinyağı ile silindikten sonra 1/16 oranında su ve nitrik asit birleşiminde yıkanıp hafif bir ateşte ısıtılmasını ve ikinci defa nitrik aside batırılmasını gerektiriyordu.böylece hazırlanan levha iyota batırılıp makineye yerleştiriliyor, ışık durumuna göre 5 ile 40 dakika poz veriliyordu. Elde edilen görüntü 47.5 C ısıdaki cıvayı kapsayan bir tepsinin içine konulana kadar ortaya çıkmıyordu. 1840 yı fazla geçiren bir mercek kullanılarak poz süresi düşürüldü. Daugerre tipi ile elde edilen görüntü çok net olmakta ise de gümüş bakır karışımı levhanın kolayca kırılması ve bu yönden çok pahalı olması fazla gelişmesini önledi. Aynı süreler içinde Henry Fox Talbot bir takım kimyasal maddelere batırılmış kâğıtlar üzerinde görüntü elde etmeyi başardıysa da yavaş yavaş kararması ve görüntünün net olmaması nedeniyle kolayca unutuldu.ancak Talbot'un bu buluşu için ilk defa "FOTOĞRAF" kelimesi kullanılmıştır.bir süre sonra da negatiflerin pozitife çevrilmesi başarılmıştır.böylece modern fotoğrafçılığın temeli atılmıştır. 1852 yılında George Eastman, Kodak makinelerinde 10 poz çekebilen bromür kaplı Jelatin rulolar bulunan Kodak fotoğraf makinelerini piyasaya sürerek çok büyük aletler taşıması gereken fotoğrafçıya kolay hareket imkânı sağladı. Fotoğraf çekildikten sonra makine fabrikaya gönderiliyor ve jelatin film kâğıttan ayrıldıktan sonra bir cam üzerine yerleştiriliyor ve sonra yeniden makineye film doldurularak sahibine iade ediliyordu. Gu nu mu zde fotog raf bu yu k bir h ızla biçim deg iştirmektedir.geleneksel biçimde film, fotog raf kartı ve kimyasal maddeler kullanılarak elde edilen analog (geleneksel) fotog rafların yerini bu yu k bir hızla yine optik teknolojisini ve optik teknolojisiyle birlikte elektronik ve bilgisayar teknolojilerini de kullanan sayısal (dijital) fotog raflar almaya başladı.sayısal fotog raf teknolojisi giderek artan bir hızla da gelişmeye devam ediyor.ancak bu analog fotog rafçılıg ın da tu mu yle yok olması anlamına da gelmiyor. Geleneksel fotog rafçılıkta eskisi kadar olmasa da hem fotog raf makinelerinin yapısında, hem de film, banyo ve kart teknolojilerinde ilerlemeler go zlenmekte. Ayrıca go ru ntu yu elde etmenin temellerinde de deg işiklikler olmamıştır. Geleneksel fotog rafçılıkta ve sayısal fotog rafçılıkta

go ru ntu yu oluşturma ve denetleme biçimleri hep aynı kalmış, go ru ntu nu n kaydedilme biçimi ve kayıt ortamları ve fotog raf makinesi yapılarında deg işiklikler olmuştur.fotog raf ortaya çıktıg ı 1830 lu yıllardan gu nu mu ze kadar yaşamlarımızı hep derinden derine etkiledi ve yaşamımızın her do neminde yerini hep aldı. Neredeyse dog umdan o lu me kadar fotog rafı hep kullanıyoruz. Gu ndelik yaşamdan, haberden, bilimsel araştırmalara, sag lıktan, dig er insanları tanımaya kadar fotog raf hep var. Fotog rafları anlayabilmek için de onu teknik ve içerik olarak iyi tanımak gerekiyor.iinsanlar binlerce yıldan beri go rdu kleri nesneleri deg işik biçimlerde go rselleştirmeye çalışmışlardır. Mag ara resimlerinden, gu nu mu zde çeşitli biçimlerde oluşturulan go ru ntu lere gelinmiş ve bu su reç neredeyse tu m tarihsel do nemlere yayılmıştır.sanatçılar veya go rselleştirme işiyle ug raşanlar, oluşturdukları go ru ntu lerin gerçeg e benzemesi için çalışmıştır.fotog raf insanlara bu olanag ı mu kemmel biçimde sag lamış ve gerçek gibi olanın u retilmesi fotog rafın bulunması ve kullanılmasıyla birlikte gerçekleşmiştir. Gu nu mu zde yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olan fotog raf ve fotog raftan tu reyerek yine yaşamımızda yog un biçimde yer alan sinema ve televizyonun temelinde go ru ntu vardır.fotog raf, go ru ntu yu optik, mekanik ve kimyasal yollar kullanarak elde etmenin ilk biçimidir. 1490 lı yıllarda Leonardo da Vinci, resim ve çizimlerde dog ru perspektif elde edebilmek için karanlık odanın(camera Obscura) kullanılması gerektig ini notlarında belirtmiş ve çizimlerini yapmıştı. Camera Obscura, 1500 lu yıllarda resim yapma amacıyla kullanılmaya başlandı.camera Obscura taşınabilir bir go ru ntu oluşturma aracıydı.