ÖZET Yüksek Lisans Tezi ÇEŞİDİNDE ASMA PERFORMANSI İLE GÖZ VERİMİ, ÜRÜN MİKTARI VE KALİTESİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER Özge KEPENEKCİ Ankara Üniversitesi Fe

Benzer belgeler
Göz ve / veya Tomurcuk sistemi

İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... ii TEŞEKKÜR... iii SİMGELER DİZİNİ... vi ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ... viii 1. GİRİŞ KURAMSAL

Bağcılıkta Yeşil (Yaz) Budaması Uygulamaları

Kalecik Karası Üzüm Çeşidinde (Vitis vinifera L.) Ürün Dalı İstikametlerinin Üzüm Verim ve Kalite Üzerine Etkileri

ORGANİK K BAĞCILIKTA TAÇ YÖNETİMİ

TRAKYA İLKEREN, USLU VE YALOVA İNCİSİ ÜZÜM ÇEŞİTLERİNDE HİDROJEN SİYANAMİD (H 2 CN 2 ) UYGULAMASININ ERKENCİLİK, VERİM VE KALİTE ÜZERİNE ETKİSİ

BAĞCILIKTA BUDAMA. Doç. Dr. Murat Akkurt

Bornova Misketi Ve Cabernet Sauvignon Üzüm Çeşitlerinde Organik Ve Konvansiyonel Yetiştiriciliğin Asmanın Gelişimine, Üzüm Ve Şarap Kalitesine Etkisi

Bazı Sofralık Üzüm Çeşitlerinde Kış Gözü Verimliliğinin Saptanması İle Optimum Budama Seviyelerinin Tespiti Üzerine Araştırmalar

MEYVE AĞAÇLARINDA GÖZLER MEYVE AĞAÇLARINDA DALLAR

Ceviz Fidanı-Ağacı İklim ve Toprak İstekleri

Bazı Sofralık Üzüm Çeşitlerinde Farklı Şarj Ve Yaprak Gübresi Uygulamalarının Gelişme, Üzüm Verimi Ve Kalitesine Etkileri Üzerinde Araştırmalar

KAPLAN86 CEVİZİ. Kaplan 86 Cevizi

TRAKYA İLKEREN, USLU VE YALOVA İNCİSİ ÜZÜM ÇEŞİTLERİNDE HİDROJEN SİYANAMİD (H2CN2) UYGULAMASININ ERKENCİLİK, VERİM VE KALİTE ÜZERİNE ETKİSİ

BAĞCILIKTA BUDAMA VE TERBİYE SİSTEMLERİ

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (42): (2007) 11-15

ÜZÜM TANESİNİN GELİŞİMİ VE YAPISI

Bazı Üzüm Çeşitlerindeki Salkım ve Sürgün Pozisyonunun Üzüm Verim ve Kalitesi ile Vejetatif Gelişime Etkileri

ASMALARDA ÇİÇEK ve ÇİÇEKLENME MORFOLOJİSİ

YALOVA ĠNCĠSĠ VE YALOVA ÇEKĠRDEKSĠZĠ ÜZÜM ÇEġĠTLERĠNDE PRĠMER VE SEKONDER YAZLIK SÜRGÜNLERĠN GELĠġĠM VE VERĠMLĠLĠK DURUMLARININ KARġILAġTIRILMASI

Çayın Bitkisel Özellikleri

Sofralık Üzüm Çeşitlerinde Yıllık Dalların Odunlaşma Düzeyi ile Göz Verimliliği Arasındaki İlişkilerin Belirlenmesi

HASANDEDE ÜZÜM ÇEŞİDİNDE SALKIM UCU KESME VE HÜMİK ASİT UYGULAMALARININ ÜZÜM VERİMİ VE KALİTESİNE ETKİLERİ

Elma kış dinlenmesine ihtiyaç duyan meyve türü olup, soğuklama gereksinimi diğer meyvelere göre uzundur.

Bağ Tesisinde Dikkat Edilmesi Gereken Ekolojik Faktörler

Asmada Tozlanma ve Döllenme Biyolojisi I- Megasporogenez ve Mikrosporogenez

BAHÇE BİTKİLERİNDE BUDAMA TEKNİKLERİ

BAĞCILIKTA BUDAMA. Uygulanış biçimlerime göre: a) Saf budama b) Karışık budama. Budama seviyelerine göre: a) Kısa budama b) Orta budama c) Uzun budama

Key Words : American Vine Rootstock, Vine Cutting Stems, Auxiliary Shoots, Çanakkale.

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

SOFRALIK ÜZÜM ÜRETİMİNDE YAŞANAN SORUNLAR ve SULTANİ ÇEKİRDEKSİZ ÜZÜM ÇEŞİDİNDE KALİTEYİ ARTTIRMAYA YÖNELİK UYGULAMALAR

Determination of The Bud Fertility of Some Grape Varieties Grown in Konya and Kayseri

Journal of Agricultural Faculty of Gaziosmanpasa University. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi.

Pratik Bağcılık. Meyvecilik Araştırma İstasyonu Müdürlüğü. Seçkin GARGIN, Alim GÖKTAŞ. Lütfen Dikkat!...

YURTİÇİ DENEME RAPORU

Amasya Ve Cardinal Üzüm Çeşitlerinde Farklı Ürün Yüklerinin Üzüm Ve Çubuk Verimi İle Kalitesine Etkileri Üzerine Araştırmalar

SEYRELTMESİ UYGULAMALARININ BAZI SALKIM

Red Globe Sofralık Üzüm Çeşidinde Salkım Ucu Kesme ve Yaprak Gübresi Uygulamalarının Üzüm Verimi ve Kalitesine Etkileri *

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

140 Rugeri ve 1103 Poulsen Amerikan Asma Anaçlarında Farklı Sürgün Yükünün Çubuk Verimi ve Kalitesine Etkileri Üzerine Araştırmalar

VEJETATİF ÇOĞALTMA (EŞEYSİZ)

Ilıman iklim kuşağında Dinlenme

Bu nedenle budama, meyvecilikte karlılık oranını artırmak için yapılması gereken en önemli bakım tedbirlerindendir.

Modern (Bodur) ve Geleneksel Meyve Yetiştiriciliği. 04 Şubat 2014 İzmir

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

ZİRAİ MÜCADELE TEKNİK TALİMATLARI CİLT IV. BAĞ MİLDİYÖSÜ Plasmopara viticola (Berk. Et Curt) Berl et de Toni

Bazı Erkenci Sofralık Üzüm Çeşitlerinde Tane Kalite Özellikleri

MEYVE ISLAHININ ÖZELLİKLERİ

Bazı Şaraplık Üzüm Çeşitlerinin Hasat Sonrası Kalite Özellikleri

MEYVECİLİKTE BUDAMA GENEL PRENSİPLER

Uygun koşullar altında gelişen bir bitkinin ilk çiçek taslaklarının görüldüğü zamana kadar geçen dönemi gençlik (juvenile) olarak isimlendirilir.

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

Ayaş Koşullarında Yetiştirilen Böğürtlen Çeşitlerinin Bazı Pomolojik Özelliklerinin Karşılaştırılması

BAĞLARDA GÖRÜLEN BAZI FĠZYOLOJĠK HASTALIKLAR

Bağcılıkta Don Riski ve Önlemleri

belirlenmiştir. En iyi meyve tutumu 22 nolu tozlayıcının %5 lik çiçek tozu un karışımından elde edilmiştir. 3. Denemede kullanılan tozlayıcı

Budama Nedir? Asmaların n genç (yenice) devrelerinde oluşturulmas. turulması; gelişmeyi dengede tutarak mümkm performansa ulaşı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

Kozak Beyazı ve Müşküle Üzüm Çeşidi Kalemlerinin İçyapı Parametrelerindeki Zamana Bağlı Değişimlerin Belirlenmesi

Yalova İncisi Üzüm Çeşidinde Omcanın Farklı Kısımlarından Süren Yazlık Sürgünlerin Bazı Önemli Özelliklerinin Belirlenmesi

Sıcaklık: Bağcılık için en önemli iklim faktörüdür. Etkisi toprak ve hava sıcaklıkları şeklinde irdelenebilir.

Örtü Altına Alınmış Asmada Üzümün Omca Üzerinde Muhafazası Üzerine Bir Araştırma

Ankara (Ayaş) Koşullarında Yetiştirilen Frenk Üzümü Çeşitlerinin Bazı Pomolojik ve Bitkisel Özellikleri

Araştırma Makalesi. Selçuk Üniversitesi Selçuk Tarım ve Gıda Bilimleri Dergisi 24 (3): (2010) 4-8 ISSN:

zeytinist

ZBB306 KODLU SÜS BİTKİLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ DERSİ NOTLARI. Doç.Dr. Soner KAZAZ

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

DİYARBAKIR EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI KIŞLIK KIRMIZI MERCİMEK

MEYVE AĞAÇLARINDA BUDAMA ZİRAAT MÜHENDİSİ SİMGE UÇGUN

Üzüm Çeşitlerinin Yıllık Dallarında Boğuma Göre Farklı Seviye ve Konumlardaki Kabuk, Floem ve Ksilem Kalınlıklarındaki Değişimlerin Belirlenmesi

Gemlik Zeytini. Gemlik

Effect of Different American Grape Rootstocks on Phenological and Pomological Properties of Banazı Black Grape Variety

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

BAZI LİMON ÇEŞİTLERİNİN YILLARI ARASINDA ANTALYA EKOLOJİK KOŞULLARINDA GÖSTERDİKLERİ VERİM VE POMOLOJİK ÖZELLİKLER

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

BAĞCILIKTA BUDAMA VE TERBĠYE SĠSTEMLERĠ

ASMANIN ÇOĞALTILMASI

Organik Bağ Yetiştiriciliğinde Zararlı Yönetimi. Nilgün Yaşarakıncı, Ph.D.

