EDEBĐ TÜRLER. Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa bir yazı türüdür.



Benzer belgeler
DÜZYAZI (NESİR) TÜRLERİ

ÖSY S S Y S d e M a M sa s l 1989-ÖYS CEVAP: D

Savaş, kahramanlık ve vatan sevgisi gibi konuları destansı ve abartılı bir anlatımla işleyen şiirlerdir.

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

METİNLERİ SINIFLANDIRILMASI

YAZI TÜRLERİ ŞENDA SOLMAZ KONUSUNU YAŞAMDAN ALAN YAZI TÜRLERİ OLAY YAZILARI

İnci Hoca TANZİMAT EDEBİYATI I. DÖNEM

Kübra YILMAZ, Yudum HACIOĞLU, Kadri ŞAHİN, Abdülkadir Arslan

11.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Metin Edebi Metin nedir?

İÇİNDEKİLER. Sorular... 9 Ödev... 10

OLAY ÇEVRESİNDE GELİŞEN METİNLER ANLATMAYA BAĞLI METİNLER

FECRİ-ATİ EDEBİYATI SANATÇILARI

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Aruzla şiire başlayan sanatçılar, Ziya Gökalp in etkisiyle sonradan hece ölçüsüyle yazmaya başlamışlardır.

TLL Uygulama. Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde Hüseyin Rahmi Gürpınar a ilişkin bilgi doğru değildir?

TANZİMAT DÖNEMİNDE ÖĞRETİCİ METİNLER. Ufuk KÜSDÜL Arhavi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ Gönderen admin - 31/01/ :14

CUMHURIYET DÖNEMINDE COŞKU VE HEYECANI DILE GETIREN METINLER (ŞIIR) Cumhuriyet Edebiyatında Şiir ve Soru Çözümü

İnci. Hoca DİVAN EDEBİYATI NAZIM BİÇİMLERİ II (BENTLERLE KURULANLAR)

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - III

ÜNİTE 10 YAZILI ANLATIM TÜRLERİ II. TÜRKDİLİ Okt. Ahmet AKPINAR İÇİNDEKİLER HEDEFLER

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

-Rubai nazım şekli denince akla gelen ilk sanatçı İranlı şair.. dır.

AKŞEHİR ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ ÖĞRETİM YILI DİL VE ANLATIM DERSİ 11. SINIFLAR 1.DÖNEM 1.YAZILI YOKLAMASI

TÜRK EDEBİYATI 9 SINIF II. DÖNEM II. YAZILI SINAVI SORULARI

İnci Hoca YEDİ MEŞALECİLER

11. HAFTA 2.ARAŞTIRMA İNCELEME YAZILARI

ÝÇÝNDEKÝLER TEMA 1. Anlam Bilgisi. Yazým Bilgisi. Dil Bilgisi. SÖZCÜK ANLAMI...15 Gerçek, Yan ve Mecaz Anlam...15 Deyim...15

GAZETE. *ilk resmi turkçe gazete: Takvim-i Vekayi *ilk yarı resmi gazete: Ceride Havadi *ilk özel gazete

LYS EDEBİYAT ÖN SÖZ. LYS EDEBİYAT Liselere Yardımcı Ders Kitabı Sevgili Öğrenciler,

Günlük olayları özel bir görüş ve düşünceye bağlayarak yorumlayan ciddî veya nükteli fikir yazılarına denir. EDEBİYAT BİLGİLERİ

Yaşamda görülen olayları sahnede canlandırma sanatına ve bu amaçla yazılmış eserlere tiyatro denir. Tiyatrolar, tıpkı opera, sinema, bale gibi

TANZİMAT I. DÖNEM: ŞAİR VE YAZARLAR. * Şinasi *Ziya Paşa *Namık Kemal. * Ahmet Mithat Efendi *Şemsettin Sami

Sohbetin özellikleri şunlardır:

BEP Plan Hazırla T.C Ceyhan Kaymakamlığı ALTI OCAK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ Müdürlüğü Edebiyat Dersi Bireyselleştirilmiş Eğitim Planı

TANZİMAT EDEBİYATI ( ) HAZIRLAYAN: Döndü DERELİ D GRUBU-105

MİLLİ EDEBİYAT DÖNEMİ TEMSİLCİLERİ - I

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...9

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF DİL VE ANLATIM DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

11. Sınıf TÜRK EDEBİYATI. Mustafa CEYDİLEK Nuri CEYDİLEK. Redaksiyon. Burcu Yılmaz. Başak Kutucu. Esra Acar. Pınar Seyfittinoğlu

1. BÖLÜM. Þiirin Anlamsal Özellikleri

GARİP AKIMI (I. YENİ)

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI III BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI

İSLÂMİYET ETKİSİNDE GELİŞEN TÜRK EDEBİYATI İSLÂMİ İLK ESERLER SORU PROĞRAMI AHMET ARSLAN

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

Osmanlı'da Batılılaşma hareketiyle birlikte edebiyatta da birtakım yenilikler oldu. İşte bu yeniliklerin başladığı dönemdir Tanzimat Dönemi...

