AB Kulisi Mayıs 2008 Editör den AB Kulisi nin bu ayki Editör den bölümü, Türk Ceza Kanunu nun 301. maddesinde yapılan değişikliğe ilişkin AB nin yorumunu konu alıyor Gündem Bu ay AB gündeminde öne çıkan gelişmeler... Ajanda Türkiye nin AB katılım sürecinde önemli tarihler ve dönüm noktaları... 1
Editör den ĐFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN KAPSAMININ GENĐŞLETĐLMESĐ YÖNÜNDEKĐ 'ĐLK ADIM' Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesi, Avrupa Birliği (AB) cephesi açısından, Türkiye'de reformların devam ettiğini görmek adına bir sembol haline gelmişti. Son yıllarda, AB kurumları tarafından her raporda Ankara'ya '301. maddeyi kaldırın' telkini yapıldı. Yıllardır hep aynı konuyu tekrar tekrar masaya taşımaktan, AB yetkililerinin dilinde tüy bitti. Ankara sonunda tam da iç siyasetin kızıştığı bir dönemde bir hamle yapma kararı aldı. AB'nin istediği gibi, ifade özgürlüğünün önünde engel olarak görülen bu maddeyi kaldırmadı ama değiştirdi. Artık, 'Türklüğe hakaret' değil, 'Türk milletine hakaret' suç olarak kabul ediliyor. Yapılan değişiklikle, 301'in ifade özgürlüğünün kısıtlanması yönünde kullanılması giderek zorlaşırken, bir kişi hakkında yargı sürecinin açılabilmesi için Adalet Bakanı'nın yeşil ışık yakması zorunluluğu getiriliyor. AB cephesi yapılan bu son reformdan tabii ki memnun ama uygulamasını görmek istiyor. AB'nin Temkinli Tepkisi AB 301 konusunda oldukça 'temkinli' bir tepki verdi. AB dönem Başkanlığı nı yürüten Slovenya tarafından yapılan açıklamada, 'bu yapıcı bir adım, reform sürecinin devam ettiğinin göstergesidir' denilirken, Birliğin icra organı Komisyon, 'Şimdi de reformların uygulamaya geçirilmesini bekliyoruz' yorumunda bulundu. AB'nin bu kadar temkinli yaklaşmasının üç önemli nedeni var. Öncelikle Ankara'nın 2004 yılından bu yana reform sürecine ara vererek Brüksel'i hayal kırıklığına uğratmış olması. AB cephesi bu nedenle, bundan sonra atılacak adımları ve reformların yarım kalmadığını görmek istiyor. Đkinci olarak 301. maddenin kaldırılmış olması, Brüksel açısından Türkiye'de ifade özgürlüğünün tam anlamıyla sağlanmış olduğu anlamına gelmiyor. Zira, geçmişte 301. maddeden birçok yazar, politikacı, gazeteci hakkında soruşturma ve yargı sürecinin açılmasına ön ayak olan 'milliyetçi' olarak görülen savcıların, önümüzdeki dönemde, TCK'nın yoruma açık olan başka maddelerini kullanacakları düşünülüyor. Đşte bu nedenle AB açısından asıl önemli nokta Ankara'nın 'kozmetik' reformlardan kaçınması ve ifade özgürlüğü ve temel haklar açısından TCK'yı baştan aşağı gözden geçirmesi. Yeni sivil Anayasa'nın da aynı şekilde, Türkiye'de yaşayan bütün vatandaşların haklarını koruyacak biçimde şekillenmesi isteniyor. Aksi takdirde, Ankara'nın attığı bu adımlar Brüksel açısından inandırıcılıktan uzak olacak. Üçüncü ve en önemli neden ise, Türkiye'deki siyasi çalkantıların, Brüksel'e, ülkenin topyekün bir reform sürecinde olduğu izlenimi vermemesi. Toplumdaki bölünmeler, AB sürecinin geleceği açısından da endişe kaynağı. Hatırlanacak olursa, Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso da geçtiğimiz ay Türkiye'ye yaptığı resmi ziyaret sırasında, reformların ancak ve ancak toplumun kendi içerisinde siyasetçiler ve toplum arasında genel bir diyalog ve uzlaşma ortamının oluşturulması ile sağlanabileceği uyarısında bulunmuştu. Duygu Leloğlu BRÜKSEL 2
