Popülist politikalar, tarıma zarar veriyor



Benzer belgeler
Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

TÜRKİYE TURİZMİ Değerlendirme Raporu

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2013, No: 72

Technology. and. Machine

Nitekim işsizlik, ülkemizin çözümlenemeyen sorunları arasında baş sırada yer alıyor.

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

RAKAMLARLA KONYA İSTİHDAMI FEYZULLAH ALTAY

TEB KOBİ AKADEMİ Tarım Buluşmaları. 13 Aralık 2012 İZMİR

15 yıl aradan sonra 1-3 Kasım da Turizm şurasını toplayacağız. Hükümet olarak 3.Turizm Şurası ile stratejik bir sektör olan turizmde üçüncü evreye

TÜRSAB - BAYRAM TATİLİ VE TURİZM SEZONU RAPORU TÜRKLER YÜZDE 20 İNDİRİMLE BAYRAM YAPACAK

ATM DUBAI 2015 ULUSLARARASI TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye, Avrupa nın en girişimci ülkesi

TUR 2013 GÖTEBORG TURİZM FUARI RAPORU MART 2013 GÖTEBORG - İSVEÇ

109 MİLYAR DOLARLIK YABANCI PORTFÖYÜ VAR

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

TÜRSAB AITF BAKÜ 2017 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

türkiye talep profili 2014

BÖLGE PLANI SÜRECİ Bursa Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı


MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı. 25 Şubat 2019

TUROB Vakantiebeurs / Utrecht - HOLLANDA 2013 Turizm Fuarı Sonuç Raporu

Ekonomik Etki Değerlendirme Çalışması

11-16 ŞUBAT DEMİR CEVHERİ PİYASA FİYATLARI

TÜRSAB VAKANTIEBEURS 2016 TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

TOBB SEKTÖREL HABER BÜLTENİ

Ücret Sistemleri ve Verimlilik Arastırması Tuğçe Karaçevirgen Seçil Terk Hatice Çağan Şebnem Demiröz

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI


2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

inşaat SEKTÖRÜ 2015 YILI ÖNGÖRÜLERİ

23 OCAK 2015 EMITT 19. DOĞU AKDENİZ ULUSLAR ARASI TURİZM VE SEYAHAT FUARI UÇAK ORGANİZASYONU İSTANBUL TÜRKİYE

* EL KAZANDI BİZ ÖVÜNÜYORUZ *BORSA 2012 DE DE YABANCIYA ÇALIŞTI *İstanbul da kazanıp, New York ta, Londra da şampanya patlattılar

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ BASIN TOPLANTISI AĞUSTOS İSTANBUL

5 milyon kişi online ticarete 31 milyar lira harcıyor

MAYIS 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Türkiye Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Berkalp Kaya KASIM 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

AYDIN TURİZM ÇALIŞTAYI RAPORU

YATIRIMLARI BÜLTENİ. Grup ve Şirketlerin Yatırım Planları 8S A Y I. Araştırma ve Tasarım

Turizm Ekim Özge YALÇIN - Mali Analiz. TSKB Araştırma

TÜRK-ARAP SERMAYE PİYASALARI FORUMU 2013 TÜRKİYE

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

Abdi İpekçi Caddesi No : 57, Reasürans Han, E Blok 7.Kat Harbiye İstanbul Tel : +90 (212)

ITTFA BELGRAD 2014 TURİZM FUARI SONUÇ RAPORU

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ULUSAL BİLDİRİMLERİNİN HAZIRLANMASI PROJESİ 6. ULUSAL BİLDİRİM TURİZM BÖLÜMÜ

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Yaklaşık 150 ülkeden katılımcıyla bu yıl 16. sı gerçekleştirilen IMEX Frankfurt Fuarı na TÜRSAB ilk kez bir stand ile katıldı.

YOZGAT TİCARET VE SANAYİ ODASI Yılı Faaliyet Raporu

BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Turizm İhtisas Komisyonu Toplantısı Anadolu Üniversitesi

Dönemsel Basın Bilgilendirme Toplantısı. 11 Mart 2008, Doğuş OtoMotion İstanbul

Uluslararası Yükseköğretim Hareketliliği ve Türkiye nin Konumu temalı Toplantı İstanbul TOBB Plaza da Gerçekleşti

FITUR 2015 TURİZM FUARI DEĞERLENDİRME RAPORU

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) xclusive. yönetim raporları. Dünya Kongre Pazarında İzmir in yeri

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Ülkedeki mevcut konut durumu hızla artan nüfusu karşılaşmakta yetersiz kalmaktadır. Cezayir birim ev başına en fazla insan düşen ülkelerden

AB Bütçesi ve Ortak Tarım Politikası

EKONOMİK GELİŞMELER Ekim

TOBB, SELİMİYE Yİ KORUYUP YAŞATMAK İÇİN VAKIF KURDU

Organizasyonumuz T.C. Ekonomi Bakanlığı alım heyeti destek programı kapsamında,

NİSAN 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AKSARAY TİCARET VE SANAYİ ODASI

TÜRKİYE NİN 4 ANA SORUNU ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 11 Aralık 2015

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Kırıkhan Ticaret ve Sanayi Odası Yılı Faaliyet Raporu

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

TÜRKİYE İŞ ve İNŞAAT MAKİNALARI ALT SEKTÖRÜ

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

İŞGÜCÜ PİYASASI ARAŞTIRMASI AĞRI İLİ SONUÇ RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Mayıs

DÜNYADA VE TÜRKİYE DE ÖZEL GÜVENLİK SEKTÖRÜ

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

ODA YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

İNŞAAT SEKTÖRÜNÜN DIŞ PİYASALARDAKİ DURUMU

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

İZMİR TİCARET ODASI MECLİS TOPLANTISI

TÜRSAB UITT KİEV 2016 ULUSLARARASI TURİZM FUAR RAPORU

EKONOMİK GELİŞMELER Kasım

DÜNYA BANKASI TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU TEMMUZ Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer. Uluslararası İlişkiler Müdürlüğü

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

Tarih: 13 Temmuz 2012 Daha fazla bilgi için Nurgül Usta Genel Md. Yardımcısı Tel: E mail:nurgul.usta@dorinsight.

Dünya da ve Türkiye de İş Sağlığı ve Güvenliği

BURSA DA İLK 250 ŞİRKET VE İSTİHDAM

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

2010 OCAK MART DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

Transkript:

Haziran 2007 ATSO

ATSO Haziran 2007 2

9 ANTALYA TİCARET VE SANAYİ ODASI YAYIN ORGANI YIL:20 / TEMMUZ 2007 / SAYI:234 ATSO ADINA SAHİBİ: Yönetim Kurulu Başkanı Kemal ÖZGEN YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: Sevim KAYAHAN YAYIN KURULU: Çetin Osman BUDAK Ali Rıza AKINCI Arif SELÇUK Özdağ ÇANCI YAYINA HAZIRLIK: Mete TEKİN Orhan ÇAKMUR TASARIM: Kaan ESİNGÜNER BASKI: KUTLU - AVCI OFSET FORM BASKI REKLAM SAN. ve TİC. LTD. ŞTİ. Muratpaşa Mah. Emrah Cad. (Kutlu-Avcı Plaza) No:17, ANTALYA Tel.:0.242.346 85 85 Faks:0.242.335 53 92 DAĞITIM: ÖZYILDIRIM DAĞITIM Tahılpazarı Mahallesi 468.Sokak Kaymak Apt. No: 6/4 TEL:0.242.243 48 98 FAX:0.242.243 48 99 e-mail: yildirimkurye@hotmail.com ATSO: Kazım Özalp Caddesi 2. Sokak No: 4 ANTALYA Tel : 0.242.248 99 00 Faks : 0.242.242 66 80 URL : www.atso.org.tr e-mail : dergi@atso.org.tr Yıllık Abone Bedeli : 50 YTL Ayda bir yayınlanır Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek alınabilir. Dergimizde yayınlanan yazılardaki görüşler yazarlarına aittir. Reklam ve diğer konularınız için lütfen basın bürosu ile irtibat kurunuz. ATSO dan Akşam Ticareti çağrısı 20 Popülist politikalar, tarıma zarar veriyor 10 Turizmde otel yatırımları artıyor, eleman açığı sorunu büyüyor 22 5. Dünya Odalar Kongresi, 4-7 Temmuz da İstanbul da yapıldı ATSO Temmuz 2007 2

26 ASCAME Genel Kurulu na Türkiye damgasını vurdu, Meditour 2006 Antalya konuşuldu 28 Orman Yangınlarıyla Küresel Felakete Doğru 30 38 DÜDEN binlerce yıldır Antalya ya hayat veriyor ATSO dan Milli Mücadelede Antalya kitabı 16 SİGORTA SEKTÖR ANKETİ 27 BASEL 2 YE BİR YIL ERTELEME 31 TEKSTİLDE MARKA YARATMA 32 NOSTAL Jİ 34 TEPAV RAPORU 36 KOBİ ZİYARE TLERİ 42 AB DEN GÜNCEL HABERLER 46 YENİ TÜRK TİCARE T K ANUNU 50 KÜLTÜR - SANAT 54 EKONOMİK DURUM RAPORU 68 FUARLAR 70 İŞBİRLİĞİ TEKLİFLERİ 72 ANTALYA DAN LEZZETLER 3 Temmuz 2007 ATSO