Zeus tarafından yazıldı. Çarşamba, 11 Mart :05 - Son Güncelleme Perşembe, 27 Mayıs :12

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 55 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar

EDEBİYAT ADF GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT. Sanat ve Zanaat. ÜNİTE 1: GÜZEL SANATLAR VE EDEBİYAT Güzel Sanatlar ve Edebiyat Metinlerin Sınıflandırılması

LYS 3 DENEME-5 KONU ANALİZİ SORU NO LYS 3 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI TESTİ KAZANIM NO KAZANIMLAR. 26/05/2014 tarihli LYS-3 deneme sınavı konu analizleri

İslam medeniyetinde Türk Edebiyatı

MEHMET RAUF - Genç Gelişim Kişisel Gelişim ( )

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

METINLERIN SINIFLANDIRILMASI. Metinlerin Sınıflandırılması

TÜRK EDEBİYATI 10. SINIFLAR 17 Nisan 2015

İnci. Hoca GEÇİŞ DÖNEMİ ESERLERİ (İLK İSLAMİ ESERLER)

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

LYS. Lisans Yerleştirme Sınavı. Öğretmenin defteri

ŞİİR TÜRLERİ. 2) Lirik şiir: (Duygusal) Aşk, ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir. Okurun duygularına,

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

GÜNLÜK (GÜNCE)

SERVETİFÜNUN SANATÇILARI - I

S.gky _ Bilgi Kuramı S.gky _ Bilgi Kuramı S.gky _ Bilgi Kuramı

Genç Kalemler", şiir anlayışı konusunda Fecr-i Âti şairlerinden pek ayrılmadılar. Şiirde, konu seçimini şaire bırakmaları, onları, sanat anlayışları

ALTINCI SINIF TÜRKÇE DERS KİTAPLARINDAKİ METİN TÜRLERİ ÜZERİNE BİR İNCELEME

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

T.C. MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI ÖZEL ÇORUM ADA ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI V BİLİM GRUBU ÇERÇEVE PROGRAMI

ÖZEL ÖĞRETİM KURSU TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-V ÇERÇEVE PROGRAMI. 2. KURUMUN ADRESİ :Kesikkapı Mah. Atatürk Cad. No.79 Fethiye /MUĞLA

3. KURUCUNUN ADI : Sinerji Eğitimcilik San. Tic. Ltd. Şti./Celal DEMİR

KONU TESTİ - 1. Bu dörtlük aşağıdaki şiir türlerinden hangisine örnek olur? A) Lirik B) Pastoral C) Satirik D) Epik. Arda ...

SBS İlköğretim 6 Türkçe Müfredatı

Türk Dili II (MEP184) Yazar: Doç.Dr.Mehmet Mehdi Ergüzel S1

ANKARA ÜNİVERSİTESİ GELİŞTİRME VAKFI OKULLARI ÖZEL LİSESİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM 11. SINIF MF-DİL GRUBU GRUBU TÜRK EDEBİYATI DERSİ III

DÜZ YAZI TÜRLERİ (NESİR BİLGİSİ )

Kategori: EDEBİYAT Öngörülen ders saati: 60 Alt Kategori Program İçeriği Özel Hedefler Kazanımlar. Edebiyatına

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: METİNLERİN SINIFLANDIRILMASI

Yazı Menu. - Beş Hececiler - FARUK NAFIZ ÇAMLIBEL - ENİS BEHİÇ KORYÜREK - HALİT FAHRİ OZANSOY - YUSUF ZİYA ORTAÇ - ORHAN SEYFİ ORHON

İnsanoğlu düşünen bir varlıktır. Düşüncenin bireysellikten sıyrılıp, toplumsal bir boyut kazanması söze dönüştürülmesine bağlıdır.

Tarih İçinde Türk Edebiyatı

Anı,günlük ve gezi yazısı türleri "kurgusal olmadıkları ve tamamen gerçek oldukları için" DÜŞÜNCE yazıları içinde sınıflandırılır.

Güzel Sanatlar ve Edebiyat Çözüm 1

YENİ TÜRK EDEBİYATI - I

REDİF : Kelimelerdeki aynı görevli ekler, yazılışı ve anlamları aynı olan kelimelerle yapılır.

Yeniçeri Ocağı nın kaldırıldığı 1826 dan başlayarak ıslahat kültürü yoğunluk kazanmış, Batılılaşma her alanda kendisini daha çok hissettirmiştir.

EKİM ÜNİTE II ÖĞRETİCİ METİNLER

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ PLANI

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Trajedilerde işlenen trajik olay, iki yüksek değer arasındaki çelişkiyi yaşayan insanın durumundan doğar.