Gündem Türkiye-AB Troykası Dışişleri Bakanları Toplantısı Türkiye-AB Troykası Dışişleri Bakanları Toplantısı, Türkiye Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Slovenya'nın Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel, Fransa'nın Avrupa Đşlerinden sorumlu Devlet Sekreteri Jean Pierre Jouyet, AB Komisyonu Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn ve AB Konsey Temsilcisi Helga Schmidt in katılımı ile 6 Mayıs ta Ankara da düzenlendi. Toplantı kapsamında, 1 Mayıs gösterilerinde polisin göstericilere müdahalesi, parti kapatma davası, TCK nın 301. maddesindeki değişiklikler, Kıbrıs meselesi ve terör örgütü PKK nın gündeme geldiği belirtildi. Toplantının ardından düzenlenen ortak basın açıklamasında, Avrupa Komisyonu Üyesi Olli Rehn, Komisyon un, polisin 1 Mayıs gösterilerinde orantısız güç kullandığına inandığına dikkat çekti. Rehn, Türkiye nin bu konuda soruşturma başlatmasını beklediklerini ve sendikal hakların AB ve ILO ile uyumlu hale getirilmesi gerektiğini ifade etti. Öte yandan, Rehn, AKP ye açılan kapatma davasına ilişkin kaygıların devam ettiğini vurgulayarak katılım sürecinin sorunsuz ilerlemesi için demokratik laikliğe saygı gösterilmesi gerektiğinin de altını çizdi. TCK nın 301. maddesinde yapılan değişikliğe atıfta bulunan Slovenya Dışişleri Bakanı Rupel ise değişiklikten duydukları memnuniyeti dile getirerek yeni yasanın nasıl uygulandığının önemli olacağını vurguladı. Türkiye ile AB arasında devam eden katılım müzakerelerine ilişkin kendisine yöneltilen soru üzerine Fransız Sekreter Jouyet ise Fransa dönem başkanlığı Türkiye konusunda objektif, tarafsız ve dengeli olacak açıklamasında bulundu. Türkiye ile yeni fasılların açılması konusundaki ölçütlere bu çerçevede yaklaşacaklarını da sözlerine ekledi. Basın toplantısında, toplantıyı değerlendiren Başmüzkereci Babacan hükümetin gerekli reformları gerçekleştirme yönünde güçlü iradesi vardır şeklinde konuştu. AP Türkiye Raporu Genel Kurul da Avrupa Parlamentosu'nun (AP) tavsiye niteliğindeki Türkiye raporu bu ay Genel Kurul'da oylanarak kabul edilecek. AP'nin Dışişleri Komisyonu'nda geçtiğimiz ay 53 'evet' ve 2 'hayır' oyu ile kabul edilen taslak rapora, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kapatılması ihtimaline atıfta bulunan ifadeler eklendi. AP'nin Avrupa Halk Partisi (EPP) üyelerinden Hollandalı milletvekili Ria Oomen-Ruijten tarafından hazırlanan raporda, 'Ergenekon soruşturmasına', 'devlet organlarındaki tüm bağlantıların ortaya çıkartılarak örgütle bağlantılı olanların yargıya teslim edilmesi' çağrısı ile yer veriliyor. Ayrıca, Türkiye'deki reform sürecinin hızlandırılması talep edilirken, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 301. maddesinin de içinde bulunduğu, ifade özgürlüğünü genişleten yeni reformların yapılmamış olması da eleştiriliyor. Dini azınlıkların haklarını düzenleyen Vakıflar Kanunu'nun çıkartılmasından duyulan memnuniyetin dile getirildiği belgede, bu değişikliğin dini azınlıklara, AB standartlarında hakların getirilip getirilmediğinin icra organı Komisyon tarafından araştırılması isteniyor. Ayrıca Heybeliada Ruhban Okulu nun yeniden açılması ve 'ekümenik