SANAYİDE GÜRÜLTÜ DENETİMİ Prof. Dr. Neşe YÜĞRÜK AKDAĞ Arş. Gör. Dr. Nuri İLGÜREL
Sanayi yapıları, gürültünün önemli bir sorun oluşturduğu yapıların başında gelir.
Sanayi yapıları, bir ürünün en verimli biçimde üretilmesi için gerekli endüstriyel etkinliklerin belirli bir iş programına göre bir arada organize edilmesi ile birlikte işlevsel bir bütün oluşturan ve çalışanların sosyal gereksinimlerinin karşılanması için gerekli donatıları ve yönetim birimlerini de içeren yapı ya da yapılar bütünü olarak tanımlanabilmektedir.
Üretim yerlerindeki fizik ortam koşulları ile ilgili uygun düzenlemelerin yapılarak, sağlık alanındaki gereklilikler ve çalışma konforu açısından çalışanların bulundukları ortamda uygun koşullarda çalışmalarının sağlanması, doğrudan çalışanların haklarını ilgilendiren bir konudur. Bu nedenle, üretim yerlerinde gürültü ortamının kabul edilebilir olması bağlamında uygun akustik koşulların sağlanması için gerekli düzenlemelerin, çalışanların sağlık güvenceleri ve kişisel hakları çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Uluslararası alanda ekonomik güç ve sanayi üretimleri açısından önde gelen ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde üretim yerlerinde çalışanların gürültüden etkilenmesini denetlemek amacıyla ABD de OSHA Occupational Noise Regulations - 1910.95, Avrupa Birliği ülkelerindeki 6/2/2003 tarih ve 2003/10/EC sayılı Avrupa Parlamentosu Yönergesi, getirdiği yasal sınırlamalar ile çalışanları gürültünün etkilerinden korumayı amaçlamaktadır. Türkiye de ise, İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği ve Gürültü Yönetmeliği ile birlikte getirilen yasal düzenlemeler, çalışanların çalışma ortamlarında etkilendikleri gürültü dozunun sınırlanması ve iş yerlerinde gürültü denetimi ile ilgili gerekli önlemlerin alınması konusunda işverenleri bağlayıcı nitelik taşımaktadır.
Değişik alanlarda üretim yapan sanayi kuruluşlarında, gürültü sorununun denetimine yönelik önlemlerin genellikle sanayi yapısı tamamlandıktan ve üretime başladıktan sonra gündeme geldiği ve gürültü düzeyleri oldukça yüksek olduğu halde bu durumun çoğunlukla üretimin doğal bir sonucu olarak kabullenildiği görülmektedir. Bu aşamada önlem alınması istenilse de makineler üzerinde yapılabilecek sınırlı değişiklikler söz konusu olmakta ya da gürültü azaltımı ile ilgili önlemler uygulanması güç ekonomik olmayan değişiklikler gerektirebilmektedir. Bununla birlikte, gürültü sorununun sanayi yapısının mimari tasarım sürecinde ele alınması ve gürültü etkeninin bir tasarım ölçütü olarak değerlendirilmesi, konuya bütüncül yaklaşılmasını ve gürültü denetimi ile ilgili çözüm önerilerinin tasarımın kurgusu içinde oluşturulmasını sağlayarak, sanayi yapılarında gürültü sorununun çözümünde en etkili yaklaşımı oluşturmaktadır.
Sanayi yapılarında ayrıca, makinelerden kaynaklanan yüksek genlikli titreşimlerin, yapı taşıyıcı sistemine geçerek döşeme, kiriş, duvar, gibi yapı elemanları aracılığıyla yapı geneline yayılması ve yapı elemanlarını duyulabilir frekans aralığında titreştirerek bu hacimlerde gürültüye neden olması sıklıkla karşılaşılan bir sorundur. Ayrıca, yapı elemanlarını kendi öz frekanslarında etkileyen yüksek genlikli titreşimler, duyarlı aletleri olumsuz etkileyebilmekte, kimi durumlarda yapı taşıyıcı sistemini zayıflatıcı hasarlara da neden olabilmektedir.
