www.arsivakurd.org ÜN YAYINCILIK Dizisi ) Doğan T. Kaya )ABali ) Mustafa Peköz ) S. Çiftyürek ) Server Tanilli Sibel Özbudun ) Zeynel Abidin



Benzer belgeler
Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Müdafaa-i Hukuk Hareketi bu hakları savunmak ve geliştirmek için kurulmuştur.

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

İ Ç İ N D E K İ L E R

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

Bahadın, 2 Ağustos 2014 Sevgili Yoldaşlar, Canlar, Yol Arkadaşlarım, Devrimciler Diyarı Bahadın da buluşan güzel insanlar,

Cumhuriyet Halk Partisi

ÜNİTE:1. Anayasa Kavramı, Anayasacılık Akımı ve Anayasa Çeşitleri ÜNİTE:2. Türkiye de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış ÜNİTE:3

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

AVRUPA DA MEYDANA GELEN TEKNİK GELİŞMELER : 1)BARUTUN ATEŞLİ SİLAHLARDA KULLANILMASI: Çinliler tarafından icat edilen barut, Çinlilerden Türklere,

Ateş Ülkesi'nde Ateşgâh Ateşgâh ı anlatmak istiyorum bu hafta sizlere. Ateş Ülkesi ne yolculuk ediyorum bu yüzden. Birdenbire pilot, Sevgili yolcular

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

Cumhuriyet Halk Partisi

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

1: İNSAN VE TOPLUM...

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

BİLGİ EKONOMİSİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR: BİLGİ YÖNETİŞİMİ ve ÜNİVERSİTE EKONOMİSİ 1

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Kapitalist Sömürü Sistemini Yıkmak için Örgütlenme ve Mücadelenin adıdır!

EMRE KÖROĞLU BAŞKANLIK İÇİN ADAYLIĞINI AÇIKLADI

AK PARTi Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat ın düzenlediği basın toplantısının tam metni:

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

CHP Yalıkavak Temsilciliğinin düzenlediği Kahvaltıda Birlik ve Beraberlik Mesajı

DEVLET BAKANI VE BAŞMÜZAKERECİ BABACAN: TÜRKİYE, İŞ YAPMAK, HİZMET ÜRETMEK, ÜRÜN ÜRETMEK, PARA KAZ

TED den, Siyasete Eğitimde Mutabakat Çağrısı

T.C. ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SENATO KARARI KARAR TARİHİ TOPLANTI SAYISI KARAR SAYISI /

1999 dan 2007 ye Seçmen Tercihleri ve Değişim

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

Amerikan Stratejik Yazımından...

Tarım için yeni bir marka. Adama nın anlamı nedir? Logomuz. Çiftçi Tarım Dünya

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

CHP İLÇE BAŞKANI RECAİ SEYMEN TEKRAR ADAY

Batı Toplumuna İlk Kez Rakip Çıkardık

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ İKTİSDİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİŞLER BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Aç l fl Vural Öger Çok değerli misafirler, Konrad-Adenauer vakfının 23 senedir yapmış olduğu bu gazetecilik seminerinde son senesinde bizim de k

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

KILIÇDAROĞLU K.MARAŞ'TA

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

Avrupa da Yerelleşen İslam

KİMLİK, İDEOLOJİ VE ETİK Sevcan Yılmaz

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI... ORTAOKULU SOSYAL BİLGİLER DERSİ 7. SINIF ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK DERS PLANI

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

Strasbourg da Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için günlerdir eylemde olan kadınlar, Haber alıncaya kadar buradan ayrılmayacağız diyor.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE STRATEJİK İLETİŞİM PLANLAMASI

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

Sakine Cansız 1991 Mayıs sonunda Şam a gitti.

İdris KARDAŞ Küresel Sorunlar Platformu Genel Koordinatörü

TED İN AYDINLIK MEŞALESİNİ 50 YILDIR BÜYÜK BİR GURURLA TAŞIYAN OKULLARIMIZDA EĞİTİM ÖĞRETİM YILI BAŞLADI

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Vekiller Heyeti Kararı, Sıkıyönetim Komutanlığı ve Milli Güvenlik Konseyi'nce Kapatılan Siyasi Partiler

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Cuma İzmir Basın Gündemi. Edebiyattan sinemaya, sinemadan sosyolojiye Türkiye de sosyal bilimler

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

İRAN IN BÖLGESEL FAALİYETLERİ VE GÜÇ UNSURLARI ABDULLAH YEGİN

İşten Atılan Asil Çelik İşçilerinin okuduğu basın açıklaması: 15/03/2012

KARANLIKTA FİLİZLENEN TOHUM

19 EYLÜL MÜHENDİS, MİMAR, ŞEHİR PLANCILAR DAYANIŞMA GÜNÜ

Türkler ve Kürtler üzerine yanlış düşünceler

Bir$kere$güneşi$görmüş$ olan$düşmez$dara$

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

MEVLÜT GÖL KARŞILAŞTIRMALI HUKUKTA ANAYASA BAŞLANGIÇLARININ SEMBOLİK VE HUKUKİ DEĞERİ

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Atatürk ün Kişisel Özellikleri. Elif Naz Fidancı

4.2 Radikal demokrasinin kurucu gücü olarak kadın özgürlük deneyimleri

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ Eğitim-Öğretim Yılı. Ders Adı : Siyaset ÇalıĢma Yaprağı 13 SĠYASET

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Tabu diyorum çünkü bu konuda iki sınırlama var. Yasal yasaklar (5816 nolu Atatürk ü koruma yasası) ve Atatürkçülerin duyarlılığı.

Avrupa nın en cesur ülkesi Türkiye

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA TÜRKİYE DE SOL GELENEĞİNİ VE SİYASİ LİDERLİĞİ TARTIŞTI

TÜRK EDEBİYATINDA 26 DURAK 254 ŞAİR VE YAZAR

Dr. A. Tarık GÜMÜŞ Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Sosyal Devlet Anlayışının Gelişimi ve Dönüşümü

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

İstanbul 13. Müebbet çıktı

ACR Group. NEDEN? neden?

Şafak EVRAN TOPUZKANAMIŞ. Türk Hukukunda Anayasal Gelişmeler Işığında Vatandaşlık

Faik ÖZTRAK Tekirdağ Milletvekili

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

Beğenin beğenmeyin: Yalçın küçük bunları yazıyor.

