TÜRK DESTANLARINDA KÖTÜ HUYLU DEVLER



Benzer belgeler
TÜRK DESTANLARINDA KÖTÜ HUYLU DEVLER

MÜBDÎ. Allah MUHSÎ dir. MUHSÎ, her şeyin sayısını bilen demektir.

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

TÜRK MİTOLOJİSİ DR.SÜHEYLA SARITAŞ 1

YARATILIŞ MİTLERİ DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Mitoloji ve Animizm, Fetişizm. Dr. Süheyla SARITAŞ 1

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

BİR BAYRAK RÜZGÂR BEKLİYOR

edersin sen! diye ciyaklamış cadı. Bunun hesabını vereceksin! Kadının kocası kendisini affetmesi için yarvarmış cadıya. Karısının bahçedeki marulları

UYGUR TÜREYİŞ EFSANESİ NDEN HAREKETLE KIZ KUMU EFSANESİNDE MİT-RİTÜEL İLİŞKİSİ *

Paragraftaki açıklamaya uygun düşen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

DİKKUYRUKLAR. 4. Sınıf Dikkuyruklar- İsmin Hal Ekleri

Sevilen Oğul bir Köle Oluyor

IX. HAFTA HİN 412 KLASİK SANSKRİT EDEBİYATINDAN SEÇMELER

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Tanrı Herşeyi Yarattığı Zaman

İSLAM UYGARLIĞI ÇEVRESINDE GELIŞEN TÜRK EDEBIYATI. XIII - XIV yy. Olay Çevresinde Gelişen Metinler

5. Et et içinde, et fit içinde Dünya dümeni, onun içinde.

BURDURLU HOCA DAN YURT SÖYLENCELERÝ

Mitlerin Sınıflandırılması DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

ALTIN BALIK. 1. Genç balıkçı neden altın balığı tekrar suya bırakmayı düşünmüş olabilir?

DESTANLAR VE MASALLAR. Muhsine Helimoğlu Yavuz HILE İLE DILE. Masal. KÜRT MASALLARI Resimleyen: Claude Leon

II) Hikâye Dışı düzlemi

Elektrik, Plastik Cerrahi ve Prometheus: İlk BK Romanı Frankenstein 18 Ocak2014. Ütopyadan Distopyaya, Totalitarizm ve Anksiyete 25 Ocak 2014

Kurban Nedir Ve Niçin Kesilir?

İÇİNDEKİLER GİRİŞ BİRİNCİ KİTAP

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

YAPACAĞIMIZ SANAT ETKİNLİKLERİ

Adım-Soyadım:... Oku ve renklendir.

Emine Aydın. Resimleyen: Sevgi İçigen. yayın no: 104 ÇOCUKLAR için islâm TARiHi

NOEL VE YILBAŞI KUTLAMALARI

İÇİNDEKİLER BÖLÜM I BÖLÜM II. vii GİRİŞ / 1 ÇOCUK VE KİTAPLARI / 17

İnsanların Üzüntüsünün Başlangıcı

Söylemek istemediğimiz birçok şey, söylemek istediğimiz zaman dinleyici bulamaz.

Cümle içinde isimlerin yerini tutan, onları hatırlatan sözcüklere zamir (adıl) denir.

BİLMEN LAZIM BİTKİLERİN VE HAYVANLARIN DÜNYASINA TEFEKKÜR PENCERESİNDEN BAKALIM

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

Mitosta, arkaik anaerkil yapı Ay tanrıçalığı ile Selene figürüyle sürerken, söylencenin logosu bunun tersini savunur. Yunan monarşi-oligarşi ve tiran

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Kral Davut (Bölüm 2)

Uluslararası Dede Korkut Konferansı

Bilim adamları canlıları hayvanlar, bitkiler, mantarlar ve mikroskobik canlılar olarak dört bölümde sınıflandırmışlar.

ŞAMANİZM DR. SÜHEYLA SARITAŞ 2

ŞİRİNLER Öğretmen öğrencilere eklerdeki boyama kâğıtlarını gösterir ve öğrencilere bazı sorular yöneltir.

Kültür Nedir? Dil - Kültür İlişkisi

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

KIRGIZ MİLLETİNE AİT <KIRKKIZ> EFSANESİ

ΥΠΟΥΡΓΕΙΟ ΠΑΙΔΕΙΑΣ ΚΑΙ ΠΟΛΙΤΙΣΜΟΥ ΔΙΕΥΘΥΝΣΗ ΜΕΣΗΣ ΕΚΠΑΙΔΕΥΣΗΣ ΚΡΑΤΙΚΑ ΙΝΣΤΙΤΟΥΤΑ ΕΠΙΜΟΡΦΩΣΗΣ

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Aldatıcı Yakup

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Aldatıcı Yakup

HALKBİLİMİNE GİRİŞ I DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Sayfa 148,149,150,151,152,153,154

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. Cennet, Tanrı nın Harika Evi

6. SINIF TÜRKÇE DERS BİLGİLERİ

CANLILAR DÜNYASINI GEZELİM TANIYALIM

TÜRKÇE. NOT: soruları yukarıdaki metne göre cevaplayınız. cümlesinin sonuna hangi noktalama işareti konmalıdır?

"Yaşayan Bahar", ilkbahar mevsiminin gelişini kutlamak üzere tüm Avrupa ülkelerinde gerçekleştirilen bir etkinlik.

Cennet, Tanrı nın Harika Evi

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetü l-arz Kur an da Dabbetü l-arz Kaynakça. Dabbetü l-arz

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

1. SINIF 2. Dönem Günlük Ödevler HAFTA-1

TÜRKÇE DERSİ GÖRSEL OKUMA TESTİ Kubilay ORAL

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. Yeşu Yetkiyi Alıyor

3. Yazma Becerileri Sempozyumu

3 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, özelliklerim, görünümümdeki değişiklikler nelerdir?

ÇAĞDAŞ TÜRK EDEBİYATI. Refik Durbaş. Şiir BEZ BEBEKLE KUKLASI. 2. basım. Resimleyen: Burcu Yılmaz

YAVRU TEMA EĞİTİM PROGRAMI

TÜRK EDEBİYATININ DÖNEMLERİ

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

Tevrat ta Dabbe İncil de Dabbe İslam Kültüründe Dabbe Hadislerde Dabbetül-Arz Kur an da Dabbetül-Arz Kaynakça. Dabbetül-Arz دابة االرض

DÜNYA İNSANLIK AİLESİNİN YÜZAKI YAZARLARINDAN!... Ekmel Ali OKUR; Hemşerimiz, Adanalı, Adam gibi adam! İnşaat Mühendisi,

FARELER VE İNSANLAR ADLI ROMAN ÜZERİNE DÜŞÜNCELER Fareler ve İnsanlar İnsan ilişkilerine ve alt tabaka insanların umut dolu

TEOG 2. MERKEZİ ORTAK SINAVLAR DİN KÜLTÜRÜ ve AHLAK BİLGİSİ DERSİ BENZER SORULARI

İSTİKLÂL MARŞI'MIZ. Her milletin bir milli marşı var fakat bizimkisi ayrı. Bizimkisi İstiklal Marşıdır, başka yazılamaz gayrı.

5 YAŞ AYIN TEMASI. Cinsiyetim, adım, fiziksel özelliklerim nelerdir? Vücudumuzun bölümleri ve iç organlarımız nelerdir? Ne işe yarar?

