Özel Bankacılık 10 Haziran 2008 Haftalık Yorum MSCI Endeksleri (31 Aralık 2007=1.0) 1.30 1.10 0.90 0.70 0.50 31-12 15-01 29-01 13-02 27-02 13-03 28-03 11-04 28-04 12-05 26-05 09-06 Türkiye Brezilya Rusya G.Afrika Kaynak: Reuters, Yapı Kredi Verim Eğrisi %22.0 Uzun Vadeli Alım Seviyesi Belirlemek İçin Henüz Erken Düşüş eğilimi devam ediyor... Bir süreden bu yana piyasalarda likit ve defansif seçeneklerin daha cazip olduğunu söylüyoruz. Geçtiğimiz haftanın geneline ve bu haftanın başlangıcına baktığımızda bu görüşümüzün doğrulandığı ortaya çıkıyor. Yurtiçinde varolan siyasi tedirginliğe ek olarak, yurtdışı piyasalardan gelen olumsuz sinyaller nedeniyle, piyasalarda dalgalanmaların bir süre daha devam etmesi beklenmeli. Bu doğrultuda yine defansif ve likit seçeneklerin daha cazip olduğu bir dönemde olduğumuzu dikkate almakta fayda var. %21.0 %20.0 %19.0 %18.0 Enflasyon beklentilerindeki artış dikkat verici... Haziran ayı ilk yarısına ilişkin TCMB beklenti anketi sonuçlarına göre, yıl sonu enflasyon beklentisi ilk %17.0 defa iki haneli seviyeye geçti ve %10,50 oldu. %16.0 07-08 09-08 11-08 01-09 03-09 05-09 07-09 09-09 11-09 01-10 Benzeri şekilde, 12 ay ve 24 ay sonrasına ilişkin beklentiler de sırasıyla %8,57 ve %7,19 seviyesine Bugün Bir hafta önce yükseldi. Enflasyon beklentilerindeki yükselişin Kaynak: Reuters, Yapı Kredi devam etmesi durumunda reel faizlerin geçici olarak gerilemiş olacağı ve bunun da yine nominal faizlerin yükselişi ile sonuçlanacağını dikkate almak gerekli. Piyasa Takvimi 11-06 Türkiye, 3.9 milyar YTL itfa 11-06 Japonya, 1Ç08 GSYİH verileri 11-06 ABD, Mayıs ayı bütçe verileri 12-06 Euro Bölgesi, Nisan ayı sanayi üretim verileri 12-06 ABD, Mayıs ayı perakende satış verileri ABD, haftalık (02-06 Haziran haftası) işsizlik 12-06 başvuruları 13-06 Japonya Merkez Bankası faiz kararı 13-06 Euro Bölgesi 1Ç08 istihdam verileri 13-06 ABD, Mayıs ayı TÜFE verileri ABD, Haziran ayı Michigan Üniversitesi Güven 13-06 Endeksi Piyasalar... Hisse senedi ve sabit getirili menkul kıymet piyasalarında alım seviyesi belirlemek için henüz erken. Sadece kısa süreli tepki hareketlerinden faydalanmak mümkün olabilir. 38,500 desteğinde tutunmaya çalışan borsa endeksi, bu seviyenin altına inerse gerilemesine devam edecektir. Bu hareket 36,000 lere kadar devam edebilir. Faizlerde ise %22 seviyesi aşılırsa, %23 lere kadar yükselişin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Dolar kuru olarak bakıldığında çok ciddi bir hareketlilik gözlenmese de, sepet bazında YTL nin değer kaybettiği görülüyor. Dolar kurunda 1,25 seviyesinin aşılması durumunda 1,2750 ve sonrasında 1,30 seviyeleri gündeme gelebilir. Cevdet Akçay, Başekonomist Ozan Gökler, Ekonomist 212 319 8430 cevdet.akcay@yapikredi.com.tr 212 385 4812 ozan.gokler@ykportfoy.com.tr
1.1 Beklentiler Bir süreden bu yana piyasalarda likit ve defansif seçeneklerin daha cazip olduğunu söylüyoruz. Geçtiğimiz haftanın geneline ve bu haftanın başlangıcına baktığımızda bu görüşümüzün doğrulandığı ortaya çıkıyor. Yurtiçinde varolan siyasi tedirginliğe ek olarak, yurtdışı piyasalardan gelen olumsuz sinyaller nedeniyle, piyasalarda dalgalanmaların bir süre daha devam etmesi beklenmeli. Bu doğrultuda yine defansif ve likit seçeneklerin daha cazip olduğu bir dönemde olduğumuzu dikkate almakta fayda var. Yurtiçine baktığımızda hiç şüphesiz en önemli konu Anayasa Mahkemesi nin üniversitelerde türban takılmasını serbest bırakan düzenlemeyle ilgili kararıydı. Bu kararın AKP nin kapatılması istemli