ÇALIŞAN YOKSULLAR: DENİZLİ ÖRNEĞİNDE UYGULAMALI BİR ARAŞTIRMA. Gönül İÇLİ



Benzer belgeler
TÜRKIYE NIN EN BÜYÜK KULLANıLMAYAN

Türkiye de Doğurganlık Tercihleri

Kayıtdışı İstihdama Dair Yanıtlanmayı Bekleyen Bazı Sorular

İşgücü Piyasasında Gelişmeler: Döneminde Kadınlar ve Erkeklerin İstihdamı ve İşsizliği Ne Yönde Değişti? 1

KAYIT DIŞI İSTİHDAM ARAŞTIRMASI 2011

Araştırma Notu 14/163

Türkiye nin Gizli Yoksulları 1

Araştırma Notu 16/191

KADIN EMEKÇ LER N TALEPLER...

ULUSAL ÖLÇEKTE GELIŞME STRATEJISINDE TRC 2 BÖLGESI NASIL TANIMLANIYOR?

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

EKONOMİK GELİŞMELER Temmuz

Kadın işçiler. Dr. Nilay ETİLER Kocaeli Üniversitesi

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Kadın İstihdamı: Sorun Alanları, Çözüm Önerileri. Ülker Şener

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

BURDUR İLİNDE SPORA KATILIMIN SOSYO EKONOMİK BOYUTUNUN ARAŞTIRILMASI

EKONOMİK GELİŞMELER Ocak

ÇALIŞMA HAYATINDA KADINLAR: DAHA ÇOK ÇALIŞIYOR, DAHA AZ KAZANIYOR

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

ENGELLİLERE YÖNELİK SOSYAL POLİTİKALAR

EKONOMİK GELİŞMELER Ağustos

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

Ekonomik Rapor Kaynak: TÜİK. Grafik 92. Yıllara göre Doğuşta Beklenen Yaşam Süresi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

ÇALIŞMA EKONOMİSİ II

TÜRKİYE DE KADIN İŞÇİ GERÇEĞİ: DAHA FAZLA AYRIMCILIK, DÜŞÜK ÜCRET, GÜVENCESİZ İSTİHDAM

ANADİL AYRIMINDA İŞGÜCÜ PİYASASI KONUMLARI. Yönetici Özeti

Bin Yıl Kalkınma Hedefleri Açısından Türkiye de Çalışma Yaşamında Kadınların Durumu

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül

Kadın İstihdamının Sorun Alanları Amasya Örneği. Ülker Şener

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2011 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Araştırma Notu 16/202

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Ağustos 2016

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

Araştırma Notu 18/229

Araştırma Notu 17/212

Tablo Yılında İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflaması Düzey-1 e göre Bireylerin Bilgisayar ve İnternet Kullanım Oranı

Yoksulluk Analizi: Türkiye, Kent ve Kır

Yoksulluk Sınırı Nasıl Hesaplanır?

TARIMSAL İSTİHDAMA DAİR TEMEL VERİLER VE GÜNCEL EĞİLİMLER

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi. Ülker Şener 1 Temmuz 2011, Amasya

VEFA LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN DEMOGRAFİK YAPISI ( ) 26/11/2014

C.C.Aktan (Ed.), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

4. Veri Seti Yapısı, Fert, (Panel Veri) (15 + yaştaki fertler) GYK _F

Özet Değerlendirme 1

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

Birleşik Metal İş Sendikası üyesi işçilerin % 92,4 ü erkek, % 7,6 sı kadındır.

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

tepav Nisan2011 N DEĞERLENDİRMENOTU 2008 Krizinin Kadın ve Erkek İşgücüne Etkileri Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı

En çok sanayi sektöründe çalışan kadınlar iş yaşamından çekilip evine dönüyor 1

MAVİ YAKALILARIN ÇALIŞMAYA YÖNELİK TUTUMLARI

Proje: COMPASS LLP-1-AT-LEONARDO-LMP. Proje hakkında açıklayıcı bilgiler

EUROSTUDENT ULUSAL ARAŞTIRMASI: TÜRKİYE SONUÇLARI

EMEK ARAŞTIRMA RAPORU-2

Araştırma Notu 17/206

AYLIK İSTİHDAM DEĞERLENDİRMELERİ

Türkiye de Kadın İstihdam Sorununa Çözümler LİZBON SÜRECİ ve KADIN GİRİŞİMCİLİĞİ

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

Araştırma Notu 15/176

EKONOMİK GELİŞMELER Mart

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi Madde 23: Çalışma Hakkı

Biyologların İstihdam Analizi Anketinin Sonuçları

EKONOMİK GELİŞMELER Nisan

TÜRKİYE İŞ KURUMU GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

KADINLARIN ÇOK YÖNLÜ GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ KATILIMCI PROFİLİ RAPORU

Çalışma Hayatının İki Büyük Korkusu: İşsizlik ve İş Güvencesizliği Two Big Fear of Working Life: Unemployment and Job Insecurity

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2005 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

ANKET DEĞERLENDİRME RAPORU. Ankete Katılan Toplam Kişi Sayısı :1426. Cinsiyetiniz?

TARİHİ REKOR İŞSİZ SAYISI 7 MİLYONU AŞTI! HALKIN DERDİ BAŞKANLIK DEĞİL İŞSİZLİK!

E İTLİK VE ÇALI MA YA AMINDA KADINLAR

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2008 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2006 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2007 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2010 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

KADINLARIN TEMEL ÖZELLİKLERİ VE STATÜLERİ 3

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2016 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Esas Sosyal 2017 İlk Fırsat Programı Değerlendirme Raporu. III. Paydaşlara göre Genel Değerlendirmeler ve Geri Bildirimler

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

GELİR VE YAŞAM KOŞULLARI ARAŞTIRMASI. Son Güncelleme

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2014 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2012 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

İşsizlik ve İstihdam Raporu-Eylül 2016

ENEL HİZMETLER İŞÇİLERİ SE

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2017 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2009 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2015 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ EKİM 2013 HANEHALKI İŞGÜCÜ ANKETİ SONUÇLARI

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

Araştırma Notu 16/195

Türkiye de Kadın İşgücünün Durumu: Kocaeli Örneği

ARAŞTIRMA NEDEN YAPILDI?

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

Transkript:

SOSYOLOJİ DERNEĞİ ÇALIŞAN YOKSULLAR: DENİZLİ ÖRNEĞİNDE UYGULAMALI BİR ARAŞTIRMA Gönül İÇLİ VI. Ulusal Sosyoloji Kongresi, Ekim 2009, Toplumsal Dönüşümler ve Sosyolojik Yaklaşımlar, Adnan Menderes Üniversitesi, Aydın.

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma ÇALIŞAN YOKSULLAR: DENİZLİ ÖRNEĞİNDE UYGULAMALI BİR ARAŞTIRMA Gönül İÇLİ 1 Öz Literatürde çok tartışılan konulardan birisi de çalışan yoksullar sorunudur. Sosyal ve ekonomik açıdan güvencesi olmayan vasıfsız ve eğitimsiz iş gücü, enformel sektördeki iş kollarında, olumsuz koşullarda düşük ücretle çalışmak zorunda kalmaktadır. Aşağıdaki uygulamalı çalışma, Denizli de hizmet sektöründe düşük ücretle ve güvencesiz olarak istihdam edilen çalışan yoksullar üzerinedir. Anahtar Kelimeler: Yoksulluk, çalışan yoksullar, Denizli, enformel sektör Abstract One of the most commonly discussed issues in literature is the problem of the working poor. The unskilled and uneducated labour power with no social and economic security are obliged to work in various types of works in the informal sector under harsh conditions for very low wages. This applied study is carried out on the working poor, employed in the service sector in Denizli for very low wages with no security. Key Words: Poverty, working poor, Denizli, informal sector, 1 Pamukkale Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Sosyoloji Bölümü 134 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