Seçim Ekonomisi etkisini 2010 a kadar hissettirecek Çetin Osman BUDAK Yayın Kurulu Başkanı Sevgili Üyelerimiz, Değerli Okurlar, Aylardır ülkemizin gündeminin ilk sırasını işgal eden, 22 Temmuz seçimleri nihayet yapıldı. Sonuçların ülkemiz ve Antalya için hayırlı olmasını diliyoruz. Seçim öncesinde önce geçmiş dönem Antalya milletvekillerinin çalışmalarını, ardından da 22 Temmuz da TBMM ye gitmek için yarışan milletvekili adaylarının seçilmeleri halinde yapmayı vaat ettikleri projeleri sizlerle paylaşmıştık. Artık TBMM ye gitmeye hak kazanan milletvekillerimiz belirlendi. Kendilerine başarılar diliyoruz. Öte yandan Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) İstikrar Enstitüsü tarafından hazırlanan Mali İzleme Raporu yayımlandı. Rapor da, seçim ekonomisi uygulamalarının 2007 bütçesinde ortaya çıkmaya başladığı ancak asıl etkinin 2008, 2009 ve 2010 bütçelerinde ortaya çıkacağı ifade ediliyor. Buna göre, alınan politika kararlarının kamu kesimi üzerine mali etkisi 2007 de 3.743 milyon YTL, 2008 de 5.029 milyon YTL, 2009 da 5.245 milyon YTL ve 2010 da 5.440 milyon YTL olacak. Değerli Üyelerimiz, Türkiye Temmuz ayında, ATSO nun da yer aldığı iki önemli etkinliğe evsahipliği yaptı. Kısa adı ASCAME olan Akdeniz Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği nin 18. Genel Kurulu, 4 Temmuz tarihinde İstanbul da İTO nun evsahipliğinde yapıldı. Genel Kurul da İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş ASCAME nin yeni başkanı seçildi. Genel Kurul da en çok konuşulan konulardan birisi 2-4 Kasım 2006 tarihlerinde Antalya da düzenlenen Meditour 2006 Akdeniz Turizm Forumu oldu. Odamızın evsahipliğini yaptığı Meditour 2006 Turizm Forumu nun ASCAME nin 2006 yılında gerçekleştirdiği en başarılı organizasyonlardan birisi olduğu yabancı konuklar tarafından defalarca dile getirildi. ATSO tarafından Türkçe ve İngilizce olarak basılan Meditour kitabı büyük ilgi gördü ve beğeniyle karşılandı. Toplantıda bizim açımızdan önemli bir konu da ATSO nun geçtiğimiz yıl işbirliği anlaşması imzaladığı Malaga Ticaret ve Sanayi Odası ile ikinci konut turizmi konusunda ortak bir çalışma yapma konusunda anlaşmaya varılması idi. Kasım ayında bu çalışmayı başlatarak, bu alanda uzmanlaşmış büyük İspanyol şirketlerinin ilgilerini Antalya ya çekmeyi ümit ediyoruz. 4-7 Temmuz tarihleri arasında düzenlenen 5. Dünya Odalar Kongresi ne ise 118 ülkeden bin 600 işadamı katıldı. Uluslararası arenada büyük ilgi gören kongre, üst düzey birçok politikacıyı ve iş adamını ağırladı. Ana teması Gelişme İçin İşbirliği olarak belirlenen kongrede, aralarında ABD eski Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, Nobel Ödüllü ekonomist Muhammed Yunus, İran Ticaret Sanayiler ve Madenler Odası Başkanı Muhammed Nahavandian ın da olduğu farklı ülkelerden 130 a yakın konuşmacı yer aldı. Kongrenin detaylarını dergimizde bulacaksınız. Sevgili Üyelerimiz, Turizmde 2005 yılı rakamları geçildi. Türk turizminin amiral gemisi Antalya, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artışla 2 milyon 731 bin 309 turist ağırladı. Antalya nın yıllardır en önemli pazarlarından Almanya da durgunluk yaşanırken, özellikle Rus turistlerin sayısında büyük bir artış yaşanıyor. Yine İsrailli, Fransız ve Polonyalı turistlerde artışlar var. Öte yandan turizmde bir takım yapısal sorunlardan kaynaklanan sıkıntılar devam ediyor. Turizm dosyamızda bu konulara dikkat çekiyoruz. Antalya da yıldızı parlayan ve gelişen sektörlerin başında sigortacılık geliyor. ATSO, sektörün durumunu mercek altına aldı ve bir anket gerçekleştirildi. Ankete göre; sektör temsilcilerinin bir çok sıkıntısı bulunuyor. Özellikle bölge müdürlüklerine bağlı olarak acente sayısının artması ve bankaların sigortacılık yapması, Antalya daki sektör temsilcilerini endişelendiriyor. Sektörün en önemli sıkıntıları arasında eğitimli personel bulunamaması yer alıyor. Anketin ayrıntılarını dergimizde bulacaksınız. Bu arada sevindirici bir gelişmeyi sizlerle paylaşmak istiyoruz. ATSO olarak, Odamızın ilgili meslek komitesinin girişimleri sonucu, sigortacılık sektörünün eleman açığını gidermek amacıyla, Akdeniz Üniversitesi ile Meslek Yüksek Okulu bünyesinde Sigortacılık Bölümü açılması için protokol imzaladı. Çallı daki Yüksekokul da faaliyet gösterecek olan Sigortacılık Bölümü, Yüksek Öğretim Kurumu ndan onay çıkması halinde 2007-2008 eğitim öğretim yılında eğitime başlayacak ve ilk etapta 30 öğrenci alınacak. Değerli Okurlarımız, ATSO Meclis Üyesi ve Tarım Komisyonu Başkanı Hamdi Güneş in araştırmasına göre; ülkemizde tarımsal desteklerin toplamı 5-5,5 milyar YTL seviyesinde. Ancak verilen destekler tarımdaki istihdama yansımamakta. Önümüzdeki yüzyılın küresel ısınma, çevre koşullarının bozulması, artan dünya nüfusu ve açlık tehlikesi nedeniyle tarımın petrol kadar değerli bir meta olacağı bir dönem olacağını ifade eden Güneş, Geleceğe, yerelden küresele, taklitten yaratıcılığa taşımak zorundayız. Sorunları görmezden gelme yerine, onların üstüne giderek çözümler üretmeliyiz diyerek, popülist politikaların tarıma zarar verdiğini vurguluyor. ATSO olarak, kentin tarihine sahip çıkmak, kültür ve sanat hayatının zenginleşmesine destek sağlamak için her zaman çaba gösteriyoruz. 5 Temmuz Antalya nın Kurtuluşu etkinlikleri kapsamında Antalya Müzesi kurucularından Süleyman Fikri Erten in Milli Mücadelede Antalya adlı kitabını yayınladık. Odamızca, yayımlanan kaynak niteliğindeki bu tür kitapların kısa sürede tükenmesi; çeşitli çevrelerden aldığımız olumlu tepkiler ve özellikle kentimizde yaşayan halkımızın Antalya nın yakın tarihini yakından tanıma isteği ile yayınlarımıza gösterdiği büyük ilgi bizleri mutlu ediyor. Sevgili Üyelerimiz, Ülkemizin önemli doğal varlıkları olan ormanlar birer birer yanıyor. Akdeniz ve Ege de son iki aydır çıkan yangınlarla yaklaşık binlerce hektar orman kül oldu. Yapılan her türlü uyarıya karşın önüne geçilemeyen yangınların yol açtığı milyonlarca liralık ekonomik bedel bir yana, diğer canlı varlıkların ve doğal yaşam alanlarının kaybedilmesi, toprak erozyonu, hidrolojik düzenin bozulması, karbon salınımının artması gibi sonuçların bedeli geleceğimizi ipotek altına alıyor. Özellikle Antalya nın Alanya ve Manavgat ilçeleri ile Muğla, Aydın, Bodrum ve Çeşme de yanan alanların turistik bölgelere, kıyılara ve arazi değeri yüksek alanlara yakınlığı bu düşünceyi doğrular nitelikte. Ortaya çıkan fotoğraf, orman yangınlarının arkasındaki gerçeğin işgal arzusu olduğunu ortaya koyuyor. Yanan alanların işgaline izin verilmemesini umuyoruz. Gelecek sayıda buluşmak dileğiyle. ATSO Temmuz 2007 4

5 Temmuz 2007 ATSO

Yeni Hükümetin ekonomik reformlara odaklanmasını arzu ediyoruz Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminin huzur ve güven ortamını güçlendirecek şekilde tamamlanmasını bekliyoruz. Kemal ÖZGEN ATSO Yönetim Kurulu Başkanı TOBB Yönetim Kurulu Üyesi ATSO Temmuz 2007 6

