acayip şeyler dizisi 4 Şu Acayip Gökyüzü YAYIN NO: 89 genel yay n yönetmeni: Ergün Ür yay nevi editörü: Özkan Öze tashih: Emine Aydın iç düzen/kapak: Zafer Yay nlar bask, cilt: Vesta Ofset: 0 212 445 72 52 Birinci bask : Ocak, 2010 Uğurböceği Yayınları, Zafer Yay n Grubu nun bir kuruluşudur. Mahmutbey mh. Deve kald r mı cd. Gelincik sk. no:6 Ba c lar- stanbul,türkiye Tel: (0 212) 446 21 00, Fax: (0 212) 446 01 39 http://www.zaferyayinevi.com E-mail: zafer@zaferyayinevi.com isbn: 978 975 8781 96 6 C o p y r i g h t 2 0 1 0 U ğ u r b ö c e ğ i Ya y n l a r. H e r h a k k m a h f u z d u r. Tarık Uslu Resimleyen: Sevgi İçigen
içindekiler Sunuş... 7 Korunmuş tavan... 11 O 3... 19 Gökyüzü neden mavi?... 27 Bardağın öteki yarısı... 33 Bütün sesler havadan... 49 Uçan su bidonları mı, bulutlar mı?... 59 Bir bulut olmak... 63 Şimşekler ve gök gürültüleri... 69
Bir yağmur damlası doğuyor... 79 Yağmur düşmez!... 91 Beyaz ışığın yedi rengi... 97 Kar tanesi adam... 105 Bir kar tanesi hikayesi... 113 Dolu dolu dolu!... 121 Bir rüzgar nasıl eser?... 129 Aşılayıcı rüzgarlar... 137 Yaş mı da kuru mu, hava durumu?... 141 sunuş İŞTE geldik Acayip Şeyler Dizisi nin dördüncü kitabına. Bu kitapta konumuz gökyüzü yani başımızın üzerindeki mavi gök kubbe... Geçenlerde büyük bir gazetenin internet sitesinde gezinirken Gereksiz Bilgiler diye bir köşe gördüm. Merak edip bir baktım ve çok şaşırdım. Çünkü gereksiz bilgiler adı altında bakın hangi başlıklar vardı: Gökyüzü neden mavidir? Bulutlar nasıl oluşur? Yağmur nasıl yağar?.. Demek birileri için bütün bunlar gereksiz birer bilgiden ibaretti öyle mi? Bunu gördüğüm sıralarda, sizler için bu kitabı yazmakla meşguldüm ve yağmurun nasıl yağdığına dair sayfalar dolusu yazı okumuştum. Ancak okuduklarım içinde, bana gereksizmiş gibi gelen tek bir cümle görmedim. Yağmur bizim için ne kadar önemliyse; onun gökyüzünün engin maviliği içinde ipsiz ve direksiz dolaşan dev gibi bulutların içinde, nasıl damla damla yaratılıyor olduğunu bilmek de, o kadar önemliydi... Bu gökyüzünün altında yaşıyorsak, uzayın korkunç soğuğundan, güneşin zararlı ışınlarından ve daha pek çok tehlikeden bu gökyüzü ile korunuyorsak, ciğerlerimizi bu gökyüzünden içimize çektiğimiz hava ile şişiriyorsak, bu gökyüzünden üzerimize usul usul yağdırılıyorsa yağmur ve
yeryüzündeki hayat, o yağmur ile devam ettiriliyorsa, aynı gökyüzünün mavi teninde yedi renkli bir çiçek gibi açan gökkuşağını seyredip neşeleniyorsak, aynı gökyüzünde esen kekik kokulu rüzgarlara serinliyorsak; gökyüzü bizim için bu kadar önemliyse, ona dair öğrenebileceğimiz hiçbir bilgi gereksiz ve önemsiz olamazdı. Elinizdeki kitabı okuduğunuzda bana hak vereceksiniz eminim! Bu arada aynı gazetenin gerekli bilgiler içeren köşelerine de şöyle bir göz attım. Oralardan da, bir futbolcunun derisine yeni bir dövme daha yaptırdığını öğrendim! Ve gazeteciler için, bir yağmur