1.Giriş: Gönül İÇLİ Son yıllarda art arda gelen ekonomik krizlerin geniş halk kitlelerinin yaşam koşulları üzerindeki olumsuz etkileri birçok araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Yoksulluğu başta ekonomik faktörler olmak üzere birçok neden çerçevesinde irdeleyen bu araştırmalarda yoksulluğun tanımlanması konusunda fikir birliği olmamakla birlikte bazı kavramlar ön plana çıkmaktadır. Günümüzde yoksulluk olgusu bireysel refah ve sorumluluk, sosyal dışlanma, ayrımcılık, sosyal kültürel bütünleşememe, ırk, etnik köken, toplumsal cinsiyet mekansal ayrım gibi kavramlar çerçevesinde ele alınmaktadır. Yoksulluk tanımları, farklı değer sistemlerine sahip toplumsal yapılar arasında ve zaman içinde değişiklik göstermektedir. Ayrıca bu tanımlardaki farklılıkların belirlenmesi de, anlamları Türkçe literatürde henüz yerini almamış olduğu için oldukça güç olmaktadır. Yoksulluk tanımları, farklı değer sistemlerine sahip bir toplumsal yapıdan diğerine ve zaman boyutuna bağlı olarak değişmektedir. Yoksulluk tanım ve ölçümleri, salt ekonomik kıstaslar ya da bunların ötesinde ve ek olarak sosyal, kültürel ve siyasal kıstasların da dikkate alınmasıyla farklılaşmaktadır. Yoksulluk tanım ve ölçümleri arasında en yaygın biçimde kullanılanlar mutlak yoksulluk ve göreceli yoksulluk kategorileridir. Mutlak yoksulluk, hanelerin veya bireylerin asgari geçim standartlarının altına düşmesi ve hesaplanmış yoksulluk sınırının altında yer almasını tanımlar. Mutlak yoksulluk daha çok refah devleti politikalarında gelir dağılımı ve tüketim harcamaları hesaplamalarına bağlı bir biçimde tanımlanan ve kullanılan bir kavram olup, bireylerin fiziksel yaşamlarını sürdürebilme hedefine yöneliktir. Göreceli yoksulluk, bireylerin içinde yaşadığı toplumun sahip olduğu ortalama refah düzeyinin altında olması biçiminde tanımlanmış olup, bireylerin içinde yaşadıkları toplumun kültürel yapısına uygun olarak ve diğer kesimlerle göreli olarak yaşama standartlarını karşılaştırmaktadır. Göreceli yoksulluk tanımı ise, daha çok azgelişmiş ülkelerde kalkınma göstergesi olarak kullanılmaktadır. Farklı tanımlar, kavramlardan hareketle yürütülen yoksulluk araştırmaları, radikal görüşler çerçevesinde yapısal ilişkilere (Alcock, 1997; Townsend, 1978), muhafazakar ve liberal yaklaşımlar çerçevesinde bireysel/davranışsal özelliklere (Lewis, 1961; Brown ve Mad- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 135

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma ge, 1982; Şenses, 2001) vurgu yapmaktadır. Ayrıca yoksulluğu toplumsal cinsiyet ilişkileri (Meehan,1994;Payne, 1991; Parr, 1999; Eraydın ve Erendil, 1999), küresel ve yerel dinamikler (Friedman ve Friedman, 1980; Şenses, 2001; Sen, 1996) çerçevesinde ele alan çalışmalar vardır. Homojen bir olgu olmayan yoksulluk, gelişmiş ve azgelişmiş ülkelerde olduğu kadar, bu ülkelerin farklı bölgelerinde farklı biçimlerde yaşanabilmektedir. Bazı araştırmalar yoksulluğu kentsel, kırsal ve bölgesel düzeylerde ele almakta, yoksulluğun boyutlarını ölçmeye çalışmaktadır (Banfield, 1970; Kartal 1978; Ersoy, 1985; Erder,1997). Kırsal alanlarda yaşanan yoksulluğun, kentlerde yaşanan yoksulluğa göre daha derin olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur (Ecevit ve Ecevit, 2002; Pamuk 2002). Yoksulluğu yapısal ilişkiler çerçevesinde ele alan yaklaşımlarda gelir dağılımından kaynaklanan eşitsizlikler, sosyal politikaların yetersizliği, neoliberal politikaların yol açtığı düşük ücretli istihdam, kamu kaynaklarının sosyal olmayan alanlara aktarımı gibi konular üzerinde durulmaktadır. Kişinin bireysel/davranışsal özelliklerinin yoksulluğa neden olduğu görüşü, yoksulluğu bireysel ve kültürel özellikler çerçevesinde irdeleyen, toplumsal, antropolojik açıklamalara yer veren yaklaşımlardır. Bu yaklaşımlar yoksulluğun nedenlerini mağdurda arayan, alt kültürel özelliklerin yeni nesillere aktarılarak sürdürüldüğüne ilişkin yaklaşımlardır. Yoksulluğu toplumsal cinsiyet kategorisinde ele alan literatür çoğunlukla kadın yoksulluğu üzerinde dururken, kadının evde veya dışarıda çalışırken aynı konumdaki erkeğe göre daha derin bir yoksulluk yaşadığı noktasından hareket etmektedir. Yoksulluğu, yaşlılar, çocuklar, engelliler, farklı toplumsal kökenliler vb. farklı toplumsal kategoriler çerçevesinde ele alan çalışmalar da bulunmaktadır. Küresel ve yerel dinamikler çerçevesinde yoksulluğu ele alan yaklaşımlar, bir yandan 136 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ küreselleşmenin yoksulluğu derinleştirdiği ve gelir eşitsizliğini arttırdığına, diğer yandan ise neoliberal politikalarla yoksulluğun azaldığına işaret eden çalışmalar olarak sürdürülmektedir. Yoksullukla ilgili araştırmalarda ekonomik anlamda faal olmayan bireyler yani işsizler üzerinde yoğunlaşma görülmektedir. Son yıllarda ise, akademik çalışmaların bir kısmı çalışan yoksullar üzerinedir (Newman, 2000; Shipler, 2005). Scholtens, çalışan yoksulları kıyaslanabilir bir çalışma performansı karşılığında, diğer çalışanlardan çok daha düşük ücretler alan, süreklilik göstermeyen bir çalışma ve düzensiz çalışma saatlerine sahip, düşük statülü, sosyal yardımın çok düşük olduğu ya da olmadığı, tüm yıl boyunca tam zamanlı çalışsa dahi bu koşulların geçerli olduğu bir yoksulluk olarak ele almaktadır (2002:2). Ücretli olarak çalışmasına rağmen gelirleri yoksulluk sınırı altında kalan çalışan yoksullar sorunu, küresel bir olgu olmasına rağmen az gelişmiş ülkelerde daha yaygın olarak görülmektedir. Akademik ilgi alanlarından biri haline gelen çalışan yoksullar konusunda dünyada olduğu gibi Türkiye de de araştırma yapılmaktadır. Türkiye de yeni bir yoksulluğun artmakta olduğu ve bu yeni yoksulların geleneksel dayanışma ağları aracılığıyla durumlarının iyileştirilemez düzeyde olduğu, kenarda kalan, ekonomik ilişkiler nedeniyle sistemle bütünleşmede zorluk çeken, toplumsal dışlanma riskiyle yaşayan bir toplumsal tabaka olduğu belirtilmektedir (Buğra ve Keyder 2003; UNDP, 2005). Türkiye de yoksulluk, ücretsiz aile işçisi olarak çalışanlardan (% 32.03) sonra, en çok yevmiyeli çalışanlarda (% 28.56) görülmektedir(tuik,2008). Kentlerdeki yoksullar çoğunlukla enformel sektörde çalışmaktadırlar. Enformel sektör çoğunlukla düşük gelir ve yoksullukla ifadelendirilir. Enformel işler düşük eğitimli, uzmanlık istemeyen ve işe giriş çıkışın kolay olduğu işlere karşılık gelir ve çoğunlukla kadınları, çocukları ve kırsal göçle gelenleri kapsar. Enformel işler sendika, birlik gibi işçi örgütlenmelerine izin vermeyen, yasalarla tanımlanan miktarda sermaye yatırımına gerek duyulmayan küçük çaplı, basit teknoloji kullanan üretim birimlerini kapsar (Ersoy;2000:61-63). Enformel sektöre ilişkin Türkiye de yapılan araştırmaların bir kısmında enformel sektörün ekonomiye olumlu katkıları üzerinde durulurken, bir kısmında da ekonomiye olan olumsuz etkileri vurgulanmak- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 137

