CİNSİYETLERİNE GÖRE PARKİNSON HASTALARININ GERİATRİK AĞIZ SAĞLIĞI DEĞERLENDİRME İNDEKSİ (GOHAI ) İLE DEĞERLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
EVRE I VE EVRE II PARKİNSON HASTALARININ GERİATRİK/GENEL AĞIZ SAĞLIĞI İNDEKSİ (GOHAİ) NE GÖRE DEĞERLENDİRİLMESİ

PARKİNSON HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

PARKİNSON VE HEMŞİRELİK BAKIMI

Ayrıca sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki bazı kimyasal maddelerin üretimi de azalır.

Temelde akılda tutulması gereken nöbetlerin iki çeşit olduğudur parsiyel (yani beyinde bir bölgeye sınırlı başlayan nöbetler jeneralize (beyinde

Yaşlanmaya Bağlı Oluşan Kas ve İskelet Sistemi Patofizyolojileri. Sena Aydın

YAŞLILIKTA SIK GÖRÜLEN HASTALIKLAR. Prof. Dr. Mehmet Ersoy

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

Periodontoloji nedir?

Demans ve Alzheimer Nedir?

DEMANS ya da BUNAMA olarak bilinen hastalık

Histeri. Histeri, Konversiyonun kelime anlamı döndürmedir.

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

NÖROMUSKÜLER HASTALIKLAR

PARKİNSON HASTALIĞI: SORU CEVAP. Prof Dr. Dilek İnce Günal Marmara Üniversitesi Tıp Fak. Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

BEL AĞRISI. Dahili Servisler

ALZHEİMER HASTALIĞINA BAKIŞ. Uzm. Dr. Gülşah BÖLÜK NÖROLOJİ BİLECİK DH 2015

Melek ŞAHİNOĞLU, Ümmühan AKTÜRK, Lezan KESKİN. SUNAN: Melek ŞAHİNOĞLU. Malatya Devlet Hastanesi Uzman Diyabet Eğitim Hemşiresi

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Çene Eklemi (TME) ve Yüz Ağrıları Merkezi

YAŞLANMA /YAŞLANMA ÇEŞİTLERİ VE TEORİLERİ BEYZA KESKINKARDEŞLER

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

İNME. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

(İnt. Dr. Doğukan Danışman)

Kan Kanserleri (Lösemiler)

B unl a r ı B i l i yor mus unuz? MİTOZ. Canlının en küçük yapı biriminin hücre olduğunu 6. sınıfta öğrenmiştik. Hücreler; hücre zarı,

Romatizma BR.HLİ.066

Yrd. Doç. Dr : Tanju ÇELİK MKÜ. Tıp Fak.

EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ FİZİK TEDAVİ VE REHABİLİTASYON ANABİLİM DALI POST-POLİO SENDROMU. Hasta Kitapçığı PROF.

MERSİN HALK SAĞLIĞI MÜDÜRLÜĞÜ ÇEKÜSH ŞUBESİ ÇOCUK GELİŞİMCİ DAMLA ATAMER

Günümüzde diş ve diş eti hastalıkları bütün dünyada yaygın ve önemli bir sorundur. Çünkü ağız ve diş sağlığı genel sağlığımızla yakından ilişkilidir.

Juvenil SPondiloArtrit/Entezit İle İlişkili Artrit (SPA-EİA)

Periodontoloji nedir?

MULTİPL SKLEROZ(MS) Multipl Skleroz (MS) genç erişkinleri etkileyerek özürlülüğe en sık yolaçan nörolojik hastalık

MEME KANSERİ. Söke Fehime Faik Kocagöz Devlet Hastanesi Sağlıklı Günler Diler

PARKİNSON HASTALIĞI HASTA VE YAKINLARI İÇİN EL KİTABI Ö N S Ö Z

Kanserin sebebi, belirtileri, tedavi ve korunma yöntemleri...

Yakın Doğu Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu. Yaşlı Bakım-Ebelik. YB 205 Beslenme İkeleri

YGS ANAHTAR SORULAR #4

Zeka Gerilikleri Zeka Geriliği nedir? Sıklık Nedenleri

İnsomni. Dr. Selda KORKMAZ

MULTİPL SKLEROZ (MS)

Prof. Dr. Pınar AYDIN O DWEYER

Yaşlanma ile birlikte deri ve saçlarda görülen değişiklikler gibi vücut duruşunda ve yürüyüşünde de değişiklikler meydana

DAMAR HASTALIKLARINDA GÜNCEL YAKLAŞIMLAR

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HASTALIK ALGISI ÖLÇEĞİNİN KLİNİK SONUÇLAR İLE İLİŞKİSİ

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI

Palyatif Bakım Hastalarında Sık Gözlenen Ruhsal Hastalıklar ve Tedavi Yaklaşımları

Sağlıklı Kan Basıncı Sağlıklı Kalp Atımı

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

Yaşlılarda düzenli fiziksel aktivite

PARKİNSON HASTALIĞI HASTA VE YAKINLARI İÇİN EL KİTABI. Prof. Dr. Hülya APAYDIN Prof. Dr. Sibel ÖZEKMEKÇİ

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

09/11/2015 ANEMİ (KANSIZLIK)


HOŞGELDİNİZ. Diaverum

ERKEN ÇOCUKLUKTA GELİŞİM

Zihinsel Yetersizliği Olan Öğrenciler

Hisar Intercontinental Hospital

PARKİNSON HASTALIĞI HASTA VE YAKINLARI İÇİN EL KİTABI. Prof. Dr. Hülya APAYDIN Prof. Dr. Sibel ÖZEKMEKÇİ

ADEZİV KAPSÜLİT FZT NAZMİ ŞEKERCİ

IL-1 Reseptör Antagonisti Eksikliği (DIRA)

KEMIK ERIMESI ERKEKLERI DE TEHDIT EDIYOR

Bakteriler, virüsler, parazitler, mantarlar gibi pek çok patojen hastalığın oluşmasına neden olur.

