Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science"

Transkript

1 ISSN: Sosyal Bilimler Dergisi / The Journal of Social Science Yıl: 5, Sayı: 26, Ağustos 2018, s Arş. Gör. Samed KURBAN Dumlupınar Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi, samed.kurban@dpu.edu.tr Ahmet GÜNDÜZ Mustafa Kemal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, gunduz.1981@gmail.com TARİHSELLİĞİ İÇİNDE ÇOK BOYUTLU BİR MÜCADELE ALANI OLARAK KIBRIS SORUNU 1 Özet Sicilya ve Sardinya dan sonra Akdeniz deki üçüncü büyük ada olan Kıbrıs, jeopolitik ve stratejik konumu dolayısıyla tarih boyunca değişik medeniyet ve milletlerin ilgi odağı olmuştur. Tarih boyunca ada dışından gelen pek çok medeniyet için bir hedef teşkil eden Kıbrıs la ilgili son dönemde meydana gelen gelişmeler, sadece adadaki Türk toplumu ve Türkiye yi değil aynı zamanda uluslararası camiayı da etkilemektedir. Söz konusu gelişmeler, Kıbrıs ın Ortadoğu petrolünün ulaşım yollarına egemen olması, Ortadoğu dan Afrika ya uzanan ekseni kontrol etmesi, Anadolu-Ortadoğu-Süveyş Kanalı hattına hâkim olması, Süveyş Kanalından Hint ve Pasifik Okyanusuna uzanan deniz yolunun kontrol noktalarından biri olması ve Ortadoğu da petrol merkezli muhtemel bir savaşta depo görevini üstlenebilecek olması gibi sebeplere dayanmaktadır. Kıbrıs sorununda tarafların çok olması, çözüm sağlanamamasının en büyük nedenlerindendir. Bu çalışma kapsamında; Kıbrıs sorunu, tarihsel derinlik içinde ele alınarak, çözümü konusunda ekonomik, siyasi ve kültürel bağlamda atılabilecek adımlar irdelenecektir. Anahtar Kelimeler: Kıbrıs Sorunu, KKTC, Ortadoğu 1 Çalışma Uluslararası Sosyal Bilimler ve İnovasyon Kongresi nde sunulmuştur

2 CYPRUS PROBLEM AS A MULTIDIMENSIONAL FIELD OF STRUGG- LE IN ITS HISTORIOGRAPHY Abstract Cyprus, the third largest island in the Mediterranean after Sicily and Sardinia, has been the focus of interest of different civilizations and nations throughout history due to its geopolitical and strategic position. The recent developments in Cyprus, which have been a target for many civilizations from outside the island throughout history, have affected not only the Turkish community on the island and Turkey but also the international community. These developments are based on the reasons such as Cyprus's dominance of the transportation routes, its control of the axis from the Middle East to Africa, its control of the Anatolia-Middle East- Suez Canal line, its control point of the route from the Suez Canal to the Indian and Pacific Ocean, and its ability to assume the role of the task The fact that there are many sides in the Cyprus problem is one of the biggest reasons why a solution cannot be reached. Within the scope of this study; The steps that can be taken in the economic, political and cultural context of the Cyprus problem will be examined in historical depth. Key words: Cyprus problem, TRNC, Middle East 471 GİRİŞ Kıbrıs sahip olduğu önemli jeopolitik konum dolayısıyla tarih boyunca değişik medeniyet ve milletlerin ilgi odağı olmuş, savaşlara ve anlaşmalara konu teşkil etmiş önemli bir stratejik adadır. Sicilya ve Sardunya dan sonra Akdeniz deki üçüncü büyük ada olan Kıbrıs Türkiye ye 65, Yunanistan a ise 965 km uzaklıkta bulunmaktadır. Jeolojik dönemin ikinci ve üçüncü zamanlarda oluşan çökmelerle Anadolu dan kopan ada Hititlerden Cenevizlilere, Venediklilerden Osmanlılara ve İngilizlere kadar tarih boyunca Ada dışından gelen pek çok medeniyet için bir hedef teşkil etmiştir. Kıbrıs la ilgili son dönemde meydana gelen gelişmeler, sadece adadaki Türk toplumu ve Türkiye yi değil aynı zamanda uluslararası camiayı da etkilemiş ve etkilemektedir çünkü, bölgede çıkarı olan devletler ve örgütler konuya müdahil olarak, bu konunun ilgili taraflar dışında uluslararası arenaya da taşınmasına da sebep olmuştur. Bu müdahalelerin temel sebebini oluşturan stratejik önem; Kıbrıs ın Ortadoğu petrolünün ulaşım yollarına egemen olması, Ortadoğu dan Afrika ya uzanan ekseni kontrol etmesi, Anadolu-Ortadoğu-Süveyş Kanalı hattına hâkim olması, Süveyş Kanalından Hint ve Pasifik Okyanusuna uzanan deniz yolunun kontrol noktalarından biri olması ve Ortadoğu da petrol merkezli muhtemel bir savaşta depo görevini üstlenebilecek olması gibi sebeplere dayanmaktadır. Kıbrıs sorununda çok çeşitli aktörlerin taraf olması, çözüm sağlanamamasının en büyük nedenlerindendir. Adada yaşayan Türkler ve Rumlar dışında, Yunanistan, Türkiye, İngiltere, ABD ve AB ülkeleri de bu sorunun tarafı konumundadır. Son zamanlarda, İsrail gibi Akdeniz in güneyindeki ülkelerde, kıta sahanlığı, münhasır ekonomik bölge, petrol-doğalgaz arama faaliyetleri gibi konularla, soruna dâhil olmuştur (Vatansever, 2010: 1487).

3 Kıbrıs ın Türkiye ve Yunanistan arasında uluslararası nitelik taşıyan bir sorun haline gelmesi tarihsel kökenleriyle birlikte Yunanlıların 1963 sonrasında Kıbrıs ı ilhak etmeye dayalı Megalo İdea stratejisini takip etmelerinden kaynaklanmaktadır. Bu stratejinin sonucunda Kıbrıslı Türklerin karar mekanizmalarından dışlanmaları ve soykırıma varan şekilde şiddet olaylarına maruz kalmaları sonrasında Türkiye zaruri olarak 1974 müdahalesinde bulunmuştur. Bu müdahale sonrasında da Avrupa Birliği nin de zaman içerisinde taraf haline geldiği ve uyguladığı stratejiyle sorunu çözümden uzak bir noktaya taşıdığı süreç başlamıştır. Bu çalışma kapsamında öncelikle Kıbrıs adasının tarihçesi çok yönlü olarak ele alınacaktır, Osmanlı Dönemi ve İngiliz hâkimiyeti ayrı ayrı incelenecektir. Çalışmanın devamında Zürih ve Londra Anlaşmalarıyla kurulan düzen ve Kıbrıs Cumhuriyeti ele alınacaktır. Çalışmanın üçüncü kısmında da 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti analiz edilecektir. Çalışmanın son bölümlerindeyse Avrupa Birliği nin Kıbrıs sorunu üzerindeki etkisi ve Annan Planı ve kıta sahanlığı problemleri ele alınacaktır. Bu yöntemle Kıbrıs sorununun çözümü noktasında yapılabilecekler analiz edilecektir. Kıbrıs Sorununun Tarihçesi Kıbrıs sahip olduğu stratejik değerle ada dışından birçok devletin ilgisini çekmiştir. Kıbrıs konusunda Türkiye ve Yunanistan arasındaki sorunu anlayabilmek için problemin tarihsel kökenlerini adanın ilk olarak Türklerin hâkimiyetine geçişinden itibaren ele almak gerekmektedir. 472 Osmanlı İmparatorluğu Egemenliği Altında Kıbrıs Osmanlı Devleti nin Kıbrıs adasını fethinden önce adanın yönetimi birçok defa el değiştirmiştir. Tarihi, M.Ö yılına kadar uzanan Kıbrıs ta1571 yılına kadar sırasıyla; Mısırlılar, Hititler, Akalar, Dorlar, bazı kolonilere sahip olan Yunanlılar, Fenikeliler, Asurlular, Persler, Büyük İskender, Romalılar, Araplar, Bizanslılar, İngilizler, Cenevizliler, Memlükler ve Venedikliler hüküm sürmüştür (Toluner, 1977: 9). Osmanlı Devleti nin Kıbrıs ı fethetmesiyle birlikte, 1571 den itibaren ada üzerinde Türk egemenliği hukuken kurulmuş olmaktadır. Kıbrıs, bütün tarih boyunca kesintisiz en uzun süre olan 307 yıl Türklerin hâkimiyeti altında kalmıştır yılından sonra bu adaya Anadolu dan gelen binlerce Türk ailesi de katılmıştır. Kıbrıs taki Türklerin kökeninin Anadolu dan getirilen bu Türk halkı olduğunu söyleyebiliriz. II. Selim, yeni fethedilen bu topraklarda kurulacak Türk idaresinin güvenli ve istikrarlı bir şekilde devam edebilmesi, adanın bayındırlığı ve adadaki Türk nüfusunun artması için bir Sürgün Hükmü çıkartmıştır. Bunun sonucunda, Osmanlı İmparatorluğu ilk olarak Anadolu dan getirttiği Türkü düzenli bir biçimde adaya yerleştirmiştir. Meslek grupları, birbirlerini tamamlayacak biçimde seçilerek gönderilmiştir. Demirciler, marangozlar, dericiler, terziler, kuyumcular, ayakkabıcılar, dokumacılar, hayvan, tahıl ve meyve yetiştiricileri, taş ustaları bu mesleklerden sayılabilir. Adaya, Konya, Sivas, Tokat, Amasya, Maraş, Aydın, İçel ve Alanya yörelerinden ve çoğunlukla sanat, ticaret, tarımla uğraşan Türkler yerleştirilmiştir (Özarslan, 2007: 24). Adaya Osmanlıların hükmetmeye başlaması adada yaşamakta olan Ortodoks Rumlar tarafından olumlu karşılanmıştır. Bunun sebebi Venedikliler tarafından baskı altında tutulan Orto-

4 doks inancının Osmanlı yönetiminde serbest bırakılmış olmasıdır. Osmanlı Devleti Kiliseye geniş yetkiler tanımıştır tarihli bir fermanla Kıbrıs piskoposları, Kıbrıs Hıristiyan halkının resmi temsilcisi olma sıfatını kazanmışlar ve kendilerine doğrudan doğruya Bâb-ı Âli ye başvurma yetkisi tanınmıştır. Ayrıca Osmanlı Devleti nin eğitimde özgürlük ve özerklik ilkesini bütün milletlere tanıması sebebiyle Kilise, Kıbrıs Hıristiyan halkının eğitiminde büyük bir serbesti kazanmıştır (Özarslan, 2007: 25). Osmanlı yönetiminin alameti farikası olan Millet Sistemi ve Vakıf sistemi Kıbrıs ta da uygulanmaya başlanmış, adada hanlar, köprüler, su yolları ve güvenlik amaçlı kaleler yaptırılmaya başlanmıştır. Osmanlı Devleti, Kıbrıs ı bir beylerbeylik halinde İstanbul a bağlamış ve 17 ilçeye ayırmıştır. Osmanlılar adanın yönetimi için bir Divan oluşturmuş ve bu Divanda Rumlara da temsil hakkı tanınmış olması ile Rumlar ilk defa Ada yönetiminde söz sahibi olmuşlardır. Adada piskoposlara verilen yetkiler kilise tarafından kötüye kullanılmıştır. Kilise uyguladığı politikalarla sürekli ada halkının kökeninin Yunanlılardan geldiği noktasına vurgu yapmış ve bağımsız ve bütünleşik bir Yunanistan için propaganda yapmıştır. Kelime anlamı olarak İlhak anlamına gelen ENOSİS ve birleşik bir Yunanistan hedefleyen Megalo İdea kilise tarafından adada savunulan görüşler olmuştur. Büyük Fikir, Büyük Ülkü anlamına gelen Megalo İdea Fatih Sultan Mehmet in 1453 yılında İstanbul u fethederek Bizans İmparatorluğu na son vermesinden itibaren oluşmuştur. Megalo İdea nın temel fikri Bizans İmparatorluğu ile Pontus Rum devletinin yeniden canlandırılması, Makedon olmasına karşın Yunanlı saydıkları Büyük İskender in fethettiği tüm yerleri içine alan Konstantinopolis (İstanbul) diye bahsettikleri başkentleri ile Büyük Helen İmparatorluğunun kurulmasıdır yıllarında Rigas Ferreros isimli milliyetçi Yunanlı bir şair tarafından ilk Megali İdea haritasının yayınlanmasıyla bu harita Büyük Ülkü nün temel belgesi hâline gelmiştir. Rumlar bu tarihten itibaren Kıbrıs ı bir Yunan adası hâline getirmek ve Yunanistan ile birleştirmek (ENOSİS) için çalışmışlardır (İsmail, 2000: 8). 473 Kıbrıs ta kilisenin önderliğinde başlatılan ilk isyan 1821 yılında Yunan isyanına paralel olarak ortaya çıkmıştır. İsyan girişiminin bir Rum köylüsü tarafından Osmanlı Valisi Küçük Mehmet Paşa ya bildirilmesi üzerine isyan daha başlamadan bastırılmıştır. Kiliseleri silah deposuna çeviren Başpiskopos Kiprianos ve isyancıların elebaşları idam edilmişler, bir kısım isyancılarda sürgün edilmişlerdir. Sürgüne yollanan bu isyancılar 1821 yılı sonunda Roma da toplanarak ilk Enosis bildirisini yayınlamış ve Hristiyan kralları Osmanlı ya karşı birleşmeye çağırmışlardır (İsmail, 2000: 6). 19. yy da Osmanlı Devleti nin yaşadığı hızlı gerileme dönemi, askeri başarısızlıkları da beraberinde getirmiş ve bunun bir sonucu olarak, 1877 yılında başlayan Osmanlı-Rus Savaşında, Osmanlı Devleti savaşı kaybetmiştir. Savaş sonunda imzalanan Ayastefanos Antlaşması ve daha sonra toplanan Berlin Kongresi ile Kars, Ardahan ve Batum Ruslara bırakılmış, Bulgaristan Devleti kurulmuş, Sırbistan, Karadağ ve Romanya bağımsızlık kazanmış, Bosna-Hersek Avusturya yönetimine geçmiştir. Ayrıca zor duruma düşen Osmanlı Devleti, 4 Haziran 1878 de İngiltere yle yaptığı gizli savunma antlaşmasıyla (Kıbrıs Antlaşması) Rus tehlikesine karşı geçici olarak Kıbrıs ın idaresini İngiltere ye devretmiştir. Ancak ada hukuken Osmanlı Devleti ne bağlı kalmaya devam etmiştir. Fakat bu antlaşma yeterli değildi; çünkü Antlaşma, adadaki Müslüman halkın çıkarlarını, devlete ait taşınır ve taşınmaz malların geleceğini, adanın ne şekilde yönetileceğini ve İngiliz yönetim süresinin ne kadar olacağını düzenleyen hükümler içermiyor-