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

ÖLÇME, DEĞERLENDİRME VE SINAV HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

İsim İsim İsimlerin Tamamlanmış Hali

ABDULLAH ALİYE CAN ANAOKULU UĞUR BÖCEKLERİ SINIFI KASIM AYI BÜLTENİ

Rut: Bir Aşk Hikayesi

Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

Prof.Dr. Naciye Yildiz Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Völümü

eselia da Iolkos şehrinin kralı Pelias tahtını abisi Aison dan gasp etmiştir. Aison un bir erkek evladı dünyaya gelince, zalim Pelias çocuğun

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Ali YOLCU 1

dinkulturuahlakbilgisi.com KURBAN İBADETİ Memduh ÇELMELİ dinkulturuahlakbilgisi.com

Adım-Soyadım:... Aşağıdaki parçayı okuyalım. Ardından soruları yanıtlayalım.

Metin Edebi Metin nedir?

Selin A.: Yağmur yağdığında neden gökkuşağı çıkar? Gülsu Naz Ş.: Neden sonbaharda yapraklar çok dökülür? Emre T.: Yapraklar neden sararır?

SU, HALDEN HALE GİRER

ÖZGEÇMİŞ. 4. Öğrenim Durumu :Üniversite Derece Alan Üniversite Yıl Türk Lisans. Halk Atatürk Üniversitesi Türk Halk Hacettepe Üniversitesi 1971

Çocuklar için Kutsal Kitap sunar. İsa nın Doğuşu

Özel Gebze Eğitim Kurumları Öz-Ge Gündüz Bakımevi

Kara El. Hiç kimse bu loncaya nasıl üye olunacağını ve nasıl yeni üye seçtiklerini bilmez.

Çocuklar için Kutsal Kitap. sunar. İsa nın Doğuşu

Russell ın Belirli Betimlemeler Kuramı

2015, Tudem Eğitim Hizmetleri San. Tic. A. Ş. 1476/1 Sok. No:10/51 Alsancak-Konak/İZMİR

CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI

Transkript:

TÜRK DESTANLARINDA KÖTÜ HUYLU DEVLER Wicked Giants in Turkish Epics Prof. Dr. Naciye YILDIZ* ÖZ Dünya edebiyatında ve sinema sanatında fantastik tür diyebileceğimiz örnekler her zaman var olmakla birlikte, 2001 yılından itibaren Jhon Ronald Reuel Tolkien in eserinden beyaz perdeye aktarılan Yüzüklerin Efendisi/Yüzük Kardeşliği, İki Kule ve Kralın Dönüşü gibi filmler, fantastik edebiyat konularının çizgi filmlerle sınırlı kalmayıp canlı kahramanlar vasıtasıyla beyaz perdeye aktarılmasıyla kendisine has bir dünya yarattı. Bu çerçevede, birçok fantastik kahramanın yanı sıra, dev tipleri de ön plana çıktı ve dikkat çekti. Kiklop, Titan gibi eski Yunan destan kahramanı olan devler yanında, Elfler, Gorgoroth, Taşdevler, Dağdevler, Belgermer gibi tipler, anlatı türlerinin tozlu sayfalarından çıkıp beyazperdenin veya çizgi romanların renkli kahramanları hâline geldi ve bütün dünya tarafından yediden yetmişe tanındı. Kendi edebiyatımız açısından baktığımızda dünyanın hemen hemen bütün mitoloji ve destanlarında benzer tiplerin olduğunu bilmeyenler, Türk mitolojisinde ve anlatı türlerinde de benzer tipler var olmakla birlikte, sadece onları bilir oldular. Bu çalışmanın amacı, Türk destanlarında yer alan kötü huylu dev tipinin özelliklerini tespit ederek bu alandaki kültür zenginliğimizin destan türündeki durumunu gözler önüne sermek ve başka mitolojilerin kahramanlarından ve konularından eksiğimiz olmadığını ortaya koymaktır. Anah tar Kelimeler Türk destan geleneği, kötü huylu dev, Tepegöz, çok başlı dev, yeraltı. ABST RACT There have always been samples of fantastic genres in the world literature and cinema. However, since 2001, movies, like Lord of the Rings/ the Fellowship of the Ring, Two Towers and Return of the King, adapted from Jhon Ronald Reuel Tolkien s book has resulted in a specific world through adaptation of fantastic literature objects into movies by means of human heroes. Within this framework, apart from many fantastic heroes, giant types has stood out and attracted people s attention. Besides Greeks mythological heroes, like Cyclops, Titans, the characters like Gorgoroth, stone giants, mountain giants, Belgermer have come into prominence and have been brought out of mothballs and become favourite heroes of movies and comic books. They have been in the limelight. In terms of our literature, the ones not familiar with the similar types in almost all mythologies and epics have known of only these characters. The aim of this study is to determine the features of wicked giants in Turkish epics and to reveal cultural richness by highlighting the situation of epics; and to indicate that we do not have deficiency in this issue, comparing other mythological heroes and objects. Key Words Turkish epic tradition, wicked giant, Cyclopes, dicephalous giants, underground Giriş ve onların insanlarla olan maceraları, dünya edebiyatında yaygın olarak yer alan motiflerden birisidir. Masallarda, devlerin iki yüz civarında tiplemesi tespit edilmiş; ancak konu destanlar açısından bir bütün olarak ele alınmamıştır., genellikle Olağanüstü bir güce sahip cinlerin adı olup merhametsiz ve güvenilmezdirler (Öztürk, 2009: 291) tarzında tanımlansa da, Türk destanları açısından değerlendirildiğinde, kötü huylu devler ve iyi huylu devler 1 olmak üzere iki ana grupta toplandıkları görülür. Bu çalışma, konunun hacmi bakımından Türk destanlarındaki kötü huylu devler ile sınırlandırılmış ve kötü huylu devlerin tipolojik özellikleri ile fonksiyonları üzerinde durulmuştur. Anlaşılacağı üzere, kötü huylu devler genelde insanlara ve insanların kurtarıcısı durumda olan destan kahramanına kötülük etmeyi düşünen, kötülük eden, hatta onları yiyen tiplerdir. * Gazi Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölüm Başkanı, nyildiz@gazi.edu.tr http://www.millifolklor.com 41