ÜNİTE: ŞİİR VE DÜZYAZI KONU: Şiir ve Düzyazı

NOKTALAMA İŞARETLERİ MUSTAFA NAZIM ÖZGEN

PARAGRAFIN BÖLÜMLERİ

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

LYS EDEBİYAT ÖZET ÇÖZÜMLERİ TEST 1

Ünite 7 YAZILI ANLATIM TÜRLERİ

TÜRK VE DÜNYA EDEBİYATINDA NAZIM BİÇİMLERİ. işledikleri konulara ve ilgili oldukları alanlara göre de nazım türlerine ayrılırlar.

TANZİMAT EDEBİYATI II. DÖNEM SANATÇILARI

Transkript:

EDEBĐ TÜRLER Tür, edebiyat eserlerinin biçimlerine, konularına ve teknik özelliklerine göre ayrılmasıdır. Bunlar iki ana grupta incelenir: Yazı Türleri ve Şiir Türleri. YAZI TÜRLERĐ Yazı türleri, cümleler halinde ortaya konan, sözlerin belli kalıplar içine (ölçü, kafiye, nazım şekli) sıkıştırılmadığı anlatım türleridir. Bunların en önemlileri şunlardır: ROMAN Olmuş ya da olabilecek olayların anlatıldığı uzun yazılardır. Roman belli bir olay etrafında gelişir ve olaylar ayrıntılarıyla anlatılır. Çoğu zaman şahıs kadrosu geniştir. Kişiler ayrıntılı olarak tanıtılır. Çevrenin tanıtımına özen gösterilir. Temsil ettiği akıma göre romantik roman, realist roman, naturalist roman; konusuna göre aşk romanı, toplumsal roman, polisiye roman, macera romanı gibi isimler alır. Türk edebiyatında Tanzimat tan sonra görülür. Đlk örneği Şemseddin Sami nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanıdır. Batı romanı ölçüsünde en başarılı romanları ise Halit Ziya Uşaklıgil yazmıştır. Namık Kemal, Mehmet Rauf, Reşat Nuri, Yakup Kadri, Peyami Safa diğer ünlü romancılarımızdır. HĐKAYE Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa bir yazı türüdür. Hikayede olaylar genellikle yüzeyseldir. Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir anı içinde anlatılır. Genellikle kişilerin tek yönü üzerinde (çalışkanlık, titizlik, korkaklık v.s) durulur. Bu da romanla aynı dönemlerde oluşmaya başlamış ve özellikle Realizm döneminde önemli bir tür haline gelmiştir.

Türk edebiyatında yine Tanzimat la görülmeye başlanan hikaye türünde Halit Ziya, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket, Sait Faik önemli eserler vermişlerdir. MASAL Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür. Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilir. Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür. Yer ve zaman belli değildir. Kahramanlar insan üstü nitelikler gösterir. Đyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür. Đyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır. Masallarda eğiticilik esastır. Çoğu kez evrensel konular işlenir. Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür. Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanıdır. Eflatun Cem Güney masallarımızı derlemiş ve bir kitap halinde yayımlamıştır. DENEME Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür. Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır. Kendi içiyle konuşuyormuş gibi bir hava içindedir. Deneme her konuda yazılabilir. Ancak daha çok tercih edilen konu her devrin, her ulusun insanını ilgilendiren, kalıcı, evrensel konulardır. Ele alınan konu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır. Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir. Daha sonra Đngiliz yazar Bacon türü geliştirmiştir. Edebiyatımızda Cumhuriyet ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örnekler vermişlerdir.

FIKRA Yazarın gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır. Bu tür yazıları nükteli hikayecikler biçimindeki Nasrettin Hoca fıkralarıyla karıştırmayalım. Fıkra, bir gazete yazı türüdür. Gazetenin belli bir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısaca incelenir ve mutlaka bir sonuca varılır. Daha çok alaylı bir dille, bazen eleştiri bazen sohbet tarzında yazılır. Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava hakimdir yazılarda. Edebiyatımızda özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınır. Daha sonra Ahmet Haşim, Refik Halit, Peyami Safa sayılabilir. MAKALE Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür. Makalede temel unsur düşüncedir. Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür. Bizde de ilk özel gazete olan Tercüman-ı Ahval gazetesinin çıkmasıyla görülür. Đlk makale de aynı gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır. Makalede amaç bilgi aktarmak ya da görüşlerine okuyucuyu inandırmak olduğundan açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır. Seçilen konuya göre uzun da olabilir kısa da. Makale her konuda yazılabilir. Bu konu günlük olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da olabilir. Ama edebi makale elbette sanatla ilgili olanıdır. Edebiyatımızda Tanzimat döneminden beri görülen makale türünde Namık Kemal, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi ünlü birkaç isimdir.