Budama, seyreltme, gübreleme gibi bahçe işleri daha kolay ve ekonomik olarak yapılabilir.

BROKOLĠ YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠ Gübreleme Organik madde oranı toprak analizi sonucunda 0-2 arasında ise ekim öncesinde dekara 1,5 lt gelecek şekilde Hum Elit

Süperior Seedless (Vitis vinifera L.) Üzüm Çeşidinde GA3, Salkım Ucu Kesme ve Bilezik Alma Uygulamalarının Üzüm Verim ve Kalitesine Etkileri

BAZI SOFRALIK ÜZÜM ÇEŞİTLERİNİN VAN EKOLOJİK KOŞULLARINDAKİ ETKİLİ SICAKLIK TOPLAMI DEĞERLERİNİN BELİRLENMESİ

BADEM YETİŞTİRİCİLİĞİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

JEOTERMAL ENERJİ TESİSLERİNİN KURU İNCİR VERİM VE KALİTESİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Bazı Üzüm Çeşitleri ile Melez Çeşit Adaylarının Hatay/Amik Ovası Koşullarındaki Performanslarının Belirlenmesi

AŞI UYUŞMA DÜZEYİ BELİRLENMESİNDE KULLANILAN FORMÜLLERİN FARKLI ÜZÜM ÇEŞİT-ANAÇ KOMBİNASYONLARINDA KARŞILAŞTIRILMASI

Anahtar kelimeler: Hicaznar, potasyum, sogukta muhafaza, kalite

Bu anaçlar tohumla üretilir. Yabani elmaların tohumundan elde edilen bitkilere çöğür, kültür çeşitlerinin tohumdan elde edilenlere ise yoz denir.

Vegetatif (eşeysiz) çoğaltma

T.C. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ERİK YETİŞTİRİCİLİĞİ ERİK FİDANI VE AĞACI İKLİM İSTEKLERİ

SOFRALIK VE ŞARAPLIK ÜZÜM ÇEŞİTLERİ SOFRALIK ÜZÜM ÇEŞİTLERİ

Some Fruit and Morphological Characteristerics Of Five Sweet Cherry Cultivars Grafted On Prunus mahaleb L. Rootstock

Hazırlayan: Tarım Dairesi Müdürlüğü-Zirai Mücadele ve Karantina Şubesi 2013

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

BROKKOLİ (Brassica oleracea var. italica)

Transkript:

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ HASANDEDE ÜZÜM ÇEŞİDİNDE ASMA PERFORMANSI İLE GÖZ VERİMİ, ÜRÜN MİKTARI VE KALİTESİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER Özge KEPENEKCİ BAHÇE BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ANKARA 2007 Her Hakkı Saklıdır

ÖZET Yüksek Lisans Tezi ÇEŞİDİNDE ASMA PERFORMANSI İLE GÖZ VERİMİ, ÜRÜN MİKTARI VE KALİTESİ ARASINDAKİ İLİŞKİLER Özge KEPENEKCİ Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Danışman: Prof.Dr. Y.Sabit AĞAOĞLU Bu çalışma, Çift Kollu Guyot ve Çift Kollu Sabit Kordon terbiye sistemlerinde 60, 80 ve 100 cm olmak üzere 3 farklı gövde yüksekliği uygulanarak yetiştirilmiş Hasandede üzüm çeşidine ait omcalarda asma performansı ile göz verimi, ürün miktarı ve kalitesi arasındaki ilişkileri araştırmak üzere yapılmıştır. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma ve Uygulama Bağında, her uygulama kombinasyonuna ait 30 omcanın ayrı ayrı budama odunu ağırlığı, bir yaşlı dal çapı, sürme oranları, salkım sayısı/göz oranları ve omca verimi tespit edilmiştir. Bahçe Bitkileri Bölümüne ait laboratuvarda ise her bir uygulama kombinasyonu için 25 tane ağırlığı, suda çözünebilir kuru madde miktarı, titrasyon asitliği ve şıra ph ları tespit edilmiştir. Araştırmada üzerinde durulan özellikler bakımından elde edilen gözlemler Tesadüf Parsellerinde Faktöriyel Deneme Deseninde varyans analizi tekniği ile irdelenmiştir. Grup ortalamalarının karşılaştırılmasında da Duncan testi uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, gövde yüksekliğinin budama odun ağırlığı ortalamasını etkilediği tespit edilmiştir. En düşük budama odun ağırlığı ortalaması 60 cm gövde yüksekliği verilmiş omcalardan elde edilmiştir. Sürgün çapı ve terbiye şekli arasında bir ilişki olduğu ve Çift Kollu Guyot terbiye şekli verilmiş omcalarda sürgün çapı ortalamasının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Terbiye şeklinin verim ve salkım sayısını etkilediği, Çift Kollu Sabit Kordon terbiye şeklinin verim ve salkım sayısını arttırdığı görülmüştür. Titrasyon asitliği ele alındığında ise Çift Kollu Guyot terbiye şekli verilmiş omcalarda titrasyon asitliğinin daha yüksek olduğu, terbiye şekli ve gövde yüksekliği uygulama kombinasyonunun da sürme oranını etkilediği bulunmuş, en yüksek sürme oranının ise Çift Kollu Guyot terbiye şekli ve 80 cm gövde yüksekliğinde görülmüştür. Sürgün çapı ve göz verimliliği arasında istatistik açıdan önemli (p 0.03<0.05) pozitif bir korelasyon (r=0.162) tespit edilmiştir. 2007, 61 sayfa Anahtar Kelimeler: Hasandede cv., asma performansı, göz verimliliği, ürün kalitesi i

ABSTRACT Master Thesis RELATIONSHIPS BETWEEN GRAPEVINE PERFORMANCE AND BUD FERTILITY, YIELD AND BERRY QUALITY ON HASANDEDE GRAPEVINE Özge KEPENEKCİ Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Horticulture Supervisor: Prof.Dr. Y.Sabit AĞAOĞLU This study has been performed to research the relation between grapevine performance and shoot efficiency, product quantities and quality in Hasandede, which has been trained by double branched Guyot and Cordon training system with different stock height. Pruning weight, the cane diameter, bud burst ratios, number of inflorescences per bud of 3o vines from each application was determined. The study was performed in Research and Experiment Vineyard of Department of Horticulture, Faculty of Agriculture, University of Ankara. The weights of 25 berries of grapes, the total soluble solids, titretable acidity and ph of juice are also determined and compared in Postharvest Physiology Laboratory of Department of Horticulture. The shot which is built according to the Randomized Block Design on factorial regulation with analysis of variance of variance. Duncan test is used for comparision of group means. As a result of the investigation of relationship between weight of grapevines and trunk height, cane diameter and training system, bud burst and training system and trunk height applications, vine yield and training system, the number of cluster and training system, and titration acidity and training system, it has been revealed that there is a relationship between these features as statistically. The level of 60 cm trunk height drop the wooden weight. Vine stock yield and number of cluster was increased by the Cordon training system. Cane diameter and titretable acidity was increase by the Guyot training system. Positive (r=0.162) and important as statistically (p0.03<0.05) correlation between cane diameter and bud burst was found in this study. 2007, 61 pages Key Words: Hasandede cv., grapevine performance, bud fertility, grape quality. ii

TEŞEKKÜR Değişik terbiye sistemlerinde yetiştirilen Hasandede üzüm çeşidinde asma performansı ile göz verimi, ürün kalitesi ve miktarı arasındaki ilişkiler konusunda beni çalışmaya yönlendiren ve araştırmam boyunca çalışmalarımı titizlikle takip eden, bilgi ve yardımlarını esirgemeyen danışman hocam Prof. Dr. Y. Sabit AĞAOĞLU (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü) na teşekkürlerimi sunmayı görev sayarım. Çalışmalarım süresince desteklerini ve yardımlarını esirgemeyen hocalarım sayın Prof. Dr. Hasan ÇELİK, Prof. Dr. Birhan KUNTER ve Prof. Dr. Gökhan SÖYLEMEZOĞLU (Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü) na teşekkürlerimi sunarım. Araştırmamda yardımlarını benden esirgemeyen Araş. Gör. Ecevit EYDURAN (Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi) na ve sevgili arkadaşım Çiğdem BAŞARAN a teşekkürlerimi sunarım. Özge KEPENEKCİ Ankara, Şubat 2007 iii

İÇİNDEKİLER ÖZET... i ABSTRACT... ii TEŞEKKÜR... iii SİMGELER DİZİNİ... vi ŞEKİLLER DİZİNİ... vii ÇİZELGELER DİZİNİ... viii 1. GİRİŞ... 1 2 KURUMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAŞTIRMALARI... 3 3 MATERYAL VE METOT... 15 3.1 Materyal... 15 3.2 Metot... 15 3.2.1 Deneme deseni... 15 3.2.2 Fenolojik gözlemler... 16 3.2.3 Budama odun ağırlığı (g)... 17 3.2.4 Sürgün çapı (mm)... 17 3.2.5 Sürme oranı (%)... 17 3.2.6 Göz verimliliği (adet)... 17 3.2.7 Omca verimi (kg)... 17 3.2.8 25 tane ağırlığı (g)... 17 3.2.9 Suda çözünebilir kuru madde miktarı (%)... 18 3.2.10 Titrasyon asitliği (g/l)... 18 3.2.11 Şıra ph sı... 18 4. ARAŞTIRMA BULGULARI... 19 4.1 Fenolojik Gözlemler... 19 4.2 Uygulamaların Sürgün Çapı Üzerine Etkileri... 21 4.3 Uygulamaların Budama Odun Ağırlığı Üzerine Etkileri... 22 4.4 Uygulamaların Göz Verimliliği Üzerine Etkileri... 23 4.5 Uygulamaların Sürme Oranı Üzerine Etkileri... 24 4.6 Uygulamaların Omca Verimi Üzerine Etkileri... 26 4.7 Uygulamaların Salkım Sayısı Üzerine Etkileri... 26 4.8 Uygulamaların 25 Tane Ağırlığı Üzerine Etkileri... 27 iv