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

18.Esri Kullanıcıları Toplantısı 7-8 Ekim 2013 ODTÜ-ANKARA

YAŞLI DEĞERLENDİRME FORMU. Boy/kilo / BKİ):

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

Prediyaliz Kronik Böbrek Hastalarında Kesitsel Bir Çalışma: Yaşam Kalitesi

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

Burun tıkanıklığınızın sebebi sinüzit olabilir!

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Nörovasküler Cerrahi Öğretim Ve Eğitim Grubu Hasta Bilgilendirme Formu

Dr. Benan Oğuz - Dr. Cem Caniklioğlu KARİKATÜRLER

3- Destek ve Hareket Sisteminin (Kasların) Çalışması :

BUNAMA (DEMANS) NEDİR?

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ BESLENME ÜNİTESİ BESLENME DEĞERLENDİRME KILAVUZU

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

Birleşik Parkinson Hastalığı Derecelendirme Ölçeği (BPHDÖ)

GERİATRİK HASTAYA YAKLAŞIM

Omurga-Omurilik Cerrahisi

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ TANILI ÇOCUKLARIN İDAME TEDAVİSİNDE VE SONRASINDA YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Emine Zengin 4 mayıs 2018

DİABETLİ HASTALARDA CİNSEL SAĞLIK

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

MADDE BAĞIMLILIĞINDAN KORUNMA

SİNDİRİM SİSTEMİ HASTALIKLARI

Prof. Dr. Lale TOKGÖZOĞLU

Doç.Dr.Berrin Karadağ Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri

ÇINLAMA KONUSUNDA EN SIK RASTLANAN SORULAR

Endometriozis. (Çikolata kisti)

Motor Nöron ve Kas Hastalıkları. Uzm Dr Pınar Gelener

Majör Depresyon Hastalarında Klinik Değişkenlerin Oküler Koherans Tomografi ile İlişkisi

Fiziksel Aktivite ve Sağlık. Prof. Dr. Bülent Ülkar Spor Hekimliği Anabilim Dalı

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

GERİATRİ DR. HÜSEYİN DORUK

ALS HASTALIĞI. Yayın Yönetmeni. TND Beyin Yılı Aktiviteleri Koordinatörü. Prof. Dr. Rana Karabudak

LAPAROSKOPİK SLEEVE GASTREKTOMİ SONRASI METBOLİK VE HORMONAL DEĞİŞİKLİKLER

2.Cinsiyet 1.kız 2.erkek 3.Öğrenim 1.OYD 2.Oy 3.ilkokul 4.ortaokul 5.lise 6.YO 7. gereksiz (0-6

Transkript:

T.C. EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ NÖROLOJİ ANABİLİM DALI CİNSİYETLERİNE GÖRE PARKİNSON HASTALARININ GERİATRİK AĞIZ SAĞLIĞI DEĞERLENDİRME İNDEKSİ (GOHAI ) İLE DEĞERLENDİRİLMESİ BİTİRME TEZİ Stj. Diş Hekimi Muhammet ZEYBEK Danışman Öğretim Üyesi: Yrd.Doç.Dr. Ahmet ACARER İZMİR 205

ÖNSÖZ Tezimi hazırlama sürecinde her konuda yardımcı olan danışmanım, öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ahmet ACARER e, tezle ilgili doküman bulma konusunda yardımlarını esirgemeyen öğretim üyesi Doç. Dr. Gülcan Coşkun AKAR a, oluşum ve bitirme aşamasında çok emeği olan arkadaşım Dt. Selçukhan SARIKAYA ya, ve tüm eğitim öğretim hayatım boyunca her zaman beni destekleyen aileme çok teşekkür ediyorum. İZMİR-205 Stj. Diş Hekimi Muhammet ZEYBEK

İÇİNDEKİLER GİRİŞ.PARKİNSON HASTALIĞI.. 2..Parkinson Hastalığının Oluşma Nedenleri..3.2.Parkinson Hasalığının Tanısı Nasıl Konulur....5.3.Parkinson Hastalığının İlk Belirtileri.....5.4.Parkinson Hastalığının Temel Belirtileri.....6.4..Hareketlerde Yavaşlama (Bradikinez).7.4.2.Yüz İfadesinde Donukluk (Hipomimi)...8.4.3.El Yazısının Küçülmesi....8.4.4.Titreme(Tremor)......9.4.5.Uzuv Kaslarının Sertliği... 9.4.6.Duruş Bozuklukları....0.5.Parkinson Hastalığının Ağız Sağlığına Etkisi...0.5..Konuşma Bozukluğu...0.5.2.Yutma Zorluğu....5.3.Ağızda Sıvı Birikimi.2 2.YAŞLILARDA AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI... 2 2..Yaşlılarda Ağız Hijyeni...3

3.GOHAİ....4 ARAÇ VE YÖNTEM.......5 BULGULAR.. 5 TARTIŞMA.........22 SONUÇ.......23 KAYNAKÇA.....24 ÖZGEÇMİŞ...26

GİRİŞ VE AMAÇ Ağız ve diş sağlığı; insanın genel sağlığından ayrı düşünülemeyecek bir konudur. Aynı şekilde bazı sistemik hastalıklar ağız diş sağlığı etkinliğini olumsuz etkileyebilecek sonuçlar doğurmakta ve doğal olarak genel sağlıkta çeşitli sorunlarla karşılaşılabilmektedir. Parkinson hastalarında el ve ayaklarda görülen kontrol bozukluğu ve güçlüğü hastaların ağız hijyenlerini tam anlamıyla sağlamada problemler oluşturmaktadır. Çalışma sırasında ulaşabildiğimiz hastalara ağız diş sağlığı hakkında bilgiler verilmesi ve Parkinson hastalığının ağız diş sağlığını ve hastaların genel durumlarını ne denli etkilediği konusunda öngörü oluşturulması amaçlanmıştır.

