ASAL GAZ İZOTOPLARI YENİ JEOTERMAL KAYNAKLARIN KEŞFİNDE ÖNCÜ OLABİLİR Mİ?



Benzer belgeler
BATI TÜRKİYE'DE HELYUM-3 DAĞILIMI GİRİŞ

FİZİKSEL JEOLOJİ-I DERS NOTLARI

BBP JEOLOJİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

JEM 419 / JEM 459 MAGMATİK PETROGRAFİ DERSİ

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

Veysel Işık. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I. Yerin Merkezine Seyehat. Prof. Dr.

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

Güneş Bulutsusu (Solar Nebula)

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

JEOTERMAL ÇALIŞMALARDA DURAYLI İZOTOP TEKNİKLERİNİN KULLANILMASI

Bölüm 7. Mavi Bilye: YER

ÖZGEÇMİŞ. Prof. Dr. Halim Mutlu

2- Bileşim 3- Güneş İç Yapısı a) Çekirdek

INVESTIGATION OF THE EFFECT OF SEISMIC ACTIVITY ON REGIONAL HYDROGEOLOGICAL STRUCTURE USING HELIUM ISOTOPES: A CASE STUDY IN EASTERN ANATOLIA

en.wikipedia.org Prof.Dr. Atike NAZİK, Çukurova Üniversitesi

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

O genellikle kayaç rezervuarlannda daha yüksek miktarda bulunmaktadır (Clark and Fritz, 1997). 8

YERKABUĞUNUN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ LEVHA TEKTONİĞİ İZOSTASİ

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ. Of Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Şubat.2015

SICAK SU İLE SIĞ SOĞUK SUYUN KARIŞMASINDAN MEYDANA GELEN SUDA KARIŞMADAN ÖNCE BUHAR VE ISI KAYBININ OLUP OLMADIĞININ SAPTANMASI

Yerkabuğu Hakkında Bilgi:

Jeomorfolojinin Metodu: 1- Gözlem Metodu: 2-Deney Metodu : 3-Karşılaştırma Metodu : 4. Haritalama, GIS ve uzaktan algılama metotları

Genel Jeoloji I (YERYUVARI)

Depremle Yaşamak. Doç. Dr. Murat UTKUCU. Sakarya Üniversitesi, Jeofizik Mühendisliği Bölümü

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

Ders 9: Reoloji ve Sismoloji

Doğum tarihi ve yeri: 23 Ağustos 1969 / Ankara. Yüksek Lisans: Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir,

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

ÖZGEÇMİŞ. Yrd. Doç. Dr. Mehmet DEMİRBİLEK

Topoğrafik rölyef. Yaşar EREN-2003

Projeleri destekleyen ve yürüten kuruluslar Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Kurumu (National Aerounatics and Space Administration (NASA))

JEO156 JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

Ders 13: Isı Makineleri Olarak Gezegenler

DERS 10. Levha Tektoniği

Yeryuvarı Şekil 1.2

ÖZGEÇMİŞ. Prof. Dr. Halim Mutlu

MÜHENDİSLİK JEOLOJİ. Prof. Dr. Şükrü ERSOY SAATİ : KREDİ : 3

Kömür ve Doğalgaz. Öğr. Gör. Onur BATTAL

KAYAÇLARIN DİLİ. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

MADDENİN SINIFLANDIRILMASI

ÖZGEÇMİŞ. Prof. Dr. Halim Mutlu

PROJE ÇALIŞANLARI. 3- Deniz DEMİRHAN (Kritik Araştırmacı), Araştırma Görevlisi. 4- Ceyhan KAHYA (Kritik Araştırmacı), Araştırma Görevlisi

19 Mayıs 2011 M w 6.0 Simav-Kütahya Depreminin Kaynak Parametreleri ve Coulomb Gerilim Değişimleri

Radyoaktif elementin tek başına bulunması, bileşik içinde bulunması, katı, sıvı, gaz, iyon halinde bulunması radyoaktif özelliğini etkilemez.

ÖZGEÇMİŞ. Prof. Dr. Halim Mutlu

GENEL JEOLOJİ I. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

İZMİR VE ÇEVRESİNİN ÜST-KABUK HIZ YAPISININ BELİRLENMESİ. Araştırma Görevlisi, Jeofizik Müh. Bölümü, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir 2

11 MART 2011 BÜYÜK TOHOKU (KUZEYDOĞU HONSHU, JAPONYA) DEPREMİ (Mw: 9,0) BİLGİ NOTU

ME 331 YENİLENEBİLİR ENERJİ SİSTEMLERİ GEOTHERMAL ENERGY. Ceyhun Yılmaz. Afyon Kocatepe Üniversitesi

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN İŞLETME/REVİZE İŞLETME PROJESİ FORMATI İLÇE (İL). NUMARALI ARAMA RUHSATINA İLİŞKİN İŞLETME PROJESİ

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1177 KAHRAMANMARAŞ DOLAYINDAKİ OFİYOLİTİK KAYAÇLARIN JEOLOJİK AÇIDAN ÖNEMİ VE KROM İÇERİKLERİ

Elazığ ve Çevresindeki Sismik Aktivitelerin Deprem Parametreleri İlişkisinin İncelenmesi

Soru Takımı #1 in Çözümleri

EN BÜYÜK OLASILIK YÖNTEMİ KULLANILARAK BATI ANADOLU NUN FARKLI BÖLGELERİNDE ALETSEL DÖNEM İÇİN DEPREM TEHLİKE ANALİZİ

AMİK HAVZASNDAKİ (HATAY) ÇÖZÜNMÜŞ VE SERBEST HALDEKİ GAZLARIN JEOKİMYASI VE TEKTONİK YAPI İLE İLİŞKİSİ

SU ÜRÜNLERİNDE MEKANİZASYON-2

İNM 106 İnşaat Mühendisleri için Jeoloji

Türkiye de Jeotermal Enerji ve Potansiyeli

Normal Faylar. Genişlemeli tektonik rejimlerde (extensional tectonic regime) oluşan önemli yapılar olup bu rejimlerin genel bir göstergesi sayılırlar.

