2.Factoring Şirketlerinde Alacak ve Borçların Değerlemesi



Benzer belgeler
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

FİNANSAL HESAPLAMALAR

YABANCI PARALARIN TARİHİ İTİBARİYLE DEĞERLEME KURLARI

S İ R K Ü L E R : / 2 8

YABANCI PARALARIN TARİHİ İTİBARİYLE DEĞERLEME KURLARI

369 Nolu, VUK Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği. Seri, Sıra Numarası, No : 369 Sayılı Tebliğ. 3 Nisan 2007 SALI. Sayı : TEBLİĞ

VADELİ ÇEKLER REESKONTA TABİ TUTULABİLECEKTİR

SİRKÜLER: 2014/002 Bursa,

SİRKÜLER 2009 / 17. Alacak ve Borç Senetlerinin Reeskontunda Esas Alınacak Oranlar Yeniden Belirlenmiştir. Genel Olarak KONU

GELĠR VE GĠDER TAHAKKUKLARININ VERGĠ UYGULAMASI VE TEK DÜZEN HESAP PLANI YÖNÜNDEN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ

D önemsellik kavramı, iflletmelerin sınırsız kabul edilen yaflam sürelerinin

SİRKÜLER 2009 / 21. T.C. Merkez Bankası tarafından 1990 yılından bu güne kadar yayımlanan iskonto ve faiz oranları ise aşağıdaki gibidir.

Sirküler, 2013/15. Sayın MeslektaĢımız; KONU: Vadeli Çekler de reeskonta tabi tutulabilir.

SİRKÜLER NO: POZ-2009 / 52 İST, MALİYE; VADELİ ÇEKLERDE REEKONTU KABUL ETMİYOR

ÇEKLERDE REESKONT UYGULANIP UYGULANMAYACAĞINA İLİŞKİN OLARAK VUK SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

SİRKÜLER SAYI : 2013/35 İstanbul, KONU : Vadeli çekler reeskonta tabi tutulabilecektir.

Konuyla İlgili Maliye Bakanlığı Sirküleri Ekte Tarafınıza Sunulmuştur.

DÖVİZLİ İŞLEMLER NEDENİYLE OLUŞAN KUR FARKLARININ MUHASEBE KAYITLARINI HATIRLATMAK İSTİYORUZ.

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2013/120 Ref: 4/120

SİRKÜLER. Çeklerde reeskont uygulamasına dair açıklamalar işbu Sirkülerin konusunu teşkil etmektedir.

KDV DAHİL OLAN ALACAK SENETLERİNDE REESKONT UYGULAMASI

GİDERLERLE İLGİLİ ÖZEL DOSYALAR

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

" tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir." hükmü getirilmiştir.

ÖZEL SİRKÜLER NO: 2016 / 12

BORÇLAR. Alacak senetlerini değerleme gününün kıymetine irca eden mükellefler, borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar.

SİRKÜLER 2018/70. Taşınmazların Yeniden Değerlemeye Tabi Tutulabilmesine İlişkin VUK. Tebliği Yayımlanmıştır.

5 SERİ NOLU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

Muharrem İLDİR Boğaziçi Bağımsız Denetim ve YMM A.Ş Vergi Bölüm Başkanı E.Vergi Dairesi Müdürü

Yeminli Mali Müşavirlik & Denetim & Danışmanlık

SİRKÜLER RAPOR GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞİ. ( Seri No : 86 ) Sirküler Tarihi: Sirküler No: 2008/87

Muhasebe Müdürlüğü ne

Kurumlar Vergisi Genel Tebliği TASLAĞI (Seri No: )

Eurobondların dönem sonu değerlemesi. Melike Kılınç. 1. Giriş

SUN BAĞIMSIZ DIŞ DENETİM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

87 Seri No.lu Gider Vergileri Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/48

Sirküler, 2012/03

İÇİNDEKİLER KISALTMALAR...XXI TABLO LİSTESİ...XXIV GRAFİK LİSTESİ...XXIV GİRİŞ...1

MENKUL KIYMETLERİN VE VADELİ

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ NO : 2013 / 54

MENKUL KIYMETYATIRIM ORTAKLIKLARI VE VERGİLEME

SON DÜZENLEMELER ÇERÇEVESİNDE SİGORTA VE KAMBİYO İŞLEMLERİNDE BSMV UYGULAMASI

No: 2012/21 Tarih: Konu: 5 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği yayımlanmıştır.