Antalya Ticaret ve Sanayi Odasının Değerli Üyeleri, Değerli Okuyucular, Ülkemiz yaz sıcakları içinde sıcak bir seçim dönemini tamamladı. Seçim dönemini tamamlayan siyasetimizin mümkün olduğunca geniş bir uzlaşma ile Türkiye nin meseleleri karşısında ortak çözümleri uygulamaya koymasını bekliyoruz. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası olarak, Cumhurbaşkanlığı seçiminin huzur ve güven ortamını güçlendirecek şekilde tamamlanmasını ve yeni Hükümetin ve Meclisin ekonomik reformlara odaklanmasını arzu ediyoruz. Hükümetin ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin, hukuk reformu, vergi reformu, kayıtdışı ekonomi ile mücadele, sanayi ve KOBİ stratejisinin belirlenmesi, sosyal güvenlik reformu, enerji sektörü reformu, eğitim reformu gibi reform konularını, Büyük Mağazalar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Toptancı Haller ile ilgili Kanun gibi Kanunları, turizm sektörünün sorunlarını, Antalya nın 2B arazileri sorunu gibi sorunlarını bir an önce ele alarak, gerekli çözümleri sivil toplum ile diyalog içinde üreteceğini ümit ediyoruz. Değerli Üyelerimiz, Basından da izlediğiniz gibi, TOBB un ev sahipliğinde İstanbul da yapılan Dünya Odalar Kongresi rekor düzeyde bir katılımla gerçekleşti. Kongreye dünyanın önde gelen işadamları, uluslararası ticaret ve finans kurumlarının yetkilileri, Nobel Barış Ödülü sahibi Muhammed Yunus tan, ABD eski dışişleri bakanı Albright a, AB yetkililerine kadar geniş bir kitle katıldı. Latin Amerika dan, Avustralya dan, Afrika dan, yani dünyanın her yerinden 600 den fazla yabancı katılımcı oldu. Toplantının başarısı bütün katılımcılar tarafından teyit edildi. Türkiye nin tanıtımı açısından, TOBB un ve Odalarımızın yurtdışındaki prestiji açısından fevkalade bir organizasyon oldu ve zengin temaslar yapıldı. Toplantıda dünya ekonomisinin önemli sorunları ele alındı. Bunların başında enerji konusu, uluslararası mali piyasaların denetimi gibi konular vardı. Kongrede küresel mali piyasalarda kriz riskinin konuşulmasından üç hafta sonra Amerikan mortgage piyasasındaki olumsuz gelişmeler önce ABD Borsalarını, daha sonra ise tüm dünya borsalarını etkiledi. Geçtiğimiz günlerde ABD de DJ endeksi %4, Almanya ve İngiltere borsaları %5 değer kaybetti. Bu gelişme Türkiye de de borsayı ve döviz kurlarını etkiledi. ABD ekonomisinde büyüme ve dış denge rakamlarının olumlu seyretmesine rağmen, mortgage piyasasında konut fiyatlarının düşmesi ve kredilerin geri dönüşlerinde yaşanan sorunlar bankaları ve uluslararası finans kuruluşlarını tedirginliğe sevk etti. Bu kuruluşların likidite kaygıları, dünya piyasalarında kredi ve likidite azalmasına yol açtığı için tüm sektörleri ve bizim gibi ülkeleri de ciddi bir biçimde etkilemektedir. Birçok yetkili bu tür piyasa hareketlerinin psikolojik tepkiler olduğuna, dünya ekonomisinde büyüme ve karlılığının devam ettiğine, mortgage piyasasındaki düşüşün dünya çapında bir bulaşıcı krize dönüşmeyeceğine inanmaktadır. Ancak, ekonomide büyüme ve daralma dönemleri genel olarak birbirini izlemektedir. Sınırsız bir yüksek büyüme dönemi sözkonusu olamaz. Dünya ekonomisi aslında 1990 sonlarından bu yana yüksek bir büyüme dönemini devam ettirmektedir. Böyle bir uzun süreli büyüme II. Dünya Savaşı sonrasında 1950-60 döneminde yaşadı. O dönemde Avrupa hızla büyüdü, Türkiye de bu büyümeden faydalandı. Son dönemde ise Soğuk Savaş ın sona ermesi, küreselleşme ve serbest ticaret, Çin in WTO ya üye olarak dünya ekonomisine entegre olması dünya ekonomisinde, ticaretinde hızlı bir büyüme yarattı. Son yıllarda petrol fiyatlarının artması üretici ülkelerin ciddi fon biriktirmelerine yol açtı. Bu gelişme dünya ekonomisinde yeni bir durum yarattı. Petrol üreticilerinde ve dış ticaret fazlası veren ülkelerin merkez bankalarında büyük fonlar birikmeye başladı. Bu fonların bir kısmı uluslararası yatırım araçlarında değerlenmektedir. Bazı ülkelerin Merkez Bankaları ise kendi yatırım fonlarını oluşturmaya başladılar. Geçen yıl Körfez ülkelerinin uluslararası yatırım fonlarına 150 milyar dolara yakın fon yatırdıkları tahmin edilmektedir. Geçen yıl Norveç, Hükümet Fonu isimli yatırım fonuna 50 milyar dolar aktarmıştır. Rezervi 1.2 trilyon dolar olan ve bu yıl sonunda 1.6 trilyon dolara yükselmesi beklenen Çin, rezervin bir kısmını uluslararası yatırım araçlarında değerlendirmeye, bu amaçla bir yatırım ajansı kurmaya karar vermiş, ayrıca bir miktar fonu Amerikan özel yatırım fonu Blackstone a kullandırmaya başlamıştır. Singapur 100 milyar dolarlık bir fon yaratmıştır. Gelişen ülkelerin Merkez Bankalarının yarattığı bu yatırım fonlarının 2.5 trilyon dolara ulaştığı, bunların bu şekilde artması halinde 2010 da 5, 2012 de 12 trilyon dolara ulaşabileceği tahmin edilmektedir. Bu fonlar dünyada güvenilir ve likit olan yatırım araçlarına yatırılmakta, hem gelişmiş ülkelerde hem de gelişen ülkelerdeki karlı alanlarda değerlendirilmektedir. Çin, Singapur, Rusya gibi ülkeler bu fonları veya Gazprom gibi büyük şirketler fonlarını hisse senetlerinde de değerlendirmeye başlamışlardır. Gazprom enerji şirketi olduğu halde uçak yapımcısı Airbus şirketinin hisselerine ortak olmuştur. Dünya sistemi bu şekilde hızlı bir değişim geçirmektedir. Dünya da fon kaynağının bu şekilde değişmesi ve bu kaynağın bizzat gelişen ülke devletleri ve kamu kurumları olması bir istikrar unsurudur. Diğer yanda mali piyasalarda risk alan büyük özel fonların olmasına karşın, son yıllarda BASEL kriterleriyle banka sistemleri daha güçlü hale gelmiştir. Dolayısıyla dünyada çok büyük mali» 7 Temmuz 2007 ATSO