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma tadır. Sanayi sektöründe ücretli çalışanlarla ilgili çalışmaların yanı sıra, sayıca az olmakla birlikte hizmet sektöründe çalışan yoksullarla ilgili araştırmalar da yapılmıştır (Bora, 2005; Kalaycıoğlu ve Rittersberger-Tılıç, 2001, Özyeğin, 2005). Seyyar satıcılar, ayakkabı tamircileri, temizlikçiler, kapıcılar vb. meslek grupları hizmet sektörünün enformel kesiminde yer alan çalışan yoksullara örnek olarak verilebilir. Bu çalışma Denizli kentinde hizmet sektöründe çalışan kapıcılar, ücretli/yevmiyeli çalışan gündelikçiler ve çocuk bakıcıları üzerinedir. Araştırmada hizmet sektöründe çalışan yoksulların sosyo-ekonomik durumları, demografik özellikleri, iş bulma yolları, çalışma saatleri, iş sürecinin denetimi, sosyal ilişkileri, sosyal hareketlilikleri ele alınmaktadır. 2.Metod Araştırma evrenini Denizli nin dört semtinde (Çamlık, Kınıklı, Servergazi, Yenişehir), ev hizmetlerinde istihdam edilen çalışan yoksullar oluşturmaktadır. Çalışan yoksulları temsil etmek üzere, temizliğe giden gündelikçi kadınlar, bakıcılar ve apartman kapıcıları çalışmaya dahil edilmiştir. Araştırmamız, Denizli kentinde yaşayan çalışan yoksullarla sınırlandırılmıştır. Her meslek grubundan 100 kişiye anket uygulanmıştır. Alan verilerinin toplanmasında anket uygulamasının yanı sıra derinlemesine görüşmeler ve odak grup görüşmeleri yapılmıştır. Bireylerin içinde bulundukları durumu açıklamaları ve süreçlerin anlaşılması noktasında gözlem ve görüşmelerden yararlanılmıştır. Verilerin toplanması 2008-2009 arasında yaklaşık bir yılda tamamlanmıştır. Örnekleme girenler, tanıdıkların evlerinde, apartmanlarında çalışanlardan oluşmaktadır. Ev hizmetlerinde yanında birilerini çalıştıran arkadaşlar, tanıdıklar vasıtasıyla, öncelikle çalışanlarla, daha sonra da bu evlerde çalışanların arkadaşlarıyla, tanıdıklarıyla bağlantı kurulmuştur. Gündelikçi ve temizlikçilerin bir kısmı kapıcı eşi olarak kapıcı dairesinde oturmakta, bir kısmı ise kenar semtlerdeki düşük gelir grubunun yaşadığı mahallelerde ikamet etmektedir. Kapıcılarla görüşürken, amacımın ne olduğunu kolayca anlayacaklarını umduğum 138 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ basit bir dille anlatmaya çalıştım. Kapıcıların sorularıma yanıt vermeleri için ikna edilmelerinde tanıdığım apartman sakinlerinin de katkısı büyük oldu. Başta çekingenlik hissedenler zaman geçtikçe daha rahat bir biçimde sorularıma yanıt vermeye başladılar. Genel olarak kadınlardan oluşan gündelikçi ve bakıcılara ilişkin veri toplama konusunda da tanıdıkların yardımıyla fazla bir sorun yaşanmadı. 3.Kentsel Alanda Ev Hizmetlerinde Çalışan Yoksullar (Kapıcılar, Gündelikçiler, Bakıcılar) Türkiye de orta sınıf esnaf, zanaatkar, serbest meslek sahibi, beyaz yakalı olarak istihdam edilen iş gücünden oluşmaktadır. Orta gelir grubu olarak da isimlendirilen kentsel orta sınıfın yaygınlaşması, 1960 lı yıllardan itibaren apartmanlaşmanın artmasına yol açmıştır. Kat Mülkiyeti Kanunu nun çıkarılması ile müstakil evlerin yerini aynı çatı altında farklı aileleri barındırabilecek apartmanlar almaya başlamıştır. Kentsel orta sınıfın özelliklerinden birisi her iki eşin de istihdam edilmiş olmasıdır. Bu olgu, aynı zamanda yeni iş alanları da yaratmıştır. Kentli orta sınıf için inşa edilen apartmanlarda rahat ve düzenli bir yaşamın sürdürülmesi kapıcılar üzerinden gerçekleştirilmeye başlanmıştır. Diğer taraftan aileler, her iki eşin çalışması nedeniyle temizlik ve bakıcılık gibi işleri yapmak üzere kadın işgücü istihdamına gereksinim duymaktadır. Kentlerde apartman ya da site biçimindeki konutların yaygınlığı nedeniyle kapıcılık hizmetlerine talep artmıştır. Kapıcılık, gündelikçilik, bakıcılık gibi işlerde çalışanların eğitimsiz, vasıfsız olmaları, kolayca bulunabilmeleri düşük ücretle istihdam edilmelerine yol açmaktadır (Kalaycıoğlu ve Rıttersberger-Tılıç, 2001). Gelişmiş olan ülkelerde bu tür hizmetler genelde pahalı ve sözleşme ilişkileri çerçevesinde yürütülen hizmetler durumundadır (Özyeğin, 2005:54-55). Gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye de büyük ölçüde kayıt dışı olarak sürdürülen bu hizmetler orta sınıfın kolayca ulaşabileceği bir ücret düzeyinde gerçekleşmektedir. Dolayısıyla kapıcılar, gündelikçiler ve bakıcılar ücretli olarak çalıştıkları halde günlük yaşamlarını sürdürmekte ekonomik ve sosyal olarak zorlanan çalışan yoksullar kategorisinin içersinde yer almaktadır. Araştırmada üç meslek grubunda yer alanlar da vasıfsız, eğitimsiz, hizmet sek- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 139