Sanayi yapısının yapı kabuğunun yeterli ses geçiş kaybı sağlamadığı ve üretim hacminde yüksek düzeyde gürültülerin söz konusu olduğu kimi koşullarda ise, yapı içi gürültülerin üretim hacminin dışına geçerek çevre yerleşimleri de etkilemesi söz konusu olabilmektedir. Özellikle, sanayi yapısının yakın çevresinde gürültüye duyarlı yerleşimlerin olması durumunda bu konu önem taşımaktadır. Bu durum, sanayi yapıları ile ilişkili olarak bölge planlama, kent planlama, imar planlama süreçlerinde ve yapının tasarım - yapım aşamalarında gürültü etkeninin de bir ölçüt olarak değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır.
Gürültü kaynaklarının genel özellikleri Sanayi yapılarındaki gürültü kaynakları, duvar, tavan ve döşemeye tespit edilmiş çeşitli nitelikte mekanik donanımlar ve elektronik sistemlerdir. Bunların oluşturduğu gürültü yapı içinde iki ayrı yoldan yayılmaktadır; Katıda doğup yayılan gürültüler, Havada doğup yayılan gürültüler
Perçinleme makinesi, baskı makinesi, giyotin vb. makineler, demirin-çeliğin dövülmesi işlemleri darbe etkisi kaynaklı katıda doğan gürültülerdir. Sönümsüz etki kaynaklı gürültüler ise, darbe gürültüsünde olduğu gibi ani olarak ortaya çıkıp hemen sönümlenmezler. Bunlar doğrudan mekanik donanımların yapı elemanlarını titreşime sokmasıyla ya da havadaki titreşimlerin yapı elemanlarına geçmesi sonucu ortaya çıkarlar. Otomatik dokuma tezgâhları, öğütücüler, karıştırıcılar, motorlar sönümsüz etki kaynaklı gürültülere neden olan kaynaklardır.
Sanayi üretiminde kullanılan makinelerin önemli bir bölümü için gürültülerin hem hava ortamında hem de katı ortamda denetlenmesi önem taşımaktadır. Mekanik donanımlardan kaynaklanan ve havada doğup yayılan gürültü ve titreşimler, devamlı olarak makine başında bulunması gereken operatörü birinci dereceden etkilerken, hava içinde yol alan gürültü, aynı hacimde bulunan diğer çalışanları da etkileyebilmektedir.
Gürültünün yayılma durumuna göre sınıflandırılması Nokta kaynak: Gürültünün, kaynağını merkez kabul eden küresel dalgalar şeklinde yayılması durumunda nokta kaynaktan söz edilebilir. Alıcının bulunduğu konuma göre kaynağın büyüklüğü onun nokta kaynak olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği konusunda belirleyicidir. Nokta kaynak Çizgi kaynak Düzlem kaynak
Çizgi kaynak: Çizgi kaynakların ise nokta kaynakların yan yana dizilmesiyle oluştuğu kabul edilebilir. Bu durumda yayılan dalganın karakteri bu nokta dizisini eksen kabul eden silindirler şeklindedir. Örnek vermek gerekirse, tek bir öğütme makinesi nokta kaynak otomotiv sanayindeki araba montaj bandı çizgi kaynak olarak gösterilebilir. Düzlem kaynak: Genellikle hacimde nokta ya da çizgi kaynakların belli bir düzende yan yana gelmesiyle düzlem kaynak oluşur. Çevresel gürültü yayan bir sanayi yapısı da yerleşim ölçeğinde düzlem kaynak kabul edilebilir.
