ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ. Hakan YURDAKUL BALİSTİK FÜZELER VE CRUISE FÜZELERİNİN YAYILMASI VE TÜRKİYE YÜKSEK LĐSANS TEZĐ



Benzer belgeler
Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

Son 5 yıldır Orta Doğu pazarında %48 gibi bir Pazar kaybı yaşayan Türkiye, bu pazarı tekrar kazanabileceği değerlendirilmektedir.

S-400 Hava Savunma Sistemi. Bilgi Notu AR-GE BAŞKANLIĞI

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

İhtiyar casus RC-135 iz peşinde

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

ÇİN İN ASKERİ GÜCÜNÜN KÜRESELLEŞMESİ

Türkiye'nin Rusya'dan satın almak için anlaştığı S-400 füze savunma sistemi hakkında bilinmesi gereken her şey

KUZEYDOĞU ASYA DA GÜVENLİK. Yrd. Doç. Dr. Emine Akçadağ Alagöz

Kuzey Kore ile Ortadoğu da komşu olmak

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ABD nin Nükleer Silahları Trump ın Elinde Daha Büyük Tehlike Arz Ediyor. Mustafa KİBAROĞLU*

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

ABD Suriye Rejimi'nin hava üssünü vurdu

Alparslan KULOĞLU. Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü BEWARE SİBER TEHDİTLERE BE AWARE HAZIR MIYIZ? 1/19

NATO, Rusya'nın yeni tanklarından endişelenmeli mi?

Kuzey Kore'nin yeni füzesi ABD'ye ulaşabilir mi? Uzmanlara göre Kuzey Kore'nin denemeleri Batı açısından kaygı verici

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ

Haftalık Gelişmeler

MİLLİ GURURU. Türkiye nin. YILMAZ: 2023 TE HEDEFİMİZ 25 MİlYAr DOlAr İHrAcAT YAPMAK

49 yıl önce Ay a ilk adımla başlayan uzay yolculuğu /// ABD RUSYA SAVAŞI

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

Türk Savunma ve Havacılık Sanayii 2012 Yılı Performans Özeti

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Dünya Seramik Sektörü Dış Ticareti a) Seramik Kaplama Malzemeleri

ENERJİ GÜVENLİĞİ ÇALIŞTAYI Türkiye Nükleer Güç Programı 2030

Dünyada silahlanma artıyor, Türkiye 20'nci sırada

ATOM ÇAĞI VE SOĞUK SAVAŞ NEDĐR?

Ülkelerin Siber Savaş Kabiliyetleri. SG 507 Siber Savaşlar Güz 2014 Yrd. Doç. Dr. Ferhat Dikbıyık

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

Hitler ABD'ye hiç savaş ilan etmeseydi ne olurdu?

Ortadoğu. pençesinde...

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

ABD'nin iki seçeneği kaldı: Ya gücünü artır ya da Taliban'a göz yum

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

SİBER SAVAŞLAR RAUND 1 STUXNET

İktisat Tarihi

Trump ın Elinde Daha Büyük Tehlike Arz Ediyor

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

DÜNYA DA BU HAFTA ARALIK 2015

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

TEMMUZ 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

TTYO Çıkmazına Karşı, Farklı Bir Öneri NİTELİKLİ SANAYİ BÖLGELERİ MEHMET ÖZÇELİK

ABD Ordusu günde Türkiye'nin yarısı kadar yakıt tüketiyor.

ABD Savunma Bakanlığı nın 2014 Yılı Dört Yıllık Savunma Gözden Geçirme Raporu ve Küresel Askerî Konuşlanma Planı

FAO SÜT VE SÜT ÜRÜNLERİ FİYAT VE TİCARET GÜNCELLEME: KASIM 2014

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

İSTANBUL 2018 YILI İLK 12 AY TÜRKİYE İSTANBUL 2017 ye Göre

Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri Sektör Raporu 2010

Devrim Öncesinde Yemen

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

Amerikan Stratejik Yazımından...

ABD'nin Fransa'ya Reaper İnsansız Uçak Satışı ve Türkiye'nin Durumu 1

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Squad X Programı ve Geleceğin İndirilmiş Piyade Mangası

SPORDA STRATEJİK YÖNETİM. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

LİZBON sonrasi NATO. Savunmanın modernizasyonu, kriz yönetiminin güçlendirilmesi ve ortaklıkların genişletilmesi

SPK Konferansõ-Abant Aralõk-2003

KÜRESEL OTOMOTİV OEM BOYALARI PAZARI. Bosad Genel Sekreterliği

Yeni Çağın Ayırt Edici Yeteneği Kıtaların Buluştuğu Merkezde Yeniden Şekilleniyor.

İlk Nükleer Silah. Hiroşima ve Nagazaki

193 ülkeye ihracat. Hurdadan çelik üretimi oranı % yılında 37,3 milyon ton ham çelik üretimi

EKONOMÝDE GELÝÞMELER

CAM SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

ŞUBAT 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

DÖVİZ KAZANDIRICI HİZMETLER

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

KONYA DIŞ TİCARET BÜLTENİ

Şirketin kuruluşundan bugüne kadar geçirdiği evreler ve yurtdışı ve yurtiçinde gerçekleştirilen yatırımlar

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

Dış Ticaret Verileri Bülteni

2014 YILI NİSAN AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

TÜRKİYE VE ESKİŞEHİR SANAYİNİN 2023 STRATEJİSİ

KGAÖ NÜN KOLEKTİF GÜVENLİK SİSTEMİ

Afganistan'da Afyon Üretimi Dosyası (İnfografik)

GIDA GÜVENCESİ-GIDA GÜVENLİĞİ

Enerji ve İklim Haritası

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

Türkiye İle Yabancı Ülkeler Arasında Kültür, Eğitim, Bilim, Basın-Yayın, Gençlik Ve Spor Alanlarında Mevcut İşbirliği Anlaşmaları

ABD'li eski komutan: Afganistan'daki savaşı nasıl kaybettik?

Bush, Suudi Kralıyla petrol fiyatı konuştu

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ BASIN TOPLANTISI AĞUSTOS İSTANBUL

Hava Savunma Ateşİdare Cihazı Görücüye Çıkıyor

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Ateş Destek C 4 I Sistemleri.

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

İNCİRLİK TE NÜKLEER TEHLİKE, TÜRKİYE DEKİ NATO VE ABD VARLIĞI

HİDROLİK PNÖMATİK SEKTÖRÜ NOTU

JENS STOLTENBERG İLE SÖYLEŞİ: NATO-RUSYA İLİŞKİLERİ VE BÖLGESEL İSTİKRARSIZLIK

Transkript:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BĐLĐMLER ENSTĐTÜSÜ Hakan YURDAKUL BALİSTİK FÜZELER VE CRUISE FÜZELERİNİN YAYILMASI VE TÜRKİYE YÜKSEK LĐSANS TEZĐ Danışman: Prof. Dr. Hasan KÖNĐ II 89 s. ANKARA 1999 1

I. GİRİŞ Soğuk Savaşın sona ermesi, uluslararası güvenlik sisteminin büyük ölçüde değiştirdi ve dünyanın büyük bir kısmını endüstri çağından bilgi çağına doğru hızlı bir sürece soktu. Bu geçişi mümkün kılan teknoloji ve diğer yeterlilikler, savaş alanının şeffaflaşmasını, mükemmel silah yönlendirme sistemlerinin yaygınlaşmasını, füzelerin ve kitle imha silahlarının artmasını ve askeri konularda yaşanan devrimle birlikte buna bağlı askeri yeterliliklerin artmasını sağlayarak geleceğin savaşlarını da büyük ölçüde etkileyecek. Askeri konularda yaşanan devrim her yönüyle önemli olsa da, füze sistemleri ve bağlı sistemlerin gelişimi bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada varsayılan veriler şunlardır; Global düzeyde serbest ticaret ve istikrar ABD nin ulusal çıkarı olmaya devam edecektir. Rusya ve Çin, füzelerin ve kitle imha silahlarının yayılmasındaki başat rolleri nedeniyle ABD politika yapıcılarının en önemli sorunu olmayı sürdürecektir. Batı Avrupa, ABD nin müttefiki olmaya devam edecektir. Ancak bu durum Avrupa ülkelerinin kendi iç ve dış çıkarlarına bağlı olarak silah ve silah teknolojisi ihraç etmelerine bir engel oluşturmayacaktır. Yaşanan bilgi çağı süreci devam edecek, üretim, teknoloji ve bilgi transferi görülmedik ölçüde globalleşecektir. Bu trend gelişkin silah sistemlerinin üretimini de yaygınlaştıracaktır. Çöl fırtınası ve süren askeri devrim, ülkelerin ulusal silahlanma programını etkilemeyi sürdürecek ve ülkeler gelişmiş silah sistemlerine sahip olmaya çalışacaklardır. 2