5 du. Bu sebeple, 1 Temmuz 1878 de 4 Haziran Antlaşmasına Ek olarak yeni bir antlaşma imzalanmıştır. Bu gizli ek antlaşmaya göre, yıllık 92 bin altın karşılığı İngiltere ye kiralanan ada; Rusların Kars, Ardahan ve Batum dan çekilmesi durumunda, Osmanlı Devleti ne geri verilecektir. Ayrıca bu ek antlaşmada; adadaki Müslüman halkın şeri işlerine bakmakta olan şeri mahkemelerin varlıklarını sürdürmesi; camilere, Müslüman mezarlıklarına, okullarına ve adadaki diğer İslam dini kuruluşlarına ait taşınır ve taşınmaz malların Müslüman halktan bir memurun başkanlık edeceği Evkaf idaresince yönetilmesi; İngiltere de adadaki giderlerini aşacak gelirlerini Osmanlı Devletine ödemesi; Osmanlı Devleti nin Kıbrıs ta bulunan devlet ve padişah mallarıyla ilgili olarak dilediği işlemi yapabilmesi hükme bağlanmıştır (Özersay, 2002: 2). İngiliz Yönetimi Altında Kıbrıs Kıbrıs İngiltere için o tarihlerde Hindistan a giden ticaret yollarının güvenliği açısından kilit öneme sahip bir ada konumundaydı. Adanın 1878 yılında İngilizlere devredilmesi ile adadaki Enosis faaliyetleri daha fazla hız kazanmaya başlamıştır. Bunun bir nedeni de İngilizlerin Yunan dostluğu ve bağımsızlığına sempati ile bakması olmuştur. Adanın kiralanmasıyla beraber Türkler ve Rumlar arasında çatışmalar yaşanmış, Yunanistan ın tahrikleriyle ilhak faaliyetleri artmıştır. Bununla birlikte Rumlar, İngiltere nin Ege adalarının yanında Kıbrıs ı da kendilerine vereceğini düşünerek adaya gelen İngiliz Yüksek Komiserini sevinçle karşılamışlardır (Özmen, 2005: 67). Adada yaşayan Türk halkı ise adanın Yunanistan a verilmesinden endişe duymaktaydı. Bu nedenle İngiltere yönetiminden başlayarak adadan Türkiye ye çok sayıda göç hareketleri oldu. Bugünkü adadaki Rumların nüfus fazlalığının da nedeni budur yılında Larnaka daki İngiliz Konsolosu Watkins tarafından yapılan nüfus sayımına göre Kıbrıs adasında Türk Rum ve Hıristiyan olmak üzere toplam kişi yaşamaktadır. İngilizlerin 1878 yılında adayı kiralamalarının hemen ardından dolayında Türk de adayı terk eder ve Anadolu ya göç eder. Osmanlı İmparatorluğu nun adayı İngiltere nin idaresi altına vermesiyle beraber Enosis yeniden gündeme geldi ve Rumların Enosis talepleri tırmanmaya başladı. Nitekim 1879 da bir muhtıra ile İngiliz Vali den ve 1907 de Kıbrıs ı ziyaret eden Churchil den de açıkça Enosis istendi. 474 Kıbrıs ta Rumların Enosis girişimleri sürerken Türk toplumu da adada iki ayrı ve eşit toplum bulunduğu tezini savunuyordu. Bu konu; 1903 yılında İngiliz Yüksek Komiseri ne iletilmiş ve İngiltere nin adayı terk etmesi durumunda toprakların Osmanlı Devleti ne iade edileceği hatırlatılmıştı. Türk tarafının daha o yıllardaki tutumu, Türklerin eşit haklarla iki ayı toplum tezini başından beri tutarlı şekilde savunduğunu göstermesi açısından siyaset bilimciler tarafından hala önemli bir kanıt olarak ortaya konulmaktadır (Toluner, 1977: 15). Kıbrıslı Rumlar tarafından adanın Türk halkına ilk ciddi saldırısı ise 1912 de gerçekleşmiştir. Bu olay Kıbrıs ta Rumlar ve Türkler arasında ölümle sonuçlanan ilk kitlesel çatışma olmasından dolayı önemlidir. Bu saldırının hemen ardından Türklerin ekonomik bakımdan çökertilmesi amacıyla Rumlar tarafından Rum dan Rum a kampanya başlatılmış, Türk dükkân ve malları boykot edilmiştir.

6 3 Mart 1918 de imzalanan Brest-Litowsk Antlaşmasıyla Rusya, Kars, Ardahan ve Batum u Osmanlı Devleti ne geri verdiği zaman Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında imzalanan 1 Temmuz 1878 tarihli ek anlaşmanın 6.maddesi uyarınca İngiltere nin Kıbrıs ı Türkiye ye geri vermesi gerekirdi. Ancak 5 Kasım 1914 te İngiltere, I. Dünya Savaşı nın çıkmasını gerekçe göstererek, Kıbrıs ı tek taraflı olarak ilhak etti ve bu ilhak Türkiye tarafından 24 Temmuz 1923 te Lozan Antlaşması yla kabul edildi (Özarslan, 2007: 26). Lozan ın 20. Maddesine göre Türkiye İngiltere tarafından tek taraflı olarak ilan edilen ilhakı tanımıştır. Lozan Anlaşması nın 16. Maddesi tartışmalı olarak kabul edilmiştir. İtilaf Devletleri nin talebi Türkiye nin Kıbrıs dâhil bütün adalarla ilgili haklarından vazgeçmesi ve bu adaların statüsünün ilgililerce düzenlenmesi şeklindeydi. Bu talep Türk delegeler tarafından kabul edilmedi ve Türkiye adaların kaderiyle ilgili yapılacak düzenlemelerde ilgili taraf olma pozisyonunu korudu. Lozan Antlaşmasıyla, Kıbrıslı Türklerin seçme haklarını kullanarak, Türk vatandaşlığı ile İngiliz vatandaşlığı arasında bir tercih yapmaları istendi. Türk vatandaşlığını tercih edenler Türkiye ye göçe başladı ve bu göç 1940 lara kadar sürdü. Çünkü Antlaşma, Türk vatandaşlığını seçenlere, seçme haklarını kullandıkları tarihten itibaren on iki ay içinde adadan ayrılmalarını zorunlu kılmıştır. Bu durumun doğal sonucu olarak da adadaki Türk nüfusu azalmıştır. Kıbrıs ın resmen İngiltere nin idaresi altına girmesinden sonra, 10 Mart 1925 te İngiltere Kralı V. George, Kıbrıs ın statüsünü İngiliz Taç kolonisine çevirdi. Böylece adada Yüksek Komiserlik kaldırıldı ve yerine valilik makamı getirildi tarihleri arasında Kıbrıs, İngiliz Tacına bağlı bir sömürge olarak yönetilmiştir (Özersay, 2002: 3). 475 Adanın İngiltere yönetimine girmesinin ardından Yunanlılar Enosis taleplerini her fırsatta dile getirmeye devam etmişlerdir. İngilizler de buna göz yummuşlardır. İngiltere yönetiminde Türkler siyasal ve ekonomik olarak gerilerken, Rumların adadaki etkinliği giderek artmıştır. Rumlar adayı ziyarete gelen bütün İngiliz üst düzey yöneticilerine de Yunanistan a bağlanmakla ilgili taleplerini iletmişlerdir. Fiilen 1878 de ve resmen 1923 te İngiliz idaresi altına giren Kıbrıs ta, yılları arasında Rumlar, adanın statüsünü değiştirmek için çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır yılında Yunanistan; İngiltere, Rusya ve Fransa ya bir nota vererek, ilk kez resmen Enosis fikrini ortaya atmış ve adanın kendisine bağlanmasını istemiştir. İngiltere nin Ortadoğu politikasını değiştirmesinin bir sonucu olarak, o güne kadar izlediği Rum yanlısı politikalardan vazgeçmesi neticesinde Rumlar, vergi kanununu bahane ederek, 1931 yılında ayaklanmışlar ve İngiliz Kıbrıs Valisinin konağını yakmışlardır. Bu isyan, İngiliz yönetimine karşı Rumların ilk isyanıdır. Bunun sonucunda Kıbrıs Valisi Sir R. Storss a 12 Kasım 1931 de verilen olağanüstü yetkiler sonucu İngiliz İdaresi nce uygulanan yaptırımlar sadece Rumları değil Türkleri de kapsar. Anayasa, Yasama Meclisi, Belediye seçimleri, siyasi partiler askıya alınır, basına sansür uygulanır, eğitim üzerinde sıkı bir denetleme başlar. Yunan ve Türk tarihinin okutulması kısıtlanır ve devlet büyüklerinin resimleri okul duvarlarından kaldırılır. İngiliz yönetimi okullara ve camilere Türk bayrağı asılmasını, 19 Mayıs ve 29 Ekimlerde bayram kutlamalarının yapılmasını, Türkiye den kitap getirtilmesini, hatta kitaplarda bulunan bayrak ve Atatürk resimlerinin bile bulunmasını yasaklar te belediye seçimlerinin yeniden yapılmaya başlaması, bu dönemde Kıbrıslı Rum ve Yunanlıların da bilfiil saflarında mücadele ettikleri İngiliz ve Yunan ordularının İkinci Dünya

