Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi 2012 Sayı: 3



Benzer belgeler
BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

T.C. Artvin Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar Programlar ve Kanser Şube Müdürlüğü Ruh Sağlığı Birimi OTİZM

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Göz teması kuramazlar, biriyle göz göze geldiklerinde sanki boşluğa bakıyor gibi dururlar ya.

Çocuğun konuşma becerilerinin akranlarına göre belirgin derecede geri kalmasıdır. Gelişimsel aşamalardan birisidir.

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

ÇOCUĞUNUZUN İŞİTMESİ NORMAL Mİ?

Zihinsel Bozukluk Belirtileri ve Semptomları

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Dahili Servisler

Baş ağrısı, başta ve bâzen de boyun veya sırtın üst kısmında gerçekleşen ağrılara verilen ortak isimdir. Yaygın ağrı şikâyetlerinden biridir ve hemen

Otizm Spektrum Bozukluğu. Özellikleri

OKUL ÖNCESİNDE OYUN VE HAREKET ETKİNLİĞİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI BÜLTEN 5

CAN KARDEŞ KREŞİ REHBERLİK SERVİSİ

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

Genellikle çocukluk ve gençlik döneminde başlayan astım kronik bir solunum sistemi hastalığıdır.

AİLE HAYATI, PLANLAMASI VE ANA ÇOCUK SAĞLIĞI

TERAKKİ VAKFI ÖZEL ŞİŞLİ TERAKKİ ANAOKULU EĞİTİM YILI Bilgi Bülteni Sayı:7 4 5 YAŞ ÇOCUKLARININ GELİŞİM BASAMAKLARI

GELİŞİM DÖNEMİ VE ÖZELLİKLERİ

Pazartesi İzmir Basın Gündemi

2. SINIF İŞİTME ENGELLİ ÖĞRENCİLERİ İÇİN TEST ÇALIŞMASI. Hazırlayan Engin GÜNEY İşitme Engelliler sınıf Öğretmeni

TANIM. Aşağıdaki gelişim alanlarının bir kaçında ağır ve yaygın yetersizlik ile karekterize edilir;

KEKEMELİK KEKEMELİK NEDİR?

GELİŞİMİN EN HIZLI OLDUĞU DÖNEMİ 0-3 YAŞTIR Fakat 0-6 yaşın her döneminde çocuğun öğreneceği fiziksel, sosyal, zihinsel, cinsel, duygusal ve ahlaki gö

Bu yüzden kendinizi ve de özellikle çocuğunuzu suçlamak için en ufak bir nedeniniz yoktur!

BİREYLERE YÖNELİK HİZMETLER

EĞİTİMDE KAVRAMLAR, İLKELER, HİZMETLER VE SAYISAL BİLGİLER

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

O Dil; Çok geniş anlamıyla dil, düşünce, duygu ve güdüleri, doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracıdır.

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ EYLÜL 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA OKUL KORKUSU

Hamileliğe başlangıç koşulları

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

ÖNSÖZ... IX III

Çocuk ve Ergenlerde Ruhsal Psikopatolojiler DERS 1: MENTAL RETARDASYON. Doç. Dr. Şaziye Senem Başgül

Can kardeş Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi Nisan Ayı Rehberlik Bülteni Can Velimiz ;

70. Yılında Otizm Spektrum Bozuklukları. Dr. Sabri Hergüner Meram Tıp Fakültesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi AD

ANABİLİM EĞİTİM KURUMLARI AİLE İÇİ ŞİDDET

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

Hizmetiçi Eğitimler.

Çocuğunuzun ilk doğduğu günden itibaren gençlik çağlarına gelinceye kadar çeşitli kontroller ve sağlıklı çocuk izlemleri yapılması gerekiyor.

9. Sigarayı bırakma zamanı

GÜVENLİ ANNELİK. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı 2016

K. Ç. Tanı Süreci: ABA Programı: /Algiozelegitim

ALLERJİNİN NEDENİ NEDİR?

TÜTÜN ÜRÜNLERİNİN ZARARLARI PASİF ETKİLENİM

0 yaştan itibaren. Sıcak ve sakin bir ses ile konuşabilirsin ve şarkı söyleyebilirsin. "Bebek kelimeleri" yerine, gerçek kelimeleri kullanabilirsin

CANLILAR VE YAŞAM BEŞ DUYUMUZ DUYU ORGANLARI VE GÖREVLERİ

2014

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

Adım Adım Başarıya...

Gelişim Analizi P P P P P P P P P P P P P P P P P ÖZ BAKIM BECERİLERİ BİLİŞSEL GELİŞİM Ocak. Tehlikeli olan durumları söyler.

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

Subkutan spesifik immünoterapi

OYUN VE ÇOCUK. Oyunun Aşamaları:

NİTELİKLİ EBEVEYN-ÇOCUK ETKİLEŞİMİ

YAŞLILIKTA PSİKO-SOSYAL YAŞAM

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

Ses dalgaları. Dış kulağın işitme kanalından geçer. Kulak zarına çarparak titreşir.

4+4+4 YAVRULARIMIZIN ÖZGÜVENSİZ, BAŞARISIZ VE MUTSUZ OLMASINI İSTER MİYİZ? Zeynep okula başlıyor. Canımdan çok sevdiğim kızım.

BİREYSEL EĞİTİM PROGRAMI GÖRÜŞME FORMU

ünite1 Fen Bilimleri Beş Duyumuz Beş Duyumuz 3. Burundaki kılları koparmak Çok sıcak cisimlere dokunmak

Astım hastalarında görülen öksürük, hırıltı ve nefes darlığı gibi yakınmaların sebebi, solunum

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzman Dr. M. Yelda TAN

PSİKOLOJİK REHBERLİK BÖLÜMÜ DANIŞMANLIK VE. Gamze EREN Anaokulu Uzman Psikoloğu

4 YAŞ YUNUSLAR GRUBU HAFTALIK VELİ BÜLTENİ SAYI :1

Türkçe dili etkinlikleri, öğretmen rehberliğinde yapılan grup etkinliklerindendir. Bu etkinlikler öncelikle çocukların dil gelişimleriyle ilgilidir.

