Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde 1 Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı*



Benzer belgeler
TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

CEZA HUKUKU- ULUSLARARASI HUKUK. Dr.Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

ULUSLARARASI SOSYAL POLİTİKA (ÇEK306U)

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

Terörle Mücadele Mevzuatı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik

ITU Maritime Faculty-MSC.2016 International Organisations

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

MÜLTECILERIN HUKUKI STATÜSÜNE ILIŞKIN 1967 PROTOKOLÜ

İSRAİL İN YARDIM GEMİLERİNE MÜDAHALESİNİN ULUSLARARASI HUKUK AÇISINDAN ANALİZİ

TÜRK HUKUK DÜZENİNİN YÜRÜRLÜK KAYNAKLARI (2) Dr. Öğr. Üyesi Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

TBMM DIŞİLİŞKİLER VE PROTOKOL MÜDÜRLÜĞÜ TARAFINDAN HAZIRLANMIŞTIR

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

: Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası. VEKİLİ : Av. Mahmut Nedim Eldem- -Cinnah Cad. Willy Brant Sok. No: 13 Çankaya/ANKARA

Lozan Barış Antlaşması

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler

ULUSLARARASI ÖRGÜTLERİN SORUMLULUĞU

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

İçindekiler Önsöz 7 Kısaltmalar 25 Giriş 29 BİRİNCİ BÖLÜM: ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN MAHİYETİ I. ULUSLARARASI HAVA HUKUKUNUN KAPSAMI 31 A.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

(Resmi Gazete ile yayımı: Sayı: 25626)

Siber Savaş ve Terörizm Dr. Muhammet Baykara

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Afet Yönetimi (INM 476)

Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşmaları: Yatırım Kavramı ve En Çok Gözetilen Ulus Kayıtları

BM Enformasyon Merkezi UNIC-Ankara

BM Güvenlik Konseyi nin Yeniden Yapılandırılması

DEVLETİN HAKSIZ FİİLDEN KAYNAKLANAN ULUSLARARASI SORUMLULUĞU

SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ KANUNU

İNSAN HAKLARI CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 11.00

ULUSLARARASI HUKUK TEMEL METİNLER

A.Ü. HUKUK FAKÜLTESİ DENİZ KAMU HUKUKU FİNAL SINAVI YANIT ANAHTARI 05 Ocak 2014; Saat: 14.30

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE ROMANYA ARASINDA HUKUKÎ KONULARDA ADLİ YARDIMLAŞMA ANLAŞMASI

TÜRKİYE DEKİ FİNANSAL KURULUŞLAR İÇİN FATCA

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

T.C. Sağlık Bakanlığı Dış ilişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü

(Resmî Gazete ile yayımı: Sayı : Mükerrer)

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

TERÖRİZMİN BASTIRILMASINA (SUPPRESSION) DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ 1

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

İŞ SAĞLIĞI HİZMETLERİNE İLİŞKİN 161 SAYILI ILO SÖZLEŞMESİ

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER (BM)

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Güz Dönemi. HUK233 İdare Hukuku I Lisans Zorunlu Türkçe. Yok. Yok

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

YABANCI HUKUK HAKKINDA BiLGi EDiNiLMESiNE DAiR AVRUPA SÖZLEŞMESİ NE EK PROTOKOL

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

DİPLOMASİ AJANLARI DA DAHİL OLMAK ÜZERE ULUSLARARASI KORUNMAYA SAHİP KİŞİLERE KARŞI İŞLENEN SUÇLARIN ÖNLENMESİ VE CEZALANDIRILMASINA DAİR SÖZLEŞME 1

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

Türk Göç ve İltica Hukukunun Temelleri:

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

ACİL SAĞLIK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET BİRİMLERİ VE GÖREVLERİ HAKKINDA YÖNERGE. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SOYKIRIM SUÇUNUN ÖNLENMESI VE CEZALANDIRILMASI SÖZLEŞMESI

İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Fransa Cumhurbaşkanı Macron

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

25. YILINDA HOCALI SOYKIRIMI ULUSLARARASI SEMPOZYUMU

«VERGİ ANLAŞMALARI VE UYGULAMASI» KONULU SEMİNER

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

ANAYASA HUKUKU DERSİ

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

DİKEY INTERNATIONAL Law & Consultancy ULUSLARARASI TAHKİM KURUMUNUN YİD SÖZLEŞMELERİNDE UYGULANABİLİRLİĞİ

1- TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNDE YAPILAN TOPLANTILAR

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

III. ÜLKE İLE İLGİLİ UYUŞMAZLIKLARDA İLERİ SÜRÜLEN BAZI SİYASÎ ESASLAR 23

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ARASI ULUSLARARASI İŞBİRLİKLERİ. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BAŞKANLIĞI Uluslararası İlişkiler Birimi

TERÖRİZMİN ÖNLENMESİNE DAİR AVRUPA SÖZLEŞMESİ

Türkiye ve Avrupa Birliği

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

ULUSLARARASI FİLİSTİN ZİRVESİ 2018

TEŞKİLATLANMA VE KOLLEKTİF MÜZAKERE HAKKI PRENSİPLERİNİN UYGULANMASINA MÜTEALLİK SÖZLEŞME

TBMM (S. Sayısı: 693)

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

KONU: Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

Rusya Federasyonu Hükümeti ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti (bundan sonra "Taraflar" olarak anılacaktır);

TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİNDE SERBEST TİCARET ANLAŞMALARI HAKKINDA BİLGİ VE DEĞERLENDİRME NOTU

İKİLİ SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMELERİ: TÜRKİYE HOLLANDA SOSYAL GÜVENLİK SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİNDE BİR DEĞERLENDİRME. Yrd. Doç. Dr. S.

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi

Devletin Yükümlülükleri

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Transkript:

Uluslararası Hukuk ve Politika Cilt 3, No: 9 ss.16-27, 2007 Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde 1 Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı* Kamuran REÇBER ** Özet Uluslararası bir nitelik alan terör ve terör hareketleri, uluslararası hukuk kurallarını ihlal ederek birçok uluslararası hukuk süjesini negatif yönde etkilemektedir. Bu nedenle, uluslararası hukuk süjeleri, terör sorununu çözmek veya sorunun boyutlarını daraltmak amacıyla çeşitli çalışmalar içerisine girmektedirler. Ancak, uluslararası hukukun, gelişimi itibarıyla arzulanan düzeye ulaşamaması nedeniyle, terör ve terör hareketleri konusunda yeterince etkin olabilecek düzenlemeleri kendi içerisinde barındırdığını söylemek de oldukça güç gözükmektedir. Bu çalışmada, yoğun olarak Irak ın kuzeyinden Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesine terör eylemlerinde bulunan ve Türkiye içinden terör eylemlerinde bulunup da Irak ın kuzeyine kaçan teröristlere yönelik Türkiye nin sınır ötesi operasyon veya sıcak takip hakkına sahip olup olmadığı analiz edilmektedir. Anahtar Kelimeler: Irak ın kuzeyi, Sıcak Takip, Sınır Ötesi Operasyon, Terör, Uluslararası Hukuk. GİRİŞ Günümüzde uluslararası bir nitelik alan terör ve terör hareketleri, uluslararası hukuk kurallarını ihlal ederek birçok uluslararası hukuk süjesini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle, uluslararası hukuk süjeleri, terör sorununu çözmek veya sorunun boyutlarını daraltmak gayesiyle çeşitli çalışmalar içerisine girmektedirler. Ancak, uluslararası hukukun, gelişimi itibarıyla arzulanan düzeye ulaşamaması nedeniyle te- * Bu çalışma, 2000 yılında gerçekleştirilen bir konferansta tarafımızca sunulan ve yayımlanan bildirinin değiştirilmiş, genişletilmiş ve güncelleştirilmiş şeklidir (bkz. Kamuran Reçber, Uluslararası Hukuk Açısından Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sıcak Takip Hakkı, Fırat Üniversitesi nin 25. Kuruluş Yıldönümünde I. Milletler Arası Doğu ve Güneydoğu Anadolu da Güvenlik ve Huzur Sempozyumu (Terör, etkileri ve çözüm önerileri) Bildiriler Kitabı, Elazığ: 2000, s. 639 654. 1 Aşağıda belirteceğimiz nedenlerle, 1991 yılında, Irak ın kuzeyi Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi nin 688 sayılı kararına istinaden güvenli bölge ilan edilmiş ve bu bölge birçok yerde Kuzey Irak olarak nitelendirilmiştir. Yine aşağıda belirteceğimiz gibi, Irak ın kendi Devlet ülkesinin kuzeyinde egemenliğinin münhasırlığı, özerkliği ve genelliği sınırlansa bile, bu bölge Irak Devletinden koparılmamış ve bağımsız bir yapıya kavuşturulmamıştır. Bu nedenle, kavramsal olarak, Kuzey Kore-Güney Kore, Kuzey Yemen-Güney Yemen gibi bağımsız Devletleri çağrıştırmaması açısından Kuzey Irak terimi yerine, bu çalışmada Irak ın kuzeyi kavramını kullanmayı tercih edeceğiz. ** Doç. Dr. Kamuran REÇBER, Uludağ Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Devletler Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi 16