patrik' ünvanının kullanılmasına izin verilmesi talep ediliyor. Türk Hükümeti nden, Kürt sorununun kalıcı çözümünü amaçlayan siyasi insiyatifin başlatılması istenirken, DTP'li milletvekili ve belediye başkanlarına Kürt meselesine siyasi çözüm arayışında yapıcı olmaları, PKK'ya ise koşulsuz olarak silah bırakma çağrıları yapılıyor. AP'deki Ermeni lobisi, 'Türkiye'nin Ermeni soykırımını tanıması gerektiği' yönündeki ifadelerin raporun nihai haline eklenmesi için çalışıyor. Hukuki bağlayıcılığı olmamasına rağmen, Avrupa kamuoyu açısından önem taşıyan bu yılki Türkiye raporunun tonunun geçtiğimiz yıllardaki raporlardan daha sert olması bekleniyor. 3
Türkiye'nin Yeni Müzakere Başlıkları Haziran'a Kaldı Avrupa Birliği (AB), teknik sorunlar nedeniyle, geçtiğimiz ay Türkiye ile AB müktesabatı kapsamında yeni başlıkta müzakerelere başlayamazken, 21 Nisan'da Hırvatistan ile enerji ve ulaştırma başlıklarını açtı. Böylece Hırvatistan 35 müzakere başlığından 18'ini açmış oldu. AB Dönem Başkanı Slovenya'nın, Başkanlığı Fransa'ya devretmeden hemen önce, Ankara ile 17 Haziran tarihinde Fikri Haklar ve Şirketler Hukuku başlığında müzakereleri başlatması bekleniyor. Slovenya Devlet Başkanı Danilo Turk, Avrupa Parlamentosu'nda geçtiğimiz ay yaptığı konuşmasında AB'nin Türkiye ve Balkan ülkelerini üye olarak kabul etmek üzere üzerine düşen her şeyi yapması, Ukrayna ve Moldavya'ya ise 'Avrupa perspektifi' vermesi gerektiğini söyledi. Turk, AB'nin küresel stratejik bir güç olmak için Türkiye'ye ihtiyacı olduğunu, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerinin devam etmesi gerektiğini, aksi halde AB'nin güvenilirliğini yitireceğini ifade etti. Avrupa Komisyonu Yeşil Hat Tüzüğü nde Değişiklik Öneriyor Avrupa Komisyonu, Kıbrıs'ta yürürlükte bulunan Yeşil Hat Tüzüğü'nde, ada içinde yapılan ticaretin daha da kolaylaştırılmasını amaçlayan yeni bir öneri getirdi. Öneri, 'Yeşil Hattan' geçen bütün tarım ürünlerine uygulanan gümrüklerin tamamen kaldırılmasını öngörüyor. Şu ana kadar çeşitli alanlardaki tarım ürünleri üzerindeki gümrükler devam ediyordu, bu da Kuzey Kıbrıs'ta ticaretle uğraşanların işini zorlaştırıyordu. Komisyon ayrıca, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik gelişimini desteklemek amacıyla Yeşil Hat tın diğer tarafına geçen kişilerin, gümrük ödemeden alışveriş yapabilmesine ilişkin 135 Euro olan kotayı 260 Euro'ya çıkartmayı önerdi. Ancak bu kural sigara veya alkol için geçerli olmayacak. 29 Nisan 2004 yılında kabul edilen Yeşil Hat Tüzüğü, hattın her iki tarafındaki kişilerin ve malların serbest dolaşımını düzenlemek amacıyla yapıldı. Tüzüğün kapsamı 2005 yılında genişletilmişti. Öte yandan Avrupa Komisyonu, Kıbrıs'ta 44 yıldır kapalı olan Lokmacı Kapısı nın açılmasından dolayı memnuniyetini dile getirdi. Đcra organı tarafından yapılan açıklamada, kapının açılması Türk ve Rum toplumları arasında güven artırıcı bir adım olarak değerlendirilirken, Komisyon'un Genişlemeden sorumlu Üyesi Olli Rehn, son atılan adımın, geçmişteki zorlukların geride bırakıldığını, her iki toplumun da Birleşmiş Milletler (BM) şemsiyesinde barış müzakerelerine tekrar başlamaya hazır olduğunu gösterdiğini söyledi. AP Makedonya ile Tam Üyelik Sürecinin Başlaması Đçin Bastırıyor Avrupa Parlamentosu, Makedonya'nın