Oğuz Sahasında Kötü Huylu Oğuz sahasında, Türk destan geleneği içinde olumsuz dev tipi dendiğinde, akla ilk olarak Dede Korkut boylarından Basat ın Tepegöz ü Öldürdüğü Boy da yer alan Tepegöz gelir. Bu tipin ağız ve lehçelerde Kellegöz/Yekegöz/Yekçeşme/ Calgızköz olarak adlandırılan benzerleri de bulunmaktadır. Dede Korkut ta babasının çoban, anasının peri kızı olduğu ve Oğuz dan her gün iki insan yediği şeklinde tanımlanan Tepegöz den bahseden en eski kaynaklardan biri, Ebû Bekir bin Abdullah bin Aybek-ed-Devâdârî nin yazdığı Dürerü t Tîcân ve Tevârih-i Gurerü z-zaman adlı eseridir. Bu eserde, Aybek-ed-Devâdârî, Oğuz-nâme denilen ve Oğuzlar arasında elden ele dolaşan bir kitapta, tepesinde tek gözü olan, kendisine kılıç-kargı işlemeyen, anası deniz perisi, babası da bir dev olan çirkin görünüşlü bir adamın Türk ellerini perişan ettiğinden söz eder. Tepegöz, zaman içinde tarihî, edebî ve sözlü kaynaklarda yer almış; Tepegöz ile benzerleri ve kaynakları konusunda birçok çalışma da yapılmıştır 2. Dede Korkut ta Tepegöz, Oğuz içinde kaos yaratan bir tiptir. Dünyaya gelişi normal bir evlilik sonucunu olmadığından, kutlu aile yapısını koruma ülküsü doğrultusunda yaratılmış bir tip olduğu düşünülebilir; zira bu tip toplum tarafından kabul edilen evlilikler dışında dünyaya gelenler, bu durumu yaratanların ve çevrelerindekilerin başına bela olacak bir felaketle karşılaşırlar mesajını açık bir şekilde yansıtır. Dede Korkut boyları dışında Sibir, Kıpçak ve Kafkas bölgesi Türk boylarının destanlarında da tek gözlü dev motifi yer alır. Hatta, XIII. asrın ortalarından itibaren Türkistan coğrafyasında doğan ve Türk destancılık geleneğinde Cengiznâme 3 olarak bilinen eserde, Cengiz in atalarından Tumaul Mergen in yanında uzakları gözetleyebilen Şaba Sokur denilen bir Türkmen in alnında tek gözü olduğu zikredilir (Şişman 2009: 86). Buradaki örnek, kötü huylu dev örneği olmamakla birlikte, batıdaki tek örneğe karşılık Türk destanlarında tek gözlü devlerin veya insanların, olumsuz tiplerinin yanında olumlu örneğinin bulunduğunu göstermesi, dolayısıyla yaygınlığa da dikkat çekmesi açısından önemlidir. Bir gaza destanı olan Saltuknâme, bilindiği gibi eski destan geleneğinin birçok mitolojik özelliğini ve kahramanlarını da barındırır. Bu destanda, tek gözlü yaratık, İslamî inançlar doğrultusunda destana yerleştirilmiştir ve şeytan dır. Özelliği zayıf bir yaratık olması ve tek gözü ile tek kulağıdır. (Akalın 1987:121-122). Türk destan geleneği içinde olumsuz tek gözlüler destanî gelenekle öylesine bütünleşmiştir ki, İslamî destanların içinde de kendilerine kolaylıkla yer bulurlar. Bunlar, insandan daha aşağı bir düzey ve azalmış bilinçlilik (Wilkinson 2010:107) olarak değerlendirilebileceği gibi, insana hem benzeyen hem de benzemeyen yönleri ile bir kaosu temsil eder ve olumlu kahramanın onu yenmesi de kaos yerine düzenin geçişi olarak okunabilir. Düzen, insanoğlunun her zaman özlediği bir durumdur ve dev ile kahramanın mücadelesi ve tabii ki kahramanın mücadeleyi kazanması, kaosun yerine düzenin geçişini çarpıcı bir şekilde işlemeye uygun olduğundan, bu özelliği ile edebiyatın her türünde insanoğlunun başvurduğu bir sembol olmuştur. Saltuknâme de Kâf da Sîmürg kuşunun (bazı Türk destanlarında alp kara kuş) düşmanı olan bir ejderhadan söz edilir. Bu ejderha da bir dev karısıdır ve sihirle bir kolunu ateş gibi yakarak yukarı kaldırır ve göğü tutar (Akalın 1987:110). Saltuknâme de kötü huylu devin fark- 42 http://www.millifolklor.com

lı bir örneğini daha görmekteyiz; Şerîf (Sarı Saltuk) in derya yaratığından olan oğlu Muhammed i, ağabeyi Câmûs-ser adlı devi öldürdüğü için kaçıran Keyvan Dev. Bu dev çocuğu bir yıl Kaf Dağı nda büyütmüştür; mekanı yerin altında, kötülerin gerçek ve ebedi mekanındadır. Şerif oğlunu aramaya gidince, Kâf dağında aslan şeklinde karşısına çıkar. Kendini kızını Câmûs-ser in kaçırdığı bir Müslüman dev olarak tanıtır ve Şerîf i aldatmaya çalışır. Kuş şeklindeki nurdan bir şahsın uyarması ile bir nara atan Şerîf, devi bağlar, etkisiz hâle getirir. Türk ve doğu edebiyatında bu olumsuz devlerin bir özelliği de, yüksek sese dayanamayıp bayılmalarıdır. Şerîf devi öldüreceği sırada dev imân getirir ve onun Zîbak denizinden geçmesine yardım eder, Kıl Barakların düşmanlığına engel olur, Nîmtenler ile savaşırken yardım eder, yolda karşılarına çıkan hayvan ve canavar sürüsüne Şerîf in kimliğini bildirip kendisine itaat ve ikramda bulunmalarını sağlar, oğlunun geri götürülmesine yardım eder, hanımının babası Emir Osman ın Şerîf için yazdığı mektubu Şerîf e ulaştırır (Akalın 1987: 101-115). Bu özeti değerlendirdiğimizde, olumsuz olan devin, Şerîf e Allah tarafından bağışlanan kutu tanıyıp Müslüman olması ve olumlu karaktere geçmesi, mitolojik destan kahramanlarının erginlenmesi epizotu ile örtüşmekte; bu epizot İslamî kisveye büründürülmektedir. Destanı Şerîf, yani Sarı Saltuk tarafından okuduğumuzda, kendisi en azgın devlerin bile biat ettiği bir kahraman durumuna yükselir. Bu motif, dev açısından okuduğunda, olumsuz devlerin bir nedenle olumlu karaktere geçişine örtek oluşturur. Saltuknâme, kahramanın devlerle mücadele ile erginlenmesi açısından oldukça zengin bir kadroya sahiptir. Destanda, yukarıdaki gibi detaylı olarak verilmese de olumsuz karakterde olup üç bini öldürülüp gerisi kaçan yetmiş bin dev (Akalın 1987: 119), Sarsar Dev (Akalın 1990: 220) gibi, başka olumsuz devler de yer almaktadır. Bunlardan biri olan Cangal Dev yarı insan yarı hayvan şeklinde heybetli çirkin şahıs, dokuz başlı, arslan pençeli, adam gövdeli, ifrit, ayakları öküz misali, değirmen taşını kolayca başının üstüne kaldırabilen bir yaratıktır (Yüce 1987: 214) ve bir çizgi romanın veya filmin kahramanı olabilmek için yeterince detaya sahiptir. Karaçay-Malkar Sahasında Kötü Huylu Karaçay-Malkar Türklerinin Nart destanlarında yer alan emegenler de tek gözlü olumsuz dev tiplemesi örneğidir 4. Alavgan ve Karaşavay Destanında Demirci Debet dokuz oğlunu evlendirmek için kız ararken bir büyücüden emegenler ülkesinde bir emegen kadının on sekiz kızı olduğunu öğrenir. Bir mağarada yaşayan bu emegen kadının alnının ortasında tek gözü vardır; kızları da kendisi gibi tek gözlü devlerdir. Destanda kızların babalarının ismi bile geçmez, anneleri Eğer beğenirseniz on sekiz kızım var, her biri birer hüner sahibi. Oğullarınla yarışsınlar, oğulların yenerlerse evlenirler, yenilirlerse kızlarıma birer tatlı lokma olurlar (Tavkul, 2004: 44) der. Batı edebiyatında tek gözlü dev tipinin erkek örneğine karşılık, Karaçay-Malkar destanlarında dişi örneğinin de bulunması, destan geleneğimiz açısından bir zenginliktir. Emegen kızlarındaki fizikî tuhaflık alışılmış evlilik geleneğine de yansır; en büyük kız Debet in en küçük oğlunu alır, dolayısıyla Debet in en büyük oğlu evlenemeden kalır. Ama, Türk destan geleneğinde tek gözlü tipler öylesine yaygındır ki, o da birini bulur. Alavgan isimli bu kahraman, daha sonra yeri yamamakta olan bir emegen kadının omuz- http://www.millifolklor.com 43