Bilginin Göçü ve Üretim Altyapısının Yaygınlaşması Geleceğin teknoloji ve bilim beyinlerinin büyük bir kısmı, ABD deki birkaç seçkin üniversitede öğrenim görmektedir. Bunun anlamı yakın gelecekte her ülkenin beyin takımlarının ortalama olarak aynı eğitimden geçmiş olacağıdır. Örneğin ABD de bilimteknoloji konusunda doktora eğitimi gören öğrencilerin yarısından fazlasını yabancı öğrenciler oluşturmaktadır. Bunun sonucunda ABD, kendisine önemli avantaj sağlayan insan kaynaklarındaki üstünlüğünü kaybetmektedir. Endüstri liderlerinin işaret ettiği gibi yabancı bilim adamlarının en iyileri, ABD nin en iyi bilim adamlarıyla aynı düzeydedir. (1) Soğuk Savaşın sona ermesi, bilim adamları ve teknolojiler üzerine konulan transfer kısıtlamalarını büyük ölçüde kaldırmıştır. Örneğin, Rusya da yaşayan Yahudilerin İsrail e göç etmesiyle, son derece değerli bilim adamları da İsrail e gitmiştir. (2) Teknolojinin uluslararalılaşmasıyla, teknoloji çok uluslu şirketler aracılığıyla dünya pazarında alınıp-satılan bir mal haline gelmiştir. Amerikan üniversitelerinden mezun olmuş ve ABD deki laboratuar ve ileri teknoloji endüstrisinde çalışmış bilim adamlarının ana vatanlarına geri dönmesiyle, teknoloji ve üretim de bu ülkelere transfer olmaktadır. Birçok ülke teknolojik gelişmişliğin, ekonomik büyümenin motoru olduğu gerçeğini teslim etmektedir. Ekonomistler ABD nin ekonomik büyümesinin en azından yarısının, sahip olunan teknolojik avantajlarla sağlandığını kaydetmektedirler. (3) Diğer ülkeler de bu avantaja sahip olmak istemektedirler ve bunun için gereken insan kaynakları ABD de bulunmaktadır. Çok uluslu şirketler, rekabet üstünlüğü için en uygun yerde üretim yapmayı istemekte ve sonuçta teknoloji transferi mümkün olmaktadır. Bu çerçevede çok uluslu Amerikan şirketlerinin ülke dışındaki faaliyetlerinin toplam gelirleri içindeki payı 1982 de %10 civarındayken, 1992 da %60 a yaklaşmıştır. (4) 3

Silah ve Gelişmiş Teknolojinin Sızması Gelecekte gelişmiş silahların, füzelerin ve bağlı teknolojilerin kontrolü, silah üreten ülkelerin baskısı ve silah ihraç eden ülkelerin kendi silah endüstrilerini korumak istemeleri sebebiyle daha da zorlaşacaktır. Ulusal hükümetler hassas teknolojilerin transferinin kontrolü konusunda anlaşabilseler bile, modern iş mantığının uluslararası tabiatı uygulamada sınırlamaları ortadan kaldıracaktır. İkinci olarak ülkeler Çöl Fırtınasının bir sonucu olarak Irak ın sahip olduğu tipteki konvansiyonel silahların, gelişmiş silah sistemleri için pahalı hedeflerden başka bir şey olmadığını görmüşlerdir. Bunun sonucunda silah satın alımları, bir çeşit ekonomik takas anlaşmasına benzeyen ve teknoloji transferi ve işbirliği içinde üretimi öngören offset anlaşmalarına dönüşmüştür. ABD de bu tip anlaşmalarla yapılan teknoloji transferlerinin toplamı 1994 de, 1993 e kıyasla %150 artarak 463 milyon $ olarak gerçekleşmiştir. (5) Son olarak bir grup ülke sınırlı savunma bütçelerini mevcut platformlarını geliştirmeye ve ardından bu platformları gelişmiş silah sistemleriyle donatmaya odaklanmıştır. Bu şekilde küçük ülkeler, büyük ülkelerin mega sistemlerini durdurma yeteneğine sahip olmuşlardır. Bu gelişmiş yetenek, Çöl Fırtınasından alınan dersle yeraltında inşa edilen depolar ve askeri tesislerde korunmaktadır. Uluslararası silah transferlerinin mevcut yapısı belli alanlarda gelişmiş silah sistemlerine yatırım yapılmasına imkan verdiğinden maliyetleri azaltmış ve gelişkin silah sistemlerine ve üretim yeteneklerine sahip olmayı kolaylaştırmıştır. Gelecekte Stratejik Çevre Geleceği tehdit yelpazesi, gelişmiş silahlar, cruise füzeleri ve balistik füzelerini içermektedir. Bugün Rusya haricinde NATO üyesi olmayan ülkelerde yaklaşık olarak 2,000 kısa menzilli balistik füzenin konuşlandırılmış olduğu ve bu sayının 2001 de iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. (6) Bu sistemlere sahip veya bu sistemleri geliştirmeyi tamamlamış herhangi bir ülke, başarılı caydırıcılık ve istihdam için en büyük potansiyele sahip görünen bu sistemlere sınırlı kaynaklarının tümünü 4

yatıracaktır. Aynı zamanda bu sistemler aracılığıyla uluslararası toplumdaki ulusal prestijlerini artırmaya çalışacaklardır. (7) BALİSTİK FÜZELERİN ÇOĞALMASI Çoğunluğu Batıyla arası kötü 25 üzerinde devlet Kitle İmha Silahları (Weapons of Mass Destruction, WMD) ve bunları taşıyacak füzeler geliştiriyorlar veya geliştirme kapasitesine sahipler. Birçok örnekte bu füzeler, 1944-45 arasında İngiltere de 67.111 insanın ölümüne ve yaklaşık 2 milyon evin yok olmasına veya hasar görmesine neden olan, İngilizlerin yok etmek için 450 uçak ve 2.900 pilot kaybettikleri Alman V-1 ve V-2 füzelerinden daha öldürücüler. Ortaya çıkan stratejik çevrede, sofistike füze ve kitle imha silahlarının kombinasyonu, Batı askeri ve sivil hedeflerinin tehdit edilmesini mümkün kılıyor. Gerçekten de gelişmekte olan ülkelerin füze ve kitle imha silahları sahibi olmalarının ardında yatan asıl unsur, ABD nin potansiyel baskılarına karşı koymak. Bazen füzelerin çoğalmasının çok önemli olmadığı, çünkü karşı güçlerin de kolayca bu araçlara sahip olabileceği söyleniyor. Bu iddia, gelişmekte olan ülkelerin füzeleri durumu kendi lehlerine çevirmek için istedikleri basit gerçeğini görmezden geliyor. Örneğin füzeler gelişmekte olan bir ülkenin hava kuvvetlerinin gerçekçi operasyon menzillerinden çok daha öteye uzanabiliyorlar. Kısaca mobil füzeler, fırlatıldıkları zamana kadar hemen hemen tam bir koruma altında oluyorlar ve fırlatıldıkları zaman durdurulmaları neredeyse imkansız oluyor. Balistik füzelere karşı Büyük Güçlerin bile savunma yetenekleri son derece az. Kısaca füzeler, gelişkin bir baskı ve zorlama aracı. ÜLKELER FÜZELERİ NASIL VE KİMDEN SAĞLIYORLAR? Balistik füze sahibi olmayı isteyen ülkeler için üç yol var; satın almak, geliştirmek ve yerli üretim. 1960 ların sonlarından 1980 lerin başlarına kadar balistik füzelerin çoğalması ve savaş zamanlarında kullanımı,1950 lerde üretilen Sovyet Scud-B ve türevlerine kapsadı. 5

Sovyetler Birliği Scudları Varşova paktı içindeki ve dışındaki ülkelere ihraç etti. Bu ilk Scud transferleri füzelerin ikinci dalga çoğalmasına neden oldu. Scudlar ve geliştirilmiş Scudlar bugün Afganistan, Mısır, Irak, İran, Libya, Kuzey Kore, Suriye ve Yemen in içinde olduğu birçok gelişmekte olan ülkenin silah envanterlerinde bulunuyor. Irak sahip olduğu Scud-Bleri geliştirerek 600 km. menzilli Al-Hussein, Al-Hijerah füzelerini ve 900 km. menzilli Al-Abbas füzelerini üretti. Irak 1991 Körfez Savaşında İsrail ve Suudi Arabistan a 88 Al-Hussein ve Al-Hijerah füzesi fırlattı. Daha az sayıda birkaç örnekte Hindistan gibi bazı gelişmekte olan ülkeler kendi çabalarıyla füze üretmeyi başardılar. Füzelerin çoğalmasındaki trend, gittikçe daha çok sayıdaki ülkenin, endüstrileşmiş ülkelerden bağımsız olarak füze üretme yeteneğine sahip olmasıdır. Gelişmekte olan ülkeleri artan füze üretme kapasitesi, ABD nin sınırlayıcı ticaret uygulamalarıyla füzelerin çoğalmasını kontrol etmesine imkansızlaştırmaktadır. Sonuç olarak ihraç kontrolleri Irak ve Kuzey Kore gibi füze ve kitle imha silahları üretme kapasitesine sahip olan ülkelerin varlığı nedeniyle tek başına etkili olamamaktadır. Göreli zengin bazı gelişmekte olan ülkeler için füze sahibi olmanın yolu, bu sistemleri istekli satıcı ülkelerden satın almaktır. Çin ve Kuzey Kore gelişmekte olan ülkelere füze sistemleri satmaktadırlar. (8) KİLİT NOKTALAR Birçok ülke etkin silahlar ve ulusal gücün sembolü olarak balistik ve cruise füze sistemleriyle ilgileniyor. Balistik ve cruise füzelerin çoğunluğu kitle imha silahlarıyla donatılmaktadır. 25 in üzerinde ülke şu anda balistik füzelere sahiptir. SCUD füzeleri, diğer balistik füze sistemlerine kıyasla daha yaygındır, ancak bazı ülkeler daha etkili füzeler geliştirme ya da mevcutların menzillerini artırmaya çalışmaktadır. İran ve Kuzey Kore 1.600 km.nin üzerinde menzile sahip yeni balistik füze sistemleri geliştirmektedir. Bu füzeler kitle imha silahlarıyla donatılabilir. 6