AB'nin icra organı Komisyon tarafından talep edilen sekiz maddeden oluşan koşulları yerine getirmesi halinde, ülke ile bu yılın sonundan önce tam üyelik müzakerelerine başlanmasını talep etti. Hollandalı Parlamenter Erik Meijer tarafından kaleme alınan, AP'nin geçtiğimiz ay Genel Kurul'da oylayarak tavsiye kararına dönüştürdüğü belgede, AB'nin haziran ayında yapılacak devlet ve hükümet başkanları zirvesinde, ülkenin gelişme düzeyinin değerlendirilerek müzakerelere başlama tarihi vermesi istendi. Öte yandan, Yunanistan ve Makedonya arasında, ülkenin adından kaynaklanan sorun halen çözülemezken, iki ülke Birleşmiş Milletler (BM) aracılığında bu soruna ilişkin bir çıkış yolu arıyor. Yunanistan, kendi ülkesinde de 'Makedonya' bölgesinin olmasını gerekçe göstererek, Makedonya'nın Eski Yugoslavya'dan ayrılarak bağımsızlığına kavuşmasından bu yana ülkenin adını kabul etmedi. Bu nedenle AB de ülkeye, ' Makedonya Eski Yugoslav Cumhuriyeti (FYROM) şeklinde hitab ediyor. Türkiye ise baştan beri 'Makedonya' adını tanıdı. Sarkozy: Türkiye'nin Üyeliği Gündeme Gelirse, Referanduma Sunarım Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Fransız hükümeti tarafından kabul edilen Anayasa değişikliğine rağmen, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği için 'referanduma' gidileceğini 4
söyledi. Sarkozy, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu, gelecekte AB üyesi olmak isteyen aday ülkelerin Fransa tarafından referandum koşulunu bağlayan hükmünün Fransa Anayasası'ndan çıkarılması konusunu Fransa'nın devlet kanalı France 2'de değerlendirerek şöyle konuştu: 'Biz referandum koşulunu tamamen kaldırmıyoruz. Sadece otomatik olmaktan çıkartıyoruz. Örneğin, Balkan ülkelerinin bir gün AB üyesi olmasını arzu ediyorum. Bu ülkelerin AB'ye katılmaları onların istikrara kavuşmalarını sağlayacak. Türkiye'nin AB'ye katılmasına karşı çıkmamın tek nedeni ise Türkiye'nin Avrupa'da olmamasıdır. Sadece çok küçük, o da güzel olan bölümü 'Đstanbul', Avrupa'da. Kapadokya'nın Avrupa'da olduğunu söylemek doğru olmaz öyle değil mi? Eğer birgün Türkiye'nin AB üyeliği söz konusu olursa, bu durumda, referanduma gidilmesini talep ederim. Đran ve Suriye ile sınırı olan bir ülke Avrupa'da olamaz. Türkiye ile Hırvatistan'ı bir tutmamak lazım öyle değil mi? Türkiye yakında, 100 milyon nüfusa ulaşacak. Aynı şekilde, Türkiye ile Đsviçreli dostlarımızı da bir tutamayız.' 20 Mayıs'tan itibaren Fransız Parlamentosu'nda görüşülmeye başlanacak yeni reform paketi, AB üyeliklerinin onayı için 'otomatik olarak referandum şartını ortadan kaldırıyor. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı'na Parlamento onayı veya referandum arasında tercih yapma yetkisi veriliyor. AB'de Kimyasal Maddeler için 1 Haziran'dan Đtibaren Ön Kayıt Süreci Başlıyor AB'nin kimyasal maddelere ilişkin yeni düzenlemesi 'REACH' için 1 Haziran 2008 tarihinden itibaren başlayacak kayıt sürecine ilişkin ücretler, AB Resmi Gazetesi nde yayınladı. Buna göre, 10 tondan az olan kimyasal maddelere ilişkin kayıt ücreti 1600 Euro, 1000 tonu aşanlar için ise 31000 Euro olarak belirlendi. Düzenleme kayıt ücretlerinde çok küçük işletmelere % 90, işbirliği yapan işletmelere ise % 25 oranında indirim yapılmasını öngörüyor. AB'ye üye ülkelerin temsilcilerden oluşan Komite tarafından karara bağlanan bu kuralların uygulanması, Finlandiya'nın başkenti Helsinki'de bulunan 'Avrupa Kimyasallar Ajansı' (ECHA) tarafından yürütülecek. Kayıt öncesinde, kimyasal madde ithal eden veya üreten on binlerce işletme, bu faaliyetlerine devam etmek için, 1 Aralık tarihine kadar, 'ücretsiz' ön kayıt yaptırmak durumda olacaklar. 