ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ"

Transkript

1 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ANKARA DA OTLANAN VE OTLANMAYAN İKİ MERANIN BOTANİK KOMPOZİSYONU İLE OT VERİMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Ahmet ÇELİK TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ANKARA 2015 Her hakkı saklıdır

2 TEZ ONAYI Ahmet ÇELİK tarafından hazırlanan Ankara da Otlanan ve Otlanmayan İki Meranın Botanik Kompozisyonu ile Ot Veriminin Karşılaştırılması adlı tez çalışması tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı nda YÜKSEK LİSANS TEZİ olarak kabul edilmiştir. Danışman : Doç. Dr. Nurdan Şahin DEMİRBAĞ Ankara Üniversitesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Jüri Üyeleri: Başkan : Prof. Dr. Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Üye : Doç. Dr. Nurdan ŞAHİN DEMİRBAĞ Ankara Üniversitesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Üye : Yrd. Doç. Dr. Taşkın EROL Kırıkkale Üniversitesi Kırıkkale Meslek Yüksek Okulu Yukarıdaki sonucu onaylarım. Prof. Dr. İbrahim DEMİR Enstitü Müdürü

3 ETİK Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü tez yazım kurallarına uygun olarak hazırladığım bu tez içindeki bütün bilgilerin doğru ve tam olduğunu, bilgilerin üretilmesi aşamasında bilimsel etiğe uygun davrandığımı, yararlandığım bütün kaynakları atıf yaparak belirttiğimi beyan ederim Ahmet ÇELİK i

4 ÖZET Yüksek Lisans Tezi ANKARA DA OTLANAN VE OTLANMAYAN İKİ MERANIN BOTANİK KOMPOZİSYONU İLE OT VERİMİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Ahmet ÇELİK Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Nurdan ŞAHİN DEMİRBAĞ Bu çalışma otlanan ve otlanmayan iki meranın botanik kompozisyonu ve yem veriminin belirlenmesi ve karşılaştırılması amacıyla, 2012 yılında Ankara ili Gölbaşı İlçesinde iki merada yürütülmüştür. Bu araştırmada botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı, bitki yüksekliği, benzerlik indeksi ve kuru ot verimi ele alınmıştır. Lup yöntemiyle her merada 4 hat ve 400 noktada yapılan araştırma sonucunda otlanan merada 19 familya ve 67 bitki türüne, otlanmayan merada ise 17 familya ve 72 bitki türü tespit edilmiştir. Yapılan analizler, iki meranın familyaları ve toprak kaplama oranları bakımından istatistikî olarak birbirinden farklı olduğu, mera üzerindeki etkileri (azalıcı, çoğalıcı ve istilacı) ve ömürleri bakımından ise istatistikî olarak önemli derece bir fark bulunmadığını göstermiştir. Lup yöntemi ile otlanan meranın botanik kompozisyonunda buğdaygillerin %34.94, baklagillerin %2.53 ve diğer familyaların %62.43, otlanmayan meranın botanik kompozisyonunda ise buğdaygillerin %26.75, baklagillerin %3.64 ve diğer familyaların %69.61 oranında bulunduğu tespit edilmiştir. Ağırlık ve verim yöntemine göre otlanan meranın botanik kompozisyonunda buğdaygillerin %47.0, baklagillerin %4.6 ve diğer familyaların %48.6, otlanmayan meranın botanik kompozisyonunda ise buğdaygillerin %57.3, baklagillerin %15.7 ve diğer familyaların %27.0 oranında bulunduğu tespit edilmiştir. Otlanan merada buğdaygillerden üç kılçıklı buğday otu, baklagillerden yonca ve diğer familya grubundan ise dikenli yabani marul bitki türlerine; otlanmayan merada buğdaygillerden kılaç, baklagillerden merkep korungası ve diğer familya grubundan ise mor benekli kantarona en çok sayıda rastlanmıştır. Lup yöntemiyle otlanan merada toprak kaplama oranı %98.75 iken otlanmayan merada %96.25 bulunmuştur. Yapılan analizler, bitki yükseklikleri bakımından familyaların kendi aralarında istatistiki olarak önemli bir fark bulunduğunu buna karşın iki mera arasında ve iki meradaki familyalar arasında istatistiki olarak önemli bir fark bulunmadığını göstermiştir. İki meranın %63 ile %72 oranında birbirine benzediği belirlenmiştir. Ekim 2015, 124 sayfa Anahtar Kelimeler: Mera, Botanik Kompozisyon ii

5 ABSTRACT Master Thesis COMPARISON OF BOTANICAL COMPOSITION AND HERBAGE YIELD OF THE GRAZING AND UNGRAZING TWO PASTURES IN ANKARA Ahmet ÇELİK Ankara University Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Field Crops Supervisor: Assoc. Prof. Dr. Nurdan Şahin DEMİRBAĞ This research was carried out on grazing and ungrazing two natural pastures in Ankara province, Gölbaşı town İkizce village in 2012 to determine and compare botanical composition and dried herbage yield. Botanical composition, canopy coverage ratio, plant height, similarity index, hay yield and dried herbage yield were investigated in this research. In the study, 67 plant species from 19 plant families in the ungrazing site and 72 plant species from 17 families in the grazing site were identified with loop method that 400 loop measurements over 4 lines were made in each pasture. The analysis showed that a statistically significant difference was found in terms of plant families and canopy coverage ratio as comparing to pastures. In contrast to this, no statistically significant difference was found in terms of effect on the pastures and lifetime. Botanic composition of grazing pasture was determined as 34.94% grasses, 2.53% legumes and 62.43% other plant families while the botanic composition of ungrazing pasture was determined as 26.75% grasses, 3.64% legumes and 69.61% other plant families according to loop method. According to weight and harbage yield method, botanic composition of grazing pasture was idenfied as 47.0% grasses, 4.6% legumes and 48.6% other plant families while botanic composition of ungrazing pasture was identified as 57.3% grasses, 15.7% legumes and 27.0% other plant families. The most frequent plants encountered in the grazing vegetation were barb goatgrass in grasses (9.11%), lettuce in other plat families (7.09%) and alfalfa in legumes (1.27%) while the most frequent plants encountered in the ungrazing vegetation were niddlegrass (7.01%), crupina (15.32%) and sainfoin (1.82%). Canopy coverage ratio in grazing pasture was found as 98.75% while canopy coverage ratio in ungrazing pasture was found as 96.25% according to loop method. The analysis showed that a statistically significant difference was found between plant families in terms of plant height when considered together two pastures. In contrast to this, no statistically significant difference was found between two pastures and plant families in terms of plant height between two pastures. Similarity index between pastures ranged from 63% to 72%. October 2015, 124 pages Key Words: Pasture, Botanical Composition iii

6 ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR Hayvansal ürünlerin, insan beslenmesinde önemli bir yeri bulunmaktadır. Tüketicilerin gıda güvencesi kapsamında hayvansal ürünleri istediği fiyatta ve zamanda bulabilmesi, hayvancılıkla uğraşan ve hayvansal ürün üretenlerin faaliyetlerini ekonomik olarak yapabilmesi ile mümkündür. Hayvancılık faaliyetleri ile uğraşanların karşılaştığı en büyük problem ise maliyetler içinde çok önemli bir yer tutan kaba ve kesif yemlerdir. Türkiye de çayır ve meralar, hayvancılık işletmelerinin faaliyetlerini sürdürülebilir olarak yapabilmeleri açısından zorunluluk arz etmektedir. Çayır ve meraların, bitki florasının ve vejetasyonunun bilinmesi ise hayvancılığın sürdürülebilir yapılması için önem arz etmektedir. Ankara ili Haymana yolu üzerinde iki meranın florasının belirlenmesi ve vejetasyonlarının karşılaştırılması amacıyla otlanan ve otlanmayan meraların arasındaki benzerlikler ve farklılıklar bu çalışmada araştırılmıştır. Bu çalışmada yer seçimindeki yardımlarından dolayı Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi Tarla Bitkileri Anabilim Dalından Yrd. Doç.Dr.Yusuf ARSLAN a, herbaryum oluşturulmasındaki yardımlarından dolayı Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünden Biyolog Burcu TARIKKAHYA HACIOĞLU na, herbaryumdaki bitkilerin teşhisindeki yardımlarından dolayı Eskişehir Geçit Kuşağı Enstitüsü Müdürlüğünden Tıbbi Aromatik Bitkiler Bölümünden İsmail KARA ya, saha çalışması sonuçlarının analizlerindeki yardımlarından dolayı Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Biyometri ve İstatistik Anabilim Dalından Araştırma Görevlisi Rabia ALBAYRAK DELİALİOĞLU na ve yüksek lisans tezi boyunca yardımlarını esirgemeyen değerli hocam Doç. Dr. Nurdan ŞAHİN DEMİRBAĞ a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ahmet ÇELİK Ankara, Ekim 2015 iv

7 İÇİNDEKİLER TEZ ONAY SAYFASI ETİK... i ÖZET... ii ABSTRACT... iii ÖNSÖZ VE TEŞEKKÜR... iv KISALTMALAR DİZİNİ... vii ŞEKİLLER DİZİNİ... viii ÇİZELGELER DİZİNİ... ix 1. GİRİŞ KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Araştırma yeri Toprak özellikleri İklim özellikleri Yöntem Vejetasyonun kantitatif özelliklerinin belirlenmesi Bitki ile kaplı alan bakımından meraların karşılaştırılması Botanik kompozisyon bakımından meraların karşılaştırılması Ağırlık bakımından meraların karşılaştırılması Yükseklik bakımından meraların karşılaştırılması İstatistikî analizler ve herbaryum çalışmaları Meraların botanik kompozisyonun birbirine benzerliği ve uzaklığı ARAŞTIRMA BULGULARI Vejetasyonun Kantitatif Özelliklerinin Belirlenmesi Bitki ile kaplı alan Botanik kompozisyon bakımından meraların karşılaştırılması Familyalarına göre botanik kompozisyon Bitki türlerinin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterlerine göre botanik kompozisyon Bitki ömürlerine göre botanik kompozisyon v

8 Endemik olmasına göre botanik kompozisyon Meraların ağırlık karakterleri bakımından karşılaştırılması Meraların yükseklik karakteri bakımından karşılaştırılması Meraların Botanik Kompozisyonun Birbirine Benzerliği ve Uzaklığı TARTIŞMA VE SONUÇ Bitki ile Kaplı Alan Bakımından Meraların Karşılaştırılması Meraların Botanik Kompozisyonunun Karşılaştırılması Familya gruplarına göre karşılaştırılması Familya ve bitki tür sayısı Familyaların dağılımı En çok rastlanılan bitkiler Bitki türlerinin azalıcı, çoğalıcı, istilacı karakterlerine göre karşılaştırılması Bitki türlerinin ömürlerine göre karşılaştırılması Endemik olmasına göre karşılaştırılması Ağırlık Bakımından Meraların Karşılaştırılması Yükselik Bakımından Meraların Karşılaştırılması Benzerlik İndeksi Bakımından Meraların Karşılaştırılması Sonuç KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ vi

9 KISALTMALAR DİZİNİ AKK Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıflaması ATS Arazi Kullanım Kabiliyet Alt Sınıfı BK Botanik Kompozisyon BTG Büyük Toprak Grubu C o CD CM CM 2 DA HA KG LC M MM M 2 N ONM OMM TAGEM TÜBİTAK % Yüzde Santigrad Derece Conservation Dependent Santimetre Santimetrekare Dekar Hektar Kilogram Least Concern Metre Milimetre Metrekare Birey Sayısı Otlanan Mera Otlanmayan Mera Tarımsal Aratırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu vii

10 ŞEKİLLER DİZİNİ Şekil 3.1 Çalışma yapılan mera alanlarının krokisi Şekil 3.2 Otlanan meraya ait bir görüntü Şekil 3.3 Otlanmayan meraya ait bir görüntü Şekil 3.4 Büyük Toprak Grupları (BTG) haritası Şekil 3.5 Uzun yıllar ortalamasına göre aylara göre iklim verileri Şekil 3.6 Çalışma sahasında herbaryum çalışmalarına ait görüntüler Şekil 3.7 Otlanan merada dipten biçilen alana ait görüntü Şekil 5.1 Familya ve bitki türler sayıları Şekil 5.2 Familyaların yüzde dağılımı viii

11 ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 3.1 Uzun yıllar iklim verileri ortalaması ( ) Çizelge 3.2 De Martonne Kuraklık İndeksine göre iklim tipinin değerlendirilmesi Çizelge 3.3 De Martonne Aylık Kuraklık İndeksi hesabı ( ) Çizelge 3.4 Erinç e göre iklim sınıfları ve bitki örtüsü Çizelge 3.5 Çalışma sahası iklim tipleri ve bitki örtüsü Çizelge 4.1 Otlanan ve otlanmayan meralarda bitki ile kaplı alan Çizelge 4.2 Otlanan merada familya ve tür sayıları Çizelge 4.3 Otlanmayan merada familya ve tür sayıları Çizelge 4.4 Otlanan ve otlanmayan meralardaki bitki sayılarının familyalara dağılımı Çizelge 4.5 Meralarda azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterli bitki sayısı (adet) Çizelge 4.6 Bitki ömürlerine göre botanik kompozisyonda bitki sayısı (adet) Çizelge 4.7 Otlanan merada endemik bitki türlerinin listesi Çizelge 4.8 Otlanmayan merada endemik bitki türlerinin listesi Çizelge 4.9 Bitkilerin kuru ot ağırlığına göre botanik kompozisyon Çizelge 4.10 Kuru ot ağırlığına varyasyon analizi Çizelge 4.11 Kuru ot ağırlığına göre familyalara ait ortalamalar Çizelge 4.12 Kuru ot ağırlığına göre mera ortalamaları Çizelge 4.13 Bitki boyuna göre varyasyon analizi Çizelge 4.14 Bitki boyu karakterine göre familyalara ait ortalamalar Çizelge 4.15 Bitki boyuna göre mera ortalamaları Çizelge 4.16 İki merada ortak olan bitki türleri ve sayıları ix

12 1. GİRİŞ Çayır ve meralar, olgunlaştırdıkları ve ekonomik bir ziraat yapılabilecek düzeye getirdikleri toprakları, zaman zaman toplumda ihtiyaç belirdikçe, tarla ve bahçe kültürlerine verirler. Ancak önemli olan nokta, çayır ve meraların sürülüp bahçe veya bahçe toprağı haline getirilmesinden sonra, yem üretiminde hayvancılığı etkileyecek bir azalmanın olmaması veya bu azalmanın uygun tedbirlerle ortadan kaldırılmasıdır (Bakır 1987). Türkiye de söz konusu ihtiyacın ortaya çıkması ve tarımsal mekanizasyonun 1950 li yıllardan sonra gelişmesi ve yaygınlaşması ile çayır ve mera alanları, 1950 yılında 37.8 milyon hektar iken 2001 tarım sayımında 14.6 milyon hektara gerilemiştir.1998 yılında çıkarılan Mera Kanunu çerçevesinde yapılan çayır ve meraların sayısallaştırılması ve verilerin bilgisayar ortamına aktarılması sonucunda günümüzde bu miktarın 8.5 milyon hektar civarında olduğu görülmüştür yılından bu yana yürütülen desteklemeler, suni tohumlamalar vb. politikalar sonucunda büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayılarında, kültür ırkı ve kültür melezi hayvan sayısında önemli miktarda artışlar yaşanmıştır. Bundan dolayı ihtiyaç duyulan kaliteli kaba yem miktarı artmasına rağmen, üretim istenilen oranda artırılamamış; yem bitkileri ekiliş alanlarının toplam ekili alana oranı gelişmiş ülkelerde %25 civarında iken Türkiye de 2013 yılında %9.13 te kalmıştır (Çelik ve Demirbağ 2013). Ekili tarla alanlarının dörtte biri kadarında münavebeli veya münavebeye bağlı kalmaksızın yem bitkisi yetiştiriciliği yapılması gerekmektedir (Bakır 1987). Buna göre TÜİK tarafından yayınlanan 2012 yılı verilerine göre ekili tarla alanı 15.5 milyon hektar olup 4.2 milyon hektar nadas alanı da ilave edildiğinde yaklaşık toplam 20 milyon hektarın 5 milyon hektarında yem bitkisi ekilişi yapılması gerekirken 1.8 milyon hektarlık alanda yem bitkisi ekilişi yapılmaktadır. Anlaşılacağı üzere yem bitkileri ekiliş alanı istenilen düzeyde artırılamadığından meralar üzerindeki otlatma baskısı azaltılamamıştır. Amerika Birleşik Devletleri nde çayır, mera alanlarının ve yem bitkilerinin süt ineklerinin kaba yem ihtiyacının %65 ini, koyunlarınkinin ise %90 ını karşıladığı bilinmektedir. Çayır ve meralar her ülkede tüketilen yemin büyük bir kısmını ürettiği gibi en ucuz yem yine bu kaynaklardan elde edilir. Çayır ve meralar en ucuz yemi 1

13 ürettiğine göre, hayvancılığın çayır ve mera yemine dayandığı oranda ekonomik olacağı şüphesizdir (Bakır 1987). Türkiye de mevcut büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığının yıllık kuru kaba yem ihtiyacı, 2013 yılı verilerine göre yaklaşık 55 milyon tondur. Mevcut çayır ve meraların erken ve aşırı otlatma gibi yanlış ve kötü yönetiminden dolayı yıllık yaklaşık 10 milyon ton kaba yem elde edilebilmektedir (Çelik ve Demirbağ 2013). Hayvanlarının beslenmesinde en önemli yem kaynağını oluşturan çayır meralar, yıllardan beri süregelen bilinçsiz ve bilgisiz kullanım sonucu hayvanları besleyemez durumundadır (Terzioğlu ve Yalvaç 2004). Yanlış zamanda otlatma, bitki birey ve topluluklarına, toprağa ve ekosisteme zarar vermektedir. Şiddetli veya sık otlatma ise bitkilerin karbonhidrat rezervlerini azaltmakta, kök sistemlerini zayıflatmakta, canlılığı azaltarak sonunda bitkileri öldürmektedir. Meralardan kaybolan yem bitkileri, genellikle istenmeyen bitki türleriyle yer değiştirmektedir (Fraser 2003). Meralar, mera amenajmanı prensiplerine uygun yararlanıldığında en ekonomik hayvan yemi elde edilebilen yem kaynağıdır (Kendir 1995). Meralardaki bitkiler seyrek ve kısa boylu oldukları için buralardan özellikle hayvan otlatmak suretiyle faydalanılır. Ülkemizdeki meralar genel olarak oldukça meyilli ve engebeli arazilerde bulunmakta olup, bunların %90 ı VI. ve V. sınıf araziler üzerinde yer almaktadır (Babalık 2004). Hayvanların meralarda otlayabilmesi ve meraların sürekli yem sağlayabilmesi doğrudan doğruya mera vejetasyonu ile ilgilidir. İyi ve kaliteli yem bitkileri ile kaplı bir mera, sadece hayvan beslenmesi yönünden değil, aynı zamanda toprak koruma, toprak ıslahı ve su ekonomisi bakımından da iyi bir bitki örtüsüne sahip demektir (Babalık 2008). Bunun yanında uzun yıllar devam eden erken ve aşırı otlatma ile ıslah ve bakım işlerinin yapılamaması, kullanıcılara belli bir yetki ve yükümlülük getirilememesi nedeniyle çayır meraların vejetasyonu büyük oranda bozulmuş, ot verimleri azalmıştır. Bu sebeple çayır ve meralarımızın mevcut özelliklerini doğru olarak tespit etmek ve bu bilgiler ışığı altında gerekli müdahalelerde bulunmak büyük önem taşımaktadır (Babalık 2004). Çayır ve mera tarımında vejetasyon etüt ve ölçmelerinin başlıca iki amacı bulunmaktadır. Bunlardan birisi, vejetasyonu iyi bilinmeyen bölgelerdeki çayır ve meraların kalitatif ve özellikle kantitatif karakterleri hakkında bilgiler elde etmek, diğeri ise, çayır ve meralarda uygulanan çeşitli ıslah ve amenajman metotlarının bitki örtüsü 2

14 üzerindeki etkilerinin incelenmesidir (Kendir 1995). Floristik çalışmalarla atılan temeller üzerine oturtulan amenajman ve ıslah yöntemleri ile çayır ve mera alanlarımızın özlenen verimlilik düzeyine yükseltilmeleri daha kolay bir şekilde başarılabilir (Kendir 1991). Diğer taraftan, bir mera içinde sadece yem değeri iyi olan türler hakkında bilgi edinmek yeterli değildir. Yem değeri olmayan, zararlı ve zehirli bitkileri de tanımak hayvancılık ve mera ıslahı açısından gereklidir. Bu yüzden, bir meranın tüm bitkileri hakkında bilgi sahibi olmak, her türün ve her bitki grubunun belirli özelliklerini tanımak gerekir. Sürdürülebilir mera yönetimi ve ıslah metotlarının acilen uygulanması ile çayırmeralardan ucuz ve kaliteli kaba yemin tedariki mümkündür (Ünal vd. 2012). Bir başka deyişle, bir mera üzerindeki otlatma o şekilde düzenlenmeli ve uygulanmalıdır ki, bu otlatmadan bitkilerin görecekleri zarar minimuma indirilirken, hayvanların üretimi maksimuma çıkartılabilmelidir. Bitki ve hayvanların ihtiyaçları aynı zamanda ve optimum bir şekilde karşılanmadıkça, maksimum üretime ulaşmak mümkün olmaz (Bakır 1987). Bir ülkenin florasının zenginliği, o ülkede yetişen türlerin özellikle de endemik türlerin sayısı ile ilginçliği de bitkilerin yayılışı ve çeşitli vejetasyon tiplerine sahip olması ile ölçülebilir (Şahin 2007). Floristik olarak Türkiye, Batı Palearktik Bölgede en zengin ülkelerden biridir. Türkiye nin vasküler (çiçekli bitkiler ve eğrelti otları) florası yaklaşık türü barındıran taksonu içermekte olup bu taksonların %34 ü endemiktir (Anonymous 2010). Eşsiz coğrafik konumu, Türkiye nin birçok bitkinin orijini olmasını sağlamış ve birçok ülkenin toplamına denk gelecek flora ve vejetasyon zenginliğini bünyesinde barındırmıştır. Bugüne kadar farklı coğrafyalarda birçok çalışma yürütülse de bu zenginliğin ortaya çıkarılması için çalışmaların yeterli ve istenilen seviyede olmadığı, hatta bu zenginliklere kıyasla çok az olduğu söylenebilir. 3

15 2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ Bakır (1963), Orta Anadolu meralarının durumları hakkında kantitatif bilgiler edinmek ve bu bilgiler yardımı ile mera ıslah problemlerini tetkik etmek amacıyla bir mera etüdü yapmıştır. Bu çalışma sonucunda 4 yöney ve 1 tepe olmak üzere beş yöneyin tartılı ortalaması sonucunda iyi cins yem bitkilerinin meranın %3.06 sını kapladığını ve botanik kompozisyonun %27.18 ini teşkil ettiğini tespit etmiştir. Botanik kompozisyon bakımından en fazla yeri buğdaygillerin işgal ettiğini, bunu sırasıyla diğer familya bitkileri, yabancı otlar ve baklagil yem bitkilerinin takip ettiğini bulmuştur. Ayrıca Bakır (1963) ın bildirdiğine göre Oosting (1958) e göre kamyunite emsali (benzerlik indeksi), başka bir deyişle meranın yöneyleri arasında benzerliği formülü ile doğu, batı, güney, kuzey ve tepe yöneyleri birbirleri ile mukayese ederek 10 tane kamyunite emsali (benzerlik indeksi) bulmuştur. Duvall ve Linnartz (1967), 12 yıl boyunca Louisiana da orta derece otlatılan, ağır otlatılan ve otlatılmayan üç meranın otlatmadan kaynaklanan toprak kaplama, botanik kompozisyon ve toprağın fiziksel özelliklerindeki değişimleri incelemişlerdir. Yaptıkları çalışmada, ağır veya orta derece otlatılan meralardaki ot verimi ve toprak kaplamanın, otlatılmayan meralara göre daha fazla olduğunu; orta dereceli otlatılan meralarda botanik kompozisyonun 12 yıl boyunca nispeten değişmediği ama ağır otlatılan ve otlatılan meralarda ise belirgin bir şekilde botanik kompozisyonun değiştiğini tespit etmişlerdir. 12 yıl sonunda meralarda toprak kaplama (bitki örtüsü:ölü bitki:bitkisiz-boş alan) oranlarını sırasıyla ağır otlatılan merada %53.0:%23.9:%23.1 den %50.6:%11.9:%37.5 e, orta derecede otlatılan meralarda %48.1:%24.9:%27.0 dan %39.5:%29.2:%31.3 e ve otlatılmayan merada %49.1:%23.9:%27 den %29.2:%57.7:%13.1 e değiştiğini tespit etmişlerdir. Bitki örtüsü içinde en fazla yer alan buğdaygillerin ise ağır otlatılan meralarda %49.2 den %48 e, orta derecede otlatılan meralarda %43.7 den %36.5 a ve otlatılmayan meralarda ise %44.1 den %27.1 e düştüğünü tespit etmişlerdir. Bakır (1970), vejetasyon etüd ve ölçmelerinde en çok kullanılan transekt, lup, ağırlık, nokta çerçeve ve gözle tahmin metodlarından, İç Anadolu kıraç mera tipine uygun olan 4

16 metodun ortaya konması amacıyla, Ortadoğu Teknik Üniversitesi arazisinde, bölgeyi temsil edebilecek bir kısım seçilerek bu araştırmayı yapmıştır. Bütün bu incelemelerin sonucunda, İç Anadolu kıraç meralarında yapılacak bilimsel araştırmalar için transekt ve lup metodlarının en elverişli iki metod olduğu; nokta çerçeve metodunun pratik çalışmalar için uygun bulunduğu ve gözle tahmin metodunun ise, ancak iyi yetişmiş araştırıcı ve pratisyenler tarafından kullanılabileceği sonucuna varmıştır. Özer (1988), Osmaniye İlçesi, Kesmeburun köyü meralarında 1967 yılı Şubat-Kasım döneminde sürekli otlatılan bir meranın 4 yöneyinin, korunan bir meranın bitki örtüsü ve verimi açısından karşılaştırılmasını yapmıştır. Araştırmada korunan alan ve otlatılan meranın 4 farklı yöneyinde (Batı, Doğu, Güney, Kuzey) 7 tekrarlamalı tesadüf parselleri deneme desenine göre planlanmıştır. Araştırmada söz konusu meraların bitki ile kaplı alan yüzdeleri, alana göre botanik kompozisyonları, buğdaygil, baklagil ve diğer familya bitkileri oransal frekansları lup yöntemi ile saptanmıştır. Ayrıca kuadrat yöntemi ile incelenen meraların kuru ot verimlerine ve ağırlığına göre botanik kompozisyonları saptanmıştır. 1. En yüksek bitki ile kaplı alan yüzdesi korunan alanda, en düşük bitki ile kaplı alan yüzdesi ise, otlatılan meranın güney yöneyinde saptanmıştır. Korunan alanda bitki ile kaplı alan yüzdesinin otlatılan meranın tüm yöneylerinden istatistiksel olarak daha yüksek olduğu ortaya çıkmıştır. Otlatılan meranın güney yöneyi dışındaki tüm yöneylerin bitki ile kaplı alan yüzdeleri açısından istatistiksel olarak farksız olduğu saptanmıştır. Otlatılan meranın güney yöneyinin bitki ile kaplı alan yüzdesi aynı meranın batı yöneyine göre daha düşük olmasına karşılık, kuzey ve doğu yöneyindekine benzerdir. 2. Alana göre botanik kompozisyonda en yüksek buğdaygiller oranı korunan alanda, en düşük oran ise otlatılan meranın kuzey yöneyinde tespit edilmiştir. Korunan alanda bitkilerin oranı otlatılan alanın bütün yöneylerinden daha fazladır. Botanik kompozisyondaki baklagillerin oranı en yüksek korunan merada, en düşük otlatılan meranın batı yöneyinde belirlenmiştir. 3. Bitkilerin en yüksek oransal frekans değerleri korunan alanda ve en düşük ise otlatılan alanın kuzey yöneyinde belirlenmiştir. Oransal frekansta korunan alan ile otlatılan alanın kuzey yöneyi istatistiksel olarak aynıdır ama otlatılan alanın diğer yöneylerinden farklıdır. Otlatılan alanın yöneylerinin bitkilerin oransal frekansları istatistiksel olarak birbirinden farksızdır. Baklagillerin en yüksek oransal frekans değeri korunan alanda ve 5

