A)SİAL (GRANİTİK YER KABUĞU)



Benzer belgeler
İlk Zaman KAMBRİYEN ÖNCESİ: 3-Hadeyan, 2-Arkeyan, 1-Proterozoik

Rüzgarlar kum çakıl gibi gevşek maddeleri havalandırarak taşımak, zemine çarparak aşındırmak ve biriktirmek suretiyle yeryüzünü şekillendirirler.

Akarsu aşındırma ve biriktirme şekilleri nelerdir?

5. Aşağıdakilerden hangisi, Dünya nın iç kısmının sıcak. 6. Yer kabuğu mantoyu çevreleyen bir zar gibi olup kıtalar.

Orojenez (Dağ Oluşumu) Jeosenklinallerde biriken tortul tabakaların kıvrılma ve kırılma olayına dağ oluşumu ya da orojenez denir.

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

JEOLOJİ İÇ KUVVETLER

DIŞ KUVVETLER. Hazırlayan : Taylan Batman Coğrafya Öğretmeni

YERİN YAPISI VE İÇ KUVVETLER

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

EVREN VE DÜNYAMIZIN OLUŞUMU Evrenin ve Dünyanın oluşumu ile ilgili birçok teori ortaya atılmıştır. Biz bunların sadece ikisinden bahsedeceğiz.

YERYÜZÜNÜ ŞEKİLLENDİREN DIŞ KUVVETLER

TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

BÖLÜM YEDİ DEPREM TÜRLERİ

TÜRKİYENİN JEOMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ. Türkiye'nin jeomorfolojik Gelişimi (Yer şekillerinin Ana Hatları)

BÖLÜM BEŞ LEVHA SINIRLARI

FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ EĞİTİM KURUMLARI ANADOLU LİSESİ 10. SINIFLAR COĞRAFYA İZLEME SINAVI

DEPREMLER - 1 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir? Oluşum Şekillerine Göre Depremler

DOĞAL SİSTEMLER. 1. BÖLÜM TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

BÖLÜM 16 YERYÜZÜ ŞEKİLLERİNİN GELİŞMESİ

B A S I N Ç ve RÜZGARLAR

COĞRAFYA DERSİ 9. SINIF 2. DÖNEM 1. YAZILISI SORULARI (1) (CEVAP ANAHTARLI)

GİRİŞ. Faylar ve Kıvrımlar. Volkanlar

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

TÜRKİYE NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ. ekrem keskin

YERKABUĞUNUN BİLEŞİMİ VE ÖZELLİKLERİ LEVHA TEKTONİĞİ İZOSTASİ

DEPREMLER - 2 İNM 102: İNŞAAT MÜHENDİSLERİ İÇİN JEOLOJİ. Deprem Nedir?

2. TAFONİ Kayaçların sular tarafından çözünen kısımları rüzgar tarafından aşındırılır. Böylece kayaç içinde kavuklar meydana gelir.

JEOMORFOLOJİ DIŞ KUVVETLER AKARSULAR

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ AUZEF

DOĞAL SİSTEMLER İÇ ve DIŞ KUVVETLER

Deprem bir doğa olayıdır. Deprem Bilimi ise bilinen ve bilinmeyen parametreleriyle, karmaşık ve karışık teoriler konseptidir

YERKABUĞUNUN HAREKETLERİ

AKARSULAR

YER. Uzaklık. Kütle(A) X Kütle (B) Uzaklık 2. Çekim kuvveti= Yaşar EREN-2007

VOLKANLAR VOLKANLAR :

DÜNYAMIZIN KATMANLARI FEN BİLİMLERİ

4. SINIF FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ II. DÖNEM GEZEGENİMİZ DÜNYA ÜNİTESİ SORU CEVAP ÇALIŞMASI

Deprem Mühendisliğine Giriş. Onur ONAT

Fen ve Teknoloji ÜNİTE: DOĞAL SÜREÇLER 8.1 Evren ve Dünyamız Nasıl Oluştu? Anahtar Kavramlar Büyük Patlama EVRENİN OLUŞUMU 2.

ÜNÝTE - 1 TOPOÐRAFYA ve KAYAÇLAR

JEOMORFOLOJİ DIŞ KUVVETLER

TÜRKİYE NİN FİZİKİ ÖZELLİKLERİ

İÇ KUVVETLER

DENİZ BİYOLOJİSİ Prof. Dr. Ahmet ALTINDAĞ Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı

İKLİM ELEMANLARI SICAKLIK

2-Karstik kayaların kalın tabakalı olması: Karstik kayalar ne kadar kalın olursa üzerlerinde oluşacak karstik şekillerde o derece büyük olmaktadır.

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ İÇİN

AKARSU HAVZASI NEDİR?

MEKANSAL BIR SENTEZ: TÜRKIYE. Türkiye nin İklim Elemanları Türkiye de İklim Çeşitleri

Türkiye nin coğrafi konumu

YER KABUĞUNUN HAREKETLERİ. Yer kabuğu, dış şeklini ve iç yapısını değiştiren çeşitli kuvvetlerin etkisi altındadır.

TÜRKİYE NİN YER ALTI SULARI ve KAYNAKLARI

YERKÜRE VE YAPISI. Çekirdek (Ağır Küre) Manto (Ateş Küre (Magma)) Yer Kabuğu (Taş Küre) Hidrosfer (Su Küre) Atmosfer (Hava Küre)

1 PÜSKÜRÜK ( MAGMATİK = KATILAŞIM ) KAYAÇLAR :

DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ GÜZ YARIYILI

İnsanlar var olduklarından beri levha hareketlerinin nedenini araştırıyorlar!!!

MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİ. Of Teknoloji Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Şubat.2015

Yeryüzünün en yaşlı kayacı milyar yıl

YER KABUĞUNUN TARĠHĠ SÜRE- YIL BAŞLICA OLAYLAR ZAMANLAR BUZUL ÇAĞI SONRASI (POSTGLASİYA L) BUZUL ÇAĞI (PLEİSTOSEN)

1. A 2. C 3. E 4. A 5. B 6. D 7. C 8. E

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Prof. Dr. Ceyhun GÖL. Çankırı Karatekin Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Yönetimi Anabilim Dalı

COĞRAFYA YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ 1.JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞAN YERLER BU ALANLAR 1. JEOLOJİK ZAMANDA OLUŞTUĞU İÇİN DEPREM RİSKİ EN AZ OLAN YERLERDİR.

Zeus tarafından yazıldı. Perşembe, 29 Aralık :12 - Son Güncelleme Perşembe, 29 Aralık :15

1. Yer kabuðunun yapý gereði olan bir veya birkaç mineralden oluþan kütlelere ne ad verilir?

Doğal Su Ekosistemleri. Yapay Su Ekosistemleri

Biliyor muydunuz? DIŞ KUVVETLER

INS13204 GENEL JEOFİZİK VE JEOLOJİ

TABAKALI YAPILAR, KIVRIMLAR, FAYLAR. Prof.Dr. Atike NAZİK Ç.Ü. Jeoloji Mühendisliği Bölümü

DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI

Yerkabuğu Hakkında Bilgi:

Tabakalı kayaçların dalga şeklindeki deformasyonlarına kıvrım denir. Kıvrımların boyları mm mertebesinden km mertebesine kadar değişir.

CO RAFYA. TÜRK YE DE YERfiEK LLER VE ETK LER

Jeomorfolojinin Metodu: 1- Gözlem Metodu: 2-Deney Metodu : 3-Karşılaştırma Metodu : 4. Haritalama, GIS ve uzaktan algılama metotları

ÖSYM YGS / SOS M Diğer sayfaya geçiniz.

JEOLOJĠ TOPOĞRAFYA VE KAYAÇLAR

Herhangi bir noktanın dünya üzerinde bulunduğu yere COĞRAFİ KONUM denir. Coğrafi konum ikiye ayrılır. 1. Matematik Konum 2.

salınımlar yaparak akmasına. .denir.

GEOTEKNİK DEPREM MÜHENDİSLİĞİ KAYNAKLAR 1. Steven L. Kramer, Geotechnical Earthquake Engineering (Çeviri; Doç. Dr. Kamil Kayabalı) 2. Yılmaz, I.

DERS 10. Levha Tektoniği

Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü. Öğr. Gör. Kayhan ALADOĞAN

VII. KIYILAR. Prof.Dr.Kadir Dirik Ders Notları

8. Ünite Yeryüzünde Yaşam

BÖLÜM YE RİN ŞEKİLLENMESİ

TÜRKİYE NİN DÜNYA ÜZERİNDEKİ YERİ

YERİN İÇ YAPISI VE OLUŞUMU

KAYAÇLARDA GÖRÜLEN YAPILAR

TOPRAK ANA MADDESİ KAYAÇLAR. Oluşumlarına göre üç gruba ayrılırlar 1. Tortul Kayaçlar 2.Magmatik Kayaçlar 3.Metamorfik (başkalaşım) Kayaçlar

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Başlıca Kıyı Tipleri, Özellikleri ve Oluşum Süreçleri

Topoğrafik rölyef. Yaşar EREN-2003

Ağır Ama Hissedemediğimiz Yük: Basınç

Veysel Işık. JEM 107/125/151 Genel Jeoloji I. Yerin Merkezine Seyehat. Prof. Dr.

