Toplumcu Düşünce Enstitüsü Tartışma Notu TÜRKİYE SURİYE DE NEREYE KOŞUYOR? GÜVENLİKLİ/TAMPON/UÇUŞA YASAK BÖLGE



Benzer belgeler
TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

DURAP 20 OCAK - 04 ŞUBAT

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

YAŞ ta bedelliye olumlu bakıldı

Türk Elitlerinin Türk Dış Politikası ve Türk-Yunan İlişkileri Algıları Anketi

Amerikan Stratejik Yazımından...

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

Zeytin Dalı Harekâtı Suriye DURAP OCAK 2018 Önemli Gelişmeler

Kuzey Irak ta Siyasi Dengeler ve Bağımsızlık Referandumu Kararı. Ali SEMİN. BİLGESAM Orta Doğu ve Güvenlik Uzmanı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi nde düzenlenen basın toplantısında konuştu

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

NATO Zirvesi'nde Gündem Suriye ve Rusya

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

Türkiye Siyasi Gündem Araştırması

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF STANDART EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

KATILIM EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. ALTERNATİF ALTIN EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

Eslen: Stratejik İnisiyatif Ayrılıkçılarda

Emekli Albay Ümit Yalım : Gizli mutabakat yapıldı AKP döneminde 17 ada, Yunanistan a geçti

İÇİNDEKİLER EDİTÖR NOTU... İİİ YAZAR LİSTESİ... Xİ

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

1.Cumhurbaşkanının Meclise geri gönderemediği ve kabule etmek zorunda olduğu tek kanun aşağıdakilerden hangisidir? I. Cumhurbaşkanı. II.

ULUSAL (MİLLİ) GÜVENLİK. Olgun YAZICI İstanbul Sağlık Müdürlüğü İnsan Kaynakları Şube Müdürü

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Türkiye Irak İlişkilerinde Güvenlik ve Radikalleşme

SİNCAR KARAÇUK OPERASYONU [SİNCAR KARAÇUK OPERASYONU]

KITASINDA ETKİN BÖLGESİNDE LİDER ÖNSÖZ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

Kerkük, Telafer, Kerkük...

Ortadoğu'da su ve petrol (*) İki stratejik ürünün birbiriyle ilişkisi... Dursun YILDIZ. İnş Müh Su Politikaları Uzmanı

YENİ YAYIN ULUSLARARASI ÖRGÜTLER HUKUKU: BİRLEŞMİŞ MİLLETLER SİSTEMİ

4. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

Beyaz Saray'daki Trump-Erdoğan Zirvesinden Ne Çıktı?

5. ULUSLARARASI MAVİ KARADENİZ KONGRESİ. Prof. Dr. Atilla SANDIKLI

Çarşamba İzmir Basın Gündemi

Sayın Yönetim Kurulu Üyesi/ ve Meclis Üyesi Arkadaşlarım,/

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

1974 Kıbrıs Barış Harekatı ndan sonra uygulanan silah ambargosu, ülkemizde savunma sistemlerinin temininde ve askeri haberleşme ihtiyaçlarının

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ORTADOĞU DA BÖLGESEL GELIŞMELER VE TÜRKIYE-İRAN İLIŞKILERI ÇALIŞTAYI TOPLANTI DEĞERLENDİRMESİ. No.12, ARALIK 2016

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

TÜRKİYE DE DENİZ STRATEJİSİ ÇERÇEVE DİREKTİFİ KONUSUNDA KAPASİTE GELİŞTİRME PROJESİ ( )

KÜRT SİYASETİNDE TARİHİ FIRSAT SÖYLEMİ VE ANALİZİ MAYIS 2009

Fırat Kalkanı harekatı Başladı

AK PARTi Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan Bosna-Hersek te

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

DİYARBAKIR TİCARET VE SANAYİ ODASI YENİ TEŞVİK MEVZUATI HAKKINDA EKONOMİ BAKANINA HAZIRLANAN RAPOR 2012

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

TÜRKİYE - KATAR STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

Merkez Strateji Enstitüsü. Türkiye-Rusya İlişkileri Mevcut Durumu ve Geleceği

15 Ekim 2014 Genel Merkez

Kuzey Irak'a harekat

TSK'dan Sınır Ötesi IŞİD Operasyonu

Sayın Büyükelçi, Değerli Konuklar, Kıymetli Basın Mensupları,

Harf üzerine ÎÇDEM. Numara

Türkiye ve Kitle İmha Silahları. Genel Bilgiler

GÜMÜŞHANE TİCARET VE SANAYİ ODASI

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

1 1. BÖLÜM ASKERLİKTE ÖZELLEŞTİRMENİN TARİHİ

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA SORUNSUZ ALAN KALDI MI?