Gürültünün frekans dağılımına göre sınıflandırılması Geniş bant gürültüler: Ses enerjisinin tüm frekanslara dağıldığı gürültülerdir. Gürültü kaynaklarının genelinde görülen bir durumdur. Dar bant gürültüler: Ses enerjisinin belli bir frekans bölgesinde yoğunlaştığı gürültülerdir. Bu bölgenin yüksek frekanslarda olması insan kulağının yüksek frekanslara daha duyarlı olması nedeniyle işitsel zarar oluşturma riski daha fazladır. Yalın frekans bileşenleri bulunduran gürültüler: Ses enerjisinin belli frekans ya da frekanslarda yoğunlaşması sonucu frekans tayfı içinde belli noktalarda zirve yapan dar ya da geniş bant özelliği gösterebilen gürültülerdir. Enerjinin belli frekanslarda toplanmış olması işitsel yönden özellikle risk oluşturabilmektedir.
SES DÜZEYİ (db) SES DÜZEYİ (db) SES DÜZEYİ (db) GENİŞ BANT GÜRÜLTÜ TAYFI 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 125 250 500 1000 2000 4000 8000 FREKANS (Hz) Geniş Bant Gürültü Tayfı DAR BANT GÜRÜLTÜ TAYFI 100 90 80 70 60 50 40 30 20 10 0 125 250 500 1000 2000 4000 8000 FREKANS (Hz) Dar Bant Gürültü Tayfı YALIN FREKANS BİLEŞENLİ GÜRÜLTÜ TAYFI 120 100 80 60 40 20 0 125 250 500 1000 2000 4000 8000 FREKANS (Hz) Yalın Frekans Bileşenli Gürültü Tayfı
Gürültü kaynağının doğrultululuk özelliği Doğrultululuk özelliği bir ses kaynağının yapısıyla ilgili olarak kaynağın çevresindeki eş ses basınç düzeyi alanlarını tanımlamaktadır. Kaynaktan sabit uzaklıkta ama değişik doğrultularda ölçülen ses basınç düzeyleri kaynağın doğrultululuk özelliğine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Bu ayrımlar yüksek frekanslarda belirgin bir biçimde ortaya çıkarken, alçak frekanslar için hemen hemen yok gibidir. Bir kaynağın doğrultululuk özelliğinin belirlenmesinde doğrultuluk modelleri kullanılır. Doğrultululuk modelleri, kaynak çevresindeki eş ses basıncı eğrilerinin çizilmesiyle elde edilen grafiksel gösterimlerdir. Bir kaynağın doğrultululuk özelliğinin ortaya çıkarılması için genelde, yatay ve düşeydeki doğrultululuk modellerinin belirlenmesi yeterli olmaktadır.
Gürültü kaynaklarının yansıtıcı yüzeylerle olan ilişkisine göre doğrultululuk özellikleri
Gürültü kaynağının konumu Gürültü kaynağının yansıtıcı yüzeylere yakın yerleştirilmesi, ortama yaydığı gürültüde artışa neden olmaktadır. Kaynağın bir yansıtıcı yüzey önünde bulunması, iki ya da üç yüzeyin birleşim noktasında bulunması birbirinden ayrı durumlar ortaya koymaktadır. Yansıtıcı bir döşeme üzerinde konumlandırılan bir gürültü kaynağından yayılan sesin düzeyi, yansıtıcı yüzeylerden uzakta hacim ortasında asılı bulunduğu duruma göre döşemeden yansıyan ses enerjisinin de eklenmesiyle artmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, gürültü yayan bir ekipmanın yerleştirilebileceği en kötü yer, üç yüzeyin birleşme noktası olan köşeler, en iyi yer ise yüzeylerden uzakta hacmin ortasında asılı olduğu durumdur.
Tek yansıtıcı yüzeye bitişik Tüm yansıtıcı yüzeylerden uzakta Üç yansıtıcı yüzeye bitişik İki yansıtıcı yüzeye bitişik Gürültü kaynağının hacim içinde konumlandırılmasında farklı seçenekler
SANAYİ YAPILARINDA GÜRÜLTÜ KAYNAKLARI
Üretimde kullanılan değişik makine ve mekanik sistemlerin, bulundukları hacimde çalışan kişileri etkilemesinin yanında değişik yollarla diğer hacimlere geçerek burada çalışan kişileri etkilemesi de söz konusudur. Bu etkilemede, gürültülü hacim içinde bulunan kişiler için, makinelerin tipleri, yerleşim düzeni, tespit biçimleri, gürültü kaynaklarının uzaklıkları, hücre içinde bulunmaları, engel arkasında yer almaları, hacim özellikleri gibi etkenler rol oynarken, gürültülü hacim dışında bulunanlar için daha çok mimari yerleşim düzeni ve gürültünün yayılma ortamındaki yapı elemanlarının özellikleri önem kazanmaktadır.