dava hakkında bir ölçü olup olmayacağını söylemek zor. Kapatma davası ile ilgili her iki ekstremdeki olası kararların fiyatların içine çok fazla yansımadığını düşünüyoruz. Önceki raporlarımızda belirttiğimiz üzere, yurtdışı piyasalardaki negatif hareketler iç piyasalara çok daha şiddetli yansırken, yükseliş trendlerinin etkisi fazla hissedilmiyor. Mevcut durumda, yurtdışı piyasalardaki kötü gidişat da dikkate alındığında, olası bir kapatma kararının piyasalar üzerinde olumsuz etkisi olması kaçınılmaz. Karar sürecinin zaman alacağı, dikkate alındığında, belirsizliğin sürmesi beklenmeli. Kararın Ağustos ayının ilk yarısında çıkabileceği yönünde görüşler var. Ancak bu süre doğal olarak daha uzayabilir. Bu doğrultuda piyasalarda yukarı yönün sınırlı, aşağı yönlü riskin ise çok daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Yurtdışında geçen haftanın önemli gelişmesi Avrupa Merkez Bankası ndan gelen faiz artırımı sinyali oldu. Beklentilere tamamen ters olan bu sinyal piyasaları da olumsuz etkiledi. Mevcut durumda, Avrupa Merkez Bankası nın agresif bir faiz artırımı sürecine girmesinin zor olduğunu düşünüyoruz. Enflasyon riskine dikkat çekmek isteyen Avrupa Merkez Bankası piyasaları bu konuda uyarmak istiyor olabilir. Yapılabilecek faiz artırımı ise ancak sınırlı kalacaktır. Zira, ekonominin üretim seviyesinden gelen sinyaller hala çok umut verici değil. Ancak yine de Avrupa Merkez Bankası nın verdiği sinyal, euronun dolar karşısında bir süre daha değerli kalmasını sağlayacaktır. ABD de faiz indirim sürecinin artık sona gelmesi (bazı görüşlere göre bir süre sonra ABD de de faiz artırım süreci başlayabilir) ve bundan sonra sonra ekonomide yavaş yavaş da olsa toparlanma görüleceği beklentisi ile euro/dolar paritesinde sene sonu için 1,50 nin altında hatta 1,40lara kadar gerileyen tahminler yapılmaktaydı. Ancak mevcut durumda doların değer kazanma sürecinin 2009 yılının ilk çeyreğine sarkabileceği anlaşılıyor. 1.2 Makro Veriler Mayıs ayında üretici fiyatları ve tüketici fiyatları sırasıyla %2,12 ve %1,49 oranında arttı. Açıklanan rakamlar piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşti. Böylece yıllık enflasyon üretici fiyatlarında %16,53, tüketici fiyatlarında ise %10,74 oldu. Yıllık tüketici enflasyonu tekrar iki haneli seviyeye geçmiş oldu. Bunun ciddi bir olumsuz sinyal olduğunu düşünüyoruz. Ancak daha da önemli olarak, doğalgaza yapılan ve Temmuz ayı itibarıyla da elektriğe yapılacak zamlar, enflasyondaki kötü gidişatın 2
devam edeceğini gösteriyor. Hatırlanacağı üzere doğalgaza yapılan yaklaşık %8 lik zammın ardından, elektrik fiyatlarına da %20-30 aralığında zam yapılması gündemde. Bu zamların Haziran ve Temmuz ayları enflasyonlarına etkisi 1,5-2,0 puan olarak gerçekleşebilir. Bu doğrultuda, söz konusu aylarda tüketici enflasyonunun pozitif seviyede gelmesi ve bunun da (geçen yıl Haziran ve Temmuz rakamları negatif seviyede olduğu için) yıllık enflasyonu %13 seviyesine kadar taşıması mümkün. Şekil 1. Enflasyon Verileri (*) 2.5% 2.0% 1.5% 1.0% 0.5% 0.0% -0.5% 01-2004 06-2004 11-2004 04-2005 09-2005 02-2006 07-2006 12-2006 05-2007 10-2007 03-2008 TÜFE_SA 3 per. Mov. Avg. (TÜFE_SA) Kaynak: TÜİK, Yapı Kredi (*) Mevsimsellikten arındırılmış aylık TÜFE artışları ve aynı verinin üç aylık hareketli ortalaması Bu veriler dikkate alındığında Merkez Bankası nın 16 Haziran da yapacağı Para Politikası Kurulu toplantısında kısa vadeli faizleri en az 0,50 puan (O/N için basit %15,75 ten %16,25 e) artırması kaçınılmaz görünüyor. Temmuz