Akdeniz iklimi / Roma. Okyanusal iklim / Arjantin

Akdeniz in Pleyistosen Deniz Düzeyi Değişimlerini Karakterize Eden, Çok Dönemli-Çok Kökenli Bir Mağara: Gilindire Mağarası (Aydıncık-İçel)

Nüfus Dağılışını Etkileyen Faktörler İkiye Ayrılır: 1-Doğal Faktörler 2-Beşeri Faktörler

BAŞLICA TOPRAK TİPLERİ

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ

Transkript:

YER İN KATMANLARI 1)YER KABUĞU: Dünyanın dış kısmı katı bir kabukla çevrilidir Bu kabuk çeşitli taşlardan oluşmuştur Yer kabuğuna litosfer ya da taş küre de denir Yer kabuğunun ortalama kalınlığı karalarda 35 km, okyanuslarda ise 8-10 km dir Dünyanın ekseni etrafında dönmesi sonucunda soğuma, yer kabuğunun yüzeyinden başlamıştır Yer kabuğunda derine doğru inildikçe, sıcaklık ortalama olarak her 33 metrede 1 º C artar Yer kabuğu, bileşimi ve yoğunlukları farklı sial (kıtasal kabuk) ve sima (okyanusal kabuk) adı verilen iki bölüme ayrılır: 2 3 A)SİAL (GRANİTİK YER KABUĞU) Yer kabuğunun üst tabakasıdır Bünyesinde daha çok silisyum ve alüminyum bulunduğu için bu tabakaya sial adı verilmiştir Sial; granit kil taşı ve kalker gibi hafif taşlardan oluşmuştur, Kalınlığı dağların bulunduğu yerlerde fazla, deniz ve okyanusların altında azdır B)SİMA (BAZALTİK YER KABUĞU): Sial tabakasının altında yer alır Bazaltik yapıdaki ağır taşlardan oluşmuştur Bileşiminde daha çok silisyum ve magnezyum bulunduğu için bu tabakaya Sima adı verilmiştir Sima, deniz ve okyanusların altında kalın, dağların altında daha incedir 4 5 2)MANTO: Alt Manto ve Üst Manto Bu tabaka, yer kabuğunun hemen altında bulunurdünyanın kütlesinin çok büyük bir bölümü(% 674)manto tabakasındadır Sıcak ve akışkan bir yapıya sahip olan manto tabakasının sıcaklığı 1000 C' nin üzerindedir Manto, Alt Manto ve Üst Manto olmak üzere iki kısımdan oluşur Alt mantonun yoğunluğu üst mantonun yoğunluğundan fazladır Üst manto daha çok demir ve magnezyumdan meydana gelir Derine doğru inildikçe bünyesindeki nikel ve krom gibi maddeler artar Çekirdeğin etrafındaki sıcaklığı 3700 derece, yerkabuğuna yakın yerdeki sıcaklığı ise 870 santigrat derece kadardır 6 7 1

Manto da Magma Mantoda basınç, Dünyadaki atmosfer basıncının 14000 katı kadardır Bu fazla basınçtan dolayı katı hâldedir Eğer basınç azalırsa mantonun üst kısmındaki maddeler ergiyerek sıvı hâle geçer Bu kızgın maddeye magma adı verilirmanto tabakasının alt kısmı ile üst kısmı arasındaki sıcaklık farkından dolayı dikey yönde hareketler oluşur Bu hareketlere konveksiyon akımları denir Yer kabuğu, mantoda meydana gelen lâv akımlarına bağlı olarak hareket edermagmanın yavaş hareketleri sonucunda depremler, volkanik faaliyetler, kıtaların kayması gibi olaylar meydana gelir 8 9 3)ÇEKİRDEK: İki tabakadan oluşan çekirdek mantonun altından başlar Çekirdeğin üst kısmını oluşturan dış çekirdek akışkan demir-nikel karışımından meydana gelir İç çekirdek ise üzerindeki büyük basınç nedeniyle çelik gibi serttir Bu tabaka, katı hâldeki demirnikel bileşiminden oluşmuştur Burada sıcaklık 4500 C ile 5000 C' yi bulur Çekirdek tabakasına ağır küre anlamına gelen barisfer de denir 10 11 Wegener Kuramı Yer kabuğundaki hareketleri açıklamak için ileri sürülen en önemli teorilerden biri kıt aların kayması teorasidir1915 te Alfred Wegener(Alfred Vegener) tarafından ortaya konulan bu teoriye göre, kıt alar birinci zamanın ikinci yarısına kadar tek parça halinde idiikinci ve üçüncü zamanlarda kıt alar parçalanarak birbirinden uzaklaşmış;kıt aların arasındaki boşluklara suların dolması ile okyanuslar ve denizler meydana gelmiştir 12 13 2

Levha Teorisi (Dilimler Kuramı) AWegener in teorisi geliştirilerek 1950 de Levha Teorisi(Dilimler Kuramı) adıyla yeni bir teori ortaya atıldıbu teoriye göre, yer kabuğu levha ya da plaka adı verilen çok büyük parçalar halindedir Kalınlıkları 70-100 km arasında değişen çeşitli büyüklükteki levhalar, manto tabakası üzerindeki (konveksiyon akımlarına bağlı olarak) yüzer vaziyettedir Levhaların hareket yönleri ve hızları birbirinden farklıdır Bu nedenle kimi zaman birbirinden uzaklaşır,kimi zamanbirbirine yaklaşır 14 15 Levha Hareketleri Levhaların birbirinden uzaklaşması sonucunda,okyanus tabanlarındaki kırıklar genişler ve bazaltik lavlar ortaya çıkarokyanus tabanındaki geniş kırık hatlarından çıkan magma katılaşarak okyanus sırtlarını oluşturur 16 17 Levha Hareketleri Levhaların hareketi sırasında, iki okyanusal levhaların çarpışması sonucunda derin okyanus çukurları ve volkanik ada yayları oluşur Levha Hareketleri İki kıt asal levhanın ya da bir kıt asal levha ile bir okyanusal levhanın birbirine doğru yaklaşması sonucunda bir çarpışma olur ve çarpışma noktasında levhalardan biri diğerinin altına girerbunun sonucunda sıkışma ve kırılma yolu ile kıvrımlı dağ sıraları oluşurayrıca bu kesimlerde depremler ve volkanik etkinlikler de görülür 18 19 3

Ataner TOKAT 20 Ataner TOKAT 21 JEOLOJİK DEVİRLER İLKEL ZAMAN - Antekambriyen 4 Milyar Yıl Kıtaların çekirdek kısmını oluşturan en eski kıvrımlar teşekkül etmiştir Su yosunu (alg) türünden ilk bitkiler ortaya çıkmıştır Ataner TOKAT 22 Ataner TOKAT 23 BİRİNCİ ZAMAN -PALEOZOİK 370 Milyon Yıl - Permiyen, Karbonifer, Devoniyen, Silüriyen, Ordovisyen, Kambriyen Kıtalar henüz birbirinden ayrılmamış durumdaydı Yeryüzünde tek bir kıta Pangea vardı Büyük bir okyanus dev kıtayı çevreliyordu Hersinyen ve Kaledoniyen sıradağları oluşmuştur Şiddetli kıvrımlar meydana gelmiştir Dev bitki türlerinden ormanlar gelişmiştir 24 25 4

26 27 28 29 İKİNCİ ZAMAN - MEZOZOİK 170 Milyon Yıl, Kretase, Jura, Trias Alp kıvrımlarına hazırlık dönemidir Büyük oranda tortulaşma ve birikmeler olmuştur Yer kabuğu parçalanarak ayrı kıtalara bölünmeye başlamıştır Kuzey Yarım Küre'nin kuzeyinde Laurasia Kıtası güneyde ise Gondwana Kıtası yer almaktaydı Kuzey Atlantik açılmış, Antarktika, Avustralya kara kütlesi ile Hindistan Gondwana Kıtası'ndan ayrılmış, Güney Amerika Kıtası ile Afrika birbirinden ayrılmaya ve Güney Atlantik açılmaya başlamıştır Dinozorlar bu devirde ortaya çıkmıştır Bu zamanın sonlarında kara ve denizlerin dağılışı, bugünkü görünüme benzer bir durumu gelmiştir 30 31 5

32 33 ÜÇÜNCÜ ZAMAN -TERSİYER 80 Milyon Yıl Pliyosen,Miyosen, Oligosen, Eosen, Paleosen Alp kıvrımları oluşmuştur Kıtaların birbirinden ayrılmasının hızlandığı bu dönemde Antarktika, Avustralya'dan uzaklaşmıştır Atlas ve Hint Okyanusları belirmiştir Bugünkü bitki ve hayvan türlerinin ana hatları ortaya çıkmıştır Ataner TOKAT 34 35 DÖRDÜNCÜ ZAMAN - KUATERNER 2 Milyon Yıl Holosen (Buzul Sonrası) Pleistosen (Buzul Çağı) Kuzey Yarım Küre'de şiddetli soğuma görülür Soğumanın etkisiyle Batı Avrupa, İskandinavya, Kanada gibi kıtalar buzullar altında kalmıştır Deniz seviyesi alçalmıştır Sıcaklığın artmasıyla bugünkü iklim şartları ortaya çıkmaya başlamıştır Denizlerin seviyesi şimdiki deniz seviyesine erişmiştir Egeid karasının çökmesiyle Ege Denizi meydana gelmiştir İstanbul ve Çanakkale boğazları oluşmuştur İlk insan ortaya çıkmıştır 36 37 6

38 39 İÇ KUVVETLER Enerjisini yerin derinliklerinden alan (magmadan) ve yeryüzünün şekillenmesine önemli bir etkiye sahip olan kuvvetlerdir İÇ KUVVETLER İÇ KUVVETLER Dağ Oluşumu (Orojenez) Kıta Oluşumu (Epirojenez) Volkanizma Deprem (Seizma) 40 41 A Dağ Oluşumu (Orojenez) Jeosenklinal Tortulanma ve birikim alanlarına Jeosenklinal alanları denir 42 43 7

