AKUT LÖSEMİ HASTALARINDA MEKANİK VENTİLASYON İHTİYACI: SIKLIK, RİSK FAKTÖRLERİ VE PROGNOZU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "AKUT LÖSEMİ HASTALARINDA MEKANİK VENTİLASYON İHTİYACI: SIKLIK, RİSK FAKTÖRLERİ VE PROGNOZU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ"

Transkript

1 T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI AKUT LÖSEMİ HASTALARINDA MEKANİK VENTİLASYON İHTİYACI: SIKLIK, RİSK FAKTÖRLERİ VE PROGNOZU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Dr. Burak BİLGİN UZMANLIK TEZİ Olarak Hazırlanmıştır ANKARA 2014

2 T.C. HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI AKUT LÖSEMİ HASTALARINDA MEKANİK VENTİLASYON İHTİYACI: SIKLIK, RİSK FAKTÖRLERİ VE PROGNOZU ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ Dr. Burak BİLGİN UZMANLIK TEZİ TEZ DANIŞMANI Prof. Dr. Yahya BÜYÜKAŞIK ANKARA 2014

3 TEŞEKKÜR Tezin oluşturulması sırasında eşsiz bilgi birikimini, özverisini, sabrını ve yol göstericiliğini hiç esirgemeyen değerli hocam Prof. Dr. Yahya Büyükaşık a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca bu süreçte desteklerini esirgemeyen Prof. Dr. Ömrüm Uzun a da çok teşekkür ederim. Uzmanlık eğitimime katkıları için tüm hocalarıma ve beraber çalışmaktan her zaman zevk aldığım tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim. Son olarak sonsuz sabırları ve destekleri nedeniyle başta eşim olmak üzere tüm aileme şükranlarımı sunarım. iii

4 ÖZET Bilgin Burak, Akut Lösemi Hastalarında Mekanik Ventilasyon İhtiyacı: Sıklık, Risk Faktörleri ve Prognozu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Uzmanlık Tezi, Ankara Akut lösemiler kemik iliğinde blastik hücrelerin kontrolsüz çoğalması ile karekterize heterojen bir hastalık grubudur. Akut lösemilerde yüksek mortalite ve morbidite görülebilmektedir. Son birkaç dekatta destek tedavilerindeki gelişmelere bağlı olarak hastalık prognozunda göreceli iyileşmeler görülmüştür. Literatürde solunum desteği ihtiyacı oranı, risk faktörleri ve prognostik faktörlerin belirlenmesi için yapılan çok az sayıda çalışma vardır. Bu çalışmada akut lösemi hastalarında solunum destek ihtiyacı gelişim oranının, risk faktörlerinin ve prognostik faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır yılları arasında takip edilen tüm akut lösemi hastaları çalışmaya dâhil edildi. Hastaların demografik özellikleri, solunum destek ihtiyacı oranı ve nedenleri, solunum yetmezliği gelişimi için risk faktörleri ve prognozu etkileyen faktörler belirlendi. Solunum desteği gereken hastaların sağkalım analizleri yapıldı. Tüm akut lösemi hastaları arasında %30,6 oranında solunum desteği verildiği saptandı. En sık neden pnömoni idi. Diğer nedenler arasında ATRA sendromu, lökostaz, pulmoner hemoraji ve ekstrapulmoner nedenler (nörolojik nedenler, hemodinamik instabilite ve kardiyopulmoner arrest) vardı. Ekstrapulmoner nedenle solunum desteği ihtiyacı duyan hastalar risk faktörleri ve prognozun belirlenmesi ile ilgili istatistiksel analizlere dâhil edilmediler. Bu amaçla detaylı bir şekilde kaydedilmiş 604 febril nötropeni epizodu incelendi. Solunum yetmezliği gelişme riskini belirlemek için yapılan çok değişkenli analiz sonucunda yaş, ECOG performans skoru, antibiyotik profilaksisi almamak, nötropenik atak sırasında pulmoner infiltrasyon varlığı ve indüksiyon ya da reindüksiyon kemoterapileri bağımsız risk faktörleri olarak saptandı. Bağımsız risk faktörlerinin regresyon katsayılarına göre puanlama yapılarak, akut lösemi hastalarında solunum ihtiyacı riskini predikte edebilecek bir istatistik model oluşturuldu. Bu istatistik model gerçek hayat verileri ile karşılaştırıldı ve Hosmer Lemeshow testi ile doğrulandı. Hastaların 60 günlük total sağ kalım ihtimali % 5,5 olarak hesaplandı. Çok değişkenli analiz sonucunda ph>7,35 olması solunum yetmezliğinden kurtulmak ile ilişkili bulunan tek bağımsız değişken idi. Sonuçta akut lösemi hastalarında solunum desteği ihtiyacının oldukça sık olduğu ve yüksek mortalite ile seyrettiği belirlendi. Yüksek riskli hastaların saptanabilmesinin önemli klinik faydaları olabileceği için geliştirdiğimiz risk skorlamasının uygun çalışmalarla validasyonu çok önemlidir. Anahtar Kelimeler: Akut lösemi, komplikasyon, solunum yetmezliği, mekanik ventilatör, risk faktörleri, sağkalım, prognostik faktörler iv

5 ABSTRACT Bilgin Burak, Need for Respiratory Support in Acute Leukemia: Frequency, Risk Factors and Prognosis Hacettepe University Faculty of Medicine; Department of Internal Medicine, Thesis in Internal Medicine, Ankara Acute leukemia is a group of heterogeneous diseases characterized by proliferation of blastic cells in bone marrow. High mortality and morbidity are seen in acute leukemia patients. The prognosis has been relatively improved during last few decades due to better supportive care. There are a few studies related to respiratory support risk factors and prognosis in acute leukemia. In this study, we aimed to determine rate of respiratory support, prognostic factors and risk factors for acute leukemia. All acute leukemia patients followed in our center between 2003 and 2014 were included in this study. Demographic characteristics of patients, respiratory support rate and etiologies, risk factors for respiratory failure and prognostic factors were determined and overall survival of patients who needed respiratory support was determined. The rate of respiratory support was 30.6% (139/460) and pneumonia was the most common cause of respiratory failure. Other etiologies were ATRA syndrome, leukostasis, pulmonary haemorrhage, pulmonary infiltration of unknown reason and extra-pulmonary causes (neurological causes, hemodynamic instability and cardiopulmonary arrest) which were excluded from the statistical calculations for risk analysis and prognosis. 604 febrile neutropenia episodes which were identified in detail were used for determination of risk factors and prognosis. In multivariate analysis, age, ECOG performance status, febrile neutropenia prophylaxis, pulmonary infiltration during neutropenia episode and induction or reinduction chemoterapies were determined as independent risk factors for respiratory failure in acute leukemia. Using regression coefficients of statistically significant independent risk factors, a statistical model for risk prediction was developed. 60-days overall survival of patients who needed mechanical ventilation was 5.5%. In multivariate analysis, ph>7.35 was determined to be the only statistically significant independent variable for prediction of improvement. Consequently, we found that the need for respiratory support during acute leukemia treatment was quite frequent. These patients have a high mortality risk. As determination of high risk patients may provide important clinical benefits, validation of our risk scoring system by appropriately designed studies has utmost importance. Key Words: Acute leukemia, complication, respiratory failure, mechanical ventilation, risk factors, overall survival, prognostic factors v

6 İÇİNDEKİLER TEŞEKKÜR ÖZET ABSTRACT İÇİNDEKİLER Sayfa No iii iv v vi KISALTMALAR viii ŞEKİLLER ix TABLOLAR x 1. GİRİŞ VE AMAÇ 1 2. GENEL BİLGİLER Akut Lösemiler Epidemiyoloji Etiyoloji Tanı ve Sınıflandırma Akut Lösemilerde Prognostik Faktörler Akut Lösemilerde Tedavi Prognoz Komplikasyonlar Akut Solunum Yetmezliği Febril Nötropeni Solunum Yetmezliği Nedenleri Solunum Destek Tipleri Prognoz BİREYLER VE YÖNTEM Hastalar Akut Lösemi Hastalarında Uygulanan Tedavi Protokolleri Antibiyotik Profilaksisi Febril Nötropeni Politikası Transfüzyon Politikası İstatistiksel Analiz 30 vi

7 4. BULGULAR Çalışma Popülasyonun Tanımlanması Solunum Desteği İhtiyacı Duyan Hastaların Klinik Özellikleri ve Prognozu Solunum Desteği İçin Risk Faktörlerinin ve Prognozun Belirlenmesi Risk Faktörleri Solunum Desteği İhtiyacını Predikte Etmek için Risk Modeli Prognoz TARTIŞMA Sonuçların Özeti Daha Önce Yapılmış Çalışmalar ve Sonuçlarımızla Karşılaştırılması Bulgularımızın Klinik Pratikte Kullanılması SONUÇ VE ÖNERİLER 48 KAYNAKLAR 49 vii

8 KISALTMALAR ABD ALL AML APL ATO ATRA BAL DİK EBV ECOG G CSF GVL IFI İMV KİT LHLP MDS MRH NİMV PCP Ph TMP/SMX WHO : Amerika Birleşik Devletleri : Akut lenfoblastik lösemi : Akut miyeloid lösemi : Akut promiyelositik lösemi : Arsenik trioksit : All-Trans Retinoik Asid : Bronkoalveoler lavaj : Dissemine intravaskuler koagulasyon : Epstein Barr virüs : Eastern Cooperative Oncology Group : Granilosit koloni stimüle edici faktör : Graft versus lösemi : İnvazif fungal infeksiyon : İnvazif mekanik ventilasyon : Kemik iliği transplantasyonu : Lösemik hücre lizis pnömopatisi : Miyelodisplastik sendrom : Minimal rezidüel hastalık : Non invazif mekanik ventilasyon : Pneumocyctis jirovecii pnömonisi : Philadelphia kromozomu : Trimetoprim/sulfometaksazol : Dünya Sağlık Örgütü viii

9 ŞEKİLLER Sayfa No Şekil 4.1. Solunum desteği ihtiyacı olan hastaların sağkalım grafiği 34 Şekil 4.2 Solunum desteği uygulamasının yıllara göre dağılımı 36 ix

10 TABLOLAR Sayfa No Tablo AML de FAB sınıflaması 4 Tablo AML için WHO sınıflaması 5 Tablo ALL için WHO sınıflaması 5 Tablo AML de sitogenetik risk değerlendirmesi 6 Tablo Erişkin ALL de risk sınıflaması 7 Tablo 4.1 Çalışma popülasyonunun klinik özellikleri 32 Tablo 4.2 Solunum desteğine neden olan durumlar 33 Tablo 4.3 Solunum desteği uygulanması için risk faktörleri 35 Tablo 4.4 Solunum desteği için risk faktörlerinin çok değişkenli analiz sonuçları 37 Tablo 4.5 Risk faktörleri ve karşılık gelen puanlar 38 Tablo 4.6 Solunum desteğini predikte etmek için oluşturulan modelin doğruluğu 38 Tablo 4.7 Solunum desteği için formülle hesaplanan risk ile gerçek hayattaki riskin karşılaştırılması 39 Tablo 4.8 Solunum desteği ihtiyacının düzelmesini predikte eden faktörler 39 Tablo 5.1 Risk faktörleri ve karşılık gelen puanlar 42 x

