2018 DE DÜNYADAKI GELIŞMELERI BELIRLEYEN NE?

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "2018 DE DÜNYADAKI GELIŞMELERI BELIRLEYEN NE?"

Transkript

1 Sayı / Hejmar: 180 Temmuz / Tîrmeh 2018 Fiyatı / Biha: 5 TL 2018 DE DÜNYADAKI GELIŞMELERI BELIRLEYEN NE? Emperyalist büyük güçlerin dünya hegemonyası için dalaşı mı, yoksa Yeniemperyalist Güçler in ortaya çıkması mı? (Stefan Engel'in Yeniemperyalist Ülkelerin Ortaya Çıkışı Üzerine adlı broşürünün eleştirisi)

2 İÇİNDEKİLER 2018 DE DÜNYADAKI GELIŞMELERI BELIRLEYEN NE? 3 EMPERYALIST BÜYÜK GÜÇLERIN DÜNYA HEGEMONYASI IÇIN DALAŞI MI, YOKSA YENIEMPERYALIST GÜÇLER IN ORTAYA ÇIKMASI MI? V.i.S.d.P. &Yazışma Adresi: K. İnan Postale No: 287, France İnternet: info@bolsevikparti.org Fiyatı: 5 TL, 2.50, 3 EURO Sosyal medyada da yazılarımız yayınlanmaktadır. Bizi sosyal medya üzerinden de takip edebilirsiniz. Adreslerimiz şöyledir:

3 2018 DE DÜNYADAKI GELIŞMELERI BELIRLEYEN NE? Emperyalist büyük güçlerin dünya hegemonyası için dalaşı mı, yoksa Yeniemperyalist Güçler in ortaya çıkması mı? Yeniemperyalist güçler Emperyalist dünyada yeni bir kategori mi? Dünya sol/devrimci hareketi saflarında bir süreden beri yeniemperyalist ülkeler üzerine bir tartışma yürüyor. Tartışma öncelikle kendi yayın organı Rote Fahne nin (Kızıl Bayrak) 16/2007 sayısının özel ekinde bu konuda tezlerini ve gerekçelerini ortaya koyan Almanya Marksist Leninist Partisi (MLPD) tarafından ilerletiliyor. Gerek Marksist Leninist Parti ve Örgütlerin 2017 de yapılan 12. Konferans ında (ICMLPO), gerekse ICOR (Devrimci Parti ve Örgütlerin Uluslararası Koordinasyonu) un Üçüncü Dünya Konferansı nda ve yine ICOR tarafından Ekim Devrimi nin 100. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen kitlesel katılımlı Enternasyonal Seminer de MLPD nin tezleri üzerine hararetli tartışmalar yürütüldü. Tartışma sürüyor. MLPD, bu yeni ülkeler kategorisi için şu gerekçeleri getiriyor: Dünya ekonomisindeki en önemli yeni görüngü bir dizi yeniemperyalist ülkenin ortaya çıkışıdır. Bunlar saldırgan olarak jeopolitik nüfuz alanlarının yeniden paylaşılması ve pazarların fethi mücadelesine karışıyor ve böylelikle şimdiye kadarki emperyalist sistemin yapısını his ediler derecede sorguluyorlar. Bu görüngü açıklanmaksızın ne dünya ekonomisindeki gelişmeler ne büyüyen savaş tehlikesi ne de hızla küresel iklim felaketine doğru gelişme anlaşılabilir ve bunlara uygun strateji ve taktikler ise hiç geliştirilemez. 1 1 ("Neuimperialistische Länder eine neue Erscheinung in der Weltwirtschaft", [Yeniemperyalist Ülkeler Dünya Ekonomisinde Yeni Bir Görünüm] Rote Fahne (RF), 24/2016, s. 38) (çeviri bizim) 3

4 Yeniemperyalist devletler olarak şunlar sayılıyor: BRICS- ülkeleri denen ülkeler (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin, Güney Afrika) ve MIST- ülkeleri (Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye) en önemli yeniemperyalist ülkeler hâline geldiler. Yeniemperyalist ülkelere Suudi-Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, İran ve Arjantin de dâhildir. 2 Rote Fahne (Kızıl Bayrak) nin 16/2017 sayısının ekinde şu iddia ileri sürülüyor: Elinizdeki araştırma, bu sağlam temelde geliştirilen tezin bilimsel kanıtını sunmaktadır. (çeviri bizim) 14 ülkenin yeniemperyalist olarak sayılmasının ardından şu ek konmaktadır: Bir dizi diğer ülkede de başlayan yeniemperyalist ülkeye dönüşme süreci bu araştırma için önem taşımaz. 3 Nitel farklılıkların üzerinin örtülmesi Daha en baştan bu en önemli, yeniemperyalist devletler in sayılmasında şu göze çarpıyor: Burada ekonomik, sosyal ve tarihsel açıdan çok değişik ülkeler hep birlikte bir kategori içine sıkıştırılıyor. Aslında bu tezin savunucuları da bunun bilincinde. Analizlerinde şöyle yazıyorlar: Yüzölçümleri ve ulaştıkları gelişim aşaması farklıdır, sosyo ekonomik yapıları ve geçmişleri de farklıdır. 4 Fakat bu söylenenler, bu kategori içinde sayılan tek tek devletler arasındaki nitel farklılıklar unutulduğu veya bunların üzeri örtüldüğünde, aslında herkesin bildiği basit bir gerçeğin tekrarlanmasından başka bir anlama gelmiyor: Burada sayılan on dört en önemli yeniemperyalist devletin ikisinde, Rusya da bir dönem proletarya diktatörlüğü ve Çin de bir dönem Halkın Demokratik Diktatörlüğü hüküm sürüyordu. Bu devletler bir dönem emperyalist sistemin dışında, sosyalist ve halk demokrasili devletler kampının bir parçası idiler. Buna karşılık geri kalan 12 devletin tarihi, hep emperyalist sistem içinde bağımlı; ezilen ülkelerin tarihi olagelmiştir. Yalnızca bu olgu bile aslında marksist-leninist analiz olma iddiasına sahip bir belgede, bu devletlerin aynı kategori içinde birlikte ele alınmasını yasaklar. Fakat bir başka düzlemde de bugün Rusya, örneğin Türkiye, İran, Arjantin, Katar gibi devletlerle güya yeni- emperyalist olarak aynı kaba atılamaz. Revizyonistlerin 1956 da iktidarı bütünüyle ele geçirmesinin ertesinde Sovyetler Birliği adım adım sosyal emperyalist bir büyük güce dönüştü. Onun emperyalizminde yeni olan bir şey yoktur! Yalnızca yılları arasında bir zayıflama dönemi yaşayan Rus emperyalizmi sosyalist maskesini bütünüyle çıkarıp atmıştır. 4 2 Aynı yerde 3 Rote Fahne 16/ Aynı yerde

5 Benzer bir durum Çin için geçerlidir: Deng-Siao-Ping revizyonistlerinin 1978 de iktidarı bütünüyle ele geçirmeleri ertesinde, 35 yılda yıllık ortalama yüzde 10 ekonomik büyüme hızıyla Çin, ülkelerin Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) (BIP) sıralamasında, ABD den sonra dünyanın ikinci büyük ekonomik gücü hâline gelmiştir. (Satın alma paritesine (BIP ppp) göre hesaplandığında, Çin şimdi dünyanın birinci ekonomik gücüdür.) ABD ile aradaki fark giderek kapanmaktadır. Çin, yükselen emperyalist büyük güç olarak eğer önü bir dünya savaşı ile kesilmezse, dünyanın en büyük ekonomik gücü olma yönünde hızla ilerlemektedir. Tekelci devlet kapitalizmi temelinde ve tek parti diktatörlüğü şartlarında Çin, 21. yüzyıl başında emperyalist bir büyük güç hâline geldi. Ama, o Rusya nın tersine, kendini ideolojik ve politik olarak sosyalist olarak tanıtmaya devam eden bir devlet. Çin i, Meksika, Endonezya, Güney Kore, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri vs. gibi devletlerle uyduruk yeniemperyalist devletler kategorisi içinde birlikte anmak, Çin in gerçek gelişmesinden bihaber olmak anlamına gelir. Diğer büyük güçlerle dünya hegemonyası için dalaşma yeteneğine sahip ve ve her gün dalaş içinde bulunan Rusya ve Çin gibi emperyalist büyük güçlerle, şimdiki durumda en iyi hâlde bölgesel güç olarak hareket edebilecek ve yer yer yer de hareket eden İran, Türkiye, Güney Afrika gibi güçler aynı kategori içinde böyle ele alınmaktadır. Aynı zamanda zenginlikleri esas olarak petrol ve gaz yataklarına dayalı olan, sosyal olarak hâlâ feodal bir yapının hüküm sürdüğü Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle; demokratik devrimlerin yaşanmış oduğu Meksika, Arjantin gibi ülkelerle aynı kaba konmaktadır. Yani, bu yeni ülkeler kategorisi emperyalist dünya sistemindeki gerçekliğe ters düşmektedir. Bu bize, yeni gelişmeleri ve değişiklikleri anlama ve çözümleme, bu temelde tek tek ülkelerde devrimler ve proleter dünya devrimi için uygun strateji ve taktikler geliştirme konusunda, hiçbir şekilde yardımcı olmamaktadır. Tersine gerçeğe bakışı bulandırmakta ve esas emperyalist güç konumlanmasının doğru belirlenmesinden uzaklaştırmaktadır. Bu teori daha çok dünyadaki gerçek güç ilişkilerinin üzerini örtmeye, emperyalizmde belirleyici güçleri, emperyalist büyük güçleri ateş hattından çekmeye hizmet etmektedir. yeniemperyalist devletlere bir başka temel özellik, özel bir saldırganlık ve dünya halkları için tehlikelilik mâl edilerek, eski emperyalist güçler, öncelikle de emperyalist büyük güçler bunlardan daha az tehlikeli imiş gibi gösterilmektedir. Yeniemperyalist güçler in kimi temel özellikleri üzerine Saldırganlık İlk alıntımızdan görüleceği gibi, bu yeniemperyalist güçler in özelliklerinden biri bunların jeopolitik nüfuz alanlarının yeniden paylaşılması ve pazarların fethedilmesi mücadelesine saldırgan olarak 5 karışmasıdır. Burada da bu teorinin iler tutar tarafı olmadığı bir kez daha görülmektedir. Nasıl olur da Suriye de, Ukrayna da açık savaş yürüten Rusya ile örneğin Brezilya aynı devletler kategorisi içine sıkıştırı- 5 Aynı yerde 5

6 6 lıp ikisine birden saldırgan olarak karışma ortak özellik olarak atfedilebilir? Soruyu basit soralım: Örneğin Brezilya, Arjantin, Meksika yeniden paylaşım savaşına nerede ve nasıl saldırgan olarak karışıyorlar? Yeni- emperyalist olarak adlandırılan ülkelerin çoğunun diğer ülkelere nüfuz etme yöntemleri ağırlıklı olarak ekonomik olarak nüfuz etme, yumuşak güç kullanımı biçimindedir, bu anlamda da saldırgan değildir. Doğrudan güç kullanımı, saldırganlık öncelikle eski iktidar konumlarını korumak ve diğerlerinin aleyhine genişletmek isteyen eski yerleşik emperyalist güçlerden, en başta da emperyalist büyük güçlerden gelmektedir. Ya da bir başka basit soru: Irak ta, Suriye de, Sudan da, Libya da yürüyen savaşları bu yeniemperyalist ülkelerden hangisi başlattı? Bu savaşlarda gerçek saldırganlar kimlerdi? Bu soruların cevabı nettir: Eski yerleşik emperyalist güçler, en başta da ABD emperyalizmi ve Batılı emperyalist büyük güçler! Terörizme karşı mücadele adına bunlar bu ülkelere saldırdılar. Türkiye, İran gibi bölgesel güçler de kendi çıkarları doğrultusunda bu savaşlara karışıyor, fakat savaşı başlatanlar onlar değil. Onların saldırganlığı kendi aralarında dünyayı yeniden paylaşım dalaşlarını söz konusu ülkelerde de yürüten emperyalist büyük güçlerin saldırganlığına bağlı bir sadırganlık. Bölgesel güçler bu savaşlarda, bunlara karışmamaları hâlinde kendi varlıklarını da tehlikede görüyorlar. Tabii ki savaşa katılmaları yalnızca kendi varlıklarını korumaya yönelik değil, bunun ötesinde yürüyen yeniden paylaşım savaşında kendileri için en büyük payı kapmaya, kendi iktidar alanlarını genişletmeye çalışıyorlar. Onların da emperyalist emelleri var. Fakat emperyalist hedeflere sahip olmakla, bunları gerçekleştirmek ayrı şeylerdir. Olgu şudur: Bu savaşlarda saldırgan olan Batılı eski emperyalist büyük güçler, en başta da ABD emperyalizmidir. Dünyanın yeniden paylaşım dalaşında andaki baş rakip Rus emperyalizmidir. Çin Pasifik alanı dışında askerî açıdan bakıldığında saldırgan konumda değildir. Ve eğer yeniemperyalist devlet denilenler imkânları varsa ve çıkarları varsa, bu savaşlara karışmaları hâlinde bunun neresi yenidir? Türkiye açısından konuşulduğunda şunu açıkça taspit ediyoruz: Türkiye, bu güne kadar bütün NATO müdahalelerine aktif olarak katılmıştır. Zaten 1952 de Kore savaşına doğrudan katılım, Türkiye nin NATO ya üyeliğinin giriş bileti olmuştur. Türkiye hatta kimi zaman NATO nun ve başını ABD nin çektiği Batı dünyasının isteklerinin tersine kendi savaşlarını da yürütmüştür de Kuzey Kıbrıs ın işgalinde olduğu gibi. Biz, 1984 de de Malvinas/Falkland adaları savaşında, Arjantin kıyısına yakın bu adaların milliyetçi, faşist Arjantin cuntası tarafından kurtarılması nın İngiltere (Büyük Britanya Krallığı) ile savaşa yol açtığını yaşadık. Emperyalist büyük güç Büyük Britanya askeri gücü ile binlerce kilometre öteden gelerek Falkland ı yeniden topraklarına kattı! Bu somutta milliyetçi, faşist bir askeri cunta gücünü doğru değerlendirmedi, emperyalist emellerini gerçekleştirmeyi beceremedi. Savaş sonuçta ona iktidarını da kaybettirdi, cuntanın sonu oldu. Yani, Dünyanın yeniden paylaşımı için mücadeleye karışmak emperyalist dünyada yeni bir şey değildir. Ve tek başına bu karışma işi, tüm karışanları emperyalist, ya da yeniemperyalist yapmaz.

