History Studies: International Journal of History ISSN: 1309 4173 (Online) 1309-4688 (Print) Volume 4 Issue 2, p. 443-450, July 2012



Benzer belgeler
UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

Yeni Osmanlılar Cemiyeti Kurucularından Mehmed Âyetullah Bey Dönem-İnsan-Eser

İÇİNDEKİLER. Takdim...7 Önsöz...9 Kısaltmalar I. DEVLET...13 Adâletnâme...15 Kanun...19 Kanunnâme...29 Padişah...43

1-MERKEZ TEŞKİLATI. A- Hükümdar B- Saray

Standart Eurobarometer 76. AVRUPA BİRLİĞİ NDE KAMUOYU Sonbahar 2011 ULUSAL RAPOR TÜRKİYE

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İBRAHİM ŞİNASİ

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Devleti yönetme hakkı Tanrı(gök tanrı) tarafından kağana verildiğine inanılırdı. Bu hak, kan yolu ile hükümdarların erkek çocuklarına geçerdi.

OSMANLI EĞİTİM SİSTEMİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

MUṢṬAFĀ NŪRĪ (d. 1824; ö. 1890)

JORGE LUIS BORGES PIERRE MENARD A GÖRE DON QUIXOTE & HOMER İN BAZI UYARLAMALARI. Hazırlayan: Rabia ARIKAN

ADI SOYADI: SINIFI: NUMARASI: PUANI:

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

Takvim-i Vekayi Gazetesi (1831)

BĠLECĠK ÜNĠVERSĠTESĠ AKADEMĠK ÖZGEÇMĠġ FORMU

YAYIN DEĞERLENDİRME. MÜSEYİP MEMMEDOV: PUBLİSİST SÖZÜN KUDRETİ * (Yrd. Doç. Dr. Özcan BAYRAK)

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations. Doğan Mert DEMİR

BAŞARILI BİR TEZ YAZIMI İÇİN YAPILMASI GEREKENLER

Bir Kimlik Peşinde Türkiye

Kitap Tanıtımı, Eleştiri ve Çeviri Dergisi Journal of Book Notices, Reviews and Translations

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

DBY Ajans. This book has been supported by the Office of Scientific Research Projects of Istanbul Medeniyet University Istanbul, Turkey - March 2014.

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

ARAYIŞ YILLARI (17.YÜZYIL) (DURAKLAMA DÖNEMİ ) ISLAHATLAR AYAKLANMALAR

Yaş Doğrulama Metotları

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...9 GİRİŞ...11

Fahriye Emgili, Boşnakların Türkiye ye Göçleri , Bilge Kültür Sanat Yayınları, İstanbul: Nisan 2012, 520 sayfa.

KARADENİZ TEKNİK ÜNİVERSİTESİ İLAHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ GENEL YAYIN İLKELERİ

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ. : Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Telefon : (0212) : abulut@fsm.edu.tr

DURAKLAMA DEVRİ. KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ Youtube Kanalı: tariheglencesi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

KİTABİYAT. Mevlānā Celāleddin-i Rumî, Mesnevî 1-2/3-4/5-6, Nazmen Tercüme: Ahmet Metin Şahin, Kaynak Yayınları, İstanbul 2006.

Osmanlı Diplomasi Tarihi Kurumları ve Tatbiki

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

Müşterek Şiirler Divanı

Ekim Ismayıl Hakkı Baltacıoğlu Koleksiyonu ve Haldun Özen

TUHED Turkish History Education Journal

ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Arşivcilik İstanbul Üniversitesi Ortadoğu Enstitüsü. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Ýslâm Ahlak Teorileri (Ethical Theories in Islam)

MehMet Kaan Çalen, tarihinde Edirne nin Keşan ilçesinde doğdu. İlk ve orta öğrenimini Keşan da tamamladı yılında Trakya

OSMANLILAR Yrd. Doç. Dr. Ali Gurbetoğlu. İstanbul Ticaret Üniversitesi

T.C KİLİS 7 ARALIK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI YÜKSEK LİSANS DERS İÇERİKLERİ I. DÖNEM

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Divan Edebiyatının Önemli Şair ve Yazarları. HOCA DEHHANİ: 13. yüzyılda yaşamıştır. Din dışı konularda şiir yazan ilk divan şairidir. Divanı vardır.

MEDYA. Uluslararası Arapça Yarışmaları BASIN RAPORU

Bilim,Sevgi,Hoşgörü.

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

GÜNLÜK (GÜNCE)

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

Editörden. Editör Doç. Dr. Onur KÖKSAL

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

T.C. İSTANBUL SABAHATTİN ZAİM ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS PROJESİ HAZIRLAMA KILAVUZU

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 9. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ YILLIK PLANI

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

YAZILI SINAV SORU ÖRNEKLERİ TARİH

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

Birinci İtiraz: Cevap:

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

KANUNLAŞTIRMA KANUNLAŞTIRMA. Kanunlaş'rma: Toplumda mevcut kuralların yazılı haline Kanunlaş'rma hareketleri:

DR. MUHAMMED HÜKÜM ÜN ŞAİR - SOSYOLOG: KEMAL TAHİR ADLI ESERİ ÜZERİNE

Tanzimat Edebiyatı. (Şiir-Roman) YAZARLAR Dr. Özcan BAYRAK Dr. Muhammed Hüküm Dr. Taner NAMLI Dr. Celal ASLAN