kriz riski azdır. Ancak, mali sistem o kadar hızlı bir büyüme ve değişim içerisindedir ki, hiç kimse böyle bir yapıyı kontrol etme gücüne de sahip değildir. Öte yandan bu yatırım dalgası birçok borsada ve bazı ülkelerdeki konut piyasalarında önemli bir şişkinliğe yol açmıştır ve şimdi bu sürecin tersine dönmesi de mümkündür. Türkiye gibi dış kaynağa bağımlı gelişen ekonomiler dünya ekonomisindeki bu gelişmeden faydalanmıştır, faydalanmaktadır. Buna rağmen mali piyasalardaki son dönem gelişmeler karşısında dış kaynak konusunda dikkatli olunması gereği de açıktır. Dünya mali piyasalarındaki son gelişmeler, Türkiye de seçim sonrasındaki faiz düşüşü beklentilerini de olumsuz etkilemektedir. Fiyat istikrarını korumayı amaçlayan Merkez Bankası mali disipline ilişkin kaygılar nedeniyle faiz oranları konusunda dikkatli davranmaktadır. Dünya ekonomisindeki gelişmeler piyasaların canlanmasını sağlayacak bir faiz düşüşü için gerekli manevra kabiliyetini sınırlamaktadır. Bu nedenle Hükümetin mali disipline önem vermesi ve kamu harcamalarındaki artışı dizginlemesi acil bir konu haline gelmiştir. Değerli Üyelerimiz, Yaz aylarına seçim dışında damgasını vuran diğer gelişmeler büyük şehirlerimizde ve barajlarda yaşanan su sıkıntısı ve son günlerde artan elektrik kesintileridir. Elektrik kesintileri, toplumun her kesimi gibi, ekonomiyi de olumsuz etkilemekte, turizm ve ticaret sektörünün yanı sıra sanayi sektörü de elektrik kesintileri nedeniyle ciddi sorun yaşamaktadır. Elektrik kesintileri sadece iletim hatları altyapısındaki eksikliklerden değil, özellikle üretimin artan talebi karşılayamamasından dolayı ortaya çıkmaktadır. Öte yandan üretim azlığına rağmen özel şirketlerin üretim kapasitesinin etkin bir şekilde değerlendirilemediği de görülmektedir. Elektrik piyasasında yatırım ve üretim sorunu yanında tarifelerin belirlenmesinde de sorun vardır. Elektrik fiyatlarını düşük bulan özel üreticiler bu fiyatlarla üretim yapamadıkları için tarifelerden ve piyasa düzenlemesinden kaynaklanan bir sorun da yaşanmaktadır. Geçen yaz ortaya çıkan bu sorun halen giderilememiş ve artan talep nedeniyle sorun giderek büyümüştür. Sorunun giderilmesi veya hafifletilmesi için, Enerji Bakanlığının, EPDK, EÜAŞ, TEİ- AŞ, TEDAŞ ve özel şirketleri bir araya getirerek üretimi en etkin şekilde kullanmanın yollarını araması gereklidir. Sistemde etkin bir koordinasyon sağlanmalı, elektrik fiyatları sanayi ve diğer sektörleri mağdur etmeden gözden geçirilmeli ve özel üreticilerin sanayi sektörüne daha makul fiyatlardan elektrik vermesi için EPDK tarafından gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Elektrik konusunda yaşanan sıkıntı, özelleştirme ve serbestleştirme politikası, yabancı sermaye ve piyasa düzenlemesi konularındaki sorunların sonucudur. Türkiye yıllardan bu yana gerekli olduğu dile getirilen enerji yatırımlarını yapamamış, yerli ve yabancı sermaye ile yatırımların ve üretimin hızlı bir şekilde artmasında geç kalmış, elektrik piyasasını etkin bir şekilde serbestleştirememiştir. Artık enerji gibi alanlarda devletin gerekli yatırımı yapması neredeyse imkansızdır. Bu nedenle bu tür temel mal ve girdilerde özel tekel yaratılmadan, tekel karlarının oluşmasının da önüne geçilerek, etkin rekabet yaratılarak, serbestleşmeye gidilmesi zorunludur. Değerli Üyelerimiz, Yine Dünya Odalar Kongresi nde ortaya çıkan, bu konuyla önemli bir gelişmeyi vurgulamak istiyorum. Artık dünyada gerek ülkelerin gelişmesinde, gerekse şehirlerin gelişmesinde anahtar faktör kamu ve özel sektör partnerliği olmuştur. Kamu-özel sektör işbirliği ve kurumsal yönetişim artık devlet yönetiminin yanında yer alan yeni bir model olarak ortaya çıkıyor. Özel fayda ile kamu faydasını dengeleyerek piyasaların en etkin şekilde işlemesini sağlamanın başka yolu kalmamıştır. Elektrikte yaşadığımız sorun da bunu göstermektedir. En pahalı enerji olmayan enerjidir. Öyleyse yeterli enerji üretimi için gerekli düzenlemeleri yerli ve yabancı sermayenin katılımıyla elde etmekten başka yol yoktur. Diğer taraftan, birçok ülkede önemli projelerin hepsi Odaların, kamu kurumlarının ve yerel yönetimlerin işbirliği ile ortaya çıkmaktadır. Yani devletin tek başına, özel sektörün tek başına çalışması dönemi bitmiştir. Özel sektör kanunların yapılmasında, istihdamın artırılması için eğitimde ve kalkınma projelerinde devletin ortağı haline gelmiştir. Türkiye nin bu gelişmeyi fark etmesi, bu yönde bir zihniyet değişikliğini gerçekleştirmesi artık zorunlu hale gelmiştir. Yine Antalya örneğinden yola çıkarsak, Antalya da kamu kurumlarının harcamaları 2006 yılında 1,2 milyar YTL dir. Bu rakam her yıl ancak %10-20 arasında artabilmektedir. Bu, kamunun Antalya ekonomisine katkısının %10 larda olduğunu göstermektedir. Bunun önemsiz olduğu kesinlikle söylenemez. Çünkü Devlet, ülkemiz genelinde de Antalya da da halen en önemli üretici, tüketici ve yatırımcı konumundadır. Ancak Devletin üretim ve yatırımı tek başına Türkiye veya Antalya ekonomisini sürükleyen bir güç olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla böyle bir yapıda gelişme ancak ve ancak kamu-özel sektör birlikteliği ve kurumsal yönetişim ile mümkündür. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Hükümetin, hatta genel olarak siyasetin performansı büyük ölçüde özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle kurulacak diyaloğa bağlı olacaktır. Sevgi ve saygılarımla ATSO Temmuz 2007 8

ATSO dan Akşam Ticareti çağrısı Yaz sıcakları, kent merkezinde ticareti durma noktasına getirdi. ATSO, akşam ticaretinin canlandırılması çağrısında bulundu. Uygulama hayata geçerse, kent merkezinde ticaretin yanı sıra, sosyal yaşamda hareketlenecek. ATSO Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Özgen, Antalya ket merkezinde akşam ticaret hayatının canlanması için, herkesin elini taşın atına koyması gerektiğini söyledi. Yaz aylarında aşırı sıcaklar nedeniyle kent merkezinde ticari yaşamın durma noktasına geldiğini ifade eden Özgen, uygulamanın ticaretin yanı sıra sosyal hayata da büyük fayda sağlayacağını belirtti. Özgen şöyle konuştu; Bilindiği gibi, yaz aylarında gün içindeki aşırı sıcaklar insanları şehir merkezinden uzaklaştırmakta, alışveriş azalmakta veya modern alışveriş merkezlerinde yoğunlaşmaktadır. Bu nedenle, yıllardan beri kent merkezinde akşam ticaretinin canlandırılması düşünülmüş, konuşulmuş, fakat çeşitli sebeplerle bu konuda ciddi bir mesafe alınamamıştır. Son günlerde yaşadığımız aşırı sıcaklar bu olayı daha da şiddetlendirmiş, şehir merkezimizde ticari hayat adeta durma noktasına gelmiştir. Bu nedenle bugünlerde akşam ticaretinin başlatılması tek çözüm olarak ortaya çıkmaktadır. Bunun için esnafımızın artık akşam saatlerinde işyerlerini açık tutmaya başlamalarıdır. Esnafımız akşam saatlerinde özel indirimler sağlayarak insanları teşvik etmelidir. Tur şirketlerimiz şehir turlarını akşam saatlerine kaydırmalıdır. Belediyelerimiz çeşitli hizmetlerini buna göre ayarlamalı ve şehir merkezinin canlılığına dönük faaliyetler düzenlemelidir. Akşam saatlerinde şehir merkezine ücretsiz otobüs seferleri düzenlenmelidir. Aşırı sıcaklar bu bakımdan bir fırsat olarak değerlendirilmeli ve akşam saatlerinde şehir merkezimizin, Kaleiçi nin canlandırılması konusunda herkes gayret göstermelidir. Bugünlerde zorunlu olarak başlatacağımız böyle bir hareketin kalıcı olması ilimizin sosyal ve ticari hayatına büyük bir fayda sağlayacaktır. 9 Temmuz 2007 ATSO

Turizmde otel yatırımları artıyor, eleman açığı sorunu büyüyor TURİZM - İSTİHDAM Turizm Gazetici ve Yazarları Derneği (TUYED Ar-Ge) Türkiye de turizm eğitimi veren 17 adet Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Okulu ile 67 adet Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi, yılda toplam 8 bin kişi mezun verirken, ortalama 20 bin yeni otel yatağı devreye giriyor. Mevcuda yeni ihtiyaçların da eklenmesiyle her düzeydeki yetişmiş eleman sıkıntısı kendini hissettiriyor. ATSO Temmuz 2007 10

Yerli-yabancı yatırımcıların otel yatırımları yoğunlaşıyor. Hemen hemen her kesimden girişimciler, otelciliğe soyunmaya başladı. Otel yatırımları hızlanırken, eleman açığı sorunu da büyüyor. Otel yatırımlarının yoğun olduğu bölgelerin hepsi yeni turizm sezonuna yetişmiş eleman sıkıntısıyla girdi. Türkiye de turizm eğitimi veren 17 adet Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Okulu ile 67 adet Anadolu Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi bulunuyor. Bu okullardan yılda toplam 8 bin kişi mezun oluyor. Bunlara TUREM (Turizm Eğitim Merkezleri) ve çeşitli zincir otellerin kendi bünyesinde verdiği eğitiminde katılması halinde eğitimli eleman sayısı en fazla 10 bine çıkıyor. Türkiye de yılda ortalama 20 bin yeni otel yatağı devreye giriyor. Mevcuda yeni ihtiyaçların da eklenmesiyle her düzeydeki yetişmiş eleman sıkıntısı kendini hissettiriyor. Türkiye de Turizm Bakanlığı ndan belgeli 3 bin 451 tesiste toplam 525 bin yatak kapasitesi bulunuyor. Bunlara Belediye Belgelileri de kattığımızda yatak kapasitesi 750 bine ulaşıyor. Türkiye deki otellerin coğrafi dağılımında Akdeniz bölgesi yüzde 32 ile ilk sırada yer alıyor. Akdeniz i yüzde 30 ile Ege bölgesi ve yüzde 13 ile de Marmara bölgesi izliyor. Diğer bölgelerin dağılımı şöyle: İç Anadolu yüzde 6.83, Karadeniz yüzde 8.57, Doğu Anadolu 4.72 ve Güney Doğu Anadolu yüzde 2.79. Nitelikli insan bulunamıyor İTÜ Turizm Bölümü Yöneticisi Şaban Ali Yaşaroğlu, Türkiye de turizm sektöründe insan kaynağının eğitimine ve bu kaynağın emeğine gerekli önemin verilmediğini söylüyor. Avrupa nın aksine, turizm sektöründeki hizmetlerin yüzde 80 inin sertifikasız ve eğitimsizlerle yürütüldüğünü anımsatan Yaşaroğlu şunları söylüyor: Turizm okullarından staj yaptırmak üzere turistik işletmelere gönderilen öğrenciler, liseli, üniversiteli ayrımına tabi tutuluyor. Bazılarına asgari ücretin üçte biri, büyük çoğunluğuna ise, herhangi bir ücret ödenmiyor. Böylece, 4-5 ay lüks turistik otellerde bedavadan çalıştırılan kurumsal eğitim görmüş gençlerin emekleri sömürülüyor. Turizm eğitimi alan stajyerlere ücretsiz ve ağır işler yaptırılarak, meslekten soğutuluyor. Öte yandan, şehir otelleri hariç, kıyı otellerinde çalışanların yarısının iş akitleri kış aylarında askıya alınıyor. Yazın ise işbaşı için yeniden çağrı yapılıyor. Bu da sektörde dönemsel çalışmanın hâlâ devam ettiğini gösteriyor. Otellerin genel müdür, genel müdür yardımcısı, aşçıbaşı, muhasebe müdürü, satın alma müdürü, personel müdürü, yiyecek-içecek müdürü, kat hizmetleri şefi, teknik müdür, animasyon şefi, mutfak şefi, ön büro müdürü, güvenlik müdürü gibi pozisyonları fazla değişmezken, resepsiyon memuru, barmen, animatör, Maitre d hotel, kat görevlisi, garson, çamaşırhane görevlisi, bellboy, santral görevlisi, steward, komi, bahçıvan, güvenlik görevlisi ve stajyerler sıklıkla değişiyor. Söz konusu görevlerde çalışanların aylıkları ise 400 YTL den başlayıp 5 bin YTL ye kadar çıkıyor. Turizm çalışanları eğitimli Hızlı sirkülasyonun yaşandığı sektörde çalışanların eğitimli olduğu ortaya çıktı. Ekin Yazım Grubu Araştırma Birimi nin yaptığı araştırma, turizm sektöründe çalışanların yüzde 49 unun lise ve üzeri eğitimli olduğunu ortaya koydu. Çeşitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, sadece konaklama tesislerinde 246 bin kişi, yeme, içme, eğlence, seyahat acentaları ve havayolu şirketlerinde çalışanlar ile birlikte sektörde çalışanların sayısı 632 bine ulaşıyor. Turizm alanında çalışanların yüzde 17.4 ünü kadınlar oluştururken, bu oranın Türkiye de ortalama yüzde 12 düzeyinde olduğu dikkat çekiyor. Bu arada sektörde çalışanların meslek kıdemi itibariyle, Türkiye ortalamasının çok altında kalıyor. Turizm sektöründe 0-1 yıllık kıdemli olanların toplam içindeki payı yüzde 20 iken bu oran Türkiye ortalamasında yüzde 8.2 yi buluyor. Aynı biçimde meslek kıdemi 6-10 yıl olanlar turizmde yüzde 10 luk bir oran oluştururken, bu oran Türkiye genelinde yüzde 22 olarak görülüyor. 11 Temmuz 2007 ATSO

