ARALIK 2003 Bireysel Emeklilik Sistemimiz Dünyadaki Uygulamaların Neresinde? Erdal Çalıkoğlu Ernst & Young Vergi Bölümü Gerek çalışan sayısının azalması gerek ekonomik gelişmeyle birlikte emeklilik beklentilerinin artması bütün dünyada temel olarak devlet tarafından vergi veya vergi benzeri gelirler ile finanse edilen ve getiri düzeyleri tanımlanmış emeklilik sistemlerinden, getirisi katılımcının ödediği katkı paylarına ve bunlardan elde edilecek birikimlere dayalı emeklilik sistemlerine geçiş şeklinde özetlenebilecek bir eğilimin doğmasına neden olmuştur. Bireysel Emeklilik Sisteminin Gelişimi İngiltere, Amerika gibi gelişmiş ülkelerde eskiden beri uygulana gelmekte olan farklı unsurlar ve özellikler içeren birikim uygulamalarının dışında ilk kez Şili de 1981 yılında uygulamaya konan ve ödenen katılım bedellerinin ulusal düzeyde kurulan bir yapı ile sistematik bir şekilde fonlar aracılığıyla yatırıma yönlendirilerek emeklilik dönemi için birikim sağlanmasını içeren sistemin başarısı üzerine bir çok ülkede benzeri uygulamalar yürürlüğe konulmuştur. Kırktan fazla ülkede uygulamaya konulmuş olan bu tür emeklilik sistemlerinin temel özelliği emeklilik getirisinin katkı payına göre belirlenmesi olmakla birlikte; uygulamalar ülkeden ülkeye önemli farklılıklar içerebilmektedir. Bu farklılıklar; başlangıçta Şili de uygulanan modele benzer şekilde sistemin işleyişinde bir çok sınırlama içeren bağlayıcı rejimler ve sistemin işleyişinin daha az sınırlamaya tabi olduğu serbest rejimler olarak iki ana grupta toplanabilir. Bireysel Emeklilik Sistemlerinin Temel Özellikleri Bağlayıcı rejimlerin özellikleri aşağıdaki şekilde sayılabilir; - zorunlu katılım, - katılımın vatandaşlık gibi şarta bağlı olması, - sistemin işleyişinde yer alacak kuruluşlar için özel izin gerekliliği, - belirlenmiş düzeyde katkı payı ödemesi, 1
- bir katılımcı için sadece bir emeklilik planı, - bir emeklilik şirketinin sadece bir yatırım fonu kurabilmesi, - hizmet bedellerinin tarife ile belirlenmesi, - detaylı yatırım sınırlamaları, - yabancı menkul kıymetlere yatırıma izin verilmemesi, - minimum düzeyde getiri için devlet garantisi ve maksimum getiri düzeyinin sınırlandırılması. Serbest rejimlerin özellikleri ise aşağıdaki gibi sayılabilir; - gönüllü katılım, - katılımın şarta bağlı olmaması, - sistemin işleyişinde diğer finansal kuruluşların yer alabilmesi, - katkı paylarının serbestçe belirlenebilmesi, - katılımcıların birden fazla emeklilik hesabı açabilmesi, - katılımcılara birden fazla fona yatırım yapma imkanı verilmesi, - hizmet fiyatlarının serbest olması, - yatırım sınırlamalarının bulunmaması, - yabancı menkul kıymetlere yatırım yapılabilmesi, - getiri düzeyi için devlet garantisi olmaması. Türkiye deki Uygulama Yukarıdaki ana unsurlar itibarıyla değerlendirdiğimizde Türkiye deki uygulamada ; yaklaşık yirmi yıllık başarılı uygulamasından sonra Şili modelinin geliştirilmesine yönelik olarak yapılan eleştiriler ile katılımcılarına farklı seçenekler sunabilen ve getiri oranı daha yüksek olan gelişmiş ülkelerdeki özel emeklilik uygulamalarındaki tecrübeler dikkate alınarak, serbest rejimin benimsendiği görülmektedir. Sisteme katılım