180 bine yakın ön kayıt dosyasının bu yıl sonuna kadar Avrupa Kimyasallar Ajansı'na gönderilmesi bekleniyor. Ön kayıt süreci, AB'de dolaşımda olan kimyasallara ilişkin bilgilerin bir araya getirilmesini sağlayacak. Bu da önümüzdeki yıllarda kimyasallara ilişkin yaşanabilecek tehlikelere karşı güvenliğin artırılmasına yarayacak. Ücrete tabi olan kayıt süreci ise, 1 Haziran 2008 ve 30 Mayıs 2018 tarihleri arasında geçerli olacak. Bu dönemde 30 bin'e yakın kimyasal maddenin kayıt ettirilmesi bekleniyor. 'REACH' düzenlemesinin temel amacı, kimyasal ürünlerin insan sağlığına ve çevreye verdiği zararların önlenmesi, aynı zamanda alternatif yöntemlerle kimyasal maddelerin ortak pazarda serbest dolaşımını sağlamak ve rekabeti artırmak olarak açıklanıyor. AB, Havanın Kalitesini Arttırmak için Yeni Bir Düzenlemeyi Kabul Etti AB'nin karar organı olan Bakanlar Konseyi, Avrupa Parlamentosu ile vardığı uzlaşmanın ardından, geçtiğimiz ay, havadaki insan sağlığına zararı bulunan (PM2.5) partiküllerin oranının azaltılmasına ilişkin düzenlemeyi kabul etti. Avrupa'da havanın temizlenmesine yönelik uygulanan stratejinin mihenk taşı olarak görülen bu yeni düzenlemeye göre, havada bulunan zararlı partikül oranlarının 2010 yılı referans alınarak 2020 yılına kadar % 20 oranında azaltılması hedefi konuldu. Üye devletler, aynı bölgelerde zararlı partiküllere maruz kalma oranını 2015 yılına kadar 20 mikrogram metreküp ün altına indirecekler. AB üyeleri açısından 2015 yılından itibaren hukuki bağlayıcılığı olacak PM2.5 partiküllerine ilişkin bu yeni düzenleme, havanın kalitesine ilişkin standartları ise değiştirmiyor. Bununla birlikte, üye ülkelere düzenlemeye uyulmasının zor olduğu alanlarda esneklik sağlanıyor. 5
Avrupa Komisyonu'ndan KOBĐ'lere Destek Avrupa Komisyonu, KOBĐ'lerin büyüme ve istihdam koşullarını artırabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla başlattığı kamu istişaresi sürecini tamamladı. Đstişareye katılan taraflar, KOBĐ'lere kolaylık sağlanması amacıyla AB'den bir dizi talepte bulunurken özellikle, yerinde hizmet ilkesinin tam olarak uygulanması, bu kapsamda KOBĐ'lerin ortak pazara ve kamu alımlarına erişimlerinin daha da kolaylaştırılması gerektiğinin altını çizdiler. Bunun yanı sıra, kalifiye iş gücüne erişimin kolaylaştırılmasını talep eden taraflar, daha da büyüyerek, 'küreselleşmek' isteyen KOBĐ'lerin desteklenmesini istediler. Đstişare sonuçları, 2008 2010 yılları için topluluğun 'Lizbon Büyüme ve Đstihdam' programının bir parçası olan Avrupa Küçük Đşletmeler Eylem inin hazırlanması için kullanılacak. Otomobil Fiyatları Raporu Avrupa Komisyonu, 1992 yılından bu yana ilk kez hazırladığı, altı aylık otomobil fiyatları raporunu yayınladı. Tüketicilerin AB'ye üye ülkeler arasında araba fiyatları konusunda büyük farklılıklar olduğuna ilişkin şikayetleri sonucu ortaya çıkan bu insiyatif, araba almak isteyen tüketicilerin karşılaştığı zorlukları ortadan kaldırmayı amaçlıyor. 