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma törü çalışanı olup, çoğunlukla apartmanlarda istihdam edilmektedir. Kapıcılar, çoğunlukla apartmanların bodrum katında ayrılmış bulunan kapıcı dairelerinde oturmaktadır. Aynı damı, aynı kapıyı paylaşmakla birlikte apartman sakinleriyle sosyoekonomik statü, yaşam biçimi, tüketim, iletişim alışkanlıkları gibi birçok yönden aralarında büyük farklılık vardır. Kapıcı daireleri ile apartman dairelerinin fiziksel özellikleri arasında da büyük farklılık vardır. Kapıcı daireleri genellikle bodrum katında yer alan, nemli, ışık yönünden yetersiz, apartman dairelerinin sahip olduğu standartlardan uzak, büyük boruların geçtiği, küçük pencereli dairelerdir. Nitekim araştırmamız boyunca gözlemlerimiz de büyük ölçüde bu yöndedir. Kapıcılar, çöp toplama, kalorifer yakma, apartmanlara giren çıkanı takip etme ve apartman güvenliğini sağlama, ekmek, gazete dağıtma, aidat toplama gibi görevleri yerine getirmektedirler. Özyeğin e göre, apartmanlar, kapıcılara çoğunlukla kırsal kesimden göç ederek gelmiş olmalarına rağmen gecekondularda yaşayan diğer kırsal göçmenlerden ayrılmalarından ileri gelen bir itibar ve özerklik duygusu da sunmaktadır (2005:21). Kapıcılar genellikle kendilerinden önce göç etmiş akraba ve hemşerileri kanalıyla iş buldukları için kentsel mekanda da birbirlerine yakın apartmanlarda görev yapmaktadır. Bu anlamda akrabalık ve hemşerilik ilişkileri kentte yeni biçimlerde devam edebilmektedir. Kapıcıların eşleri de genellikle temizlikçi, bakıcı olarak ev hizmeti işgücüne katılmaktadır. Genellikle çalışma alanları kapıcılık yaptıkları apartmandan, bina dışında eşin uygun gördüğü yerlere kadar değişebilmektedir. Aldıkları ücret çoğu kez kocalarına gitse de nakit karşılığında çalışma kadınlara genellikle bağımsız bir kimlik sağlayabilmektedir. Bora da (2005) ev hizmetçiliğinde ezilen kadınların olumsuz çalışma koşullarına rağmen bir ben/özne duygusu geliştirebildiklerini ve egemen olanın tahakkümüne karşı yeni güç stratejileri oluşturabildiklerini öne sürmektedir. Kapıcı eşleri her ne kadar apartmanda temizliğe gitse, kapıcılar apartmanla ilgili gö- 140 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ revlerini yerine getirse de kentli sınıfla kapıcılar arasında ilişkilere daima bir sosyal mesafe konulduğu görülmektedir. Bu bağlamda sınıf ve statü farkları belirgin bir biçimde varlığını hissettirmektedir. Ayata ve Ayata statüsünü yeni elde etmiş orta sınıflar arasında kaynaşmama arzusunun daha güçlü olduğunu öne sürmektedirler(1996:125). Diğer taraftan kapıcı aileleri arasında bir yandan mesleğe dayalı, diğer taraftan yakın akrabalık ve hemşerilik ilişkilerinden dolayı ortak bir kimlik çerçevesinde yakın ilişkiler gözlenmektedir. Kapıcıların apartmanlarda kapıcı dairelerinde ikamet etmelerine karşılık, temizlikçi ve bakıcıların bir kısmı kentin kenar mahallelerinde ikamet etmektedir. 4.Araştırma Bulguları 4.1.Sosyal-Demografik Özellikler Genel olarak mesleki değerlendirme açısından kapıcılık daha çok erkek işi olarak, gündelikçilik ve bakıcılık ise kadınlar tarafından yerine getirilen meslekler olarak değerlendirilmektedir. Cinsiyet açısından baktığımızda örneklemimizde yer alan kapıcıların hepsi erkektir. Denizli de doğalgazın kullanılmaya başlanması ve doğalgazın kömürle ısınmaya göre daha az işinin olması nedeniyle yakında bir kısım kapıcıların işlerini kaybetmesi ya da gelecekte doğalgazın kolaylığı nedeniyle kapıcılık yapanlar arasında kadınların da yer alması beklenebilir. Yaş dağılımlarına baktığımızda kapıcıların 31-40 yaş arasında (% 45), gündelikçilerin 21-30 yaş arasında (% 66), bakıcıların 31-40 yaş arasında (% 69) yoğunlaştığını görmekteyiz. Evli olanların oranları üç grupta da yüksektir. Eğitim durumlarına bakıldığında yoğunluğun üç meslek grubunda da ilkokul mezunlarında olduğu görülmektedir. Kapıcıların % 82 si, gündelikçilerin % 72 si bakıcıların % 76 sı ilkokul diplomasına sahiptir. Üç grupta da diploması olmayanlar ikinci sırayı almaktadır. İlkokul üzeri eğitim alanların oranı düşüktür. Genel olarak her üç meslek grubunda da eğitim düzeyi düşüktür. Baba mesleği açısından da kapıcılarda (% 68), gündelikçilerde (% 66) ve bakıcılarda 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 141

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma (% 55) çiftçiliğin ilk sırada, tarım işçiliğinin ikinci sırada yer aldığı görülmektedir. Ege bölgesinin verimli topraklarında tarım yaygın bir iş alanıdır. Örneklemimize girenlerin büyük kısmı Denizli köylerinde doğmuş ve sonradan Denizli ye göç etmiştir. Son 10 yıl içinde göç edenlerin oranı fazla olmakla birlikte göç etme süresi daha öncelere de uzanabilmektedir. Denizli ye göç Denizli kırsalından olduğu gibi başka kentlerden de olmuştur. Kırsal kesimden Denizli merkeze göç edenler arasında yoğunluk kapıcılarda (% 77.5), başka ilden göç edenler arasında ise yoğunluk bakıcılardadır (% 68.4). Göç sırasında arkadaş, akraba yardımı almayanların oranları, yardım alanların oranına yakındır. En fazla yardım alanlar yine kapıcılardır. Yardımlar genellikle iş bulma ve yatacak yer sağlama biçiminde olup, parasal yardım fazla görülmemektedir. Gündelikçilerin % 30 u, bakıcıların % 40 ının evi kendilerine aittir. Gündelikçilerin % 41 i, bakıcıların % 17 si kapıcı dairesinde oturmaktadır. Gündelikçilerin % 26 sı, bakıcıların % 34 ü apartman dairesinde oturmaktadır. Kapıcı dairesinde oturan gündelikçi ve bakıcıların oranı da eklendiğinde apartman dairelerinde oturanların oranının diğer konut türlerinde oturanlara göre yükseldiği görülmektedir. Daha önce ne iş yaptıkları sorusuna kapıcıların % 62 si, gündelikçilerin % 41 i, bakıcıların % 32 si çiftçi olarak çalıştıkları yanıtını vermişlerdir. Üç meslek grubunda da tarım işçiliği ikinci sırada yer almaktadır. Kapıcıların % 15 i, gündelikçilerin % 23 ü, bakıcıların % 25 i daha önce başka bir işte çalışmamış olduklarını belirtmişlerdir. Yukarıdaki sonuçlar Denizli deki çalışan yoksulların orta yaş ve altı gruba dahil olduğu, büyük kısmının evli olduğu, eğitim düzeylerinin düşük olduğu, Denizli köylerinde doğanların fazla olduğu, daha önce çalışanlar arasında çiftçilik yapanların fazla olduğunu göstermektedir. Denizli, özellikle tekstil sanayinin ileri olduğu bir kent olduğu için çekici özelliklere sahiptir ve iş bulmak amacıyla kente gelenler diğer kentlere göre fazla olmaktadır. 142 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

4.2.İş Bulma Yolları Gönül İÇLİ Erkeklerin ataerkil denetiminin en önemli göstergelerinden biri karılarının evde çalışmasına izin verme ya da yasak getirme gücüdür. Erkeklerin kadının çalışmasına onay verme ya da vermeme yetkisi iş/cinsiyet müzakeresinin küçük ölçekli sosyal dinamiklerinin parçasıdır (Özyeğin,2004:93). Gündelikçiler ve bakıcıların dışarıda ücretle çalışmalarına eşlerin/babaların karşı çıkma durumu olup olmadığını araştırdığımızda gündelikçilerin % 62 si, bakıcıların % 58 inin maddi sıkıntılar nedeniyle ciddi bir karşı koymayla karşılaşmadıkları saptanmıştır. Çoğunluk ekonomik zorluklar nedeniyle çalışmalarının eşleri/babaları tarafından fazla zorlanmadan kabul edildiğini belirtmişlerdir. Bununla birlikte kadınların çalışmasına karşı çıkılmadığı durumlarda bile erkekler kadınlar üzerinde simgesel bir denetim kurabilmektedirler. Kadınlar ev hizmetlerinde çalışırken başka insanlarla ilişkiye girmelerine rağmen, kocaları tarafından denetlenebilmektedir. Kadınların çalışacağı işverenin seçilmesi, kadının zam istemesi konusunda yapılan baskılar, işten eve dönüş saati konusundaki diretmeler bu denetime ilişkin örnekler arasındadır. Gündelikçiler (%9) ve bakıcılar (%10) eşlerinin çalışmalarına izin vermelerinin nedenleri arasında yanlarında çalıştıkları aileleri biliyor olmalarının önemli bir faktör olduğunu belirtmişlerdir. Gündelikçilerin %14 ü ve bakıcıların %15 i çalışan başka akraba ve tanıdıkların eşlerinin ikna olmasında payları olduğunu düşünmektedirler. Gündelikçilerin % 8 i, ve bakıcıların % 9 u çalışma için eşlerini ikna etmeye çabaladıklarını belirtmiştir. Gündelikçiler (% 7) ve bakıcılar (% 8) çalışmaları konusunda eşlerinin işsiz olmasının bir diğer ikna edici faktör olduğunu belirtmişlerdir. Eşlerinin başta dışarıda çalışmalarına karşı çıkmalarına rağmen zaman içinde giderek çalışmalarına alıştıklarını belirten gündelikçiler ve bakıcılar bu durumun özellikle aile bütçesine maddi katkı boyutuyla görünürlük kazandığını da ifade etmektedirler. Başta kadının dışarıda çalışmasına karşı çıkan erkekler kadının hane gelirine katkısını gördükçe kadının dışarıda çalışmasını kabullenmeye başlamaktadır. Diğer yandan özellikle kapıcıların eşleri olan kadınlar genellikle çalışmaya kendi apartmanlarında başladıkları için eşlerinin ikna edilmelerinin daha kolay olduğunu belirtmişlerdir. 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 143