Doç.Dr. Harun Aydın ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

Serüveni 2.ÜNİTE:ATOM VE PERİYODİK SİSTEM. Elementlerin periyodik sistemdeki yerlerine göre sınıflandırılması

Yerbilimlerinde Gaz Jeokimyası Uygulamaları Gas Geochemistry Applications in Earth Sciences

ATMOSFERDEKİ YAĞIŞA GEÇERİLİR SURUHARI MİKTARININ HESAPLANMASI

EGE DENİZİ DEPREMİ

SİVAS İLİNİN JEOTERMAL. Fikret KAÇAROĞLU, Tülay EKEMEN Cumhuriyet Üniversitesi, Mühendislik Fakültesi, Jeoloji Mühendisliği Bölümü, SİVAS

AY KAYAÇLARI VE PETROGRAFİK

Doktor-Volkanoloji Doktora Derecesi: Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir TÜRKİYE Not ortalaması: 3.79 (4 %)

T.C. BAŞBAKANLIK AFET VE ACİL DURUM YÖNETİMİ BAŞKANLIĞI DEPREM DAİRESİ BAŞKANLIĞI AYLIK DEPREM RAPORU

Gezegenimizin bir uydusudur Güneş sistemindeki diğer gezegenlerin uydularıyla karşılaştırıldığı zaman büyük bir uydudur

MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ / Faculty of Engineering JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ / Department of Geological Engineering I. YIL

TOPRAK ANA MADDESİ Top T rak Bilgisi Ders Bilgisi i Peyzaj Mimarlığı aj Prof. Dr Prof.. Dr Günay Erpul kar.edu.

Fielding ve diğ. 1994, Geology

Nadir ve Kıymetli Metaller Metalurjisi. Y.Doç.Dr. Işıl KERTİ

İçerdikleri 87Rb ve 87Sr, 86Sr miktarına göre kayaçların ve minerallerin i yaşlarının tespiti Rubidyum Stronsiyum izotop sisteminin kullanımının

DOĞRULTU ATIMLI FAYLAR KIRIKLAR VE FAYLAR. Yaşar ar EREN-2003

JEOTERMAL KAYNAKLAR İÇİN ARAMA/REVİZE ARAMA PROJE FORMATI İLÇE (İL) ARAMA/REVİZE ARAMA PROJESİ

İNM Ders 1.2 Türkiye nin Depremselliği

Yıldızımız GÜNEŞ. Serdar Evren. Ege Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü

Akıntı Yönünde süreç geçişi (f (gs) = 1) Drenaj alanı m^2

LEVHA HAREKETLERĠNĠN ETKĠLERĠ Alfred WEGENER 1915 yılında tüm kıtaların bir arada toplandığını,sonra farklı yönlere kayarak dağıldığını ileri

Yıldızların: Farklı renkleri vardır. Bu, onların farklı sıcaklıklarda olduklarını gösterir. Daha sıcak yıldızlar, ömürlerini daha hızlı tüketirler.

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz.

Meteoroloji. IX. Hafta: Buharlaşma

2.2 Alt Devler Kolu, Kırmızı Devler Kolu ve Yatay Kol

JEOTERMAL ENERJİ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ

GENEL BAKIŞ. Petrol ve Doğal Gaz Üretimi 2004 Senaryosu. Fosil Yakıt Rezervleri: Ekonomik olarak Kullanılabilir Kaynaklar Bilinen Tüm Kaynaklar

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI. Gökhan BAŞOĞLU

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. : Aksaray Üniversitesi Müh. Fak. Jeoloji Müh. Böl. AKSARAY

16 NİSAN 2015 GİRİT (YUNANİSTAN) DEPREMİ

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Yıldızların Yapısı ve Evrimi. Anakol Sonrası Evrim

SULTANHİSAR-AYDIN 260 ADA 1,2,3,4 PARSEL JEOTERMAL ENERJİ SANTRALİ İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU

BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ MAK MAKİNE MÜHENDİSLİĞİ LABORATUVARI DENEY 4

KĐMYA DENEYLERĐNDE AÇIĞA ÇIKAN GAZLAR KÜRESEL ISINMAYA ETKĐ EDER MĐ? Tahir Emre Gencer DERS SORUMLUSU : Prof. Dr Đnci MORGĐL

MIT Açık Ders Malzemeleri Petroloji

Doğrultu atımlı fay sistemlerinin geometrisi. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

Entropi tünelinden çıkmanın tek yolu ekserji iksirini içmektir! (A. Midilli)

Transkript:

37 ASAL GAZ İZOTOPLARI YENİ JEOTERMAL KAYNAKLARIN KEŞFİNDE ÖNCÜ OLABİLİR Mİ? Halim MUTLU Nilgün GÜLEÇ Duru ARAL ÖZET Jeotermal enerjinin büyük bir bölümü volkanizmanın aktif olduğu bölgelerde yoğunlaşmıştır. Ancak yeni araştırmalar jeotermal potansiyelin sadece volkanizma ile sınırlı kalmayıp derin fay düzlemleri boyunca alt kabuğa kadar inen ve ısınarak yüzeye yükselen meteorik su akışları ile de yakından ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Açılmalı tektonik rejim etkisiyle kırılgan üst kabuk ile sünek alt kabuk arasındaki sınır boyunca geçirimliliğin artması ve derin fayların uçucular için uygun kanal görevi üstlenmesi manto ve/veya kabuk kökenli akışkanların kolaylıkla yüzeye taşınmasına olanak sağlar. Bu kapsamda, başta helyum olmak üzere diğer asal gaz ve karbon izotopları, jeokimyasal sinyallerin aksine, akışkanın türediği rezervuar kaynağına yönelik önemli ipucu sunarlar. 3 He/ 4 He (R) veya atmosferdeki helyum bileşimine göre oranlanmış şekli ile (R/R A ) ifade edilen helyum izotop değerleri manto kaynaklı akışkanlarda yüksek iken (8 30 R A ) kabuksal litolojilerden türemiş akışkanlarda ise oldukça düşüktür (0.05 R A ). Bununla birlikte, hidrotermal gaz salınımı, kalsit çökelmesi (CO 2 kaybı) ile manto ve çeşitli kabuk kökenli uçucuların karışımı gibi çeşitli ikincil süreçler He ve diğer asal gaz izotop bileşimini önemli ölçüde etkilemektedir. Anahtar Kelimeler: Asal gaz izotopları, manto, kabuk, jeotermal potansiyel. ABSTRACT Most of geothermal energy is found in active volcanic areas. However, new investigations reveal that geothermal potential is not limited to volcanism but also closely related to meteoric waters flows through deep fault planes which penetrate the lower crust and then rise to surface while heated. As a result of deformations in the extensional tectonic regimes, permeability increase along the boundary between the brittle upper crust and ductile lower crust and the acting of deep faults as suitable conduit for volatile fluxes facilitate delivery of mantle and/or crustal fluids to the surface. In this context, contrary to geochemical signals, noble gas (particularly helium) and carbon isotopes are definitive tracers for the source of reservoir from which fluids are derived. Helium isotope values which are expressed as 3 He/ 4 He (R) or R/R A (proportional to the atmospheric helium composition) are high in mantle-derived fluids (8 30 R A ) and extremely low in fluids from crustal lithologies (0.05 R A ). In addition, various secondary processes such as hydrothermal degassing, calcite precipitation (CO 2 loss) and mixing between mantle and crustal volatiles greatly modify isotopic compositions of helium and other noble gases. Key Words: Noble gas isotopes, mantle, crust, geothermal potential.