Kıvrım Dağları Antiklinal - Senklinal Yan baskılar sonucu kıvrılarak oluşan dağlara kıvrım dağları denir Bu dağların yüksek yerlerine antiklinal, alçak kesimlere ise senklinal denir Kuzey Anadolu ve Toros Dağları Ülkemizde kıvrım dağları 3 Jeolojik dönemde Alp Himalaya kıvrımlarının etkisi ile oluşmuştur (Kuzey Anadolu ve Toros Dağları) 44 45 Kırılma ile oluşan dağlar Horst - Graben Kırılma ile oluşan dağlar ise daha çok Ege bölgesinde görülür Yüksek kesimlere horst, alçak kesimlere ise graben denir 46 47 Ege Bölgesinde kırılma ile oluşan dağlar: Kırılma ile oluşan dağlar ise daha çok Ege Bölgesinde görülür Horst Dağları: Aydın, Boz, Menteşe, Yunt, MadraGraben Ovaları: Bakırçay, Gediz, Küçük ve Büyük Menderes, Hatay çukurluğu 48 49 8

Üç Büyük Orojenez Olayı Dünya'mız oluşumundan beri üç büyük orojenez, yani dağ oluşumuna sahne olmuştur I Jeolojik Zamanda Kaledoniyen dağ oluşumu sırasında İskoçya ve Norveç'teki dağlar, 1 Jeolojik Zamanın sonlarına doğru gerçekleşen dağ oluşum sürecinde Appalaşlar, Urallar ve Orta Ren Dağları, III Jeolojik Zamandaki son dağ oluşumunda ise Alpler, Andlar, Kayalık Dağları ve Himalayalar ortaya çıkmıştır 50 Himalaya Dağları Nasıl Oluşmuştur? Yandaki şekilde Hindistan levhasının milyonlarca yıl süren kayma süreci görülmektedir Bu süreç Tersiyer Devrinin ortalarında başlamıştır Hindistan levhası ile Asya levhası arasındaki Tetis denizinde biriken tortullar, Hindistan levhasının Asya levhasına doğru hareket etmesiyle sıkışmış ve kıvrılarak yükselmeye başlamıştır Bu yükselme neticesinde Himalaya Dağları oluşmuştur Günümüzde de Hindistan levhasının kuzeye doğru hareket etmesi hem depremlere hem de Himalayaların yılda 5 mm kadar yükselmesine neden olmaktadır Bu dağ sisteminin içinde Dünya'nın en yüksek noktası olan Everest Tepesi (8850 m) yer alır 51 İzostasi (Eş Denge) Ẏandaki terazinin kefelerinin eşit yüke sahip olması nedeniyle dengede olduğunu görüyoruz Yerkabuğunu oluşturan levhalarda manto üzerinde dengeli dururlar Buna İzostasi (Eş Denge) denir Ancak bazı nedenlerden dolayı bu denge bozulabilir ve levhalarda önemli değişiklikler olur Bu nedenlerin başında kara parçalarının taşıdığı yükün artması ve azalması gelir 52 53 Epirojenik Hareketler Epirojenez, yer kabuğunun geniş alanlarında görülen yükselmeler ve çökmeler şeklinde meydana gelen kıt a oluşumu hareketleridirepirojenik hareketler sırasında deniz tabanları yükselir veya karalar çökerse,deniz seviyesi yükselerek karalara doğru ilerlerbu olaya transgresyon (deniz ilerlemesi) denirtersine karalar yükselir veya deniz tabanları çökerse deniz suları çekilirbu olaya ise regresyon (deniz gerilemesi) adı verilir Transgresyon (Deniz İlerlemesi) Karalar üzerinde meydana gelen volkanik faaliyetler ve buzullaşma sonucunda kara kütlesinin ağırlığı artmaktadır Bu nedenle manto üzerinde yüzer durumda olan kara kütlesi çökmeye uğrar Deniz suları karaya doğru ilerler 54 55 9

Regresyon (Deniz Gerilemesi) Aşınma ve buzulların erimesi sonucu karalar hafiflemekte ve yükselmektedir Karalar yükselince denizler gerilemekte, deniz altındaki alanlar kara hâline gelmektedir Anadolu da Epirojenez Epirojenik Hareketlerle Anadolu nun toptan yükselmesi Tetis Denizinde bulunan sular Deniz Gerilemesi (Regresyon) ile çekildi ve Anadolu bugün ki halini almış oldu 56 57 Epirojenik Hareketlere Örnek: Volkanizma Epirojenik hareketlere örnek olarak İskandinav Yarımadası ve Kanada verilebilir Buzul Çağında buralarda 1-2 km kalınlığında bir buzul örtüsü vardı Sonradan buzullar eriyince, karaların üzerindeki yük azaldı ve magmaya doğru gömülen bu kara parçaları tekrar yükselmeye başladı Yükselme, günümüzde de yavaş yavaş devam etmektedir 58 59 Volkan (Yanardağ) Nedir? Bir yanardağ (ya da volkan), magmanın (dünyanın iç tabakalarında bulunan, yüksek basınç ve yüksek sıcaklıkla ergimiş ya da erimiş kayalar), yeryuvarlağının yüzeyinden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir Volkan Kesiti Dünya nın iç kesimlerindeki magmanın yeryüzüne çıktığı yere VOLKAN denir Volkan faaliyetlerinde çıkan malzemeler; katı, sıvı, gaz olmak üzere üç çeşittir Sıvı: LÂV, Katı maddeler: KÜL, VOLKAN TÜFÜ, Gazlar: KARBON, KÜKÜRT, AZOT 60 61 10

Türkiye de Sönmüş Volkanlar: a Doğu Anadolu: Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Tendürek, Süphan, Nemrut dağları b İç Anadolu: KD -GB doğrultulu Erciyes, Melendiz, Hasan dağları, Karacadağ ve Karadağ dır c Güney Doğu Anadolu: Karacadağ d Batı Anadolu: Kula platosu ile Uşak arasında 50 kadar küçük volkan konisi vardır Tarihte buraya yanık bölge denmiştir e Kuzey Batı Anadolu: Köroğlu dağlarında geniş volkanik örtüler Denizaltı Volkanizması: Magmanın deniz altından yeryüzüne çıkararak burada soğuyup katılaşmasına deniz altı volkanizması denir Bu olay sonucunda bir ada oluşabilir 62 63 Derinlik (İç) Volkanizması: Magmanın yeryüzüne çıkamadan yerin derinliklerinde soğuyup katılaşmasına Derinlik Volkanizması denir Bu yolla İç Püskürük Taşlar oluşur Bu kısımlar dış kuvvetlerin etkisi ile aşınarak yeryüzüne çıkabilirler Afyon ve Ankara Kalesinin üzerinde bulunduğu tepe bu şekildedir Kaldera: : Patlama veya çöküntü ile kraterde oluşan çukurluk Kelime anlamı kazan dır Şekilde Yanardağ ilk başta koni şeklindeyken Kraterde patlama gerçekleşir Bunun sonucunda geniş bir çukurluk olan Kaldera oluşur Bu kısımda su birikmesi sonucu bir gölde oluşabilir Nemrut Krater Gölü gibi 64 65 Volkanlar Türkiye de Volkanik Alanlar: 66 67 11

Dünya da Volkanlar: Kül Konileri: Bir volkanın ürettiği magma yoğun ve akışkan ise kül, cüruf ve volkan bombası üretir Bu unsurlar üst üste birikerek kül konileri oluşur 68 69 Kalkan Volkanlar: Akıcı lavların bir bacadan çıkarak birikmesi sonucunda oluşan, geniş alanlı ve kubbemsi bir görünüşe sahip volkanlardır Tabakalı Volkanlar: Magmadan değişik dönemlerde yükselen, fazla akıcı olmayan farklı karakterdeki malzemenin birikmesi İle oluşur Türkiye'nin en yüksek dağı olan Ağrı Dağı bu şekilde oluşmuştur 70 71 Tali Koniler: Sıra boyu lav çıkışının olduğu alanlarda birbirini takip eden tali koniler Çevre kayaçlarla Konkordan İlişkide Olan Kütleler Sil Nedir? Sil (Sill) İçinde bulundukları kayaçlarla konkordan ilişkide olan, yani çevre kayaçların tabakalanma veya şistozite yüzeylerine paralel yüzeylere sahip, levha şekilli magmatik kayaç kütleleridir Kalınlıkları tipik olarak yayılımlarına kıyasla çok küçüktür Yatay, düşey veya eğik konumda bulunabilirler ve çevre kayaçlarına kıyasla daha gençtirler Levha şekilli bu kütlelerin oluşması için magma viskozitesinin de az olması gerekir limestone sandstone 72 mudstone 73 12

Lakolit Nedir? Çevre kayaçlarla konkordan ilişkili, mantara benzer bir kesit gösteren, 1-8 km çapında ve yaklaşık 1000 mkalınlığa sahip magmatik kayaç kütleleridir Kesitte üst yüzeyleri dışbükey, alt yüzeyleri ise düz veya yaklaşık dış bükey durumdadırlar Sedimanter kayaçlar içindegözlenirler Lakolit Nedir? Mantar biçiminde tabanı düz, üst kısmı konveks veya eliptik (mercek şekilli) görünümlü uyumlu plütonlardır Tektonik etkilerden nispeten az etkilenmiş bölgelerde, magmanın yatay veya yataya yakın sedimanter kayaçlar içinde yukarıya doğru yükselirken, direnci yüksek bir tabaka ile karşılaşması sonucu, magma yanal olarak hareket edecek ve üstündeki tabakaları zorlayarak bunların kubbe şeklinde bir görünüm almalarına yol açar Genellikle granitik veya ortaç bileşimlidir 74 75 Lakolit Nedir? Lakolit Nedir? a 76 77 Lakolit Nedir? Plutons Bismalit Nedir? Bismalit: Lakolitin merceğinin üst kısmı kırıldığında bir faylanma ile ortaya çıkan uyumlu plütona bismalit denir Satellite Image of a large batholith in western Australia Country Rock 78 79 13