tamamıyla gönüllük esasına tabidir. Yabancılar dahil medeni hakları kullanma ehliyetine sahip herkes katılımcı olabilir. Katkı payları serbestçe belirlenebilmektedir. Hizmet fiyatları belirlenen üst limitlerin üstüne çıkmamak kaydıyla serbesttir. Katılımcılar birden fazla fona yatırım yapabilecekleri gibi birden fazla emeklilik hesabı da açtırabilirler. Minimum getiri garantisi bulunmayan sistemde yabancı menkul kıymetlere de yatırım yapılabilir. Bu çerçevede, ülkemizdeki uygulamanın serbest rejim özellikleriyle uyuşmayan iki yönü vardır; - yatırım sınırlamaları ve - sadece özel emeklilik şirketlerinin bu alanda faaliyet gösterebilmesi. Yatırım sınırlamaları (katkı paylarının en az %30 luk kısmı kamu borçlanma araçlarını esas alan emeklilik yatırım fonlarına, en fazla %15 lik kısmı yabancı menkul kıymetleri esas alan emeklilik yatırım fonlarına yönlendirilebilir), yasayla değil yönetmeliklerle konulmuştur ve dolayısıyla sistemin gelişimiyle birlikte bu sınırlamalar kolaylıkla kaldırılabilir. Sadece gerekli şartları taşıyan ve uzmanlaşmış kuruluşların bu alanda faaliyet gösterebilecek olmasının serbest rejim özellikleriyle ters düşmediği de söylenebilir. Temel özellikleri itibarıyla serbest rejim olarak ifade etmekle birlikte, ülkemizdeki özel emeklilik sistemi; yatırımcıların birikimlerinin korunması (fon varlıklarının herhangi bir şekilde haczedilememesi, varlıkların Takasbank gözetiminde saklanması), katılımcıların bilgilendirilmesi (emeklilik şirketlerinin katılımcıları anında bilgilendirebilecek altyapıya sahip olma zorunluluğu), sistemim gözetimi (Hazine Müsteşarlığı, SPK, Emeklilik Gözetim Merkezi) ve bağımsız dış denetim zorunluluğu (sistemin bütün unsurlarının; emeklilik şirketleri, emeklilik yatırım fonları, portföy yönetim şirketlerinin bağımsız dış denetime tabi olması) gibi özellikleri nedeniyle işleyişi en sıkı ve detaylı kurallara tabi olan ve dolayısıyla en gelişmiş özel emeklilik sistemlerden biridir. Ancak ne kadar gelişmiş bir model olursa olsun, sistemin başarısı, sistemdeki toplam birikimin anlamlı bir düzeye ulaşmasına bağlıdır. Bu da tamamıyla gönüllü katılımın esas olduğu sisteme girişin ne kadar teşvik edildiği sorusunu akla getirmektedir. Vergisel teşvikler önemli olmakla birlikte asıl teşvik unsurunun, küçük ve orta ölçekli tasarrufların profesyonel kadrolarca güvenli bir ortamda uzun vadeli olarak bireysel yatırımlara göre daha verimli olarak değerlendirilme imkanıdır. Vergi uygulamaları açısından bakıldığında, özel emeklilik sitemlerinin yürürlükte olduğu ülkelerin çoğunda olduğu gibi; ülkemizde de, ilk aşamada ödenen katkı paylarının belli limitler dahilinde vergi matrahından indirilmesi, birikim aşamasında da emeklilik yatırım fonlarının kazançlarının vergiye tabi olmaması, geri ödeme aşamasında ise %3.75 ( geri ödeme tutarının %25 i hariç olmak üzere geri ödeme tutarı üzerinden %5 oranında hesaplanan gelir vergisi) oranında vergileme öngörülmüştür. Benzeri ülkelere göre,emeklilik yaşının ( 56) erken ve sistemde minimum kalma süresinin ( 10 yıl ) kısa olması nedeniyle sağlanan vergi teşviğinin cazip olduğunu söylemek mümkündür. 2