38 1. GİRİŞ Jeotermal akışkanların izotop bileşimleri genellikle akış boyunca farklı mekan ve zamanlarda meydana gelen çeşitli kimyasal tepkimeler ve/veya diğer akışkanlar ile karışıma bağlı olarak değişikliğe uğrar. Ancak bazı durumlarda, akışkanlardaki eylemsiz (inert) element bileşimleri (örneğin asal gazlar) başlangıç koşuları ve kaynak rezervuara yönelik izotopik kayıtlar değişmeksizin korunabilir. Korunumlu özellik sergileyen asal gazlar (He, Ne, Ar, Kr, ve Xe) ısı ve akışkan kaynağının tespit edilmesinde kullanılan en önemli izleyicidirler. Örneğin, mantonun helyum izotopik bileşimi yerkabuğuna oranla yaklaşık 1000 kat daha yüksektir [1]. ( 3 He/ 4 He) Manto = ~10-5 ( 3 He/ 4 He) Kabuk = ~ 10-8 Buna karşın, korunumlu olmayan bazı reaktif elementlerin (H, C, O, S ve N) izotop bileşimleri kimyasal bağların kırılması, elektron transferi veya faz değişimi (kaynama, yoğunlaşma gibi) gibi bir dizi süreci kapsayan kimyasal tepkimeler tarafından farklılaştırılabilir. Bu tür elementler akışkanların beslenme (meteorik) kaynağı, su/kayaç oranları ve kimyasal denge sıcaklıklarına yönelik önemli bilgi sağlarlar. Yunanca Güneş (hêlios) anlamına gelen helyum sadece asal gazlar içinde değil Evrende en yaygın bulunan elementtir. Helyumun 3 He ve 4 He şeklinde iki adet izotopu vardır. 4 He bolluğu 3 He e göre oldukça yüksektir. Örneğin atmosferik 3 He/ 4 He oranı (R A ) 1.39x10-6 civarındadır [2, 3]. Yerküredeki 4 He tümüyle uranyum ve toryumun radyoaktif bozunması sonucu oluşur. Ancak 3 He ün tamamına yakını ilksel kökenlidir. Çok az kısmı doğal trityumun ( 3 H) bozunmasından (trityujenik helyum) meydana gelir. 238 U 206 Pb + 8( 4 He) + Isı + β- 235 U 207 Pb + 7( 4 He) + Isı + β- 232 Th 208 Pb + 6( 4 He) + Isı + β- Neonun 16 Ne dan 34 Ne e kadar uzanan 19 adet izotopu mevcuttur. Bunlardan 20 Ne (%90,5), 21 Ne (%0,3) ve 22 Ne (%9,2) duraylı diğerleri ise radyoaktif olup çok kısa ömürlüdür. 21 Ne bolluğu nükleer tepkimelere bağlı olarak değişim gösterir (nükleojenik değişim) [4]. Bu üç izotopun kendi aralarındaki oranlar değişik rezervuarlar için oldukça farklı değerler gösterir. Örneğin ( 20 Ne/ 22 Ne) Atm = 9.5 ( 20 Ne/ 22 Ne) Güneş = 13.5. Argonun 36 Ar, 38 Ar ve 40 Ar şeklinde üç adet duraylı adet izotopu vardır. Kütle olarak argonun tamamına yakınını oluşturan 40 Ar tümüyle 40 K ın bozunması sonucu ortaya çıkmıştır. Helyum ve neona göre daha ağır olan argon uzaya kaçamadığından yerküredeki argon bütçesinin oluşturulmasında kullanılmıştır. Hesaplamalar argonun atmosfer ve alt kabukta eşit miktarda biriktiğini ancak gaz salınımı nedeniyle üst kabuğun jeolojik zaman içinde giderek argon bakımından tüketildiğini göstermiştir [5]. Kriptonun altı adet duraylı ( 78 Kr, 80 Kr, 82 Kr, 83 Kr, 84 Kr ve 86 Kr) ve 1 adet radyoaktif ( 81 Kr) izotopu mevcuttur. 238 U un doğal füzyonu ile çok düşük miktarlarda kripton üretilmektedir. Sığ derinlerde uçuculuğu artan kriptonun 81 Kr izotopu (yarılanma ömrü: 250,000 yıl) yeraltı sularının yaşlandırılması için oldukça uygundur. Ksenon dokuz izotopu olan ağır bir asal gazdır. Yeryüzündeki ksenon bolluğu, doğada tükenmiş radyoaktivite formları ve 238 U un doğal füzyonu şeklinde 2 tür radyoaktif bozunma ile ilişkilidir. Ksenon izotoplarından 130 Xe söz konusu süreçler neticesinde oluşmadığından referans izotop olarak kullanılır. Ksenon izotop verileri genel olarak 134 Xe/ 130 Xe veya 136 Xe/ 130 Xe (uranojenik ve plütojenik ksenon) oranına karşılık 129 Xe/ 130 Xe (iyotojenik) grafikleri şeklinde değerlendirilir.