Nükleer savaş başlıklarına sahip Rusya ve Çin in stratejik füzeleri ABD yi tehdit etmeyi sürdürmektedir. Gerek Rusya ve gerek Çin yeni stratejik füze sistemleri geliştirmeyi sürdürmektedir. Kara saldırı cruise füzeleri, askeri operasyonları tehdit edebilecek çok etkili silah sistemleridir. Kara saldırı cruise füzeleri üreten ülkelerin sayısı geçen on yıl içinde ikiden dokuza çıkmıştır, ve füzelerin çoğu ihraç edilmeye hazır durumdadır. (9) TEHDİT Balistik ve cruise füzeleri önemli bir tehdittir. Füzeler, gelişkin bir hava savunma sistemine sahip düşmana kaşı etkin kullanılabilmelerinden dolayı bir çok ülkeye cazip görünmektedir, aynı şartlarda düşman hava sahasında yapılacak bir hava saldırısı ya çok maliyetli ya da tamamen imkansızdır. Füzelerin bir başka avantajı kurulmalarının, ilgili personel eğitiminin kolay olması ve lojistik gerekliklerinin hava kuvvetlerine kıyasla daha az olmasıdır. Kimyasal, biyolojik veya nükleer savaş başlıklarıyla donatılmaları durumunda bu silahların sınırlı bir kullanımı bile yıkıcı olabilmektedir. Tarihteki ilk balistik ve cruise füzeleri olan V 1 cruise füzeleri ve V 2 balistik füzeleri ilk kez II. Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından İngiltere ve Kuzey Avrupa daki hedeflere karşı kullanıldı. Hedefi vurma hassasiyetlerinin düşük olmasına rağmen bu füzeler on binlerce insanın ölmesine yol açtı. Balistik ve cruise füze tehdidi, füze teknolojisinin yayılmasıyla artmaya devam etmektedir. Bugün 25 in üzerinde ülke balistik füze sistemlerine sahiptirler. Balistik füzeler, İran-Irak Savaşı, Afgan Sivil Savaşı, Yemen deki savaş ve Körfez Savaşında kullanıldılar. Kara saldırı cruise füzeler balistik füzeler kadar yayılmadıysa da, önümüzdeki on yıl içinde bir çok ülke bu füzeler sahip olacaktır. SAVAŞ BAŞLIKLARI VE HEDEFLER Balistik ve cruise füzeleri konvansiyonel olan ve olmayan savaş başlıklarıyla silahlandırılabilirler. Konvansiyonel savaş başlıkları, TNT gibi patlayarak etrafındaki metalleri çevresine saçan ve ölümlere neden olan kimyasalları içermektedir. 7

Konvansiyonel olmayan savaş başlıkları ise, sadece araçlara zarar veren öldürücü olmayan savaş başlıklarını ve kitle imha silahlarını (nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar) içermektedir. Konvansiyonel, biyolojik ve kimyasal silahlar birleşik (tek) savaş başlıklarına ve çok sayıda küçük bombaya yerleştirilebilirler, bu şekilde silahlandırılmış bir füzenin belirli bir irtifada patlatılmasıyla da geniş bir alanda etkili olabilirler. Uzun menzilli balistik füzelerin hemen tamamı ve kara saldırı cruise füzelerinin bir kısmı nükleer savaş başlıkları taşımaktadır. Bu savaş başlıklarının büyük bir çoğunluğu, Hiroşima ya atılan nükleer bombadan onlarca kat daha güçlüdür. Kimyasal ve biyolojik silahlar, nükleer silahlara kıyasla daha kolay üretilebildikleri için birçok 3. Dünya ülkesine cazip görünmektedir. Kimyasal ve biyolojik savaş programları yürüten ülkelerin büyük bir kısmı balistik ve/veya cruise füzelerine de sahiptir. Bu silahlarda, şehirlere ve geniş alanlara yayılmış askeri tesislere karşı kullanıldıklarında hedef hassasiyetin büyük bir önemi yoktur. Kimyasal ve biyolojik silahlar kitle ölümlerine neden olabilir, sivil halkı panik ve kaosa sürükleyebilir ve askeri operasyonlara karşı etkin olabilirler. Operasyonel balistik füzeler silolarda, denizaltılarda ve kamyon veya raylı araçlar gibi mobil fırlatıcılarda konuşlandırılabilir. Mobil füzeler, varlıkları için büyük önem taşıyan gizlilikleri sağlanabildiği için birçok ülke tarafından tercih edilmektedir. Kısa menzilli balistik füzelerin çoğunda füze ve savaş başlığı tek bir parçadır. Oysa uzun menzilli balistik füzelerde savaş başlıkları füzeden ayrıdır. Bazı uzun menzilli balistik füzeler, her bir füze için ona kadar çıkabilen bağımsız hedefli uzaya çıkıp geri dönen araçlar (RV) taşır. Bu araçlar oldukça yüksek irtifalardan, kıtalararası balistik füze (ICBM) menzilinde saniyede 6-8 m. hızla dünya atmosferine girerler. Balistik füzeler katı veya sıvı yakıtlar kullanan roket sistemleri kullanabilirler. Modern füze sistemlerindeki trend, daha düşük lojistik gereksinimleri ve operasyon kolaylıkları nedeniyle katı yakıtlar kullanmak yönündedir. Bununla birlikte bazı 3. Dünya ülkeleri sıvı yakıt teknolojisine daha kolay ulaşabilmektedir, bu nedenle yeni sıvı yakıtlı füzeler geliştirmektedirler. 8

Balistik Füze Kategorisi Maksimum Menzil Kısa Menzilli Balistik Füzeler (SRBM) Orta Menzilli Balistik Füzeler (MRBM) Orta-uzun Menzilli Balistik Füzeler (IRBM) Kıtalararası Balistik Füzeler (ICBM) Denizaltı Balistik Füzeleri 1,000-3,000 km. 3,000-5,500 km. 5,500 km. üzerinde Her bir aşamanın bağımsız yakıta sahip olduğu çok aşamalı füzeler, uzun menzilli amaçlar için kullanılmaktadır. ICBM ler klasik olarak sıvı veya katı yakıtlı motorların füzeyi hedefine doğru ittiği iki-üç aşamalı bir sisteme sahiptirler. Gelişkin yönlendirme sistemleriyle bir füze 9,600 km.lik bir uçuşun ardından hedefi, 30-90 m. yanılmayla vurabilir. Başta 3. Dünya ülkelerin kullandıkları olmak üzere, bugün kullanılan füzelerin büyük bir kısmı daha az gelişkin yönlendirme sistemlerine sahiptir. Öyle ki bu füzelerin yanılma oranları, yalnızca birkaç yüz km.lik bir uçuşun ardından bile 0,8-1,6 km.ye kadar çıkabilmektedir. Bununla birlikte bu düşük hassasiyet bile, füzelerin kitle imha silahları taşıması durumunda çok sayıda insanın ölmesi için yeterlidir. Daha gelişkin yönlendirme sistemleriyle ülkeler, füzelerinin yok etme gücünü artırabilir. (10) ICBM LER Rus ve Çin ICBM lerinin çoğu ABD yi vurabilecek menzile sahiptir. Çin in az sayıda ICBM i tek zenginleştirilmiş nükleer başlık taşıyorken, Rus ICBM leri binlerce nükleer başlık taşımaktadır. Rusya bir, Çin iki yeni ICBM sistemi geliştirmektedir. Her ne kadar Rusya Stratejik Füze Kuvvetleri silah kontrol anlaşmaları, füzelerin eskimesi ve ekonomik zorluklar nedeniyle geriliyorsa da, Rusya dünyanın en büyük karada konuşlandırılmış stratejik füzeye sahip ülkesidir. Rusya özellikle stratejik füze gücüne yönelik yatırımlarını sürdürmektedir, ICBM lerinin çoğunluğu bir kaç dakika içinde fırlatılmaya hazır durumda bekletilmektedir. 9

