Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Muhakemesi Hukuku 2011-2012 II. Dönem Vize Mazeret Sınavı (02.05.2012 Saat:09.00) Açıklamalar: 1-Sınav süresi 80 dakikadır. 2-Mevzuat kullanılabilir. 3-Soruların sırasını değiştirmeyiniz. 4-Başka kâğıt alınamaz. 5-Yazılar okunaklı ve yazım kurallarına uygun olmalıdır. 6-Açıklamalarınızı bir hükme dayandırdığınızda bu hükmün numarasını yazınız ve hükmü olaya uygulayarak bir değerlendirme yapmaya özen gösteriniz. Başarılar Dileriz Prof.Dr. Hamide Zafer/Arş.Gör. Gülfem Pamuk/Arş.Gör. Kerim Çakır SORULAR -I-(10 puan) İddianame kabul edildikten sonra Cumhuriyet başsavcılığınca, iddianamenin aslında hukuka aykırı olarak kabul edildiği anlaşılır. Bunun üzerine Cumhuriyet savcısı duruşmada davadan vazgeçtiklerini, iddianameyi geri almak istediklerini Mahkemeye bildirir. Soru: Cumhuriyet savcısının talebini ceza davasının açılmasına ilişkin bir ilke ile bağlantı kurarak değerlendiriniz. Ceza davasının açılmasında ceza davasının mecburiliği ilkesi geçerlidir. Bu ilke, hem bir suç şüphesi ortaya çıktığında C. savcısının hemen araştırmalara başlamasını, hem de C. savcısının suçun işlendiği konusunda yeterli delile ulaşması durumunda, diğer bir deyişle deliller suçun işlendiği konusunda yeterli şüphe oluşturduğunda dava açma mecburiyetini ifade eder. Suçun işlendiği konusunda yeterli delil bulunduğunda kamu davasını açma mecburiyeti, açılan davadan vazgeçilememesini ve davayı sonuna kadar izleme zorunluluğunu da beraberinde getirir. Bu konuda Yasa da açık hüküm yer almamasına rağmen, ceza muhakemesinde yasal delil sisteminin kabul edilmemiş olması ve ceza muhakemesinin amacının maddi gerçeğe ulaşmak olduğu düşünüldüğünde, C. savcısının açtığı davayı geri alamayacağını kabul etmek gerekir. Bu nedenle, C. savcısının kamu davasından vazgeçtiğini ifade etmesi ve iddianemeyi geri almak istemesi yerinde değildir. -II-(25 puan) Cumhuriyet başsavcılığı, gelen ihbar üzerine suç işlemek için örgüt kurma suçundan dolayı (A), (B) ve (C) hakkında soruşturma başlatır. Cumhuriyet savcısının kararıyla üç şüphelinin de telekomünikasyon yoluyla iletişiminin dinlenmesine karar verilir. Bu dinleme esnasında, (A) nın arkadaşı (D) nin saadet zinciri şeklinde bir oluşumla birçok kişiyi dolandırdığı ve büyük bir malvarlığına kavuştuğu tespit edilir. Kolluk durumu Cumhuriyet savcılığına bildirir. Cumhuriyet savcısı, sulh ceza mahkemesine başvurarak (D) nin yakalanmasını talep eder. Soru: 1-Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbirini meydana getiren tedbirleri isim olarak belirtiniz ve koşullarını sayınız. Telekomünikasyon araçları vasıtasıyla yapılan iletişimin denetlenmesi tedbiri iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi şeklinde uygulanabilir (CMK m.135). İletişimin tespiti 135/1. maddeye göre mümkündür. Dinleme, kayma alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine CMK m.135/6 da sayılan suçlar hakkında başvurulabilir. İletişimin tespiti ise, hiçbir suç sınırlaması olmadan uygulanabilen bir tedbirdir. Yani bu tedbire başvurulabilmesi için soruşturulan suçun katalog suçlardan olması zorunlu değildir.