Çocuklarınızın öfkelerini kontrol etmelerinde ve uygun yollarla ifade etmelerini sağlamakta aşağıdaki noktaları göz önünde bulundurabilirsiniz.

Otizm Spektrum Bozukluğu. Tarihçe, Yaygınlık ve Nedenler

KULLANMA TALİMATI. Etkin madde: Her bir film tablette 5 mg Levosetirizin dihidroklorür

DOMUZ GRİBİ BELİRTİLERİ VE TANISI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

Erken (Filizlenen) Okuryazarlık

OYUNLARLA EBEVEYİNLİK

Uygun antibiyotik seçeneği ile ilaç yükleme testi nedir? Antibiyotiklere ve bazen de diğer ilaçlara allerji tanımlayan olgularda allerjileri olan

Su Çiçeği. Suçiçeği Nedir?

Zehirlenmelerde İlkyardım. Zehirlenmeler. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın Acil Tıp AD

Bazı araştırmacılar, zihinsel engelli olan ve olmayan çocukların oyun türü ve düzeylerini karşılaştırmışlardır.

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

ERGOTERAPİ ve OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUKLARI

Risk Altındaki Çocuklara Yaklaşım

VÜCUT BAKIMI VE TEMĠZLĠĞĠ

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM PROGRAMI

ÖZÜR GRUBUNUN TANIMI VE ÖZELLİKLERİ. bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesi durumunu

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Bu yüzden kendinizi ve de özellikle çocuğunuzu suçlamak için en ufak bir nedeniniz yoktur!

OKULÖNCESİ DÖNEMDE BEDEN EĞİTİMİ

10 Mayıs 2009 tarihinde uygulanan Pep-r Gelişimsel Ölçeği Değerlendirme Sonuçları: Kronolojik Yaş : 3 yaş 9 ay

DİL VE KONUŞMA BOZUKLUKLARINDA TANI VE TEDAVİ

ÇOCUKLARIN AKADEMİK BAŞARILARINDA YETERLİ VE DENGELİ BESLENME İLE HAREKETLİ YAŞAMIN ÖNEMİ VE ESASLARI

TABURCUYUZ, YA SONRASI?

KASIM AYINDA NELER YAPTIK?

İnfluenza virüsünün yol açtığı hastalıkların ve ölümlerin çoğu yıllık grip aşıları ile önlenebiliyor.

DERS: ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ

5 YAŞ HAZIRLIK GRUBU HAFTALIK VELİ BÜLTENİ SAYI : 1 DUYU ORGANLARIMIZ 31 EKİM-04KASIM

Transkript:

Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği Çocuk Sağlığı ve Gelişimi Dergisi 2012 Sayı: 3 ERKEN GİRİŞİM KAVRAMI İÇİNDE ERKEN FİZYOTERAPİ UYGULAMALARININ ÖNEMİ MEVSİMSEL ALLERJİK NEZLE (RİNİT) DERS ZİLİ KİMİN İÇİN ÇALIYOR? BEBEKLERİN GÖRMESİ ÇOCUK VE OYUN DİSLEKSİ BAŞ BİTİ O T İ Z M

editör Sevgili anne ve babalar, Okula başlamak her çocuğun yaşamında en önemli olaylardan biridir. Okulda başarılı ve uyumlu olabilmesi için her şeyden önce başlayacağı sınıfa uygun gelişimini tamamlamış olması, arkadaşları ile ilişki kurabilmesi, öğretmeninin önderliğinde eğitimini sürdürebileceği olgunluğa erişmiş olması, dikkat süresinin yeterli ve karşılaşacağı sorunları çözümleyebilecek yeteneklere ulaşmış olması önemlidir. Hamilelik ve doğum süresinde ve bunu izleyen ilk yıllarda sürekli doktor kontrolünde gelişimi izlenen aşıları eksiksiz yapılan çocuğunuzun iki üç yaşından sonra genellikle aile içinde davranışlarına bakılarak sağlığı ve başarısı konusunda gözlemlere dayanarak yaşı uygunsa okula başlamasına karar verilmektedir. Çocuğunuzun okula başlamadan önce kesinlikle genel bir sağlık taramasından geçirilmesi şarttır. Genel bir boy, kilo, baş çevresi gelişimi ile beraber bütün organlarının gözden geçirilmesi önemlidir. Çocuğunuzun arkadaşları gibi hareketli olması herhangi bir organ rahatsızlığının olmadığını göstermez. Özelikle okul başarısında önemli olan görme ve işitme yeteneğinin kontrolü, konuşma becerisi, kelimeleri düzgün söyleyebilmesi, daha da önemlisi söylenenleri yaşına uygun düzeyde kavrayabilmesi ve doğru olarak bir konuyu anlatabilmesi irdelenmelidir. Okul başarısında en önemli konu çocuğun dikkat süresinin başladığı sınıfa uygun olması (örneğin birinci sınıf için kırk beş dakika sınıfta oturabilmesi gibi) sayılabilir. Sınıfta arkadaşlarına uyum sağlayabilmesi ve oyunlara katılabilmesi okul başarısı için önemlidir. Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneğimiz OKULA HAZIR MIYIZ? programı içinde sorularınızı yanıtlayabilmek için çalışmaktadır. Hepimiz sağlıklı ve okulda başarılı, topluma ve ailesine faydalı bireyler yetiştirmek için varız. Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Dernek Başkanı Prof. Dr. Kalbiye YALAZ Yayın Sahibi Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği adına Dernek Başkanı Prof. Dr. Kalbiye YALAZ, Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Banu ANLAR Yayına Hazırlayanlar Prof. Dr. Banu ANLAR, Birgül BAYOĞLU, Hande ŞEN, Ayşe VURAL, Handan ERCAN Damla SEYDAN, Hasan OĞUZ Yayına Katkıda Bulunanlar Banu ERGÜNAL, Gülsüm GENÇAY, Yaşar ANLAR, Nesrin ŞENBİL, Kaan TÜRKÖZ