II. BÖLÜM LK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLER

II. MAHMUT ( ) DÖNEMİ TANER ÖZDEMİR DETAY TARİHÇİ

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

Vefatının 100. Yılında Sultan II. Abdülhamid ve Dönemi Uluslararası Kongresi

Prof. Dr. Mehmet Ali BEYHAN Tel: [0 212] Oda no: 315

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya

Kuruluş Dönemi Osmanlı Kültür ve Uygarlığı Flash Anlatım Perşembe, 12 Kasım :53 - Son Güncelleme Çarşamba, 25 Kasım :14

8, Safsaf sokak Emirrân Tel Ağustos Muhterem Bey Efendi

ŞURA-YI DEVLET Belgeler, Biyografik Bilgiler ve Örnek Kararlarıyla

Fikret BABAYEV * * Azerbaycan Anayasa Mahkemesi Başkanı

Yaptığım şey çok acayip bir sır da değildi aslında. Çok basit ama çoğu kişinin ihmal ettiği bir şeyi yaptım: Kitap okudum.

DERGÂH YAYINLARI 786 Felsefe 53 İslâm Felsefesi Dizisi 3 Sertifika No ISBN Baskı Mayıs Dizi Editörü Cahid Şenel

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK)

İNSAN KAYNAKLARI VE EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNERGE

Kâşif Hamdi OKUR, Ismanlılarda Fıkıh Usûlü Çalaışmaları: Hâdimî Örneği, İstanbul: Mizah Yayınevi, 2010,

Türk Diş Hekimleri Birliği Merkez Yönetim Kurulu Başkanlığı na,

Türk Eğitim Tarihi. Program İçeriği Dr. Ali Gurbetoğlu İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi Eğitim Fakültesi

Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları Yayın No. 756 İSAM Yayınları 202 İlmî Araştırmalar Dizisi 90 Her hakkı mahfuzdur.

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

Muhammed ERKUŞ. Sefer Ekrem ÇELİKBİLEK

Transkript:

History Studies: International Journal of History ISSN: 1309 4173 (Online) 1309-4688 (Print), p. 443-450, July 2012 Christoph K. Neumann, Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet in Siyasi Anlamı, (çev: Meltem Arun), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. Review of German Historian Christoph K. Neumann's "History is means Tanzimat is Goal- Political Meaning of Tarih-i Cevdet" Arş. Gör. Edip UZUNDAL Gaziosmanpaşa Üniverstesi Tanzimat dönemi, Osmanlı tarihçiliğinde önemli bir dönüm noktasıdır. Çünkü Osmanlı Devleti nin kuruluşundan Tanzimat a kadar geçen sürede hâkim olan İslam tarih anlayışı yerini yavaş yavaş hanedan tarihi anlayışına bırakmaya başlamıştır. Diğer bir ifadeyle o zamana kadar olayların açıklanmasında ve yorumlanmasında İslam tarihi temel olarak alındığı halde bu dönemde Osmanlı hanedanı çevresinde şekillenen bir tarih anlayışı belirmeye başladı. Bu tarih anlayışın en mühim maksadı, Osmanlı hanedanı etrafında, din, dil ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin, çeşitli halkları birleştirmek ve böylece Osmanlı Devleti nin bütünlüğünü muhafaza ederek yıkılışı önlemekti. Bu bakımdan Osmanlı kurumlarının bütününde görülen modernleşme hareketleri tarih alanında da kendini göstermiştir. Tanzimat döneminin tarihçiliği söz konusu olunca akla gelen ilk isim hiç şüphesiz Ahmed Cevdet Paşa dır. Lofça da doğan, İstanbul da medrese öğrenimi gören, özel derslerle ufkunu genişleten ve Reşid Paşa konağında yetişen Ahmed Cevdet Paşa 19. yüzyılda çok önemli görevlerde bulunmuş, ıslahat heyetlerine katılmış, valilik, nazırlık yapmış Tanzimat ın önde gelen devlet adamlarından biridir. Düstur 1 ve Mecelle 2 gibi hukuk tarihimizi ilgilendiren 1 Düstur; kaide, kanun, nizam anlamlarına gelmektedir. Tanzimat Fermanı ile başlayan yasalaşma girişimleri sonunda, devlet eliyle ilk kez kanun ve tüzükler 1851 yılında başlıksız bir yayın kaynağından yayımlanmıştır. Daha sonra da Ahmed Cevdet Paşa 1863 yılına kadar Osmanlı hukuki kaynaklarını derleyerek düstur adı altında yayımlamıştır. Beş tertipten oluşan düsturun her tertibi muhtelif ciltlerden oluşmaktadır. Bkz. M. Akif Aydın, Düstur, TDVİA, C.10, İstanbul 1994, s. 48-49. 2 Mecelle; Osmanlı Devleti nin son döneminde Ahmed Cevdet Paşa başkanlığındaki ilmî bir heyet tarafından, İslam Hukukuna bağlı kalınarak hazırlanan ve asıl ismi Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye olan meşhur kanun kodeksidir. Mecelle; sözlükte, içinde hikmet bulunan sahife, ciltlenmiş kitap, dergi vs. anlamlarına gelir. 1877 yılında II. Abdülhamid döneminde tatbik edilmeye başlanan Mecelle, Osmanlı Devleti nin son yarım yüzyılında şer î mahkemelerde hukuki dayanak olarak kullanılmıştır. Bir giriş, 16 bölüm ve 1851 maddeden oluşan Mecelle, 1926 yılında yürürlülükten kaldırılmıştır. Bkz: Ali Himmet