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı rör ve terör hareketleri konusunda yeterince etkin olabilecek düzenlemeleri kendi içerisinde barındırdığını söylemek oldukça güç gözükmektedir. Uluslararası hukuk süjesi olan Devletlere, kendi ülke sınırının dışından yöneltilen veya yöneltilebilecek ve uluslararası hukukta haksız fiil olarak da nitelendirilebilecek teröre dayalı saldırılar konusunda nasıl ve ne şekilde önlem alınacağına yönelik çeşitli çalışmalar mevcuttur. Ancak bu çalışmaların yeterli olduğu söylenemez. Zira, terörün uluslararası boyutta bir suç olarak kabul edilmesi için girişimler olmasına rağmen, salt bu konuda evrensel mahiyette bir Antlaşma yapılamamıştır 2. Türkiye Cumhuriyeti de çeşitli terör sorunlarıyla yıllardır mücadele içerisine girmiştir. Bu anlamda özellikle Irak ın kuzeyini hareket veya destek alanı olarak kullanan ve bu bölgeden gelerek Türkiye de eylemlerde bulunan grup veya gruplara karşı Türkiye yoğun bir mücadele vermektedir. Bu çalışmada, Türkiye de terör eylemlerinde bulunan ve akabinde Irak ın kuzeyine geçen ve bu bölgede üslenen grup veya gruplara karşı Türkiye nin gerek sıcak takip gerek sınır ötesi operasyon yapma hakkına sahip olduğu tezi, aşağıda sunacağımız argümanlarla irdelenmeye ve savunulmaya çalışılacaktır. Hukuksal anlamda sıcak takip/izleme hakkı ve sınır ötesi operasyon kavramlarının birbirinden farklı olduğunu vurgulamak gerekir. Sıcak takip hakkı daha çok deniz hukuku dolayısıyla bu hukukun uygulanmasında kullanılmaktadır 3. Böyle olmakla birlikte, bunun karada da kimi zaman belirli koşullarda kullanılabileceği kabul edilmektedir. Genel anlamda sıcak takip/izleme hakkı gereğince bir Devlet egemenlik sahası içerisinde kendisine karşı haksız bir eylemde bulunan kişi veya grupları sınırlarının dışında da takip edebilir. Deniz hukuku itibarıyla düşünüldüğünde, sıcak takip veya izleme hakkı takip edilen geminin veya deniz aracının başka bir Devletin karasularına girmesiyle birlikte sona ermektedir. Diğer bir ifadeyle bu anlamdaki izleme ulusal ve uluslararası deniz sahasında yapılabilmektedir. Oysa karada kuraldışılıklar saklı kalmak kaydıyla uluslararası bir sahanın bulunmayışı nedeniyle izlemenin başka bir Devletin ülkesinde sürdürülmesi gerekmektedir. Ancak, izlemenin gerçekleştirilebilmesi için aşağıda vurgulayacağımız gibi bu Devletin de bu izlemeye izin vermesi gerekmektedir. Sınır ötesi operasyon kavramı ise sıcak takip veya izleme hakkından farklı olarak askeri harekâtın doğrudan diğer Devletin ülkesinde başlatılması ve yürütülmesidir. Sıcak takipte ise eylem, takipte bulunanın Devlet ülkesinde başlamakta ve takip edilenlerin sınırı geçmeleri halinde (hukuka uygun olmak koşuluyla) diğer Devletin ülkesinde devam etmektedir. Oysa sınır ötesi operasyonda eylemin veya harekâtın yeri doğrudan diğer Devletin ülkesi olmaktadır. Ancak, aşağıda vurgulayacağımız gibi gerek sıcak takip gerek sınır ötesi operasyonun uluslararası hukuk kurallarına uygun olarak yapılması gerekmektedir. 2 Aslan Gündüz, Milletlerarası Hukuk: Temel Belgeler. Örnek Kararlar, (İstanbul: Beta Yayınevi, 3. Baskı, 1998), s. 53. Ayrıca, uluslararası hukuk süjelerinin terörün tanımlanması konusunda bir uzlaşmaya vardıkları da söylenemez. Kimi süjeler, terör örgütlerini kurtuluş hareketleri olarak görmekte, kimisi ise bunları siyasi, ekonomik vb. araçlar olarak kullanmakta ve bu anlamda çeşitli çıkarlar elde etmeyi gaye edinmektedir. Uluslararası hukuk açısından terör ve terörizm konusunda geniş bilgi ve değerlendirmeler için bkz. Sertaç Başeren, Uluslararası Hukuk Açısından Terörizm, Ali Tarhan (ed.), Dünyada ve Türkiye de Terör, (Ankara: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Yayını, 2002), s. 183 206. 3 Bkz., Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, II. Kitap, (Ankara: Turhan Kitapevi, 1996), s. 372-373. 17