larından geriye attığı memelerini emince, tıpkı masallardaki gibi aslında kötü karakterli olan emegen kadının süt çocuğu konumuna geldiğinden, emegen kadın tarafından öldürülmez ve onun kızı ile evlenir; bu kız da normal bir insan değil, tek gözlü çirkin bir devdir ve bu sıradışılığını her ay iki çocuk doğurduktan sonra bunları doğar doğmaz ağzına atıp yemekle ortaya koyar. Bunlardan birini Satanay Biyçe hile ile saklayıp büyütür; anne emegen ile çocuk yıllar sonra karşılaştıklarında emegen anne çocuğunu tanıyıp onu yemek ister ama en az onun kadar güçlü oğlu tarafından öldürülür. Bu çocuğun adı Karaşavay dır ve babasının bir insanoğlu olması sebebiyle artık emegenlikten insanlığa geçmiştir ve normal olarak çift gözlüdür. Buradaki kahramanın Tepegöz den farklı olarak kaosa sebep olmaması, ataerkil anlayışı yaratması veya bu kahramanın annesinin peri kızı değil de daha dünyevî bir yaratık olarak tasarlanan bir dev olması şeklinde algılanabilir. Mit, Tepegöz ü Basat ın kahramanlığının tasarımında Tepegöz ü öldürmek için ikinci bir şansının olmadığını vurgulamak üzere tek gözlü yaratmıştır görüşü (Abdullayev ty: 129) emegenler için de geçerlidir; zira Nart destanlarında Örüzmek, emegeni Basat ınki gibi bir maceranın sonunda, tek gözüne kızgın şişi sapladıktan sonra yok eder (Wladişevşkaya vd. 1994:96). İnsan görünümünde olan bu dev kızların tek gözlerinin olması, alışılmışın dışına çıkmalarına sebep olur ve uzakta kalan anaerkil dönemin ataerkil bir toplumun bakış açısıyla olumsuzlanması şeklinde okunabilir. Nart destanlarında üç ayrı türde emegen olduğu zikredilmektedir. Bunların belli başlı özelliklerini, çizgi film, çizgi roman ve fantastik film gibi yaratmalara esin kaynağı olabilmesi için detayları ile Ufuk Tavkul dan şu şekilde aktarabiliriz: Birinci grup emegenler, beş-altı kuyruklu, yılan gibi uzun ve kalın gövdeli, üst tarafları insana benzeyen, derileri parlak ve kaygan yaratıklardır. İki, üç, dört, beş başlı olanları vardır. Bazılarının başları katır gibi; gözleri, ağızları ve dilleri yılan gibidir. İkinci tür emegenler dev yapılı, pis bir koku yayan, gözleri ve ağızları kurbağaya benzer, iki ayakları üstünde insan gibi yürüyen, kızıl tüylü, derileri pürüzlü ve yarıklar içinde, ormanlarda, bataklıklarda ve mağaralarda yaşayan yaratıklarıdır. Emegenlerin üçüncü türlüsü ise, altı-yedi parmaklı, tırnakları porsuk tırnağı gibi sivri ve keskin, ayı pençesine benzer ayakları olan, iki ayakları üzerinde yürüyen, iri başlı, burunsuz, tek gözlü yaratıklardır. Alınlarının ortasındaki tek gözleri gece çoban yıldızı gibi parlar, gündüzleri ise kıpkırmızı ve çapaklar içindedir. Ağızları kulaklarına kadar geniştir, kazma gibi üst dişleri alt dudaklarından, alt dişleri üst dudaklarından çıkar. Emegenler akılsız yaratıklar olmalarına rağmen Nartlardan on kere daha güçlüdürler. Ancak soğuğa dayanıksız oldukları için kış geldiğinde yer altında ve mağaralarda yaşarlar. (Tavkul 2004: 72). Nart destanından verdiğimiz örnek, üçüncü tip emegendir. Destanda emegenler kendilerini şöyle tanıtır; Biz sizin gibi giyinmeyi bilmeyiz, mağarada yaşarız. Hastalanan olursa insan kanı içirip insan eti yediririz, aşağı yukarı üç yüz yıl yaşarız (Wladişevşkaya vd., 1994:96). Bu özellik, emegenlerin insan soyu için düşman niteliğinde olduğunu göstermektedir. Bu durumda emegenlerin destanda varlık sebebi iki temele dayandırılabilir. Bunlardan birincisi, Nart kahramanlarının güçlerini ve akıllarını kullanmak sure- 44 http://www.millifolklor.com

tiyle kendilerinden çok daha güçlü emegenleri yenmek ki bir emegen herhangibir kahramanı atıyla birlikte avucunun içine alabilir, yakaladığı kahramanı kaçmaması için kıvılcımlar saçılan gözünün içine saklayabilir-, kendilerinden ateşi almak suretiyle kahramanlıklarının tespiti; ikincisi de olağanüstü güçlerinin Nart kahramanları ile evlenmek suretiyle Nartların yeni nesillerine geçmesi. Azerî araştırmacı Celal Beydili nin dev tespitinde (2005:168) olduğu gibi, bu destanda da devlerin ateşe sahip olduklarını görmekteyiz. Ateşi insanlara kazandırarak kahramanlık gösterme, Prometheus örneğinde de gördüğümüz gibi evrensel bir motiftir. Destanda Nartların emegenleri yok etmeleri akıllarını kullanmaları yoluyla gerçekleşir; kendilerinden yıldıkları emegenleri, Nartlar kıtlık yıllarında zehirli bir otu kaynatarak kendilerine çorba pişiriyormuş gibi yaparak kandırırlar ve bu çorbayı içmelerini sağlayıp ortadan kaldırırlar. Gelenek, burada akıl, fizik olarak kat kat güçlü olanı dahi yenmeye yeter mesajını verir. Ancak, tek başına akıl da yeterli değildir; ölen emegenlerin cesetleri hastalık saçtığından Nart ülkesi de yaşanamaz hâle gelir Burada akıl ile gücün birbirine koşulması gerekir; ancak Nartların aklı emegenleri öldürmeyi başarsa da gücü onları gömmeyi sağlayamaz. Destan mantığında aklı ve gücü bir araya getiremeyen veya bir arada kullanamayan yok yada darmadağın olmaya mahkûmdur. Kırgız Sahasında Kötü Huylu Kırgız destanlarından Boston da kötü huylu devlerin yer aldığı bir destandır 5. Boston, kendisini aldatan hain kız kardeşinin istediği ab-ı hayatı bulmak için yola çıktığında yer yarığını diken yedi başlı kempir/celmoguza 6 rastlayıp altı başını keser; celmogus kalan tek başıyla yeraltı dünyasına kaçınca onun ardından yeraltı dünyasına giden kahraman, atından, bu celmoguzun yerin üstünde ab-ı hayatı bekleyen iki, yeraltında da beş dev oğlu olduğunu öğrenir. Bunlardan biri olan Ak Dev, sadece insanlara değil, kendi dev eşine de merhametsiz bir yaratıktır; kendisi evde yokken yemekleri tüketmesin diye karısının alt-üst dudağını denilen sert dallı bir ağaç dalı ile şişleyip kapatmıştır. Ak Dev geldiğinde gök gürler, yer sarsılır. Boston önce mızrakla, sonra da güreşte Ak Dev i yenip başını keser, onun elinde esir olan halkı kurtarır. (Akmataliyev- Kadırmambetova 2009: 284). Bundan sonra aynı şekilde Gök Dev, Kızıl Dev ve Kara i de yendikten sonra celmoguzun en güçlü oğlu dev Çoyun Alp ı yenmeye sıra gelir. Çoyun Alp göbeği demir köstekli, ok geçmeyen, tuttuğunu ikiye bölen, bütün vücudu demirden, arslanların kuyruğunu birbirine bağlayıp süren, filleri baldırından sıkıca tutup yere vuran, bindiği atı kahramanın atından altı kat büyük bir devdir. Boston, Çoyun Alp a saldırsa da Çoyun Alp farkına bile varmaz, en sonunda bu kıpırdayan nedir diye yakalayıp havaya kaldırır ve adamlarına bunlara odun taşıtmasını söyler. Uzun süre bu işi yapan Boston, Çoyun Alp ın üvey kızından Çoyun Alp ın canının demir evin içindeki demir sandığın içinde saklı duran yedi kuşta 7 olduğunu öğrenir ve ancak bu kuşların tamamını öldürdükten sonra Çoyun Alp ölür. Burada Çoyun Alp, kahramanın, Boston gibi güçlü biri de olsa başarıya ulaşmasının çok kolay olmadığını, sadece düşmanı yenmenin işe yaramadığını ve onun arka planındaki engelleri de ortadan kaldırmanın şart olduğunu, canın başka bir yerde saklı olması motifi ile ortaya koymak için geleneğin planladığı http://www.millifolklor.com 45