Varlık Barışında Süre Uzatımı

KİRACI AÇISINDAN FİNANSAL KİRALAMA İŞLEMLERİ

Dövize Endeksli Kredilerde Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu Uygulamasına İlişkin

5766 sayılı Kanunun 25 inci maddesi ile 6802 sayılı Kanunun 30, 31 ve 47 nci maddelerinde değişiklikler yapılmıştır. Buna göre 6802 sayılı Kanunun;

5 SERİ NO LU KURUMLAR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI

"Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir."

DÖNEM SONU VERGİ VE MUHASEBE İŞLEMLERİNDE ÖZELLİK ARZ EDEN KONULAR

84 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

USUL İNCELEMELERİ KİTABI (TEK DÜZEN HESAP PLANI ÇERCEVESİNDE) Doç. Dr. Özgür ÇATIKKAŞ

GİDER VERGİLERİ KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERE İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

SİGORTA İŞLEMLERİ İLE KAMBİYO İŞLEMLERİNE İLİŞKİN GİDER VERGİLERİ TEBLİĞİ YAYIMLANDI

ÇÖZÜM YABANCI PARA ILE YAPILAN İŞLEMLERDE OLUŞAN KUR FARKLARININ MUHASEBELEŞTİRİLMESİ. Şenol ÇETİN 24 *

Döviz Cinsinden Avanslarda Değerleme

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

01 Ocak Alış Ocak Alış , Şubat Satış

TEBLİĞ. ARACI KURUMLARIN SERMAYELERİNE VE SERMAYE YETERLİLİĞİNE İLİŞKİN ESASLAR TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ (Seri: V, No: 135)

I. STOPAJ YÖNTEMĠNE TABĠ MENKUL SERMAYE GELĠRLERĠ VE DEĞER ARTIġ KAZANÇLARI

102 BANKALAR HESABI TL MEVDUAT 642. FAİZ GELİRİ

T.C. MALİYE BAKANLIĞI VERGİ MÜFETTİŞ YARDIMCILIĞI GİRİŞ SINAVI MUHASEBE

Konu : Yurt Dışından Getirilen Varlıklar ile Yurt İçinde Bulunan Varlıklara İlişkin Uygulama Esasları

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

DEĞERLEME ĠġLEMLERĠNE ĠLĠġKĠN ÖZET TABLO

FACTORING. M. Vefa TOROSLU

VERGİ SİRKÜLERİ NO: 2011/2 TARİH:

taksitin tahsili ile doğmaktadır. Bu nedenle, sigorta muamelesinin düzenlenme ve iptal işleminin aynı vergilendirme dönemi içinde yapılması ve iptal e

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

Kur Farkları, Vergi Kanunları Karşısındaki Durumu ve KDV Boyutu

GELİR VERGİSİ KANUNU KAPSAMINDA VADELİ İŞLEM VE OPSİYON SÖZLEŞMELERİNDEN ELDE EDİLEN GELİRLERİN VERGİLENDİRİLİMESİ

A MUHASEBE KPSS-AB-PS/ İşletmede satılan ticari mallar maliyeti tutarı kaç YTL dir? SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLAYINIZ.

KUR FARKLARININ FATURA EDİLMESİ VE MUHASEBELEŞTİRİLMESİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 ENVANTER İŞLEMLERİNE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR

Sirküler no: 010 İstanbul, 15 Ocak 2009

Rehber 7144 SAYILI KANUN (VERGİ DÜZENLEMELERİ)

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ... XVII BİRİNCİ BÖLÜM MUHASEBE

SİRKÜLER: 2014/047 BURSA,

Finansal Kesim Dışındaki Firmaların Yurtdışından Sağladıkları Döviz Krediler (Milyon ABD Doları)

No: 2011/32 Tarih:

BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA İLİŞKİN 6736 SAYILI KANUN GENEL TEBLİĞİ (SERİ NO: 4)

ÖRNEK 1. X işletmesi tarihinde A Bankasında TL lik 6 ay vadeli %12 faiz oranlı vadeli mevduat hesabı açtırmıştır.