İK yı keşfediyorlar Çalışanlar nitelikli ama bunları elde tutma politikası izlenmeyince eleman dönüşüm hızı diğer sektörlerin üstüne çıkıyor. Bu sorunların aşılmasında önemli görev üstlenecek İnsan Kaynakları uygulamaları sektörde 1998 yılında başlayıp, 2005 te ivme kazandı. Bu konuda sektöre önderlik eden gruplara baktığımızda ilk sıralarda Hilton, WOW, Swissotel, Lykia Grubu, Rixos, Dedeman, Joy Grubu, Majesty Resorts, Vera Hotels, Riva Hotels, Kaya Hotels, Taksim Otelcilik, Justiniano Otelleri, Magic Life Otelleri, Agrigento Hotels, Tropical Grubu, Anemon Grubu, The Marmara Grubu, Öztanık Grubu, Limak Grubu, Pegasos Grubu, Club Med, ETS nin Voyage Hotel ini görüyoruz. Söz konusu gruplardan Hilton, yıllarca yüzlerce kişinin yetişmesi anlamında okul görevi üstlenirken, bazı otel grupları da 4 yıl önce kendi bünyelerinde açtıkları okullarla eleman açıklarını gidermenin yolunu aramaya başladılar. Diğer oteller ise elemanlarının yüzde 50 sini kişisel başvuruyla, yüzde 27 sini tanıdık aracılığıyla, yüzde 10 unu okul aracığıyla, yüzde 5 ini gazete ilanlarıyla, yüzde 5 ini İŞKUR vasıtasıyla ve yüzde 3 ünü de İK şirketleri aracılığıyla buluyor. Yabancı payı yüzde 14 Bu arada Türkiye de konaklama sektörünün yüzde 55 ni yerli-yabancı 138 zincir grubu kontrol ediyor. Konaklama sektöründe yabancıların payı yüzde 14 e ulaşırken, yerli zincirlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Yabancılar ağırlıklı olarak şehir otelciği alanında faaliyet gösteriyor. Türkiye deki toplam otellerin 332 si 5 yıldızlı, 587 si 4 yıldızlı, 806 sı 3 yıldızlı, 903 ü 2 yıldızlı, 1687 si 1 yıldızlı 168, 137 si Motel, 107 si 1.Sınıf Tatil Köyü, 61 i 2.Sınıf Tatil Köyü, 145 i Pansiyonlar, 14 ü Kampingler, 9 u geçici konaklama birimi Oberjlerden, 1147 si apart otellerden, 167 si Özel Belgeliler, 6 sı Golf, 47 si Eğitim Uygulama Tesisleri 4,7 si Turizm Kompleksi, 6 sı Butik Otel ve 1 er adeti de Mola Tesisleri ile Kırsal Turizm Tesisinden oluşuyor. Otellerin yüzde 60 ını deniz kıyısındaki resortlar, yüzde 36 sını şehir otelleri, yüzde 3 ünü dağ otelleri ve yüzde 1 ini de termal otelleri oluşturuyor. Sektörün İK açısından 10 temel sorunu: Çevredeki gelişmiş eğitim kurumları yetersiz Hızla artan yeni tesisler eleman açığını ikiye katlıyor Sertifikasyon sistemi yaygın değil Eğitimli işgücü sektörde tutulamıyor Sezon kısalığından dolayı personel başka sektörlere kayıyor Sektörde eğitim-tesis kopukluğu yaşanıyor Kötü şartlar mesleğe yeni başlayanları soğutuyor Personel yiyecek-içecek ve kat hizmetlerinin yoğun temposunu kaldıramıyor Hafta sonu ve resmi tatillerde çalışılması zamanla yadırganıyor Hizmet sektörüne bakış olumlu değil ATSO Temmuz 2007 12

T U Y E D ( T u r i z m G a z e t e c i v e Y a z a r l a r ı D e r n e ğ i ) : Tu r i z m d e p l a n l ı b ü y ü m e ş a r t Plansız yatırımlar çevre unsurlarının büyük ölçüde ihmal edilmesine yol açıyor. En fazla turist gönderen konumundaki Avrupa ülkelerinde çevre konusuna duyarlılığın en üst düzeyde olduğu bilinen bir gerçek. Bu gerçekten hareketle, sürdürülebilir turizm ve koruma kullanma dengeleri birer kuru slogan olmanın ötesinde anlamlar kazanıyor. TURİZM TUYED Ar - Ge Antalya, turizmin yükselişe geçtiği 1985-2002 yılları arasında ortalama yüzde 20 gibi muazzam bir artış yakaladı. Bu artış, Antalya nın haklı olarak Turizmin Başkenti olarak anılmasına yol açtı. Ancak, son yılların rakamları incelenince, Antalya nın dinlenme modunda olduğu görülüyor. Bu yıla ilişkin rakamlar da Mehter marşı gibi. Antalya ya ilk üç ayda gelen ziyaretçi sayısı geçen yıla göre yüzde 6 arttı. Nisan ayında gelen yabancı ziyaretçi sayısı ise yüzde 5 e düştü. Böylece üç aylık dönemin artışı yüzde 1 e düşmüş oldu. Arkadaşımız Zafer Cengiz in yaptığı araştırma, Antalya nın yol ayırımına 1999 yılında geldiğine işaret ediyor. O yıla kadar devam eden ortalama yüzde 20 lik artışlar, yerini 6 puanlık düşüşle yüzde 14 lük artışa bıraktı. Antalya turisti 2005 te en yüksek rakam olan 7,2 milyona ulaşırken bile, önceki yıllarda yakalanan yüzde 20 lik çizgiye göre 1,3 milyon kişi düşük kaldı. 2006 yılındaki yüzde 6 lık düşük performans ise Antalya da 1.2 milyon eksik turist olarak karşımıza çıktı. Bu duruma neden ve nasıl gelindi? Günümüzde ülke yatak kapasitesinin yüzde 35 ine sahip Antalya nın, yoğun göçe bağlı nüfus artışı ve yetersiz altyapı sorunları var. Üstüne üstlük yeni otel yatırımları da kontrolden çıkmış durumda. Kontrolden çıkan turizm, altyapı sorunlarını derinleştirdi. Nitekim, son zamanlarda Antalya da gerçekleştirilen toplantılara katılan yabancı tur operatörleri altyapı sorunlarına dikkat çekip duruyor. Avrupa medyasında ardı ardına çevre kirliliği ve foseptik çukurlarının durumunu kurcalayan haberler çıkıyor. Antalyalı turizmciler bu sorunların üstüne gidip çözüm üretmek yerine, turizmdeki gerilemeleri Dünya Kupası, karikatür krizi, kuş gribi gibi nedenlere bağlamayı tercih etti. Bu gelişmelerin düşüşte payı olduğu yadsınamaz. Ancak düşüşün salt bu ve benzer nedenlere bağlı olduğunu savunmak gerçekleri perdelemekten başka bir yarar sağlamaz. Turizmin ilk planlı yerlerinden biri olan Belek te de farklı bir durum yok. Belek için öngörülen yatak kapasitesi birkaç yıl önce aşıldı. Belek teki mevcut tesisler ortalama yarı yarıya doluluklara ulaşıyor. Buna rağmen, sadece bu yıl Belek te toplam yatak kapasiteleri 10 bine ulaşan yeni tesisler devreye girecek. Bu da arz-talep dengelerinin bilimsel esaslarda ve sürekli olarak takip edilmediğine işaret ediyor. Uygun politika, strateji geliştirilememesi piyasada fiyatları gereğinden fazla düşürüyor. Bu da konaklama sektöründe kârlılığı giderek azaltıyor. Plansız yatırımlar çevre unsurlarının büyük ölçülerde ihmal edilmesine yol açıyor. En fazla turist gönderen konumundaki Avrupa ülkelerinde çevre konusuna duyarlılığın en üst düzeyde olduğu bilinen bir gerçek. Bu gerçekten hareketle, sürdürülebilir turizm ve koruma kullanma dengeleri birer kuru slogan olmanın ötesinde anlamlar kazanıyor. Turistik bir bölgede oluşturulan aşırı tesis yığılmaları artık sadece turistlerin değil, yerli halkın da tepkisini çekmeye başladı. Nitekim Mayorka lılar, bölgelerinde oluşan aşırı talebin yarattığı çevre sorunları karşısında Artık turist istemiyoruz diyerek protesto yürüyüşü yaptı. Küresel ısınmanın etkileri kuramsal olmaktan çıkıp birer vaka haline gelince, çevre sorunlarının artık bir avuç marjinalin sorunu olmadığı kanıtlandı. Bu gelişmeler ışığında Antalya turizminin ilk yıllarda olduğu gibi, yeniden yıllık ortalama yüzde 20 lere gelmesi mümkün değil. Ancak, bundan sonra planlı büyümeye yönelinmesi, alınacak kararlarda sivil toplum kuruluşlarının devreye sokulması, tüketici talepleri doğrultusunda ürün geliştirilmesi, altyapı ve çevre sorunlarına dikkat edilmesi halinde, Antalya turizmi bundan sonra yıllık yüzde 8-10 büyüme trendine oturabilir. Bu hesaba göre Antalya 2007 de 7.3 milyon, 2008 de 7.9 ve 2009 yılında da 8.5 milyon yabancı turist çekebilir. 13 Temmuz 2007 ATSO