bir olumsuz dev tipidir. Diğer yandan bu ruhun başka bir canlıda olması, devin kendisini her türlü tehlikeye karşı korumayı hedeflediğini gösterir. Çoyun Alp geldiği zaman tabiatta meydana gelen kaosu, doğa mitolojistlerinin 8 bakış açısıyla, insanoğlunun sebebini bilmediği gökgürlemesi, yıldırım düşmesi, şimşek çakması, zelzele gibi felaketlerin ve üstesinden gelemediği zorlu yırtıcı hayvanların aksi; hatta karşısında aciz kalınan düşman kuvvetlerinin destana yansıması olarak değerlendirmek mümkündür. Boston destanın başka kötü huylu devleri de vardır; bunlar, celmoguzun hayat suyunu bekleyen iki dev oğludur. Bunların atları da kendileri gibi iridir ve destan kahramanı Boston un atını uyuz at yerine koyarlar. Burada da kahraman ve atı akıllarını kullanarak önce devlerin atlarını teke indirir, iki dev bir ata mecbur kalınca, sonları ölüm olur. Destanın baş kahramanı, mitolojik motiflerin zengin bir şekilde kullanıldığı Boston da, devlerle mücadele ederek erginlenme dönemini tamamlar. Tarihî destanlarda düşman askerleriyle; bizde halk hikâyesi, Türk Dünyasında ise lirik destan/aşk destanı/muhabbet destanı/liro-epik destan gibi adlandırmalarla yer alan türlerde ise rakip veya engellerle mücadele ile bu motifin gelenekteki amacı aynıdır; kahramanın kahraman olduğunun bilinmesi, yani kahramanın erginlenmesi. Destanda yer alan yedi başlı kempir/celmoguz da aslında birçok Türk boyunun mitolojisinde anaerkil dönemin izini taşıyan ve birçoğunda tek gözlü veya kör olarak tasvir edilen bir devdir (İnayet 2007: 50). Kötü olduğundan kötülük ruhu Erlik gibi yeraltında yaşar, ara sıra yeryüzüne çıkar. Mağaralar ve yer yarıkları da onun ve diğer yeraltında yaşayan kötü huylu devlerin yeraltına iniş kapılarıdır. Kırk yıl uyuyup uyandığında yeri göğü inletmesi, yine insanoğlunun sebebini bilemediği dönemlerde, belli zaman aralıkları ile yaşadığı deprem gibi felaketleri izah etme ihtiyacını yansıttığı düşünülebilir. Kırgızların Er Töştük destanında yer alan celmoguz, tıpkı Tepegöz gibi, İleman Bay ın akarsuda görüp de yukarıdaki halk hayvanlarını kesmiş, ciğerini de suya atmış diye düşündüğü ve sudan çıkarıp sırıkla vurduğu ciğerin içinden çıkar, şekil değiştirebilir; (Radloff 1885: 549). Destanda yer alan devler Ay Kulak, Kün Kulak, Çoyun Kulak adlarını taşır. (Radloff 1885: 559, 560). Er Töştük erginlenme yolculuğunda bunları ve tepesine dört yüz, iki kulağına iki yüz, iki omzuna iki bin kişi binen Kafir Kaşan Kara Alp (Radloff 1885: 565-566) isimli devi de öldürmek zorundadır. Kafir Kaşan Kara Alp, dev tasvirinde, adeta bir orduyu gövdesinde taşıyan bir tipleme olarak, destan geleneğimize zenginlik katmaktadır. Başkurt Sahasında Kötü Huylu Su yolunu bekleyen dev motifi, Ural Batır Destanında da vardır. Ural Batır devleri yenerek insanları onların elinden kurtarır ve devlerin gövdesinden dağlar oluşturur, hayat suyuna ulaşır ama onu yere serperek yerin canlanmasını sağlar. Şülgen in rastladığı devler ayağı yerde, başı gökte olarak tanımlanır (Ergun ve İbrahimov 1996: 148-150). Bunlar, masallardaki bazı devler gibi (Günay 1983: 32) zengindirler, sarayda yaşarlar; kendileri şekil değiştirebilirler, başkalarının da şeklini değiştirebilirler. Ural Batır destanının bir varyantında (Ergun ve İbrahimov 2000: 73-81) da kahraman hayat suyunu elde etmede karşısına çıkan dokuz başlı devi yenmek zorundadır. Bu devin çocukları masallardaki devler gibi kıt akıllıdır. 46 http://www.millifolklor.com