GELiŞiMSEL ÇOCUK NÖROLOJiSi DERNEĞi GÇN Derneği, çocukluk çağında sinir sisteminin gelişimsel sorunlarının tanınması ve nedenlerinin ortaya konulması, tedavisi, özellikle bu sorunların önlenmesi konusunda çalışmalar yapmak amacı ile 2007 yılında Prof. Dr. Kalbiye Yalaz önderliğinde Ankara da kurulmuştur. Çocuklarda beyin ve sinir sistemi gelişimi alanında hizmet, eğitim ve araştırma yapmayı hedeflemektedir. Gelişimsel sorunlarla çalışan Çocuk Nörologları, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanları, Çocuk Ruh Sağlığı Uzmanları, Psikologlar, Fizyoterapistler, Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanları, Sosyal Hizmet Uzmanları, Odyolog ve Eğitim Odyologları derneğimize üye olabilir ve dernek çalışmalarına katılabilirler. Nöroloji, Beyin cerrahisi, Kadın Doğum Hastalıkları Uzmanları, Ortopedi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon, Kulak Boğaz Burun ve Göz Hastalıkları, Pratisyen Hekim ve Halk Sağlığı Uzmanları, Hemşire, Ebe, Özel Eğitim Öğretmenleri dernek çalışmalarına katkıda bulunabilir, klinik ve eğitim programlarına katılabilirler. Derneğin çalışma konuları; nörolojik gelişim konusunda kitap, broşür, dergi, görsel ve yazılı eğitim materyali yayımlamak; konferanslar, seminerler, kurslar ve kongreler düzenlemek, Gelişimsel Çocuk Nörolojisi alanında araştırma, inceleme ve yayın yapmak ve gelişimsel değerlendirmeyi yaygınlaştırmaktır. Yolumuzdaki Engeller... Eski zamanlarda bir kral, saraya giden yolun üzerine kocaman bir kaya koydurur. Ülkenin en zengin tüccarları, en güçlü kervancıları, saray görevlileri sabahtan öğlene kadar birer birer saraya gelirlerken kral da bakalım neler olacak? diyerek gözlemeye başlar. Gelenler kayanın etrafından dolaşıp saraya girerler. Pek çoğu kralı yüksek sesle eleştirir: Halkından bu kadar vergi alıyor ama yolları temiz tutmuyor. Sonunda bir köylü çıkagelir. Saraya meyve ve sebze getirmektedir. Sırtındaki küfeyi yere indirir, iki eli ile kayaya sarılır ve çok zorlanarak itmeye başlar. Kan ter içinde kalır ama sonunda kayayı da yolun kenarına çeker. Tam küfesini yeniden sırtına almak üzereyken kayanın yerinde bir kesenin durduğunu görür. Açar, kese altın doludur. Bir de kralın notu vardır içinde... Bu altınlar kayayı yoldan çeken kişiye aittir. yazmaktadır. Yolumuza çıkan her engel yaşam koşullarımızı iyileştirecek bir fırsat olabilir mi acaba?

ÇOCUK VE OYUN Nurhayat Keskin Doğan, Psikolog Oyun oynayan çocuk öğrenen çocuktur, öğrenen çocuk gelişen çocuktur Oyun, insan hayatını hemen hemen her evresinde var olan bir etkinliktir. Oyun çocuğu terimine ve oyunun bir-iki yaştan sonra ortaya çıktığını düşünmemize karşın, bebeğin erken döneminden itibaren çevreyi keşfetmek için kullandığı en önemli araçtır. Bebekler doğumdan itibaren önce kendi bedenlerini tanımaya çalışırlar. Yaklaşık 2 aylık bir bebek ellerine bakmaya, ellerini hareket ettirerek dikkatini ellerine yöneltmeye başlar. Daha sonra elleriyle neler yapabileceğini keşfetmeye çalışır. Önce yanındaki nesnelere dokunur, onları inceler ve oyun yoluyla keşfettiği nesneleri yine oyun yoluyla yeni araçlar yapmak için kullanır. İşte aslında yaşam boyunca devam eden oyun sürecinin temelleri bebeklik döneminde atılmaya başlar. Çocuklar oyunlarında gerçek yaşantılarını, duygu ve düşüncelerini, kendilerini ve çevreyi algılayış biçimlerini ortaya koyarlar. Çocukların kolaylıkla ulaşabildikleri ilk bilgi kaynağı kuşkusuz ailedir. Aile bireylerinin günlük yaşantısını izleyen çocuk, zamanla onları taklit ederek oyunlarında kullanmaya başlar. Kimi zaman aile bireylerini aynı şekilde olduğu gibi taklit ederken, kimi zaman özellikle hoşnut olmadığı durumlarda daha tepkisel yaklaşımda bulunarak, ebeveynin tam tersi bir role bürünerek oyununu sürdürür. Çocukların oyun sürecini izlediğimizde zamanla çeşitlilik kazandığını fark edebiliriz. Bebeklik döneminde tek başına oyun oynayan çocuk, büyüdükçe çevreye, çevredeki diğer çocuklara ilgi duyar. Oyunlarında diğer çocuklara ve farklı nesnelere yer verir. Sosyalleşmeyle birlikte, artık çocuğun oyununu daha da zenginleşmiş, oyunlar daha karmaşık bir kurgu üzerine oturmuştur. Oyun sadece keşfetmek için kullanılan bir araç olmaktan çıkmış, oyun sırasında koyulan kurallar ile sosyalleşmeyi pekiştiren bir öğrenim aracı olmuştur. Çocuk geliştikçe oyunları da gelişmektedir. O halde oyun çocukların sosyal, duygusal, zihinsel, dil ve hareket gelişimlerini de desteklemektedir. Başlangıçta iki legoyu üst üste koyarak kule yapabilen bir çocuk büyüdükçe bu legolardan ev, araba vb. oyuncaklar üretmeye başlar. Çocuklar iç dünyalarını oyunlarını oyunlarına yansıtırlar. Bu nedenle oyunlar bizim için çok önemli ipuçları içerir. Çocukların oyunlarını izlediğimizde aslında kendimizi, kurallarımızı, doğrularımızı, doğrularımızı ve yanlışlarımızı görebiliriz. Dolayısıyla çocukların oynadıkları oyunlar kendimizi değerlendirmek için bize fırsat sunar. Çoğu zaman belki de çocuklarımız için boş zamanlarda yapılması gereken bir iş gibi düşündüğümüz oyun, öğrenmeye ve gelişime katkısı düşünüldüğünde çocukların aslında en temel uğraşıdır.