11 1. GİRİŞ VE AMAÇ Akut lösemiler kemik iliğindeki lenfoid ve miyeloid immatür hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize hastalıklardır. Akut lenfoblastik lösemi (ALL) başlıca çocukluk çağında görülmektedir. Erişkin yaş grubundaki insidansı 1 2/ civarındadır. Buna karşılık akut miyeloid lösemi (AML) erişkin yaş grubunda daha sık görülüp, insidansı 3 5/ arasında değişmektedir. Tüm yaş grupları içinde insidansı ise 8,5/ dir. Son dekatlarda başarılı bir şekilde tedavi edilebilen akut lösemi hastalarının yüzdesinde bir miktar artış olmuştur. Ancak bu başarı yeni tedavi ajanlarının bulunmasından ziyade mevcut olanların daha optimal bir şekilde kullanılmalarına ve kan ürünleri verilmesi, febril nötropeni önleme ve tedavisi gibi destek tedavilerindeki gelişmelere bağlı olmuştur. Otolog ve allojeneik kök hücre nakilleri ile ilgili mortalitelerin tedricen azalması da bu eğilime katkıda bulunmuştur. Tüm bu gelişmelere rağmen akut lösemiler halen yüksek mortalite ve morbidite ile birliktelik göstermektedir. AML de 5 yıllık sağkalım % arasında iken ALL de 5 yıllık sağkalım % 40 olarak saptanmıştır. Akut lösemi hastaları genellikle pulmoner komplikasyonlardan ötürü öldüklerinden dolayı hangi hastada pulmoner komplikasyon gelişebileceği, bu komplikasyonun solunum yetmezliği ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağı ve prognozu tahmin edilebilmesi klinik açıdan çok önemlidir. Daha önce yapılan çalışmalarda pnömoni, ATRA sendromu, lökostaz, pulmoner hemoraji gibi pulmoner infiltrasyonlarla seyreden durumların solunum yetmezliği için risk oluşturduğu bilinmektedir. 1,2 Solunum desteği ihtiyacını predikte eden faktörlerin belirlenmesi için yapılan çalışmalar sonucunda ise erkek cinsiyet, akut promiyelositik lösemi (APL), düşük perfomans statüsü, kreatinin yüksekliği ve hastalığın klinik seyri sırasında pulmoner infiltrasyon gelişmesi anlamlı olarak saptanmıştır. 1 Bununla birlikte solunum desteği ihtiyacı olan hastalarda düzelmeyi predikte edici faktörlerin saptanmasıyla ilişkili çalışma yoktur. Bu sebepten dolayı bu konunun incelenmesi halen önem arz etmektedir. Bu çalışmada servisi yatışı yapılan akut lösemi hastalarında solunum desteği gereksiniminin hangi sıklıkta ortaya çıktığını belirlemek, bu hastaların prognozunu ortaya koymak, solunum desteği ihtiyacı duyacak hastaları ve prognozu tahmin etmek üzere istatistiksel modeller geliştirmek amaçlanmıştır. 1

12 2. GENEL BİLGİLER 2.1 Akut Lösemiler Akut lösemiler kemik iliğindeki immatür lenfoid veya miyeloid hücrelerin neoplastik transformasyon göstermesi sonucu kontrolsüz çoğalmasıyla karakterize bir hastalık grubudur. Kemik iliğindeki lenfoid hücrelerden köken alanlara ALL denirken; eritroid, granulositik, monositik ve megakaryositik miyeloid hücrelerden köken alanlara ise AML adı verilir. Her iki lösemi tipi de heterojen özellik göstermesine rağmen AML ALL ye göre daha heterojen bir hastalık grubudur. Daha önceleri yüksek mortalite ve morbidite oranlarına sahip olmalarına ve tedavisiz olgularda aylar içinde ölümcül sonuçları olmasına rağmen son zamanlarda akut lösemilerin seyrinde olumlu değişiklikler olmuştur. Mortalite oranlarında azalma izlenirken, kür oranlarında artma görülmüştür. Bu olumlu gelişmeler tedavilerin daha efektif kullanılması, destek tedavilerindeki gelişmeler ve otolog allojeneik kök hücre nakillerinin yaygın ve etkili kullanımı sonucu oluşmuştur Epidemiyoloji Akut lösemiler ABD de tüm malinitelerin % 3 ünü oluşturmaktadır. Yılda yaklaşık olarak yeni vaka tanımlanmaktadır. Tüm yaş grupları içinde lösemilerin insidansı 8,5/ olarak saptanmıştır. Akut lösemiler alt tiplerine göre epidemiyolojik farklılıklar göstermektedir. ALL, 15 yaş altı çocuklarda en sık görülen malinite ve en sık ikinci ölüm nedenidir. Erişkinlerde ise sıklığı azalmaktadır ve akut lösemilerin % 15 ini oluşturmaktadır. ABD de her yıl yaklaşık 6000 yeni ALL tanısı konulmakta ve bu hastaların % 60 ını 20 yaş altı hastalar oluşturmaktadır. 3 Erişkin yaş grubundaki insidansı 1 2/ civarındadır yaşından sonra sıklığında artmış meydana gelmektedir. Erkeklerde kadınlara göre daha sık görülmekte ve erkek kadın oranı 1.3/1 dir. AML, yetişkin yaş grubunda en sık görülen lösemi tipidir. Yetişkin yaştaki akut lösemilerin % 85 ini oluşturur. Erişkin yaşlardaki insidansı 3 5/ arasındadır. Ortalama tanı yaşıdır 60 dır ve yaşla birlikte insidansında artış saptanmaktadır. AML nin alt tipi olan akut promiyelositik lösemi de ise insidans 2

13 ikinci dekattan itibaren artış gösterir ve 6. dekattan sonra ise plato çizmeye başlar. AML erkeklerde daha sık görülmektedir ve erkek kadın oranı 1.4/1 dir Etiyoloji Akut lösemiler birçok çevresel ve kalıtımsal nedene bağlı olarak oluşabilir fakat birçok olguda altta yatan etiyolojik faktör bilinmemektedir. Genetik nedenlere bağlı lösemiler genellikle çocukluk çağında görülmekle birlikte erişkin yaş grubunda da nadir olarak görülebilmektedir. Lösemi sıklığının arttığı kalıtımsal nedenler; Down sendromu, ataksi talenjiektazi, Bloom s sendromu, Fanconi anemisi, Trizomi 13, Klinefelter sendromudur. Radyasyon lökomojenik etkisiyle etiyolojide rol alan bir diğer faktördür. Özellikle atom bombası sonrası Hiroşima ve Nagazaki de akut lösemi insidansında 9,1 kat artış saptanmıştır. Radyasyona maruz kalış süresi, dozu ve maruz kalınan yaş lösemi gelişimi için risk faktörleridir. Benzen ve benzeri kimyasallar özellikle AML etiyolojisinde yer alırken, HTLV-1 virusu ve Epstein Barr Virüsü (EBV) ise T hücreli lenfoblastik lenfoma/lösemi ve Burkitt lenfoma etiyolojinde rol oynamaktadır. Lösemi dışı maliniteler nedeniyle kullanılan kemoterapötik ajanlar da lösemi etiyolojisinde yer alan diğer bir nedendir. Alkilleyici ajanlara bağlı olarak sekonder AML sıklığında artış görülmektedir ve hastalık tipik olarak maruziyetten 4 6 yıl sonra ortaya çıkmaktadır. AML riskini arttıran bir diğer kemoterapötik ajan ise topoizomeraz II inhibitörleridir. Alkilleyici ajanlardan farklı olarak daha kısa sürede, yaklaşık 1 2 yıl içinde lösemiye neden olmaktadırlar Tanı ve Sınıflandırma 1979 Yılında kabul edilen FAB sınıflamasına göre kemik iliğindeki blast oranı % 30 dan fazla olduğu durumlarda lösemi tanısı konulurken, 2008 yılında yayınlanan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) kriterlerine göre kemik iliğinde % 20 den fazla blast bulunması lösemi tanısı için yeterli sayılmaktadır. Sıklıkla kemik iliğindeki blast artışına periferik kanda blastların görülmesi de eşlik etmektedir. Kemik iliğinden alınan örnekten mutlaka immunfenotipleme, sitogenetik ve moleküler genetik inceleme yapılmalıdır. İmmunfenotipleme yapılarak AML ALL ayrımı yapılması ve alt tiplerinin belirlenmesi sağlanabilir. CD3, CD7, CD4, CD8, CD10, CD13, CD14, CD19, CD20, CD33, CD34, CD64, CD117, sitoplazmik MPO 3

14 ve HLA-DR akım sitometri ile immunfenotipleme yapılırken mutlaka çalışılması gereken belirteçlerdir. Sitogenetik, FİSH ve RT-PCR gibi incelemelerle hastanın prognostik özellik gösteren translokasyon ve yapısal değişiklikleri saptanabilir. Tam kan sayımındaki bozukluklar genellikle ilk saptanan değişikliklerdir. Lösemi olgularının % 25 inde beyaz küre sayısı üzerinde, % 50 sinde beyaz küre sayısı 5000 ile arasında; % 25 inde ise 5000 altındadır. Birçok olguda trombositopeni ve anemi de tabloya eşlik etmektedir Yılında morfolojik özellikleri temel alan French-American-British (FAB) sınıflaması yayınlanmış ve aralıklarla revize edilmiştir. AML için FAB sınıflaması Tablo de gösterilmiştir. ALL için ise L1( genç tipi), L2 (erişkin tipi), ve L3 (Burkitt) olmak üzere sınıflandırma yapılmıştır. Tablo AML de FAB sınıflaması Alt Tipi AML M0 AML M1 AML M2 AML M3 AML M4 AML M5 AML M6 AML M7 Tanımlama Minimal farklılaşma gösteren AML Matürasyonsuz AML Matürasyonlu AML Promiyelositik AML Miyelomonositik AML Monositik AML Eritrolösemi Megakaryoblastik AML Yıllar içerisinde sitogenetik ve moleküler genetik özelliklerin prognoz üzerine etkilerinin anlaşılması ve tanı tedavideki yenilikler nedeniyle morfolojik özellikleri temel alan FAB sınıflandırma sistemi yetersiz kalmıştır. Bu yüzden 2001 yılında WHO tarafından klinikopatolojik özellikler ön planda tutularak yeni bir sınıflandırma sistemi geliştirilmiştir. FAB sınıflamasından en önemli farkı lösemi tanısı için kemik iliğindeki blast oranının sınırını %30 yerine %20 olarak kabul etmesidir. AML için WHO sınıflaması Tablo te, ALL için WHO sınıflaması ise Tablo te özetlenmiştir. 4

15 Tablo AML için WHO sınıflaması 1. Rekürren Genetik Bozukluklarla Seyredenler t(8;21)(q22;q22) pozitif AML t(15;17)(q22;q21)(m3, M3V) pozitif AML inv(16)(p13q22) veya t(16;16)(p13;q22)(m4eo) pozitif AML t(v;11q23) pozitif AML 2. Birçok Seride Displazi ile Seyreden AML Önceden MDS tanısı olan AML Önceden MDS tanısı olmayan AML 3. Tedaviye Bağlı AML Alkilleyici ajanlarla iliskili AML Epipodofilotoksinlerle iliskili AML 4. Başka Şekilde Sınıflandırılamayan AML Minimal farklılasmıs AML(M0) Maturasyonsuz AML(M1) Maturasyonlu AML(M2) Akut miyelomonositik lösemi(m4) Akut monositik lösemi(m5) Akut eritroid lösemi(m6) Akut megakaryositik lösemi(m7) Akut bazofilik lösemi Miyelofibrozisli akut panmiyelozis Miyeloid sarkom Tablo ALL için WHO sınıflaması* 1. Prekürsör B lenfoblastik lenfoma / lösemi 2. Prekürsör T lenfoblastik lenfoma / lösemi 3. Burkitt lenfoma / lösemi * Kemik iliğinde %25 den daha az sayıda blast varsa lenfoma, %25 ten daha fazla blast varsa ise lösemi kabul edilir. 5