Christoph K. Neumann, Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet in Siyasi Anlamı, (çev: Meltem Arun), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. 444 eserlerin vücuda gelmesinde başrol oynamıştır. Bir tarihçi olarak Cevdet Paşa; Tarih-i Cevdet, Tezâkir, Maruzat ve Kısas-ı Enbiya gibi önemli kitapların da müellifidir. Encümen-i Daniş bir Osmanlı tarihi yazılmasını kararlaştırdığı zaman 1774 ten Osmanlı tarihçisi Joseph von Hammer in bıraktığı yerden 1825 e kadar geçen dönemin tarihini yazmak görevini de Ahmed Cevdet Efendi ye vermiştir. 1855 te vak anüvisliğe atanan Ahmed Cevdet Paşa on iki ciltlik Tarih-i Cevdet adlı eserini 1302 de (1884) tamamlamıştır. Cevdet Tarihi, Osmanlı tarihçiliğinin en büyük başarılarından biridir. Ahmed Cevdet Paşa, bu büyük eserini ortaya koymak için geniş bir kaynak taramasına girişmiş, vak anüvis tarihleri, mecmua, layiha, sefaretname ve arşiv belgelerini dikkatle incelemiş, olaylara tanık olanların görüşlerine başvurmuş ve bütün bunları sağlam bir eleştiri süzgecinden geçirdikten sonra kullanmıştır. Resmi belgeler, fermanlar, antlaşma metinleri, sözün kısası konuyla ilişkin belgeleri her cildin sonuna eklemiştir. Böylelikle Osmanlı İmparatorluğu nun son dönemini ele alan böylesine mühim bir eser ortaya çıkmıştır. Bu incelememiz, Alman tarihçi Christoph K. Neumann tarafından kaleme alınan Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet in Siyasi Anlamı isimli eseri üzerinedir. 3 Eser; Ahmed Cevdet Paşa, Osmanlı tarih yazıcılığı ve 19. yüzyıl Osmanlı tarihi olmak üzere üç ana konuyu ihtiva etmektedir. Yazar, bütünü gözden kaçırmadan, eserin bölümlerinin birbirinden bağımsız bir şekilde okunmasını amaç edindiğini söyler. Eserin hedefi, yazıldığı zamana getirdiği eleştirel yaklaşım göz önünde bulundurularak okunmasını sağlamaktır. Cevdet in Osmanlı tarihi anlatısının temelinde hangi önermeler, beklentiler ve görüş açıları vardı? Ahmed Cevdet hangi amaçlarla yazıyor ve nelere karşı tavır alıyordu? Getirdiği gerekçelerle 19. yüzyılın ikinci yarısındaki Osmanlı tarihi arasında hangi bağlantılar kurulabilir? Bu ve benzeri sorular yazar tarafından ele alınarak geniş bir şekilde değerlendirilmiştir. Önsöz, Türkçe Basıma Önsöz, Kısaltmalar ve Giriş kısımlarının ardından dört bölümden oluşan eserin sonunda bibliyografya ve dizin yer almaktadır. Meltem Arun tarafından Türkçeye çevrilen kitap, aslında Münih Ludwigs Maimilians Üniversitesi nde Mart 1992 yılında tamamlanmış bir doktora tezidir. Tekrar gözden geçirilerek Berki, Açıklamalı Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye) Hikmet Yayınları İstanbul 1959; Osman Öztürk, Osmanlı Hukuk Tarihinde Mecelle, İslami İlimler Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul 1973; Ahmet Şimşirgil Ekrem Buğra Ekinci, Ahmed Cevdet Paşa ve Mecelle, KTB Yayınları, İstanbul 2008. 3 İncelemesini yapmış olduğumuz bu eser henüz basılmadan doktora tezi halinde iken Almanca metni üzerinde Kemal Beydilli 1996 yılında bir inceleme yapmış ve bunu Tarih ve Toplum dergisinde yayımlamıştır. Beydilli bu incelemesinde, Güney-Doğu Avrupa Cemiyeti nin teşvik ödülüne layık görülen tezin tanıtımını yapmış, eserin değindiği hususları anlattıktan sonra yanlış ya da hatalı gördüğü bazı bilgi ve konuların düzeltilmesi maksadıyla bazı düzeltme teklifleri başlığı altında bunları zikretmiştir. Tarafımızdan yapılan çalışma ise, söz konusu doktora tezinin bazı evrelerden geçtikten sonra bir kitap haline dönüşmesi sonucunda yapılan bir incelemedir. Beydilli nin incelemesi için bkz. Kemal Beydilli, Cevdet Tarihi Hakkında İlk Ciddi Çalışma, Tarih ve Toplum, C.25, S.148, İletişim Yayınları İstanbul 1996.