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

NKP

TÜRKİYE - GANA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

TÜRKİYE NİN JEOPOLİTİK GÜCÜ

değildir. Ufkun ötesini de görmek ve bilmek gerekir

IKBY-Irak Merkezi Hükümeti Çekişmesi ve Türkmenlerin Durumu

PYD, PKK nin Suriye kolu olarak da biliniyor.

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

KARİKATÜRLERİN DİLİNDEN IRAK I ANLAMAK - 1

Uluslararası Üniversiteler Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Darbeci Kurşununa Hedef Oldu

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Yeni Enerji Koridoru : Doğu Akdeniz

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

S-400 Hava Savunma Sistemi. Bilgi Notu AR-GE BAŞKANLIĞI

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Güncel BES Verileri. Toplam Fon Büyüklüğü (milyar TL) 42,35 Faizsiz Fon Büyüklüğü (milyar TL) 1,70 Katılım Emeklilik Fon Büyüklüğü (milyon TL)

MECLİS TOPLANTISI. Ender YORGANCILAR Yönetim Kurulu Başkanı

LOJİSTİK SEKTÖRÜ BÜYÜME ORANLARI

İÇİMİZDEKİ KOMŞU SURİYE

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

Hukuki Boyutu. Savaş Suçu

Kuzey Kore ile Ortadoğu da komşu olmak

ABD'den NATO ülkelerine ültimatom: Savunma harcamalarını arttırın

MİLLİ GÜVENLİK BİLGİSİ SORULARI

Türkiye'de 3 Ay OHAL İlan Edildi

İNİSİYATİF DOĞU ANADOLU 3. TÜRKİYE - İRAN FORUMU

Transkript:

Toplumcu Düşünce Enstitüsü Tartışma Notu Değerlendirme Notu/Dış Politika-Güvenlik:14-019 13 Ekim 2014 Hazırlayan: Ali ER TÜRKİYE SURİYE DE NEREYE KOŞUYOR? GÜVENLİKLİ/TAMPON/UÇUŞA YASAK BÖLGE Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hulisi Akar, Savunma ve Havacılık Dergisi nin yeni sayısına verdiği özel mülakatta, Yakın coğrafyamızda yaşanan son olayların gösterdiği gibi, bugün dünyada, özellikle de Türkiye nin bulunduğu coğrafyada belirsizlikler ve krizler dönemi yaşanmaktadır Ateş çemberinin ortasındayız diyor. Ayrıca, Yeni güvenlik ortamında, krizler süratle çatışmalara dönüşmektedir... sözleri ile Hükümetin attığı adımlarda dikkatle düşünmeleri gereken tarihi bir askeri durum tespiti yapıyor. Sınırlarımız başta olmak üzere ülkemizin savunma ve güvenliğinden sorumlu en üst düzey komutanından gelen bu çarpıcı değerlendirmenin siyasi cenahta karşılığı var mı? Dikkate alındığını gösteren emareleri görebilmek hiç de mümkün değil. Varsa yoksa Esed Politikası 2 Ekim 2010 Tarihli Tezkerede 1 Komşumuz Irak ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfeden Türkiye, Suriye için adeta savaş tamtamları çalıyor Yurtta sulh Cihanda sulh ilkesi ile taban tabana zıt Stratejik Derinliğin ulaştığı coğrafyalarda yeni hedeflere yelken açan Türkiye nin bu stratejik hedefleri ne denli gerçekçidir? İşte savunma ve güvenliğimiz açısında sorun tam da burada yatmaktadır. Çünkü böylesine yüksek hedeflere ancak yaratıcı stratejiler ve bunu destekleyecek ulusal güç ile ulaşılabilir. Öncelikle topyekûn ulusal gücün, yeni ulusal hedeflerin elde edilebilirliği ilkesine göre geliştirilmesi ve yapısal değişimin de bunun üzerine oturtulması gerekir. Nasıl ki; okyanuslara nehir teknesi ile çıkamazsanız, dış politikada da yepyeni stratejik hedeflerle yelken açıyorsanız ulusal gücünüzün ve özellikle askeri gücünüzün de yeni hedeflerinize göre yapılandırılması elzemdir. Ancak AKP Hükümetlerinin, bunun yerine bugüne kadar gücümüzü test etmeye kimse kalkmasın söyleminden öteye geçemediği görülmektedir. Üstelik Yurt sulh cihanda sulh ilkesine göre Vatan savunması için eğitilen ve teşkilatlanmış bir Ordu ile bölgesel ve hatta küresel yeni stratejik hedeflere bayrak açılmış bulunulmaktadır. Ortaya konan bu yüksek hedefler hem komşularımızın hem de bölgesel rakiplerin en azından Türkiye ye karşı gard almalarına neden olmuş, Türkiye yi bölge ülkeleri için tehdit ülke konumuna getirmiştir. Üstelik içeride ayrılıkçı terörden, radikal dinci teröre kadar risk ve tehditlere kurban veren bir ülke iseniz adımlarınızı çok daha dikkatli atmanızın yaşamsal önem taşıdığı bir dönemde 1 http://www.tbmm.gov.tr/tbmm_kararlari/karar1071.html

