PİYASALARA GENEL BAKIŞ :

Transkript

1 PİYASALARA GENEL BAKIŞ : Eylül ayında yurt içinde enflasyon, gayrisafi yurt içi hasıla, işsizlik oranı, para politikası kararı ve orta vadeli plan izlenirken, ABD piyasalarında kasırga etkisi, FOMC ve Yellen ın konuşmaları takip edildi. GSYH 2017 ikinci çeyrek büyüme oranı 5,1% gerçekleşti. Harcamalar tarafında, 2Ç17'da büyümeye katkı açısından gayri safi sabit sermaye oluşumu (yatırım harcamaları) ve ihracat olarak öne çıkmıştır. Kredi Garanti Fonu (KGF) kaynaklarının yatırım harcamalarına yönlendirilmesinin sonucunda gayri safi sabit sermaye oluşum kaleminin ayrıştığı görülmektedir. Üretim tarafında imalat %6, sanayi de %6,3 yıllık artış göstermiştir. Haziran ayı işsizlik oranı ise değişim göstermeyerek 10,2% seviyesinde kalmıştır. Ağustos ayında enflasyon beklentilerin üzerinde aylık bazda 0,52% artarken, yıllık enflasyon 9,79% seviyesinden 10,68% e yükseldi. Tekrardan çift haneye yükselen tüketici fiyat endeksi verisinde ulaştırma, ev eşyası ve giyim kalemlerindeki yükseliş endeksi yukarı yönlü baskıladı. Gıda fiyatlarında yükseliş ivmesi azalırken, çekirdek enflasyon 9,60% dan 10,16% ya yükseldi. ÜFE ise aylık bazda 0,85%, yıllık bazda 16,30% oranında artış kaydetmiştir. Enflasyon verisinin ardından TCMB para politikası toplantısında çekirdek enflasyondaki artış eğilimi ve manşet enflasyonda yaşanan bozulma sonucunda sıkı para politika duruşu korunmaya devam edeceği belirtilmiş ve faiz oranlarında herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. TCMB ağırlıklı fonlama maliyeti ise 12% civarında kalmaya devam etmektedir yıllarına ait orta vadeli planda büyüme oranı 2017 yılı için 4,5% tan 5,5% e çekildi. Diğer yıllarda da 5,5% oranında büyüme beklenmektedir. TÜFE 6,5% dan 9,5% seviyesine revize edildi de 7% ardından kademeli olarak 5% e düşmesi beklenmektedir. Merkezi yönetim bütçesinin GSYH ya oranı 2% ardından ise 1,9% ve 1,6% ya düşmesi beklenmektedir. Cari açığın GSYH oranının yıllar itibariyle 4,6%, 4,3%, 4,1% ve 3,9% olarak açıklandı. Finansal şirketler için kurumlar vergisi 20% den 22% ye, dağıtılabilir karın dağıtılmayan kısmı üzerine 1% vergi getirilmesi, motorlu taşıtlar vergisinin 40% ve bazı ürün ve gelir kalemleri üzerinden vergi artışları gerçekleştirileceği açıklandı. ABD piyasalarında FOMC toplantısında faiz oranlarında bir değişikliğe gitmeyerek 1%- 1.25% seviyesinde sabit bıraktı. Ancak FED üyelerinin 2017 yılına ait faiz oranı beklentilerini paylaştığı dot plot dokümanda bu yıl içerisinde bir faiz artış beklentisi daha olduğu görülmektedir. Aynı zamanda ekim ayı ile birlikte 4,5 trilyon dolar olan FED bilançosunun kademeli olarak azaltılma patikasına girdiği açıklandı. Ekim Aralık ayı süresince 6 Milyar dolar hazineden, 4 Milyar dolar Mortgage olmak üzere toplamda 10 milyar Dolar azaltılmaya başlayacağı ve her ay 10 milyar dolar arttırılması,