445 Edip Uzundal incelenen tez, bir dizin eklenerek ve başlığı değiştirilerek kitap halinde yayınlanmıştır. Tarih Vakfı Yurt Yayınları tarafından 1999 ve 2000 yıllarında olmak üzere iki defa basımı yapılan eser, XIII + 248 sayfadan oluşmaktadır. Eserin Türkçe Basıma Önsöz kısmı çeviri hakkında okuyucuya ayrıntılı bilgi sunmaktadır. Yazar, tercümeyi gözden geçirirken, bunun Meltem Arun un ilk çevirisi olduğuna inanamadığını ifade eder. Başka bir dilden metin aktarmanın zor olduğu bilinmesine rağmen, mütercimin, eseri akıcı ve anlaşılır bir Türkçe ile yazdığını, önerilerine açık olduğunu ve böylelikle güzel bir işbirliği neticesinde bu tercümenin ortaya çıktığını dile getirir. Eser çevrilirken metne mümkün mertebe sadık kalındığı ve Ahmed Cevdet ten alınmış, ana metinde Almanca olarak, dipnotlarda Arap harfleriyle verilmiş kısa pasajların, sadeleştirilmeden Latin harfleriyle ana metne alındığı ifade edilmiştir. Yazar, Almanca metinde uzun pasajlar boyunca hafif ironik edanın yer aldığını ancak Türk bilim dilinde ironiye fazla yer olmadığından bu kısımların aktarılamadığını anlatır. Her sayfada en azından bir veya iki defa, daha isabetli ve daha anlaşılır iki tabir arasında seçim yapıldığını, on örneğin dokuzunda daha anlaşılır ifadeden yana karar verdiklerini söyleyen yazar, bütün bunların müsebbibinin kitabın yayınlanmasında rol oynayan herhangi kimsenin olmadığını, aksine Türkçenin gelişmesini engelleyip onu dar kalıba sokan, kelime dağarcığını azaltan kişilerin olduğunu söyler. Zira yazar, kendi Almanca üslubunun zenginliği, akıcılığı ve çok boyutluluğuyla övündüğü gibi, Ahmed Cevdet in de dilinin zenginliği ve çalışkanlığına hayran olduğunu belirtir. Böylelikle asıl sorunun yanlış dil politikasına kurban gitmiş Türkçenin makûs talihinde yattığını söyler. Kitabın Giriş kısmı (s.1-11), çalışmanın hedefi, yöntemi, izlediği yol ve bu çalışmanın şimdiye kadar yapılmış araştırmalar arasındaki konumu hakkında verdiği bilgiler açısından önemli bir yer tutmaktadır. Buna göre, eserin hedefi; yazıldığı zamana getirdiği eleştirel yaklaşım göz önünde bulundurularak okunmasını sağlamak ve anlattığı dönem (1774-1825) için daha iyi kullanılabilir bir kaynak haline getirmektir. Çalışmanın kendine çizdiği yolun birinci aşamasında, Tarih-i Cevdet in nasıl oluşturulduğu sorusu yanıtlanmaya çalışılmıştır. İkinci olarak metnin özelliğinin ne olduğu araştırılmıştır. Yazar, burada özellikle iki zorlukla karşı karşıya kaldığını ifade eder. Bunlardan ilki, Tarih-i Cevdet in her ne kadar belli bir niyetle kaleme alınmış olsa da, metinde ifade edilen niyetleri yeniden inşasının sistematik olarak eksik kalmış olmasıdır. İkincisi ise, 4000 küsur sayfayı bulan ve birçok kaynağı belirtilmemiş alıntı içeren bu eserin her türlü çelişkiyi bünyesinde barındırmış olmasıdır. Yazar, burada neyin önemli, neyin önemsiz, neyin esere özgü olup olmadığının tam olarak anlaşılamadığını ifade eder. Dört bölümden oluşan eserin birinci bölümü Bir Tarihin Tarihi başlığını taşımaktadır ve iki alt başlıktan oluşmaktadır. 1. A. Bölümünde (s.12-55) metnin uzun oluşum öyküsü ele alınmıştır. Burada Tarih-i Cevdet in 1309 da (1891) Tertib-i Cedit adı altında 12 cilt halinde yayınlanan ikinci baskısı şekil ve yazı bakımından incelenmiştir. Encümen-i Daniş bir Osmanlı tarihi yazılmasını kararlaştırmış ve bu görev Ahmed Cevdet e verilmiştir. Bu vesile ile Ahmed Cevdet in kısa bir biyografisine yer verilmiş ve onun yetişmesinde Mustafa Reşid Paşa nın önemine değinilmiştir. Tarih in yazılması için padişahın iradesi 9 Muharrem 1270 te (12 Ekim 1853) Meclis-i Maarif Umumiye nin talebi üzerine alınmıştır. İlk üç cilt aynı anda ele alınmış ve aynı anda sunulmuştur. Zaman zaman başka görevlerde üstlenen Ahmed Cevdet in yazdığı altıncı cildin ayrı bir önemi vardır. Cevdet, bu cildin ilk üçte birini tamamen antik çağdan Fransız İhtilâli ne kadarki Avrupa tarihine ayırır ve burada ihtilâlin Osman