İşte 02 Ekim 2014 tarihli Tezkereden sonra, Hükümetin adımlarını atarken, varsa, yoksa Esed yaklaşımından önce, en azından içeride ve çevre ülkelerdeki aşağıdaki risk ve tehditleri enine boyuna hesap etmesi gerektiği değerlendirilmektedir. Bölgesel Riskler ve Tehdit Alanları 1) Her ne kadar çözüm süreci kapsamında PKK terör tehdidi bu güne kadar gözlerden ırak tutulmuş olsa da, bu yapı hem yurtiçinde ve hem de Kuzey Irak ta silahlı güçlerini ve siyasal örgütlenmesini gün ve gün güçlendirmiş bulunmaktadır. Son günlerde yaşanılan Kobani trajedisi bile maalesef uzak olmayan bir gelecekte Türkiye ye dayatılacak bir özerklik yapılanmasının prototipi olarak değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bugün itibarı ile 34 vatandaşımızın hayatına mal olan halk isyanı provası ile PKK terör örgütü, Hükümete karşı hem güç gösterisinde bulunmuş, hem de çözüm sürecinin sonraki adımları için adeta ültimatom vermiştir. Bu bağlamda Kandil den yapılan açıklamalardaki tehdit doğrudan ulusal güvenliğimize yönelik olduğu açıktır. 2) PKK terör örgütü tehdidine ilave olarak Suriye, İran ve hatta Rusya dan kaynaklı Türkiye ye yönelik uzak erimli balistik füze tehdidinin de göz ardı edilmesi mümkün değildir. Bu tehdide karşı orta ve yüksek irtifa hava savunma olanak ve yeteneklerimizin yetersizliği ise bütün dünya kamuoyunca bilinmektedir. NATO dan bu kapsamda talep edilen Patriot Füze savunma bataryaları TSK nın hava savunma yetersizliğinin en somut kanıtı olarak hala topraklarımızdadır. 3) Doğu Akdeniz deki gelişmeler çerçevesinde Kıbrıs ta hak ve menfaatlerimize yönelik artan riskler, TSK nın bu bölgede de güç ayırmasını zorunlu kılacak boyutlara ulaşmıştır. Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Anastasiadis in, 35 ilimizde gerçekleşen Kobani ye destek eylemlerinde yurttaşlarımız hayatlarını kaybederken, Türkiye'nin doğalgaz araması yapılan bölgeye savaş gemilerini göndermesini gerekçe göstererek müzakere sürecinden çekildiğini açıklayıvermesi bu tehdidin en somut bir göstergesidir. Bu sürelç içinde Anastasiadis in Türkiye yi suçlayan açıklamaları hiç de şaşırtıcı değildir. Rum lider oyunu kuralına göre yürütürken, Türkiye de Hükümetin derin hayallere dayalı yaklaşımlardan vazgeçmediği görülmektedir. Türkiye nin büyük bir hevesle çöl tilkiliğine soyunduğu bugünlerde, Ege deki sorunların da bir anda sumen altından çıkarılması hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. 4) Bütün bu olasılık senaryolarına ilave olarak; Karadeniz deki gelişmeler de Türkiye nin ulusal güvenliğini doğrudan tehdit etme potansiyeline sahiptir. Ukrayna-Rusya arasındaki sorun NATO tarafından sahiplenilmiş bulunmaktadır. Ukrayna ya NATO nun askeri destek sağlaması durumunda Türkiye nin buna bigâne kalması düşünülemeyeceği gibi; Montrö sözleşmesinin yeniden değerlendirilmesi konusunun başta ABD olmak üzere NATO tarafından gündeme getirilebileceğini de tahmin etmek özel bir kâhinlik gerektirmemektedir. 5) Azerbaycan-Ermenistan arasında Dağlık Karabağ başta olmak üzere sorunlar sıcak bir çatışmaya dönüşme emareleri vermektedir. Bu bölgede tırmanan gerginlikte TSK nın en azından kendi sınırlarımız içinde kalkmak şartıyla da olsa Ermenistan a yönelik caydırıcılığı yüksek çapta bir kuvvet ayırma gerekliliği karar alıcılar tarafından göz ardı edilmemelidir, edilmiyor da olduğu düşünülmektedir.