7 Savaşı ndan zaferle çıkması, İngiltere de İşçi Partisi nin iktidara gelmesi ve On iki Adanın İtalyanlarca Yunanistan a verilmesi adada Enosis hayalinin tekrar canlanmasına yol açar. II. Dünya Savaşı sırasında Kıbrıs ın Yunanistan a bırakılmasını talep eden Rumlar, İngilizlerin anayasa hazırlanması talebini reddetmişler ve Enosis içermeyen hiçbir teklifi kabul etmeyeceklerini ilan etmişlerdi (Özersay, 2002: 5). Yoğun Enosis propagandası sonrasında Yunanistan da Parlamento 27 Şubat 1947 tarihinde oybirliğiyle aldığı bir kararla Yunanistan ın Kıbrıs la Birleşmesi gerektiğini kabul eder ve bunu bütün dünyaya ilan eder. Yunanistan da plebisit fikrinin ortaya atılması sonrasında 21 Kasım 1949 tarihinde Birleşmiş Milletlere müracaat eden Yunanlılar Anavatan Yunanistan la birleşmek için self-determinasyon hakkının halkımıza tanınmasını istiyoruz. derler (Gazioğlu, 1997: 115). II. Dünya Savaşı ndan sonra Kıbrıslı Rumlar Enosis yönündeki eylemlerine yeniden ağırlık vermeye başlamışlardır. 15 Ocak 1950 de kiliselere konan defterlere Enosise Evet ya da Enosise Hayır şeklinde imza attırılarak gerçekleştirilen plebisit sonucunda, Kıbrıslı Rumların %96 sının Enosise Evet dediği açıklanır. Bu eylemden sonra Makarios Başpiskopos seçilir ve adada Enosis faaliyetleri için yeni bir dönem başlar. Kendi geleceğini tayin etme hakkı olarak bilinen self-determinasyon ifadesi 15 Ocak 1950 tarihinde Rum un katılımıyla yapılan plebisit sonrasında Başpiskopos Makarios'un Kıbrıs ta yaşayan Türk toplumunun ayrı bir halk değil ancak bir azınlık olarak düşünülmesi gerektiğini uluslararası platformda savunmaya başlamasıyla yeni bir mana kazanmıştır. 476 Yunanistan Başbakanı Papagos'un da desteğiyle Yunanistan'ın Birleşmiş Milletler daimî delegesi Kıbrıs halkına Self-Determinasyon hakkı verilmesini öngören bir teklifi Birleşmiş Milletler e sunar. Birleşmiş Milletlerin isteyeceği bütün tedbirleri almaya ve garantileri vermeye hazır olduğunu belirten Yunanistan verilecek garantilerin BM tarafından belirlenmesine de hazır olduğunu belirtir. Rumlarla eşit statüde olan Türk toplumunun azınlık olarak görülmesine karşı çıkan Türkiye kendi geleceğini tayin etme hakkının Kıbrıs Türk toplumuna da verilmesini talep eder. 24 Eylül 1954'de yapılan toplantı sonrası 17 Aralık 1954'de 8 çekimser oya karşılık 50 oyla Kıbrıs konusunun şimdilik Birleşmiş Milletlerde görüşülmemesi kararı çıkar te kurulan EOKA silahlı eylemlere ve terör uygulamalarına hız kazandırır. EOKA, Kıbrıs ta Türk halkını yok etmek ve adayı Yunanistan a bağlamak amacıyla kurulan bir terör örgütüdür. Örgütün kurulması için ilk çalışmalar 1952 de Başpiskopos Makarios un başkanlığında Atina da yapılmıştır. EOKA, eylemlerde bulunduğu süre içinde yüzlerce Türkün yanı sıra 100 İngiliz ve yüzlerce Rum u katletmiş, 30 Türk köyünü yakıp yıkmış ve bu köylerde yaşayan Türklerin göç etmesine neden olmuştur. Kıbrıslı Türkler de kendilerine yöneltilen bu saldırılar karşısında, Dr. Fazıl KÜÇÜK ve Rauf DENKTAŞ önderliğinde kendilerini korumak amacıyla örgütlenmiş ve 1958 de TMT yi (Türk Mukavemet Teşkilatı) kurmuşlardır plebisitinden ve EOKA nın eylemlerinin giderek tırmanmasından sonra adanın Türk halkı da taksim fikrini savunmaya ve adanın kendilerine ait olan bölümünün Türkiye ye bağlanmasını istemekteydiler. Bunun en önemli nedeni, Kıbrıs Rum liderliğinin sorunu selfdeterminasyon hakkı gibi kimsenin karşı çıkamayacağı bir çerçeve içerisinde uluslararası are-

8 naya taşımak arzusunda olmasıydı. Oysa Kıbrıs ta iki ayrı devlet vardı ve self-determinasyon sadece tek tarafa ait olamazdı. Kıbrıslı Rumlar self-determinasyon hakkına dayanarak adanın taksimini istiyorlarsa, Kıbrıslı Türkler de aynı haklara dayanarak adanın taksimini ve kendilerine ait olan kısmın Türkiye ye bağlanmasını isteme haklarının olduğunu düşünmeye başladılar. Diğer taraftan Türkiye, Yunanistan ın BM lere yaptığı Kıbrıs ın kendi geleceğini kendisinin tayin etmesi hakkı talebine açıkça tavır aldı yılına kadar adanın kendi egemenliğinde kalmasında ısrar eden ABD nin de baskısıyla çıkış yolu arayan İngiltere, Türkiye ve Yunanistan ı Kıbrıs sorununda resmen taraf yapmak amacıyla 29 Ağustos 1955 te Londra da bir konferans düzenledi. Bu konferanstan Rumların bütün ada için self determinasyon isteyerek çoğunluk avantajını kullanarak adayı Enosis e taşıma iddialarına karşın, Türklerin de kendi self determinasyon haklarını savunmaları neticesinde sonuç alınamamıştır. Toplantıdan bir sonuç çıkmamasına karşın Londra Konferansı nın tarihi önemi, Türkiye ni ilk kez siyasi açıdan sorunun taraflarından birisi olarak resmen kabul edilmesiydi Kıbrıs Antlaşmaları Ve Kıbrıs Cumhuriyeti nin Kuruluşu Zürih ve Londra Anlaşmaları II. Dünya Savaşından sonra İngiltere, Kıbrıs ta sıkıyönetim politikasından vazgeçerek, özerk bir yönetim oluşturma çabasına girişmiştir. Bu amaçla arka arkaya, 1947 Lord Winster planı; 1948 Jackson planı; 1955 I. Mac Millan planı; 1955 I. ve II. Harding planları; 1956 Radcliff planı; 1958 II. Mac Millan planı ve 1958 Spaak (NATO genel sekreteri) planı hazırlanmıştır. Bu planların ortak yanı, Kıbrıs taki İngiliz egemenliğinin devam ettirilmesi amacıyla hazırlanmış olmalarıydı. Bu planların hepsi, Enosis idealini yansıtmadığı gerekçesiyle, Rumlar tarafından reddedildi (İsmail, 1998: 35-36). Sorunun başından itibaren çözüm amaçlı üretilen bütün planlar Yunanlıların nihai hedefi olan Yunanistan la birleşmek noktasına hizmet etmedikçe reddedilecekti. 477 Uluslararası bir nitelik kazandırılan Kıbrıs sorunu yılları arasında Yunanistan tarafından Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun her oturumunda gündeme getirilmiştir yılında yapılan 13. Genel Kurul toplantısına Yunanistan ve Kıbrıs Rum toplumu, Kıbrıs ta bağımsız bir devlet kurulması tezi ile katılmışlardır. Bu öneri Türkiye nin savunduğu taksim tezinin gerilemesine yol açmıştır. Bu fikrin İngiltere, Yunanistan, Türkiye ve ABD tarafından benimsenmesinden sonra 11 Şubat 1959 da Zürih Antlaşması ve 19 Şubat 1959 da Londra Antlaşmaları imzalandı. Bu anlaşmaların altına İngiltere, Yunanistan, Türkiye ve adadaki iki eşit statüde kurucu olarak imza attılar. Böylece; iki halkın kurucu olarak ortak egemenliğinde ve yönetiminde, iki toplumlu bir cumhuriyet olarak Kıbrıs devleti 16 Ağustos 1960 da dünya devletleri arasına katılmış oldu. Zürih Antlaşması, Kıbrıs Cumhuriyeti nin Temel Yapısı ile İlgili Antlaşma, İngiltere, Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki Garanti Antlaşması ve Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasındaki İttifak Antlaşması dan oluşur. İngiltere nin Zürih Antlaşmasına taraf olmaması nedeniyle, İngiltere ile Zürih Antlaşması nın esaslarının görüşülmesi amacıyla Londra da İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında Kıbrıs Türk ve Rum toplumları-

9 nın temsilcilerinin de katıldığı bir konferans düzenlenmiştir. Londra Konferansı, Londra Antlaşması ile sonuçlanmıştır. Bu Antlaşma ile İngiltere bazı değişiklikler ve eklemelerin yapılması şartı ile Zürih Antlaşmasında kabul edilen düzeni benimsemiştir. Londra Antlaşması nda, Zürih Antlaşması na ek olarak şu belgeler mevcuttu: 1. İngiltere nin bu belgeleri üslere ilişkin bazı esaslar eklenmesi koşuluyla kabul ettiğine dair 17 Şubat tarihli Bildirisi; 2. Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanlarının, İngiltere nin Bildirisi ni kabul ettiklerine dair 17 Şubat tarihli Bildirisi; 3. Türk toplumu temsilcisi Fazıl Küçük ve Rum toplumu temsilcisi Makarios un bu belgeleri kabul ettiklerine dair 19 Şubat tarihli Bildirileri; 4. Kıbrıs anayasası ve ilgili belgelerin yürürlüğe girmesi için alınacak geçici önlemlerle ilgili sözleşme (Fırat, 1997: 59). Bu anlaşmalarla birlikte imzalanan Garanti Anlaşması sağladığı hukuki statü itibariyle önem arz etmektedir. Bu garanti anlaşmasına göre Kıbrıs Cumhuriyeti nin herhangi bir ülkeyle birleşmesi, ekonomik ya da siyasal bir birliktelik kurması yasaklanmıştır. Bu durum Garanti Anlaşması nın birinci maddesinde vurgulanırken, anlaşmayı imzalayan İngiltere, Yunanistan, Türkiye ve Kıbrıs Cumhuriyeti açısından da bağlayıcılık taşımaktadır. Bu Anlaşma'nın 4. maddesinde ise Bu Anlaşmanın hükümlerine uyulmadığı takdirde Yunanistan, Türkiye ve Birleşik Krallık bu hükümlere uyulmasını sağlamak için gereken teşebbüsler veya tedbirler hakkında istişare etmeyi taahhüt ederler. Ortak veya anlaşarak hareket olası olmadığı takdirde garanti veren her üç devletten her biri, bu anlaşma ile kurulan düzeni tekrar kurmak amacı ile harekete geçmek hakkını saklı tutarlar denilmektedir (Özersay, 2002: 17). Bu Garanti Anlaşması ve özellikle 4. Maddesi Türkiye ye adada gelişen vehim olaylar sonucunda 1974 müdahalesini yapma hukuki yetkisini veren dayanaktır. 478 Bu anlaşmalar Kıbrıs Cumhuriyeti nin hukuki bir statü kazandığı 16 Ağustos 1960 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti, İngiltere, Türkiye ve Yunanistan arasında tekrar imzalanarak Lefkoşa Antlaşmaları olarak tescillenmiştir. Bu antlaşmayla birlikte Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmuştur. Kıbrıs Cumhuriyeti nin kuruluşu Türk dış işleri ve kamuoyu tarafından hem adanın İngiltere elinden kurtarılmış olması hem de Enosis in engellenmiş olması hasebiyle bir başarı olarak değerlendirilmiştir. Bu devleti kuran antlaşmalar objektif bir hukuksal statü yaratmıştır. Bu statü içerisindeki hak ve yetki paylaşımına bakılarak Kıbrıs Cumhuriyeti ni, kendine özgü bir devlet olarak değerlendirenler bulunmaktadır. İki ayrı halkın selfdeteminasyon haklarını kısmen kullanarak oluşturdukları Kıbrıs Cumhuriyeti federasyon prensibine dayanmaktaydı. Fakat yetkiler, ülke temelinde paylaştırılmamıştı çünkü o tarihte adada ülkesel bir ayrılık bulunmamaktaydı. Bu nedenle yetkiler çeşitli organların yürüteceği faaliyetler bakımından paylaştırılmış ve ortaya federal-konfederal nitelikte bir devlet çıkmıştır. Bu özellikleri çerçevesinde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin işlevsel federasyon olarak nitelendirilmesi mümkün görünmektedir. Antlaşmalara Göre Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Devlet Yapısı Türkler, bu Cumhuriyetin bütün organlarında eşit olarak yer almıştır. Anayasaya göre; başkanlık rejimi kurulacak, yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve yardımcısında toplanacaktır. Eğitim, aile hukuku, belediye işlerinde her iki toplumun özerk olarak hareket etmesi ve Rum