39 2. YERKÜREDEKİ ASAL GAZ BOLLUKLARI Manto, kabuk ve atmosfer asal gazların yerküredeki başlıca rezervuarlarını teşkil etmektedir (Şekil 1). Asal gaz ölçümlerinde referans (standart) olarak kullanılan yerküre atmosferinin asal gaz izotop bileşimleri Tablo 1 de verilmiştir. Tablo 1. Atmosferdeki Asal Gaz İzotop Bileşimleri (Koyu Renk ile Gösterilen İzotoplar Referans Olarak Kullanılmaktadır) [6]. İzotop Nispi bolluk Molar bolluk yüzdesi 3 He (1.399±0.013)x10-6 0.000140 4 He 1 100 20 Ne 9.80±0.08 90.50 21 Ne 0.0290±0.0003 0.268 22 Ne 1 9.23 36 Ar 1 0.3364 38 Ar 0.1880±0.0004 0.0632 40 Ar 295.5±0.5 99.60 78 Kr 0.6087±0.0020 0.3469 80 Kr 3.9599±0.0020 2.2571 82 Kr 20.217±0.004 11.523 83 Kr 20.136±0.021 11.477 84 Kr 100 57.00 86 Kr 30.524±0.025 17.398 124 Xe 2.337±0.008 0.0951 126 Xe 2.180±0.011 0.0887 128 Xe 47.15±0.07 1.919 Xe 649.6±0.9 26.44 130 Xe 100 4.070 131 Xe 521.3±0.8 21.22 Xe 660.7±0.5 26.89 134 Xe 256.3±0.4 10.430 136 Xe 217.6±0.3 8.857 Şekil 1. Yerküredeki Akışkanlardaki He İzotop Bileşimleri [7].

40 2.1. Helyum İzotop Jeokimyası Katı yerküreden ilksel kökenli uçucuların salınımına yönelik ilk kuvvetli bulgu He izotoplarının incelenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Atmosferik He izotop bileşimi ( 3 He/ 4 He: R A = 1.4x10-6 ) iyi bir referans teşkil etmesine karşın yerküredeki uçucuların kökenine yönelik önemli bir değer taşımamaktadır. Bunun nedeni uzaya kaçmadan önce helyumun atmosferde sadece 1 milyon yıl kadar kalması ve bu elemente ait izotopların farklı kaynaklardan türemesidir [8]. 3 He/ 4 He oranı 0.01 R A civarında olan radyojenik helyum esas olarak 4 He ten oluşmaktadır [9]. Ancak okyanus ortası sırtlarda yürütülen helyum izotop ölçümleri manto-kaynaklı okyanus ortası sırt bazaltlarına (MORB) ait 3 He/ 4 He oranlarının atmosferik değerden oldukça fazla olduğunu ortaya koymuştur (ortalama 8 R A ) [10]. Bu nedenle, mantosal helyum yerkürenin oluşumu sırasında tutulan ve yüksek 3 He/ 4 He oranına sahip ilksel helyum içermektedir. Jüpiter atmosferinde tespit edilen 3 He/ 4 He = 120 R A değeri Güneş Bulutsusu helyum izotop bileşimi için iyi bir tahmin olup bu oran aynı zamanda yerkürenin başlangıç değeri olarak kabul edilmektedir [11]. Farklı tektonik ortamlarda oluşan mağmatik kayaçlarda ölçülen helyum izotop değerleri aynı ortamlardaki jeotermal akışkanlarda da tespit edilmiştir. Şekil 2 de dünyanın değişik tektonik rejimlerinden örneklenen jeotermal akışkanların (su veya gaz) helyum izotop bileşimleri gösterilmiştir. Açılma rejimlerine ait helyum izotop değerleri iki uç üye olarak alınan kabuk ve manto arasında oldukça farklı yönelimler sergilemektedir. Şekil 2. Jeotermal Akışkanlardaki He İzotop Bileşimleri (Kabuk: [12]; Monroe Ruby valley: [13]; Beowawe: [14]; Dixie valley: [15]; Batı Anadolu ve Nemrut Kalderası: [16]; Roosevelt: [13]; Imperial valley: [17]; Long Valley: [18]; Steamboat: [19]; Cerroprieto: [17]; Coso: [13]; Lassen: [20]; Gayzerler: [19]; MORB: [1]). 2.2. Neon İzotop Jeokimyası Atmosfer, kabuk, manto ve Güneşe ait üçlü Ne izotop bileşimleri Şekil 3 de gösterilmiştir. Güneşin 20 Ne/ 22 Ne oranı yerküre rezervuarlarına göre oldukça yüksektir. Güneş rüzgarlarından elde edilen 13.8±0.1 civarındaki 20 Ne/ 22 Ne oranının ilksel Güneş Bulutsusu bileşimini yansıttığı düşünülmektedir [21].