BİLANÇO DİPNOTLARI 1- İşletmenin fiili faaliyet konusu :Vana İmalatı 2- Sermayenin %10 ve daha fazlasına sahip ortakların : Adı Pay Oranı Pay Tutarı

A MUHASEBE KPSS/1-AB-PS/ Kayıtlarında nâzım hesapları kullanan bir işletmenin, 1. I. Amortisman ayrılması

BANKA KREDİSİ İLE BİNEK OTO ALIMI VE MUHASEBESİ

VADELİ ÇEKLERDE REESKONT UYGULAMASI

YURT DIŞINDAN TÜRKİYE YE GETİRİLEN VARLIKLARIN DEĞERLEMESİ

Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı Programı

tarih ve sayılı Resmi Gazete de 87 Seri No.lı Gider Vergileri Genel Tebliği yayınlanmıştır.

/ TARİHLİ DİPNOTLARI

Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim ve Danışmanlık

13/11/2008 tarihli ve sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 27/10/2008 tarihli ve 2008/14272 sayılı kararnamenin eki Karar aşağıda yer almaktadır.

2016 YILI DÖNEM SONU İŞLEMLERİ

BANKA MUHASEBESİ SONUÇ HESAPLARI

SİRKÜLER. SAYI : 2016 / 66 İstanbul,

SİRKÜLER 2016/46. Yurt Dışındaki Varlıkların Türkiye ye Getirilmesine İlişkin Tebliğ Yayımlandı.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

ISF 108 GENEL MUHASEBE II

5.Hafta Mali Borçlar ve Ticari Borçlar. Dr. Şuayyip Doğuş DEMİRCİ

Transkript:

SİRKÜLER Konu: FACTORİNG ŞİRKETLERİNİN VERGİLENDİRİLMESİ(III) A. Ercan ALPTEKİN Maliye Bakanlığı Eski Hesap Uzmanı aealptekin@iacymm.com.tr 2.Factoring Şirketlerinde Alacak ve Borçların Değerlemesi a.vergi usul Kanunu Hükümlerine Göre: Vergi Usul Kanunu alacak ve borçların değerleme mevzuunu Kanunun 280,281 ve 285.maddelerinde açıklamıştır.buna göre alacakların nasıl değerleneceği 281,borçların ise 285.maddede düzenlenmiştir.yabancı para ile olan senetli ve senetsiz alacak ve borçlar için ise ayrı bir değerleme ölçüsü getirilerek 280.maddede düzenleme yapılmıştır.4369 sayılı yasa ile vergi uygulamasına ayrı bir uygulama alanı getirilmiş,reeskont yoluyla yabancı para cinsinden olan senetli ve senetsiz alacakların değerleme günü kıymetine irca edilmesi benimsenerek 281 ve 285.maddelerde yer alan uygulama şartlarının geçerli olacağı belirtilmiştir.vergi Usul Kanunu alacakların ve borçların değerleme ölçüsünü Türk parası cinsinden olup olmamaya göre farklılaştırmıştır. Alacak ve borçlar (senetli veya senetsiz) Türk parası cinsinden olması halinde değerleme mukayyet değerle yapılır.bu değerleme ölçüsünü kanun koyucu 265.maddede bir iktisadi kıymetin muhasebe kayıtlarında gösterilen hesap değeri olarak tanımlamıştır. Yabancı para ile olan senetli ve senetsiz alacak ve borçların esasen değerleme ölçüsü borsa rayicidir.bu değerleme ölçüsü VUK'nun 263.maddesinde değerlemeden evvelki son işlem gününde borsadaki işlemlerin ortalama değerlerini ifade edeceği açıklanmıştır.280 maddede borsa rayici bulunmadığında Maliye Bakanlığı'nca tespit ve ilan olunan kurların esas alınacağı belirtilmiştir. Ancak senetli alacak ve borçların, reeskonta tabi tutulmak suretiyle, tasarruf değeri ile değerlenmesi de mümkündür.vadesi gelmemiş senede bağlı alacağın veya borcun reeskont suretiyle değerleme gününün kıymetine irca edilmesi, ileride tahsil edilecek veya ödenecek bir iktisadi kıymetin değerleme günü(yıl sonu veya hesap dönemi sonu) itibariyle işletme için