Kasım 1994 de yürürlüğe giren START I, Kasım 2001 e kadar ABD ve Rusya nın savaş başlıklarını 6,000 e düşürmesini gerektirmektedir. Şu anda her iki taraf da START I in öngördüğünden çok daha az sayıda savaş başlığını sökmüş durumdadır. Eğer START II Rusya Federasyonu Meclisi Duma tarafından onaylanırsa ve New York Protokolleri Duma ve Senato tarafından onaylanırsa, MIRV leri bulunan ICBM ler 2007 den sonra yasaklanacaktır. (11) SLBM LER Kıtalararası balistik füzelerle donatılmış çok sayıda nükleer Rus denizaltısı (SSBN) bulunmaktadır. Her ne kadar Rus SSBN lerinin önümüzdeki 5 yıl içinde büyük ölçüde azalması bekleniyorsa da, Rusya yeni bir SLBM (SS-NX-28) ve BOREY sınıfı balistik füze denizaltısıyla güçlerini modernleştirmeyi düşünmektedir. Halihazırda Çin in 12 CSN-NX-3 füzesi taşıyabilen XIA Sınıfı SSBN leri bulunmaktadır. Hindistan da gelecek on yıl içinde kullanıma girecek Sagarika adıyla bilinen bir SLBM geliştirmektedir. KARA SALDIRI CRUISE FÜZELERİ Balistik füzelerden farklı olarak cruise füzeleri genellikle amaçlarına ve fırlatılma tiplerine göre sınıflandırılırlar. En çok kullanılanları kara saldırı cruise füzeleri (LACM) ve gemisavar cruise füzeleridir (ASCM). Her iki tip cruise füzesi de, uçaklara, gemilere, denizaltılara ve kara tesislerine konuşlandırılabilir. Bir LACM, sabit veya hareketli bir kara hedefini vurmak için tasarlanmış insansız silahlı bir hava aracıdır. Belirlenmiş bir hedefe, belirlenmiş bir rotadan ulaşır. İtiş gücü genellikle küçük bir jet motoruyla sağlanır. Gelişkin yönlendirme sistemleri sayesinde hedefi birkaç metrelik bir sapmayla vurabilir, gelişmiş LACM ler çok küçük hedeflere karşı bile etkilidirler. LACM yönlendirmesi genellikle üç fazdan oluşur: fırlatma, seyir ve vuruş. Fırlatma fazında füze sadece dahili seyrüsefer sistemini (INS) kullanır. Seyir fazında füze, radar temelli arazi kontur uyum (TERCOM) sistemi, radar veya optik olay uyum sistemi 10

ve/veya uydu seyrüsefer sistemi tarafından güncellenen INS tarafından yönlendirilir. Vuruş yönlendirme fazı füzenin hedef bölgeye girmesi ve daha hassas arazi kontur bilgisi veya hedef bulucu kullanmasıyla başlar. LACM lere karşı savunma, hava savunma sistemlerini bunaltır. Cruise füzeleri düşman radarlarından kaçabilmek için düşük irtifalarda uçabilir ve bazı durumlarda arazi şekillerinin arkasına saklanabilir. Daha yeni füzeler, radarlara ve enfraruj detektörlerine karşı tamamen görünmez olabilmektedir. Modern cruise füzeleri ayrıca hedefe en uygun yönden yaklaşmak ve saldırmak için programlanabilmektedir. Örneğin çoklu füzeler hava savunma sistemlerinin en zayıf noktalarını tespit ederek, hedefe farklı yönlerden saldırabilmektedir. Buna ilaveten LACM ler, radarlardan ve hava savunma sistemlerinden kaçmak için halkasal rotalarla hedefe yaklaşabilir. Sadece Fransa, Rusya ve ABD nin LACM üretmesi ve hiçbirinin ihraç etmemesi nedeniyle LACM tehdidi sınırlıdır. Fakat on yıl içinde diğer ülkelerce yeni nesil LACM lerin üreteceği öngörülmektedir ve bu da tehdidin sınırlarını genişletecektir. Amerikan Tomahawk füzelerinin Körfez Savaşında gösterdikleri başarı, birçok ülkenin dikkatini cruise füzelerine çekmiştir. LACM pazarının 2015 yılında tek bir Batılı LACM üreticisi için 6,000-7,000 füzeyi içereceği öngörülmektedir, bu rakama ABD, Rusya ve Çin in üreteceği LACM ler dahil değildir. Bu füzelerin çoğunluğu kesin vuruş yeteneğine sahip olacaktır. (12) MRBM LER VE IRBM LER Çin, Kuzey Kore, İran, Hindistan ve muhtemelen Pakistan da yeni MRBM ve/veya IRBM sistemleri geliştirilmektedir. Bunlar stratejik sistemlerdir ve çoğunluğu konvansiyonel olmayan savaş başlıkları taşıyacaktır. 1988 de yürürlüğe giren Orta Menzilli Nükleer Güçler (INF) Anlaşmasının yasaklıyor olması nedeniyle Rusya MRBM veya RBM sistemleri üretmemektedir ve bu sistemlere sahip değildir. Kuzey Kore nin hırslı MRBM ve IRBM geliştirme programları vardır. Kuzey Kore tek aşamalı No Dong MRBM üretmeyi başarmıştır. Kuzey Kore nin faaliyetlerine bağlı olarak No Dong veya üretmek için gerekli teknoloji diğer ülkelere satılabilir. İki yeni iki 11

aşamalı füze sistemi olan Taepo Dong 1 ve Taepo Dong 2 Kuzey Kore tarafından geliştirilmektedir. Taepo Dong 2 nin menzili Alaska ya kadar uzanmaktadır. İran da iki yeni MRBM geliştirmektedir. Bu füzeler büyük ihtimalle diğer ülkelerin yardımıyla geliştirilmektedir. Uzun menzilli füzeler üretmek, İran ın bölgesel bir askeri güç olma çabalarının bir parçasıdır ve İran ın önümüzdeki on yılın ilk yarısında bir MRBM sistemi kurmayı başaracağı öngörülmektedir. (13) Balistik füzeler yaygın olarak kullanımdadır, sayı ve çeşitleri artacaktır. Kitle imha silahlarının balistik füzelere yerleştirilmesi tehdidi artırmaktadır. Kuzey Kore ve İran gibi bölgesel güçlerin daha uzun menzilli balistik füzeler (MRBMler ve IRBMler) edinmesi, daha az dikkat çekmektedir. Çin in SRBM lerden IRBM lere kadar uzanan bir füze geliştirme programı vardır, yeni nesil füzeleri mevcutlarından çok daha etkili olacaktır. ICBM ve SLBMlerinin sayısının azalmasına rağmen Rusya güçlerini geliştirilmiş ICBM ve SLBMlerle modernize edecektir ve nükleer başlıklı füzelere sahip olmayı sürdürecektir. Kara saldırı cruise füzelerinin yayılması, önümüzdeki on yıl içinde ciddi oranda artacaktır. Bu füzeleri üreten ülkelerin sayısı ikiden dokuza çıkacaktır. Yeni cruise füzeleri çok daha hassas olacak, konvansiyonel silahlarla donatılacak ve ihraç edilecektir. Yeni cruise füzeleri, konvansiyonel silahlarla donatıldıklarında bile yüksek hedef hassasiyetleri nedeniyle öldürücü olacaktır. Balistik ve cruise füzeleri düşük işletim masrafları, mevcut savunma sistemlerini geçme yetenekleri ve ulusal güç sembolü olmalarıyla, birçok ulusun saldırı silahı tercihi olacaklardır. Dolayısıyla geleceğin askeri planlama ve operasyonlarında da önemli tehditler olacaklardır. (14) 12

II. FÜZE TARİHİ (15) 8 Eylül 1944 Füze Çağı, Almanya nın Londra ya düzenlediği ilk V-2 füze saldırısıyla başladı. 1944/45 Müttefikler, Londra yı V-2 füzelerine karşı korumak için uçaksavarlardan oluşan bir barikat oluşturmayı planladılar. Patlamamış uçaksavar mermilerinin şehre vereceği zararlardan dolayı plan uygulamadı. 1945/46 II. Dünya Savaşının sonunda liderler, savaşın 1946 ya uzaması durumunda Nazilerin New York u vurmak için Kıtalararası Balistik Füze (ICBM) planladıklarını öğrendiler. 4 Temmuz 1945 II. Dünya Savaşında balistik füzelerin kullanımını araştırmak amacıyla Avrupa ya giden bir Amerikan delegasyonu, ABD nin yeni silahlara karşı savunma amaçlı bir araştırma ve geliştirme programı başlatmasını önerdiler. Kasım 1945 ABD Hava Kuvvetleri ne bağlı Scientific Advisory Group un bir raporunda füze saldırılarına karşı füzelerin ve bir çeşit enerji ışınının kullanımı tartışıldı. 4 Mart 1946 ABD Hava Kuvvetleri iki uzun vadeli projeyi uygulamaya soktu; Thumper ve Wizard Projeleri. Bu projeler saatte 4.000 mil hızla 500.000 feet yüksekliğinde uçarak füzeleri yok edecek füzelerin geliştirilmesi imkanlarını araştırmayı amaçlıyordu. 29 Mayıs 1946 II. Dünya Savaşı sonrası ABD Kara Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını belirlemek için Kasım 1945 de toplanan Stilwell Board ın raporunda, balistik füzelere karşı savunma sistemlerin geliştirilmesi önerildi. 13