Lopolit Nedir? Lopolit (lopolith) Orta kısmı çökmüş olan, merceksi şekle sahip, genellikle konkordan, huni şeklinde magmatik kütlelerdir Kıvrımlanmamış veya hafif kıvrımlanmış bölgelerde bulunurlar Çapları 10-100 km kalınlıkları birkaç bin metre olabilir Çoğunlukla mafik ultramafik bileşimde intrüzif kütlelerdir Bazılarında farklılaşmagöstererek,yukarı doğru siliscezenginleştiğide gözlenir Lopolith Çevre kayaçlarla Diskordan İlişkide Olan Kütleler Dayk (Dike) Nedir? Çevre kayaçları keser konumda bulunan, yüzeyleri birbirine yaklaşık paralel;kalınlıkları, genişlik ve uzunluklarına kıyasla çok az olan magmatik kütlelerdir Birbirine yaklaşık olarak paralel durumda bulunan çok sayıdaki dayklara Dayk toplulukları denir b Lopolit 80 81 Dayk Nedir? Dayk Nedir? Yerin derinliklerinden gelerek yerkabuğunun içine duvar gibi dikine sokulan bir çeşit damar Mafic dyke Magmanın içini doldurduğu çatlak ve çatlak sistemleri, daha önce oluşmuş fay ve çatlak sistemleri olabildiği gibi, magma ocağındaki yüksek basınç sonucu üsteki kayaç kütlelerinin parçalanmaları ile ortaya çıkan çatlaklar da olabilir 82 Quartz-Dolerite dykes of Midland valley of Scotland are about 50-60 km long and up to 30m thick 83 Dayk Nedir? Işınsal (radyal ) çatlaklar; magmatik kütlelerin çevresinde gözlenirler Dayk Nedir? Çember dayklar (Ring dike); yükselmekte olan magmanın üst kısmındaki kayaçlara yaptığı basınç sonucu ortaya çıkan çatlakların, magma tarafından doldurulması ile meydana gelirler Volcanic Neck Radial Dikes Dike Ring Dike Volkanik Boyun Sill Dike Stock Stock Sill Batholith 84 85 14

Batolit Nedir? Yerin çok derinlerinden yer kabuğunun içine büyük yığınlar halinde sokulmuş fakat yer yüzüne ulaşamamış kütlelerdir Genellikle granittir Derin taş anlamına gelir 86 Batolit Nedir? Derinlere doğru giderek genişleyen ve yeryüzünde 100 km 2 den daha geniş, yaklaşık elips şeklinde bir alan kaplayan, çok büyük magmatik kayaç kütleleridir Batolitler granitoyitik bileşime sahiptirler Kenar zonlarına doğru kısmen değişik bileşimlerde olabilirler Batolite benzeyen, ancak yeryüzünde kapladığı alan 100 km 2 den küçük olan magmatik kayaç kütlelerine kütük stok (stock) adı verilir 87 Batolit Nedir? DEPREM NEDİR? Yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına "DEPREM" denir 88 89 SİSMOLOJİ Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne şekilde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları inceleyen bilim dalına "SİSMOLOJİ" denir FAY NEDİR? Yer kabuğunu oluşturan levhalar kırılır Kırılma sonucu oluşan iki parça birbirine göre yer değiştirir Buna Fay denirfayların hareketli olduğu bölgelere aktif fay kuşağı adı verilir 90 91 15

LEVHA NEDİR? Dünyanın yüzeyi dev boyutlu bir yap boz gibidir Birbirine geçen ve birbirini tamamlayan parçalardan oluşur Bu parçalara levha denir Levhalar yavaş fakat sürekli hareket halindedir Levha Hareketleri Levhaların birbirleriyle etkileşimleri bakımından levha hareketlerini 3 ana başlıkta toplayabiliriz Uzaklaşma-ayrılma; yakınlaşma-çarpışma; yanal yer değiştirme-sıyırma Bu hareket türleri, aynı zamanda bu sınırlarda oluşan depremlerin ve volkanik faaliyetlerin niteliklerini de belirler Bu hareketlilik sonucunda, levha sınırlarında, uzun zaman dilimleri ile baktığımızda yeni okyanuslar, yeni kıtalar, sıradağlar ve yanardağlar oluşur Depremler ve volkanik aktivitelerin nedeni bu hareketliliktir 92 93 Fay Tipleri Fay Tipleri Levha hareketleri, yer kabuğunu oluşturan tabakaların üzerinde çok büyük gerilimler oluşturur Bu gerilimler neticesinde sert olan tabakalar kırılır Bu kırık alanlar fay hatlarını oluşturur Fayların geçtiği sahalar çoğu kez kabuk tabakasının altında üst mantoda biriken enerjinin kolaylıkla yeryüzüne çıktığı alanlardır Fay hatlarının geçtiği yerlerde deprem riski de fazladır Normal Fay Doğrultu Atımlı Fay Ters Fay 94 95 Fay Tipleri Fay Çöküntü Fay Yükselti 96 Ataner TOKAT 97 16

KAÇ TÜR DEPREM VARDIR? DEPREM TÜRLERİ 1)Tektonik Depremler 2)Volkanik Depremler 3)Çöküntü Depremleri Ataner TOKAT 98 99 TEKTONİK DEPREM: VOLKANİK DEPREM: Depremler oluş nedenlerine göre değişik türlerde olabilir Levhaların hareketi sonucu meydana gelen depremler genellikle "tektonik" depremler olarak nitelendirilir ve bu depremler çoğunlukla levha sınırlarında oluşurlar Yeryüzünde olan depremlerin %90'ı bu gruba girer Türkiye'de olan depremler de büyük çoğunlukla tektonik depremlerdir 100 Bir diğer deprem türü olan "volkanik" depremler ise, volkanların faaliyete geçmesi sonucu oluşurlar Yerin derinliklerinde ergimiş maddenin yeryüzüne çıkışı sırasındaki fiziksel ve kimyasal olaylar sonucunda oluşan gazların yapmış oldukları patlamalarla meydana gelir Bu tür depremler, yanardağlarla ilgili olduklarından yereldir ve çok büyük kayıplara neden olmaz Japonya ve İtalya'da oluşan depremlerin bir kısmı bu gruba girmektedir Türkiye'de aktif yanardağ olmadığı için bu tip depremler olmamaktadır 101 ÇÖKÜNTÜ DEPREMİ: DEPREM NERELERDE MEYDANA GELİR? Bir başka tip deprem de "çöküntü" depremlerdir Bunlar yer altındaki boşlukların (mağara), kömür ocaklarında galerilerin, tuzlu arazilerdeki boşluklarda tavan blokunun çökmesi ile oluşurlar Hissedilme alanları yerel olup enerjileri azdır, fazla yıkıma neden olmazlar Büyük heyelanlar ve gökten düşen meteorların da küçük sarsıntılara neden olduğu bilinmektedir 102 1)Pasifik Deprem Kuşağı 2)Alpin Deprem Kuşağı 3)Atlantik Deprem Kuşağı 1KUŞAK (Pasifik Deprem Kuşağı): Şili den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, 2KUŞAK ABD nin (Alpine): batı kıyıları Endonezya dan ve Alaska nın 3KUŞAK güneyinden (Java-Sumatra) Japonya, (Atlantik): Filipinler, başlayıp Yeni Gine, Bu kuşak, Güney Himalayalar Pasifik ve Adaları Atlantik Okyanusu ve Akdeniz Yeni Zelanda yı üzerinden ortasında yer alan içine Atlantik alan en Okyanusu büyük levha sınırı deprem na ulaşan kuşağıdır kuşaktır (Atlantik Okyanus Yeryüzündeki büyük Sırtı) boyunca depremlerin yüzde 81 i uzanır bu 17 si kuşak bu üzerinde kuşakta gerçekleşir oluşur 103 17

SİSMİK DALGALAR Bir deprem olduğunda dünyamız hacim ve yüzey dalgaları üreterek bu olaya cevap verir Hacim dalgaları dünyanın iç bölgelerinde ilerleyebilirken, yüzey dalgaları yer kabuğunun dış katmanlarında yayılabilirler Bir depremde önce P-dalgaları sonra S-dalgaları yüzeye ulaşır ve yüzey dalgaları ile sarsılmaya devam eder Esas yıkıma yol acan dalgalar Love dalgalarıdır P - DALGALARI: P- dalgaları kayaları dalganın ilerlediği yönde sıkıştırır ve gevşetir Bu tür dalgalara aynı zamanda ses dalgalarını da içine alan sıkıştırıcı dalgalar da denir ve bu dalgalar katılarda, sıvılarda ve de gazlarda kolayca ilerleyebilirler 104 105 S- DALGALARI: S-dalgaları dalganın ilerleme yönüne dik açılarda kayanın şeklini bozar Bu tür dalgalar katılarda ilerleyebilirken, sıvı ve gazlarda çok zayıf bir şekilde yayılırlar (çoğu durumlarda ölçülemeyecek kadar zayıftırlar) YÜZEY DALGALARI: Bu tür dalgalar titreşimlerin en güçlü olduğu dalgalardır Rayleigh ve Love olmak üzere iki tür yüzey dalgası vardır Rayleigh dalgaları okyanus dalgaları gibi çalkantılı iken, Love dalgaları yüzey üzerinde dönme hareketleri gibidir 106 107 Deprem Parametreleri Oluşan bir deprem,"deprem Parametreleri" olarak isimlendirilen odak noktası(hiposantr),dış merkez(episantr), şiddet, magnitüd vb gibi kavramlarladahaiyi açıklanabilmektedir EPİSANTR Odak Noktası(Hiposantr): Yer içerisinde deprem enerjisinin ortaya çıktığı noktadır Aynı zamanda iç merkez olarak ta isimlendirilir Aslında odak noktası, bir nokta değil bir alandır ancak uygulamalarda noktaolarakedilmektedir HİPOSANTR Dış Merkez (Episantr): Odak noktasına en yakın olan yeryüzündeki noktadır Burası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli olarak hissedildiği alandır 108 109 18