17 en düşük olanı ise otlatılan meranın batı yöneyinde belirlenmiştir. Korunan alanda baklagillerin oransal frekans değeri, otlatılan meraların batı yöneyine göre yüksektir. Otlatılan meranın yöneyleri istatistiksel olarak birbirinden farksızdır. Diğer familya bitkilerinin en düşük oransal frekans değeri korunan alanda ve en yükseği otlatılan meranın batı yöneyinde belirlenmiştir. Korunan alan üzerindeki diğer familya bitkilerinin oransal frekansı otlatılan meranın bütün yöneylerinden istatistiksel olarak düşüktür. Otlatılan alanın yöneyleri ise istatistiksel olarak birbirlerinden farksızdır. 4. En yüksek kuru ot verimi korunan alandan ve en düşük ot verimi otlatılan alanın kuzey yöneyinden elde edilmiştir. Korunan alan, otlatılan alanın bütün yöneylerinden daha fazla verim vermiştir. Otlatılan alanın yöneyleri kuru ot veriminde birbirinden istatistiksel olarak birbirinden farksızdır. 5. Botanik kompozisyonda en yüksek bitki oranı korunan alanda en düşük bitki oranı ise otlatılan alanın güney yöneyinde belirlenmiştir. Korunan alandaki botanik kompozisyondaki bitkilerin oranı otlatılan alanın bütün yöneylerinden daha fazladır. Botanik kompozisyondaki bitkilerin oranı otlatılan alanın yöneylerinde istatistiksel olarak birbirinin aynıdır. Bitkilerin ağırlığına dayalı botanik kompozisyonda korunan alanda baklagillerin oranı istatistiksel olarak birbirinden farksızdır. Bitkilerin ağırlığına dayalı botanik kompozisyonda korunan alanda diğer familya bitkilerinin oranı, otlatılan alanın bütün yöneylerinden daha düşüktür. Efe (1988), Çukurova Üniversitesi içinde bulunan meralarda bir araştırma yürütmüş, korunan ve uzun yıllar otlatıldıktan sonra 1986 da yakılan iki meranın doğu ve batı yöneylerini karşılaştırmıştır. Bu çalışmada, büyüme mevsimi başlangıcında korunan meranın yöneylerinde diğer familya bitkileri, otlatılan mera yöneylerinde ise baklagillerin en yoğun bitki gruplarını oluşturduğu saptanmıştır. Korunan meranın her iki yöneyinde de bitki ile kaplı alan yüzdesinin otlatılan meranın yöneylerine göre yaklaşık iki katı olduğu tespit edilmiştir. İncelenen meralarda bitki ile kaplı alan içinde buğdaygillerin dominant olduğu belirlenmiştir. En yüksek kuru ot verimi ( kg/da) korunan meranın batı yöneyinde, en düşük ot verimi ise ( kg/da) yakılan-otlatılan meranın doğu yöneyinde saptanmıştır. Korunan merada kuru otun çoğunluğunu buğdaygillerin oluşturduğu, buna karşılık yakılan-otlatılan merada baklagil ve diğer familya bitkilerinin de kuru ot verimine önemli katkıları bulunduğu saptanmıştır. 6

18 Koç ve Gökkuş (1996a), Erzurum ilinde nispeten korunan bir mera ve otlatılan bir merada yürüttükleri çalışmalarında, her iki alanda buğdaygillerin baskın olarak bulunmasına karşın otlatılmayan alanda buğdaygillerin oranının %84.69, otlatılan alanda ise %70.28 olduğunu gözlemlemişlerdir. Buğdaygillerin yüksek olduğu bitki örtülerine sahip meraların kalite derecesinin yüksek olduğunu belirtmektedirler. Baklagiller ise otlatılan alanda daha yüksek oranda çıkmıştır. Bitki örtülerinin benzerlik indeksini ise %67.26 olarak hesaplamışlardır. Buğdaygillerden koyun yumağı (Festuca valesiaca) her iki alanda baskın olmakla beraber otlatılmayan alanda %70.15 oranında, otlatılan alanda ise %46.94 oranında bulunmaktadır. Diğer yaygın görülen buğdaygil Koeleria cristata otlatılan alanda iki katı fazla çıkmıştır. Bitki ile kaplı alan, otlanmayan alanda %39.20, otlanan alanda ise %32.18 olarak kaydedilmiştir. Koç ve Gökkuş (1996b), Erzurum Tuzcu köyü meralarında yaptıkları çalışmalarında, mera idaresi açısından mera vejetasyonun mevcut durumu hakkında fikir sahibi olabilmek için faydalı olacağı düşünülen türlerin özellikleri dikkate alınarak yapılan mera durumu sınıflandırmasında türlere verilen kalite puanları, bitki türlerinin ömür uzunlukları, bitkilerin yem değerleri ve yeşil kalma süreleri gibi özellikleri incelemişlerdir. Bu çalışmada 10 tane mera kesimi belirlenmiş, transekt yöntemiyle vejetasyon etüdü yapılmış ve floristik kompozisyon ortaya çıkarılmış, bu bitkilere mera kalite derecesi hesaplamada kullanılan kalite puanları verilmiştir. Ayrıca bir, iki ve çok yıllıkların hangi familyalara ait olduğu tespit edilmiştir. Merada arzu edilmeyen türlerin çok sayıda olması, aşırı ve bilinçsiz otlatmanın sonucu olarak görülmüş ve neticede klimaks özelliğini büyük ölçüde kaybettiğini belirlemişlerdir. Yılmaz ve Büyükburç (1996), Tokat ilinde korunan doğal bir mera vejetasyonunda yaptıkları çalışmada, transekt, kuadrat ve gözle tahmin yöntemleri kullanılarak bitki ile kaplı alan saptanmış ve üç yöntemle bulunan değerler arasında farklı yüksekliklere sahip iki mera arasında istatistiki olarak farklılık bulunmamasına karşın aynı yüksekliğe sahip meralar arasında %1 seviyesinde farklılık tespit etmişlerdir. Aynı yükseklikteki meralar arasında alana göre botanik kompozisyon bakımından çok önemli farklılıklar saptamışlardır. Ağırlığa göre botanik kompozisyon bakımından aynı yükseklikteki meralar arasında baklagil ve buğdaygil familyaları arasında %1, diğer familyalar ise %5 7

19 seviyesinde farklılıklar göstermektedir. Ayrıca aynı yükseklikteki meralar alanlarının kuru ot verimleri arasındaki farklılık çok önemli bulunmuştur. Araştırma alanında 35 familya ve 131 cinse ait 206 bitki türü belirlenmiş, çevre meraların bitki ile kaplı alanları ve kuru ot verimleri hesaplanarak korunan bu mera alanındaki değerlerle karşılaştırıldığında çok büyük farklılıklar görülmesinden dolayı çevre meralarda otlatma baskısının çok fazla olduğu görülmüştür. Ayrıca korunan merada baklagiller, toplam bitki ile kaplı alanının %42 sine sahipken çevre meralarda %3 5 oranında olduğundan dinlendirme ve kontrollü otlatma işlemleri ile fosforlu gübre atılması gerektiği belirtilmiştir. Şılbır ve Polat (1996), Şanlıurfa ili Tektek dağlarında korunan ve otlatılan mera alanlarında lup yöntemiyle bitki türleri ve kompozisyonlarının belirlenmesi çalışmaları sonucunda korunan merada bitki ile kaplı alanda ortalama %52.63, otlatılan merada ise bitki kaplı alanı %38.14 olarak bulmuşlardır. Toplam bitki ile kaplı alan korunan alanda ve otlatılan alanda sırasıyla buğdaygillerde %23.25-%10.57, baklagillerde %7.58-%2.32 olarak bulunmuştur. Buna karşın diğer familya bitkilerinin kapladıkları alanın korunan meralara göre otlatılan arazide çok fazla miktarda olduğu belirlenmiştir. Kendir ve Bakır (1997), Ankara Ahlatlıbel kıraç merasının florası ve merada en çok bulunan bazı önemli mera bitkilerinin dağılışları hakkında bilgiler elde etmek amacı ile çalışma yürüttüklerini belirtmişlerdir. Merada en çok bulunan beş bitki türü üzerinde kikare ve dağılış katsayıları yöntemleri ile yapılan incelemelerde adi sorguç otu, koyun yumağı, yuvarlak geven ve dar yapraklı geven bitkilerinin dağılışlarının poisson dağılışa uyduğu, yumrulu salkım otunun dağılışının ise contagious olduğu anlaşılmıştır. Araştırma bitkileri olarak seçilen beş bitki türünün dip kaplama değerleri en yüksek koyun yumağında %5.93 ile, en düşük dar yapraklı gevende %0.56 arasında değişmiştir. Araştırma alanında 27 familya ve 77 cinse ait 109 bitki türünün bulunduğu görülmüş ve alanın tam bir florası çıkartılmıştır. Bu bitki türleri arasında 8 i buğdaygiller, 4 ü baklagiller ve biride gülgiller familyasından olmak üzere 13 ü azalıcı; 4 ü buğdaygiller ve 5 i de diğer familyalardan olmak üzere 9 tanesi çoğalıcı karakterde olmak üzere, 22 klimaks bitki türü belirlenmiştir. 8

20 Turcan (1997), 1995 yılında Selçuk Üniversitesi Alaeddin Keykûbat Kampus alanında benzer toprak ve bitki örtüsüne sahip, her yıl otlatılan ve üç yıldır otlatma yapılmayan (otlatmadan korunan) iki mera alanında bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada her iki mera için üç ayrı dönemde (otlatma öncesi , otlatma sonrası ve sonbahar dönemi ) transekt metodu kullanılarak vejetasyon etüdü yapılmıştır. Her iki alanda yapılan vejetasyon çalışmalarında bitki ile kaplı alan, botanik kompozisyon ve bitkilerin tekerrürü tesbit edilmiştir. Otlatılan merada bitki ile kaplı alan üç etüdde sırasıyla; %36.66, %29.70, %21.33 ve otlatılmayan merada ise %61.53, %47.35 ve %42.43 olarak tesbit edilmiştir. Otlatılan merada üç etüdde botanik kompozisyon değerlerinin ortalamalarına göre %17.70 ini buğdaygiller, %4.72 sini baklagiller ve %77.58 ini diğer familyalara dâhil bitkiler teşkil etmiştir. Otlatılmayan merada ise bu oranlar sırasıyla %27.83, %1.87 ve %70.30 olarak bulunmuştur. Araştırma merasında toplam 76 bitki türü tespit edilmiştir. En çok rastlanılan bitkiler Thymus squarrosus, Helianthemum nummularium L. ve Festuca valesiaca dır. Olff ve Ritchie (1998), mera bitki çeşitliliğinin yönetiminde ve korunmasında otlayan hayvanların önemli bir rolü olduğunu ifade etmişlerdir. Bitki çeşitliliği üzerine otlayan hayvanların etkisi üzerine son çalışmalarda, Otlayan hayvanların etkisi var mı? yerine Niçin otlayan hayvanların etkileri değişmektedir? sorularının sorulduğunu söylemişlerdir. Meralarda yapılan çok sayıda çalışmalarda, otlayan hayvanların genellikle bitki çeşitliliğini artırdığını; büyük hayvanların küçük hayvanlara göre bu değişimdeki etkilerinin daha fazla olduğunu belirtmişlerdir. Proulx ve Mazumder (1998), zenginleştirilmiş veya besin-zengin ve zenginleştirilmemiş veya besin-fakir ekosistemlerde hafif otlatma ve ağır otlatma baskısı altında bitki tür zenginliğini mukayese eden 44 karşılaştırmayı ihtiva eden 30 araştırmayı analiz etmişlerdir. Analiz edilen 19 karşılaştırmada; zenginleştirilmemiş veya besin-fakir ekosistemler, hafif otlatmayla kıyaslandığında aşırı otlatma altında önemli derecede daha az bitki tür zenginliği gösterdiğini belirtmişlerdir. Bunun aksine 25 karşılaştırmanın 14 ünde; zenginleştirilmiş veya besin-zengin ekosistemler, hafif otlatmayla kıyaslandığında ağır otlatma altında önemli seviyede yüksek bitki tür zenginliği gösterdiğini ifade etmişlerdir. 25 karşılaştırmanın 9 unda ise; bitki tür 9

21 zenginliği üzerinde otlatmanın etkisi önemli bulunmamış, sadece iki karşılaştırmada ağır otlatma baskısı altında bitki tür zenginliğinde azalma görüldüğünü ifade etmişlerdir. Bütün bu karşılaştırmalar sonucunda; besin-fakir ekosistemlerde ağır otlatma baskısı altında bitki tür zenginliği azalmış, besin-zengin ekosistemlerde artmıştır. Besin-zengin ekosistemler, besin-fakir ekosistemlerine göre otlayanlara daha çeşitli tepkiler ürettiği görülmesine karşın, nadiren besin-zengin ekosistemler aşırı otlatma şartlarında bitki tür zenginliğinde bir azalma göstermiştir. Otlatma sonrası bitki türlerinin tekrar büyümesini sınırlı mevcut kaynaklar belirlediğinden, besin-fakir ekosistemlerde tür zenginliği aşırı otlatmayla azalmaktadır. Besin-zengin ekosistemlerde ağır otlatma baskısı altında bitki tür zenginliğinin artışı, yenilemeyen/yenilmeyen türlerin sayısındaki artıştan kaynaklanması muhtemeldir. Kendir (1999), Ankara ili Ayaş ilçesindeki doğal bir meranın bitki örtüsü, yem verimi ve mera durumunun belirlenmesi amacıyla 1997 ve 1998 yıllarında, Ankara-Beypazarı Karayolu üzerinde bulunan, eğimi oldukça fazla, toprak örtüsü yüzlek olan bir mera kesimi üzerinde bir çalışma yürüttüğünü belirtmiştir. Transekt metodu kullanılarak yapılan vejetasyon incelemelerinden elde edilen sonuçlara göre, mera toprağının %85.54 lük bir kısmı hiç bir bitki örtüsü ile kaplı olmayıp çıplak bir halde bulunmaktadır. Vejetasyonu oluşturan türlerin %49.64 ü buğdaygiller familyası, %38.39 u diğer familyalardan ve geri kalan %11.97 si ise baklagiller familyası bitkilerinden oluşmaktadır. Botanik kompozisyonda bulunan 42 bitki türünden, en fazla tekrar edenler koyun yumağı (%49), kekik (%28) ve sorguçlu gümüş otu (%15) olmuştur. Meranın kuru ot yem verimini kg/da olarak bulmuştur. Morris vd. (1999), asit karakterdeki merada yaptıkları 6 yıllık çalışmada, otlayan sığır ve koyunların yem tercihlerinde, bitki boyunun büyük bir etkiye sahip olduğunu ifade etmişlerdir. Ayrıca merada yakma işlemi öncesinde ve sonrasındaki gelişmeleri takip ederek etkinliğini tespit etmeye çalışmışlardır. Üç otlatma kapasitesinde (0.5, 0.71 ve 1.0 hayvan birimi eşdeğerlerinde) beş farklı sığır:koyun (1:0, 3:1, 1:1, 1:3, 0:1) oranında otlatma denemelerinde bitki yüksekliği verilerini toplamışlardır. Yapılan çalışmalarda bitki yüksekliği dağılımlarının normal olmadığını; zamanla daha çok üstten ve düzensiz olarak yapıldığı tespit etmişlerdir. Yakma işlemini takip eden üç yıl boyunca farklı 10

22 uygulamalarla hayvanlar otlatıldıktan sonra, dördüncü yıl daha üniform bitki kullanımı gözlenmesine karşın beşinci otlatma yılında çoğu bitkilerin tekrar kısa boylu geliştiği görülmüştür. Bakoğlu (1999), Erzurum merkez ilçenin Sütevler mahallesinde yarısı otlatmaya açık, yarısı askeri amaçla korunan bir mer a alanının iki farklı kesiminde 1996 ve 1997 yıllar arasında yürüttüğü araştırmasında, mer a kesimlerinin bazı bitki örtüsü ve toprak özelliklerini incelemiştir. Mera kesimlerinde toplam 90 bitki türüne rastlanmış ve her iki kesimde koyun yumağı dominant tür olarak kaydedilmiştir. Diğer önemli bitki türleri ise adi parlakot, havlı brom, yalancı yumak (Catabrosella parviflora), yumrulu salkımotu, çokbaşlı geven, melez ve sarıçiçekli yonca, kafkas üçgülü, yavşan ve kekik gibi türlerdir. Çalışma sahası bitki örtüsünün botanik kompozisyonunda otlatılan kesimde buğdaygil oranı %34.34 korunan merada %64.21, baklagil oranı ise sırasıyla %23.23 ve %15.55 dir. Diğer familyalara giren tür oranlan ise %20.24 ile %42.43 şeklinde olmuştur. Her iki kesimde botanik kompozisyondaki buğdaygil ile diğer familyalara giren türler Haziran ayında Eylül ayına göre daha yüksek olurken, baklagillerde tersi durum ortaya çıkmıştır. Bitki örtüsünün toprağı kaplama oranları otlatılan kesimde ortalama %28.23 iken, korunan kesimde %34.77 olarak tespit edilmiştir. Erkovan (2000) tarafından Çiğdemlik Köyü (Bayburt) meralarında 1999 yılında yürüttüğü çalışmasında, köyden uzaklığa, rakıma ve kullanım derecesine göre farklı üç mera kesimi ele almış ve botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı ve benzerlik indeksini incelemiştir. İncelenen mera kesimlerinde toplam 63 bitki türüne rastlanmış, I. kesim hariç diğer iki kesimde koyun yumağı dominant bitki olmuştur. I. kesimde ise mavi ayrık dominant bitki olmuştur. Bunların yanı sıra buğdaygillerden yumrulu salkımotu, baklagillerden ise çok başlı geven yaygın türdür. Botanik kompozisyonda ortalama olarak %39.67 buğdaygil, %23.05 baklagil ve %37.28 diğer familyalara dâhil türlerin olduğu tespit edilmiştir. Bitki örtüsünün toprağı kaplama oranı I. mera kesiminde en fazla %40.56 olurken, en düşük II. mera kesiminde %23.86 olmuştur. Ortalama toprağı kaplama oranı %31.52 olmuştur. Mera kesimleri arasındaki benzerlik indeksleri %44.03 ile %58.29 arasında değişmiştir. En düşük benzerlik indeksi I-II 11

23 kesimde olurken, en yüksek benzerlik indeksi II-III kesimleri arasında meydana gelmiştir. Dukes (2000), Kaliforniya da bir merada yaptığı çalışmada, tek yıllık istilacı bir bitki Centaurea solstitialis L. nin, biyoçeşitlilik üzerine etkilerini incelemiştir. Fonksiyonel yüksek çeşitliliğin, mevcut kaynakları azaltığından dolayı bu istilacı türün başarısının azaldığını bulmuştur. Bu çalışmada Centaurea istilacı türünün, tür-fakir bitki topluluğunun büyümesini kuvvetli bir şekilde bastırdığını; yaz aylarında bitki türü fakir bitki topluluklarında evapotranspirasyonu artırdığını tespit etmiştir. Sadece bitki tür çeşitliliğinin azalmasının veya kaybolmasının bitki topluluklarındaki istilacılığı etkilemediğini, aynı zamanda istilanın sonucu olarak az ve fakir bitki türüne sahip topluluklarda biyoçeşitliliğin azalma olasılığının daha fazla olabileceğini belirtmiştir. Dirihan (2000) 1999 yılında Diyarbakır Pirinçlik Garnizonunda 30 yıl korunan bir mera ile otlatma baskısı altındaki bir merayı yüksek lisans tezinde karşılaştırmıştır. Bu çalışmada, alandaki kuru ve yaş ot verimleri, bitkiyle kaplı alan, bitki boyu ile familya ve tür sayıları korunan alana göre daha düşük bulunmuştur. Familya grupları oransal olarak incelendiğinde ise baklagillerin otlatılan alanda önemli derecede azaldığı, buğdaygillerinin baklagiller kadar olmasa da azalma gösterdiği buna karşın diğer familya grubundaki bitkilerde artış olduğu gözlenmiştir. Çelik (2001), 2000 yılı ilkbaharında Diyarbakır ili Gözalan Köyü mevkii Temsan Fabrikasında 15 yıldır korunan bir mera ile bu alanın yanında yer alan uzun yıllar otlatma baskısı altında olan tipik bir ova merasında bir araştırma yürütmüştür. Bu çaışmada, her iki alanda bitkiyle kaplı alan, botanik kompozisyon ve ot verimleri incelenmiştir. Bu çalışma ova karakterli meralarda koruma ile ne gibi değişiklikler olduğunu ortaya çıkarmak amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma ile şu bilgiler elde edilmiştir. 1) Ortalama Bitki Boyları: Ortalama bitki boyları iki alan arasında önemli fark göstermiştir. Korunan alanda ortalama bitki boyu cm, otlanan alanda cm bulunmuştur. 2) Ot Verimleri: Yaş ve kuru ot verimleri istatistiksel olarak önemli çıkmıştır. Korunan alanda yaş ot verimleri kg/da olurken, otlatılan alanda kg/da bulunmuştur. Kuru ot verimi korunan alanda olurken, otlatılan alanda kg/da bulunmuştur. 3) Bitkiyle Kaplı Alan Yüzdeleri: Bitkiyle kaplı alan 12

24 yüzdeleri iki alan için önemli derecede farklılık göstermiştir. Korunan alanda buğdaygiller %43.40, baklagiller %2.75, diğergiller %22.7 olurken, otlatılan alanda ise buğdaygiller %82.03, baklagiller %1.63 ve diğergiller %5.1 bulunmuştur. 4) Bitkisiz Alan Yüzdeleri: Bitkisiz alan yüzdeleri iki alan için önemli derecede farklı değerler göstermiştir: Korunan alanda bitkisiz alan %31.3 (Boş alan: %11.38, Ölü Bitki: %19.88), otlatılan alanda ise %11.3 (Boş alan: %5.63, Ölü Bitki: %5.63) olarak tespit edilmiştir. 5) Botanik Kompozisyonlar: Korunan alanda 10 familyaya ait 33 bitki türüne rastlanırken otlatılan alanda 6 familyaya ait 19 türe rastlanmıştır. Bitkiyle kaplı alanlar korunan alanda, buğdaygiller %63.09, baklagiller %4.00, diğergiller %32.9 olurken otlatılan alanda ise bu değerler: buğdaygiller %92.39, baklagiller %1.83 ve diğergiller %5.8 olarak bulunmuştur. Çakmakçı vd. (2002), karasal iklimin hâkim olduğu Burdur ili Kemer ilçesi Akpınar yaylası doğal merasında transekt, lup ve nokta çerçeve yöntemleri kullanarak bitki ile kaplı alan ve botanik kompozisyon ölçümleri yapmıştır ha lık mera alanında belirlenen 6 bölgenin ilk beşinde 10 ar transekt, 10 ar lup ve 30 ar nokta çerçeve biriminde; son bölgede ise 8 transekt, 6 lup ve 6 nokta çerçeve biriminde ölçümler gerçekleştirilmiştir. Ölçümler sonucunda meranın genel ortalaması olarak bitki ile kaplı alan değerleri transekt yönteminde %43.58, lup yönteminde %39.42 ve nokta çerçeve yönteminde %44.95 şeklinde belirlenmiştir. Bitki ile kaplı alan içinde buğdaygillerin oranı yöntemlerde sırasıyla %25.05, %23.98 ve %24.53 tür. Baklagil+geniş yapraklı otların oranı ise sırasıyla %18.53, %15.44 ve %20.42 dir. Ölçüm yöntemleri arasında bölgeler bazında farklılıklar görülmesine karşın meranın genel durumu açısından belirgin farklılıklar saptanamamıştır. Bölgeler bazında lup ve nokta çerçeve yöntemleri daha yakın değerler vermiştir. Tüm veriler meranın kıraç mera tipinde olduğunu göstermektedir. Rook ve Tallowin (2003), çoğu orta durumdaki meralarda değişimin kontrolü için periyodik olarak otlatma/biçimin yapılması gerektiğini aksi takdirde çalılıkların ve ağaçların çoğalacağını belirtmiştir. Bu yüzden dalgalı ve dik yerler hariç otların mekanik hasadının mümkünse yapılması gerektiğini; çayırların böyle bir yönetime müsait olduğunu belirtmişlerdir. Buna karşın hayvanlarla otlatmanın meralarda otsu 13