Eylül 1953 ICBM gelişmelerinin beklentisi, II. Dünya Savaşında Sovyet faaliyetlerine izin vermiş yedi üst düzey görevlinin SSCB Komünist Partisi Genel Komitesine Bir Anti Balistik Füze (ABF) sisteminin geliştirilme imkanlarını araştırılmasına yöneltti. Bu isteğe bir cevap olarak bir fizibilite çalışması başlatıldı ve bu tip füze savunma sistemlerinin oluşturulmasının mümkün olduğuna karar verildi. Bu durum Sovyetleri 1953 sonlarında kendi ABF geliştirme programlarını kurmaya yöneltti. 1955 Bell Telefon Laboratuarları, analog bir bilgisayar kullanarak, balistik füze hedeflerinin atış ve varış noktaları arasında 50.000 gösterilmiş intercepti tamamladı. Bu simülasyonlar bir füzenin diğer bir füze tarafından vurulmasının mümkün olduğunu gösterdi. Bu noktaya kadar bir çok bilim adamı, yüksek hızlarından dolayı füzelerin vurulmasının imkansız olduğu fikrindeydi. 16 Ocak 1958 A.B.D. Savunma bakanı Neil H. McElroy, Balistik füzelere karşı savunma sorumluluğunun ABD ordusuna ait olduğunu belirterek, Hava Kuvvetlerine Wizard projesini erteleme ve bu projeden ordunun Nike Zeus balistik füze savunma sistemi ile yarışabilecek radar ve emir ve kontrol ekipmanları üretmesini emretti. 4 Mart 1961 Bir rapora göre, Sovyetler Birliği bir füze savaş başlığının ilk kez yakalanarak yok edilmesini başardı. 19 Temmuz 1962 Pasifik Okyanusu üzerinde yapılan bir testte bir Nike Zeus füzesi, bir Atlas ICBM savaş başlığını yakaladı. Her ne kadar Zeus savaş başlığına iki km. yaklaşabilmişse de bu mesafe, tam operasyonel bir Zeus nükleer başlığının, bir ICBM başlığını yok etmesi için yeterliydi. 10 Aralık 1962 Savunma Bakanı Robert S. McNamara Amerikan halkını, Sovyetlerin kendi Galosh balistik füze savunma sistemini geliştirdikleri konusunda bilgilendirdi. 14

23 Haziran 1967 Glassboro toplantısında Başkan Lyndon Johnson ve Savunma Bakanı Robert Mc. Namara, Sovyetler yetkilisi Alexei N. Kosygin, ABD nin Sovyet savunma füzelerini vurabilmek için gittikçe daha çok sayıda ICBM ne nükleer savaş başlı takmasıyla sonuçlanan Sovyet füze savunma sistemleri geliştirme çalışmalarının yasaklanmasını istediler. Kosygin in bu talebe verdiği cevap şöyleydi: Savunma ahlakidir, saldırı değildir! 18 Eylül 1967 Savunma Bakanı Robert Mc. Namara, Başkan Lyndon Johnson ın Sentinel balistik füze savunma sisteminin geliştirilmesi kararını açıkladı. 6 Şubat 1969 A.B.D. Savunma Bakanı Melvin Laird Sentinel sistemin geliştirilmesine, Başkan Richard Nixon un yeni yönetimi tarafından ABD stratejik programlarının gözden geçirilmesinin tamamlanması için kısa bir ara verdi. 14 Mart 1969 A.B.D. Başkanı Richard Nixon kararının, Amerikan ICBM alanlarını Sovyet füze saldırılarından korunması için bir füze savunma sisteminin geliştirilmesi olduğunu açıkladı. Yeni füze savunma sisteminin adı Safeguard olarak belirlendi. 26 Mayıs 1972 ABD Başkanı Nixon ve SSCB Genel Sekreteri Leonid Brezhnev ABM (Anti Balistik Füze) Anlaşmasını da içeren SALT1 Anlaşmasını imzaladılar. Bu anlaşma Sovyetler ve ABD nin her biri 100 er füze içeren iki ABM sitesi geliştirmeyle sınırlıyordu. Sitelerden biri bir ICBM alanını, diğeri de her bir ülkenin başkentindeki ulusal otoriteleri koruyacaktı. 1974 protokolüyle site sayısı bire indirildi. 1976 ABM Anlaşmasındaki füze savunmalarına getirilen teknik sınırlamaları ve kısıtlamaların gözden geçirilmesi sonucunda Kongre orduya, yaklaşık dört aydır çalıştırılan Safeguard sisteminin kapatılmasını emretti. Sovyetler kendi ABM sitelerini Moskova yakınlarında işletmeye devam etti. Aynı anda Kongre orduya, Sovyetlerin 15

ABM anlaşmasını bozma ihtimaline karşı füze savunma programını yeniden oluşturmasını emretti. Sonuçta Safeguard sisteminin bir takipçisi durumunda R&D programı ortaya çıktı. 1976-1984 ABD ordusu füze savunma füzelerinde bir devrim anlamına gelen teknolojik gelişmeleri başlattı. Bu yeni füzeler, hedeflerini onlara çarparak yok edebiliyorlardı. Bu gelişme nükleer savaş başlıklarını gereksizleştirdi ve Safeguard sisteminden beri varolan önemli bir sorunu çözdü. 31 Temmuz 1979 Cumhuriyetçilerin Başkan adayı Ronald Reagan Cheyenne Dağının altında bulunan NORAD Komuta Merkezini ziyaret etti. Reagan burada, nükleer bir savaş durumunda ABD nin güçlerini ve Amerikan halkını uyarmak için kullanacağı emir ve kontrol mekanizmalarını gördü. ABD nin füze saldırılarına karşı kendini koruyamayacağını öğrendi. Başkan seçilmesi durumunda, füze savunmasını ulusal güvenlik politikasının bir parçası yapacağını açıkladı. 8 Ocak 1982 Karl R. Bendetsen başkanlığında bir grup özel danışman Oval Ofiste Başkan Reagan a, füze savunma sistemleri geliştirmek üzere acil bir ulusal program hazırlamayı önerdi. 23 Mart 1983 A.B.D. Başkanı Reagan gelecekte belirsiz bir zamanda etkin füze savunma sistemlerinin geliştirilmesini araştıracak yeni bir R&D programını başlatmaya karar verdiğini açıkladı. 25 Mart 1983 23 Martta açıklanan politika 85 no lu Ulusal Güvenlik Kararı olarak yasallaştı. 18 Nisan 1983 A.B.D. Başkanı Reagan, ilk bölümü mevcut füze savunma teknolojisini araştıracak ve yeni füze savunma programı için bir teknoloji programı önerecek, ikici bölümü böyle 16

bir programın stratejik ve politik etkilerini araştıracak iki bölümlü bir çalışma yapılmasını emretti. İlk çalışma Fletcher Raporu (Savunma Teknolojileri Çalışması), ikincisi ise Hoffman Raporu (Geleceğin Güvenlik Stratejisi Çalışması) olarak tanındı. Geleceğin Güvenlik Stratejisi Çalışmasının iki önemli sonucu; böyle bir programın caydırıcılığı artıracağı ve bir anti-taktik balistik füze sisteminin ulusal füze savunma sisteminin oluşturulması için yararlı bir ilk adım olacağıydı. Kasım 1983 Fletcher Raporunun ilk versiyonu tamamlandı. Bu rapor Başkanın emrettiği yeni füze savunma araştırma programı için iki ayrı model öneriyordu. Raporun favorisi olarak belirtilen ilk model 1984 yılı için 1,405 trilyon $, 1985 yılı için 2,385 trilyon $, 1986 yılı için 3,43 trilyon $, 1987 yılı için 4,284 trilyon $, 1988 yılı için 4,623 trilyon $ ve 1989 yılı için de 4,766 trilyon $ ayrılmasını öneriyordu. Alternatif modelde önerilen harcamalar daha düşük bir düzeydeydi. 6 Ocak 1984 119 no lu Ulusal Güvenlik Kararla, nükleer savaşı önlemek için alternatif bir caydırıcı araç olarak Stratejik Savunma İnisiyatifi (SDI) oluşturuldu. 18 Temmuz 1984 Ordunun yeni yok etmek için vur teknolojisinin etkinliğini görmek için yapılan test başarıyla sonuçlandı. Nisan-Kasım 1985 ABM Anlaşmasının dar ya da geniş yorumlanması konusundaki tartışma başladı. Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert McFarlane, Reagan yönetiminin anlaşmanın dar yorumun tercih ettiğini belirtti. 11 Eylül 1986 SDIO (Stratejik Savunma İnisiyatifi Organizasyonu) program çerçevesinde başarılı bir test gerçekleştirdi. 17

11-12 Ekim 1986 ABD Başkanı Ronald Reagan ve SSCB Genel Sekreteri Mikhail Gorbachev, İzlanda Reykjavik te ikinci kez bir araya geldiler. Gorbachev Reagan dan, diğer saldırı güçlerini sınırlandırma anlaşmaları için bir ön şart olarak SDI programını sınırlamasını istedi. Reagan bu isteği reddetti. 4 Aralık 1986 Brüksel deki NATO Savunma Bakanları toplantısında Savunma Bakanı Caspar Weinberger, kısa menzilli füze savunma mimari çalışması için yedi SDI kontratı yapıldığını açıkladı. 4 Kasım 1987 Bir PAC-2 Patriot, SS- füzesi olarak simule edilen bir başka Patriotu başarıyla yok etti. 3 Mart 1989 Başkan George Bush, ABD ulusal güvenlik stratejisinin gözden geçirilmesini emretti. 2 Ağustos 1990 Irak, Kuveyt i işgal etti. 17 Ocak 1991 Ortadoğu da ABD liderliğindeki koalisyon güçleri Irak güçlerine karşı askeri operasyona başladılar. 18 Ocak 1991 Basın raporlarına göre tarihte ilk kez bir anti-misil füzesi bir balistik füzeyi savaş şartlarında vurdu. Bir Patriot hava savunma füzesi, Suudi Arabistan da bulunan bir AMD hava üssüne saldıran bir Irak Scud Füzesini yok etti. 29 Ocak 1991 Başkan Bush SDI programının odağının Sınırlı Saldırılara Karşı Global Korunma konsepti olarak değiştirildiğini açıkladı; 18