Christoph K. Neumann, Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet in Siyasi Anlamı, (çev: Meltem Arun), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. 446 Devleti ne olan etkileri üzerinde durur. Bu süreç içerisinde Ahmed Cevdet e hukuk tarihinin en önemli eserlerinden olan Mecelle yi hazırlama vazifesi verilir. Bir komisyon ile birlikte yürüttüğü bu çalışmalar Tarih in yazılmasını geciktirmiştir. Ahmed Cevdet Tarih in ikinci yarısını nihayet 1302 de (1884) bitirmiştir. 1. B. Bölümünde (s.56-85) metnin içyapısı tarihi açıdan incelenmiştir. Tarih-i Cevdet in üç basımı olduğu ve ilk iki basımının 1270 (1854) ve 1301 (1884) yılında yayınlandığı görülmektedir. Burada farklı tarihlerde basılan ciltlerin varyantları incelenmiş ve bu durum tablo ile gösterilmiştir. Tertib-i Cedid in eserlerin bir bütün halde ve düzen içerisinde bulunmasını sağlaması açısından önemine değinilmiştir. Tarihi Cevdet in iki basımı arasındaki metin farklılıklarının incelendiği bu bölümde, Tertib-i Cedid de bulunan kısımların esere kazandırdıkları ve ilk basımdan alınmamış herhangi bir bölümün var olup olmadığı tespit edilmeye çalışılmıştır. Sonuç itibariyle, Tertib-i Cedid de fazla mühim olmayan bazı kısımların eksik olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan Tertib-i Cedid ile Tarih-i Cevdet in ilk basımının sayfa karşılaştırmaları tablo halinde verilmiştir. Ayrıca Tarih-i Cevdet basımlarının giriş pasajları da tablo halinde verilerek, değişiklik yapılan bölümler tespit edilmeye çalışılmıştır. Kitabın ikinci bölümü, birbirinden bağımsız üç alt bölümden oluşmaktadır. Burada genel olarak, Ahmed Cevdet in tarihi hadiseleri nasıl tasvir ettiği, yorumladığı ve değerlendirdiği üzerinde durulmuştur. 2. A. Bölümünde (s.86-103) yazar, tarik-i ilmiye ve çöküşüne gösterdiği ilgi Osmanlı ordusuna gösterdiği ilgiyle beraber tüm Tarih-i Cevdet boyunca sürer ifadesiyle Ahmed Cevdet in ilmiye sınıfıyla alakadar olduğunu belirtir. Yazara göre, Cevdet, eserin ilk üç cildinde ulemayı nispeten çekinerek eleştirmekteydi, ancak olumsuz eleştiriler dördüncü cilt ile beraber miktar ve kapsam bakımından artmaktaydı. Ahmed Cevdet, ulemayı eleştirirken Fatih Sultan Mehmed dönemindeki uygulamaları örnek gösterir. Medreselerde eğitim verilen bilimlerin seviyesini, bilim adamların halk arasında ve hükümdar nezdinde gördükleri saygıyı, tıp ve matematiğin ilmiye tarafından desteklenmesini, uzun görev sürelerini, yaş ve yeteneğe göre iyi ayarlanmış kariyer yollarını, bilim adamlarının mali güvenliğini bu zamana has özellikler olarak sıralayıp öven Ahmed Cevdet, yapmış olduğu tespitlerle kendi dönemindeki ilmiye sınıfını eleştirmektedir. Cevdet e göre; bugün hatır için atamalar yapılıyor, sık sık görevden almalar gerçekleşiyor, makamlar liyakatsiz kişilere teslim ediliyor, mülazemetler ve rüusların nüfuzlu kişilerin oğullarına verilmesi ya da satılması âlimler ile cahillerin birbirine karışmasına yol açıyordu. Böylelikle sayıları giderek artan bir yeteneksiz ulema sınıfı teşekkül ediyordu. Yazarın tespitlerine göre, Cevdet Paşa ulemanın kültür eksikliğinden şikâyetçidir. En çok da ulemanın teknik ve fendeki gelişmelere kapalı olması Ahmed Cevdet i kızdırmaktaydı. Darülmuallimin de yönetici konumuna getirilen Vehbi Molla nın dine aykırı görünen her yeniliğe köstek olduğunu, mesela kurumun bütün haritalarını binanın helâsına taktığını söyleyen Ahmed Cevdet, bu zatın sıbyan mektebinden başka hiçbir yerde eğitim görmediğini söyleyerek kızgınlığını belirtir. Makamlarını kötüye kullanarak ilmiyenin zararına köşeyi dönenler için ulema-yı resmiye tabirini kullanır. Cevdet Paşa bununla, medresede yoğun bir eğitim almadan yetersiz bir sınavdan sonra iltimasla kısa zamanda ilmiyenin yüksek, hatta en yüksek makamlarına gelmiş ulemayı kastetmektedir. Ahmed Cevdet e göre, üç ayrı ulema grubu vardır. Bunlar; kurumun üst mevkilerini elinde tutan ulema-yı resmiye, gerçekten görevlerini yapan yargıç ve kâtipler, son olarak medreselerdeki hoca ve talebeler. Cevdet, birinci gruptakilerin neredeyse hiç malumat sahibi olmadığını, ikinci gruptakilerin ise ancak rutin işlerin üstesinden gelebildiklerini yazar. Üçüncü gruptakilerin ise, diğer ikisini küçük gören, fakat şeriatın ne teorik ne de pratik