Transkript:

ÜN YAYINCILIK ) Zeynel Abidin )ABali ) S. Bulut ) S. Çiftyürek ) M. Şehmus Güzel ) Kenan Kalyon ) Ali Kaşıkkınnaz ) Jemal Nebez ) Mustafa Peköz ) Server Tanilli ) Berrin T ll ) Doğan T. Kaya B. Uludağ Sibel Özbudun NEWROZ KiTAp Dizisi

'.. KÜRT SOLU... ~. 21. Yüzy1lda Ayd1nlanma Değilim Devrim Dinamikleri 2 GÜN tavincilik

Gün yayınlan ll Newroz Kitap Dizisi 6 Derleyen İbrahim Aceleci Dizgi Mizanpaj Gün Yayıncılık Baskı Özdemir Matbaacılık Ağustos 2001 Gün Yayıncılık San. Tic. Ltd. Şti. İnönü Malı. Bahil Sok. No: 27/3 Harbiye/İSTANBUL İş Bankası: 1042 0584722 Tel/Fax: O 212 219 69 06 www.gunyayincilik.bm.com www.kurtsolu.bm.com gunyayincilik@mynet.com kurtsolu@mynet.com

.Agilllf, ııgillllllfı, ııg-ijiıı-llfıl.agil111 ııgil1ııl1ğllfl 6eııi111 fdii&e 1111 gi6i ileğitl (Jiifıte 111111 gi6i gerileıı 1111 gi6i ııgillıılutlglltlllfl teıwileıı 'tiijitflfıtıı Sillı/lutıli fıiiiiflasiiiii 6uğllflllll 6eıı, Çıımurlıı, /uuıtı, Aıırıı "Cııııru&ul.. l;en 11 tsıırufıtııfıi fı1111ııillllf ihığilıım, j{inileııiııı 11 fırfianiii, j{iııilen uyil1nlııtlg11rum 6eıı o fı111111111 l;iı giirelim, Oıılıır fıiir ıtlsııııtıır iligel.. 611et ıtıılıır, Oıı-tıır ;Kııt flıııırtıır fıllrııııtıfılllrilıı sııtl1111111 111fı1lırfıeıı ıtıılıırı 6eıı.Ate llllillııllğlllllll 11lt11111 fııtgarafı Illi Atak, (Jiiı 6e6eftleriııiıı ileliğiııi, AllillıtlAtlfiiiPIIIII fıiifılerine suııtuıııııı ftliğiııil...ayi11ıı, ııgil1nlıfı, ııg-i11ıı-lıfı

IçiNDEKiLER Gelecek Kitaota... 7 Kürt Solu'ndan... 1 O DOSYA ' Kürt Aydın Tipolojlsi Ozeıine Zevnel ABiDiN... 18 Dünyada ve Kürdistan'da Aydınlanma Çağı A. BAI.i... 29 Doğu' da Uyanış, Bilim ve Aydınlanma S.BULUT... 4() Aydın ve Aydınlanma S. ÇIFTIUREK... 69

,i Aydınlanma için Tartı~ma Taslağı Cen2iz GÜNDOCiDU... 113 Aydınlanma(k) Ödevi M. ~ehmus GÜZEL... 121 Çağ Dönümleri ve Aydınlanma Kenan KALYON... 144 Kürt Aydını Kürtçe ile Aydınlatabilir All ((ASIKKIRMAZ... 166 Kürtler ve Aydınlanma lernal NE BEZ... 17 6 21. Yüzyılda Sosyalist Aydınlanmanın i levl Mustafa PEKÖZ... 190 Aydınlanmanın Nereslndeyiz? Server TANiLLi... 218 Erkek Filozoftann Kadına Bakı~ından Aydınlanmaya Berrin TAS... 227 Aydınlanma-Felsefe-Entellektüel-Kadın poğan T. KAYA & B. ULUDAG... 236 Aydınlanma Dü üncesl ve Fransız Burjuva Devrimi Davranı ı-11 Ternal PEMiRER & Sibel ÖZBUPUN... _.,,.. ;254

_,.,,...

Gelecek Kitapta Kürt Solu Newroz Kitap Dizisi M peşe iki dosyayı "2l.yy'da Aydınlanma, Değişim ve Devrim" sorununa ayırdı. Tüm zorlukiara rağmen yayınevimiz iki kitabı M peşe, yazarlanmızın da katkılanyla çıkarıp okuyucuya ulaştırnıayı başardı. Aydınlanma dosyasına Türk, Kürt, Arap ve uluslararası komünist hareketten aydın, akademisyen, yazar ve siyasetçiler zengin bir katılım sağladı. İçerisinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte aynı sorun üzerine üretilen bu iki dosyanın halkımızın/halklarımızın aydınlanma ve değişimine katkı sunacağını umuyoruz. Önümüzdeki kitap (7.dosya) konusu: ÖRGÜTLENME! Dünya komünist hareketinin özel olarak da bizim kapsamlı teorikideolojik sorunlarımız var. Üstelik bu sorunlar kimi dönemler küçülüp-büyüyebilir, fakat tıpkı yaşam gibi süreklidir. Örgütlenme salt pratik-politik bir sorun değildir. Hatta bugün örgütlenme esas olarak teorik-ideolojik bir sorun olarak önümüzde duruyor. 'örgütlenme teorisinin köklü bir şekilde yeniden irdelenmesi gerektiğine inanıyoruz. 7