K. Reçber ULUSLARARASI HUKUKUN GELİŞİMİNİN TERÖRÜ ÖNLEMEYE YÖNELİK ETKİSİ Teröre karşı mücadele etmeye ilişkin çalışmalar uluslararası düzeyde devam etmektedir. Özellikle ABD de 11.09.2001 tarihinde gerçekleştirilen terör eylemlerinden sonra bu çalışmaların veya teröre karşı alınabilecek önlemlerin veya uygulanabilecek yaptırımların daha da somutlaştırılması gaye edinilmektedir 4. Bu konuda, uluslararası hukuk normları ve Devletler veya uluslararası-uluslarüstü örgütlerin işbirliğinde bulunmaları şüphesiz önemli faktörler olmaktadır. Zira Montesquieu nün belirttiği gibi, hukuk eşyanın niteliğinden doğan zorunlu ilişkileri saptayan kurallar bütünüdür 5. Bu bağlamda Georges Scelle in düşüncesinden 6 hareketle diyebiliriz ki, eşyanın niteliğinden doğan zorunlu ilişkileri her toplum biyolojik bir organizma gibi salgılamakta ve bu toplum içerisinde bulunan kanun koyucu, bu ilişkileri belirleyen kuralları araştırmakta, bulmakta/saptamakta ve onların etkinliğini kamu kudreti yoluyla sağlamaktadır. Bu anlamda, kanun koyucunun eşyanın niteliğine uygun olmayan düzenlemeler yapması durumunda, bu düzenlemelerin toplumun ihtiyaçlarıyla uyuşmaması nedeniyle etkinlikleri zayıf olmaktadır. Bu düşünce itibarıyla, uluslararası topluma yönelik olarak da bir kanun koyucunun varlığından bahsetmek gerekmektedir. Ancak, günümüz itibarıyla bu kanun koyucunun ulusal hukuklardaki gibi gelişmiş olduğu söylenemez. Öyle ki, salt uluslararası topluma, dolayısıyla uluslararası hukuka ait bir yasama organının olmayışı nedeniyle, uluslararası hukukta yasal düzenlemeler, genel anlamda bir yandan uluslararası hukuk süjelerinin tutum ve davranışlarından doğan teamül kurallarıyla (droit coutumier), diğer yandan bu süjelerin kendi aralarında yaptıkları çeşitli uluslararası işlemlerle (antlaşma, anlaşma, sözleşme, protokol vb.) gerçekleşmektedir. Ancak, yukarıda belirttiğimiz gibi, bu tür yasal düzenlemeler, uluslararası hukukta meydana gelen çeşitli haksız eylemleri veya işlemleri önlemeye veya cezalandırmaya yetmemektedir. Fakat bu tür bir düşünceden de hukuk kurallarının sürekli olarak ihlal edildiği anlamının çıkarılmaması gerekmektedir. Bir hukuk düzeni kendi hukuk süjeleri tarafından zaman zaman ihlale maruz kalabilmektedir. Bir hukuk düzeni olarak uluslararası hukuk da sıklıkla ihlal edilebilmektedir. Edip F. Çelik in belirttiği gibi eğer hukuk düzeni, çiğnenmesi olanaksız olsaydı anlamını yitirirdi 7. Bu bağlamda, uluslararası hukuk düzeni, kendisine aykırı eylem ve işlemlerin olabileceğini varsaymakta ve bunları önleyecek bir ceza dolayısıyla yaptırım sistemi öngörmektedir. Ancak, bu sistem, uluslararası hukuk süjesi olan Devletlerin egemenliklerinden yeterince feragatte bulunmamaları nedeniyle etkin olarak kullanılamamaktadır. Fakat bu düşünceden hareket ederek uluslararası hukukta işlenen suça veya haksız eyleme karşılık bir yaptırımın olmadığı veya olamayacağı anlamı çıkarılmamalıdır. Ulusal hukuk düzenlerinde, hukuka aykırı eylemler yapıldığında ve işlemler tesis edildiğinde, bunları önleyecek veya bu hukuk düzenlerine uyulmasını sağlayacak bir yandan kolluk kuvvetleri diğer yandan da bu haksız eylem veya işlemlere yönelik suçluya ceza verebilecek ve bu konuda mağduriyeti giderebilecek yargı organları bulunmaktadır. Oysaki uluslararası hukukta, ulusal hukuk düzenlerinde olduğu gibi etkin bir mekanizma tam anlamıyla kurulamamıştır. 4 Terörü önlemeye yönelik benimsenen birçok uluslararası hukuk işlemleri mevcuttur (bkz., Pulat Y. Tacar, Terör ve Demokrasi, (Ankara: Bilgi Yayınevi, 1999), s. 80-84. 5 Edip F. Çelik, Milletlerarası Hukuk, Birinci Kitap, (İstanbul: Filiz Kitapevi, 1984), s. 1. 6 Ibid., s. 22 27; Hüseyin Pazarcı, Uluslararası Hukuk Dersleri, I. Kitap, (Ankara: Turhan Kitapevi, 1997), s. 14 15. 7 Çelik, op. cit., s. 7. 18

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı Uluslararası hukuk düzeninde, yapılan bir haksız eyleme karşı özellikle BM itibarıyla önlemler alınabilmekte, ancak Güvenlik Konseyi nde yer alan beş daimi Devletin veto haklarının bulunması nedeniyle zaman zaman uluslararası barışın korunması veya haksız eyleme karşı gerekli hallerde uluslararası barışın yeniden tesisi konularında yetersizlikler ortaya çıkabilmektedir. Diğer yandan, yetkilendirildiği alanlar itibarıyla kısmen uluslarüstü niteliğiyle Avrupa Toplulukları hukuk düzeni hariç, uluslararası hukukta yargı yetkisinin oluşturulması veya uluslararası hukuk süjeleri arasında meydana gelen veya gelebilecek uyuşmazlıklarda uluslararası yargıya gidilmesi ihtiyari niteliktedir. Genel ve soyut olarak diyebiliriz ki (kuraldışılıklar saklı kalmak kaydıyla), uluslararası yargı organlarının yargı yetkisinin tanınması veya kabul edilmesi uluslararası hukuk süjelerinin isteğine bırakılmıştır. Uluslararası hukukta haksız eylem veya işlemlere karşı BM Kurucu Antlaşması düzenlemelerine göre, bir yandan savaşa varan veya varmayan zorlama önlemlerine kollektif bazda başvurmak mümkün olabilirken (BM Kurucu Antlaşması nın özellikle VII. Bölüm düzenlemeleri) diğer yandan gerek bireysel gerek kollektif meşru müdafaa hakkı da kullanılabilmektedir. Belirtmek gerekir ki, BM Kurucu Antlaşması, uluslararası hukuk süjesi olan Devletlerin egemenliklerine saygı konusunda düzenlemeler içermektedir. Örneğin BM Kurucu Antlaşması nın 2. Md. sinin 1. Prg. ı, BM nin tüm üyelerin egemen eşitliği ilkesi üzerine kurulduğunu belirtmektedir. Yine bu maddenin 7. Prg. ı üye Devletlerin münhasıran ulusal yetkilerinde bulunan konularda BM Kurucu Antlaşması nın VII. Bölüm düzenlemeleri hariç olmak üzere bu Antlaşmanın hiçbir hükmünün BM nin herhangi bir müdahalesine izin vermeyeceğini düzenlemektedir. Uluslararası hukuk süjesi olarak Türkiye de uluslararası hukuk kurallarına bağlı ve bu kurallar çerçevesinde, münhasıran ulusal yetkisinde bulunan konularda bağımsız hareket edebilen ve üniter yapıya sahip bir Devlettir. Türkiye ye karşı uluslararası hukuk açısından yapılabilecek haksız bir eylem, uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde, Türkiye nin kendini savunmasını gerekli kılmaktadır. Türkiye ye ülkesinin dışından terörist faaliyetler sonucu haksız bir eylemin veya saldırının gerçekleşmesi durumunda, Türkiye, uluslararası hukukun belirlediği sınırlar kapsamında kendini korumak veya bu saldırının kaynağını pasifize etmek amacıyla gerek sıcak takip gerek sınır ötesi operasyonlar düzenleyebilmektedir. TERÖR EYLEMLERİ NEDENİYLE TÜRKİYE NİN ULUSLARARASI HUKUKTAN DOĞAN SICAK TAKİP VE SINIR ÖTESİ OPERASYON HAKKI Türkiye toprak bütünlüğünü bozmaya yönelik terör faaliyetlerinde bulunan PKK ya karşı gerek yurt içinde gerek uluslararası hukukun izin verdiği ölçüde yurt dışında mücadele vermiş, bu örgütü elimine etmeye çalışmış ve son zamanlarda önemli başarılar kazanmıştır. İkili Antlaşmalar Kapsamında Yapılan Düzenlemeler İtibarıyla Türkiye, ülkesinin dışından kendisine yönelik gerçekleştirilen hukuka aykırı eylemlere karşı önlem oluşturmak gayesiyle sınır komşusu Irak ile çeşitli uluslararası hukuk işlemleri gerçekleştirmiştir. 05.06.1926 tarihinde Ankara da Türkiye, İngiltere ve Irak arasında akdedilen sınır antlaşması 8, Türkiye açısından Irak sınırında güvenliği sağla- 8 Düstur, Yıl: 1926, Tertip III, Cilt 7, s. 1642. 19