25 bitki örtüsünün yapısal heterojenliğini koruduğunu, artırdığını ve sırasıyla flora ve fauna üzerinde hayati bir etkisi olduğunu ifade etmişlerdir. Bununla birlikte hayvanların otlama davranışları ve bunun biyoçeşitlilik üzerine etkisi hakkında büyük bir bilgi boşluğunun bulunduğuna inandıklarını söylemişlerdir. Bu bilgi boşluğunu doldurmak için otlayan hayvanların davranış ekolojisi ile bitki topluluklarının ekolojsi ve bitki ekofizyolojisi üzerine araştırmalar arasında daha güçlü bir etkileşim sağlamak için çalışmalara ihtiyaç bulunduğuna inandıklarını belirtmişlerdir. Hasdemir (2003) tarafından Malatya İli Yeşilyurt İlçesi Elmaçayır merasında, mera durumunun belirlenmesi amacıyla yıllarında vejetasyon döneminde bir araştırma yürütülmüştür. Araştırma alanının üç bölgeye ayrılması ile sürdürülen çalışmada, iklim verileri doğrultusunda belirlenen yağış kuşağı sonrası, etkili kök derinliğinde yapılan toprak analizleri sonucu mera kesimi saptanmıştır. Belirlenen mera kesimi de dikkate alınarak l x l m 2 lik quadratlar ile yürütülen botanik kompozisyon çalışmasında ağırlık esasına göre iyi cins mera bitkilerinin oranı tespit edilerek mera durumu ortaya konulmuştur. Meranın haritalaması çalışmasında ise GPS kullanılmıştır. Üç bölgeye ayrılan Elmaçayır merasının, I. bölgesinin kuru ot veriminin kg/da, bitki ile kaplı alanın %35 ve iyi cins mera bitkilerinin oranının %20.9, II. bölgenin kuru ot veriminin kg/da, bitki ile kaplı alan %64 ve iyi cins mera bitkilerinin oranının %16.3, III. bölgenin kuru ot veriminin ise kg/da, bitki ile kaplı alanın %47 ve iyi cins mera bitkilerinin oranının %33.4 olduğu tespit edilmiştir. Terzioğlu ve Yalvaç (2004) tarafından 2001 yılında Van merkez Atmaca ve Edremit Dönemeç köylerinin doğal meralarında yürüttükleri bir araştırmada, bölgenin otlatma mevsimi başlangıcını belirlemek amacıyla bitki boyları ölçülmüş, kuru ot verimi, bitki kompozisyonu ve bitkiyle kaplı alan belirlenmiştir. Deneme sonucunda kuru ot verimleri Atmaca köyünde kg/da, Dönemeç köyünde kg/da; botanik kompozisyon Atmaca da buğdaygiller %37.9, baklagiller %25.6 diğergiller %36.5; Dönemeç te buğdaygiller %48, baklagiller %17.5 diğergiller %34.5; bitki ile kaplı alan Atmaca da %45.3 Dönemeç te %50.7 olarak bulunmuştur. Her iki köyde de otlatmaya başlama zamanı 10 Mayıs olarak tespit edilmiştir. 14

26 Babalık (2004), Türkiye de yıllarca çayır-meralarımıza ait müstakil bir yasanın bulunmaması, mera ile ilgili görevlerin çok çeşitli kurumlara verilmesi ve bu kurumlar arası koordinasyonun sağlanamaması sonucu 1950 lerde %59.8 olan mera alanı 1990 lı yıllarda %27.9 lara düştüğünü belirtmektedir. Bunun yanında uzun yıllar devam eden erken ve aşırı otlatma ile ıslah ve bakım işlerinin yapılamaması, kullanıcılara belli bir yetki ve yükümlülük getirilememesi nedeniyle çayırmeraların vejetasyonu büyük oranda bozulmuş, ot verimleri azalmıştır. Bu sebeple çayır-meralarımızın mevcut özelliklerini doğru olarak tespit etmek ve bu bilgiler ışığı altında gerekli müdahalelerde bulunmak büyük önem taşımaktadır. Dip kaplama ölçümlerinin Transekt, Lup, Nokta Çerçeve, Kuadrat, Örtü Skalası, Ağırlık, Gözle Tahmin ve Pantograf yöntemi olmak üzere 8 ayrı yöntemle incelendiğini belirtmiştir. Bu yöntemlerin karşılaştırılmasından ortaya çıkan bulgular; yöntemlerin değişken sonuçlar verebildiğini, bunun da yöntemin yapısı ve bitki örtüsünün kompozisyonundan kaynaklandığını ifade etmiştir. Yapılan araştırmalar, kimi yöntemlerde zaman gereksiniminin çok fazla olmasına karşın çok duyarlı sonuçlar elde edildiğini, kimi yöntemlerde ise belirli bir orandaki hata ile çok hızlı çalışılabildiğini ortaya koymuştur. Uslu (2005), yılları arasında, Kahramanmaraş ili, Türkoğlu ilçesi, Araplar köyünde bulunan doğal bir meranın üç farklı yöneyinin botanik kompozisyonunun tespiti ve batı yöneyinde farklı gübre uygulamalarının meranın verim ve botanik kompozisyonuna etkilerini saptamak amacıyla bir araştırma yürütmüştür. Araştırmanın 2001 yılında yürütülen ve birinci aşaması olan vejetasyon ölçüm çalışmaları; meranın %81.6 sının bitki ile kaplı olduğunu; ağırlığa göre botanik kompozisyonun %46.4 ünü buğdaygiller, %17.4 ünü baklagiller ve %36.2 sini diğer familya bitkilerinin oluşturduğunu tespit etmiştir. İncelenen merada 21 familyaya ait 54 cinsin 68 farklı türünü saptamıştır. Kuru ot veriminin, mera yöneylerine bağlı olarak kg/da ile kg/da arasında değiştiğini bulmuştur. Öner (2006), Erzurum Tuzcu köyü meralarında bitkisel özelliklerden botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı ve benzerlik indeksi gibi konuları incelemiştir. Buğdaygilleri, botanik kompozisyonda ortalama olarak %44.8, baklagilleri %19.3 ve diğer familyalara ait türleri %35.9 oranında tespit etmiştir. Toprağı kaplama oranını 15

27 ortalama %40.9 olarak belirlemiştir. En düşük benzerlik indeksi değerini korunan ve sürülüp terkedilen meralar arasında %68.40 olarak, en yüksek benzerlik oranını ise korunan ve otlatılan meralar arasında %74.79 olarak bulmuş; otlatılan ve sürülüp terkedilen meralar arasındaki benzerlik indeksini ise %73.98 olarak tespit etmiştir. Babalık (2007), Isparta İli Davraz Dağı Kozağacı yaylası merasında yılları arasında üç yıl süre ile yürütmüş ve bu çalışmada bitki ile kaplı alan ölçümleri yapmıştır. Bu araştırmada, yaklaşık 1200 ha olan mera alanında 7 farklı mera kesimi belirlenmiş ve her bir mera kesiminde 20 şer transekt biriminde ölçümler gerçekleştirilmiştir. Ölçümler sonucunda meranın bitki ile kaplı alan değeri ortalaması %23.12 olarak belirlenmiştir. Meranın botanik kompozisyonunda en büyük orana %67.43 ile buğdaygiller familyasının sahip olduğu, bunun %20.46 ile diğer familyaların, %12.11 ile de baklagiller familyasının izlediği ve alanın mera durumu açısından fakir mera özelliği gösterdiği saptanmıştır. Babalık ve Fakir (2007), Türkiye de özellikle Akdeniz kuşağında fazlaca beslenen kıl keçisinin orman ekosistemlerine olan olumsuz etkisi ve oluşturdukları tahribat sebebiyle varlıklarının tartışılır hale geldiğini belirtmişlerdir. Bu araştırmada, yoğun keçi otlatması ile karşı karşıya olan makilik alanlarda, otlatılan ve otlatılmayan sahalardaki kermes meşesi (Quercus coccifera L.), alıç (Crataegus orientalis) ve dağ muşmulası (Cotoneaster nummularia) çalı türlerine ait bazı morfolojik özelliklerdeki farklılıklar tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma alanı, Isparta ili sınırları içerinde gerçekleştirilmiş ve rakımı m arasında değişmektedir yılları Temmuz - Ağustos aylarında yürütülen çalışmada, araştırma alanında en fazla bulunan ve keçiler tarafından en çok tercih edilen yukarıda adı geçen üç türden sürgün örnekleri alınmış ve bu örneklerde yaprak boyu, yaprak eni, yaprak sapı uzunluğu, ayrıca Alıç ta lob derinliği ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, otlatılan ve otlatılmayan alanlardaki çalı türlerinin bazı morfolojik özellikleri arasında %95 güven düzeyinde önemli farklılıklar tespit edilmiştir. 16

28 Bilgen ve Özyiğit (2007), yıllarında, Antalya Merkez, Korkuteli ve Elmalı daki 9 merada, farklı vejetasyon ölçüm yöntemlerini (transekt, lup ve nokta çerçeve) karşılaştırmak amacıyla yürüttükleri araştırmalarında, her üç yöntemle 6 şar ölçüm yapılmıştır. Ölçümler sonucunda bitki ile kaplı alan, toplam tür sayısı, familya bazında botanik kompozisyon ve baskın türler (en fazla bulunan 3 tür) belirlenmiş ve karşılaştırma amacıyla kullanılmıştır. Ölçüm sonuçları incelendiğinde üç yöntemin de sonuçları arasında olumlu ve önemli ilişkiler olduğu belirlenmiştir. Özellikle bitki ile kaplı alan bakımından her üç yöntemin bir paralellik içinde olduğu görülmüştür (r değerleri; Transekt Lup=0.749, Transekt Nokta Çerçeve=0.702, Lup Nokta Çerçeve=0.773). Tür sayısı açısından ise transekt ve lup yöntemi arasındaki ilişkinin daha yüksek (r=0.808) olduğu belirlenmiştir. Botanik kompozisyonda buğdaygiller oranı açısından yöntemler birbirleriyle paralellik göstermiş, baklagiller oranı açısından ise transekt ve lup arasında diğer karşılaştırmalara göre daha yüksek korelasyon (r=0.773) belirlenmiştir. Çalışma sonucunda lup ile yapılan ölçümlerin, incelenen mera tiplerinde, bitki ile kaplı alan bakımından daha yüksek değerler verdiği saptanmıştır. Fırıncıoğlu ve Seefeldt (2007), 2003 yılı Haziran ayında 27 yıl boyunca otlatılmayan ve otlatılan bitki topluluklarında botanik kompozisyonlarındaki farklılığı belirlemek için 6 adet çok ölçekli modifiye Whittaker bir çalışma yürütmüşlerdir. Bu çalışmada, toplamda 113 bitki çeşidi belirlenmiş; otlatılan alana göre otlatılmayan alanda 32 bitki türü daha fazla bulunmuştur. İğne geveni (Astragalus acicularis), havlı brom (Bromus tomentellus), koyun yumağı (Festuca valesiaca), ak borcak (Genista albida), doğu küre çiçeği (Globularia orientalis), yumrulu salkımotu (Poa bulbosa) ve sipil kekiği (Thymus spyleus ssp rosulansen) çok rastlanan bitki türleridir. Çiçekli bitkilerin üzerine otlatmanın etkisi, çalı ve otsu bitkilere göre daha fazla olduğu görülmüştür. Jaccard indeksine göre iki alan arasında bitki türlerinin benzerliği yalnızca %37 dir. Fayetörbay (2007) tarafından Erzurum Palandöken dağında farklı rakımlara (3000 m, 2500 m, 2000 m) sahip üç farklı mera alanında 2006 yılında bir araştırma yürütülmüştür. Bu çalışmada, botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı ve benzerlik indeksi incelenmiştir. Buğdaygiller botanik kompozisyonda ortalama olarak %56.28, baklagiller %10.47 ve diğer familyalara ait türler %33.31 oranında tespit edilmiştir. 17

29 Toprağı kaplama oranı ortalama %39.0 olarak belirlenmiştir. İkinci kesim %42.1 oranıyla en yüksek ve I. kesim %35.3 oranıyla en düşük toprağı kaplama oranına sahip olduğu bulunmuştur. Bilgili (2007) tarafından orman içi meralarının bitki örtüsü ve yem kalitesinin belirlenmesi amacıyla 2006 yılında Sarıkamış ilçesi sarıçam ormanlarında bir araştırma yürütülmüştür. Bu çalışmanın yapıldığı alan Sarıkamış ilçe merkezine yaklaşık 5 km mesafede ve ortalama 2240 m rakıma sahiptir. Çalışma alanı ormanın sıklığına göre farklı üç kesime (açık kesim-seyrek kesim-kapalı kesim) ayrılarak incelenmiştir. Bu çalışmada botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı benzerlik indeksi ve kuru ot verimi gibi konular ele alınmıştır. İncelenen mera kesimlerinde toplam 63 bitki türüne rastlanmış olup, kesimlerde hâkim bitki türleri buğdaygillerden koyun yumağı ve yumrulu salkımotu ve baklagillerden ise çayır üçgülü (Trifolium pratense) oldugu tespit edilmiştir. Çalışma alanında botanik kompozisyonda ortalama olarak buğdaygiller %50.8, baklagiller %19.9 ve diğer familyalar ise %29.3 oranında tespit edilmiştir. Toprağı kaplama oranı ortalama %29.09 olarak belirlenmiştir. Mera kesimleri arasındaki benzerlik indeksinin %33 ile %46 arasında değiştiği belirlenmiştir. Bulut (2008) tarafından Ahlat ilçesi meralarının otlatmaya başlangıç zamanlarının, botanik kompozisyonunun belirlenmesi ve ot verimlerinin tespiti amacıyla bir araştırma yapılmıştır. Yapılan çalışmada Ahlat ilçesi meralarının otlatmaya başlama zamanı, Mayısın ilk haftası olarak tespit edilmiştir. Merayı meydana getiren bitkilerin ağırlıklı olarak %68 oranında diğer familyalar %32 oranında buğdaygil bitkilerinden oluştuğu belirlenmiştir. Yapılan verim çalışmasıyla meranın veriminin kg/da olduğu tespit edilmiştir. Balta (2008) tarafından Bartın Yöresi Uluyayla mera alanının mevcut durumunu belirlemek ve mera ıslah tedbirlerini ortaya koymak amacıyla bir araştırma yürütülmüştür. Çalışma alanı yaklaşık 150 ha ve rakımı 1060 m olup araştırma alanında, 31 familyaya ait 93 adet bitki taksonu tespit edilmiştir. Bu bitki türlerinin 17 si buğdaygil, 10 u baklagil ve 66 sı diğer familyalara aittir. Alandaki vejetasyon analizleri yapılırken şerit transekt (25 m uzunluğunda) yöntemi kullanılmış ve vejetasyonun bazı 18

30 kantitatif özellikleri (botanik kompozisyon, vejetasyon örtüsü, tekerrür) belirlenmeye çalışılmıştır. Vejetasyon analizi neticesinde alandaki ortalama botanik kompozisyonun %34.17 sini buğdaygiller, %14.36 sını baklagiller ve %51.47 sini diğer familyalara ait türlerin oluşturduğu belirlenmiştir. Çalışma alanındaki en yaygın türler, buğdaygillerden Poa angustifolia L., baklagillerden Lotus corniculatus L. ve diğer familyalardan Plantago lanceolata L. olduğu belirlenmiştir. Aksu (2008), İzmir ili Aliağa ilçesinde bulunan bir mera alanındaki bitki örtüsünün hangi cins ve türlerden oluştuğu ve bunların verim potansiyelleri hakkında bilgi edinmek, yapılacak ıslah ve amenajman çalışmaları için gerekli olan ön bilgileri sağlamak amacıyla bir araştırma yürütmüştür. Meranın kuru ot verimi kg/da olarak bulunmuştur. Otlatma olgunlugunda yapılan biçimlerde bitki boy ölçümleri sonucunda iki yıllık ortalama değerin 27 cm oldugu tespit edilmiştir. Çalışma yapılan mera yüzey kaplama oranının ise %66 sı otsular, %4 taşlık alan ve %30 u çıplak alandan oluştuğu belirlenmiştir. Ağırlığa göre botanik kompozisyonun %6.1 i baklagiller, %65.6 si bugdaygiller ve %28.2 si diğer familyalara ait bitkilerden oluşmuştur. Babalık (2008) tarafından Isparta ili sınırları içerisinde bulunan Davraz dağı Kulova Yaylası, Kayı Yaylası ve Kırtepe mevkiinde yer alan meralarda 2004 ve 2006 yılları arasında bir araştırma yürütülmüş ve bu çalışmada otlatılan ve korunan mera kesimlerinin bazı bitki örtüsü ve toprak özellikleri arasındaki ilişkiler incelenmiştir. Araştırma ile bölgede yapılacak mera ıslah çalışmalarına temel oluşturacak verileri toplamak ve doğal mera vejetasyonu hakkında gerekli bilgileri sağlamak amaçlanmıştır. Bu nedenle bölgenin doğal meralarında yer alan bitki türleri, bunların çeşitli kalitatif ve kantitatif özellikleri ile ıslah çalışmalarına ışık tutabilecek yöresel ekolojik özellikler araştırılmıştır. Mera kesimlerinde toplam 242 bitki taksonu belirlenmiş ve bütün kesimlerde en fazla rastlanılan koyun yumağı baskın tür olarak kaydedilmiştir. Çalışma sahası bitki örtüsünün botanik kompozisyonunda, toplam buğdaygil oranı otlatılan kesimde %51.50, korunan kesimde %58.89, baklagil oranı aynı sırayla %9.24 ve %11.36, diğer familyalara giren tür oranları ise %39.26 ve %29.75 olarak bulunmuştur. Bitki ile kaplı alan oranları otlatılan kesimlerde ortalama %21.86 olurken, korunan 19

31 kesimlerde %29.02 olarak tespit edilmiştir. Topraküstü biomas miktarı otlatılan kesimlerde ortalama 87.4 kg/da olurken, korunan kesimlerde kg/da, toprakaltı biomas ise sırasıyla kg/da ve kg/da olarak belirlenmiştir. Mera kesimlerine göre benzerlik indeksleri %43.39 ile %85.52 arasında değişmiştir. Çağlıyan (2009) tarafından nokta kuadrat yönteminin değişik bir şekli olan, kurak ve yarı kurak mera vejetasyonlarındaki değişimlerin kolayca izlenmesini sağlayan lup yöntemini kullanmıştır. Vejetasyon araştırmasında lup metoduyla elde ettiği verilerle; bitki ile kaplı alan, bitki gruplarının merayı kaplama oranları, kaplama alanına göre botanik kompozisyon ve frekans yüzdelerini hesaplamıştır. Araştırma bulguları, merada bitki ile kaplı alan oranının %60.58 olduğunu, bitki ile kaplı alanda buğdaygillerin oranının %70.96, baklagillerin oranının %0.55 ve diğer familya bitkilerinin oranının ise %28.48 olduğunu göstermiştir. Vejetasyon araştırmasında 12 familyadan 23 cinsin 26 türüne rastlanmıştır. Vejetasyondaki dominant bitki türünün yumrulu salkımotu olduğu saptanmıştır. Gül (2009), Çankırı ili, Yapraklı ilçesi, Yukarıöz orman içi meralarında toprak özellikleri ile mera karakteristikleri arasındaki ilişkileri ve bitki kompozisyonlarını belirlemiştir. Bu çalışmada en fazla bitki türü buğdaygil ve baklagil familyalarında bulunmuş; 26 familyaya ait 77 bitki türü teşhis edilmiştir. En çok tekerrüre sahip olanlar Poa sp., Astragalus sp., Taraxacum sp., Stachys sp. Cirsium arvense L. türleridir. Beyiş (2009), Van ili Gevaş ilçesine bağlı Yuva köyü meralarında 2008 yılında bir çalışma yürütmüş ve bu çalışmada meraların bitki ile kaplı alanı, botanik kompozisyonu, yaş-kuru ot ve ham protein verimlerini saptamıştır. Bu çalışmada, Yuva köyü meralarında bitki ile kaplı alan %84.5 olarak saptanmıştır. Botanik kompozisyonu %14.3 buğdaygiller, %13.4 baklagiller ve %72.3 diğer familyalar olarak tespit edilmiştir. Kuru ot verimi 95.5 kg/da olarak bulunmuştur. Babalık ve Sönmez (2010), Isparta merkez Bozanönü köyü Kırtepe merasında yürüttükleri araştırmalarında bitki ile kaplı alan, botanik kompozisyon ve kuru ot verimini belirlemiştir. Vejetasyon ölçümlerinde, doğrusal transekt yöntemi 20

32 kullanılmıştır. Araştırma sonucunda alanda 32 familyaya ait 107 cins ve 129 bitki taksonu tespit edilmiştir. En fazla takson içeren familya ise Asteraceae (20; %15.5) familyasıdır. Bitki ile kaplı alan %18.3 olarak bulunmuştur. Türlerin kaplama alanına göre botanik kompozisyonun %52.48 inin buğdaygiller,%9.15 inin baklagiller ve %38.37 sinin de diğer familyalardan bitkilerden oluştuğu belirlenmiştir. Bitki türleri içerisinde Bromus tectorum L. kaplama alanı bakımından %1.8 ve botanik kompozisyon bakımından %9.78 ile ilk sırada yer almıştır. Ortalama kuru ot verimi kg/da olarak saptanmıştır. Bir büyükbaş hayvan birimi için gerekli mera alanı 68 da olarak hesaplanmıştır. Şen (2010), Kilis ilinin 6 farklı köyünün doğal meralarında verim ve botanik kompozisyonun belirlemiş ve vejetasyon ölçümleri lup metoduyla gerçekleşmiştir. Bu araştırmada, incelenen meralarda yapılan vejetasyon araştırmalarında 23 bitki familyasından 72 cinsin 111 türüne rastlanmış ve en fazla tür zenginliğine sahip meranın 60 tür ile Küplüce köyü merası olduğu ortaya çıkmıştır. İncelenen meralarda bitki ile kaplı alan oranının %71.9 ile %95.1 arasında değiştiği saptanmıştır. Meralara bağlı olarak, alana göre botanik kompozisyonda buğdaygil oranı %25.1 ile %57.0 arasında, baklagil oranı %1.3 ile %31, diğer familya bitkileri oranı ise %25.4 ile %64.5 arasında değişmiştir. İncelenen köy meralarının vejetasyonları arasındaki benzerlik katsayıları ile arasında değişmiştir. Köy meralarında kuru ot veriminin 85 kg/da ile 172 kg/da arasında değiştiği saptanmıştır. Meralara bağlı olarak, ağırlığa göre botanik kompozisyonda buğdaygiller oranı %22 ile %73.4 arasında, baklagil oranı %2.4 ile %17 arasında ve diğer familya bitkileri oranı ise %24.2 ile %64.1 arasında değişmiştir. Araştırma sonuçlarına dayanılarak, incelenen meraların vejetasyonlarında genellikle istilacı türlerin baskın olduğu ve bu nedenle de meraların zayıf meralar olduğu, meraların ıslah edilmesi için uygun ıslah yöntemlerinin saptanması amacıyla araştırmalar yürütülmesi gerektiği sonucuna varıldığını ifade etmiştir. Şahbaz (2010), yılları arasında Silivri ilçesi Fener köyü doğal botanik kompozisyonu tespit etmek, familyaların ağırlık esasına göre verime katılma oranlarını saptamak ve yıllar arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla bir araştırma yapmıştır. Bu araştırmada, ağırlık esasına dayalı ölçümlerde botanik kompozisyon ile yeşil ve kuru ot 21

33 verimi tespit edilmiştir. Araştırma, İstanbul ili Silivri ilçesi Fener köyü merasında 9 farklı parçalı toplam da alanı kaplamaktadır. Mera vejetasyonunun ve bunu oluşturan baklagil, buğdaygil ve diğer familyalara ait önemli türlerin yıl boyu gelişme durumları ve üretim potansiyelleri ağırlığa ve bitki boyu esasına göre belirlenmiştir. Baklagillerin bitki ile kapladığı alan 2008 yılında %53.59, 2009 yılında %53.45 olarak belirlenmiştir. Buğdaygillerin kapladığı alan ise 2008 yılında %32.06, 2009 yılında %34.53 olmuştur. Diğer familyaların ağırlığa göre botanik kompozisyonu incelendiğinde 2008 yılında dağılımı %14.35, 2009 yılında ise %12.03 olarak tespit edilmiştir ve 2009 yılları bitki boyu verileri incelendiğinde 2008 yılı kısa, orta ve uzun bitki boyu sırasıyla cm, cm ve cm olarak tespit edilmiştir yılı bitki boyu ortalaması cm olarak saptanmıştır yılında ise kısa, orta ve uzun bitki boyu sırasıyla cm, cm ve cm olarak belirlenmiştir. Her iki yılda da en uzun bitki boyu 10 Haziran tarihinde (2008 yılında cm ve 2009 yılında cm olarak) ölçülmüştür ve 2009 yıllarında sırasıyla kg/da yeşil ot elde edilmiştir. Her iki yılda da 10 Haziran tarihinde (2008 yılı kg/da 2009 yılı kg/da) yapılan biçimlerden elde edilen yeşil ot veriminin en fazla olduğu belirlenmiştir. Çalışmanın yürütüldüğü merada toplam kuru ot verimi 2008 yılında kuru ot verimi ortalama kg/da olarak saptanmış; bunun içinde baklagiller kg/da, buğdaygiller kg/da, diğergiller ise kg/da olarak tespit edilmiştir yılında ortalama kg/da kuru ot verimi saptanmış; bunu içinde baklagiller kg/da, buğdaygiller kg/da, diğer familyalar ise kg/da olarak tespit edilmiştir. Nadir (2010) tarafından yıllarında Tokat ili Merkez ilçe Yeşilyurt köyü doğal mera alanında bir çalışma yürütülmüş ve bu çalışmada bitki ile kaplı alan, botanik kompozisyon ve kuru madde verimi bulunmuştur. Transekt metodu ile yapılan ölçümlerde, mera alanında 13 baklagil, 18 buğdaygil, 43 adet diğer familyalara ait olmak üzere toplam 74 bitki türü belirlenmiştir. Ağırlığa göre botanik kompozisyonda baklagillerin oranı %33.41, buğdaygillerin oranı %34.11 ve diğer familyadan bitkilerin oranı %32.49 dir. Mera alanından iki yıllık ortalama sonuçlara göre kg/da arasında kuru madde verimi elde edilmiştir. 22

34 Çomaklı vd. (2012), Erzurum Tuzcu Köyünde korunan, ağır otlatılan ve sürülüp terk edilen üç farklı mera alanında yıllarında yürüttüğü çalışmada, mera kesimlerinin bazı bitkisel özellikleri incelenmiş ve doğru kullanım ve ıslaha yönelik bazı önerilerde bulunmuştur. Araştırmanın iki yıllık sonuçlarına göre, botanik kompozisyonda ortalama buğdaygil oranı en yüksek korunan kesimde (%53.4), en düşük ise sürülüp terkedilen alanda (%36.1) belirlenmiştir. Baklagil ve diğer familyaların oranları korunan alanda diğer iki alana göre daha düşük oranlarda tespit edilmiştir. En yüksek toprağı kaplama oranı korunan alanda, en düşük ise otlatılan alanda tespit edilmiştir. Ünal vd. (2012), Meralar hayvanlar için başlıca besleme alanı olarak kullanılırlar. Çok yönlü olarak yaralanılan bu alanlar, yanlış yönetim sonucu bozulma süreci içerisindedirler. Bu nedenle kalite değeri ve üretim miktarı olarak istenilen ve beklenilen seviyenin oldukça altında bulunan meraların mevcut durumunun saptanması ve gerekli ıslah tedbirlerin uygulanması gereklidir. Bu nedenle Ankara ili mera alanlarında 2009 ve 2010 yıllarında vejetasyon etüt çalışmaları yapılmıştır. İl meralarını temsil eden 60 durak belirlenmiş ve tekerlekli nokta yöntemiyle vejetasyon etüdü yapılmıştır. Araştırma sonucunda bitki ile kaplı alan oranı %60.55 olarak bulunurken, çıplak alan oranı %39.45 olarak belirlenmiştir. Azalıcı ve çoğalıcı türlerin oranları sırayla %10.24 ve %25.71 olarak saptanmıştır. İncelenen mera alanlarından iyi, orta ve zayıf durumda olanlar sırayla 2, 26 ve 32 adet olarak tespit edilmiştir. Vejetasyon etüdü yapılan toplam 60 mera durağından 58 tanesinin mera durumu orta ve zayıf olarak belirlenmiştir. Diğer taraftan mera sağlığı açısından yapılan sınıflamada 49 durak riskli ve sorunlu olarak tespit edilmiştir. Bu veriler ildeki meraların yapısal olarak bozulmuş olduğunu ve bu sürecin devam ettiğini göstermektedir. Bu süreci durdurmak için sürdürülebilir mera yönetimi ve ıslah metotlarının acilen uygulanması gereklidir." şeklinde bulgu ve sonuçlara ulaşmışlardır. Ağın (2012), Bingöl ili, Yedisu ilçesi, Karapolat köyünde doğal bir meranın üç farklı yöneyinin botanik kompozisyon ve verim açısından birbirleriyle karşılaştırılmasını çalışmıştır. Meranın %85.8 inin bitki ile kaplı olduğunu, kaplama alanına göre botanik kompozisyonun %59.9 unu buğdaygil, %2.8 ini baklagiller ve %37.3 ünü diğer familya 23