taşıdığı net değerin bulunması anlamına gelmektedir.net değeri tasarruf değeri olarak vergi kanunları kabul etmiş,bu tasarruf değerinin bulunmasını da subjektif bir kritere dayandırmayarak bu konuda bir ölçü getirmiştir. Alacağın değerleme günü kıymetine irca edilmesi; işletmenin ileride tahsil edebilme imkanının bulunduğu,fakat bunu ilgili hukuki ilişkiden kaynaklanan bir nedenle peşin tahsil etmeyerek senede bağlı olarak alacağa bağladığı,kıymetin elde olmaması nedeniyle işletmenin katlandığı maliyetin bulunarak net alacağın değerinin belirlenmesi işlemidir.mukayyet değer ile değerleme günündeki değer arasındaki fark dönem matrahından düşülecektir.borçlarda da durum farklı değildir. Vadesi gelmemiş senede bağlı borçlar da reeskonta tabi tutulabilir.bu durumda da ileride ödenecek senede bağlı bir borç değerleme gününde ödenmemesinden ötürü vadeye kadar işletmeye belirli bir fayda,likidite imkanı sağlamaktadır.bu durumda da mukayyet değer ile değerleme günündeki değer arasındaki fark dönem kazancına ilave edilmek zorundadır. 4369 Sayılı kanun öncesi birçok tartışmaya neden olan yabancı para cinsinden olan alacak ve borçların değerleme günü kıymetine irca edilmesi kanuni düzenlemeyle kesinlik kazanmıştır. VUK'nun 280. maddesinin üçüncü fıkrası 4369 sayılı Kanun ile değiştirilmiştir. 29.7.1998'den itibaren isteyenler yabancı para ile olan senede bağlı alacak veya borçlarını değerleme gününde belli bir iskonto oranı uygulanmak suretiyle reeskonta tabi tutabileceklerdir.senet üzerinde faiz oranı bulunması halinde bu faiz oranı ile, bu yoksa Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) ile iskontoya tabi tutabileceklerdir. Geçici vergi uygulamasında da vadesi gelmemiş senede bağlı borç ve alacaklar iskontoya tabi tutulabilecektir.geçici vergi dönemi kapanış tarihinde Resmi Gazete'de Merkez Bankası'nca yayınlanan döviz alış kurları esas alınarak değerleme yapılacak ve istendiği takdirde reeskont uygulaması yapılabilecektir.geçici vergi dönemlerinde tutarlılık aranmayacaktır.geçici vergi dönemlerinden birinde reeskont uygulaması yapılması diğer vergilendirme döneminde de aynı uygulamanın yapılmasını gerektirmeyecektir. Özetleyecek olursak, reeskont uygulaması yapabilmek için; - Alacak veya Borç Senedi işletmenin varlıkları(aktif) arasında yer almalıdır.(tahsile veya teminata verilmiş olması uygulamaya engel değildir.) - Alacak veya Borç senede Bağlı Olmalıdır. - Senet belirli bir vadeyi içermelidir.( Değerleme günü itibariyle de vadenin varlığı gerekmektedir.) - Alacak veya Borç Senedi hasılat hesaplarına yansıyan bir hukuki ilişkiden kaynaklanmalıdır. Reeskont uygulamasında sorun iç veya dış iskonto metotlarından hangisinin esas alınacağıdır.senet üzerinde iskonto oranı açıklanmışsa iç iskonto oranının alınacağı kesindir.merkez Bankası resmi iskonto haddinin esas alınması durumunda iskontonun alacağın veya borcun vade farkını da içeren tutarı ile yapılmasından hareketle dış iskonto oranının hesaplamalarda esas alınması gerektiğini ileri süren görüşler vergi yazınında dile getirilmiştir.238 No.lu Vergi Usul Kanunu Genel tebliğinde reeskont uygulamasında iç iskonto yönteminin esas alınması gerekliliği belirtilmekle beraber bu uygulamada öngörülen amacın IAC 2