10 Cumhurbaşkanı ve Türk Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın icrada eşit yetkilere sahip olarak yetki kullanması öngörülmüş ve Türk Cumhurbaşkanı'na da veto yetkisi tanınmıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti'nin anayasası ile iki toplumun bütün devlet fonksiyonlarını yerine getirirken eşit olmalarını, her iki toplumun da ayrı varlıklarını devam ettirmelerini, toplumların birbirlerine tahakküm etmelerini engellemeyi amaçlayan hükümler getirilmiştir Kıbrıs Anayasası, olağan olarak anayasalarda görülmeyen bir yöntemi benimseyerek, metin içerisinde kullanılan birçok terimin tanımını yapmaktadır. Öte yandan kurulacak bağlantıların maddeler arasında göndermeler yapılarak sağlanması mümkünken, aynı cümlelerin sürekli olarak tekrar edilmesi söz konusudur (Özersay, 2002: 50). Sadece bu yazılım tekniği bile, 1960 Kıbrıs Anayasası'nın ulusal ve uluslararası düzeyde ortaya çıkan hassas bir dengenin ürünü olduğu fikrini güçlendirmektedir (Arsava, 1996: 45). Bunun sonucu olarak da 1960 Kıbrıs Anayasası dünyanın en uzun anayasaları arasındaki yerini almıştır. Zürih ve Londra anlaşmalarına göre; Cumhurbaşkanı Rum, Yardımcısı Türk olacak ve kendi toplumları tarafından genel seçim yolu ile 5 yıllık bir süre için seçileceklerdir. Bakanlar Kurulu 7 Rum, 3 Türk üyeden; Temsilciler Meclisi 35 Rum, 15 Türk üyeden; Cumhuriyet Ordusu ve memur kadroları oranı ile her iki toplum fertlerinden oluşacaktı. Yasama yetkisi Temsilciler Meclisine aittir ve Temsilciler Meclisinin, % 70 i Rum, % 30 u Türk üyelerden oluşur (m. 6). Cemaat meclislerinin yetki alanı dışında kalan tüm konularda bu meclis yetkilidir. Mecliste, kararlar hazır bulunan üyelerin çoğunluğu ile alınır; ancak önemli konularda Türk üyelerin ayrı oy çoğunluğu gerekli olacaktır. 479 Her iki toplumun kendi iç işlerine bakacak birer Cemaat Meclisi olacaktı. Bu meclis toplumsal harcamalar için vergi koyma hakkına sahip olacaktı. Ayrıca din, eğitim ve kültür işlerinden de sorumlu olacaktı. İç güvenliği polis ve jandarma sağlayacaktı. Ceza davalarında mahkeme heyeti suçlunun ait olduğu toplumun yargıçlarından oluşacaktı. Beş büyük şehirde ayrı belediyeler olacaktı. Resmi dil Türkçe ve Rumca olacaktı. Cumhurbaşkanı muavini veto yetkisine haiz olacak ve önemli konularda Türk üyelerin ayrı oy çoğunluğu gerekli olacaktı. Her iki anavatan kendi toplumlarına eğitim ve kültürel alanlarda mali yardımda bulunabilecekti. Yargı yetkisi, Cumhurbaşkanı ve yardımcısı tarafından birlikte atanan iki Rum, bir Türk ve bir tarafsızdan oluşan Yüksek Mahkeme'ye verilmiştir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin Kuruluşu 1974 e Kadar Olan Gelişmeler Kıbrıs Cumhuriyeti nin kurulmasından itibaren Rum tarafı Zürih ve Londra Anlaşmaları nın kendilerine zorla imzalattırıldığını ve bu anlaşmaların baskısından kurtulur kurtulmaz Yunanistan la Enosis i gerçekleştirmek yönünde hareket etmeyi planladıklarını göstermekteydiler. Kıbrıs Cumhuriyeti nde etkili pozisyonlara EOKA cılar getirilmeye başlanmıştı. Makarios a göre bu anlaşmalar adadan İngiltere nin çıkarılmasını sağlamış, dolayısıyla geriye Türkleri adadan silmek kalmıştır.

11 Makarios un anayasa ihlalleri artmaya başlayınca Türkiye Cumhuriyeti Rumları bu konuda uyarmak zorunda kalmıştır te Makarios tarafından getirilen ve Türk cumhurbaşkanı yardımcısı nın veto hakkını kullanması, ayrı Türk belediyelerinin kurulması gibi konuları düzenleyen Anayasa nın 13. Maddesinin değiştirilmesine yönelik teklif Türkleri adadan silmenin hukuki altyapısını hazırlamaktaydı. Bu teklif Türkiye ve Kıbrıslı Türkler tarafından reddedilmiştir (Toluner, 1977: ). Anayasa teklifini reddiyle Rumlar bir soykırım planı olan Akritas Planı nı devreye koyarak kanlı birtakım eylemler yapmaya başlamışlardır. Bu plana göre adada yaşayan Türk halkı ani bir saldırıyla tamamen yok edilecektir. 21 Aralık 1963 te tarihe Kanlı Noel olarak geçecek harekât gerçekleştirilmiştir. Türkler bu harekât sonunda adanın %3 lük kesimine sıkıştırılmıştır (Uzer, 2002: 67). Bunu müteakip Türkiye 24 Aralık ta bütün garantör devletlere müdahale edilmezse tek taraflı olarak Garanti Anlaşması ndan doğan haklarını kullanacağını bildirmiştir. Türkiye nin kararlı tavrıyla İngiltere arabuluculuğunda bir araya gelen taraflar Lefkoşe yi ikiye ayıran ve harita üzerinde yeşil bir kalemle işaretli olduğu için Yeşil Hat diye anılan çizgiyi sınır kabul etmişlerdir. Bu hat adada fiili olarak iki ayrı yönetim olduğunun bir göstergesi konumunda olması hasebiyle önemlidir. Makarios un 1 Ocak 1964 te 1960 Anlaşmaları nı tek taraflı olarak feshettiğini açıklaması üzerine İngiltere harekete geçti. ABD desteğiyle Birleşmiş Milletler Genel Kurulu toplantıya çağırılarak 186 numaralı kararın alınması sağlandı. 1 Mart 1964 tarihli bu kararla Kıbrıs ta BM Barış Gücü konuşlandırılması karar bağlanmıştır. Fakat hukuken Türkiye ve Kıbrıslı Türkler açısından sorunlu olan nokta bu karar alınırken yalnızca Kıbrıs Rum kesiminin meşru hükümet olarak kabul edilmiş olması o sırada yönetimden fiilen dışlanmış olan Türk tarafının onayının alınmamış olmasıdır. Maalesef Türkiye de kararı bu haliyle kabul edince adayı temsil eden hükümet Kıbrıs Rum Yönetimi algı olduğu uluslararası arenada kabul görmüştür (Toluner, 1977: ). Adaya 3 aylığına yerleşen Barış Gücü nün görev süresi sürekli uzatılarak günümüze kadar süregelmiştir yılının adayla ilgili bir diğer önemli olayı da adada terörün durmaması üzerine müdahaleye hazırlanan Türkiye ye ABD Başkanı Johnson tarafından Haziran 1964 te gönderilen mektuptur. Müdahaleden gelen bir ültimatom şeklinde olan Johnson ın bu mektubu Türk- Amerikan ilişkileri açısından da sıkıntılı bir döneme girilmesine sebep olmuştur. Bu tarihten sonra Rumlar Türk milletvekillerini güvenlikleri olmadığı bahanesiyle Meclise almayıp bir dizi kararla adadaki Türk varlığını silmeye çalıştılar. Bir taraftan Akritas Planı çerçevesinde kanlı saldırılar sürerken diğer taraftan da belediye, polis ve jandarma kanunlarında değişiklikler yapılarak ayrı bir Rum Milli Muhafız Ordusu kuruldu. Seçim kanununda da değişiklik yapılarak Türklerin ayrı seçim hakları ellerinden alındı. Bütün bu kararlar meclisin Rum milletvekilleri tarafından alınıyordu, çünkü Türk milletvekilleri meclise sokulmuyorlardı. Bunun üzerine Türk milletvekilleri Lefkoşe'nin Türk kesiminde kendi aralarında toplanıp ikinci bir yasama meclisi meydana getirerek, Türk Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve milletvekillerinin görev sürelerini uzatan ayrı bir yasa hazırladılar. Bu yasa Dr. Fazıl Küçük tarafından imzalanarak Resmî Gazete'de yayınlandı. "l" nolu Resmî Gazete bu

12 kararın alındığı gazetedir ve bir anlamda Kıbrıs'ta resmen iki ayrı yasama meclisinin kurulduğu tarihi simgeler. Bu, bir anlamda Kıbrıs'ın 1974'ten çok önce resmi anlamda ilk bölünmesidir. Bütün bu gelişmeler neticesinde, Kıbrıs Türk halkı devletsiz bir halk konumuna düşürüldü. Türkler, eşit kurucu ortağı oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti'nden dışlanmaları sonucunda, 1963 yılından itibaren kendi yönetimlerini oluşturmaya başladılar. Bu nedenle Ocak 1964'te, Genel Komite adı altında yönetim işini yüklenecek bir organ kuruldu. Rumların saldırılarının devam etmesi 1967 de yeni bir krize sebep oldu. Kasım 1967 Krizi, büyük ölçüde Türkiye Cumhuriyeti'nin istekleri doğrultusunda sonuçlandı. Bir miktar Yunan askeri adadan çekildi ve 28 Aralık 1967'de de Geçici Türk Yönetimi ilan edildi. Böylece, Ocak 1964'te kurulan Genel komite 1967 yılında yerini Geçici Türk Yönetimine bıraktı. Bunun amacı; Türk toplumunun çeşitli organları arasında bölünmüş olan yetkilerini, 1960 Anayasasına uygun bir şekilde bir çatı altında toplamaktı. Geçici Türk Yönetimi, 19 maddelik prensiplerle yeni bir statüye bağlandı. Bu statü, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası hükümlerini kaldırmamakla birlikte, uygulanmayan maddelerin yerine yeni hükümler getirmişti (Toluner, 1977: ). Geçici Türk Yönetimi; cumhurbaşkanı yardımcısı, üç cumhuriyet milletvekili, Cemaat Meclisi Başkanı ile icra heyetinin belirli sayıda üyesi, Mücahit Teşkilatı ve tarafsız bir maliyeciden oluşmuştu. Bu arada, Rum Temsilciler Meclisi 1967 yılında oybirliğiyle amaçlarının Enosis olduğu kararını almıştır. Geçici Türk Yönetimi Başkanlığı'na Dr. Küçük, yardımcılığına ise Cemaat Meclisi Başkanı Rauf Denktaş getirildi. Geçici Türk Yönetimi 21 Nisan 1971 tarihinde yaptığı toplantıda ismindeki "Geçici" ifadesini kaldırarak Kıbrıs Türk Yönetimi adını almıştır. Bu yönetim biçimi Otonom Türk Yönetimi'nin ilan edildiği 1 Ekim 1974 tarihine kadar devam etti. Bu gelişmelerin neticesinde, bugünkü bağımsız KKTC'nin temelleri daha o günden atılmış oluyordu. 18 Şubat 1973'de Rauf Denktaş, Dr. Küçük'ün yerine Cumhurbaşkanı Muavini olarak seçilmiştir. Bunu; Otonom Türk Yönetiminin ilanı takip etmiştir. Burada güdülen amaç; sürdürülmekte olan toplumlararası görüşmelerde daha güçlü bir pozisyona sahip olmak ve olası bir çözümde Kıbrıs Türklerinin ayrı otonom idaresine zemin hazırlamaktır Kıbrıs Barış Harekâtı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti nin Kuruluşu Kıbrıs sorununda en önemli dönüm noktalarından birisi 1967 de Yunanistan da darbe yaparak yönetimi ele geçiren Albaylar Cuntası nın iç politikadaki sıkıntıları uluslararası arenada alınacak bir zaferle kapatma isteği içerisinde 1974 de Makarios a karşı bir darbeyle Sampson u adada Cumhurbaşkanı ilan ettirmeleri olmuştur. Bu darbeyle birlikte Enosis in başlatılacak olması ve adadaki Türklere yönelik katliamlar sonucunda Türkiye 20 Temmuz 1974 te adaya müdahalede bulunmuştur. Öncelikle İngiltere ile birlikte yapılması planlanan bu müdahale İngiltere destek vermeyince tek taraflı olarak gerçekleştirilmiştir (Fırat, 1997: 229). Türkiye bu süre içinde Girne-Lefkoşe hattını birleştirmiş ve 22 Temmuz daki Birleşmiş Milletler in 353 sayılı ateşkes kararıyla durmuştur. Bunun üzerine İngiltere, Türkiye, Yunanistan dışişleri bakanlarının katılımıyla Temmuz tarihleri arasında 1. Cenevre Konferansı yapılmıştır. Bu konferansta Zürih ve Londra Anlaşmaları nın hala yürürlükte olduğu, Rumların işgal ettikleri yerlerden çekilmesi ve bu alanların BM koruması altına alınması gibi Türkiye tezleri kabul edilmiştir. En önemlisi de adada Türk ve Yunan tarafı olmak üzere iki idarenin olduğu gerçeği uluslararası bir anlaşmayla kabul edilmiştir. Fakat Yunanlılar Cenevre Protokolünü de ihlal etmeye başlamışlardır. Bunun üzerine 8-12 Ağustos ta toplanan ikinci Cenevre Konferansı ndan da