25 ayrı markadan oluşan 100 ayrı model arabaya yer veren rapor, araba üreticilerinden alınan bilgiler ışığında oluşturuldu. Belgede fiyatlar, hem vergiler dahil hem de vergiler eklenmeden veriliyor. Avrupa'da Enerji Savaşları Kızışıyor Avrupa Birliği (AB), doğalgazda Rusya'ya olan bağımlılığını azaltmak için, 2013 yılında tamamlanacak ve Türkiye üzerinden 30 milyar metre küp doğalgaz taşıyacak olan 'Nabucco boru hattı projesini 'öncelikli projesi' yaparken 'enerji savaşları' giderek kızışıyor. Rusya, son olarak Nabucco'ya rakip olarak başlattığı 'South Stream' projesini hayata geçirmek üzere, 'Yunanistan' ile anlaştı. Rusya'nın AB nezdindeki Büyükelçisi Vladimir Chizhov, 'Euronews' televizyonuna verdiği demecinde, mevcut boru hattından geçecek gazı bulmakta zorlanan Nabucco'nun, faaliyete geçebilmesinin AB'nin Đran gazını kullanmasına bağlı olduğunu söyledi. Chizhov, 'Avrupa ülkeleri, Đran'dan gaz mı ithal edeceklerine, yoksa ülkeyi bombalama yanlısı olanlardan mı taraf olacaklarına karar vermeliler.' sözlerine vurgu yaptı. Nabucco için şu ana kadar resmi olarak sadece Azerbaycan ile gaz anlaşması yapan AB cephesi ise, doğalgaz üreticisi olan ülkelerle olan diplomatik görüşmelerini hızlandırdı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, geçtiğimiz ay Irak Başbakanı Nuri al-maliki ile biraraya gelerek, Irak'tan Nabucco için yılda 5 milyar metreküp doğalgaz sözü aldı. Komisyon, yaptığı yazılı açıklamada ise Irak ile şu anda taslak halde bulunan enerji memorandumunu her an imzalayabileceğini söyledi. AB Komisyonu Nükleer Enerjinin Önemine Đşaret Etti Avrupa Komisyonu'nun Enerjiden sorumlu Üyesi Andris Piebalgs, geçtiğimiz ay Brüksel'de, Avrupa Atom Forumu (Foratam) tarafından düzenlenen 'Avrupa Nükleer Asamblesi 2008''in açılışında yaptığı konuşmasında, AB'nin sera gazı emisyonlarının azaltılması hedeflerine devamı açısından, nükleer enerjinin önemine işaret etti. Piebalgs, 'Nükleer enerji, küresel ısınma ile mücadele ve enerji tedariki güvenliği açısından önem taşıyor. Ancak nükleer enerji güvenliği ve nükleer atıklara ilişkin AB ülkeleri arasındaki işbirliğini arttırmalıyız.' sözlerinin altını çizdi. Avrupa Komisyonu yetkilisine göre, AB'nin 2030 yılına kadar belirlediği elektrik tedariki hedeflerine ulaşabilmesi için yeni nükleer santrallerin yapılması gerekiyor. Bunun için, Avrupalıların özellikle nükleer enerjinin anahtar bir öneme sahip olduğunu kabul etmesi gerekiyor. 6
Avrupa Komisyonu Sigorta Grup Muafiyeti Düzenlemesini Kamu Đstişaresine Açtı Avrupa Komisyonu, 'Sigorta Sektörüne ilişkin Grup Muafiyet Yönetmeliği nin (BER) işleyişini araştırmak üzere kamu istişare sürecini başlattı. Sanayi, ulusal düzenleyiciler, rekabet kurumları ve tüketici gruplarını içine alan bu istişare sürecinde, yapılan düzenlemenin AB'nin sigorta pazarına yaptığı etki ölçülecek. Sonuçlar, Komisyon'un BER düzenlemesini Mart 2010 tarihinden itibaren devam ettirip ettirmeme kararını etkileyecek. AB'nin rekabet kuralları, şirketlerin yaptıkları anlaşmalarda, birliğin kısıtlayıcı iş teamüllerine uygun davranmalarını talep ediyor. BER düzenlemesi kapsamında yer alan şirketler ise, Komisyon'un sigorta şirketlerinin, örneğin istatistiki bilgilerin bir yerde toplanmasına