35 bitkilerinin oluşturduğunu, baklagillerin en fazla güney (%5.3) yöneyinde, buğdaygillerin en fazla doğu (%69.5) yöneyinde ve diğer familya bitkilerinin en fazla batı (%52.1) yöneyinde olduğunu göstermiştir. Merada en yaygın türlerin; çoban döşeği (Taeniatherum caput-medusae) (%93.33), Centaurea carduiformis (%55.83), Eryngium billardier (%34.17), yumrulu salkımotu (%20.83), Cynedon dactylon (%18.75) ve küçükbaşlı geven (Astragalus microcephalus) (%18.75) olduğu ortaya çıkmıştır. Kuru ot veriminin, mera yöneylerine bağlı olarak kg/da ile kg/da arasında değiştiği ve mera yöneylerinin kuru ot verimi açısından istatistiksel olarak %1 düzeyinde önemli farlılık gösterdiği saptanmıştır. Meranın otlatma kapasitesi 10 BBHB olarak hesaplanmıştır. Ağırlığa göre botanik kompozisyonun %36.8 ini buğdaygiller, %17.9 unu baklagiller,%45.3 ünü diğer familya bitkilerinin oluşturduğu, ağırlığa göre botanik kompozisyon oranı içerisinde doğu yöneyinde buğdaygillerin (%40.0), güney yöneyinde ise baklagillerin ve diğer familya bitkilerinin oranlarının yüksek olduğu saptanmıştır. İncelenen merada 11 familyaya ait 26 cins ve 28 farklı bitki türü saptanmıştır. Bayraktar (2012) tarafından 2009, 2010 ve 2011 yıllarında Tekirdağ ilinin Saray ilçesine bağlı Çukuryurt köyü taban merası ile Küçükyoncalı köyü orman içi merasında yürüttüğü araştırmasında, her iki meranın bitki örtülerinin büyüme seyri, botanik, floristik ve kimyasal kompozisyonu incelenmiş ve verimleri tespit etmiştir. Taban mera ve orman içi meraların ilkbahar döneminde üç yıllık ortalama kuru ot verimleri sırası ile ve kg/da olmuştur. Aynı yılların sonbahar dönemi ortalama kuru ot verimleri ise sırası ile ve kg/da dır. Taban meranın şerit (transekt) ve halka (lup) yöntemlerine göre üç yıllık ortalama bitki ile kaplı alanları sırasıyla %97.5 ve %98.03 olarak tespit edilmiştir. Bu oranlar aynı yöntemler ve aynı sıra ile orman içi mera için %87.97 ve %93.88 olarak bulunmuştur. Taban merada buğdaygiller, baklagiller ve diğer familyalardan en baskın türler sırası ile yeşil buzağıotu (Chrysopogon gryllus), yeraltı üçgülü (Trifolium subterraneum) ve küçük çayır düğmesi (Sanguisorba minor) iken, orman içi merada ak tavusotu (Agrostis alba), dikenli kayışkıran (Ononis spinosa) ve bodur fesleğen (Prunella laciniata) olmuştur. 24

36 Barlak (2012), Van ili Çaldıran ilçesine bağlı Başeğmez köyü meralarında bir çalışma yürütmüş ve bu çalışmada meraların bitki ile kaplı alanı, botanik kompozisyonu, yaş ot ve kuru ot verimleri saptamıştır. Bitki ile kaplı alan, %77 olarak saptanmıştır. Botanik kompozisyon %11.0 buğdaygiller, %7.6 baklagiller ve %81.4 diğer familyalar olarak tespit edilmiştir. Kuru ot verimi 61.8 kg/da olarak bulunmuştur. Özen (2013), farklı ağaç sıklıklarının orman içi meranın bitki örtüsü ve yem kalitesi üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla Ağlasun karaçam (Pinus nigra Arn. subsp. pallasiana (Lamb.) Holmboe) ormanlarında 2012 yılında bir çalışma yürütmüştür. Çalışma alanı orman sıklığına göre 3 kesime (açık kesim, seyrek kesim ve kapalı kesim) ayrılmıştır. Araştırmada incelenen özellikler botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı, benzerlik indeksi ve kuru ot verimidir. Deneme alanında 54 bitki türüne (14 buğdaygil, 18 baklagil ve 22 diğer familyalar) rastlanmıştır. Mera kesimlerine göre değişmekle birlikte, çalışma alanında botanik kompozisyonda ortalama olarak buğdaygiller %53.91, baklagiller %21.49 ve diğer familyalar ise %24.60 oranında tespit edilmiştir. Toprağı kaplama oranları açık, seyrek ve kapalı kesimlerde sırasıyla %72.50, %48.98 ve %25.25 olarak belirlenmiştir. Mera kesimleri arasındaki benzerlik indeksinin %51.9 ile %71.8 arasında değiştiği belirlenmiştir. Küpe (2013), Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Araştırma ve Yayım Merkezi Müdürlüğüne ait arazide Erzurum da 2011 yılında bir araştırma yürütmüştür. Çayır, kıraç mera ve taban mera kesimlerinde yürütülen bu çalışmada botanik kompozisyon ve kuru ot verimi incelenmiştir. Botanik kompozisyonda ortalama olarak buğdaygiller %52.8, baklagiller %24.9 ve diğer familyalar ise %21.8 oranında tespit edilmiştir. Kuru ot verimi çayır alanında en yüksek, kıraç merada ise en düşük olmuştur. Çalışmanın sonuçlarına göre kuru ot verimi, botanik kompozisyon ve ot kalitesiyle ilgili parametreler dikkate alındığında denemenin yürütüldüğü çayır alanı ve mera kesimlerimizin, yaygın çayır ve mera alanlarına göre daha iyi durumda olduğu anlaşılmaktadır. 25

37 Özen ve Türk (2014), farklı ağaç sıklıklarının ormaniçi meranın vejetasyon yapısı üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla Ağlasun Anadolu karaçamı ormanlarında 2012 yılında bir araştırma yürütmüştür. Çalışma alanı orman sıklığına göre 3 kesime (açık kesim, seyrek kesim ve kapalı kesim) ayrılmıştır. Araştırmada botanik kompozisyon, toprağı kaplama oranı, mera kalite derecesi, mera durum ve sağlığı, mera taşıma kapasitesi ve benzerlik indeksi incelenmiştir. Deneme alanında 54 bitki türüne (14 buğdaygil, 18 baklagil ve 22 diğer familya) rastlanmıştır. Mera kesimlerine göre değişmekle birlikte, çalışma alanında botanik kompozisyonda ortalama olarak buğdaygiller %53.91, baklagiller %21.49 ve diğer familyalar ise %24.60 oranında tespit edilmiştir. Toprağı kaplama oranları açık, seyrek ve kapalı kesimlerde sırasıyla %72.50, ve olarak belirlenmiştir. Mera kesimleri arasındaki benzerlik indeksinin %51.9 ile %71.8 arasında değiştiği belirlenmiştir. Çınar vd. (2014), 2009 yılında Hatay İli Kırıkhan ilçesinin taban kesimindeki 5 farklı merada, vejetasyon yapısının belirlenmesi amacıyla bir araştırma yürütmüştür. Bu araştırmada, her merada toplam 12 lup hattındaki 1200 noktada ölçüm yapılarak meralardaki bitkilerin türleri, cins ve familyaları, etkileri (azalıcı, çoğalıcı, istilacı), ömür uzunlukları, meraların bitki ile kaplı alan oranları, alana göre botanik kompozisyonları, incelenen meraların birbirlerine göre benzerlikleri ve her bir meranın durumu saptanmıştır. Yapılan vejetasyon etütlerinde, 22 familyadan, 41 cinse ait toplam 41 türe rastlanmıştır. Bu meralarda bitki ile kaplılık oranları % , bitki ile kaplı alanda buğdaygillerin oranının % , baklagillerin oranının % , diğer familya bitkilerinin oranının ise % arasında değiştiği tespit edilmiştir. Söz konusu meralar arasındaki benzerlik katsayıları arasında değişmiştir. Çaçan (2014), Bingöl ili Merkez ilçesi Yelesen-Dikme köyleri meralarının dört farklı yöneyinin ve her yöneye ait üç farklı yükseltinin verim ve kalite açısından birbirleriyle karşılaştırılması amacıyla bir araştırma yürütmüştür. Bu araştırmada 29 bitki familyasının 96 farklı cinsinden 155 bitki taksonu tespit edilmiştir. En fazla tür zenginliğine 90 adet ile kuzey yöneyi ve 102 adet ile üçüncü yükseltiler (1704 m) sahip olmuştur. Araştırma sonuçları; mera alanının %68.19 nun bitki ile kaplı olduğunu, kaplama alanına göre botanik kompozisyonun %17.39 unu buğdaygiller, %21.09 unu 26

38 baklagiller ve %61.52 sini diğer familya bitkilerinin oluşturduğunu, buğdaygillerin en fazla kuzey (%23.06) yöneyinde ve üçüncü yükseltilerde (%21.61), baklagillerin en fazla güney (%27.43) yöneyinde ve ikinci yükseltilerde (%26.61), diğer familya bitkilerinin en fazla doğu (%68.95) yöneyinde ve birinci yükseltilerde (%67.28) olduğunu göstermiştir. Merada en yaygın türlerin yöneyler için; Astragalus gummifer (%17.56), Plantago lanceolata (%10.51), Hordeum bulbosum (%9.58) olduğu, yükseltiler için; Astragalus gummifer (%18.06), Plantago lanceolata (%12.69) ve Eremurus spectabilis (%9.49) olduğu tespit edilmiştir. Merada yer alan bitkilerin boyları cm arasında değişim göstermiştir. En yüksek bitki boyunu batı yöneyi (9.82 cm) ve birinci yükseltiler (1992 m) vermiştir. En yüksek benzerlik oranı %51.91 ile kuzey batı yöneyleri ve %47.18 ile ikinci ve üçüncü yükseltiler arasında bulunmuştur. Meranın yaş ot verimi ortalama kg/da olarak bulunmuş, en yüksek yaş ot verimi güney yöneyinden ( kg/da) ve ikinci yükseltilerden ( kg/da) elde edilmiştir. Meranın kuru ot verimi ortalama kg/da olarak bulunmuş, en yüksek kuru ot verimi doğu yöneyinden ( kg/da) ve ikinci yükseltilerden ( kg/da) elde edilmiştir. Ağırlığa göre botanik kompozisyonda buğdaygillerin oranı %20.60, baklagillerin oranı %21.85 ve diğer familya bitkileri oranı da %57.55 olarak bulunmuştur. Aydın vd. (2014), Mardin ili Derik ilçesinde yer alan bir meranın botanik kompozisyonunun belirlemek amacıyla bir araştırma yürütmüştür. Araştırmada, 16 bitki familyasının 38 farklı cinsiden 53 bitki türünün tespiti yapmıştır. Mera alanının %53.25 inin bitki ile kaplı olduğunu ve kaplama alanına göre botanik kompozisyonun %4.00 ünün buğdaygillerden, %23.22 sinin baklagillerden ve %72.78 inin de diğer familya bitkilerinden oluşturduğunu belirlemiştir. Merada Trifolium campestre (%16.95), Helianthemum ledifolium (%13.75), Bromus sp. (%9.83), Achillea aleppica (%8.48) ve Anthemis wiedemanniana (%7.13) türlerinin yaygın bir şekilde bulunduğunu ve meradaki bitki boy ortalamasının 7.55 cm olduğunu belirlemiştir. Çaçan vd. (2014) tarafından Bingöl ili Merkez ilçesinde korunan ve otlatılan iki farklı doğal alanın botanik kompozisyonunun belirlenmesi ve karşılaştırılması amacıyla yürütülen araştırmada, korunan alanda 11 bitki familyasına ait 33 cins ve 45 bitki türü, 27

39 otlatılan alanda ise 5 bitki familyasına ait 12 cins ve 20 bitki türü tespit edilmiştir. Bitki ile kaplı alan; korunan alanda %96.33 iken, otlatılan alanda ise %77.83 olarak belirlenmiştir. Kaplama alanına göre botanik kompozisyonda; korunan alanda buğdaygiller %42.35, baklagiller %35.93 ve diğer familya bitkiler %21.71 oranında; otlatılan alanda buğdaygiller %29.77, baklagiller %27.08 ve diğer familya bitkileri %43.14 oranında tespit edilmiştir. En baskın türler; korunan alanda çoban döşeği, sülün üçgülü (Trifolium pauciflorum) ve yumrulu salkımotu, otlatılan alanda ise çoban döşeği, yanık üçgül (Trifolium nigrescens) ve anadolu üçgülü (Trifolium resupinatum) olarak belirlemişlerdir. Bitki boyu ortalaması; korunan alanda cm, otlatılan alanda ise 9.65 cm olarak belirlemişlerdir. Seydoşoğlu vd. (2015) tarafından Diyarbakır ili Silvan ilçesinin taban kesimindeki 6 farklı merada, vejetasyon yapısının belirlenmesi amacıyla 2014 yılında yürüttükleri araştırmada, her merada toplam 4 lup hattındaki 400 noktada ölçüm yapılarak meradaki bitkilerin türleri, cins ve familyaları, etkileri (azalıcı, çoğalıcı, istilacı), ömür uzunlukları, meraların bitki ile kaplı alan oranları ve türlerin botanik kompozisyondaki oranları saptanmıştır. Yapılan vejetasyon etütlerinde, 11 familyadan, 35 cinse ait toplam 43 türe rastlanmıştır. Merada bitki ile kaplılık oranlarının % , botanik kompozisyondaki buğdaygillerin oranının % , baklagillerin oranının % , diğer familya bitkilerinin oranının ise % arasında değiştiği tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına dayanılarak, incelenen meraların vejetasyonlarında genellikle istilacı türlerin baskın olduğu ve bu nedenle de meraların zayıf meralar olduğu, meraların ıslah edilmesi için uygun ıslah yöntemlerinin saptanması amacıyla araştırmalar yürütülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. 28

40 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1 Materyal Araştırma yeri Bu araştırmanın yapıldığı alan Ankara ili Haymana ilçesi sınırlarında olup, Gölbaşı- Haymana karayolunun 22. kilometresinde bulunan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğünün İkizce Araştırma ve Uygulama Bahçesi içindeki otlanmayan mera alanı ile İkizce köyünün hayvanları tarafından otlanan ve istasyona komşu olan mera alanı üzerinde 2012 yılında yürütülmüştür. Şekil 3.1 Çalışma yapılan mera alanlarının krokisi 29

41 Şekil 3.2 Otlanan meraya ait bir görüntü 1970 yıllarına kadar İkizce ve Topaklı köylerinin mera olarak kullandığı alan yapılan kamulaştırma ile enstitü çalışmalarına ayrılmıştır. Enstitünün zaman içindeki yerleşmesine göre 6000 dekarlık toprak alanı zirai kullanıma açılırken, geri kalan yaklaşık 3000 dekarlık alan bir kısmı ağaçlandırılarak dinlendirmeye bırakılmıştır. Yine enstitünün su ihtiyacını karşılamak üzere alanda bulunan dere üzerine İkizce göleti kurulmuştur. Ayrıca yine aynı alan üzerinde Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Üretim Çiftliği kurularak, oluşan hayvan gübreleri açılan bir kanal ile buraya boşaltılmaya başlanmıştır. Bunların yanı sıra İkizce ve Topaklı köyleri ellerinde bakiye kalan çayır ve meralarını kullanmaya devam etmişlerdir (Şahin 2007). 30

42 Şekil 3.3 Otlanmayan meraya ait bir görüntü Çalışma alanı Ankara ili Gölbaşı ilçesi sınırlarına girmektedir. Otlanmayan mera Kuzey paralelleri ile Doğu meridyenlerinde yer almakta iken, otlanan İkizce Mahallesi (6390 Sayılı Kanun ile mahalleye dönüşmüştür.) merası Kuzey Paralelleri ile Doğu meridyenlerinde yer almaktadır. Karayolunun Haymana istikametinde sağ tarafta Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğüne bağlı İkizce Araştırma ve Uygulama Çiftliği içinde bulunan otlanmayan mera çalışma alanı bulunurken sol tarafında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Haymana Araştırma ve Uygulama İşletmesi bulunmaktadır. Otlanmayan mera ise sözkonusu istasyonun çitlerle ayrılmış sınırları yanında İkizce Mahallesi girişindedir. İkizce Araştırma ve Uygulama Çiftliği içinde İkizce Göleti bulunmakta olup dinlendirilen gölet suyu uygulama sahalarının sulama işleri için kullanılmaktadır. 31

43 3.1.2 Toprak özellikleri Çalışma sahası hakkında toprak bilgileri, Mülga Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan Ankara ili Arazi Varlığı raporu esas alınarak hazırlanmıştır (Şekil 3.4) (Şahin 2007). Ayrıca sözkonusu haritanın yorumlanmasında, Orman ve Su İşleri Bakanlığının 1/25000 Ölçekli Ulusal Toprak Veri Tabanında yer alan bilgilerden faydalanılmıştır (Anonim 2014). Şekil 3.4 Büyük toprak grupları (BTG) haritası İkizce göleti çevresinde yer alan (Şekil 3.4) çalışma yapılan alanın mevcut kullanım durumu mera (M) dır (otlanmayan mera). Bu arazi BTG olarak kahverengi topraklar sınıfındadır. Eğim Derinlik Kombinasyonu olarak A grubu (0-2) eğim ve orta derin (90 50 cm) derinliğindedir. Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıflamasına (AKK) göre IV 32

44 sınıf arazi olup toprak işlemeli tarıma elverişli araziler sınıfındadır. Arazi Kullanım Kabiliyet Alt Sınıfı (ATS) na göre ise eğim ve erozyon zararı ve toprak yetersizliği (taşlık, tuzluluk ve alkalilik) sınıfına girdiği belirtilmektedir. İkizce köyü yakınında bulunan ve çalışma yapılan alanın mevcut kullanım durumu mera (M) dır (otlanan mera). Bu arazi BTG olarak kahverengi topraklar sınıfındadır. Eğim Derinlik Kombinasyonu olarak D grubu (12 20) eğim ve orta derin (90 50 cm) derinliğindedir. Arazi Kullanım Kabiliyet Sınıflamasına (AKK) göre V sınıf arazi olup toprak işlemeli tarıma elverişsiz araziler sınıfındadır. Arazi Kullanım Kabiliyet Alt Sınıfı (ATS) na göre ise eğim ve erozyon zararı sınıfına girdiği belirtilmektedir. Kahverengi topraklar, Çeşitli ana maddelerden oluşan (ABC) profilli topraklardır. Oluşumlarında kalsifikasyon rol oynar. Bu işlem sonucu profillerinde çok miktarda kalsiyum bulunur. Erozyona uğrayanlarında A ve C horizonları görülür. Doğal dranajları iyidir. A1 horizonu kahverengi veya grimsi kahverengi cm. kalınlığında ve granüler yapıdadır. Organik madde içeriği orta seviyededir. B horizonu açık kahverengiden koyu kahverengiye değişir ve kaba yuvarlak köşeli blok yapıdadır. Bu horizon tedrici olarak soluk kahverengi veya grimsi, çok kireçli ana maddeye geçiş yapar. Kahverengi topraklarda bütün profil kireçlidir. B horizonunun altında beyazımsı ve çoğunlukla sertleşmiş kireç birikme katı yer alır. Bunun altında da jips birikme katı vardır. Bu topraklar yazın uzun periyotlar kuru kalır ve bu periyotlarda kimyasal ve biyolojik etkinlikleri yavaştır (Şahin 2007) İklim özellikleri Bilindiği gibi bir bölge vejetasyonunun oluşumunda formasyon tipini belirleyen en temel faktör iklimdir. Zira iklimsel etmenlerin iyi incelenmesi, canlının yaşadığı ortamın ihtiyaçlarını ne ölçüde karşıladığı sorusuna ve biyolojik aktivitelerini yerine getirmede hoşgörü sınırlarının anlaşılmasında yararlı olacaktır. Böylece neden bazı bitkilerin canlılığını korumakta zorlanırken bazı bitkilerin çoğalıp ortama da hâkim olduğu ortaya çıkmış olur (Şahin 2007). 33

45 Çalışma alanının enlem boylamı olan 39 enlem 32 boylam meteorolojik verilerini, 1225 rakımlı Ankara ili Haymana ilçesi meteoroloji istasyonu en son ölçümü 1991 yılında, 925 m rakımlı Ankara ili Merkez İlçesi İkizce Köyü Meteoroloji İstasyonu en son ölçümü 2004 yılında gerçekleştirmiştir. Aynı enlem - boylam 885 m rakımlı Ankara ili Polatlı İlçesi Meteoroloji İstasyonunun ölçümleri ise günümüzde devam etmekte olup yılları arası uzun yıllar ortalama sıcaklık, ortalama nem ve toplam yağış ortalaması meteoroloji verileri çizelge 3.1 de verilmiştir. Denizden yükseklik arttıkça belirli bir yüksekliğe kadar (ülkemizde m) yağışlar da artar. Bu artış, her 100 m. yükseklik için yaklaşık olarak yılda 50 mm dir (Çepel 2013). Yağışın enterpolesi için yapılan hesaplamada, her 100 metre yükseldikçe yağış miktarının 54 mm. arttığı kabul edilmiştir (Çepel 1995, Süner 2009). Ayrıca her 100 metre yükseklik için sıcaklık düşüş miktarının 0.5 o C olduğunu da belirtmiştir. Kapatılan İkizce Meteoroloji İstasyonunun rakımı ile Polatlı Meteoroloji İstasyonu Müdürlüğünün rakımı arasındaki fark 40 m olduğundan aralarında önemli bir fark oluşmadığından Polatlı İstasyonu verileri hesaplamalarda kullanılmıştır. Çizelge 3.1 Uzun yıllar iklim verileri ortalaması ( ) (Anonim 2013a) Parametre Ortalama Sıcaklık ( C) Ortalama Nem (%) Toplam Yağış Ortalaması (mm) Ortalama Rüzgâr Hızı (m/s) Rasat S. (Yıl) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ort= 11.6 Ort= 62.1 Toplam= Ort=2.7 34

46 Sıcaklık Supan a göre yıllık ortalama sıcaklığı 20 o C ve üzeri olan yerler sıcak kuşak, 20 o C ile 10 o C arasında olan yerler orta kuşak ve 10 o C den aşağı olan yerler soğuk kuşak olarak adlandırılmaktadır (Anonim 2013f). Buna göre çizelge 3.1 de görüldüğü üzere çalışma sahası orta kuşağa girmektedir. Rubner ise sıcak günler sayısına göre iklim kuşaklarını tespit etmiştir. Ortalama sıcaklığı 10 o C ve yukarı olan günleri sıcak gün olarak kabul etmiş ve buna göre 1-60 arası sıcak gün olan yerleri alt arktik iklim, arası olan yerleri serin iklim, arası olan yerleri ılıman iklim, arası olan yerleri sıcak ılıman iklim ve arası olan yerleri sıcak iklim kuşakları olarak adlandırmıştır (Anonim 2013f). Polatlı Meteoroloji İstasyonu kayıtlarına göre yılları arası ortalama sıcaklığın 10 C ve büyük olduğu günler sayısı ortalaması gündür. Rubner e göre sıcak ılıman iklim kuşağına girmektedir. Ankara ilinde yılları kış mevsimi, ortalama sıcaklıklar uzun yıllar mevsim normallerinin altında, ilkbahar mevsimi ortalama sıcaklıklar uzun yıllar mevsim normalleri civarında, yaz ve sonbahar mevsimlerine ait ortalama sıcaklıklar ise uzun yıllar mevsim normallerinin üzerinde gerçekleşmiştir (Anonim 2013e). Yağış Ankara ilinde 2012 yılı kış mevsimi yağış ortalaması uzun yıllar mevsim normallerinin biraz üzerinde (%1-25), ilkbahar mevsiminde yağış ortalaması uzun yıllar mevsim normallerinin biraz altında (%-25-0), yaz ve sonbahar mevsimlerinde yağış ortalaması uzun yıllar mevsim normallerinin altında (%-75 / -50) gerçekleşmiştir (Anonim 2013e). Çalışma sahası uzun yıllar meteorolojik verilerine göre yağışın 0.1 mm ve büyük olduğu toplam gün sayısı 99.3 gündür. Bu yağışın aylara ve mevsimlere dağılımına bakıldığında ise kış mevsiminde 34.9 gün, ilkbaharda 32.8 gün, yaz mevsiminde 13.6 gün ve sonbaharda 18 gün olduğu görülmektedir. En fazla yağışı olduğu günlerin aylara dağılımına bakıldığında 12.6 gün ile Ocak ayı, 12.3 gün ile Aralık ayı, 11.2 gün ile 35

47 Nisan ayı, 11 gün ile Mayıs ayı gelmektedir. En az olan aylar ise 2.8 gün ile Ağustos ayı, 3.2 gün ile Eylül ve 3.4 gün ile Temmuz ayları olduğunu görmekteyiz. Rüzgâr Rüzgârın hızını ölçen aletlerin (anemometre veya anemoğraf) bulunmadığı yerlerde, rüzgârın hızının tahmini, çevreye yaptığı etkiye bakarak bofor ölçeği (skalası) ile tespit edilebilir (Anonim 2013f). çizelge 3.1 de görüldüğü üzere uzun yıllar ortalama rüzgar hızı 2.7 m/sn olup (en düşük hızı 2.2 m/sn - en yüksek hızı 3.3 m/sn) Bofor Ölçeğine göre Hafif Rüzgar (1.6/3.3 m/sn) olarak adlandırılır ve rüzgarın karada etkisi "rüzgar yüzde yükselir." denizde ise "hafif köpüksüz dalgalar" şeklindedir. Nem Bağıl nem (oransal nem), pratikte "hava nemi" olarak ifade edilir. Hava neminin az olduğu durumlarda traspirasyon ile bitkilerin su kaybı artar. Yüksek hava sıcaklığı, yoğun (entansif) ışık, şiddetli rüzgâr gibi nemi azaltıcı tüm çevresel etkiler bitkinin su kaybını artırır. Hava nemi ve yağış miktarı arasında, doğrudan doğruya bir ilişki mevcut değildir. Yağışların az oluşundan hiçbir zaman az hava nemi sonucu çıkarılamaz (Gençkan 1985). 36