16 2.1.4 Akut Lösemilerde Prognostik Faktörler AML için prognostik faktörler başlıca hasta ile ilişkili faktörler ve AML klonu ile ilişkili faktörler olarak ikiye ayrılabilir. 6 Hasta ilişkili faktörler yaş ve Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) performans durumudur. Yapılan çalışmalar ilerlemiş yaşla birlikte 5 yıllık total sağkalım ve 5 yıllık hastalıksız sağkalım oranlarının azaldığını göstermiştir. 7,8 ECOG performans durumunun yaştan bağımsız olarak 30 günlük mortalite üzerine etkisi vardır. Özellikle 65 yaşından büyük olan hastalarda bu etki daha da belirginleşmektedir. 65 Yaş altındaki hastalar arasında ECOG performans durumu 0, 1, 2 ve 3 olan hastaların 30 günlük mortaliteleri sırasıyla % 5, % 4, %9 ve % 21 olarak bulunmuştur. 65 Yaş üstü hastalarda ise oran sırasıyla %13, %16, %35, %60 olarak saptanmıştır. 9,10 AML klonu ilişkili prognostik belirteçler ise sitogenetik, moleküler genetik özellikler, tedavi ilişkili AML olması ve AML öncesi MDS gibi hematolojik hastalıkların bulunmasıdır. Lösemik hücrelerin karyotipi indüksiyon tedavisine yanıt ve yaşam beklentisi için kuvvetli bir belirteçtir. 6 Normal sitogenetik özellik gösteren hastalarda ise CEBPA ve NPM1 mutasyonlarının olması olumlu bulgular iken; FLT3-ITD mutasyonunun bulunması kötü prognostik belirteçtir. FLT3-ITD mutasyonu aynı zamanda yüksek beyaz küre sayısıyla da birliktelik göstermektedir. AML de sitogenetik risk sınıflandırılması Tablo te belirtilmiştir. Tablo AML de sitogenetik risk değerlendirmesi İyi Risk Grubu İnv(16) veya t(16;16) t(8;21) t(15;17) Normal sitogenetikli olgularda FLT3 yokluğunda NPM1 mutasyonu veya CEBPA mutasyonu varlığı Orta Risk Grubu Normal sitogenetik + 8 t(9;21) inv(16)veya t(16;16) olup c KIT mutasyonu taşıyanlar Diğer tanımlanmayanlar Kötü Risk Grubu Normal sitogenetikli olgularda NPM1 yokluğunda FLT3 ITD mutasyonu varlığı Karmaşık karyotip ( 3 anormal klon) - 5, 5q, -7, 7q-, 11q23, non t(9;11), inv (3), t(3;3), t(6;9), t(9;22) 6

17 Erişkin yaş ALL olgularında yaş, yüksek beyaz küre sayısı, sitogenetik moleküler genetik özellikler ve T-hücre immunfenotipi kötü prognostik özellik gösterirler. İnduksiyon tedavisi sonrası minimal rezidüel hastalık (MRH) oranının % 0.01 den büyük olması ve tedaviye yanıtın geç olması kötü prognostik özellik gösteren diğer faktörlerdir. 11 BCR-ABL füzyon genine neden olan Philadelphia kromozomu (Ph+), prognozu etkileyen önemli bir faktördür ve erişkin çağı ALL de en sık görülen sitogenetik bozukluktur. Çocukluk çağında % 5 oranında görülürken, erişkin yaş grubunda %25 oranında görülür ve yaşla birlikte görülme sıklığında artış saptanmaktadır. Erişkin ALL de risk sınıflaması Tablo te gösterilmiştir. Tablo Erişkin ALL de Risk Sınıflaması Özellik Standart Yüksek Risk Yaş < Sitogenetik Ph/ BCR-ABL + T(4;11)/ALL- AF4 T(1;19) 11q23 + Beyaz Küre Sayısı /μl ( B ALL) > (B ALL ) /μl ( T ALL ) > (T ALL ) İmmunfenotip Timik T ALL Pro B ALL Erken T ALL Matur T ALL Tam Yanıt Zamanı 4 hafta > 4 Hafta MRH < % 0.01 % Akut Lösemilerde Tedavi Akut lösemilerde tedavi başlıca remisyon induksiyon ve remisyon sonrası tedaviler olarak ikiye ayrılır. Hızlı progresyon göstermeleri nedeniyle tedavi tanı konulduktan en geç 48 saat içinde başlamalıdır. Son zamanlarda yeni tedaviler, destek tedavilerindeki iyileşme ve hemapoetik kök hücre naklindeki gelişmiş stratejiler sayesinde kür oranında artış görülmektedir. Akut lösemi tedavisindeki ana amaç en kısa sürede remisyonun sağlanmasıdır. 7

18 APL dışı AML Tedavisi Akut miyeloid lösemide tedavi başlıca remisyon induksiyon ve remisyon sonrası tedavi olarak ikiye ayrılır. Remisyon sonrası tedavilerin amacı ise hastalıksız geçen sürenin uzatılmasıdır. APL nin farklı hastalık özellikleri nedeniyle tedavide de diğer tiplere göre farklılıkları mevcuttur. İnduksiyon Tedavisi İnduksiyon tedavisindeki ana amaç tam remisyonun sağlanmasıyla normal kemik iliği fonksiyonlarının elde edilmesidir. Üç gün antrasiklin (daunorubicin mg/m 2, idarubicin mg/m 2, mitoksantron mg/m 2 ) ve 7 gün sitarabin ( mg/m 2 ) sürekli infüzyon olarak uygulaması standart indüksiyon rejimini (3+7) oluşturur. Standart indüksiyon tedavisi ile % oranında tam remisyon sağlanabilir. 6 Yüksek doz sitarabin ve farklı sitotoksik ajanların tedaviye katılmasını araştıran birçok çalışmada bu yaklaşımların daha üstün olmadıkları gösterilmiştir. 65 Yaş üstü ve performans statüsü bozuk olan hastalarda standart rejimin yanı sıra cilt altı sitarabin, hidroksiüre, 5 azasitidin, desitabin, klofarabin gibi daha düşük yoğunluklu tedaviler ya da sadece destek tedavileri de kullanılabilir. Remisyon Sonrası Tedaviler Remisyon sonrası tedavilerin amacı relapsı önlemektir. Konsolidasyon tedavisi ve hemapoetik kök hücre nakilleri remisyon sonrası tedavi seçenekleridir. Konsolidasyon tedavisi verilmeyen olgularda hastalıksız sağ kalım süresi 4 8 ay daha kısa bulunmuştur. 12 Yüksek doz sitarabin iyi ve orta riskli AML olgularında kullanılması önerilen ve etkinliği kanıtlanmış standart konsolidasyon rejimidir. Yüksek doz sitarabinin 4 kür kullanımı etkinliğini sağlamada yeterlidir. Orta ve yüksek riskli hastalarda ise hemapoietik kök hücre nakilleri remisyon sonrası tedavide önerilmektedir. Otolog kök hücre nakli orta risk grubundaki hastalarda önerilmekle birlikte yüksek risk grubundaki hastalarda etkinliğinin daha sınırlı olması nedeniyle pek önerilmemektedir. 13 Allojeneik kök hücre nakli hem hazırlık rejimi sırasında kullanılan yüksek doz tedaviler hem de graft versus lösemi (GVL) etkisiyle düşük relaps oranına sahiptir. Özellikle orta ve yüksek riskli hastalarda etkindir; düşük 8

19 riskli hastalarda ise ilk basamak tedavide yüksek doz sitarabine üstünlüğü gösterilememiştir. 4 Konvansiyonel kemoterapiler sonrası relaps oranı % 50 ye ulaşırken hemapoetik kök hücre nakilleri sonrasında relaps oranı % 20 civarındadır fakat kök hücre nakilleri sırasında daha yüksek oranda relaps dışı mortalite görülmesi nakillerin faydasını sınırlamaktadır. 14 Son zamanlarda uygulanan yoğunluğu azaltılmış hazırlık rejimleri ile uygulanan kök hücre nakillerinde ise mortalite ve morbidite oranları daha düşüktür. Relaps Sonrası Tedaviler Tam remisyon sağlanan AML hastalarının büyük kısmında 3 yıl içerisinde relaps gözlenebilmektedir. Erken relaps görülmesi (< 6 ay), kötü sitogenetik özelliklerin olması ve ileri yaş kötü prognostik özelliklerdir. Hastanın yaşı, performans durumu ve erken relaps durumuna göre yeniden indüksiyon tedavileri, kurtarma rejimleri ve hemapoietik kök hücre nakli kullanılabilir. Genellikle genç, 6 aydan daha uzun süren remisyonu olan hastalar reindüksiyon tedavisinden fayda görürler ve yüksek remisyon oranına sahiptirler. Yaşlı ve birinci remisyon süresi 6 aydan kısa olan hastalar ise reindüksiyon tedavisinden daha az fayda görürler. Kurtarma tedavileri sonrası kök hücre nakli bütün relaps hastalarda planlanmalıdır. Kurtarma tedavileri genellikle sitarabin, etoposid, fludarabin ve antrasiklinlerin farklı kombinasyonları ile oluşturulur. Relaps AML olgularında ikinci remisyon oranları ise %15-70 arasında değişmektedir. Akut Promiyelositik lösemi Tedavisi APL AML nin klinik ve biyolojik farklılık gösteren bir alt tipidir, bu yüzden tedavide de farklılıklar mevcuttur. APL bir dizi somatik mutasyon sonucu meydana gelir. Tüm olguların %95 inden fazlasında retinoik asit reseptör α geni (RARα) ile promiyelositik lösemi geni (PML) jukstapozisyonunun olduğu patolojik t(15;17)(q22-24;q11-21) translokasyonu vardır. 15,16 Bu translokasyonla birlikte miyeloid hücre maturasyonunda blokajın yanı sıra miyeloid hücrelerin programlanmış hücre ölümlerinde inhibisyon gözlenir. 17 APL dissemine intravaskuler koagulasyona bağlı hemorajiler nedeniyle yüksek mortalite oranına sahipken erken dönemde diferansiye edici ajanların kullanımı ile beraber prognozda 9

20 belirgin iyileşme görülmüştür. Tedavisiz durumlarda yaşam beklentisi 1 aydan kısadır. Bu yüzden tedaviye gecikmeden başlanılması önerilmektedir. APL tedavisinde diferansiye edici ajan olarak all-trans retinoik asid (ATRA) ve arsenik trioksit (ATO) yaygın olarak kullanılmaktadır. ATRA nükleer hormon reseptör kompleksinin (NCOR-HDAC) RARα dan ayrılmasını sağlar ve böylece promiyelositlerin maturasyonunu indükleyerek etki gösterir. 18 Arsenik trioksit ve diğer arsenik içeren ajanlar (arsenik tetrasülfit) ise parsiyel miyeloid farklılaşma ve kaspaz spesifik hücre ölümünü indükleyerek etki gösterirler. 19 ATRA monoterapisinde görülen yüksek relaps riski nedeniyle antrasiklin içeren rejimler veya antrasiklin kullanılamadığı durumlarda ATO ile kombine tedavi önerilmektedir. APL, antrasiklinlere oldukça hassastır ve induksiyon tedavisinde ATRA, antrasiklin kombinasyonuyla % 90 oranında remisyon sağlanabilir. Akut Lenfoblastik Lösemi Tedavisi Daha önceleri erişkin yaş grubu ALL hastalarında prognoz çok kötü seyrederken tedavilerdeki yenilikler ve kök hücre nakilleriyle birlikte prognozda düzelme gözlenmektedir. ALL tedavisi başlıca indüksiyon, konsolidasyon ve idame tedavilerinden oluşur. İndüksiyon Tedavisi Remisyon indüksiyon tedavisinde başlıca kullanılan kemoterapötik ajanlar; glukokortikoid (prednizolon, deksametazon), vinkristin, L asparajinaz ve antrasiklin kombinasyonudur. 3 4 haftalık indüksiyon tedavisi sonrası genellikle çocuklarda % 90 oranında tam remisyon sağlanırken yetişkinlerde bu oran % arasındadır. Çok kötü prognoza sahip olan Ph+ ALL de tirozin kinaz inhibitörlerinin indüksiyon tedavine eklenmesiyle birlikte tam remisyon oranı % 90 a ulaşmıştır. İndüksiyon tedavisi ile birlikte büyüme faktörleri (G CSF) kullanılmasıyla nötropeni süresinde kısalma saptanmış ve böylece daha yüksek doz tedavilerin kullanılmasını mümkün kılmıştır. İndüksiyon tedavisine G-CSF nin ilave edilmesi ile tam yanıt oranı %81 den %90 a çıktığı, erken mortalite oranının da %11 den %4 e indiği gösterilmiştir