2 önümüzdeki yıl içinde maksimum hazineden 30 milyar dolar, mortgege bazlı varlıklardan 20 milyar dolar olmak üzere 50 milyar dolara yükseleceği açıklanmıştır. Eylül ayında Borsa İstanbul 100 endeksi 6,46% oranındaki değer kaybıyla 102,908 seviyesinden kapandı. Dolar/TL kuru ise ay sonunda 3,55 seviyesinin üzerine yükseldi. Gösterge tahvil faizi de 11,59% seviyesinden 11,89% seviyesine yükseldi. Bu ay riskli enstrümanlarda tepki alımı yaşanacağı düşünülürken genel risk iştahının bozulmayacağı beklenmektedir. Ekim Ayı nın gelmesiyle beraber, uluslararası piyasalarda özellikle USD nin güçlendiği göze çarpıyor. ABD de vergi reformuna yönelik oluşan beklentilerin yanı sıra, Fed in 2017 yılının sonunda faiz artırımlarına başlayabileceği beklentilerinin artması ve Yellen sonrasında Fed Başkanlığına geçecek yeni başkanın şahin bakış açılı olabileceğine yönelik oluşan hava, USD deki bu güçlenmenin ana nedenlerini oluşturuyor. USD nin güçlenmesi; önümüzdeki dönemde, gelişmekte olan piyasalardaki risk algısının bozulmasına ve Dünya Piyasalarındaki sermaye hareketlerinin yönünün gelişmekte olan piyasalardan gelişmiş piyasalara doğru yönelmesine neden olabilir. Eylül Ayının önemli gündem konularından biri de, açıklanması uzun zamandır beklenen OVP nin detaylarının ortaya çıkması konusuydu. Özellikle vergi artış haberleri sektör bazlı olarak şirket karlılıklarını negatif etkileyebilir endişelerini beraberinde getirdi. Siyasi tarafta ise Kuzey Irak taki referandum konusuyla ilgili gelişmeler takip edildi. Bölgedeki gelişmeler, piyasalar açısından da tansiyonu yükseltebilecek bir gündem konusu olarak göze çarptı. Piyasalarda takip edilen önemli enstrümanların başında gelen Petrol fiyatlarında Eylül Ayında yukarı yönlü bir ivmelenme oluştu. Mevsimsel olarak artan talep ve üretim kısıntılarının OPEC tarafında devam ediyor olması ve ABD de kasırga nedeniyle üretim kesintileri, bu yükseliş yönlü harekette belirleyici faktörler oldular. Fakat son dönemde özellikle ABD tarafında stokların yeniden artmasına bağlı olarak petrol fiyatlarında yeniden geri çekilme yaşansa da yükseliş trend kanalı bozulmuş değil. Brent petrol halen 55 USD seviyesinin üzerinde kalmaya devam ediyor. Bu seviyenin üzerinde kalmaya devam edildiği sürece formasyon korunmaya devam edecek. Petrol fiyatlarının yükseliş yönlü hareketlerini sürdürmesi halinde gelişmekte olan piyasalar arasında sermaye hareketleri konusunda Türkiye negatif ayrışma yaşayabilir. Bu nedenle petrol fiyatlarının genel seyri, önümüzdeki dönemde de piyasaların yönü konusunda belirleyici olmaya devam edecek.

3 BİST 100 ENDEKSİ : Yurt dışı piyasalarda USD nin değer kazanmasıyla beraber, TL nin değer kaybı, yurt içi piyasalarındaki baskının ana unsuru oldu. 110 bin seviyelerini geçmekte zorlanan BİST 100 endeksi kısa vadeli düşüş trendine girdi ve 101 bin seviyesine kadar geri çekilme yaşandı. Son dönemde ise yukarı doğru tepki hareketlerinin oluştuğu göze çarpıyor. Burada kritik nokta 106 bin seviyesi. Bu seviyedeki direncin aşılmasıyla beraber yine 110 bin seviyesindeki güçlü direncin test edilmesi konusu yeniden gündeme gelebilir. Ekim aylarında istatistiki olarak BİST 100 endeksinde genelde yükseliş yönlü hareketlerin oluştuğu göze çarpıyor. Son 10 senelik datalara bakıldığında, genelde Ekim aylarında, Eylül Ayının üzerinde kapanış yapıldığı ve hatta ralli yaşandığı gibi bir istatistik göze çarpıyor. Bu ayın başından itibaren piyasanın dipten toparlandığı göz önünde bulundurulacak olursa, bu istatistik bu sene özelinde de bozulmayabilir. Fakat, gerek ABD de yeni FED Başkanının kim olacağı hususuyla ilgili spekülasyonlar, gerek 2017 sonuna doğru yapılabilecek faiz artırımı konusuyla ilgili yapılacak açıklamalar, uzun süredir piyasaların gündeminden düşmeyen Kuzey Kore konusuyla ilgili gelişmeler ve Kuzey Irak Bölgesiyle ilgili gelişmeler, piyasaların yükseliş yönlü hareketini tehdit edebilecek faktörler olarak göze çarpıyor. Bu arada, şu an için 101 bin seviyesinde önemli bir destek oluşumunun sağlandığını söyleyebiliriz. KATILIM ENDEKSİ : KATLM 30 endeksinde de BİST 100 de olduğu gibi Eylül Ayının ortalarından itibaren düşüş yönlü bir görünüm hakim olmuştu. 104 bin seviyelerinin üzerindeyken başlayan kısa vadeli düşüş trendi hareketi, Eylül Ayının sonuna doğru yataya geçti ve Ekim Ayının başından itibaren de dipten toparlanmayla beraber son buldu. Katlm 30 endeksinde de kısa vadeli direnç noktası seviyesinde bulunuyor ki, bu direncin kırılmasıyla beraber, daha önce test edilip geçilemeyen 107 bin seviyesi gündeme gelebilir. Fakat yükseliş kanalının teyit edilebilmesi açısından ilk etapta 102 bin seviyesinin yukarı doğru kırılması gerekiyor. ALTIN : Geçen Ay, Dünya Genelinde özellikle Kuzey Kore ABD arasındaki gerilimi tırmandıran gelişmelere paralel olarak güvenli enstrümanlara doğru sermaye hareketlerinin yoğunlaştığı görülmüş, jeopolitik riskler ve tansiyonun artması, güvenli liman enstrümanı olarak bilinen Altın a olan talebi hızlandırmıştı. O dönemde Dolar ın zayıf seyri de Altın fiyatlarının bu yükseliş hareketinde etken olmuştu. Bu ay ise gerek ABD de vergi reformu ile ilgili oluşan beklentiler, gerek yine ABD de Yellen sonrasında FED Başkan adayı olarak şahin bir başkanın gelebileceği söylemleri, gerekse FED in faiz artırımlarını 2017 de başlamak üzere agresif bir şekilde devam edebileceği beklentileriyle USD güçlendi, ABD 10 yıllık faizlerde yukarı yönlü hareket oluştu. Kuzey Kore ile ilgili gerilim de arka planda kalınca, 1350 USD seviyelerini gören Altın ın