.PARKiNSON HASTALIĞI İlk kez 87 yılında İngiliz hekim James Parkinson tarafından, "titrek felç" adıyla tanımlanmıştır. Bu hekimin adıyla anılan ve bugünkü anlamda felç özelliği taşımayan hastalık, en sık rastlanan parkinsonizm tipidir. Parkinson hastalığı (PH) genellikle 50-60 yaşları arasında başlayan, yavaşprogressif seyirli, kronik bir hastalıktır. Hastalık 20 yaşından önce başlarsa "primerjuvenilparkinsonizm, 20-40 yaşları arasında başlarsa genç başlangıçlıparkinsonizm olarak adlandırılır. Görülme sıklığı açısından erkek/ kadın oranı yaklaşık 3/2'dir. Toplumda bir yılda yeni Parkinson hastaliği tanısı konulma oranı 000'de ya da 2 dir. Dünyanın her yanında ve her türlü sosyoekonomik koşulda rastlanabilen hastalığın görülme sıklığıülkelere göre farklılıklar gösterir. Birçok ülkede kapı kapı dolaşılarak toplumun 50 yaş üzerindeki kesimlerinde yapılan bilimsel araştırmalarda parkinson hastalığının görülme sıklığı yaklaşık 00.000'de 00-50 arasında bulunmuştur. Toplumda 65 yaş üzerinde her 00 kişiden birinin Parkinson hastası olduğu kabul edilmektedir. Yurdumuzda da Parkinson hastalığı görülme sıklığının benzer oranlarda olduğu göz önüne alındığında, yaklaşik 70-00 bin hastanın var olduğu kabul edilebilir. Van'in Başkale ilçesinde 269 kişinin tarandığı bir çalışmada Parkinson hastalığı sıklığının 00.000'de 202 olduğu bildirilmiştir; bu yöredeki hastaların %70'ine daha önce parkinson hastalığı tanısı konulmamıştır. 2

..PARKİNSON HASTALIĞININ OLUŞMA NEDENİ Parkinson hastalığı, üst beyin sapı bölgesinde iki yanlı olarak yer alan kara çekirdeklerde dopamin üreten hücrelerin azalmasından ileri gelir. Bu hücreler dopamini depolar ve beynin derinliginde yer alan "striyatum" çizgili cisim denilen yapıların sinir hücreleriyle kurduklarıbağlantılarda kimyasal iletici olarak kullanır. Çizgili cisim beyin kabuğundan gelen hareketlere ilişkin verileri işler ve düzeltilmiş veriler tekrar beyin kabuğu, beyin sapı ve omurilik aracılığıyla kaslara iletilir. Böylece, hareketlerimizin incelikli, ritmik ve ahenkli olmasi sağlanır. Bu kimyasal iletici ayni zamanda, dengeyi sağlar ve kaslarımızın birbirleriyle uyumlu çalışmasına katkıda bulunur. Beynin bir yarısındaki kara çekirdekteki hücrelerin yaklaşik %80'i hasara uğrarsa, o hücrelerin akson uçlarının başlandığı çizgili cisimdeki dopamineksikligi karşı beden yarısında hareket bozukluğuna yol açar ve Parkinson hastalığı belirtileri tek yanlı olarak ortaya çıkmaya başlar. Hastalığın seyri boyunca her iki kara çekirdekte de dopamin üreten hücrelerin sayısı yavaş bir şekilde azalır. Parkinson hastalığı oluşturulmuş deney hayvanlarında, dopamin üreten sinir hücrelerinde kusurlu ve yaşlanmış proteinlerin parçalanarak ortamdan temizlenememesi sonucunda, bu protein artıklarının hücre sitoplazmasında yer alan Lewy cisimcikleri içinde biriktiği ve bir seri zincirleme kimyasal olay sonucunda hücrelerde hasar oluşturduğu gösterilmiştir. Bu hücrelerin hasara uğramalarının kesin nedeni bugün için hala bilinmemektedir. Bu sürecin damar sertliği, zayif kan dolaşımı, iltihabi ya da mikrobik kökenli değişikliklerden ileri gelmediği açıkça bellidir. Henüz keşfedilmemiş bazı maddelerin eksikliğinin ya da bilinmeyen bir toksinin bu hücre hasarından sorumlu olabileceği ileri sürülmüştür. 982 yılında Kaliforniya'da sentetik eroin kullanan gençlerde Parkinson hastalığı belirtilerinin 3

ortaya çıktığı gözlendikten sonra eroinin içinde bulunan zararlı maddenin "- metil, 4-fenil,,2,3,6-tetrahidropiridin (MPTP)" yapısında olduğu ve bunun beyinde hücreye enerji sağlayan mitokondrileretoksik etki ederek dopamin hücrelerini yok ettiği kesin olarak anlaşılmıştır. Bu gözleme dayanarak kimyasal yapısı MPTP'ye benzeyen bazı maddelerin çevrede ya da bazı gıdalarda bulunabileceği ve hastalıktan sorumlu olabileceği görüşü doğmuştur. Konuyla ilgili yoğun araştırmaların sürdürülmesine karşın, bugün için kanıtlanmış kesin bir görüş yoktur. Ailede anne veya babada ya da kardeşte Parkinson hastalığı varlığında, o kişide hastalık gelişme riski toplum geneline kıyasla biraz daha yüksek olabilir. Kalıtsal özellikteki parkinson hastalığı daha çok genç yaşlarda başlar ve tüm Parkinson hastalarının yaklaşık %5'ini oluşturur. Moleküler genetik alanındaki yeni gelişmeler sonucunda, 202 yılı itibariyle, parkinson hastalığına yol açan, baskın (dominant, her nesilde görülen) ya da çekinik (resesif; nesil atlayarak görülen) özellikte kalıtsal geçiş gösteren 20 farklı gen mutasyonu (kalıtsal bilgide değişiklik) saptanmıştır. ilk saptanan mutasyon, baskın özellikte kalıtsal geçiş gösteren "sinuklein" genindekidir ve günümüzde bu gen ile ilgili üç farklı nokta mutasyonu, ayrıca genin çift ve üçlü tekrarları bildirilmiştir. Dünyada en sık rastlanan ailevi parkinson hastalığı, çekinik özellikteki parkin gen mutasyonu sonucu ortaya çıkmaktadır.ikizler üzerinde yapilan gözlemler, 50 yaş sonrası başlayan parkinson hastalığı üzerinde kalıtımın temel bir rolü olmadığına, 50 yaş öncesi başlayan hastalıkta ise kalıtımın etkisinin olduğuna işaret etmiştir. Karıkocanın her ikisinde de Parkinson hastalığının %2'den daha az sıklıkta görülmesi, hastalığın bulaşıcı olmadığının göstergesidir. Eşlerin aynı çevreyi, aynı beslenme 4