resmi iskonto haddi ile sağlanamayacağı gerekçesi ile Merkez Bankasının kısa vadeli avans işlemlerindeki faiz haddinin esas alınacağı açıklanmıştır. Senedin halihazır değeri üzerinden vadeye kadar olan gün farkı ve faiz (iskonto) haddi dikkate alınarak hesaplanan iskonto yöntemi iç iskonto yöntemidir.bu yöntemde hesapların kapatılarak dönem kazancının tespit edildiği hesap dönemi veya yıl sonundan vadeye kadar olan döneme isabet eden alacak veya borç kısmının işletme için finansman maliyetinin veya gelirinin hesaplanarak dönemsellik ilkesinin gereği ilgili dönem kazancı ile ilişkilendirmek amaçlanmaktadır. Formülü; A x 360 F = A- [--------------------] (m x t) + 360 F: Hesaplanan iskonto tutarı A: Senedin nominal değeri t: Senedin vadesine kalan gün sayısı m: Faiz (iskonto) oranı Yukarıda da yer verdiğimiz üzere Türk parası cinsinden alacak ve borç senetlerinin reeskont işlemine tabi tutulmasında senette yazılı faiz oranı,bu oran açıklanmamışsa T.C. Merkez Bankasınca kısa vadeli avans işlemleri için belirlenen faiz oranı dikkate alınacaktır. Yabancı para cinsinden alacak ve borç senetlerinin değerlemesinde varsa senette yazılı faiz oranı, yoksa değerleme gününde geçerli olan Londra Bankalar Arası Faiz Oranı (LİBOR) dikkate alınarak reeskont işlemi yapılacaktır. 1.Factoring Şirketlerinde Alacak ve Borçların Değerlemesi Mükellefler vadesi gelmemiş senede bağlı alacak ve borçlarını reeskonta tabi tutup, tutmama konusunda Vergi Usul Kanununa göre seçimlik bir hakka sahiptirler. Tercih hakkını kullanarak alacak senetlerini reeskonta tabi tutanlar borç senetlerini de aynı şekilde işleme tabi tutmak zorundadırlar. Bu uygulamadan yararlanan mükellefler, reeskont ayırabilme niteliklerine sahip bütün alacak ve borç senetlerini reeskonta tabi tutmak zorundadırlar.vadesi gelmemiş senede bağlı borç ve alacakların reeskonta tabi tutulması geçici vergi açısından da seçimliktir. Ayrıca bir geçici vergi döneminde reeskont yapılmış olması takip eden dönemlerde de yapılmasını gerektirmez. Banka, banker ve sigorta şirketleri, senede bağlı alacak ve borçlarını reeskonta tabi tutmak zorundadırlar.bu mükellefler Cumhuriyet Merkez Bankasının resmi iskonto haddiyle veya kendi muamelelerinde uyguladıkları faiz haddiyle değerleme gününün kıymetine irca ederler. 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu'nun 28. maddesinin ikinci fıkrasında; bankerlerin yapmış oldukları banka muamele ve hizmetleri dolayısıyla kendi lehlerine ne nam ile olursa olsun nakden veya hesaben aldıkları paralar da banka muameleleri vergisine tabidir denilmekte, IAC 3