Makinelerden yayılan gürültünün kapalı alanda oluşturduğu dolaysız ve yansışmış ses alanları hacimde bulunan çalışanları farklı biçimde etkilemektedir. Bu etkilenmede, gürültü kaynağının ses gücü düzeyi, tayfsal yapısı, zamansal değişimleri, etkilenme süresi gibi etkenlerin dışında üretim hacminin özellikleri de önem taşımaktadır. Makinelerle doğrudan ilişkili kişiler dışında alıcı durumundaki diğer kişiler için, etkisi altında kalınan gürültünün düzeyi ve niteliği, gürültü kaynağından ne kadar uzakta bulunduklarına, kaynakla aralarındaki ortam özelliklerine bağlı olarak değişim göstermektedir.
Sanayi yapılarında çalışanları etkileyen gürültüler arasında; üretim eylemleri sırasında makine ve mekanik donanımlardan kaynaklanan gürültüler değişik amaçlara hizmet eden elektronik sistemler, çeşitli donatı ve döşem, malzeme ulaşımını sağlayan araçlar (vinç, forklift, yük asansörü vb. taşıyıcı araçlar) kişilerin neden olduğu gürültüler sayılabilir.
Sanayi yapılarında gürültünün oluş biçimleri Darbe etkisi: Bir nesnenin bir nesneye çarpmasıyla ortaya çıkan, darbe etkisinin neden olduğu titreşimler sanayi gürültüleri içinde yaygın olarak karşımıza çıkan darbe gürültüsünü oluşturmaktadır. Darbe gürültüsü sadece vurma etkisiyle değil, dişli çarkların dişlerinin birbiriyle etkileşimi sırasında da ortaya çıkmaktadır. Birbirine vuran yüzeylere sönümleyici gereçler uygulanması durumunda ortaya çıkan enerjinin azalmasıyla birlikte ses alçak frekanslara kayarak daha az problem oluşturmaktadır.
Sanayi yapılarında gürültünün oluş biçimleri Periyodik hareketler: Bir makine parçasının periyodik hareketi ya da titreşimi alt duyma eşiğinin üzerinde olursa, bu parça gürültü kaynağı durumuna gelmektedir. Bu tür titreşimlerin en bilinen örneklerinden biri hızla dönen dengesiz makine parçaları ya da dengesiz pistonlu sistemlerdir. Bu yolla yayılan sesler çoğunlukla alçak frekanslıdır.
Sanayi yapılarında gürültünün oluş biçimleri Hidrolik kuvvetler: Pompa ve benzeri donanımlar tarafından hareket ettirilen akışkanların iletim boruları içinde yol alırken boru duvarlarına etki etmeleri ya da hızla hareket eden akışkanda ortaya çıkan ani basınç değişimleri gürültüye neden olmaktadır. Akışkanların etkisiyle ortaya çıkan gürültülerin düzeyi, bunların iletim boruları içindeki hızlarına bağlı olarak hızla artmaktadır. Hidrolik etkilerden kaynaklanan gürültü, motor, pompa, valf ve sistemdeki diğer bileşenlerin tasarımı ile bağlantılıdır. Keskin dönüşler, kelebek vanalar ve kanal içindeki diğer düzensizlikler özellikle gürültüye neden olmaktadır.