4.9 Uygulamaların Kuru Madde Miktarı Üzerine Etkileri... 28 4.10 Uygulamaların Titrasyon Asitliği Üzerine Etkileri... 30 4.11 Uygulamaların Şıra ph sı Üzerine Etkileri... 31 4.12 Sürgün Çapı ve Göz Verimliliği Arasındaki İlişkiler... 32 4.13 Budama Odun Ağırlığı ile Göz Verimliliği Arasındaki İlişkiler... 33 5. TARTIŞMA VE SONUÇ... 35 KAYNAKLAR... 39 EK 1. Sürgün Çapı (mm), Budama Odun Ağırlığı (g), Göz Verimliliği Ve Sürme Oranı (%) İle Terbiye Şekli, Gövde Yüksekliği Ve Terbiye Şekli Gövde Yüksekliği Uygulama Kombinasyonlarına Ait Tanıtıcı İstatistikler... 44 EK 2.. Sürgün Çapı (mm), Omca Verimi (kg), Salkım Sayısı, 25 Tane Ağırlığı, Kuru Madde Miktarı ve Titrasyon Asitliği (g/l) İle Terbiye Şekli, Gövde Yüksekliği Ve Terbiye Şekli Gövde Yüksekliği Uygulama Kombinasyonlarına Ait Tanıtıcı İstatistikler... 54 ÖZGEÇMİŞ... 63 v

SİMGELER DİZİNİ % Yüzde g kg lt mm G60 K60 N Gram Kilogram Litre Milimetre G: Çift Kollu Guyot terbiye şekli 60: cm olarak gövde yüksekliği K: Çift Kollu Sabit Kordon terbiye şekli 60: cm olarak gövde yüksekliği Gözlem adedi Ortalama ± S Standart hata me mili ekivalen vi

ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 4.1 Hasandede üzüm çeşidine ait sürgün çapı ve omca verimi arasındaki ilişki 33 Şekil 4.2 Hasandede üzüm çeşidine ait budama odun ağırlığı ve omca verimi arasındaki ilişki... 34 vii

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 4.1 Hasandede üzüm çeşidinin fenolojik gözlemleri... 20 Çizelge 4.2 Uygulamaların sürgün çapı üzerine etkilerinin değişimi... 21 Çizelge 4.3 Uygulamaların budama odunu ağırlığına etkilerinin değişimi... 22 Çizelge 4.4 Uygulamaların göz verimliliğine etkilerinin değişimi... 23 Çizelge 4.5 Gövde yüksekliği ve terbiye şekli uygulamalarının sürme oranı üzerine etkilerinin değişimi... 24 Çizelge 4.6 Gövde yüksekliği x terbiye şekli interaksiyonunun sürme oranına etkilerinin değişimi... 25 Çizelge 4.7 Uygulamaların omca verimine etkilerinin değişimi... 26 Çizelge 4.8 Uygulamaların salkım sayısına etkilerinin değişimi... 27 Çizelge 4.9 Uygulamaların 25 tane ağırlığına etkilerinin değişimi... 28 Çizelge 4.10 Uygulamaların kuru madde miktarına etkilerinin değişimi... 29 Çizelge 4.11 Uygulamaların titrasyon asitliğine etkilerinin değişimi... 30 Çizelge 4.12 Uygulamaların şıra ph sına etkilerinin değişimi... 31 Çizelge 4.13 Hasandede üzüm çeşidine ait sürgün çapı (mm) ve göz verimlilikleri (salkım sayısı/göz) arasındaki ilişkiler... 32 Çizelge 4.14 Hasandede üzüm çeşidine ait budama odun ağırlığı (g) ve göz verimlilikleri (salkım sayısı/göz) arasındaki ilişkiler... 34 viii

1. GİRİŞ Asmaların kışlık tomurcuklarında sürme olayı, çoğu araştırıcının hemfikir olduğu gibi tomurcuk pullarının arasından ilk yeşil rengin görülmesidir (Branas et al. 1946, Baldwin 1965, Fidan 1966, Alleweldt and Hofaecker 1975). Asmalarda sürme, çeşit özelliği (gelişme kuvveti, dal yapısı vb.) ile çeşidin özelliklerini etkileyen budama, terbiye şekli, anaç ve diğer kültürel uygulamalar ile ekolojinin etkisi altında gerçekleşmekte ve göz sisteminde primer tomurcuğun gelişerek verimli yaz sürgünü oluşturmasını ifade etmektedir. Bağlarda budama sırasında omca üzerinde bırakılan gözlerdeki primer tomurcukların sürme ve sağlıklı sürgün oluşturma oranı, elde edilecek ürünün kalitesi üzerine doğrudan etkilidir. Primer tomurcuğun sürmediği durumlarda, eğer sağlıklı iseler sekonder ve tersiyer tomurcuk sürmektedir. Yapısal olarak primer tomurcuklardan farklı olmayan bu tomurcuklar, verimlilik potansiyeline sahip olmakla birlikte verimsiz yada düşük verimli olmaları ile tanımlanmaktadır (Çelik vd. 1998c, Ağaoğlu 1999). Asmalar, dolayısıyla onların oluşturdukları bağların yıllık verimliliğinde doğrudan etkili kış gözleri içerisinde yer alan salkım taslaklarının oluşma, gelişme ve son şekillerini alma tarihleriyle bunların oluşma ve gelişmeleri üzerine etkili faktörlerin bilinmesi, verimliliği arttıracak teknik ve kültürel uygulamaların daha etkili kullanılmasını sağlayacaktır (Fidan 1966, 1985, Ağaoğlu 1969). Yıllık dallar üzerindeki boğumlarda yer alan ve içerisinde genellikle üç adet tomurcuk bulunan kışlık gözlerden normal koşullarda ortadaki primer tomurcuk ilkbaharda ana ürünü vermek üzere sürmeye başlar. Primer tomurcuğun ölmesi veya zarar görmesi, kış donları, ilkbahar geç donları, tomurcuk nekrozu veya zararlılar yoluyla olabilmektedir. Ayrıca gelişmenin daha ileri aşamasında da primer sürgün mekanik (dış) yolla zarar görerek kırılması sonucu sekonder tomurcuklar sürmektedir. Sekonder tomurcuklar sürerek hem vegetatif organların devamlılığını sağlar hem de çeşitlere ve yıllara göre değişen ölçüde normal ürüne yakın ürün verebilirler. Bu nedenle bağcılıkta 1

tomurcukların verimlilikleri yanında, sekonder ve tersiyer tomurcukların verimlilikleri de önem taşımaktadır (Güner 2005). Primer tomurcuğun sürmesini engelleyen olaylar bağcılıkta yetersiz ve düzensiz sürmeye ve bunun sonucunda da verimin azalmasına neden olmaktadır. Bu olaylardan biri olan primer tomurcuk nekrozu (PTN) fizyolojik bir araz olarak tanımlanmaktadır (Vasudevan 1997). Nekrozlu primer tomurcuğu içeren kış gözünün dış görünüşü, normal kış gözü ile aynıdır. Fakat gözler açılıp incelendiğinde primer tomurcuğun zararlandığı; sekonder tomurcukların ise daha iyi geliştiği görülmektedir (Lavee et al. 1981, Morrison and Iodi 1990, Perz - Harvey and Kliewer 1990). Primer tomurcuğun nekroz sonucu ölmesi nedeniyle verimlilikte azalmalar meydana gelmektedir. Sofralık üzümlerde kalite; çeşidin hoşa giden tadını, karakteristik rengini, tam oluşmuş tanelerini ve daima aynı tarzda (geniş-orta büyüklükte) salkımların kombinasyonunu ifade eder. Üzümün büyüme devresindeki pek çok faktör kalite oluşumunda etkilidir. Bağlardan düzenli ve kaliteli bir ürün alınabilmesi için kış budamaları kadar vejetasyon döneminde yapılan göz, sürgün, yaprak veya salkımların ya da tanelerin bir kısmının veya tamamının uzaklaştırılmasını içeren yaz budamalarının önemi de büyüktür. Yaz budama uygulamalarının etkileri zamana, anaca, çeşide, ekolojiye, yapılış şekline ve yetiştirme tekniğine göre değişiklik gösterebilmektedir. Sofralık üzüm yetiştiriciliğinin ekonomik değer taşıdığı ülkelerde, yaz budamaları kaliteyi arttırıcı uygulamalar olarak dikkati çekmektedir (Winkler et al. 1974). Bu çalışmada, Ankara koşullarında farklı gövde yüksekliklerinde ve farklı terbiye şekilleri verilmiş Hasandede üzüm çeşidinde asma performansı ile göz verimi, ürün miktarı ve kalitesi arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Asma göz verimliliği, asmanın bir yıl önceki, vegetasyon periyodu aşamasında gösterdiği büyüme ve gelişme, asma performansı ile yakından ilgilidir. Asma performansını en iyi gösteren husus ise, sürgün çapı ile budama odun ağırlığı dediğimiz parametrelerdir. Bu nedenle bu çalışma ile, Hasandede çeşidine ait omcalarda sürgün çapı ile budama odun ağırlığı, göz verimi, ürün miktarı ve bazı kalite parametreleri arasındaki ilişkilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. 2