(camera=oda, Obscura= Karanlık)Camera Obscura karanlık bir kutudan veya odadan başka bir şey deg ildir.bir yu zu nde ku çu k bir delik vardır. Bu delikten geçen ışık ışınları, karşı duvarda / karşı yu zeyde ters bir go ru ntu oluşturur.1550 lerden başlayarak Camera Obscura yı geliştirme çalışmaları başladı, 1568 yılında Daniello Barbero,Camera Obscura ya bir diyafram du zeneg i ekledi. Daha sonraki yıllarda bu diyafram du zeneg i bir mercekler grubuyla desteklenerek daha net ve parlak go ru ntu ler elde edilmeye başlandı. Bu yıllardaki Camera Obscura lar adlarına uygun biçimde oldukça bu yu ktu.bir oda bu yu klu g - u n deydi ve içlerine bir insan girerek rahatça çizim yapabiliyordu.17.yu zyıldan başlayarak Camera Obscura ların boyutları ku çu ldu ve hem mekanik hem de optik açıdan çok geliştirildi. 1776 yılında Johann Zahn, Camera Obscura ya bugu nku objektiflere benzer bir du zenek ekledi.bu du zenek içindeki objektifler ileri geri hareket ederek netlik yapmada kullanılıyordu.zahn bu aygıtı portre çizmede kullanıyordu ve yapı olarak bugu nku yansıtmalı (refleks) fotog raf makinelerine çok benziyordu. 17. yu zyılda toz gu mu ş nitratın gu neş altında karardıg ı bilimsel olarak kanıtlandı.1727 yılında Alman bilim insanı Johann Heinrich Schultze gu mu ş nitrat dolu şişelerin u zerine ışık geçirmeyen nesneleri koyarak bu şekillerin şişelerin içindeki kimyasal maddelerin u zerinde oluşmasını sag ladı. Ancak bunlar tespit edilemedikleri, bir başka deyişle kararmaları durdurulamadıg ı için bir su re sonra kendiliklerinden karararak silinip gidiyorlardı. Bu çalışmalardan yaklaşık elli yıl kadar sonra isveçli kimyager Carl Scheele, ışık go rmu ş gu mu ş tuzlarının kimyasal işlemlerden geçirildikten sonra kararmalarının durdurulabileceg ini buldu. 1800 lerin başında da Iİngiliz bilim insanları da benzeri çalışmalar yapıyorlardı.wedgewood, u zerine gu mu ş nitrat su ru lmu ş ka g ıt parçalarını kullanarak bunların u zerinde fotografik go ru ntu ler oluşturuyordu.ancak saptama (tespit) banyosu olmadıg ı için bu go ru ntu ler de kendiliklerinden karararak yok oluyorlardı. 1820 lerde Fransız bilim insanı Joseph Nice phore Niepce(7 Mart 1765-5 Temmuz 1833)ilk kez bir aygıt aracılıg ıyla oluşturulan go ru ntu yu, iki boyutlu bir du zlem u zerine kaydetti.niepce, kurşun kalay alaşımlı bir plaka u zerini bir tu r asfaltla kaplamış ve yaklaşık sekiz

saatlik bir pozlama sonucunda ilk fotog rafı elde etmişti. Bu fotog raf, ilk olmasına karşın ticari boyutu yoktu. 1839 yılında ticari anlamda başarılı bir sistem geliştirecek olan Jaques Louis Daguerre ve Niepce 1827 yılından itibaren birlikte çalışma kararı aldılar.daguerre bir ressamdı ve Camera Obscura yı o do nemde bir çok ressamın yaptıg ı gibi resim yapmakta kullanıyordu.daguerre gu mu ş iyodu r ile yaptıg ı go ru ntu kaydı çalışmaların su rdu rdu ve çalışmalarında oldukça ilerledi. Fransız Bilimler Akademisi aracılıg ıyla duyurdu ve bu buluşun adı Daguerrotype olarak anılmaya başlandı. Daguerrotype go ru ntu leri şo yle oluşuyordu: Bakır bir levha gu mu ş bileşikleriyle kaplanıyor ve iyot buharıyla gu mu ş iyodu r haline getiriliyordu.camera Obscura kullanılarak bu levha pozlanıyordu. Pozlama sonrasında karanlık bir odada civa buharı kullanılarak go ru lebilir hale getiriliyordu, daha sonra go ru ntu nu n sabitleşmesi için, bugu n de saptama banyosu olarak kullanılan hiponun (sodyum hiposu lfit veya potasyum metabisu lfit )içinde tutuluyordu.hipo, levha u zerinde pozlanmamış, bir başka deyişle kararabilecek gu mu ş bileşiklerinin levha u zerinden akıp gitmesini sag lıyordu ve pozlanmış go ru ntu levha u zerinde sabit olarak kalıyordu.bu yo ntemin zayıf tarafı elde edilen go ru ntu nu n bir tane olmasıydı. cıva buharı insan sag lıg ını ciddi bir biçimde etkiliyordu. Fotog raf so zcu g u n ilk kez 1800 lerin ilk yarısında, 1839 yılında Sir John Herschel tarafından kullanıldı.fotog raf so zcu g u eski Grekçeden