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma Türkiye de kentleşme konusunda yürütülen birçok araştırmanın sonuçları kentsel alandaki formel iş piyasasının kente göç edenleri emebilme gücünden yoksun olduğunu ve göç edenlerin kentte var olabilmek için daha çok akrabalık, hemşerilik gibi enformel ilişki kanallarını kullanarak enformel iş piyasasına dahil olduklarını ortaya koymuştur. Örneklemimize giren gündelikçiler, bakıcılar, kapıcıların bir kısmı iş bulma konusunda akraba ve hemşeri yardımından yararlandıklarını belirtmişlerdir. Bulgularımız iş bulma konusunda başta geleneksel dayanışma ilişkilerinden yararlananlar olduğunu göstermektedir. Ancak örneklemimizde, kente geldikten sonra komşu, tanıdık vasıtasıyla ya da kendisi arayarak iş bulanların olması, kentte kurulan sosyal ilişkiler ağının da iş bulma konusunda etkili olduğunu göstermektedir. Sosyal ilişki ağları maddi ve manevi birçok yardımın elde edilmesini sağlar, ancak bunlar içinde enformasyonun yeri önemlidir. Bu enformasyon ve yardımların hanenin gereksinimlerine göre düzenlenmesiyle hem erkekler hem de kadınlar ilgilidir. Farklı enformasyon ağlarının kesişim yeri hanelerdir. Ev bulma, iş bulma gibi birçok konu sosyal ilişki ağları çerçevesinde çözüme ulaşmaktadır. Bu durumda, zaman ilerledikçe, kentte kurulan sosyal ilişkilerin daha güçlendiği, geleneksel dayanışma bağlarıyla yer değiştirmeye başladığı ve iş bulma konusunda da bu enformasyon ağlarının etkili olduğu söylenebilir. Eğitim düzeyleri düşük, vasıfsız işgücü durumunda olan kadınların kendi başlarına iş bulmalarının zor olduğu düşünülecek olduğunda, akraba, komşu, tanıdık vasıtasıyla, onların referansıyla iş bulmaları daha kolay ve güvenilir görünmektedir. Geleneksel dayanışma ağlarının zayıfladığı bir ortamda kentsel sosyal ve kültürel ilişki ağının kullanımı sayesinde formel sektörde iş bulma olanağına ulaşamayan yoksullar enformel sektörde iş bulmaya çalışmaktadır. İşveren açısından ise, evde çalıştırılacak insanların daha önce istihdam ettikleri işçilerin referansı aracılığıyla ya da eş, dost, tanıdık aracılığıyla istihdamı daha güvenli ve kontrol edilebilir bir yol olarak kabul görmektedir. İstihdam edilen kadınların kendi çocuklarının bakımı konusunda nasıl davrandıklarını araştırdığımızda gündelikçi ve bakıcıların bazılarının kendi çocukları küçükken bakacak 144 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ kimseleri olmadığı için çalışmadıkları belirlenmiştir. Bazıları da çocuklarını tek başına ya da evde yetişkin olmayan diğer kardeşleriyle bırakmaktadır. Çocuk bakımında yakın çevreyle kurulan yardımlaşma ağı çerçevesinde anne, kayınvalide, komşu ilişkilerine başvuranlar ya da çocuklarını bir süreliğine köylerine bırakanlar olmaktadır. Kapıcı eşi olan kadınlar ise eşlerinin evde olma avantajından yararlanabilmektedir. Kapıcılığın eve bağlı bir çalışma biçimi olması bu anlamda nesnel koşulları yaratmaktadır. Kadınlar işe gittikleri zamanlarda çocukların bakımı çoğunlukla kapıcıların çalışma koşullarının uygunluğu nedeniyle kocaya kalmaktadır. Kocalar çalışan eşleri evde olmadığı için zorunlu olarak çocuklara bakmaktadır. Ancak bu zorunluluğun kadınların yaptığı ev işlerini kapsayacak bir biçimde genişlemediği yapılan görüşmelerden anlaşılmaktadır. Bu bağlamda aile içi geleneksel işbölümünde çocuk bakımı yönünden bir değişimin ortaya çıktığı gözlenmektedir. Ancak bu durumun çalışan kadının evine gelmesiyle birlikte değiştiği ve eski düzene dönüldüğü de ifade edilmiştir. Genel olarak işgücüne katılan kadınların ekonomik durumları çocukları için başkalarının emeğini kiralamaya yetişmediğinden çocukların bakımı konusunda çeşitli dezavantajlar ve risklerle karşı karşıya bulunabilmektedirler. 4.3.Ev İçi Hizmetlerde İş İlişkileri Enformel sektörde yasal düzenlemelerin ve kontrol mekanizmalarının olmayışı nedeniyle sorumluluk alanları, iş tanımı gibi parametreler tanımsız kalmaktadır. Kapıcılıkta ise nispeten bir yasal düzenlemeden bahsederken, pek çok detayın apartman yöneticisi ve kapıcı arasında, yöneticinin inisiyatifi ile gerçekleştiğini söyleyebiliriz. Ev hizmetlerinde işçi işveren ilişkileri formel sektörden farklı formlarda ortaya çıkmaktadır. Başta resmi olan ilişkiler, zaman içersinde karşılıklı olarak taraflar birbirlerini tanıdıkça daha samimi, yakın ilişkilere dönüşebilmektedir. Ancak böyle bir samimiyetin duygusal bir ilişki olmaktan çok karşılıklı çıkar ilişkilerinin korunmasına dayandığı söylenebilir. Samimiyet aynı zamanda işveren ile işçi arasındaki sınıf ve statü farklılıklarının görünmezliğini sağlamaya yönelik bir strateji olarak da düşünülebilir. Samimiyet işverenin işleri yaptırma konusunda daha iyi sonuçlara ulaşmasını sağladığı gibi, işçi açısından da ek destekler almayı sağla- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 145

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma yabilmektedir. Özellikle bakıcılık, gündelikçilik söz konusu olduğunda, işverenlerin maddi yardım, giysi ve ev eşyası, bahşiş verme, çocuklarına iş, dersaneye katkı gibi yardımları söz konusu olabilmektedir. Zaman içersinde işverenle hizmetli arasındaki ilişkiler geliştikçe, işveren başta yapılan anlaşma dışında kalan bazı işleri yapmalarını da hizmetlilerden talep edilebilmektedir. İş ilişkilerinin çoğu aile metaforlarıyla yapılandırılmaktadır. İşçiler işverenden iyi davranış, anlayış, hoşgörü, saygı, güven duyulmasını ve kendilerine aileden biri gibi davranılmasını beklemektedirler (Kalaycıoğlu ve Rittersberger 1998, Özyeğin 2005). Örneklerimize giren gündelikçi ve bakıcı kadınlar da bu yapıdan memnun olduklarını, işverenin evinde çalışırken, kendi yaşamlarının zor koşullarından biraz olsun uzaklaşabildiklerini, çalışma sırasında işverenin evinde daha rahat hareket edebildikleri ve bu anlamda kendilerini daha iyi hissettiklerini belirtmişlerdir. Görüşmeye katılan gündelikçi ve bakıcıların işlerinden memnuniyetlerini ifade eden örnekler çok sayıdadır. Görüşme sırasında, Yanında çalıştığım abladan çok memnunum. Şükrediyorum halime, bana da çok iyi davranıyorlar ya da Evlerinde rahat çalışıyorum, beni aileden biri gibi görüyorlar. biçimindeki ifadelerle karşılaştım. Daha önceki işlerinden ayrılmış olanlar ise, memnuniyetsizliklerini genelde işverenlerle ilişkilerinin iyi bir gelişme göstermemesi, kendilerini dışlanmış hissetmeleri gibi nedenlere bağlamışlardır. 4.4.İş Sürecinin Denetimi Ev hizmetindeki denetim, formel sektördeki denetimden farklı biçimde işlemektedir. Denetim büyük ölçüde kişiseldir ve özel alanla bağlantılı değer ve uygulamalarla beslenmektedir. Ev hizmetine dayalı iş ilişkilerinde ev hizmetinin ücret dışında sevgi, ilgi gibi aile metaforlarına dayandırılarak sürdürülmesi işçi ve işveren arasındaki sınırların tanımlanmasını güçleştirmektedir. İşveren, ev hizmetlisine neler yapılması gerektiği, nasıl yapılacağı ya da bakıcılık işiyle ilgili neler yapılmasını istediği konusunda talimat vermektedir. Ancak bu işler zaman içinde ev hizmetinde çalışanlar tarafından çoğunlukla yeniden tanımlanarak ya da görmezden 146 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