Yukarıdaki genel durum çerçevesinde Türkiye, gerçekten de Orgeneral Akar ın yukarıda alıntı yaptığımız ifadelerinde yer aldığı gibi krizlerin süratle çatışmalara dönüşebileceği ve kendisini bir ateş çemberinin tam da merkezinde bulabileceği bir konumdadır. Türkiye nin mücavir bölgesindeki güvenlik ortamının, TSK nın askeri gücünü ulusal güvenliğine yönelik hayati ve öncelikli risk ve tehditlere karşı sıklet merkezi oluşturmasına olanak verecek tarzda şekillendirilmesi ve bu bağlamda dış politik adımların dikkate atılması zorunluğu çok açıktır. 6) İç gelişmelere bakıldığında, burada da durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülmekte, çözüm sürecinde PKK nın Halk İsyanı tehdidi ile görüşmelere yaklaştığı görülmektedir. PKK terör örgütü sınırlarımızın dışına çıkmak bir yana, yurt içinde siyasi ve silahlı örgütlenmesini gün ve güçlendirmektedir. Kandil bunu rahatlıkla açıkladığı gibi, Türkiye nin bir bölümünde adeta ilan edilmemiş egemenlik iddiası gündeme oturmuş görünmektedir. 7) Tezkere nin asıl hedefi olması gereken IŞID tehdidi ise Türkiye de başta güney sınırımıza yakın iller ve metropoller olmak üzere rahatça faaliyet göstermektedir. IŞID ve PKK terör örgütü tehdidi yurt içinde ülke güvenliğine yönelik öncelikli tehdit seviyesine ulaşmışken, bir tezkere çıkartılarak mücadelenin sınırlarımızın ötesine, yurtdışında taşınmasına duyulan ihtiyaç nereden kaynaklanmaktadır? Öncelikli olarak yurtiçindeki terör tehdidinin tecrit edilmesi ve ülke sınırlarının gerçek anlamıyla denetim altına alınması gereği bütün gerçekliği ile ortada iken, dışarıdan geldiği belirtilen bir tehdit ortamına karşı mücadele ve bu mücadele bağlamında hazırlanan bir tezkereyi anlamak mümkün değildir. Eksik bir Kamu Diplomasisi Girişimi Olarak TEZKERE Ancak Hükümetin Tezkere ısrarı, Türkiye nin Suriye deki gelişmelere yönelik atmayı planladığı adımlarda, yukarıdaki risk ve tehditlerin getirdiği sorumluluklarını göz ardı ettiğini göstermektedir. Hükümet tarafından TBMM ne sunulan tezkerede vurgulanan Suriye den balistik füze tehdidi ancak potansiyel tehdit kapsamında değerlendirilebilir. Kimyasal silah tehdidi ise tartışmalı bir tehdit algılamasıdır. Çünkü hem Suriye devlet yapısının hem de silahlı kuvvetlerin harbe hazırlık durumunun Türkiye yi doğrudan hedef alamayacak kadar zayıfladığı herkesçe bilinen bir gerçekliktir. Öte yandan, münferit sınır olaylarına karşı ise yürüklükteki angajman/çatışma kuralları ile gereken askeri tedbirler için TSK zaten yetkilendirilmiş bulunmaktadır. Ancak Suriye toprakları içinde adı ne olursa olsun hava ve karadan gelecek tehditlere karşı tampon bölge, güvenliği alınmış insani yardım bölgeleri ve uçuşa yasak bölgelerinin oluşturulmasında Hükümet ısrar etmektedir ve bu ısrar ikna edici olmaktan uzak görünmektedir. Eğer gerçekten söz konusu tezkere ciddi tehdit değerlendirmelerine dayanıyorsa; bu değerlendirilmeler, Genelkurmay Başkanlığınca Bakanlar kuruluna verilen brifing gibi TBMM genel kurulunda gizli oturumda milletvekillerine de sunulmalı ve parlamento zemininde bir ortak hareket zemini oluşturulmalıdır. Hükümetin, sayıları 1,5 milyonu aşan Türkiye deki Suriyelileri, koşulları ne olursa olsun Türkiye sınırları içindeki can güveliklerinden vazgeçip, Suriye topraklarında kendileri için oluşturulacak olan, doğal olarak daha az güvenlik ve sadece yardımlara bağlı insani yardım bölgelerinde yaşamaya nasıl razı edeceği sorusu da henüz anlamlı olarak bir yanıt bulabilmiş değildir.