ERKEN GİRİŞİM KAVRAMI İÇİNDE ERKEN FİZYOTERAPİ UYGULAMALARININ ÖNEMİ Mintaze Kerem Günel, Çocuk Fizyoterapisti, Bobath Terapisti Erken dönem fizyoterapi ve rehabilitasyon programları, hareket gelişimi geri kalabilecek, gelişim aşısından riskli bebeklerde doğar doğmaz başlaması gereken girişimlerdir. Bu uygulamaların önemi dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek anlaşılmaktadır. Riskli bebekler 37 haftanın altında doğan prematüre bebekleri, düşük doğum ağırlıklı bebekleri, ya da menejit, ağır sarılık gibi sorunlar yaşamış olan, hastanede yatması gerekmiş olan bebekleri kapsayan bir gruptur. Gelişimsel geriliğe sebep olan diğer nedenlerden bazıları arasında doğum öncesinde annenin kanama geçirmesi, ateşli hastalık geçirmesi, gebe annenin kan basıncının aşırı düşme ya da yükselmesi, bebeğin doğum sırasında oksijensiz kalması, doğum sonrasında solunum ve kalp sorunları, enfeksiyonlar, tekrarlayan nöbetler ve genetik problemler sayılabilir. Normal çocukta motor, duyusal ve bilişsel gelişim bütünlük gösterir. Herhangi bir nedenle bu bütünlüğün bozulması değişik seviyelerde özür olarak ortaya çıkabilmekte ve normal gelişimi olumsuz yönde etkilemektedir. Çocuğun yaşına uygun gelişim seviyelerinde sorunların tanımlanmasında, özel uygulamalara ihtiyacı olan çocukların belirlenmesinde, motor gelişim problemleri için riskli çocukların takibinde ve tedavi programının etkisini ve yararını kanıtlamada gelişim testleri kullanılmaktadır. Bu testleri bebeği izleyen hekim uygulamalıdır. Fizyoterapistler, riskli bebeğin değerlendirmesinde önemli rol oynarlar. Özellikle kaba ve ince motor gelişimde gecikmesi olan veya gelişimi şüpheli bebekleri değerlendirirler. Erken dönem fizyoterapi yaklaşımları arasında ülkemizde de dünyada olduğu gibi en yaygın kullanılan yöntem Bobath nörogelişimsel tedavi yaklaşımıdır (NGT). Erken dönem NGT yaklaşımlarında amaç; beyinin yenilenmesinden yararlanarak normal hareketlerin gelişimini sağlamak, işlevsel hareket yeteneğini geliştirmek, kas-iskelet şekil bozukluklarını engellemek, duyusal ve motor deneyimleri normalleştirmek, aile eğitimi vermek, nöromotor değişiklikleri düzenli kontrollerle izlemektir. Böylelikle çocuğun fiziksel, bilişsel, psikolojik ve sosyal açılardan mümkün olan en bağımsız seviyeye ulaşması için çalışılır.