ayında da aynı oranda bir artış gündeme gelebilir. İhtiyaç duyulması halinde yılın geri kalan kısmında da toplam 0,50 puanlık artış olası. Böylece 2008 yılı içinde toplamda 2 puanlık faiz artışı yapılmış olacak. Bu durumda bono faizlerinde yukarı yönlü riskin daha fazla olduğunu düşünüyoruz. Burada dikkate alınması gereken nokta, Temmuz ve Ağustos aylarındaki yüksek itfaların, Haziran ayı sonuna doğru faizlerde biraz daha yukarı yönlü baskı oluşturma ihtimali. Bilindiği üzere Hazine Temmuz ayında yaklaşık 24 milyar YTL, Ağustos ta ise 18 milyar YTL iç borç ödemesi yapacak. TCMB nin faizleri yükselteceği yönündeki beklenti döviz piyasasındaki hareketleri de şimdilik sınırlıyor. Parite hareketlerinden dolayı sadece dolar veya euro kuruna bakmak yanıltıcı olabilir. Sepet bazında bakıldığında YTL Haziran ayında %3 değer kaybetmiş görünüyor. Döviz kurlarında da yukarı yönlü risk bulunduğunu düşünüyoruz. TÜİK tarafından dün yayınlanan verilere göre Nisan ayında sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre %6,3 arttı. Piyasa beklentisi sanayi üretiminin %5 seviyesinde artacağı yönündeydi. Olası mevsimsel etkileri dışarda bırakmak amacıyla 12 aylık ortalama verileri incelediğimizde sanayi üretiminin yıllık bazda %5,33 artmış olduğunu görüyoruz. Bu rakam 2008 yılının en yüksek seviyesi olması nedeniyle 3
dikkat çekici. Ocak, Şubat ve Mart aylarında aynı artışlar sırasıyla %5.19, %5.16, %5.05 seviyesinde gerçekleşmişti. 2007 yılında ise %7 yi aşan rakamlar izlenmişti. Şekil 2. Sanayi Üretimi 8% 7.0% 7.5% 6% 6.0% 5.33% 4% 01-2006 04-2006 07-2006 10-2006 01-2007 04-2007 07-2007 10-2007 01-2008 04-2008 Kaynak: TÜİK, Yapı Kredi (*) 12 aylık ortalama sanayi üretim endeksinin bir önceki yıl aynı aya göre % değişimi Enflasyon beklentilerindeki artış da devam ediyor. Haziran ayı ilk yarısına ilişkin TCMB beklenti anketi sonuçlarına göre, yıl sonu enflasyon beklentisi ilk defa iki haneli seviyeye geçti ve %10,50 oldu. Benzeri şekilde, 12 ay ve 24 ay sonrasına ilişkin beklentiler de sırasıyla %8,57 ve %%7,19 seviyesine yükseldi. Enflasyon beklentilerindeki yükselişin devam etmesi durumunda reel faizlerin geçici olarak gerilemiş olacağı ve bunun da yine nominal faizlerin yükselişi ile sonuçlanacağını dikkate almak gerekli. Şekil 3. Enflasyon Beklentileri 9.00 8.00 7.00 6.00 5.00 4.00 Nisan I Haziran II Eylül I Kasım II Şubat I Nisan II Temmuz I Eylül II Aralık I Şubat II Mayıs I 12 ay sonrası TÜFE beklentisi 24 ay sonrası TÜFE beklentisi Kaynak: TCMB, Yapı Kredi (*) 12 aylık ortalama sanayi üretim endeksinin bir önceki yıl aynı aya göre % değişimi 4
1.3 Haftalık Veriler Tüketici kredileri verilerine bakıldığında bir süreden bu yana devam eden zayıflama işaretlerinin 30 Mayıs itibarıyla yerini bir tepki hareketine bıraktığı anlaşılıyor. Ancak bu hareketin uzun ömürlü olup olmayacağını söylemek için henüz erken. Enflasyon beklentilerinin yükselmesiyle beraber, faizlerde de artış beklentisi ağırlık kazanırken, sabit faizli kredi kullanımı geçici olarak artmış olabilir. Zira bono faizlerinin Haziran ayı başından bu yana ciddi şekilde yükseldiği dikkate alınmalı. Bu doğrultuda Haziran ayı kredi hacim verilerinde bir miktar erime izlenebilir. Şekil 4. Kredi Verileri (kısa vadeli gösterge) (*) 2.0% 1.5% 1.5% 1.0% 1.0% 0.5% 0.5% 0.0% 0.0% 05-2007 07-2007 09-2007 11-2007 02-2008 04-2008 -0.5% Kaynak: TCMB, Yapı Kredi Konut(sol ölçek) Diğer (sol ölçek) Taşıt (sağ ölçek) (*) 4 haftalık ortalama konut, taşıt ve diğer tüketici kredisi hacimlerinin