447 Edip Uzundal sorunlarıyla ilgilenen aksine, bir takım felsefe ya da mutezile hareketinin düşünlerini çürütmeye çalışan bir grup olduğunu söyler. Ahmed Cevdet e göre, özellikle uluslar arası ilişkilerde tek bilgi sahibi olanlar kalemiyenin, yani divan-ı hümayun ve sadrazam dairelerinde gelişerek ortaya çıkmış bürokrasinin mensuplarıydı. Ahmed Cevdet, bu grubun yükselişini önemser. Sonuç olarak, Cevdet Paşa, ilmiyenin derhal ıslah edilmesi gerektiğini söyler, ancak bununla alakalı bir yol ve yöntemden pek bahsetmez. 2. B. Bölümü (s.104-132) bir önceki bölümden tamamen farklıdır ve Ahmed Cevdet in Sultan III. Selim hakkındaki görüşlerine yer verilmiştir. Burada III. Selim in tahtan indirilişi ve başarısızlıklarının nedenleri irdelenerek yeniçeriler ve nizam-ı cedid hakkında malumat verilmiştir. III. Selim in tahtan indirilişinin anlatıldığı bu bölümde, Ahmed Cevdet hiç arşiv malzemesi kullanmamış yalnızca tarih yazarlarından yararlanmıştır. Cevdet e göre, III. Selim in başarısızlığının birçok sebebi vardı. Bunlar, küçük düşürülen nüfuzlu makam sahiplerinin askeri reformları desteklememesi, halkın III. Selim in musahiplerinin davranışlarına karşı gitgide artan bir öfke duyması. Halkın yeni birliklerin oluşturulması için ayrılan devlet gelirlerini bu adamların kendi zenginleşmeleri için kullandığına inanması, Boğaz da israflı gece sefalarının düzenlenmesi, payitahtın iaşesinde aksamalar olması, vergilerin artması, öte yandan III. Selim in kötü haberlerden ve şikâyetlerden haberdar edilmemiş olması onun sonunu hazırlayan gelişmelerdi. Yazarın ifadesiyle, nizamsızlığın ve ayaklanma ateşinin ocağı olan yeniçeriler Ahmed Cevdet in eleştirilerinden nasibini alır. Cevdet, ocaklarda üç noktayı eleştirir: Avrupalı birliklere karşı koyamayacak kadar birlikten yoksun olmaları, Yeniçerilerin ve diğer kapıkulu ocaklarının ahaliye saldırmalarıdır. Bunlar, tehdit ve haydutluk, ırza geçme, fuhuş ve İstanbul halkını rahatsız etme şeklinde özetlenebilir. Cevdet in eleştirdiği üçüncü nokta ise, ocakların III. Selim in tahttan indirilmesinde, Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa ya karşı çıkarılan ayaklanmada ve Halet Efendi yi desteklemede oynakları rol üzerinedir. Özetle, Ahmed Cevdet bu grupları serkeş ve bî-edeb olarak nitelendirmektedir. Bu bölümün sonunda Cevdet Paşa, I. Abdülhamit, IV. Mustafa ve III. Selim den bahsederek bunların hükümdarlık bakımdan irdeleyerek bir hükümdarın nasıl olması gerektiği hakkında kısaca bilgi verir. Ona göre, iyi bir hükümdar; basiretli, adil ve dinç olmalıdır. Ahmed Cevdet in II. Mahmud ile Kavalalı Mehmed Ali Paşa yı karşılaştırdığı bölüm ise kayda değerdir. 2.C. Bölümü (s.133-152.) Napolyon Bonapart hakkında Cevdet Paşa nın izlenimlerinin yer aldığı bölümdür. Burada Avrupa nın Cevdet Paşa tarafından nasıl algılandığı, Osmanlı nın Avrupalı güçlerle nasıl bir ilişki içerisinde olması gerektiği ve Avrupa nın ilerleme durumu gibi konulara yer verilmiştir. Yazarın ifadesiyle, Tarih-i Cevdet te adı en çok geçen kişi ne III. Selim, ne II. Mahmud ne de Mehmed Ali Paşa dır. Aksine ismi en çok geçen kişi Napolyon Bonapart olmuştur. Cevdet Paşa, Napolyon un bir cihan fatihi olduğunu söylemekle beraber, onun hakkındaki genel yargısı olumsuzdur. Yazar Cevdet Paşa nın, tüm eseri boyunca Avrupa daki siyasi denge öğretisini savunduğunu söyler. Ancak Cevdet Paşa nın Osmanlı İmparatorluğu nun Avrupa yasalarını almasına taraftar olmadığını ve Avrupa ya karşı aşırı mesafeli bir tutum takındığını anlatır. Öte yandan Cevdet Paşa nın, Osmanlı Devleti nin Viyana Kongresi ne katılmamasının büyük bir talihsizlik olduğunu vurgulaması, üzerinde durulması gereken önemli bir noktadır. Üçüncü bölüm, tamamen Cevdet Paşa nın tarihçiliğine ayrılmış bir bölümdür. Yazar, 3. A. bölümünde (s.153-167), Cevdet Paşa nın tarihçilik ilkeleri hakkındaki giriş yazılarına yer