48 Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık 79,9 74,3 37,4 27,2-0,3 1,2 65,7 32,1 5,5 61,6 58,7 43,2 42,8 15,5 10,7 51, ,9 46,3 46,6 23,4 23,1 13,5 9,6 49,8 18,6 11,6 59,8 27,2 12,8 71,2 31,4 6,5 79,6 41,9 2,1 Ortalama Sıcaklık ( C) Ortalama Nem (%) Toplam Yağış Ortalaması (mm) Şekil 3.5 Uzun yıllar ortalamasına göre aylara göre iklim verileri İklim tipleri ve kuşakları Kuraklık indeksi, bir yerin kuraklık ve sulama ihtiyacı açısından iklim özelliğinibelirlemek amacıyla kullanılan bir yöntemdir (Yaşar 2009). De Martonne iklim sınıflandırmasında diğer parametrelerin yanında sıcaklık ve yağış da dikkate alınmıştır (Anonim 2013f) ve çizelge 3.2 de iklim tipleri sınıflandırması verilmiştir (Baltas 2007, Rajabi ve Shabanlou 2012, Tabari vd. 2014). Çizelge 3.2 De Martonne Kuraklık İndeksine göre iklim tipinin değerlendirilmesi Yağış Miktarı (mm) Kuraklık İndeksi İklim Tipleri < 200 <10 Kurak Yarı Kurak Yarı Kurak - Nemli Arası (Akdeniz) Yarı Nemli Nemli Çok Nemli > 800 >55 Islak <0 (T<-5 C) Kutupsal 37

49 De Martonne yıllık kuraklık indeksi aşağıdaki formülle hesaplanır (Baltas 2007, Yaşar 2009, Rajabi ve Shabanlou 2012, Tabari vd. 2014): I DM = P T + 10 I: De Martonne yıllık kuraklık indeksi P: Yıllık ortalama toplam yağış (mm) T: Yıllık ortalama sıcaklık ( C) Bu formüle yılları verilerini yerleştirirsek; I DM = 350,9 = indeks değerini buluruz I DM = değeri, De Martonne Kuraklık İndeksine göre Yarı Kurak iklim tipini işaret etmektedir. De Martonne un en son Gottmann ile 1942 de geliştirdiği yıllık kuraklık indis formülüne yılın en kurak ayı sıcaklığı ve yağışını da ilave ederek yukarıdaki formülü geliştirmiştir (Anonim 2013f). De Martonne-Gottmannn indeksi,pinna tarafından geliştirilen Pinna Birleştirilebilir İndeksi (Pinna Combinative İndeks) ile benzeşmektedir.pinna indeks değeri 10 dan küçükse kurak, 10 ile 20 arası ise akdeniz yarı kurak olarak sınıflandırılmaktadır (Rajabi ve Shabanlou 2012, Tabari vd. 2014). Bu formüller: I DM = (P/(T + 10) + (12 p)/(t + 10))/2 ve I P = 1 2 ( P T P a T a + 10 ) şeklindedir. P a : Yılın en kurak ayındaki yağış miktarı (mm) T a : Yılın en kurak ayındaki ortalama sıcaklık miktarı ( o C) I DM = (350.9/( ) + (12 9.6)/( ))/2 = çıkmaktadır. I DM = değeri, De Martonne-Gottmannn indeksine göre yarı kurak iklim tipi çıkmaktadır. Pinna indeksine göre Akdeniz yarı kurak iklim tipine girmektedir. 38

50 Tarımsal faaliyetlerde yağışın miktarıyla birlikte zamana dağılışı daönemlidir. Kurak geçen ayların belirlenebilmesi amacıyla yine De Martonne AylıkKuraklık İndeksi kullanılmaktadır. Kuraklık indeksinin aylık olarak hesabı aşağıdakiformüle göre hesaplanmaktadır: i DM = p t i DM : De Martonne aylık kuraklık indeksi p: Aylık ortalama yağış (mm) t: Aylık ortalama sıcaklık ( C) Bu metotla yılın bütün aylarına ait indeks değerleri hesaplanarak, hangi aylardane ölçüde kuraklık olduğu ortaya çıkarılır. Art arda iki ayın kuraklık indeks değerinin 10 un altında çıkması sulamasız tarım yapılamayacağı anlamına gelmektedir (Yaşar 2009). Çizelge 3.3 De Martonne Aylık Kuraklık İndeksi hesabı ( ) Parametre Toplam Yağış Ortalaması (mm) Ortalama Sıcaklık ( C) Aylık Kuraklık İndeksi Rasat S. (YIL) Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

51 Çizelge 3.3 de görüldüğü gibi Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında De Martonne Aylık Kuraklık indeks değeri 10 un altında çıktığından, yöre tarımının sulamasız yapılamayacağı anlaşılmaktadır. Koppen iklim kuşağı sınıflandırmasına göre kurak iklimler kuşağı step ve çöl sahalarında görülür. Buralarda buharlaşma yağıştan fazladır. Steplerde yıllık yağış miktarı mm. arasında, çöllerde ise mm. arasındadır (Anonim 2013f). Görüldüğü üzere mm. yağış alan yerlerin step veya çöl olduğuna karar vermek zorlaşmaktadır. Kurak iklimler kuşağına dâhil bölgelerde yağışlar çok az olduğundan, bu kuşağın sınırlarının belirlenmesinde yağış miktarı bir rol oynamaz. Bu yüzden Koppen sınırların tayini için, yağış ile sıcaklık arasındaki ilişkiye dayanarak, bazı formüller ortaya koymuştur. Step iklimler ile çöl iklimleri arasındaki sınırın tespiti için: a. Yıllık yağışın %70 inin Ekim-Mart arasındaki soğuk devrede olduğu yerlerde: r = t b. Yıllık yağışın %70 inin Nisan-Eylül arasındaki 6 aylık sıcak devrede olduğu yerlerde: r = 2t + 14 c. Ne soğuk, ne de sıcak devrenin, yıllık yağışın %70 ini almadığı yerlerde: r = 2t + 7 Bu formüllerde r = cm olarak yıllık yağış tutarı, t = yıllık ortalama sıcaklıktır. Bu formüllerde r nin değeri t, 2t+14 ve 2t+7 den büyük ise o yer step iklimine; aksi takdirde çöl iklimine girer (Anonim 2013f). Çizelge 3.3 de görüldüğü üzere uzun yıllar toplam yağış ortalaması Ekim-Mart ayları arası yağış tutarının toplam yağışa oranı %56.2, Nisan-Eylül ayları arası yağış tutarının toplam yağışa oranı %43,8 çıktığından son formül olan r = 2t + 7 kullanılacaktır. r = 2t + 7 = = Yıllık yağış olan 35.1 cm, hesaplama sonucu çıkan dan büyük olduğu için çalışma sahası step iklim kuşağına girmektedir. 40

52 Yağış miktarlarının doğrudan ortalama sıcaklıklara oranlanması ile elde edilen indis, karasal bölgelerde gerçekte olduğundan daha nemli bir durumun ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Bu nedenle Erinç, indisin hesaplanmasında ortalama sıcaklık yerine ortalama maksimum sıcaklığı almıştır. Ancak bu değerlendirmede ortalama maksimum sıcaklığın 0 C nin altına düştüğü aylar, evapotranspirasyonun olmadığı varsayılarak dikkate alınmaz (Anonim 2013f). Çizelge 3.4 Erinç e göre iklim sınıfları ve bitki örtüsü İklim Sınıfları Kuraklık İndeksi Bitki Örtüsü Tam Kurak <8 Çöl Kurak 8-15 Çöl-Step Yarı Kurak Step Yarı Nemli Park görünümlü kuru orman Nemli Nemli orman Çok Nemli >55 Çok Nemli orman Yağış etkinlik indeksi formülü: I M = P T om şeklindedir. Formülde; P: Yıllık toplam yağışı (mm), T om : Yıllık ortalama maksimum sıcaklığı ifade eder. I M = = çıkmaktadır I M =19.97 değeri, yarı kurak sınıfına girmektedir. Yukarıda yapılan hesaplamalara göre çalışma sahasına ait iklim tipleri çizelge halinde aşağıda verilmiştir. 41

53 Çizelge 3.5 Çalışma sahası iklim tipleri ve bitki örtüsü De Martonne kuraklık indeksine göre De Martonne Gottmannn kuraklık indeksine göre Pinna İndeksine göre Koppen iklim kuşaklarına göre Erinç yağış etkinlik indeksine göre Yarı Kurak Yarı Kurak Akdeniz Yarı Kurak Step (Kurak İklim) Step (Yarı Kurak) 3.2 Yöntem Bu araştırma 2012 yılının Mart Eylül ayları arasında, çalışma alanlarına birçok kez gidilerek gerekli veriler toplanmıştır. Çalışma alanı mesafesi, Ankara ya yaklaşık 60 km olması sebebiyle arazi çalışmaları günübirlik olarak gerçekleştirilmiştir. Bir hat boyunca 20 cm arayla 100 noktadan bitki boyları toprak yüzeyinden itibaren ölçüldükten sonra köküyle beraber uygun şekilde sökülüp herbaryum materyali haline getirilmiş ve bu işlem her iki mera için 4 defa tekrarlanmıştır. Alandan toplanan herbaryum örnekleri, Eskişehir Geçit Kuşağı Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü Müdürlüğünde görevli uzman kişiler vasıtasıyla teşhis edilmiştir. Bu çalışmada botanik kompozisyonu belirlemek amacıyla vejetasyon çalışmalarında Lup yöntemi kullanılmıştır. İç Anadolu kıraç meralarında yapılacak bilimsel araştırmalar için transekt ve lup metodlarının en elverişli iki metod olduğu ifade edilmiştir (Bakır 1970, Eraç ve Ekiz 1986). Lup metodu, Kenneth W. Parker tarafından 1951 yılında kullanılmış, 1958 de Driscoll ve 1959 da Parker ve Lorrin E. Harris tarafından geliştirilmiştir. Bitki türlerine ve araziye bağlı olarak gerçek bitki örtüsünden (kaplama değerinden) 8 kata kadar daha abartılı sonuçlar elde edilmesine rağmen bu metot meralarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır (Saleem ve Papachristou 2005). Parker, lup metodunu, arazilerin konumu için doğrusal bir kılavuz olarak kullanılıyor olan bir çizgi transekt örneği olduğu ifade etmiştir (Anonymous 1962). 42

54 Şekil 3.6 Çalışma sahasında herbaryum çalışmalarına ait görüntüler Lup metodu; 20 m uzunluğunda, üzerinde 20 cm de bir işaret bulunan ve toprak yüzeyinden cm yükseklikte gerilen kablo tel ile 1.9 cm çapında lup ismi verilen bir ölçü aleti ile yapılan bir metottur. Her işaretten toprak yüzeyine dik indirilen lup un yuvarlak kısmı içerisinde bir bitkinin dip kısmının bulunup bulunmadığı kaydedilmek 43

55 suretiyle çalışılır ve bazal kaplama bulunur. Lup metodu da esas itibariyle büyütülmüş noktaların incelendiği bir nokta metodundan başka bir şey değildir (Bakır 1970, Kendir 1995, Babalık 2004, Bayraktar 2012). Bu metotta genel olarak 2 cm çapındaki bir alanda 1 adet bitki yaşayacağı kabul edilmektedir. Bu nedenle de lup çemberi içine birden fazla bitki türü düşerse en kuvvetli gelişeni dikkate alınır. Eğer bitkiye rastlanmıyorsa boş alan olarak belirtilir. Bir meradan alınacak örnek sayısı; meranın durumuna, araştırmanın hassasiyetine ve diğer faktörlere bağlı olarak değişir (Babalık 2004) Vejetasyonun kantitatif özelliklerinin belirlenmesi Kalitatif karakterlerden bulunan floristik kompozisyon, bir bölgenin vejetasyonu içerisinde bulunan çeşitli bitki türlerinin bir listesi anlamına gelir ve o bölgenin florası olarak bilinir. Floristik kompozisyon veya flora, bir bitki topluluğunun ilk esas karakteridir ve vejetasyon çalışmalarının ilk basamağını teşkil eder. Bir mera vejetasyonunun bitki türleri bilinmez ve teşhis edilmezse, o bitki topluluğunun diğer karakterlerini tetkik etmek son derece güçleşir veya imkânsız hale gelir. Otlatma sahalarının amenajmanı ve ıslahı bakımından vejetasyonun daha ziyade kantitatif karakterleri (sıklık, bitki ile kaplı alan, yükseklik, ağırlık, hacim, tekerrür) önemlidir (Bakır 1963). Çayır ve mera tarımında vejetasyon etüt ve ölçmeleri başlıca iki amaç için yapılır. Bunlardan birincisi, vejetasyonda iyi bilinmeyen bölgelerdeki çayır ve meraların kalitatif ve kantitatif karakterleri hakkında bilgiler edinmektedir. İkincisi, çayır ve meralarda uygulanan çeşitli ıslah ve amenajman metotlarının, bitki örtüsü üzerindeki etkilerini incelemektir. Böylece vejetasyonu oluşturan bitki türlerinin bir listesi ortaya çıkarıldığı gibi, bitki türlerinin miktar ve önem derecelerini bulmak için sıklık, bitki ile kaplı alan, bitki boyu, bitki hacmi, bitki ağırlığı ve tekerrür gibi çeşitli kantitatif karakterler incelenerek vejetasyon hakkında daha detaylı bilgiler elde edilmeye çalışılabilir (Bakır 1970). 44

56 Bitki topluluklarının özellikleri genellikle kompozisyon, sıklık, bolluk, bitki türlerinin kapladığı alan olarak kaydedilmektedir. Çalışmaların çoğu, bir yerdeki mevcut bütün bitki türlerinin verisi üzerine dayalı olmasına rağmen, bazı çalışmalar sadece açık alan bitkileri, endemik veya tehlike altındaki vasküler bitkiler gibi habitata özgü olmaktadır (Cremene vd. 2005, Ambarlı 2012). Bu bölümde kantitatif değerlerden bitki ile kaplı alan, botanik kompozisyon, ağırlık ve bitki yüksekliği ele alınmıştır Bitki ile kaplı alan bakımından meraların karşılaştırılması Bitki ile kaplı alan, bitki türlerinin veya vejetasyonun hepsinin, toprak yüzeyini kapladığı alanı ifade eder. En güvenilir ve çok kullanılan bitki ile kaplı alan karakteridir ve tekerrür ve sayı analizlerine göre daha sıhhatlidir. Bu karakterin zayıf yanı ise mera üzerini aynı miktarda işgal eden fakat ağırlıkları çok farklı olan iki bitki türü için aynı değeri vermesidir. Ağırlık, mera vejetasyonunu oluşturan bitki türlerinin, o mera için en doğru derecesini veren karakterdir. Ağırlığı esas alan araştırmalar çok masraflı ve çok zaman alıcı olduğundan bitki ile kaplı alan karakteri daha çok analiz edilmektedir (Bakır 1963). Vejetasyon ölçmelerinde araştırıcıların temel amaçlarından biri vejetasyonu oluşturan bitki bireylerinin veya tüm bitki örtüsünün alanı ne ölçüde kapladığını belirlemektir. Bu amaçla ele alınan ve mevcut bitkilerin toprak üstü organlarının izdüşüm olarak toprak yüzeyinde kapladığı alanı tahmin etmeyi, doğrudan ölçmeyi veya değerlendirmeyi sağlayan tüm yöntemlerde hedef kaplama veya örtü derecesi ni saptamaktır (Tung ve Avcıoğlu 1990, Babalık 2004). Bitki ile kaplı alan, bitkilerin dip kısımlarının veya bütün gövdesinin toprak yüzeyindeki izdüşümüdür. Bitkilerin dip kısımlarının toprak üzerindeki izdüşümü ölçülürse buna Bazal Kaplama, gövde ve yaprakların izdüşümü ölçülürse, buna da Yaprakla Kaplama adı verilir (Bakır 1970, Gençkan 1985, Babalık 2004, Çağlayan 2009).Yaprakla kaplama yıldan yıla çok değiştiğinden daha çok bazal kaplama ölçülür 45

57 (Bakır 1970). Dip kaplama alanının mevsim içindeki değişimi çok az olmasına karşın, yaprak kaplama alanında mevsimlik değişimler çok önemli olduğu için ölçüm yöntemleriyle dip kaplama alanını tespit etmek daha doğru ve güvenilir sonuçlar vermektedir (Babalık 2004). Bitki örtüsü, toprak yüzeyindeki bitkilerin üstten dik görünüşüyle kapladığı alan olarak tarif edilmektedir. Bazal kaplama veya alan, toprak yüzeyi ve bitkilerin buluşmasıyla oluşan örtülü alandır. Bazal alan, genellikle otsu bitkiler için kullanılır. Çünkü bazal alanın, mevsimsel yağış ve sıcaklıklardan büyük oranda etkilenmediği varsayılmaktadır (Holechek vd. 1995). Bitkilerin sap, yaprak, çiçek gibi organlarının toprağa olan iz düşümüne yaprakla kaplama, bitkilerin kök taçları ile toprak yüzeyinde kapladıkları alana dip kaplama denilmektedir. Çayır-mera vejetasyonunu oluşturan bitki türleri bireylerinin toprağı kaplamaları bakımından, egemenlik durumları "bitki ile kaplı alan" şeklinde ifade edilir. Çayır-mera alanlarında toprak yüzeyinin, bitki ile örtülü kısımlarıyla çıplak kısımları arasındaki ilişkileri belirtme bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu karakter aynı zamanda vejetasyonun yem verimini tahminde de önemli rol oynamaktadır. Mera çalışmalarında aşırı yağış, kuraklık, hafif otlatma, ağır otlatma ve benzeri gibi ekstrem koşullar altında dip kaplama yaprakla kaplama kadar değişken olmadığından tercih edildiğini ifade ettiğini belirtmektedir (Gençkan 1985, Babalık 2004, Çakmakçı vd. 2002, Gül 2009). Çayır ve mera idaresindeki toprağın kaplanma durumu çok önemli bir özellik olarak görülmektedir. Çünkü vejetasyonun verimi, yeni türlerin istilası ve erozyonla kaybolan toprak miktarı ile bitkilerin toprağı kaplama alanları arasında çok sıkı bir ilişki vardır. Bu nedenle vejetasyonun kapladığı alan bilindiği takdirde iyi bir ıslah işlemi ve kültürel yöntem uygulanabilir (Tosun ve Altın 1986). Transektekt üzerindeki her işaretten toprak yüzeyine dik olarak indirilen lupun yuvarlak kısmı içerisinde bir bitkinin dip kısmının bulunup bulunmadığı kaydedilmek suretiyle çalışılır ve bazal kaplama bulunur (Bakır 1970). 46

58 İncelenen her lup hattında bitki ile kaplı alan oranı aşağıdaki formülden yararlanarak hesaplanmıştır (Eraç ve Ekiz 1986, Türker 2006, Balta 2008, Gül 2009, Bayraktar 2012). Bitki Rastlanan Lup Sayısı (Bitki ile Kaplı Alan Toplamı) Bitki ile Kaplı Alan (%)= *100 İncelenen Toplam Lup Sayısı (Alan) Botanik kompozisyon bakımından meraların karşılaştırılması Bir çayır mera vejetasyonunun örtü derecesi alana göre yüzde olarak (bitki ile kaplı alan) tespit edildikten sonra, bu karakterin botanik kompozisyona katılma derecesi bakımından da ifade edilmesi gerekli ve faydalı olmaktadır. Botanik kompoziyon, bitki ile örtülü alan karakterine nazaran daha kapsamlı bir anlam taşımaktadır. Numune ünitelerinin toplam örtü derecesi 100 kabul edildiğinde, her bir türün bu toplam içindeki oranı, o türün botanik kompozisyona katılma yüzdesini, örtü derecesi cinsinden ifade etmektedir. Böylece, botanik kompozisyon, herbir türün çayır mera için önemini, toplam örtü derecesine katılma derecesini göstermektedir (Gençkan 1985). Botanik kompozisyon, bir merada yer alan türlerin ayrı ayrı o mera için önemini yüzde olarak ifade eden bir terimdir (Gül 2009). Türlerin bitki örtüsündeki sayıları o türün sıklığı ile ifade edilmektedir. Sıklık, her türün bitki örtüsüne iştirak nispeti olarak ifade edilen bir değerdir. Vejetasyonu oluşturan bütün türlerin yüzde (%) değerlerinin tamamı bitki sayısına göre botanik kompozisyonu verir. Bitki sıklığının belirlenmesi frekansta uygulanan esasa göre yapılır. Yalnız bu amaçla yapılan çalışmalarda, numunelerde türlerin olup olmamaları değil, her türün sayılarak o numuneye iştiraki belirlenir (Babalık 2004). Bu çalışmada her bir faktör için 4 Lup örneği alınmıştır. Botanik ölçümlerden elde edilen verilerden her bir bitki türüne ait değerler toplam bitki sayısına oranlanarak türlerin botanik kompozisyondaki oranları tespit edilmiştir (Gökkuş vd. 1995). A Türünün Oranı (%) = Rastlanan A Türü Sayısı 100 Toplam Bitki Sayısı 47

59 Botanik kompozisyon familyalarına, hayvanların otlamasına karşı reaksiyonuna (azalıcı, çoğalıcı ve istilacı olma durumuna göre) ömürlerine ve endemik olup olmamasına göre değerlendirilmiştir Familyalarına göre botanik kompozisyon Bitkilerin toprak üstü ve toprak altı organlarının hacim ve ağırlıklarının artmasına büyüme denir. Mera vejetasyonu birçok bitki türlerinden meydana gelir. Genel olarak büyüme ve gelişme istekleri birbirinden oldukça farklı bitki türleri meranın bitki örtüsünü oluştururlar. Çayır ve mera vejetasyonu içerisindeki önemli bitkileri, otlatmaya karşı gösterdikleri reaksiyonlar ve genellikle amenajman ve ıslah istekleri yönünden kolaylık olması açısından buğdaygiller, baklagiller ve diğer geniş yapraklı ot ve çalılar olarak üç ana hayat formuna ayırırız (Bakır 1987). Ayrıca familyaların içerdikleri tür sayısı dikkate alınacaktır Bitkilerin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterlerine göre botanik kompozisyon Buğdaygil, baklagil ve diğer familyaya ait bitkiler grubu, morfolojileri ve özelikle büyüme kolonilerinin durumuna göre, otlatma veya biçilmeye karşı farklı reaksiyonlar gösterirler. Sık sık otlanan bitkiler, devamlı olarak yeni sürgünler meydana getirirler ve uzun bir süre taze, sulu ve lezzetli bir durumda kalırlar. Hayvanlar böyle bitkileri daha olgun bitkilere tercih eder ve olgun bitkileri bir tarafa bırakarak evvelce otladıkları bitkiler üzerinde yeniden meydana gelen bu genç ve körpe sürgünleri otlamayı tercihy ederler. Otlama ve biçme aralığı uzadıkça yemin kalite ve besleme değerini yükselten besin maddeleri hem miktar hem de oran olarak azaldıkları halde, yemin kalitesini ve besleme değerini düşüren maddeler, hem miktar olarak hem de oran bakımından devamlı bir artış göstermektedirler (Bakır 1987). Her mera üzerinde bulunan bitki türlerinin bir kısmı klimaks bitki türleridir, bir kısım bitki türlerinin klimaks vejetasyonla bir ilişkileri yoktur. Bunlar sonradan gelip bu alana yerleştikleri için "istilacı bitkiler"adı verilir. Klimaks bitki türleri ise, otlatmaya karşı gösterdikleri davraışlar bakımından "azalıcı bitkiler" ve "çoğalıcı bitkiler" olmak üzere 48

60 ikiye ayrılır (Bakır 1987). Uzun zaman otlatılan yerlerde klimaksı belirlemek zorlaşır. Bu yüzden bir bölgenin klimaks vejetasyonundan bozulmadan bugüne kadar gelebilen ve o bölgenin klimaks vejetasyonunu temsil eden bitki örtüsü parçaları olan artık vejetasyonlardan faydalanılır. Uzun süre otlatılmamış yerler veya koruyucu bir şekilde otlatılan yerler, hayvanların içerisine girip otlayamadıkları yerler ve mezarlıklar bu vejetasyonlardandır ve o bölgenin klimaks kompozisyonunu ortaya çıkartabilir (Bakır 1987, Anonim 1999). Çalışma yapılan otlanmayan mera, uzun süre otlatılmayan bir alandır. Bu bitkilerin botanik kompozisyondaki oranı aşağıdaki formülle hesaplanmıştır: Azalıcı Çoğalıcı İstilacı Bitkilerin Oranı (%) = Bu Bitkilerin Sayısı Toplam Bitki Sayısı Bitki ömürlerine göre botanik kompozisyon Klimaks bitkilerin hepsi çok yıllık veya en azından iki yıllıktır. Çok yıllık bitkileri demet halinde kuvvetlice çektiğimizde kök yapısından dolayı sapları toprak yüzünden kopar, kökleri toprakta kalır. Genelde yüksek ve orta boylu çok yıllık bitkiler azalıcı, kısa boylu çok yıllık bitkiler çoğalıcı bitkilerdir. Çoğalıcı bitkilerin klimaks vejetasyon kompozisyonu içinde belirli bir yüzdede bulunması gerekir (Bakır 1987, Anonim 1999). Bu bitkilerin botanik kompozisyondaki oranı aşağıdaki formülle hesaplanmıştır: Çok İki Tek Yıllık Bitkilerin Oranı (%) = Bu Bitkilerin Sayısı Toplam Bitki Sayısı 100 Bitkilerin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterleriyle yakından ilgili olan bitkilerin ömürleri, otlanan ve otlanmayan meraların karşılaştırılmasında daha fazla fikir verebilmesi için ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır. 49

61 Endemik olmasına göre botanik kompozisyon Türkiye de varolan 9000 den fazla vasküler bitki türü arasında 3000 den fazlası endemiktir ve bu endemik türlerin yarısı Anadolu steplerinde yaşarlar. Bitki türleri küresel sıcak noktaların (hotspots) belirlenmesinde parametre olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, topluluğun diğer üyelerinin dayandıkları ilk üreticiler oldukları için genellikle biyoçeşitlilik parametrelerinin ve diğer tür gruplarının ana belirleyici faktörlerinin parametreleri olarak da kullanılmaktadır (Ambarlı 2012). Bitki toplulukları genellikle kompozisyon, sıklık, bolluk ve bitki türlerinin kapladığı alan özellikleriyle kaydedilmektedir. Çalışmaların çoğu bir yerde varolan bütün bitki türlerinin verileri üzerine dayalı iken, bazı çalışmalar sadece açık-alan bitkileri, endemik veya tehlike altındaki vasküler bitkiler gibi bazı habititata özgü bitki türleri verileri üzerine olmaktadır (Cremene vd. 2005, Ambarlı 2012) Ağırlık bakımından meraların karşılaştırılması Ağırlık karakteri çayır - mera araştırmalarında ve özellikle yem değeri tespitinde daima ele alınmaktadır. Bu karakter, vejetasyonun yem üretimi tahmini konusunda kullanıldığı kadar bitki türlerinin rekabet durumları hakkında da iyi bir fikir verir. Prodüktivite yüzdesi, kuru ağırlık analizi veya ağırlık listesi olarak da adlandırılmaktadır (Gençkan 1985). Bu tür bir uygulama, çayır ve mera idaresi yönünden en iyi ve en doğru sonucu vermektedir. Yalnız biçilen otların türlere ayrılması hem zor olmakta, hem de fazla miktarda işgücü gerektirmektedir (Tosun ve Altın 1986, Babalık 2004). Bitkinin dip örtü yüzeyi, kompozisyon, tekerrür gibi kantitatif niteliklerin ortaya konması, yem değeri ve miktarını yani verimi belirtmeye yeterli olmadığı için verimin saptanması için ağırlık özelliğine başvurulur. Ağırlık, bitki toprak üstü kısımlarının belirli bir düzeyde biçilip tartılmasıdır. Bunun için temsili birim alanlarda bitkiler biçilip kurutulduktan sonra tartılmaktadır (Uluocak 1978). Birim alandan 1m 2 biçilen ve 50