Turizmde bu yıl rekor büyüme yaşanıyor Türk turizminin amiral gemisi Antalya, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artışla 2 milyon 731 bin 309 turist ağırladı. BDT ülkelerinden gelen turistlerin sayısı yılın ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36,1 arttı. Yine İsrailli turistlerde yüzde 35,9, Fransız turistlerde yüzde 23,9, Polonyalı turistlerde ise yüzde 45,4 artış var. TURİZM ATSO Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Geçen yıl kuş gribi, karikatür krizi ve patlayan bombalar nedeniyle kötü bir sezon geçiren turizmde bu yıl rekor büyüme yaşanıyor. Turist sayısı yılın ilk yarısında 9 milyon 184 binle rekor yılı olan 2005 rakamlarını da geride bıraktı. Rekor yılı olan 2005 in ilk 6 ayında Türkiye ye 8 milyon 558 bin 25, 2006 yılının ilk 6 ayında ise 7 milyon 876 bin 153 turist gelmişti. Bu rakamlar 2007 yılının ilk 6 ayında 9 milyon 184 bin 324 e yükseldi. Türk turizminin amiral gemisi Antalya ise, yılın ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21 artışla 2 milyon 731 bin 309 turist ağırladı. Antalya ya gelen turist sayısı 2006 yılının ilk 6 ayında 862 bin 50, rekor yılı olan 2005 yılında da 852 bin 378 olarak gerçekleşmişti. 2007 nin ilk 6 ayında Antalya ya en çok turist gönderen ülkeler sıralamasında 893 bin 467 turist ile Almanya birinci sırayı alırken, Bağımsız Devletler Topluluğu 845 bin 975 turist ile 2. sırada yer aldı. BDT ülkelerini sırasıyla; Hollanda, İsrail, İngiltere, Fransa, Belçika, İsveç, Avusturya ve Danimarka izledi. Antalya ya Bağımsız Devletler Topluluğu ülkelerinden gelenlerin 652 bin 114 ünü ise Rus turistler oluşturdu. BDT ülkeleri arasında Rusya dan sonra en çok turisti Ukrayna ve Kazakistan gönderdi. Ruslar ın sektörü canlandırdığını belirten Diana Travel Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Tonbul, Avrupalı turist sayısının ise beklentilerin altında büyüme yaşadığını vurguladı. BDT ülkelerinden gelen turistlerin sayısı yılın ilk altı ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36,1 arttı. Yine İsrailli turistlerin sayısı yüzde 35,9, Fransız turist sayısı yüzde 23,9, Polonyalı turist sayısı yüzde 45,4, Belçikalı turist sayısı yüzde 17,5 arttı. Buna karşın, bazı pazarlarda daralma ve düşüş gözleniyor. Özellikle Antalya nın en önemli pazarlarından Almanya da son yıllardaki durgunluk dikkat çekiyor. Avrupa daki diğer önemli pazarlardan Avusturya dan gelen turist sayısında yüzde 6, Danimarka da yüzde 5,7, İsveç te yüzde 8,1 lik düşüş dikkat çekiyor. Türkiye bu yıl 500 bin İsrailli turist bekliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdürü Özgür Özarslan, İsrailli turistlerin özellikle Karadeniz, Ege ve Antalya ya büyük ilgi gösterdiklerini belirtti. Kültür, golf, sağlık, kongre turizmi için gelen turistlerin ülkeye daha çok para bıraktıklarını söyleyen Özarslan, bu turizm çeşitlerine ilgi gösteren milletler arasında Japonlar, Araplar, Koreliler, Amerikalılar, İsviçreliler ve İsrailliler in bulunduğunu söyledi. 2007 yılında Türkiye ye gelecek İsrailli turistlerden de umutlu olduklarını kaydeden Özarslan, geçen yıl 362 bin İsrailli turistin ziyaret ettiği Türkiye ye, bu yıl 500 binin üzerinde İsrailli nin gelmesinin beklendiğini bildirdi. Seçim sonrası iç pazarda artış bekleniyor 22 Temmuz seçimleri sonrasında da iç pazarda bir talep patlaması beklendiğini söyleyen Concorde Otel Yönetim Kurulu Üyesi Erkan AYLARA GÖRE TÜRKİYE / ANTALYA KARŞILAŞTIRILMASI / 2006 TURİST GİRİŞLERİ OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM ARALIK TOPLAM TÜRKİYE 667337 626565 921892 1372922 1918809 2368628 3109727 2908817 2267146 1713916 1020106 926968 19822833 ANTALYA 111475 110601 207248 442700 650287 862050 1030174 1024706 763347 540353 153441 114801 6011183 KAYNAK EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ - TUR.BAK. T.C VATANDAŞLARI HARİÇ YABANCI TURİSTLER DİKKATE ALINMIŞTIR AYLARA GÖRE TÜRKİYE / ANTALYA KARŞILAŞTIRILMASI / 2007 TURİST GİRİŞLERİ OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM ARALIK TOPLAM TÜRKİYE 714425 787048 1099960 1520954 2287645 2774289 9184321 ANTALYA 105584 134207 225024 421626 801861 1043007 2731309 KAYNAK EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜ - TUR.BAK. T.C VATANDAŞLARI HARİÇ YABANCI TURİSTLER DİKKATE ALINMIŞTIR ATSO Temmuz 2007 14