MEVSİMSEL ALLERJİK NEZLE (RİNİT) Betül Büyüktiryaki, Cansın Saçkesen Soğuk kış günlerinin ardından ısınan havalar baharı müjdelese de bu durum polen duyarlılığı olan çocuklar ve aileleri için mevsimsel allerjik nezle bulgularını arttıracağından endişe yaratabilir. Mevsimsel alerjik nezle, polenlerin havada bol miktarda olduğu dönemde burnun iç yüzeyini döşeyen dokuda meydana gelen iltihabi olayları tanımlamak için kullanılır. Hastalık genellikle küçük yaşlarda, ama bazan ileri yaşlarda başlayabilir. Burun ile birlikte gözlerde de etkilenme olabildiğinden bahar nezlesi olarak da adlandırılmaktadır. Allerjik nezleli çocuklarda polenlere maruz kaldıktan kısa bir süre sonra hapşırma, burunda kaşınma, burun akıntısı ve/veya burun tıkanıklığı görülür. Çocuklar sık sık burunlarını yukarı doğru sildikleri için bu harekete allerjik selam denir ve bu hareket nedeniyle burun üstünde yatay bir çizgi oluşabilir. Bu hastalığa genelde göz nezlesi (allerjik konjunktivit) de eşlik ettiğinden gözlerde kızarıklık, kaşınma, sulanma görülebilir. Burun tıkanıklığı ve damarlardaki dolgunluk gözaltların da şişliğe ve koyulaşmaya neden olur. Geniz akıntısı, baş ağrısı, öksürük eşlik edebilir. Burun tıkanıklığı nedeniyle çocuklar geceleri defalarca uyanır ve sabah yorgun uyanırlar. Yorgunluk, algılama güçlüğü, uyku bozuklukları günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir. Polen mevsiminde atopik dermatit (egzama) olan çocukların şikayetleri artabilir. Piknik yapılmak üzere polenlerin çok olduğu bölgelere gidilirse duyarlılığı olan çocuklarda ürtiker (kurdeşen) gelişebilir. Allerjik nezleli hastaların %10-40 ında astım bulguları eşlik edebilir veya astımı olan çocuklarda hastalığın kontrolü bozulabilir. Bu nedenle polen mevsiminde uzun süreli öksürüklerde çocukların mutlaka muayene edilmesi gerekir. Allerjik nezle tanısında en önemli şey hastanın öyküsüdür. Belirtilerin ne zaman, ne ile karşılaşıldığında ve nasıl ortaya çıktığı sorgulanmalıdır. Açık havada polenlere maruz kalındığında burunda kaşıntı, hapşırma, berrak burun akıntısı oluyorsa bahar nezlesi düşünülmelidir. Kandan yapılan allerjen seviyesi ölçümü ve deriye uygulanan allerji testleri ile bireyin hangi partiküllere allerjisi olduğu saptanabilir. Allerjik nezle tedavisinde allerjenden kaçınma önceliklidir. Bu nedenle polen sayısının arttığı ilkbahar ve yaz başında bahar nezlesi olan kişilerin açık havadaki faaliyetlere ayırdıkları zaman dilimini azaltmaları önerilir. Allerjik nezle tedavisinde ayrıca burna uygulanan burun spreyleri ve ağızdan alınan şurup ya da tabletler ile yakınmalar kontrol altına alınabilir. Allerjik hastalığın şiddeti ve hastanın durumu değerlendirilerek ilaç tedavilerinin hekim tarafından düzenlenmesi önerilir. BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ? Fox ve arkadaşlarının 4-24 ay arası çocuklarda yapmış oldukları çalışmada çocukların yeme sıklığı ve porsiyon büyüklükleri karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada 11 aylığa kadar enerji içeriği ile porsiyon büyüklüğünün ters orantılı olduğu bulunmuştur: Porsiyonlar ne kadar büyükse enerji içeriği de o kadar az olmaktadır (Fox MK, Devaney B, Reidy K, Razarnorakoto C, Ziegler P. Relationship between portion size and energy intake among infants and toddlers: Evidence of self regulation. J Am DietAssoc 2006;106:77-83. Bellissimo ve arkadaşları 9-14 yaş grubundaki, televizyon izleyen çocukların bir önceki öğünden beslenme ile ilgili doygunluk hissi uyandıran sinyalleri algılamada gecikmeleri sebebi ile fazladan 280 kalori aldıklarına dikkati çekmek istemişlerdir. (Bellissimo N, Pencharz PB, Thomas SG, Anderson GH. Effect of mealtime on food intake after a glucose preload in boys.pediatr Res 2007;61:745-9).

OTİZM Damla SEYDAN Otizm nedir? Otizm kelime anlamı olarak kendine dönük demektir. Otistik bozukluk ise yaşamın ilk 3 yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşimde, sözel ve sözel olmayan iletişimin azlığı, tekrarlayıcı davranışlar, kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren, karmaşık gelişimsel bir bozukluktur. Otizmin nedenleri nelerdir? Otizmin kesin nedenleri henüz bilinmemekle beraber, bilimsel araştırmalar genetik temeli olduğu görüşünde yoğunlaşmaktadır. Bunun yanısıra beyindeki bazı yapısal farklılıkların ve doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrasında beyinde hasar yaratabilecek dış etkenlerin de otizme neden olabileceği düşünülmektedir. Otistik bozukluğu olan çocuğun davranış özellikleri nelerdir? Göz göze bakmaktan kaçınır veya hiç göz teması kurmazlar. / Huzursuz görünürler. / Normal çocuklar ilk bebeklik döneminden itibaren gülümsemeye karşılık verdikleri halde bu çocuklar bunu seyrek yaparlar. / Seslenildiğinde bakmazlar / Özellikle insan sesine ilgileri zayıftır. / Kucağa alınmaktan ve dokunulmaktan hoşlanmazlar. / Donuk yüz ifadeleri vardır. / Genelde çevrelerinde olup bitenlere karşı duyarsızdırlar. / Yaşıtlarına ilgi göstermezler. Genelde tek başına oyun oynarlar. / Hep aynı şekilde, aynı tür oyuncaklarla oynama isteği gösterirler. / Oyunları genelde tekrarlayıcıdır. / Cee-e oyununa tepki vermezler. / Bay-bay yapmayı öğrenemezler ya da farklı biçimde çok geç taklit ederler. / Konuşmaları gecikir ya da hiç konuşamazlar. / Kendilerinden ben şeklinde söz etmek yerine o ya da isimleri ile söz ederler. / Kelimeleri sürekli tekrarlayabilirler. / Müziğe karşı çok ilgili olabilirler. / Konuşmayı başlatmakta ve sürdürmekte zorlanırlar. / Kıyafetlerinin, odalarındaki ya da evdeki eşyaların yerinin değişmesinden hoşlanmazlar. / Bazı tekrarlayıcı davranışları olabilir. Parmak ucunda yürüme, sallanma, kendi etrafında dönme gibi. / Bazı eşyalara aşırı bağlılık gösterebilirler. / Dönen eşyaları uzun süre izleyebilirler. Tekerlek, çamaşır makinesi gibi. / Eşyaları tanımak için çoğunlukla koklamayı veya ağızlarına götürmeyi tercih ederler. / Bazı çocuklar çok saldırgan olabilirler. / Tehlike ve korku duygusu hissetmezler. / Konuşmayı iletişim için kullanmazlar. İhtiyaçlarını ifade etmek için kullanırlar. / Kullandıkları kelimeler çok sınırlıdır. / Yemek yeme bozuklukları vardır. Bu özelliklerden hepsi birlikte bulunmayabilir. Ayrıca bu özellikler başka sorunlardan da kaynaklanabilir: örneğin işitme kaybı olan bebeklerde de gözlenebilir. Tanı ve ayırıcı tanı için bir çocuk ruh sağlığı uzmanından görüş alınmasında yarar vardır. KAYNAKÇA: www.tohumotizm.org.tr -- www.ilgider.org -- www.autism.com/fam_whatisautism.asp -- www.todev.org www.hastaokulu.org/pdf/11-otistik.pdf -- www.otizmnedir.com -- Aydın, A. OTİZMDE İLK ADIM. İstanbul: Epsilon yayıncılık, Mart 2008 Wing, L. OTİZM EL REHBERİ. Çeviren: Semra Kunt, Sistem yayıncılık, Şubat 2010 -- Baykoç, N. ÖZEL EĞİTİM. Ankara: Eğiten Kitap, 2011