K. Reçber ma amacına yönelik olarak kabul edilebilecek önemli düzenlemeler içermektedir. Bu antlaşmanın 9. Md. si, sınır bölgesinde cinayet veya cürüm işleyip diğer tarafa kaçan gerçek kişilerin antlaşmaya taraf olanlarca tutuklanıp iade edilmesini, 10. Md. si ise, antlaşmanın ikinci bölümünün uygulanacağı hudut mıntıkasının Türkiye yi Irak tan tefrik eden bütün hudut ile bu hududun bir ve diğer tarafında yetmiş beşer kilometre derinliğinde bulunan bölgeyi kapsayacağını öngörmektedir. Yine antlaşmanın 12. Md. sine göre de tarafların kendi egemen bölgelerinde diğer taraf aleyhine hiçbir teşkilata veya toplantıya izin vermeyeceklerini düzenlemektedir. Bu antlaşmanın yanı sıra, Türkiye ile Irak arasında 29.03.1946 tarihinde imzalanan Dostluk ve İyi Komşuluk Antlaşması na ek olarak benimsenen 6 No lu Protokol 9 de iki Devlet arasındaki sınır konularını düzenlemektedir. Bu protokolün 25. Md. si, bu Protokol Türkiye ile Irak arasında 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara da imzalanmış olan Antlaşmanın iyi komşuluk münasebetlerine dair bulunan ikinci bölümünün yerini alır tümcesini içermektedir. Protokolün 1. Md. sinde 1926 yılında yapılan antlaşmada benimsendiği gibi, taraflar arasında hududun her iki yanında 75 er kilometrelik bir bölgede çıkacak ve sınır konusunda uyuşmazlığa neden olabilecek her türlü olay ve anlaşmazlığın bu protokolde belirtilen esaslara göre çözümlenmesi öngörülmektedir. Bu protokol bir bütün olarak değerlendirildiğinde, iki Devletin karşılıklı olarak gerek kendi siyasal rejimlerine karşı olabilecek terörist faaliyetleri engellemeyi gerek sınır güvenliğini sağlamayı amaçladıkları açıkça tespit edilmektedir. Bahsi geçen protokol iki Devletin karşılıklı olarak üstlendikleri yükümlülükleri de açıkça düzenlemektedir. Bu anlamda, protokolün 11. Md. sinde, iki Devletin hudut bölgelerinin öteki Tarafın güvenlik ve ülke bütünlüğüne karşı yöneltilecek hareketler için kullanmasına, her birinin kendi toprağında kendi takdirine bırakılan, uygun tedbirlerle engel olmayı karşılıklı olarak taahhüt edecekleri vurgulanmaktadır. Protokol ün 12. Md. si ise şu düzenlemeyi içermektedir: Yetkili hudut makamları hudut bölgesinde öteki tarafın rejimine veya güvenliğine karşı yöneltilen eylemlerde bulunmak amacıyla bir veya birkaç şahıs tarafından hazırlıklar yapıldığını öğrendikleri takdirde hemen birbirlerine haber verecekler ve bu hususta elde edebilecekleri bütün bilgileri birbirlerine bildireceklerdir. Adı geçen makamlar, her ne mahiyette olursa olsun, ülkeleri içinde işlenen ve faillerinin öteki Tarafa sığınmaları imkânı bulunan bütün haydutluk eylemlerini karşılıklı olarak birbirlerine bildireceklerdir. İki memleketten her birinin makamları gerek bu eylemlerin önüne geçmek, gerek faillerin hududu aşmalarını önlemek için bütün faydalı tedbirleri alacaklardır; bu hususta alınacak tedbirler lüzumunda hudut toplantılarında oybirliği ile kararlaştıracaktır 10. Bu düzenlemeler, gerek Türkiye ye gerek Irak a, sınır güvenliğinin korunması ve olası haydutluk eylemlerini önlemede (terör hareketleri de bu kapsamda değerlendirilebilir) karşılıklı yükümlülükler getirmektedir. Ancak, bir Devletin ülkesinde terör faaliyetleri gerçekleştiren ve akabinde sınırı geçerek diğer Devletin egemen topraklarına geçen teröristlere karşı bu protokol iki Devlete de birbirlerinden izin almaksızın sıcak takip veya sınır ötesi operasyon yapma olasılığı tanımamaktadır. Böyle olmakla birlikte, protokolün 12. Md. si kapsamında düşünülecek olursa, iki Devlet de ne türden olursa olsun kendi ülkeleri 9 Düstur, Yıl: 1946, Tertip III, Cilt 28, s. 1515. 10 Bkz., İlhan Uzgel, Ömer Kürkçüoğlu, Batı Avrupa İle İlişkiler, Baskın Oran (der.) Türk Dış Politikası, Cilt: I, (İstanbul: İletişim Yayınları, 2001), s. 267 269. 20

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı içinde işlenen ve faillerinin öteki Tarafa sığınmaları imkânı bulunan bütün haydutluk eylemlerini karşılıklı olarak birbirlerine bildireceklerini vurgulamaktadır. Bu anlamda protokol karşılıklı olarak iki tarafa bilgi alış verişini sağlamayı ve gerekli önlemleri alma yükümlülüğü getirmektedir. Diğer yandan, Türkiye ile Irak arasında 15.10.1984 tarihinde imzalanan 11 Güvenlik Protokolü ile Türk askeri birliklerinin önceden Irak makamlarından izin almaksızın Irak sınırından 5 km kadar içeriye girebilmesine izin vermiş ve Türkiye bu Protokolden aldığı yetkiyle çeşitli sıcak takip ve sınır ötesi operasyonlar düzenlemiştir 12. Bu türden bir hakkın kullanımının Irak açısından da geçerli olduğunu Güvenlik Protokolü itibarıyla belirtmek gerekir. Bu konuda, İran ile Irak arasında yaklaşık sekiz yıl süren savaşın 18.07.1988 tarihinde tarafların yaptığı bir ateşkes ile sonuçlanmasının ardından, Irak ülkesinin kuzeyinde asi olarak değerlendirdiği Kürt gruplarının eylemlerini bastırmaya veya bu grupları etkisiz hale getirmeye çalışmış ve bu amaçla kendi vatandaşı olan gerek silahlı Peşmergelere gerek sivil halka karşı kimyasal silahlar da kullanarak askeri harekât başlatmıştır. Irak birliklerinden kaçan çok sayıda Kürt, Türkiye-Irak sınırından Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesine geçmişlerdir. Irak ın özellikle Güvenlik Protokolü kapsamında sıcak takip hakkını kullanarak Kürt gruplarını Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesinde takip etmesi ihtimal dâhilinde olmasına rağmen, bu hakkı kullanmayı tercih etmemiştir. Zira, Güvenlik Protokolü iki Devlet arasında karşılıklı olarak, çeşitli terör eylemleri nedeniyle veya yasal olmayan yollardan sınırı aşıp zarar veren ve daha sonra öteki tarafa geçen grupların takip edilmesine olanak tanımaktaydı. Irak ın da bu olanaktan veya haktan yararlanma olasılığına karşı, ilk etapta Güvenlik Protokolü nün süresinin uzatılmasını talep etmeyen Türkiye, daha sonra bu konudaki görüşünü değiştirerek Protokol ün tekrar yürürlüğe konulmasını talep etmiştir. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Yıldırım Akbulut tarafından bu istem, 05-07.04.1990 tarihlerinde Irak a yapılan resmi ziyaret sırasında gündeme getirilmiştir. Irak, bu konuda Türkiye, Suriye ve Irak arasında üçlü bir antlaşmanın tesis edilmesini ve Suriye ye saniyede 700 metreküp su bırakılması talebinde bulunmuştur. Ancak, taraflar bahsi geçen talepler konusunda uzlaşamamışlardır 13. Böyle olmakla birlikte Türkiye, bahsi geçen Güvenlik Protokolü veya benzeri bir uluslararası hukuk işlemi olmadan da Irak ın kuzeyine yönelik gerek sıcak takip gerek sınır ötesi operasyon yapma hakkına sahiptir. Özellikle 1991 yılında yaşanan Körfez Savaşı ndan sonra Irak ın kuzeyinde oluşturulan statü nedeniyle, Irak bu bölgeyi fiilen veya hukuken kontrol edemez duruma gelmiştir. Bu bağlamda, aşağıda belirteceğimiz gibi Türkiye nin sıcak takip veya sınır ötesi operasyon yapma hakkı, uluslararası hukuka uygun olarak BM mevzuatına dayanmaktadır. 11 Bu konuda, Türkiye ile Irak arasında Şubat 1983 tarihinde imzalanan Sınır Güvenliği ve İşbirliği Anlaşması nı da hatırlatmak gerekir (bkz., Melek Fırat, Ömer Kürkçüoğlu, Orta Doğu yla İlişkiler, Baskın Oran (der.) Türk Dış Politikası, Cilt: II, İstanbul: İletişim Yayınları, 2001, s. 133 138). 12 Funda Keskin, Uluslararası Hukukta Kuvvet Kullanma: Savaş, Karışma ve Birleşmiş Milletler, (Ankara: Mülkiyeliler Birliği Vakfı Yayınları, No: 20, 1998), s. 87; PKK ya karşı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 1984 yılından bu yana çok sayıda sıcak takip veya sınır ötesi operasyon yapılmıştır [Milliyet, 20.02.1999; Milliyet, 25.01.2007: http://www.milliyet.com.tr/2007/01/25/son/sontur16.asp (e.t. 26.01.2007)]. 13 Sertaç Başeren, Huzur Operasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti nin Kuzey Irak ta Gerçekleştirdiği Harekâtın Hukuki Temelleri, Avrasya Dosyası, Yıl 1995, Cilt 2, Sayı 1, s. 225. 21