7 Endüstriyel değer yaratımının büyümesi Ekonomik düzlemde MLPD şu tespiti yapıyor: Dünya çapında sanayi sektöründe yaratılan değerde (katma değer diye çevrilmiş- BN) yeniemperyalist ülkelere düşen pay ikiye katlandı (iki kat arttı diye çevrilmiş-bn): yılları arasında yüzde 19,7 den yüzde 40,2 ye yükseliyordu. 6 Burada yine 14 devletin tümü aynı kaba atılıyor. Eğer sanayisel değer yaratımı ölçütünü bütün bu ülkeler için tek tek ele alırsak o zaman bu konuda çok büyük farkların olduğunu görürüz. Burada sözü edilen 13 yıl içinde ikiye katlama nın büyük payı Çin in olağanüstü yüksek ekonomik büyümesi sonucu, onun hanesine yazılıdır. Çin in olağanüstü hızla büyümesi ve dünya çapında sanayisel değer yaratımındaki payının olağanüstü yükselmesinin temelinde, Çin e eski emperyalist ülkelerden yönelen muazzam büyüklükteki sermaye ihracı yatmaktadır. Bu sermaye ihracı son yıllarda ortalama 200 milyar dolara ulaşmıştır. Bugün Çin de şubesi olmayan tek bir büyük Batılı tekel yok gibidir. Sonuç: Çin, bugün sanayi üretimi açısından yüksek derecede kalifiye ve fakat ucuz iş gücü ile dünyanın atölyesi olarak işlemektedir. Yine sonuç: yeniemperyalist denilen güçlerin toplam sanayisel değer üretiminin ¾ ü Çin tarafından gerçekleştirilmektedir. Sözde yeniemperyalist diğer devletlerin de endüstriyel değer yaratımlarında artış vardır, ancak mutlak rakamlarla ele alındığında, bunlar bırakalım emperyalist büyük güçlerin endüstriyel değer artışlarının bir yana, eski emperyalist ülkelerin ki ile karşılaştırılamaz büyüklükte artışlardır. Bunun ötesinde endüstriyel değer artışında belirleyici olan endüstrinin niteliğidir. Sanayi üretiminde belirleyici olan yüksek teknoloji ürünleridir. Emek yoğun düşük teknolojili ve tüketim ürünleri üretimi bağımlı ülkelere bırakılabilir. Bu biçimde bir üretimle onlar otomatikman emperyalist rakipler hâline gelmez, tersine en fazla şu veya bu emperyalist gücün ikincil ortakları hâline gelirler. Fakat şu da açıktır, gelişme yerinde saymaz. Düşük ücret ülkelerine ihraç edilen sermaye kaçınılmaz olarak bu ülkelerdeki kapitalist gelişmeyi ilerletir. Kapitalist ekonominin eşitsiz ve sıçramalı gelişme yasası sonucu az gelişmiş ve bağımlı bir ülkede de kapitalizm, bu ülkenin kapitalist üretimin belli dallarında dünya çapında rol oynayacağı bir şekilde gelişebilir. Kimi maoistlerin iddialarının tersine ülke açısından elverişli şartlarda az gelişmiş, bağımlı bir ülke emperyalist bir güce, emperyalist bir rakip hâline dönüşebilir. Sermaye ihraç eden emperyalistler açısından bu tabii ki amaçlanan bir şey değildir ve fakat buna rağmen böyle bir dinamik ortaya çıkabilir. Bunun için ama bu yeniemperyalist ülkenin, yüksek teknolojili ürünlerin üretimini de kapsayan bağımsız endüstri üretimi için bir temel yaratmış olması gerekir. Bu, bu alanda emperyalizme bağımlılıktan kurtulmak için zorunludur. Burada somut olarak tartışılması gereken suru şudur: Bu teorik olabilirlik, yeniemperyalist olarak adlandırılan 12 ülke için gerçekleşmiş midir? (Rusya ve Çin yukarıda açıkladığımız gibi bütünüyle başka bir kategoridedir gerçekte). Yeniemperyalist ülkeler teorisyenle- 6 RF. 24/2016, s. 38; (Stefan Engel, Yeniemperyalist Ülkelerin Ortaya Çıkışı Üzerine, Verlag Neuer Weg, Ekim 2017, s.27) 7

8 ri bu soruya toptancı bir şekilde olumlu cevap veriyor ve bunu ispatlamaya çalışıyor! Lenin ve yeniemperyalist ülkeler kategorisi MLPD teorilerini gerekçelendirirken onu yer yer Lenin e de dayandırmaya çalışıyor. Onların iddiasına göre Lenin, 1916 da emperyalizmi çözümlerken, onu her şeyden önce yeniemperyalist Almanya ilgilendiriyormuş, Yeniemperyalist ülkelere Almanya nın yanında Japonya ve ABD 7 de dâhilmiş! Burada Lenin in yeniemperyalist ülkeler olarak adlandırdığı bir kategori tanımladığı anlatılıyor. Bu iddia yanlıştır. Lenin 1916 da kapitalizmin yeni bir aşamaya, kapitalizmin en yüksek aşaması na, yani emperyalizme geçişini inceler. Bu bağlamda Almanya gibi emperyalist büyük güce gelişen kapitalist büyük güçlerden söz eder. Almanya emperyalist olmadan önce bağımlı, yarı sömürge vs. bir ülke değildi. Japonya da öyle! Yeniemperyalist ülkeler teorisyenleri Lenin in de yeniemperyalist güçler den söz ettiğini iddia edip, bunu alıntılarla ispatlamaya çalışıyorlar! Burada üzerinden atladıkları bir gerçek var. Lenin eski, yeni kategorilerini yalnızca bir tartışma bağlamında, yürüyen Birinci Dünya Savaşı bağlamında, savaş yürüten emperyalist koalisyonların siyasetini açıklamak için kullanıyor. Söz konusu teorisyenler bunun dışında Lenin in bu yeniemperyalist güçlere hangi özellikleri atfettiği gerçeğini de atlıyorlar: (Lenin burada somut olarak yalnızca bir ülkeyi, Japonya yı yeniemperyalist güç olarak adlandırıyor) Kapitalizm, en hızlı, sömürgelerde ve denizaşırı ülkelerde büyümektedir. Bizzat bu ülkeler arasında yeni emperyalist güçler (Japonya) doğmaktadır. Dünya emperyalistlerinin mücadelesi kızışıyor. Mali sermayenin sermayenin özellikle kârlı, denizaşırı ve sömürge işletmelerden aldığı haraç artıyor. Bu ganimet in paylaşılması sırasında en yağlı parçalar, üretici güçlerin gelişme hızı bakımından her zaman birinci sırada olmayan devletlere düşüyor. 8 Diğer yandan esas olarak bu İngiliz-Fransız grubunun karşısına, bir başka, daha açgözlü, daha soyguncu bir grup dikildi. Kapitalist ziyafet sofrasında bütün yerler tutulmuşken, bu sofraya gelen, mücadele alanına kapitalist üretimin geliştirilmesi için yeni yöntemler, daha iyi bir teknik ve benzersiz bir örgütlemeyi süren; eski kapitalizmi, serbest rekabet dönemi çağı kapitalizmini devasa tröstler, birlikler ve karteller kapitalizmine dönüştüren bir grup. Bu grup kapitalist üretimin devletleştirilmesi için temelleri geliştirdi; kapitalizmin devasa iktidarını devletin devasa iktidarı ile birleştirerek, milyonlarca insanı devlet kapitalizminin tek örgütü içinde toplayan tek mekanizma için temelleri geliştirdi. 9 Lenin için önemli olan savaşın ekonomik temellerinin bilimsel olarak açıklanmasıdır. Bu bağlamda o, dünyanın yeniden paylaşılmasında payını talep eden Almanya üzerine de şunları yazar: 8 7 RF 16/2017, s Lenin, Emperyalizm, İnter Yayınları, Ekim 1995, İstanbul, s Lenin, Krieg und Revolution, ( Savaş ve Devrim ) Lenin, Werke, Bd. 24, s , çeviri bize ait

9 Eski paylaşım, İngiltere nin birkaç yüzyıl boyunca kendi eski rakiplerini mahvetmesi temeline dayanıyordu. Onun eski rakibi, bir zamanlar dünyaya egemen olan Hollanda idi; onun eski rakibi hegemonya için neredeyse yüzyıl savaş yürüttüğü Fransa idi. İngiltere ekonomik gücü, ticaret sermayesinin gücüne dayanarak yürüttüğü uzun süren savaşlarla İngiltere artık hiç kimse tarafından sorgulanamaz hâle gelen dünya hegemonyasını kurmuştu. Fakat yeni bir haydut çıktı sahneye de İngiltere yle kıyaslanamayacak bir hızla gelişen yen bir kapitalist büyük güç ortaya çıktı. Bu bilinmesi gereken temel olgudur. Almanya nın çok daha hızlı gelişmesini, bu red edilemez olguyu teslim etmeyen bir tek ekonomi tarihi kitabı bulamazsınız. Alman kapitalizminin bu hızlı gelişmesi, Avrupa güçleri arasında genç ve yeni bir haydutun gelişmesi ve şunu açıklaması anlamına geliyordu: Siz Hollanda yı mahvettiniz, Fransa yı yıktınız, dünyanın yarısını mülkünüz hâline getirdiniz ama şimdi en azından bize düşen payı veriniz Peki ama bize düşen pay nedir? Kapitalist dünyada, bankaların dünyasında bu pay nasıl belirlenir? Orada iktidar bankaların sayısı tarafından belirlenir; orada iktidar Amerikan milyarderlerinin bir yayın organında en hakiki Amerikan açıklığı ve sinikliği ile belirtildiği gibi belirlenir. Orda şöyle açıklanıyor: Avrupa da dünyaya egemen olmak için savaş yürütülüyor. Dünyaya egemen olabilmek için iki şey gereklidir: Dolar ve Bankalar. Bizim dolarımız var, bankaları ise kuracağız ve dünyaya egemen olacağız. Bu Amerikalı milyarderlerin önde gelen gazetelerinin birinin açıklamasıdır. Şunu söylemek zorundayım: Bu burnu büyük ve terbiyesiz bir milyarderin Amerikan sinikliği ile söylediklerinin içinde, bu savaşı ulusal çıkarlar, ulusal sorunların çözümü için vs. yürütülen bir savaşmış gibi gösteren, açıkça yalan söyleyen, tarihi bütünlük içinde görmeyen, Alman haydutun Belçika ya saldırısı gibi tekil bir olayı savaşın nedeni imiş gibi gösteren burjuva yalancıların binlerce makelesinden daha fazla gerçeklik vardır. Kuşkusuz verilen bu örnek gerçektir. Evet bu haydutlar gurubu duyulmamış bir barbarlıkla Belçika nın üzerine çullandı. Ama, onun yaptığı bugüne kadar diğer haydut grubunun başka metotlarla dün yapmış olduklarından ve bugün başka halklara yaptıklarından farklı bir şey değil 10 Lenin in burada hangi ülkeler hakkında konuştuğu açıktır. Bunlar emperyalist güce dönüşen, gelişen kapitalist büyük güçlerdir. Bu güçlerin özellikleri de Lenin tarafından açıkça ortaya konmaktadır: Ekonomik olarak bunlar eskilere göre üstün konumdadır: Bunlar kapitalist üretimin geliştirilmesinde yeni yöntemler, daha iyi bir teknik ve benzersiz bir örgütleme ye sahiptir. Siyasi olarak bunlar eski emperyalistlere göre daha açgözlü, daha soyguncu durlar. O zaman soralım MLPD tarafından yeniemperyalist ilan edilen ülkelerin hangileri önceden kapitalist büyük güçlerdi, hangisi eski emperyalistlere göre, kapitalist üretimin geliştirilmesinde yeni yöntemler, daha iyi teknoloji ve benzersiz bir örgütleme ye sahip? 10 (Lenin, Krieg und Revolution, ( Savaş ve Devrim ) Lenin, Werke, Bd. 24, s , çeviri bize ait 9

10 Saldırganlığa gelince: Bu ülkelerin hangisi siyasi açıdan eski emperyalist güçlere göre daha açgözlü, daha soyguncu? MLPD kendi yazısında ABD nin bugün dünyada askeri harcamaların üçte birini gerçekleştirdiğini yazıyor! Belki de ABD yeniemperyalist bir güçtür! Ya da yoksa, artık Lenin in koyduğu ölçütler mi geçerliliğini yitirmiştir? Burada açık olan şudur: Yeniemperyalist ülkeler teorisini gerekçelendirmek için Lenin e yapılan atıflar boştur. Bugün Lenin e atıfta bulunarak, 20. Yüzyılın başındaki Almanya ve Japonya ile belli ölçüde benzeştirilebilecek (Her benzetmenin tek ayağı üzerinde topallayacağının bilincinde olarak!) güçler Rusya ve Çin dir. Yeniemperyalist ilan edilen diğer 12 ülkenin hiçbiri büyük güç değildir. Hiçbiri dünya hegemonya mücadelesinde belirleyici bir rol oynayacak güce sahip değildir. Lenin in sözünü ettiği yeniemperyalist güçler, hegemonya mücadelesinde belirleyici rol alarak bu mücadeleye katılan yeni güçlerdi. Dünyaya kim egemen? Dünya hegemonyası için mücadele edenler kimler? 10 Biz Bolşevikler bugün de emperyalizm çağında yaşadığımızı ve Leninizm in bu çağın Marksizm i olduğunu savunuyoruz. Lenin in emperyalizm teorisi, bugün de verili durumun, devrimci olarak değiştirilebilmesi için analizinde kullanacağımız kılavuzdur. Lenin Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması adlı eserinde emperyalist güçler içinde büyük güçleri ayrı bir kategoride ele alır.... emperyalizm için karakteristik olan, birkaç büyük gücün hegemonya yarışıdır, yani doğrudan kendisi için değil de rakibini zayıflatmak ve onun hegemonyasını sarsmak için toprak ilhak etmeleridir. 11 Yani Lenin için emperyalistler içinde, hegemonya için mücadele eden, burada söz konusu olan tabii dünya hegemonyasıdır, güçler ayrı bir kategoridir! Bunlar emperyalist büyük güçlerdir. Lenin de emperyalist güçler için yapılan bütün diğer ayrımlar eski ve yeni gibi kavramlarla ifade edilenler de çok somut bir tartışma bağıntısında, somut kimi gelişmeleri açıklamak için yapılan ayrımlardır. Biz bugün de emperyalist güçler içinde yapılması mümkün olan ve gereken tek kategorileştirmenin, emperyalist güçlerle, dünya hegemonyası için gerçekten de dalaşan emperyalist büyük güçler ayrımı biçiminde olduğunu düşünüyoruz. Bugünkü emperyalist dünyayı anlamak ve değiştirmek isteyen herkes, emperyalizme karşı mücadelede önce dünya hegemonyası için mücadele birbirleriyle mücadele eden emperyalist büyük güçlerin hangileri olduğu sorusuna cevap aramalıdır. Andaki güçler yapısının doğru analizi konusunda emperyalist teorisyenler kafa karıştırmak için ellerinden geleni yapıyor. Onlar bu basit soruya doğru cevapları engellemek için ülkeler arasında çok çeşitli kategorileştirmeler ve gruplaştırma- 11 ( Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Lenin, s. 95, İnter Yayınları, Ekim 1995, İstanbul)