Sanayi yapılarında gürültünün oluş biçimleri Aerodinamik kuvvetler: Fan, üfleyici, kompresör gibi donanımlar tarafından harekete geçirilen veya basınç altında sıkıştırılan hava veya gazların neden olduğu gürültülerdir. Aerodinamik kuvvetlerden kaynaklanan gürültüler ikiye ayrılmaktadır: 1- Dolaysız aerodinamik etkilerden kaynaklanan gürültü: Hava akışının neden olduğu türbülansın sonucu ortaya çıkan gürültüdür. 2- Dolaylı aerodinamik etkilerden kaynaklanan gürültü: Hava akışı ve katı yüzeylerin etkileşimleri sonucu ortaya çıkan gürültüdür
SANAYİ YAPILARINDA GÜRÜLTÜ KAYNAKLARI Sosyal Birimler Yemek birimleri Sosyal Etkinlikler (müzik, spor) Destek Birimler Fiziksel ortam koşullarını iyileştirmek amaçlı Üretime destek sağlamak amaçlır Üretim İşlemleri Makine ve mekanik sistemlerle gerçekleştirilen işlemler İnsan gücü ile gerçekleştirilen fiziksel işlemler Döşem (iletim hattı) üzerinden de gürültüyü ileten kaynaklar Kompresör, Pompalama sistemleri, Havalandırma sistemleri, İklimlendirme Sistemleri vb. Tekil gürültü kaynakları Jeneratör, Trafo, Soğutma kulesi vb. Uygulanan fiziksel işlemin niteliği Vurma, dövme gibi darbe, gürültüsü üreten fiziksel işlemler Delme gibi fiziksel işlemler, Kesme gibi fiziksel işlemler, Kaynak yapma, Perçinleme, Basınçlı su basınçlı hava uygulanması gibi fiziksel işlemler Donatı - Döşem İnsan Faktörü Konuşma, bağırma-çağırma Araç gereç kullanımı vb. Kaynak: (Nuri İlgürel, 2010) Sıvı gaz iletim boruları Havalandırma iklimlendirme döşemi - donatısı Taşıyıcı Ekipman (yatay düşey) Yürüyen bant Asansör Vinç, Forklift, vb.
Sanayide yer alan tipik gürültü kaynaklarının ses düzeyleri (J.E. Moore, 1978) Gürültü kaynağı Gürültü düzeyleri (db) Oktav bant merkez frekansları (Hz) 125 250 500 1000 2000 4000 Toplam düzey Dizel jeneratör (1700hp) (yansışmış ses alanı) 82 88 82 83 79 75 92 Metal bıçkı, elektrikli testere (yansışmış ses alanı) 75 84 86 93 105 106 109 Susturucusuz pnömatik delgi (3m uzaklık) 94 93 89 91 92 88 99 Büyük çelik plakaları perçinleme (3m uzaklık) 94 101 103 107 106 110 114 Dokuma (yansışmış ses alanı) 92 95 95 96 98 97 104 Ahşap rende (yansışmış ses alanı) 88 94 101 102 102 95 107 Ahşap bıçkı, silindirik bıçkı 71 72 78 78 86 88 91
Gürültünün Sanayi Çalışanları Üzerindeki Etkileri
Gürültünün İnsan Üzerindeki Etkileri Gürültünün insan üzerinde neden olduğu saptanmış pek çok olumsuz etkisi söz konusudur. Gürültünün insan üzerindeki etkileri başlıca, fizyolojik zararlar (etkiler), psikolojik zararlar (etkiler) ve rahatsızlık olmak üzere üç grupta toplanmaktadır.
Gürültünün fizyolojik etkileri İstemli kasları kapsayan refleksler (göz ve yüz kaslarının hareketi Kan basıncının artması Yüz kaslarının gerilerek yüzde karakteristik sert bir ifadenin oluşması Kalp atışlarında düzensizlik Yüz kaslarının yanı sıra diğer vücut kaslarında da gerilmelerin oluşması Göz bebeklerinde büyüme GÜRÜLTÜNÜN FİZYOLOJİK ETKİLERİ Soluk alıp vermenin artması Hormonal dengenin bozulması (troid bezinin üretimi gibi) Mide salgısının artması Özellikle deri gibi belli bölgelerdeki damarların çapında daralma İşitme kayıpları (geçici ya da kalıcı işitme kayıpları ve akustik travma) Renk algılamada değişiklikler Kadınlarda doğum güçlükleri, sakat ve ölü doğumlar
Gürültünün fizyolojik etkileri -İşitme kayıpları- Akustik Travma Grafikte görülen odyogramda, gürültü düzeyi yüksek bir atelyede, uzun yıllar çalışan bir kişinin kulağında saptanan işitme kayıpları görülmektedir.