gelinerek yorumlanmaktadır. Gönül İÇLİ İşçilerin özerkliği, gündelikçiler ve kapıcılar için, işin yapılma sürecinde planlamayı kendilerinin yapması, hangi işlerin ne zaman, hangi araç gereç kullanılarak, ne şekilde yapılacağına kendilerinin karar vermesi biçiminde, bakıcılar için ise bakıma ilişkin sürecin (beslenme, dışarıya çıkarma, uyku vb) kendi denetimi altında devam etmesi biçiminde gerçekleşmektedir. Çalışan işverenler, işçileri sürekli denetim altında tutamadıkları için, işçiler özerk sayılabilirler. Ancak sürekli denetimin olmaması işlerin değerlendirilmediği anlamında düşünülmemelidir. Bazen telefon edilerek, bazen halı altı gibi evin dip köşesinin kontrolu biçiminde dolaylı yollarla denetim yapılabilmektedir. Çalışmayan işverenlerin yanında çalışan işçiler ise iş akışı sırasında denetlenmektedir. Gündelikçilerin % 32 si, bakıcıların % 40 ı yapılan iş açısından işverenlerinin çalışan ya da çalışmayan kişiler olmasının pek fark yaratmadığını ifade etmişlerdir. Kapıcılar da kendilerinden beklenen işlerin yapılması konusunda bir aksama olmadığı sürece işverenlerin kendilerini her an denetlemek gibi bir davranış içersine girmediklerini belirtmişlerdir. İşverenlerinin çalışıp çalışmaması kapıcıların büyük kısmı açısından önemli değildir (% 69). 4.5.Çalışma Saatleri ve Ücretler Ev hizmetlilerine ne kadar zaman harcadığına bakılmaksızın tek bir ücret ödenmektedir. Bu nedenle gündelikçilerin çalışma hızını arttırarak ya da azaltarak ücrette bir ayarlama yapma durumu yoktur. İşini bitirdiği zaman işten ayrılabilmesi nedeniyle iş saatleri esnek olarak değerlendirilebilir. Bakıcıların çalışma saatleri, çocuğun anne babası eve gelene kadar evden ayrılma durumu olamayacağı için katıdır. Haftalık çalışma günleri açısından genellikle kapıcılar 6 gün, bakıcılar 5 gün, gündelikçiler ise 5-6 gün çalışmaktadırlar. Bakıcılar ve kapıcıların çalışma günlerinin ve saatlerinin gündelikçilerden daha katı olduğunu söyleyebiliriz. Yine kapıcı ve bakıcıların istihdam edilme süreleri daha uzundur. Gündelikçilerde iş değiştirme sıklığı daha yüksek, iş güvencesi daha düşük görünmektedir. 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 147

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma Gündelikçiler arasında ve bakıcılar arasında ücretler hemen hemen birbirinin aynısıdır ve enflasyona bağlı olarak da oldukça düzenli bir biçimde yükseltilmektedir. Evlerde çalışan işçiler arasındaki ilişkiler, alınan ücretlerin kısa zamanda duyulmasına, düzenlenerek eşitlenmesine yol açmaktadır. Araştırmamızda gündelikçilerin % 53 ü, bakıcıların % 69 u ücretlerinin arttırılması konusunda işverene bir şey söylemeden ücretlerinin arttırıldığını belirtmişlerdir. Başka araştırmalarda da ücretler ve zam konusunda çalışanlar arasında bilgi alışverişi yapıldığı belirtilmektedir (Özyeğin,2004; Kalaycıoğlu ve Rittersberger, 1998) Çok işverenli olanlar ve düzensiz çalışanlarda işverenin verilecek zammı belirleme oranlarının azaldığı görülmüştür. Ücretlerine zam isteme konusunda gündelikçiler diğer gündelikçilere yapılmış olan zammı referans olarak aldıklarını belirtmişlerdir. Tek işverenli gündelikçiler zam oranını işverenin belirlediğini, çok işverenli ve düzensiz gündelikçiler ise, zammı kendilerinin istediğini belirtmişlerdir. Bununla birlikte gündelikçiler eğer düzensiz bir çalışma içersindeyse piyasada daha düşük ücretle çalışmaya hazır ya da çalışan gündelikçiler yedek ordusunun varlığı nedeniyle zam istemekten çekindiklerini de belirtmişlerdir. Ocakta maaşıma zam yaptılar. Ne istersin dediler ama ben bir şey söylemedim beni açgözlü görüp de işten çıkarırlar diye çekiniyorum. Kendileri belirlediler zammı. Ben de onların belirlediklerine razı oldum. Onlar da çocuk okutuyorlar, kira veriyorlar. Bu kadar yapabiliyorlar demek ki Bir başka çalışan zam isteme konusunda şöyle söylemektedir; Arkadaşlardan duyuyorum, zam istedi diye işinden çıkarılanlar var. Beni de bir daha çağırmazlar diye korkuyorum, isteyemiyorum. Çoluk çocuk büyüyor, ihtiyaçları da büyüyor, işe çağrılmazsam geçinmem çok zor Gündelikçiler enformel sektörde güvencesiz, düzensiz, işe gittikleri gün sayısına bağlı bir biçimde, kapıcılara göre görece yüksek ücretle çalışmakta ve enformel sektöre eklemlen- 148 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ mektedir. Sigortadan yararlanan ve yasal düzenlemelere tabi olan kapıcılar, gündelikçi ve bakıcılara göre daha formel bir ilişki içersindedirler, ancak daha düşük bir ücretle çalışmaktadırlar. Gündelikçiler ve bakıcılara ödenen ücretler maddi yönden büyük bir yük altına girmeden yapılabilen ödemeler biçimindedir. Bu nedenle de geniş bir orta sınıf müşteri kitlesi oluşabilmektedir. Ücretler görevlerin içeriğine, beceri düzeyine, deneyime bağlı farklılıklar göstermemektedir. Diğer taraftan gündelikçi, bakıcı ve kapıcıların aldıkları ücretlere ek olarak işverenden ayni ve nakdi yardımlar aldıkları bilinmektedir. Kapıcıların % 62 si kapıcılık yaptıkları konutların sakinlerinin, gündelikçilerin % 60 ı, bakıcıların % 50 si yanlarında çalıştıkları işverenlerinin kendilerine giysi, yiyecek, ev eşyası gibi yardımlarda bulunduklarını belirtmişlerdir. Ancak yapılan bu yardımların veriliş biçimlerinin de kendileri için önemli olduğunu, çok kullanılmış, bozulmuş, eskimiş yardımları almak istemediklerini belirtmişlerdir. İşverenler bakıcı ve gündelikçilerine yaptıkları bu yardımlar ve zaman zaman verdikleri bahşişler karşılığında yanlarında çalıştırdıkları kişilerden önceden konuşulmamış bazı işleri yapmalarını da talep edebilmektedirler. Görüşme sırasında bir gündelikçi şunları söylemiştir. Aslında evde yemek yapmıyorum, anlaşmamız sadece ev işleri üzerineydi. Ancak bazen misafirleri geleceği zaman benden yemeğe yardım istiyor. Ben de sebze ayıklama, kızartma gibi işlerde bazen de hamur işlerinde ona yardım ediyorum. Görüştüğümüz kişiler bu tür anlaşma dışındaki taleplere, genelde rızaya dayalı bir biçimde onay verdiklerini ve kendilerinden istenen işleri yapmakta bir sakınca görmediklerini de belirtmişlerdir. Bununla beraber, işlerinden memnuniyet anlamında ev hizmetlilerinin ücretten, işverenin kendilerine karşı tutumundan memnun olmaları durumunda bile bazı sorunlar ortaya çıkabilmektedir. İşverenle baştan konuşulmamış işlerin kendilerine yaptırılması bazıları açısından rahatsızlık verici olmaktadır. Özellikle bakıcılarla başta sadece çocuk bakımı için konuşul- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 149