Kurt Solu Öfgütlenme sorunu bütün yakıcılığıyla komünistlerin önünde dururken;' sorun, ihtiyaç duyulan bir ilgi ve sorumlulukla ele ahnmıyor ya da: ele alınamıyor. Özgütümüzde ele alındığında, sonu gehneyen ~ hesaplaşmalar ve eski örgütlenme taızlanrun sorgulanmasından hareketle yeniye aişkin örgütlenmeden çok önerileri geliştiriliyar. a) Örgütlenme: Bir ilişki mi? Bir yere aidiyet bağı mı, hareket birliği mi? Kurumlaşma mı? İdeolojik tutum mu? Pratik-politik duruş mu? Kültür mü, kültür-sanatın içerik kazandırdığı yapdanma mı? Ya da bunlann tümü mü? b) Örgütlülük bürokrasiyle, örgütsüzlük ise anarşizmle mi sınırdaş? c) Ezilenin ezen karşısındaki, emeğin sermaye karşısındaki yasadışı örgütlenmesi 2Lyy'a girerken tarihsel olarak sona mı erdi? Cep telefonu icat oldu, yasadışı örgütlenme bitti mi? Sermayenin sivil toplumu yasadışı örgütlenmenin zeminlerini eriliyor mu? Yoksa yeni zemin ve koşullarda yasadışı örgütlenme yeni bir içerik ve biçim mi kazanacak? Yasadışdık, rejimin militarisi güçleri karşısında yeraltına inmekle mi sınırlıdır? d). Leninist örgütlenme modeli ve demokratik merkeziyetçiliğin bir bütiin olarak aşıhnası mı gerekiyor? Yoksa, aşdması gereken yönleriyle birlikte, yeni koşullarda yeniden üretilmesi mi gerekiyor? Genel olarak örgütlenmede, özel olarak da siyasal parti örgütlenmesinde piramital ohnayan örgütlenme modeli var mı ya da olur mu? Otoriter olmayan bir örgütlenme ve özel olarak da otoriter olmayan siyasal parti örgütlenmesi var mı ya da olur mu? Sosyalizmin yaşanmış deneyimlerinden de hareketle, sosyalizmde tek partili sistem mi yoksa çok partili'sistern mi? Veya bu her ülkenin samulunda (giderek her kıta özgi,ilünde) yaşamın zenginliğinin belirleyeceği bir sorun mu? e) Ulus devlet, çekirdek aile, parlamenter demokrasi, siyasal par- 8

21. YU>yılda Jlydınlanına tiler ve özellikle de sendikalar örgütlenme perspektifiyle ya da örgütlenmenin prizmalanndan geçirilerek ele alındığında bugün ve gelecekte neyi görüyoruz? Aynı bakışla, doğrudan demokrasinin 2l.yy'da olanaklan nelerdir? f) Dolu dizgin küreseheııen sermaye ve onun siyasetine karşı emeğin (komünist hareketin) yeni bir enternasyonal birliği kaçındmaz mı? Mevcut komünist partiler ya da bir bütün olarak komünist hareket I. Dünya Savaşı sürecinde uğradığı köklü iç ayrışmaya yeniden gebe midir? Böylesine ucu her kapıya açılan örgütlenme dosyası bir mi yoksa yine P"'l peııe iki dosyada mı ele alınacak? Bunu soruna duyulan ilgi ve üretimin kapasite belirleyecek Dosyada hem akademik (teon'k) bakı ve üretime hem de pratik y<ı ilmın içinden gelen bakı ve üretime yer vermeyi, daha doğrusu ikisini bulu lurmayı hedelliyoruz. Katkı sunacak olan yazarlanmızın, sorunlamanın bütününe veya bir kısmına ili kin ya da burada yaptığımız sorunlamanın dışında kendilerinin önceliği olan sorunlamadan hareketle üretim yapmalan kendi tercihleridir. Yazarlanmızın çalışmalannı en geç Kasım 2001'in ilk haftasına kadar yayınevimize ulaştırmalannı bekliyoruz. Yazdann kitap sayfası ile 25 sayfayı geçmemesini umuyoruz. 9

.. ' KURT SOLU ndan E nerji kaynaklan üzerinde emperyalist güç odaklannın kavgaları giderek kızışıyor. Dünyadaki fosil enerji kaynaklannı büyük oranda banndıran Ortadoğu, Orta Asya ve Kafkasya üzerindeki egemenlik hesaplan her gün yeni boyutlar kazanıyor. Rusya, ABD'nin karşısına AB, Çin ve hatta Türkiye ile geli lirdiği yeni ilişki ve ittlfaklarla çıkıyor. Rusya'nın yönelişi başta Almanya ve Fransa olmak üzere AB içindeki bazı etkili güçlerin de en azından bugün hemfikir oldukları bir yöneuş. Şöyle de denilebiur: ABD, Avrasya enerji kaynaklanna esas Türkiye üzerinden yönelirken; Almanya/Fransa merkezli AB ise Rusya üzerinden yöneldi. Rusya bununla da yelinmiyar, ABD'nin Orta Asya'daki etkisini daha ciddi boyutlar kazanmadan kırabilmek ve labii başka hesaplarla da Çin'in de içerisinde yer aldığı Şanghay Beşiisi ittifakını geliştirip güçleııdiriyor. ABD'nin tek başına dünyanın hakimi olduğı! iddiasıyla geliştirdiği Türkiye-İsrail ittifakı Ue Ortadoğu'yu denetleme stratejisi, diğer yandan Türkiye üzerinde Avrasya yönellşi gittikçe aşılması ror sorunlarla karşılaşıyor. ABD bu süreçte lo

Ku.-t Solu bölgedeki en temel müttefiki olan Türkiye ile de Mavi Akım Projesi ve "Kuzey Irak".sorunlan başa olmak üzere sorunlar ya lyor. Mavi Akım Projesi, Kıbrıs, AGSK ve özellikle de "Kuzey Irak" sorunu etrafındaki geli meler Türkiye'nin dış siyasetini olduğu kadar iç siyasetini de ilgilendiriyor. Türkiye'nin bölgesel, hatta dünya çapındaki ili ki ve ıttifaklannı etkileyen her geli IDe ıç siyaseti doğrudan etkilemektedir. Almanya eksenli siyaset yapan M. Yılmaz'lı ANAP' ın, Mavi Akım Projesi'nde AB ve Rusya'ya dayanarak orduya kafa tutması bunun çarpıcı örneklerinden sadece birisidir. Bunlar y1i illllrken, süper NATO zirvesi öncesinde gerek burjuva basın gerekse de ulusçu-ljoven Türk Solu hatta sosyalist iddialar taşıyan kimi yayınlar da, ABD Güney'de "Kukla Kürt Devleti'ni NA TO kararıyla kuracak" diye yaygara kq)armaya OO ladılar. i@ Partisi'nin başını çektiği, Kemalist Sol hatta kimi "sosyalist" sol yayınların da propaganda ettikleri görü ler özünde Kürtlerin UKI-ITsine kar! tutumlanclır. Bunlar, Güney'de ABD'nin denetiıninde ''kukla bir Kürt devletinden" çok, Kürtlerin devlet kurmasının kendisine kar ıclırlar. Barıanı ve T alabanl liderliğindeki ulusal hareketin emperyallzmle, hatta bölge gerici devletiyle i birliği içerisinde olduklan biliniyor ve bu yeni de değildir. Günümüzde ulusal sorunun çözümlenmemi olduğu ülkelerdeki milliyetçi hareketlerin tümünün emperyalizmle ili ki içerisinde çözüm aradıklan da biliniyor. K. İrlanda, Güney Afrika (ulusal boyutuyla belirleyici olarak çözümlendi), Filistin, D. Tırnur ilk akla gelenler. Biz başından beri Güney'deki ulusal hareketin emperyallzmle ve bölge gericiliğiyle ıli kilerini ele tirdik, ele tiriyonız. Ancak, salt ulusçu hareketlerin özellikle de günümüzde emperyallzmle ilı kl arayı lannın kaçınılmaz olduğunu da reel bir durum olarak belirtiyoruz. Burada sorunun özü, Güney'deki milliyetçi hareketin emperyalizmle ili klsini ele tirirken TC re~rni ile aynı perspektiflerden, aynı kalkış noktalanndan hareket edip etmemektir. D. Perinçek'li ip ve onun değirmenine su ta ıyan sol demokratik siyasetler Güney'deki ulusal hareketin emperyalizmle ili kilerini tekrar tekrar gündeme getirirken, egemen ulus ljoven milliyetçiliği ile donanmı olarak hareket ediyorlar. Rusya, bugün gittikçe güçlenen yeni bir emperyalist güç odarıı. ı ı