Stratejik Savunma İnsiyatif programının, kaynağı ne olursa olsun sınırlı balistik füze saldırılarına karşı korunma sağlanmasına odaklanmasını emrettim. ABD, dostlarımız ve müttefiklerimize gelecekte yönelecek tehditlere karşı koyacak bir SDI programı izleyelim. 25 Şubat 1991 Bir Scud füzesi askerlerin barakasını vurdu, 28 Amerikan askeri öldü. 30 Mart 1991 Savunma Bakanlığı Tiyatro Füze Savunma (kısa menzilli füzelere karşı füze savunma sistemi, TMD) Raporunu Kongre ye sundu. Raporda, SDIO nun tiyatro füze savunma sistemi ve taktik tiyatro füze savunma sistemini (uzun menzilli füzelere karşı füze savunma sistemi) merkezden yöneteceği açıklandı. 23 Nisan 1991 ABD Uzay Kuvvetleri Komutanı General Donald Kutyna, Senato nun Ordu Hizmetleri Komitesi ne yaptığı konuşmada, Körfez Savaşında koalisyon güçlerinin başarısının arkasında ABD nin uzayı kontrol etmesini yattığını belirterek, ABD nin uzay araçlarına yönelik düşman saldırılarına karşı uzayı kontrol etmek amacıyla gerekli araçlara sahip olmak için plan yapması gerektiğini belirtti. 5 Kasım 1991 Başkan Bush 1992 ve 1993 mali yılları için 1991 Füze savunma Yasası olarak da bilinen Ulusal Savunma Otorizasyon Yasasını imzaladı. Bu yasa Savunma Bakanlığının 1990 ların ortasına kadar tiyatro füze sistemlerini geliştirmesini öngörüyordu. Kurulacak yeni sistem ABD yi Üçüncü Dünya saldırıları da dahil olmak üzere balistik füze tehditlerine karşı koruyacaktı. 8 Kasım 1991 Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya bir birlik kurarak, Gorbachev hükümetinin sona erdiğini deklere ettiler. Bu deklarasyon SSCB nin ortadan kalktığını ve Soğuk savaşın sona erdiğini belirtiyordu. 19

20 Ocak 1993 William Jefferson Clinton, ABD nin kırk ikinci başkanı seçildi. 12 Mayıs 1993 SIDO yeniden düzenlendi. Sekreter Aspin soğuk savaşın sona erişinin ABD nin artık SSCB nin kitle saldırı tehdidine maruz olmayacağı anlamına geldiğini belirterek, ABD ye yönelik yeni tehdidin Üçüncü dünya diktatörlerinin elindeki balistik füzeler olduğunu ve bu yüzdende TMD sistemlerinin Soğuk Savaş sonrası tehditlerine odaklanacağını ifade etti. 11 Mayıs 1994 Kuzey Yemen den fırlatılan bir Scud füzesi 25 kişinin ölümüne yol açtı. Mart 1996 Çin Halk Cumhuriyeti, seçimleri etkilemeye yönelik askeri harekatların bir parçası olarak Tayvan a dört M-9 füzesi fırlattı. 20 Ağustos 1996 İsrail Arrow II (Hetz-2) anti-balistik füzelerinin testini başarıyla sonuçlandırdı. Kasım 1996 ABD Patriot PAC-2 füzelerinin, diğer savunma sistemleriyle iletişim kurabilen yeni versiyonunu geliştirdi. 7 Şubat 1997 ABD Uzay ve Stratejik Savunma Komutanlığı bir PAC-2 füzesini başarıyla test etti. 20

III. ANLAŞMALAR ANTİ BALİSTİK FÜZE SİSTEMLERİNİN SINIRLANDIRILMASI ANLAŞMASI Anti Balistik Füze Sistemlerinin Sınırlandırılması Anlaşmasında ABD ve SSCB nin her biri, Sadece iki ABM (Anti Balistik Füze) yayılma sitesine sahip olmayı, bu sitelerde ulusal çapta ABM savunması kurmamayı ve geliştirmemeyi kabul ettiler. Bu şekilde anlaşma tarafları diğerinin füze güçlerinin yayılma yeteneğini serbest bırakıyordu. Anlaşmayla belirlenen nitel ve nicel sınırlar, kurulabilecek ABM sistemlerinde de uygulanacaktı. Anlaşma tarafları, AMB teknolojilerinin nitel gelişmesini sınırlamayı kabul ediyorlardı. ABM Anlaşması 26 Mayıs 1972 de Moskova da imzalandı. ABD Senatosu anlaşmayı 3 Ağustos 1972 de onayladı ve anlaşma 3 Ekim 1972 de yürürlüğe girdi. SSCB nin anlaşamaya eklediği bir protokolle ABM yayılma sitelerinin sayısı ikiden bire indirildi. Anlaşma tarafları başkentlerine bir ABM sistemi ya da bir ICBM (Inter Continental Balistic Missile, Kıtalararası Balistik Füze) sitesi kurabileceklerdi. SSCB Moskova etrafında bir ABM sistemi kurdu, ancak USA ABM sistemi kurmamayı tercih etti ve 1976 da North Dakota da bulunan bir ICBM fırlatma sahasında ABM sitesine kurdu. (16) START II ANLAŞMASI Start II, kıtalararası balistik füzeleri (ICBM) ve diğer çoklu savaş başlıklı ICBM lerin sınırlayacak. Anlaşmayla aynı zamanda her iki ülkede konuşlandırılmış olan stratejik nükleer silahların toplam sayısı 2/3 oranında azaltılacak. İlk aşamanın bitimiyle birlikte, her bir taraf konuşlandırdığı toplam stratejik nükleer savaş başlığı sayısını 3.800-4.250 ye düşürdü. Ve ikinci ve son aşamanın bitimiyle de bu sayı 3.000-3.500 e düşürülecek. Bu aşamada çoklu savaş başlıklı ICBM lerin konuşlandırılmasına izin verilecek ve ICBM ler sadece tek savaş başlığı taşıyabilecek. Konuşlandırılmış SLBM lere yerleştirilebilecek çoklu savaş başlıklarının sayısı 1.700-1.750 yi geçemeyecek. 26 Eylül 1997 de imzalanan protokolle START II sınırlama ve yasaklamalarının tamamlanması gereken tarih, 1 Ocak 2003 den 31 Aralık 20007 e uzatıldı. Aynı protokolle, Start Anlaşmasının uygulamaya girmesinden 21

yedi yıl sonra iç sınırlamaların başlayacağı 5 Aralık 2001 tarihi de 31 Kasım 2004 e uzatıldı. START II Anlaşması 3 Ocak 1993 de ABD Başkanı George Bush ve Rusya Federasyonu Başkanı Boris Yeltsin tarafından imzalandı. Anlaşma, iki başkanın 17 Haziran 1992 de bir araya geldikleri Washington Toplantısında imzaladıkları Ortak Anlayış (Joint Understanding) metni ile açıklandı. ABD Senatosu 26 Ocak 1996 da START II Anlaşmasının onaylanmasını kabul etti. Rusya Federasyonu Meclisi ise anlaşmayı hala onaylamamıştır. (17) 22

IV. ABD-RUSYA ASKERİ TEORİLERİ VE UYGULAMALARI (18) Soğuk savaş, başta çağdaş savaş olmak üzere ABD-Rus askeri teori çalışmalarını yeni bir aşamaya getirerek sona erdi. Bugün ABD ve Rusya askeri kuruluşları yeni teoriler, kavramlar ve politikalara dayalı olarak stratejilerini ve taktiklerini revize ediyorlar. Soğuk Savaş dönemi ile karşılaştırıldığında altı önemli gelişme ve değişiklik bulunmaktadır: I. Ulusal Güvenlik: Bu kavram yoğunluk ve yaygınlık açısından anlam değişikliğine uğradı; yeni güvenlik anlayışı ve ulusal savunma anlayışı geliştirildi. Soğuk Savaş döneminde uluslar genellikle ulusal güvenliği, askeri güvenlik olarak algıladılar. Soğuk Savaştan sonra uluslararası çevre köklü olarak değişti ve ABD ve Rusya yeni bir güvenlik anlayışı ve ulusal savunma anlayışı geliştirdiler. 1. Ekonomik güvenlik anahtardır. Ulusal güvenlik kavramı genişleyerek, askeri güvenliğe ek olarak politik, ekonomik, sosyal ve hatta teknolojik, kültürel ve çevre güvenliğini de kapsamaya başladı. Başkan Clinton, ABD nin ulusal güvenliğinin artık Soğuk Savaşta kullanıldığı dar anlamında askeri terimlerle algılanmaması gerektiğini belirtiyor ve ulusal güvenliğin birincil olarak ekonomik güvenliğe dayandığını ve ABD nin birincil önceliğinin ekonomiyi güçlendirmek olduğunu açıklıyordu. ABD 1995 mali yılı Ulusal Savunma Raporu ABD nin güvenliğinin kısa vadede güçlü askeri kuvvetlere, ancak uzun vadede güçlü bir ekonomiye dayanması gerektiğini ifade etmektedir. 49. Birleşmiş Milletler Genel Toplantısında Rusya Federasyonu Başkanı Yeltsin geçmişte güvenliğin askeri anlamıyla anlaşıldığını, ancak bu durumun artık geçerli 23