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma ması, işe başladıktan sonra kendilerinden ev işi istenmesi ve fazladan yaptıkları iş karşılığında ücret ödenmemesi sorun yaratabilmektedir. Baştan bana söylemediler sadece çocuğa bakacaksın dediler. Sonradan ev işlerini de yapmamı istediler. Halbuki başta öyle konuşmadık. Başka bir iş bulup ayrılacağım Anlaşmamızda haftanın bir günü evi derler toplarım diye konuşuldu. Şimdi benden her gün evi de toparlamam bekleniyor. Bunun için ayrıca para da vermiyorlar. Hem çocuk işi, hem ev işi. Akşam eve gelince bir de kendi evimin işi, çok yoruluyorum. İşverenlerin bu tür ek istekleri karşılığında kendilerine belirli bir ücret ödemesi durumunda memnuniyetsizliklerin ortadan kalkacağı görülmektedir. Çünkü ekonomik açıdan alacakları ücret hem geçimlerine bir katkı sağlayacak hem de iş tatminini arttıracaktır. Bakıcıların sadece % 8 i bakıcılık dışında yaptıkları işler karşılığında işverenden ayrı ücret aldıklarını belirtmişlerdir. Gündelikçilerin bir kısmı duvar silme, perde yıkama takma gibi işlerin ayrı bir ücret ödenmeden yaptırılmasından rahatsızlık duyduklarını dile getirmişlerdir. Bazen çok az bir iş var yarım günde biter denilmesine rağmen bütün gün çalıştırıldıkları ve yarım gün ücretinin ödendiğini, bu durumun canlarını sıktığını belirtmişlerdir. Kapıcılar ise en çok servis saatleri dışında çağrılıp yaptırılan işler için bahşiş alamamaktan şikayetçi görünmektedirler. 4.6. Sosyal Hareketlilik Gerek apartman kapıcılarının, gerekse gündelikçiler ve bakıcıların çevreleri genellikle kendi meslek grubundan olan kişilerden oluşmaktadır. Kapıcılar çoğunlukla formel sektörde istihdam edilmiş bireylerle aynı apartmanlarda yaşamalarına rağmen dikey bir hareketlilik söz konusu olamamaktadır. Sosyal tabakalaşma piramidinin mekana yansımış biçimi olarak apartman dairelerinde oturan sakinler ile bodrum ya da zemin katta oturan kapıcılar arasında mekansal, kültürel, sosyal ve ekonomik bir ayrım görülmektedir. Bu ayrım apartman sakin- 150 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ leri ve kapıcılar arasındaki ilişkinin sadece bir hizmet ilişkisi olarak kalmasına yol açmaktadır. Çocukların bir arada oynaması, komşuluk ilişkisi gibi toplumsal ilişkiler neredeyse hiç söz konusu olmamaktadır. Sen kapıcı çocuğusun bizimle oynayamazsın, sen oyuna giremezsin ya da okulda çocuklar kapıcı çocuğu olduğunu öğrendikleri için bizim oğlanla pek arkadaşlık yapmıyormuş gibi ifadeler örneklem grubunda yer alanların bazıları tarafından dile getirilmiştir. Gündelikçiler ve bakıcılar da apartman kapıcıları gibi orta sınıfla temas halinde olmalarına rağmen aralarında sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan mesafe görünür bir biçimdedir. İşverenleri onlara küçük çaplı yardımlarda bulunsa, kullanılmış giysi ve eşya, cep harçlığı verse bile bu yardımlar çalışan yoksulların konumlarında bir değişiklik yapacak miktarda değildir. Kimi zaman sosyal ilişkilerin paternalist bir durum alması dahi aradaki sınırları kaldırmaya yetmemektedir. Dolayısıyla apartman kapıcıları, gündelikçiler ve bakıcılar açısından sosyal, kültürel ve ekonomik ayrımlaşma dikey bir hareketlilik sağlayacak durumda değildir. Sonuç Araştırma bulguları, kentsel enformel sektörde ev hizmetlerinde çalışanların istihdamlarının enformel sosyal ilişkiler bağlamında gerçekleştiğini, iş bulma, işe girme, işten çıkma süreçlerinin enformel bir biçimde gerçekleştiğini ve yazılı, resmi uygulamaların yer almadığını göstermektedir. Yazılı uygulamaların olmaması nedeniyle sözel biçimde ifade edilen iş tanımları zaman içersinde değişebilmekte ve işçinin çoğunlukla ücretsiz ek işler yapmasını gerektirmektedir. Çalışanların sendikal bir örgütlenmeye dahil olmaması da bu tür ek işlerin ücretsiz yaptırılabilmesine olanak sağlamaktadır. İşverenlerle ilişkiler zaman içinde bir aile metaforu çerçevesinde gerçekleşebilmektedir. Aile ilişkilerine benzeyen bir ilişkinin gelişmesi çoğunlukla işçilerin çalıştıkları yerleri benimsemelerinde önemli rol oynamaktadır. İşverenler ise bu yakın ilişkilerden hareketle ev hizmetlilerinden başta konuşulan, belirtilen işlere ek bazı işleri talep edebilmektedir. Orta sı- 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 151

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma nıfla temas halinde olmalarına rağmen ev hizmetinde çalışan vasıfsız ve eğitimsiz çalışan yoksulların, ekonomik, sosyal ve kültürel bakımdan bir dikey hareketlilik göstermesi mümkün görünmemektedir. Kapitalizmin farklı aşamalarında farklı birikim rejimleri ve sınıf mücadelelerinin ulaştığı boyut, yoksulluğun sınıf temelli bölüşüm ilişkileri çerçevesinde yeniden tanımlanmasına yol açmaktadır. Genellikle işsizlikle birlikte anılan yoksulluk, günümüzde istihdam kavramıyla da ilişkilendirilmektedir. Ancak istihdam edilmiş olmak insanların her zaman yoksulluktan kurtulmalarını sağlayamamaktadır. Ekonomik büyüme istihdama yansıtılabildiği ölçüde işsizliğin azaltılması gerçekleşebilir. Mevcut çalışanların istihdam koşullarının yükseltilmesi, daha yüksek bir yaşam standardı sağlayabilecek istihdam alanlarının yaratılması, yasal ve kurumsal düzenlemelerin yapılması yoksullukların azaltılmasını sağlayabilir. Çalışan yoksulların sorunlarının azaltılması konusunda ilk elden yapılması gerekenler arasında makro ve mikro ekonomik politikaların gözden geçirilmesi, çeşitli iş kollarına yönelik stratejilerin geliştirilmesi sayılabilir. Özellikle alt gelir grubuna yönelik yasal düzenlemeler yapılabilir. Bu bağlamda yoksullara yapılan sosyal yardımların genişletilerek çalışan yoksulların da sosyal yardım kapsamına alınması düşünülebilir. Diğer taraftan vasıfsız, eğitimsiz iş gücüne çeşitli beceriler kazandırılmasına yönelik meslek edindirme kursları, sertifika programları gerçekleştirilebilir. Çeşitli iş kollarına yönelik sendikaların aktif hale gelmesini sağlayacak düzenlemelerin yapılması, mesleki derneklerin kurulması örgütsüzlük nedeniyle karşılaşılan sorunların giderilmesi açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Daha doyurucu sonuçların alınabilmesi, kavramsal ve metodolojik düzeyde çalışan yoksullar konusunda daha çok çalışmanın yapılması ve yoksulluk tartışmalarına eleştirel düzeyde dahil edilmesiyle mümkün olabilir. 152 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