ODAK NOKTASI (HİPOSANTR) Odak noktası yerin içinde depremin enerjisinin ortaya çıktığı noktadırbu noktaya odak noktası veya iç merkez de denirgerçekte, enerjinin ortaya çıktığı bir nokta olmayıp bir alandır, fakat pratik uygulamalarda nokta olarak kabul edilmektedir DIŞ MERKEZ (EPİSANTR) Odak noktasına en yakın olan yer üzerindeki noktadırburası aynı zamanda depremin en çok hasar yaptığı veya en kuvvetli olarak hissedildiği noktadır Aslında bu, bir noktadan çok bir alandırdepremin dış merkez alanı depremin şiddetine bağlı olarak çeşitli büyüklüklerde olabilir Bazen büyük bir depremin odak noktasının boyutları yüzlerce kilometreyle de belirlenebilirbu nedenle "Episantr Bölgesi" ya da ''Episantr Alanı" olarak tanımlama yapılması gerçeğe daha yakın bir tanımlama olacaktır Hiposantr Episantr 110 111 ODAK DERİNLİĞİ : Depremde enerjinin açığa çıktığı noktanın yeryüzünden en kısa uzaklığı, depremin odak derinliği olarak adlandırılır Depremler odak derinliklerine göre sınıflandırılabilir Bu sınıflandırma tektonikdepremler için geçerlidiryerin 0-60 km derinliğinde olan depremler sığ deprem olarak niteleniryerin 70-300 km derinliklerinde olan depremler orta derinlikte olan depremlerdirderin depremler ise yerin 300 kmden fazla derinliğinde olan depremlerdir Türkiye'de olan depremler genellikle sığ depremlerdir ve derinlikleri 0-60 km arasındadır Orta ve derin depremler daha çok bir levhanın bir diğer levhanın altına girdiği bölgelerde olur Derin depremler çok genis alanlarda hissedilir,buna karşılık yaptıkları hasar azdır Sığ depremler ise dar bir alanda hissedilirken bu alan içinde çok büyük hasar EŞ ŞİDDET (İZOSEİT) EĞRİLERİ : Aynı şiddetle sarsılan noktaları birbirine bağlayan noktalara denir Bunun tamamlanmasıyla eş şıddet haritası ortaya çıkar Genelde kabul edilmiş duruma göre, eğrilerin oluşturduğu yani iki eğri arasında kalan alan, depremlerden etkilenme yönüyle, şiddet bakımından sınırlandırılmış olur Bu nedenle depremin şiddeti eş şiddet eğrileri üzerine değil, alan içerisine yazılır yapabilirler 112 113 ŞİDDET: Depremin yer yüzeyindeki etkileri, depremin şiddeti olarak tanımlanır Şiddetin ölçüsü, depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkileri ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak yapılır Şiddeti tanımlamak için birden çok ölçek geliştirilmiştir Bunlardan en yaygın kullanılanı 'Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeği'dir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale) Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur Hiçbir matematiksel temeli olmayıp bütünü ile gözlemsel bilgilere dayanır 114 Şiddet Yerin max İvmesi Magnitüd (mm/san 2 ) 1 Sadece aletler tarafından kayıt edilir 10 3,5 2 Yalnız hassas kimseler tarafından hissedilir 25 4,2 3 Özellikle binaların üst katlarında dinlenen 50 4,3 insanlar tarafından duyulur 4 Yürüyenler fark eder Duran vasıtalar 100 4,8 sallanır Kapı ve pencereler sallanır 5 Ağaç ve asılı eşyalar sallanır, eğrilir, herkes 250 4,9-5,4 duyarbazı tabak, pencere vb eşyalar kırılır 6 Birçok kimse korkar dışarı çıkar Sıvalar 500 5,5-6,1 çatlar düşer 7 Herkes dışarı çıkar, hemen hemen her türlü 1000 6,2 binada, cinsine göre az veya çok hasar görülür Bazı bacalar yıkılır 8 Ahşap ve dolma duvarlar, bina iskeletinden 2500 6,9 dışarı fırlar Arazi çatlaklarından kum veçamur fışkırır Kuyu sualrı seviyesinde ve miktarında değişmeler olur 9 Bazı evler çöker Arazi üzerinde çatlaklar 5000 7-7,3 meydana gelir Borualr kırılır 10 Bir çok binalar temelleri ile birlikte harap 7500 7,4-8,1 olur Demiryolu rayları yıkılır 11 Pek az bina ayakta kalır Köprüler yıkılır 9800 8,1 Büyük heyelan ve taşkınlar meydana gelir 12 Herşey harap olur Cisimler havaya fırlar, Bilinen max 8,9 yer dalgalanır 115 19

MAGNİTÜD (BÜYÜKLÜK) : Magnitüd depremin kaynağında açığa çıkan enerjiyi ifade eder Deprem sonrasında verilen değerler de bu enerjinin bir ölçüsüdür Şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerini ifade eder Depremin magnitüdü, belli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır ÖNCÜ DEPREM: Ana depremden önce meydana gelen küçük şoklardır Bunun bir öncü deprem olduğunu belirlemek ise bugünkü tekniklerle neredeyse imkansızdır Meydana gelen sarsıntının öncü deprem olduğunu, maalesef meydana gelen ana deprem ile öğrenebiliyoruz 116 117 ARTÇI DEPREM (AFTERSHOCK): Ana depremin meydana gelmesinden sonra, ana şoku izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir Ne kadar süre ile devam edecekleri konusunda ise kesin bir şey söylemek mümkün değildir; 1 ay da olabilir 2 yıl da DEPREM SÜRESİ: Depremlerin sürelerinin uzun ya da kısa olması, şiddetine de bağlı olarak hasarın büyük ya da az olmasını belirleyen bir faktördür Süresi uzun ve şiddetli depremler daha büyük hasara neden olurlar 118 119 Tsunami Japonca'da "liman dalgası" anlamına gelen tsunami sözcüğü, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyodu deniz dalgasını temsil ederözgün bir dalga olan tsunamiye Büyük Okyanus'ta çok sık, diğer okyanus ve denizlerde ise ender olarak rastlanmaktadır 120 121 20

DEPREM BÖLGELERİ HARİTASI 122 123 KONYA DEPREM HARİTASI DIŞ KUVVETLER Enerjisini güneşten alan ve yer şekillerinin oluşmasında yıkıcı etkiye sahip olan kuvvetlere dış kuvvetler denir 124 125 Dış Kuvvetler: Rüzgarlar: DIŞ KUVVETLER RÜZGARLAR SULAR BUZULLAR Rüzgarlar, Kurak ve Yarı kurak bölgelerde bitki örtüsünün yokluğu yada azlığı sonucu rüzgarların kopardığı parçacıkları havalandırarak taşımak ve taşıdığı malzemeyi çarptırarak aşındırma yapmak gücü azalınca da biriktirme yapmak suretiyle şekillendirme yaparlar AKARSULAR YER ALTI SULARI DALGA VE AKINTILAR 126 127 21

Rüzgar Aşındırmasında Etkili Faktörler: İklim Bitki Örtüsü Arazinin Yapısı Rüzgarın Hızı Ülkemizde Rüzgar Şekilleri Rüzgar şekilleri çok yaygın değildir Kumsalların kapladığı deniz kıyılarımız, Konya- Karapınar, Tuz Gölü çevresi ile GDAnadolu da etkileri görülebilir 128 129 Rüzgar Aşındırma Şekilleri a) Mantarkaya (Şeytan Masası) : Mantarkaya Rüzgarların zeminden 1m kadar havaya kaldırdığı kum tanelerini kayaların alt kısımlarına çarptıarak aşındırmasıyla ortaya çıkan mantar görünümlü kayalardır Nevşehir de görülür Tafoni RÜZGAR AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ Yardang Şahit Tepeler 130 131 b) Şahit Tepeler (Kayalar) : Aşınmaya karşı farklı dirençteki malzemelerden oluşan kayalarda, rüzgarın aşındırması yada mekanik çozülme sonucu gevşemiş malzemenin koparılması gibi sebeplerle oluşan yüksekliklerdir c) Yardang : Farklı dirence sahip yüzeylerde yumuşak ve dayanıksız kısımların aşınmasıyla oluşan girintili çıkıntılı bozuk kayalık yüzeylerdir 132 133 22

d) Tafoni : Büyük kayalarda oluşan kuş yuvalarına benzer oyuklardır Rüzgar Biriktirme Şekilleri LÖSLER RÜZGAR BİRİKİM ŞEKİLLERİ KUMULLAR BARKAN 134 135 Lösler : Yarı kurak bölgelerde bataklık yada göl kıyılarında biriken kum ve toz yığınlarına Lös denir c) Kumullar : Rüzgâr biriktirme şekillerinden en yaygın olanları kumullardır Kumullar, rüzgâr hızının azaldığı alanlarda kum yığınları şeklinde meydana gelirler Rüzgâr yönünde uzanan kumul tepelerine boyuna kumul, rüzgâra dik yönde olanlara da enine kumul denir Hilal biçimindeki enine kumullara da barkan adı verilmektedir 136 137 Barkan : Rüzgarların hilal şeklinde oluşturduğu kumul tepeleridir Çöllerde çok yaygındır Kıyı Kumulları: Ülkemizde Kumköy, Şile, Karasu, Çukurova, Göksu, K Menderes, Sakarya, Yeşilırmak, Kızılırmak delta alanları ile Çeşme, Sorgun, Kemer, Kilyos-Durusu arasında görülür Kumulların kara içlerine ilerlemesini engellemek için ağaçlandırma ve setler yapılır 138 139 23