şeklini, hastalık ortaya çikmadan yıllar önce paylaşmakta olmaları beslenmeye ait unsurların da hastalığa neden olmadığına işaret eder. Günümüzde parkinson hastalığının, genetik yatkınlık ve çevreden gelen olası etkiler sonucu ortaya çıktığı ve birden çok nedene bağlı olabileceği üzerinde durulmaktadır. Burada vurgulanması gereken, beyinde hücre kaybı süreci sonucunda gelişen "nörodejeneratif" hastalıklar arasında ilaç tedavisine yanıt veren tek hastalığın parkinson hastalığı olduğudur.().2.parkinson HASTALIĞI TANISI NASIL KONULUR? Parkinson hastalığı tanısıklinik muayene verilerine dayanılarak konulur, tedaviye alınan olumlu yanıt tanıyı doğrulayıcı kanıt oluşturur. Parkinson hastalığı tanısını kesinleştirmek üzere herhangi bir beyin görüntülemesi veya özel bir kan tahlili yapılması zorunlu degildir. Söz konusu incelemelere hastalığın ayırıcı tanısına giren diğer nedenleri dışlamak amacıyla başvurulur.().3.parkinson HASTALIĞININ İLK BELİRTİLERİ Parkinson hastalığının ilk belirtileri, hastalarin yaklaşık %70'inde dinlenme halinde ortaya çıkan el parmaklarında, el ya da kolda, bazen de ayakta titreme, %30 kadarında ise hareketlerde yavaşlama ve uzuv hareketlerinde tutukluk olabilmektedir. Hastalık genellikle sinsi bağlar ve belirtileri yıllar içinde, son derece yavaş ama giderek artan biçimde ilerler, öyle ki hastalar çoğu zaman hastalığın baglangıç tarihini kesin olarak belirtemeyebilir. Hasta yakınları bazı belirtileri yaşlılığa özgü doğal özellikler olarak kabul edebilir. Hastalar ilk 5

belirtinin farkınavardıklari zaman, hastalığın bazı belirtileri uzun zaman önce başlamış olabilir. Bir elinde titreme yakınmasıyla başvuran bir hastanın 3-4 yıl öncesine ait kaydedilmiş video filmlerinde yürürken bir kolunu sallamadığı fark edilebilir veya bazen hastanin eski fotoğraflarında öne eğik duruş özelliği dikkati çekebilir. Parkinson hastalarının büyük çoğunluğunda hasta ve ailesinin dikkatini çeken ilk belirti heyecan ya da stresin tetiklediği, gelip geçici olabilen, bir el parmağında veya elde ortaya çıkan, dinlenme halinde gelen titremedir. Daha seyrek olarak hastalık dinlenme halinde ortaya çıkan ayak titremesiyle başlayabilir. Bazı hastalar ise yazı yazarken, imza atarken kalemi kaydırmada tutukluk ve harflerde küçülme fark eder. Bazen hasta yakınları hastanın yüzünde donuk bir ifade geliştiğini belirtir. Özellikle genç yaştaki hastalarda ilk belirti distoni olarak adlandırılan, istemdışı bir ayağın içe doğru dönük halde kasılması ya da ayak parmaklarının aşağı doğru kıvrılmasıdır. Hastaların hemen tümünde belirtiler tek bir beden yarısında ortaya çıkar ve zamanla daha hafif olmak üzere karşı beden yarısında kendini gösterir. Hastalığın ilerleme hızı ile belirtilerin türü ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik gösterecek şekilde farklıdır.().4.parkinson HASTALIĞININ TEMEL BELİRTİLERİ Bu bölümde parkinson hastalığındaki hareket bozukluğunun temel belirtileri olan hareketlerin yavaşlığı, titreme, uzuvlarin sertliği ve duruş ve denge bozuklukları açıklanacaktır. Parkinson tanısı koyabilmek için hareket yavaşlığı ya da hareket azlığı bulunması şarttır. Dinlenme halinde ortaya çıkan titreme de varsa parkinson 6

tanısı olasıdır. Muayenede kaslarda sertlik de saptanırsa, klinik olarak çok olası parkinson hastalığı tanısı konulabilir. Duruş ve dengeyi koruyan reflekslerin azalması ve kaybı hastalığın ilerlemesiyle ortaya çıkar. Bazı hastalarda yavaşlık ve sertlik ön planda kendini gösterir, titreme hiç ortaya çıkmayabilir, bazılarında da titreme önde gelen belirtidir, yavaşlık ise hafif şiddettedir. Hareket bozukluğuna ilişkin bu belirtiler genellikle önce tek bir beden yarısında kendini gösterir, o zaman hastalığın birinci evresinden söz edilir. Belirtiler zamanla karşı beden yarısına da yayıldığında hastalık ikinci evreye girer. İki beden yarısı arasında hastalık belirtilerinin farklı şiddette olduğu ikinci evre 0-5 yıl sürebilmektedir. Günlük yaşam faaliyetlerinde destek alma gereksinimi üçüncü evrede ortaya çikar. Dördüncü evre tekerlekli sandalyeye bağımlı olma dönemidir. Beşinci evrede ise hastalar yatağa bağımlıdır. Evreden evreye geçiş her hastada farklı sürede gerçekleşir, her hasta en son evreye ulaşacak diye bir kural yoktur..4..hareketlerde Yavaşlama (Bradikinezi): Parkinson hastalığı tanısı için önce hareket yavaşlığı yani "bradikinezi" saptanmalıdır. Hareketleri belirgin ölçüde yavaşlamış bir hastada titreme bulunmayabilir ve bu durum parkinson hastalığı tanısını dışlatmaz. Hastalığı 40 yaşlarında hareket yavaşlığı ile başlayan hastalar genellikle hekime geç başvurmakta ve geç tanı almaktadırlar. Hastalığın belki de özürlülük yaratan en temel belirtisi olan hareketlerdeki yavaşlama her hastada farklı şiddette ortaya çıkar. Yapılan hareketler ve hareketlerin ardı sıra tekrarlanması sırasında eklemlerin hareket açıklığı giderek azalır. Hareketlerdeki yavaşlık zamanla günlük yaşam faaliyetlerinin tümünün belli bir yavaşlıkta olmasına yol açar. Hastaların basit günlük işlerini yapmaları sırasında, özellikle düğme ilikleme, kravat ve ayakkabı bağlama, yazı yazma ve çatal-bıçak kullanma 7