ELEŞTĐRĐ Bir sanatçının, bir sanat eserinin iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarak onun gerçek değerini belirleyen yazılardır. Eleştiri yazarı - yani eleştirmen - eser hakkında okuyucuyu bilgilendirir; hem eserin yazarına hem okura yol gösterir. Đki tür eleştiri vardır: Đzleminsel eleştiri ve Nesnel eleştiri. Đzlenimsel eleştiri, Anatole France in ilkelerini belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk ölçülerini göz önüne alarak incelediği eleştiri türüdür. Bu tür eleştirilerde öznel yargılar çok olacağından günümüzde bu tür pek rağbet görmez. Nesnel eleştiride ise her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek belli ölçütler vardır. Eleştirmen mümkün olduğunca kişisel yargılarda bulunmaktan kaçınır. Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri ister beğensin ister beğenmesin, tarafsız bir gözle onun değerini ortaya koyar. Avrupa da Boielau, Saint Beuve, Taine, France eleştirileriyle tanınır. Edebiyatımızda Hüseyin Cahit, Cenap Şehabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Mehmet Kaplan, Cemil Meriç, eleştiri alanında yazılar yazan ünlü birkaç isimdir. GEZĐ YAZISI Gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır. Kişi gezi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızada tutmak güç olacağından gezi esnasında not alınır ve gezi yazılarında bunlar hikaye edilir. Gezi yazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir. Gördüklerini okuyucunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar. Okur sanki o yerleri yazarla birlikte gezer gibi olur. Eski edebiyatımızda gezi yazısına seyahatname denirdi. Bu alanda Evliya Çelebi nin Seyahatnamesi ünlüdür. Ancak asıl gezi yazarları Avrupa ya açılma döneminde görülmeye başlanmış, gidilen Avrupa

şehirleriyle ilgili yazılar yazılmıştır. Namık Kemal, Ziya Paşa bunların başında gelir. Gezi yazılarını kitaplaştıran yazarlarımız da vardır. Ahmet Mithat Efendi, Avrupa da bir Cevelan; Cenap Şehabettin, Hac Yolunda, Avrupa Mektupları; Ahmet Haşim, Frankfurt Seyahatnamesi; Reşat Nuri, Anadolu Notları; Falih Rıfkı, Denizaşırı, Zeytindağı, Taymis kıyıları bunlardan bazılarıdır. ANI Bir yazarın kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır. Yazarın kendini okura açtığı bir tür olduğundan içtendir ve bu yönüyle çok tutulur. Anılar belli bir dönemin yorumlandığı yazılar olduğundan tarihi bir belge özelliği de gösterir. Ancak bu, bilimsel olamaz; çünkü yazarın olaylara kişisel bakışı söz konusudur. Üslup yönüyle gezi yazısına benzerse de, yazarın dış dünyadan çok kendinden söz etmesi anıyı belli eder. Zaten eski edebiyatımızda anı, gezi yazısı hatta tarih iç içedir. Özellikle Tanzimat la başlayan anı türündeki yazılar Cumhuriyet döneminde önemli bir tür olmuştur. Anılarını kitaplaştıran yazarlarımız da vardır. Namık Kemal, Magosa Mektupları; Ziya Paşa, Defter-i Amal; Ahmet Rasim, Şehir Mektupları; Halit Ziya, Kırk Yıl, Saray ve Ötesi; Hüseyin Cahit, Edebi Hatıralar; Falih Rıfkı, Çankaya adlı eserlerinde anılarını anlatmışlardır. BĐYOGRAFĐ Bir kişinin hayatının anlatıldığı yazılardır. Bunlarda amaç o kişiyi tüm yönleriyle (hayatı, eserleri, kişiliği, görüşleri vs.) tanıtmaktır. Biyografi açık, sade bir dille, anlatılan kişinin devrini, çevresini dikkate alarak yazılır. Divan edebiyatında şairleri anlatan bu tür eserlere Tezkire denirdi. Türk edebiyatında bunun ilk örneğini Ali Şir Nevai vermiştir.