Türkiye de Rüzgarların Etkili Olduğu Sahalar: RÜZGAR EREZYONU Rüzgâr erozyonu, tarım alanlarındaki verimli toprakları süpürmektedir Bu nedenle, rüzgâr erozyonundan topraklarımızı korumamız gerekmektedir Rüzgâr erozyonundan korunmak için; Kurak mevsimlerde toprakların sürülmemesi, Toprağa otsu bitkiler ekilmesi, Ağaçlandırma yapılması, Tarlaların nadasa bırakılmaması, Meralarda aşırı otlatmanın engellenmesi, Hasattan sonra anızların yakılmaması, vs gereklidir 140 141 Kumlar asd Kumlar 142 143 AKARSU Bir bölgenin sularını toplayan ve doğal bir yatak boyunca akan sulara akarsu denir AKARSU HAVZASI Akarsuyun kolları ile birlikte sularını topladığı bölgeye havza denir Havza sularını denize taşıyabiliyorsa açık havza, eğer götüremeyip bir gölde son buluyorsa kapalı havza adını alır 144 145 24

DEBİ Akarsuyun herhangi bir yerindeki enine kesitinden 1 saniye de geçen su miktarına denir Debiyi Etkileyen Faktörler: 1) Havzaya düşen yağış miktarı, 2) Araziyi oluşturan taş ve tabakaların geçirimliliği, 3)Sıcaklık 4)Akarsu yatağı çevresindeki bitki örtüsü 5)Havzanın genişliği, 6)Havzadaki dağların kar buzları, 7)Yer altı suları ve kaynakları, 8)Beşeri faktörler 146 147 SU BÖLÜMÜ ÇİZGİSİ İki akarsu havzasını birbirinden ayıran ve genelde dağların doruk kısımlarından geçen sınıra denir Kaynak ve Ağız Akarsuyun doğduğu yere kaynak, deniz veya göle döküldüğü yere ağız denir 148 149 Geriye Doğru Aşındırma, Kaide Seviyesi ve Denge Profili Akarsu, yatağını ağız kısmından kaynak kısmına doğru aşındırır Buna geriye doğru aşındırma adı verilir Aşınmanın ilerlemesi ile eğim azalır Buna bağlı olarak geriye doğru aşındırma yavaşlar ve yana doğru aşındırma etkili olur Akarsuyun yatağını derine doğru aşındırabileceği en son seviye deniz seviyesidir ve buna kaide seviyesi adı verilir Yatağın deniz seviyesine yaklaşması denge profili olarak ifade edilir Rejim: Akarsuyun akımında yıl boyunca meydana gelen değişikliğe akarsu rejimi denir Yıl içinde debisinde fazla değişiklik olmayan akarsular Düzenli Rejime, aylara ve mevsimlere göre debisi belirgin olarak değişen akarsular ise Düzensiz Rejime sahiptir 150 151 25

Akarsu Rejimlerini Etkileyen Faktörler: Yerşekilleri İklim (Yağış, Sıcaklık vb) Bitki Örtüsü Jeolojik Yapı (Litolojik Yapı) Yükselti Beşeri Faktörler Akarsu Rejimleri: 1) Düzenli Rejimli Akarsular: Yıl boyunca akım değişikliğinin az olduğu akarsulardır 2) Düzensiz Rejimli Akarsular: Yıl boyunca akım değişikliğinin fazla olduğu akarsulardır 152 153 Talveg Çizgisi Bir akarsu yatağında en derin yerleri birleştiren çizgiye talveg çizgisi denir Akarsularda Aşındırma Yeryüzündeki karaların %71 inde etkili olan akarsular aktıkları yatağı kimyasal yada fiziksel yolla aşındırarak taşıma ve biriktirme yoluyla şekillendirme yaparlar Akarsu aşındırması 3 şekilde olur Derine Aşındırma, Yana Aşındırma, Geriye Aşındırma 154 155 Akarsularda Aşındırmayı Etkileyen Faktörler: Akış Hızı Eğim Su Miktarı (Debi) Yük Miktarı Yatağın Genişliği Jeolojik Yapı Bitki Örtüsü Ülkemizdeki Akarsu Aşındırması Ülkemiz jeolojik olarak genç kütlelere sahip olduğu için akarsuları henüz denge profiline ulaşmamıştır Bu yüzden aşındırmaları ve akışlar hızlıdır Ayrıca ulaşıma elverişsiz ancak baraj yapımına (Enerji Üretimi) uygun akarsulardıravrupa gibi eski karaların akarsuları ise denge profiline ulaşmış akarsulardır Bu akarsularda kıyıdan iç kesimlere kadar nehirden ulaşım sağlanabilir çünkü eğim iyice azaldığından akımları yavaştır 156 157 26

AKARSU AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ VADİ: AKARSU AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ Akarsuların içinde aktığı ve sürekli inişi olan uzun çukurluk VADİLER MENDERES KIRGIBAYIR (BADLANDS) DEV KAZANI ÇAVLAN- ŞELALE PERİBACASI PENEPLEN (YONTUKDÜZ) TARAÇA (SEKİ) PLATO ÇENTİK VADİ BOĞAZ (YARMA) VADİ KANYON VADİ OLGUN (TABANLI) VADİ YAYVAN VADİ ASİMETRİK VADİ 158 159 Çentik Vadi Eğimin fazla olduğu dağlık kesimlerde, aşındırma derine doğrudur Burada belli bir taban oluşmamıştır Ayrıca vadi yamaçları sel ve seyelân sularıyla hafifçe yatıklaşmıştır Bu tür vadilere "V" vadi denir Doğu Anadolu Bölgesi'nden kaynağını alan akarsuların yukarı kesimleri bu tip vadilere örnektir Boğaz (Yarma Vadi) 160 Yüksek dağ sıralarını enine yaran akarsuların oluşturduğu dik yamaçlı, derin vadilerdir Dağları enine doğru yaran bu vadiler, dağın her iki yamacındaki düzlükleri birleştirerek ulaşımı kolaylaştırır Örneğin Kızılırmak, Yeşilırmak, Seyhan, Zap Suyu ve Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki bazı akarsu boylarında bu vadilere rastlamak mümkündür 161 Kanyon Vadi Olgun (Tabanlı) Vadi Yatak eğiminin ve derine doğru aşındırmanın azaldığı, yana doğru aşınmanın başladığı dönemlerde akarsu yatağında belli bir taban oluşur Bunlara "tabanlı vadi" ya da "olgun vadi" adı verilir Bu tip vadilere iç bölge akarsu boylarında rastlanır Yatay tabakalı geçirimli arazilerde, yağışların da yetersiz olması nedeniyle yamaçlar fazla işlenememektedir Buna karşılık, derine aşındırma ön plândadır Bu tür aşınım sonucu yamaçlar basamaklı bir görünüm kazanır Bu vadilere "kanyon vadi" adı verilir Bunlara en çok Akdeniz Bölgesi'ndeki kalker arazide rastlanır Göksu vadisinde olduğu gibi 162 163 27

Yayvan Vadi Asimetrik Vadi Eğimin ve derine doğru aşındırmanın iyice azaldığı, yamaçların büyük ölçüde yatıklaştığı, biriktirmenin ön plâna geçtiği alüvyal tabanlı geniş vadi tipine denir Bu tür vadi tabanları ova özelliğindedir iç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki büyük akarsuların vadi tabanları bunlara örnek olarak verilebilir 164 Akarsuların vadinin dirençli kesimlerini az, dirençsiz kesimlerini çok aşındırması ile oluşmuş vadilere asimetrik vadi denir 165 Menderes Akarsuların bazıları kıvrımlar yaparak akar Bu şekillere menderes denir Akarsuyun kıvrım yapması için, eğimin ve derine doğru aşındırmanın azalması gerekir Bu tip akarsu vadilerinde aşındırma, büyük çoğunlukla yana doğrudur Bu akarsuların her iki yamacında çeşitli boyutlarda düzlükler yer alır Ege Bölgesi'ndeki Bakırçayı, Gediz, Büyük ve Küçük Menderes akarsuların-da olduğu gibi Mendereslerin dış bükey kısımlarında aşındırma, iç bükey kısımlarında ise biriktirme meydana gelir Bunların dış bükey kısımlarına çarpak, iç bükey kısımlarına ise yığınak adı verilir 166 Kırgıbayır (Badlands) asd Kurak ve yarı kurak bölgelerde; bitki örtüsünden yoksun eğimli yamaçlarda, sağanak yağmur ve sel sularının aşındırmasıyla oluşan küçükçaplı yarıntı şekillerinedenir Ülkemizde bu şekillere daha çok iç Anadolu, Güneydoğu Anadolu bölgeleri ile iç Batı Anadolu Bölümlerinderastlanır 167 Dev Kazanı Özellikle şelalelerde; yüksekten düşen su kütlesinin, düştüğü yeri oyması sonucu çanak şeklinde çukurluklar oluşur Bu tür çukurlara dev kazanı denir 168 Çavlan Akarsuların, yüksek basamaklardan aşağıya doğru hareket eden kısımlarına çavlan denir Ülkemizde Akdeniz, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerinin dağlık kesimlerinde bu şekillere sıkça rastlanır Doğu Anadolu Bölgesi'nde Erzurum yakınlarında Tortum, Van'ın kuzeyinde Muradiye, Akdeniz Bölgesi'nde Manavgat ve Düden çavlanları bunların başlıcalarıdır 169 28