bir önceki haftaya göre % değişimleri Şekil 5. Kredi Verileri (uzun vadeli gösterge) (*) 1.50% 0.50% 1.25% 0.25% 1.00% 0.00% 0.75% -0.25% 0.50% 05-2007 07-2007 09-2007 11-2007 02-2008 04-2008 -0.50% Kaynak: TCMB, Yapı Kredi Konut(sol ölçek) Diğer (sol ölçek) Taşıt (sağ ölçek) (*) 12 haftalık ortalama konut, taşıt ve diğer tüketici kredisi hacimlerinin bir önceki haftaya göre % değişimleri Ticari kredi verileri tüketici kredilerine göre bir hafta geriden geliyor. Dolayısıyla elimizde 23 Mayıs a ait veriler var. Bu verilerde tüketici kredileri ile birlikte ticari kredilerde de düşüş eğiliminin devam ettiği görülüyor. 6 haftalık ortalamalara göre artış oranı 25 Ocak tan bu yana kaydedilen en düşük seviyeye inmiş durumda. 5
Şekil 6. Tüketici ve Ticari Krediler (kısa vadeli gösterge) (*) 1.2% 0.8% 0.4% 0.0% 08-2006 12-2006 04-2007 08-2007 12-2007 04-2008 -0.4% Tüketici Ticari Kaynak: TCMB, Yapı Kredi (*) 6 haftalık ortalama tüketici ve ticari kredi hacimlerinin bir önceki haftaya göre % değişimleri 1.4 Piyasalar Yukarıda özetlemeye çalıştığımız ekonomik ve siyasi tablo, piyasalarda likit ve defansif seçeneklere yönelmek gerektiğini bir defa daha ortaya koyuyor. Hisse senedi ve sabit getirili menkul kıymet piyasalarında alım seviyesi belirlemek için henüz erken. Sadece kısa süreli tepki hareketlerinden faydalanmak mümkün olabilir. 38,500 desteğinde tutunmaya çalışan borsa endeksi, bu seviyenin altına inerse gerilemesine devam edecektir. Bu hareket 36,000 lere kadar devam edebilir. Faizlerde ise %22 seviyesi aşılırsa, %23 lere kadar yükselişin mümkün olduğunu düşünüyoruz. Dolar kuru olarak bakıldığında çok ciddi bir hareketlilik gözlenmese de, sepet bazında YTL nin değer kaybettiği görülüyor. 6
1.5 EKLER Gelişmekte Olan Ülkeler Para Birimleri Göreceli Performansları (*) Şekil 7. Türkiye, Güney Amerika, Güney Afrika 0.900 0.950 1.000 1.050 1.100 1.150 1.200 1.250 1.300 31-12 10-01 20-01 30-01 09-02 19-02 29-02 10-03 20-03 30-03 09-04 19-04 29-04 09-05 19-05 29-05 08-06 Türkiye Brezilya Arjantin G.Afrika Source: Reuters, Yapı Kredi Şekil 8. Türkiye, Doğu Avrupa 0.900 0.950 1.000 1.050 1.100 1.150 1.200 1.250 1.300 31-12 10-01 20-01 30-01 09-02 19-02 29-02 10-03 20-03 30-03 09-04 19-04 29-04 09-05 19-05 29-05 08-06 Türkiye Macaristan Polonya Rusya Source: Reuters, Yapı Kredi (*) İlgili ülke para birimleri 31 Aralık 2007=1.0 olacak şekilde endekslendirilmiştir. 0,5 euro ve 0,5 dolardan oluşan sepet kullanılmıştır. Grafiklerdeki Y ekseni ters çevrilmiştir. Bu nedenle grafiklerde izlenen düşüş, o ülke para biriminin değer kaybetmesi anlamına gelir. 7
ÇEKİNCE: Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. tarafından Yapı Kredi Bankası Özel Bankacılık müşterileri için hazırlanmış olan bu raporda yer alan bilgiler, güvenilir kaynaklardan derlenmiştir.ancak, bu bilgilerin tam veya doğru olmamasından dolayı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş ve Yapı Kredi Bankası A.Ş. çalışanları herhangi bir sorumluluk kabul etmez. Bu rapor, müşterilerimizin yatırıma ilişkin kararlarını verirken içerdiği bilgilerden yararlanılması amacıyla hazırlanmıştır.müşterilerimiz, rapordan diledikleri gibi yararlanma hakkına sahip olmakla beraber, kararlarını kendi özgün değerlendirmelerine göre vermelidirler. Bu rapor hiç bir şekilde menkul değerlerin satın alınması veya satılması için bir teklifi veya aracılık teklifini içermemektedir. Bu rapor Yapı Kredi Bankası A.Ş.'nin yazılı onayı olmadan çoğaltılamaz veya üçüncü kişilere gösterilemez. 8