11 ları çözüm olarak sunuyorlar. Sunulan kategorilerden biri G-7 adı verilen enternasyonal birliktir: Bunun üyeleri içinde hem Batılı emperyalist büyük güçler (ABD-Almanya-Fransa-İngiltere- Japonya) hem de emperyalist güçler (İtalya-Kanada) vardır. Bu grup içinde yer alan iki ülke, Almanya ve Japonya İkinci Dünya Savaşı ndan yenilen güç olarak çıkmışlardır ve askeri alanda hâlâ eksiklikleri vardır ve bunlar bu açığı kapamak için son dönemde hummalı bir çaba içindedir. Burjuva medyada ve yer yer sol çevrelerde de sıkça G7 nin dünyanın efendileri olduğu şeklinde tespitler yapılmaktatır. Bu tespitler gerçeğin yarısı bile değildir. Çünkü Rusya ve Çin bu grup içinde yoktur. Diğer yandan G7, sanki istikrarlı ve sağlam bir birlikmiş gibi gösterilmektedir. Hâlbuki emperyalistler arasında istikrarlı ve sağlam birlikler yoktur, bütün ittifaklar geçicidir. Kanada da 2018 Haziran ında yapılan son zirve bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermiştir. Bir başka birlik G20 dir: Her G20 toplantısında devrimciler sokaklara çıkarak bunların emperyalist dünyanın efendileri olduğunu söyleyerek protesto eder. Nedir G20? Bu, 1999 yılından bu yana her yıl düzenlenen resmi olmayan bir buluşmadır. Bu buluşmalarda dünyanın Brüt İç Ürün hesabı temelinde en önemli endüstri ülkeleri ve eşik ülkelerin temsilcileri yan yana gelir. G7 ülkeleri G20 nin de üyeleridir. Bunun yanında emperyalist büyük güçler Rusya ve Çin, kapitalist ülkeler Arjantin, Avustralya, Brezilya, Hindistan, Endonezya, Meksika, Suudi Arabistan, Güney Afrika, Güney Kore, Türkiye diğer katılımcılardır. AB de, G20 de yer almaktadır. G7 içinde olmayan AB üyesi ülkeler AB tarafından temsil edilmektedir. G20 içinde de gerçekten hâkim olan büyük güçlerle, ikinci derecede güçler aynı kap içinde bir aradadır. Böylece sanki Türkiye, Meksika, Arjantin gibi güçler, örneğin ABD, Çin, Rusya, Almanya AB den vaz geçtik göz hizasında güçlermiş gibi gösterilmektedir. Bu, bugünün dünyasında gerçek güç ilişkilerini gözlerden gizlemektedir. Emperyalistler bu gizleme işini bilinçli olarak yapıyorlar. Yeniemperyalist ülkeler -teorisi G20 nin eşik ülkeleri ne İran, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ile Rusya ve Çin i de yamıyor. G7 ve G20 nin yanında bir de G14 (sonra çoğalabilir!) çıkıyor karşımıza. Bu da emperyalist dünya sisteminin mevcut yapısının dramatik bir şekilde sorgulanması 12 nın marksist leninist analizi diye sunuluyor bize! Lenin şu tespiti yapmıştı: Çünkü kapitalist düzen içinde nüfuz bölgelerinin, çıkarların, sömürgelerin vs. paylaşılması konusunda, paylaşıma katılanların gücünden bunların genel olarak ekonomik, mali, askeri vs. gücünden başka bir temel düşünülemez. 13 Henüz emperyalist olmayan bir dizi ülke, yeniemperyalist ilan edilip, gerçekte emperyalist olan ülkelerle, hatta daha ileri gidilip emperyalist büyük güçlerle aynı seviyede ele alınırsa; bir de bunlara eski yerleşik emperyalist güçlere ve büyük güçlere göre daha saldırgan olma özelliği yüklenirse, dünyadaki gerçek güç ilişkileri çarpıtılmış, gerçeğin üzeri örtülmüş olur. 12 (Stefan Engel, Yeniemperyalist Ülkelerin Ortaya Çıkışı Üzerine, Verlag Neuer Weg, Ekim 2017, s Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Lenin, s. 127, İnter Yayınları, Ekim 1995, s.127, İstanbul 11

12 12 Bugünün dünyasında yeniden paylaşımda dünya hegemonyası için dalaşan ve bugünün dünyasının gerçek egemenleri olanlar ne G7 ne G20 ne BRICS ülkeleri ne MIST ülkeleri vs. dir. Hayır, bugünün egemenleri bir avuç emperyalist büyük güçtür. İkinci dereceden ve daha küçük emperyalist güçler ve bağımlı kapitalist ülkeler, mücadele nerede, hangi alanda yürüyorsa orada büyük güçlerin yanında küçük müttefikler olarak mücadeleye katılırlar. Tabii ki mücadeleye katılan her güç bu mücadeleden kendisi için en büyük payı kaparak çıkmak ister. Ancak belirleyici olan büyük güçlerdir. Bu temel şema Lenin in Birinci Dünya Savaşı nı irdelerken çıkardığı şemaya benzer. O dönemde de belirleyici olanlar, birçok orta büyüklükte ve küçük güç tarafından desteklenen bir avuç emperyalist büyük güçtü. Bugünün emperyalist büyük güçleri Avrupa da, Almanya, Fransa, İngiltere ve Rusya; Kuzey Amerika da ABD, Asya da Çin ve Japonya dır. Bu büyük güçlerin her birinin güçlü ve zayıf yanları vardır. ABD büyük güçler içinde hâlâ en güçlü konumda olandır, fakat gücü gerileme içindedir, buna karşı Çin in gücü hızla büyümekte, aradaki fark kapanma yönünde gelişmektedir. Rusya ekonomisinden çok, askerî açıdan güçlüdür. Almanya ve Fransa, AB üzerinden konumlarını güçlendirmeye çalışmaktadır. Ekonomik açıdan güçlü olan Japonya askerî açıdan hâlâ ABD ye muhtaç konumdadır. Emperyalist güçler içinde Kanada ve İtalya büyük güçlerin hemen arkasında gelen en güçlü ülkelerdir. Onları, Hollanda, İsveç, İsviçre, Belçika, Avusturya gibi bir dizi ikinci derecede emperyalist güçler izlemektedir. Yeniemperyalist ülkeler teorisyenlerine göre ABD hâlâ tek emperyalist süper güç konumundadır 14 Bir (ya da birden fazla emperyalist büyük gücü süper güç ler) adı altında ayrı bir kategori içinde ele almanın ne marksist-leninist teoriyle ve ne dünya gerçekliği ile ilgisi yoktur. Her şeyin belirleyicisi olan bir süper güç yoktur. Şu ya da bu ülke bir başka ülkeye göre daha güçlü olabilir. Fakat bir ülke bütün dünyaya egemen olamaz. Emperyalizm var olduğu sürece emperyalist güçler arasında keskin rekabet var olacaktır. Emperyalizmde bir süper güç ancak bir emperyalist güç, diğer bütün emperyalist güçleri kendine bağladığında, onları boyunduruğu altına aldığında, ya da bütün emperyalist güçler birleştiklerinde söz konusu olabilir. Burada artık ultra emperyalizm e varılmış olur. Bu aslında gerçekleşmesi sıfıra yakın olan teorik bir olasılıktır yalnızca. ABD emperyalizmi, İkinci Dünya Savaşı ndan sonra emperyalist dünyada iktidarının zirvesinde bulunuyordu. O bütün emperyalist dünyanın yönetici gücü konumunda idi. Ama o dönemde ABD yi süper güç ilan etmek hiçbir marksist-leninistin aklının ucundan bile geçmedi. Süper güç(ler) teorisi daha sonra 1960 lı yılların ikinci yarısında geliştirildi. En başından itibaren yanlıştı, anti- leninistti. Daha sonra 1970 li yıllarda açıkça formüle edilen karşıdevrimci Üç Dünya Teorisi nin teorik temelini oluşturdu. Biz marksist leninistler süper güç kavramını ve bu temelde geliştirilen, süper güc ü (veya güçleri) Dünya Halklarının Baş Düşmanı ilan eden teorileri kökten ret ediyoruz ve tüm devrimcilere şu çağrıyı yapıyoruz: Bu revizyonist teoriyle bütün bağlarınızı radikal 14 (Stefan Engel, Yeniemperyalist Ülkelerin Ortaya Çıkışı Üzerine, Verlag Neuer Weg, Ekim 2017, s.30)

13 bir biçimde kesip atın! Bugün emperyalist büyük güçlerin emperyalist sistem içinde belirleyici güçler olduğu gerçeği, yalnızca bunların dünya proletaryasının ve ezilen halkların düşmanı (veya baş düşmanı) olduğu anlamına gelmez. Enternasyonal proletaryanın ve ezilen halkların baş düşmanı bir bütün olarak emperyalizm, emperyalist dünya sistemidir. Her ülkede devrimin baş düşmanı ise o ülkenin kendi içinde bulunmaktadır. Bu emperyalist dünya sisteminin ülkedeki temsilcisi, ülkenin egemen sınıf (ları)dır. Doğrudan sömürgesel bir işgal durumu dışında, emperyalizm bağımlı ülkelerde hükümranlığını doğrudan değil, dolaylı olarak, ülkenin emperyalizmle ile işbirliği içinde bulunan hâkim sınıf(lar)ı üzerinden sürdürür. Emperyalist dünya sisteminde güç dengeleri değişiyor Lenin emperyalizmin temel özelliklerini incelediği yerde şöyle diyor: Paylaşıma katılanların güçler dengesi ise eşitsiz biçimde de ğişmektedir, çünkü kapitalist düzende tek tek girişimlerin, tröstlerin, sanayi dallanmn ve ülkelerin eşit şekilde gelişmeleri olanaksızdır. Yarım yüzyıl kadar önce Almanya, kapitalist gücü o zamanki İngiltere ile karşılaştırıldığında, zavallı bir hiçti; Rusya ile karşılaştırıldığında Japonya da aynı durumdaydı. On ya da yirmi yıl sonra, emperyalist güçlerin nispi güçlerinin değişmeden kalacağı varsayımı düşünülebilir mi? Kesinlikle düşünülemez. 15 Olgu şudur: İkinci Dünya Savaşı ndan sonra emperyalist dünyada oluşan güç dengesi, özellikle 1990 lı yıllarda sosyal emperyalist kampın çöküşüyle dramatik bir şekilde değişikliğe uğradı. İkinci Dünya Savaşı ndan tartışmasız en güçlü emperyalist büyük güç olarak çıkan ABD emperyalizmi, süreç içinde açık ara birinci güç olma konumunu yitirme yönünde gelişirken, rakipleri Rusya yanında Avrupa daki diğer emperyalist büyük güçler, Asya da Japonya arayı kapama yönünde güçleniyordu li yılların başında, bu rakiplerin içine Çin de katıldı. Çin, Çin e akan yabancı sermayeyi de kullanarak büyük bir hızla gelişti. Çin in ekonomik gücü 1978 de ABD nin ki ile karşılaştırıldığında dikkate alınmaya değmez bir büyüklükteydi. Çin, ekonomik açıdan bugün ABD nin baş rakibi konumundadır. Almanya ve Fransa, 27 üyelik AB nin, diğer üyelerinin de ekonomik güçlerini kendilerine eklemleyerek ABD ve Çin le ve tabii Rusya ile de rekabette kendilerini güçlendirmeye çalışıyor. İtalya emperyalist büyük güç olma konumundan uzaklaşmıştır, fakat hâlâ büyük güçlerin hemen arkasından gelen güçlü bir emperyalist ülke. Askeri güç açısından ele alındığında Rusya hâlâ ABD nin bu alandaki esas rakibi durumunda, fakat Çin, bu alanda da hızla ilerliyor. Almanya, Japonya, Fransa da silahlanmaya devam ediyorlar. İngiltere aslında bugün sahip olduğu askeri gücü olmasa, hegemonya dalaşında söyleyecek fazla lafı olmayan bir ülke konumunda. Emperyalist büyük güçler arasındaki güç dengesinin güncel görünümü kabaca böyledir. 15 ( Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Lenin, s. 125, İnter Yayınları, Ekim 1995, İstanbul) 13

14 14 Emperyalizme bağımlı ülkelerin bugünkü dünya sistemindeki yerine gelince durum şöyledir: İkinci Dünya Savaşı ndan sonra eski sömürge sisteminin yerini yeni sömürgecilik sistemi aldı. Bunun gerisinde İkinci Dünya Savaşı nda faşizmin yenilmiş olması, ortaya Çin de ve bir dizi Doğu Avrupa ülkesinde halk demokrasisi sistemlerine sahip ülkelerin çıkması, emperyalist dünya sisteminin bir bütün olarak zayıflamış olması olguları yatıyordu. Asya, Latin Amerika ve özellikle Afrika da halklar sömürgeci bağımlılığa karşı ayaklandılar. Halkların kurtuluş hareketleri sömürgecilik sistemini çökertti. Emperyalistler ülkelerin büyük çoğunluğunda sömürgeci egemenliklerinden vazgeçmek, sömürge lerine bağımsızlık vermek zorunda kaldılar. Düzinelerce yeni, bağımsız devletler oluştu. Birçok ülkede ne yazık ki siyasi bağımsızlık ekonomik bağımsızlıkla tamamlanamadı. Birçok eski sömürge, yeni sömürgeye yani görünürde siyasi olarak bağımsız ve fakat gerçekte binlerce bağla emperyalist sisteme bağlı ülkeler dönüştü. Bunlar her şeyden önce ekonomik açıdan emperyalist güçlere bağlı olan bağımlı, ezilen ülkelerdi. Daha Lenin döneminde emperyalizmde yeni sömürgesel tipte bağımlılık olgusu vardı. İkinci Dünya Savaşı ndan sonraki süreçte bu tip bağımlılık, bağımlılığın esas biçimi hâline geldi. Emperyalist sistemde özsel olanda, dünyanın bir avuç ezen emperyalist güç ve bunlar tarafından ezilip sömürülen ülkeler biçiminde bölünmesinde değişen bir şey olmadı. Ezilen ülkelerin, ezilip, sömürülmesinin biçimi daha rafine ve daha zor kavranabilir hâle geldi. Fakat bu siyasi bağımsızlık, devlet olarak var olma, bağımlı ülkelerdeki egemen sınıflara kendi çıkarlarını dile getirme ve gerçekleştirme konusunda daha geniş bir hareket alanı açtı. Yeni sömürge tipte bağımlılık her ülkede, o ülkenin büyüklüğü, stratejik önemi, yeraltı/ yerüstü zenginlikleri, kapitalizmin gelişme derecesi, milli burjuvazinin gücü vb. ne bağlı olarak çok değişik görünümlere sahiptir. Son on yıllarda emperyalist ülkelerde muazzam boyutlara ulaşan mali sermaye daha kârlı yatırım alanları peşinde önemli ölçüde bağımlı ülkelere de aktı, emperyalist metropollerden bağımlı ülkelere sermaye ihracı büyük boyutlara ulaştı. Bu hemen bütün bağımlı ülkelerde kapitalizmin daha hızlı bir gelişmesini beraberinde getirdi. Birçok bağımlı ülkede yabancı sermaye ile işbirliği içindeki yerli sermaye tekelleri ortaya çıktı. Bağımlı ülkelerde oluşan bu tekeller tabii ki kendilerini yalnızca iç pazarla sınırlama durumunda değiller; bunlar başka ülkelerde de sermayelerini arttırma imkânları aradılar, arıyorlar. Bu gelişme, emperyalist dünyada güç dengelerinin değişmesi ve emperyalist büyük güçler arasında dünyanın yeniden paylaşılması konusunda rekabet mücadelelerinin sertleşmesi olgusu ile birleştiğinde, bir dizi bağımlı kapitalist ülkede egemenlerin relatif daha bağımsız tavırlar alma, kendi emperyal emellerini formüle etme imkânlarını arttırdı. Fakat kendi emperyal hedeflerini ilan etmek, bunu yapanları hemen otomatik olarak emperyalist güç hâline getirmiyor. Çünkü istemek/söylemek ile yapabilmek bir ve aynı şey değil. İşte Arjantin cuntasının Malvinas/Falkland macerası. İşte Türk burjuvazisinin Bayram namazını altı ay içinde Şam da Emevi Camii nde kılma rüyası! Son on yıllarda bazı bağımlı ülkelerde kapitalizmin hızla gelişmesinin temel di-