Irak-Suriye Kampanyası: Belirsizlik Alanları Bütün bunların üstüne, Anayasamızın 92nci maddesi gereğince istenen TSK yı kullanma yetkisi için zorunlu olan Milletlerarası hukukun meşrû saydığı hallerin gerçekleşmesi de güç görünmektedir. İster Güvenli Bölge ister Tampon Bölge isterse de Uçuşa Yasak Bölge olsun Türkiye nin BMGK konseyinin bu yönde alınmış kararı olmaksızın yapacağı her türlü sınır ötesi harekât; BM 51nci madde kapsamında Suriye ye kendini savunma hakkını verecek; IŞID tarafından Türkiye nin her noktasında katliama boyutlarında terör eylemlerine davetiye çıkartacak; Kobani veya Rojava simgeleri üzerinden oluşan Türkiye ye karşı oluşan güvensizlik ve hassasiyet nedeni ile PKK terör örgütünün yurt içinde terör eylemlerini genişleterek, son iki yıldır bölge halkı arasında tamamladığı öz savunma yapılanmasının da katkısı ile bölgede veya ülke çapında eylemlerini büyük olasılıkla halk isyanı boyutlarına tırmandırmasına zemin hazırlayacaktır. TSK nın böylesine çok yönlü iç ve dış risk ve tehditlere karşı hazırlıklı olması gerekirken aynı zamanda Suriye de yeni bir cephe açılmasının, TSK lerinin mevcut kuvvet yapısı, olanak ve imkanları itibari ile uygun olmadığını hatırlamakta yarar olduğu düşünülmektedir. Özellikle Başbakan ve Cumhurbaşkanı tarafından açıkça ifade edilen Suriye de Uçuşa Yasak Bölge veya Güvenli Bölge oluşturulması için sürekli havada hazır hava gücü ve hava savunma füze rampaları bu görevin olmazsa olmazıdır. Burada önerilen uçuşa yasak bölge uygulamasının hangi hava gücüne karşı düşünüldüğü açıklanmamaktadır. Ancak bilinen gerçek şudur ki, bölgede Suriye den başka kimsenin bir hava gücü yoktur. Bu durumda, Suriye nin elinde bulunan S-300 ler başta olmak üzere, hava savunma füze sistemleri ve balistik füze tehdidi ciddiyetle hesaba katılmalıdır. Buna bir de Türkiye nin hava savunma yeteneğindeki zaafiyet ve yetersizlikler eklendiğinde, Türkiye bu güvenli bölgede hava savunmasını hangi hava savunma füze rampaları ile sağlayacağı bir belirsizlik olarak ortaya çıkmaktadır. Her ne kadar yeterli kara gücümüz olduğu düşünülse de; böyle bir harekâtta her güvenli bölge, Türkiye nin diğer bölgelerinden kuvvet kaydırmalarını ve bazı büyük karargâhların intikalini zorunlu kılacaktır. Özetle Tezkerenin onaylanmasının ardından, buna bağlı olarak icra edilecek askeri harekâtın ülke güvenliğine katkısından ziyade, Türkiye nin ulusal güvenlik ve savunma açıklarını artırabileceğini, beraberinde getireceği ilave yüklerin sosyal ve ekonomik yansımalarının daralan ekonomideki krizi derinleştirebileceğini görmek için derin analizlere gerek yoktur. Sınır Ötesi Harekatlar ve Vatan Savunması Kavramı Bütün bunlara rağmen Türk Silahlı Kuvvetlerinin önümüzdeki dönemde Suriye de bir sıcak çatışma ortamına sokulmaya çalışıldığı görülmektedir. İşte tam bu noktada, gerek sayın Cumhurbaşkanının, gerek sayın Başbakanın, gerekse de sayın Genelkurmay Başkanının silah altındaki gençlerimizin Gönüllü Askerler http://www.yeniyaklasimlar.org/m.aspx?id=3856 - _ftn2 değil, Vatan Savunması için görev almış olan Yükümlü Askerler olduklarını hiç bir şekilde akıllarından çıkarmamaları çok önemlidir. (Askeri literatürde Gönüllü Asker deyimi profesyonel askerler için kullanılır.)