13 sonuç alınamayınca Türkiye 14 Ağustos 1974 te ikinci müdahaleyi gerçekleştirmiş. 16 Ağustos ta sonlanan bu müdahaleyle bugünkü Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırlarına ulaşmıştır (Eroğlu, 1975: 94-97). Cenevre Anlaşması'nın 5. maddesinde Kıbrıs'ta iki muhtar idarenin varlığı belirtilmişti. Buna ek olarak 1 Kasım 1974'te BM Genel Kurulu'nun aldığı 3212 sayılı kararın 3. ve 4. maddelerinde, adadaki iki toplumun varlığının ve eşitliğinin kabul edilmesi de adada iki toplumun varlığını açıkça gösteriyordu. Bu gelişmeler Türk tezlerinin haklılığını gösteriyordu. Yine aynı günlerde tüm dünyanın federasyonu Kıbrıs için en ideal çözüm olarak benimsemesi de Kıbrıs Türk Devleti'nin ilanı için dış koşulların olgunlaştığını gösteriyordu. Nitekim federasyon ve güneydeki Türk göçmenler konusunda kayda değer bir gelişme sağlanamadığını gören Kıbrıs Türk Yönetimi, 13 Şubat 1975 tarihinde Kıbrıs Türk Federe Devletinin kurulduğunu dünyaya ilan ettiler. KTFD'nin kuruluş kararında yer alan en önemli madde; Nihai amacın iki bölgeli bir federasyon çerçevesinde Kıbrıs Rum Toplumu ile birleşmektir maddesiydi. Federe devletin kuruluşundaki bu madde, Türk tezinin yıllar boyunca tutarlı bir çizgide devam ettiğinin bir göstergesidir ki; bu tutum 1990'larda da devam etmiştir. Ancak Kıbrıs Rumları, Kıbrıs'ta sadece Kıbrıs halkının var olduğunu, adanın gerçekte bir Yunan adası olduğunu, adanın yerli halkının Rum halkı olduğunu, Türklerin ise Osmanlı işgalcilerin ardından adada kalan küçük bir azınlık ve etnik grup olduğunu ileri sürerek, Türklerin self determinasyon gibi bir hakları olamayacağını, uluslararası alanda işlemeye başladı. Rum lideri Vasilu'nun, Türk halkını Stratejik bir azınlık, 400 yıllık misafir, self determinasyon hakkına sahip olmayan, ortaklığı ve eşitliği kabul edilemeyecek" (Sabahattin, 2000: 166) bir toplum olarak göstermesi bu nedenden kaynaklanmaktadır. 482 Her ne kadar Rum tarafı KTFD nin ilanının 1960 anlaşmalarına aykırı olduğunu iddia etse de yeni yönetimin ilk hamlesi iş gücü açığını temel alarak Türkiye den lişikil göç kabul etmesi olmuştur. 2 Ağustos 1975 tarihli anlaşmayla da adada kuzey ve güney arasında nüfus mübadelesi gerçekleştirilmiştir. Böylece Kıbrıslı Türkler tarihte ilk kez sınırları belli bir coğrafyada korunma olanağı yakalamışlardır. Bu da iki toplum ve kesimli federal bir Cumhuriyetin temellerini atmıştır (Keser, 2006: ) yılları arasında tarafların karşılıklı görüşmelerinden bir sonuç alınamamıştır yılında Rum ve Yunan tarafı, Kıbrıs sorununu uluslararası platforma taşımaya çalıştı. Bunun neticesinde de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 13 Mayıs'taki toplantıda Kıbrıs Türkleri açısından son derece ağır bir karar aldı. Alınan kararda, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik, bağımsızlık, toprak bütünlüğü, birliği ve bağlantısızlığı desteklenirken Kıbrıs Cumhuriyeti'nin egemenlik haklarını ihlal eden her türlü girişim mahkûm ediliyordu. Bunun yanı sıra, kararda BMGK'nun KTFD ve Türkiye üzerinde baskı kurması isteniyordu. BM Genel Kurulundan Rum yanlısı bir karar çıkması üzerine, KTFD Meclisi de Kıbrıs Türk Halkının Self Determinasyon hakkını vurgulayan bir karar aldı. Bunların neticesinde Kıbrıslı Rumların bilinen iddialarından vazgeçmeyeceklerinin anlaşılmasından sonra, Kıbrıs Türk halkı, self determinasyon hakkını kullanarak, 15 Kasım 1983'te Federe Meclisin aldığı bir kararla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanını tüm dünyaya duyurdu (Özersay, 2002: 112).

14 KKTC nin ilanından sonra Türkiye bu yeni devleti hemen tanımıştır. Yunanistan da 16 Kasım 1983 te bir protesto notasıyla bu yeni devleti reddetmiştir. Diğer garantör devlet olan İngiltere de konuyu BM ye taşımış ve 18 Kasım 1983 tarih ve 541 sayılı kararla BM bu yeni devletin kuruluşunu hukuken geçersiz saydığını ve diğer devletlerin bu devleti tanımaması gerektiğini ilan etmiştir (Doğan, 2002: 90). KKTC bu kararın da etkisiyle diğer devletler tarafından tanınmamış ve sık sık da uygulanan siyasal, kültürel ve ekonomik ambargolara maruz kalmıştır. KKTC nin kurulmasının ardından Kıbrıslı iki toplum liderleri arasında sık sık müzakereler yapılmış, fakat hepsi sonuçsuz kalmıştır. Birleşmiş Milletler tarafından üretilen birçok çözüm önerisi de her seferinde iki toplumdan birisi tarafından reddedilmiştir. BM Genel Sekreteri Cuellar tarafından hazırlanan ve 27 Aralık 1984 te taraflara sunulan Ön Anlaşma Taslağı, Denktaş tarafından kabul edilmiş, ancak Rum lider Kyprianou tarafından reddedilmiştir. Bir başka çözüm önerisi de 29 Mart 1986 da sunulan Taslak Çerçeve Anlaşması dır. Bu öneri de yine Denktaş tarafından kabul edilmiş, ancak Kyprianou tarafından reddedilmiştir. Cuellar, Temmuz 1990 ve Aralık 1991 de BM ye iki adet rapor sunmuştur. Bu raporlarda, siyasi açıdan iki eşit toplumun olduğu, bu eşitliğin sağlanabilmesi için kurulacak devlet organlarında her iki toplumunda temsil edilmesi gerektiği, Kıbrıs ta iki toplumun egemenliği paylaşacağı ifade edilmiştir (Özersay, 2002: 107) sonrası dönemde de BM, çalışmalarına devam etmiştir. BM Genel Sekreteri Gali, 1992 de Fikirler Dizisi teklifini ileri sürmüştür. Buna göre çözüm iki tarafın siyasi eşitliğine dayanmalıydı ve bunu iki tarafın kabul etmesi gerekiyordu. Bu teklife göre, Garanti ve İttifak Antlaşmaları geçerliliğini koruyacaktı ve herhangi bir ülkeyle kısmen veya tamamen birleşme veya taksim mümkün olmayacaktı. 483 Genel Sekreter Gali'nin, 15 Temmuz'da yapılan 2. tur görüşmelerin ardından, ortaya koyduğu "Fikirler Dizisi" 9 ana bölümden oluşmaktaydı. Gali Fikirler Dizisi'nde, söz konusu belgenin ayrı referandumlar ile onaylanmasının ardından Kıbrıs'ta anayasal açıdan iki toplumlu ve toprak açısından iki kesimli yeni bir federal devletin kurulması öneriliyordu. Bu Çerçeve anlaşması 1977 ve 1979 anlaşmalarına dayalı olmasının yanı sıra BM Güvenlik Konseyi nin çeşitli tarihlerde aldığı değişik kararlar ile de uyumlu bir yapı taşıyacaktı. Fikirler Dizisi'nin ikinci bölümünde adadaki federasyonun iki toplumun ortak kararı ile kurulacağı belirtilirken, Federal Hükümete bırakılmayan yetkilerin Federe Devletlere ait olacağı ve Federal Anayasanın ayrı referandumlarla kabul edildikten sonra yürürlüğe gireceği vurgulanıyordu. Ayrıca, taraflardan hiçbiri diğeri üzerinde egemenlik kurmaya çalışmayacaktı. Belgede ayrıca, Kıbrıs'taki Türk ve Yunan kuvvetlerin belirlenecek bir takvimi dâhilinde çekilmesi isteniyordu. Ayrıca, Fikirler Dizisi, AB üyeliği için iki tarafta da referandum öngörüyordu. Gali yapılan görüşmeler sonucunda Maraş ve diğer bölgelerde Rumların bütün isteklerini kabul eden ve KKTC yi sıkıştıran taleplerden oluşan bir rapor hazırlamıştı. Raporunda adeta Rum yanlısı görüş ve öneriler ileri sürerek Denktaş'ı uzlaşmazlıkla suçluyor ve 46 sayfalık tehditler içeren raporunda Güvenlik Konseyi'ne çeşitli teklifler götürüyordu. Buna göre, uluslararası toplumun önerilerine kulak tıkayan Türk tarafına zorlayıcı tedbirler uygulanabileceğini vurgulayan Gali, konunun uluslararası bir platforma taşınabileceğini iddia ediyordu. Zaten Rumla-

15 rın da yıllardan beri istediği buydu. Bu rapor Türkiye ve Kıbrıs'ta tepki ile karşılandı. Ancak Rumların pek çok isteğini hoş gören bu rapor önce Rum tarafı tarafından reddedilmiştir. Türk tarafının da reddiyle taraflarca kabul edilmeyen bu çözüm önerisinden de bir sonuç alınamadı (Özarslan, 2007: 35). KKTC BM'nin bu tutumu karşısında sessiz kalmadı ve Temmuz 1994'te Türk Hükümetine yaptığı resmi başvuru ile "Türkiye'ye bağlanmak istediğini" bildirdi. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'ne başvurarak, "özerklik anlaşması" istediğini açıkladı. Denktaş, başvurusunda, Ülkesinin dış ilişkiler ile ulusal savunmada Türkiye'ye bağlı, içişlerinde ise bağımsız olmayı istediğini" ifade etmişti. O tarih itibariyle, ileride AB'ye katılması beklenen Rum Kesimi zaten fiilen Yunanistan ile birleşmiş olacağından Kıbrıs Türk toplumu da en doğal hakkını kullanarak Türkiye ile entegrasyona gitmek istiyordu. KKTC Meclisi 28 Temmuz 1994 te aldığı tarihi kararla federasyon tezini rafa daldırıp, görüşmelerin kesilmesine karar verirken, gelecekte müzakerelerin tekrar başlaması için de egemenliğinin tanınması şartını ortaya koydu. Ayrıca, Türkiye ile entegrasyon için yeşil ışık yaktı. Karşılıklı görüşmeler bu şekilde bir sonuç vermeden uzun süre devam etti. Adayla ilgili yeniden heyecan yaratan plansa BM Genel Sekreteri Kofi Annan tarafından hazırlanacaktır. Avrupa Birliği İle İlişkiler Bağlamında Kıbrıs Sorunu yılında gerçekleşen Gümrük Birliği nin ardından 1990 yılı Kıbrıs sorununda önemli dönüm noktalarından birine şahitlik etmiştir. Kıbrıs Rum Kesimi bu yıl adanın tamamını temsilen Avrupa Birliği ne tam üyelik başvurusunda bulunmuştur. Bu başvuru ve Türkiye nin 1987 deki üyelik başvurusuyla ilgili en önemli gelişmelerden biri 1993 Haziran ayında Danimarka'nın dönem başkanlığında Kopenhag'da yapılan zirvede belirlenen Kopenhag Kriterleri oldu. Görünüşte üç kısa prensipte toplanan bu kriterler, aday ülkelerin anayasalarında değişiklikler yapılmayı gerektirecek bir alanda değerlendirilmiştir. Kıbrıs sorunu ile ilgili bu zirvede ele alınan en önemli konulardan birisi Kopenhag Kriterleri arasında sınır sorunlarının çözülmesi şartının bulunmasıdır. Zirveden yaklaşık 10 gün sonra AB Komisyonu'nun Rum kesiminin üyelik müracaatı ile ilgili görüşü açıklanmıştır ve bu görüşte de Kıbrıs sorununa işaret edilmiştir. AB bu görüşünde Rum kesiminin sınır sorunları açısından Kopenhag kriterlerine uymadığını açıklamıştır. Ancak AB, sonraki zirvelerinde aldığı kararlarla Rum kesiminin üyeliğinin önünün açarak, görüşte soruna şeklen değinildiğini, sınır sorunlarını çözmese de Rum kesimini üyeliğe alma kararında olduğunu gösterecektir ve 1995 tarihlerine bakıldığında, hem Türkiye-AB ilişkilerinde önemli gelişmelerin yaşandığı hem de Kıbrıs sorununun gündemde olduğu görülür yılının başlarında, Avrupa Konseyi Kıbrıs için yeni ve özel biçimlerde müzakereleri başlatma kararı almıştır. Ayrıca, Konsey Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne üyelik başvurusunu kısa sürede bir çözüme ulaştırmak için teşvik sağlayacağını da bildirmiştir (Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu, 2001: 17-18). Bunun devamında Haziran 1994'teki Korfu zirvesinde Kıbrıs'ın AB'ye tam üyeliği konusunun değerlendirilmesi gündeme gelmiştir. Daha önce 1993 tarihinde Avrupa Komisyo-