gibi incelik isteyen işlerde başlangıçta hafif derecede hissettikleri güçlük giderek artar. Zamanla istemli hareketlerin çoğunun yapılmasında, örneğin yemek yerken ve çiğnerken, alçak bir koltuktan doğrulurken, otomobile binerken ve inerken, yatakta bir taraftan diğer tarafa dönerken zorlanmalar dikkati çeker. Koltuğa otururken kendilerini yüksekten bırakırlar, adeta koltuğun içine bir çuval gibi düşerler. Sonrasında giysilerindeki katlanmayı düzeltebilecek ya da uzun süre oturmaya bağlı uyuşma nedeniyle gerekli olan küçük rahatlatıcı hareketleri yapamazlar..4.2.yüz ifadesinde donukluk (hipomimi): Doğal yüz ifadesini oluşturan yüz kasları hareketlerinin (mimikler) ve göz kırpma gibi otomatik hareketlerin azalmasına bağlı olarak, hastalarda sabit bir bakışın eşlik ettiği donuk bir yüz ifadesi gelişir. Hasta bu durumdan dolayı yakınmaz, ancak bu durum daha çok hasta yakınlarının dikkatini çeker..4.3.el yazısının küçülmesi (mikrografi): Bazı hastalarda hastalığa bağlı ilk yakınma, kalemi kaydırmaktaki tutukluk nedeniyle imzanın ya da el yazısı harflerinin küçülmesi olabilmektedir. Hareket yavaşlığı ön planda olan parkinson hastalarının el yazıları incelendiğinde harflerin şekillerinin okunaklı olmakla birlikte, yazı yazıldıkça harflerin giderek küçüldüğü gözlenir ve yazı okunamayacak hale gelebilir. Buna ek olarak, kullandığı elinde titremesi olan hastalarda, yazı yazarken el yazısı harfleri titrek, hatta okunaksız olabilir. 8

.4.4.Titreme (Tremor):Titreme parkinson hastalığının temel belirtilerinden en dikkat çekici olanı ve genellikle hastanın doktora en sık başvurma nedenidir. Parkinson hastalarının yaklaşık %70'inde titreme ortaya çıkmaktadır. Titreme sıklıkla bir elde, bazen de bir ayakta ortaya çıkar. Titreme tek bir parmağa sınırlıkalabildigi gibi bazen dili, dudakları veya çeneyi de etkileyebilir. Ancak parkinson hastalığı baş veya ses titremesine yol açmaz. Bazı hastalarda, bir elde başlayan titreme zamanla kola ve aynı taraftaki bacağa daha sonra da karşı kola yayılabilir. Titreme, parmakların ve elin yukarı aşağı ya da sağa- sola hareketi ya da elde bozuk para sayma ya da bir çakıl taşını başparmak ve işaret parmak arasında yuvarlama hareketi şeklindedir. Titreme ayakta ortaya çıktığı zaman ayağın pedala basma-kaldırma hareketini andırır. Düzenli ve belli bir hızda olan titreme saniyede 5-6 vurumludur. Parkinson titremesinin tipik özelliği, dinlenme halindeyken, yani uzuv hareketsizken ortaya çıkmasıdır. Sinirlilik, yürüme, stres altında kalma veya aşırızihinsel faaliyet titremeyi artırır. Böylece aralıklı olarak ortaya çıkabilen titreme hastanın ruh halini yansıtabilir. Örneğin evde gazete okurken titremesi olmayan bir hastada misafir gelince, heyecanlanma sonucu titreme tekrar başlayabilir. Titremesi olan hastalar bu nedenle toplum içinde sıkıntıya girebilir ve sosyal ortamda bulunmaktan kaçınabilirler. Titreme uyku sırasında kaybolur, uyku yüzeyelleşince tekrar ortaya çıkar ve hastayı uyandırabilir. Ayrıca titreyen uzvun istemli olarak hareket ettirilmesi sırasında da titreme kaybolur..4.5.uzuv kaslarının sertliği (Rijidite):Bazı hastalar uzuvlarını gevşetmekte sertlik hissinden yakınır. Bununla birlikte kas sertliği çoğu kez hastanın bir yakınması olmayıp hekimin fizik muayenede pasif harekete karşı bir direncin varlığını saptamasıyla tanınır. Hekim hastaya gevşemesini söyleyerek, hastanın 9

uzuvlarını eklem yerlerinden birçok kez nazikçe gerer ve büker ve bu pasif harekete karşı eklem çevresinde direnç arar. Böyle pasif harekete karşı sürekli bir direnç bulunması kaslardaki sertleşmeyi yansıtır. Normalde kasların dinlenme halinde hafif bir gerginlikte olmaları gerekirken, sertleşme varlığında dinlenme halindeyken bile aşırı gergin ve elle hissedilebilen belli bir sertlikte oldukları görülür. Parkinson hastalığında kaslarda sertleşme en sık dirsek, el bileği, diz veya ayak bileği gibi eklemlerin muayenesinde saptanır..4.6.duruş bozuklukları:birçokparkinson hastası öne doğru hafifçe eğik durma eğilimindedir. Yürürken ve ayakta dururken bu durum daha belirgin olur. Hastalığın baglangıcında her hastada görülmeyen bu duruş biçimi hastalığın ileri evrelerinde bazı hastalarda çok çarpıcıdır. Çok ender olarak, belden yaklaşık 90 derece öne eğilme hali gelişebilir (kamptokormi), ancak bu hastalar sırtüstü uzanabilirler, yani omurgada kalıcı bir şekil bozukluğu yoktur. Kimi hastanın bir yana doğru hafifçe eğik durduğu görülür ve bu durum özellikle oturma halinde dikkati çeker. Ek olarak, osteoporoz zemininde skolyoz gelişebilir..5.parkinson HASTALIĞININ AĞIZ SAĞLIĞINA ETKİSİ.5..Konuşma bozukluğu: Konuşma sorunları nadiren hastalığın başlangıcında ortaya çıkar. Hastalıkları uzun süreden beri mevcut olsa bile, parkinson hastalarının yaklaşık yarısının konuşmasında bir değişiklik görülmez. Bazı hastalarda, zaman içinde konuşma hastalık için tipik olan bir değişikliğe uğrar. 0