62 kurutulduktan sonra tartılan miktarlar meranın yüzölçümüne kıyaslanarak tüm yem miktarının bulunması sağlamaktadır (Gül 2009). Meradan alınan yaş veya kuru ot miktarı mera veriminin göstergesidir. Kuru ot verimi, fazla değişken bir değer olmadığından, araştırmalarda genellikle kuru ot verimi kullanılmaktadır. Yaş ve kuru ot verimini saptamak için otlanan ve otlanmayan alanlardan 3 adet 1 m 2 lik örnek dipten biçilerek alınmıştır. Biçilen bu bitkiler, önce familyalarına göre ayrılmış, daha sonra tartılarak yaş ağırlıkları bulunmuştur. Daha sonra bu bitkiler, 70 C de 24 saat süre ile kurutma dolabında kurutulup, hassas terazide tartılarak kuru ağırlıkları bulunmuştur. Alınan örneklerin oranlanmasından sonra meranın ot verimi kg/da olarak hesaplanmıştır (Uluocak 1978, Gül 2009, Babalık ve Sönmez 2010, Bayraktar 2012). Şekil 3.7 Otlanan merada dipten biçilen alana ait görüntü 51

63 Ağırlık mera verim gücünü belirttiği için 1 m 2 lik alanlarda biçildikten sonra tartılan bitki tartım değerinin dekar ya da hektarda bulunma oranı ile verim hesaplanmıştır (Uluocak 1978, Gül 2009) Yükseklik bakımından meraların karşılaştırılması Bitkilerin yarışma güçleri yanında, kök gelişmesi ve derinliği ile de sıkı bir ilişki gösteren yükseklik, basit anlamda bitki boyunun cm olarak ölçülmesidir ve toprak düzeyinden son tomurcuğa, sap veya yaprak ucuna kadar olan uzaklık olarak tanımlanabilir (Heady 1957, Avcıoğlu 1983, Babalık 2004, Bayraktar 2012). Bitkilerin yüksekliği ile büyümesi, canlılığı, rekabeti, adaptasyonu, otlatmaya direnci, meranın otlatmaya hazır olma durumu (gösterge), yem olarak kullanımı, mera durumu, mera kesimi ve verim arasındaki ilişkiler çeşitli araştırmalarda kullanılmıştır. Otlatılan ve otlatılmayan bitkiler arasındaki yüksekliklerin karşılaştırılması, bu metotların çoğunda en önemli özelliktir (Heady 1957). Bundan başka yükseklik, bitkilerin canlılık ve büyüme güçlerini ortaya koymak açısından çok iyi bir gösterge olduğundan, bir türün değişik ekolojilerdeki başarı derecesini saptamada iyi bir ölçüt olarak kullanılabilmekte ve aynı zamanda çevrenin elverişliliğinin bir ölçüsü olarak da dikkate alınabilmektedir (Avcıoğlu 1983, Babalık 2004). Yükseklik, çayır mera vejetasyonunu oluşturan bitki bireyleri habitüsünün (görüntüsünün) en üst noktası ile toprak seviyesi arasındaki dikey mesafeyi ifade etmektedir. "Bitki boyu" anlamına da gelen bu karakter, dik habitüslü bitkilerde aynı zamanda sap uzunluğunu ifade etmektedir. Hâlbuki sürünücü ve yarı yatık habitüslü bitkilerde, yükseklik ve sap uzunluğu birbirinden ayrı kavram ve nitelikler olup ayrı değerlendirilmelidir. Çayır - mera vejetasyonunu oluşturan bitki bireylerinin yükseklikleri ile kök sistemlerinin derinliği arasında önemli bir ilişki vardır. Bitki yüksekliği artıkça kök sisteminin derinliği artmaktadır. Ayrıca bitkilerin rekabet durumu da yüksekliği etkilemektedir. Bir tür, rakip bir türün yanında fazla boylanmazken, yalnız olduğunda boylanabilmektedir. Ayrıca yükseklik ve ağırlık arasında önemli bir korelasyon bulunsa da her yüksek bitkinin ağırlığının da fazla olduğunu söylemek mümkün değildir (Gençkan 1985). 52

64 Yükseklik ölçümleri üç yöntemle yapılmaktadır. Birinci yöntem olarak göz tahminleri sıklıkla yapılmaktadır. Bir bitki topluluğunun veya bir türün birçok bitkisinin yüksekliklerinin gözlemci tarafından göz kararı yüksekliklerinin belirlenmesi zordur. İkinci olarak, bitkinin doğal görünüşünde yanına cetvel koyarak dik yüksekliğini ölçmektir ve bu hatalara sebep olabilecek bir ölçümdür. Son olarak ise bir cetvel yardımıyla bir bitkinin boyunun doğrultularak en uç noktaya kadar ölçülmesidir. Bu doğal görünüş yönteminden farklıdır ve bazı çalışmalarda yükseklik ölçümü olmasına rağmen boy olarak ölçümüdür. Yüksekliğin ölçülmesinde en iyi yöntem, popülâsyonun tanımlanması ve deneme amaçlarının belirlenmesinden sonra seçilebilir (Heady 1957). Bu çalışmada cetvel yardımıyla boy ölçümü; bitkinin toprak üstü kısmından itibaren en tepe uzantı noktasına kadarki mesafesinin ölçülmesi yöntemi kullanılmıştır İstatistikî analizler ve herbaryum çalışmaları Bitki ile kaplı alana göre, familyalarına, bitkilerin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterlerine, bitkilerin ömürlerine göre iki meranın botanik kompozisyonu ki-kare testine tabi tutularak iki mera arasında farklılık olup olmadığına bakılmıştır. Bu çalışmada meraların kuru ot ağırlıkları ve meralardaki bitki boyları (yükseklikler) bakımından elde edilen ölçümler, faktöriyel düzende varyans analizi tekniği (two way Anova) ile değerlendirilmiştir. Farklı grupların belirlenmesinde Duncan çoklu karşılaştırma yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sahasında karşılaşılan bitki türlerinin familyaları, bitkilerin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterleri, bitkilerin tek, iki ve çok yıllık olup olmadığı ve endemik olan bitki türleri TÜBİTAK ve TAGEM ortaklığında gerçekleştirilen 106G017 no lu "Ulusal Mera Kullanım ve Yönetim" Projesi web sitesinden faydalanılarak belirlenmiştir. Bu kaynakta bulunamayan türler için öncelikle Flora Araştırmaları Derneği tarafından hazırlanan ve Türk Patent Enstitüsü nün "bizim bitkiler" markası tescilini yaptığı wwwbizimbitkiler.org.tr 2013c den ve d den faydalanılmıştır. Bu kaynaklarda bulunamayan bitki tür ve çeşitleri ise çeşitli akademik 53

65 bildiri, makaleler ve doktora/yüksek lisans tezlerinden araştırılarak bulunmaya çalışılmıştır Meraların botanik kompozisyonun birbirine benzerliği ve uzaklığı İklim değişikliklerinin yanısıra aşırı otlatma sonucu meraların tür kompozisyonlarında uygun olmayan yönde önemli değişimler ortaya çıkmaktadır. Genel olarak meralar otlatmadan korunduğu zaman botanik kompozisyonda buğdaygillerin oranı artmaktadır. Ayrıca otlatmaya bağlı olarak botanik kompozisyonda meydana gelen değişimler bitki örtüleri arasındaki benzerliklerin azalmasına sebep olmaktadır (Koç ve Gökkuş 1996a). Jaccard indeksine göre benzerliklerin ve uzaklıkların hesaplanması; Her bitki tür sayısı, popülâsyonu oluşturan dört kategoriden birine girmek zorundadır. M 11 + M 01 + M 10 + M 00 = n dir. Jaccard benzerlik katsayısı J ile gösterilmekte ve; M 11 J = M 01 + M 10 + M 11 formülü ile elde edilmektedir. Jaccard uzaklığı d j olarak gösterilmekte ve; M 01 + M 10 d j = M 01 + M 10 + M 11 formülü ile gösterilmektedir. Formülde geçen; M 11 : Toplam bitki tür sayısının hem otlatılan ve hem otlanmayan merada değerinin 1 olduğu durumu, yani otlatılan ve otlanmayan meralardaki toplam tespit edilen bitki türlerini temsil eder. M 01 : Toplam bitki tür sayısının otlanmayan mera için 0, otlatılan mera için 1 olduğu durumu, yani yalnızca otlatılan merada tespit edilen bitki türlerini temsil eder. 54

66 M 10 : Toplam bitki tür sayısının otlanmayan mera için 1, otlatılan mera için 0 olduğu durumu, yani yalnızca otlanmayan merada tespit edilen bitki türlerini temsil eder. M 00 : Toplam bitki tür sayısının otlanmayan mera için 0, otlatılan mera için 0 olduğu durumu temsil eder (Anonymous 2014a). Jaccard katsayısı iyi bir benzerlik ölçümüdür ve 1 ile 0 arasında bir değer alır. Jaccard indeksi 1 değeri aldığında türler tamamen birbirine benzer, 0 değerini aldığında ise iki alan arasında birbirine benzer türler bulunmamaktadır, anlamına gelmektedir (Anonymous 2014a, Fırıncıoğlu ve Seefeldt 2007). Kamyunite emsaline göre benzerliklerin hesaplanması; Her iki bitki topluluğunda müştereken bulunan bitki türlerine ait değerler toplamının, bütün değerler toplamının yüzde olarak ifadesidir. Kamyunite emsalini bulmak için aşağıdaki formül kullanılmıştır: (Kamyunite Emsali)Benzerlik İndeksi (Bİ) = 2W a + b 100 W: Her iki merada veya yöneyde mevcut olan bitki türlerinin küçük değerlerinin toplamı, a+b: Her iki merada veya yöneyde bulunan bütün bitkilerin kapladığı sahaların toplamını ifade etmektedir. W ile gösterilen değerler, iki yöneye ait olduğu halde sadece küçüğü alındığı için iki ile çarpılmıştır. Birbirinin tamamen aynı olan iki bitki topluluğunun kamyunite emsali %100 olarak bulunacaktır. Bitki toplulukları arasındaki farklar çoğaldıkça, bulunacak emsal de o nispette küçülecektir. Kamyunite emsali yüze yaklaştıkça, yöneylerinin aynı populasyona ait olduklarına karar verilir. 55

67 Bakır (1970) ve Okatan (1987) ın açıklamaları doğrultusunda, yukarıdaki formülü vererek a ve b için aşağıdaki açıklamalar yapılmıştır (Uslu 2005, Öner 2006, Özen ve Türk 2014, Çaçan 2014): a: Birinci (ilk) yöney veya lokasyonda bulunan ortak bitkilerin botanik kompozisyonundaki oranlarının toplamı, b: İkinci yöney veya lokasyonda bulunan ortak bitkilerin botanik kompozisyondaki oranlarının toplamını temsil etmektedir. Søerensen benzerlik indeksine göre benzerliklerin hesaplanması; Bir alanda mevcut olan her bir türün bireylerinin sayısını belirlemek çok zor bir durumdur. Bu durumda Søerensen benzerlik indeksi kullanışlı bir indeks olmaktadır (Adu ve Ogbogu 2013). SQ = 2J/(A + B) A: Otlanan merada alınan numundelerdeki tespit edilen tür sayısı, B: Otlanmayan merada alınan numundelerdeki tespit edilen tür sayısı, J: Otlanan ve Otlanmayan merada karşılaşılan ortak tür sayısı Bu değer 1 e yakın olduğunda, her iki alanın birbirine benzer olduğu, 0 a yakın olduğunda ise birbirinden uzak olduğu sonucuna varılır. Benzerlik katsayısı; % arası ise çok benziyor, %40 64 ise benzer ve %0 39 ise benzemiyor demektir. 56

68 4. ARAŞTIRMA BULGULARI 4.1 Vejetasyonun Kantitatif Özelliklerinin Belirlenmesi Bitki ile kaplı alan Otlanan mera (ONM) da lup yöntemiyle 400 noktada ölçümler yapılmış ve bunun sonucunda bitki ile kaplı alan %98.75, bitkisiz-boş alan %1.25 olarak bulunmuştur. Otlanmayan mera (OMM) da aynı şekilde yapılan ölçümler sonucunda bitki ile kaplı alan %96.25 ve boş alan ise %3.75 olarak bulunmuştur. Çizelge 4.1 Otlanan ve otlanmayan meralarda bitki ile kaplı alan Otlanan Mera Otlanmayan Mera Ölçüm Sayısı % Ölçüm Sayısı % Toplam Baklagil Buğdaygil Diğer Familya Boş (Bitkisiz Alan) Toplam Bitki ile kaplı alana göre ki-kare analiz sonuçları ONM ve OMM bitki ile kaplı alan bakımından karşılaştırıldığında ki-kare testine göre istatistiki olarak aralarında önemli bir fark çıkmıştır (P<0.05). Yapılan lup ölçümlerinde tespit edilen familyaların ve bitkisiz-boş alanların iki mera toplamına göre yapılan ki-kare analizi sonucunda; ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile ONM deki buğdaygil miktarı (103) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (5) ile OMM deki bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM de rastlanılan baklagil miktarı (10) ile OMM deki bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). 57

69 OMM de rastlanılan baklagil miktarı (14) ile ONM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (5) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile diğer familya bitkileri miktarı (247) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile ONM de tespit edilen bitkisiz-boş alan miktarı (5) arasında ve OMM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). OMM de rastlanılan buğdaygil miktarı (103) ile diğer familya bitkileri miktarı (268) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). OMM de rastlanılan buğdaygil miktarı (103) ile ONM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (5) ve OMM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM de rastlanılan diğer familya bitkileri miktarı (247) ile ONM de tespit edilen bitkisiz-boş alan miktarı (5) arasındaki ve OMM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). OMM de rastlanılan diğer familya bitkileri miktarı (268) ile ONM rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (5) ve OMM de rastlanılan bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). Yapılan lup ölçümlerinde familya ve bitkisiz-boş alan miktarlarının, ONM ve OMM toplamına göre yapılan ki-kare testi sonuçlarına göre; ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile OMM de rastlanılan buğdaygil miktarı (103) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM de rastlanılan bitkisiz (boş) alan miktarı (5) ile OMM de rastlanılan bitkisizboş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). ONM de rastlanılan baklagil miktarı (10) ile bitkisiz-boş alan miktarı (5) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM de rastlanılan baklagil miktarı (10) ile OMM deki bitkisiz-boş alan miktarı (15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). OMM de rastlanılan baklagil miktarı (14) ile ONM ve OMM deki bitkisiz-boş alan miktarları (5:15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). 58

70 ONM ve OMM deki rastlanılan buğdaygil miktarları (138:103) ile ONM ve OMM deki diğer familya bitkileri miktarları (247:268) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM ve OMM de rastlanılan buğdaygil miktarları (138:103) ile ONM ve OMM de tespit edilen bitkisiz-boş alan miktarları (5:15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM ve OMM deki diğer familya bilkileri miktarı (247:268) ile ONM ve OMM deki bitkisiz-boş alan miktarları (5:15) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01) Botanik kompozisyon bakımından meraların karşılaştırılması Familyalarına göre botanik kompozisyon Otlanan merada familya ve tür sayıları ONM de 19 familya ve 67 bitki türüne rastlanmıştır. En fazla Asteraceae (Compositae) (125 adet) ve Poaceae (Gramineae) (138 adet) familyasına ait bitki türlerine rastlanılmıştır. ONM de söz konusu iki familyadaki bitki sayısının, toplam bitki sayısına oranının %66.5 olduğu görülmüştür. 59

71 Çizelge 4.2 Otlanan merada familya ve tür sayıları Familya Tür Sayısı (Adet) Bitki Sayısı (Adet) Bitki Sayısı Oranı % 1. Asteraceae - Compositae Papatyagiller - Bileşikgiller Poaceae - Gramineae Buğdaygiller Lamiaceae Ballıbabagiller Fabaceae Baklagiller Rubiaceae Kökboyasıgiller Apiaceae - Umbelliferae Maydanozgiller- Şemsiyegiller Caryophyllaceae Karanfilgiller Dipsacaceae Tarakotugiller Euphorbiaceae Sütleğengiller Ranunculaceae Düğünçiçeğigiller Acanthaceae Ayıpençesigiller Apocynaceae Zakkumgiller Brassicaceae Turpgiller Chenopodiaceae Sirkengiller - Kazayağıgiller Liliaceae Zambakgiller Linaceae Ketengiller Resedaceae Gerdanlıkgiller Rosaceae Gülgiller Scrophulariaceae Sıraca otugiller TOPLAM Otlanmayan merada familya ve tür sayıları OMM de ise 15 familya ve 72 bitki türüne rastlanmıştır. ONM de olduğu gibi en fazla Asteraceae (Compositae) familyasına (165 adet) ve Poaceae (Gramineae) familyasına (103 adet) ait bitki türlerine rastlanılmıştır. OMM de adı geçen iki familyadaki bitki sayısının, toplam bitki sayısına oranının %69.6 olduğu görülmüştür. 60

72 Çizelge 4.3 Otlanmayan merada familya ve tür sayıları Familya Tür Sayısı (Adet) Bitki Sayısı (Adet) Bitki Sayısı Oranı (%) 1. Asteraceae - Compositae Papatyagiller - Bileşikgiller Poaceae, Gramineae Buğdaygiller Lamiaceae Ballıbabagiller Rubiaceae Kökboyasıgiller Apiaceae - Umbelliferae Maydanozgiller- Şemsiyegiller Fabaceae Baklagiller Caryophyllaceae Karanfilgiller Ranunculaceae Düğünçiçeğigiller Rosaceae Gülgiller Brassicaceae Turpgiller Acanthaceae Ayıpençesigiller Dipsacaceae Fescitarağıgiller Euphorbiaceae Sütleğengiller Linaceae Ketengiller Resedaceae Gerdanlıkgiller TOPLAM Familyalarına göre botanik kompozisyonun ki-kare analiz sonuçları ONM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve 395 noktada bitkiye rastlanmıştır. Tespit edilen 395 bitkinin 10 tanesi (%2.53 ü) baklagil, 138 tanesi (%34.94 ü) buğdaygil ve 247 tanesi (%62.43 ü) ise diğer bitkiler grubuna aittir. 61

73 OMM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve 385 noktada bitkiye rastlanmıştır. Tespit edilen 385 bitkinin 14 tanesi (%3.64 ü) baklagil, 103 tanesi (%26.75 i) buğdaygil ve 268 tanesi (%69.61 i) ise diğer bitkiler grubuna aittir. Çizelge 4.4 Otlanan ve otlanmayan meralardaki bitki sayılarının familyalara dağılımı Otlanan Otlanmayan Toplam Baklagiller Buğdaygiller Diğer Familya TOPLAM İki meranın familyaları karşılaştırıldığında botanik kompozisyonları arasındaki fark kikare testine göre istatistiki olarak önemli çıkmıştır (P<0.05). ONM ve OMM deki familyaların toplamına göre ki-kare testi sonuçlarında; ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile OMM deki buğdaygil miktarı (103) arasında fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile ONM de rastlanılan diğer familya bitkileri miktarı (247) ve OMM de rastlanılan diğer familya bitkileri miktarı (268) arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). Ayrıca ONM ve OMM rastlanılan bitkilerin toplamına göre ki-kare testi sonuçlarına göre; ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile OMM de rastlanılan buğdaygil miktarı (103) arasındaki fark istatistiki, olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). ONM de rastlanılan bitki diğer familya bitkileri miktarı (247) ile OMM de rastlanılan diğer familya bitkileri miktarı (268) arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.05). ONM de rastlanılan buğdaygil miktarı (138) ile diğer familyalar bitkileri miktarı (247) arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). 62

74 ONM deki buğdaygil miktarı (138) ile OMM deki diğer familya bitkileri miktarı (268) arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). OMM deki buğdaygil miktarı (103) ile ONM deki diğer familya bitkileri miktarı (247) arasındaki fark, istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). OMM deki buğdaygil miktarı (103) ile diğer familya bitkileri miktarı (268) arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01) Bitki türlerinin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterlerine göre botanik kompozisyon ONM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve 395 noktada bitkiye rastlanmıştır. Tespit edilen 395 bitkinin 37 tanesi (%9.37 si) azalıcı, 58 tanesi (%14.68 i) çoğalıcı ve 300 tanesi (%75.95 i) istilacı karakterli bitkilerdendir. ONM de belirlenen 67 bitki türünden 55 i istilacı, 8 i çoğalıcı ve 4 ü azalıcı karakterli olduğundan, ONM de istilacı karakterli bitki türleri baskın durumdadır. OMM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve 385 noktada bitkiye rastlanmıştır. Tespit edilen 385 bitkinin 28 tanesi (%7.27 si) azalıcı, 44 tanesi (%11.43 ü) çoğalıcı ve 313 tanesi (%81.30 u) ise istilacı karakterli bitkilerdir. OMM de belirlenen 72 bitki türünden 59 u istilacı, 8 i çoğalıcı ve 5 i azalıcı karakterli olduğundan, OMM de de istilacı karakterli bitki türleri baskın durumdadır. Çizelge 4.5 Meralarda azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterli bitki sayısı (adet) Bitki Sayısı Otlanan Otlanmayan Toplam Tür Sayısı Bitki Sayısı Tür Sayısı Bitki Sayısı Tür Sayısı Azalıcı karakterli bitkiler Çoğalıcı karakterli bitkiler İstilacı karakterli bitkiler Toplam

75 İki merada rastlanılan bitkilerin azalıcı, çoğalıcı ve istilacı karakterlerine göre botanik kompozisyonları birbirleriyle karşılaştırıldığında ki-kare testine göre istatistiki olarak aralarından önemli bir fark bulunmamıştır (P>0.05) Bitki ömürlerine göre botanik kompozisyon ONM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve tespit edilen 395 bitkinin 184 tanesi (%46.6 sı) çok yıllık, 46 tanesi (%11.6 sı) iki yıllık ve 165 tanesi (%41.8 i) ise tek yıllık bitkilerdir. ONM de belirlenen 67 bitki türünden 38 i çok yıllık, 24 ü tek yıllık ve 5 i iki yıllık bitkilerden oluşmuştur. OMM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve tespit edilen 385 bitkinin 173 tanesi (%44.9 u) çok yıllık, 56 tanesi (%14.6 sı) iki yıllık ve 156 tanesi (%40.5 i) tek yıllık bitkilerdir. OMM de belirlenen 72 bitki türünden 42 si çok yıllık, 23 ü tek yıllık ve 7 si iki yıllık bitkilerden oluşmuştur. Çizelge 4.6 Bitki ömürlerine göre botanik kompozisyonda bitki sayısı (adet) Otlanan mera Otlanmayan mera Toplam Tek Yıllık İki Yıllık Çok Yıllık Toplam İki merada rastlanılan bitkilerin ömürleri karşılaştırıldığında botanik kompozisyonları arasındaki fark ki-kare testine göre istatistiki olarak önemli bulunmamıştır (P>0.05). 64

76 Endemik olmasına göre botanik kompozisyon Otlanan merada endemik türler ONM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve tespit edilen 395 bitki türünden 8 tanesi endemiktir. Bu endemik bitkilere 35 lup ölçümünde rastlanılmış olup 395 bitkinin %8.86 sını oluşturmaktadır. En fazla rastlanan endemik bitki türleri etekli kişniş ve kuduz adaçayıdır. Çizelge 4.7 Otlanan merada endemik bitki türlerinin listesi Ferulago pauciradiata Boiss. & Heldr. Tür Adı Tekrar Sayısı Etekli kişniş 16 LC Phlomis sieheana Rech. fil. Kuduz adaçayı 8 LC Consolida raveyi (Boiss.) Schrödinger Phlomis armeniaca Willd. Astragalus elongatus subsp. elongatus Festuca glaucispicula Markgr.- Dann. Descurainia sophia subsp. bartschii (O.E.Schulz) C.Vural Jurinea pontica Hausskn. & Freyn ex Hausskn. Topal mahmuz, hazeran Boz şavlak, Anadolu alevotu Geven, yazıyoncası 3 LC 3 LC 2 Puslu yumak 1 Uzun süpürge otu, has sadırotu Karadeniz geyikgöbeği, kavotu 1 1 LC Karakteristik Özellikleri Çok Yıllık Çok yıllık Tek Yıllık Çok yıllık Tek Yıllık Çok yıllık İki yıllık Çok Yıllık İstilacı İstilacı İstilacı İstilacı İstilacı Çoğalıcı İstilacı İstilacı Diğer Diğer Diğer Diğer Baklagil Buğdaygil Diğer Diğer Otlanmayan merada endemik türler OMM de 400 noktaya lup ile bakılmış ve tespit edilen 385 bitki türünden 10 tanesi endemiktir. Bu endemik bitkilere 38 Lup ölçümünde rastlanılmış olup, 385 bitkinin 65

77 %9.87 sini oluşturmaktadır. En fazla rastlanan endemik bitki türleri ONM de olduğu gibi etekli kişniş ve kuduz adaçayıdır. Çizelge 4.8 Otlanmayan merada endemik bitki türlerinin listesi Ferulago pauciradiata Boiss. & Heldr. Tür Adı Tekrar Sayısı Karakteristik Özellikleri Etekli kişniş 16 LC Çok yıllık İstilacı Diğer Phlomis sieheana Rech. fil. Kuduz adaçayı 9 LC Çok yıllık İstilacı Diğer Festuca valesiaca Koyun yumağı 3 Çok yıllık Çoğalıcı Buğdaygil Festuca glaucispicula Markgr.- Dann. Dianthus zederbaueri Vierh. Puslu yumak 2 Çok yıllık Çoğalıcı Buğdaygil Er karanfil 2 CD Çok yıllık Çoğalıcı Diğer Phlomis armeniaca Willd. Astragalus elongatus subsp. elongatus Boz şavlak, Anadolu alevotu Geven, yazıyoncası 2 LC Çok yıllık İstilacı Diğer 1 Tek yıllık İstilacı Baklagil Eryngium bithynicum Çakırotu 1 İki yıllık İstilacı Diğer Descurainia sophia subsp. bartschii (O.E.Schulz) C.Vural Consolida raveyi (Boiss.) Schrödinger Uzun süpürge otu, has sadırotu Topal mahmuz, hazeran 1 İki yıllık İstilacı Diğer 1 LC Tek yıllık İstilacı Diğer Meraların ağırlık karakterleri bakımından karşılaştırılması ONM ve OMM de yapılan çalışmalar sonucunda elde edilen kuru ot verimleri buğdaygil, baklagil ve diğer familya gruplarına göre çizelge 4.9 da verilmiştir. 66