2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ARAŞTIRMALARI Asmalarda göz denildiğinde çoğu kez bir yaşlı dalların boğumları üzerinde bulunan kış gözleri anlaşılmaktadır. Çünkü asmanın verimli yaz sürgünleri, bu gözlerin içerisindeki tomurcuklardan, özellikle primer (ana) tomurcuktan oluşurlar. Asma gözü birden fazla sürgün yatağı (tomurcuk) bulunan kompleks bir yapıyı tanımlamaktadır (Ağaoğlu 1969). Gözler yapılarına göre, yaprak (odun) ve meyve (karışık) göz ve/veya tomurcukları; sürgün veya kol üzerinde bulundukları yere ve sürme zamanlarına göre, aktif (hazır, erkenci) tomurcuklar; kış (uyur, kompleks, lantent) gözleri, adventif gözler ve/veya tomurcuklar, pasif tomurcuklar; köken ve gelişme şekillerine göre, aktif tomurcuklar ve kış gözleri olarak üç grupta sınıflandırılmaktadır (Ağaoğlu 1969). Her bir sürgün yatağının üzeri sarımsı yeşil pullar ile kaplıdır. Tomurcuk pulları ve sürgün yataklarında sarı-grimsi tüyler bulunur. Bu tüyler salkım taslaklarını yün gibi sararak hem zararlı böceklerden korumakta, hem de tüyler arasındaki hava boşlukları sayesinde soğuk havanın tomurcuk merkezine girmesini önleyerek donmasına engel olmaktadır (Fidan 1966). İlkbaharda toprak sıcaklığı ile günlük ortalama hava sıcaklığının 10 C nin üzerine çıkmasıyla birlikte, gözlerde iç gelişme hızlanmakta, gözler kabarmaya ve üzerindeki koruyucu pullar uç kısımdan itibaren ayrılmaya başlayarak önce yünsü bir yapı gösteren tomurcuk tüyleri ve daha sonra da yeşil sürgün ucu belirmeye başlamakta, yani göz ve/veya tomurcuk sürme işlemini tamamlamaktadır (Ağaoğlu 2002). Tüm tomurcuklarda boğum ve boğum aralarına sahip olan büyüme konisi bulunmaktadır. Boğumlarda minyatür şeklinde yaprak taslakları bulunur. Tomurcuklarda büyüme konisinin yanında ve yaprak taslaklarının karşısında salkım ve sülük taslakları bulunmaktadır. Salkım taslağının ilk görüldüğü safhaya morfolojik ayrım safhası denir. Bu safhada büyüme konisinin iki tarafında simetrik olarak oluşan yaprak ve salkım taslakları protoplazmik bir kütle halinde görünürler. 7. boğum taslağından itibaren üst boğumlarda sülük taslaklarının büyüme konisindeki ilk 3

ayrımları, salkım taslakları gibidir. Ancak bir süre sonra sülük taslakları salkım taslakları gibi asimetrik bir dallanma göstermemekte aksine simetrik bir dallanma göstermektedirler (Ağaoğlu 1969). Asmanın yaprak sapı koltuğunda, kısa zamanda farklılaşma kabiliyetinde olan aktif tomurcuk bulunmaktadır. Çok kısa bir süre içerisinde bu tomurcuğun hemen yanında, aynı düzlem üzerinde kış gözü adı verilen ve asmada çok önemli rolü olan göz oluşmaktadır (Ağaoğlu 1999). Aynı gelişme dönemi içerisinde oluşup sürgün veren aktif tomurcuklar kısa zamanda sürmek sureti ile erkenci dal veya koltuk adı verilen ikincil bir sürgün oluştururlar (Fidan 1966, Ağaoğlu 1969). Kış gözleri ise, boğumlar üzerinde yaprakların yaz sürgününe bağlandığı koltuk kısmında oluşup, o gelişme devresi içerisinde büyüme ve gelişmelerini sürdürerek, kışı dinlenme halinde geçirdikten sonra ertesi ilkbaharda sürerek asmanın ana ürününü üzerinde taşıyacak yaz sürgünü oluştururlar (Çelik vd. 1998a). Primer tomurcuklar, gelişme döneminin başlangıcından dinlenmeye girdikleri ana kadar geçen 7-8 aylık devrede 1-4 adet salkım, 6-12 adet boğum ve/veya yaprak, birkaç adet de sülük taslağı içeren yapı oluşturmaktadırlar (Ağaoğlu 1969). Bu tarihten sonra tomurcuklar ertesi yılın Mart ayına kadar kış dinlenmesine girerler. Bundan sonra tomurcukların gelişimi yeniden başlar fakat yeni organlar oluşamaz, ancak oluşmuş olanlar gelişir. Tomurcuklar içindeki tüyler ve pullar birbirinden ayrılır ve sürme gerçekleşir (Oraman ve Ağaoğlu 1969). Asmaların verimliliği denildiğinde, yaz gelişme döneminde yaprak koltuklarında oluşmaya başlayıp, belli ayrım periyotlarından geçerek gelişmesini tamamladıktan sonra dinlenme halinde ertesi yılın ilkbaharına ulaşan kış gözlerindeki primer tomurcukların verimliliği anlaşılmaktadır. Sekonder tomurcukların verimlilikleri ancak primer tomurcuğun zararlanmasından oluşacak zararın biraz olsun karşılanabilecek olması ve vegetatif organların devamlılığını sağlaması açısından önemlidir (Ağaoğlu 1969). Asmalarda kış gözlerinin verimliliği, daha çok salkım sayısı/göz oranı ile ifade edilmekte; fakat bunun yanında bağda ve kontrollü koşullarda gözler sürdükten sonra belirlenen çiçek tomurcuğu/göz, çiçek sayısı/salkım oranları ile de ifade 4

edilebilmektedir (İlter 1980). Bununla birlikte omcanın ürün verimliliği, göz verimliliğinin yanında sürgün sayısı/göz, salkım sayısı/sürgün, tane sayısı/salkımın tamamını kapsar (Ağaoğlu 1999, 2002). Büyüme gücü, salkım ve çiçek oluşumuna etki eden en önemli faktörlerdendir. Sürgünlerin büyümesi ile salkım sayısı/göz, çiçek sayısı/göz veya çiçek sayısı/sürgün oranları arasında olumlu bir ilişki bulunmaktadır (Huglin 1958). Ancak çok kuvvetli gelişmeler göz verimliliğini azaltmaktadır (Thomas and Barnard 1937, Sartorius 1968). Sürgün büyüme hızının belli düzeye kadar artışı ile verimlilik de artmakta, ancak büyüme hızının daha da artması tomurcuk verimliliğinin (ertesi yılda sürgün başına düşen salkım sayısı) azalmasına neden olmaktadır. Bu nedenle, yüksek tomurcuk verimliliği eldesi için kabul edilen sürgün büyüme gücünden çok fazla sürgün gelişiminin asmalarda tomurcuk nekrozuna neden olduğu belirlenmiştir. Tomurcuk nekrozu üzerine yapılan çalışmalar son yıllarda hız kazanmış ve bu durumun bazı yörelerde özellikle, bazı çeşitlerde daha fazla gözlendiği saptanmıştır (Bernstein 1973, Lavee et al. 1981, Yürekli 2004). Asmada düşük sıcaklıklara karşı en duyarlı organlar gözlerdeki tomurcuklardır. Buna bağlı olarak kış aylarında meydana gelen donlar asmanın daha çok kış gözleri üzerinde etkili olmakta, vegetatif gelişmenin en duyarlı ve aktif olduğu dönemde ise ilkbahar geç donları asmanın henüz sürmüş primer sürgünleri üzerinde büyük bir zarar yapmakta ve büyük ekonomik kayıplara sebep olmaktadır (Aydın 2001). Vitis vinifera L. çeşitleri için, sıcaklığın düşme hızına ve etkili olan süresine bağlı olarak, -12 C de kış gözleri, -16 C de dallar ve -20 C de kollar zarar görmeye başlar. Kış donlarının etkisi değerlendirilirken üzerinde durulması gereken en önemli kriter sıcaklığın 10 C nin altına düştüğü şiddetli donlu gün sayısıdır (Çelik 1998). Hava sıcaklığının 3.5 C ye düşmesi ile açılmak üzere olan kış gözlerinde (pamuklaşmış göz safhası) primer tomurcuklar zarar görebilmektedir. Don olayı, önce yaprak dokusunu oluşturan hücrelerarası alanlarda gerçekleşir (Çelik vd. 1998a). Hücrede meydana gelen zararlanma; sıcaklığın düşük derecelerde olması, zarar için gerekli sıcaklık eşiğinin altında daha uzun süre geçirme, dondan önce düşük sıcaklık ve 5