2 1. Yu"!!Jda flydınlamha ABD emperyalizminin stratejisine karş, Rusya'run öncülüğünde kurulan Şanghay B~'ni öne çıkarmak ve Rusya'nın Irak'ın toprak bütüniüğüne dönük beyanlarını allayıp pullayıp sunmak-savunmak bir başka emperyalist Ui ki değu mi? D. Perinçek'in liderliğindeki siyaset yıllarca ''Ne Rusya ne Amerika, bağımsız Türkiye" dedi. Bugün ise ABD'ye özellikle de iddia ettiği "Kukla Kürt Devleti" yönelişne karşı Rusya'yı savunur duruma düşmesi nasıl izah edilir? Emperyalist Rusy;;ı ile ittifak hangi politika ve hedefe bağlı olarak savunuluyor? D. Perinçek'in kendisi 80 yıllık Kemalist üniter ulus devletini, üstelik her bakırndan emperyalist ABD ve AB'ye derinlemesine bağımlı hale gelmi bu üven ve i birlikçi ulus devleti koruyabilmek için emperyalist Rusya dahil şeytanla bile ili kiyi göze alırken, dört gerid üven devletin kıskacındaki Güneyli milliyetçi hareketin emperyalizmle ilişkiye girmesini eleştirrnek tutarsızlık değil mi? D. Perinçek bo Una Kemalizm'! Doğu ile (Asya Ue) barı lırmaya, ili kilendirmeye çabalıyor. Kemalizm, kurtuluş sava ı yıllannda taktik gereği geçici olarak Dogu (Lenin'in SSCB'si) ile ili ki kurmuştur, ama stratejik olarak Batı emperyalizmi ile savaşmasına rağmen Batı'ya yöneliş esas almıştır. ''Batı muassır medeniyetine ulaşma''yı Türk ulusunun önüne vanlması gereken temel hedef olarak koyan Atatürk'ün kendisidir. Dolayısıyla PerinçekU İP'in, Kemalizm'in ulusçu yönünü temel alıp Batıcı yönünü reddetmesi bir başka iç tutarsızlıktır. Türkiye'nin yumuşak karnının genel olarak Kürt sorunu, özel olarak da bugün Güney'deki Kürt oluşumu olduğu doğrudur. Ama bu doğru, TC'nin kaygılannda haklı olduğu anlamına gelmiyor. Türkiye Kürtlerin varlığım bile kabule yanaşmadı1)ı sürece, Kürt sorunu Kuzey ile Güney'in yumuşak karru olmaya devam edecektir. Ortadoğu ve Avrasya, özel olarak da Musul-Kerkük eneıji kaynaklan üzerinde egemenlik hesabı yapan her emperyalist güç odağı Kürtleri mutlaka hesaba alınması gereken bir güç olarak görür ve milliyetçi Kürt siyaseti ile ilişkiler geli tirmeye yönelir. Bu ili kinin aracı dün gizli servislerdi, bugün hükümetler düzeyinde gün ışığına çıktı. Burada D. Perinçek ve yanda lannı, Kürt sorununda sonuç değu nedenlerle uğra maya davet ediyoruz. Nedenleri irdelerlerse belki Jön-Türklerden Kemalist harekete kadar uzanan Türk muliyetçi 12

KurtSolu hareketinın Batı emperyalizmt ıle geliştirdiği tlt kileri de görebllirler. Biz komünistler olarak, başından beri ABD-İngtUz merkezli emperyalist ittifakın Jrak'a müdahalesinin karşısında yer aldık. Biz, Barzani-Talabani liderliğindeki ulusal hareketin emperyalizmin kanatlan altında devletleşmesini reddettik ve soruna uzun vadede bakıldığında emperyalizmtn bölgede kök salmasının hem Kürt hem de bölge halklannın aleyhine olacağını belirttik. Biz, emperyalizme karşı mücadele ederken, başka emperyalist odaktarta ilişki anlayı i içerisinde olmadık. Ve nihayet biz, 21.yy'da Türkiye sosyalıst hareketınin emperyalizme karşı mücadelede "Kuva-i Mllliye" ruhunu diriltnıeye çalışan millid şoven bir çizgi yerine entemasyonald, toplumsal kurtulu ÇU bir çizgi tzlemesi gerektiğini ve Kürt sorununa bu perspektifle yönelmesini hep dtle getirdik. 2l.yy'da emperyalizme kar ı mücadeleyi geliştirirken salt "Doğulu'' ya da Asyalı halkiann de@!. dünya halklan ve i Çi sınıfının enternasyonal mücadelesini geli tirmenin tek çıkı yolu olacağına inanıyoruz. Batı emperyaltzmine kar ı salt "Do(ıucu" ya da "Asyalı" bir mtlltd kalkışın artık geride bırakılması gerekt:@ne inanıyoruz. POSTMODERN ULUSÇULUK YOLUNDA BİRLİK ARAYlŞLARI ve KOMÜNiSTLER Kuzey'in mtlltyetçi Kürt ulusal hareketinde son yıllarda iki gelişide dikkat çekiyor. Birindsi; YDD perspektifinde yol aldıkça milliyetçi özelliğini de ;. ilirerek ne olduğu belirsiz bir olguya dönü Üyor. İkindsi; her defasında yeni ayrılıklar ve değerler erozyonuna ybl açsa da birlik çalışmalan var. Bu süreçte yurtdı ında yasadı l, içerde ise yasal zeminlerde tirlik arayı lan geli iyor. Yasal zewjnde günlük arayışlar içerisinde blan iki ayn "oluşum''un birle.şmesiyle "Demokrasi ve Kürt Sorununu Çözüm Giri imi" (DKSÇG) bir süre önce olu IOU ve bu olu Um yeni bir siyasal par ~ye dönü IOeyl hedef olarak belirlemi ti. DKSÇG Yürütıne Kurulu adına ibrdhim Güçlü, Re lt Deli ve Fehmi Demir'In imzasını taşıyarı yazılı belgede, DKSÇG'nin "fikri çerçevesi" ile ilgili olarak Unlar kamuoyuna iletiliyor: "Dünyadaki ~uk savaş sonrası deği irnlerin, biiimsel ve teknolojik devrimin Kürt alanında da yankı bulması ko ullarında... 13