tanesinin nasıl yaratıldığının, futbolcunun yeni dövmesi kadar gerekli bir bilgi sayılmadığını da böylece anlamış oldum. Bence, neyin gerekli neyin gereksiz olduğunu öğrenememiş gazeteler gereksiz! ŞU ACAYİP İNSAN VÜCUDU nda görüşmek üzere sizi; Acayip Şeyler Dizisi nin bu dördüncü acayip kitabı ile başbaşa bırakıyorum. Unutmadan, bu kitapların editörüne Acayip Şeyler Dizisi hakkında sormak, ya da söylemek istediğiniz bir şey varsa, benden duymuş olmayın ama, mail adresini işte şuraya yazıyorum: editor@zaferyayinevi.com SU ACAYIP GÖKYÜZÜ Tarık USLU
Korunmuş tavan Gökyüzünü korunmuş bir tavan kıldık... Enbiya Suresi, 30 YARATILDIĞIM gün, iki refakatçi melek nurdan kanatlarıyla, ruhumun kollarına girip, beni Güneş Sistemi ndeki tüm gezegenleri rahatlıkla görebileceğim bir yere götürselerdi; götürselerdi ve: Bak işte bunlar gezegen. Sen bu gezegenlerden birinde yaşayacaksın ama hangisinde yaşayacağına kendin karar vereceksin. Haydi bakalım seç birini! deselerdi durur; bir süre uzayın karanlık denizinde yüzen gezegenlere bakardım. Her birini tek tek süzdükten sonra da: Şu mavi olanı seçtim! derdim. 11
Ş u A c a y i p G ö k y ü z ü Ş u A c a y i p G ö k y ü z ü Belki şuradaki kadar büyük değil, belki oradaki gibi etrafında halkalar da yok, ama nedense içim bir tek ona ısındı. Diğerleri taş gibi, kaya gibi, ateş gibi cansız duruyorlar. Oysa şu maviş olanda kıpır kıpır bir şeyler var. Pek bi ferah, pek bi sevimli, sanırsın canlı! Dikkat ettim de, üzerindeki şu mavilik hareket ediyor. O beyaz beyaz lekeler yüzüyor ya da, uçuyor sanki... Melekler gülerek yüzüme bakar ve her halde bana şöyle derlerdi: Eğer ötekilerden birini seçseydin ayvayı yemiştin dostum! O seçtiğin gezegenin adı Dünya dır. Bu Güneş Sistemi nde hatta bu galakside, Allah ın senin için yarattığı yegane yuva orasıdır. Çünkü sadece onun üzerinde tam yedi ayrı kattan oluşan korunmuş bir tavan vardır! Vay be! Üzeri korunmuş bir tavan ile kaplı demek! O yüzden mi böyle mavi? Evet ya! O yüzden böyle mavi. Adı ne demiştiniz? Dünya. Dünyayı çepeçevre kuşatan bu mavi gökkubbe, yani atmosfer tabakası sadece onu, Güneş Sistemi ndeki öteki gezegenlerden daha güzel ve alımlı yapmakla kalmaz, yeryüzünde, kelebeklerden fillere, mantarlardan sekoya ağaçlarına kadar; tek hücreli, çok hücreli, omurgalı omurgasız, yumurtadan çıkan, annesinden doğan, uçan, yüzen koşan.. ne kadar canlı varsa, hepsinin rahatça yaşayabileceği güvenli bir yuva olmasını sağlar. 12 13