21 Konsolidasyon Tedavisi İndüksiyon tedavisi sonrası tam remisyona giren hastalara remisyon sonrası tedavi verilmediği taktirde hemen her zaman relaps gelişmesi nedeniyle yüksek doz kemoterapi ve kök hücre naklinden oluşan konsolidasyon tedavileri uygulanmaktadır. Yüksek doz metotreksat, yüksek doz sitarabin, vinkristin, glukokortikoid ve L asparajinaz konsolidasyon amacıyla uygulanan kemoterapötiklerdir. Erken uygulanan intensifikasyon tedavilerinin de olumlu sonuçları olduğu saptanmıştır. Allojeneik kök hücre nakli konsolidasyon tedavisinin temelini oluşturmaktadır. Allojeneik kök hücre nakilleri ile % 50 oranında kür sağlanabilir ve hastalıksız sağkalım süresi standart kemoterapiye göre daha uzundur. Özellikle yüksek riskli hastalarda sonuçlar kemoterapiye göre çok daha iyidir. İdame Tedavisi Merkaptopurin ve haftalık metotreksat ile idame tedavisi ALL de standartlaşmıştır. Total idame süresi 2 yıla tamamlanmalıdır. İdame tedavisi uygulanmadığı zamanlarda hastalıksız sağkalım % oranında görülüp uzun süreli sonuçları çok kötüdür. 14 Vinkristin ve glukokortikoidler de idame tedavisinde uygulanabilecek diğer ajanlardır Prognoz Akut lösemiler daha önceleri yüksek mortalite oranına sahipken, son dekatlarda başarılı bir şekilde tedavi edilebilen akut lösemi hastalarının yüzdesinde bir miktar artış olmuştur. Ancak bu başarı yeni tedavi ajanlarının bulunmasından ziyade mevcut olanların daha optimal bir şekilde kullanılmalarına ve kan ürünleri verilmesi, febril nötropeni önleme ve tedavisi gibi destek tedavilerindeki gelişmelere bağlı olmuştur. Otolog ve allojeneik kök hücre nakilleri ile ilgili mortalitelerin tedricen azalması da bu eğilime katkıda bulunmuştur larda ortanca sağkalım süresi 40 gün iken bu süre şu an oldukça uzamış durumdadır. AML de 5 yıllık total sağkalım % civarındadır. AML de sitogenetik risk sınıflamasına göre total sağkalımda farklılıklar görülmektedir. Düşük risk sınıfında olanlarda 3 yıllık total sağkalım % 65, orta risk sınıfında olanlarda %45 ve yüksek risk sınıfında olanlarda ise 5 yıllık total sağkalım % 14 olarak saptanmıştır

22 Yaş çok önemli bir prognostik belirteç olduğu için genç hastalarda beklenen yaşam süresi daha uzunken yaşlılarda ise durum tam tersidir. 40 Yaşın altında 5 yıllık sağ kalım nerdeyse % 50 seviyesinde iken yaşla birlikte bu oranda azalma göstermektedir AML hastasıyla yapılan retrospektif bir çalışmada tanı yaşlarına göre beklenen 5 yıllık total sağ alımlar şöyledir; yaş grubunda % 53, yaş grubunda % 49, yaş grubunda % 33, yaş grubunda % 13 ve yaş grubunda % 3. 7 APL de ise sonuçlar çok daha iyidir. 5 Yıllık total sağ kalım % 80 civarındadır. Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Hematoloji Bölümünde yılları arasında takip edilen AML hastalarının incelendiği çalışmada 5,9 yıllık total sağkalım % 27.2, indüksiyon tedavisi sırasındaki mortalite oranı %27.7 ve hastalıksız sağkalım oranı ise % 44 olarak bulunmuştur. 14 Aynı çalışmada APL için 2,5 yıllık total sağkalım % 50,4 olarak bulunmuştur. Hacettepe Üniversitesi Hematoloji Bölümü nde hemapoietik kök hücre nakli yapılan hastalar üzerindeki çalışmada, allojeneik nakil yapılan AML hastalar arasında 3 yıllık total sağkalım % 62,1 olarak saptanmıştır. 23 ALL çocukluk çağında daha iyi seyir izler. Çocukluk çağındaki hastalarda 5 yıllık total sağkalım oranı % 88 dir; erişkinlerde ise bu oran % 40 civarındadır. GMALL çalışmasında risk sınıflamasına göre standart ve yüksek riskli hastalarda yaşam süresi beklentisinin farklı olduğu saptanmıştır. İlk indüksiyonla tam remisyon saptanan hastalarda, standart risk grubunda 5 yıllık total sağkalım % 55 iken yüksek risk grubunda ise % 36 olarak saptanmaktadır. 24 Hacettepe Üniversitesi Hematoloji Bölümü nde yılları arasında takip edilen ALL hastaların arasında ise 4,6 yıllık total sağkalım % 20, 5 yıllık hastalıksız sağ kalım ise % 28 olarak bulunmuştur. 14 Allojeneik kök hücre nakli yapılan ALL hastalarında ise 3 yıllık total sağkalım % 50,3 ve 3 yıllık hastalıksız sağkalım % 54 olarak saptanmıştır Komplikasyonlar Akut lösemilerin klinik seyri veya tedavi ile ilişkili olabilecek başlıca komplikasyonları şunlardır: 1. Febril nötropeni 2. Tümör lizis sendromu 12

23 3. Akut solunum yetmezliği 4. Dissemine intravasküler koagulasyon ve kanama 5. Metabolik bozukluklar 6. Venöz tromboembolizm 7. Hiperlökositozis ve lökostaz 2.2 Akut Solunum Yetmezliği Akut solunum yetmezliği akut lösemilerin klinik seyrinde nadir olarak görülen fakat yüksek mortalite ile ilişkili bir komplikasyondur. Sık olmamasına rağmen akut lösemilerdeki en sık görülen organ yetmezliği nedenidir. Al Ameri ve ark.nın 1 yaptığı çalışmada 1541 akut lösemi hastasında % 8 oranında solunum yetmezliği geliştiği gösterilmiştir ve solunum yetmezliği gelişen hastaların büyük çoğunluğu indüksiyon kemoterapisi alan hastalardır. Akut solunum yetmezliği aynı zamanda akut lösemi hastalarında yoğun bakım kabulündeki en önemli ve sık görülen nedendir. Literatürde yapılan çalışmalarda akut lösemili hastaların yoğun bakım kabullerinin % oranında solunum yetmezliğine bağlı olduğu saptanmıştır. 25,26 Akut lösemilerde solunum yetmezliği nedenlerini araştıran çok az sayıda çalışma mevcuttur. Bird ve ark.nın 27 yaptığı çalışmada % 33 bakteriyel pnömoniye bağlı solunum yetmezliği saptanmış olup, bunu viral pnömoniler, fungal pnömoniler, pneumocyctis jirovecii pnömonisi, diffüz alveolar hemoraji ve bronsiolitis obliterans takip etmektedir. Muslimani ve ark.nın yaptığı çalışmada ise enfeksiyon, lökostaz, alveolar hemoraji, ATRA sendromu, sıvı yüklenmesi, tümör lizise bağlı kapiller sızma sendromu gibi nedenlere bağlı olarak gelişen pulmoner infiltrasyonların varlığında solunum yetmezliği ve mekanik ventilatör ile solunum desteği ihtiyacının anlamlı derecede arttığı saptanmıştır. 2 Aynı çalışmada pulmoner infiltrasyon gelişen grupta ise mekanik ventilatör ile solunum desteği ihtiyacı % 48,7 oranında görülmüştür. Gerçekte tüm bu nedenler üst üste binmiş olup solunum yetmezliğini tek bir nedene bağlamak güçtür. Çoğu olguda birden çok faktöre bağlı olarak solunum yetmezliği gelişmektedir. Fakat yine de solunum yetmezliğine en sık sebep olan faktör enfeksiyonlardır. Enfeksiyon gelişimi içinde en önemli faktör ise 13

24 nötropenidir. Yapılan çalışmalarda AML hastalarının 1/3 ünde herhangi bir nedene bağlı olarak pulmoner infiltrasyon geliştiği saptanmıştır Febril Nötropeni Febril nötropeni tanısı için mutlak nötrofil sayısının 500/mm 3 den az olması ve tek değer 38,3 C ateş veya 1 saat içinde iki değer 38 C ateş olması gerekmektedir. Nötropeni, lösemilerin klinik seyrinde enfeksiyonlara yatkınlığa neden olan en önemli unsurdur. Hematolojik malinitelerde kemoterapi sırasında % 80 oranında febril nötropenik atak geliştiği gözlemlenmiştir. 28 Febril nötropeni bu kadar sık görülmesine rağmen sadece % oranında klinik enfeksiyonla ilişkilidir. Mukozal bariyerin bozulması, altta yatan maliniteye bağlı olarak savunma sistemindeki bozukluk ve tedavi ile immun sistemin baskılanması febril nötropeniye yatkınlık yaratan durumlardır. Febril nötropeni ataklarında daha önceleri gram (-) bakteriler öncelikli olarak sorumluyken, profilaksi uygulamalarıyla birlikte son zamanlarda gram pozitif bakteriler daha sık enfeksiyon sebebi olarak görülmektedir. Özellikle uzamış nötropeni süresine bağlı olarak fungal enfeksiyonların sıklığında da artış olmaktadır. Yapılan otopsi serilerinde febril nötropeni epizodu sırasında eksitus olan hastalarda % 67 oranında invazif fungal enfeksiyon saptanmıştır. 29 Akut lösemilerde indüksiyon tedavisi ve allojeneik hematopoietik kök hücre nakil sonrası ciddi infeksiyon riski yüksekken; otolog hematopoietik kök hücre nakil ve konsolidasyon tedavileri sırasında ise risk daha azdır. Uygun tedavi verilmediği durumlarda mortalitenin % 70 e kadar yükselebilmesi nedeniyle febril nötropeni hızlı bir şekilde müdahale edilmesi gereken bir durumdur. İlk 60 dakika içinde geniş spektrumlu antibiyotik başlanmasıyla mortalitede azalma olmaktadır ve antibiyotik başlanmasındaki her bir saatlik gecikmede ise % 8 oranında mortalite riskinin arttığı saptanmıştır. 30 Uygun tedaviye rağmen febril nötropeniye bağlı olarak lösemi hastalarında mortalite oranı % 14 tür. 31 Hastalara mutlaka antipseudomonal özelliği olan geniş spektrumlu tedavi başlanması gerekmektedir. Rutin olarak gram pozitiflere karşı etkinliği olan tedavi başlanılmasına gerek yoktur. Febril nötropeni aynı zamanda hastanede kalış süresinde uzamaya ve maliyetlerde atışa neden olan bir durumdur. Amerika Birleşik Devletleri nde yapılan bir çalışmada hematolojik hastalarda febril nötropeniye bağlı hastanede yatış süresinde 19,7 gün uzamaya ve 14

25 yaklaşık USD maliyet artışına neden olduğu saptanmıştır. 31 Yüksek riskli hastalarda afebril nötropenik dönemlerde uygulanan profilaksi ile mortalite ve morbiditelerde azalma saptanmıştır Solunum Yetmezliği Nedenleri Akut lösemi seyrinde solunum yetmezliğine neden olan başlıca durumlar şunlardır; 1. Enfeksiyonlar 2. Hiperlökositozis ve lökostaz 3. Pulmoner hemoraji 4. Pulmoner lösemik infiltrasyon ve tümor lizis pnömopatisi 5. ATRA sendromu 6. Nadir sebepler ( ilaç reaksiyonları, kapiller kaçış sendromu, vb.) Enfeksiyonlar Pnömoni akut lösemi hastalarında sık görülen ve sıklıkla morbidite ve mortaliteye neden olabilen bir komplikasyondur. Solunum sistemi dış ortamla direk temas halinde olduğu için patojenik ve fırsatçı enfeksiyöz ajanlar için önemli bir hedef haline gelmektedir. Solunum sistemini bu patojenik mikroorganizmalardan koruyan başlıca iki sistem vardır. İlki primer defansif mekanizmayı oluşturan mukus, silier aktivite, öksürük, lizozim enzimi, doku bakteriosidleri, sekretuar Ig A ve nötrofil makrofaj aracılı fagositozdur. İkinci koruma mekanizması ise antijen spesifik lenfositlerin aracılık ettiği kazanılmış immun cevaptır. 32 Akut lösemi seyrinde her iki savunma mekanizmasında meydana gelen bozukluk nedeniyle pnömoni riskinde artış görülmektedir. Nötropeni, pnömoni gelişimi için en önemli predispozan faktördür diğer faktörler ise hümoral ve hücresel immunitenin bozulması, mukozite bağlı olarak mukoza bütünlüğünün bozulması ve nötrofil fonksiyonlarındaki bozukluktur. İnflamatuar cevabın bozuk olması nedeniyle klinik ve radyolojik bulgular zayıf olabilir bu nedenle pnömoniler için insidansı belirlemek zordur. Wilhelm ve ark.nın 33 yaptığı çalışmada indüksiyon tedavisi sırasında AML ve ALL hastalarındaki 15