son fıkrasında ise 2279 sayılı Kanuna göre ikraz işiyle uğraşanlarla ikinci fıkrada belirtilen muamele ve hizmetlerden herhangi birini devamlı olarak yapanların da gider vergileri kanunu uygulamasında banker sayılacağı belirtilmektedir.90 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 16.maddesi 2279 sayılı kanunu yürürlükten kaldırmıştır.90 sayılı KHK düzenlemelerinde factoring şirketleri ikrazatçılar ve finansman şirketleri ile birlikte yer almıştır. Factoring şirketleri bu yasal çerçeve içerisinde dolaylı olarak gider vergileri kanunu uygulamasında banker sayılmakta,bsmv ye tabi tutulmaktadır. Factoring şirketlerinin banker sayılması ve BSMV ye tabi tutulması konusunda yasal bir boşluğun olduğu kesindir.fakat Bakanlığın vermiş olduğu muktezalar ve uygulama factoring faaliyetlerinin banker faaliyetleri arasına girdiği ve BSMV ye tabi olduğu yönündedir.fakat BSMV bakımından bu şekilde yapılan belirleme diğer vergi kanunları için öngörülmemiştir. Mevzuatta bu durum bir boşluk doğurmuştur.bu konuya ileride ayrıntıları ile değinilecek;burada Factoring şirketlerinin banker sayılmasının Usul Hukuku açısından değerlendirilmesi yapılacaktır. Banker olan factoring şirketlerinin değerleme konusunda da tercih hakkı bulunmamaktadır.bu noktada ;sadece gider vergileri kanunu uygulamasında factoring şirketlerinin banker sayılacağı yönünde 6802 sayılı yasada açık hükmün olduğu belirtilebilir.fakat ekonomik gerçekler ve vergi kanunlarının farklı tanımlamaları aynı ekonomik izdüşümde yapmayacağı düşünüldüğünde böyle bir sav geçersizdir.factoring şirketleri yazımızın ilk bölümünde de değinildiği üzere finans kuruluşlarıdır.finans kuruluşları vadeyi veya riski likidite eden,reel ekonomik kuruluşlar olmayıp mali kuruluşlardır.kaynak temin ederek reel ekonomik faaliyetlerin finansmanına yardımcı olmaktadırlar.sermaye kavramları reel ekonominin sermaye kavramından biraz farklıdır.finans kuruluşlarında sermaye büyük bir ölçüde nakde dayanmakta, alacaklar, borçlar senetli senetsiz olsun önem kazanmakta,kullandırılan ve kullanılan krediler sermaye yapısında önemli yer teşkil etmektedir.reel ekonomik faaliyetlerdeki sermaye ise teknoloji veya emek yoğun olabilmektedir. Makine ve ekipmanlar,demirbaşlar ve duran varlık kıymetleri reel ekonomik birimlerde yoğun biçimde kullanılabilmektedir. Sermaye finans kuruluşlarında aktif dinamik bir halde olup, halihazıra indirgenebilecek,anında kar yaratabilecek faaliyetlere yönlendirilebilmektedir.sanayi kuruluşlarının dahil olduğu reel ekonomide sermayenin verimi uzun dönemde alınmaktadır.kar bazen yatırımlardan bazen reel ekonominin uzun vadeli beklentilerinden anında halihazıra indirgenemez bir duruma gelmektedir. Sermaye öğelerinin farklı olması vergi uygulamasının da yönlendirmiştir.banka, banker ve sigorta şirketleri, senede bağlı alacak ve borçlarını reeskonta tabi tutmak zorundadırlar.diğer kuruluşlar için sadece senetli alacak ve borçlarda ihtiyari olan bu uygulama finans kuruluşları için tüm senetli ve senetsiz alacaklarda zorunlu hale getirilmiştir.zira enstantane bir şekilde paranın zaman değeri açısından karı tespit etmek mümkündür.sermaye nakde dayandığından kaynak maliyeti ve getirisinin saptanması mümkün olabilmekte,sermayenin verimi uzun vadeli olmadığından anlık kar tespit edilebilmektedir.halbuki reel ekonomik faaliyetlerde vergi kanunlarının da öngördüğü üzere kar uzun dönemde ortaya çıkabilmektedir.beş yıllık zarar mahsup süresi bunun temel uzantısıdır.hacim ve maliyet olarak geniş bir alanda mütalaa edilebilecek teknolojik yatırımlar,piyasa belirlemeleri,ürününün pazarlama zorlukları karın uzun döneme yayılmasına yol açabilmektedir.değerleme hükümlerinin yaklaşımı da bu nokta üzerindendir. IAC 4