Ş u A c a y i p G ö k y ü z ü Ş u A c a y i p G ö k y ü z ü Mavi bir battaniye UZAY BOŞLUĞU ile aramızdaki atmosfer tabakası her şeyden önce bizi uzayın o akıl almaz eksi 270 derecelik soğuğundan korur. Hemen başımızın ucundaki Ay ın atmosferi çok çok incedir. Hani neredeyse yok gibidir. Bu yüzden Ay yüzeyi, geceleri biraz serin olur! Yaklaşık, eksi 150 derece kadar serin! Üzerinizde astronot gocuğu yoksa, biraz üşüyebilirsiniz! Fakat merak etmeyin, bu korkunç soğuk, sadece geceleri hüküm sürer... Gündüz olup güneş doğduğunda, hava bir güzel ısınır! Ortalama artı 100 derece falan olur. Bu da bildiğiniz gibi suyun kaynama derecesidir. Aman ne güzel! Öğle vakti Ay da çay demlemek isterseniz, ocağı yakmanıza hiç gerek kalmaz! Siz yeter ki, suyu demliğin içinde tutmayı becerin!! Üzerimize mavi bir pelerin gibi sarılmış olan atmosferin, ne büyük bir nimet olduğu, öyle çok çok uzaklara değil, bize en yakın gök cismi olan Ay a bakınca, nasıl ortaya çıkıyor değil mi? Daş düşebülür! AYI ÇIKMAZ, zor ihtimal ama, daş düşebülür! Güneş Sistemi nde trilyonlarca irili ufaklı göktaşının dolaştığını düşünürseniz, pek âlâ az sonra başınıza bir taş düşebilir! Hem de atmosfere, saniyede 40 kilometre hızla giren bir taş! Ancak uzaydan gelen bu göktaşları atmosfere girer girmez sürtünmenin etkisiyle yanmaya başlar ve daha yere ulaşmadan kül olur gider. Bilim adamları her yıl bu şekilde onbinlerce meteorun kimsenin başına gözüne çarpmadan, yanıp kül olduğunu söylüyorlar.. 14 15
Ş u A c a y i p G ö k y ü z ü Peki bu küller ne olur? Şu yeryüzünde hiçbir şey israf edilmediğine göre, ne olur bu küllere? Kül olan göktaşları atmosferde birer yoğunlaşma çekirdeğine dönüştürülür ve üzerimize o şekilde düşer. Yani yağmur olarak, kar tanesi olarak... 1 Şimdi yine atmosfer bakımından pek nasibi olmayan Ay a bakalım. Ay yüzeyi neden böyle delik deşiktir? Ay a isabet eden göktaşları, Ay ın incecik atmosferinde sürtüne sürtüne alev almadıkları, alev alıp küle dönmedikleri için, doğrudan Ay a toslarlar da ondan! İşte size atmosferin koruyucu özelliklerinden biri daha. Sihirli perdeler GEZEGENİMİZE ışık Güneş ten gelir. Güneş ile aramızda şu kadar milyon kilometre uzay 1- Yoğunlaşma çekirdeği nin ne olduğunu, bu kitabın ilerleyen sayfalarında okuyacaksınız. Yok ben hemen öğrenmek istiyorum! diyen varsa, Bir yağmur damlası doğuyor adlı yazıya bakabilir. shf, 79 Ş u A c a y i p G ö k y ü z ü boşluğu ile atmosfer tabakası vardır. Atmosfer, ışığı geçirebilen bir şekilde yaratılmıştır. Ancak Güneş ten gelen her ışın, gözümüze nur, gündümüze aydınlık olmaz. Bazı ışın türleri zararlıdır. Atmosferin yapısı bu zararlı ışınların neredeyse tamamını tutar ve yutarak, aşağıya geçirmez! Fakat bu iş, öyle basit bir tül perde hikâyesi değildir. Mesela atmosferin üst tabakaları arasına yerleştirilmiş OZON TABAKASI nın, zararlı ışıkları tutma görevinde, ağızları açık bırakacak acayiplikte bir yapısı vardır.. Korunmuş tavan ın en esrarengiz özelliklerinden birini daha öğrenmeye hazır mısınız? Yoksa Ozon Tabakası denildiğinde, Haaa evet! Bilmez miyim canım! Delik olan değil mi? Ya ben hep söylüyorum, kullanmayın şu deodorantları... demek size yeter mi? Hiç sanmıyorum! Yoksa, ortalıkta bunca romantik vampir hikâyesi anlatan kitap varken; ne diye, Şu Acayip Gökyüzü nü okumaya kalkasınız? 16 17