21. 'rü"!!jda flydmla ""' "Türkiye'de ço!:lulcu, üniter olmayan demokrasinin hayat bulması ve buna bağlı olarak Kürt sorununun çözümü... "GiriŞmimiz, demokrasiyi evrensel kural ve kununlanyla algılamaktadır. Demokrasinin tüm evrensel kurallanrun Türkiye ko ullarına eksiksiz uygulanması, g!ri imimizin temel amaçlanndan biridir. 'Bireylerin ve grupların temel hak ve özgürlüklerini her türlü baskıya karşı koruyan, bireylerin, grupların haklarıru devlete karşı teminat altına alan... katılımcı ve effaf yönetim... "Kürtlerin, Türkiye'nin toprak bütüniüğü içinde kolektif haklanru kutlanabilmelerinin toplumsal barı için gerekli ön koşul olduğuna inanıyoruz." 1970'11 yıllarda ekillenen Kuzeyli milliyetçi hareketin bile enlerinden birinin "mirasçıları" iddiasıyla davrandıklanru bildiren bir ba ka olu Um da özünde aynı görüşleri kamuoyuna dekiare etti. ''Kürtlerin mevcut durumundan duyduğumuz rahatsızlıktan dolayı bir inisiyatif oluşturmayı tasarlıyoruz" diyen ve bunun için de 21/4/200l'de Ankara GAP Oteli'nde bir toplantı düzenlediklerini açıklayan 39 imzalı çağrı metninde Unlar belirtiliyor: "Dünya, yüzyılın son çeyreğinde önemli çarpıcı geliştın ve deği lm)ere sahne olmuştur. İki kutuplu dünyada yumu~a politikalan hüküm sürmüş, soğuk savaş gerilimleri geride kalmıştır. ''Küreselleşme süreci ülkeleri siyasi, coğrafi birllldere götürmüş, sorumluluk ve bağımlılıklar yüklemiştir. AB, Kopenhag vb. uluslararası antlaşmalarda ülkelerin keyfi davranışları ortadan kalkmış... Yaşanan yumu~a sürecinde görüşme ve uzlaşma yöntemleri toplumlann yaşanıında evrensellik, katılımcı, çoğulcu değerler şeklinde kabul görmüş, her türlü şiddet antipati ile karşılanmıştır. ''Her eye rağmen, Kürtler inatçı mücadeleleri, yaşadıkları jenosit ve göçler nedeniyle dünya gündemine oturmuş, Avrupa masasına yatınlnuştır." Abdullah Öcalan'ın İmralı'da geliştirdiği ve sawnmasında özlü olarak lfadesini bulan görüş ve önerileriyle DKSÇG'nin "fıkri çerçevesi" ve 39 imzalı yeni "inisiyatif'in görüşlerinin özünde (hatta derinlere varana kadar) aynı olduğunu çarpıcı bir ekilde sergileyebilmek için kısaca Öcalan'a da başwralım. Öcalan sawnmasında şöyle diyordu: "Günümüz demokrasileri... 20.yy'da faşizmin total, amans.ız dik- 14

iatörlllkleriyle, zıt yöndeki reel sosyalizmin totaliter rejimlerine kar! direnerek, yüzyılın sonunda kesin zaferini Uan etrni tir. "Evrensel demokrasi... Ukesi: Özgünlük, eşitlik, zora ba vurmama, evrimsel geli rne çıkarianna ve çözümüne saygıdır... Bu özeuikleriyle, gelişkin birey ve toplumsal kesimleri ortaya çıkarmanın harika rejimidir. "Kürtlerin çıkan kesinlikle tüm Türkiye ile demokratik birliğinden geçmektedir." (Sawnma sy:21,23,24,26) Dikkatli okunduğunda üçünün de temel çizgileriyle aynı eyleri sawnduğu görülür. Burada kim kimin görii üne geldi ya da kim kimin görü ünü sawnur noktasına geldi iddialan önemli değildir. Önemll olan, üç ayn gelenekten gelen yapı ve "inisiyati!"lerin bugün dünyaya ve ülkeye aynı noktalardan bakıyor olmalandır. İkincisi; emperyallst YDD'nin ideolojik ve politik bak! açılanndan dünya ve ülkeye bak! her üç yapı ve geleneğin ortak paydasıdır. Emperyallst Batı'dan Kürt sorununa çözüm arayışı bir ba ka ortak payda. Sınıf, sınıfsal sömürü, toplumsal kurtulll gibi sosyallst değerlerden tamamıyla kopu yine her üç hareket ve yapılanmanın paralel yöneli leridir. Üçüncüsü; ülkemizde komünistlerin dı ındaki siyasal yapı ve "inisiyatif'lerin, sermayenin "sol"dan (ya da sermayenin sivu toplum açılımının) fikri çerçevesinin sınırlan içerisinde politika gefi$iren konuma dü tüklerl net çizgilerle görülüyor. Gerek Öcalan'ın gerek DKSÇG'nin gerekse de yeni "inisiyatif'in sawnduğu görü ve yönell lerin ana temalan olan "evrensel demokrasi; çoğulcu, katılımcı effaf yönetim; '20.yy sonunda kesin zaferini ilan eden demokrasi', toplumsal ban ; AB, Kopenhag Kriterleri vb. uluslararası antla malarda ülkelerin keyfi davranı lannın ortadan kalkmış olması; devlete kar! bireyin hak ve özgürlükleri ya da gell kin birey; her türlü şiddetin antipatı Ue kar ılanması ve sivil anayasa... " türünden iddia ve savunmalar, kapitalizm sınırları çerçevesinde geli tirtlen sivil toplumcu görü lerdir. Ki bu görü ve iddialar sivil toplumcu demokratik cumhuriyet veya 'iktnd cumhuriyet' tezinin fikir babalan oları Sami Selçuk, Murat Belge, Mehmet Altan,Cengiz Çandarların ve büyük sermayenin siyasal partilerinin "soğuk savaıı sonrası" reel sosyalizmin yıkılı!nın ardından olll an ''yeni dünya"da sawnduklan fikri çerçeveyi olu b.ı- 15