gelir.iki farklı so zcu g u n birleşmesiyle oluşmuştur. Foto=Işık, Grafi= Çizmek.Bundan da anlaşılabileceg i gibi fotog raf, ışıkla yazma işidir.işık varsa fotog raf da vardır.işık yoksa fotog raf da olmayacaktır. Fotog raf, 19. yu zyılın en o nemli buluşlarından biridir, gu nu mu z iletişim ortamlarının ve araçlarının o nemlileri arasında yer alır.go ru ntu nu n bir "aygıt" kullanılarak, iki boyutlu bir yu zey u zerine kaydedilmeye başlanmasının u zerinden yu z yetmiş yıldan fazla geçti.fotog raf u zerine çalışmalar yalnızca Fransa da yapılmıyordu.eş zamanlı olarak Iİngiltere de de çalışmalar vardı. William Henry Fox Talbot da bu yo nde çalışmalar yapan bir Iİngilizdi. Fox da gu mu ş nitrata batırılmış ka g ıtları pozlayarak, Tablotype adını verdig i bir yo ntemle go ru ntu ler elde ediyordu.1839 yılında ışıg a duyarlı ka g ıtları icad ettig ini kamuoyuna duyurdu.yukarıda adı geçen ve fotog rafın isim babası olan Sir John Herschel Talbot un yakın arkadaşıydı. Herschel de bir bilim adamıydı ve bugu n de saptama(tesbit banyosuhipo) olarak kullanılan sodyum hiposülfit go ru ntu lerin sabitleştirilmesinde kullanılabileceg ini buldu. Fox Talbot un, Daguerre in çalışmalarından farkı, Daguerrotype go ru ntu lerinin tek olması, bir başka deyişle çog altılamaması, Talbot go ru ntu lerinin ise elde edilen negatif go ru ntu kullanılarak çog altılabilmesiydi. Talbot 1844 yılında ilk fotog rafçılık kitabı olan The Pencil of Nature, Dog anın Kalemi ni yayınladı. Ortaya çıkışı veya resmi olarak tescil edilişinden sonra, 1840'lı yılların başlarında fotog raf yaygınlaşmaya başladı.bu yıllardaki fotog rafçıların hedef kitlesi, pahalı oldug u için yag lı boya portrelerini yaptıramayan orta sınıftı. O yıllarda yag lı boya portreler yaptırmak soylulug un sembolu ydu ve u st sınıflara ilişkin bir eylemdi. Takip eden yıllarda duyarkatlara ve objektiflere ilişkin çalışmalar devam etti, fotog raflarda detaylar arttı, kalite yu kseldi, pozlama su resi azaldı.bu gelişmeler fotog raf makinalarını gezginlerin en o nemli yol arkadaşları haline getirdi.o zellikle Fransa ve Iİngiltere başta

olmak u zere du nyanın her yanına fotog rafçılar gitti.egzotik u lkelere ilişkin fotog raflar satılan metalar haline geldi. 1870'li yıllarda pozlama su resi de birkaç dakikadan 1/25 saniyeye du ştu, duyarkatlar (emu lsiyonlar) eni konu gelişti, hassaslaşmış, fotog raf makinelerinin optik ve mekanik aksamları gelişti. O gu nlere dek fotog rafçının çekim anından hemen o nce kendisinin imal ettig i ıslak duyarkatlı fotografik levhalar yerine ato lye ve fabrikalarda u retilmiş, kuru, kullanım ve taşıma kolaylıg ı sag layan hazır emu lsiyonlu fotog raf levhaları u retilmeye başlandı. Bunlar gu zellig i elde etmenin yeni araçları olarak tanıtıldı, Fotografik olanaklar gelişti.1881 yılında George Eastman bir şirket kurarak kuru cam filmleri imal etmeye başladı.bu şirket 1888 yılında KODAK adını alacaktı ve du nyanın en hızlı gelişen fotog raf ve film şirketlerinden biri olacaktı. 1888 yılında Kodak firması film, banyo ve baskı u creti içinde olan, 100 adet filmi bulunan fotog raf makinelerini piyasaya su rdu. Bu fotog raf makinelerini, " du g meye basın, gerisini bize bırakın" reklam sloganıyla satıyordu, bu yıllardan sonra fotog raf geniş kitlelere mal oldu.fotografik go ru ntu ler sanat çevrelerinde de tartışmalar açtı, resim gibi deg ildi, resimden daha mu kemmel biçimde perspektifi ve go ru neni aktarıyordu. Fotog rafın ilk otuz yılında ve takip eden do nemlerde, kimi fotog rafçılar negatifler u zerinde oynayarak, fotog raf u zerinde dokular oluşturarak, fırça darbelerinin benzerlerini yaratmaya çalışarak "resim gibi" olanı yakalamaya çalıştılar. Artistik arayışlara girdiler.fotog raf sanat olma yolunda ilerlemeler kat etti. Louis Jacques Mande DAGUERRE, Still Life, 1837. Negatif kullanılmadan basılan ilk fotoğraf Louis Jacques Mande DAGUERRE,Boulevard du Tample,Paris, 1838. William Henry Fox TALBOT.Botanikle ilgili ilk fotograflardan,1839.