41 Şekil 3. Yerküredeki Rezervuarlar ve Çeşitli Jeotermal Sahalardaki Gazlara Yönelik Neon İzotop Bileşimleri [22]. Yerküre atmosferinin yaklaşık 9.8 civarındaki 20 Ne/ 22 Ne oranı meteorit ve Güneş bileşenlerinin karışımı veya Güneşsel neonun ayrımlaşmasını yansıtmaktadır. Güneş (0.033) ve atmosferik (0.029) 21 Ne/ 22 Ne oranları Güneşsel neonun ayrımlaşması ve nükleojenik 21 Ne ilavesi ile oldukça uyumludur [23]. Değişik tektonik ortamlardan elde edilen neon izotop ölçümleri iki farklı karışım hattını (Atmosfer MORB ve Atmosfer Güneş hatları) ortaya koymuştur. Atmosfer MORB hattı Atmosfer Güneş hattına göre daha düşük bir eğime sahiptir. Buna karşın, OIB (okyanus adası bazaltları) da Güneş hattına paralel bir yönelim sergilemektedir. Bu veriler mantonun 2 farklı katmandan oluştuğunu desteklemektedir: düşük 21 Ne/ 22 Ne oranları ile temsil edilen Alt Manto ve nükleojenik 21 Ne katkısı sonucu yüksek 21 Ne/ 22 Ne oranları ile karakterize olan Üst Manto (MORB). Asal gazlar içinde en hafifleri olan helyum ve neon radyojenik ve/veya nükleojenik izotop üretimi nedeniyle manto katmanlaşmasını mükemmel şekilde belirtmektedir. Şekil 4 de gösterilen Orta Atlantik Sırtı boyunca 4 He/ 3 He ve 21 Ne/ 22 Ne oranlarındaki değişimler mantoda sıcak noktaların (hot spots) varlığını ortaya koymaktadır. 2.3. Argon İzotop Jeokimyası Argonun yerkürenin evrimini anlamada He ve Ne a göre oldukça büyük avantajları vardır. Ağır olmasından dolayı atmosferde alıkonulmakta ve böylece yerküre için Ar bütçesi hesabı yapılabilmektedir. 40 Ar nun tamamı 40 K ın bozunması sonucu oluşmaktadır. Ancak atmosferik kirlenmeye karşı oldukça hassas olması argonun en büyük dezavantajıdır. MORB yastık lavlarından elde edilen 40 Ar/ 36 Ar oranı 30,000 civarındadır (atmosfer için bu oran 296; Tablo 1). Silikat yerkürenin ortalama potasyum içeriği 250 280 ppm olduğu ve 40 K ın toplam potasyumun 1.16x10-4 nü oluşturduğu göz önüne alındığında, 4.55 milyar yıl boyunca yerkürede üretilen 40 Ar miktarı 140-156x10 18 gr olacaktır. Atmosferdeki toplam argon bolluğu 66x10 18 gr civarındadır. Kıtasal kabuktaki argonun en fazla 4-10x10 18 gr olduğu kabul edilirse geriye kalan 60-88x10 18 gr argon yerküre içindeki kayıp argona karşılık gelmektedir. Bu sonuçlar yerküredeki argonun ancak yarısının salındığına işaret etmektedir [7]. MORB için ölçülen 4 He/ 3 He ve 4 He/ 40 Ar oranları üst mantoda çok az 40 Ar bulunduğunu (1.8 2.4x10 18 gr) göstermektedir. Bu değer manto için tahmin edilen kütlenin oldukça altındadır. Tüm bu değerlendirmeler mantodaki Ar asıl kaynağının alt manto olduğunu göstermektedir. Bu sonuç, He ve Ne izotoplarının da vurguladığı üzere, mantonun iki-katmanlı bir yapıya sahip olduğunu teyit etmektedir (Şekil 5).

42 Şekil 4. Orta Atlantik Sırtı Boyunca (A) 4 He/ 3 He ve (B) 21 Ne/ 22 Ne Oranlarındaki Değişimler [24]. Şekil 5. Yerküredeki Argon Kütle Dengesi [7]. 38 Ar/ 36 A ve 40 Ar/ 36 Ar oranlarının kullanıldığı üçlü izotop diyagramında da (Şekil 6), Atmosfer MORB (okyanus ortası sırtı bazaltları) ve Atmosfer OIB (okyanus adası bazaltları) şeklinde mantoya ait iki farklı yönelim dikkat çekmektedir.

43 Şekil 6. Argon Üçlü İzotop Diyagramı [25]. 2.4. Ksenon İzotop Jeokimyası Fizyojenik ve iyotojenik ksenonun evrimi Şekil 7 de gösterilmiştir [26]. İyot ve plütonyum bozunmasına bağlı olarak, alt mantodaki ksenonun ilksel güneş veya gezegensel bileşimden günümüz alt manto (S) bileşimine doğru evrimleştiği düşünülmektedir. Alt mantodan kaçan ksenona üst mantoda gerçekleşen uranyum bozunmasından açığa çıkan ksenon eşlik eder. Bu ksenon daha sonra dalma-batma zonlarındaki atmosferik ksenon ile karışarak üst manto (TM) bileşimine erişir. MORB ksenonu ise atmosfer ve tüketilmiş manto (TM) arasındaki karışımı karşılık gelmektedir (Şekil 7). Şekil 7. Fizyojenik Ksenonun Evrimini Gösteren Kavramsal Model [26]. 3. JEOTERMAL ARAŞTIRMALARDA ASAL GAZ UYGULAMALARI Dünyanın en büyük yanal atımlı faylarından biri olarak kabul edilen San Adreas Fayından (SAF) boşalan akışkanların kaynağı ve bunların SAF dinamiğine olan etkileri su kimyası ve izotop çalışmaları

44 ile ortaya konmuştur [15]. Halen aktif olan bir dalma-batma zonu boyunca gelişen SAF üzerinde meteorik ve tünek (fosil) tipinde iki farklı su türü belirlenmiştir. Akışkanlarda ölçülen helyum izotop değerleri 0.12 ile 4.0 R A arasındadır. Bu değerler SAF sistemindeki mantosal helyum katkısının %1 %50 aralığında olduğunu göstermektedir (Şekil 8). Bir başka kayda değer husus da mantosal helyum varlığının SAF nın ana doğrultusu ile sınırlı kalmadığıdır. 3 He/ 4 He oranlarının fayın her iki tarafında da azalan şekilde değişim göstermesi ancak örneklenen suların kimyasal bileşimlerinin He izotop değerleri ile güçlü bir ilişki sunmaması izotop (bölgesel tektono-mağmatik) ve su kimyasını (yerel litolojik) etkileyen faktörlerin birbirinden farklı olduğuna işaret etmektedir [15]. Şekil 8. Helyum İzotop Bileşimlerinin SAF Ana Doğrultusuna Olan Uzaklık ile Değişimi [15]. Yüksek 3 He/ 4 He oranlarına sahip kabuksal akışkanlar aktif mağmatik sistemlerde [20] veya açılma rejiminin [27] baskın olduğu bölgelerde yaygındır. Ancak yeni araştırmalar SAF sistemi gibi sıkışmalı tektonik rejim altında bulunan ve deprem odak derinliklerinin Moho ya kadar (~30 km) inebildiği bölgelerde de manto kaynaklı akışkanların dolaşımda olduğunu ortaya koymuştur. Deprem üretilen (sismojenik) derinliklerde, yüksek miktarda CO 2 filtrasyonu gözenek basıncını fay zonunun zayıflamasına yol açacak ölçüde artırır ve bu da geçirimliliğin yükselmesini sağlar [15]. Kıtasal kabuk kalınlığı, güncel helyum üretim hızı, katı ve sıvı fazların yoğunluğu ile akışkanlarda ölçülen R/R A değerleri kullanılarak SAF sistemindeki akışkanların akış hızı yaklaşık 3 mm/yıl olarak hesaplanmıştır (Şekil 8). Bu değer yay volkaniklerinde gözlenen akım hızları ile karşılaştırılabilir boyuttadır [28]. Bu tür sistemde su ve CO 2 büyük olasılıkla mantosal helyuma eşlik etmektedir. Pasifik ve Kuzey Amerika plakalarının göreceli hareketinin etkisi altında oluşan Basin and Range (B & R) bölgesi anomali derecesinde yüksek jeotermal gradyan, yüksek ısı akısı, yüksek bölgesel rakım, ince kabuk ve litosferik astenosferik manto erimesi ile karakteristiktir [29]. Günümüzde bu bölgedeki açılma rejimi yüksek açılı normal faylar ile kontrol edilmekte ve batıda Sierra Nevada batoliti kuzeybatıda ise dalma-batma ile ilişkili Cascades volkanikleri ile sınırlanmıştır. Dalma-batma zonundan doğuya doğru jeotermal suların 3 He/ 4 He oranları sistematik olarak azalma göstermektedir (Şekil 9). B & R bölgesinde herhangi bir aktif volkanik faaliyet bulunmamasına rağmen bu yöreden elde edilen helyum izotop değerleri (0.2 2.0 R A ) kabuksal bileşimin ( 0.02 R A ) oldukça üzerindedir. Bununla birlikte, bölgedeki helyum izotop yönelimi gerilim şiddetindeki değişimler [30] ile güçlü bir ilişki sergilemektedir. Toplam gerilmedeki artış manto kaynaklı akışkanların kabuktaki akış hızını arttırmış ve böylece yüzeyde ölçülen yüksek 3 He/ 4 He oranları korunmuştur. Her ne kadar yüksek açılı normal fayların sünek alt kabuğa kadar devam etmesi beklenmese de, gerilim zonları fay düzlemlerinin daha