Koşulları: 1- Dinleme, kayda alma ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi bakımından katalog suçların işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin bulunması. (İletişimin tespiti bakımından katalog suç sınırlaması yoktur). 2. Başka türlü delil elde etme olanağının bulunmaması 3. Tedbire kural olarak hakim kararıyla, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde derhal hakim onayına sunulmak üzere C. savcısının kararıyla başvurulabilir. Soruşturma evresinde C. savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından karar verilir. 2-Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin dinlenmesi ve kayda alınması kararının nasıl yerine getirileceğini (özellikle bu tedbirin hangi kurum tarafından yürütüleceğini) kurum hakkında da bilgi vererek belirtiniz. C. savcısı veya görevlendireceği adli kolluk görevlisi, telekominikasyon hizmeti veren kurum ve kuruluşların yetkililerinden iletişimin dinlenmesi veya kayda alınması işlemlerinin yapılmasını ve bu amaçla cihazların yerleştirilmesini yazılı olarak ister. Bu işlem derhal yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih, saat ve işlem yapanın kimliği bir tutanakla saptanır. Bu tedbirler Telekominikasyon Kurumu bünyesinde doğrudan doğruya kurum başkanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren Telekominikasyon Daire Başkanlığı tarafından yürütülür. Başkanlık, Telekominikasyon İletişim Başkanı ile teknik uzman, hukukçu uzman ve idari uzmandan oluşur. Başkanlıkta, Başkanın görüşü doğrultusunda Kurum Başkanı tarafından Kurum içinden veya Kurum dışından yeteri kadar teknik, hukukçu ve idari personel görevlendirilir. Başkanlıkta, MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı nın ilgili birimlerinden birer temsilci bulundurulur. Tutulan kayıtlar, C.savcılığınca görevlendirilen kişiler tarafından çözülerek metin haline getirilir. Yabancı dildeki kayıtlar tercüman aracılığı ile Türkçeye çevrilir. 3-(D) hakkında Cumhuriyet savcısının soruşturma başlatmasını değerlendiriniz. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında yapılmakta olan soruşturma ve kovuşturmayla ilgisi bulunmayan ancak, telekomünikasyonun denetlenmesi tedbirine konu olan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse, bu delil koruma altına alınır ve durum derhal savcıya bildirilir. Ancak, tedbirin uygulanması sırasında CMK m.136/6-a da sayılmayan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandıracak bir delil elde edilirse bu delilin kullanılıp kullanılmayacağı konusunda Yasa da açıklık bulunmamaktadır. Bu delilin soruşturmayı başlatacak şüpheyi oluşturacağı, kovuşturma evresinde ise delil olarak hükme esas alınamayacağı kabul edilmektedir. Sonuç olarak olayda dolandırıcılık suçu söz konusu olduğundan ve dolandırıcılık suçu CMK m.136/6-a da sayılmayan suçlardandır. Bir görüşe göre dolandırıcılıktan dolayı bu tedbirle elde edilen delile dayanarak soruşturma başlatılmaz diğer bir görüşe göre ise soruşturma başlatılır ancak bu delil hükme esas alınamaz.
4-Cumhuriyet savcısının dolandırıcılıktan haberdar olur olmaz doğrudan sulh ceza mahkemesinden yakalama emri talep etmesini değerlendiriniz. Tedbirin uygulanması sırasında CMK m.136/6-a da sayılmayan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandıracak bir delil elde edilirse bu delilin soruşturmayı başlatacak şüpheyi oluşturacağı kabul edilmektedir. Kural olarak soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, C.savcısının istemi üzerine sulh ceza hakimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir. Dolayısıyla öncelikle şüpheliye çağrı yapılması veya çağrı yapılamadığının anlaşılması (kişinin gaip ya da kaçak olduğunun anlaşılması) gerekir. Kovuşturma evresinde ise mahkeme, sanığın yakalama emriyle getirilmesine her zaman karar verebilir. Olayda henüz soruşturma evresinde bulunulduğundan talep sulh ceza mahkemesine değil, sulh ceza hakimine yapılmalıdır. Dolandırıcılık suçu ağır ceza mahkemelerinin görev alanına girdiğinden, kovuşturma evresinde bulunulsaydı dahi sulh ceza mahkemesinin yakalama emri düzenlemesi söz konusu olmayacaktı. -III-(10 puan) Anayasal düzeni değiştirmeye teşebbüs iddiası ile muvazzaf olan ve olmayan üst dereceli birçok asker kişi hakkında soruşturma başlatılır. Gazetelerde, bu soruşturma kapsamında özel yetkili Cumhuriyet savcılığının gözaltı kararı verdiği ve bu gözaltı kararı ile kişilerin evlerine gidildiği ve gözaltına alındıkları haberlerine yer verilmiştir. Soru: Olayı değerlendiriniz. CMK na göre, CMK mn.90 gereğince yapılan fiili yakalamanın sonucu CMK m.91 e göre gözaltıdır. 