Çok sevdikleri taş oyunu sayesinde, Ural Batır iri bir taşı iple ağaca bağlayıp kendi kendilerine başlarını ezmelerini sağlayarak dev çocuklarını öldürür; gücün yetmediği yerde yine akıl devreye girer. Dokuz başlı devin kendisi ise nefesi ile Ural Batır ı kendisine çekebilecek güçtedir ama Ural Batır onu güreş sonunda yere batırıp öldürür. Ama bir başka engel de on iki başlı devdir, Ural Batır onu da yener; hiçbir kötü ve kötülük sonsuza kadar var olamaz. Kazak Sahasında Kötü Huylu Kazak destanlarından biri olan Dotan Batır da celmavız, alnında tabak gibi tek gözü olan, kılık değiştirebilen dev bir yaratıktır (Aça 2002: 197-198). Varlıklı Kubakanbay ın kırk oğlu ve kızı, evlenmek üzere başka yurtları aramaya gittiklerinde, kendileri uykuda iken karşılarına çıkan ilk engel bu devdir. Onları avurduna dolduran dev, tam, kırk oğuldan biri ve destanın kahramanı olan on bir yaşındaki Dutan Batır ı yutacağı sırada, Dutan tayı tarafından uyandırılır kocakarı donundaki dev, kendisine hizmet etmesi karşılığında kardeşlerini serbest bırakacağını söyler. Dutan, çaresiz bunu kabul edip yedi yıllık mesafedeki Şıntemir Han ın kızı Künikey i getirmek üzere yalnız başına yola çıkar. Dotan Batır, yolda dost olduğu beş kişi ile birlikte Şıntemir Han ın ülkesine varır; han, kendilerini Kalmuk şahı Caziyra dan kurtarırsa kızını vereceğini söyler. Dotan, Caziyra yı öldürse de han başka şartlar öne sürer. Bütün şartları yerine getiren Dotan Batır, Künikey ile evlenir. Dönüşte celmavıza kızı vememek için bir hile tasarlar ve celmavız, Dotan ın yanındaki avcı tarafından alnındaki tek gözünden vurularak öldürülür. Dotan, celmavızın yedi saray dolusu hazinesini de alır. Bu destanda da, bütün kötü huylu devler gibi, tek gözlü celmavız, kahramanın karşısında bir engeldir ve kötü olmaya devam ettiği için cezasını ölümle bulur. Altay Sahasında Kötü Huylu İç içe geçmiş birçok karmaşık olayın yer aldığı Altay Destanlarından Oçı- Bala da olumsuz dev olarak yedi başlı ihtiyar Celbegen ve yer altından çıkan Cer Tekpenek ten söz edilir. Bunlar bahadır kızın görünüşü karşısında duramazlar; Celbegen türkü söyleyerek sallanır, yer altından gelenler de tekrar mırıldanıp uykuya dalarlar (Dilek 2007a: 83-87). Gelenek, burada bahadır kızı öylesine yiğit olarak kutsamıştır ki, karşısına kimse çıkamaz, dev bile... Kan-Kapçıkay destanında da Celbegen, destanda kahramanın at koşturma, ok atma, dağı başka bir yere taşıma gibi yarışmalarda kimleri geçerek yarışı kazandığını belirterek üstünlüğünü ifade etmek üzere yer alır (Dilek 2007a: 282, 288, 295) veya türkü söyleyen bir kişi (Dilek 2007a: 263) ya da bir ihtiyar olarak geçer (Dilek 2007a: 259). Yedi başlı Celbegen, türküyü üç başıyla söyler; bir başıyla kopuz, bir başıyla kaval çalar; bir başıyla konuşur, bir başıyla da şikâyet eder (Dilek 2007a: 263); yani çok başlı devlerin her başının ayrı bir fonksiyonu olabilir. Bu destanda, Cer kulaktu Cebelek emeen (Dilek 2007a: 229) mısraında geçen emeen kelimesi ve bu sıfatı taşıyan kişinin yeri dinleyen bir kadın olması, Nart destanlarında geçen emegen ile bu gelenekte yer alan emeen in paralelliklerini gözler önüne sermektedir. Bu kelimenin hem Karaçay-Malkar hem de Altay lehçesinde varlığı, kelimenin ifade ettiği tipin gelenekteki ortaklığına dikkat çekecek mahiyettedir. Destanın devamında yeraltının Cebelek i, kahramanların yoluna engel olan bir yaratık olarak tanımlanmakta ve bakır burunlu tanrı olarak http://www.millifolklor.com 47

adlandırılmaktadır (Dilek 2007a: 271-273). Emeen/emegen kötü yaratıktır ve yeraltında yaşaması da onun kötülüğüne delalet eder. Buradaki kayrakan/tanrı ifadesi de Şamanist inançlar doğrultusunda, onun yeraltı dünyasının tanrısı olduğunu göstermektedir; şu halde bu olumsuz kahraman yeraltında yaşayan kötülük tanrısının yani Erlik in bir versiyonudur. Altay destanlarından Kögüdey-Kökşin le Boodoy Koo da ağabeyini dinlemeyen Boodoy-koo, ateş istemek için gözüne küçücük görünen saraya girer, aslında doksan cepheli olan bu saray, yetmiş yedi başlı celbegen ile altmış dev başlı karısının sarayıdır (Dilek 2007a: 430). Bu destanda, mitolojide yer alan ve insanı bir medeniyetin başlangıcı olan ateşe kavuşturmayı temsil eden motif, sönmüş olan bir ateşin yerine ateş isteme şekline dönüştürülerek mitolojik kut edinme kisvesinden çıkarılıp dünyevî hâle getirilmiştir. Özbek Sahasında Kötü Huylu Özbek Türklerinde Köroğlu kollarından doğmuş destanlardan biri olan Melike Ayyar (Yoldaşoğlu 2007) destanında Makatil, Yaprak Dev, Kızıl Dev, Baymak Dev gibi isimler taşıyan devler vardır. Avaz, peri kızı Melike Ayyar ı bulmaya gittiğinde Derbent te, karşısında karınca gibi kaldığı Makatil Dev ile karşılaşır. Makatil Dev in değnekleri bile, üç, altı ve dokuz batman gelir. Avaz, kendisini küçümseyen ve hakaret eden bu devi öldürerek kendini ispat etme yolundaki ilk sınavını verir (Yoldaşoğlu 2007: 47-57). Avaz bir mağarada şarap içip sarhoş olmuş kırk dev ile de karşılaşır. Mağaranın kapısından çıkan duman bu devlerin nefesidir. Bunların en büyüğü de Yaprak Dev dir. Bu devlerin insan eti yediği şarabın üstüne kebap da geldi diye Avaz ile alay etmelerinden anlaşılır; ancak devler Köroğlu nun adını işitip Avaz ın onun oğlu olduğunu öğrenince hürmet edip Avaz ve yanındakileri ağırlarlar. Avaz ın yanındaki iki avcının devleri görünce korkudan benizleri sararır. Avaz ise yanındaki avcıların dev eti yediklerini söyleyip devleri korkutur. Avaz ve avcılar yolda kaçan, uçan, aksak devler olduğunu, bu devlerin de tüm cihanı uçarak dolaşabildiğini öğrenirler. Ayrıntılı olay anlatımına rağmen, bu örnekte devlerin fizikî özellikleri ile ilgili ayrıntıya girilmemektedir. Avaz ın bir insan olan avcının dev eti yediğini söyleyip devleri oyalamasından, masal devleri gibi bu devlerin de fazla akıllı olmadıklarını söylemek mümkündür. Avaz babasını memnun etmek üzere Melike Ayyar ı bulmak için çıktığı yolculukta, bu devleri aklı ve kurnazlığı ile yener. Aynı destanda Avaz, Melike Ayyar ı bulmak için Kızıl Dev in de yanına gitmek zorundadır. Kızıl Dev, üç dev ile birlikte yaşamaktadır ve Kaf dağına avlanmaya giderler. Geri dönecekleri zaman kar, yağmur yağmaya başlar. Kızıl Dev geldiğinde hizmetinde bulunduğu Gülkız Peri ye buraya gelen insanoğlunu kendisine vermesini, başını kesip öldüreceğini söyler. Gülkız, bu insanoğlunun annesinin kendi halası oğlu olduğunu ve kendilerini öldürmek üzere buraya geldiğini söyleyerek devleri korkutur., Avaz ın ismini duyunca sevinirler ve onu görmek isterler. Gülkız Peri, sandıktan Avaz ı çıkarırken, siz korkup kaçmayın diye Avaz ı sakladım diye de onları kandırır. Bunu da birbirine güç bakımından asla denk olmayan iki gücü mizah unsuru olarak kullanma tarzında değerlendirmek mümkündür. Melike Ayyar a ulaşmanın yolunu Baymak Dev isimli dayıdan öğrenmek gerekmektedir. Baymak Dev ise diğer devlerin bile hey- 48 http://www.millifolklor.com