radyasyon, sıcaklıkta ani düşüş, alıştırılmamış doku ve omca sağlığının iyi olmasına bağlı olarak değişmektedir (Matthews 1997). İlkbahar donlarının etkisi, asma organlarının gelişme durumu ve don olayının oluş zamanına göre değişmektedir. Kış gözlerinin patlamasından hemen sonra meydana gelen don olaylarında birkaç cm uzunlukta olan yeşil sürgünler soğuk etkisiyle sürgün ucundaki dokuların canlı kalmasına rağmen kahverengileşip birkaç gün içerisinde düşmektedir. Bu dönemde sadece ana tomurcuktan oluşan sürgünler zarara uğrarlar (Branas 1974). Asmalarda GA 3 uygulaması sürgün gelişimini arttırmaktadır. Queen, Alphonse Lavellée ve Early Panse çeşitleri ile yapılan bir çalışmada, çiçeklenme sonrası GA 3 uygulamaları ertesi yılın verimliliğinde oldukça belirgin bir düşüşle sonuçlanmıştır (Lavee et al. 1993). Budama sırasında omca üzerinde bırakılan dal ve göz sayısı ile sürme arasındaki ilişki incelendiğinde; fazla göz bırakılan asmalarda gözlerin uyanma oranının ilk birkaç yıl yüksek olduğunu, ancak daha sonra uyanmada doğrusal bir azalış olduğu saptanmıştır. Yani ürün yükü arttıkça gözlerin sürme oranı azalmıştır. Buna karşılık asma üzerinde bırakılan göz sayısı arttıkça, salkım sayısında ve yaş meyve veriminde doğrusal bir artış kaydedilmiştir (Antcliff and May 1956). 1967-1968 yaz aylarında; ilkbaharda 1-7 göz üzerinden budanan bir yaşlı dallarda yapılan incelemelerde, kışlık gözlerin bir kısmının sürmediği, devamlı uyku halinde kaldığı görülmüştür. İki yıl süreyle denemeye alınan beş çeşidin muhtelif anaçlar üzerindeki sürme durumları incelenmiş ve dip gözlerin ortalama sürme oranlarının düşük olduğu görülmüştür. Dalın uç kısımlarına doğru çıkıldıkça ortalama sürme oranı artmıştır. Buna göre 6. ve 7. boğumlardaki gözlerin ortalama sürme yüzdeleri ise dip gözlere nazaran daha yüksek bulunmuştur. En yüksek ortalama sürme yüzdesi 41B üzerine aşılı Kalecik karası çeşidinin 7. gözünde saptanırken, en düşük ortalama sürme yüzdesi aynı anaç üzerine aşılı Kalecik karası çeşidinin 1. gözünde saptanmıştır (Ağaoğlu 1969). 6

Kırmızı örümcek, asma kış gözünün tomurcuk pulları içinde kışı geçirerek Nisan dan itibaren tüm bitkiye yayılmaktadır. Bunun sonucunda da primer tomurcuk zarar görmektedir (Weischer and Muenster 1978). Daha ileriki aşamada primer tomurcuğun ölmesiyle meyve tutumunda veya miktarında bir azalma olduğu, boğum aralarının kısaldığı ve sekonder tomurcuğun sürdüğü belirlenmiştir (Karaağaç 2000). İlkbaharda süren primer tomurcuk ana sürgünü oluştururken, sekonder tomurcuklar dinlenmede kalırlar ve primer tomurcuk herhangi bir nedenle zarar görürse önce sekonder tomurcuk sürerek primer sürgünün yerini alır, sekonder tomurcuk da zararlanırsa tersiyer tomurcuk sürmektedir (Çelik vd. 1998a). Göz içindeki sekonder tomurcuklardan alt kısımda bulunan en gelişmiş olanı, çeşitlere göre değişmekle beraber, genellikle bir salkıma sahipken, diğerleri (tersiyer) çoğunlukla verimsiz olduklarından, sürseler bile bunlardan verim alınmamaktadır (Ağaoğlu 1969). Yapılan bir çalışmada da, sekonder tomurcukların çeşitlere ve yıllara göre değişen düzeylerde önemli derecede ürün verebileceği saptanmıştır (Karaağaç 2000, Aydın 2001). Yapılan tomurcuk açma çalışmalarında; Hasandede çeşidinin sekonder tomurcuklarının önemli derecede verimli olduğu gözlemlenmiştir, bu tomurcukların %15-20 sinin de çift salkım taşıdığı ifade edilmiştir (Ağaoğlu 1969). Sekonder tomurcuğun önemi, ana ürünü veren primer tomurcuğun herhangi bir nedenle ölmesi, zarar görmesi veya ondan oluşan sürgünün belirli bir gelişme aşamasına gelinceye kadar herhangi bir nedenle zarara uğraması ya da asmada göz sayısının normalden daha az bırakılması durumunda primer tomurcuğun baskısının ortadan kalkması ve sekonder tomurcuğun sürmesiyle anlaşılır (Aydın 2001). Asmalarda sürmeye bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar asmaların performansını bütünüyle etki etmektedir. Sürmeyi, dolayısıyla da verimliliği olumsuz yönde etkileyen faktörlerden biri de Primer Tomurcuk Nekrozu dur (PTN). Bir gelişme bozukluğu olarak tanımlanan PTN, kış gözü içinde gelişen primer tomurcuğun, nadiren de sekonder tomurcukların dehidrasyona ve dumura uğraması ile meydana gelen fizyolojik bir zararlanmadır (Güner 2005). 7

Tomurcuk nekrozu üzerine yapılan çalışmalarda yaz aylarının sonunda primer tomurcuğun renginin açık yeşilden koyu yeşile, özellikle de kahverengiye dönüştüğü (Perez - Harvey and Kliewer 1990, Wolf and Warren 1995), nekrotik bölgenin oluşumundan kısa bir süre sonra da primer tomurcukta kurumalar meydana gelerek öldüğü belirlenmiştir (Perez - Harvey and Kliewer 1990). Yapılan sürgün seyreltmeleri, ışıklanmayı arttırdığından tomurcuk nekrozunun oluşumunu azaltmaktadır. Perez - Harvey ve Kliewer (1990) ile Wolf ve Warren (1995) sürgün seyreltmesinin tomurcuk nekrozunda azalmalara neden olduğunu belirtmişlerdir. Yapılan çalışmalar bir yaşlı dal üzerindeki kış gözlerinin verimliliğinin genel olarak dipten dalın orta kısmına doğru çıkıldıkça arttığı, ortadan uca doğru ise azaldığı; ancak en yüksek verimin bulunduğu konumun, çeşitlere, ekolojik koşullara, bakım ve beslenme durumuna ve budama şiddetine göre değiştiğini göstermiştir. Ancak, maksimum verimin bulunduğu pozisyon çeşitlere göre değişmektedir (Çelik 1998). Örneğin Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidinde 5. boğumdan sonra göz verimliliğinin arttığı ve 20. boğuma kadar yüksek bir verimlilik gösterdiği saptanmıştır (Winkler ve Shemsettin 1937). Ağaoğlu (1969) maksimum verimliliğin (iki yılın ortalamasına göre) Hasandede çeşidinde 4., 5. ve 6. gözlerde olduğunu tespit etmiştir. Odabaş (1984), kışı sert geçen yöreler ile ilkbahar geç donlarının hüküm sürdüğü yörelerde geç budama ile sürmeyi geciktirerek asmalarda zararlanmanın en aza indirildiğini ifade etmiştir. Dağlı (1969) tarafından farklı anaçlar üzerine aşılı Sultani Çekirdeksiz üzüm çeşidi omcalarında erken ve geç budamanın etkilerini araştırmak için yürütülen denemenin sonuçlarına göre, tomurcuklarda sürme, anaçlara göre farklı zamanlarda meydana gelmiştir. Yapılan bir çalışmada Pusa Seedless çeşidinde dalların 3, 6, 9 ve 12 göz üzerinden budanmalarının verimlilik ve tomurcukların sürme yüzdesi üzerine etkisi araştırılmıştır. Kısa budamada (3 gözlü) daha erken ve daha yüksek oranda uyanma elde edilmiştir. Uç 8

ve dip kısımlarda yer alan gözler, budama şiddetinden etkilenmeden en yüksek verimi sağlamıştır (Madhava Rao and Mukherjee 1973). Bangalore Purple çeşidine budama şiddeti ile zamanının, gelişme, verim ve ürün kalitesi üzerine etkisini araştıran Shinde ve Rone (1980), baş terbiye şeklinde yetiştirilen omcaları, 75, 100, 125, 150, 175 ve 200 g budama odunu için 1 göz bırakılacak şekilde budanmışlardır. En yüksek sürme oranı, en şiddetli ve daha erken budama yapılan asmalarda bulunmuştur. Bununla beraber en yüksek verim (5.1 kg/omca) 125 g budama odunu için 1 göz bırakılan ve daha erken budanan asmalardan elde edilmiştir (Shinde and Rone 1980). 120 cm gövde yüksekliğine sahip modifiye edilmiş Lens Moser terbiye şekli verilen Pamid çeşidine ait asmalar 24, 28, 32 ve 36 göz/omca (4860 ile 73440 göz/ha) olacak şekilde budanmıştır. Göz sayısı ile sürme yüzdesi ve verimlilik katsayısı arasında negatif bir korelasyon bulunmuştur. Artan göz sayısı ile omca başına salkım sayısı ve verim artmış, ancak bu artış göz sayısı ile doğrudan orantılı olmamıştır (Pondev 1985). 1.2x2.4 m aralıklarla yetiştirilen, 1.2 m gövde yüksekliği ile Kordon terbiye sistemi verilen Merlot/41B çeşidinde omca başına 26, 32, 38, 44, 50, 56 ve 62 göz bırakılarak, gelişme ve verim üzerine budama seviyesinin etkisi araştırılmıştır. Verimlilik katsayısı ve tomurcuk patlama yüzdesi, göz sayısının artması ile yarı logaritmik olarak azalmıştır. Omca başına salkım sayısı 44 göz/omca ya kadar artmış, bu seviyeden sonraki yüklemelerde ise omca başına verim de artmıştır. Yine göz sayısının artması, ilk yıldan itibaren sürgün gelişmesini sınırlandırmıştır (Nikov 1987). İtalya da Guyot terbiye şekli verilmiş farklı üzüm çeşitlerinde yapılan sekonder tomurcuk verimliliği ile ilgili çalışmalarda, genellikle çeşitlere bağlı olarak, sekonderlerin primer sürgünlere göre daha az verimli olduğu saptanmıştır (Matti et al. 1989). Anaçların bazı üzüm çeşitlerinde, erkencilik verim ve kalite özellikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. Araştırma materyali olarak 41B, 420A, 110R ve Rupestris du Lot 9