KAYNAKÇA Gönül İÇLİ ALCOCK, P. 1997 Understanding Poverty, MacMillan Press Ltd. AYATA A. 1989 Gecekondularda Kimlik Sorunu, Dayanışma Örüntüleri ve Hemşehrilik, Sosyal Bilimler Kongresine Sunulan Tebliğ, ODTÜ Ankara. AYATA S. ve A. AYATA 1996 Konut, Komşuluk ve Kent Kültürü/ Housing, Neighborliness and the Urban Culture Housing Research Series 10. Ankara; Turkish Prime Ministery, Housing Development Administration. BANFIELD, E.C 1970 Unheavenly City, The Nature and Future of Our Urban Crises, Little Brown,Boston BORA, A. 2005 Kadınlar sınıfı: Ücretli Ev Emeği ve Kadın Öznelliğinin İnşası, İletişim Yayınları, İstanbul BROWN, C. ve N. MADGE 1982 Despite The Welfare State, Heinemann EB. BUĞRA A. ve Ç. KEYDER 2003 New poverty and the Changing Welfare Regime of Turkey, Ankara:Ajans Türk ECEVİT, M ve Y. ECEVİT 2002 Kırsal Yoksullukla Mücadele: Tarımda Mülksüzleşme ve Aile Emeğinin Metalaşması Yoksulluk, Şiddet ve İnsan Hakları, ed. Yasemin Özdek TODAİE Yay. ERAYDIN, A.ve A. ERENDİL 1999 The Role of Female Labour in Industrial Restructuring: New Production Prcesses and Labour Market Relations in the İstanbul Clothing Industry, Gender, Place and Culture, vol.6 No.3 ERDER, S. 1997 Kentsel Gerilim UM-AG, Ankara ERSOY, M. 1985 Göç ve Kentsel Bütünleşme A.Ü. SBF ve BYYO Basımevi, Ankara FRIEDMAN, M. ve R. FRİEDMAN 1980 Free to Chosoe, Harcourt Brace Javanovich, N.Y IŞIK O. ve M. PINARCIOĞLU 2001 Nöbetleşe Yoksulluk İletişim Yayınları, İstanbul KALAYCIOĞLU S. ve H. RİTTSBERGER-TILIÇ 2001 Cömert Ablaların Sadık Hanımları, Evlerimizdeki Gündelikçi Kadınlar, Su Yay, Ankara. 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 153

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma KALAYCIOĞLU S. ve H. RİTTERSBERGER 1998 İş İlişkilerine Kadınca bir Bakış: Ev Hizmetinde Çalışan Kadınlar 75. Yılda Kadınlar ve Erkekler Tarih Vakfı Yay., İstanbul KONGAR, E. 1972 İzmir de Kensel Aile, Türk Sosyal Bilimler Derneği Yayınları,Ankara LEWİS, O. 1961 Children of Sanchez, Vintage Books, New York. MEEHAN, E 1994 Equality, Difference, and Democracy Reinventing the Left, ed. D.Miliband, Polity Pres, Cambridge, UK NEWMAN, K.S. 2000 No Shame in My Game : The Working Poor in the Inner City, Vintage Books ÖZYEĞİN, G. 2005 Başkalarının Kiri, İletişim Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul PAMUK, M.2002 Türkiye de Kırsal Yerlerde Yoksulluk ; C.C. Aktan (ed.) Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara Hak-İş Konfederasyonu Yay. PARR, S.F. 1999 What Does Feminisation of Poverty Means? It is not Just Lack of Income ; Feminist Economics, vol 5 issue 2, pp.99-103 PAYNE, S. 1991 Women, Health and Poverty. London: Harvester Wheadsheaf SCHOLTENS, C 2002 Literatüre Review on the Working Poor, Grand Valley State University Community Research Institute. SEN, A. 1996 Economic Reforms, Employment and Poverty, Trends and Opinions, Economic and Political Weekly, 31, pp.35-37 SHİPLER, D. K. 2005 The Working Poor: Invisible in America, Vintage Books STREETEN, P. 1994 Poverty Concepts and Measurment R. Van der Hoeven and R. Anker(der) Poverty Monitoring:An International Concern içinde, London: St. Martin s Pres, pp15-30 ŞENSES, Fikret 2001 Küreselleşmenin Öteki Yüzü: Yoksulluk, İletişim Yayınları, İstanbul. TOWNSEND, P. 1978 Poverty in United Kingdom, Penguin. TUIK 2008 Hanehalkı fertlerinin işteki durumuna göre yoksulluk oranları, Türkiye, http://www.tuik. gov.tr/preistatistiktablo.do?istab 154 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ TURK İŞ 2007 www.turkish.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.ce/indexasp?wslt =CD5EE825-6253- 4E90-A592-24CFE24A1F1 UNDP 2005 United Nations Human Development Report 2005 Human Development Index http://www. undp.org.tr/ 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 155

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma EK:TABLOLAR Tablo 1:Sosyal Demografik Özellikler % Kapıcı Sayı 100 Gündelikçi Sayı 100 Bakıcı Sayı 100 Cinsiyet Kadın - 100 100 Erkek 100 - - Yaş 21-30 22 66 20 31-40 45 25 69 41-50 33 9 11 Eğitim Durumu Diploması yok 11 16 13 İlkokul mezunu 82 72 76 Ortaokul mezunu 7 12 11 Baba Mesleği Çiftçilik 68 66 55 Tarım işçisi/emekli işçi 28 24 30 Serbest meslek 4 10 9 Memur/emekli memur - - 6 Medeni Durum Evli 95 93 89 Bekar - 5 3 Dul 3 2 5 Boşanmış 2-3 156 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ Tablo2:Göç Kapıcılar Gündelikçiler Bakıcılar Göç n=100 n=100 n=100 Denizli kırsalından % 77.5 % 64.9 % 29.6 Başka kentten % 22.5 % 35.1 % 68.4 Yurtdışından - - % 2 Toplam % 100 % 100 % 100 Tablo3: Evin kime ait olduğu Gündelikçi Bakıcı N=100 N=100 Kendimize ait % 30 % 40 Aileme/akrabalarıma ait % 9 % 13 Kira % 20 % 30 Kapıcı dairesi % 41 % 17 Toplam % 100 % 100 Tablo 4: Oturulan Konut türü Gündelikçi Bakıcı N= 100 N=100 Apartman Dairesi % 26 % 34 Kapıcı Dairesi % 41 % 17 Gecekondu % 19 % 23 Müstakil % 14 % 26 Toplam % 100 % 100 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 157

Çalışan Yoksullar: Denizli Örneğinde Uygulamalı Bir Araştırma Tablo 5:Çalışmaya ikna etme Gündelikçi Bakıcı N=100 N=100 Maddi sıkıntılar nedeniyle % 62 % 58 Çalıştığım aileleri tanıyor % 9 % 10 Akraba ve tanıdıklar ikna etti % 14 % 15 Kendim ikna ettim % 8 % 9 Kendisi işsiz % 7 % 8 Toplam % 100 % 100 Tablo 6: İş Bulma Biçimi Gündelikçiler Bakıcılar Kapıcılar N=100 N=100 N=100 Arkadaş % 19 % 22 % 21 Komşu % 15 % 20 % 20 Hemşeri % 22 % 23 % 22 Akraba % 24 % 28 % 25 Kendim % 12 % 3 % 6 İşverenin tavsiyesi % 8 % 4 % 6 Toplam % 100 % 100 % 100 158 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı

Gönül İÇLİ Tablo 7:Çalışanların küçük çocuklarının bakımı Gündelikçi Bakıcı N=100 N=100 Babaanne, anneanne % 18 %19 Evde bırakma % 34 % 32 Babaya bırakma % 36 % 34 İşe götürme % 4 % 2 Komşuya bırakma % 2 % 1 Kreş Anaokulu - % 1 Diğer % 6 % 11 Toplam % 100 % 100 Tablo 8:Verilecek zammın belirlenmesi Gündelikçi Bakıcı N= 100 N=100 İşveren belirliyor % 53 % 69 Ben istiyorum % 18 % 20 Karşılıklı konuşuyoruz % 29 % 11 Toplam %100 %100 6. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildiri Kitabı 159