90. maddeye göre yakalanan kişi, Cumhuriyet savcılığınca, soruşturma yönünden zorunlu olması ve kişinin bir suçu işlediğini gösterecek emarelerin bulunması halinde gözaltına alma kararı verilebilir. Kişi henüz usulüne uygun olarak yakalanmadığından gözaltı kararı verilemez. Dolayısıyla gazetelerde yer alan bilgi CMK na uygun değildir. Olayda, şüpheliler hakkında zorla getirme kararı verilmiş olabilir. Hakkında adli makamlarca suçlanmasına yetecek kadar şüphe bulunan kişi davet üzerine gelmek istemezse, bu durumda C.savcısı kolluğa yazılı olarak şüpheliyi belirttiği gün ve saatte önünde hazır etmesini emredebilir. Yasa da bu emir zorla getirme kararı olarak adlandırılmıştır. Ancak 146/1 gereğince şüpheli hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunması halinde, hiçbir usulü işleme gerek olmadan yani davet edilmeksizin ifade veya sorgu için zorla getirilmesine de karar verilebilir. Olayda, şüpheliler hakkında müzekkereli yakalama kararı da verilmiş olabilir. Ancak bunun için soruşturma evresinde bu kişilerin çağrı üzerine gelmemiş veya kendilerine çağrı yapılamamış olması gerekir. İsnad edilen suç CMK m.250 kapsamında olduğundan şüpheli hakkında yakalama kararı özel yetkili savcının talebi üzerine, CMK m.250 ye göre kurulmuş olan özel yetkili ağır ceza mahkemesinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu nca bu işlerde görevlendirilen üyesi tarafından verilecektir. -IV-(15 puan) Seri bir cinayetin soruşturulması kapsamında (A) yakalanarak gözaltına alınır. (A) nın müdafii (M) dosyayı inceleme talebiyle geldiğinde kolluk, Cumhuriyet savcısının bu cinayetlerin bir örgütle bağlantısı olabileceğini düşünerek gizlilik kararı talep ettiğini belirtir. Gerçekten Cumhuriyet savcısı böyle bir karar talep etmiş ve bu talep reddedilmiştir.
Soru: 1-Gizlilik kararının kimden ve hangi gerekçeyle talep edilebileceğini belirtiniz. Müdafiin dosyayı inceleme yetkisi soruşturma evresinde kısıtlanabilir. Soruşturma evresinde gizlilik kararına savcının talebi üzerine sulh ceza hakimi tarafından karar verilir. Bunun için dosya içeriğinin incelenmesi veya belgelerden örnek alınmasının soruşturmanın amacını tehlikeye düşürecek olması gerekir. Soruşturmanın amacının tehlikeye düşürülmesi, soruşturmanın geciktirilmesi, engellenmesi veya olayın aydınlatılmasının zorlaştırılması demektir. Aranması gereken soyut değil, somut tehlikedir. 2-Ret kararına karşı kim, hangi süre içinde, hangi kanun yoluna başvurabilir? Belirtiniz. CMK m.267 gereğince hakim kararları aleyhine itiraz kanun yoluna gidilebilir. Gizlilik talebi reddedilen savcı, kararı öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde kararı veren merciye başvurabilir. Kararına itiraz edilen hâkim veya mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç gün içinde, itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderir. Sulh ceza hakiminin kararını asliye ceza hakimi incelemeye yetkilidir. -V-(20 puan) Sulh ceza hakimi, resim koleksiyoncusu olan (A) nın evinde suçta kullanılan silahın aranmasına karar verir. Karar, Cumhuriyet savcılığı aracılığı ile kolluğa ulaşır. Kolluk kararda belirtilen gün ve saatte (A) nın evine gider. (A) evde olmadığı için kolluk (A) nın çelik kapısını kırar ve hava yağmurlu olduğu için polis kirli ayakkabıları ile eve girer ve ipek halılar zarar görür. Arama esnasında bütün eşyalar gelişigüzel yerlere fırlatılır. Bu arama esnasında (A) nın koleksiyonunda yer alan iki tablo ağır hasar görür. (A) nın kardeşi (K) da işlemediği bir suç nedeniyle üç yıl hapis cezasına mahkûm olmuş ve yargılamanın iadesi yoluyla serbest kalmıştır. (A), bir hukuk dergisinin okuyucu mektupları köşesine adli mekanizmanın işleyişini eleştiren bir yazı yazar. Soru: 1-Zarara uğrayan (A), avukat olarak size danışmaya gelmiş olsaydı ona ne önerirdiniz? İzleyeceğiniz yol hakkında genel hatlarıyla bilgi vererek açıklayınız. Olayda kolluğun kapıyı kırması, kirli ayakkabıları ile eve girip ipek halılara zarar vermesi, eşyaları yerlere fırlatması ve bu sebeple koleksiyonda yer alan iki tablonun hasar görmesi arama kararının ölçüsüz şekilde yerine getirilmesidir. CMK m.141/1-i gereğince hakkındaki arama kararı ölçüsüz şekilde gerçekleştirilen kişiler maddi ve manevi her türlü zararlarını devletten isteyebilirler. Orantısız aramadan doğrudan zarar gören A, ölçüsüz şekilde aramanın yapıldığı tarihten itibaren 3 ay ve her halde 1 yıl içerisinde oturduğu yer ağır ceza mahkemesine dilekçe ile başvurmalıdır. Dilekçede tazminat talebinde bulunan kişinin açık kimliği, adresi, zarara uğradığı işlemin ve zararın niteliği ve niceliği yazılmalı, bunların belgeleri dilekçeye yazılmalıdır. Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister. İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hâkimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir. Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.