26 pnömoni insidansı sırasıyla % 24 ve % 23,8 olarak bulunmuştur. Specchia ve ark.nın 34 yaptığı başka bir çalışmada ise pnömoni insidansı daha önceki çalışmaya benzer olarak % 27,7 saptanmıştır. Türkiye den Çelebi ve ark.nın 35 yaptığı çalışmada akut lösemi hastalarında nötropeni epizodu sırasında pnömoni insidansı % 24 olarak bulunmuştur. Pnömoniler son yıllardaki yeni tedavi ve profilaksi yaklaşımlarına rağmen halen yüksek mortalite ile seyredebilmektedir. Yapılan çalışmalarda % arasında mortalite oranı bildirilmektedir. 36,37 Uygun tedavi uygulanmayan olgularda mortalite riski 7 kata kadar artmaktadır. Yaş, hastalık durumu, nötropeni süresi ve infiltrasyonların yayılımı (diffuz fokal) pnömonilerde prognozu etkilen faktörlerdir. İleri yaş, diffuz infiltrasyon, uzamış nötropeni süresi kötü prognozla beraber iken genç yaş ve remisyona girme olumlu prognostik belirteçlerdir. 3 Haftadan daha kısa süreli nötropeni epizodlarında bakteriyel infeksiyonlar için artmış risk var iken özellikle 3 haftadan uzun süren nötropeni epizodlarında bakteriyel etkenlerin yanında fungal enfeksiyon içinde risk artmaktadır. 38 Klinik olarak pnömoni tanısı konulsa bile yalnızca % oranında pnömoni etkeni tespit edilebilmektedir. Tespit edilebilen pnömoni etkenleri arasında en sık bakteriyel etkenler görülmekle birlikte fungal etkenler, pneumocystis jirovecii ve viral etkenlerde daha az sıklıkla olmakla beraber görülmektedir. Bakteriyel Nedenler Akut lösemilerin klinik seyrinde görülen pnömonilerin en sık nedeni bakteriyel etkenlerdir. Bakteriyel etkenler arasında en sık hücre dışı primer piyojenik etkenler görülmekle birlikte diğerleri de daha az sıklıkla görülebilmektedir. Akut lösemi seyrinde görülen pnömoniler genellikle tekrarlayıcı ve inatçı karekterdedirler. Literatürde yapılan çalışmalarda etkeni tespit edilebilen pnömoni olguları arasında bakteriyel etkenler % arasında değişen oranda etken olarak tespit edilmişlerdir. Febril nötropeni olgularında olduğu gibi daha önceleri gram negatif etkenler daha sık görülürken son yıllarda gram pozitif etkenlere bağlı pnömoni olgularında artış saptanmaktadır. En sık saptanan gram pozitif ve gram negatif etkenler ise; Pseudomonas aeruginosa, Enterobacter sp., Klebsiella sp., Escherichia coli, Acinetobacter sp., 16

27 Staphlococcus aureus, Streptococcus pneumoniae ve Haemophilus influenzae dır. Klasik nazokomiyal ve toplum kökenli piyojenik bakterilerin yanında daha nadir olarak Legionella pneumoniae, Nocardia asteroides, M. Tuberculosis, Nontuberculos mycobacterium kompleks e bağlı olarak ta pnömoni görülebilir. Piyojenik bakterilerle meydana gelen pnömoniler klasik toplum kaynaklı ve hastane kaynaklı pnömonilere benzer klinik tablolara yol açarlar. Legionella pneumoniae özellikle hematolojik malinitesi olan olgularda multilobar ve/veya bilateral tutulum gösterir. Genellikle kontamine su ile bulaş gösterir ve idrarda Legionella antijeninin gösterilmesi ile tanı konur. M. Tuberculosis in akut lösemi hastalarında sağlıklı populasyona göre 40 kat daha sık görüldüğünü bildiren veriler mevcuttur. 39 Mishra ve ark.nın 40 yaptığı çalışmada akut lösemi olgularındaki aktif tüberküloz insidansı % 6,9 olarak bulunmuştur. AML de ALL ye göre tüberküloz sıklığının daha fazla olması da yine aynı çalışmada elde edilen başka bir veridir. Pnömoni etkenleri arasında sık görülmese de özellikle endemik bölgelerde tüberküloz enfeksiyonu mutlaka düşünülmelidir. Pnomoni gelişiminde en önemli risk faktörü olan nötropeni epizodları sırasında uygulanan antibiyoik profilaksisi ile mortalite ve morbiditede azalma saptanmıştır. Nötropeni süresi boyunca uygulanan florokinolon profilaksisi ile tüm nedenlere bağlı mortalite ve enfeksiyon ilişkili mortalite oranları sırasıyla % 48 ve % 62 oranında azalmıştır. 41 Özellikle levofloksasin profilaksisi sırasında klinik infeksiyonlarda belirgin azalma olduğu gösterilmiştir. Tüm bu çalışmalara rağmen akut lösemi hastalarında nötropeni epizodu sırasında uygulanan profilaksi ile solunum desteği arasındaki ilişkiyi gösteren çalışma mevcut değildir. Son zamanlarda tedavi ve profilaksi uygulamalarında ki gelişmelere rağmen akut lösemilerde pnömoniye bağlı mortalite oranı % 60 lara kadar ulaşabilmektedir Yılında Carralata ve ark.nın 42 yaptığı çalışmada bakteriyel pnömonilere bağlı mortalite oranı % 54 olarak saptanmıştır. Aynı çalışmada gram pozitif mikroorganizmalara atfedilen mortalite oranı % 53, gram pozitif mikroorganizmalara atfedilen mortalite oranı ise % 52,5 olarak saptanmıştır. Akut lösemi olgularında bakteriyel etkenlere bağlı pnömonilerde mekanik ventilatör ise solunum desteği ihtiyacını bildiren çalışma ise yoktur. Son yıllarda uygun ve hızlı tedavi ve profilaksi 17

28 uygulamalarıyla bu oran azalsa bile halen bakteriyel pnömoniler önemli morbidite ve mortalite nedenlerinden biridir. Fungal Nedenler Akut lösemi invazif fungal infeksiyonlar için yüksek riskli bir durumdur. Özellikle uzamış nötropeni süreleri, kullanılan kemoterapi ve immunsupresif ajanlarla sağlanan ciddi immunsupresyon ve uzamış antibiyotik kullanımı invazif fungal enfeksiyonlara yatkınlığı arttırır. İnvazif fungal infeksiyonlar akut lösemilerin klinik seyrinde görülen morbidite ve mortalitelerin önde gelen sebeplerinde biridir. Dasbach ve ark.nın 43 yaptığı çalışmada aspergillus infeksiyonuna bağlı olarak hastanede kalış süresini ortalama 26 gün uzadığı ve hastanede yatış süresi boyunca mortalitenini 4 kat arttığı öne sürülmüştür. Tanı sonrası 100 günlük periyotta invazif fungal infeksiyon (IFI) görülme olasılığı % 11 olarak saptanmıştır. 44 AML, ALL ye göre invasif fungal infeksiyonlar için daha fazla riskli bir durumdur. Hematolojik maligintesi olan hastanın dahil edildiği retrospektif kohort çalışmasında invazif fungal enfeksiyon insidansı AML de % 12 iken ALL de % 6,5 olarak bulunmuştur. 45 Başka bir çalışmada ise invazif pulmoner aspergillus insidansı ise yıllık % 0,5-2,6 arasında saptanmıştır. 46 En sık görülen küf etkeni Aspergillus türleri ( % 90) iken en sık maya enfeksiyonu nedeni ise Candida türleridir. İnvazif candida infeksiyonları daha çok fungemiye neden olurken, invazif aspergillosis en sık akciğerlere (% 73) yerleşir ve aspergillus pnömonisine neden olur. 44,47 Uzamış derin nötropeni süresi, geçirilmiş aspergillus infeksiyonu, altta yatan hastalığın durumu ve kemik iliğinde artmış demir yükü invazif aspergillus infeksiyonu için riski artıran faktörler olarak bulunmuştur. 48,49 Relaps ve refrakter AML hastalarında uygulanan reindüksiyon kemoterapisi sırasında invazif aspergillus riski en fazlayken, yeni tanı AML hastalarında induksiyon kemoterapisi ve konsolidasyon rejimleri sırasında risk daha düşüktür. İnvazif fungal enfeksiyonlara bağlı yüksek mortalite oranları görülebilir Yılında Pagano ve ark.nın 45 yaptığı çalışmada zygomycosis ile ilişkili mortalite oranı % 64 olarak saptanırken, fusariosisde % 53, aspergillosisde % 43 ve candidemide ise % 33 olarak saptanmıştır. İki farklı kohort çalışmasında solunum yetmezliği 18

29 nedeniyle mekanik ventilasyon uygulanan hematolojik maliniteli hastalarda saptanabilen nedenler arasında invazif pulmoner aspergillosis % 11 ve % 12 oranında sorumlu olarak bulunmuştur. 50 Son yıllarda özellikle tanı yaklaşımlarındaki değişiklik, hızlı empirik tedavi başlanması, pre-emptif yaklaşımlar ve profilaksi uygulamaları ile birlikte mortalite oranında belirgin azalma dikkati çekmektedir. Primer antifungal profilaksi uygulamasının faydalı olduğunu gösteren birçok çalışma mevcuttur Yılında yayınlanan 64 çalışmanın meta-analizinde akut lösemi hastalarında antifungal profilaksi uygulamasıyla mantar enfeksiyonu ilişkili mortalite (relatif risk [RR] 0,66, % 95 CI 0,44 1,00) ve invazif mantar enfeksiyon sıklığında (relatif risk [RR] 0,69, CI % 95 0,44 1,00) anlamlı azalma olduğu gösterilmiştir. 51 AML hastaları arasında yapılan bir başka çalışmada ise antifungal profilaksi ile ilk nötropeni epizodunda invazif fungal enfeksiyon oranının erkeklerde %30 dan % 6 ya, kadınlarda ise %12 den %2 ye düştüğü görülmüştür. Tüm nötropeni epizodları arasında ise erkeklerde %18 den %6 ya kadınlarda ise %8 den %4 e düştüğü saptanmıştır. Anifungal profilakside son yıllara yapılan çalışmalar sonucu AML hastalarında posakonazol kullanımının itrakonazol ve flukonazol e oranla hem invasif aspergillus infeksiyonu görülme sıklığı hemde aspergillus ilişkili mortalite de azalma saptandığı gösterilmiştir. Erken empirik antifungal tedavi uygulaması ve bilgisayarlı tomografi, serolojik ve histolojik bulgulara dayalı pre-emptif yaklaşım uygulamasıyla birlikte fungal enfeksiyona bağlı mortalite ve morbiditede azalma saptanmıştır. Empirik tedavi ve pre-emptif yaklaşımın karşılaştırıldığı bir çalışmada ise invasif fungal enfeksiyon riski yüksek olan nötropenik hematolojik malinitesi olan hastalar arasında her iki yaklaşımın mortalite üzerine etkilerinde fark saptanmamış, sadece indüksiyon tedavisi alan AML hastalarında empirik tedavi yaklaşımıyla daha iyi sağkalım oranı saptanmıştır. 52 Pneumocystis Jirovecii Pnomonisi (PCP) Pnumocystis jirovecii pnömonisi ilk 1970 lerde hematolojik maliginitesi olan hastalar arasında tanımlanmıştır. İlk olarak parazit grubunda değerlendirilse de daha sonra mantar olduğu anlaşılmıştır. Özellikle immunkompromize hastalarda hayatı tehdit edici enfeksiyona yol açabilmesi nedeniyle önem arz etmektedir. En önemli 19