Amerikan asma anaçları üzerine aşılı Adana karası, Tarsus beyazı, Perlette, Panse Precoce, Cardinal, Muscat Rein de Vigne ve Italia çeşitleri kullanılmıştır. 420A ve Rupestris du Lot anaçları ile diğer anaçlar arasında sürme oranı yönünden istatistiki olarak önemli bir farklılık bulunmamakla beraber; bunların, gözleri daha erken uyandırma eğilimlerinin olduğu saptanmıştır. Ayrıca üzümlerin, Rupestris du Lot üzerine aşılı çeşitlerde daha erken; 41B üzerine aşılı olanlarında ise bunun tersine daha geç olgunlaştığı gözlemlenmiştir (Tangolar ve Ergenoğlu 1989). Sürgünlerin gelişmesini etkileyen bir diğer faktör de sürgün seyreltmesidir. Syrah çeşidinde yapılan çalışmada çiçeklenme zamanına yakın dönemlerde %75 ve %85 oranında gerçekleştirilen sürgün seyreltmesinin kalan sürgünlerin kuvvetini arttırdığı saptanmıştır. Çalışmada sürgün seyreltmesinin 2. den 10. boğuma kadarki tüm boğumlarda primer tomurcuk nekrozunun etkisini arttırdığı belirlenirken, sürgün seyreltmesinin şiddeti ile tomurcuk nekrozunun oluşumu arasında pozitif bir ilişki olduğu ifade edilmiştir (Dry ve Coombe 1994). Bu çalışmanın aksine Wolf ve Warren ın (1995) Riesling çeşidinde yaptıkları çalışmada ilk yıl omca üzerinde daha az sürgün bırakılmasına rağmen tomurcuk nekrozu oranının (%30), daha fazla sürgün bırakılan ikinci yıla göre daha düşük olduğu (%44) belirlenmiştir. Benzer şekilde Thompson Seedless çeşidine ait omcalarda yapılan sürgün seyreltmesi, tomurcuk nekrozunda azalmalara neden olmuştur (Perez - Harvey and Kliewer 1990). Sürgün gelişme kuvvetini gösteren bir diğer faktör ise tomurcuk dokularındaki karbonhidrat seviyesidir. Çeşitlere, iklim koşullarına ve yapılan kültürel uygulamalara bağlı olarak tomurcuk dokularındaki karbonhidrat seviyesi farklılık göstermektedir. Nişasta seviyesi ile nekroz arasında negatif bir ilişki bulunmaktadır. Tomurcuklarda nişasta eksikliği nekroza neden olmaktadır (Morrison and Iodi 1990). Budamanın gözlerin uyanması, verim ve kalite üzerine etkilerinin araştırılmasında; beş yıl süreyle normal ve geç dönemde budanan Tarsus beyazı omcalarında budamanın en önemli etkisi sürme üzerine olmuş ve bu bakımdan on günlük bir gecikme sağlanmıştır. Ancak normal zamanda budamaya göre başlangıçta kaydedilen bu farklılık, üzümlerin 10

gerek olgunluk zamanı ve kalite kriterlerinde ve gerekse de omca başına verimde önemli bir değişikliğe neden olmamıştır (Tangolar vd. 1991). Goble şeklinde terbiye edilmiş (gövde yüksekliği yaklaşık 20 cm) Cardinal, Panse Precoce ve Italia çeşitleri için normal sayılabilecek bir budamada bırakılan göz sayısı ile her omcada normalin yarısı ve iki katı fazla miktarda göz bırakacak şekilde yapılan budamanın etkisi incelenmiştir. Omcalarda normalden fazla göz bırakmanın, özellikle sürme oranında önemli düzeyde bir azalmaya neden olduğu saptanmıştır (Ergenoğlu vd. 1991). Üzüm çeşitlerinin sürme performansı üzerine, anaçların da etkili olduğu bilinmektedir. Ankara koşullarında yetiştirilen Hasandede üzüm çeşidinin 41B, 5BB, 99R, 140Ru, 1103P ve 16-13C anaçları üzerinde yapılan çalışmada sürme oranı (%) ve budama odun ağırlığı (kg/omca) bakımından kombinasyonlar arasında belirlenen farklılıklar istatistiki anlamda önemli bulunmuştur (Çelik vd. 1998b). Coombe (1959), beş çeşitte, dört ayrı yerde kurduğu denemede, tam çiçeklenmede yaptığı uç alma uygulamasının tane tutumunu %10-30 oranında arttırdığını, kuru maddeyi ise %1-2 azalttığını saptamıştır. Dikmen ve Gönençer (1938), uç almanın son salkımın en az 2 ve en fazla 6 ve ortalama 3-4 yaprak üstünden yapılması gerektiğini, uç alma ne kadar şiddetli yani son salkımın üstünde az yaprak bırakılmak sureti ile yapıldığında ürün miktarının ve üzüm tatlılığının o kadar azaldığını, Çavuş gibi çeşitlerin asmalarında uç almanın çiçekler açılmadan kısa bir zaman önce yapılması gerektiğini; salkım seyreltmeyi asma üzerindeki salkımların ¼ ü veya ½ sini koparıp ve geriye kalan salkımlarda da tane seyreltmesi yapılmasının, tane seyreltmeye taneler ufak bezelye büyüklüğünü aldıkları zaman başlanmasını, salkım çok sık taneli ise o zaman tanelerin 1/3 ü ve büyük taneli ise 2/3 ünü seyreltilerek yapılması gerektiğini bildirmektedirler. Sultani Çekirdeksiz çeşidinde çiçeklenmeden 20 gün önce, 7 gün önce, tam çiçeklenmede ve 7 gün sonra olmak üzere salkımın hemen üstünden, 2 yaprak üstünden, 11

4 yaprak üstünden ve sadece sürgün ucunun alınması şeklinde yapılan uç alma çalışmasında; uç almanın şiddetine bağlı olarak koltuk gelişmesinin değişiklik gösterdiği, uç almanın yaprak büyüklüğüne, çubuk verimine, silkmeye, omca başına verime, neferiye ürününe, salkım büyüklüğüne ve ağırlığına, tane iriliğine, şeker oranına etki etmediği, tam çiçeklenmeden 7 gün önce ve tam çiçekte yapılan uç almada şıradaki asit oranının arttığı tespit edilmiştir (Gülcan 1969). Galet (1970), Guyot budama sisteminde uç almanın mutlaka yapılması gerektiğini, gelecek yılın ürün çubuklarını oluşturacak ırgat sürgünlerinin iyi gelişip pişkinleşmesi, gözlerin iyi olgunlaşmasını sağlamak amacıyla bayrak sürgünlerinin uçlarının alınması gerektiğini ve ayrıca Kordon budamada gelişmeyi dengelemek, vegetasyonu üniform hale getirmek için uç alma yapılması gerektiğini bildirmiştir. Branas (1974), tepe alma işlemi ile sürgünün çıkarılması çiçeklenme sonuna rastladığında, silkmenin duracağını, koltuk sürgünleri sürse bile yeni oluşan sürgün uçlarının salkımlardaki zayıflatıcı etkisinin kalmayacağını bildirmiştir. Winkler vd (1974), erken dönemde yapılan uç alma uygulamaları ile sürgünün daha çabuk odunlaştığını, geç dönemde yapılan uygulamalarda ise daha fazla koltuk sürgününün oluşumunu teşvik ettiğini ve çiçeklenme öncesi yapılan uç alma uygulamalarında da tane tutumunu arttırdığını belirtmişlerdir. İlter (1976), yüksek terbiye sistemlerinde gelecek yılın ürün çubuğunu oluşturmak, ırgat sürgünlerin pişkinleşmesini sağlamak için Ağustos ayı sonuna kadar tepe alma işleminin yapılması gerektiğini bildirmiştir. Clark vd. (1988), Venüs ve Mars üzüm çeşitlerinde çiçek seyreltme uygulamalarında, çiçek seyreltmesi yapılmış olan asmalarda toplam verimin azaldığını ancak her iki çeşidin üzümlerinin pazarlanabilir özelliklerinin arttığını saptamışlardır. Dhillon vd. (1992), 5 yaşlı Perlette omcaları üzerinde dört farklı oranda (%20-40-60-80) tane seyreltme işlemi gerçekleştirmişlerdir. Uzaklaştırılan tanelerin oranındaki artış ile SÇKM miktarı ve tane ağırlığında artış, buna karşılık boncuklanma ve asit oranlarında azalma saptamıştır. Uygulamaların her biri kendi aralarında ve kontrol ile karşılaştırıldığında, kabul edilebilir salkım ağırlığı ve meyve kalitesi %40 seyreltme uygulamasında elde edilmiştir. Echenique vd. (1998), tane seyreltme işlemini 12