4 onsunda hızlı bir geri çekilme yaşandı ve 1268 USD seviyesine kadar kısa vadeli bir düşüş trendine girildi. Jeopolitik risklerden kaynaklanan gerilimler oluşmadığı sürece, güçlenen USD görünümüne bağlı olarak Altın ın onsunda düşüş yönlü hareket devam edebilir. Bu arada Gram Altında da ons Altın gibi olmasa da son dönemde düşüş yönlü bir hareket gözlemlendi. 150 TL seviyesinden başlayan geri çekilme hareketi, 145 TL seviyelerinde dengelendi. Burada belirtmek istediğimiz bir konu var. Altın fiyat hareketlerinde durağanlaşma olabileceğini ve Altın fonlarındaki geçmiş dönemlerde yaşanan getiri performansının aynı düzeyde olmayabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle altın fonlarındaki pozisyonların esnek fonumuza yani dinamik değişken fonumuza dönülebileceğini düşündüğümüzden strateji bölümümüzde faizsiz enstrümanlarla ilgilenmeyen fakat Altın a yatırım yapmayı düşünebilecek olan yatırımcılara yönelik olarak da bir öneri paketi sunduk. TAHVİL BONO : Tahvil bono tarafında geçen ay 2 yıllık faizler %11,61 ve 10 yıllık faizler %10,70 seviyelerindeydi. Şu anda ise sırasıyla 11,98 ve 11,03 seviyelerinde bulunuyor. Genel olarak geçen aydaki seviyelere göre yukarı bir seyrin izlendiği görülüyor. USD nin son dönemde güçlenmesi, gelişmekte olan ülke piyasalarındaki risk algısının bundan dolayı azalması, öte yandan yüksek seyreden enflasyon, TCMB nin sıkı duruşu gibi faktörlere ek olarak küresel tahvil faizlerinin de yükselmeye devam etmesi, tahvil piyasaları açısından olumsuz bir tabloyu ortaya çıkardı. Küresel tahvil faizlerinin yükselişine devam etmesi halinde Gelişen Ülke Tahvilleri ne olan sermaye hareketleri yavaşlayabilir. Yüksek seyreden enflasyonu da göz önünde bulunduracak olursak, faiz hadlerindeki yükseliş hareketinin devamı olasılığının göz ardı edilmemesini düşünmekteyiz. Bu arada Ekim ayı, Hazine açısından da yoğun iç borç geri ödemesi olan bir ay olarak görülüyor. Ekim ayında Hazine nin 13,6 milyar TL itfasına karşılık toplam 19,7 milyar TL lik iç borçlanma yapılması planlandı. Bu nedenlerden dolayı tahvil bono piyasası ile ilgili olarak geçen ay olduğu gibi bu ay da temkinli duruşla hareket etmenin yerinde olacağı düşüncesindeyiz.

5 STRATEJİ : Yatırımcıların risk profillerine uygun ve yatırım yapmayı düşündükleri enstrümanlara bağlı olarak çeşitli emeklilik fonları öneri paketleri sunduk. Faizsiz Enstrümanlara İlgi Duyan Yatırımcılara Yönelik Olarak Öneri Paketimiz: % 50 Katılım Dengeli Değişken EYF - % 20 Altın Katılım EYF - % 30 Katılım Standart EYF (VEB VGA VGB) Yüksek Risk Algısı Olan Yatırımcılara Yönelik Olarak Öneri Paketimiz: % 50 Dinamik Değişken EYF - % 30 Hisse Senedi EYF - %10 Gelir Amaçlı Kamu Dış Borçlanma Araçları Standart EYF - %10 Temkinli Değişken EYF (VEE VEH VET - VEU) Orta ve Düşük Risk Algısı Olan Yatırımcılara Yönelik Olarak Öneri Paketimiz: % 40 Dinamik Değişken EYF - % 30 Standart EYF - %30 Temkinli Değişken EYF (VEE VEK VEU) Faizsiz Enstrüman Duyarlılığı Olmayıp, Altın a Yatırım Yapmayı Düşünecek Yatırımcılara Yönelik Öneri Paketimiz: % 50 Dinamik Değişken EYF - % 30 Temkinli Değişken EYF - % 20 Altın Katılım EYF (VEE VEU VGA) Şeklinde fon yapılandırma önerisi verebiliriz.