ABD DE BİREYSEL EMEKLİLİK UYGULAMALARI Doğa Mirza Ernst & Young Vergi Bölümü Amerika'daki emeklilik pazarında biriken hesapların toplamı, 2001 yılı sonu itibariyle 10.9 trilyon $'a ulaşmış bulunmaktadır. Bu tutarın %22 'si yani 2.41 trilyon dolarlık bölümü ise, Bireysel Emeklilik Hesapları'ndan (IRA : Individual Retirement Account) oluşmaktadır. Amerika'da bireysel emeklilik fonları 1990'dan bu yana her yıl ortalama %13 oranında büyüme kaydetmiştir. 2002 itibari ile yaklaşık 50 milyon hanede, yani çalışan nüfus barındıran toplam hane sayısının %42'sinde bulunmaktadır. Amerika'daki toplam bireysel emeklilik hesaplarındaki paranın % 49'u yatırım fonlarında tutulmaktadır. Toplam yatırım fonlarının içindeki bireysel emeklilik sisteminden sağlanan fonlar 2001'de % 17'ye ulaşmıştır. Bireysel Emeklilik Hesaplarına Genel Bir Bakış nın nın (Individual Retirement Account - IRA), bireysel olarak adlandırılmasının sebebi kişinin bankalardan, broker firmalarından ya da ortak hesaplardan şahsı adına fon hesabı açabilmesidir. Bireysel emeklilik hesabının açıldığı finansal kurum, bireysel emeklilik hesabına yapılacak katkı paylarının takibini üstlenmektedir. IRA, komisyonculuk yapan firmalardan, bankalardan ve kredi kurumlarında açılabilmektedir. Maksimum Katkı Payı Kişinin kazanmış olduğu ücret, maaş ve ikramiyeler katkı payı olarak, bireysel emeklilik hesabına yatırılabilecektir. 2001 yılına kadar her sene için 2000 USD katkıda bulunabilirken 2002 yılı itibari ile daha fazla katkı payı bireysel emeklilik hesabına dahil edilebilmektedir. Amerikan Kongresi, 2010 yılına kadar IRA ya dahil edilebilecek maksimum katkı paylarını belirlemiştir. Ayrıca 2002 yılı itibari ile uygulanmak üzere, 50 yaşını doldurmuş çalışanlar hesaplarına daha fazla katkı payı yatırabilmektedirler. IRA ya dahil olabilecek maksimum katkı payları seneler itibari ile aşağıdaki gibidir: Yıllar Maksimum Maksimum Katkı Payı Tutarı Katkı Payı Tutarı (50 yaşa (50 yaş ve kadar) üzeri) 2001 2000 USD 2000 USD 2002-2004 3000 USD 3500 USD 2005 4000 USD 4500 USD 2006 4000 USD 5000 USD 2008 5000 USD 6000 USD Maksimum 2009 katkı Enflasyona payından endeksli 1000 USD fazla M aksimum 2010 Enflasyona endeksli katkı payından 1000 USD fazla Bireysel emeklilik hesabına her yıl aynı tutarda katkı payı yatırılması gibi bir zorunluluk bulunmamakta birlikte kişinin birden fazla bireysel emeklilik hesabı da bulunabilir. Ancak hesaplara yatırılan toplam katkı payı tutarı ilgili seneye ilişkin yatırılabilecek maksimum katkı payı tutarını aşamayacaktır. Türleri Geleneksel, açılması belli miktarda gelire bağlı ve öğrenim olmak üzere üç tür bireysel emeklilik hesabı bulunmaktadır. Her bir hesap için farklı uygulamalar ve vergi avantajları söz konusudur. Geleneksel Bireysel Emeklilik Hesabı Hesap ilk defa 1974 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Özelliği, emekli olunana kadar hesaptan kazanılan kazançlar için herhangi bir verginin hesaplanmamasıdır. Ayrıca bu hesaba yatırılan yıllık katkı payı tutarları kişilerin ilgili seneye ilişkin vergiye tabi kazançlarından mahsup edilebilir. Hesaba yatırılan katkı paylarının yönetimi ve katkı paylarının hesaptan çekilmesi ile ilgili kurallar aşağıdaki gibidir: 59,5 yaşına kadar hesaptan para çekilemeyecek, paranın çekilmesi durumunda ise çekilen tutar üzerinden vergi cezası hesaplanacaktır. hesaptan para çekilmesi mecburidir. Çekilen tutarlar üzerinden gelir vergisi hesaplanacaktır. Belirlenen programa uyulmadan hesaptan para çekilmesi veya hesaptan, çekilmesi gereken tutardan fazla para çekilmesi durumunda da vergi cezasının ödenmesi gerekecektir. hesaba katkı payı yatırılamayacaktır. 3