Ders Zili Kimin İçin Çalıyor? Sibel Düzakın, Psikolog A. Şebnem Soysal, Psikolog Çocukları okul çağına gelmiş anne babalar için Eylül de gel bir şarkı sözünden başka çağrışımlara neden olmaya başlar. Çocuk büyümüş, ailesinin korunaklı, güvenli ortamından tek başına, ancak yaşıtları ile birlikte olabileceği sosyal ortama girme zamanı gelmiştir. Bu noktada anne baba önce şu soruyu sorar: Benim minicik kızım ya da küçük oğlum okula gitmeye hazır mı? Belki de bu sorunun derinine inersek karşımıza Ben onu okula göndermeye hazır mıyım? sorusu çıkacaktır. Anne baba olarak önce kendi hazırbulunuşluk düzeyimizi gözden geçirerek başlamalıyız işe. Okul sözcüğünü duyduğunda anne babanın yaşayabileceği kaygı ve korku gibi duyguları çocuklar büyük bir hızla yakalıyor ve aynını yaşıyorlar. Bu duygularla da anne babalar saz çalıp oynayan küçük ağustos böceğine az kaldı; okul başlasın, görürüm ben seni diyebilirler. Burada çocuğun aldığı mesaj ise Okul eğlenceli olmayan bir yer, hatta eğlenceli geçirilen zamanlardan sonra verilen bir ceza oluyor. Böylece çocuğun okula hazır olması da bir başka bahara kalıyor. Oysa ki yaşamın ilk üç yılı ne de keyifle geçmiştir. Üç yıldan sonra çocuğun arkadaş isteği gün geçtikçe artar. Bu, sosyal gereksinmlerin de aynı hızla arttığını gösterir. İşte bu dönemde okul, çocuğun ve ailenin hayatına girmeye başlar. Ancak bu yaş çocuğu sosyal olarak pek çok açılıma ihtiyaç duysa da duygusal olarak diğer yaşlara göre alışmadığı ortamlarda, tanımadığı kişilerle kaldığında huzursuzluk duyar. Çünkü ihtiyaçlarını nasıl karşılayacağını bilmemektedir. Bu noktada öncelikle; Ben okula hazır mıyım? sorusuna cevap bulunduktan sonra çocuk ile ilgili değerlendirmeye geçilmelidir. Bu süreçte çocuk aşağıdaki üç boyutta değerlendirilir. 1- Fiziksel gelişim: Çocuğumuzun kaba ve ince hareket becerilerindeki olgunluğu okula başlama sürecinde önemlidir: Örneğin 5,5 yaşındaki bir çocuğun koşması, zıplaması, 10 saniye kadar tek ayak üzerinde durması, sek-sek oynayabilmesi, bisiklet ya da scooter benzeri denge oyuncaklarını kullanabiliyor olması, havadan gelen bir topu yakalaması ve atması beklenir. El becerileri açısından artık düğme ilikleyebilir olmalı, düz çizgi, daire, kare ve basit insan (çöp adam) resimleri çizebiliyor olmalıdır.