Yalnızca bu nedenden hareketle bile, ülke savunması dışında kalan siyasi hedeflere yönelik bir harekât için gençlerin cepheye sürülmesi kabul edilemez. Burada çok hassas bir ayrıntıya dikkat çekmek yararlı olacaktır. Geçtiğimiz yıla değin, TSK personelinin askerlik yükümlülüğü, TSK İç Hizmet Kanununun 2. maddesinde Türk vatanını, istiklal ve Cumhuriyetini korumak için harp sanatını öğrenmek ve yapmak mükellefiyeti olarak tanımlanmakta idi. Ancak Türk Silahlı Kuvvetlerini Suriye de bir çatışmaya sokma hedefini çok önceden benimseyen siyasi iktidarın, bir yasa değişikliği yaparak, geçen yıl çıkartılan bir Torba Yasa ile geçerli yasa maddesinde ifadesini bulan askerlik tanımından Türk vatanını, istiklal ve Cumhuriyetini korumak için ifadesini çıkartmıştır. Bu değişiklik, Türk Silahlı Kuvvetlerinin farklı görevlerle ve farklı coğrafyalardaki sıcak çatışma ortamlarında da kolaylıkla sevkedilmesi imkanının önünü açmış bulunmaktadır. Ancak yasalar ne söylerse söylesin, Atatürk ün Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Millet hayatı tehlikeye uğramadıkça, harp bir cinayettir sözleri 20 yaşında silahaltına alınan Mehmetçiğin asli ve biricik yükümlülüklerinin en veciz ve anlamlı bir tanımıdır. Bu yükümlülük Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bu yana dış politikada takip edilen Yurtta sulh Cihanda sulh ilkesinin de bir gereğidir. Irak-Suriye Harekatı ve Yeni Bölgesel Enerji Koridorları Son olarak, gelelim Türkiye nin Suriye macerasının çıplak gözle görünmeyen, farklı ve belki de en gerçekçi boyutlarından birine. Özellikle Irak ta Telafer ve Musul, Suriye de Deyrezür, Rojava ve Rakka bölgelerini hedef alan IŞID ın asıl hedefinin Kuzey Irak Petrollerinin Telafer den Türkiye ye uğramadan Lazkiye limanına ulaşan stratejik mihveri kontrol etmek istediği görülmelidir. Lazkiye-Diyrezur hattı Kerkük e ulaştığında daha da özel jeo-stratejik önem kazanır. Lâskîye, Irak Kuzeyindeki petrol ve doğal gaz alanlarının Doğu Akdeniz den Dünya pazarlarına açılması ve Avrupa ya ulaştırılması için en kısa ve en emniyetli ihraç limanı olarak öne çıkar. Hal böyle iken, Türkiye Suriye de Kuzey üçgenin emniyete alınması görevine soyunmuş gibi görünmektedir. Anılan bölge, Türkiye nin petrol ve doğal gaz boru projelerine rakip ve Irak taki petrol kuyularından Akdeniz deki limana kadar homojen bir yönetim altında yeni bir enerji hattı doğması muhtemel bir alanı kapsamaktadır. Bu yeni enerji hattının yaşama geçirilmesi, bu bölgede koruma görevi alarak bunu mümkün hale getiren Türkiye nin yıllardır küresel enerji piyasasında yaptığı yatırımları kendi eliyle çöpe atması anlamına gelecektir. Eğer Hükümet tampon bölgenin Suriye deki Kürtlerin Irak ve Türkiye deki Kürtlerle birleşmesine engel olabileceğini düşünüyorsa; bu büyük bir yaılgıdır. Çünkü IŞID tehdidi ortadan kalktıktan sonra bölgede Türk askerinin kalması mümkün değildir. Aksi takdirde IŞID la çarpışan yerel güçler Türk askerini hedef alacaklar, Türk askeri çekilince de bölge Suriye den çok özellikle Irak Kürdistan Bölgesel yönetiminin kontrolünde bir alan olarak varlığını sürdürecektir. Irak Merkezi yönetiminin IŞID karşısındaki tescilli basiretsizliği, Barzani ye fiilen güç kazandırmış bulunmaktadır. Bu durumda bölgedeki Türkmenlerin de Barzani nin insafına teslim edilecek olması uzak bir olasılık değildir. Üstelik bu harekâtın sonunda Irak Kuzeyindeki Kürtler, bir taraftan Suriye deki Kürt nüfusla birleşirken, bir taraftan da Türkiye nin koruması ile gerçekleştirilen ve mevcut enerji varlıklarının Batı pazarlarına etkin olarak erişimini sağlayacak enerji yollarına sahip olacaklardır.