Hippolyde BAYARD Excavation for rue Tholoze,1842. William Hanry Fox TALBOT. The Open Door,1843. William Hanry Fox TALBOT. The Nelson Column, Trafalgar Square,1843. William&Frederick LANGENHEIM, Girard Bank, 1844. John BLUMBE, Capitol Building, Washington, 1845.

Gustav OEHME, Üç Genç Kiz Portresi, 1845. Jean Baptiste LOUIS GROS.Bridge and Boats on The Thames, 1851. 1939 da Alman Kimyacı Robert Cornelius Philadelphia da aile mağazasında kendi fotoğrafını çekti.dünyanın ilk insan fotoğrafını çekerek tarihte yerini aldı. İlk kadın fotoğrafı, Dorothy Catherine Draper e ait olan bu fotoğraf, 1839 yılında Amerika da çekildi. İlk seri fotoğraf 1880 lerde Fransız

bilimadamı Etienne-Jules Marey kuşların nasıl uçtuğunu öğrenmek istedi.bir saniyede 12 fotoğraf çeken fotoğraf tabancasıyla bu fotoğrafı çekti. İlk Hareketli Fotoğraf İngiliz fotoğrafçı Eadweard Muybridge, on iki kamerayla bir seri fotoğraf çekerek bir at yarışını adım adım fotoğrafladı.bunları birleştirerek ilk hareketli görüntüleri oluşturdu. İlk sualtı fotoğrafı Louis Boutan tarafından1890 da çekildi.

Havadan çekilen ilk fotoğraf 1858 de Gaspar Felix Tournachon tarafından Fransa da çekildi İlk savaş fotoğrafı 1847 yılında Meksika - Amerika savaşında Charles J. Betts bu fotoğrafı gizlice çekti. Karanlık Kutu, Athanasius Kircher tarafından 1646 da Roma da yapılan büyük bir karanlık kutu. Hareket edebilen küçük bir odadan oluşan karanlık kutuyu, sanatçı resmetmek istediği konunun önüne taşıyordu.konunun bu büyük karanlık kutu içinde şeffaf bir yüzey üzerinde elde edilen görüntüsü, malemle çizilerek sabitleştiriliyordu.

15.yy da ışığın farkına varılmış, renk ve biçim dışında bir eleman olarak resime katılmıştır.16.yy da resimde optic görüntü izleri sezilir.17.yy da bu eğilim çok açıktır. Hollanda Fabritius ve Vermeer, ispanya Velasquez, italya Canaletto kesinlikle Camera Obscura kullanmıştır. 1920 lerde başlayan denemeler soyut ve yarı soyut görüntüleri getirmiştir.çekimde veya karanlık oda da yapılan değişimler yanında bildik nesnelerin umulmadık ayrıntılarına inilerek çalışıldı.paul Strand ve Edward Weston un çalışmaları gerçekçi fotoğrafın soyutlamalarıdır. -MERCEK VE EKİPMANLARIN GELİŞİMİ Kayıtlara göre en eski optik firması 1756'da Viyana'da JOHANH CRISTOPH VOIGHTLANDER tarafından kuruldu.voighlande 1849'da Brunswıch de bir fabrika kurdu ve 1868 de bunu Viyana'ya taşıdı.lenslerden başka geniş açılı objektifli fotoğraf makineleri u retmeye başladı.ancak başarı, ZEISS- IKON tarafından 1965 de ele geçirildi.fotoğrafın keşfedildiği yıllarda Paris'te çok iyi bir optik firması vardı.bunlar Derogy, Hermagis'tir.Fakat en önemlisi Daguerre'in arkadaşı olan Chevaller'dir Daguerre makinelerine uygun lens imal etmesini istedi.fakat başarılı olmadı.bu lens Petzval'ın Portrait Lens ile yarışacak bir lensti.petzval 1839'da meslektaşı Andeos Freicerr Von Ettinghaussen - in zorlaması ile portre çekimine uygun yu ksek diyafram tasarımı u stlendi. Formu lu Voighlande'de devretti ve en çok aranan Portrait Lensleri u retmeye başladı.fransa'da bir diğer lens u reticisi 1822'de fabrika kuran Jean Theodore Jamin'dir.Daha sonra Fransa'da binlerce objektif yapacak olan asistanı Alphonse Darlot işi devraldı.almanya'da ilk lens fabrikası Agust Steinhell (1801-1870) tarafından 1852 yılında kuruldu.ingiltere'de mikroskop objektiflerinin mucidi Andresross'tur.1844' de Parisli Fredrerich Von Marters 150 derecelik bir alanın fotoğrafını çekebilen bir kamera yapmıştır.panoramik kamera olarak adlandırılan