16 nunun vermiş olduğu görüş sonucunda, Kıbrıs'ın tam üyeliğinin Ocak 1995 te tekrar gözden geçirileceği duyurulmuştu. Ancak AB Konseyi, Haziran 1994 'teki Korfu Zirvesinde, Kıbrıs'ın başvurusu ile ilgili gelişmelerin değerlendirilmesi ve AB ye kabul edilmesi için müzakerelerin hızlandırılmasında ısrar etti. Bu zirve Yunanistan'ın Korfu kentinde, Yunanistan ın Dönem Başkanlığı sırasında yapılmıştır. Yapılan bu AB zirvesi, bir konu hariç gündemdeki maddelerle ilgili çok önemli kararlar aldı. Zirvenin Türkiye ve Kıbrıs açısından önemli bir noktası da AB'nin genişlemesinin bundan sonraki aşamasının Kıbrıs ve Malta'yı da içereceğinin belirtilmesiydi. Korfu Zirvesi kararları, Kıbrıs'ın 1996 Hükümetler arası Konferans sonrasında, tam üye olması önündeki tüm engelleri kaldırmış oluyordu. Kıbrıs'ın tam üyeliği önündeki en büyük engel ise, Türkiye'nin muhalefetiydi. Ancak zirve kararları Türkiye'nin bu muhalefetinin pek dikkate alınmadığının açık bir belirtisiydi. Bu zirvede Konsey, Kıbrıs'ın topluluğa kabulünün güvenliği ve refahı artıracağına ve adadaki iki toplumun yakınlaşmasına da yardım edeceğine inanıldığı belirtilen Komisyon raporunu desteklediğini belirtilmiştir. Ayrıca Konseyin, Kıbrıs sorununa barışçıl, dengeli ve kalıcı bir çözümü beklemeden, AB ile entegrasyon yolu ile Kıbrıs'ın ekonomik, sosyal ve politik dönüşümünde, Kıbrıs Hükümeti ile daha yakın iş birliği sağlamak üzere, Birlik Anlaşması içindeki bütün yöntemlerin kullanılmasını öneren Komisyon ifadesini desteklediği de belirtilmiştir. 485 Burada Konsey, o ana kadar Birleşmiş Milletler gözetiminde yapılan müzakerelerde taraflarca benimsenen ve büyük bölümü BM Fikirler Dizisi'ne de yansımış olan çözümle ilgili parametreleri dikkate almayan bir şekilde, çözümü AB üyeliğinde arayan bir hedef çizmiştir. Diğer bir deyişle, Kıbrıs'ın geleceğini toplumlararası müzakerelerin belirlemesi yerine, AB nin öncelikleriyle belirlenecek ve AB sistemiyle uyum içinde olacak bir çözüm üzerinde durmuştur. Konseyin, toplumlararası diyalogda her iki tarafın da benimseyeceği koşullar gündeme gelirse, durumu yeniden gözden geçirip, Kıbrıs'ın AB üyeliğini Ocak 1995'te yeniden değerlendireceği belirtilmiştir. Konsey bu davranışı ile GKRY'nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin süreci başlatmakta ve bunu daha da geliştirip ileriye götürmek hususundaki siyasi iradesini ortaya koymuş bulunmaktadır. Türkiye'nin 9-10 Aralık 1994 tarihinde yapılan Essen Zirvesi'nden asıl beklentisi, diğer AB ülkelerinin baskısıyla, Yunanistan'ın vetosunu kaldırmasıdır. Zirve Bildirisi Kıbrıs Rum Kesimi ile Malta'nın bundan sonraki genişleme içinde yer alacağını bir kez daha tekrarladı. AB, 1993'te sorunlu bir adayı üye alarak sorunu kendi içine taşıyabileceği endişesiyle Kıbrıs'ta çözüme bağlı üyeliği gündemde tutarken, genişlemedeki Yunan vetosu tehdidi nedeniyle görüşünde köklü değişiklik yaparak GKRY'yi de genişlemeye eklemişti. Bu nedenle, Korfu da verilen karar Essen zirvesinde tekrarlanmıştır (Oğuzlu, 2002: 85). Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin üyelik başvurusunun kabul edilmesi Yunanistan ın Avrupa Birliği üzerinde bu konu hakkında yoğunlaşan baskılarından kaynaklanmıştır. Bu gelişmeler üzerine, AB Bakanlar Konseyi toplantısı, 6 Mart 1995 tarihinde yapılır ve Kıbrıs ile tam üyelik görüşmelerinin 1996 yılı sonlarında tamamlanması beklenen hükümetlerararası konferansın bitiminden 6 ay sonra başlaması kararı alınır. AB'deki bu tavır değişikliğinin

Kıbrıs Antlaşmaları, Planları ve önemli BM, AB kararları-1

Kıbrıs Antlaşmaları, Planları ve önemli BM, AB kararları-1 Kıbrıs Antlaşmaları, Planları ve önemli BM, AB kararları-1 Ata Atun İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ Rauf R. DENKTAŞ.. Ata ATUN... vii x 1) 1 Ağustos 1571 - Lala Mustafa Paşa ile Marc Antonio Bragadin arasında yapılan

Detaylı

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( )

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ ( ) TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA GÜÇ KULLANMA SEÇENEĞİ (1923-2010) Teorik, Tarihsel ve Hukuksal Bir Analiz Dr. BÜLENT ŞENER ANKARA - 2013 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ... iii TABLOLAR, ŞEKİLLER vs. LİSTESİ... xiv KISALTMALAR...xvii

Detaylı

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com

MİLLİ MÜCADELE TRENİ www.egitimhane.com MİLLİ MÜCADELE TRENİ TRABLUSGARP SAVAŞI Tarih: 1911 Savaşan Devletler: Osmanlı Devleti İtalya Mustafa Kemal in katıldığı ilk savaş Trablusgarp Savaşı dır. Trablusgarp Savaşı, Mustafa Kemal in ilk askeri

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

Devrim Öncesinde Yemen

Devrim Öncesinde Yemen Yemen Devrimi Devrim Öncesinde Yemen Kuzey de Zeydiliğe mensup Husiler hiçbir zaman Yemen içinde entegre olamaması Yemen bütünlüğü için ciddi bir sorun olmuştur. Buna ilaveten 2009 yılında El-Kaide örgütünün

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması

Lozan Barış Antlaşması Lozan Barış Antlaşması Anlaşmanın Nedenleri Anlaşmanın Nedenleri Görüşme için İzmir de yapılmak istenmiş fakat uluslararası antlaşmalar gereğince tarafsız bir ülkede yapılma kararı alınmıştır. Lozan görüşme

Detaylı

Türkiye ve Avrupa Birliği

Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği Türkiye ve Avrupa Birliği İlişkisi Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ Bilindiği üzere; Belçika, Federal Almanya, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg tarafından, 1951 yılında Paris te imzalanan bir Antlaşma ile Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT)

Detaylı

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923) Lozan Antlaşması, Türk Kurtuluş Savaşı nı sona erdiren antlaşmadır. Bu antlaşma ile Misak-ı Milli büyük ölçüde gerçekleşmiştir. Şekil 1. Kasım 1922 de Lozan Konferansı

Detaylı

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti.

11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi, Ankara ve Atina nın Ortaklık başvurularını kabul etti. ARAŞTIRMA RAPORU ÖZEL ARAŞTIRMA--AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE KRONOLOJİSİ 20/06/2005 1959 1963 1964 1966 1968 1970 1971 1972 1973 31 Temmuz: Türkiye, AET ye ortaklık için başvurdu. 11 Eylül: AET Bakanlar Konseyi,

Detaylı

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x) Ne x t Le v e l Ka r i y e r 250ADET TAMAMIÖZGÜN ÇÖZÜMLÜAÇI KUÇLU SORU Kaymakaml ı k Sı navı nahazı r l ı k Anayasa Açı kuçl usor u Bankası En İ yi si İ çi n.. Necat i beycd.50.yı li şhanı Apt.no: 19/

Detaylı

DR. FAZIL KÜÇÜK VE KIBRIS. Rukiye MADEN

DR. FAZIL KÜÇÜK VE KIBRIS. Rukiye MADEN DR. FAZIL KÜÇÜK VE KIBRIS Rukiye MADEN Tarihçi Kitabevi Yayınları: 54 Tarihçi Kitabevi Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Necip Azakoğlu Editör: Necip Azakoğlu Sayfa ve Kapak Tasarım: Tarkan Togo Birinci

Detaylı

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) I. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken Genç Osmanlıların faaliyetleri İstanbul (Tersane) Konferansı BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876) Osmanlı

Detaylı

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer)

(Resmî Gazete ile yayımı: 11.12.1992 Sayı : 21432 Mükerrer) 25 Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun (Resmî Gazete ile yayımı:

Detaylı

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi

21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi 21.05.2014 Çarşamba İzmir Gündemi Doğu Akdeniz de Son Gelişmeler ve Kıbrıs, İKÇÜ de Ele Alındı İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Çelebi Avrupa Birliği Merkezi nin

Detaylı

ANAYASA HUKUKU DERSİ

ANAYASA HUKUKU DERSİ ÇOKTAN SEÇMELİ SORULAR HİTİT ÜNİVERSİTESİ İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ İKTİSAT BÖLÜMÜ ANAYASA HUKUKU DERSİ ARA SINAVI (11 Kasım 2010 Saat 15:00) 1- Avrupa modeli anayasa yargısıyla ilgili olarak

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME

151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME 151 NOLU SÖZLEŞME KAMU HİZMETİNDE ÖRGÜTLENME HAKKININ KORUNMASI VE İSTİHDAM KOŞULLARININ BELİRLENMESİ YÖNTEMLERİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME ILO Kabul Tarihi: 7 Haziran 1978 Kanun Tarih ve Sayısı: 25 Kasım 1992

Detaylı

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER Modern Siyaset Teorisi Dersin Kodu SBU 601 Siyaset, iktidar, otorite, meşruiyet, siyaset sosyolojisi, modernizm,

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI AVRUPA BİRLİĞİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI Hazırlayan: Ömer Faruk Altıntaş Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü Daire Başkanı ANKARA 5 Nisan 2007 Birincil Kurucu Antlaşmalar Yazılı kaynaklar

Detaylı

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI II. Mahmut ve Tanzimat dönemlerinde devlet yöneticileri, parçalanmayı önlemek için ortak haklara sahip Osmanlı toplumu oluşturmak için Osmanlıcılık fikrini

Detaylı

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bu ders içeriğinin basım, yayım ve satış hakları Yakın Doğu Üniversitesi Uzaktan Eğitim Merkezi ne aittir. Bu ders içeriğinin bütün hakları saklıdır. İlgili kuruluştan

Detaylı

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum: T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU Ekonomik Durum: 1. Avrupa daki gelişmelerin hiçbiri yaşanmamıştır. Avrupa da Rönesans ve Reform