Christoph K. Neumann, Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet in Siyasi Anlamı, (çev: Meltem Arun), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. 448 vererek onun tarihçiliği hakkında bazı tespitler yapmaya çalışır. Yazar, bilimsel Türk tarih yazıcılığına giden yolda Tarih-i Cevdet in önemli bir eser olarak algılandığına dair yaygın bir kanaat olduğunu, buna rağmen Cevdet in Tarih ini yazarken kullandığı yöntem hakkında bugüne kadar esaslı bir çalışma yapılmadığını söyler. Cevdet Paşa, eserinin ilk cildinin mukaddime kısmında ilm-i tarih in bir tanımını verdikten sonra yazarken üstlendiği üç yöntemi şöyle açıklar: Birincisi, tarih yazıcılığı ile fenn-i inşa yani yazı yazma sanatı arasındaki farka dikkat edilmelidir. İkincisi, günlük ya da yılda bir tekrarlanan olayların tarihte yeri olmamalıdır; çünkü bunlar yararlı bilgiler içermez ve tarihi olayların nedenlerini kavramaya yardımcı olmaz. Üçüncüsü, eserini yazarken yansız, yani bir şahsiyeti ya da bir tarafı tutmadan kaleme almaya gayret göstereceğini söylemesidir. Yazar, Cevdet Paşa nın yöntem ilkelerini eserlerine ne derece yansıttığı konusunda ilginç tespitler ileri sürer. Yazara göre, Cevdet Paşa öncelikle anlaşılır sade bir dille eserini yazmıştır. Cevdet Paşa, her ne kadar günlük ve yıllık tekrarlanan olaylara tarih anlatımında yer verilmemesi gerektiğini söylese de kendisi de bu kuralı zaman zaman ihlal etmiştir. Bazı bölümlerde kendi ilkelerini çiğnemesinin nedenlerini açıklar. Diğer bir husus ise tarafsızlık iddiasıdır. Cevdet Paşa anlattığı olayların vuku bulduğu zaman ile kendi yaşadığı zaman arasındaki mesafenin bunu mümkün kıldığını söyler. Ancak yazar, Cevdet Paşa nın yeniçeriler, ordunun reformu, ulema-yı resmiye, Napolyon, Rusya veya Fransız İhtilâli hakkında kesin ve önyargılı olduğunu söyler. Yazara göre, bu kadar açık taraf tutulması, Cevdet Paşa nın kastettiği tarafsızlıkla günümüz okuyucusunun beklediği tarafsızlık arasında bir fark olduğu ihtimalini düşündürmektedir. Yazar, bu üç ilkeyle Cevdet Paşa nın modern anlamda bilimsel bir tarihçiliğin temellerini atmaya çalışmadığını, sadece vak anüvislik kurallarına karşı bir polemik oluşturduğunu söyler. Yazar bu iddiasıyla birçok tarihçiden farklı düşündüğünü göstermektedir. Zira Cevdet Paşa günümüz tarihçilerinin birçoğu tarafından modern ve bilimsel tarihçiliğe geçişte bir mihenk taşı olarak görülmektedir. 3.B. Bölümünde (s.168-183) ise, 14. yüzyılda yaşamış olan ünlü tarihçi İbn-i Haldun un tarih teorisinin Cevdet Paşa tarafından nasıl kullanıldığı incelenmiş, ayrıca Tarih-i Cevdet te yer alan medeniyet ve devletin yaş dönemleri gibi konulara değinilmiştir. Yazar, bu bölümde uzun uzun İbn-i Haldun ve onun meşhur eseri Mukaddime den bahseder ve bu eserin Osmanlı ilim dünyasına bıraktığı etkiyi tartışır. Ahmed Cevdet Paşa da tıpkı diğer birçok Osmanlı âlimi gibi İbn-i Haldun dan etkilenmiştir. Tarih anlayışının şekillenmesinde İbn-i Haldun un eseri ve fikirleri etkili olmuştur. Hatta Cevdet Paşa Pirizade Sahib Molla nın eksik bıraktığı Mukaddime çevirisini tamamlayarak bastırmıştır. Cevdet Paşa nın medeniyet tasvirleri de İbn-i Haldun un tasvirlerini andırır. Ancak Ahmed Cevdet Paşa nın devletin yaş dönemleri hususundaki fikirleri İbn-i Haldun un fikirleri ile çatışır. İbn-i Haldun un, her devletin bir insan gibi bazı dönemlerden geçtiği ve yaklaşık yüzyıl sonra batması gerektiğine dair görüşü Cevdet Paşa nazarında kabul görmemiştir. Zira Osmanlı İmparatorluğu kaç yüzyıldır vardır ve devlet-i ebed-müddet olarak da sonsuza kadar devam edecektir. Son bölüm olan dördüncü bölümde ise, Cevdet Paşa nın siyasi görüşlerine yer verilmiştir. Tarihten Çıkarılan Dersler başlığını taşıyan 4. A. bölümü (s.184-207), Cevdet Paşa nın tarih söylemi ve siyasi içeriği, nizam ve nizamın sağlanması, memurlar ve iktidarın kullanılması, pragmatik siyaset ve kamuoyu konularına ayrılmıştır. Yazara göre, Cevdet Paşa sistematik bir tarih felsefesi veya siyasi kuram olarak İbn Haldunizm in izleyicisi olmamıştır. Yazar, Cevdet Paşa nın metinlere hâkimiyetinin, tarihi olayları tasvir ederken ona yorumlama