bu araç, u zerindeki bir çevirme kolu ile içerideki bir dişliyi çevirmekte, dişli de bir eksene bağlı olarak merceği döndu rmektedir.bu dönme hareketi ile duyarkat yavaş yavaş pozlanıyordu. O zamanlar panoramik, kent ve doğa fotoğrafları, bu tip kameralarla çekilmişti.1854'de Parisli fotoğrafçı Adolph Eugene Disderi, portre çekimini kolaylaştırmak için, 6,5 X 8,5 inç boyutlarında, her biri ayrı ayrı ayarlanabilen çok mercekli bir kamera geliştirmiştir. Bu kamera ile bir fotoğrafik levha, u zerine bir du zine fotoğraf çekilebiliyor-du. Fotoğraf bilinçli olarak ilk kez 1853-1856 yıllarında Kırım Savaşında iletişim niteliğinde kullanılmıştır.ingiliz REOGER FENTON, 360savaş fotoğrafı çekmiş ve medya niteliğinde kullanmıştı. Basın tarihinde ilk kez bu fotoğraflarla sansu r uygulanmıştır.nedeni ise İngiliz halkının renci de olmasıdır. -RENKLİ FİLMLERE GEÇİŞ (AUTOCHROME) 1907yılında Fransız LUMIERE KARDEŞLER ilk pratik renkli fotog raf cam tabaka su reci olan AUTOCHROME ' u tanıştırdı. Autochrome bu yu k bir hızla Avrupa'da tanınmaya başlandı., ve birkaç yıl içinde de ABD de tanıttı.bugu n National Geographic Society ku tu phanesinde yaklaşık 15.000 cam tabaka vardır. -Osmanlı da Fotoğraf Ceride-i Havadis in 17 Temmuz 1842 tarihli nüshasında, Daguerre in çıraklarından Kompa nın İstanbul a geldiğinden, fotoğraf sanatını ücret mukabili teşhir ettiğinden ve isteyenlere öğrettiğinden bahsedilir. Bu tarih Osmanlı ya fotoğrafın fiilen geldiği tarih olarak kabul ediliyor. Gezgin fotoğrafçılar döneminden sonra yerleşik fotoğrafçılar, bugünkü İstiklal Caddesi nde

yerlerini almaya başladılar.bu stüdyolarda öncelikle dışardan gelenlerin ya da imparatorlukta görevli yabancıların fotoğrafları çekildi.elektriğin henüz olmadığı dönemlerde bu stüdyolar, bugünkünün tam tersine, binaların çatı katlarında kuruluyordu.gün ışığı, çatıya gerilen perdelerle özel olarak kontrol ediliyordu.uzun poz süresi gerektiğinden, başın oynamaması için de arkaya bir düzenek yerleştiriliyor, cam negatifler de yine gün ışığında bir gün boyu baskı haline dönüştürülüyordu. İlk Osmanlı fotoğrafçıları genelde azınlıklar arasından çıktı.rum asıllı Vasil Kargopulos 1850 de Pera da ilk yerleşik stüdyoyu açan kişi oldu.dış çekimleri başarıyla gerçekleştiren Kargopulos un asıl ünü stüdyo çekimlerindeydi.stüdyosunda, müşterilerin kıyafetlerini değiştirip çeşitli pozlarda fotoğraf çektirebilmeleri için çok geniş bir gardırobu bulunuyordu. Stüdyolar arasında saray erkânının fotoğrafını çekme başarısını gösterenler ünlerine ün katıyorlardı;özellikle de saray çocukları en önemli müşteriler arasındaydı. Saray fotoğrafçıları deyince akla ilk gelen isim, Abdullah Kardeşlerdir. Ermeni Vichen, Kevork ve Hovsep kardeşler Abdullah Freres adlı stüdyolarında 1863 te çektikleri Abdülaziz fotoğrafıyla Sultan Fotoğrafçısı unvanını kazandılar. Bu konuma gelmelerinden sonradan Müslüman olarak Abdullah Şükrü adını alan Vichen Abdullah ın büyük önemi vardır. Abdullah Kardeşler bu ünvanlarını, Sultan Abdülaziz den sonra Sultan II. Abdülhamid devrinde bir ara kaybetmişlerse de tekrar elde ettiler.1867 Paris Sergisi ne katılan Abdullah Freres in çalışmaları o denli takdir edildi ki, çok geçmeden milletlerarası şöhrete ulaştı.abdullah Kardeşler den sonra yetişen fotoğrafçılar da, bu sanatı Osmanlı nın sosyal ve siyasi hayatının tespitinde kullandı. II. Abdülhamid in, Yıldız Albümleri olarak bilinen fotoğraf koleksiyonunun oluşumunda Abdullah Freres in büyük katkısı olmuştur.bu albümler, Osmanlı