yönelik anlaşma yapmalarını engelleyen, bu kısıtlamalarından muaf tutuluyorlar. Avrupa Komisyonu ndan Gümrüklere Đlişkin Yeni Bir Girişim Avrupa Komisyonu, Gümrük Birliği'nin (GB) uzun dönemde gelişimi stratejisine ilişkin yeni bir girişim başlattı. Đcra organının buna ilişkin hazırladığı ve 2013 yılından itibaren gümrüklerin gelişimine ilişkin hedeflerin konulduğu belgede, gümrük çalışma metotlarının eşgüdümlü olarak yürütülmesi için bir yaklaşım geliştirilmesi ve elektronik gümrükler gibi modernize edilmiş yöntemlere geçilmesi hedef olarak ortaya konuluyor. Bununla birlikte yılda birden fazla stratejik planın oluşturulması ve bu planın AB'de konunun bütün aktörlerini de içine alacak şekilde uygulamaya geçirilmesi isteniyor. Avrupa Komisyonu'nun Vergi ve Gümrüklerden Sorumlu üyesi Laszlo Kovacs, AB'nin bu yıl içinde gümrüklerin modernize edilmesi konusunda önemli bir gelişme sağladığını, bununla birlikte uzun dönemde bir stratejiye ihtiyaç olduğunu belirtti. Ajanda 5 Mayıs - AB Ulaştırma Bakanları nın gayri resmi toplantısı - AB Enerji Çalışma Grubu nun gayri resmi toplantısı 6 Mayıs - AB Troikası ve Türkiye toplantısı, Ankara - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 7 Mayıs - 'AB ve Güneydoğu Avrupa: 'Đnsanları Bir araya Getirecek Ortak Bakış' konulu konferans Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenecek. - Avrupa Parlamentosu'nun Genel Kurul toplantıları, Brüksel 8 Mayıs - Avrupa Parlamentosu'nun Genel Kurul toplantıları, Brüksel - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 9 Mayıs - Avrupa Günü 6
13 Mayıs - AB'nin Euro grubu toplantısı - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 14 Mayıs - AB Ekonomi ve Maliye Bakanları toplantısı, Brüksel 15 Mayıs - AB-Latin Amerika Zirvesi Peru'da yapılacak., gayri resmi - AB-ABD arasında 'Açık Gökler' anlaşması müzakerelerinin ikinci etabı başlıyor. 16 Mayıs - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi 17 Mayıs - AB ile Latin ve Orta Amerika ülkeleri Zirvesi 18 Mayıs - AB Askeri Komitesi toplantısı (18-20 Mayıs) 19 Mayıs - Avrupa Parlamentosu'nun 19-22 Mayıs tarihleri arasındaki Genel Kurul toplantısı - 'Biyoloji sistemleri, kanser araştırmalarında nasıl ileri gidebilir' konulu, AB ve ABD arasında, araştırmacıları Brüksel'de bir araya getirecek toplantı. - Europol Đdari Konseyi Slovenya'nın Brdo kentine bir araya geliyor. - AB Tarım ve Balıkçılık Bakanları toplantısı, Brüksel (19-20 Mayıs) 20 Mayıs - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı (20-21 Mayıs) 21 Mayıs 22 Mayıs - AB-Ukrayna, Brdo'da bir araya geliyor. - AB Nükleer Forumu Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da toplanıyor. 23 Mayıs 25 Mayıs - AB Tarım ve Balıkçılık Bakanlarının, Brdo'daki gayri resmi toplantısı (25-27 Mayıs) 26 Mayıs - AB-Körfez Đşbirliği Konseyi, Brüksel - AB-Rusya arasında Araştırma ve Bilim Konseyi, Brdo - AB Genel Đşler ve Savunma Konseyi (26-27 Mayıs) 7
27 Mayıs - AB ve Türkiye arasında Ortaklık Konseyi toplantısı öngörülüyor, Brüksel 28 Mayıs 29 Mayıs - AB Rekabet Bakanları Konseyi, Brüksel 30 Mayıs - AB'nin Siyasi ve Güvenlik Komitesi toplantısı CPS Advisory Group Brüksel, Istanbul, Washington CPS AB Kulisi nde yer alan haberler, çeşitli AB haber kaynaklarından derlenmiştir. 8