2 1. YuayJda Jlydıma ma nır. İŞ:e bu fikri çerçeve Ozerinde yüıüyen ulusçu demokratik yapılar, mevcut konjonktürde Kürt sorununda kimi ulusal taleplerin kazanılmasında i levli olabilirler, ama bunun ötesinde sermayenin ve burjuva siyasetin sivil toplum yönelişinin arkasından ancak nal toplayabilirler. Dördüncüsii; Olkemizde 1970'li yıllarda şekillenen milliyetçi siyasal yapılanmalar giderek tasfiyeye uğruyor ya da kendi kendini adım adım tasfiye ediyor. Burada sorun, yeni ko ullarda yeni örgotsel biçimlere boıünmerıin çok ötesinde Ideolojik, politik tasfiyedir. Felsefi ve ideolojik olarak emperyalist YDD lle banşıp, onun ~ açısından sonırı1ara bakan yeni bir ulusçu siyaset şekillendiriliyor. Moda deyimle, milliyetçi siyaseti miz postmodern ulusçuluqa döni.i Oyor. Be in,ç:isi; girilen siireç ve siiredn ~ çıplak olarak şunu gösteriyor: Ulkemiz siyasal yapılanmasında temelde iki siyaset vardır. Mevcut siyasi dinamiklerin bu iki ana siyasal zeminde birlikleri momkondür ve kendini dayatan siyasal görevdir. İki ayn kanalda (yapılaıımada) siyasal birlifjin belli ba lı çizgileri olarak; a) Marllsizmi ve diyalektik materyalist felsefeyi kurtuluşun beyni olarak görenler ile YDD'nin ~ açısından "bağnaz ideolojik yapılan aşma" adı altında ideolojisizleşmeyl, yani burjuva ideolojisinin sawnusunu esas alanlann... b) Rejime ve sermayeye kar! ulusal özgiirlokle botonloklü olarak sırufsal kurtuluşu sawnan ve kapitalizme karşı sosyalizm alternatifini geliştiren komünistler ile kendini salt ulusal haklarla, hatta kapitalist rejimin sınırlan çerçevesinde "çaiidaıı demokrasi"nin "çoğulcu koltorel" haklannın kazanılınası ile sınırlandıran milliyetçi demokratlann... c) Örgütlernede kurtuluşun yorefji olarak iş;i sırufını gören ve emefjin örgütlenmesini örgütlenmenin merkezine alan komünistler ile iş;isiyle, ulusal burjuvazisiyle, esnaf ve ilietıd köylülüiiüyle genel bir ulusal örgütlenmeyl esas alan milliyetçi demokratlann... d) Kendilerini dünya ve TOrkiye! Çi-komünist hareketınin bir parçası olarak gören komünistler ile kendilerini YDD'nin dinarniklerinin bir parçası olarak gören ve onlarla iuşki arayışında olan milliyetçi demokratik yapı ve akımiann hızla iki ayn yapı ya da kanalda 16

Kurt Solu birleşnelerinin zorunlu, gerekli ve i çi-emekçi halkımız açısından ilerletici olaca~)ına inanıyoruz. Bir olu Ulll sona erdi/erdiriliyor. İçeriden ve dı arıdan soğuirna çabalan adım adım bir dönemi bitiriyor. Bu beraberinde yeni anlayı lar için zemin de hazırlıyor. Yeni arayışlar ilk etapta bilinçli kadro ve aydınlar arasında boy verdi. Bu doğaldı, arayışın halka yansıması zaman alacak. Komünistler açısından sorun, yeni arayı ların tek baıjına kendiliğinden olgunla!ilasını beklemek değil, aynı zamanda arayışlan hızlandırmak için ideolojik-politik mücadeleyi geli llrebilmektir. Arayı lann zeminlerinin olgunla!tlası kadar arayı lan kamçılamak da önemlidir. 17

Zeyne! ABiDIN KÜRT A YDlN TİPOLOJİSİ ÜZERİNE ' nsanlığın gellş:ııe sürecinin en temel kavramlanndan biri 'ay- I dınlanma'dır. Içinde ~rulan çağa yön vermek ve gelecek çağı da bu yönlendiriciliğin tılsınılı etkisine almak söz konusu olduğunda genellikle bu kavrama ba vurulur. Aydınlanma kavramı, bizde Ronakbltfolarak karşılık buldu. Bu kavram dillmızin diğer dialektlerinde de aynı biçimde kullanılmaktadır. Aynca Ruşen birisözcüğü de (nüans farklılıklanyla bir Ukte) aynı anlamda kullanılır. Bfr çok spekülatif anlamlandırmalara karşın herkesin ya da her aydınlanmış insanın üzerinde mutabık olduğu ortak bir kavram blarak aydın olmak, kendisinden başlayarak çevresine, sınıfına, ulusuna, insanlığa ışık sağlamak, sürekll bir aydınlanma devinimine katılmaktır. Bu devinim, başta aydın olmak üzere her insan için bir varoluş sebebidir. Bilmenin 'adem' olmaya delalet ettiği bu adaleti oldukça yıkılm! dünyada, bu varoluş sebebinin önüne geçebilecek başla bir 'insani' sebep bulmak mümkün mü? Ne var ki bu durum aydın olabilmenin sadece önkoşulunu oluşturur. Yani aydının epistemolojik tanımlamasıdır. Oysa insanın insana egemenllk kurma sa- 18