olmadığını söylüyor, bugünün güvenlik konularının genişlediğini ve güvenliğin neredeyse düzenli gelişme ile aynı anlama geldiğini belirtiyordu. Yeltsin, ilke olarak kişisel, sosyal ve ulusal olmak üzere üç ayrı güvenlik seviyesinin olduğunu, bunların birbirinden ayrılamayacağını, karşılıklı ilişkiler içinde olduklarını, ancak en önemli unsurun ulusal güvenliği korumak, yani Rusya nın ulusal çıkarlarını, haklarını ve önceliklerini korumak olduğunu işaret ediyordu. 2. Askeri güç başvurulacak son çaredir. ABD ve Rus askeri yetkilileri Soğuk Savaşın bitiminde, her ne kadar uluslararası güvenlik çevresi değişmişse de, ordunun temel görevinin potansiyel düşmanları caydırmak, savaşmaya ve kazanmaya her zaman hazır olmak olduğuna inanmaktadırlar. Ordu ulusal güvenliği desteklemeyi ve sorunların çözümü için başvurulacak son kuvvet olmayı sürdürebilir. Temel olarak ABD, iki geniş ölçekli bölgesel çatışmada aynı anda savaşıp kazanabilecek bir program oluşturmuş durumdadır. Rusya da sınırlı savaşlar ve çatışmalar için bir program geliştirmiştir. 49. Birleşmiş Milletler Genel Toplantısında Clinton ABD çıkarlarının tehdit edilmesi durumunda mümkün olursa diğer ülkelerle birlikte ortak eyleme gideceklerini, ancak gerekirse diplomatik, hatta askeri yolları kullanacaklarını kamuoyuna açıklamaktaydı. Rusya nın yeni askeri doktrini, askeri gücün gelecekte de Rus çıkarlarının koruyucusu olacağını ve Rusya nın askeri tehditlere karşılık vermek için politik, diplomatik, hukuki, ekonomik ve diğer araçları kullanacağını vurgulamaktadır. Rusya güvenliğini sağlamak için her türlü aracı kullanacaktır, başta politik ve diplomatik araçlar olmak üzere barışçıl araçları kullanmaya öncelik verecek, askeri güç sadece kendini korumak ve saldırganları uzaklaştırmak için kullanacaktır. 3. Nükleer silahlar özel bir role sahiptir. ABD 1995 mali yılı Ulusal Savunma Raporu nükleer silahların, düşman nükleer saldırılarına karşı güçlü ve etkili bir caydırıcı güç olduğunu tekrarlamaktadır. Amerikan nükleer gücü esnek bir yapıya sahiptir ve bir nükleer karşı saldırı yapmaya hazırdır. Rusya nın yeni askeri doktrini nükleer silahların, askeri harekatlarda kullanılmak üzere değil saldırıları caydırmak için politik araçlar olduğunu belirtmekte 24

ve Rusya nın nükleer silahları ilk kullanan taraf olmayacağı ilkesinden vazgeçildiği açıklamaktadır. II. Savaş: Odak dünya savaşından bölgesel, sınırlı savaşa, askeri tehditlere ve nükleer tehdit altında konvansiyonel savaşlarda savaşmaya doğru dönmüştür. Soğuk Savaşın bitiminde ABD, Rusya ve diğerleri ulusal gelişme ve askeri stratejilerini gözden geçirmeye başladılar. Bu çerçevede savunma sistemleri ve askeri yapılarını da gözden geçirdiler. Rusya mobil savunma stratejisi kurarken, ABD bölgesel savunma stratejisi oluşturdu. Soğuk Savaş dönemi ile karşılaştırıldığında geleceğin savaşlarına yönelik Amerikan ve Rus yaklaşımları köklü bir biçimde değişti. 1. Savaşa verilen anlam konusunda hem ABD hem de Rusya sınırlı savaşlar ve silahlı çatışmalara odaklanması gerektiğine inanmaktadır. ABD SSCB nin çökmesinin, dünya nükleer veya konvansiyonel savaş tehdidini azalttığına inanmaktadır. Gelecekte ABD ye yönelik tehditler dört alandan gelecektir: yeni bir nükleer kriz, bölgesel güçler, eski SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerindeki kaostan kaynaklanan güvenlik tehdidi ve son olarak ABD çıkarlarına yönelik ekonomik tehditler. Diğer tarafta Rusya gerçekçi bir tehdidin ABD veya NATO dan değil, çevresindeki ülkelerden geleceğine inanmaktadır. Rusya ve NATO üyesi ülkeler arasında nükleer veya konvansiyonel savaş çıkması ihtimali açık bir şekilde azalmıştır, ancak politik, ekonomik, bölgesel ve dini çatışmalar sonucu komşu ülkelerle sınırlı bir savaşa ya da silahlı çatışmaya girme ihtimali kesin bir şekilde artmıştır. Bu nedenle Rus savaş hazırlıklarının odağı, gelecekteki savaşlarının temel biçimi olacak sınırlı savaşlar ya da silahlı çatışmalara kaymıştır. 2. Varsayılan düşmanların anlamı konusunda hem ABD hem de Rusya gerçekte bölgesel güçleri hedeflemektedir. 25

ABD kısa vadede Üçüncü Dünya ülkelerinden bazı bölgesel güçlerin ve ülkelerin nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlara sahip olmalarından, ancak uzun vadede ABD ile ekonomik üstünlük, teknolojik üstünlük ve dünya egemenliği konusunda rekabet ettiği ekonomik ve teknolojik güçlerden endişelenmektedir. ABD Uzun Vadeli Geniş Kapsamlı Strateji Komisyonu güvenlik çevresinin önümüzdeki 20 yıl içinde çok daha karışık bir hal alacağına inanmaktadır: yeni güçler, yeni teknolojiler ve yeni ittifaklar doğacak ve özellikle ekonomik gelişme ve değişiklikler çok kritik bir özellik kazanacaklardır. Diğer tarafta Rusya asıl tehdidin kısa vadede çevre ülkelerden, ancak uzun vadede ABD ve Japonya dan geleceğine inanmaktadır. 3. Savaş ölçeği hesaplamaları konusunda ABD ve Rusya iki eş zamanlı bölgesel çatışmada savaşmaya hazırlanmaktadır. ABD, maksimum 480.000 askerinin yer alacağı eşzamanlı iki geniş ölçekli çatışmayı kazanmak için bir plan formüle etmiştir. 1995 mali yılı Ulusal Savunma Raporu potansiyel düşman bölgesel güçlerle savaşmanın, ABD askeri planının özünü oluşturduğunu belirtmektedir. Rusya ise komşu ülkelere saldırmayacağını, mobil savunma operasyonları düzenleyeceğini ve ana savaş gücü olarak mobil birliklere dayanacağını vurgulamaktadır. Rusya, maksimum 200.000 askeriyle iki orta ölçekli savaş veya iki geniş ölçekli savaşa katılma kapasitesine sahip olmayı istemektedir. 4. Silah analizleri konusunda ABD ve Rusya dikkatlerini nükleer savaştan, nükleer tehdit altında konvansiyonel savaşa çevirmişlerdir. ABD, Varşova Paktının çözüldüğüne, stratejik nükleer silahların azaldığına, ABD- Rusya ilişkilerinin geliştiğine ve bu nedenle ABD ne yönelik geniş ölçekli bir nükleer saldırı tehdidinin önemli ölçüde azaldığına inanmaktadır. ABD, etkin bir caydırıcılık sağlayacak bir stratejik nükleer program formüle etmiştir; bu çerçevede nükleer vuruş gücü ismini, nükleer caydırma gücü olarak değiştirmiştir. Diğer tarafta nükleer silahsızlanma sürecinin tersine dönme ihtimaline karşı yeni bir nükleer birim organize edebilmeyi istemektedir. 26