Belli Bir Gelir Miktarına Bağlı Bu hesap, 1997 yılında kullanılmaya başlanmıştır. Ancak belirli miktarda geliri bulunan kişiler hesap açabilmektedir. Belli kurallar çerçevesinde hesaptan elde edilen gelirler vergiye tabi bulunmamaktadır. Ayrıca: Senelik olarak hesaba yatırılan katkı payları ilgili seneye ilişkin vergiye tabi gelirden mahsup edilememektedir. Hesaptan elde edilen gelirler 59,5 yaşına kadar kullanılamayacaktır. hesaptan para çekilmesi ya da ilave vergi ödenmesi söz konusu değildir. Kişinin hesaba para yatırabilmesi için bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Kişi gelir elde ettiği müddetçe hesaba katkı payı yatırabilir. Öğrenim Bu hesap kişinin çocuğu ya da torununun öğrenimi için kullanılmaktadır. 2002 yılına kadar her sene için sadece 500 USD katkı payı hesaba yatırılabilirken bu tutar 2002 yılı itibari ile senelik 2000 USD a yükselmiştir. Anaokulundan koleje kadar ödenen öğrenim bedellerinin ödenmesi için hesaptan çekilen tutarlar vergiye tabi bulunmamaktadır. Katkı paylarının hesaba yatırılması ancak kişinin gelirinin belli bir seviyenin üzerinde olması ile mümkündür. Bireysel emeklilik hesaplarının yanı sıra bir o kadar önemli olan tanımlanmış katılım planları da özel emeklilik sisteminde çok önemli yer tutmaktadır. Bu planların en önemlileri 401(k) 403(b), 407 planlarıdır. Bu planlar, çalışanların emekliliği için hazırlanmış olup 1980 yılında 22 milyon işçiyi kapsarken 2002 yılına gelindiğinde 60 milyon çalışanı kapsar hale gelmiştir. Planlar, aktif çalışma hayatında işçi ve işverinin yatırdığı katkı paylarının planlar gereğince çeşitli fonlara, mevduata, borçlanma senetlerine vb. yatırılması ile çalışanın emekliliğinde ona gelir sağlayacak bir biçimde değerlendirilmesi esasına dayanmaktadır. Soru & Cevap Katkı Paylarının Fona Yönlendirilmesinde Gecikme Nedeniyle Ödenecek Faizlerin Gider Yazılması Mümkün müdür? Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım sistemi Kanunu nun 5. maddesinde, emeklilik şirketinin, katkı paylarını, şirkete intikalini takip eden en geç ikinci iş gününde yatırıma yönlendirmek zorunda olduğu, bu yükümlülüğün süresi içerisinde yerine getirilmemesi halinde, katılımcının dahil olacağı fonun son aylık getirisinin iki katı tutarında aylık gecikme cezası uygulanacağı ve bu tutarın katılımcının hesabına ilave edileceği hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu nun 40/3. maddesinde, işle ilgili olmak kaydıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek gider olarak dikkate alınabileceği, aynı Kanunu nun 41/5. maddesinde teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatların gider yazılamayacağı belirtilmiştir. Yukarıda yer alan kanun maddelerine göre, herhangi bir zarar, ziyan veya tazminatın, Kurumlar Vergisi açısından gider olarak kabulü için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gerekir. 