30 risk faktörü HIV infeksiyonu olmakla birlikte; glukokortikoid kullanımı, hematolojik maliginiteler (özellikle lösemi), hematopoietik kök hücre veya solid organ transplantasyonları da diğer risk faktörleridir. HIV dışı PCP tanısı alan hastalar arasında yapılan epidemiyolojik incelemede % 30 olguda altta yatan hematolojik malinite tespit edilmiştir. 53 Torres ve ark.nın 54 yaptığı başka bir çalışmada ise PCP tanılı 80 kanser hastası arasında hematolojik maliniteye sahip hasta sayısı % 66 olarak saptanmıştır. Pneumocystis jirovecii enfeksiyonu ile takip edilen hematolojik malinitesi olan hastalar arasında yapılan 2 farklı çalışmada ise akut lösemi; tüm hematolojik maliniteler arasında her iki çalışmada % 50 oranında saptanmıştır. 55,56 Özellikle intensif kemoterapi rejimler sonrası PCP riski daha da artmaktadır. PCP yüksek mortalite oranına sahip bir enfeksiyondur. HIV dışı nedenlere bağlı PCP enfeksiyonunda mortalite oranı % civarındadır ve altta yatan nedenin maliginite olduğu durumlarda ise bu oran daha fazla olabilir. 57 Mansharamani ve ark.nın 57 yaptığı retrospektif çalışmada HIV dışı PCP hastalarında % 69 oranında yoğun bakım ihtiyacı ve % 66 oranında mekanik ventilasyon ihtiyacı saptanmıştır. PCP de solunum yetmezliği geliştiği durumlarda ise mortalite oranı % 67 ye ulaşmaktadır. Akut lösemi hastalarında ki PCP ye bağlı solunum yetmezliği ve mekanik ventilasyon ihtiyacını gösteren çalışma ise mevcut değildir. Yüksek mortalite oranına rağmen seçilmiş hastalarda trimetoprim/sulfometaksazol (TMP/SMX) ile profilaksi uygulamasının çok olumlu sonuçları bulunmuştur. Profilaksi uygulamasıyla % 91 e ulaşan oranda PCP enfeksiyonu insidansında azalma görülmektedir. 58 Yetişkinlerde PCP riskinin % 3,5 dan fazla olduğu durumlarda profilaksi önerilmektedir. Özellikle günde 20 mg ve üzeri prednizolon veya eşdeğerlerini kullananlar, akut lenfoblastik lösemi hastaları, allojeneik KİT, seçilmiş otolog KİT hastaları, solid organ transplantasyonu ve immunsupresif çeşitli ajan kullananlara rutin profilaksi önerilmektedir. TMP/SMX in yapılan çalışmalarda etkinliği ve yan etkilerine bağlı olarak ilacın bırakılma oranının az olması nedeniyle profilakside birinci basamak ilaç olarak kullanılması önerilmektedir. 20

Akut Myeloid Lösemide Prognostik Faktörler ve Tedavi

Akut Myeloid Lösemide Prognostik Faktörler ve Tedavi 1945 ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Akut Myeloid Lösemide Prognostik Faktörler ve Tedavi Dr. Mehmet ERTEM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı

Detaylı

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012

Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım. Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012 Hematolog Gözüyle Fungal İnfeksiyonlara Yaklaşım Dr Mehmet Ali Özcan Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı İzmir-2012 Nötropenik hastalarda fungal infeksiyonlar Nötropeni invaziv

Detaylı

Minimal Kalıntı Hastalık (MRD)

Minimal Kalıntı Hastalık (MRD) Minimal Kalıntı Hastalık (MRD) Doç. Dr. Müge GÖKÇE İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Çocuk Hematoloji & Onkoloji Bilim Dalı Sitomorfolojik Remisyon Kemik iliğinde %5 in altında

Detaylı

MİYELODİSPLASTİK SENDROM

MİYELODİSPLASTİK SENDROM MİYELODİSPLASTİK SENDROM Türk Hematoloji Derneği Tanı ve Tedavi Kılavuzu 2013 30.01.2014 İnt. Dr. Ertunç ÖKSÜZOĞLU Miyelodisplastik sendrom (MDS) yetersiz eritropoez ve sitopenilerin varlığı ile ortaya

Detaylı

Çocukluk Çağı AML de Tanı ve Tedavi

Çocukluk Çağı AML de Tanı ve Tedavi Çocukluk Çağı AML de Tanı ve Tedavi Dr. Mehmet ERTEM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı AML Kesin Tanısı Kemik İliği Aspirasyon İncelemesi 1. Giemsa boyası ile morfolojik

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİ : 2009 DA NELER OLDU? Dr Alpay AZAP Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

FEBRİL NÖTROPENİ : 2009 DA NELER OLDU? Dr Alpay AZAP Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD FEBRİL NÖTROPENİ : 2009 DA NELER OLDU? Dr Alpay AZAP Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Infectious Diseases Working Party of EBMT Infectious Diseases Group

Detaylı

Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi

Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi Adölesanda Lösemi & İnfant Lösemi Prof. Dr. Özcan Bör Eskişehir Osmangazi Üniversitesi TPHD OKULU 18 20 Kasım 2016 Ankara 1 Adölesanda Lösemi Dünya Sağlık Örgütü 10 19 yaşlarını Adölesan Dönemi olarak

Detaylı

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

III. BÖLÜM EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ III. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU EDİNSEL SAF ERİTROİD DİZİ APLAZİSİ TANI VE

Detaylı

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları

Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım. Klinik-Radyolojik İpuçları Bağışıklığı Baskılanmış Olguda Akciğer Sorununa Yaklaşım Klinik-Radyolojik İpuçları Çalıştığınız bölüm? 1-İnfeksiyon Hastalıkları 2-Hematoloji 3-Onkoloji 4-Göğüs Hastalıkları 5-Radyoloji 6-Diğer Bağışıklığı

Detaylı

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları

ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları ANTİFUNGAL TEDAVİ: PRE-EMPTİF Mİ EMPİRİK Mİ? Prof. Dr. Ayper SOMER İstanbul Tıp Fakültesi Pediatrik İnfeksiyon Hastalıkları Ankara, 28 Şubat 2010 PEDİATRİDE İNVAZİF MANTAR İNFEKSİYONU İÇİN RİSK GRUPLARI

Detaylı

Pediatrik Hastalarda Antifungal Tedavi Yaklaşımları

Pediatrik Hastalarda Antifungal Tedavi Yaklaşımları Uydu Sempozyumu Pediatrik Hastalarda Antifungal Tedavi Yaklaşımları Moderatör: Prof.Dr.Volkan Hazar Konuşmacı: Prof.Dr.Ali Bülent Antmen 5. Ulusal Pediatrik Hematoloji Sempozyumu, 12-14 Mayıs 2016 Denizli

Detaylı

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr.

BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ. Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. BÖBREK NAKİLLİ ÇOCUKLARDA GEÇ DÖNEM AKUT REJEKSİYONUN GREFT SAĞKALIMI ÜZERİNE ETKİLERİ Başkent Üniversitesi Çocuk Nefroloji Dr. Aslı KANTAR Akut rejeksiyon (AR), greft disfonksiyonu gelişmesinde major

Detaylı

Hazırlık Rejimi GVHD Profilaksisi Kök Hücre Kaynakları. Doç. Dr. Barış Kuşkonmaz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik KİTÜ

Hazırlık Rejimi GVHD Profilaksisi Kök Hücre Kaynakları. Doç. Dr. Barış Kuşkonmaz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik KİTÜ Hazırlık Rejimi GVHD Profilaksisi Kök Hücre Kaynakları Doç. Dr. Barış Kuşkonmaz Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik KİTÜ Hazırlık rejimi Hastayı transplanta hazırlamak için veriliyor Donör HKH

Detaylı

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D.

İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak. Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D. İNVAZİV PULMONER ASPERJİLLOZ Dr. Münire Gökırmak Süleyman Demirel Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.D. OLGU 1 23 yaşında kadın hasta Ateş, yorgunluk ve anemi Lökosit: 6.800/mm3, %8 nötrofil, %26 blast,

Detaylı

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa

KLL DE. kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL DE İNFEKSİYON YÖNETİMİ Dr. Rıdvan R ALİ Uludağ Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İç Hastalıklar kları ABD Hematoloji BD Bursa KLL ile ilişkili bilgilerimizde önemli değişiklikler iklikler söz s z konusu

Detaylı

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Febril Nötropenik Hasta Antifungal Tedavi Uygulama Prosedürü

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Febril Nötropenik Hasta Antifungal Tedavi Uygulama Prosedürü Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde Febril Nötropenik Hasta Antifungal Tedavi Uygulama Prosedürü Prof. Dr. Neşe Saltoğlu İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik

Detaylı

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI

[RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [RABİA EMEL ŞENAY] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman

Detaylı

BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler

BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler BFM ALL tedavi protokolü sırasında yaşanan engeller ve problemler Istanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji BD İstanbul 2013 Amaç ALL çocukluk çağında en sık görülen

Detaylı

Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi

Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI 1945 Akut Myeloid Lösemi Relaps ve Tedavisi Dr. Talia İleri Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji BD Akut Lösemide Tedavi

Detaylı

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi Prof. Dr. Volkan Korten Marmara Üniversitesi Tıp T p Fakültesi İnfeksiyon Hastalıklar kları ve Klinik Mikro. ABD. Risk? Başlangıç tedavisine yanıtsızlık değil. Ciddi

Detaylı

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi

Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi. Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi Graft Yetersizliğinin Tanı ve Tedavisi Dr Şahika Zeynep Akı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Bahçelievler Medical Park Hastanesi Engrafman- Tanım Mutlak nötrofil sayısının > 0.5 x 10 9 /L olduğu ardışık

Detaylı

İnvaziv Aspergilloz da Tedavi Yaklaşımları

İnvaziv Aspergilloz da Tedavi Yaklaşımları İnvaziv Aspergilloz da Tedavi Yaklaşımları Dr. Murat Akova Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi, Ankara 1 2 3 İnvaziv aspergillozda mortalite

Detaylı

LİSTEYE EKLENENLER DEĞİŞİKLİK YAPILANLAR

LİSTEYE EKLENENLER DEĞİŞİKLİK YAPILANLAR 01.05.2013-14.11.2013 TARİHLERİ ARASINDA SAĞLIK BAKANLIĞI EK ONAYI ALINMADAN KULLANILABİLECEK ENDİKASYON DIŞI HEMATOLOJİ-ONKOLOJİ İLAÇLARI LİSTESİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER LİSTEYE EKLENENLER SIRA NO İLAÇLAR

Detaylı

Febril Nötropenide Fungal İnfeksiyonlara Klinik Yaklaşım

Febril Nötropenide Fungal İnfeksiyonlara Klinik Yaklaşım Febril Nötropenide Fungal İnfeksiyonlara Klinik Yaklaşım Dr. Murat Akova Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi, Ankara İnvaziv Fungal İnfeksiyonların

Detaylı

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ Doç. Dr. Orhan YILDIZ Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD. KAYSERi Erciyes Üniversitesi Hastaneleri 1300 yatak / 10 milyon

Detaylı

Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Dr. Aysun Yalçı Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbn-i Sina Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji HKP Prognostik Faktör Tedavi Önceden antibiyotik kullanımı (90 gün içinde), 5 gün

Detaylı

(İlk iki harfleri - TR)

(İlk iki harfleri - TR) VET-A Kayıt Tarihi:. /. /.. THD Veritabanları Kemik İliği Yetmezliği Veritabanı Hasta Kayıt Formu VET-A HEKİM BİLGİLERİ 1. Merkez 2. Hekim HASTA BİLGİLERİ 3. Hasta Kodu Sistem tarafından otomatik olarak

Detaylı

LÖSEMİ MORFOLOJİSİ. Dr. Namık ÖZBEK Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EAH

LÖSEMİ MORFOLOJİSİ. Dr. Namık ÖZBEK Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EAH LÖSEMİ MORFOLOJİSİ Dr. Namık ÖZBEK Ankara Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Hematoloji Onkoloji EAH UYGULAMA Posterior superior iliak krestten yapılır 18 ay altında tuberositas tibiadan yapılabilir YAYMA Önceden

Detaylı

DR ALPAY AZAP ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD

DR ALPAY AZAP ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD DR ALPAY AZAP ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ İNFEKSİYON HASTALIKLARI ve KLİNİK MİKROBİYOLOJİ AD BAĞIŞIKLIĞI BASKILANMIŞ HASTA? Bağışıklığı Baskılanmış Hastalarda IFI gelişme riski: Düşük Risk Orta Risk

Detaylı

Multipl Myelomda otolog kök hücre nakli sonrası tedaviler. Dr. Gülsan Türköz SUCAK

Multipl Myelomda otolog kök hücre nakli sonrası tedaviler. Dr. Gülsan Türköz SUCAK Multipl Myelomda otolog kök hücre nakli sonrası tedaviler Dr. Gülsan Türköz SUCAK Multiple Myelomda etkili ajanlar 1. Alkilleyiciler 2. Kortikosteroidler (Prednizolon, Dexamethazon) 3. Antrasiklinler (Doxorubisin,