'. ;~ı '-'\ K!irt Solu vaşımn trajik bir tarihi olan insanlaşma siiıı;1ahde!!evsel bir uzuv olarak aydım aydın yapan (ya da yapamayan) temel özellık, i in tavır yaruru yani etik yanını oluşturur. Aydın kavramına eğer başka bir 'kötülük' yapmak istemiyorsak, onu, 'namuslu bilen' ve 'namussuz bilen' olmak üzere ikiye ayırmak durumundayız. İ te aydın, mg adlı sal!a ın namus aıma.mda aldığı konumla be Urlenir. Her ne kadar çağımııda bu arerıamn kirlerımem!ş ya da bu arenadan hem canını ve hem de namusunu birlikte kurtarmı aydın sayısı oldukça az olsa da kellesini iğd~ edilmi dalkavuk bir 'meslekla ının' eline kaptırsa da o peygamberce gövdesini ve onurunu kendinden sonrakilere yad!gfu: bırakrnı bilge sayısı oldukça kabarıktır. Belki de 'fani' dünyamlzin bu dlpsiz adaletsizllkte Nuh'un gemisi gibi hala yüzebihnekte olmasım da kellesiz bırakılmı ama onuruna dokunulamarru bu bedeniere borçludur. Kürt aydının 1940-1970 arasındaki konumunu bu tespite iyi bir örnek olarak açıklayabiliriz. Yani ülkemizde artık bir tek yaprağın bile kımıldayamayacak duruma getirildiği, Kemalist ideolojinin Kürt' e, bir ölüm ilahisi gibi dayatıldığı o zlfirl süreçte, tek tek ya da örgütlü olarak Kürt aydınlannın sorgularda ve mahkemelerde koyduğu onurlu tavır ve yürekliilk imdilerde az rastlanılan bir durumdur. Üstelik Kürt aydımn o süreçte üzerine kara bir kabus gibi çöken resmi ideo/oji:je kar ırı, elinde muhafaza etmeye çalı tığı birkaç bilgi kınntısı ile ruhunda ya atmaya çalı tığı ulusal gururundan başka hiçbir 'caydına' gücü ya da örgütü yoktu. Kürt bilgesi Musa Anter'!n 'Biz, Kürtlüğü eksilerden sıfıra getirebildik' sözü aslında o günlerin acımasızhğı kadar kiıiısesizuğine de gönderme yapan mütevazı bir beürlernedlr. ~ abarttığım ve günümüze gereken değeri vermedlğim biçimindeki bir eleştiriyi göze almak pahasına, bu konudaki dü üncerrıi peki tirip aydıh denen 'muammanın' gerçekte ne kadar aleni ve SZ\f bir duru olduğunu ifade edebilmek için deği ik zaman d!ürrılerinde Kürt aydınlannın tavırlanın kar ila tırmak gerekiyor. Meınduh Selim Beg ile onun hayatını romanlaştıran (ve aynı zamanda büyük bir hizmete imzasım koyan) Mehmet Uzun. ilk kar ıla tlrmamızı olu tursun: Meınduh Selim Beg aydın bir Kürt beyefend!si... Avrupa limtürüyle yoğrulmıış, bu kültürü Kürtlük UUfU ve gururu ile sente--- 19

2 1. Y i~zyjda Aydın/a.,ııa ılemi, yurtsever, nazik ve y(lreğinin her zerresi duygulada bezenmi bir insan. O zamanlar Ftansızlara ve SUliye'ye ait olan Antakya'da silrg(lndedir. Direnen halkından Ve ülkesinden uzakta tutulmaktadır. Üstelik bu sürgün tra)edisine bir de 'kınk' bir il kın gölgesi düşmektedir. Mehmet Uzun'un tamamen gerçek olaylardan ve Memduh Selım Beg'in Y1l al1llndan hareketle yazdığı 'Siya Evine' adlı romanına göre Memduh Selım, o ariıansız sevdalısını bırakıp HOYBÜN'un yetk!u bir üyesi olarak Ağrı Direnişi'ne katılır. Mücadelenin soruanna doğru, biız.a.t hareketin önderi İhsan Nurt Paşa, hareket yeniise bile gelecekte yerıiden Kürt direni lerinin ba layacağı ve sırf bunun için de M~uh Selim gibi aydınların Y1l all1asi ve Kürtlük davasını dünyaı/a duyurması gerektiğini söyleyerek onu sava alarundan gönderir. Memduh SeUm savil afak ölmek Için çok diretir ama İhsan Nurt Pa a 'Ben bir komutan olarak emrediyorum!' der ve son noktayı koyar. Sonrası... Bir yaman öykü... Sevdalı gitıni lir ve ellere y& olmtııjtur. Böylece Memduh SeUm Beg'in 1970 yılianna dek süren hayatı en derin yerinden bir acılar senforıislne dönüşür. Mehmet Uzun, bu değerli Kiirt aydının hayatını romanlaştınr ve İhsan Nurt Pa a'nın bir isteğini, belki de en Iyi bir ekilde yerine getirir. İşin edebi ve epistemolojik yanıyla Mehmet Uzun 'aydınlık' yaruru bize ve tüm Kiirtdünyasına yansıtır. Eller!ne sağlık... Ama Kürt dürlyasına mal olmtııj (belki de bu hususta oldukça da abartılmış) bir yazann tavnru, yani onun etik 'aydınlık' yanını da sorgulamak gibi bir sonınılıımiumuz da var. Aydın, halkının ve çağının vicdanı değil midir? İ in bu yanına baktığımızda tam bir 'karanlık' Ue karşlaşrız. Yani yaran el, yazılan yılreğin orta yerine kapkara bir hançer gibi saplanllll tır.. Mehmet Uzun'un Kürt gerilla savaşına neden katılmadığı, kendisini neden Memduh Selım gibi a kından ve hayatından etmediği gibi iddialı bir sorgulama yapacak değium. Çünkü sava gibi yakıcı bir eyleme canını katmak ya da katınamak tamamen bireysel bir tercihtir ve bunun her iki eknne de sadece saygıyla yaklaşmak gerekir. Ama bir sava karşısırıda herhangi bir tavır almak aynı keyfiyeti içermez. Burada sıradan bir taraf tutuculuktan söz etmiyorum. Çünkü ne sava sıradan 1:ıir olaydır ne de bu sava karşısında aydının kayacağı tavır... PKK'nin ideolojik, politik, asker! anlayışı ve bunun üzerine kurduğ_ıı sistem bir Yaruı, ~ sözünü ettiğimiz ey on be yıl boyun-. ; '.! 20