1. İşle ilgili olması, 2. Kanun hükmü, mukavelename veya ilama istinaden ödenmesi. Gelir Vergisi Kanunu nun 40/3. maddesinde yapılan düzenlemenin temel amacının, tazminat ödemesinin gerekliliğini ve gerçekliğini sağlamak olduğunu düşünmek mümkündür. Aynı Kanunu un 41/5. maddesinde yapılan düzenlemedeki suç kavramından ise, Türk Ceza Kanunu yada ilgili kanunlar uyarınca hapis yada devlete karşı para cezası ödenmesi gereken fiiller anlaşılmaktadır. Bu açıklamalara göre, katılımcı payının zamanında fonlara yönlendirilmemesi sebebi ile ödenecek cezanın, katılımcının haklarını koruma adına kanun metninde yer alması ve katılımcı hesabına aktarılması, hapis cezası yada develete karşı ödenecek bir para cezası gerektirmemesi nedeniyle Gelir Vergisi Kanunu nun 40/3. maddesinde yer alan düzenleme çerçevesinde gider yazılabileceği kanaatine varmak yanlış olmayacaktır. 4
07.10.2001 Tarihinden Önce Akdedilmiş Olan Şahıs Sigortalarının Emeklilik Sözleşmesine Devrinde Vergileme Nasıl Olacaktır? Bireysel Emeklilik Kanunu na göre, emeklilik şirketine dönüşen hayat sigortası şirketleri ile kurulacak emeklilik şirketine en az yüzde on payla kurucu ortak olan hayat sigortası şirketi sigortalılarının, talep etmeleri halinde, Bireysel Emeklilik Kanunu nda öngörülen şartları haiz olmaları koşuluyla, hayat sigortası şirketindeki birikimleri, tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte bireysel emeklilik sistemine devredilebilecektir. Böyle bir durumda, katılımcılardan giriş aidatı alınmayacağı gibi, herhangi bir masraf kesintisi de yapılmayacaktır. Diğer taraftan, Bireysel Emeklilik Kanunu nun Geçici Madde.1 hükmü ile, söz konusu devir işleminin, 07.10.2006 tarihine kadar gerçekleştirilmesi koşuluyla, söz konusu birikimlerin bireysel emeklilik sistemine devri, her türlü vergi, resim ve harçtan istisna edilmiş bulunmaktadır. Burada yer alan bilgiler yalnızca genel bilgi vermek amacıyla hazırlanmıştır. Ernst & Young bu çalışmayla hukuki, vergisel veya muhasebe ile ilgili bir danışmanlık hizmeti vermemektedir. Okuyucuların, belirli konular için herhangi bir karar vermeden önce profesyonel bir danışmana başvurmaları gerekmektedir. Yer vermemizi istediğiniz konular için lütfen bizimle irtibata geçiniz. Mail adresimiz: bireysel.emeklilik@tr.ey.com Bize ulaşabileceğiniz diğer adresler: www.ey.com www.vergidegundem.com www.insankaynaklari.com 2003 Ernst & Young All Rights Reserved. Ernst & Young is a registered trademark İstanbul Merkez Ofis: Büyükdere Caddesi Beytem Plaza Kat 8 34381 Şişli, İstanbul Tel: 0 212 315 30 00 Fax: 0 212 234 10 67 istanbul.office@tr.ey.com İzmir Ofis: Akdeniz Mahallesi Halk Sig.İş Mrk. Halit Ziya Bulvarı No:74 Kat 2 35210 Alsancak, İzmir Tel: 0 232 483 59 59 Fax: 0 232 445 72 16 izmir.office@tr.ey.com Ankara Ofis: Reşit Galip Caddesi No:53 D:3-4 06700 Gaziosmanpaşa, Ankara Tel: 0 312 447 21 11 Fax: 0 312 447 27 73 ankara.office@tr.ey.com Bursa Ofis: Kükürtlü Cad. Tan İş Merkezi No: 67 B Blok D:2 16080 Bursa Tel: 0 224 232 00 03 Fax: 0 224 232 23 96 bursa.office@tr.ey.com 5