45 derinlere doğru (alt kabuk ve muhtemelen litosferik manto) parçalanmasına ve/veya genişlemesine yol açabilir (Şekil 10). Yüksek geçirgenlikli bu zonlar akışkanların kolaylıkla yüzeye taşınması için uygun kanal görevi üstlenmişlerdir [29, 31]. Şekil 9. Kuzey Amerika daki Cascades Volkanikleri ve Basin And Range Bölgesindeki Jeotermal Suların Helyum İzotop Bileşimlerinin Boylama Göre Değişimi [29]. Şekil 10. Manto Akışkanlarının Kabuk Boyunca Kaçış Mekanizmalarını Gösteren Şematik Kesit [31]. Yerküredeki ısının yaklaşık %75 i uranyum ve toryumun radyoaktif bozunmasından ortaya çıktığı için helyum ve ısı arasında mükemmel bir ilişki mevcuttur. Bu ilişki kullanılarak herhangi bir jeotermal rezervuardaki ısı içeriği ve kaynağı değerlendirilebilir. Çeşitli jeotermal sistemlerdeki akışkanların 3 He/ 4 He ve Q(ısı)/ 3 He oranlarının gösterildiği Şekil 11 de, Reykjavik (İzlanda), Alto Peak (Filipinler) ve Northwest Gayzerleri (Kaliforniya) jeotermal sistemlerindeki ısının tamamına yakınının manto kaynaklı olduğu görülmektedir. Buna karşın, Dixie Vadisi ve Beowave (Nevada) jeotermal rezervuarlarındaki ısının yaklaşık %15 i ( 3 He ün %95 i) mantodan türemiştir. Dixie Vadisine benzer bir açılma rejimi altında gelişen Batı Anadolu jeotermal sistemlerdeki ısının değişik oranlarda manto ve kabuk kaynaklı olduğu ortaya konmuştur (Şekil 11) [16; 32, 33].

46 Şekil 11. Jeotermal Sistemlerde Helyum ve Isı Arasındaki İlişki [14]. N 2 sıcak gazlarda bulunan en önemli azot bileşiklerinden biridir. Farklı kaynaklardan salınan gazların N 2, Ar ve He bileşimleri bir üçgen diyagram olarak Şekil 12 de gösterilmiştir [34]. Bu diyagramda örneklerin esas olarak üç ana kaynak bileşeninden (magmatik, kabuksal ve meteorik) türedikleri dikkat çekmektedir. Şekil 12. Jeotermal Akışkanlarda Helyum, Azot ve Argon Arasındaki İlişki [34]. Hava ile doygun yeraltı suyu ile temsil edilen meteorik bileşen için He/Ar oranı < 0.001 civarındadır. Magmatik bileşen artan N 2 /Ar oranları ile belirgin olup dalma-batma zonu ortamlarında gelişen andesitik gazlarda yaygındır [35]. Bazaltik volkanizmadan türeyen gazlarda düşük miktarda azota

47 rastlanması bu tezi güçlendirmektedir [36]. Uzaklaşan levha sınırlarında ise bu oran oldukça düşüktür. Magmatik bileşenin He içeriği meteorik bileşenden daha yüksektir (He/Ar 0.1). Kabuksal bileşen ise büyük oranda radyojenik helyumdan meydana gelmektedir. 4 He bileşiminin gazların kabukta bulunma süresi ile paralel olarak artması beklenir. Oksijen gazının eklenmesi nedeniyle serbest hava (atmosfer) her zaman kirlenmenin belirtisidir. N 2 /Ar oranı 84 civarındadır. Asal gazların bolluk dereceleri aşağıda verilen denklem ile grafikleştirilebilir [37, 38]. F ( X / Ar) m 36 Örnek = (1) m 36 ( X / Ar) Atmosfer Denklemde m X yerine 4 He, 20 Ne, 36 Ar, 84 Kr ve 132 Xe izotop bileşimleri kullanılmaktadır. Şekil 13 de Anadolu nun çeşitli bölgelerindeki termal derlenen akışkanlarda ağır asal gazların aşamalı şekilde zenginleştiği görülmektedir. Helyum dışındaki diğer asal gazların genellikle atmosfer kökenli oldukları (F= 1) buna karşın örneklerin çoğunda helyumun kabuk veya mantodan türediği dikkat çekmektedir. Helyum izotop bileşimlerinin diğer asal gazlara göre daha geniş bir aralıkta seyretmesi helyumun jeotermal ve petrojenetik çalışmalarda neden tercih edildiğini açıklamaktadır. Şekil 13. Anadolu nun Çeşitli Bölgelerindeki Termal Akışkanların Asal Gaz Bolluk Dereceleri [39, 40]. SONUÇ Asal gazlar eylemsiz (inert) element olmaları nedeniyle rezervuardaki tepkimelerden ve kaynak bölgeden yeryüzüne yükselirken karşılaştıkları kimyasal ve fiziksel süreçlerden (kaynama, yoğunlaşma gibi) en az etkilenirler. Bu özellik asal gazları jeotermal ve petrojenetik çalışmaların vazgeçilmez bir parçası haline getirmiştir. Diğer soy gazlara göre daha hafif olan helyum ve neon