K. Reçber BM Mevzuatı Açısından 1991 yılında, BM düzenlemelerine göre Irak ın kuzeyinde oluşturulan statünün amacı farklı olmasına rağmen, PKK nın bu bölgede üslenmesine ve bu bölgeden lojistik destek almasına olanak sağlamıştır denilebilir. Bu nedenle aşağıda belirteceğimiz gibi, Irak ın kuzeyindeki terör kamplarına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesinde terör eylemleri gerçekleştirerek Irak ın kuzeyine sığınan teröristlere karşı BM mevzuatına uygun olarak Türkiye tarafından sıcak takip veya sınır ötesi operasyonlar yapılabilir. Irak ın Kuzeyinde BM Mevzuatı Açısından Oluşturulan Statü Irak ın 02.08.1990 tarihinde Kuveyt i haksız bir şekilde işgal etmesinden sonra koalisyon güçleri (ABD, Fransa, İngiltere ), Irak ı 1991 yılında Kuveyt ten çıkarmayı başarmış, ancak Saddam Hüseyin in iktidardan uzaklaştırılması konusunda etkin bir çaba içerisine girmemişlerdir. Koalisyon güçlerinin Irak ile gerçekleştirdikleri Körfez Savaşı sırasında, Irak ın kuzeyinde Kürtler, güneyinde Şiiler ayaklanmış, fakat savaşın bitimiyle birlikte 14 Irak yönetimi bu iki ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırmış ve özellikle 31.03.1991 tarihinde Kürtler, Irak ın kuzeyinden Türkiye ye geçiş yapmak amacıyla sınırın açılmasını talep etmişlerdir. Bu gelişmelerin Türkiye yi tehdit etmesi nedeniyle Türkiye, BM Güvenlik Konseyi nin harekete geçmesine kadar sınırlarını kapalı tutmuş ve 02.04.1991 tarihli bir mektup aracılığıyla durumu BM Güvenlik Konseyi ne sunmuştur 15. Bu doğrultuda, BM Güvenlik Konseyi, 05.04.1991 tarihinde 688 sayılı 16 bir karar tesis etmiştir 17. BM Güvenlik Konseyi nde yer alan daimi üyelerden Çin, geçici üye olan Küba, Yemen ve Zimbabwe karşı oy, diğer on üye ise karar için olumlu oy kullanmışlardır. Özellikle, Irak ın kuzeyinde meydana gelen insan hakları ihlalleri ve bu konuya ilişkin Türkiye nin ve bazı Batı Avrupalı Devletlerin (Fransa, İngiltere gibi) girişimleri sonucu, Irak ın kendi ülkesinin 36. paralelinin kuzeyindeki bölgede uçuş ve askeri harekât yapmasının 10.04.1991 tarihinde ABD Başkanı G. Bush tarafından yapılan bir açıklamayla yasaklandığı bildirilmiştir. Yine G. Bush, 16.04.1991 tarihinde ABD birliklerinin Irak ın Zaho kenti yakınlarında güvenli bölge oluşturmak gayesiyle Irak ın kuzeyine gireceklerini belirtmiş, fakat bu açıklamalar Irak tarafından reddedilmiş ve Güvenlik Konseyi nin 688 sayılı kararına istinaden ülkenin kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması çabaları, SSCB, Çin ve Hindistan tarafından eleştirilmiştir 18. Böyle olmakla birlikte, Irak ın kuzeyinde güvenli bölge oluşturulması amacına yönelik gerçekleştirilen askeri harekâta onbir Devlet katılmış, bu Devletlerin 1991 yılı Mayıs ayındaki askeri güçleri yirmibine ulaşmış ve Türkiye de sınıra yakın bir noktaya hava gücü yerleştirmiştir. 14 ABD ve müttefikleri (koalisyon güçleri) tarafından 17-28.02.1991 tarihlerinde, Kuveyt in işgalden kurtarılması gayesiyle Çöl Fırtınası-Tempête de Désert adlı bir askeri operasyon yapılmıştır (bkz., Reçber, Le Rôle de, op. cit., s. 126-127). 15 Başeren, Huzur Operasyonu ve, op. cit., s. 226. 16 Bkz., http://www.un.org/french/docs/sc/1991/688f.pdf (e.t.19.01.2007). 17 Belirtmek gerekir ki 1991 yılının Nisan ayında BM Genel Sekreteri nin girişimiyle Irak ile BM arasında bir memorandum imzalanmış ve bu memorandumda Kuveyt te, Irak ta, İran-Irak ve Türkiye-Irak sınırında bulunan gerçek kişilere insani yardım yapılması benimsenmiştir. Bu memorandumla yerinden edilmiş kişilere veya ihtiyaç derecesi göz önüne alınmaksızın tüm sivillere insani yardım yapılması öngörülmüş, ancak gerek siyasi gerek askeri yardım kapsam dışı tutulmuştur. Bu memorandumun içeriği ve yorumu konusunda bkz. Başeren, Huzur Operasyonu ve, op. cit., s. 227. 18 Ibid. 22