Detaylı

ETİK KURUL BAŞVURU DOSYASI

ETİK KURUL BAŞVURU DOSYASI ETİK KURUL BAŞVURU DOSYASI Ülkemizde Hematolojik Kanserlerin Yükü, Coğrafi Dağılımı, Demografik Karakteristiği, İmmünohistokimyasal Özellikleri ve Klinik Davranışı Epidemiyolog Danışman Doç. Dr. Mutlu

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ

FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ FEBRİL NÖTROPENİ TANI VE TEDAVİ Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Tanımlar / Ateş Oral / Aksiller tek seferde 38.3 C veya üstü Bir

Detaylı

Raporlamayla İlgili Düzenleme ve Tartışmalar. Beyhan DURAK ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi GeneCk AD

Raporlamayla İlgili Düzenleme ve Tartışmalar. Beyhan DURAK ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi GeneCk AD Raporlamayla İlgili Düzenleme ve Tartışmalar Beyhan DURAK ARAS Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi GeneCk AD Kromozom Adlandırma Sistemi 1960 yılında Danver toplantısı Kabul edilen sistem

Detaylı

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi =Evaluation of HIV Infection and Tuberculosis Concomitance= Behice Kurtaran, Selçuk Nazik, Aslıhan Ulu, Ayşe Seza İnal, Süheyla Kömür, Ferit

Detaylı

Kronik Miyelositer Lösemi

Kronik Miyelositer Lösemi Kronik Miyelositer Lösemi Tanı ve Tedavi Yaklaşımı Dr Adalet Meral Güneş Uludağ Üniv.TıpFak. Çocuk Hematoloji Onkoloji BD Görülme Sıklığı Yıllık insidans ;

Detaylı

Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi

Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi Kan Kültürlerinde Üreyen Koagülaz Negatif Stafilokoklarda Kontaminasyonun Değerlendirilmesi Gülden Kocasakal 1, Elvin Dinç 1, M.Taner Yıldırmak 1, Çiğdem Arabacı 2, Kenan Ak 2 1 Okmeydanı Eğitim ve Araştırma

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİDE HEMATOPOETİK KÖK HÜCRE NAKLİ

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİDE HEMATOPOETİK KÖK HÜCRE NAKLİ AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİDE HEMATOPOETİK KÖK HÜCRE NAKLİ Prof Dr Ali Ünal Dr Leylagül Kaynar Akut Lenfoblastik Lösemi tedavisinde en önemli hedef; - Başlangıçta uygulanan remisyon indüksiyon tedavisi ile

Detaylı

[MEHMET ERTEM] BEYANI

[MEHMET ERTEM] BEYANI Araştırma Destekleri/ Baş Araştırıcı 10. Ulusal Pediatrik Hematoloji Kongresi 3 6 Haziran 2015, Ankara [MEHMET ERTEM] BEYANI Sunumum ile ilgili çıkar çatışmam yoktur. Çalıştığı Firma (lar) Danışman Olduğu

Detaylı

Febril Nötropenide Meta-analizler: Karşı Görüşler

Febril Nötropenide Meta-analizler: Karşı Görüşler Febril Nötropenide Meta-analizler: Karşı Görüşler Dr. Sibel Aşçıoğlu Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları A.D İnfeksiyon Hastalıkları Ünitesi Problemin tanımlanması Gerçekten meta-analize

Detaylı

BFM Protokolü ve Türkiye Deneyimi Dr. Gönül Aydoğan

BFM Protokolü ve Türkiye Deneyimi Dr. Gönül Aydoğan BFM Protokolü ve Türkiye Deneyimi Dr. Gönül Aydoğan Yoğun kemoterapi protokolleri ve kan ürünleri transfüzyonları, antibiyotik tedavisi gibi destek tedavilerinin artışı ile akut lenfoblastik lösemili (ALL)

Detaylı

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum Dr.Sibel Doğan Kaya Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Detaylı

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi

HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi Uzm. Dr. Sinem AKKAYA IŞIK Sultan Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi HIV & CMV Gastrointestinal ve Solunum Sistemi AIDS CMV; nadir ölümcül İlk vaka 1983 Etkili ART sıklık azalmakta, tedavi şansı

Detaylı

KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU

KEMİK İLİĞİ TRANSPLANTASYONU DÖNEM DERS NOTLARI Dönem Adı : 4.dönem 2014-2015 Dilim Adı Ders Adı :İç Hastalıkları Hematoloji Bilim Dalı :Kemik İliği Transplantasyonu Sorumlu Öğretim Üyesi : Sorumlu Öğretim Üyesi ABD, BD :Prof Dr Sevgi

Detaylı

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları

Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSS Enfeksiyonları Nozokomiyal SSSİ En ciddi nozokomiyal enfeksiyonlardan biri Morbidite ve mortalite yüksektir. Nozokomiyal SSSİ Tüm HE %0.4 ünden sorumlu. En sık görülen formları: Bakteriyel

Detaylı

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu. Febril Nötropeni Simpozyumu , Ankara

İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu. Febril Nötropeni Simpozyumu , Ankara İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Febril Nötropeni Grubu Febril Nötropeni Simpozyumu 24. 02.2008, Ankara Profilaksiler HPERCVAD (metotreksat+ siklofosfamid+vinkristin+adriablastin+deksametazon) protokolü alan

Detaylı

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR

ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR ALLOJENİK KORDON KANI BANKACILIĞINDA UMUTLAR Prof. Dr. İhsan Karadoğan Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Kök Hücre Nedir? Kendileri için uygun olan bir çevre içinde

Detaylı

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr.

Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi. Dr. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesinde İzlenen Olgularda Akut Böbrek Hasarı ve prifle Kriterlerinin Tanı ve Prognozdaki Önemi Dr. Aslı KANTAR GİRİŞ GENEL BİLGİLER Akut böbrek hasarı (ABH) yenidoğan yoğun bakım

Detaylı

Nötropeni Ateş Tedavisinde Yenilikler Dr. Murat Akova. Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ankara

Nötropeni Ateş Tedavisinde Yenilikler Dr. Murat Akova. Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ankara Nötropeni Ateş Tedavisinde Yenilikler-2016 Dr. Murat Akova Hacettepe Universitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları Ankara % Baketeremi EORTC-IATG Çalışmalarında Bakteremi Etkenleri 100 Gram (-) 80

Detaylı

Dr.Ceyhun Bozkurt Dr.Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH Çocuk Onkoloji Bölümü 20.04.2013

Dr.Ceyhun Bozkurt Dr.Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH Çocuk Onkoloji Bölümü 20.04.2013 Dr.Ceyhun Bozkurt Dr.Sami Ulus Kadın Doğum Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları EAH Çocuk Onkoloji Bölümü 20.04.2013 S.T. 15 Yaş Kız Hasta Başvuru tarihi: 12.08.2010 Yakınması: Mide bulantısı Kusma İshal Kolunda

Detaylı

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ Cem Sezer 1, Mustafa Yıldırım 2, Mustafa Yıldız 2, Arsenal Sezgin Alikanoğlu 1,Utku Dönem Dilli 1, Sevil Göktaş 1, Nurullah Bülbüller

Detaylı

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi

Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip. Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu. *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi Burcu Bursal Duramaz*, Esra Şevketoğlu, Serdar Kıhtır, Mey Talip Petmezci, Osman Yeşilbaş, Nevin Hatipoğlu *Bezmialem Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Merkezi sinir sistemi

Detaylı

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ. Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL SAĞLIK ÇALIŞANLARININ MESLEKİ TEHLİKE ve RİSKLERİ Öğr. Gör. Nurhan BİNGÖL Sağlık hizmeti sunumu sırasında sağlık çalışanları, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklarını tehdit eden pek çok riske maruz

Detaylı

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya

İKİNCİL KANSERLER. Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya İKİNCİL KANSERLER Dr Aziz Yazar Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları AD. Tıbbi Onkoloji BD. 23 Mart 2014, Antalya Tanım Kanser tedavisi almış veya kanser öyküsü olan bir hastada histopatolojik

Detaylı

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?

START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? START Çalışmasının Sonuçları: Antiretroviral Tedavide Yeni Bir Dönem mi Başlıyor? Dr. Sabri Atalay İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği KLİMİK

Detaylı

Dr Arzu OĞUZ 3. Kanserde Destek tedaviler ve Palyatif Bakım Sempozyumu 28-29 Mayıs 2016; ADANA

Dr Arzu OĞUZ 3. Kanserde Destek tedaviler ve Palyatif Bakım Sempozyumu 28-29 Mayıs 2016; ADANA Dr Arzu OĞUZ 3. Kanserde Destek tedaviler ve Palyatif Bakım Sempozyumu 28-29 Mayıs 2016; ADANA Myeloid hücrelerinin prolif; farklılaşmasını, canlılığını ve aktivasyonunu regüle ederler Nötropeni insidans

Detaylı

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON

SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON SOLİD ORGAN TRANSPLANTASYONLARINDA İMMÜN MONİTORİZASYON Ali ŞENGÜL MEDICALPARK ANTALYA HASTANE KOMPLEKSİ İMMÜNOLOJİ BÖLÜMÜ Organ nakli umudu Beklenen Başarılı Operasyonlar Hayaller ve Komplikasyonlar?

Detaylı

TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi

TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ. Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi TRANSPLANTASYONDA İNDÜKSİYON TEDAVİSİ Dr Sevgi Şahin Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi TRANSPLANTASYONDA İMMUNSUPRESİF TEDAVİ İndüksiyon İdame Kurtarma Am J Surg 2009 Transplantation 2006 İndüksiyon tedavilerinin

Detaylı

TRANSPLANT ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME VE HAZIRLIK AŞAMASI

TRANSPLANT ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME VE HAZIRLIK AŞAMASI TRANSPLANT ÖNCESİ HASTA DEĞERLENDİRME VE HAZIRLIK AŞAMASI Prof. Dr. Mualla Çetin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji YAPILACAKLAR KİT kararının verilmesi Donör seçimi Transplant öncesi

Detaylı

Akut miyelojenöz lösemi (AML) tedavisindeki ilerlemeler remisyon ve kür oranlarında iyileşmeye neden olmuştur.

Akut miyelojenöz lösemi (AML) tedavisindeki ilerlemeler remisyon ve kür oranlarında iyileşmeye neden olmuştur. 1 GİRİŞ Hematoloji Uzmanlık Derneği, the Leukemia & Lymphoma Society(LLS)'e 11.03.2011 tarihinde çevirisi yapılan Akut Miyelojenöz Lösemi (AML) kitapçığına yeniden basım izni verdiği için minnetle teşekkür

Detaylı

Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler

Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler Piperasilin-Tazobaktam(TZP) a Bağlı Hematolojik İstenmeyen Etkiler Aysun Sarıbuğa, Serap Şimşek Yavuz, Seniha Başaran, Atahan Çağatay, Halit Özsüt, Haluk Eraksoy İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi

Detaylı

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013

Onkolojide Sık Kullanılan Terimler. Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Onkolojide Sık Kullanılan Terimler Yrd.Doç.Dr.Ümmügül Üyetürk 2013 Kanser Hücrelerin aşırı kontrolsüz üretiminin, bu üretime uygun hücre kaybıyla dengelenemediği, giderek artan hücre kütlelerinin birikimi..

Detaylı

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI RAPOR BÜLTENİ İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI Tarih: 10/09/2015 Sayı : 8 Dünya Lenfoma Farkındalık Günü 15 Eylül 2015 Hazırlayan Neşet SAKARYA Birkaç dakikanızı ayırarak ülkemizde 2011

Detaylı

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar

İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar İmmünyetmezlikli Konakta Viral Enfeksiyonlar Dr. Dilek Çolak 10 y, erkek hasta Olgu 1 Sistinozis Böbrek transplantasyonu Canlı akraba verici HLA 2 antijen uyumsuz 2 Olgu 1 Transplantasyon öncesi viral

Detaylı

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ

II. BÖLÜM HEMOFİLİDE KANAMA TEDAVİSİ HEMOFİLİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU Önsöz... IX-X Türk Hematoloji Derneği Yönetim Kurulu... XI Hemofili Bilimsel Alt Komitesi Üyeleri (2014-2018 dönemi)... XI Kısaltmalar... XII I. BÖLÜM HEMOFİLİ TANISI TANIM...