15 reklerinden biri yukarıda da belirttiğimiz gibi metropol ülkelerinden kapitalizmin belli ölçülerde gelişmiş olduğu bağımlı ülkelere güçlü sermaye ihracıdır. İhraç edilen sermaye bu ülkelerde kapitalizmin hızlı gelişmesini beraberinde getirmiştir: Lenin, Emperyalizm adlı eserinde 1916 da şunu tespit ediyordu: Sermaye ihracı, sermayenin ihraç edildiği ülkelerde onu olağanüstü hızlandırarak kapitalist gelişmeyi etkiler. Böylece sermaye ihracı ihracatçı ülkelerdeki gelişmeyi bir parça durdurma eğilimi taşısa da, bunun ancak tüm dünyada kapitalizmin genişlemesi ve derinleşmesi pahasına olduğu ortadadır. 16 Tabii ki böyle bir gelişmede yeniemperyalist güçlerin ortaya çıkması da mümkündür. Lenin 1916 da şunu tespit ediyor: Kapitalizm, en hızlı, sömürgelerde ve denizaşırı ülkelerde büyümektedir. Bizzat bu ülkelerde yeniemperyalist güçler (Japonya) doğmaktadır MLPD de Lenin in bu tespitine atıfta bulunuyor. Tabii bu tespitte bugün önce Sömürge ve denizaşırı ülkeler sözcükleri yerine emperyalizme bağımlı ülkeler konmalıdır. Gayet tabiidir ki, emperyalizme bağımlı belli ülkelerde kapitalizm, bir zamanlar emperyalizme bağımlı olan bir kapitalist ülkenin emperyalist bir güce dönüşmesine götürecek ölçüde gelişebilir. Bu mümkündür, ama zordur. Zordur, çünkü emperyalist güçler kendilerine rakip olarak ortaya çıkacak yeni bir emperyalist gücün oluşmasını istemez ve bunu ellerindeki tüm imkânlarla engelemeye çalışır. Çünkü bağımlı ülkeler genelde çıkış noktasında ekonomik olarak geridir, kapitalizmin temelleri az gelişmiştir ve emperyalist güçlerle aradaki mesafe büyüktür vs. Fakat diğer yandan eğer bu ülkelere sermaye ihracı çok kapsamlı ise, ülkenin ekonomik potansiyeli yüksek ise, bağımsızlaşma isteğine sahip ve bu yönde hareket eden bir milli burjuvazi varsa bu mümkündür. Bu yüzden kimi maoist grubun, emperyalizme bağımlı bir ülkenin hiçbir zaman emperyalist bir güce dönüşemeyeceği iddiası yanlıştır. Bu bağlamda gerekli olan her bir ülkenin sosyo ekonomik yapısının somut araştırılması, böyle bir gelişmenin gerçekten olup olmadığı ve nasıl sorusuna bilimsel analiz temelinde somut cevap verilmesidir. MLPD nin yaptığı gibi baştan savma genellemeler bu bağlamda bir işe yaramamaktadır. MLPD toptancı bir biçimde BRICS ve MIST ülkeleri yanında İran, Arjantin, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ı yeniemperyalist ülkeler olarak adlandırıyor. Biz, bu ülkeleri tek tek derinlemesine analiz etmedik, bu aslında söz konusu ülkelerin marksist leninist güçlerinin işi. Fakat bir değerlendirme yapılırken, çok genel olarak şu noktalara dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyoruz: Bir ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası nın büyüklüğü ve gelişmesi konusunda (GSYH/ BIP) rakamlar, tek başına o ülkede kapitalizmin yapısı ve gücü hakkında ve o ülkenin kapitalist mi/emperyalist mi olduğunun analizinde yeterli veriler değildir. Kapitalizmin ya da kapitalist ekonominin gerçek gücü hakkında örneğin kişi başına BIP ra- 16 Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Lenin, s. 69, İnter ayınları, Ekim 1995, İstanbul) 17 Age. s

16 16 kamları, genel BIP rakamlarından daha fazla bilgi vericidir. Genel olarak şu söylenebilir: Bir ülkede kişi başına düşen GSYH (BIP) (bunu parasal olarak gelir biçiminde ifade edebiliriz) ne kadar yüksekse, kapitalizm o ölçüde gelişmiş demektir. Bu, kişi başına GSYH ölçütü temelinde değerlendirme yaptığımızda, yeniemperyalist ülkelerin en iyi hâlde orta derecede gelişmiş gelişmekte olan ülkeler olduğunu görürüz. Bunun istisnası petrol/gaz zengini feodal devletler olan Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar dır. Bunlarda da kişi başına gelir hesabı yalnızca resmi vatandaşlar üzerinden yapılmakta, bu ülkelerde emekçilerin büyük çoğunluğunu oluşturan göçmen işçiler hesap dışı tutulmaktadır. MLPD nin yeniemperyalist ler içinde saydığı emperyalist büyük güçlerin kişi başına GSYH dünya sıralamasında (Nisan 2018 Uluslararası Para Fonu tahminlerine göre) 192 ülke içinde 66 (Rusya) ve 75. (Çin) sıradadır. 18 Onları büyük güç yapan kişi başına düşen GSYH değil, bu ülkelerin olağanüstü alan ve nüfus büyüklüğü yanında muazzam ekonomik ve askeri potansiyelleridir. Lenin Bütün tanımlamaların, gelişmesini tamamlamış bir görüngünün bütün bağlantılarını kapsayamayacağından ötürü genelde itibari ve göreli bir önemi olduğunu unutmadan, bu gerçeğin bilincinde olarak emperyalizmin temel özelliklerini şöyle tanımlar:... üretimin ve sermayenin yoğunlaşmasını tekelleri doğuracak kadar arttırarak, gözlerimizin önünde tekel durumuna dönüşmeye başlamış ve karteller, sendikalar, tröstler ve sermayeleri bunlarla iç içe geçmiş, milyarları çekip çeviren bir düzine banka oluşmuştur. Bu arada tekellerin içinden çıktıkları serbest rekabeti yok etmediklerini, onun üstünde ve yanında var olmaya devam ettiklerini, böylece de son derece keskin, şiddetli sürtüşmelere, çatışmalara yol açtıklanm görüyoruz. Tekel, kapitalizmden, daha yüksek bir düzene geçiştir. Emperyalizmin olanaklı en kısa tammım yapmak gerekseydi, emperyalizmin kapitalizmin tekelci aşaması olduğunu söylerdik. Bu tanımlama temel öğeyi içermiş olurdu; çünkü bir yandan mali sermaye, birkaç tekelci büyük bankada yoğunlaşmış ve tekelci sanayi gruplarının sermayeleriyle iç içe geçmiş banka sermayesidir; öte yandan, dünyanın paylaşılması da herhangi bir kapitalist devletçe el konmamış bölgelere kolayca yayılan sömürge politikasından, tamamıyla paylaşılmış olan yeryüzüne tekelci bir şekilde egemen olma sömürge politikasına geçiştir. Ne var ki, en kısa tanımlar, en önemli olanı özetledikleri için kolay olsalar da tammlanacak görüngünün çok önemli bazı çizgileri buradan çıkarsanmaya başlandığında yetersiz kalır. Bu bakımdan bütün tanımlamaların, gelişmesini tamamlamış bir görüngünün bütün bağlantılarını kapsamayacağından ötürü genelde itibari ve göreli bir önemi olduğunu unutmadan emperyalizmin aşağıdaki beş temel özelliğini kapsayan bir tanımı yapmak zorundayız. 1) üretimin ve sermayenin yoğunlaşması, ekonomik yaşamda tayin edici rol oynayan tekelleri yaratacak kadar yüksek bir seviyeye ulaşmıştır; 2) banka sermayesi sanayi sermayesiyle iç içe geçmiş ve bu mali sermaye temelinde bir mali oligarşi oluşmuştur; 3) meta ihracından farklı olarak sermaye ihracı özel bir önem kazanmıştır; 4) dünya der_l%c3%a4nder_nach_bruttoinlandsprodukt_pro_kopf

17 yı aralarında paylaşan uluslararası tekelci kapitalist birlikler oluşmuştur; 5) kapitalist büyük güçler tarafından dünyanın teritoral paylaşımı tamamlanmıştır. Emperyalizm, tekellerin ve mali sermayenin egemenliğinin ortaya çıktığı, sermaye ihracının birinci planda önem kazandığı, dünyanın uluslararası tröstler arasında paylaşılmasının başlamış olduğu ve dünyadaki bütün toprakların en büyük kapitalist ülkeler arasında paylaşılmasının tamamlanmış bulunduğu bir gelişme aşamasına ulaşmış kapitalizmdir. 19 Lenin in formüle ettiği bu özelliklerden yola çıkarak biz, bugün de kapitalist bir ülkenin emperyalist bir ülkeye dönüşüp dönüşmediği konusunda değerlendirme yapabiliriz. Ancak burada da şunlar göz önünde bulundurulmalıdır: a) Burada emperyalizmin temel özellikleri içinde sayılanların tümü bir bütünün parçalarıdır, bütünlük içinde ele alınmalıdır. Burdaki noktalardan hiçbiri, ya da birkaçı yalnız başına bir ülkenin emperyalist ilan edilmesi için yetmez. b) Tekeller konusunda, ekonomide tekellerin varlığı değil, ekonomide tekellerin rolünün belirleyici olup olmadığı önemlidir. c) Bağımlı ülkelerde banka sermayesinin, sanayi sermayesi ile kaynaşması meselesinde, yabancı sermayenin oynadığı rol, yerli bir mali sermaye olup olmadığı, varsa gücünün ne olduğu somut olarak incelenmelidir. d) Sermaye ihracı bağlamında, sermaye ithalinin durumu da sorgulanmalıdır. Emperyalizm tartışmasında, özellikle bağımlı ülkelerde ülkenin net sermaye ihracatçısı mı yoksa net sermaye ithalatçısı mı olduğu önemlidir. İhraç edilen sermayenin yapısı da dikkate alınmalıdır. (Örneğin, ihraç edilen sermayenin içinde ne kadar yabancı sermaye vardır?) e) Eğer sermaye ihracatı ile sermaye ithalatı arasında negatif bir sonuç varsa, bunun yanında ülkenin dış ticareti de açık veriyorsa o zaman bu negatif bilançoyu düzeltebilecek başka güçlü yanlar olup olmadığı sorgulanmalıdır. (Örneğin askeri güç, dünya ekonomisi içinde ağırlık vs.) f) Ülkenin tekelci sermayesinin enternasyonal kapitalist birlikler içinde ağırlığı ve yeri nedir? g) Dünyanın paylaşımında, ya da yeniden paylaşılmasında ülkenin bağımsız olarak oynadığı rol nedir? h) Her kapitalist ülke emperyalist bir ülkeye doğru gelişme ve başka ülkeleri/ halkları sömürme eğilimine sahiptir. Bu, kapitalizmin doğasında vardır. Kendileri bağımlı/ezilen konumda olan kapitalist ülkelerin kendileri de belli ölçülerde başka ülke ve halkları ezip sömürebilirler. Bir ülke, kategorileştirilirken söz konusu ülkenin karakterini belirleyen esas unsurun ne olduğu, hangi yanın ağır bastığı belirlenmeli; ülkenin genelde ezen-sömüren bir avuç emperyalist güçlerden biri mi, yoksa ezilen sömürülen ülkelerden biri mi olduğu sorusuna bu temelde cevap verilmelidir. Ve son olarak da en önemlisi: Değerlendirmede belirleyici olan şey gelişme imkânları değil, anda ne olduğudur. 19 ( Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Lenin, s. 92, İnter Yayınları, Ekim 1995, İstanbul) 17

18 Sermaye ihracı MLPD, yeniemperyalist ülkeler teorisinde şunları söylüyor: Bir emperyalist ülke için özsel ekonomik işaretlerden biri bir başka ülkeyi sömürme ve ve ona hükmetme dürtüsü ve yeteniğidir. Lenin sermaye ihracını, finans kapitalin sömürgeler ve yarı sömürgeler üzerindeki emperyalist egemenliğinin özsel işareti olarak adlandırmıştır Dünya çapında, yurtdışına doğrudan yatırım, yani sermaye ihracı stoku, 2015 yılında 25 trilyon ABD doları değeriyle en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Bu kriz öncesi 2007 deki en yüksek değer olan 18 trilyon dolara göre yüzde 39 artış demektir ile 2014 arasındaki dönemde, yeniemperyalist ülkelerin yurtdışına yıllık olarak ihraç ettikleri sermayenin dünya çapındaki sermaye ihracı içinde payı 2007 yılındaki yüzde ondan, takriben yüzde 30 luk rekor seviyesine yükseldi. 20 Sermaye ihracı emperyalizmin özsel kıstaslarından biridir. Hangi biçimde olursa olsun sermaye ihracı olmayan bir ülke emperyalist olarak değerlendirilemez. (Yurtdışı doğrudan yatırımı ile sermaye ihracının eşitlenmesi yanlıştır. Yurtdışı doğrudan yatırımı sermaye ihracının yalnızca bir biçimidir. Örneğin devlet tahvillerinin satın alınması vb. de sermaye ihracıdır.) Sermaye ihracı konusunda kapitalizm ile emperyalizmi ayıran Lenin e göre şudur: Meta ihracatından farklı olarak sermaye ihracı özel önem kazanmıştır. Sermaye ihracı birinci planda önem kazanmıştır Hangi kapsamda olursa olsun sermaye ihraç eden bir ülke emperyalist veya yeniemperyalist bir ülke midir? Hayır, burada tabii ki ihraç edilen sermayenin kapsamı ve kalitesi, ihraç edilen sermaye ile ithal edilenin karşılaştırılması vb. faktörler çok önemli rol oynar. Yeniemperyalist ülkeler teorisyenlerinin yukarıda yaptığımız alıntılarında bütün bunlar dikkate alınmamaktadır. Burada bütün yeniemperyalist ilan edilenler yine aynı kap içine atılmaktadır. Bunun ötesinde rakamlar verilirken alıntı yapılan tabelada gelişmekte olan ekonomiler (developing economies) kategorisi altında ele alınan bütün ülkelerin toplam rakamı yeniemperyalist ilan edilenlerin rakamı olarak gösterilmektedir. 22 DünyaYatırım İstatistikleri (WIR) raporunda kullanılan Gelişmekte olan ekonomiler kategorisi Avrupa da, AB ülkeleri + Cebelitarık, İzlanda, Norveç, İsviçre, Kuzey Amerika da Kanada ve ABD + Avustralya, Bermuda, İsrail, Japonya ve Yeni Zelanda dışındaki bütün ülkeleri kapsayan genişlikte bir kategoridir. MLPD nin bize sunduğu sonuçlar bunun dışında da doğru değildir: WIR 2008 (DünyaYatırım Raporu 2008) e göre, 2007 yılında dünya çapında yurtdışına doğrudan yatırım biçiminde ihraç edilen sermayenin tutarı milyon ABD doları idi. Aynı yıl yalnızca MLPD tarafından yeniemperyalist olarak RF 24/2016, s. 39; Stefan Engel in MLPD X. Kongresi ne sunduğu Rapor dan, çeviriyi biz yaptık. 21 Lenin, Emperyalizm, İnter Yayınları, Ekim 1995 İstanbul, s (Bkz.:

19 adlandırılan 14 ülkenin değil, gelişmiş ekonomiler (ABD, Kanada, bütün AB ülkeleri, Cebelitarık, İzlanda, Norveç, İsviçre, Avustralya, Bermuda, İsrail, Japonya, Yeni Zelanda) denilen kategori dışında ele alınanların toplam yurtdışı doğrudan yatırım tutarı milyon dolardı. Bunların dünya çapındaki yurtdışı doğrudan yatırım tutarı içindeki payı %12,68 idi yılında yurtdışı doğrudan yatırımı biçiminde sermaye ihracının dünya çapındaki tutarı milyon dolardı. Gelişmekte olan ekonomiler in tümünün yurtdışı doğrudan yatırım biçimindeki sermaye ihracının tutarı milyon dolardı. Bunun dünya çapında yurtdışı doğrudan yatımları toplamı içinde payı %34,57 idi. Fakat 2015 yılında resim biraz değişikti. Dünya çapında yurtdışı doğrudan yatırımı (FDI) biçiminde sermaye ihracının tutarı milyon dolardı. Gelişmekte olan ülkelerin FDI ihraç tutarı milyon dolardı. Bir yıl önce %34,57 olan pay, %25,66 ya düşmüştü. Yani rakamlar ve pay yıldan yıla oldukça büyük dalgalanmaları gösteriyor. Ancak şu olgu: Yurtdışı doğrudan yatırımları (FDI) biçiminde sermaye ihracında gelişmekte olan ülkeler in payı son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Bu sayıların nasıl yorumlandığından bağımsız olarak şu tavırlar yanlıştır: a) Burjuva istatiklerinde gelişmekte olan ekonomiler kategorisi içinde sayılan ülkelerin tümünün bir kaba konması ve bunun da devrimciler tarafından sorgulanmadan üzerlenilmesi, b) Yeniemperyalist denen ülkelerin sermaye ihracı noktasında bir kaba konması. Bu bağlamda örneğin 2015 yılında emperyalist büyük güç Çin in (ki burjuva istatistiklerinde Çin hâlâ gelişmekte olan ülkeler kategorisinde sayılıyor!) tek başına gerçekleştirdiği yurtdışı doğrudan yatırım toplamı milyon dolardır, yani bütün gelişmekte olan ülkelerin toplamının %33,75 i. Buna bir de Hong Kong un toplam milyon dolarlık FDI sini katarsak, Çin in tüm gelişmekte olan ekonomi lerin toplam yurtdışı doğrudan yatırımları içindeki payı yüzde 48,81 e çıkar. Bu rakamın karşısına örneğin güya yeniemperialist Türkiye nin 2015 yılında gerçekleştirdiği FDI ihracı toplam değerini (4 778 milyon ABD doları) ve onun toplam içindeki payını ( bütün gelişmekte olan ekonomilerin içinde yüzde 1,26; dünya çapında % 0,32) koyarsak gerçek güç ilişkileri daha iyi anlaşılır. Bu kuşkusuz hiç yok tan fazladır. Ama bu bize, Türk burjuvazisinin de yurtdışında doğrudan yatırım yaptığından ve fakat dünya çapında fazla önemi olmadığından öte bir şey söylemez. Fakat FDI biçiminde sermaye ihracı konusunda, Türkiye den de kötü durumda olan yeniemperyalist! ülkeler de vardır: İran ın 2015 FDI ihraç değeri 139 milyon dolar; Arjantin inki milyon dolar ve Brezilya nınki milyon dolardı. Burjuva istatistiklerine bunlar sorgulanmadan takılınıp kalınırsa ve sermaye ihracı emperyalizmi belirleyen tek kıstas olarak alınırsa o zaman örneğin Britanya Virgin Adaları 2015 deki milyon dolarlık FDI ihraç değeriyle neredeyse emperyalist büyük güç olarak bile ilan edilebilir! Fakat biz onun Büyük Britanya nın bütün dünyada kapitalistler tarafından vergi cenneti olarak, kara para aklama aracı olarak kullanıldığı küçücük bir sömürge olduğunu biliyoruz. 19

20 Türkiye: Yeniemperyalist mi? 20 MLPD tarafından yeniemperyalist olarak değerlendirilen ülkelerin bir çoğu hakkında derinlemesine bir araştırmamız yok. Bu görev aslında söz konusu her ülkenin marksist-leninist güçlerinin görevi. Diğer ülkeler konusunda ancak marksist leninist öğretiden yola çıkarak genel sözler edebiliriz. Fakat sosyo ekonomik yapısını derinlemesine incelediğimiz ülkelerimiz Kuzey Kürdistan/Türkiye konusunda somut olarak tavır takınacak durumdayız. Bugün Türkiye de egemen olan AKP hükümetinin Batılı emperyalistlere karşı takındığı tavırlara, ya da tersine bakarsak çok açık olarak gelişen bir rekabetten söz edebiliriz. İki taraf ta retorikte diğer tarafı, Türkiye NATO nun üyesi ve Batılı emperyalist güçlerin resmi müttefiki olmasına rağmen, Türkiye Batılı emperyalist güçlerle koparılması çok güç olan sıkı bağlara sahip olmasına rağmen, yer yer açıkça düşman olarak adlandırıyor. Gün geçmiyor ki, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AKP hükümeti üye ve sözcüleri Batılı emperyalist güçleri, en başta da Hollanda, Almanya, Avusturya, Fransa ve genel olarak AB yi ve İsviçre yi, toptancı bir şekilde terör destekçisi, Hain, iki yüzlü, çifte standartçı olarak damgalamasın. Birçok Batılı siyasetçinin AKP politikacılarına ve taraftarlarına karşı takındığı kimi tavırlar yer yer faşist olarak nitelendiriliyor. Bazı Alman ve Avusturyalı politikacılar Nazilerin halefi olarak nitelendiriliyor. Batılı, en başta Avrupalı emperyalist güçler, şimdi bağımsız, yerli ve milli bir politika izleyen Yeni Türkiye yi istemedikleri, Türkiye nin güçlenmesinden korktukları için Türkiye ye karşı düşmanca davranmakla suçlanıyor. AKP hükümetinin, ABD emperyalizmine karşı şimdi takındığı tavrın, AKP nin ilk hükümet olduğu dönemdeki tavrı ile de bir ilgisi yok. Suriye de, Türk ve Amerikan askeri güçleri yer yer birbirlerine karşı savaş tarafı hâline geldiler. Erdoğan kendisini, antiemperyalist savaşçı, dünyada bütün mazlumların en başta da mazlum Müslüman halkların gerçek sözcüsü, temsilcisi olarak tanıtıyor. Buna karşı gün geçmiyor ki, Batı medyası ve açık faşistinden, en sol cusuna, hemen tüm Batılı siyasetçiler Erdoğan ve Türkiye yi dövme ritüelini, güncel siyasetin temel maddelerinden biri olarak yerine getirmesin. Erdoğan, Türkiye yi demokrasiden tek adam diktatörlüğüne sürüklemekle suçlanıyor. 16 Nisan 2017 deki anayasa değişikliği referandumunda birçok Alman siyasetçisi açıkça Hayır kampanyası yürüttü. Saldırgan bir biçimde Erdoğan ve AKP hükümetinin devrilmesi dilekleri seslendirildi de yapılan seçimlerde de aynı şey tekrarlandı. Gülencilerin 15 Temmuz 2016 daki başarısız darbe girişimi ardından ABD ve Avrupa ülkeleri kaçak darbeciler için sığınılacak güvenli limanlar oldular. Yer yer Batı medyasında ve devlet kurumlarında 15 Temmuz darbesinin aslında Erdoğan ve AKP hükümeti tarafından düzenlenen bir tiyatro olduğu görüşleri dile getirildi. Bütün bunlar acaba emperyalist güçler arasında bir rekabetin ifadesi midir? Türkiye, acaba daha şimdiden eski emperyalist efendileri ile göz hizasında rekabet edebilen yeni bir emperyalist güce mi dönüşmüştür? MLPD, yeniemperyalist ülkeler teorisinde bu konuda verdiği cevapta kendin-

21 den emindir. Ona göre Türkiye yeniemperyalist bir ülkedir. Bu iddiayı kanıtlamak için bir dizi gerekçe getirilmektedir. Bunlardan biri şudur: Erdoğan birleşik bir Rojava yı engellemek ve Türkiye nin yakın ve Ortadoğu da egemen etkisini garanti altına almak için bir köprü başı yaratmak istiyor. Bu saldırgan yayılmacılığın geri plânında Türkiye nin, tekelleri hızla genişleyen yeniemperyalist bir güce dönüşmesi yatıyor. 23 Burada Türkiye nin tarihi gelişmesi konusunda derin bir bilgisizlik kendini açığa vuruyor. Türk burjuvazisinin (Yalnızca Erdoğan ın değil! Erdoğan Türk burjuvazisinin andaki temsilcilerinden hükümette olanıdır. Türkiye deki diktatörlük Bir kişinin diktatörlüğü değil, bir sınıfın diktatörlüğü, Türk burjuvazisinin diktatörlüğüdür.) Orta ve Yakın-Doğu da egemen etkisini garanti altına almak isteği hiç te yeni değildir. Daha 1974 yılında Türk ordusu Kıbrıs ın kuzeyini kısmen NATO nun isteğinin tersine askeri olarak işgal etmiştir. Bu işgal bugün de sürüyor. Bu, o dönemde sermaye ihracı sıfıra yakın olan bir ülkenin emperyalist bir edimi idi. Orta ve Yakın-Doğu daki bütün bölgesel güçler (tabii sadece buradakiler değil, her yerdeki bölgesel güçler için geçerlidir bu) için, onların bölgede etkinliklerini garanti altına almak ve genişletmek amaçtır. Bunun için ille de yeniemperyalist olmak gerekmez. Kapitalist/milliyetçi/şovenist olmak yeterlidir. Amacı gerçekleştirmek için yeterli askeri güç ve elverişli enternasyonal şartlar varsa, o zaman o amaç gerçekleştirilebilir de. Rojava (Batı Kürdistan) için şunların bilinmesi gerekir: Burası Suriye nin kuzeyinde, Türkiye ile sınır bölgesindeki alandır. Alanda yaşayan nüfusun çoğunluğunu Kürtler oluşturmaktadır. Kürtler dışında burada yaşayan Arap, Türkmen, Yezidiler vb. başka etnik gruplar da vardır. Nüfus sadece etnik açıdan değil, dini ve mezhepsel açıdan da çeşitlilik gösterir. Merkezi Suriye devleti bilindiği gibi 2011 yılında başlayan iç savaşla çöktü. Yeni moda deyimle 2011 den bu yana failed state çökmüş devlet. Bu çökmüş devletin topraklarında ganimet savaşı yürüyor. Türkiye nin Suriye nin kuzeyindeki Rojava (Batı Kürdistan) ile sınırı 800 km nin üzerindedir. Burada başta ABD ve Rusya olmak üzere bütün emperyalist büyük güçler, özel olarak Alman emperyalizmi de etki alanlarını güvenceye almak ve alanı kendi kontrollerine geçirmek için mücadele ediyorlar. Suudi Arabistan, İran, İsrail ve Türkiye de, Suriye nin yeniden şekillendirilmesi mücadelesinde kendileri için maksimumu elde edebilmek için savaşın içindeler. Bunun dışında şu olgu var: 1984 den bu yana Türkiye ye karşı haklı bir savaş yürüten PKK, faşist T.C. devleti tarafından terörist düşman olarak değerlendiriliyor ve barbarca yok edilmeye çalışılıyor. PKK, Rojava da büyük etkiye sahip. Türk hâkim sınıfları ve onların faşist devleti açısından Rojava ve Suriye de savaş yürüten PYD, YPG, YPJ gibi örgütler PKK nin Suriye deki uzantılarıdır. Onlar da Türk devleti açısından Türkiye nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terörist örgütlerdir. 23 Neuimperialistische Türkei auf Expansionskurs, RF 21/2016, s. 22 ( Yeniemperyalist Türkiye yayılmacılık rotasında ), çeviri bize ait 21

22 22 PKK, uzun yıllardan beri ayrılma ve ayrı bir ulusal Kürdistan devleti kurma hedefini pragmatik olarak terk etmiştir. Fakat bu Türk burjuvazisinin bölücülük öcüsünü bir kenara koymasını beraberinde getirmedi, getirmiyor. Türk burjuvazisi, Rojava da PKK dostu bir yönetimin varlığını da kendi varlığına yönelik bir tehdit olarak görüyor. Bu şartlar altında, Türk hâkim sınıflarının ellerindeki tüm araç ve imkânları kullanarak birleşik bir Rojava yı mutlaka engellemek istemelerinde şaşırtıcı bir şey yoktur. Bunun için Türkiye nin yeniemperyalist olması gerekmez. Türk milliyetçisi/şovenist olması yeter! Türk burjuvazisi, tabii ki Ortadoğu da çöken devletlerde (şimdilik somut olarak Irak ve Suriye de) bu devletlerin yeniden paylaşımında kurulacak kurtlar sofrasında yer almak, pazarlıklara katılmak ve kendisi için mümkün olan en büyük parçayı almak istiyor. Yani YPG, PYD, YPJ, PKK ya yakın olmasalardı bile, Türkiye nin Suriye ye askeri müdahalesi büyük ihtimaldi. Türk burjuvazisi, tabii ki bölgenin enerji kaynakları zenginliğinden yararlanmak istiyor. Tabii ki savaşla harap edilmiş ülkelerin yeniden inşasında yer alıp kâr etmek istiyor, tabii ki bu pazarlara kendi ürünlerini satmak, savaş araç gereçleri satıp kazanmak istiyor. Tabii ki emperyalist işgalci, yayılmacı emelleri, hayalleri, rüyaları var. Tabii ki eğer şartlar elverdiğinde bunları gerçekleştirmek için adımlar da attı, atar. Onun rüyaları içinde örneğin 30. Ekim 1918 de yapılan Mondros ateşkes anlaşmasında Türkiye nin ulusal sınırları içinde sayılan Musul ve Kerkük ü, petrol açısından Irak ın (Güney Kürdistan ın) bu en zengin bölgelerinden birini ilhak etmek, Türkiye ye katmak var. Bu rüyalar içinde Türkiye yi, Sünni İslam dünyasının merkezi hâline gelmek, Osmanlı devletinin eski büyüklüğü ne yeniden kavuşmak var. Fakat bilindiği gibi rüyalar gerçek değildir. Gerçekte Türk burjuvazisi bugünkü Türk devletinin güney sınırında yürüyen, Suriye nin içlerine de uzanan savaşta, her şeyden önce Irak ve Suriye nin uğradığı kader e uğramamak, Türk devletinin sınırlarının, T.C. nin toprak bütünlüğünün, devlet olarak varlığının sorgulanmasını engellemek, öncelikli hedefine sahip. Aslında eğer emperyalist büyük güçlerden biri ciddi olarak Kürt ulusal hareketini desteklerse ve Türkiye ye karşı Bağımsız Kürdistan Devleti nden yana açık tavır takınırsa, bugünkü Türkiye nin de çökmüş devlet hâline gelmesi, getirilmesi opsiyonu da gerçekçi bir opsiyondur. Türk burjuvazisinin paranoya seviyesindeki en büyük korkusu da budur. Onlar emperyalistlerin Türkiye yi, bağımsız Ermenistan ve Kürdistan ın da kurulmasını öngören Paris (Sevr) anlaşması şartlarına döndürmek istediği korkusuna sahipler. Ermenilere karşı soykırım ve Birinci Dünya Savaşının hemen ertesinde Türkiye deki Rumların sürülmesi, yeni Türkiye Cumhuriyeti nin kuruluşunda temel unsurlardır. Türkiye Cumhuriyeti nin oluşum aşamasında, daha henüz Birinci Dünya Savaşı ertesinde Anadolu nun emperyalist-sömürgeci işgaline karşı mücadelenin yürüdüğü dönemde Türk burjuvazisinin Kürt ulusuna karşı siyaseti sömürgeci, Türk milliyetçisi asimilasyon siyaseti idi. Bugün Rojava konusunda izlenen siyasette yeni olan bir şey yoktur. Ve bu siyaset Türkiye nin yeniemperyalist olduğunu ispatı vs. değildir. Henüz Türkiye genişleme dürtüsüne sahip