Gürültünün fizyolojik etkileri -Diğer fizyolojik etkilere örnekler- Kan dolaşımının değişimi Gürültü, özellikle deriye yakın damarlarda daralmaya, dolayısıyla, kan dolaşımının yavaşlamasına yol açar. Özellikle gürültü düzeyi 70 dba dan daha yüksek olduğunda bu durum ortaya çıkar. 7 denek üzerinde yapılan test sonuçları, gürültünün bu açıdan etkisini açıkça göstermektedir.
Gürültünün Psikolojik Etkileri: Gürültünün insanın psikolojik durumunda neden olduğu etkilerin başlıcaları; Yorgunluk hissi, Uykusuzluk, Baş ağrısı, Dikkatin azalması (kaza yapma riskinin artması), Performansın düşmesi (verimliliğin azalması), Tahammülsüzlük, Öğrenmede azalma, Hafızada değişiklik (olumlu ya da olumsuz), Sinirlilik ve gerginlik olarak sıralanabilir.
Çalışanların Gürültüden Etkilenmesinde Doz Kavramı Çalışanların gürültüden etkilenme düzeyinin bilinmesi, işitme kayıpları başta olmak üzere gelişebilecek sağlık risklerine karşı zamanında önlem alınabilmesini sağlamaktadır. Bu nedenle çalışan kişilerin günlük ve haftalık gürültü doz etkilenmesinin izlenmesi önem taşımaktadır. Bu amaçla günümüzde kişinin toplam etkilenme durumunu hesaplayabilen, çalışan kişinin üzerinde taşıyabildiği dozimetre olarak adlandırılan ölçüm aygıtları kullanılmaktadır. Gürültü dozu terimi özellikle çalışanların işitsel zarar riskine karşı geliştirilmiş bir büyüklüktür, eşdeğer ses basınç düzeyi, gürültü etkilenim düzeyi terimlerinden farklı olarak ses ile ilgili fiziksel bir büyüklük tanımlamamaktadır.
Gürültülü ortamda çalışan bir kişinin günlük doz etkilenmesinin izin verilen sınırlar içinde olup olmadığının denetlenmesi için o kişinin ne kadar süre ile ne düzeyde gürültü etkisinde kaldığının bilinmesi gerekmektedir. D = C1 / T1 + C2 / T2 + + Cn / Tn < 1 olmalıdır. C: Belirli düzeyde bir gürültüden etkilenme süresi T : Aynı düzeyde gürültü için izin verilen etkilenme süresi
Gürültünün insanlar üzerinde yol açtığı olumsuz etkileri önlemek ve gerek yapı dışında, gerekse yapı içindeki etkinlikleri zedelemeyecek akustik ortamın oluşumunu sağlamak için, gürültünün belli sınırlar altında kalması gerekir. Bu nedenle, yapı dışında ve içinde söz konusu olabilecek gürültü kaynaklarına yönelik denetim önlemlerinin sağlıklı bir biçimde alınması, gürültü denetimi konusunun başta gelen gereğidir.
Sanayi yapılarında kabul edilebilir gürültü düzeyleri
Sanayi yapılarının işitsel açıdan uygun çalışma ortamını sağlayabilmesi için, gerek uluslararası, gerekse ulusal standart ve yönetmeliklerde bir takım sınırlamalar getirilmiştir. Söz konusu standart ve yönetmeliklerde, işçi ve işveren sağlığı için tesis içinde aşılmaması gereken gürültü düzeylerine ilişkin değerlerin yanı sıra, sanayi yapısından dışarıya yayılan gürültü açısından da limit değerler verilmektedir.