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı Irak ın kuzeyi, Amerikalılar, İngilizler ve Fransızlar tarafından yapılan bir operasyon ile kontrol edilmeye başlanmış ve bu bölgede emniyet sağlanmaya çalışılmıştır. Ancak, 1991 yılı Temmuzunda Irak Devleti ülkesinin 36. paralelinden Türkiye Cumhuriyeti sınırına kadar olan bölgeyi kontrol eden bu güçler geri çekilmiş ve bu kontrolü sağlamak gayesiyle Türkiye de üslenmişlerdir. 1991 yılının Eylül ayında ise bu güçleri oluşturan kara birlikleri Türkiye den ayrılmış, ancak çekiç güç olarak adlandırılan ve Irak sınırına yakın bir NATO üssüne yerleşen bir hava gücü kalmıştır. Çekiç güç, zaman zaman bölgeyi kontrol amaçlı uçuşlar yapmıştır. Irak ın kuzeyinde koalisyon güçleri tarafından gerçekleştirilen operasyon, yerlerinden edilen Kürtlerin güvenliğini sağlama ve bu kişilerin tekrar yerlerine dönmelerini sağlama amaçlı olmuştur. Bu operasyon 19 ile birlikte Irak ın kuzeyinde oluşan otorite boşluğu nedeniyle, PKK rahat bir hareket alanına kavuşmuş ve bu geniş manevra alanını kullanarak sınırı aşıp Türkiye de çeşitli terör eylemlerine girişmiştir. Elbette PKK tarafından gerçekleştirilen bu tür eylemler, Türkiye nin haklı olarak mukavemetini gerektiren operasyonları zorunlu kılmış ve bu operasyonlar çoğu kez Irak ın kuzeyine taşmıştır. Irak ın kuzeyinde BM Güvenlik Konseyi nin 688 sayılı kararına istinaden oluşturulan statü, uluslararası hukuk itibarıyla Irak ın egemenlik yetkilerini sınırlamıştır. Ancak, bu bölgenin de jure Irak a ait olduğunu da belirtmek gerekir. BM üyesi olan Irak ın, BM nin amaç ve ilkeleriyle bağdaşmayan Kuveyt işgali ve bunun sonucunda kendisi tarafından ülkesinin kuzeyinde yaşayan Kürt kökenli vatandaşlarına uyguladığı şiddet, BM nin bu Devlete karşı özellikle Kurucu Antlaşması nın VII. Bölümü kapsamında silahlı kuvvet kullanmaya varan veya varmayan zorlama önlemlerinin alınmasını gerekli kılmıştır. Ancak, belirtmek gerekir ki Irak ın kuzeyinde oluşturulan güvenli bölge kapsamında BM Güvenlik Konseyi nin 688 sayılı kararı silahlı kuvvette başvurmayı gerektiren zorlama önlemlerini açık bir şekilde öngörmese bile, savunmaya yönelik olarak silahlı kuvvet kullanılmasının bu karara dayandırılması olasıdır. Zira anılan kararda BM Kurucu Antlaşması nın 2. Md. sinin 7. Prg. ı gereğince BM üyesi Devletlerin egemen yetkilerine riayet edileceği vurgulanmaktadır. Ancak, bir üye Devlet BM Kurucu Antlaşması nın amaç ve ilkelerine aykırı bir fiil gerçekleştirecek olursa bu Antlaşmanın VII. Bölüm düzenlemeleri kendisine yönelik olarak da uygulanabilmektedir. Zaten, anılan 7. Prg. ta yer alan düzenlemelerin, VII. Bölümdeki zorlama önlemlerinin uygulanmasına hiçbir biçimde halel getirmeyeceği belirtilmektedir. Bu bağlamda, Irak ın kuzeyinde oluşturulan güvenli bölge, BM Kurucu Antlaşması düzenlemelerine uygun olarak yapılmaya çalışılmıştır. Oluşturulan güvenli bölge, Irak ın toprak bütünlüğünü hukuken ortadan kaldırmamış da olsa fiilen üstü örtülü bir şekilde Irak ı bölünmeye götürebilecek bir süreci de başlatmıştır denilebilir. Aslında güvenli bölge ile ülkenin kuzeyinde yaşayan Irak halkının koruma altına alınması (ağır insan hakları ihlallerinin önlenmesi ve bölgede ikamet eden veya ikametgâh sahibi olan halkın mülteci duruma düşmesinin engellenmesi) amaç edinilmiştir. Ancak, oluşturulan güvenli bölge ile Irak ın kendi ülkesinin kuzeyinde kontrolü sağlayamaması, düzeni ve hukuku bölgede hâkim kılamaması sonucu da yaratılmıştır. Diğer bir ifadeyle Irak ın gerek fiilen (de facto) gerek hukuken (de jure) bölgedeki eylem alanı sınırlanmıştır. Ayrıca, aşağıda belirteceğimiz gibi ABD ve müttefiklerinin 2003 yılının Mart ayında Irak a gerçekleştirdikleri askeri harekâtın sonucunda Irak ta yeni bir Anaya- 19 Ibid., s. 229-230. 23

K. Reçber sa nın kabul edilmesi de fiilen Irak ın kuzeyindeki durumu Türkiye nin lehine değiştirmemiştir. Bu durumda, Irak ın bu bölgeyi kontrol edememesi nedeniyle buradan Türkiye ye yönelebilecek terör eylemlerini önleyebilecek bir otorite de kalmamıştır. Böyle olmakla birlikte, Türkiye, aşağıda belirteceğimiz bir takım BM düzenlemeleri itibarıyla önlem alma hakkına sahip olmaktadır. BM Düzenlemeleri Kapsamında Türkiye nin Sıcak Takip veya Sınır Ötesi Operasyon Hakkı BM Kurucu Antlaşması nın 51. Md. si, bu Antlaşmanın hiçbir hükmünün, Birleşmiş Milletler üyelerinden birinin silahlı bir saldırıya hedef olması halinde, Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya kadar, doğal olan bireysel veya ortak meşru savunma hakkına halel getirmeyeceğini düzenlemektedir. Ancak, bu hak kapsamında alınan önlemlerin derhal Güvenlik Konseyi nin bilgisine sunulması gerekmektedir. BM Kurucu Antlaşması nın 51. Md. sinde yer alan bu düzenlemeyi Türkiye nin PKK ya karşı yürüttüğü sıcak takip veya sınır ötesi operasyon itibarıyla değerlendirmek elzem olmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki, maddede bahsi geçen saldırı terimi açık olarak düzenlenmemiştir. Bu anlamda aşağıda açıklayacağımız nedenlerle terör eylemlerini de saldırı terimi kapsamında değerlendirmeye almak bize göre doğru bir yaklaşımdır. PKK tarafından Türkiye ye karşı ülkemiz dışından yapılan terör odaklı saldırılar, Türkiye nin meşru müdafaa hakkını gündeme getirmektedir. Ayrıca konuya yönelik olarak BM Genel Kurulu tarafından 14.12.1974 tarihinde tesis edilen 3314(XXIX) sayılı kararın ekinde 20, saldırının tanımı (définition de l agression) yapılmıştır. Bu kararın 3. Md. sinin g bendine göre, bir Devlet tarafından veya bir Devlet adına diğer bir Devlete karşı ( ) silahlı kuvvet fiillerini gerçekleştiren silahlı çetelerin, grupların, gayri nizami askerlerin veya paralı askerlerin gönderilmesi veya bu gibi fiillere önemli ölçüde karışılması bir saldırı fiili niteliği taşımaktadır 21. Bu düzenleme, ulusal Devletlerin sınır ötesi terörist faaliyetlerden kaynaklanan bir saldırıya maruz kalabileceklerini öngörmektedir. Bu durum, üstü örtülü de olsa güvenliklerini sağlamak ve bu faaliyetleri elimine etmek için Devletlere sıcak takip veya sınır ötesi operasyon yapma imkânı verebilmektedir. BM Genel Kurulu nun 24.10.1970 tarihli ve 2625 (XXV) sayılı kararı ile kabul ettiği Devletler Arasında BM Kurucu Antlaşması na Uygun Olarak Dostane İlişkiler Kurma ve İşbirliği Yapmaya İlişkin Uluslararası Hukuk İlkeleri Hakkında Bildiri de, her Devletin diğer herhangi bir Devletin ülkesine akın düzenlemek üzere, düzenli kuvvetlerin veya paralı askerler de dâhil, silahlı çetelerin örgütlenmesini yapmaktan veya örgütlenmesini teşvik etmekten kaçınma görevi 22 olduğunu belirtmektedir. Ayrıca, her Devletin diğer bir Devletteki bir iç savaşı veya terörist 20 BM Genel Kurulu tarafından tesis edilen bu kararın Fransızca metni için bkz. http://daccessdds. un.org/ doc/ RESOLUTION/GEN/NR0/740/75/IMG/NR074075.pdf?OpenElement (e.t. 30.01.2007). Ayrıca, Türkçe metin için bkz. Mehmet Genç, Birleşmiş Milletler ve Uzmanlık Örgütleri Mevzuatı, I. Cilt, (Bursa: Ezgi Kitapevi, 1999), s.180 181. 21 Bu kararın a, b, c, d, e ve f bentleri saldırı fiilinin niteliğini düzenlemektedir (bir Devletin topraklarının silahlı saldırıya uğraması, bombalanması vb.). Ayrıca, BM Güvenlik Konseyi bu kararın 4. Md. sine istinaden başka saldırı fiillerinin tespitini de yapabilmektedir (örneğin BM Kurucu Antlaşması nın 39. Md. si kapsamında). Diğer yandan bu kararın BM Genel Kurulu tarafından alınması, hukuki bağlayıcılığı konusunda tereddüt yaratmaktadır. Ancak, bu karar, uluslararası hukuk itibarıyla saldırıyı düzenli olarak tanımlayan tek resmi belge olma özelliğini de korumaktadır. 22 BM Genel Kurulu tarafından tesis edilen bu kararın Fransızca metni için bkz. http://daccessdds.un. org/doc/resolution/gen/nr0/350/22/img/nr035022.pdf?openelement (e.t. 30.01.2007). Ayrıca, Türkçe metin için bkz., Gündüz, op. cit., s. 106 113. 24