hâkimiyetinde bulunan topraklarda kurulmuş abideleri, müesseseleri, kültür ve sanat mirasını fotoğrafla tespit ettirerek tarihe emsalsiz birer belge bıraktı.padişahın isteği üzerine çekilen 40 bine yakın fotoğraf, Osmanlı toplum hayatı, tarihi eserler, şehircilik ve şahıs dökümlerini içeren kapsamlı bir foto-belge özelliği taşıyor. Bu fotoğraflar, Türkiye nin yurtdışındaki kültürel mirasının tahrip edildiği dönemlerde, devlet tarafından tarihi birer belge olarak kullanılıyor. Daha sonradan Phebus olarak anılmaya başlanan Bogos Tarkulyan hem Osmanlı hem Cumhuriyet döneminde önemli bir yere sahip olmuştur. Döneminde, fotoğrafların hepsi, kimyası gereği sepya tonda basılıyordu.fotoğrafları pastel tonlara boyayan Tarkulyan, bunun için saraydan çok büyük bir ödül almıştır.55 yıllık profesyonel hayatında portrecilik önemli bir yer tutar.1926 yılında çektiği Atatürk portresi, 1927 yılında tedavüle çıkan kağıt paraların ön yüzünde yer almıştır. Emil Römmler ve Erasmus Jonas ın kurdukları Römmler & Jonas şirketi 1890 ların başında İstanbul sokaklarındaki hareketli yaşamı belgelemiştir.beyazıt ve Galata Kuleleri nden çekilmiş İstanbul ve boğaz panoramalarının yanı sıra, saray ve camilerden oluşan fotoğrafları dönemim kartpostalları arasında yerini almıştır. Sözünü ettiğimiz fotoğrafçılar, kahveleri, çarşıları, sokaklarıyla Osmanlı yaşamını günümüze getirdiler; Karadağlı, Gürcü, Ermeni, Arnavut, Yahudi, Sırp, Arap, Çerkez nüfusuyla Osmanlı halkını belgelediler ve bunları kendi yönlendirdikleri ışıkla saptayarak günümüze ulaştırmayı başardılar. O zamana ait bildiklerimizi bu öncü sanatçılara borçluyuz. - Camera Obscura

Işık yalnızca hayatın degil, sanatin da kaynagı. Varoluşun bu ele avuca sığmaz çocuğu, karanlık çağlardan bu yana ele geçirilmek isteniyor. Kimi zaman elmaslarda ya da kristallerde aranan bu hakimiyeti, karanlıkta aramayı düşünebilen ilk kişi Aristo'dur. Bir iğne deliğinden geçecek kadar sınırlı ışık demetinin, geçtiği yerdeki nesneleri hafızasında barındırarak sırlarını karanlık bir odanın duvarına açacagını da ondan başka kim düşünebilirdi ki? Bu antik çağ bilgesinin açtigi igne deliğinden sızan ışık, yüzyıllar sonra bir rönesans çılgınının yüzüne düştü. Leonardo usta, ışık ile karanlık arasındaki antik bağıntıyı yeni çağa taşıdı. Hiç kuşkusuz, tarih, varolanın dışındakini arayan çılgınlarla dolu.bu ışık tutkunu, 1826 yılında, ışığı kagıt üzerine hapsetmeyi başardı. Bu ışık ve zaman hapishanesine, fotograf adı verildi. Fotoğrafın tarih içindeki serüveni, fotografın zaman içindeki serüveninden çok daha öncelere uzanmakta.aristo' nun verdiği adla camera obscura yani karanlık kutu fotoğrafları bu sayede karşımıza çıkıyor. Farklı bir ışık, farklı bir perspektif, farklı bir dünya sunarak.latince; Camera:kubbeli hazne/oda, Obscura:karanlık, karanlık oda çevresindekilerin resmini ekrana yansıtan optik (ışık) bir alettir.çizim ve eğlence amacıyla kullanılır ayrıca fotoğraf ve kameranın icadına yol açan buluşlardan biridir.cihaz bir kutu veya oda ve onun bir yüzüne açılmış delikten oluşur.dışarıdan gelen ışık delikten geçerek içerisindeki yüzeye düşer ve yansıdığı kaynağın perspektifini ve renklerini koruyarak ters dönmüş (180 derece, baş aşağı) görüntüsünü oluşturur. Resim bir kağıt üzerine düşürülerek yüksek kesinlikli çizimler elde edilmesini sağlar. Aynalar kullanılarak, 18.yy'daki baş aşağı versiyonunda olduğu gibi resmi düz bir şekilde kutunun bir yüzeyine yansıtmak mümkündür.daha portatif bir başka versiyonunda ise açılı