Detaylı

Arş. Gör. Müge VATANSEVER *

Arş. Gör. Müge VATANSEVER * Kıbrıs Sorununun Tarihi Gelişimi 1487 H KIBRIS SORUNUNUN TARİHİ GELİŞİMİ Arş. Gör. Müge VATANSEVER * GİRİŞ Kıbrıs sorunu, tarihin ilk dönemlerinden başlayarak, günümüze kadar devam eden, her zaman siyasi

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2014 2015 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.09.2014 TANIŞMA DERSİ TANIŞMA DERSİ 17.09.2014 22.09.2014

Detaylı

İLK KIBRIS TÜRK PUL SERİSİ

İLK KIBRIS TÜRK PUL SERİSİ Kıbrıs Türk Filateli Derneği tarafından kurulan komisyon başarılı bir çalışma ile Kıbrıs Türk Posta Tarihi konusunda iki ciltlik son derece kapsamlı bir eser ortaya çıkardılar. Bu anlamlı çalışmayı Kıbrıs

Detaylı

KIBRIS AKADEMİK DİYALOG

KIBRIS AKADEMİK DİYALOG KIBRIS AKADEMİK DİYALOG DEKLARASYON BİRLEŞİK FEDERAL KIBRIS A GİDEN YOLDA NELER YAPILMALIDIR? 27 Haziran 2011 Lefkoşa Kıbrıs Akademik Diyalog (KAD), 25 Haziran 2011 tarihinde Rodon Hotel-Agros ta Kıbrıs

Detaylı

} Prof. Dr. Hakkı Keskin

} Prof. Dr. Hakkı Keskin EU- Erweiterungsbeauftragter der Fraktion DIE LINKE. Mitglied des Ausschusses für die Angelegenheiten der EU } Federal Almanya Parlamentosu Milletvekili Sol Parti Meclis Grubu Avrupa Birliği Genişleme

Detaylı

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T

Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T Avrupa Birliği Yol Ayrımında B R E X I T 2016 Brexit, yani İngiltere nin Avrupa Birliği nden (AB) ayrılması olarak ifade edilen kavram, İngilizcede Britain (Britanya ve Exit (çıkış) kelimelerinin birleştirilmesiyle

Detaylı

ULUSLARARASI HUKUK ve AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKU AÇISINDAN KIBRIS SORUNU

ULUSLARARASI HUKUK ve AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKU AÇISINDAN KIBRIS SORUNU T.C. DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU HUKUK ANA BİLİM DALI AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKU BÖLÜMÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ULUSLARARASI HUKUK ve AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKU AÇISINDAN KIBRIS SORUNU Bahadır

Detaylı

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ

ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ ORSAM AYLIK IRAK TÜRKMENLERİ GÜNCESİ Hazırlayanlar: Habib Hürmüzlü, ORSAM Danışmanı / Bilgay Duman, ORSAM Ortadoğu Uzmanı / Temmuz - Ağustos 2013 - Sayı: 27 15 Temmuz 2013: Tuzhurmatu olaylarının araştırılması

Detaylı

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

NEDEN. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem NEDEN Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem YERLi VE MiLLi BiR SiSTEM Türkiye, artık daha büyük. Dünyada söz söyleyen ülkeler arasında. Milletinin refahını artırmaya başladı. Dünyanın en büyük altyapı

Detaylı

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00

ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 ANAYASA HUKUKU (İKTİSAT VE MALİYE BÖLÜMLERİ) 2014 2015 GÜZ DÖNEMİ ARASINAV 17 KASIM 2014 SAAT 09:00 A. ANLATIM SORUSU (10 puan) Temsilde adalet yönetimde istikrar kavramlarını kısaca açıklayınız. Bu konuda

Detaylı

www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik - 1 2-10

www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Pratik - 1 2-10 www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk 1 İçindekiler Milletlerarası Hukuk Çift-İ.Ö. 2. Dönem - Part 5 Konu sayfa Pratik - 1 2-10 1 www.salthukuk.com facebook.com/salthukuk twitter.com/salt_hukuk

Detaylı

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 1908 II. Meşrutiyete Ortam Hazırlayan Gelişmeler İç Etken Dış Etken İttihat ve Terakki Cemiyetinin faaliyetleri 1908 Reval Görüşmesi İTTİHAT ve TERAKKÎ CEMİYETİ 1908 İhtilâli ni düzenleyen

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015-2016 ÖĞRETİM YILI II. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 15.02.2016 Türk Hukukunun Bilgi Kaynakları - Mevzuat, Yargı

Detaylı

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet ANAYASAL ÖZELLİKLER Ulus devlet, belirli bir toprak parçası üzerinde belirli bir nüfus ve egemenliğe sahip bir örgütlenmedir. Ulus-devlet üç unsura sahiptir: 1) Ülke (toprak), 2) Nüfus, 3) Egemenlik (Siyasal-Yönetsel

Detaylı

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu : ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1 Konu : Hükümetlerarası Konferans Nihâi Senedi ne ek Bildirgeler ve Nihâî Senet NİHÂÎ SENET NS / Anayasa 1 30

Detaylı

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiyenin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ V GİRİŞ 1 A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5 BİRİNCİ BÖLÜM: AVRUPA SİYASAL TARİHİ 1 2 I.

Detaylı

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10

ABD İLE YAPTIĞIN GİZLİ ANLAŞMAYI AÇIKLA -(TAMAMI) Çarşamba, 03 Temmuz :11 - Son Güncelleme Perşembe, 04 Temmuz :10 Gül, ABD ile hizmet sözleşmesi yapmıştır İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, dün Ankara da bir basın toplantısı düzenledi ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ü ABD ile yaptığı gizli anlaşmayı

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2

AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ SAYI:15 NİSAN 2004/2 Hazırlayan: Müge ÇAKAR İÇİNDEKİLER 1. AB- TÜRKİYE SON DAKİKA 1.1. AB-Türkiye İlişkileri nde Kıbrıs 2. AB den ÖNEMLİ BAŞLIKLAR 2.1. Avrupa Birliği nde Tarihi Genişleme AVRUPA BİRLİĞİ BÜLTENİ AB SERVİSİ

Detaylı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı

Güncel Bilgiler. y a y ı n l a r ı DÜNYA - SİYASET 2012 yılının Şubat ayında Tunus ta yapılan Suriye nin Dostları Konferansı nın ikincisi Nisan 2012 de İstanbul da yapıldı. Konferansta Esad rejimi üstündeki uluslararası baskının artırılması,

Detaylı

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı.

1.- GÜMRÜK BİRLİĞİ: 1968 (Ticari engellerin kaldırılması + OGT) 2.- AET den AB ye GEÇİŞ :1992 (Kişilerin + Sermayenin + Hizmetlerin Serbest Dolaşımı. TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ HAFTA 2 Roma Antlaşması Avrupa Ekonomik Topluluğu AET nin kurulması I. AŞAMA AET de Gümrük Birliğine ulaşma İngiltere, Danimarka, İrlanda nın AET ye İspanya ve Portekiz in AET ye

Detaylı

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem

ÖZETLE. Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem ÖZETLE Türk ye Cumhur yet Cumhurbaşkanlığı S stem MiLLETiN ONAYIYLA Mevcut Anayasa da Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin başıdır. Sistemin işleyişi, devletin bekası ve vatanın bütünlüğü, Türkiye

Detaylı

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B 1- XIX. ve XX. yüzyılın başlarında. Osmanlı. Devleti her alanda çöküntü içinde olmasına karşılık, varlığını ve bağımsızlığını uzun süre korumuştur. Bu durumun en önemli nedeni, aşağıdakilerden hangisidir?

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN TEMEL HUKUK BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? Yargı nedir? Türk hukukunda yargının bölümleri Anayasa Yargısı İdari Yargı Adli Yargı TEMEL HUKUK YARGI Yargı, devletin hukuk

Detaylı

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM

13. ASKERLİK GÖREVİ Ordu Hayatı Savaş Yönetimi ve Siyaset Ordu Okuldur SEÇİM İÇİNDEKİLER SUNUŞ...1 GENELGE... 5 GİRİŞ... 9 AÇIKLAMA... 23 VATANDAŞ İÇİN MEDENÎ BİLGİLER NEDEN BAHSEDER?25 L MİLLET... 28 1.1. Türk Milletinin İncelenmesi... 28 2. DEVLET...37 2.1. Devlet Şekilleri...

Detaylı

Kıbrıs Sorunu ve Aralık 1963 (Kanlı Noel) Saldırıları

Kıbrıs Sorunu ve Aralık 1963 (Kanlı Noel) Saldırıları Kıbrıs Sorunu ve 21-25 Aralık 1963 (Kanlı Noel) Saldırıları Yrd. Doç. Dr. Mehmet BALYEMEZ Kıbrıs İlim Üniversitesi Kıbrıs Araştırmaları Merkez Md. / KHO Harp Tarihi Öğretim Üyesi 24.12.2018 3 * Tarihsel

Detaylı

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 T.C. BAŞBAKANLIK AVRUPA BİRLİĞİ GENEL SEKRETERLİĞİ Siyasi İşler Başkanlığı 20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010 - Reform İzleme Grubu nun (RİG) 20. Toplantısı, Devlet Bakanı ve Başmüzakerecimiz

Detaylı

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları

Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları Doğu Akdeniz de Enerji Savaşları Kıbrıs açıklarında keşfedilen doğal gaz rezervleri, adada yıllardır süregelen çatışmaya barışçıl bir çözüm getirmesi umut edilirken, tam tersi gerilimi tırmandırmıştır.

Detaylı

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TEOG ÇIKMIŞ SORULAR - 3. ÜNİTE Batı cephesinde Kuvâ-yı Millîye birliklerinin faaliyetlerini ve düzenli ordunun kurulmasını değerlendirir.türk milletinin Kurtuluş Savaşı

Detaylı

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX BIRINCI BÖLÜM ANAYASA HUKUKUNUN KISA KONULARI 1. 1961 Anayasası ile 1982 Anayasası nın Hazırlanış ve Kabul Ediliş Süreçlerindeki Farklılıklar...1 2. Üniter, Federal ve Bölgeli

Detaylı

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI

HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI HUKUKUN TEMEL KAVRAMLARI 3.Ders Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER HUKUKUN KAYNAKLARI Yargı organları kararlarını, hukuka dayanan, hukuktan kaynaklanan, hukukun gerektirdiği kararlar olarak sunarlar. Bu açıdan yargı

Detaylı

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü TÜRK ANAYASA DÜZENĐ 2011 2012 BAHAR DÖNEMĐ ARA SINAVI CEVAP ANAHTARI Anlatım soruları: 1- Osmanlı ve Türkiye de bugüne kadar yürürlükte bulunmuş anayasaların nasıl

Detaylı

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN BU DERSTE NELER ÖĞRENECEĞİZ? İdare nedir? Organik anlamda idare-fonksiyonel Anlamda İdare Hukuk devleti İdare teşkilatı İdari davalar İDARE HUKUKU Devletin 3 fonksiyonu vardır:

Detaylı

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ

KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 6 KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ Canan AĞAYA Muş Alparslan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü III. Sınıf (İ.Ö) Öğrencisi. I. GİRİŞ Adını en önemli yer altı zenginliklerinden olan bakır madeninden

Detaylı

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? 1)Birinci İnönü Savaşının kazanılmasından sonra halkın TBMM ye ve düzenli orduya güveni artmıştır. Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir? A)TBMM seçimlerinin yenilenmesine

Detaylı

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Polonya İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen

Detaylı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ KISA İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM: 2004 GENİŞLEMESİ A. LÜKSEMBURG GRUBU ÜLKELERİ - Çek Cumhuriyeti'nin Avrupa Birliği'ne Katılım Süreci 41 Muzaffer Akdoğan - Estonya'nın Avrupa Birliği'ne Katılım Süreci 81

Detaylı

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI

CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CUMHURBASKANININ YETKİ VE SORUMLULUKLARI CİFT BASLILIK BİTİYOR Cumhurbaşkanı ile Başbakanın yetkileri birleştiriliyor. Cumhurbaşkanı yürütmenin başı oluyor. Yönetimde çift başlılık ortadan kalkıyor. Cumhurbaşkanları

Detaylı

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR

TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA. Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR TEMEL HUKUK DERS NOTLARI SON HAFTA Öğr. Gör. Erkan ÇAKIR ANAYASANıN TEMEL ILKELERI 2 1. madde Türkiye devleti bir cumhuriyettir. 2. Madde Cumhuriyetin nitelikleri Cumhuriyetçilik Başlangıç ilkeleri Atatürk

Detaylı

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 ( TASLAK STRATEJİK VİZYON BELGESİ ) TÜRKİYE - FRANSA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Fransa İlişkileri; Fırsatlar ve Riskler ( 2016 ) Türkiye; 75 milyonluk nüfusu, gelişerek büyüyen ekonomisi

Detaylı

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH

YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH YAZILI SINAV CEVAP ANAHTARI TARİH CEVAP 1: (TOPLAM 2 PUAN) Savaş 2450-50=2400 yılının başında sona ermiştir. (İşlem 1 puan) Çünkü miladi takvimde, MÖ tarihleri milat takviminin başlangıcına yaklaştıkça

Detaylı

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI 1. ve Terörizm (UGT) Yüksek Lisans (YL) Programında sekiz

Detaylı

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ

AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ AVRUPA TOPLULUKLARININ TARİHSEL GELİŞİMİ 1. AVRUPA TOPLULUKLARI 1.1. Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu (AKÇT) Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu nun kurulması yönündeki ilk girişim, 9 Mayıs 1950 tarihinde Fransız

Detaylı

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9 1. Mudanya Mütarekesi, Yunanlıların aslında Osmanlı Devleti nin paylaşımı projesinde bir alet olduğunu, arkalarındaki gücü İngiltere başta olmak üzere İtilâf devletlerinin

Detaylı

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir? DÜNYA GÜCÜ OSMANLI 1. Anadolu Selçuklu Devleti zamanında ve Osmanlı İmparatorluğu nun Yükselme döneminde Anadolu daki zanaatkarlar lonca denilen zanaat gruplarına ayrılarak yöneticilerini kendileri seçmişlerdir.