Bunlar genellikle nefes alma kapasiteleri azalmış olan hastalardır. İlk değişiklik genellikle yumuşak tonda bir konuşma şeklindedir. Hastaların konuşmalarında her heceye aynı tonda vurgulama söz konusudur. Bazı hastalar hem monoton hem de yumuşak ve hızlı tonda konuşurlar. Kelimeler arasında alışılmış aralar yoktur ve konuşma kelimeler iç içe girmişçesine anlaşılmaz hale gelebilir. Bazen cümlenin son kelimesini birkaç kez tekrarlarlar. Tanımlanan bu konuşma özelliği parkinson hastalığı için tipiktir. Bunun aksine bazı hastalar hızlı değil, yavaş konuşurlar ve ses tonları giderek zayıflar. Bunların dışında konuşurken yüz ifadesini veren kas hareketlerinin ve yardımcı açıklayıcı el hareketlerinin yapılamaması da iletişim yeteneğini zorlaştırır. Hastanın anlatılana ilgisiz kaldığı veya anlatılanı tam anlamadığı izlenimi ortaya çıkar. Bazı hastaların telefondaki konuşmaları anlaşılmayabilir. Bu durumdaki hastalar konuşmalarının yumuşak ve başkalarının duyamayacakları kadar belirsiz olduğunun farkında olmayabilirler. Bu durum hastaların yaşamlarına ve işlerine göre değişiklik gösterir. Örneğin öğretmen, avukat, imam, radyo-tv sunucusu, tiyatro oyuncusu gibi konuşma veya okumaya ilişkin görevi olan hastalar, konuşmalarındaki değişikliği birçok hastadan daha erken fark ederler.(2).5.2.yutma zorluğu: Yutkunma otomatik olarak yapılan karmaşık bir eylemdir. Normalde gıdaların boğazı geçip yemek borusuna iletilmesi için boğaz kaslarının sırayla kasılıp gevşemesi gerekir. Parkinson hastalığının ileri evrelerinde, yutma kaslarının hareket azlığına bağlı olarak, gıdaların yutulmasında güçlük ortaya çıkabilir. Yutma hızının azalmasının yanı sıra çiğneme süreci de yavaşladığı için yemek ağzın gerisinde ve boğazda birikir. Hasta ağzındaki lokmasını da yuttuktan sonra bir sonraki lokmayı yutmaya girişir, ancak peş peşe yutamadığı için

lokmalar hastanın boğazında asılı kalmış gibi bir his verir. Sıvı ve katılar aynı zorlukta yutulur.(3).5.3.ağızda Salya Birikmesi: Otomatik yapılan hareketlerin azalması sonucu yutkunma sayısının yetersiz olmasından veya tükürük salgılanmasının artmasından kaynaklanır. Bazı hastalarda ağızda aşırı tükürük birikir ve fazla miktara erişince, dudak kenarından sızabilir. Bu durum gece uykuda meydana gelirse hastanın yastık kılıfı ıslanabilir. Özellikle kendiliğinden olması gereken dil-damak hareketlerinin ve yutkunma işlevinin yavaşlamış olduğu hastalarda salya birikmesi daha belirgindir. Bu durum hastaya rahatsızlık vermesinin dışında bazen konuşmanın anlaşılabilirligini de bozabilir(4). 2.YAŞLILARDA AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI Dünya nüfusunun yaş dağılımı her geçen gün değişmektedir. İlaç ve uzun süreli yaşam beklentisindeki gelişmeler ile yaşlı insanı oranı dünya çapında artmaktadır.insanlar yaşlandıkça, kronik hastalıklar ve hayatı tehdit eden akut enfeksiyonlarartar, bağışıklık sistemleri zarar görür. Kanser, kalp-damar hastalıkları, diabet, enfeksiyon ve ciddi ağız diş sağlığı sorunları, özellikle diş kaybı ve şiddetli periodontal durumlar, bu yaş grubunda daha yaygındır. Bu hastalıkların ve sorunların sonuçları hayatımızda önemli yer edinir, yaşam kalitesinin düşmesine yol açan etmenlerdir. Ağız-diş hastalıkları genellikle gittikçe artan düzeydedir.(5,6) 2

Yaşlılık ve ağız-diş sağlığının ilişkili olduğu durumlar: a) Diş yapısının değişmesi b) Kötü ağız bakımı sonucu diş çürüklüğü c) Ağız hijyeninin azalması ve periodontal sorunlar d) Dişsizlik sonucu fonasyon bozuklukları e) Protez kullanmak zorunda kalınması f) Ağız kanseri g) Ağız kuruluğu h) Kronofasial ağrı ve rahatsızlık olarak sınıflandırılabilir. Ağız-diş sağlığı ve genel sağlık arasındaki ilişki özellikle yaşlılarda daha açık bir şekilde gözlenmektedir. Ağız-diş sağlığının bozulması genel hastalık risklerini arttırmakta, çiğneyebilme ve yemek yeme kabiliyetini azalttığından yiyeceklerden alınan besin değerlerini düşürmektedir.(7) Benzer şekilde sistematik hastalıklar ya da tedavilerin yan etkileri de ağız sağlığını olumsuz etkiler, diş eti büyümesi, tat ve koku kaybı, tükrük salgısında azalma, orafasial ağrı, alveol kemiğinde rezorpsiyon ve buna bağlı dişlerin mobilitesinde artmaya sebep olur. Büyük yaş grubunda fazla ilaç kullanımı ağız sağlıklarını oldukça güç hale getirir. Ağız sağlığını etkileyen diğer etmenler: yüksek şeker oranına sahip beslenme, kötü bakım sonucunda hijyenik olmayan ağız, alkol ve tütün kullanımı gibi etmenlerdir.(8) 2..YaşlıdaAğızHijyeni Yaşlıdaağızhijyenigençlerdekikadariyideğildir.Budurumayolaçanbirçokfaktörvard 3