Rusya nükleer silahların askeri araçlar değil, savaşı önleyecek politik araçlar olduğuna inanmaktadır. Bundan hareketle neden bazı uzmanların Rusya nın stratejik nükleer gücünü stratejik caydırma gücü olarak kabul ettiklerini anlamak mümkündür. Bu nedenle ABD ve Rusya geleceğin savaşlarının nükleer tehdit altında konvansiyonel savaşlar olacağına inanmaktadır. 5. Geleceğin operasyonlarına hazırlanmak konusunda ABD ve Rusya farklı şeylere vurgu yapmaktadırlar. ABD odağını Avrupa daki tehditlere karşı koymaktan, global çatışmalara, özellikle ABD çıkarlarının tehdit edildiği bölgesel çatışmalara doğru kaydırmıştır. Bununla birlikte Rusya odağını Orta Avrupa dan kendi periferisine kaydırmış ve mobil bir savunma sistemi oluşturmuştur. 6. Geleceğin savaşlarının nasıl yürütüleceği konusunda ABD ve Rusya temel olarak aynı sonuca ulaşmışlardır. Her iki ülke de şunları vurgulamaktadır; a) Karada, denizde, havada ve uzayda üç boyutlu savaşlar olacaktır ve savaş uzayı genişleyecektir. b) İnsan gücünden ziyade yoğunlaşmış ateş gücüyle savaşacaklardır ve savaşın yoğunluğu büyük ölçüde artacaktır. c) Yüz yüze savaşın yerini ileri teknoloji silahlarına dayanan ileri teknoloji savaşlar alacaktır. d) Güç girişi önemlidir ve artan seferberlik hızı savaşın sonucunu önemli ölçüde etkileyecektir. e) Savaşlarda yüksek veri girişi ve yüksek tüketim olacaktır, lojistik garantiler konusundaki talepler artacaktır. ABD ve Rusya geleceğin sınırlı savaş ve çatışmaları için başlıca aşağıdaki adımları izlemektedirler. A. Komutanlık düzenini yeniden düzenlemek: 27

ABD, Soğuk Savaş döneminin 10 büyük saldırı komutanlığının sayısını dokuza indirdi ve yeniden örgütledi, sonuç olarak komutanlık fonksiyonları değişti. Özellikle Avrupa, Pasifik, orta ve güney komutanlıkları bölgesel krizlere erken müdahale etmekle sorumlu hale geldiler. Bu çerçevede; Atlantik komutanlığı iki eş zamanlı geniş ölçekli bölgesel çatışmada doğrudan savaşmakla ve esas olarak özel saldırı görevlerini yerine getirmekle,.nakil birim komutanlığı mobil saldırı birliklerinin personelini ve malzemelerini dünyanın her yerine taşımakla sorumludur. Rusya da Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmay Başkanlığının görevlerini gözden geçirmiştir. Savunma Bakanı ulusal savunma politikalarının formüle edilmesinden ve askeri malzeme ve teknolojilerinin güvenliğinden sorumludur. Genel Kurmay Başkanlığı saldırı birliklerinin komutanlığıdır. Rusya, bölgesel hava savunma birimini lağvederek ve görevlerini hava kuvvetlerine vererek beş büyük askeri biriminin sayısını dörde indirmiştir. Saldırı güçleri de yeniden organize edilmiştir. Ordu grup ordu-bölünmesi sistemini ordu-takım sistemiyle değiştirmiştir. Deniz Kuvvetlerine, sahil savunma operasyonlarından sorumlu olan sahil koruma adında yeni bir unsur eklenmiştir. Hava Kuvvetleri askeri uzay komutanlığı adında yeni bir unsur kurmuştur. B. Askeri servislerin üç branşının askeri stratejilerini revize etmek. ABD ve Rusya yeni askeri stratejilerine bağlı olarak askeri servislerin üç branşının askeri stratejilerini revize etmişlerdir. ABD Ordusu hava-kara saldırı stratejisini, hava-kara-deniz-uzay stratejisine çevirmiştir. Bu stratejiye bağlı olarak geleceğin savaşlarında birlikleri, iki eşzamanlı geniş ölçekli sınırlı savaşta savaşabilecek önemli bir saldırı birimi olacaktır. Barış zamanında ABD topraklarında olacaklar, ancak savaş zamanında, ordunun diğer birimleriyle birlikte saldırı görevlerini yerine getirmek için hızla sorunlu bölgelere intikal edeceklerdir. ABD Deniz Kuvvetleri yeni bir denizden karaya askeri stratejisi oluşturmuştur. Geçmişte birlikleri mavi-su saldırı görevlerinden sorumluydu, bugünse gelecekteki savaşlarda ordunun diğer birimleriyle birlikte iki eşzamanlı geniş ölçekli sınırlı savaşta savaşabilecek mobil vuruş gücü olacakları anlamına gelen- denizden-karaya saldırı birimlerine dönüştürülmüştür. 28

ABD Hava Kuvvetleri yeni bir global amaç, global güç stratejisi geliştirmiştir. Birlikleri iki eşzamanlı geniş ölçekli sınırlı savaşta savaşmada özel bir öneme sahiptir ve en önemli cevap verme ve saldırı gücüdür; Deniz Kuvvetleri ve diğer birimlerle birlikte mobil saldırı görevlerini paylaşmaktadır. Sovyet ordusu, geniş, derin, çok seviyeli savunma stratejisini, mobil savunma stratejisi ile değiştirmişti. Ülke dışı askeri geri çekilmenin tamamlanmasından sonra Rus ordusu mobil bir birim ve stratejik yedek güçler birimi kurma planlarına bağlı olarak yeniden örgütlenecektir. Merkezi otoritenin takdirine bağlı olarak özellikle mobil birim, sınırlı savaşlar ve iç krizlerde yer alacak asıl güçtür. Rus Deniz Kuvvetleri mavi-su saldırı stratejisini, sahil savunma stratejisiyle değiştirmiştir. Rus Hava Kuvvetleri yabancı toprak operasyonları stratejisini bölgesel savunma stratejisine dönüştürmüştür. C. Saldırı birlikleri yapısını yeniden örgütleme. ABD ve Rusya yeni askeri stratejileri ve doktrinlerine bağlı olarak saldırı güçlerini yeniden yapılandırmaktadır. ABD ordusu temel güç yapısını kalas yapısıyla değiştirmektedir. Temel güç yapısı, Amerikan askeri güçlerini dörde bölüyordu; stratejik, Atlantik, Pasifik ve olağanüstü komutanlıklar. Clinton yönetimiyle başlatılan kalas yapısı da Amerikan askeri güçlerini dörde bölmektedir; iki eşzamanlı geniş ölçekli sınırlı savaşta yer alacak birlikler, ülke dışı Amerikan varlığını sağlayacak olan birlikler, saldırı amaçlı olmayan askeri operasyonlarda kullanılacak birlikler ve stratejik caydırma birimi. Rusya da yeni bir askeri güçler yapısı oluşturmaktadır ve 2000 yılından önce uygulamaya geçecek yeni yapıyla güçlerini dörde bölecektir; kara kuvvetleri, deniz kuvvetleri, hava kuvvetleri ve stratejik caydırma birimi. 2000 yılından sonra ise hava kuvvetleri ve stratejik caydırma birimi birleştirilerek uzay hava kuvvetleri oluşturulacaktır. 29

III. Askeri Güç Yayılımı: Askeri Yayılma dan Askeri Varlık ve Askeri Güç Dağıtımı ve Hızlı Mobilizasyon teorilerine Soğuk Savaş döneminde ABD, SSCB ve diğer güçler askeri yayılma politikası izlediler. Ülke dışına çok sayıda asker gönderdiler ve savaşın eşiğine kadar geldiler. Soğuk Savaşın sonunda, SSCB nin çökmesi ve Varşova Paktının çözülmesiyle ABD- Rusya ilişkileri gelişti. Bu nedenle askeri yayılma teorilerini değiştirdiler. 1. Askeri varlığın kurulması vurgulandı. Gerekli stratejik pozisyonları savunmak ihtiyacını temel alarak ABD, birliklerinin yayılımını ayarlamaya ve Avrupa daki asker sayısını düşürmeye başlamıştır. Rusya da benzer bir şekilde Rusya Federasyonu toprakları dışındaki asker sayısını düşürmeye başlamıştır. Bu revizyonla birlikte ABD ve Rusya orta Avrupa ya vurgu yapan eski görüşlerini değiştirerek, ülke dışındaki askerlerinin sayısını da azalttılar. ABD, Avrupa konusundaki stratejik bakışını hala sürdürüyor olabilir, ancak Asya nın stratejik konumu kesin bir şekilde arttı. Askerlerinin geri çekilmesinin tamamlanmasından sonra Rusya, Batıyı yine stratejik yayılmasının odak noktası olarak görecek ve eski Sovyet Cumhuriyetleriyle stratejik ilişkilerin kurulmasına vurgu yapacaktır; daha sonraki bir aşamada Rusya-Çin sınırındaki asker sayısını azaltacak ve komşu ülkelerle ilişkilerini geliştirecektir. 2. Varlık değişimi vurgulandı. ABD, bir varlık göstermek ve varlık biçimindeki değişimi artırmak için ön hatlarda 12 askeri birim kurmanın yanında müttefikleriyle periyodik olarak tatbikatlar yapmayı da kararlaştırdı. Bu şekilde ön hatlarda belirli bir sayıda asker tutulacak, yüksek düzeyde yetkililer periyodik olarak ön hatları ziyaret edecekler, gelişmiş silahlar da dahil olmak üzere müttefiklere silah satılacaktır. Diğer tarafta Rusya dış etki bölgesini korumak için etkin önlemler almaktadır. Rusya Hindistan a silah sağlamayı sürdürecek ve Hindistan ın savunma endüstrisi tesisleri kurmasına yardım edecektir. Rusya Vietnam la da güçlü askeri ilişkilere sahiptir ve Vietnam ordusunu tatmin etmek için yoğun gayret göstermektedir. 3. Askeri güç dağıtımı ve hızlı mobilizasyon kapasiteleri vurgulandı. 30