betinden ürktüğü bir devdir. Kızıl Dev, Avaz ve iki avcıyı tılsımla elma şekline sokar, koynuna koyar; atlarını da kuş yapıp cebine koyar ve gökyüzünde yedi gün yedi gece uçar; uçtuğu mesafenin insanoğlunun atlarının yürüyüşü ile on dört yıllık yol olduğunu söyler. Kızıl Dev, Baymak Dev in dev muhafızlarının korkusundan daha ileri gidemez. Baymak Dev, Köklem Dağı nda yaşamaktadır, Melike Peri nin hizmetkârıdır. Yanında yetmiş bin dev vardır, gökyüzünde uçabilir. Yaşadığı yer, yediği insanoğlunun kemikleri ile doludur. Üç devi etkisiz hâle getiren Avaz artık erginlenmiştir; Akdevşah ve Baymak Dev, Şâkalender kılığındaki Köroğlu nun nasibi ve rakibidir; ancak Baymak Dev ve yanındaki devler onu görünce heybetinden ürküp çekilirler, Şâkalender/Köroğlu yoluna çıkan Akdevşah ın bütün devlerinin başını keser ve Baymak Dev in peşinden gider. Baymak Dev de uçan bir devdir. Elinde, hizmetkâr olarak kullandığı bir şehzade vardır. Şâkelender bu şehzadeden devlerin bütün hâllerini öğrenir. Baymak Dev in kötülük ve tılsım yapmak için kullandığı, uçabilen birçok cadısı da vardır. Şâkalender aklını ve tılsımını kullanarak Baymak Dev in bütün engellerini aşar. Baymak Dev, Avaz ve Şâkalender i engelleyemeyince sağ kaldığına şükrederek mücadeleyi bırakır. Bu destandaki devlerin diğerlerinden farklı olarak genel bir özelliği korkak olmalarıdır. Türkmen Sahasında Kötü Huylu Türkmen bahşıları tarafından anlatılan Huyrlukga-Hemra 9 destanı, Anadolu sahasında halk hikâyesi olarak adlandırılan formatta bir eserdir. Bu tür destan/halk hikâyelerinin mitolojik motifli destanlardan çok daha sonra yaratıldığını söyleyebiliriz; ancak dev tiplemesi, insanlar arasında öylesine ilgi uyandırmış olmalı ki, bu tür eserlerde de bu tip yer almaktadır; bu destanda devler, peri kızlarının hizmetindir ve peri kızlarının karakterlerine göre olumlu ya da olumsuz bir yapı sergilemektedirler. Huyrlukga nın töre-şeriat tanımayan ablasının devi Kaknus 10 adını taşır ve bu destandaki bütün devler gibi kuş donuna girebilir, hatta girmeden de gökyüzünde uçabilir. Destanın diğer varyantlarında da devler aynı özelliğe sahiptir (Yıldız 2001: 455, 531). Sonuç: Yüzlerce destandan oluşan Türk destancılık geleneğinin destan metinlerine ulaştıkça bir tek tip veya motif açısından bile destanların tamamını değerlendirmenin bir makale sınırlarını aştığı görülmektedir. Dolayısıyla, bu çalışmada bütün destanları değerlendirmek mümkün olmamıştır; ancak, ulaştığımız örnekler, Türk destancılık geleneğinde kötü dev tiplemesinin özelliklerini belirlemeye yetecek düzeydedir. Bu tespitleri kısaca şu şekilde özetlemek mümkündür: Türk destanlarında, kötü huylu devlerin iki ana gruba ayrıldığı görülmektedir. Bunların birinci grubu kötü huylu olan ve kötü huylu olamaya devam eden devlerdir ki, kahraman tarafından genellikle ölümle cezalandırılırlar. İkinci grup devler kötü huylu iken kahramanın bir davranışı veya özelliği sebebiyle iyi huylu dev hâline gelenler veya kahramana zarar vermekten vazgeçenlerdir; bunlar, varlıklarını sürdürmeye devam ederler. Masallarda olduğu gibi destanlardaki devler de genellikle fazla akıllı değildir; ayrıca bazı destan devleri korkaktır ve onların kendilerinden fiziken çok güçsüz bir kahramandan korkmaları, mizah unsuru da yaratır. Çok başlı olan devlerin her başının ayrı bir fonksiyonu olabilir. in çeşitli tılsım yapma özellikleri http://www.millifolklor.com 49

olduğu gibi şekil değiştirebilirler. Genellikle uçabilirler. Türk destanlarında erkek devler kadar dişi devler de işlenmiştir. Olumlu kahramanın kendilerini yenmeleri akıl ve gücü birlikte kullanması ile mümkün olabilir. Ülkemizde gençler ve çocuklar, batı kaynaklı çizgi ve fantastik film seyircisi durumundadır. Oysa, kendi kültürümüze bakıldığında, her bir tipin zengin ve detaylı örnekleri olduğu görülmektedir. Sorun, bu bilgilerin ortaya konulmasında değil, bu bilgilerden faydalanacak sanatçı ve yapımcıların olmamasındadır. Şimdiye kadar yapılmış olan birkaç amatörce çalışma, batı kaynaklı çizgi ve fantastik film kalitesinde olmadığından, çocukların da, gençlerin de ilgisini çekmemiş, devam edilmediği için de kalıcı olamamıştır. Araştırmacıların ve bilim insanlarının görevi bu bilgileri ortaya koymak; yazar, sanatçı ve yapımcıların görevi ise, bu bilgileri güncelleştirerek oyun, çizgi film ve film olarak seyirciye sunmaktır. Küçük yaşlardan itibaren televizyon seyircisi ve internet üzerinden oynanan çeşitli oyunların adeta bağımlısı hâline gelen çocuklarımızın, hiç değilse batı kültürünün etkisi altında kalmasını engellemek, elbette ki mümkündür. Bunun için; - Çocukların daha küçük yaşlardan itibaren fiziksel ve ruhi gelişimlerine katkıda bulunduğu bilinen boyama kitapları, Türk mitolojisinde, destanlarında ve masallarında yer alan kahramanların ilgi çekici resimleri ile donatılıp bunların isimleri de verilerek çocukların dikkati çekilebilir. - Oyuncak sektörü, bu tiplerle ilgili oyuncaklar mesela yabancı bebek tipleri yerine Nardaniye bebekler gibitasarlayabilir. - Çocukların boyama kitaplarında görmüş olduğu kahramanların yer aldığı masallar, destanlar, okuma çağına gelmiş olan çocuklar için, her yaşın seviyesine uygun bir dille ve gerçekten özenilerek çizilmiş resimlerle donatılarak kitaplar hâlinde sunulabilir. - Çizgi film sektörünün bu alana eğilmesi desteklenerek, bütün destan ve masallar çizgi film ve oyun formatına dönüştürülebilir. Uzun yıllar önce birkaç Dede Korkut boyunun çizgi film formatına getirilmiş olması, bunun başarılmasının hiç de zor olmadığını göstermektedir. Günümüzde bir şirketin, Türk tarihinden esinlenerek yaratmış olduğu internet oyunu gibi oyunların her alan için yaratılması, bir politika olarak benimsenip desteklenebilir. - Türk yazarlar ve yapımcılar, Türk mitolojisini ve destanlarını konu alan, amatörce değil gerçekten etkileyici senaryo ve filmler yaratmak üzere teşvik edilebilir; bu konuda yarışmalar düzenlenebilir. Geçmişte yapılan bu tür birkaç çalışmanın pek ses getirmemesi, bir ölçüde bunları yaratanların amatörlükleri ile de ilgilidir. Günümüzde, artık çizgi film kültürü ile yetişmiş bir neslin bu çalışmaları yapabilecek yaşlara geldiği de düşünüldüğünde, çok daha başarılı örneklerin ortaya çıkması kuvvetle muhtemeldir. NOTLAR 1 İyi huylu devler üzerine yapılmış bir çalışma için bk. Mustafa Aça, Yitöşlik Destanının Sibirya (Tümen) Türkleri Eş Metnindeki Olağanüstü Yardımcı Kahramanlar Üzerine Bir Deneme, Millî Folklor, 7 (51), s. 65-74). 2 Bu konuda genel değerlendirmeler için bkz.; Orhan Şaik Gökyay, Dedem Korkudun Kitabı, 2. Baskı, İstanbul 2000, MEB, s. DXXXI- DLXIV. Daha sonraki çalışmalarda yer alan Tepegöz değerlendirmeleri için bk. Saim Sakaoğlu, Dede Korkut Kitabı İncelemeler-Derlemeler-Aktarmalar, I İncelemeler-Aktarmalar, Konya 1998, Selin Yayınları, s. 85-117; Kemal Abdullayev, Gizli Dede Korkut (Aktaran Kerime Üstünova), Bursa (Tarihsiz), Ekin ya- 50 http://www.millifolklor.com