23 tekellere sahip olmadığı dönemde de Kürt sorununda Türk burjuvazisinin siyaseti aynı siyaset idi. Bu siyaset ayrıca yalnızca Kürt sorunu ile sınırlı değildir da Hatay (geçiş döneminde Fransız mandatörlüğündeki Suriye nin toprağı) Türkiye için uluslararası elverişli koşullarda Türkiye ye (vatan topraklarına!!!) katıldı. Yani, büyük güçler arasında bir yeniden paylaşımın söz konusu olduğu şartlarda bölgesel güçler de alanda anda Türkiye yanında İsrail, İran, Suudi Arabistan kendileri için en fazlasını elde edebilmek için mücadeleye katılırlar. Bunu yalnızca emperyalist güçler yapmaz, bütün gerici rejimler bunu yapar. Türkiye nin en büyük tekelleri MLPD nin Türkiye nin yeniemperyalist ülke olduğu tezini ispatlamak için ileri sürdüğü argümanlarından biri şu: Fortune Magazine nin dünyanın en büyük 500 şirketi listesinde 2015 yılında Türk süper tekeli Koç Holding, 25,5 milyar dolar ciro ve dünya çapında çalışanı ile 420. sırada yer alıyor. Ve Bunun dışında 11 Türk tekeli en büyük iki bin firma listesinde yer alıyor. Bunlar arasında 2015 yılında 11,4 milyar dolar ciro ve çalışanı ile Sabancı Holding ve Türkiye nin yurtdışında, bu arada Almanya ve Rusya da da şubeleri olan en büyük bankası İşbank da var. İşbank ın 2015 deki cirosu 14,6 milyar dolardı. 24 Birincisi: Süper tekel kavramı marksist bir kavram değildir. Bu kavram kapitalist toplumda her şeye kadir tekellerin var olduğunu, örneğin üretimin bir dalında bütünüyle hâkim, her şeyi tek başına belirleyen, deyim yerindeyse rakipsiz tekellerin olduğunu ifade eden bir kavramdır. Süper-tekel gerçeklik değil, bir hayaldir. Emperyalizmde rekabet ortadan kalkmaz. Yalnızca bir üst aşamaya, tekeller arasındaki rekabete yükselir. Bunun dışında tabii ki en büyük tekeller dışında, onlara göre biraz daha küçük olan ve orta boy tekeller de vardır. Bugün ekonominin herhangi bir dalında dünya çapında tek tek ülkelerde de tek başına her şeyi belirleyen tek süper-tekel yoktur. İkincisi: Burjuva ekonomi dergileri her yıl dünyanın en büyük 500 firması, en büyük 2000 firması gibi değişik listeler yayınlıyorlar. En fazla alıntı yapılan listelerden biri Amerikan Fortune Dergisi nin Fortune global 500 başlıklı listesidir. Bir diğer kaynak da yine Amerikan Forbes Dergisi nin Forbes global 2000 isimli listesidir. Fortune listesi sıralamasında verili yıldaki yıllık ciro rakamlarını temel almaktadır. Forbes listesi ile dört veriyi temel almaktadır: Ciro, kâr, mülk değeri ve pazar değeri. Bu dört verinin hangi ağırlıkla ele alınıp sıralama yapıldığını listeden çıkarmak mümkün değil. Fortune global 500/2016 ya baktığımızda şunu görüyoruz: En büyük 500 lük bu listede Türkiye den yine bir firma, Koç Holding 25,515 milyar dolarlık ciroyla 419. sırada yer alıyor. 24 (RF 21/2016, s. 22 (Türkçeye biz çevirdik) 23

24 Bu listenin başını 482,130 milyar dolarlık cirosu ile WalMart çekiyor. Fortune global 500/2017 listesinde ise Koç Holding, yine Türkiye den tek firma olarak en büyük 500 içinde yer alıyor. Bu kez cirosu 23,566 milyar dolar. Sıralamada ise 463. sıraya gerilemiş. WalMart ın 2017 cirosu ise 485,873 milyar dolar. Bir ticaret tekeli burjuva istatistiklerine ve MLPD nin her şeyi belirleyen süper monopol tekeli kapitalist dünyanın en süper monopol ü! Dünya ekonomisinin belirleyici tekeli!!! Biz, bir ekonominin gerçek gücünün üretim tarafından belirlendiğini söylüyoruz. Ekonominin gerçek temeli üretimdir. Bir yanda gerçek ve bunun marksist ifadesi var. Diğer yanda burjuva istatistiklerinde ciro sıralaması, Fortune global 500 vs. Bunlar esasında gerçek ilişkileri açıklamaktan çok bunların üzerinin örtülmesine yarıyor! Fakat bu liste siyaset belirlerken temel hâline getirilse bile şu olgu tespit edilmek zorundadır: 2017 listesinde, bu listenin ilk 53. sırasında bulunan ve her birinin cirosu 100 milyar doların üzerinde bulunanlar onların ardından gelenlerden nerde ise ayrı bir kategoridedir! Süper monopol teorisyenlerine göre bunlar herhalde Süper süper monopol olması gerekir!!! Bunlarla örneğin Türkiye nin en büyük Süper- tekeli ni karşılaştırırsak o zaman gerçek büyüklüğün ne olduğu konusunda gerçeğe daha yakın bir resim elde edebiliriz. 25 Forbes in 2017 Dünyanın kamuya açık (borsada işlem gören) en büyük firmala rı/2000 (forbesglobal2000/ 2017) ilk 500 içinde Türkiye den herhangi bir firma yoktu. En büyük 2000 içinde yer alan şu 10 tekel vardı: Sıra Firma Ciro Kâr Mülk Pazar Değeri Değeri Milyar Milyar Milyar Milyar dolar dolar dolar dolar 647 Garanti Bank 9,5 1,7 92, Isbank 14,3 1,6 115,8 6,2 717 Koç Holding 27,1 1,3 27, Akbank 7,6 1,7 89,8 7,9 779 Sabanci Holding 12,2 1,1 91,8 4,7 873 Halkbank 7,7 1,1 82, VakifBank 6,8 1,1 69,1 3, Turkish Airlines 11,7 0,475 18,5 5, Erdemir 5,4 1,1 8 8, Ford Otosan 7,4 0,449 3,3 4, ( 26 (

25 Dünyanın en büyük borsa firmaları içinde 10 Türk tekeli var! (2016 da bu sayı 11 di) Bu, bayağı emperyalist görünüyor! Fakat biz bu 10 firmanın bütün değerlerini topladığımızda bunların toplam değeri ne ciro ne kâr ne mülk değeri ne de pazar değeri noktasında dünya çapında gerçekten büyük emperyalist tekellerin değerinin yanına yaklaşabiliyor! Şimdi gerçek güç ilişkilerinin anlaşılabilmesi için bu listede yer alan en büyüklerin 2017 değerlerine bakalım: Sıra Firma Ciro Kâr Mülk Pazar Değeri Değeri Milyar Milyar Milyar Milyar dolar dolar dolar dolar 1 ICBC (Çin) 165,3 43,7 4210, Construction Bank 143,2 37,2 3631,6 261,2 3 JPMorgan Chase 118,2 26,5 2609,8 387,7 4 Berkshire Hathaway 235,2 39,7 702,7 491,9 5 Agricultural Bank 129,3 29,6 3439,3 184,1 of China 27 Ciro 2016 in en büyük 2000 listesinde Türkiye den yer alan 11 firmanın toplam cirosu 104,3 milyar dolardı. Bu aynı yıl 482,1 milyar dolar cirosu olan WalMart ın cirosunun %21,6 sıdır! En büyük 2000/2017 listesinde Türkiye den yer alan 10 firmanın toplam cirosu 109,7 milyar dolardır. Bu aynı yıl WalMart cirosunun (485,873 milyar dolar) %22,5 idir. Borsada işlem gören firmalar bazında ele alındığında, Türkiye nin en büyük 10 firmasının cirosunun toplamı sıralamada birinci sırada olan ICBC nin cirosundan 55,6 milyar dolar azdı! Kâr Türkiye nin en büyük on süper-tekel inin!!! 2017 deki toplam kârı 11,624 milyar dolardı. Yani ICBC nin kârının dörtte birine yakındı! Mülk değeri Türkiye nin borsada işlem gören en büyük 10 firmasının mülklerinin toplam değeri 2017 de 599,1 milyar dolar tutuyordu. Yalnızca ICBC tek başına bunun yedi misli mülk değerine sahipti! Pazar değeri Forbes in en büyük 2000 listesinde 2017 yılında yer alan en büyük on Türk fir- 27 ( 25

26 26 masının pazar değerlerinin toplamı 59,8 milyar dolardı. Tek başına ICBC nin değerinin 5 de biri kadar. Güç ilişkilerinin, büyüklük lerin gerçek görünüşü budur. Yeniemperyalist ülkeler teorisyenleri bu listeleri alıp kendi teorilerine uygun gelecek biçimde yorumluyor. Teorilerini ispatlamak için 500 ler listesinde, ya da 2000 ler listesinde Türkiye den firmalar olduğu olgusunu tespit ediyorlar. Bununla Türkiye nin yeniemperyalist olduğunun ispatlandığını düşünüyorlar. Acaba yeniemperyalist olmak için forbes global 2000 içinde bir ülkenin kaç firması olması gerekir? Hangi sıra numarasından itibaren herhangi bir tekel küresel oyuncular arasında sayılır? Aslında bu listelerde yer alan firmaların arasındaki muazzam farklar, yalnızca bu listelerde yer alma olgusuna dayanarak bir ülkenin emperyalist ilan edilmesinin yanlış olduğunu göstermektedir. Bu listeyi tanık gösteren yeniemperyalist ülkeler teorisyenlerinin forbes global 2000/2016 listesinde Türkiye den daha fazla firma ile yer alan Tayvan ı (47 firma); İrlanda (19), Singapur (17), Malezya (15), Tayland (15), Filipinler (9) gibi ülkeleri neden yeniemperyalist ülkeler den saymadığı sorusu da ilginçtir. Bu ülkeler yeniemperyalist lere dâhil değil, fakat örneğin en büyük 2000 ler listesinde iki firma ile yer alan Arjantin, 6 firma ile yer alan Endonezya ve listede hiçbir firması bulunmayan İran yeniemperyalist! Yalnızca bu bile bu teorinin nasıl keyfi ve bilimsellikten uzak olduğunu göstermeye yetiyor! Evet, Türkiye den en büyük 10 firma/tekel (aslında dokuz, çünkü Akbank Sabancı Holding inin bankasıdır) 2017 de forbes 2000 listesinde yer almıştır. (Bu tekellerin üçü THY, Halkbank ve Vakıfbank devlet tekelidir. Erdemir de 1960 da devlet tekeli olarak kurulmuş, sonradan özelleştirilmiştir, şimdi OYAK grubunundur). Bu, yalnızca şunu gösterir: Türkiye, dünya çapında ele alındığında, orta büyüklükte tekellerin de gelişmiş olduğu kapitalist bir ülkedir. Açık olan şudur: Türkiye emperyalizme bağımlı kapitalist ülkeler içinde emperyalist bir güce doğru gelişmesinin maddi temelleri olan ülkelerden biridir. Türkiye nin tekellerinin bazıları daha bugünden bazı branşlarda örneğin hafif sanayi ürünleri (buzdolabı, çamaşır makinesi, TV vb. /beyaz eşya), tekstil, inşaat sektörü gibi alanlarda önemli bir rol oynamaktadır. Silah sanayi konusunda da Türkiye kendini bağımsız hâle getirmek için büyük çabalar sarfetmektedir, bu alanda da son yıllarda başarılar elde etmiştir. Bunlar olgudur. Fakat diğer yandan bu Türk tekelleri nde sermayenin yapısına bakılmak zorundadır. Buna baktığımızda, bu Türk, MLPD nin deyimiyle Süper-Tekel!!!lerinde öncelikle özel olanlarında emperyalist yabancı sermayenin önemli ölçüde yer aldığını, ortak olduğunu görürüz. Koç Holding ve Sabancı Holding, Türkiye nin en büyük özel sermaye tekelleridir. Bunlar enternasyonal mali sermaye ile ayrılmaz biçimde iç içe geçmiştir. Bu holdingler içinde yer alan firmaların büyükçe olanlarının çoğu bir yabancı tekelin ortağı dır. Yani bu Türk firmaları bir yanı ile çoğu emperyalist ülkelerdeki büyük yabancı tekellerin uzantısıdır. Bu tabii ki bu Türk firmalarının kendilerinin yurtdışında yatırım yapmasının, başka firmaları satın almasının vb. engeli değildir. Koç Holding içinde yer alan büyük firmaların yabancı sermaye ile ortaklık larının görünümü şöyledir:

27 Firma Ortak Arçelik LG Klima (Soğutucu Aletleri Üretimi) LG Electronics (Süd Korea) Ford Otosan (Otomobil üretimi) Ford Motor comp. (USA) Yapı Kredi Koç Finansal Hizmetler Uni Credit Group (İtalien) Koçtaş Yapı Marketleri (İnşaat) B&Q (England) Türk Traktör (Türkiye nin en büyük traktör üreticisi) CNH (Italien) Tofaş Türk Otomobil Fabrikası Fiat Auto SPA (Italien) Opet Fuchs Madeni Yağ ve Ticaret Fuchs Petrolub AG (D) 28 Fakat şu da bilinmelidir: Koç Holding içinde yer alan en büyük firmalar olan Arçelik (hafif sanayi) ve Tüpraş (rafineri) hemen hiç yabancı sermaye ortaklığı olmaksızın işleyen firmalardır. Türkiye nin cirosu itibarıyla en büyük sanayi kuruluşu Tüpraş ta yabancı sermayenin payı %2,5 civarındadır. Sabancı Holding in çatısı altında yer alan büyük firmaların yabancı sermaye ile ortak lıklarının görünüşü de şöyledir: Firma Ortak EnerjiSA Verbund (Österreichische Elektrizitätwirtschaft AG (Avusturya Elektrik Ekonomisi A. O. yüzde 49,99 ile ortaktı; 2014 te Alman şirketi E.ON tarafından devralındı) DuSA (Kimya) DuPont (ABD) AkcanSA (Çimento) Heidelberger Zement (Almanya) ToyotaSA Toyota Mitsui (Japonya) BRISA (Lastik) Bridgestone (Japonya) Akbank Citibank (ABD) BNP/AK/Dresdener BNP(F), Dresdener Bank (Almanya) ExSA (Finans) Exsa (İngiltere) Aviva (Sigorta) Aviva (İngiltere) PhilSA (Sigara) Philip Morris (ABD) DanoneSA (Yiyecek) Danone (Fransa) CarefourSA (Perakende satış) Carrefour (Fransa) ( 29 ( 27