Ülkelerin alan kullanımına bağlı olarak belirledikleri limit değerler Ülkeler Sanayi Alanları Ticaret Alanları Konut Alanları Gündüz Gece Gündüz Gece Gündüz Gece Almanya 65-70 50-70 60-65 45-60 50 35-40 Amerika 65-80 55-75 60-70 55-65 50-60 45-55 Avustralya 60-75 55-60 50-65 40-60 50-55 40-45 Belçika 55-60 50-55 50-55 45-50 45-50 35-40 Brezilya 70 60 60 55 50-55 45-50 Çin 70 55 60-65 50-55 55 45 Fransa 65-70 55-60 60 50 50-55 40-45 G. Afrika 70 60 60-65 50-55 50-55 40-45 Hindistan 75 70 65 55 55 45 İsviçre 65 55 60 50 55 45 İtalya 70 60-70 60-65 50-55 55-60 45-50 Japonya 65-70 55-65 60-65 50-55 50-60 40-50 Kore 70 65 65 55 55 45 Lübnan 60-70 50-60 55-60 50-55 40-60 30-50 Polonya 60-65 50-55 60 50 55-60 45-50 Singapur 75 50 70 50 60 45 İngiltere Karayolu Demiryolu Havayolu 55-72 45-66 55-74 45-66 57-72 48-66
Endüstri tesisleri için çevresel gürültü sınır değerleri (Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği, Madde 22 EKVIII Tablo 4) Alanlar Gürültüye hassas kullanımlardan eğitim, kültür ve sağlık alanları ile yazlık ve kamp yerlerinin yoğunluklu olduğu alanlar: Ticari yapılar ile gürültüye hassas kullanımların birlikte bulunduğu alanlardan konutların yoğun olarak bulunduğu alanlar: Ticari yapılar ile gürültüye hassas kullanımların birlikte bulunduğu alanlardan işyerlerinin yoğun olarak bulunduğu alanlar: Organize Sanayi Bölgesi veya İhtisas Sanayi Bölgesi içindeki her bir tesis için: L gündüz (dba) L akşam (dba) L gece (dba) 60 55 50 65 60 55 68 63 58 70 65 60
Endüstriyel Tesisler, İşletmeler ve İşyerleri için Çevresel Gürültü Kriterleri (aşılmaması gereken gürültü düzeyleri) Her bir işyeri, atölye, imalathane ve benzeri işletmelerin faaliyetleri sırasında çevreye yayılan çevresel gürültü seviyesi Leq gürültü göstergesi cinsinden arka plan gürültü seviyesini 5 dba dan fazla aşamaz. Birden fazla işyerleri, atölye imalathane ve benzeri işletmelerin bulunduğu alanlar ile Organize veya İhtisas Sanayi Bölgesinden çevreye yayılan toplam çevresel gürültü seviyesi, arka plan gürültü seviyesini Leq gürültü göstergesi cinsinden 7-10 dba aralığından fazla aşamaz. 44
2003/10/EC Avrupa Parlamentosu Direktifi ve Gürültü Yönetmeliği (2003) Etki sınır değerleri: Leq, 8h = 87 db (A) En yüksek etki değerleri: Leq, 8h = 85 db (A) En düşük etki değerleri: Leq, 8h = 80 db (A)
2003/10/EC sayılı Avrupa Parlamentosu Yönergesi sanayi yapılarında gürültünün denetlenmesine ilişkin aşağıdaki konulara dikkat çekmektedir Çalışanların gürültüden etkilenmesini en aza indirecek yeni çalışma yöntemlerinin geliştirilmesi, İstenilen çalışma koşullarına uygun olası en düşük gürültü emisyonu olan makinelere öncelik verilmesi, İş yeri yerleşim düzeninin planlanması ve çalışma ortamlarının tasarımı, Kullandıkları ekipmanın gürültüsünden en aza etkilenecek şekilde etkili kullanmaları konusunda çalışanların eğitilmeleri, Gürültü denetimi ile ilgili teknik önlemlerin alınması, o Hava doğuşlu seslerin engel kullanımı, ses yutucu gereç kullanımı,vb. yoluyla azaltılması, o Katı doğuşlu seslerin titreşim yalıtımı ve sönümlemesi ile önlenmesi Çalışma ortamındaki teknik donanımların bakımlarının düzenli olarak yapılması, Çalışma koşullarının düzenlenmesi, o Gürültüden etkilenme süresinin ve etkilenme düzeyinin azaltılması, o Uygun dinlenme aralıklarını içeren çalışma programları yapılması.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü, 1974 Ağır ve tehlikeli işlerin yapılmadığı yerlerde, gürültü düzeyi 80 desibeli geçmeyecektir. Daha yüksek gürültülü çalışmayı gerektiren işlerin yapıldığı yerlerde, gürültü derecesi en çok 95 desibel olabilir. Ancak, bu durumda işçilere başlık, kulaklık veya kulak tıkaçları gibi uygun koruyucu araç ve gereçler verilecektir.