çiçeklenme öncesinde ve tane tutumundan sonra olmak üzere iki dönemde uygulamışlardır. Her iki seyreltme uygulamasında da salkım ağırlığı ve sıklığı azalmış, SÇKM miktarı artmış fakat asiditenin etkilenmediği gözlenmiştir. Gao ve Chaoon (1999), Reliance üzümlerinde salkım seyreltme uygulamalarının, meyve kabuğundaki antosiyanin ve toplam antosiyanin yoğunluğu, meyve kabuk rengi, meyve suyu kalitesi ve meyve ağırlığı üzerine etkilerini incelemişlerdir. Seyreltme işlemi taneler 2-3 mm çapında iken 20, 40 ve 60 (kontrol) salkım/omca olacak şekilde uygulanmıştır. Salkım seyreltmesi ile omcanın ürünü önemli derecede azalmış, en iyi meyve kalitesi (ağırlık, meyve suyu kalitesi ve renk) ise 20 salkım/omca uygulamasından elde edilmiştir. Meyve suyundaki çözünebilir kuru madde miktarı salkım seyreltmesi ile önemli derecede artmış, tane ağırlığının en fazla 20 salkım/omca uygulamasında olduğu tespit edilmiştir. Meyve suyu ph sı salkım seyreltmesi ile etkilenmemiş, meyve suyundaki titre edilebilir asidite, kontrole göre 20 salkım/omca da daha düşük tespit edilmiştir. Tane kabuğundaki antosiyanin konsantrasyonunun salkım seyreltmesi ile artmış olduğu da belirtilmiştir. Salkım taslaklarının oluşum aşamasında sürgün üzerinde bulunan yaprak sayısı ile verimlilik arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğu İlter (1968) ve Pratt (1979) tarafından bildirilmektedir. Bu dönemdeki özellikle sürgün çapı, sürgün uzunluğu ve sürgün ağırlığı ile salkım taslağı oluşumu arasında da sıkı bir ilişkiye rastlandığı Huglin (1958) ve Hulmani vd. (1967) nin çalışmalarında tespit edilmiştir. Araştırıcıların yaptıkları çalışmalarda, artan salkım sayısı ile sürgün (odun) ağırlığı arasındaki optimum eğrinin elde edilmesinde kısa ve ince sürgünlerin uzun ve kalın sürgünlere oranla daha uygun oldukları saptanmıştır (Ağaoğlu 2002). Çok kuvvetli vegetatif gelişmeler, kış gözlerinde salkım taslağı oluşumunu geciktirmekte dolayısıyla salkım sayısı/göz oranı da düşük olmaktadır. Büyüme gücü, salkım ve çiçek oluşumuna etki eden en önemli faktörlerden biridir (Ağaoğlu 2002). Başaran (2006), 41B anacı üzerinde, çift kollu Guyot terbiye sistemi uygulanarak yetiştirilmiş Kalecik karası çeşidine ait 16 klonda, asma performansı ile göz verimi, 13

ürün miktarı ve kalitesi arasındaki ilişkileri araştırmış; klonların sürgün çapı ve budama odun ağırlığı ile sürme oranları, salkım sayısı/göz oranları ve kalite parametreleri arasındaki ilişkiyi incelemiş, bu özellikler ile sürgün çapı arasındaki ilişkilerin istatistik olarak önemli olmadığını tespit etmiştir. 14

3. MATERYAL VE METOT Bu çalışma, 2003-2004 yıllarında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma ve Uygulama Bağı ve Hasat Sonrası Fizyoloji Laboratuarlarında yürütülmüştür. 3.1 Materyal Bu çalışmada bitkisel materyal olarak, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Araştırma ve Uygulama Bağında bulunan farklı gövde yüksekliklerinde ve farklı terbiye sistemlerinde yetiştirilen, 41B anacı üzerine aşılı 21 yaşındaki Hasandede üzüm çeşidi kullanılmıştır. Hasandede, yaygın olarak İç Anadolu da yetiştirilen bir çeşittir. Daha çok Kırıkkale, Ankara ve Kırşehir de yetiştiriciliği yaygındır. Hem sofralık hem de şaraplık olarak tüketilebilen bu çeşidin tadı nötraldir. Taneleri yeşil-sarı renkli, yuvarlak ve orta iriliktedir. Tane içinde 2-3 çekirdek bulunur. Salkımları iri (300-400 g) ve olgunlaşma zamanı açısından, orta mevsimde olgunlaşan bir çeşittir. Hasandede yetiştiriciliğinde kısa budama tavsiye edilmektedir. 3.2 Metot 3.2.1 Deneme deseni Denemede üzerinde durulan özellikler bakımından elde edilen veriler ( sürgün çapı, budama odun ağırlığı, göz verimliliği, sürme oranı, salkım sayısı, omca verimi, 25 tane ağırlığı, kuru madde miktarı, titrasyon asitliği ve ph) Tesadüf Parsellerinde Faktöriyel Düzende varyans analiz tekniği ile irdelenmiştir. Her bir grup içinde verim parametreleri için 30, kalite parametreleri için 3 er gözlem yapılmıştır. Varyans analizine ilişkin formül aşağıda verilmiştir. Y ijk =µ+a i +b i +(ab) ij +e ijk Y ijk = i. gövde yüksekliği, j. terbiye şekli, k. tekerrür verim miktarı 15

a i = i. gövde yüksekliğinin etkisi (60 cm gövde yüksekliği, 80 cm gövde yüksekliği ve 100 cm gövde yüksekliği) b i = j. terbiye şeklinin etkisi (çift kollu sabit kordon ve çift kollu guyot) (ab) ij = gövde yüksekliği x terbiye şekli interaksiyonu e ijk = şansa bağlı hata µ= genel ortalama Gövde yüksekliği, terbiye şekli ve gövde yüksekliği x terbiye şekli interaksiyonunun önemli olduğu durumlarda özelliklerde Duncan çoklu karşılaştırma testi kullanılmıştır. Sürgün çapları ile budama odun ağırlığı, sürme oranı, göz verimliliği, omca verimi ve bazı kalite parametreleri arasındaki ilişkilere ait istatistiki değerlendirme, Düzgüneş vd. (1987) de verilen formüllerden yararlanılarak bilgisayar ortamında hesaplanmıştır. Ayrıca sürgün çapı ile göz verimliliği, budama odun ağırlığı ile göz verimliliği arasındaki korelasyon ve regrasyon katsayıları bulunmuştur. Bu istatistiksel değerlendirmelerde MINITAB 14.2 istatistik paket programının 2005 versiyonu kullanılmıştır. 3.2.2 Fenolojik gözlemler Denemenin yapıldığı 2004 yılında gözler sürmeye başlamadan önce Hasandede üzüm çeşidine ait parselde gözlerin kabarma tarihleri gözlenmiştir. Sürme tarihi olarak gözlerin %50 sinin sürdüğü tarih kabul edilmiştir. Çiçeklenme tarihleri, ilk çiçeklenme ve tam çiçeklenme olarak belirtilmiş, sınıflandırmada tam çiçeklenme tarihleri alınmıştır. Ben düşme tarihlerinin belirlenebilmesi için bağdaki bütün omcalar gezilerek tek tek salkımlarına bakılmış, renklenmenin başladığı ilk tarihler alınmıştır. 16

3.2.3 Budama odunu ağırlığı (g) Budama zamanında, her omcanın budanmasından elde edilen dalların tartımı yapılmış ve elde edilen değerler gelişmenin bir ölçüsü olarak kabul edilmiştir. 3.2.4 Sürgün çapı (mm) Sürgün gelişme kuvvetinin belirlenmesi amacıyla Guyot terbiye şeklindeki tüm omcalarda bir yaşlı dalların 4. ve 5. boğumlar arasının orta kısımları Kordon terbiye şeklinde 1. ve 2. boğum arasından kumpas yardımıyla çap ölçümleri yapılmıştır. 3.2.5 Sürme oranı (%) Budama zamanında bırakılan gözler sayılmış ve sürme olayını takiben omcalarda bırakılan gözlerden süren sürgünler belirlenerek ve süren sürgün sayısı/bırakılan göz oranı hesaplanarak sürme oranları tespit edilmiştir. 3.2.6 Göz verimliliği (adet) Sürgünler üzerinde oluşan salkımlar tek tek sayılarak, göz başına düşen salkım sayısı/sürgün oranı hesaplanarak göz verimliliği tespit edilmiştir. 3.2.7 Omca verimi (kg) Hasat zamanında, tüm omcalar hasat edilmiş, kesilen üzümler tartılmış ve omca başına düşen ortalama verim bulunmuştur. 3.2.8 25 tane ağırlığı (g) Hasat edilen salkımlardan her bir grup için tesadüfen 25 tane alınmış ve hassas terazide tartımları yapılmıştır. 17

3.2.9 Suda çözünebilir kuru madde miktarı (%) Her bir grupta bulunan salkımlardan tesadüfen alınan 200 er adet tanenin şırası çıkarılmıştır. Şıraların el refraktometresi ile % çözünebilir kuru madde miktarı bulunmuştur. 3.2.10 Titrasyon asitliği (g/l) Titre edilebilir asit miktarı, denemede yer alan omcalardan hasat edilen salkımlarda rastgele alınan 200 adet tanenin sıkılması suretiyle elde edilen şıradan 10 ml alınarak, bunun 20 ml saf su ile seyreltilmesi ve daha sonra 0.1 N NaOH ile ph metrede ph 8.1 oluncaya kadar titrasyonu sonucunda harcanan NaOH miktarı kullanılarak aşağıdaki formüle göre hesaplanmıştır. A (g/l) = [( V x Nx 0.075)/ G] x 1000 A= Asitlik (g/l) N= 0.1 N NaOH ın normalitesi (0.1032) 0.075= Tartarik asidin me ağırlığı V= Harcanan 0.1 N NaOH miktarı G= 10 (Şıradan ml olarak alınan miktar) 3.2.11 Şıra ph sı Hasat edilen üzümlerin şırasındaki ph değerleri, ph metre ile ölçülmüştür. 18