449 Edip Uzundal imkânı sağladığını ve yorumuyla da tarihi anlamlandırdığını söyler. Nizam ve nizamın sağlanması konusunda yazar Cevdet Paşa nın görüşlerine geniş bir şekilde yer verir. Nizam kelimenin Tarih-i Cevdet te bazen ulaşılması istenen bir durum, bazen siyasi bir araç, bazen de devlet anlamlarına geldiğini söyleyen yazar, Cevdet Paşa nın bu hususa verdiği önemi örneklerle açıklar. Cevdet Paşa ya göre, nizama aykırı olan şahsi çıkarların peşinde koşmak meşru değildir. Bu görüşe göre devlet düzeni, ötekinin haklarını ve çıkarlarını hiçe sayan insana özgü egoizme karşı güç oluşturur. Bu yüzden de devletin güçlü ve saygın olması önemlidir. Devletin bu hususta iki vazifesi vardır: Ülkenin korunması (hıfz-ı bilâd) ve halkın haklarının temini (ihkâk-ı hukuk-ı ibâd). Cevdet Paşa, memurların şahsi hedefler gütmeden ya da kendilerini zenginleştirmeden hükümet politikalarını uygular hale getirilmesi gerektiğini söyler. Böylelikle ihkâk-ı hukuk icra mekanizmasına dönüştürülebilir. Cevdet Paşa, eserinde pragmatik bir üslup kullanır. Din ve devlet için Müslümanların birlik içinde olması gerektiğini vurgulayan Cevdet Paşa, ittifak-ı ârâ yani oybirliği meselesine de önem verir. Önemli siyasi meselelerde oybirliğinin önemli olduğunu vurgular. 4. B. Bölümünde (s.208-221), Osmanlı İmparatorluğu nda dinin oynadığı rol Ahmed Cevdet in bakış açısıyla değerlendirilmiştir. Tanzimat siyasetine dair fikirlerinin ele alındığı bu son bölümde, Tarih-i Cevdet, Cevdet Paşa nın faaliyetleri, başarıları ve başarısızlıkları çerçevesinde değerlendirilmiştir. Ahmed Cevdet in daha ziyade seküler bir portresini çizmeye çalıştığını söyleyen yazar, aslında onun ne pozitivist bir düşünür ne de seküler bir insan olduğunu, aksine O nun bulunduğu nüfuzlu makamda Osmanlı İmparatorluğu nun zorluklarla nasıl başa çıkacağı üzerine düşünceler üreten bir Müslüman olduğunu ifade eder. Zira Cevdet eserlerinde, Ehl-i İslam ve biz kavramlarını kullanmakta ve Müslümanları Osmanlı İmparatorluğu nun gerçek halkı olarak görmektedir. Yazar, yaptığı analizler neticesinde Ahmed Cevdet Paşa nın Tanzimat ın iyi bir savunucusu olduğunu söyler. Yazara göre, Tarih-i Cevdet, Tanzimat ın bakış açısından yazılmış ve onu savunmuştur. Cevdet Paşa, Tanzimat anlayışında iyi bir yönetim politikasının nasıl olması gerektiğine dair bazı anahtar sözcüklere yer veriyor: tanzim ve ıslâh-ı umur-ı mülkiye ve askeriyeye pek ziyade müsaraat, makamların ehil ve erbâb a verilmesi ve bilimle tekniğin yaygınlaştırılması (intişâr-ı ulûm ve fünûn ). Tarih-i Cevdet in on ikinci cildinin son bölümleri Tanzimat ın bir savunusunu ortaya koyması bakımından önem arz etmektedir. Ahmed Cevdet Paşa nın ölümünden sonra uzun yıllar hakkında pek bir şey yazılıp çizilmemiştir. Burada tek istisna kızı Fatma Aliye Hanım ın Tezkere 40 ın bazı kısımlarını Kırım Savaşı yıllarına dek uzanan bir biyografiye dönüştürdüğü kitabıdır. Bu kitap 1332 de (1914) Ahmed Cevdet Paşa ve Zamanı adıyla İstanbul da basılmıştır. Bundan başka, Tanzimat ın yüzüncü yılı dolayısıyla biraz gecikmeli olarak 1940 yılında yayımlanan Tanzimat I isimli toplu eser ile Cevdet Paşa nın tarih bilimi alanındaki misyonu ve önemi ele alınmaya başlanmıştır. Bu tarihten sonra birçok yazar tarafından Ahmed Cevdet Paşa hukukçu, eğitimci ve tarihçi kimliği ile ele alınmıştır. Tanıtımını yaptığımız bu kitap ise, Osmanlı tarihi için büyük bir öneme haiz olan ve alanında bir başyapıt kabul edilen on iki ciltlik Tarih-i Cevdet in Christoph K. Neumann tarafından ilmi bir metotla incelenmesini konu almıştır. Çalışmanın bibliyografyası, konu üzerinde daha derin incelemelerde bulunmak isteyen araştırıcılar için yararlı olacaktır.

Christoph K. Neumann, Araç Tarih Amaç Tanzimat Tarih-i Cevdet in Siyasi Anlamı, (çev: Meltem Arun), Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul 1999. 450 KAYNAKÇA ARIKAN, Zeki, Tanzimat tan Cumhuriyet e Tarihçilik, Tanzimat tan Cumhuriyet e Türkiye Ansiklopedisi, C.6, İletişim Yayınları, İstanbul 1985, s. 1583-1594. AYDIN, M. Akif, Düstur, TDVİA, C.10, İstanbul 1994, s. 48-49. BERKİ, Ali Himmet, Açıklamalı Mecelle (Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye) Hikmet Yayınları İstanbul 1959. ÖZTÜRK, Osman, Osmanlı Hukuk Tarihinde Mecelle, İslami İlimler Araştırma Vakfı Yayınları, İstanbul 1973. ŞİMŞİRGİL, Ahmet EKİNCİ, Ekrem Buğra, Ahmed Cevdet Paşa ve Mecelle, KTB Yayınları, İstanbul 2008.