48 jeotermal akışkanların türedikleri rezervuar konusunda kesin bulgular sunmaktadır. Asal gazların sudaki çözünürlükleri yüksek sıcaklıklarda (T>150 C) oldukça düşüktür. Bu nedenle faz ayrımı (kaynama) gibi işlevler sonucunda kalıntı akışkan bu gazlarca fakirleşecektir. Asal gazların bu hususiyeti jeotermal rezervuarlara geri basılacak soğuk akışkanların yeraltındaki hareketlerinin hassas şekilde izlenmesine olanak tanımaktadır [41]. KAYNAKLAR [1] FARLEY, K.A., NERODA, E., Noble gases in the Earth s mantle, Annual Review of Earth and Planetary Sciences, 26, 189-218, 1998. [2] MAMYRIN, B.A., ANUFRIEV, G.S., KAMENSKY, I.L, TOLSTIKHIN, I.N., Determination of the isotopic composition of atmospheric helium, Geochemistry International, 7, 498-505, 1970. [3] CLARKE, W.B., JENKINS, W.J., TOP, Z., Determination of tritium by mass spectrometric measurement of 3 He, International Journal of Applied Radiation and Isotopes, 27, 515-522, 1976. [4] CRAIG, H., LUPTON, J.E., Primordial neon, helium and hydrogen in oceanic basalts, Earth and Planetary Science Letters, 31, 369-385, 1976. [5] ALLÈGRE, C.J., HOFMANN, A.W., O NIONS, R.K., The argon constraint on mantle structures, Geophysical Research Letters, 23, 3555-3557, 1996. [6] PORCELLI, D., BALLENTINE, C.J., WIELER, R., Noble Gases in Geochemistry and Cosmochemistry, Reviews in Mineralogy and Geochemistry, Mineralogical Society of America and the Geochemical Society, 844 pp., 2002. [7] ALLÈGRE, C.J., Isotope Geology, Cambridge University Press, 2008. [8] TORGERSEN, T., Terrestrial helium degassing fluxes and the atmospheric helium budget: Implications with respect to the degassing processes of continental crust, Chemical Geology, 79, 1-14, 1989. [9] MORRISON, P., PINE, J., Radiogenic origin of the helium in rock, Annals of the New York Academy of Sciences, 62, 71-92, 1955. [10] CLARKE, W.B., BEG, M.A., CRAIG, H., Excess 3 He in the sea: evidence for terrestrial primordial helium, Earth and Planetary Science Letters, 6, 213-220, 1969. [11] MAHAFFY, P.R., DONAHUE, T.M., ATREY, S.K., OWEN, T.C., NIEMANN, H.B., Galileo probe measurements of D/H and 3 He/ 4 He in Jupiter s atmosphere, Space Sci. Rev., 84, 251-263, 1998. [12] ANDREWS, J.N., The isotopic composition of radiogenic He and its use to study groundwater movement in confined aquifer, Chemical Geology, 49, 339-351, 1985. [13] WELHAN, J.A., POREDAI, R.J., RISON, W., CRAIG, H., Helium isotopes in geothermal and volcanic gases of the western United States, I. Regional variability and magmatic origin, Journal of Volcanology and Geothermal Research, 34, 185-199, 1988. [14] KENNEDY, B.M., FISCHER, T.P., SHUSTER, D.L., Heat and helium in geothermal systems, Twenty-Fifth Workshop on Geothermal Reservoir Engineering, Stanford University, Stanford, California, January 24-26, 2000. [15] KENNEDY, B.M., KHARAKA, Y.K., EVANS, W.C., ELLWOOD, A., DEPAOLO, D.J., THORDSEN, J., AMBATS, G., MARINER, R.H., Mantle fluids in the San Andreas fault system, California, Science, 278, 1278-1281, 1997. [16] GÜLEÇ, N., HILTON., D.R., MUTLU, H., Helium isotope variations in Turkey: relationship to tectonics, volcanism and recent seismic activities, Chemical Geology, 187, 129-142, 2002. [17] WELHAN, J.A., POREDA, R.J., LUPTON, J.E., CRAIG, H., Gas chemistry and helium isotopes at Cerro Prieto, Geothermics, 8, 241-244, 1979. [18] HILTON, D.R., The helium and carbon isotope systematics of a continental geothermal system: results from monitoring studies at Long Valley caldera (California, U.S.A.), Chemical Geology, 127, 269-295, 1996. [19] TORGERSEN, T., JENKINS, W.J., Helium isotopes in geothermal systems: Iceland, The Geysers, Raft River and Steamboat Springs, Geochimica et Cosmochimica Acta, 46, 739-748, 1982. [20] CRAIG, H., LUPTON, J.E., WELHAN, J.A., POREDA, R., Helium isotope ratios in Yellowstone and Lassen Park volcanic gases, Geophysical Research Letters, 5, 897-900, 1978.