İşletmelerin sonsuz kabul edilen faaliyet süreleri işletme ve maliye yazınında işletmelerin sürekliliği kavramıyla özdeşleştirilmiş ve değerlendirmeler bu esas üzerinden yapıla gelmiştir. Faaliyet dönemlerinin sonuçlarının belirli bir zaman biriminde değerlendirilmesi gereği,işletme yönetimi ve Devlet içinde bir zorunluluktur.verginin alınma döneminin saptanması ve buna ilişkin belirlemeler dönemsellik ilkesini doğurmuştur.her faaliyet dönemi sonuçlarının ilgili faaliyet dönemi ile ilişkilendirilmesi gereği bu ilke üzerine inşa edilmiştir. Yukarıda ayrıntıları ile verdiğimiz üzere herhangi bir dönemin faaliyet sonuçlarının saptanması finans kuruluşları için çok kolaydır.zira kaynak getiri ve maliyetlerin saptanması paranın zaman değeri esasına göre yapılabilmekte geleceğe sarkan herhangi bir alacak veya borç unsuru mümkün olmamaktadır.dönem sonu itibariyle bir sınır çizilmekte gelir ve giderler o an için realize edilmektedir. Realizasyonda firmanın bahsedilen alacak veya borç unsuru doğuran işlemlerde kullandığı faiz oranı yeterli olabilmektedir. Factoring işleminin finansman fonksiyonu alacakların factoring şirketine temellük edilmesi karşılığında finansman imkanı sağlamaktır.bu şekilde işletmeler kendi aktif yapısı içerisine dahil olan bir kıymetin riski ve vadesini likidite etmektedir.hizmet edimleri gereği factoring komisyonu(alacağın %0.1 ile %2 si arasında değişen bir oranda) alınmaktadır. Factoring faaliyetlerinde genelde ortalama vade 90 gün olmakta,bu süre zarfında şirket belirli bir faiz oranına göre hesaplanan factoring ücreti almakta,bu ücretleri birer aylık devreler itibariyle hesaplamaktadır.bu kuruluşlar bu işlemin tahakkuk olduğunu varsaymaktadırlar.halbuki tahakkuk daha geniş bir tanımı içermekte olup hesaplama bu işlemin tali bir unsurudur. 31 Aralık itibariyle yapılan değerlemede aylık veya kıst hesapladıkları factoring ücretini esas almakta,gelecek yıla sarkan ücretler konusunda herhangi bir değerleme yapılmamaktadır.vade 90 günde dolmakta, gelir bu süreden sonra kesinlik kazanmaktadır. Factoring şirketleri genelde dönemsellik ilkesi gereği o döneme intikal eden geliri kıst olarak hesaplayarak kayıtlarına intikal ettirmektedir.bu noktada herhangi bir şekilde vergi hukukuna aykırı hareket edilmediği düşünülebilir.verginin ertelenmesine yönelik bir eylem olmamakla birlikte bu şirketlerin finans kuruluşu olmasından ötürü işlem usul yönünden hatalıdır.olması gereken bu şirketlerin banker sayılma konusundaki yasal boşluğun bir an önce giderilmesi ve reeskont uygulamasında mecburiyet getirilmesidir.fakat factoring şirketlerinin banker sayılma hususunda net bir belirleme olmadığından bugün itibariyle hatalı da olsa böyle bir uygulamayı geçerli saymak alternatifi dışında başka bir çözüm yoktur. Pasif yapıda ise;finansman ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla bankalardan alınan kredilerden dönem sonu itibariyle henüz vadesi gelmemiş olanların (veya henüz vadesi gelmemiş bulunan taksitlerinin) dönem sonu değerlemesi gerekmektedir.genel olarak banka kredileri, gerek döviz gerekse Türk Lirası cinsinden olsun, iki şekilde kullanılmaktadır. Bunlardan biri ara faiz ödemeli, diğeri spot kredi şeklinde kullanımdır.ara faiz ödemeli şeklinde işleyen kredilerde, açılan kredinin vadesi ne olursa olsun,kredi hesabına bankalar genellikle üç ya da altı ayda bir faiz tahakkuk ettirmektedir. Spot kredilerde ise, faiz tahakkuku kredinin vade tarihinde yapılmaktadır. Tahakkuktan maksat, gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesidir. Bunun için geliri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Bunlar bir alacağın varlığını IAC 5