78 Çizelge 4.9 Bitkilerin kuru ot ağırlığına göre botanik kompozisyon Familya Grubu Ağırlık (gr/m 2 ) Otlanan Mera Ağırlığa Göre B. K.(%) Otlanmayan Mera Ağırlık (gr/m 2 ) Ağırlığa Göre B.K. (%) Buğdaygiller Baklagiller Diğer Familya Toplam Kuru ot ağırlığı ile ilgili elde edilen değerler, faktöriyel düzende varyans analizi tekniği (two way Anova) ile değerlendirilmiştir (Çizelge 4.10). Çizelge 4.10 Kuru ot ağırlığına varyasyon analizi Kaynak SD Ardışık Kareler Toplamı Düzeltilmiş Kareler Toplamı Düzeltilmiş Ortalama Kare F değeri P değeri Familya (P<0.01) Mera Familya*Mera Hata Toplam Kuru ot ağırlığına göre yapılan varyans analizi sonuçlarına göre iki mera karşılaştırıldığında ONM ve OMM arasında ve iki meradaki familyalar arasında istatistiki olarak önemli bir fark bulunmamıştır (P>0.05). Bununla birlikte mera gözetmeksizin familyalar arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur (P<0.01). 67

79 Çizelge 4.11 Kuru ot ağırlığına göre familyalara ait ortalamalar Familya Ortalama* (gr/m 2 ) Standart Hata Baklagiller B 9.29 Buğdaygiller 92.5 A 12.8 Diğer Familya Bitkileri 66.5 AB 15.1 * Farklı gruplar Duncan çoklu karşılaştırma yöntemine göre harflendirilmiştir. Yem verimine katkısı bakımından kuru ot ortalama miktarlarına göre buğdaygiller 92.5 gr/m 2 ile daha fazla katkı sağlarken, diğer familyalara ait bitkiler buğdaygillere göre daha az katkı sağlamaktadır. Baklagiller ise bu iki familyaya göre daha az öneme sahip bir katkıda bulunmaktadır. Çizelge 4.12 Kuru ot ağırlığına göre mera ortalamaları Ortalama (gr/m 2 ) Standart Hata Otlanan mera Otlanmayan mera ONM de ± 15.8 gr/m 2 kuru ot ağırlığı mevcut iken OMM de ± 13.7 gr/m 2 kuru ot ağırlığı mevcuttur. Kuru ot ortalama ağırlığına göre, ONM ve OMM karşılaştırıldığında istatistiki olarak normalin içinde bir dağılım göstermiş olup aralarında önemli bir fark bulunmamaktadır Meraların yükseklik karakteri bakımından karşılaştırılması İki merada 400 lup noktasında yapılan çalışmada otlanan merada rastlanılan 67 bitki türüne ait 395 bitkinin, otlanmayan merada ise rastlanılan 72 bitki türüne ait 385 bitkinin boyları (yükseklikleri) ölçülmüştür. 68

80 Çizelge 4.13 Bitki boyuna göre varyasyon analizi Kaynak SD Ardışık Kareler Toplamı Düzeltilmiş Kareler Toplamı Düzeltilmiş Ortalama Kare F değeri P değeri Familya (P<0.01) Mera Familya*Mera Hata Toplam Tespit edilen bitki boylarına göre yapılan varyans analizine göre bitki boyu bakımından ONM ve OMM arasında ve iki meradaki familyalar arasında istatistiki olarak önemli bir farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Mera gözetmeksizin familyaların bitki boyları karşılaştırıldığında ise istatistiki olarak aralarındaki fark önemli bulunmuştur (P<0.01). Çizelge 4.14 Bitki boyu karakterine göre familyalara ait ortalamalar Familya Familya Sayısı Ortalama* (cm) Standart Hata Baklagiller B 2.14 Buğdaygiller A Diğer Familya Bitkileri A * Farklı gruplar Duncan çoklu karşılaştırma yöntemine göre harflendirilmiştir. Bitki boyu bakımından buğdaygiller ve diğer familyalara ait bitkiler önemlilik derecesi bakımından aynı grupta yer alırken, baklagiller cm ile daha az öneme sahip bir miktarda bulunmaktadırlar. Çizelge 4.15 Bitki boyuna göre mera ortalamaları Familya Familya Sayısı Ortalama (cm) Standart Hata Otlanan Mera Otlanmayan Mera

81 ONM de ortalama yükseklik ± cm iken OMM de ± cm dir. Bitki boyu bakımından meralar istatistiki olarak normalin içinde bir dağılım göstermiş olup aralarında önemli bir fark bulunmamaktadır. 4.2 Meraların Botanik Kompozisyonun Birbirine Benzerliği ve Uzaklığı Jaccard indeksine (J) göre; J = = 0.63 Jaccard indeksine göre iki mera birbirine %63.03 oranında benzemektedir. Bakır (1963) a göre; ONM de 67, OMM de ise 72 bitki türüne rastlanmış olup bu iki merada 50 bitki türüne ortak rastlanmıştır (Çizelge 4.16). 70

82 Çizelge 4.16 İki merada ortak olan bitki türleri ve sayıları Bitki Tür Adı Otlatılan Meradaki Bitki Sayısı Otlanmayan Meradaki Bitki Sayısı En Düşük Değer 1. Acanthus hirsutus Boiss Aegilops clyndrica Aegilops triuncialis Agropyron cristatum subsp. pectinatum var pectinatum 5. Anthemis cretica subsp. anatolica (Boiss.) Grierson Anthemis tinctoria Astragalus elongatus subsp. elongatus Astragalus microcephalus Bromus arvensis Bromus danthoniae Bromus tomentellus Boiss Centaurea patula Centaurea virgata Cephalaria syriaca (L.) Schrader Chondrilla juncea L Cichorium intybus Cirsium arvense (L.) Scop Consolida raveyi (Boiss.) Schrödinger Crepis foetida subsp. rhoeadifolia (M.Bieb.) Čelak. 20. Crepis sancta Crupina crupinastrum (Moris) Vis Delphinium venulosum Boiss Descurainia sophia subsp. bartschii (O.E.Schulz) C.Vural 24. Dianthus zonatus var. zonatus Euphorbia macroclada Boiss Ferulago pauciradiata Boiss. & Heldr Festuca glaucispicula Markgr.-Dann Festuca valesiaca Galium floribindium Galium verum L. subsp. verum Globularia orientalis L Lactuca serriola L Lolium rigidum Gaudinvar. rigidum Marrubium parviflorum subsp. parviflorum Phlomis armeniaca Willd

83 Çizelge 4.16 İki merada ortak olan bitki türleri ve sayıları (devam) 36. Phlomis sieheana Rech. Fil Picris pauciflora Wild Reseda lutea L. subsp. lutea Salvia aethiopis L Sanguisorba minor subsp. minor Senecio leucanthemifolius Poir. subsp. vernalis (Waldst. & Kit.) Greuter Sonchus asper Stipa holosericea Stipa lessingiana Trin. & Rupr Taeniatherum caput-medusae (L.) Nevski Taraxacum scaturiginosum G. Hagl Tragopogon dubius Tragopogon pratensis Turgenia latifolia Hoffm Ziziphora tenuior L Bİ = 2W = a + b = = % Benzerlik (Kamyunite) indeksine göre iki mera birbirine %67.8 oranında benzemektedir. Søerensen benzerlik (SQ) indeksine göre ise; SQ= 2*50/(67+72)=0,72 yani %72 benzerlik çıkmaktadır. Bu değerlere göre çalışma sahası olan otlanan ve otlanmayan meraların bitki örtüsü birbirine benzemektedir. 72

84 5. TARTIŞMA VE SONUÇ 5.1 Bitki ile Kaplı Alan Bakımından Meraların Karşılaştırılması Lup yöntemiyle yapılan arazi çalışmaları sonucunda ONM de bitki ile kaplı alanın (%98.75), OMM ye (%96.0) göre fazla olduğu tespit edilmiştir. Bitki ile kaplı alanı Uslu (2005) Kahramanmaraş ili Türkoğlu ilçesi Araplar köyü Yeniyapan merasında %81.6, Ağın (2012) Bingöl ili Yedisu ilçesi Karapolat köyü merasında %85.8 olarak bulmuştur. Şen (2010), Kilis ilinin bazı köylerinde incelediği meralarda bitki ile kaplı alanın %71.9 ile %95.1 arasında değiştiğini tespit etmiştir. Bayraktar (2012), Tekirdağ ilinin Saray ilçesinin Çukuryurt köyü merası ve Küçükyoncalı köyü orman içi merasında; taban meranın şerit (transekt) ve halka (lup) yöntemlerine göre üç yıllık ortalama bitki ile kaplı alanları sırasıyla %97.5 ve %98.03 olarak; orman içi mera için %87.97 ve %93.88 olarak bulmuştur. Çınar vd. (2014), Hatay ili Kırıkhan ilçesinin taban kesiminde 5 farklı merada bitki ile kaplı alan oranını %84.4 ile %99.0 arasında bulmuştur. Çelik (2001) Diyarbakır ili Gözalan köyünde korunan ve otlatılan meralarda yürüttüğü araştırmasında ONM de bitki ile kaplı alanı %88.7, OMM de ise %68.7 olarak bulmuştur. Duvall ve Linnartz (1967), Özer (1988), Efe (1988), Koç ve Gökkuş (1996a), Şılbır ve Polat (1996), Turcan (1997), Bakoğlu (1999), Dirihan (2000), Öner (2006), Babalık (2008), Çomaklı (2012) araştırmalarında, OMM deki bitki ile kaplı alan oranını, ONM ye göre fazla olduğunu tespit etmişlerdir. Bu araştırmada bitki ile kaplı alan bakımından iki mera arasında ki-kare testine göre istatistiki olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Bitki ile kaplı alan bakımından ONM deki buğdaygiller %34.5, baklagiller %2.50, diğer familya bitkilerini %61.75 olarak bulunurken, OMM de ise buğdaygiller %25.75, baklagilleri %3.5 ve diğer familya bitkileri %67.0 olarak bulunmuştur. Çalışma konusu mera alanlarında bitkisiz-boş alan miktarları bakımından ONM ve OMM arasında istatistiki olarak önemli bir fark bulunmuştur. Bitkisi-boş alan, ONM de %1.25 ve OMM de %3.75 gibi düşük oranlarda olduğundan, botanik kompozisyonu oluşturan bitkilerin dağılımı ile bitki ile kaplı alanı bakımından bitkilerin dağılımı 73

85 birbirine yakın bulunmuştur (EK 3 ve EK 4). Ayrıca OMM de yapılan çalışmalar sırasında çok fazla miktarda ölü bitki olduğu gözlemlenmiştir. Çelik (2001), ONM de bitki ile kaplı alan bakımından buğdaygilleri %43.40, baklagilleri %2.75, diğer familya bitkilerini %22.7 olarak bulurken, OMM de ise aynı sırayla buğdaygilleri %82.03, baklagilleri %1.63 ve diğer familya bitkilerini %5.1 olarak bulmuştur. Öner (2006) in araştırmasında bitki ile kaplı alanın OMM ile ONM ve sürüldükten sonra terkedilen mera arasında istatistiki olarak (P<0.01) birbirinden önemli bir farklılık gösterdiğini belirlemiştir. Çomaklı vd. (2012), bitki ile kaplı alan bakımından, OMM ve ONM ile sürülüp uzun süre terkedilen mera arasında istatistiki olarak anlamlı bir fark bulmuş; ONM ve sürülüp terkedilen mera arasında ise istatistiki olarak önemli bir fark tespit etmemiştir. 5.2 Meraların Botanik Kompozisyonunun Karşılaştırılması Familya gruplarına göre karşılaştırılması Familya ve bitki tür sayısı Her mera için 400 noktada olmak üzere toplam 800 noktada yapılan tespitler ve ölçümler sonucunda ONM de 19 familya ve 67 bitki türüne, OMM de ise 15 familya ve 72 bitki türüne rastlanmıştır. Olff ve Ritchie (1998), meralarda yapılan çok sayıda çalışmalarda, merada otlayan hayvanların genellikle bitki çeşitliliğini artırdığını belirtmişlerdir. Proulx ve Mazumder (1998) ise besin-fakir ekosistemlerde ağır otlatma baskısının, bitki tür zenginliğinin azalttığını, besin-zengin ekosistemlerde ise arttırdığını tespit etmişlerdir. Bu çalışmada ONM deki bitki tür sayısı OMM ye göre az olduğundan, otlatmanın bir sonucu olarak ONM nin besin-fakir bir ekosistem olduğu sonucuna varılabilir. Bununla birlikte ONM deki familya sayısı, OMM ye göre daha fazla tespit edildiğinden otlatmanın familya seviyesinde çeşitliliği olumlu yönde etkilediği söylenebilir. Zakkumgiller (Apocynaceae), Sirkengiller Kazayağıgiller (Chenopodiaceae), Zambakgiller (Liliaceae) ve Sıracaotugiller (Scrophulariaceae) 74

86 familyaları sadece ONM de rastlanılmış olup diğer familya bitkileri grubunda yer alan istilacı bitkilerdir. Şekil 5.1 Familya ve bitki türler sayıları Yılmaz ve Büyükburç (1996), araştırma alanında 35 familya ve 206 bitki türü, Kendir ve Bakır (1997) ise araştırma alanında 27 familya ve 109 bitki türü tespit etmişlerdir. Dirihan (2000) araştırmasında, OMM deki familya ve tür sayılarını ONM ye göre daha fazla bulmuştur. Çelik (2001) araştırmasında OMM de 10 familyaya ait 33 bitki türüne rastlarken, ONM de 6 familyaya ait 19 bitki türüne rastlanmıştır. Öner (2006) çalışmasında ONM, OMM ve sürülüp terkedilen meralarda yürüttüğü araştırmasında buğdaygillerden 12, baklagillerden 5 ve diğer familyalara ait türlerden 28 olmak üzere toplam 45 bitki türünü belirlemiştir. Aydın vd (2014) araştırmalarında 16 bitki familyası ve 53 bitki türü belirlemiştir. Çaçan vd (2014), OMM de 11 bitki familyası ve 11 i buğdaygil, 12 si baklagil ve 22 si diğer familya bitkilerine ait 45 bitki türü, ONM de ise 5 bitki familyası ve 7 si buğdaygil, 6 sı baklagil ve 7 sinin de diğer familya bitkilerine ait 20 bitki türü tespiti yapmışlardır. Ayrıca OMM deki bitki türlerinden çoğunluğun baklagillerden (12 adet), buğdaygillerden (11 adet) Asteraceae (9 adet) familyalarından 75

87 oluştuğunu, ONM deki bitki türlerinden çoğunluğun ise buğdaygiller (7 adet), baklagiller (6 adet) ve Asteraceae (5 adet) familyalarından oluştuğunu belirlemişlerdir. Vejetasyon yoğunluğunun tespiti çalışmalarında, her iki merada 50 ortak bitki türüne rastlanmış olup toplam 19 familya da 89 bitki türü tespiti yapılmıştır. Yapılan diğer araştırmalar gözönüne alındığında orta derecede familya ve bitki türüne sahip iki merada çalışıldığı anlaşılmaktadır Familyaların dağılımı Bu araştırmada iki meranın familyaları karşılaştırıldığında botanik kompozisyonları arasındaki fark, ki-kare testine göre istatistiki olarak önemli çıkmıştır (P<0.05). Öner (2006), familya grupları arasında yapılan analizler sonuçlarına göre buğdaygiller ve baklagiller arasında istatistiki olarak (P<0.01) önemli farklılıklar tespit etmiş, diğer familya bitki türleri oranlarında ise herhangi bir farklılık tespit etmemiştir. Bu araştırmada bitki ile kaplı alan içinde ONM deki diğer familya bitkilerinin %62.5, buğdaygillerin %34.9, baklagillerin %2.5; OMM deki diğer familya bitkilerinin ise %69.6, buğdaygillerin %26.8 ve baklagillerin %3.6 oranlarında botanik kompozisyonu oluşturdukları belirlenmiştir. Turcan (1997) araştırmasında botanik kompozisyonun dağılımını ONM de %77.58 diğer familya bitkileri, %17.70 buğdaygiller, %4.72 baklagiller ve OMM de %70.30 diğer familya bitkileri, %27.83 buğdaygiller, %1.87 baklagiller olarak bulmuştur. Turcan (1997) ın araştırma sonuçları dikkate alındığında, bu araştırma ile benzer sonuçlara ulaştığı anlaşılmaktadır. 76

88 Familyaların Dağılımı (Yüzde) 2,5 3,6 34,9 26,8 Baklagiller Buğdaygiller 62,5 69,6 Diğer Familya Bitkileri Otlanan Mera Otlanmayan Mera Şekil 5.2 Familyaların yüzde dağılımı Bakır (1963) araştırmasında botanik kompozisyonun buğdaygiller, diğer familya bitkileri ve baklagiller olarak sıralandıklarını belirlemiştir. Duvall ve Linartz (1967), Efe (1988), Koç ve Gökkuş (1996a), araştırmalarında çalıştıkları bütün meralarda botanik kompozisyon içinde buğdaygilleri baskın olarak bulmuştur. Şılbır ve Polat (1996), OMM de buğdaygil ve baklagil bitkileri, ONM ye göre daha fazla oranda bulmalarına karşın, ONM de bulunan diğer familya bitkilerini OMM ye göre daha fazla oranda tespit etmişlerdir. Bakoğlu (1999), botanik kompozisyonun dağılımında ONM de %34.34 buğdaygiller, %23.23 baklagiller ve %20.24 diğer familya bitkileri; OMM de %64.21 buğdaygiller, %15.55 baklagiller ve %42.43 diğer familya bitkileri tespit etmiştir. Dirihan (2000), baklagillerin ONM de önemli derecede azaldığını, buğdaygillerin ise baklagiller kadar olmasa da azalma gösterdiğini, buna karşın diğer familya grubundaki bitkilerin artış gösterdiğini gözlemiştir. Çelik (2001), botanik kompozisyonun dağılımında OMM de buğdaygilleri %63.09, baklagilleri %4.00, diğer familya bitkilerini %32.9; ONM de ise buğdaygilleri %92.39, baklagilleri %1.83 ve diğer familya bitkilerini %5.8 olarak bulmuştur. Öner (2006), ONM ve OMM de çoktan aza doğru sırayla buğdaygillerin, diğer familya bitkilerinin ve baklagillerin bulunduğunu; sürülüp terkedilen merada ise diğer familya bitkilerinin, buğdaygillerin 77

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Çiğdem ŞEN KİLİS İLİNİN BAZI KÖYLERİNDEKİ MERALARDA VEJETASYON YAPISI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM DALI ADANA, 2010 ÇUKUROVA

Detaylı

Turkish Journal of Agricultural and Natural Sciences Special Issue: 2, 2014

Turkish Journal of Agricultural and Natural Sciences Special Issue: 2, 2014 TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Bingöl İli Merkez İlçesi Çiçekyayla Köyü Merasının Ot Verimi ve Otlatma Kapasitesinin Belirlenmesi

Detaylı

BURDUR-KEMER İLÇESİ AKPINAR YAYLASINDA BİTKİ İLE KAPLI ALANIN BELİRLENMESİNDE ÜÇ FARKLI ÖLÇÜM YÖNTEMİNİN KULLANILMASI ve KARŞILAŞTIRILMASI

BURDUR-KEMER İLÇESİ AKPINAR YAYLASINDA BİTKİ İLE KAPLI ALANIN BELİRLENMESİNDE ÜÇ FARKLI ÖLÇÜM YÖNTEMİNİN KULLANILMASI ve KARŞILAŞTIRILMASI AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2002, 15(2),1-7 BURDUR-KEMER İLÇESİ AKPINAR YAYLASINDA BİTKİ İLE KAPLI ALANIN BELİRLENMESİNDE ÜÇ FARKLI ÖLÇÜM YÖNTEMİNİN KULLANILMASI ve KARŞILAŞTIRILMASI

Detaylı

Çayır-Mer a Ekolojisi

Çayır-Mer a Ekolojisi Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 4 19 Bölüm 4 Çayır-Mer a Ekolojisi 4.1. Bitki Ekolojisine Etkili Olan Etmenler 1) İklim faktörleri 2) Toprak ve toprak altı faktörler 3) Topografik faktörler 4) Biyotik faktörler

Detaylı

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

Tanımlar. Bölüm Çayırlar Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 1 1 1.1. Çayırlar Bölüm 1 Tanımlar Genel olarak düz ve taban suyu yakın olan alanlarda oluşmuş, gür gelişen, sık ve uzun boylu bitkilerden meydana gelen alanlardır. Toprak

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ Abdul Haluk TÜRKER MERSİN-TARSUS OLUK KOYAK KÖYÜ TOPAK ARDIÇ MEVKİSİNDE 1997 YILINDAN BERİ KORUNMUŞ AĞAÇLANDIRMA SAHASINDAKİ OTSU VEJETASYONUN

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

MERA VEJETASYONLARININ ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI *

MERA VEJETASYONLARININ ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI * AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 7, (2),143-151 MERA VEJETASYONLARININ ÖLÇÜMÜNDE KULLANILAN YÖNTEMLERİN KARŞILAŞTIRILMASI * Mehmet BİLGEN a Yaşar ÖZYİĞİT Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

OTLATILAN VE KORUNAN MERA KESİMLERİNDE BAKI FAKTÖRÜNÜN TOPRAKÜSTÜ BİOMAS MİKTARI ÜZERİNE ETKİLERİ. A. Alper BABALIK * Koray SÖNMEZ

OTLATILAN VE KORUNAN MERA KESİMLERİNDE BAKI FAKTÖRÜNÜN TOPRAKÜSTÜ BİOMAS MİKTARI ÜZERİNE ETKİLERİ. A. Alper BABALIK * Koray SÖNMEZ Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 1, Yıl: 2009, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 52-58 OTLATILAN VE KORUNAN MERA KESİMLERİNDE BAKI FAKTÖRÜNÜN TOPRAKÜSTÜ BİOMAS MİKTARI ÜZERİNE

Detaylı

Araştırma Makalesi (Research Article)

Araştırma Makalesi (Research Article) Türkiye de Tarımsal Yayım Sisteminde Çoğulcu Yapının Bir Görünümü Araştırma Makalesi (Research Article) Erdal ÇAÇAN 1 Mehmet BAŞBAĞ 2 1 Bingöl Üniversitesi, Genç Meslek Yüksekokulu, Bitkisel ve Hayvansal

Detaylı

KAHRAMANMARAŞ MERALARINA İLİŞKİN SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI

KAHRAMANMARAŞ MERALARINA İLİŞKİN SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1283 KAHRAMANMARAŞ MERALARINA İLİŞKİN SORUNLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI Adem EROL* Mustafa KIZILŞİMŞEK* Mahmut KAPLAN* Mehmet DONBALOĞLU* Özet Ülkemizin en önemli doğal kaynaklarından

Detaylı

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 8. KONU - Yem tipine uygun hayvan cinsiyle otlatmanın tanımlanması, - Hayvanların otlama alışkanlıkları, - Karışık hayvan cinsleri ile otlatma, - Mera

Detaylı

Turkish Journal of Nature and Science. Bingöl İli Yedisu İlçesi Karapolat Köyü Merasının Botanik Kompozisyonunun Belirlenmesi

Turkish Journal of Nature and Science. Bingöl İli Yedisu İlçesi Karapolat Köyü Merasının Botanik Kompozisyonunun Belirlenmesi Tr. Doğa ve Fen Derg. - Tr. J. Nature Sci. 2013 Yol. 2 No. 1 İJİrbjDoğa ve Ten (Dergisi Turkish Journal of Nature and Science www.bingol.odu.tr/trdogafenderg ingöl İli Yedisu İlçesi Karapolat Köyü Merasının

Detaylı

www.turkjans.com Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Ot Verimi ve Kalitesinin Belirlenmesi

www.turkjans.com Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Ot Verimi ve Kalitesinin Belirlenmesi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Ot Verimi ve Kalitesinin Belirlenmesi a Ali AYDIN*,

Detaylı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı

Trakya Kalkınma Ajansı. www.trakyaka.org.tr. Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı Trakya Kalkınma Ajansı www.trakyaka.org.tr Edirne İlinde Yem Bitkileri Ekilişi Kaba Yem Üretiminin İhtiyacı Karşılama Oranı EDİRNE YATIRIM DESTEK OFİSİ EDİRNE İLİNDE YEM BİTKİLERİ EKİLİŞİ, MERALARIN DURUMU

Detaylı

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ

TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ TÜRKİYE ET ÜRETİMİNDE BÖLGELER ARASI YAPISAL DEĞİŞİM ÜZERİNE BİR ANALİZ Arş. Gör. Atilla KESKİN 1 Arş.Gör. Adem AKSOY 1 Doç.Dr. Fahri YAVUZ 1 1. GİRİŞ Türkiye ekonomisini oluşturan sektörlerin geliştirilmesi

Detaylı

Turkish Journal of Agricultural and Natural Sciences Special Issue: 2, 2014

Turkish Journal of Agricultural and Natural Sciences Special Issue: 2, 2014 TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Korunan ve Otlatılan İki Farklı Doğal Alanın Botanik Kompozisyon Açısından Karşılaştırılması a

Detaylı

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi

Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Bazı Ceviz (Juglans regia L.) Çeşitlerinin Çimlenme ve Çöğür (Anaçlık) Gelişme Performanslarının Belirlenmesi Akide ÖZCAN 1 Mehmet SÜTYEMEZ 2 1 Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniv., Afşin Meslek Yüksekokulu,

Detaylı

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 4. KONU - Klimaks vejetasyon, - Klimaks vejetasyonun kompozisyonu, - Doğal vejetasyonun bozulması, - Vejetasyon bozulmasının nedenleri, - Vejetasyon bozulmasının

Detaylı

Yöney ve Gübrelemenin Meranın Otlatma Kapasitesi Üzerine Etkileri

Yöney ve Gübrelemenin Meranın Otlatma Kapasitesi Üzerine Etkileri Mahmut DAŞCI 1 Binali ÇOMAKLI 2 Tuncay ÖNER 2 1 Atatürk Üniversitesi Narman Meslek Yüksekokulu, Narman, Erzurum 2 Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Erzurum e-posta: mtasci@atauni.edu.tr

Detaylı

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.

Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5. Dünya kendi içinde benzerlik gösteren 6 büyük flora alemine ayrılır: 1.Holarktikflora alemi 2.Paleotropis, 3.Neotropis, 4.Australis 5.Arkensis, 6.Kapensis Flora alemleri flora bölgelerine (region), flora

Detaylı

KARACADAĞ DA OTLATILAN ve KORUNAN MERALARDA BİTKİ TÜR ve KOMPOZİSYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

KARACADAĞ DA OTLATILAN ve KORUNAN MERALARDA BİTKİ TÜR ve KOMPOZİSYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI HR.Ü.Z.F. Dergisi 2005, 9 (1):9-13 J. Agric. Fac. HR.U.2005, 9 (1):9-13 KARACADAĞ DA OTLATILAN ve KORUNAN MERALARDA BİTKİ TÜR ve KOMPOZİSYONLARININ KARŞILAŞTIRILMASI İsmail GÜL, Mehmet BAŞBAĞ Geliş Tarihi:23/02/2004

Detaylı

Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI

Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 9 73 9.1. Kapsam Bölüm 9 ÇAYIR-MER A ISLAHI Çayır-mer a ıslahı, yem kaynaklarını ıslah etmek veya bu yemi otlayan hayvanların yararlanmalarını kolaylaştırmak için, çayır-mer

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ KARAMAN İLİ DEMİRYURT KÖYÜ MERASINDA FARKLI GÜBRE UYGULAMALARININ MERANIN VERİM VE BOTANİK KOMPOZİSYONUNA ETKİLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR

Detaylı

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir. Çaldıran Tarihçesi: İlçe birçok tarihi medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Medler, Bizanslılar, Urartular, İranlılar ve son olarak Osmanlı devleti bu ilçede hâkimiyet sürmüşlerdir. İlçenin tarih içerisindeki

Detaylı

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI Hayvancılığın en önemli unsurlarından biri besin kaynaklarının teminidir. Hayvanların günlük rasyonlarının yaklaşık yarısı kadar kaba yem

Detaylı

Korunan ve Otlatılan İki Farklı Doğal Alanın Verim ve Kalite Açısından Karşılaştırılması

Korunan ve Otlatılan İki Farklı Doğal Alanın Verim ve Kalite Açısından Karşılaştırılması TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Korunan ve Otlatılan İki Farklı Doğal Alanın Verim ve Kalite Açısından Karşılaştırılması a Erdal

Detaylı

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar; Tarımı gelişmiş ülkelerin çoğunda hayvancılığın tarımsal üretim içerisindeki payı % 50 civarındadır. Türkiye de hayvansal üretim bitkisel üretimden sonra gelmekte olup, tarımsal üretim değerinin yaklaşık

Detaylı

Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ

Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ Kitap Adı : Çayır-Mer a ve Yem Bitkileri Kültürü Yazarı : Doç.Dr.Rüştü HATİPOĞLU Yrd.Doç.Dr.Ersin CAN Ar.Gör.Nafiz ÇELİKTAŞ Baskı Yılı : 1998 Sayfa Sayısı : 164 Kitabın satışı yapılmamaktadır. Çayır-Mer

Detaylı

Çayır ve Meraların Bölgesel Kalkınma Üzerindeki Etkisi. Influence of Meadows and Pastures on Regional Development

Çayır ve Meraların Bölgesel Kalkınma Üzerindeki Etkisi. Influence of Meadows and Pastures on Regional Development Çayır ve Meraların Bölgesel Kalkınma Üzerindeki Etkisi Öz Erdal ÇAÇAN 1, Alaaddin YÜKSEL 2 Ülke olarak hayvancılığımızın ihtiyaç duyduğu kaba yem, belli başlı üç ana kaynaktan sağlanmaktadır. Bunlar çayır-mera

Detaylı

KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ*

KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ* AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 261-266 KORKUTELİ VE ELMALI DA BULUNAN BAZI DOĞAL MERALARIN VEJETASYON DURUMLARININ BELİRLENMESİ* Mehmet BİLGEN Yaşar ÖZYİĞİT Akdeniz Üniversitesi

Detaylı

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme

Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 8 65 Bölüm 8 Çayır-Mer alarda Sulama ve Gübreleme 8.1 Gübreleme Çayır-Mer alarda bulunan bitkilerin vejetatif aksamlarından yararlanılması ve biçme/otlatmadan sonra tekrar

Detaylı

ANTALYA MERKEZE BAĞLI BAZI DOĞAL MERALARDA BULUNAN BİTKİLERİN KURU AĞIRLIKLARININ BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA

ANTALYA MERKEZE BAĞLI BAZI DOĞAL MERALARDA BULUNAN BİTKİLERİN KURU AĞIRLIKLARININ BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA ANTALYA MERKEZE BAĞLI BAZI DOĞAL MERALARDA BULUNAN BİTKİLERİN KURU AĞIRLIKLARININ BELİRLENMESİ ÜZERİNDE BİR ARAŞTIRMA Yaşar ÖZYİĞİT 1 Mehmet BİLGEN 1 1. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ BAZI YAPAY MERA KARIŞIMLARINDA EKİM YÖNTEMLERİ VE AZOT DOZLARININ YEM VERİMİ VE KALİTESİNE ETKİLERİ Altıngül ÖZASLAN PARLAK TARLA BİTKİLERİ ANABİLİM

Detaylı

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 20142012 YILI ALANSAL YILI YAĞIŞ YAĞIŞ DEĞERLENDİRMESİ MAYIS 2015-ANKARA T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI Meteoroloji Genel Müdürlüğü 2014

Detaylı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ. Yeliz GÜNAYDIN ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ İMAR ÖZELLİKLERİNİN TAŞINMAZ DEĞERLERİNE ETKİLERİ Yeliz GÜNAYDIN TAŞINMAZ GELİŞTİRME ANABİLİM DALI ANKARA 2012 Her hakkı saklıdır ÖZET Dönem Projesi

Detaylı

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017

ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 ÇAYIR VE MERA YÖNETİMİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ 2017 6. KONU - Aşırı otlamanın belirtileri, - Yurdumuzda otlatma kapasitesi sorunu ve çözüm yolları, - Otlatma mevsiminin tanımlanması, - Kritik periyotlar

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ DERSLERİNİN BOLOGNA SÜRECİNE İNTİBAK LİSTESİ 1.YARIYIL Kodu Ders Adı Kredi Durumu Ders Ders Adı Kredi 1518101 Botanik 3(2+2) Eşleştirildi 1518151 Botanik 3(2+2) 1518102 Temel Fizik 2(2+0)

Detaylı

TEKİRDAĞ İLİ MURATLI İLÇESİ DOĞAL MERALARININ VEJETASYON YAPILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA

TEKİRDAĞ İLİ MURATLI İLÇESİ DOĞAL MERALARININ VEJETASYON YAPILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA TEKİRDAĞ İLİ MURATLI İLÇESİ DOĞAL MERALARININ VEJETASYON YAPILARI ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA Ebru TAN YÜKSEK LİSANS TEZİ Tarla Bitkileri Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Canan ŞEN 2016 T.C. NAMIK KEMAL ÜNİVERSİTESİ

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA 6.3.2.4. Akdeniz Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Akdeniz kıyıları boyunca uzanan Toros

Detaylı

1. ÖZGEÇMİŞ. Selahattin ÇINAR EĞİTİM BİLGİLERİ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi (Tarım Ekonomisi)

1. ÖZGEÇMİŞ. Selahattin ÇINAR EĞİTİM BİLGİLERİ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi (Tarım Ekonomisi) 1. ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı Doğum Yeri ve Yılı Çalıştığı Kurum : eposta Selahattin ÇINAR Sivas, Şarkışla1967 Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesi scinar01@hotmail.com Eğitim Üniversite (Lisans) Doktora

Detaylı

TARIMSAL ARAŞTIRMALAR VE POLİTİKALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI

TARIMSAL ARAŞTIRMALAR VE POLİTİKALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ORGANİZASYON ŞEMASI BÖLÜM: TAGEM.ORG.01 Yayınlanma Tarihi Revizyon No:05 Revizyon tarihi: 15.11.2016 Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü Tarla Bitkileri Daire Başkanlığı Bahçe Bitkileri Daire Başkanlığı Bitki

Detaylı

BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE TARLA BİTKİLERİ TARIMI. Akdeniz üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Antalya

BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE TARLA BİTKİLERİ TARIMI. Akdeniz üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Antalya 88 BATI AKDENİZ BÖLGESİNDE TARLA BİTKİLERİ TARIMI Prof.Dr. Süer YÜCE Doç.Dr.M.ilhan ÇAĞIRGAN Arş.Gör. Haşan BAYDAR Doç.Dr. İsmail TURGUT Yrd.Doç.Dr.S.ÇAKMAKÇI Arş.Gör.Aydın ÜNAY Arş.Gör. Mehmet BİLGEN

Detaylı

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ

AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ AHUDUDUNUN TOPRAK İSTEKLERİ VE GÜBRELENMESİ Yrd. Doç. Dr. Mehmet ZENGİN AHUDUDU Ahududu, üzümsü meyveler grubundandır. Ahududu, yurdumuzda son birkaç yıldır ticari amaçla yetiştirilmektedir. Taze tüketildikleri

Detaylı

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin Tarihçesi: Saray İlçesinin ne zaman ve kimler tarafından hangi tarihte kurulduğu kesin bilinmemekle beraber, bölgedeki yerleşimin Van Bölgesinde olduğu gibi tarih öncesi dönemlere uzandığı

Detaylı

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI

METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI METEOROLOJI METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 Aylık Bülten www.mgm.gov.tr METEOROLOJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ARAŞTIRMA DAİRESİ BAŞKANLIĞI Sayı : 133 Mart 2017 YAĞIŞ

Detaylı

www.turkjans.com Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Botanik Kompozisyonunun Belirlenmesi

www.turkjans.com Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Botanik Kompozisyonunun Belirlenmesi TÜRK TARIM ve DOĞA BİLİMLERİ DERGİSİ TURKISH JOURNAL of AGRICULTURAL and NATURAL SCIENCES www.turkjans.com Mardin İli Derik İlçesinde Yer Alan Bir Meranın Botanik Kompozisyonunun Belirlenmesi Özet a Ali

Detaylı

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1) Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Bilimleri Dergisi (J. Agric. Sci.), 2004, 14(1): 47-51 Geliş Tarihi: 08.09.2003 Bazı Mısır Çeşitlerinde Verim ve Yem Değerleri Üzerine Bir Araştırma (1)

Detaylı

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI

DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI DÜNYADA ve TÜRKİYE DE YEMEKLİK TANE BAKLAGİLLER TARIMI Prof. Dr. Cemalettin Yaşar ÇİFTÇİ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Ankara 2004 1 TMMOB ZİRAAT MÜHENDİSLERİ ODASI TEKNİK

Detaylı

ÇAYIR-MERALARDA DİP KAPLAMA ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ A. Alper BABALIK

ÇAYIR-MERALARDA DİP KAPLAMA ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ A. Alper BABALIK Süleyman Demirel Üniversitesi Orman Fakültesi Dergisi Seri: A, Sayı: 1, Yıl: 2004, ISSN: 1302-7085, Sayfa: 50-72 ÇAYIR-MERALARDA DİP KAPLAMA ÖLÇÜM YÖNTEMLERİ A. Alper BABALIK ÖZET SDÜ Orman Fakültesi,

Detaylı

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ Erzurum, 2015 Proje adı Şenkaya ilçe merkezinin mekan olarak değiştirilmesi

Detaylı

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU

IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Rapor No. :1 Tarihi: 04/12/2012 IĞDIR ARALIK RÜZGÂR EROZYONU ÖNLEME PROJESİ İZLEME RAPORU Projenin Adı: Iğdır Aralık Rüzgâr Erozyonu Önleme Projesi Proje Alanının Genel Özellikleri: Iğdır İli Aralık İlçesinde

Detaylı

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI

YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI YABANİ BİTKİLERİN KORUNMASI, SÜRDÜRÜLEBİLİR HASADI ve KULLANIMI Türkiye nin bitkisel zenginliği Ülkemizde 12.500 farklı bitki türü bulunuyor. Bu bitkilerin 4.000 tanesi yaklaşık 1/3 ü endemik (ülkemize

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar Tarım, yeryüzünde en yaygın olan faaliyetlerden olup, gıda maddeleri ve giyim eşyası için gerekli olan hammaddelerin büyük bölümü

Detaylı

Jüri Başkan : Prof. Dr. Murat ALTIN Đmza: Üye : Prof Dr. A. Servet TEKELĐ Đmza: Üye : Yrd. Doç. Dr. E. Kemal GÜRCAN Đmza: Yukarıdaki sonucu onaylarım

Jüri Başkan : Prof. Dr. Murat ALTIN Đmza: Üye : Prof Dr. A. Servet TEKELĐ Đmza: Üye : Yrd. Doç. Dr. E. Kemal GÜRCAN Đmza: Yukarıdaki sonucu onaylarım Prof Dr Murat ALTIN danışmanlığında, Mustafa GÜR tarafından hazırlanan bu çalışma./../2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından Tarla Bitkileri Anabilimdalı nda yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Detaylı

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM

FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM FİĞ TARIMI Prof. Dr. Mustafa TAN Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü ERZURUM Önemli Fiğ Türleri Dünya üzerinde serin ve ılıman eklim kuşağına yayılmış çok sayıda fiğ türü vardır.

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Bölge geniş ovalar ve alçak platolardan

Detaylı

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU

Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine Etkisi. *Kağan KÖKTEN, **Adil BAKOĞLU Bingöl Ünv. Fen. Bil. Dergisi 1(1),37-42,2011 Science J of Bingöl Univ. 1(1),37-42,2011 Elazığ Koşullarında Mürdümük (Lathyrus sativus L.)'te Farklı Sıra Arasının Tohum Verimi ve Verim Öğeleri Üzerine

Detaylı

Diyarbakır İlindeki Hayvancılık İşletmelerinin Mekanizasyonu

Diyarbakır İlindeki Hayvancılık İşletmelerinin Mekanizasyonu Diyarbakır İlindeki Hayvancılık İşletmelerinin Mekanizasyonu Abdullah SESSİZ 1, M. Murat TURGUT 2, H. Deniz ŞİRELİ 3 1 Dicle Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Tarım Makinaları Bölümü, Diyarbakır 2 Çukurova

Detaylı

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNE DUYURU

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNE DUYURU BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNE DUYURU - Bahçe Bitkileri Bölümü öğrencileri 251311008 kodlu Türk Dili I dersinin yerine Tarımsal Biyoteknoloji Bölümünde açılan 251511008 kodlu Türk Dili I dersini

Detaylı

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş

2016 Özalp Tarihçesi: Özalp Coğrafyası: İlçe Nüfus Yapısı: Yaş Grubu Erkek Kadın Toplam 0-14 Yaş Yaş Yaş Yaş Yaş Özalp Tarihçesi: Özalp ilçesi 1869 yılında Mahmudiye adıyla bu günkü Saray ilçe merkezinde kurulmuştur. 1948 yılında bu günkü Özalp merkezine taşınmış ve burası ilçe merkezi haline dönüştürülmüştür. Bölgede

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim Haziran 2015)

Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim Haziran 2015) Agrometeorolojik Verim Tahmin Bülteni Bülten No : 2015 / 2 (1 Ekim 2014-30 Haziran 2015) Meteoroloji Genel Müdürlüğü Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü / Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama

Detaylı

Sağlıklı Tarım Politikası

Sağlıklı Tarım Politikası TARLADAN SOFRAYA SAĞLIKLI BESLENME Sağlıklı Tarım Politikası Prof. Dr. Ahmet ALTINDĠġLĠ Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü ahmet.altindisli@ege.edu.tr Tarım Alanları ALAN (1000 ha)

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

YURTİÇİ DENEME RAPORU

YURTİÇİ DENEME RAPORU YURTİÇİ DENEME RAPORU PERLA VİTA A+ UYGULAMASININ MARUL VERİM VE KALİTE ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE ETKİSİ GİRİŞ Marul ve marul grubu sebzeler ülkemizde olduğu gibi dünyada geniş alanlarda üretilmekte ve tüketilmektedir.

Detaylı

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU

128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ AÇIKLAMA RAPORU AKÇAKALE KÖYÜ (MERKEZ/GÜMÜŞHANE) 128 ADA 27 VE 32 PARSEL NUMARALI TAŞINMAZLARA YÖNELİK 1/5000 ÖLÇEKLİ NAZIM İMAR PLANI AÇIKLAMA RAPORU 2016 AKÇAKALE KÖYÜ-MERKEZ/GÜMÜŞHANE 128 ADA 27 VE 32 NUMARALI PARSELLERE

Detaylı

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER)

MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER) MALVACEAE (EBEGÜMECİGİLLER) MALVACEAE Otsu, çalımsı veya ağaç şeklinde gelişen bitkilerdir. Soğuk bölgeler hariç dünyanın her tarafında bulunurlar. Yaprakları basit, geniş ve parçalıdır. Meyve kuru kapsüldür

Detaylı

Tekirdağ Taban ve Kıraç Meralarının Verim ve Botanik Kompozisyonuna Gübrelemenin Etkisi

Tekirdağ Taban ve Kıraç Meralarının Verim ve Botanik Kompozisyonuna Gübrelemenin Etkisi Tekirdağ Taban ve Kıraç Meralarının Verim ve Botanik una Gübrelemenin Etkisi M. Altın 1 C. Tuna 1 M. Gür 2 1 Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü, Tekirdağ 2 Tarım ve Köyişleri

Detaylı

2 3 4 5 6 2006 2007 2008 2009 2010 Antalya, Isparta, Burdur 3.996.228 4.537.170 4.742.685 5.210.194 7.465.360 Manisa, Afyon, Kütahya, Uşak 4.711.300 4.924.994 6.127.161 6.408.674 7.107.187 Adana, Mersin

Detaylı

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Bölgesi Sığır Yetiştiriciliğinin Yapısı Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Memeli hayvanlardan elde edilen süt, bileşimi türden türe farklılık gösteren ve yavrunun ihtiyaç duyduğu bütün besin unsurlarını içeren

Detaylı

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri:

Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Kullandığımız çim tohumu karışımlarında yer alan türler ve özellikleri: Karışımlarda kullandığımız türlerin karakteristik özellikleri ve avantajları kısaca burada açıklanmıştır. Karışımlarımız Genel olarak:

Detaylı

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA

BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA BİYOMLAR KARASAL BİYOMLAR SELİN HOCA EKOSİSTEM İLE BİYOM ARASINDA İLİŞKİ Canlıların yeryüzünde dağılışını etkileyen abiyotik ve biyotik faktörlere bağlı olarak bitki ve hayvan topluluklarını barındıran

Detaylı

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI

KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI KONYA-EREĞLİ TİCARET BORSASI 2015 TÜRKİYE DE VE İLÇEMİZDE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ SORUNLARI TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜ Ülkemiz coğrafi özellikleri bakımından her türlü hayvansal ürün üretimi için uygun

Detaylı

ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE TARIM ALANLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIMIYLA ORTAYA ÇIKAN SORUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE TARIM ALANLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIMIYLA ORTAYA ÇIKAN SORUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ IV. Ulusal l Ta rr ım ı Ekonomisi i Kong rres i 6-8 - Eylül l 2000 Teki rrdağ ORTA KARADENİZ BÖLGESİNDE TARIM ALANLARININ AMAÇ DIŞI KULLANIMIYLA ORTAYA ÇIKAN SORUNLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ Öğr. Gör. Hilmi

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29

Normal (%) 74 59 78 73 60. Bozuk (%) 26 41 22 27 40. Toplam (Ha) 889.817 192.163 354.526 1.436.506 17.260.592. Normal (%) - - - - 29 1.1. Orman ve Ormancılık Türkiye yaklaşık olarak 80 milyon hektar (ha) yüzölçümüyle dağlık ve eko-coğrafya bakımından zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bu ekolojik zenginliğe paralel olarak ormanlar da

Detaylı

Tarım Sayımı Sonuçları

Tarım Sayımı Sonuçları Tarım Sayımı Sonuçları 2011 DEVLET PLANLAMA ÖRGÜTÜ İstatistik ve Araştırma Dairesi Ocak 2015 TARIM SAYIMININ AMACI Tarım Sayımı ile işletmenin yasal durumu, arazi kullanımı, ürün bazında ekili alan, sulama

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI KORUMA VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkezi Müdürlüğü TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI YEMLİK PANCAR (HAYVAN PANCARI)

Detaylı

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA İç Anadolu Bölgesinde Tarımsal Ormancılık Uygulamaları ve Potansiyeli Bölgenin Genel Özellikleri: Çok fazla engebeli bir yapıya sahip olmayan

Detaylı

Sinirotugiller. Plantaginaceae

Sinirotugiller. Plantaginaceae Sinirotugiller Plantaginaceae PLANTAGİNACEAE (Sinirotugiller) Otsu veya bodur çalımsı bitkilerdir. Yapraklar basit ve genellikle tabanda rozet formundadır. Çiçekler silindirik başak oluştururlar. Meyve

Detaylı

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI

TARIMSAL DEĞERLERİ ÖLÇME DENEMELERİ TEKNİK TALİMATI T.. TRIM VE KÖYİŞLERİ KNLIĞI KORUM VE KONTROL GENEL MÜÜRLÜĞÜ TOHUMLUK TESİL VE SERTİFİKSYON MERKEZİ MÜÜRLÜĞÜ TRIMSL EĞERLERİ ÖLÇME ENEMELERİ TEKNİK TLİMTI KOLZ (rassica napus oleifera L.) 2001 TRIMSL EĞERLERİ

Detaylı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması

İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflamasına Göre Düzey 2 (TRA1 ve TRA2) Bölgelerinde Büyükbaş Hayvan Varlığı ve Süt Üretiminin Karşılaştırılması Rıdvan KOÇYİĞİT Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Zootekni

Detaylı

Aydın ili ekolojik koşullarında farklı eğimlerdeki mera vejetasyonlarının verim ve kalite özellikleri

Aydın ili ekolojik koşullarında farklı eğimlerdeki mera vejetasyonlarının verim ve kalite özellikleri Aydın ili ekolojik koşullarında farklı eğimlerdeki mera vejetasyonlarının verim ve kalite özellikleri Mustafa SÜRMEN 1 Emre KARA 1 1 Adnan Menderes Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü,

Detaylı

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ

SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 26,21(3): 318-322 J. of Fac. of Agric., OMU, 26,21(3): 318-322 SAMSUN EKOLOJİK KOŞULLARINDA BAZI BURÇAK (Vicia ervilia L.) HATLARININ OT VE TOHUM VERİMLERİNİN BELİRLENMESİ İlknur

Detaylı

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir

Kullanım Yerleri. İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir ŞEKER PANCARI Kullanım Yerleri İnsan beslenmesinde kullanılır. Şekerin hammadesidir. Küspesi hayvan yemi olarak kullanılır. İspirto elde edilir Orijini Şeker pancarının yabanisi olarak Beta maritima gösterilmektedir.

Detaylı

ÇAYIR MER ALARDA YABANCI OT SORUNU VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ

ÇAYIR MER ALARDA YABANCI OT SORUNU VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 7 56 Bölüm 7 ÇAYIR MER ALARDA YABANCI OT SORUNU VE MÜCADELE YÖNTEMLERİ 7.1. Yabancı Otlar Doğal çayır ve mer alar genellikle çok sayıda bitki türü içermektedir. Bu alanlarda

Detaylı

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ T.C ÇEVRE VE ORMAN BAKANLIĞI AĞAÇLANDIRMA VE EROZYON KONTROLÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ İL ÇEVRE VE ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ.. ORMAN BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ. ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ. ÇOK AMAÇLI UYGULAMA PROJESİ 201 (BU KAPAK SAYFASI

Detaylı

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi Y. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1998

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi Y. Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1998 ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı: Kağan KÖKTEN Doğum Tarihi: 01 Ekim 1974 Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarla Bitkileri Çukurova Üniversitesi 1995 Y. Lisans

Detaylı

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI

2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI T.C. BARTIN VALİLİĞİ İL TARIM MÜDÜRLÜĞÜ 2023 E DOĞRU BARTIN TARIMI YUSUF ALAGÖZ İL TARIM MÜDÜRÜ BARTIN DA DEMOGRAFİK YAPI 2009 YILI ADRESE DAYALI NÜFUS TESPİT ÇALIŞMASI SONUCUNDA İLİN TOPLAM NÜFUSU 188.449

Detaylı

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017

TARLA BİTKİLERİ. Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017 TARLA BİTKİLERİ Prof.Dr.Hayrettin EKİZ Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü 2017 5. KONU Buğdaygil Yembitkileri BUĞDAYGİL YEM BİTKİLERİ Buğdaygil yem bitkilerinin genel özellikleri

Detaylı

t GAP II. TARIM KONGRESİ. 24-26 EKİM 2001. ŞANLIURFA

t GAP II. TARIM KONGRESİ. 24-26 EKİM 2001. ŞANLIURFA t GAP II. TARIM KONGRESİ. 24-26 EKİM 2001. ŞANLIURFA ÇUKUROVA VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGELERİNİN SULU KOŞULLARINDA BAZI ÇOKYILLIK BAKLAGİL VE BUĞDAYGİL YEMBİTKİLERİNİN OT VERİMLERİ ÜZERİNDE ARAŞTIRMALAR*

Detaylı

Isparta ili Zengi Merasında ot verimi ve botanik kompozisyonun tespiti üzerine bir araştırma

Isparta ili Zengi Merasında ot verimi ve botanik kompozisyonun tespiti üzerine bir araştırma Turkish Journal of Forestry Türkiye Ormancılık Dergisi 2015, 16(2): 96-101 Research article (Araştırma makalesi) Isparta ili Zengi Merasında ot verimi ve botanik kompozisyonun tespiti üzerine bir araştırma

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri

Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2002, 39 (2):73-78 ISSN 1018-8851 Süt Tipi Oğlakların Doğum, 30. Gün ve 60. Gün Canlı Ağırlıkları Üzerine Sistematik Çevre Etmenlerinin Etkileri Arzu DUMAN 1 Erdinç DEMİRÖREN

Detaylı

Farklı Kullanım Geçmişine Sahip Mera Alanlarında Bitki Örtüsünün Değişimi

Farklı Kullanım Geçmişine Sahip Mera Alanlarında Bitki Örtüsünün Değişimi Araştırma Makalesi / Research Article Iğdır Üni. Fen Bilimleri Enst. Der. / Iğdır Univ. J. Inst. Sci. & Tech. 2(2): 75-82, 2012 Iğdır Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Dergisi Iğdır University Journal

Detaylı

Bölüm 5. Mer a Amenajmanı

Bölüm 5. Mer a Amenajmanı Çayır-Mer a Ders Notları Bölüm 5 25 Bölüm 5 Mer a Amenajmanı Mer a amenajmanı otlatma alanlarından yararlanmayı, doğal kaynakların korunması koşuluyla, en fazla hayvansal ürün elde edebilecek şekilde planlanması

Detaylı

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi)

Bölgesel iklim: Makroklima alanı içerisinde daha küçük alanlarda etkili olan iklimlere bölgesel iklim denir.(marmara iklimi) YERYÜZÜNDEKİ BAŞLICA İKLİM TİPLERİ Matematik ve özel konum özelliklerinin etkisiyle Dünya nın çeşitli alanlarında farklı iklimler ortaya çıkmaktadır. Makroklima: Çok geniş alanlarda etkili olan iklim tiplerine

Detaylı