Ders Zili Kimin İçin Çalıyor? Sibel Düzakın, Psikolog A. Şebnem Soysal, Psikolog 2- Duygusal Gelişim: Çocuğun okula başlaması ve uyum göstermesindeki anahtar duygusal gelişimdir. Ailesinden, evinden, bildik çevresinden ilk defa ayrılacak olan çocuğun çin okulda kendini rahat hissetmesi için duygusal olgunluk esastır. Beş yaşındaki bir çocuk diğer çocuklarla birlikte oyunlar oynar, paylaşabilir. Oyun sırasında yaratıcıdır. Vücudunu merak eder. Bebeklerin nereden geldiğini merak edip sorabilir. Diğer çocukların veya kardeşlerinin yaptığı şeyleri yapmak ister. Kendi duygularını kelimelerle anlatabilir. Ancak hayalle gerçeğin farkını henüz tam ifade edemez. Kolayca utanır. Yanlış davranınca suçluluk hisseder. 3- Zihinsel Gelişim: Dört yaş ile birlikte çocuklar başkalarının aynı nesneyle ilgili farklı bakış açıları olabileceğini anlamaya başlarlar. Nesneleri şekillerine ve büyüklüklerine göre ayırabilir, sıralayabilirler. En az 4 ana rengi (mavi, sarı, kırmızı, yeşil) doğru söyleyebilirler. On veya daha fazla sayıdaki nesneyi sayabilirler. Zaman kavramını kısmen de olsa anlayabilirler: Günlerin sabah, öğlen ve akşam olarak zamanlara bölündüğünü, yılda 4 mevsim bulunduğunu bilirler. Haftanın bazı günlerini bilebilirler. Zamanın, saat ve dakikalara bölündüğünü ve günlük zaman aralıklarının (rutinlerin) sırasını anlarlar. Örneğin, öğle yemeğinden önce kahvaltı edilir, gibi. Çekindiği bir durumdan kurtulmak ya da isteklerine kavuşmak için yalan sayılabilecek kandırma sözleri kullanabilirler. Çocukların başkalarını kandırma becerisini ne zaman geliştirdikleri konusunda fikirler çelişkilidir. Bazı araştırmacılar, çocukların 3 yaşta bu beceriye sahip olduklarını söylerler ancak çoğu, farkında olarak yalan söylemenin 4 ve 5 yaştan önce gelişmediğini ifade ederler. Her çocuğun saç rengi, göz rengi, ten rengi gibi özellikleri nasıl farklı ise, gelişim özellikleri de birbirinden farklıdır. Her çocuk içinde bulunduğu gelişim döneminin özelliklerini farklı düzeyde taşıyacaktır. Ancak son yapılan düzenleme 66. aydan itibaren çocuklar için eğitime başlamayı zorunlu kılmaktadır. Bu noktada anne babaların çocuklarını okula hazırlamak için bazı öneriler almaları mümkündür. Öncelikle çocuğunuzu gözlemleyin, içinde bulunduğu gelişim döneminin özellikleri konusunda bilgi edinin. Okul kavramını sohbetleriniz, oyunlarınız içine alın. Çocuğa okul tercihini sormayın. Çocuklar henüz bu olgunluğa erişmedikleri için, anlık duygularına göre yanıtlar vereceklerdir. Onun isteklerini de göz önüne alarak bu kararı siz verin. Ev içinde sahip olmadığı alışkanlıkları okulda kazanması yönünde bir beklenti içinde olmayın ya da onu bu konuda zorlamayın. Çocuğu, geride olduğunu düşündüğünüz gelişimsel özellikleri destekleyici etkinliklere yönlendirin. Okulla ilgili kendi duygularınızın ve bunları ne ölçüde çocuğa yansıttığınızın farkına varın. Erken ya da geç okula başlamanın çocuk için farklı bir yaşantı olduğunu ve bu yaşantıya uyum sağlamanın bir süreç gerektirdiğini unutmayın. Başarılar! DİSLEKSİ Demet Açıkgöz, Klinik Nöropsikoloji Uzmanı Disleksisi olan çocuklar derslerine çok çalışmalarına karşın kelimelerdeki sesleri anlamakta zorlanırlar. Genellikle duyduklarını anlamakta güçlük çekerler. Okurken ve yazarken harfleri karıştırabilirler ya da kelimeleri tamamen tersinden okurlar. Bu durum okumayı öğrenmeyi zorlaştırır ve çocuğu okuldan soğutur. Zeka düzeyi normalin üzerinde saptanabilir; ne var ki akademik başarıları ve sosyal uyumları çoğu zaman gerçek kapasitelerinin altındadır. Bu çocuklar ancak psikolog ve psikiatrist tarafından tanınabilirler. Tanı aldıktan sonra özel öğretim ve eğitim-davranış ya da tıbbi tedavi olanaklarıyla ele alınmaları gerekir.

BAŞ BİTİ Fikret KÖLEMEN, Dermatolog Baş biti çocuklarda yayılım yaparak ortaya çıkar ve ailelerdeki erişkinlere de geçebilir. Bu çok küçük böcekler saçlı deriyi ısırarak yumurtalarını (sirke) güçlü bir yapışkan ile saçlara bırakılır. Baş biti olan bir kişide kaşınma olmayabilir, ya da özellikle saçlı derinin arkasına doğru ve ensede çok şiddetli kaşıntı olması mümkündür. Kişi bazen yalnızca saçlarda boncuk gibi dizilen sirkeleri far eder. Bit kişiler arasında yakın temas ile birlikte oynayan ve yatan çocuklarda ya da bitli şapkalar, yakalar, yastıklar, yüksek aralıklı mobilyalar, taraklar ya da fırçalar aracılığıyla bulaşır. Bitleri öldürmek için doktorunuzun reçete ettiği ya da önerdiği şampuan veya losyonu kullanın. Şampuan genellikle bol miktarda uygulanıp 5 dakika saçlı deri üzerinde bırakıldıktan sonra durulanır. Losyon genellikle sürüldükten sonra 15 dakika bekletilir ve bölge yıkanır. Gözlerle temas etmesinden kaçının ve çocuklar tarafından içilmesini önlemek için güçlü zehirlerin göz önünde bulunmadığından emin olun. Kaşıntı başarılı bir tedavi uygulanmasını takiben birkaç gün devam edebilir. Tedaviyi yeniden uygulamayın ve doktorunuza danışana dek şampuan ve losyonu tekrar almayın. Ailede bit taşıma olasılığı bulunan herkes aynı anda tedavi edilmelidir. Şampuan ve losyonlar sirkeleri öldürür, ama saçlardan uzaklaştırmaz. Ölü sirkeler tarakla uzaklaştırılamıyor ve rahatsız ediyor ise: 1- Saçı eşit hacimde sirke ve suyu karıştırarak hazırladığınız solüsyonla iyice ıslatın. 2- Saçlı deri iyice ıslandıktan sonra havluya sarın ya da duş bonesi takın. Saçlara yapışan sirkeleri gevşetmek için bu durumda en az 15 dakika bekleyin. 3- İnce dişli tarakla saçı hırpalamadan iyice tarayın. Evcil hayvan dükkanlarında satılan pire tarakları bu iş için uygundur. 4- Saçı iyice durulayın ya da şampuanla yıkayın. 5- İnatçı sirkeler için gerekirse işlemi periyodik olarak tekrarlayın. Not: Yeterli tedaviden sonra bitler ve sirkeler ölür ve bulaşma riski kalmaz. Sirkeler hala saça yapışık olsa dahi çocukların okula gönderilmesinde sakınca yoktur. Evde bazı önlemlerin alınması bitlenmenin diğer aile fertlerine yayılmasını ya da aynı çocuklara yeniden bulaşmasını engeller. Tarak ve fırçaları sıcak sabunlu su ile yıkayın. Şapkalar, giysi yakaları (özellikle kürklü yakalar), çarşaflar ve yastık kılıfları yıkanmalı, kuru temizlemeye verilmeli ya da sıcak ütüyle ütülenmelidir. Bitlenmiş olduğundan şüphelenilen yastıklar, yataklar ve yüksek aralıklı mobilyalar elektrikli süpürge ile süpürülmeli ya da temizlenmelidir. Erişkin bit insan vücudundan uzakta yalnızca birkaç gün yaşayabilir. Bu nedenle bütün giyeceklerin ve mobilyaların temizlenmesi gereksizdir. Çocuğunuzla beraber sevimli oyuncaklar hazırlayabilirsiniz. Süngerden neler yapabilirsiniz bir düşünelim; tavşan, balık, köpek, kedi Oyuncağı oluşturmak için; pullar, boncuklar, renkli ipler ve kurdeleler ve bir sünger alıp, istediğiniz oyuncağı yapıp beraber eğlenceli bir zaman geçirebilirsiniz. (Evde bulunan düğme, iplik, boncuk ve makarnaları da kullanabilirsiniz) İyi eğlenceler...