49 [21] BENKERT, J.P., BAUR, H., SIGNER, P., WIELER, R., He, Ne, and Ar from solar wind and solar energetic particles in lunar ilmenites and pyroxenes, Journal of Geophysical Research, 98, 147-162, 1993. [22] GILFILLAN, S.M.V., BALLENTINE, C.J., HOLLAND, G., BLAGBURN, D., LOLLAR, B.S., STEVENS, S., SCHOELL, M., CASSIDY, M., The noble gas geochemistry of natural CO 2 gas reservoirs from the Colorado Plateau and Rocky Mountain provinces, USA, Geochimica et Cosmochimica Acta, 72, 1174-1198, 2008. [23] PORCELLI, D., BALLENTINE, C.J., Models for Distribution of Terrestrial Noble Gases and Evolution of the Atmosphere, Reviews in Mineralogy and Geochemistry, 47, 481-538, 2002. [24] SARDA, P., MOREIRA, M., STAUDACHER, T., SCHILLING, J.G., ALLÈGRE, C.J., Rare gas systematics on the southernmost mid-atlantic ridge: Constraints on the lower mantle and the Dupal source, Journal of Geophysical Research, 105, 5973-5996, 2000. [25] DICKIN, A.P., Radiogenic Isotope Geology, Cambridge University Press, 2005. [26] PORCELLI, D., WASSERBURG, G.J., Mass transfer of helium, neon, argon and xenon through a steady-state upper mantle, Geochimica et Cosmochimica Acta, 59, 4921-4937, 1995. [27] OXBURGH, E.R., O NIONS, R.K., Helium loss, tectonics, and the terrestrial heat budget, Science, 237, 1583-1588, 1987. [28] ALLARD, P., Global emissions of helium-3 by subaerial volcanism, Geophysical Research Letters, 19, 1479-1481, 1992. [29] KENNEDY, B.M., VAN SOEST, M.C., Flow of mantle fluids through the ductile lower crust: helium isotope trends, Science, 318, 1433-1436, 2007. [30] HAMMOND, W.C., THATCHER, W., Contemporary tectonic deformation of the Basin and Range province, western United States: 10 years of observation with the Global Positioning System, Journal of Geophysical Research, 109(B8), 8403, 2004. [31] HILTON, D.R., The leaking mantle, Science, 318, 1389-1390, 2007. [32] GÜLEÇ, N., HILTON, D.R., Helium and heat distribution in Western Anatolia, Turkey. Relationship to active extension and volcanism, Geological Society of America Special Paper, 409, 305-319, 2006. [33] MUTLU, H., GÜLEÇ, N., HILTON, D.R., Helium-carbon relationships in geothermal fluids of western Anatolia, Turkey, Chemical Geology, 247, 305-321, 2008. [34] GIGGENBACH, W.F., Chemical techniques in geothermal exploration, In: Franco D 'More, Editor, Application of Geochemistry in Geothermal Reservoir Development, UNITAR/UNDP, Rome, Italy, pp. 119-142, 1991. [35] ELKINS, L.J., FISCHER, T.P., HILTON, D.R., SHARP, Z.D., MCKNIGHT, S., WALKER, J., Tracing nitrogen in volcanic and geothermal volatiles from the Nicaraguan volcanic front, Geochimica et Cosmochimica Acta, 70, 5215-5235, 2006. [36] MATSUO, S., SUSUKI, M., MIZUTANI, Y., Nitrogen to argon ratio in volcanic gases, In: Alexander, E.C. and Ozima, M., Editors, Terrestrial Rare Gases, Center for Academic Publishing Japan, Tokyo, pp. 17 25, 1978. [37] SUMINO, H., NOTSU, K., NAKAI, S., MASANORI, S., NAGAO, K., HOSOE, M., WAKITA, H., Noble gas and carbon isotopes of fumarolic gas from Iwojima volcano, Izu Ogasawara arc, Japan: implications for the origin of unusual arc magmatism, Chemical Geology, 209, 153 173, 2004. [38] SHIMIZU, A., SUMINO, H., NAGAO, K., NOTSU, K., MITROPOULOS, P., Variation in noble gas isotopic composition of gas samples from the Aegean arc, Greece, Journal of Volcanology and Geothermal Research, 140, 321-339, 2005. [39] NAGAO, K., MATSUDA, J.I., KITA, I., ERCAN, T., Noble gas and carbon isotopic compositions in Quaternary volcanic area in Turkey, Bulletin of Geomorphology, 17, 101-110, 1989. [40] ERCAN, T., MATSUDA, J.I., NAGAO, K., KITA, I., Noble gas isotopic compositions in gas and water samples from Anatolia, In: Erler, A., Ercan, T., Bingöl, E., Örçen, S., Geology of the Black Sea Region: Proc. Int. Symposium on the Geology of the Black Sea Region, Ankara, Turkey, pp. 197-206, 1995. [41] KENNEDY, B.M., Natural geochemical tracers for injectate fluids at Dixie Valley, Proc. 24th Workshop on Geothermal Reservoir Engineering, Stanford University, Stanford, California, 24, 108-113, 1999.

50 ÖZGEÇMİŞ Halim MUTLU 1962 İstanbul doğumludur. 1984 yılında İTÜ Maden Fakültesi Jeoloji Müh. Bölümünü bitirmiştir. 1988 yılında South Dakota School of Mines and Technology den (Amerika Birleşik Devletleri) Yüksek Mühendis ve 1996 yılında da ODTÜ Jeoloji Müh. Bölümünden Doktor unvanını almıştır. 1988 1998 yılları arasında Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğünde görev yapmıştır. 1998 yılından beri Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Jeoloji Müh. Bölümü Maden Yatakları ve Jeokimya Anabilim Dalında Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. İzotop jeokimyası, jeotermal sistemler, su-kayaç etkileşimi ve asal gaz jeokimyası konularında çalışmaktadır. Nilgün GÜLEÇ 1956 İstanbul doğumludur. Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Orta Doğu Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde, sırasıyla, 1979 ve 1982 yıllarında tamamlamış, Doktora derecesini ise 1987 yılında University of Cambridge (İngiltere) 'den almıştır. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümünde 1979 1983 yılları arasında Asistan, 1987 1994 yılları arasında Yardımcı Doçent, 1994 2000 yılları arasında Doçent olarak çalışmıştır, 2000 yılından bu yana aynı üniversitede Profesör kadrosunda görev yapmaktadır. Uzmanlık alanı jeokimya ve izotop jeolojisi olup, petrojenez, cevherleşme kökenleri, jeotermal sistemler ve gaz jeokimyası konularında çalışmaktadır. Duru ARAL 1984 Eskişehir doğumludur. Lisans ve Yüksek Lisans eğitimini Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Müh. Bölümünde tamamlamıştır. 2009 yılından beri aynı bölümde Araştırma Görevlisi olarak görev yapmakta ve Maden Yatakları ve Jeokimya Anabilim Dalında Doktora eğitimini sürdürmektedir.