Yazar eğer kendi hayatını anlatmışsa yazıya otobiyografi denir. Çoğu zaman bunlarda sanatçı kendiyle beraber aile büyüklerinden çevreden, aile içi durumlarından da söz eder. Otobiyografiler üslup yönüyle anıya benzer; ancak anı otobiyografi içinde bir bölüm sayılabilir. Yani otobiyografi daha uzun bir dönemi içine alır. MEKTUP Genel anlamda kişinin bir haberi, olayı, arzuyu bir başkasına anlattığı yazılardır. Özel mektup, iş mektubu, edebi mektup türleri vardır. Bunlar içinde bizi edebi mektup ilgilendiriyor. Bu tür mektuplar açık olarak bir gazetede ya da dergide yayımlanır. Yazar birine hitaben herhangi bir konudaki görüşlerini, duygularını anlatır. Ancak asıl amacı bunları herkese duyurmaktır. Mektup, Divan edebiyatında da kullanılmıştır. Fuzûli nin Şikayetname adlı eseri bu türdendir. Tanzimat tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup görülür. Bazı yazarlar mektuplardan oluşan romanlar da yazmışlardır. Halide Edip in Handan romanı bunlardan biridir. SOHBET Bir konunun fazla derinleştirilmeden, biriyle konuşuyormuş gibi anlatıldığı fikir yazılarıdır. Sohbet yazılarında herkesi ilgilendirecek konular seçilir. Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir. Yazar sorulu cevaplı cümlelerle, konuşuyormuş hissi verir. Üslup olarak fıkraya benzerse de gazete yazı türü olmaması, az sözle çok şey anlatmayı amaçlamaması, dışa dönük olması onu fıkradan ayırır. Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Şevket Rado sohbet türüne özel bir önem vermişlerdir. GÜNLÜK

Ne gün yazıldığını belirtmek için tarih atılan, çoğu zaman her günün sonunda o gün olup bitenin, sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarla ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapıldığı yazılardır bunlar. Her gün yazıldığı için kısa olan bu yazılar, yazarının hayatından izler verdiğinden içten ve sevecendir. Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu nun günlükleri kitap halinde yayımlanmıştır. ŞĐĐR TÜRLERĐ Her şiirin belli bir konusu, üslubu vardır. Kimi aşk, ayrılık konusunu işler, kimi okura bir bilgiyi özlü bir şekilde verir. Kimi birini eleştirir vs. Đşte şiirlerin bunlara göre sınıflandırılması şiir türlerini ortaya koyar. Bunlar Yunanca daki adlarıyla adlandırılır: Lirik, Epik, Didaktik, Pastoral, Satirik, Dramatik. Tanzimat tan sonra oluşan bu adlandırmadan önce Türk şiiri, nazım şekillerine göre sınıflandırılırdı: Gazel, Kaside, Şarkı, Koşma, Destan, Varsağı vs. Şimdi şiir türlerini açıklayalım. LĐRĐK ŞĐĐR Aşk, ayrılık, hasret, özlem konularını işleyen duygusal şiirlerdir. Okurun duygularına, kalbine seslenir. Eskiden Yunanlılarda lir denen sazlarla söylendiğinden bu adı almıştır. Tanzimat döneminde de bir saz adı olan rebab dan dolayı bu tür şiirlere rebabi denmiştir. Divan edebiyatında gazel, şarkı; Halk edebiyatında güzelleme türündeki koşma, semai lirik şiire girer. EPĐK ŞĐĐR Destansı özellikler gösteren şiirlerdir. Kahramanlık, savaş, yiğitlik, konuları işlenir. Okuyanda coşku, yiğitlik duygusu, savaşma arzusu uyandırır. Daha çok, uzun olarak söylenir. Divan

edebiyatında kasideler, Halk edebiyatında koçaklama, destan, varsağı türleri de epik özellik gösterir. Tarihimizde birçok şanlı zaferler yaşadığımızdan, epik şiir yönüyle bir hayli zengin bir edebiyatımız vardır. DĐDAKTĐK ŞĐĐR Bir düşünceyi, bir bilgiyi aktarmak amacıyla yazılan şiirlerdir. Bunlar okurun aklına seslenir. Duygu yönü az olduğundan kuru bir anlatımı vardır. Kafiye ve ölçülerinden dolayı akılda kolay kaldığından, bilgiler bu yolla verilir. Manzum hikayeler, fabller hep didaktik özellik gösterir. PASTORAL ŞĐĐR Doğa güzelliklerini, çobanların doğadaki yaşayışlarını anlatan şiirlerdir. Doğaya karşı bir sevgi bir imrenme söz konusudur bunlarda. Eğer şair doğa karşısındaki duygulanmasını anlatıyorsa idil, bir çobanla karşılıklı konuşuyormuş gibi anlatırsa eglog adını alır. SATĐRĐK ŞĐĐR Eleştirici bir anlatımı olan şiirlerdir. Bir kişi, olay, durum iğneleyici sözlerle, alaylı ifadelerle eleştirilir. Bunlarda didaktik özellikler de görüldüğünden, didaktik şiir içinde de incelenebilir. Ancak açık bir eleştiri olduğundan ayrı bir sınıfa alınması daha doğrudur. Bu tür şiirlere Divan edebiyatında hiciv, Halk edebiyatında taşlama yeni edebiyatımızda ise yergi adı verilir. DRAMATĐK ŞĐĐR Tiyatroda kullanılan bir şiir türüdür.eski Yunan edebiyatında oyuncuların sahnede söyleyecekleri sözler şiir haline getirilir ve onlara ezberletilirdi. Bu durum dram tiyatro türünün (19.yy) çıkışına kadar sürer. Bundan sonra tiyatro metinleri düzyazıyla yazılmaya başlanır.