BEBEKLERİN GÖRMESİ Pınar Aydın, Göz Hastalıkları ve Nöro-oftalmoloji Uzmanı Bebekler doğumdan sonra ne kadar görebilirler? Bebekler doğdukları zaman nasıl ki hemen konuşup yürüyemezlerse bizim kadar net de göremezler. Vücutta hareket ve becerileri sağlayan bir çeşit elektrik telleri olan sinirlerin kılıfları doğumdan sonra henüz tamamlanmamış olduğu ve zamanla tamamlandığı için elektrik geçişi olamaz ve görme, konuşma, yürüme zamanla yapılabilir. Bebeklerin doğumdan sonra ne kadar görmeleri gerekir? Aslında çok net ve çok uzağı görmeleri de gerekmez. Görme, tehlikeden korunmak ve besin bulmak için gereklidir. Bebeklerin tehlikeden korunmak için ani gelen yabancıya veya karartıya karşı gözlerini kapama ve ağlama refleksleri vardır. Yemek için de yarım metreden annesini görmesi yeterlidir. Dolayısıyla görmeleri ancak 0,5-1 metre kadardır. Büyüdükçe, hareket başladıkça, yatakta, odada, evde ve ev dışında daha uzaklara ulaşabildikçe görme de bu gereksinmelere koşut olarak artar. İlk zamanlarda sadece yakından büyük ve parlak cisimleri seçebilirken yaş ilerledikçe daha uzaktan, daha küçük ve daha mat cisimleri de seçebilir olurlar. Görme gelişimi 5 yaş civarında tamamlanır, 7 yaş civarında sağlamlaşır. Bu yaştan sonra gelişme devam etmez, bir hastalık yoksa gerileme de olmaz. Tembellik varsa bu yaştan sonra tedavi yararlı olamaz. Görme neye göre gelişir? Görme gereksinme ile ve doğduktan sonra gelişir. Aynı yürüme, konuşma gibi, bu işlevleri sağlayan sinirlerin çevresindeki kılıf tamamlandıkça bu beceriler yapılabilir duruma gelir. Görme kendiliğinden gelişir mi? Görme duyusunun gelişimi bir uyarıcının varlığına bağlıdır. Bu özelliği ile diğer duyular olan işitme - tat alma - koku alma ve dokunmadan farklılaşır. Karanlık bir odada büyüyen bir çocuğun görmesi tam olarak gelişemez. Benzer şekilde katarakt veya kapak düşüklüğü varsa, yani görüntü göze ulaşamıyorsa veya yüksek kırma kusuru varsa, yani görüntü net değilse yine görme gelişemez. Sık karşılaşılan nörolojik sözler (1) Havale : Bilinç kaybı ve kasılmanın birlikte olduğu durum Afazi : Beyindeki hasara bağlı olarak gelişen konuşamama Diplopi Ateşli havale : Çift görme Korea : İstemsiz ani başlayan rastgele hareketler Ataksi Tremor : Uyumlu hareket yapamama : Genellikle 3 yaştan küçük çocuklarda ateşli hastalık sırasında görülen bilinç kaybı ve kasılma : Kasların istemsiz ve peşpeşe kasılması Konuşma bozukluğu : Konuşmadan sorumlu dil ve ve diğer kasların motor bozukluğu Hemipleji : Vücudun bir yarısının felci Parapleji : Vücudun belli bir bölgesinin altında, iki taraflı felç durumu

DERNEĞiMiZDEN; Dernek başkanımız Prof. Kalbiye YALAZ Yılın Başarılı Kadın Ödülü töreninde ANGİAD dan plaketini aldı. Nisan ayı makale saatinde Duyu Bütünleme konusunu Doç. Dr. Yeşim Fazıoğlu anlattı. Mayıs ayı makale saatinde ise Çocuklarda Fiziksel Aktivite konusunu Cemil Özal anlattı. 31 Mayıs - 01 Haziran 2012 tarihlerinde Pearson Education ve Gelişimsel Çocuk Nörolojisi Derneği işbirliği ile BAYLEY III Bebek ve Küçük Çocuklar İçin Gelişim Ölçeği adlı eğitim kursu yapıldı. İngiltere den Betty Hutchon yönetiminde düzenlenen kurs 40 katılımcı ile başarılı bir şekilde tamamlandı. 02-03 Haziran 2012 tarihinde Ankara Hacettepe Üniversitesi nde DENVER II Gelişimsel Tarama Testi Sertifika Programı düzenlendi. İlgili programa Türkiye nin çeşitli illerinden Çocuk Gelişim Uzmanları, Fizyoterapistler ve Psikologlar katıldı. GELİŞİMSEL ÇOCUK NÖROLOJİSİ DERNEĞİ Tunalı Hilmi Caddesi Buğday Sokak Kozlar İş Hanı 2. kat 6/34 KAVAKLIDERE/ANKARA Tel: 0312 427 50 57 - E-posta: info@gcn.org.tr www.gcn.org.tr