Almanya (İş ve İsçi Sağlığı Mevzuatı, 1990): Alan Tipi Dinlenme alanları, Küçük büro vb., Diğer iş yerlerinde, Emisyon Sınırları (dba) 55 dba 70 dba 85 dba * İşveren iş yerindeki gürültü düzeyini ölçtürmek ve işçiye bildirmek zorundadır. * Gürültü düzeyinin > 90 db(a) ise işyerleri, işaretlerle belirtilmelidir. * Bu alanlarda çalışan işçiler için teknik önlemler ve özel program hazırlanmalıdır. * 90 db(a)'i aşan işyerlerinde işveren kulak koruyucularını kullandırmak zorundadır. * Gürültü düzeyi > 85dB(A) ise işveren kulak koruyucu ve tıkaçlarını kullandırmalıdır. * Gürültü düzeyi > 85 db(a) ise işçi işitme kontrolü muayenesine gönderilmelidir. * Gürültü düzeylerinin azaltılması teknik olarak mümkün değilse, sınırlar 5 db aşılabilir.
Amerika (İş Güvenliği ve Sağlığı Standardı, 2000): İzin Verilen Gürültü Limitleri Süre (Saat/Gün) Ses Düzeyi dba 8 90 6 92 4 95 3 97 2 100 1.5 102 1 105 0.5 110
İngiltere (İş Yerleri için Gürültü Yönetmeliği,1989): İşveren Gürültü düzeyinin 85 dba ve 90 dba düzeylerinde olduğu durumlarda, işçilere kulak koruyucuları kullandırılmalıdır, İşçinin gürültüden etkilenme durumunu kontrol edip, önleme gerek olup olmadığına karar vermelidir. Kişiler koruyucuların kullanılmaması durumunun yaratacağı riskleri bilmelidir, Gürültü düzeyini düşürmeli ve yetkililere bildirmelidir, Kulak koruyucuları bulundurmalı, işçinin kullanımına sunup, kullanmasını sağlamalıdır, İşçinin maruz kaldığı riskleri, tehlikeleri anlatmalıdır, Kulak korumasına ihtiyaç duyulan bölgeleri işaretlerle belirlemelidir.
İngiltere (İş Yerleri için Gürültü Yönetmeliği,1989): İşçi Kulak koruyucusu kullanmalıdır, Gürültü azaltmaya yönelik mekanizmaları bozmamalıdır, Gürültüye maruz kaldığı noktaları bildirmelidir, İşitmede bozukluk olduğunu fark ederse, doktor kontrolünden geçmelidir.
Japonya (Üretim hacimleri için gürültü standardı,1998) Gürültü Düzeyleri (db) Süre (Saat/Gün) 80 8 den çok 90 7-8 91 7 den az Öneriler Kulaklık ya da kulak tıkacı. Kulaklık ya da kulak tıkacı. Kulaklık ya da kulak tıkacı. >104 izin verilmez -
Sanayi tesislerinden yayılan gürültünün modellenmesi 53
Sanayi tesislerinden yayılan gürültünün modellenmesi 54