aynalar yerleştirilmiş bir kutudan oluşur ve cam üst bölmeye yerleştirilmiş kopya kağıdına resmi dik olarak düşürür.10. yüzyılda yaşamış, Alhazen adıyla da bilinen Arap fizikçi ve matematikçi İbn Al-Haitam birbirinden farklı üç mumu belirli bir biçimle düzenleyerek, üzerinde küçük bir delik bulunan bir perdeyi duvarla mumlar arasına yerleştirir. Işıkla düzenek arasındaki etkileşmeyi incelediği deneyin sonunda Alhazen, görüntünün sadece küçük delikten geçen ışık yoluyla biçimlendiğini ve sağdaki mumun, duvarın sol tarafında bir görüntü oluşturduğunu notları arasına kaydeder, diğer yandan da ışığın doğrusallığını algılar. Alhazen'in bu çalışmaları 13. yüzyılda Avrupa'da değer bulur. Aristoteles'ten yaklaşık 1000 yıl sonra, İngiliz filozof ve eğitim reformisti Roger Bacon, Arap yazmalarından öğrendiği "karanlık kutu"nun ayrıntılı bir tanımını yapar. Rönesans'ın büyük ustası Leonardo da Vinci, iğne deliği görüntü oluşumunu perspektifle ilgili çalışmalarında "varsayalım ki, güneş, bir binayı, bir meydanı ya da doğal güzelliğe sahip bir alanı aydınlatsın. Böyle aydınlanan bir mekanın

karşısında duran, gölgedeki bir evin duvarına minik bir delik açalım; işte o zaman aydınlatılan tüm nesnelerin görüntüleri ışıkla bu delikten taşınır ve evin iç duvarında ters olacak şekilde belirir."ifadesiyle tanımlar. Rönesans matematikçisi ve astronomu olan Paolo Toscanelli 1475 yılında Floransa Katedrali'nin penceresine bir delik açarak, deliğin çevresine bronz bir bilezik yerleştirir.bu delikten güneşli günlerde geçen ışınlarla, güneşin Katedral'in zeminine yaptığı izdüşümü bugün bile görmek mümkün. Öğleüstü,bu görüntü Katedral'in zeminini bir "öğle işareti" olarak iki eşit parçaya böler.katedral zemini ve "öğle işareti", o dönemlerde, saat yerine geçen zaman göstergeleri. Camera obscura adıysa,1571-1630 yılları arasında yaşamış, modern bilimin öncülerinden Johannes Kepler'in bulduğu bir isim.onun zamanında bu ad ressamların manzara resmi yapmakta yararlandıkları mercekli bir deliği olan karanlık bir kutu, çadır ya da oda anlamına gelir. Mercek kullanımı görüntüyü daha parlak hale getirerek, görüntünün belli bir uzaklıkta odaklanmasına aracılık eder. Böylece kameranın bu türü Frisius'un 1544' te kullandığı araçtan farklı hale gelir.1620'lerde Johannes Kepler taşınabilir bir camera obscura yapar.çizimlerin de yardımıyla kısa sürede farklı biçim ve şekillerde çok sayıda camera obscura üretilir.bunlar o dönemlerin sanatçı ya da amatör ressamlarınca pek çok alanda yardımcı araç olarak kullanılır.18. yüzyıla gelindiğinde, camera obscura'lar yerlerini içinde ayna, önünde objektif bulunan fotoğraf makinelerine bırakmaya hazır haldedirler. Joseph Nicéphore Niepce Joseph Nicéphore Niépce, (d. 7 Mart 1765 ö. 5 Temmuz 1833) Fransız mucit.1826 yılında, tarihteki ilk fotoğrafı çekmiştir.niepce karakutu kullanarak görüntüyü kurşunkalay alaşımı özel bir plakaya düşürmüştür.bu plaka bitümen denilen ışığa duyarlı bir maddeyle kaplıydı.biraz bulanık olan görüntünün oluşması için 8 saat beklemek gerekiyordu.21x16.5 boyutlarındaki bu görüntüyü 1826 yılında Fransa da elde etti. Louis Jacques-Mande Daguerre (1787-1851) Kullanılabilir ilk fotoğrafı buldu.daguerreotipinin negatifi olmadığından, çekimlerden yanlızca bir kopya elde edilebiliyor ve bu görüntüler hassas yüzeylere sahip olduklarından özel kutular içinde saklanıyordu. William Henry Fox Talbot (1800-1877)