ır.öncelikliolarak,yaşlıbireyler,artrit,geçirilmişserebrovasküleratakvekazalarabağlıoluşandokuzedelenmelerigibisorunlarnedeniylemanipülasy onyetenekleriniönemliölçüdeyitirmişlerdir,buyüzdenağızhijyeniişlemlerinikolaylı klauygulayamazlar.(9)ayrıca,ilerleyenyaşlaberaberperiodontaldokularınplağamar uzkaldığısüreartarken,immünsistemfonksiyonlarınınazalmasınabağlıolarak,plakm ikroorganizmalarınakarşıkonakçısavunmasındayetersizlikortayaçıkar.budurumdap lakbirikimiiçinuygunzeminhazırlar.dişetiçekilmesiileriyaştaçoksıkgörülenbirbulg udur.(0)dişplağıbualanlardadahakolaybirikir.yaşlabirliktetükürükakışhızınınazal masıdaplakbirikiminiarttıranbirdiğerfaktördür.ayrıca,koruyucudişhekimliğihizme tlerininyetersizliği,sistemikhastalıklarvekötübeslenmegibifaktörlerdeağızhijyenini negatifyöndeetkilemektedir.alınanbesinlerinfizikselözelliklerideplakbirikiminietk iler.yumuşakdiyetlebeslenenlerdeplakvediştaşıbirikimifazladır.yaşlıdadişkaybını nyüksekoluşuveprotezkullanımısonucuçiğnemefonksiyonuetkilenmiştir.budurum abağlıolarakyumuşakgıdatüketimivedolayısıylabakteriyelplakbirikimiartar.() 3. GOHAİ GOHAİdental tedavilerin etkilerinin değerlendirilmesinde kullanılan hastanın bildirdiği ağız fonksiyon problemleri ve ağız hastalığı kaynaklı psikososyal etkilerin ölçüldüğü 2 öğelik bir ölçümdür.(2) ABD de 990 yılında geliştirilmiştir. Geliştirildiğinden beri çeşitli araştırmalarda kullanılmış ve farklı dillerde geçerliliği ortaya konmuştur. Yaşlı populasyonunda yapılan bir çalışmadan alınan genel yaklaşımla GOHAI skorları ve yaşam memnuniyeti ölçeğinde anlamlı bir ilişki kaydedilmiştir. Bu çalışmada amaç GOHAI anketi kullanarak Parkinson hastalarında ağız ve diş sağlığı kalitesini değerlendirmektir.(3,4) 4

ARAÇ VE YÖNTEM Çalışma grupları Ege üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji kliniğinde tedavileri devam etmekte olan 60 yaş üzeri toplam 30 hastadan oluşmaktadır. Bu hastalar cinsiyetlerine göre eşit sayıda iki gruba ayrılarak değerlendirilmiştir. Hastaların kendi aralarında ağız sağlıkları karşılaştırılmış ve genel sağlıkları incelenmiştir. Hastaların sosyodemografik araştırmaları tamamlanmıştır. Amaç GOHAI kullanarak Parkinson hastalarında ağız ve diş sağlığı kalitesini değerlendirmektir. BULGULAR Çalışmamıza katılan hastaların demografik durumları tablo de gösterilmektedir. Tablo Cinsiyet Frequency Percent Validpercent Cumulative percent Bay 5 50,0 50,0 50,0 Bayan 5 50,0 50,0 Total 30 5

Yaş 60-64 2 2 2 2 65-69 5 40,0 40,0 6 70-74 4 80,0 75-79 2 9 80 + 30 Total Öğrenimdurumu Frequency Percent Validpercent Cumulative percent Yok İlkolkul mezunu 6 5 5 5 Ortaokulmezunu 3 0,0 0,0 6 Lise mezunu 6 20,0 20,0 8 Üni. mezunu 4 6 Total 30 Meslek Frequency Percent Validpercent Cumulative percent Ev hanımı 9 30,0 30,0 30,0 Esnaf 9 30,0 30,0 60,0 İşçi 7 2 2 8 Memur 4 9 6

Serbestmeslek Total 30 Tablo 2 Çalışmamıza katılan hastaların günlük aktiviteleri yerine getirmekte yeterli olup olmadıkları tablo şeklinde sonuçlanmıştır. Giyinme Frequency Percent Validpercent Cumulativepercen t Bağımsız 28 9 9 9 Yardımla 2 Total 30 Banyoyapma Bağımsız 25 8 8 8 Yardımla 4 9 Bağımlı Total 30 Yürüme Frequency Percent Validpercent Cumulativepercen t Bağımsız 25 8 8 8 Yardımla 5 Total 30 7

Tablo 3 Hastaların ağız bakımı alışkanlıkları tablo 3 te sınıflandırılmıştır. Frequency Percent ValidPercent Cumulativepercent Diş fırçası Kullanımı Kullanmıyor 9 30,0 30,0 30,0 Günde iki 6 20,0 20,0 50,0 Günde bir 9 30,0 30,0 80,0 Ara sıra 6 20,0 20,0 Total 30 Diş ipi Kullanımı Hayır 27 90,0 90,0 90,0 Evet 3 0,0 0,0 Total 30 Diş hekimi ziyareti Gitmiyor 3 4 4 4 Altı ayda bir 4 56,6 İhtiyaçhalinde 3 4 4 Total 30 Tablo 4 GOHAİ Tablo 4a. 8

9 Valid Frequency Percent Validpercent Cumulativepercent 26,00 30,00 3,00 33,00 35,00 37,00 39,00 40,00 4,00 44,00 45,00 46,00 47,00 48,00 49,00 50,00 5,00 54,00 56,00 57,00 60,00 Total 2 2 4 2 2 3 30 0,0 0,0 0,0 20,0 2 30,0 3 3 40,0 4 60,0 6 7 7 80,0 8 8 90,0