Detaylı

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2.

KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. KTO KARATAY ÜNİVERSİTESİ ANAYASA HUKUKU DERSİ 2015 2016 ÖĞRETİM YILI I. DÖNEM DERS PROGRAMI İÇERİĞİ DERS TARİHİ 1. DERS SAATİ 2. DERS SAATİ 28.09.2015 30.09.2015 05.10.2015 07.10.2015 12.10.2015 TANIŞMA

Detaylı

Adaylar Seçim Takvimini Bekliyor

Adaylar Seçim Takvimini Bekliyor www.mevzuattakip.com.tr Adaylar Seçim Takvimini Bekliyor İl, ilçe ve beldelerde 1398 belediye başkanlığı için yarışacak binlerce aday seçim takviminin yayınlanmasını bekliyor. - 28.11.2018 Seçmenler, 5

Detaylı

Havuz Teorisi: Yunanistan 1 ay önde; Denge arayışı; Havuzun boş olduğunu bilseniz dahi, Yunanistan atlıyorsa siz de atlayınız

Havuz Teorisi: Yunanistan 1 ay önde; Denge arayışı; Havuzun boş olduğunu bilseniz dahi, Yunanistan atlıyorsa siz de atlayınız Türkiye nin AET e Ortak Üyelik Başvurusu Yıl 1959... Türkiye de DP iktidardadır. Yunanistan 1959 Nisan ayında AET na ortak olmak için resmî başvuruda bulunuyor. Türk dış politikasının en önemli anlarından

Detaylı

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ

AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ AVRUPA BİRLİĞİ GELİŞİMİ, KURUMLARI ve İŞLEYİŞİ İLKER GİRİT 04.11.2015 İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AVRUPA BİRLİĞİ ANABİLİM DALI İÇERİK Birliğin Kuruluşu Birliğin Gelişimi Antlaşmalar

Detaylı

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları 1. Almanya ve İtalya'nın; XIX. yüzyıl sonlarından itibaren İngiltere ve Fransa'ya karşı birlikte hareket etmelerinin en önemli nedeni olarak aşağıdakilerden hangisi gösterilebilir? A) Siyasi birliklerini

Detaylı

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını

İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını İnsanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallara hukuk denir. Hukuk kurallarını koyan, uygulanıp uygulanmadığını denetleyen en yüksek organ ise devlettir. Hukuk alanında birlik

Detaylı

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR

TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR TÜRKĠYE DE ANAYASA DEĞĠġĠKLĠĞĠ: NEDENLER, YAġANANLAR VE SONUÇLAR 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrasında ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarında, 16 Aralık 2016 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi

Detaylı

İ Ç İ N D E K İ L E R

İ Ç İ N D E K İ L E R İ Ç İ N D E K İ L E R ÖN SÖZ.V İÇİNDEKİLER....IX I. YURTTAŞLIK A. YURTTAŞLIĞI YENİDEN GÜNDEME GETİREN GELİŞMELER 3 B. ANTİK YUNAN-KENT DEVLETİ YURTTAŞLIK İDEALİ..12 C. MODERN YURTTAŞLIK İDEALİ..15 1. Yurttaşlık

Detaylı

SARACAĞIZ YARALARIMIZI

SARACAĞIZ YARALARIMIZI BİRBİRİMİZLE KONUŞARAK, DİNLEYEREK, SARACAĞIZ YARALARIMIZI 1 Tek adam rejimi kurulacak, tek adam herşey olacak, devletin tümüne hükmedecek. Bir kişi Başkan seçilecek ve o kişi hem hükümet, hem Meclis,

Detaylı

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı. MUSUL SORUNU VE ANKARA ANTLAŞMASI Musul, Mondros Ateşkes Anlaşması imzalanmadan önce Osmanlı Devleti'nin elinde idi. Ancak ateşkesin imzalanmasından dört gün sonra Musul İngilizler tarafından işgal edildi.

Detaylı

ÖZET. İstanbul, 15 Ağustos 2016 KIRK YEDİNCİ GENEL KURUL

ÖZET. İstanbul, 15 Ağustos 2016 KIRK YEDİNCİ GENEL KURUL İstanbul, 15 Ağustos 2016 ÖZET KIRK YEDİNCİ GENEL KURUL AÇILIŞ TÖRENİ Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi Kırk Yedinci Genel Kurulu, Rusya Federasyonu Federal Asamblesi Devlet Duması nın

Detaylı

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 STRATEJİK VİZYON BELGESİ ( TASLAK ) TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1 Yeni Dönem Türkiye - Arjantin İlişkileri: Fırsatlar ve Riskler ( 2014 Buenos Aires - İstanbul ) Türkiye; 75 milyonluk

Detaylı

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018 Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018 AB Sürecinde Vatandaşın Özne Olması Fikret Toksöz AB BİR VATANDAŞ GİRİŞİMİ SONUCUNDA

Detaylı

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI

GENEL OLARAK DEVLET TEŞKİLATI SORULARI 1.... ilkesi, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmez. Belli devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret olup bununla sınırlı medeni bir iş bölümü ve işbirliği olduğunu anlatır.

Detaylı

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK

KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ KAMU YÖNETİMİ KAMU YÖNETİMİ YRD.DOÇ.DR. BİLAL ŞİNİK BAKANLAR KURULU Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Cumhurbaşkanı bakanlar kurulunun

Detaylı

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Avrupa Birliği ne değil, hemen hemen tüm Avrupa Devletlerinin üyesi olduğu Avrupa Konseyi ne bağlı olarak 1959 yılında kurulmuş uluslararası bir mahkemedir. Avrupa

Detaylı

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası

ÜNİTE:1. Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2. Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3. Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:1 Osmanlı-Türk Anayasal Gelişmeleri ÜNİTE:2 Anayasaların Yapılması ve 1982 Anayasası ÜNİTE:3 Anayasaların Değiştirilmesi ve 1982 Anayasası ÜNİTE:4 1982 Anayasası na Göre Devletin Temel Nitelikleri

Detaylı

Uluslararası İlişkiler ULUSLARARASI İLİŞKİLER

Uluslararası İlişkiler ULUSLARARASI İLİŞKİLER 6 ULUSLARARASI İLİŞKİLER Uluslararası İlişkiler 6. BÖLÜM ULUSLARARASI İLİŞKİLER Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyonu 2012-2014 dönemine ilişkin ilk toplantısını 28 Kasım 2012 tarihinde yapmış, toplantıda

Detaylı

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf...

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak... 5 2. Üçlü İtilaf... 7 a. Fransız-Rus İttifakı (04 Ocak 1894)... 7 b. İngiliz-Fransız

Detaylı

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT

HUKUK. Soru Bankası İÇTİHAT HUKUK Soru Bankası ÇTHT G SS - TÜK. TH VT TM T.- 1 SOU G SS - TÜK. TH VT TM T.- 1 SOU 1.. Federal devletin tüzel kişiliği yoktur.. Federe devletlerin ayrılma hakkı yoktur.. Federe devletlerin uluslararası

Detaylı

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU

BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK OLU Kasım 29, 2006-12:00:00 BAŞBAKAN ERDOĞAN: KOPENHAG SİYASİ KRİTERLERİ NOKTASINDA EĞER HERHANGİ BİR SIKINTI DOĞACAK

Detaylı

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU DERSİMİZİN TEMEL KONUSU 1 1. TÜRK HUKUKUNUN TEMEL KAVRAMLARINI TANIMAK 2. TÜRKIYE DE NELER YAPABİLİRİZ SORUSUNUN CEVABINI BULABİLMEK DERSİN KAYNAKLARI 2 SİZE GÖNDERİLEN MATERYAL: 1. 1982 Anayasası: https://www.tbmm.gov.tr/anayasa/anayasa_2011.pdf

Detaylı

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI Uluslararası Arka Plan Uluslararası Arka Plan Birleşmiş Milletler - CEDAW Avrupa Konseyi - Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Detaylı

Patrikhane İle İlgili Bir Belge / Bir Uyarı

Patrikhane İle İlgili Bir Belge / Bir Uyarı Patrikhane İle İlgili Bir Belge / Bir Uyarı Aytunç Altındal * İstanbul da mukim Fener Rum Kilisesi, gerçekte, Lozan Antlaşması nın Sözlü mutabakat çerçevesi bölümünde yer alan Özel İzin nedeniyle sadece

Detaylı

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XV GİRİŞ...1 1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN I. KENDİ KADERİNİ TAYİNİN ANLAMI...5 A. Terim Sorunu...8

Detaylı

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Güz Dönemi. HUK233 İdare Hukuku I Lisans Zorunlu Türkçe. Yok. Yok

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ Hukuk Fakültesi 2. Sınıf Güz Dönemi. HUK233 İdare Hukuku I Lisans Zorunlu Türkçe. Yok. Yok . Sınıf Güz Dönemi Teori HUK İdare Hukuku I 4 İdare hukukuna giriş İdare hukukunun kaynakları Hukuk devleti ve eşitlik 4 Merkezi idare Yerel yönetimler İdari özerklik 7 Büyükşehir belediyeleri Kamu iktisadi

Detaylı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Avrupa Komisyonu SCHUMANN Roma Antlaşması Brüksel Almanya - Avrupa Parlamentosu Đktisadi Kalkınma Vakfı Adalet ve Özgürlükler AB - AVRO Politikaları AB Konseyi Bakanlar Kurulu Schengen Alanı Üye Devlet

Detaylı

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi

Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi Milli Devlete Yönelik Tehdit Değerlendirmesi tarafından tam algılanmadığı, diğer bir deyişle aynı duyarlılıkla değerlendirilmediği zaman mücadele etmek güçleşecek ve mücadeleye toplum desteği sağlanamayacaktır.

Detaylı

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI

SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI SAĞLIK KURUMLARI MEVZUATI KISA ÖZET KOLAYAOF DİKKAT Burada ilk 4 sayfa gösterilmektedir. Özetin tamamı için sipariş veriniz www.kolayaof.com 2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- MEVZUAT

Detaylı

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI

ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI Priştine, 31 Ekim 2012 Nr. Ref.: MMP 304/12 ÜYE ROBERT CAROLAN TARAFINDAN BİLDİRİLEN KARŞIOY VE MUTABIK GÖRÜŞ YAZISI Başvuru No: KO 61/12 Kosova Cumhuriyeti Meclis Başkanı tarafından 22 Haziran 2012 tarihinde

Detaylı

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ Mehmet Uçum 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri a. Tartışmanın Arka Planı Ülkemizde, hükümet biçimi olarak başkanlık sistemi tartışması yeni

Detaylı

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ Bismillairrahmanirrahim 1. Suriye de 20 ayı aşkın bir süredir devam eden kriz ortamı, ülkedeki diğer topluluklar gibi

Detaylı

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu..

Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. 28 Nisan 2014 Basın Toplantısı Metni ; (Konuşmaya esas metin) Hükümet in TSK İçinde Oluşturduğu Paralel Yapılar; Cumhurbaşkanı ve AYİM nin Konumu.. -- Silahlı Kuvvetlerimizde 3-4 yıldan bu yana Hava Kuvvetleri

Detaylı