1839 da kağıt negatifi bularak fotoğrafın temel taşını koydu. Sulandırılmış tuz ve gümüşnitrat yardımıyla ışığa hassas kağıt üreten Talbot bunları kutu şeklindeki kamera içinde yarım ile bir saat gibi uzun süre boyunca pozlandırıyordu.talbot un bu katkısı asıl anlamına pozitifin bulunuşuyla kavuştu.böylelikle tek bir negatiften çok sayıda baskı yapmak mümkün hale geldi. David Octavius Hill (1802-1870) / Robert Adamson (1821-1848) Fotoğraf tarihinin ilk usta işi örneklerini verdiler. Portreleriyle tanındılar. Hill,doğa resimleriyle tanınan bir ressam olmasına ragmen bir öneri üzerine portre fotoğrafları çekmeye başladı.kameranın ardındaki hill, tekniker de Adamson olduğu için ürürnleri genellikle her ikisinin adlarıyla anılır. Hill, adamson un genç yaşta ölmesinden sonra yeni partnerlerle gerçekleştirdiği ancak kendisini tatmin etmeyen denemelerin ardından fotoğraf çekimlerini bırakıp tekrar resim yapmaya başladı. Eugene Atget (1857-1927) Çok sevdiği tiyatroyu bırakarak fotoğraf çekmeye başladı.ilk karelerini 1888 de elde etmeye başlayan Atget daha sonra fotoğrafı kendisine meslek olarak seçti.ağırlık verdiği konu ise Paris oldu.hayatı boyunca yalnızca İsviçre ye seyahat eden

Atget,Paris in Foto-Hikayesini yazan iyk fotoğrafçı olarak ünlendi.

3-Işık Ve Form -Işık Nedir? Go rme ışıkla başlar.işık go rsel nesnelerin bize yansımasını, dolayısıyla go rmemizi sag lar.fotog rafı etkileyen en o nemli o g e de ışıktır.işık enerjisi olmadan fotog rafik go ru ntu nu n oluşması mu mku n deg ildir.aslında herhangi bir go ru ntu nu n oluşabilmesi için bir enerji tu ru nu n madde ile etkileşip oluşan bilgilerin bir yerlerde depolanması gerekir.işık, tu m go rsel sanatların temelidir ve fotog raf da ışıktır.fotog raf yapmanın ilk adımı olan ışık, fotog raftaki go rsellig in nedenidir.nasıl resim boya ile çiziliyorsa fotog raf da ışıkla çizilir.bir çekimde fotog raf makinesinin ayarları ışıg a go re yapılır.çu nku fotog rafın kaynag ı ışıktır.bir o lçu de fotog rafın başarısı ışıg a bag lıdır; yani ışıklandırmayı dog ru yapmak gerekir.işıg ın en o nemli işlevi fotog rafın çekilmesini sag lamaktır.işık fotog rafın temel taşıdır. Bu nedenle ışıg ı iyi bilmek ve buna go re de iyi deg erlendirmek gerekir. Photo kelimesi Yunanca ışık anlamına gelir. Işığın doğasını tam olarak tanımını yapabilmek zor bir durumdur. Işık, bir ışımanın ışık kaynağından çıktıktan sonra cisimlere çarparak veya direkt olarak yansıması sonucu canlıların görmesini sağlayan olgudur.c ile gösterilir. Işık,dalga boyuna göre göze farklı renklerde gözükür. Renklerin Kırmızı ışık Kırmızı ışık Yeşil ışık + Yeşil Işık + karışımı + Yeşil ışık = Sarı ışık + Mavi ışık = Magenta ışık Mavi ışık = Cyan ışık Mavi Işık + Kırmızı Işık =Beyaz Işık Temel ışık renkleri, kırmızı, yeşil ve mavidir.diğer renkler bu üç rengin karışımıyla elde edilir. Üç rengin birlikte varlığı beyazı oluşturur.hiçbir ışığın olmaması durumundaysa siyah oluşur.işık, doğrusal dalgalar halinde yayılan elektromanyetik dalgalara verilen addır.380 750 nm. dalga boyları arası dalgaboyu gözle görülebilir ancak bilimsel terminolojide gözle görünmeyen dalga boylarına da ışık denilebilir. Işığın özellikleri, radyo dalgalarından gamma ışınlarına kadar gidebilen, elektromanyetik dalganın boyuna göre değişir.işığın, ve tüm diğer elektromanyetik dalgaların temel olarak üç özelliği vardır. Frekans: Dalgaboyu ile ters orantılıdır, insan gözü bu özelliği renk olarak algılar. Şiddet: Genlik olarak da geçer, insan gözü tarafından parlaklık olarak algılanır. Polarite: Titreşim açısıdır, normal şartlarda insan gözü tarafından algılanmaz.