yınları, s.127-131; Haluk Köroğlu, Depegöz ve Polifem,, Millî Folklor, C. 5, S. 37, Bahar 1998, 39-46 3 Bu destanın Türkiye Türkçesine aktarılmış metinlerinden biri için bkz. Bekir Şişman, Cengiznâme, Samsun 2009; Etüt Yayınları. 4 Karaçay-Malkar destanları için bkz; Nartla Malkar-Karaçay Nart Epos, Haz. Wladişeyskaya, T.F., A.A. Gopelov, Y. B. Dalgat, N.B. Kidayş-Pokrovskava, A.S. Mirbadaleva, E.R. Tenişev, N.İ.Tolstoy.Moskova 1994; Ufuk Tavkul, Karaçay-Malkar Destanları, Ankara 2004, Türk Dil Kurumu Yayını. 5 Kırgız ve Türkiye Türkçesi metin için bkz.; Kırgız Destanları 7 Boston. Haz. Abdıldacan Akmataliyev-Aynura Kadırmambetova, Akt. Naciye Yıldız, Ankara, 2009. 6 Celmoguz/Yalmavuz/Yelmoguz/Yelmünüz/ Şalmoviz/Calmoviz/Yalmavız/Calmoviz/Yelmavız// Yel mogus olarak adlandırılan ve Oğuz grubu dışındaki Türk lehçelerinin halk edebiyatlarında yaygın olarak yer alan bu dev tipi konusunda detaylı bilgi için bkz. Alimcan İnayet, Türk Dünyası Efsane ve Masallarında Bir Dev Tipi Yalmavuz/Celmoğuz, İzmir 2007, Külcüoğlu Kültür Merkezi Yayınları. 7 Kahramanın canının başka bir varlıkta olması ile ilgili olarak bkz. Mustafa Sever, Masallarda Dış Can (Canın Beden Dışında Saklanması), Millî Folklor, S.62, 2003, s.161-165; Salahaddin Bekki, Türk Halk Anlatılarında Ölüm Ruhu Motifi, Millî Folklor, S.62, 2004, s. 53-66; Ali Duymaz Türk Folklorunda Dış Ruh Tasarımı Bilig, 45, Bahar 2008, s. 1-22. 8 Jan de Vries in Doğa Mitolojileri Hakkında Teoriler başlıklı makalesi için bkz. Halk Biliminde Kuramlar ve Yaklaşmlar 2, Yayıma Haz. M. Öcal Oğuz, Selcan Gürçayır, s. 291-355, Ankara 2005. 9 Bu destanın Türkmen, Uygur ve Kazak eşmetinleri için bkz.: Naciye Yıldız, Hemra ve Hurlika Hikâyesinin Üç-Eş-MetniÜzerinde Bir Değerlendirme, Anakara 2001, Atatürk Kültür Merkezi yayını. 10 Kaknus, Feridüddin Attar ın Mantıku t- Tayr ında (Çev.Mustafa Çiçekler 2006) özetle, üzerinde delikleri bulunan bir gagaya sahip acayip bir kuştur, nefes aldıkça güzel nağmeler çıkarır, yurdu Hindistan dır, öleceğini anlayınca etrafına çalı çırpı toplayıp yanık yanık öter ve son kanat çırpışında çıkan alevden çalı-çırpı tutuşunca kendisi de yanar, fakat küllerinden yeniden doğar şeklinde anlattığı mitolojik kuştur. Abdullayev, Kemal. Gizli Dede Korkut. Akt. Kerime Üstünova. Bursa: Ekin Yayınları, ty. Aça, Mehmet. Kazak Türklerinin Destanları ve Destancılık Geleneği. Konya: Kömen Yayınları, 2002. Akalın, Şükrü Halûk. Saltuknâme I. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını, 1987. -------- Saltuknâme III. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını, 1990. Beydili, Celal. Türk Mitolojisi Ansiklopedik Sözlük. Ankara: Yurt Kitap-Yayın, 2005. Dilek, İbrahim. Altay Destanları 2. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2007a. ---------. Altay Destanları 3. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2007b. Ergun, Metin ve Gaynislam İbrahimov. Başkurt Halk Destanı Ural Batır. Ankara, Türksoy Yayınları, 1996. --------- Başkurt Halk Destanları. Ankara, Türksoy Yayınları, 2000. Günay, Umay. Türk Masallarında Geleneksel ve Efsanevî Yaratıklar. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi. C.1, 1983, s.21-46. İnayet, Alimcan. Türk Dünyası Efsane ve Masallarında Bir Dev Tipi Yalmavuz/Celmoğuz. İzmir: Külcüoğlu Kültür Merkezi Yayınları, 2007. Öztürk, Özhan. Folklor ve Mitoloji Sözlüğü. Ankara: Phoenix Yayınevi, 2009. Rafloff, Wilhelm. Die Spachen der nördlichen türkischen Stämme, Proben der Volkslitteratur V. Theil. S. Peterburg: 1885. Şişman, Bekir. Cengiznâme. Samsun: Etüt Yayınları, 2009. Tavkul, Ufuk. Karaçay-Malkar Destanları. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2004. Wilkinson, Kathryn. Kökenleri ve Anlamlarıyla Semboller&İşaretler. Çev. Seda Toksoy. İstanbul: Alfa Yayınları, 2010. Wladişeyskaya, T.F., A.A. Gopelov, Y. B. Dalgat, N.B. Kidayş-Pokrovskava, A.S. Mirbadaleva, E.R. Tenişev, N.İ.Tolstoy. Nartla. Moskova: Bostoçnaya Literatura, 1994. Yıldız, Naciye. Hemra ve Hurlika Hikâyesinin Üç Eş-Metni Üzerinde Bir Değerlendirme. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayını, 2001. Yoldaşoğlu, Fazıl (Anlatan). Melike Ayyar (Haz. Dilek Yücel). Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2007. Yüce, Kemal. Saltuk-nâme. Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayını, 1987. KAYNAKÇA Akmataliyev, Abdıldacan -Aynura Kadırmambetova (Haz.), Naciye Yıldız (Akt.). Kırgız Destanları 7 Boston. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2009. http://www.millifolklor.com 51