Dramatik şiir harekete çevrilebilen şiir türüdür. Başlangıçta trajedi ve komedi olmak üzere iki tür olan bu şiir türü dramın eklenmesiyle üç türe çıkmıştır. Bizde dramatik şiir türüne örnek verilmemiştir. Çünkü bizim Batı ya açıldığımız dönemde (Tanzimat) Batı da da bu tür şiirler yazılmıyordu; nesir kullanılıyordu tiyatroda. Bizim tiyatrocularımız da tiyatro eserlerini bundan dolayı nesirle yazmışlardır. Ancak nadirde olsa nazımla tiyatro yazan da olmuştur. Abdülhak Hamit Tarhan gibi... Şimdi bunları ayrı ayrı görelim. TRAJEDĐ Seyircide korku ve acıma hislerini uyandırarak onu kötü duygularından arındırmayı amaçlayan tiyatro türüdür. Sıkı kuralları vardır. Özelliklerinden bazılarını şöyle sıralayabiliriz. 1. Konusunu seçkin kimselerin hayatından ya da mitolojiden yani tanrılar arasındaki ilişkilerden seçer. 2. Kahramanları tanrılar ya da soylu kimselerdir. Đnsan müsveddesi sayılan sıradan insanlara yer verilmez. 3. Đşlenmiş, kusursuz bir üslubu vardır; kaba sayılan sözlere yer verilmez. 4. Çirkin olaylar (cinayet, kavga vs.) seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez. 5. Üç birlik kuralına uyar. Bu, yer, zaman ve olay birliğidir. Yani oyun hep aynı yerde aynı dekorla oynanmalı, olay bir günlük zaman dilimi içinde geçecek izlenimi vermeli, (Bu yüzden oyun olayın sonundan seçilir; önceki olaylar koro tarafından anlatılırdı.) aynı ana olay etrafında geçmelidir. En ünlü trajedi yazarları; Eski Yunan da Aiskhylos, Eurupides, Sophokles; Klasik Fransız edebiyatında Corneille ve Racine dir. KOMEDĐ Đnsanları güldürerek eğitmeyi amaçlayan tiyatro türüdür. Her gülünç şeyin altında ders

alınacak acı bir gerçeğin olduğuna inanılır. Özelliklerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Konusunu günlük hayattan, sosyal olaylardan seçer. 2. Kahramanları sıradan insanlar, eğitim görmemiş ya da sonradan görme kişilerdir. 3. Üslupta kusursuzluk aranmaz, kaba sayılan hatta küfürlü sözlere yer verilir. 4. Çirkin, kaba olaylar seyircinin gözü önünde işlenir. 5. Üç birlik kuralına uyar. Đnsan karakterinin gülünç ve eksik yanlarını anlatanlara karakter komedyası, toplumun gülünçlüklerini anlatanlara töre komedyası, olayların merak uyandıracak şekilde işlendiği eserlere entrika komedyası adı verilir. Komedi türü 17. yüzyıldan sonra düzyazıyla yazılmaya başlanmıştır. En ünlü komedi yazarları eski Yunan da Aristophanes, Klasik Fransız edebiyatında Moliére dir. DRAM 19. yüzyılda trajedinin sıkı kurallarını yıkmak amacıyla meydana getirilen tiyatro türüdür. Özelliklerini şöyle sıralayabiliriz. 1. Konusunu günlük hayattan ya da tarihin herhangi bir devrinden seçebilir. 2. Hem acıklı hem komik olaylar aynı oyunda iç içe bulunur. 3. Kahramanlar hem soylulardan hem sıradan insanlar arasından seçilir. 4. Üç birlik kuralına uymak zorunda değildir. 5. Her tür olay seyircinin karşısında gerçekleştirilebilir. 6. Şiir, düzyazı karışık halde bulunur. En ünlü dram yazarları: Đngiliz yazar Shakespeare dramın ilk ürünlerini vermiştir. Ancak bu türün özelliklerini Victor Hugo belirlemiştir. Schiller, Geothe diğer ünlü dram yazarlarıdır.