Detaylı

Çocukluk Çağında Akut Myeloid Lösemi

Çocukluk Çağında Akut Myeloid Lösemi 1945 ANKARA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI Çocukluk Çağında Akut Myeloid Lösemi Dr. Mehmet ERTEM Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji Bilim Dalı ÇOCUKLUK ÇAĞI

Detaylı

DONÖR LENFOSİT İNFÜZYONU(DLI) Hülya Baraklıoğlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Merkezi

DONÖR LENFOSİT İNFÜZYONU(DLI) Hülya Baraklıoğlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Merkezi DONÖR LENFOSİT İNFÜZYONU(DLI) Hülya Baraklıoğlu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Terapötik Aferez Merkezi KÖK HÜCRE NAKLİ Kök hücre nedir? Çoğalma,kendini yenileyebilme, farklılaşmış dokulara özgü hücreleri

Detaylı

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM?

ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? ERİŞKİN HASTADA İNFLUENZAYI NASIL TANIRIM? Dr. Murat Kutlu Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Giriş İnfluenza sendromu genellikle ani başlangıçlı

Detaylı

RADYOTERAPİYE BAĞLI KANSERLER

RADYOTERAPİYE BAĞLI KANSERLER RADYOTERAPİYE BAĞLI KANSERLER Dr. Ahmet Dirier Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Gaziantep Onkoloji Hastanesi Radyasyon Onkolojisi AD TOD-;14 Haziran 2008 RADYASYONUN GEÇ ETKİLERİ Toplumda kanser oranının

Detaylı

Kan Kanserleri (Lösemiler)

Kan Kanserleri (Lösemiler) Lösemi Nedir? Lösemi bir kanser türüdür. Kanser, sayısı 100'den fazla olan bir hastalık grubunun ortak adıdır. Kanserde iki önemli özellik bulunur. İlk önce bedendeki bazı hücreler anormalleşir. İkinci

Detaylı

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD 1 2 3 4 ANTİRETROVİRAL TEDAVİ HIV eradiksayonu yeni tedavilerle HENÜZ mümkün değil

Detaylı

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama. Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Kronik Hastalığı Olanlarda ve İmmünsüpresif Hastalarda Bağışıklama Dr. Hüsnü Pullukçu Ege ÜTF Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Bağışıklığın Baskılanması Birincil İkincil B hücre hastalıkları

Detaylı

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON

ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON ERKEN TEK DOZ İNTRAVEZİKAL İNSTİLASYON TAM DEĞERİNİ BİLİYOR MUYUZ? Doç. Dr. Mustafa KAPLAN Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı-Edirne m 2 Erken tek doz intravezikal instilasyonun amacı

Detaylı

Kateter İnfeksiyonlarında Mikrobiyoloji Doç. Dr. Deniz Akduman Karaelmas Üniversitesi it i Tıp Fakültesi İnfeksiyon hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D Kateter infeksiyonlarında etkenler; kateter

Detaylı

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği

Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği 2010-2011 Kış Sezonunda Görülen İnfluenza Virüsü Tipleri ve Tedavide Oseltamivir in Etkinliği Mehmet Ceyhan, Eda Karadağ Öncel, Selim Badur, Meral Akçay Ciblak, Emre Alhan, Ümit Sızmaz Çelik, Zafer Kurugöl,

Detaylı

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar

İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım. Dr.Özlem Özdemir Kumbasar İnvazif Fungal İnfeksiyonlarda Tanı Klinik-Radyolojik Yaklaşım Dr.Özlem Özdemir Kumbasar Bağışıklığı baskılanmış hastaların akciğer komplikasyonları sık görülen ve ciddi sonuçlara yol açan önemli sorunlardır.

Detaylı

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI

İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI İSTANBUL MEDENİYET ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ MİKROBİYOLOJİ ANABİLİM DALI MEZUNİYET SONRASI (UZMANLIK) EĞİTİMİ DERS MÜFREDATI DERS KODU ve ADI TMİK 001: Vaka Değerlendirme Toplantısı TMİK 002: Makale

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması

Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Deneysel Hayvan Modelinde Candida Tropicalis Peritonitinin Tedavisinde Kaspofungin ve Amfoterisin B Etkinliğinin Karşılaştırılması Melis Demirci, Özlem Tünger, Kenan Değerli, Şebnem Şenol, Çiğdem Banu

Detaylı

Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD Doç. Dr. Bilgin ARDA Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD OLGU 1 53 yaşında kadın hasta Multiple Miyelom VAD 5 kür Kemoterapiye yanıt yok (%70 plazma hücreleri)

Detaylı

Yoğun Bakım Ünitesinde Yatan Ventilatörle İlişkili Pnömonili Hastalarda Serum C-Reaktif Protein, Prokalsitonin, Solubl Ürokinaz Plazminojen Aktivatör Reseptörü (Supar) Ve Neopterin Düzeylerinin Tanısal

Detaylı

GEBELİK VE MEME KANSERİ

GEBELİK VE MEME KANSERİ GEBELİK VE MEME KANSERİ Doç. Dr. Ramazan YILDIZ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı, 27 Kasım 2014, Ankara Gebelikte Kanser Gebelikte kanser insidansı % 0.07-0.1 arasında Gebelik

Detaylı

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011

IX. BÖLÜM KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 ULUSAL TEDAVİ KILAVUZU 2011 KRONİK HASTALIK ANEMİSİ IX. BÖLÜM TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU KRONİK HASTALIK ANEMİSİ TANI VE TEDAVİ KILAVUZU GİRİŞ VE TANIM Kronik

Detaylı

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ĠZMĠR KATĠP ÇELEBĠ ÜNĠVERSĠTESĠ ATATÜRK EĞĠTĠM VE ARAġTIRMA HASTANESĠ Ġç Hastalıkları Kliniği Eğitim Sorumlusu: Prof. Dr. Servet AKAR GASTROĠNTESTĠNAL STROMAL TÜMÖRLERDE NÖTROFĠL/LENFOSĠT

Detaylı

FEBRİL NÖTROPENİK HASTALARDA ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ

FEBRİL NÖTROPENİK HASTALARDA ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ FEBRİL NÖTROPENİK HASTALARDA ERCİYES ÜNİVERSİTESİ DENEYİMİ Doç. Dr. Orhan Yıldız Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri Erciyes Üniversitesi

Detaylı

AML BFM Protokolleri Türkiye Deneyimi

AML BFM Protokolleri Türkiye Deneyimi AML BFM Protokolleri Türkiye Deneyimi Dr Deniz YILMAZ KARAPINAR Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi, Hematoloji BD BFM 78 AML BFM ÇALIŞMALARI 78-2004 SSS-RT İndüksiyon/ Konsolidasyon Devam Toplam

Detaylı

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK

BİRİNCİ BASAMAKTA PRİMER İMMÜN YETMEZLİK 1 İmmün sistemin gelişimini, fonksiyonlarını veya her ikisini de etkileyen 130 farklı bozukluğu tanımlamaktadır. o Notarangelo L et al, J Allergy Clin Immunol 2010 Primer immün yetmezlik sıklığı o Genel

Detaylı

HEMATO-ONKOLOJİ HASTALARINDA YOĞUN BAKIM GEREKSİNİMİ

HEMATO-ONKOLOJİ HASTALARINDA YOĞUN BAKIM GEREKSİNİMİ HEMATO-ONKOLOJİ HASTALARINDA YOĞUN BAKIM GEREKSİNİMİ Onko- hematolojik hastalıkların tedavisinde al4a yatan maligniteye yönelik primer tedavi sürdürülürken gerekli durumlarda etkin yoğun bakım destek tedavilerinin

Detaylı

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar

Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Febril Nötropenik Hastada Antimikrobiyal Direnç Sorunu : Kliniğe Yansımalar Prof.Dr.Halit Özsüt İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Detaylı

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AKUT SOLUNUM SIKINTISI SENDROMU YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Nonkardiyojenik Akciğer Ödemi Şok Akciğeri Travmatik Yaş Akciğer Beyaz Akciğer Sendromu

Detaylı

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ

ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ ORTOPEDİK PROTEZ ENFEKSİYONLARINDA SONİKASYON DENEYİMİ Dr. Şua Sümer Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Enf. Hast. ve Klin. Mikr. AD 17 Mayıs 2016 Prostetik eklem ameliyatları yaşlı popülasyonun artışına

Detaylı

Toplum başlangıçlı Escherichia coli

Toplum başlangıçlı Escherichia coli Toplum başlangıçlı Escherichia coli nin neden olduğu üriner sistem infeksiyonlarında siprofloksasin direnci ve risk faktörleri: Prospektif kohort çalışma Türkan TÜZÜN 1, Selda SAYIN KUTLU 2, Murat KUTLU

Detaylı

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ. bölüm

TÜRK HEMATOLOJİ DERNEĞİ. bölüm Ulusal Tedavi Kılavuzu 2011 erişkin AKUT MİYELOİD LÖSEMİ (APL DIŞI AML) TANI VE TEDAVİ KILAVUZU I. bölüm Akut Lösemiler Tanı ve Tedavi Kılavuzu erişkin AKUT MİYELOİD LÖSEMİ (APL DIŞI AML) TANI VE TEDAVİ

Detaylı

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ

PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ PRİMER SİLİYER DİSKİNEZİ HASTALARININ KLİNİK DEĞERLENDİRMESİ N Emiralioğlu, U Özçelik, G Tuğcu, E Yalçın, D Doğru, N Kiper Hacettepe Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Genel Bilgiler Primer

Detaylı

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D.

KOLONİZASYON. DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. KOLONİZASYON DR. EMİNE ALP Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji A.D. KOLONİZASYON Mikroorganizmanın bir vücut bölgesinde, herhangi bir klinik oluşturmadan

Detaylı

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN

KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN KAN DOLAŞIMI İNFEKSİYONLARI VE DAPTOMİSİN Dr. Kaya Süer Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Kan dolaşımı enfeksiyonlarının tanımı Primer (hemokültür

Detaylı

SOLİT ORGAN TRANSPLANTASYONU ve BK VİRUS ENFEKSİYONLARI Doç. Dr. Derya Mutlu Güçlü immunsupresifler Akut, Kronik rejeksiyon Graft yaşam süresi? Eskiden bilinen veya yeni tanımlanan enfeksiyon etkenleri:

Detaylı

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ AHMET GENÇ

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ AHMET GENÇ AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ AHMET GENÇ SUNU AKIŞI Lösemi Sınıflandırılması Epidemiyoloji Patogenezi Akut Lenfoblastik Lösemi Epidemiyoloji Etiyoloji Klinik ve Lab Bulguları Sitogenetiği Tedavi LÖSEMİ Lenfoid

Detaylı

HEMATOLOJİK MALİGNİTELİ OLGUDA KLEBSİELLA PNEUMONİAE İLE GELİŞEN BAKTEREMİ OLGUSU VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ

HEMATOLOJİK MALİGNİTELİ OLGUDA KLEBSİELLA PNEUMONİAE İLE GELİŞEN BAKTEREMİ OLGUSU VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ HEMATOLOJİK MALİGNİTELİ OLGUDA KLEBSİELLA PNEUMONİAE İLE GELİŞEN BAKTEREMİ OLGUSU VE TEDAVİ SEÇENEKLERİ Dr. Seyit Ali BÜYÜKTUNA CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ OLGU SUNUMU K, 67 yaşında Özgeçmiş: AML (2013 yılında

Detaylı

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Nocardia Enfeksiyonları. Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Dr. H.Kaya SÜER Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Nocardia Enfeksiyonları Nocardia insanlarda ve hayvanlarda lokalize veya dissemine enfeksiyonlardan sorumlu olabilen

Detaylı

HEMAToLOJİ BAYINDIR SÖĞÜTÖZÜ HASTANESİ KEMİK İLİĞİ NAKLİ MERKEZİ

HEMAToLOJİ BAYINDIR SÖĞÜTÖZÜ HASTANESİ KEMİK İLİĞİ NAKLİ MERKEZİ HEMAToLOJİ BAYINDIR SÖĞÜTÖZÜ HASTANESİ KEMİK İLİĞİ NAKLİ MERKEZİ BAYINDIR SÖĞÜTÖZÜ HASTANESİ KEMİK İLİĞİ (KÖK HÜCRE) NAKLİ MERKEZİ Sağlıkta referans merkezi olma vizyonuyla faaliyetlerini sürdüren Bayındır

Detaylı