ANTALYA NIN AYLARA GÖRE 2000 / 2001 / 2002 / 2003 / 2004 / 2005 /2006 /2007 KARŞILAŞTIRILMASI OCAK ŞUBAT MART NİSAN MAYIS HAZİRAN TEMMUZ AĞUSTOS EYLÜL EKİM KASIM ARALIK TOPLAM 2000 44959 51669 82015 225073 293207 348299 495318 502400 493510 444039 165109 85239 3230837 2001 68014 101711 159618 316979 454925 549737 659668 622317 585854 421152 149380 78344 4167699 DEĞİŞİM% 51.00 97.00 95.00 41.00 55.00 58.00 33.00 23.00 19.00-5.00-9.53-8.08 28.99 2002 60123 97516 220186 304109 519182 567892 676331 715467 692306 558051 221224 114941 4747328 DEĞİŞİM% -11.60-4.12 37.95-4.06 14.13 3.30 2.53 14.97 18.17 32.51 48.00 46.71 13.91 2003 102950 113935 117458 188094 385780 541788 723331 823108 668848 616922 257202 142535 4681951 DEĞİŞİM% 71.23 16.84-46.65-38.15-25.69-4.59 6.95 15.04-3.38 10.50 16.30 24.0-1.38 2004 114112 157040 205552 383959 682088 687982 910457 945704 796520 739558 289638 134558 6047168 DEĞİŞİM% 10.80 37.83 75.00 104.10 76.80 26.98 25.87 14.89 19.09 19.87 12.61-5.60 29.16 2005 140464 185510 316767 432106 835073 852378 1103851 1007414 893191 786434 215499 113559 6882246 DEĞİŞİM% 23.09 18.13 54.11 12.00 22.44 23.90 21.2 6.5 12.1 6.3-25.6-15.6 13.8 2006 111475 110601 207248 442700 650287 862050 1030174 1024706 763347 540353 153441 114801 6011183 DEĞİŞİM% -20.60-40.4-34.5 2.50-22.1 1.13-6.7 1.7-14.5-31.3-28.8 1.1-12.7 2007 105584 134207 225024 421626 801861 1043007 2731309 DEĞİŞİM% -5.3 21.3 8.6-4.8 23.3 21.0 Kaynak Emniyet Müdürlüğü - T.C. Vatandaşları Hariç Yabancı Turistler Dikkate Alınmıştır 2007 YILININ ALTI AYINDA ANTALYA YA EN FAZLA TURİST GÖNDEREN 10 ÜLKE ALMANYA 893467 BDT 845975 HOLLANDA 154939 İSRAİL 107339 FRANSA 75566 İNGİLTERE 80616 BELÇİKA 70585 İSVEÇ 71668 AVUSTURYA 73736 DANİMARKA 51352 TOPLAM 2425243 Yağcı, bu yıl en ilginç yükseliş yaşayan pazarlardan birinin de Romanya ve Polonya olduğunu ifade etti. Romanya, Polonya ve Ukrayna dan gelen turistte yüzde 40 a varan artış yaşandığını aktaran Yağcı, Tüm rakamlarımız geçen yılın yüzde 65-70 üzerinde diye konuştu. Cari açıkta azalmanın % 40 ı turizm kaynaklı Turist sayısı yılın ilk ayında rekor seviyeye yükselirken gelirler de artıyor. Bu konudaki son veri Merkez Bankası nın yayınladığı ödemeler dengesi istatistiklerinde yer aldı. Buna göre Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin net turizm gelirleri yüzde 10.9, yani 343 milyon dolar artarak 3 milyar 499 milyon dolara çıktı. Cari açıkta ilk beş ayda yaşanan 890 milyon dolarlık daralmanın yüzde 38.5 i turizm gelirleri sayesinde elde edildi. ANTALYA YA EN ÇOK TURİST GÖNDEREN ÜLKELERİN KARŞILAŞTIRMASI ÜLKELER Ocak - Haziran 2006 Ocak - Haziran 2007 Değişim (%) Almanya 892999 893467 0.1 İsrail 78998 107339 35.9 BDT 621779 845975 36.1 Hollanda 154849 154939 0.1 Avusturya 78460 73736-6.0 Fransa 60984 75566 23.9 İngiltere 72152 80616 11.7 Belçika 60049 70585 17.5 Danimarka 54462 51352-5.7 İsviçre 30347 31918 5.2 İsveç 77946 71668-8.1 Polonya 35925 52225 45.4 Norveç 41811 42744 2.2 Diğer Ülkeler 83537 137479 64.6 TOPLAM 2344298 2689609 14.7 15 Temmuz 2007 ATSO

Antalya daki sigortacılar sıkıntılı Bölge müdürlüklerine bağlı olarak acente sayısının artması ve bankaların sigortacılık yapması, Antalya daki sektör temsilcilerini endişelendiriyor. ATSO nun anketine katılan sigorta acentelerinin % 70,6 sı yıllık cirolarının 500 bin YTL nin altında olduğunu söyledi. Sigorta acentelerinin %36,7 si, 2006 yılındaki toplam cirosunun 2005 yılı ile kıyasladığında aynı kaldığını veya azalış gösterdiğini de kaydetti. Sigorta Acenteleri Sektör Anketi ATSO 30. GRUP MESLEK KOMİTESİ Sektörde önemli bir sayısal ve üretim hacmi olan sigorta acentelerinin Antalya özelinde sorunlarını ölçmek, taleplerini almak amacıyla bir envanter çalışması gerçekleştirilmiş ve çıkan sonuçlar doğrultusunda genel değerlendirme yapılmıştır. Söz konusu sektör araştırması, kantitatif araştırma tekniklerinden yüz yüze görüşme yöntemi uygulanarak gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede; Odaya kayıtlı faal durumda gözüken sektör üyelerine tek tek ulaşmayı hedefleyen envanter çalışması planlanmıştır. Söz konusu çalışma bir aylık bir süreçte, sektör üyelerinin Oda Sicil inde kayıtlı adreslerine ziyaretler gerçekleştirilerek uygulanmış; ancak bazı üyelerin envanter çalışmasına katılmak istememesi, yerinde bulunamaması, iş değişikliği ve vefat gibi sebeplerden dolayı 275 tam anket formu değerlendirmeye alınmıştır. Dikkate alınan anketler sonucunda, özellikle vurgulanması gereken rakamsal veriler Meslek Komite Üyelerinin görüş ve önerileri doğrultusunda son şeklini almıştır. 1) SİGORTA ACENTESİNİN TECRÜBE ŞEKLİ Sigorta acentesinin, sektöre % 63,6 oranında hiçbir tecrübe olmaksızın girmesi dikkat çekici olup; bu oran belki de bazı bozuk değerlerin temel sebebini oluşturmaktadır. Tecrübe sahibi olan acentelerin %36 ı acente yanında, %27 i tali acente olarak, %26 ı sigorta şirketinde, %11 i de bankada sigortacılık hakkında tecrübe kazandığını belirtmektedir. Sigorta acentesi olmak isteyen deneyimsiz kişilere: Sektörde sadece sigorta acenteliği yapacak ama hiç deneyimsiz kişiler, Bu işi ek iş olarak yapacak kişiler, olarak iki şekilde bakılmalıdır. Bu şahısların 500.000-1.000.000 YTL/yıl üretim hedeflenen acenteler yanında 12-24 ay tali acente olarak çalışmasının sağlanması sonucu, kişilerin acente olma noktasında hem tecrübe kazanmaları, hem iş ahlakı almaları hem de bu işi yapmaya kesin karar vermeleri sağlanabilir. Bu sorumluluğu mevcut acentelerin de desteklenmesi gerekir. Ayrıca çıkan sonuçlara göre, acente sahibinin eğitim düzeyinin yüksekliği ise sevindirici bir durumdur. 2) SİGORTA ACENTESİ OLARAK ALINAN EĞİTİMLERİN TESPİTİ Yaklaşık her 5 acenteden biri, bu sektöre girerken eğitim almamış olup, kabul edilemez bu durumun oranı % 22,9 dur. Teminat satımı içeren ciddi bir iş olan sigortacılık tüm hukuk dalları ile ilgili olduğu için önemli bir sektördür. Eğitimsiz acentenin sektörde olması bırakın mevcut eğitim programlarını, her şirkete göre değişmemesi gereken önkoşul bir kural olmalıdır. Sektöre yeni girecek kişinin en az 1 ay eğitim almasında fayda vardır. Şirketlerin merkezi eğitim yerine; yerinde eğitim prensiplerini uygulaması, gerekirse yerinde özel eğitim kurumlarının desteklenerek ortak eğitimlerin düzenlenmesi amaçlanmalıdır. Sigorta acentesinin ilk iki yılında en az 6 adet branş sertifikası alması şart koşulmalıdır. Komitenin bu konu hakkında ATSO yönetime sunacağı gelecek dönem teklifinde, sadece sigorta acentesine yönelik, en az 60 saatlik AKÜNSEM ile işbirliği yaparak ACENTE OKULU adı altında, sertifika programı açılmasının planlanması olacaktır. Bu teklifin sebebi; branş tanıtımları ile %46,9 olan acente sertifika eksikliğini gidermek, sigorta hizmet kalitesini arttırmak ve Antalya ya eğitimli sigortacıları kazandırmaktır. ATSO Temmuz 2007 16