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı hareketleri örgütlemekten, tahrik etmekten, onlara yardım etmekten veya bu hareketlere katılmaktan sakınma veya kendi ülkesinde böyle hareketlerin yapılmasına yönelik organize faaliyetlere (bu paragrafta belirtilen hareketler bir tehdit veya kuvvet kullanmayı içerdiği zaman) göz yummaktan kaçınma sorumluluğu bulunmaktadır. Konuyla ilgili olarak belirtmek gerekirse, ABD ve müttefiklerinin 20.03.2003 tarihinde Irak a gerçekleştirdikleri askeri operasyon sonucu yürürlükteki Irak Anayasası ortadan kaldırılmış ve yeni bir Anayasa kabul edilinceye kadar, Irak Devleti İçin Geçiş Dönemine Yönelik İdari Yasa 08.03.2004 tarihinde yürürlüğe konulmuştur 23. Irak ta siyasal yapılanmayı da içeren yeni Anayasa taslağı 2005 yılında hazırlanmış ve 15.10.2005 tarihinde gerçekleştirilen referandum sonucunda kabul edilerek yürürlüğe girmiştir 24. Bu Anayasanın ilgili düzenlemelerinde Irak Devletinin terör konusunda kimi yükümlülükler üstlendiği açıktır. Zira, Irak Anayasası nın 7. Md. sinin 2. Prg. ı bu konuda şu düzenlemeyi içermektedir: Devlet, terörün bütün çeşitlerine karşı mücadele etmekle yükümlüdür. Topraklarının terör şebekeleri için bir üs, geçiş noktası ve/veya konuşlanma alanı haline gelmemesi için çalışır 25. Konumuz itibarıyla, yukarıda belirtilen BM Genel Kurul kararlarının ve Irak Anayasası nın ilgili düzenlemelerinin yanı sıra, Uluslararası Adalet Divanı nın 27.06.1986 tarihli Nikaragua Kararı nı da hatırlatmak gerekir. Bu kararda Uluslararası Adalet Divanı, uluslararası hukuk süjesi olan bir Devletin başka bir Devletin egemen topraklarına silahlı kişiler-çeteler göndermesi ve bu kişilerin hukuka aykırı eylemleri, yani silahlı saldırılarının düzenli ordularınki ile aynı şiddet ve oranda olması durumunda, BM Kurucu Antlaşması nın 51. Md. si kapsamında silahlı saldırı oluşturacağını kabul etmiştir 26. Elbette, bu konuda sağlıklı karar verilebilmesi için terör hareketlerinde bir sürekliliğin olması gerekmektedir. Bu anlamda, PKK nın Türkiye nin toprak bütünlüğüne yönelik saldırıları, askeri ve diğer kamu binalarını bombalamaları ve birçok vatandaşın can kaybına yol açan eylemleri silahlı saldırı kapsamında değerlendirilmelidir. Bu doğrultuda, Türkiye, Irak ın kuzeyindeki operasyonları kendini koruma amaçlı olarak yapmaktadır. Bir Devletin kendini koruma kapsamında kuvvete başvurması, uluslararası hukuka uygun olmalıdır. Bu doğrultuda BM Genel Kurulu tarafından 17.04.1998 tarihinde 115 lehte ve 57 çekimser oyla kabul edilen kararda, terörizme karşı alınacak önlemlerin, uluslararası insan hakları normlarına ve uluslararası hukuka uygun olması gerektiği belirtilmektedir 27. Diğer yandan ABD nde 11.09.2001 tarihinde gerçekleştirilen terör eylemlerinden sonra BM Güvenlik Konseyi nin tesis ettiği 28.09.2001 tarihli ve 1373 sayılı kararın 28 da bu konuda önemli olduğunu belirtmek gerekir. Türkiye, bu kararda bahsi ge- 23 Bu konuda bkz. http://en.wikisource.org/wiki/law_of_administration_for_the_state_of_iraq (e.t. 25.01.2007). 24 Irak ın yeni Anayasası nın Türkçe metni için bkz. http://www.irakhaber.com/haber_detay.php? haber_id=6650 (e.t.: 25.01.2007). 25 Ayrıca Irak Anayasası nın 8. Md. sindeki şu düzenleme de ilgi çekicidir: Irak iyi komşuluk, başka devletlerin içişlerine müdahale etmeme ve anlaşmazlıklarını barışçı yollarla çözümleme, diğer devletlerle ilişkilerini ortak çıkar ve karşılıklılık esasına göre tesis etme, uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirme ilkelerini gözetir. 26 Uluslararası Adalet Divanı tarafından tesis edilen bu karar için bkz. Gündüz, op. cit., s. 58-67; http://www.icj.law.gla.ac.uk/cijwww/cdecisions/csummaires/cnusommaire860627.htm(e.t. 30.01.2007). 27 http://www.un.org/french/documents/ecosoc/docs/1998/e199823f.pdf. (e.t. 25.01.2007) 28 Ayrıca bkz., BM Güvenlik Konseyi nin 1269 ve 1368 sayılı kararları: http://www.un.org/french/ docs/sc/1999/99s1269.htm; http://www.un.org/french/docs/sc/2001/res1368f.pdf (e.t.: 25.01.2007). Ayrıca, konuyla ilintili olması nedeniyle BM Güvenlik Konseyi tarafından tesis edilen 1546 sayılı karar için bkz. http://daccessdds.un.org/doc/undoc/gen/n04/381/17/pdf/n0438117.pdf?openelement (e.t. 25.01.2007). 25