(TABLO 4a. da likert tipi ölçümle geçen üç ay içindeki deneyimlerine dayanarak GOHAI anketini cevaplandıran hastaların 2-60 arasındaki skorları sıralanmıştır.) Tablo 4b. Valid Frequency Percent Validpercent Cumulativepercent low 23 7 7 7 modarate 3 0,0 0,0 8 high 4 total 30 (Tablo 4b. de GOHAI skorları < 50 düşük, 5-56 orta, 57-60 yüksek olarak değerlendirilmiştir. Yüksek skor ağız sağlığı yaşam kalitesinin daha iyi olduüunu göstermektedir.) 20

Tablo 4c. Valid Frequency Percent Validpercent Cumulativepercent Bay-düşük 2 40,0 40,0 40,0 Bay-orta 4 Bay-yüksek 2 50,0 Bayan-düşük 3 3 8 Bayan-orta 2 9 Bayan-yüksek 2 Total 30 (Tablo 4c. de cinsiyetlerine göre Parkinson hastalarının GOHAI skorlamasında aldığı sonuçların sıklıkları ve derecelendirmeleri şematize edilmiştir.) 2

TARTIŞMA Yaptığımız çalışmada öncelikli olarak hastaların günlük aktivitelerinin parkinson hastalığından nasıl ve ne kadar etkilendiği değerlendirilmiştir. Hastaların yüzde 83.3 ü yardımsız yürüyebilmekte, yüzde 9 ü kendiliğinden giyinebilmekte, yüzde 8 ü kendisi banyo yapabilmekte, yüzde ü ise yardımcı ile banyo yapabilmektedir. Hastaların ağız bakımı alışkanlıkları değerlendirildiğinde hastaların yüzde 30 unda diş fırçalama alışkanlığının olmadığı görülmektedir. Yüzde 30 unun günde bir kez, yüzde 20 sinin günde iki kez fırçalama yaptığı incelenmiştir.hastaların yüzde 90 ını ise diş ipi kullanmamaktadır. Hastaların diş hekimi ziyaret sıklığı ise yüzde 4 ihtiyaç halinde, yüzde ü altı ayda bir, diğer hastaların ise diş hekimi ile iletişiminin olmadığı anlaşılmıştır. Hastaların ağız sağlığı açısından 30 hasta GOHAİ indeksine göre değerlendirilmiştir. Hastalar cinsiyetlerine bakılmaksızın değerlendirildiğinde; hastaların yüzde ünde ağız sağlığının iyi olduğu sonuçlandırılmıştır. İncelemelerimizde diğer hastaların yüzde 0 unun orta, yüzde 7 sinin ise ağız sağlığının kötü olduğu görülmektedir. Cinsiyetlerine göre ayrılan eşit sayıda hastamızın bulunduğu iki grup karşılıklı olarak ağız sağlıklarına göre irdelendiğinde ( Tablo 4c. ) ; bay hastaların % sinin ağız sağlığın iyi olduğu, % ünün ağız sağlığının orta, % 40 ının ağız sağlığının kötü olduğu görülmektedir. Bayan hastaların % sinin ağız sağlığının iyi olduğu, % sinin ağız sağlığının orta olduğu, %3 sinin ağız sağlığının kötü olduğu görülmektedir. 23

SONUÇ Parkinson hastalarında GOHAI değerlendirmesi yapılıp cinsiyetlerine göre karşılaştırıldığında iki grup arasında ağız sağlığı açısından anlamlı bir fark bulunamamıştır. 23

KAYNAKÇA. Apaydın H, Özekmekçi S : Parkinson Hastalığı El Kitabı, 5. Baskı, İstanbul, 203, -4. 2. Stewart DA. Pathology, aetiologyandpathogenesisin: Playfer JR, Hinde JV eds. Parkinson sdisease in theolderpatient. London: Arnold, 200,S: 29. 3. Fiske J, Hyland K. Parkinson sdiseaseand oral care. Dent Update 2000, 27,S: 58 65. 4. Macphee GJA. Diagnosisanddifferentialdiagnosis. In: Playfer JR, Hinde JV eds. Parkinson sdisease in theolderpatient. London: Arnold, 200,S: 43 76. 5. Macentee MI. Caringforelderlylong-termcarepatients: oral healthrelatedconcernsandissues. DentClin North Am. 2005,49(2),429-43. 6. MulliganR.Geriatrics: contemporaryandfutureconcerns. DentClin North Am. 2005,49(2) 7. Saunders RH Jr, MeyerowitzC.Dentalcaries in olderadults. DentClin North Am. 2005 Apr,49(2)S:293-308. 8. Slaughter YA, Malamud D. Oral diagnosticsforthegeriatricpopulations: currentstatusandfutureprospects. DentClin North Am. 2005,49(2),S:445-6. 9. Tubert-Jeannin S, Riordan PJ, Morel-Papernot A, Porcheray S, Saby-ColletS : Validation of an oral healthquality of life index (GOHAI) in France. CommunityDent Oral Epidemiol, 200,S: 275-284 0. Atchison KA, Dolan TA : Development of thegeriatric oral healthassesmentindex, J denteduc, 990, 54(),S : 680-87 23

. Hassel AJ, Rolko C, Koke U, Leisen J, Rammalsberg P. A Germanversion of the GOHAI, Communitydent oral epidemiol, 2008, 36()S: 34-42 2. Ikebe K, Sajıma H, Nokubi t, Ettinger RL. Application of geriatric oral healthassesmentındextoelderlyjapanese,healthqual life outcomes, 2004, 48,S: 59-62 3. Yu DS, Lee DT, Hong AW, Lau TY, Leung EM, Impact of oral healthstatus on oral healthrelatedquality of life in chinesehospitalisedgeriatricpatients. Qual life res, 2008, 7(3),S : 397-405 4. Walls AWG, Steele JG. Geriatricoralhealthissues, International DentalJournal, United Kingdom 200, 5,83-87. 23

ÖZGEÇMİŞ 99 yılında Balıkesir in Burhaniye ilçesinde doğdum. İlköğretimimi Balıkesir in Ayvalık ilçesinde 5 Eylül İlköğretim Okulu nda tamamladım. 2009 yılında İzmir Atatürk Lisesi nden mezun oldum. Aynı yıl Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ni kazandım. 23