Türk edebiyatında batılı anlamda sahne tiyatrosu Tanzimat tan sonra görülür. Bundan önce Halk arasında yüzyıllar boyu sürmüş seyirlik oyunlar vardı. Ortaoyunu, meddah, Karagöz ile Hacivat bunların başlıcalarıdır. Bunların özelliklerini ileride anlatacağız. ŞĐĐR BĐLGĐSĐ Şiir, gerek içerik gerekse söyleyiş bakımından özgün, etkilemeye, duygulandırmaya yönelik bir söz sanatı ürünüdür. Şiirin söz dizimi düzyazının söz diziminden farklıdır. Bu dizim, dilin kurallarına göre olmaktan çok ahenge göre düzenlenir. Şiir bir nazımdır; yani dizme, düzene koymadır. Bu dizmenin de belli öğeleri vardır. Bunlar ölçü, kafiye, redif, gibi her biri kendine göre bir düzen ifade eden öğelerdir. Bunları şu şekilde inceleyebiliriz. ÖLÇÜ Şiirde, hecelerin sayılarına ya da, heceyi oluşturan seslerin uzunluk kısalıklarına göre bir düzen oluşturulur. Bu düzene de ölçü denir. Edebiyatımızda iki tür ölçü kullanılmıştır: Hece ölçüsü ve Aruz ölçüsü. HECE ÖLÇÜSÜ Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Birinci dizede kaç hece varsa şiirin tüm dizelerinde de aynı sayıda hecenin kullanılması gerekir. Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde durulduğu, dizenin bölümlere ayrıldığı görülür. Okunurken durulan bu yerlere durak denir. Çoğu zaman şiirin tamamındaki duraklar da aynı sayıda heceler halinde bölünür. Durak hiçbir zaman bir sözcüğün ortasına gelmez, her zaman sonuna gelir. Hece ölçüsü Türk şiirinin en eski, ulusal ölçüsüdür. Bilinen en eski şiirlerden başlayıp hiç kesintiye uğramadan ve her çağda yeni güzellikler, zenginlikler kazanarak günümüze kadar

gelmiştir. En çok kullanılan hece kalıpları 7'li, 8'li ve 11'li ölçülerdir. ARUZ ÖLÇÜSÜ Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre, açık (ünlüyle bitmesi) ya da kapalı (ünsüzle bitmesi) oluşuna göre düzenlenmesidir. Birinci dizedeki hecelerin özellikleri, ikinci dizedeki hecelerde de sırasıyla aynıdır. Aruz ölçüsünün belli kalıpları vardır. Bu kalıplar kısa hecelerin nokta (.), uzun hecelerin çizgiyle ( ) gösterilmesiyle düzenlenir. Hecelerin özelliklerinin gösterildiği bu işaretlerin adlandırıldığı kalıplar vardır. mef û lü me fâ î lü me fâ î lü fe û lün Sorularda aruz vezninin yapısıyla ilgili herhangi bir soru sorulmuyor. Bu nedenle fazla ayrıntıya girmeyelim. Aruz ölçüsü Türk edebiyatına, Türklerin Đslamiyet i kabul etmesinden sonra Arap va Fars edebiyatlarından girmiştir. Bu ölçüyle yazılan elimizdeki en eski eser Kutadgu Bilig dir. Divan edebiyatında en güzel şekilde kullanılan aruz ölçüsü, Tanzimat, Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati topluluğundaki sanatçılar tarafından da kullanılmıştır. Türk dilinin ses yapısı aruz ölçüsüne pek uygun değildir. Çünkü Türkçede aruzun temelini oluşturan uzun ünlü yoktur. Bu nedenle aruzun Türkçeye uygulanmasında birçok hata, zorlamalar görülür. Bunlardan birkaçını açıklayalım. Đmale Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır. Zihaf

Đmalenin tersidir. Yani kalıba uydurmak için, Arapça, Farsça sözcüklerdeki uzun heceleri kısa saymaktır. Ulama Divan şiirinde en zok kullanılan ses unsurlarından biri de ulamadır. Ulama yapılan yerlerde ulanan sözcüklerdeki heceler, tek bir sözcükmüş gibi ayrılır. Elbette bu bir kusur sayılmaz. KAFĐYE (UYAK) Şiirde dize sonlarında kullanılan aynı ya da benzer seslere kafiye denir. Benzer seslerin sayısına göre dört grupta incelenir. Yarım Kafiye Dize sonlarında tek ses benzeşiyorsa yarım kafiye oluşur. Yandırdın gönlümü aldın keman kaş Gösterdin zülfünü, eyledin bir hoş dizelerinde, sonda bulunan kaş ve hoş sözcüklerinin sonundaki ş sesleri, yani tek ses benzeşiyor; öyleyse burada yarım kafiye vardır. Tam Kafiye Dize sonlarında iki ses benzeşiyorsa, tam kafiye kullanılmıştır. Ürperme veren hayale sık sık Her bir kapıdan giren karanlık Çok belli ayak sesinden artık dizelerinin sonunda kullanılan altı çizili ık sesleri, iki sesten oluştuğundan tam kafiye oluşturmuştur.