... -~. -.. ~ Kürt Solu ca' Kürt halkının en cesur ve en güzide insanlannın içinde yer aldığı ve çoğunun da bu sava içinde ve yer yer de çok barbarca bir E!k Ude sömürgeciler tarafından katled!ldiğ!, adaletsiz, dengesiz ve bir o kadar da yaman bir sava tır. Bir tıırafta Kiiıdün en ufak iniltisl bile boğazlanırken, dii)er taraftan da, 1919'da 'yedi düvele' karşı sava an bir ordunun, bir 'avuç' Kürt gerillasına kar! yedi düveli arkasına aldıi)ı bir sömürge savaşnda, bir Kürt yazarın aldığı tavrı sorgulamak, sadece bir hak değil ama aynı zamanda da bir ödevdir ve bu ödevi bize veren de İhsan Nuri gibi, Memduh Selim gibi halkımızın onurlu önderleri ve aydınlannın vasiyetleridir. Bu amansız savaşa Kürt halkının haklı olduğunu ve onun haklı davasından yana tavır almanın bir namus borcu old~u söyleyip bunun gereklerini yerine getiren, sırf bu yüzden vuruiarı, katledilen, işkencelere uğrayan, hapsedilen ve sürgüne ycllanan Kürt ve Tiirk aydınlannın sayısı hiç de az değildir. Musa Anter, Vedat Aydın, Mehmet Sincar, İsmail BeŞkçi, Leyla lana, Hatip Dicle, Akın Blrdal, Şanar Yurdatapan, Faik Candan bu oiıurlu insanlardan sadece ilk akla gelenlerin birkaçıdır. Bırakalım aydınlann tavrını, bu sömürge savaşının T iirk toplumuna yaydıijı kirli kokunun ük alıcılan olarak yüz l::inlerce Tiirk ve Kürt genci, Sen-aş KarşıUan Derneğinin o insan ko - kan çağrıianna kulak vererek bu savaşa katılmamak için firari duruma dü ltiii lerdir. Bu derneğin başkanı olan bir Tiirk genel (Mutat Ülke) bu 'suçtan' ceza evinde yab~. Cizre'de sali yakalanan Kürt gerillaları Türk askerleri tarafından vah lce doğranıyor. (KI bu Kürt gençlerinden biri de, acılı bir tesadüftür ki Mehmet Uzun'un yeı'jenlerinden, Di.yarbekir Ceza evi direnişçüerinden Yıhnaz Uzun'dur, yıl 1994-Cizre}. Halkının 'vicdanı' olduğunu savunan bir Kürt yazan ve aynı zamanda İsveç Vatandaş olan Mehmet Uzun \ın. İsveç'ten gelip bu orduya askerlik yapmasının, en azından vicdaııi red taraftan bir gence göre tavrı oldukça gayri vicdan! değil miydi? Pek tabii ki Mehmet Uzun'un gerçek yargılaması halk ve tarih tarafından yapılır. Sanırım halkın ve tarihin vicdanında mahkum olmak kadar aijır bir ceza daha bulunnıarıuşbr. Roman kahramanımız Memduh Selim Beg, ~ doruklanndaki Kürt P~!Ilergelerine değil de Ankara'ya, yani Tiirk ordusuna katılsaydı ne olurdu? Mehmet Uzun olurdu. 21

21. Y112J1ddtı Rydıolaoouı YüZü kendi halkına, ruhu Ise sömürgeellere daha doğrusu her tor <len güçiiliere biat eden bir ucube 'aydın' tıpolojisine girerdi. Bunlardan liniii ilrısllz bolca KUrt 'agdını' mevcut. KUrt ulusal hareketine diişnaıılıklan en belirgin özelllkleriydi. Sömürgecl ideolojinin KUrt ağzıyla ~!;lı ve mazlum Kürt halkının haklı milcadeles!nin 'terör'le eymlamlı hale getirilerek mahkum edildiği güne kadar bu 'aydınlar' dil manlıklarından vazgeçmediler. Şimdilerde ise aynı şefkatil koliann arasında kurtla kuzu dostl~un sefasını sürrnekteler. Bu tipolojiye Ikinc! bir İsveç patentli 'bir~ örneği vermek gerekirse... Murad Ciwan diye anılır. Uzun süre Kürt siyasasında öncü ve aynı zamanda KUrt yazım donyasında bilinen bir isim olarak öne çıkml lır. Ahmed~ Xaııi üzerine, benim de çok beğendiğjm bir çalışna.sı da var. PKK'ye ve Öcalan'a anllpallsiyle tanınırdı. BiltOn bunlan, Kürt halk hareketine dil man olmamak kaydıyla dd!)ıl da ~ mümkün. Ancak 1998 sonbahannda öcalan Roma'ya gittiğinde, onun aleyhinde üç, Türk devletinin aleyhinde de bir dosya lıazırlanıyordu. Biri TC'nin hazırladığı dosya, diğeri Mesud Berzanrnin dosyası, üçüncüsü de imza sahiplerine atfen Özgür Politika gazetesinde 33 Keklik adıyla yazdığım bir yazının konusli olan ve altında 33 'Kürt aydının' imzası bulunan deklerasyondu. öncoıüğünü Murad Ciwan'ın yapbğı bu deklarasyona göre öcalan ve PKK Kürt halkını temsil etmiyordu. Yine deki&asyona göre öcalan, sözleriyle Kilrt halkını ve aydınını a ağılıyordu, aynca Med 1Vde, ona bu konll l11a fırsahnı verdiği için basın ahlakı ilkelerini çlğniyordu. TC'ye göre terörist olan Öcalan ve PKK, Mesud Berzanl'ye göre de kendi köylerini yakıp yıkan acımasız bir örgütlü. Aslında senaryosu ABD ve TC t:ırafından bazı uluslararası istihbarat örgütlerine hazırlatılan bu yargılamada (!) 'sanık' Öcalan ve PKK' ye kar ı TC davacı, Berzaııl ve bu 331ükler de Öcalan ve PKK mağdurlan rolünü kapmı lardı. Küıdistan Hukukçular Birliği çatısı alhnda, içlerinde Selahattin Çelik, A Kadi.r Konuk ve benim de bulund~ bir komisyona göre Ise; KUrt halkı, Öcalan ve PKK davacı, TC devleti saıuk ve bu mahkemede Kürt tarafının aleyhinde beyan ve çabada bulunan her Kilrt de keklik olarak addedilduer. Yaklaşık iki bin sayfadan olugan bu bllgi ve belge dosyası ne oldu, bilinmiyor ama bilinen bir Y var: Murad Ciwan'ın öncillü~nde oluşturulan 'keklik takımının' top 22