Şelale Peribacası Çavlanın daha küçük olanlarına ise şelale veya çağlayan adı verilir Daha çok volkan tüflerinin (volkan külü) yaygın olduğu eğimli arazilerdeki yağışlar sonucu oluşan sel ve selinti sularının, farklı dirençteki tabakaları aşındırması sonucunda oluşan koni veya bacayı andıran şekillerdir 170 Ülkemizde bunlara en güzel örnek, iç Anadolu Bölgesi'nde Nevşehir'deki Ürgüp ve Göreme (Kapadokya) yöresinde bulunan peri bacalarıdır Peri bacalarının yaygın olduğu bu yerler, çok eski devirlerden beri insanlar tarafından işlenerek yerleşim merkezleri hâline getirilmiştir 171 Peribacalarının Oluşumu Peneplen (Yontukdüz) Başta akarsular olmak üzere tüm dış kuvvetlerin, yeryüzünü aşındırmasıyla oluşan ve deniz seviyesine yaklaşmış olan hafif engebeli düzlüklere denir Deniz seviyesine ulaşmış bir yeryüzünün derine doğru aşınması mümkün değildir Bu nedenle peneplenin yeniden aşınabilmesi için ya kara kütlesinin yükselmesi ya da deniz seviyesinin alçalması gerekmektedir Örneğin, ülkemizde Birinci Jeolojik Zamanda oluşan kıvrım dağları, zamanla aşınarak peneplen hâline gelmiş ve daha sonra tektonik hareketlerle yükselerek tekrar aşınmaya uğramıştır 172 173 Plato BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ AKARSU BİRİKTİRME ŞEKİLLERİ DAĞ İÇİ OVASI BİRİKİNTİ KONİSİ BİRİKİNTİ YELPAZESİ DAĞ ETEĞİ OVASI TABAN SEVİYESİ OVASI DELTA IRMAK ADASI Akarsular tarafından derin vadilerle parçalanan geniş düzlüklere plato denir 174 175 29

Dağ İçi Ovası Birikinti Konisi Dağlık alanlarda akan akarsular eğimi azalan alanlardan geçerken taşıdıkları malzemenin bir kısmını buraya biriktirirler ve dağların arasında bir ova meydana gelir Buna dağ içi ovası denir 176 Dağlık alanlardan ovalara veya geniş tabanlı akarsu yataklarına ulaşan sel suları ve akarsular, bu yerlerde eğimin azalmasına bağlı olarak birikintiler oluşturur Koniyi andıran bu şekillere birikinti konisi denir 177 Birikinti Yelpazesi Dağ Eteği Ovası Bu tür birikintilerin daha geniş ve yayvan olanlarına ise birikinti yelpazesi adı verilir 178 Dağ ve ova arasındaki birikinti konisi ve yelpazelerinin zamanla birleşmesiyle meydana gelen, az eğimli düzlüklere dağ eteği ovası denir Gediz ovası güneyinde yer alan Bozdağların etekleri ile Büyük Menderes ovasının kuzeyindeki Aydın Dağları eteklerinde bulunan ovalar bunlara örnektir 179 Taban Seviyesi Ovası Taban seviyesi ovası, deltaların gerisinde kara üzerinde biriktirmelerle oluşmuşlardır 180 Delta Ovası Akarsular tarafından taşınan malzemelerin, deniz ya da göl kıyısında birikmesiyle meydana gelen alüvyal düzlüklere denir Delta yüzeylerinde eğimin az olması nedeniyle taşkın ovalarda olduğu gibi akarsu sık sık yatak değiştirmekte ve geniş alanlara yayılmaktadır Bu durum zaman zaman taşkınlara neden olmaktadır Karadeniz kıyılarındaki Çarşamba ve Bafra ovaları ile Akdeniz kıyılarındaki Çukurova, ülkemizdeki deltaların en tanınmış örnekleridir Ege kıyılarındaki Meriç, Bakırçay, Gediz, Küçük Menderes ve Büyük Menderes ovaları da diğer önemli deltalarımızda 181 30

Irmak (Kum) Adası KARSTİK ŞEKİLLER Kayatuzu, Jips, Kalker (Kireçtaşı) gibi suda kolay eriyebilen kayaçların bulunduğu arazilere Karstik Arazi denir Bu arazilerde suların buradaki kayaçları eritip aşındırması ve başka yerlerde de çökelerek birikmesi (tortulanması) sonucu oluşan şekillere Karstik Şekiller denir Akarsu yataklarında eğimin azaldığı yerlerde akarsuyun hızı yavaşlar Buna bağlı olarak akarsuyun taşıdığı alüvyonlar, akarsu yatağı içinde kum yığınları şeklinde birikerek kum adaları oluşur Büyük Menderes, Küçük Menderes ve Kızılırmak yataklarında bunlara benzer örnekler görülür 182 183 Karstik Şekillerin Oluşumunda Etkili Faktörler: Kireçtaşının Birleşimi ve Kalınlığı Yapısal Özellikler Karstlaşmada Zaman ve İklimin Etkileri Tektonik Hareketlerin Etkisi 1 Kireçtaşının Birleşimi ve Kalınlığı Karstlaşma, safa yakın kireçtaşları üzerinde artmakta, buna karşılık taşın birleşiminde bulunan yabancı madde arttıkça azalmaktadır Tabaka kalınlığının fazla olması karstlaşmayı arttıran başka bir faktördür 184 185 2 Yapısal Özellikler ve eğim Tabakaların eğimi, kireçtaşı tabakasının kalınlığı ve sertliği, zayıf ve kırık kuşakların mevcudiyeti karstlaşmayı etkilemektedir 3 Karstlaşmada Zaman ve İklimin Etkileri Süre arttıkça Karstlaşmada buna bağlı olarak artmaktadır Ayrıca, sıcak ve nemli iklim bölgelerinde karstlaşma hızlı iken, soğuk ve kurak iklim bölgelerinde bu oluşum yavaştır 186 187 31

4 Tektonik Hareketlerin Etkisi Ülkemizde Karstik Sahalar: Torosların Pliyosen sonu ve Kuvaterner başlarında yükselmesinin etkisiyle de karstik sahalardaki yerüstü drenajı yeraltına intikal etmeye başlamış, günümüzdeki yer altı nehirleri, yüzlerce metre derine inen mağaralar, tüneller oluşmuştur Göksu vadisi, Yerköprü dolaylarında 500 metre kadar yatağını derinleştirerek bugünkü konumuna gelmiştir Ayrıca karstlaşmanın derine doğru inmesi ile basamaklı polyeler, mağaralarda travertenler ve farklı traverten basamakları oluşmuştur 188 189 Ülkemizde Karstik Şekiller: Ülkemizde kireç taşı üzerinde oluşmuş karstik şekiller daha çok Akdeniz Bölgesi'nde bulunur Alçı taşı üzerindeki karstik şekillere ise, Tuz Gölü'nün kuzeyinde, Çankırı, Sivas ve Erzincan dolaylarında rastlanır Buralarda genellikle doline benzer karstik aşınım şekilleri görülür Ayrıca Ege Bölgesi'nin güneyi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Batı Karadeniz Bölümü de karstik şekillerin yer aldığı alanlar arasındadır Karstik Aşınım ve Birikim Şekilleri: LAPYA DOLİN OBRUK UVALA POLYE Karstik Aşınım Şekilleri MAĞARA VE GALERİ DÜDEN VE KÖR VADİ Karstik Şekiller Karstik Birikim Şekilleri TRAVERTEN SARKIT, DİKİT VE SÜTUN 190 191 Karstik Aşınım Şekilleri Lâpya (Karren): Düden ve Kör Vadi Lâpya Dolin Karstik aşınım şekillerinin en küçük ve en yaygın olanıdır Daha çok eğimli araziler üzerinde oluşur Küçük çaplı yarıklar ve kanalcıklar şeklinde bir görünüme sahiptir Akdeniz Bölgesi'nde özellikle Taşeli platosunda ve Bolkar, Aladağlar ile Gidengelmez dağları çevresinde bu örneklere sıkça rastlanır Mağara Karstik Aşınım Obruk Polye Uvala 192 193 32

Obruk (Aven): Kalker yaylalar üzerinde açılmış doğal kuyulardır Baca ve kuyu biçiminde bir görünüme sahiptir Çapları ve derinlikleri bazen 200 metreyi bulabilmektedir Konya Bölümü'ndeki Kızören obruğu bunun en belirgin örneğidir Akdeniz Bölgesi'nde Silifke'nin doğusunda yer alan Cennet ve Cehennem obrukları ise turizm açısından önemlidir Obruk 194 195 Dolin: Ülkemizde tava, koyak ve kokurdan olarak bilinen dolinler, çapları bir kaç metre ile 200 metre arasında değişen derin çukurlar şeklindedir Dolinlere en fazla Bolkar, Aladağlar ve Göller Yöresi ile Karaman'ın güneyinde rastlanır Ayrıca, alçı taşının yaygın olduğu Sivas ve Çankırı dolaylarında da bu şekilleri görmek mümkündür 196 197 Uvala: Daha çok yatay tabakalı düz arazilerde oluşan dolinlerin, zamanla birleşmesiyle meydana gelen ve dolinlere göre daha geniş alan kaplayan karstik şekillere denir Üzerinde tarım yapılabilen bu çukurlara en fazla Orta Toroslarda rastlanır Gülnar ilçesi çevresinde yer alan uvala bunun en tanınmış örneğidir 198 199 33