Bazen dize sonunda uzun okunan tek ünlü benzerliği olabilir. Arapça ve Farsça sözcüklerde görülen uzun ünlüler iki ses değeri taşır. Yani tam kafiye oluşturur. Bir mısra işittim yine ey şah-ı dilarâ Bir hoşça da bilmem ne demek istedi ammâ dizelerinde altı çizili â sesi iki ses değeri taşıdığından beyitte tam kafiye kullanılmıştır. Sakin koyu, şen cepheli kasrıyla Küçüksu Ardında yatan semtinin ormanları kuytu dizelerinde ise dize sonlarındaki u sesleri uzun olmadığından yani tek ses değeri taşıdığından dizelerde yarım kafiye vardır. Zengin Kafiye Đkiden fazla ses benzerliğine dayanan kafiyedir. Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık Yalnız, arabacının dudağında bir ıslık dizelerinde dize sonlarındaki lık sesleri ikiden fazla olduğundan, zengin kafiye oluşturmuştur. Bazı dizelerde dizelerden birinin sonundaki sözcüğün tamamı diğerinin sonundaki sözcüğün sesleri arasında bulunabilir. Buna tunç kafiye denir. Tunç kafiye zengin kafiyenin bir çeşididir. Ay geçer yıl geçer uzarsa ara Giyin kara libas yaslan duvara dizelerinde birinci dizenin sonundaki ara sözü, ikinci dizenin sonundaki duvara sözünün sesleri içindedir; yani tunç kafiye oluşturmuştur. Cinaslı Kafiye

Yazılışları aynı, anlamları arasında hiçbir ilgi bulunmayan sözcüklerin dize sonlarında kullanılmasıyla oluşan kafiyedir. Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç dizelerinde sonda bulunan geç sözcüklerinin sesleri aynıdır. Ancak birincisi erken sözünün karşıtı, diğeri ise geçmek fiilinin emir çekimidir. Dolayısıyla anlamları arasında hiçbir ilgi yoktur; cinaslı kafiye oluşturmuştur. REDĐF Dize sonlarında aynı sözcüklerin ya da aynı ses ve görevdeki eklerin kullanılmasıyla oluşur. Bu, daima kafiyeden sonra gelir. Hatta bazen dize sonunda kafiye hiç bulunmaz, ses benzerliği redifle sağlanır. Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar dizelerinde yollar sözü iki dizede de kullanılmış; dolayısıyla redif olmuştur. Ondan önceki kıvrılan ve yılan sözcüklerindeki ılan sesleri ortak olduğundan zengin kafiye oluşmuştur. Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar dizelerinde yaslı yollar sözcükleri aynı olduğundan rediftir bağlayan ve ağlayan sözcüklerinde ise bağla-", ağla-" sözcüklerindeki -an ekleri sıfat-fiildir. Hem sesleri hem görevleri aynı olan bu ekler, y kaynaştırma harfleriyle beraber redif olur. Bazen dize sonlarındaki eklerin sesleri aynı, görevleri farklı olabilir; bunlar redif sanılmamalıdır. Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı

Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı dizelerinin sonundaki bucağı ve ocağı sözcüklerindeki ı eklerinin görevleri farklıdır. Birincide iyelik eki olan bu ek diğerinde hal ekidir, dolayısıyla redif oluşturmamıştır, cağı sesleri zengin kafiye oluşturmuştur. KAFĐYE ÖRGÜSÜ Dörtlüklerde birbiriyle kafiyeli dizeler değişik şekillerde dizilir. Bu dizilişe kafiye örgüsü denir. Üç grupta incelenir. 1. Çapraz Kafiye Dörtlüğün birinciyle üçüncü, ikinciyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır. Aşağıdaki şiirin birbiriyle kafiyeli dizelerini aynı sembolle gösterirsek daha kolay anlaşılır: Bağından her güzel bir gül seçerdi T.K. Redif Bundan mı sarardın, soldun, ey gönül a b T.K. Redif Kadınlar geçerdi, kızlar geçerdi T.K. Redif Bir zaman aşk için yoldun ey gönül a b T.K. Redif Görüldüğü gibi dörtlükte birinci dizeyle üçüncü dize, ikinci dizeyle dördüncü dize kafiyelidir. Bu, çapraz kafiye düzeni demektir. 2. Düz Kafiye Dörtlüğün birinci dizesiyle ikinci, üçüncü dizesiyle dördüncü dizelerinin kendi arasında

kafiyeli olmasıdır. Nice günler bu şeametli ölüm T.K. Oldu çok kimseye bir gizli düğüm T.K. Nice günler bakarak dalgalara T.K. Redif Dediler: Uğradı Leyla nazara T.K. Redif a a b b 3. Sarma Kafiye Dörtlüğün birinciyle dördüncü, ikinciyle üçüncü dizelerinin kafiyeli olmasıdır. En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü T.K. Titrek elleriyle gererken yayı T.K. Redif Her yandan bir merak sardı alayı T.K. Redif Ok uçtu, hedefin kalbine düştü T.K. a b b a Bu tür bir kafiyelenme Halk şiiri ve Divan şiirinde görülmez Halk şiirinde koşma tipi kafiye, mani tipi kafiye gibi kafiye örgüleri vardır. Divan şiirinde ise gazel, mesnevi, rübai tipi kafiyelenme görülür.