4. ARAŞTIRMA BULGULARI 4.1 Fenolojik Gözlemler Hasandede üzüm çeşidine ait omcalarda yapılan fenolojik gözlemler Çizelge 4.1. de verilmiştir. Hasandede üzüm çeşidinde ilk sürme tarihi, 80 ve 100 cm gövde yüksekliği ile çift kollu sabit Kordon terbiye şekli uygulanmış omcalarda (K80-3, K100-2), 02.05.2004 tarihinde saptanmıştır. En geç sürme ise 80 cm gövde yüksekliği ile çift kollu Guyot terbiye şekli uygulanmış omcalarda (G80-1), 11.05.2004 tarihinde gerçekleşmiştir (Çizelge 4.1). Hasandede çeşidine ait omcalarda ilk çiçeklenme, 80 ve 100 cm gövde yüksekliği ile çift kollu sabit Kordon terbiye şekli uygulanan omcalarda (K80-3, K100-2), 05.06.2004 tarihinde gerçekleşmiştir. En geç ilk çiçeklenme ise 80 cm gövde yüksekliği ile çift kollu Guyot terbiye şekli uygulanmış omcalarda (G80-1), 14.06.2004 tarihinde görülmüştür (Çizelge 4.1). Tam çiçeklenme tarihlerine bakıldığında, ilk 80 ve 100 cm gövde yüksekliği ile çift kollu sabit Kordon uygulanmış olan omcalarda (K80-3, K100-2), 10.06.2004 tarihinde tam çiçeklenme görülmüştür. Tam çiçeklenme en geç 18.06.2004 tarihinde, 80 cm gövde yüksekliği ile çift kollu Guyot terbiye şekli uygulanan omcalarda (G80-1) tespit edilmiştir (Çizelge 4.1). Ben düşme tarihleri karşılaştırıldığında ise; ilk ben düşme, 80 cm gövde yüksekliği ve çift kollu sabit Kordon terbiye şekli uygulanmış omcalarda (K80-1, K80-2, K80-3), 26.07.2004 tarihinde görülmüştür. En geç ben düşme ise, 80 cm gövde yüksekliği ve çift kollu Guyot terbiye şekli uygulanmış omcalarda (G80-1), 03.08.2004 tarihinde görülmüştür (Çizelge 4.1). Uygulamalar arasındaki olgunlaşma farklarını saptayabilmek amacı ile tüm üzümler 02.10.2004. tarihinde hasat edilmiştir. 19

Çizelge 4.1 Hasandede üzüm çeşidinin fenolojik gözlemleri Uygulamalar Sürme Tarihi İlk Çiçeklenme Tarihi Tam Çiçeklenme Tarihi Ben Düşme Tarihi Hasat Traihi* G60-1 04.05.2004 08.06.2004 13.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 G60-2 09.05.2004 12.06.2004 16.06.2004 01.08.2004 02.10.2004 G60-3 03.05.2004 08.06.2004 13.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 G80-1 11.05.2004 14.06.2004 18.06.2004 03.08.2004 02.10.2004 G80-2 08.05.2004 11.06.2004 16.06.2004 01.08.2004 02.10.2004 G80-3 07.05.2004 09.06.2004 14.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 G100-1 09.05.2004 12.06.2004 16.06.2004 01.08.2004 02.10.2004 G100-2 09.05.2004 12.06.2004 16.06.2004 01.08.2004 02.10.2004 G100-3 07.05.2004 09.06.2004 14.06.2004 29.07.2004 02.10.2004 K60-1 04.05.2004 08.06.2004 13.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 K60-2 04.05.2004 08.06.2004 13.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 K60-3 05.05.2004 09.06.2004 14.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 K80-1 03.05.2004 06.06.2004 11.06.2004 26.07.2004 02.10.2004 K80-2 03.05.2004 06.06.2004 11.06.2004 26.07.2004 02.10.2004 K80-3 02.05.2004 05.06.2004 10.06.2004 26.07.2004 02.10.2004 K100-1 05.05.2004 10.06.2004 15.06.2004 01.08.2004 02.10.2004 K100-2 02.05.2004 05.06.2004 10.06.2004 27.07.2004 02.10.2004 K100-3 03.05.2004 07.06.2004 12.06.2004 28.07.2004 02.10.2004 * Uygulamalar arasındaki farklılığı saptayabilmek amacı ile tüm üzümler aynı tarihte hasat edilmişlerdir. 20

4.2 Uygulamaların Sürgün Çapı Üzerine Etkileri Sürgün çapları ile terbiye şekli ve gövde yüksekliği arasındaki ilişkilere ait p değerleri Çizelge 4.2 de gösterilmiştir. Uygulamaların asmaların bir yaşlı dalının (sürgününün) çapı üzerine etkilerinin saptanması amacı ile tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme deseninde yapılan varyans analizine göre sadece terbiye şeklinin bu özellik üzerine etkili olduğu söylenebilir (p<0,01). Gövde yüksekliğinin ve terbiye şekli x gövde yüksekliği interaksiyonunun ise bu özellik üzerine etkili olmadığı söylenebilir (Çizelge 4.2). Çizelge 4.2 incelendiğinde çift kollu sabit Kordon terbiye şekline nazaran çift kollu Guyot terbiye şeklinin sürgün çapını arttırdığı görülmektedir. Uygulama Çizelge 4.2 Uygulamaların sürgün çapı üzerine etkilerinin değişimi N (Gözlem sayısı) ± S Minimum Maksimum p Değerleri Terbiye Şekli ** Guyot 90 9.103±0.155 a 6.925 15.650 0.000** Kordon 90 7.965±0.108 b 5.663 10.940 0.000** Gövde Yüksekliği (cm) Ö.d. 60 60 8.530±0.207 6.380 15.650 0.121 80 60 8.773±0.169 5.663 13.000 0.121 100 60 8.298±0.155 6.313 12.055 0.121 Terbiye Şekli x Gövde Yüksekliği İnteraksiyonu Ö.d. G60 30 9.255±0.336 6.925 15.650 0.199 G80 30 9.421±0.229 7.610 13.000 0.199 G100 30 8.632±0.212 7.005 12.055 0.199 K60 30 7.806±0.160 6.380 9.903 0.199 K80 30 8.125±0.188 5.663 10.940 0.199 K100 30 7.965±0.213 6.313 10.880 0.199 *p<0,05 **p<0,01 Ö.d.: istatistiki açıdan farklılık önemli değil 21

4.3 Uygulamaların Budama Odunu Ağırlığı Üzerine Etkileri Hasandede üzüm çeşidine ait budama odunu ağırlıkları ile terbiye şekli ve gövde yüksekliği arasındaki ilişkilere ait p değerleri Çizelge 4.3. de verilmiştir. Uygulamaların asmanın budama odunu ağırlığı üzerine etkilerinin saptanması amacı ile yapılan tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme deseninde varyans analizine göre sadece gövde yüksekliğinin etkili olduğu görülmektedir (p<0,01). Budama odun ağırlığı bakımından gövde yüksekliğinin 2 seviyesi (80 ve 100 cm) ortalaması arasında fark önemsizken, bu ortalamalar (G80, G100) ile gövde yüksekliğinin 60 cm seviyesinin ortalaması arasındaki fark önemlidir. Aynı özellik bakımından terbiye şekli x gövde yüksekliği interaksiyonunun önemsiz olduğu görülmektedir (Çizelge 4.3). Uygulama Çizelge 4.3 Uygulamaların budama odunu ağırlığına etkilerinin değişimi N (Gözlem sayısı) ± S Minimum Maksimum p Değerleri Terbiye Şekli Ö.d. Guyot 90 967.1±45.0 165.0 2240.0 0.198 Kordon 90 1048.1±46.4 390.0 2590.0 0.198 Gövde Yüksekliği ** (cm) 60 60 856.9±52.8 b 165.0 1940.0 0.002** 80 60 1130.4±54.3 a 430.0 2590.0 0.002** 100 60 1035.4±56.1 a 380.0 2300.0 0.002** Terbiye Şekli x Gövde Yüksekliği İnteraksiyonu Ö.d. G60 30 872.5±75.9 165.0 1940.0 0.300 G80 30 1096.7±74.0 510.0 2240.0 0.300 G100 30 932.2±80.7 380.0 2030.0 0.300 K60 30 841.03±74.6 390.0 1760.0 0.300 K80 30 1164.2±80.4 430.0 2590.0 0.300 K100 30 1138.7±74.4 410.0 2300.0 0.300 *p<0,05 **p<0,01 Ö.d.: istatistiki açıdan farklılık önemli değil 22

4.4 Uygulamaların Göz Verimliliği Üzerine Etkileri Hasandede üzüm çeşidine ait göz verimlilikleri ile terbiye şekli ve gövde yüksekliği arasındaki ilişkilere ait p değerleri Çizelge 4.4. de verilmiştir. Uygulamaların göz verimliliği üzerine etkilerinin saptanması amacı ile yapılan tesadüf parsellerinde faktöriyel deneme deseninde yapılan varyans analizine göre terbiye şeklinin (çift kollu Guyot, çift Kollu sabit kordon), gövde yüksekliğinin (60, 80, 100 cm) veya terbiye şekli x gövde yüksekliği interaksiyonun bu özellik üzerine etkili olmadığı söylenebilir (Çizelge 4.4). Uygulama Terbiye Şekli Çizelge 4.4 Uygulamaların göz verimliliğine etkilerinin değişimi N (Gözlem sayısı) ± S Minimum Maksimum p Değerleri Ö.d. Guyot 90 1.6892±0.0531 0.0000 2.5000 0.679 Kordon 90 1.6618±0.0388 0.0000 2.3600 0.679 Gövde Yüksekliği (cm) Ö.d. 60 60 1.6737±0.0613 0.0000 2.2500 0.991 80 60 1.6737±0.0626 0.2100 2.5000 0.991 100 60 1.6817±0.0461 0.5500 2.5000 0.991 Terbiye Şekli x Gövde Yüksekliği İnteraksiyonu Ö.d. G60 30 1.7403±0.0862 0.0000 2.2200 0.343 G80 30 1.6200±0.1100 0.2100 2.5000 0.343 G100 30 1.7067±0.0785 0.5500 2.5000 0.343 K60 30 1.6070±0.0870 0.0000 2.2500 0.343 K80 30 1.7217±0.0604 0.8300 2.2500 0.343 K100 30 1.6567±0.0493 1.1300 2.3600 0.343 *p<0,05 **p<0,01 Ö.d.: istatistiki açıdan farklılık önemli değil 23