Sonuç yerine... Diğer taraftan ABD nin ve Batı dünyasının son günlerde Irak Kuzeyinde yuvalanan PKK ya karşı gözle görülür desteği ve kamuoyunda oluşan sıcak yaklaşımlar yadsınamaz. IŞID a karşı mücadelede PKK bölge için adeta meşru silahlı güç mertebesine çıkarılmış bulunmaktadır. Irak Kuzeyi ile Suriye Kuzeyinde oluşacak yeni ekonomik ve sosyal dinamiklerin Türkiye de başlayacak bir Kürt Baharı nın dayanağını oluşturması kaçınılmazdır. Böyle bir durumda Türkiye nasıl bir oyun planını devreye sokacak, duruşunu hangi stratejiye dayandıracaktır? Ayrıca, Suriye nin içişlerinde kendisini doğrudan taraf ilan ederek dünya kamuoyuna da açık çek vermiş olan Türkiye, olası bir Kürt Baharı senaryosunda yaşanacak olaylar nedeniyle Türkiye ye yardım etmeyi kendilerince hak veya görev görecek Batılı dostlarına karşı nasıl bir yaklaşım içinde olacaktır? Harp prensiplerinde sıklet merkezi diye bir prensip vardır. Milli gücü, özellikle; askeri gücü stratejik hedeflerle belirlenen önceliklerin dışında bağlamak ve dağıtmak, gelişmelerin başından itibaren ileride çıkacak fırsatlar veya tehditler karşısında önemli zaafiyetlere ve sıkıntılara zemin hazırlayacaktır. İşte bu nedenle, TSK lerinin bir taraftan Irak Kuzeyine, bir taraftan da Suriye ye bağlanması durumunda, Türkiye Suriye deki sivil halkın karşı karşıya bulunduğu tehditten daha tahripkâr olan bir balistik füze tehdidi karşısında nasıl bir karşılık verecektir? Ya da mevcut imkan ve kapasitelerden oluşan gücü böylesine farklı cephelerde bağlarken, Doğu Akdeniz de fırsattan istifade ile Yunanistan ve Güney Kıbrıs taki olası oldu-bittiler karşısında hangi seçenekler devreye sokulacaktır? Gene olası bir yapabilecektir? Azerbaycan-Ermeni sürprizine karşı Türkiye hangi güçle manevra Sorular bu şekilde dizilmekte, ancak uygulamada gözlemlenen gelişmeler, karar vericilerin bu ve benzeri diğer pek çok konuda gerekli kavrama düzeyi ve hazırlık içinde olmadıklarına işaret etmektedir. Bu durum, insanın yaşamında gün gelip yanıldığını gördüğünde mutlu olacağı ender durumların en yaşamsal örneklerden biri olarak değerlendirilmektedir.