belirleyen temel unsurlardır. Bunlar belli olmadan, alacak doğuran bir olayın vukuu mücerret bir hak beklentisi yaratır. Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmetin bedeli taraflarca belirlenir ve fatura kesilir. Burada gelir veya gider tahakkuk etmiştir. Gelirin, sahibinin tasarrufuna girmesine gerek yoktur. Kullanılan kredilerin faizleri de kurumlar açısından gider (ya da maliyet) niteliği taşımaktadır. Bu giderlerin dönem kurum kazancından indirilebilmesinde farklı yaklaşımlar söz konusudur.bazı yazarlar tahakkuk etme; giderlerin nitelik ve tutar olarak kesinleşmesi ve krediyi veren tarafından talep edilebilir duruma gelmesi gerektiğini ileri sürmektedir.böylece tahakkukun dönemsellik kavramından önce geldiğini savunmaktadır.diğerleri ise dönemsellik kavramının tahakkuku tamamladığı,her iki kavramın bir arada düşünülmesi gerektiğini vurgulamaktadır.fakat genelde bu tanımlamaların bizim konumuz açısından önemi az önce yukarıda belirttiğimiz ekonomik gerçeklerin dikkate alınmasından uzak olduğudur.sermayenin niteliği ve faaliyet türü açısından gelir ve giderlerin ilgili yıla aktarılması konusunda farklı değerlendirmeler yapılması bir anlamda zorunludur. Factoring şirketleri için kaynak maliyeti ve getirisinin anlık saptanması mümkün olabildiğinden böyle bir tartışma bu şirketler açısından pek doğru değildir.reeskont imkanı varken ve de uygulanması ekonomik gerçekler ışığında zorunlu iken başka bir alternatif düşünülemez. Kredi borcu VUK değerleme hükümleri açısından senetsiz borç kapsamındandır. Kredi alan ile kredi kullandıran arasında bir belge olarak sözleşme yapılmaktadır. Yapılan bu sözleşme bir hizmet (finansman) sözleşmesi olup Borçlar Kanununda düzenlenen akdin muhtelif nevilerinden olan Karz Akdi hükümlerine tabidir.şayet factoring kuruluşları mevzuatlarındaki boşluk nedeniyle diğer şirketler gibi değerlendirmeye tabi tutulursa; VUK nun genel değerleme esasları çerçevesinde ilgili banka ve kreditörler tarafından verilen kredilerle ilgili olarak henüz faiz tahakkuku yapılmadığı halde ay sonlarında, sonraki yılda tahakkuku yapılacak kredi faizleri için kurum tarafından aylık veya kıst faiz gideri hesaplanarak, bu tutarın dönem kazancından indirilmesi mümkün değildir. Şu andaki cari mevzuat açısından böyle bir eleştiri doğrudur.bu konuda tahakkuk ve dönemsellik kavramları zorlanarak farklı bir yorumla bu giderlerin indirilebileceği şeklinde bir yaklaşımda benimsenebilir. Bu durum vergi hukuku uygulamalarının farklı sonuçlar verdiği izlenimi doğuracak ve uygulamalarda karmaşa yaratacaktır.sorunun çözümü aslında belirli bir yoruma varmak için tahakkuk ve dönemsellik kavramlarının aşırı derecede zorlanmaması ve factoring kuruluşlarının banker olduğunun mevzuatta yer almasıdır. IAC 6