3) SİGORTA ACENTESİNİN İSTİHDAM OLUŞTURMA POTANSİYELİ Verilen cevaplara göre yaklaşık her 3 acenteden biri, tek başına çalışmaktadır. 2005 yılı ve sonrasında, toplamda işverenlerin %24,7 inin tek personeli ile, %17,5 inin ise 2 personel ile çalıştığı saptanmıştır. Üç kişi ve üzerinde personel çalıştıran işverenlerin oranı ise %19,6 dır. Dolayısıyla, sigorta acentesi geniş istihdam oluşturamamıştır. Bunun en önemli sebebi, sektörel problem ve kaygılardır. Çözümü ise anket içinde ciro bölümünde önerilmiştir. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 30. Meslek (Sigorta Acentesi) Grubu olarak bu konuda; T.O.B.B nezrinde kullanılmak üzere iki kez rapor hazırlamıştır. Bu raporların hazırlanma sebebi, profesyonelleşemeyen sigorta acentesinin, profesyonelleşmesi yönünde tedbirler alınmasının gerekliliği vurgulanmıştır. 4) SİGORTA ACENTESİNİN ŞİRKET İLİŞKİLERİ Antalya da bulunan sigorta acentelerinin tek şirketle çalışmaya meyilli oldukları düşünülmektedir. Bunun en önemli göstergesi kuruluşlarından bu güne kadar tek şirketle çalışan elementer acentelerin oranının %66,5 hayat çalışan acentelerinin oranının ise %30,5 olmasıdır. Dolayısıyla tek şirketle çalışmanın bir ayrıcalık olarak, takdir edilmeye ve maddi olarak teşvik edilmeye devam edilmesi lazımdır. 5) ACENTENİN CİRO ARALIKLARI Ankette ilgi çeken sorulardan biri de acentelerin yıllık üretim cirolarıdır. Sektörde yer alanların bu soruya cevap verme oranının yüksek olduğu görülmektedir. Antalya daki sigorta acentelerinin %70,6 ı 500.000 YTL./yıl altında satış yapmaktadır. Gerçekte bu rakam ortalamasının 350.000 YTL/yıllık satış olduğunu bilinmektedir. Ancak anket gereği rakamları çok bölmek sağlıklı olmayacağından bu şekilde bir değerlendirme yapılmıştır. Dolayısıyla sigorta acentelerinin %70 inin ortalama aylık komisyonu, 4.300 6.000 YTL. arasında değişmektedir. Bu rakamdan, bütün masraflar düşüldüğünde aylık net gelir ortaya çıkacaktır. Çıkan sonuç, sigorta acentesinin doyma noktasını göstermekte olup, en küçük rüzgarda yıkılma noktasıdır. Bu durum sektördekilerin maddi sıkıntıları yanında; şirket olamama, dış rekabete dayanamama, verimli hizmet sunamama, işine yatırım yapacak sermaye eksikliğini göstermektedir. İleride AB de aracıların serbest dolaşımı söz konusu olacağından; küçük olsun benim olsun anlayışı değil, optimal büyüklüğe ulaşan acenteler ile çalışmam lazım anlayışı olmalıdır. Meslek Komite Üyeleri olarak sigorta şirketlerine önerimiz, Üretim cirosu 500.000 1.000.000 YTL/yıl olan acente grubunun %70 lere çıkarılması amaçlanmalı ve bu grup desteklenmelidir. Gerek piyasada gerek ise bölge müdürlüklerinde strateji buna göre çizilmelidir. Bunun için de: 5 yıldır bağlı acentelerin tali acentelik ve yeni acentenin ise kuluçka şirket olarak desteklenmesi sağlanmalıdır. Ancak 7.yıldan sonra 500.000 YTL./yıl barajını acentelerin % 32 i geçmekte olup, bu uzun bir süreçtir. Bu halde bile acentelerin %70 i, 500.000 YTL/yıl ciro barajını aşamamakta, boğaz tokluğuna çalışmaktadır.bu acentelerin desteklenmesinde, bölgelerin çok acente / çok üretim mantığı yerine uzun vadeli çalışılan profesyonel acente ile büyüme politikasını uygulaması doğru olacaktır. Şirket Genel Müdürlerinin, merkezden hedefleri acenteye göre belirlemesi gereklidir. Sağlam bir iskelet oluşması hedeflenerek; bölge müdürlüğüne, sayısal acente kriterlerine göre hedef verilmemelidir. Tek şirketle çalışan acentelere; uzun vadeli finansman desteği verilmeli ayrıca tek tip büro sistemi oluşturulmalı, acentenin işine yatırım yapması özendirilmeli, internet sitesi yardımı, büro makinesi alım yardımı yapılmalıdır. Acenteliği bırakan acente portföylerinin, takibinin merkez müşteriler ile değil potansiyel acenteler ile takip edilmesi sağlanmalıdır. Onları desteklemek için merkez müşterilerden ödün vermekten çekinilmemelidir. Süreklilik arz eden yerlerin pazarlaması acente ile yapılmalı, merkez müşteri kavramını ki bu sektörde % 11 lerdedir. Dolayısıyla potansiyel 17 Temmuz 2007 ATSO

Sigorta acentelerinin, sektöre %63,6 oranında hiçbir tecrübe olmaksızın girdiği belirlendi. Her 5 acenteden biri, sektöre girerken eğitim almadığını belirtti. Her 3 acenteden biri, tek başına çalıştığını ifade ederken, 2005 yılı ve sonrasında, toplamda işverenlerin %24,7 sinin tek personel ile, %17,5 inin ise 2 personel ile çalıştığı saptandı. Sektörde 3 kişi ve üzerinde personel çalıştıran işverenlerin oranı ise %19,6. acentelere destek vermek gereklidir. Gerekirse bu desteği verirken, özel sözleşme yaparak optimal acente büyüklüğü oluşturmak amaçlanmalıdır. Neticede amaç, 500.000 1.000.000 YTL/yıl üretimi olan acentenin çoğalmasıyla, şirket üretimi her yönden sağlama alınacak ve bu durum iyi sigortacılık prensiplerinin uygulanması sonucunu getirecektir. Çünkü bu günkü manzara yetersizliği getirmektedir. 6) ACENTELERİN SORUN GÖRDÜKLERİ KONULAR Burada; acente cirosunda aynı kalma veya azalış söz konusu ise ciro artışını engelleyen sebepler irdelenmek istenmiştir. Ankete katılan sigorta acentelerinin %36,7 i, 2006 yılındaki toplam cirosunun 2005 yılı ile kıyasladığında aynı kaldığını veya azalış gösterdiğini belirtmiştir. Aynı kaldığını veya azalış gösterdiğini belirten acentelerin; ciro artışlarını engelleyen etkenlerin neler olabileceği saptanmaya çalışılmıştır. Öncelikle acenteleri kaygılandıran, haksız rekabet yaratan bankaların sigortacılık yapması sebeplerin başında gelmektedir. Bankalar kredi ilişkisini öne çıkararak, sigorta şirketi seçiminde gizli uyum halinde davranıp, sigortayı kendi şirketlerinden yapmayı mecbur kılmaktadır. Bu durumu engellemek için; kanunda bulunan sözleşme serbestliği hükümlerinin uygulanmasında sektör tek ses olarak konuya eğilmelidir. Bölge müdürlüklerinin çoğalması sonucunda, acente sayısının artması kaygısı diğer önemli sebebi ortaya çıkarmaktadır. Bu durum sayısal acente rekabetinin, pazar rekabetinin önüne geçtiğinin göstergesidir. Artık optimal acente büyüklüğü kavramı ile çalışma hedeflenmeli ve hedef alınmalıdır. Genel merkezler bölgelere acente sayısı hedefi vermemeli, üretim hedefini önceki maddede belirtilen esaslara göre verilmelidir. Optimal üretim ve mali yeterlilik kriterleri, acentelerde dikkate alınmalıdır. Bir diğer önemli sebep de ekonomik ortamın uygun olmamasıdır. Gerek hayat koşullarının ağırlığı gerekse istikrarlı ekonomik yapının sağlam olmaması ciro artışına engel teşkil etmektedir. 7) PERSONEL YETERSİZLİK PROBLEMLERİ Sektör %61,0 oranında personel sorunu olduğunu kabul etmektedir. Aranılan personelde eğitim ve deneyim yetersizliği, yetenek-beceri eksikliği anket sonucunda da ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla sektörde kalifiye elemen ihtiyacını karşılamak için Akademik Eğitimin gerekliliği daha da önem taşımaktadır. Antalya Ticaret ve Sanayi Odası 30. Meslek Grubu olarak bu konuda; son 2 yılda 3 adet bilgilendirme toplantısı yapılmış, ATSO Vizyon Dergisinde sektör ürünlerini tanıtan yazılar yayınlanması sağlanmış, 2 dönem toplam 68 sektör çalışanına 61 saatlik sertifikalı kurs programı gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalarla kalınmamış; Akdeniz Üniversitesi ile ATSO nun işbirliğini artırıcı girişimlerde bulunulmuştur. Ayrıca bu dönem Akdeniz Üniversitesi nezrinde sigortacılık yüksek okulu kurulması, eğitim konusunun müfredata konulması ve okul binasının yapımı için ATSO Yönetim Kurulu nun ve 30. Grup Meslek Komitemizin çabaları vardır. İlgili bölümün açılması kararı Üniversite Rektörlüğünden çıkmıştır. Konunun netleşmesinden sonra; akademik eksikliklerin giderilmesi ve 60 kişinin eğitimine imkan tanıyacak ortamın sağlanması hedeflenmektedir. Böylelikle ara eleman probleminin kökten çözülmesi amaçlanmaktadır. 8) SEKTÖR DIŞINDA İŞ YAPMA İSTEĞİ İşin sosyal yanı ağır basmakta olup acente sahiplerinin %81 i sigortacılığı sevmekte ve meslek olarak benimsemektedir. Bu sevindirici bir sonuç olup, en azından sektörde iş yapanların işini severek yaptıklarını ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda bu iş kolunda, manevi hazzın oluştuğu görülmektedir. SEBEPLER 1. neden 2. neden 3. neden Derecelere göre ağırlıklandırma Yüzde (%) Bölge müdürlüklerinin çoğalması sonucunda acente sayısının çoğalması 26,2 14,8 6,6 118 19,5 Bankaların sigortacılık yapması 27,9 32,6 11,5 162 26,7* Özel sebepler 6,6 6,6 4,9 40 6,6 Ekonomik ortamın uygun olmaması 16,4 19,7 9,8 98 16,2 Kendi pazarlama politikamız 3,3 3,3 16,4 31 5,1 Sermaye olmaması nedeni ile ideal hizmetlerin üretilememesi 1,6 --- --- 6 1,0 Sektörel dalgalanmalar 1,6 3,3 13,1 25 4,1 Fikir belirtmeyenler 16,4 19,7 37,7 126 20,8 ATSO Temmuz 2007 18