K. Reçber çen hususların Irak Devleti tarafından yerine getirilmesini talep edebilir (terör hareketlerine destek vermekten sakınma, terör eylemlerini önleme amaçlı olarak diğer Devletlerle işbirliği yapma vb.) 29. Irak ın kendi ülkesinin kuzeyinde yeni Anayasasını benimsemesinden sonra oluşan siyasi yapı bakımından hâlâ kontrolü sağlayamaması veya bu bölgede konuşlanan PKK ya karşı gerekli önlemlerin gerek merkezi gerek yerel güçler tarafından alınmaması/alınamaması Türkiye nin güvenliğini tehdit etmekte ve bu bölgeden Türkiye ye çeşitli terör eylemleri de yapılmaktadır. Diğer bir ifadeyle Irak ın kuzeyinde oluşturulan güvenli bölge uygulamasından bu yana bölgede bir otorite boşluğu da meydana gelmiştir. Bu boşluktan yararlanan PKK nın bölgeyi kendine üs seçmesi ve bu bölgeden destek alarak Türkiye ye silahlı saldırıda bulunması karşısında, Irak tarafından gerekli önlemlerin de alınmaması veya alınamaması nedeniyle Türkiye nin haklı olarak bölgeye yönelik sıcak takip veya sınır ötesi operasyon düzenleme hakkını kullanması kaçınılmaz hale getirmektedir. Bu tür operasyonlar BM mevzuatının ilgili düzenlemelerine uygun olarak yapılmaktadır. Eğer yapılan operasyonlar sonucunda, Irak ın kuzeyine giren Türk Silahlı Kuvvetleri nin, bölgeden daimi olarak çıkmamaları durumunda, elbette bu durum uluslararası hukuka aykırı bir eylem olarak değerlendirilebilir. Fakat Türkiye sıcak takip veya sınır ötesi operasyon kapsamında gerçekleştirdiği harekâtları uzun süreli tutmamış ve silahlı kuvvetlerini uluslararası hukuka uygun olarak operasyon sonrası geri çekmiştir. SONUÇ Türkiye, 1984 yılından bu yana kendisine yönelik terör eylemlerine girişen PKK ya karşı gerek yurt içinde gerek yurt dışında bir mücadele yürütmektedir. Ancak yurt dışında özellikle Irak ın kuzeyinde yürütülen veya yapılması muhtemel operasyonların hukuka uygunluğu tartışma konusu yapılmaktadır. Türkiye nin sıcak takip veya sınır ötesi operasyon kapsamında gerçekleştirdiği operasyonlar, uluslararası hukuk normlarına uygun olarak yapılmıştır ve yapılmaktadır. PKK nın Türkiye ye karşı gerçekleştirdiği terör eylemlerine yönelik Türkiye nin sıcak takip veya sınır ötesi operasyon hakkını kullanarak gerçekleştirdiği askeri harekâtları iki döneme ayırmak uygun olacaktır. Birincisi, Irak ın kendi ülkesinin kuzeyinde de facto ve de jure tam olarak hâkim olduğu dönem, ikincisi ise BM Güvenlik Konseyi nin 688 sayılı kararına istinaden Irak ın kuzeyinde oluşturulan güvenli bölge sonrası dönemdir. Bunlardan ilkinde Türkiye ile Irak, ikili uluslararası hukuk işlemleri kapsamında karşılıklı olarak sınır güvenliğini sağlamaya, olası terör olaylarına karşı yardımlaşmaya ve bu konuda bilgi alış verişini etkin hale getirmeye çalışmışlardır. 29 Diğer yandan konuyla ilişkili olması nedeniyle iç hukukumuz itibarıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 10.06.1949 tarihinde kabul edilen 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu nun 11. Md. sinin D bendinde yer alan şu cümleyi de hatırlatmakta yarar vardır: Olayların sınır illerinde veya bu illere mücavir bölgelerde cereyan etmesi ve eylemcilerin eylemlerini müteakip komşu ülke topraklarına sığındıklarının tespit edilmesi durumunda valinin talebi üzerine ilgili komutan eylemcileri ele geçirmek veya tesirsiz hale getirmek maksadı ile her defasında Genelkurmay Başkanlığı kanalı ile Hükümetin müsaadesi tahtında, ihtiyaca göre kara, hava, deniz kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı unsurları ile komşu ülkelerin mutabakatı alınmak suretiyle mahdut hedefli sınır ötesi harekât planlayıp icra edebilir. Resmi Gazete, Yıl 1949, Tertip 3, Cilt 30, Sayı 7236, s. 1477. 26

Türkiye nin Irak ın Kuzeyi nde Sınır Ötesi Operasyon ve Sıcak Takip Hakkı İkinci dönemde ise, Irak ın kendi ülkesinin kuzeyinde tam anlamıyla hâkimiyeti bulunmamaktadır. Bu bağlamda Irak, kendisine bağlı olmayan, ülkesinin kuzeyine yerleşen PKK nın Türkiye ye yönelik eylemlerini önleyememiştir. Bu nedenle yukarıda dayanağını vermeye çalıştığımız uluslararası hukuk normlarına istinaden PKK nın Türkiye de gerçekleştirdiği eylemlerinin hemen ardından Irak ın kuzeyine geçmesi veya ileriye dönük eylem hazırlığına geçme amaçlı olarak faaliyette bulunması (Türkiye için potansiyel tehlike oluşturabilecek kamplar kurması gibi) durumunda, Türkiye nin kendini koruma veya meşru müdafaa kapsamında, PKK ya karşı gerek sıcak takipte bulunması gerek sınır ötesi operasyon düzenlemesi olasıdır. Eğer Irak kendi ülkesinin kuzeyinde hakimiyeti tam anlamıyla sağlayıp gerekli önlemleri alabilseydi, yapılan operasyonlara yönelik Irak ın izninin alınması 30 gerekli olacaktı. Irak ın ülkesinin kuzeyinde denetimi tam olarak sağlayamaması nedeniyle bölgede otorite boşluğu oluşmuş ve Irak a bağlı olmayan PKK nın manevra alanı genişlemiştir. PKK nın özellikle bu bölgeyi kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti ülkesinde eylemlere girişmesi sonucunda Türk Silahlı Kuvvetleri bu örgüte karşı yurt içinde ve Irak ın kuzeyinde askeri harekâtlar gerçekleştirebilmektedir 31. Bu harekâtların veya operasyonların BM mevzuatına uygun olduğunu söyleyebiliriz 32. 30 BM Genel Sekreteri nin 02.03.2005 tarihli raporunun özellikle 6 ve 17 No lu paragraflarında dolaylı da olsa yapılacak bu tür operasyonlarda muhatap Devletin onayının alınması gerektiği vurgulanmaktadır. http://daccessdds.un.org/doc/undoc/gen/n05/250/78/pdf/n0525078.pdf?openelement(e.t. 27.01.2007). 31 Bir Devletten diğer bir Devlete karşı yönelen terör hareketlerinde, terörün kaynak bulduğu Devletin yukarıda belirtmiş olduğumuz BM mevzuatına uygun olarak önlemler alması gerekmektedir. Ancak uygulamada örneğin, İsrail 1960 yılından bu yana Ürdün, Suriye, Lübnan ve Tunus taki Filistinli örgütlerin kamplarına silahlı saldırılar düzenlemiş ve zaman zaman İsrail in bu saldırıları BM Güvenlik Konseyi tarafından eleştirilmiştir. Ancak, İsrail düzenlediği bu saldırılara kaynak olarak BM Kurucu Antlaşması nın 51. Md. sini göstermiştir. Gündüz, op. cit., s. 54-55. 32 Bu konuda Sertaç Başeren, Türkiye Cumhuriyeti nin Kuzey Irak ta bu harekâtı gerçekleştirirken kullandığı yetkinin hukuksal kaynağı da 688 Sayılı Karardır demektedir. Başeren, Huzur Operasyonu ve, op. cit., s. 232. 27