2-(A), kardeşinin durumunu anlatsa ve bu konuda ne yapılacağını sormuş olsaydı nasıl bir bilgi verirdiniz? Açıklayınız. Yargılamanın yenilenmesi sonucunda beraat kararı verilmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararının tamamen veya kısmen infaz edilmesi dolayısıyla CMK m.323/3 de kişinin uğradığı maddi ve manevi zararların CMK m.141 vd maddeleri gereğince devlet tarafından tazmin edileceği belirtilmiştir. İşlemediği bir suç nedeniyle üç yıl hapis cezasına mahkûm olan ve yargılamanın iadesi yoluyla serbest kalan K nın devletten tazminat talep etmesi mümkündür. -VI-(20 puan) (B) hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma (TCK m.220) suçundan dava açılır. Asliye ceza mahkemesi duruşmayı açar ancak sanığın davete uymadığını ve celsede hazır bulunmadığını görür. Sınır kapılarında yapılan sorgulamalarda operasyonlar başladıktan sonra (B) nin Fransa ya kaçtığı tespit edilir. Birkaç celse geçmesine rağmen ihzar kararı yerine getirilemez. Asliye Ceza Mahkemesi (B) hakkında duruşmalara devam ederek delilleri değerlendirmeye alır. Yargılama neticesinde (B), hakkında mahkûmiyet kararı verilir. Soru: Muhakemedeki eksiklikleri ve hatalı işlemleri tespit ediniz. 1- Öncelikle, suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu CMK m.250 kapsamında olduğundan özel yetkili ağır ceza mahkemeleri yetkilidir. Olayda davanın Asliye Ceza Mahkemesi nde açılması hukuka aykırıdır. 2- Hakkındaki kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak amacıyla yurt içinde saklanan veya yabancı ülkede bulunan ve bu nedenle mahkeme tarafından kendisine ulaşılamayan kişiye kaçak denir. Kural olarak, sanığın yokluğunda yargılama yapılamaz. Ancak istisnai olarak kaçak sanıkların bazı hallerde yargılanmaları mümkündür. Kaçaklık bir statüdür ve ancak kovuşturma evresinde geçerlidir. Hakkında, 248/2 de belirtilen suçlardan dolayı kovuşturma başlatılmış olan sanığın, yetkili mahkemece usulüne göre yapılan tebligata uymamasından dolayı verilen zorla getirilme kararı da yerine getirilemez ise, mahkeme; çağrının bir gazete ile sanığın bilinen konutunun kapısına asılmak suretiyle ilanına karar vermeli; yapılacak ilanlarda, onbeş gün içinde gelmediği takdirde 248. maddede gösterilen tedbirlere hükmedilebileceği ayrıca açıklanmalıdır. Ancak, bu işlemlerin yerine getirildiğinin bir tutanak ile saptanmasından itibaren onbeş gün içinde başvurmayan sanığın kaçak olduğuna karar verilebilir. 3-Kaçak sanık hakkında CMK m.248/2 de gösterilen katalog suçlar bakımından bağışık tutulma kararı olmadan kovuşturma yapılabilir ve daha önce sorgusu yapılmış olması koşulu ile mahkûmiyet kararı da verilebilir. Olayda, TCK m.220 de düzenlenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçu CMK m.248/2 de gösterilen katalog suçlardan olduğundan kaçak hakkında kovuşturma yapılabilir. Ancak, daha önce sorgusu yapılmamış olduğundan, mahkûmiyet kararı verilemez.