Polye: Uvalaların birleşmesiyle meydana gelen ve çapları birkaç yüz metre ile birkaç kilometreyi bulan en büyük karstik aşınım şekilleridir Polyelerin oluşumunda karstik çözünmenin yanı sıra tektonik çökmeler de etkilidir Ege Bölgesi'nin güneydoğusunda yer alan Tavas, Çivril ve Denizli ovaları bunlara örnek gösterilebilir Polye, karstik bir ova olduğu için çoğu kez tarım ve yerleşim alanları olarak kullanılır Bazı polye tabanlarında suyun derinlere sızmasını sağlayan düdenler (su yutan) bulunmaktadır Bu sayede bu tür polyelerde su birikintisi oluşmazken, düden bulunmayan polye tabanlarında çoğu kez su birikintilerine rastlanır Bu tür polyelere gölova adı verilir Akdeniz Bölgesi'nde ve Ege Bölgesi'nin güneyinde polyelere çok sayıda örnek gösterilebilir Bunların başlıcaları; Muğla, Kestel, Elmalı, Seki, Kızılova, Bozova, Suğla ve Gembos polyeleridir 200 201 Mağara : Karstik aşınım şekillerinin çoğu karstik tabaka yüzeylerinde meydana gelir Buna karşın mağara gibi karstik aşınım şekilleri karstik tabakalar içinde oluşur Bazen mağaralar büyüyerek birleşirler ve galeri oluşur Mağaralar, yer altı sularının karstik tabakaları akışları doğrultusunda aşındırmasıyla meydana gelir Turizm yönünden büyük öneme sahip olan mağaralara ülkemizin birçok yerinde rastlamak mümkündür Bunların en tanınmışları Alanya'da Damlataş ve Dim, Mersin'de Narlıkuyu, Akseki yakınındaki Koyungöbeği, Manavgat-Suğla gölü arasında kalan Düden suyu, Antalya'da Karain, Burdur'da İnsuyu ve Kızılin mağaralarıdır Bazen mağara ve vadilerin tavanları çöker ve bu şekilde göçme kanyonlar meydana gelir Mağara : 202 203 Körvadi, Düden (Ponor) Karstik Birikim Şekilleri Körvadi: Karstik sahalarda bazen vadiler aniden bir duvar şeklinde sona erer Buradaki sular birikmiş halde bulunurlar ve bu sular buradaki bir düden vasıtasıyla yeraltına sızar ve kaybolur Bu tür vadilere Körvadi denir Düden (Ponor): Yeryüzündeki suları yeraltına gönderen yada yeraltındaki suları yerüstüne çıkaran deliklerdir Suyutan- Suçıkan da denir Sütun Traverten Karstik Birikim Şekilleri Dikit Sarkıt 204 205 34

Traverten: Yüzeye çıkan karstik kaynak sularının buharlaşmasıyla meydana gelen çökelmelerdir Suların akışları doğrultusunda basamak şeklinde oluşan travertenlere en güzel örnek; Denizli (Pamukkale) ve Antalya travertenleridir Ülkemizde travertenlerin en yaygın olduğu alan, Antalya ve çevresidir Denizli'de Türkmen Ovası'nda, Bursa'da ve Silifke'nin kuzeybatısında yer yer travertenlere rastlanmaktadır Sarkıt, dikit ve sütun: Karstik mağara tavanlarından sızan suların buharlaşması sırasında içerisindeki kirecin çökelmesiyle aşağıya doğru sarkan şekillere sarkıt denir Mağara tavanlarından damlayan suların yerde buharlaşması ve içindeki kirecin çökelmesiyle oluşan şekillere de dikit adı verilir Sarkıt ve dikitlerin zamanla birleşmesiyle oluşan şekillere ise sütun denir Sarkıt, dikit ve sütunlara en çok Akdeniz Bölgesi'ndeki karstik mağaralarda rastlanır 206 207 208 209 Buzullar ve Oluşturduğu Şekiller: Buzullar ve Oluşturduğu Şekiller: Kutup bölgelerinde ve yüksek dağlar üzerinde,başlıca şekillendirici dış kuvvet buzullardır Bu alanlarda yağışlar genellikle kar şeklinde olur Sıcaklık 0 C'nin altında olduğundan yağan karlar tamamıyla eriyemez, arta kalanlar üst üste yığılır 210 211 35

Buzullar ve Oluşturduğu Şekiller: Kar örtüsü başlangıçta yumuşak ve gevşektir Ancak, daha sonra soğuğun etkisi ve yağan karların sıkıştırması ile sertleşir Buna buzkar denir Buzkarlar, daha sonra üstüste yağan karların basıncı ile iyice katılaşır ve buzul haline gelir Binlerce km2 lik sahaları geniş ve kalın bir örtü gibi kaplayan buzullara örtü buzulu, dağların zirvelerinde oluşan buzullara da dağ buzulu denilmektedir Ülkemizdeki buzullar dağ buzulu şeklinde oluşmuşlardır Kalıcı Kar Sınırı: Yıl boyunca ortadan kalkmayan karlara kalıcı kar (toktoğan kar) adı verilir Kalıcı kar sınırı enleme bağlı olarak değişir Ekvatoral bölgede 5000-6000 m'den geçen kalıcı kar sınırı,türkiye'de kenar dağlar üzerinde 3200-3500 m'de erişilir,iç kesimlerde ise 4000 m'den geçer 212 213 Dünya da Buzullar: Buzul Birikim Şekilleri Bugün dünyanın yaklaşık %10 u (15 milyon km2 si) buzullarla kaplıdır Buzulların etki alanı daha çok kutuplara yakın yerlerdir Sirk Buzulu Takke Buzulu BUZULLAR Örtü Buzulu Vadi Buzulu 214 215 a) Sirk Buzulu : Yüksek dağlık alanlarda çukurluklar içinde oluşan küçük buzullardır Ülkemizde Ağrı, Cilo, Kaçkar,Sat, Uludağ, Nemrut, Toroslar ve Karadeniz dağlarında sirk buzullarına rastlanır b)vadi Buzulu: Yüksek dağlar üzerinde oluşan sirk buzulları büyüdüğünde eğime bağlı olarak aşağılara doğru iner,vadi içlerini doldurur Buna vadi buzulu denir Cilo dağında bu tür vadi buzulları bulunur 216 217 36

c) Örtü Buzulu (İnlandsis) : d) Takke Buzulu: Kutuplara yakın sahalarda oluşan ve binlerce km alan kaplayan buzullardır Antarktika ve Grönland örtü buzullarının görüldüğü yerlerdir Volkan dağlarının üst kısmında oluşan buzullardır Ör: Ağrı dağında olduğu gibi Kutup bölgelerindeki buzullar,buzul dağları oluşturacak kadar büyüktür Bunların denize ulaşan kısmına aysberg denir Kutup bölgelerinde deniz içinde oluşan buzullara bankiz adı verilir 218 219 Aysberg: Bankiz: Kutuplarda deniz kıyılarına kadar inen buzlardan kopmuş buz dağlarına Aysberg (iceberg) denir 220 Kalınlıkları Kutup bölgelerinde 2-3 metreyi bulan buz tabakalarına Bankiz denir 221 Buzullar ve Oluşturduğu Şekiller: Buzullar ve Oluşturduğu Şekiller: 222 Ataner TOKAT 223 37

BUZUL AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ : Yeryüzünü aşındırma, taşıma ve biriktirme yoluyla şekillendirirler Buzullar değişen iklim koşulları altında kalınlaşır,erir yada basıncın veya yamaç eğiminin etkisiyle hareket ederler Bu hareketleri sırasında bulundukları zeminde cilalama,sıyırma, sökme,koparma şeklinde aşındırma yaparlar Aşındırdıkları malzemeyi erimeye başladıkları yerlerde biriktirerek biriktirme şekillerini oluştururlar BUZUL AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ Buzul Vadisi Hörgüç Kaya Sirk (Buzul Yalağı) 224 Buzul Aşındırmasını Etkileyen Faktörler: 1 Buzulun kalınlığına: Kalınlık fazla ise aşındırma oyma şeklinde, az ise törpüleme şeklinde olur 2 Yatak Eğimine: Yatak eğimi fazla ise aşındırma törpüleme şeklinde, az ise oyma şeklindedir 3 Kayaların Özelliğine: Zemin sert kayalardan oluşmuş ise aşındırma törpüleme şeklinde, yumuşak ise oyma şeklinde olur 225 Buzul Aşındırma Şekilleri: a) Buzul Vadisi: Buzul Vadisi Buzullar tüm vadiyi doldurarak hareket ettikleri için tüm yüzeyi aşındırırlar Bu nedenle buzulların vadileri akarsularınkinden farklı olarak inişli çıkışlıdır Enine profili "U" biçimindedir Ana buzula bağlı olarak yan buzulların oluşturduğu vadilere de asılı vadi denir BUZUL AŞINDIRMA ŞEKİLLERİ Hörgüç Kaya Buzul Yalağı (Sirk) 226 227 b) Hörgüç Kaya : Buzullar dirençli kaya sırtlarını törpüleyerek hörgüce benzer yuvarlak şekiller oluşturmuşlardır Bunlara hörgüç kaya adı verilir Türkiye'de Doğu Anadolu'da Nemrut Dağı'nda örneği görülmektedir c)buzul Yalağı (Sirk): 228 Buzulların aşındırma ile oluşturduğu çukurlardır Sonradan buzulların erimesi ile bu çukurlarda sirk gölleri meydana gelmiştir 229 38