28 Burada da şunun bilinmesinde yarar vardır: Dünya çapında önde gelen tekstil üretici firmalardan biri olan KordSa Sabancı grubuna dâhildir. Bu firmada yabancı sermayenin dikkate değer bir payı yoktur. Bir bütün olarak ele aldığımızda: Türkiye nin iki en güçlü özel sermayeli holdingi çatısı altındaki büyük firmalar, bu tekellere yabancı sermaye yatırımları ile büyük olan tekellerdir. Bunun tersi de geçerlidir. Eğer dünyanın en büyük 2000 firması içinde Türkiye den 10 büyük firmanın olduğu olgusu belirtilip, bu en büyük firmaların yabancı sermaye ile bağları ortaya konmazsa, bu, Türk sermayesini ve Türkiye de kapitalizmi olduğundan daha güçlü göstermekten başka bir işe yaramaz. Buradan yola çıkarak kolaylıkla yanlış sonuçlara varmak mümkündür. Yukarıdaki tabelalar fakat bir şeyi daha göstermektedir: Yabancı sermaye ortaklık larında Türk tekelleri bir emperyalist merkeze yoğunlaşmamakta, değişik Batılı emperyalist ülkelerde, evet, bunun dışında örneğin Güney Kore gibi ülkelerde ortaklık gerçekleştirmektedir. Şimdi bunlara Doğu dan eklenmeler olmaktadır. Bu büyük Türk sermayesine ve onun devletine relatif daha bağımsız hareket etmesi için imkânlar sunan bir olgudur. Türk mali sermayesinin sermaye ihracı Yeniemperyalist ülkeler teorisyenleri Türkiye konusunda devamen şu tespitleri yapıyor: İç pazar artık Türk tekellerine çok dar gelmeye başladı. Onlar için artık yalnızca daha fazla meta ihraç etmek yeterli olmaktan çıktı. Emperyalizmin klasik bir görüntüsü olarak Türkiye bu yüzden sermaye ihracatını 1990 ile 2015 yılları arasında meta ihracatına göre 3 kez daha hızla arttırdı. Sermaye ihracı 1,15 milyar dolardan 44,7 milyar dolara, hemen hemen 40 misline yükseldi. (RF 21/2016, s. 22 (çeviriyi biz yaptık) Türk tekellerinin dünya emperyalist sistemi içindeki yerini, en büyük iki Türk tekeli somutunda, yukarıda ortaya koyduk. Bunlar Türk sermayesi ile işbirliği içindeki enternasyonal tekellerdir, ya da tersi. Yabancı emperyalist sermaye ile iç içe girmiş, onunla bütünleşmiş Türk tekelleri. Evet, Türk tekelleri sermaye ihracı da gerçekleştiriyor ki, bu her büyükçe sermaye firması için normal olan bir şeydir. Evet, sermaye ihracı da artmaktadır. Fakat bu Türkiye yi otomatikman yeniemperyalist ülke ye dönüştürmüyor. Aktarılan veriler hakkında yılı için Türkiye nin sermaye ihracı MLPD tarafından 1,15 milyar ABD doları olarak veriliyor. Burada aslında genel olarak sermaye ihracından değil, Yurtdışı Doğrudan Yatırımı ndan söz etmek gerekir. Çünkü MLPD nin atıfta bulunduğu belgede verilen veri sermaye ihracı verisi değil, yurtdışı doğrudan yatırım (YDY) (FDİ outflow) verisidir. MLPD nin de dayandığı UNCTAD World Investment Report/ WIR de 1990 için Türkiye nin YDY ihracı 16 milyon dolar olarak verilmektedir ( Annex table 2. FDI outflows, by region and economy, )

29 Yani Rote Fahne de 1990 yılı için verilen 1,15 milyar dolarlık sermaye ihracı rakamı doğru değildir. Türkiye nin sermaye ihracı değil, ama yıllık YDY ihracatı ilk kez 2005 yılında 1,064 milyar dolarla, 1 milyar sınırını aşmıştır. Aynı raporda 1991 yılı için verilen YDY ihracı değeri 27 milyon ABD dolarıdır. Bu değer bundan sonraki yıllarda kısa kesintilerle sürekli artmıştır. Yıllık YDY ihraç değerinin pozitif olduğu 1991 değerinden yola çıkalım de dünya çapında gerçekleştirilen YDY ihracat değerlerinin toplamı , 2 milyon dolardı. 31 Türkiye nin YDY biçimindeki sermaye ihracı değeri bu toplam değer içinde yüzde 0,01 lik paya sahipti yılında dünya çapında gerçekleştirilen YDY ihracatı toplam değeri ise milyon dolardı. 32 Türkiye nin yıllık YDY ihracatı değeri 1991 yılındaki 27 milyon dolardan, 2015 deki milyon dolara yükselmişti. 33 Bu, 1991 ile 2015 arasındaki 24 yılda 177 katına artıştır. Bu katlanarak büyüme rakamları gerçekten de etkileyici rakamlardır. Fakat çıkış noktası sıfıra ne kadar yakınsa katlanmalar da o kadar yüksek olur ve gerçek dünya çapında sermaye ihracı konusundaki gerçek yer ve büyüklük hakkında fazla bir şey ifade etmez. Dünya çapında 2015 yılında gerçekleştirilen YDY ihracı toplamı içinde Türkiye nin YDY ihracı payı yüzde %0,32 idi. Yani Türkiye nin YDY ihracı biçimindeki sermaye ihracının dünya çapında YDY ihracı içindeki payı 24 yıl içinde onbindelik alandan, bindelik alana yükselmiştir. Bu gelişme tabii ki küçümsenemez. Fakat abartılmamalıdır da. Eğer bu rakamlar Türkiye nin yeniemperyalist ülke olduğunun ispatı olarak kullanılırsa, bu bir abartmadır. Eğer bu gelişmeye rağmen Türkiye nin bağımlılığı, onun hâlâ bir yarı sömürge olduğu biçiminde ortaya konulursa, bu da gelişmenin küçümsenmesi anlamına gelir. MLPD den yaptığımız alıntıdaki rakamlar yıllık YDY ihracı sayıları değil, YDY ihracı stoku (bütün YDY ihracı sayılarının gelinen yerdeki kumülatif toplamı) sayılarıdır yılında Türkiye nin o yıla kadarki YDY ihracı stoku (MLPD, buna sermaye ihracı diyor) 1,15 milyar ABD doları idi. Yani Türkiye nin, henüz eskisi ve yeni si ile emperyalist olarak adlandırılmadığı dönemde sermaye ihracı vardı. YDY biçimindeki sermaye ihraç stokunun değeri 2015 de, 44,656 milyar dolara yükselmişti. Yani 1990, 25 yıl içinde 44 katına! Yine muazzam bir yükseliş! Fakat Türkiye nin 2015 deki YDY ihracı stok değerini, aynı yılda dünya çapındaki YDY stok değeri (25 044,916 milyar dolar) 34 ile karşılaştırdığımızda Türkiye nin gerçek değer büyüklüğü görülüyor: 2015 yılında Türkiye nın YDY ihraç stokunun, dünya ihraç stoku içindeki payı %0,18 dir. Yani süslenmemiş olgu şudur: Türkiye nin YDY biçimindeki sermaye ihracı son 31 Annex table 2. FDI outflows, by region and economy, ) 32 (WIR 2016, s.196) 33 Aynı yerde. S Aynı yerde, s.200) 29

30 25 yıl içinde büyük çapta artmıştır. Fakat yıllık YDY ihracı içindeki payı %0,32 ile, YDY ihrac stoku içindeki payı yüzde 0,18 ile hâlâ bindeler düzeyinde oynayan bir büyüklüktedir. Türkiye nin YDY ihracı ile Türkiye nin YDY ithalinin (Türkiye ye yabancı sermayenin yaptığı doğrudan yatırımlar) Türkiye nin Gayri Safi Yurtiçi Hasılasına olan oranına bakıldığında da Türkiye nin emperyalist mi, yoksa hâlâ bağımlı bir ülke mi olduğu sorusuna (sermaye ihracı noktasında) daha doğru cevap verilebilir. Bu konuda durum şöyledir: Yıl Sermaye ithali stokunun Sermaye ihracı stokunun (YDY ithali stokunun) / (YDY ihracı stokunun) / GSYİH ya oranı GSYİH ya oranı (% olarak) (% olarak) ,5 0, ,8 6,1 35 Yani 2015 yılına gelindiğinde, Türkiye nin YDY ihraç değerinin GSYİH içindeki payı 1990 na göre 10 misli artmıştı, fakat diğer yandan sermaye ithalinin GSYİH içindeki payı da 1990 daki %5,5 dan, %19,8 e yükselmişti da Türkiye nin GYİH nın 20 de biri kadar olan sermaye ithal stoku değeri, 2015 de Türkiye GSYİH nın 5 te biri kadarına eşit bir değere yükselmişti! Bunun anlamı şudur: Türkiye ekonomisi YDY ihracındaki muazzam artışa rağmen, yabancı sermayeye daha fazla bağımlı hâle gelmişti. Diğer yandan fakat sermaye ihraç stokunun artış hızının, sermaye ithaline göre çok daha yüksek olması gelişmenin bağımlılığın azalması yönünde olduğunu gösteriyor. Sermaye ithal stokunun artışı bir yandan daha fazla bağımlılığı beraberinde getirirken, diğer yandan Türkiye de kapitalizmin gelişme hızını yükselten bir rol oynuyor. Türkiye: Net sermaye ithal ülkesi 30 Tartışmada şu noktalar önemlidir: Türkiye de tekeller ve mali sermaye vardır. Türkiye nin mali sermayedarları birçok ülkenin en başta da emperyalist ülkelerin mali sermayedarları ile işbirliği içindedir. Bu işbirliği içinde, işbirli- 35 Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB)verilerine göre

31 ğinin tarafları tabii ki kendi çıkarlarının peşinde koşmaktadır. Türk mali sermayesi gerek kendi başına gerekse ortakları ile birlikte sermaye ihracı yapmaktadır. Bu sermaye ihracının kapsamı, boyutları emperyalist ülkelerinki ile karşılaştırıldığında küçüktür. Türkiye emperyalist bir güç hâline gelmek istemekte, bu yönde de gelişmektedir. Güncel tartışmada cevap verilmesi gereken soru şudur: Türkiye şimdiden bir emperyalist devlet hâline gelmiş midir, yoksa henüz değil midir? Bu sorunun cevabında Türkiye nin sermaye ihracı gerçekleştirdiğini söyleyip, ihraç rakamlarını vermek yetmez. Sermaye ihracından söz edildiği yerde, sermaye ithalinin durumuna da bakılmak, ikisinin birbiri ile ilişkisi, oranları vb. sorgulanmak zorundadır. Bunu yaptığımızda ortaya çıkan sonuç şudur: Türkiye ye doğrudan yatırım biçiminde giren yabancı sermaye (sermaye ithali) (FDI Inflow), Türkiye den yurtdışına doğrudan yatırım biçiminde çıkan sermaye ile (sermaye ihracı) (FDI Outflow) karşılaştırıldığında hep daha yüksekti ve güncel olarak da yüksektir yılında, Türkiye den yurtdışına yapılan doğrudan yatırım değeri milyon dolardı. Buna karşı aynı yıl Türkiye ye doğrudan yatırım biçiminde giren yabancı sermayenin değeri milyar dolardı. Bu yalnızca 2015 yılı için geçerli olan bir durum değil. Her yıl tekrarlanan bir durum bu. Türkiye nin sermaye ithali, sermaye ihracından yüksektir. Türkiye sermaye ihracı/sermaye ithali ilişkisinde şimdiye dek hep açık veren bir ülkedir. Yeni bir Net Sermaye İthali ülkesidir. Türkiye ye doğrudan yatırım (FDI) olarak giren yabancı sermaye nereye gidiyor? Bu ithal edilen sermayenin bir bölümü kâr, faiz ve geri ödenen borç payı olarak ithal edilen ülkeye-kuruma geri dönüyor. Bir bölümü Türkiye de yabancı mülkiyeti, dolayısıyla yabancı sermayenin etkisini ve yabancı sermayeye bağımlılığı arttırıyor, ülkede bağımlı kapitalizmin gelişmesini hızlandırıyor. İthal edilen sermayenin küçük bir bölümü yabancı sermaye ile işbirliği yapan Türk burjuvazisi tarafından kendini güçlendirmek için yapılacak yeni yatırımlarda kaynak olarak kullanılıyor. Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası nın 2016 yılına ait Uluslararası Yatırım Pozisyonu verileri yabancı sermaye konusunda toplam milyon ABD doları tutarında Net Pozisyon (İthal edilen sermayeden ihraç edilen sermaye düşüldükten sonra kalan değer) gösteriyor. 36 Enternasyonal Yatırımcıların Türkiye deki mülklerinin değeri aynı yıl için milyon dolar. Uluslararası Para Fonu verilerine göre, 2015 yılında Türkiye nin GSYİH değeri milyon dolardı. Yani 2015 te, Yabancı Sermaye Yatırımının Net Pozisyonu Türkiye nin GSYİH nın %46,80 ne tekabül ediyordu yılında yabancı yatırımcının Türkiye deki mülk değeri, Türkiye nin GSYİH nın %29,92 sine tekabül ediyordu. Şimdi bir de ithal edilen sermayenin yurtdışına transfer ettiği değerlere bakalım: 36 TCMB, ULUSLARARASI YATIRIM POZİSYONU - AYLIK 31

32 Yıllar Yurtdışına Transfer edilenin Transfer edilenin transfer edilen /GSYİH ya oranı İthal edilen kâr, faiz vs. % olarak sermayeye oranı (milyar dolar % olarak olarak) , 522 1, , 942 1, ,557 1,6 24, , ,3 37 Bu rakamlar Türkiye nin yabancı yatırımcılar için olağanüstü kârlı bir ülke olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Diğer yandan bu rakamlar Türkiye dışa artan ölçüde sermaye ihracında bulunduğu hâlde, sermaye ithali/sermaye ihracı karşılaştırılması bağlamında açıkça bağımlı bir ekonomi olduğunu da göstermektedir. Kuşkusuz tek başına sermaye ithali ve bir ülkenin net sermaye ithalatçısı ülke olması, otomatikman o ülkenin bağımlı bir ülke olduğu anlamına gelmez. Bunun için ama açık veren mali bilançonun başka faktörlerle örneğin pozitif ticaret bilançosu ile ya da yine örneğin ülkenin para birimi; ABD doları somutunda olduğu gibi dünya parası olarak işlem görüyorsa vb telafi edilmesi gerekir. Bu durumda hatta net sermaye ithalatçısı olmak, ülke ekonomisinin güçlü ve güvenli olarak algılandığının bir işareti olabilir. Türkiye nin ticaret haddi 1946 dan bu yana hep açık veren bir bilanço Türkiye ekonomisinde dış ticaret aslında hem ihracat ve hem de ithalat toplam değerlerinin 1 milyar dolar sınırını aştıkları 1970 li yılların başından bu yana giderek artan önemli bir rol oynuyor. Dış ticarette Türkiye, ithalatta 2005 yılında, ihracatta 2007 de 100 milyar dolar sınırını aştı. Yani dış ticaret ve dolayısiyle emperyalist dünya pazarına entegrasyon 1970 li yılların başından bu yana çok hızlı bir gelişme yaşadı yılında Türkiye nin ihracatı 142,5 milyar dolar değerine ulaşmıştı. Bu ihracat değerinin karşısında aynı yıl 196,1 milyar dolarlık ithalat değeri duruyordu. 38 Dış ticaret rakamları, görüldüğü gibi, sermaye ihracatı rakamları ile karşılaştırı TCMBB istatistiklerinden; TÜİK, dış ticaret istatistikleri,

33 lamayacak kadar büyüktür. Örneğin, 2015 yılında yaklaşık 4, 8 milyar dolar tutarındaki FDI (Yurtdışına doğrudan yatırım ihracatı) ihraç değeri karşısında, 143,3 milyar dolarlık meta ve hizmet ihracat değeri durmaktadır. Leninizm in emperyalizmin bir ölçütü olarak getirdiği meta ihracından farklı olarak sermaye ihracı nın özel bir önem kazanmış olması; sermaye ihracının birinci planda önem kazanmış olduğu konusunda Türkiye nin somut durumu budur. Yıllık değerleri bir kenara bırakıp MLPD nin yaptığı gibi kumülatif sermaye ihracı rakamına dayansak bile, Türkiye nin 2015 deki kumülatif sermaye ihracı değeri, FDİ ihraç stoku değeri (44,7 milyar ABD doları) Türkiye nin yalnızca o yılki ticari ihracat değerinin ancak üçte birinden azını oluşturmaktadır. MLPD, bu bağlamda çok kötü yanılmaktadır. Şimdi Türkiye nin mali sermaye açığını, ticaret artısı ile dengeleme imkânı olup olmadığına bakalım: Türkiye dış ticaret dengesi açısından da ele alındığında, arası bir dönem (1938 istisna) dışında dış ticarette bilançosu hep negatif olan bir ülkedir. Örnek olarak arasındaki 7 yılı alalım: Yıllar Ticaret İhracatın ithalatı bilançosu karşılama oranı (1000 ABD (% olarak) doları olarak) , , , , , , ,8 39 Bu rakamlar açık bir biçimde Türkiye ekonomisinin emperyalizme bağımlılık zincirini bütünüyle kıracak durumda olmadığını gösteriyor. Bunun tabii ihracat ve ithalatın yapısı ile de bağı var: Dış ticaretin yapısı Teknoloji yoğunluğuna göre imalat sanayi ürünlerinin dış ticaretinin görünüşü Ocak/Şubat 2016 ve 2017 itibariyle şöyle idi:

34 İHRACAT Ocak- Şubat 2016 Ocak -Şubat 2017 Değeri Oranı Değeri Oranı (Milyon (% olarak) (Milyon (% olarak) ABD $) ABD $) Sanayi Ürünleri Toplamı Yüksek teknolojili ürünler 648 3, ,83 Orta yüksek teknolojili ürünler , ,54 Orta düşük teknolojili ürünler , ,83 Düşük teknolojili ürünler , ,8 Türkiye nin yurtdışına sattığı sanayi ürünleri içinde yüksek teknolojili ürünlerin payı %3 civarındadır. Sanayi ürünleri ithalatında bu resim şöyle değişmektedir: İTHALAT Ocak- Şubat 2016 Ocak -Şubat 2017 Değer Oran Değer Oran (Milyon$) (%) (Milyon$) (%) Sanayi Ürünleri Toplamı Yüksek teknolojili ürünler , ,96 Orta yüksek teknolojili ürünler , ,39 Orta düşük teknolojili ürünler ,98 Düşük teknolojili ürünler , , (TÜIK; teknoloji yoğunluğuna göre imalat sanayi ürünleri dış ticareti, Şubat 2017)

35 İhraç edilen ileri teknoloji ürünlerinin tüm ürünler içinde yüzde 3 lük bir payının olduğu, buna karşı ithal edilen ürünlerin içinde yüksek teknolojili ürünlerin payının %16 olduğu bir dış tkicaret yapısı ile, Türkiye nin dış ticaretinde denge tutturulması, dengenin ihracat lehine pozitife dönüştürülmesi ufukta gözükmemektedir. Burada bir de tabii Türkiye nin enerji sektöründe de net ithalatçı olduğu bilinmelidir. Türkiye nin dış ticaretinde en önemli ithal kalemlerinden biri petrol ve gaz ithalatıdır. Dış ticaret açığının önemli bir bölümünü enerji temini için alımlar oluşturmaktadır. Enerji sektöründe alım/satım işlerinde doların para birimi olarak kullanılması da Türkiye nin dış borçlarının piyasadaki dolar değeri değişimlerinden etkilenmesini beraberinde getirmektedir. Dış borçlar, borsa spekülasyonları ile doların değer kazanması hâlinde yükselmektedir. Türkiye deki yönetim bu yüzden bugün dış ticarette dolarla alışverişten uzaklaşmaya çalışmaktadır. Fakat bunun gerçekleştirilmesi çok zordur. Böyle bir ekonomik yapıya sahip olan Türkiye orta derecede gelişmiş olan, fakat hâlâ bağımlı olan kapitalist bir ülkedir. Bu, Türkiye nin egemenlerinin emperyalist hedefleri, emperyalist rüyaları olmasının, dünyanın yeniden paylalışlması için yürüyen savaşlara imkânı ölçüsünde karışmasının engeli değildir. Askeri güç Türkiye nin yeniemperyalist bir ülke olduğu tezini gerekçelendirmek için getirilen argümanlardan biri de Türkiye nin askeri gücü, Türk burjuvazisinin bağımsız bir askeri sanayi geliştirme isteği. MLPD bununla ilgili şu tespiti yapıyor: Nato verilerine göre, Türk ordusu askeri ile şu anda dünya çapında 10., NATO içinde ise ABD den sonra ikinci sırada bulunmaktadır. 41 Burada söylenenler fakat Türkiye nin gerçek askeri gücü hakkında fazla bir şey ifade etmemektedir. Türk ordusunun yüksek personel sayısının önemli bölümünü zorunlu askerlik (12 ay) yapan gençler oluşturmaktadır. Bir ordunun gerçek askeri gücü personel açısından ele alındığında profesyonel askeri kadro, silahlanmasının niteliği ve donanımı tarafından belirlenir. Bu kıstaslar temelinde yaklaştığımızda Türk ordusunun gücünün, yüksek asker sayısının gösterdiği kadar büyük olmadığını görürüz. Geçerken söyleyelim: MLPD nin verdiği yarım milyona yakın asker sayısı da Türk Genel Kurmayının son açıklamalarına göre gerçeği yansıtmıyor. Genel Kurmayın 2017 Ocağı nda yaptığı açıklamaya göre ordunun askeri personal sayısı idi. Bunun ü zorunlu askerlik yapanlardı. 42 MLPD açıklamalarını şöyle sürdürüyor: Yıllık askeri bütçe 2007 dekine oranla %45 e yakın arttırılarak 22,5 milyar dolara yükseldi. 43 Bu sorunda önemli olan oranlardan çok mutlak rakamlardır. O konuda durum şöyledir: 41 (RF 21/2016, s. 23) (çeviriyi biz yaptık) (RF 21/2016, s.23) (çeviriyi biz yaptık) 35

36 yılları arasında Türkiye nin askeri harcamaları (milyar dolar olarak): Yıllar Askeri harcamalar 20,09 18,42 19,6 17,69 16,14 15,28 Yıllar Askeri harcamalar 16,4 15,76 15,94 17,06 16,72 Yıllar Askeri harcamalar 16, ,63 17,77 17,67 44 MLPD nin iddia ettiği 22,5 milyar dolarlık askeri harcama rakamını, hangi yıl için nereden çıkardığını bilmiyoruz. Her halükârda 2015 e kadar da en son verilere göre de böyle bir askeri harcama rakamı yok. Avrupa İstatistik Kurumunun verdiği verilere göre Türkiye nin askeri harcamaları 2007 yılında 15,76 milyar dolardı de bu değer 17,67 milyar dolara yükselmişti. Bu MLPD nin iddia ettiği gibi % 45 e yakın bir artış değil, %11 lik bir artıştır. Bunun yanında bir başka olgu daha vardır: Türkiye Devlet Genel Bütçesinde askeri harcamalara ayrılan pay artmıyor, tersine geriliyor. Yeniemperyalist ülkeler teorisyenlerinin bu bağlamda verdiği rakamlar Türkiye nin gerçek askeri gücünü olduğundan fazla göstermektedir. Evet, Türkiye Ortadoğu da önemli bir askeri güçtür. Fakat o özellikle ileri teknoloji ürünü askeri araç-gereç- silah bakımından hâlâ emperyalist silah üreticisi tekellere bağımlıdır. Türk burjuvazisi ve onun bugünkü siyasi temsilcisi AKP hükümeti bu bağımlılığı kırmak istemektedir. Bu yüzden çok hızlı bir şekilde kendi askeri sanayini ilerletme yönünde çalışmalar yapıyor. Gelinen yerde burjuvazi ihtiyacı olan silah ve mühimmatın %70 e varan kesimini kendisinin ürettiği bilgisini veriyor. Burjuvazi aynı zamanda ağır silahlar ve yüksek teknolji ürünü olan silahlar konusunda kendi üretimini geliştirmeye çalışıyor. Bunda da küçümsenmeyecek başarılar elde etti. Ve bu dünyanın esas silah üreticisi büyük tekellerinin hiç hoşuna gitmedi, gitmiyor. Türk burjuvazisi bunun dışında ileri teknoloji ürünü ağır silah sistemleri konusunda batılı emperyalist güçlere tek taraflı bağımlılığı kırmak için silah alımında, ülke ve tekelleri çeşitlendirmek yolunu tutuyor. Örneğin füze savunma sistemi olarak Rusya dan S-400 satın aldı

37 AKP hükümetinin bu bağlamda önüne koyduğu hedef 2023 yılına kadar silah sanayi konusunda tam bağımsız hâle gelmek. Hedef diğer ülkelerden silah almak zorunda kalmadan, ülkenin kendi silah üretimi temelinde savaş yürütebilmek! Ancak bu hedefe varmak için maddi temelin yaratılması için yaklaşık 850 milyar dolarlık GSYİH nin 2023 e kadar 2000 milyar dolara çıkması öngörülüyor. Bu hedefe ulaşmak için yıllık ortalama %17-18 büyüme gerekli. Bunun ise hayalden başka bir şey olmadığı açık. Anda mümkün görünen şeylerden biri şimdiye kadar Batılı emperyalist güçlere ve tekellere olan tek yanlı bağımlılığın yumuşatılması ve kırılması. Ancak bu da o kadar basit değil. Bunun için Türkiye nin NATO dan ayrılmayı göze alması gerekir. Böyle bir gelişmeyi Batılı emperyalistler tabii ki ellerindeki bütün imkân ve araçları kullanarak engellemeye çalışacaklardır. Devrim stratejisi üzerine tartışma Bir ülkenin emperyalist ülke mi, yoksa emperyalizme bağımlı bir ülke mi olduğu değerlendirmesi, o ülkede devrim staratejisi konusunda belirleyici önemdedir. Stalin Leninizmin Temelleri Üzerine başlıklı yazısında leninist proleter devrim teorisinin üç temel tezden yola çıktığını belirtir. İkinci tez konusunda şunları söyler: 37

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2015 LANSMANI 24 HAZİRAN 2015 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü nün (UNCTAD) Uluslararası Doğrudan Yatırımlar

Detaylı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı

PAGEV - PAGDER. Dünya Toplam PP İthalatı 1 DÜNYA ve TÜRKİYE POLİPROPİLEN ( PP ) DIŞ TİCARET ANALİZİ Barbaros Demirci ( Genel Müdür ) Neslihan Ergün ( Teknik Uzman Kimya Müh. ) PAGEV - PAGDER DÜNYA TOPLAM PP İTHALATI : Dünya toplam PP ithalatı

Detaylı

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI

SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ VE SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ SEKTÖRÜNDE DÜNYA İTHALAT RAKAMLARI ÇERÇEVESİNDE HEDEF PAZAR ÇALIŞMASI ORTA ANADOLU İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ Seramik sektörünün en

Detaylı

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL 24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL UNCTAD Dünya Yatırım Raporu Türkiye Lansmanı Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü «UNCTAD» ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV

DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU PAGEV DÜNYA PLASTİK SEKTÖR RAPORU 2016 PAGEV 1. DÜNYA PLASTİK MAMUL SEKTÖRÜNDE GELİŞMELER 1.1. DÜNYA PLASTİK MAMUL ÜRETİMİ Yüksek kaynak verimi, düşük üretim ve geri kazanım maliyeti ve tasarım ve uygulama zenginliği

Detaylı

Dış Ticaret Verileri Bülteni

Dış Ticaret Verileri Bülteni (Milyar $) 216 Haziran - 216 TÜİK dış ticaret verilerine göre ihracat 216 yılı Haziran ayında, 215 yılının aynı ayına göre %8,1 artarak 12 milyar 916 milyon dolar, ithalat %7 artarak 19 milyar 475 milyon

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

2017 YILI MADEN SEKTÖRÜ GÖRÜNÜMÜ RAPORU

2017 YILI MADEN SEKTÖRÜ GÖRÜNÜMÜ RAPORU 2017 YILI MADEN SEKTÖRÜ GÖRÜNÜMÜ RAPORU İstanbul Maden İhracatçıları Birliği Binler MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ 2017 yılında 156,7 milyar USD olarak gerçekleşen ülkemiz toplam ihracatından %3 pay alan madencilik

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2018 HALI SEKTÖRÜ Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2018 OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılında Türkiye nin toplam ihracatı 2016 yılına kıyasla

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2011 ARALIK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Ocak 2012 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2011 OCAK - ARALIK İHRACAT

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Nisan döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mayıs döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2016 HALI SEKTÖRÜ Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2016 KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016 yılı Ocak-Kasım döneminde Türkiye nin toplam

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ NİSAN AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Mayııs HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN NİSAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA

Detaylı

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123

A.ERDAL SARGUTAN EK TABLOLAR. Ek 1. Ek 1: Ek Tablolar 3123 Ek 1: Ek Tablolar 3123 Ek 1 EK TABLOLAR Tablolar, - (129) Dünya Sağlık Örgütü: WHO Dünya Sağlık Raporu - (123) Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı: UNDP İnsani Gelişme Raporu - (128) Dünya Bankası: WB

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Mayıs - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN YABANCI ZİYARETÇİLERİN

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Eylül - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İçindekiler 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1. TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Mart Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2017 HALI SEKTÖRÜ Mart Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2017 MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı Ocak-Mart döneminde Türkiye nin toplam ihracatı

Detaylı

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU 2014 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2014 OCAK / TÜRKİYE

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı mayıs ayında, Türkiye

Detaylı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK Dünya Ekonomisine Küresel Bakış International Monetary Fund (IMF) tarafından Ekim 013 te açıklanan Dünya Ekonomik Görünüm raporuna göre, büyüme rakamları aşağı yönlü revize edilmiştir. 01 yılında dünya

Detaylı

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017

INCOMING TURİZM RAPORU / ARALIK 2017 Özet Sonuçlar Ocak-Aralık döneminde gelen yabancı ziyaretçi sayısında % 27.84 oranında artış Aralık ayında gelen yabancı ziyaretçi sayısında %30.84 oranında artış Ocak- Aralık döneminde OECD ülkelerinden

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2012 TEMMUZ AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Ağusttos 2012 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2012 TEMMUZ İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ Hazırlayan ve Derleyen: Zehra N.ÖZBİLGİN Ar-Ge Şube Müdürlüğü Kasım 2012 DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİNDE ÜRETİM VE TÜKETİM yılında 9.546 milyon

Detaylı

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları

ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları 12/03/2018 ABD Tarım Bakanlığının 08/03/2018 Tarihli Ürün Raporları ABD Tarım Bakanlığınca 8 Mart 2018 tarihinde yayımlanmış tahıl ve yağlı tohumlar raporlarında, ABD nin yanı sıra dünya üretimi ve ticaretine

Detaylı

ÇORAP SEKTÖRÜ 2016 YILI VE 2017 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

ÇORAP SEKTÖRÜ 2016 YILI VE 2017 OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU ÇORAP SEKTÖRÜ YILI VE OCAK AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON ARGE ŞUBESİ Şubat ÇORAP SEKTÖRÜNÜN YILI VE OCAK AYI İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Detaylı

İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (2002-2015 Eylül)

İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (2002-2015 Eylül) İÇİNDEKİLER (*) 1- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcu (2002-2015 Eylül) 2- Özel Sektörün Yurtdışından Sağladığı Uzun Vadeli Kredi Borcunun Borçluya Göre Alacaklı Dağılımı (2002-2015

Detaylı

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu)

2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI. (40 Test Sorusu) ZİRAAT BANKASI 2012 SINAVLARI İÇİN GÜNCEL EKONOMİ ÇALIŞMA SORULARI (40 Test Sorusu) 1 ) Aşağıdakilerden hangisi bir kredi derecelendirme kuruluşudur? A ) FED B ) IMF C ) World Bank D ) Moody's E ) Bank

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu 2017 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2017 YILI EYLÜL AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Ağustos Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Ağustos Ayı İhracat Bilgi Notu 2016 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Ağustos Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2016 YILI AĞUSTOS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu 2018 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2018 YILI NİSAN AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı

Detaylı

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ

MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ MADEN SEKTÖR GÖRÜNÜMÜ 2016 yılında 142,1 milyar USD olarak gerçekleşen ülkemiz toplam ihracatından %2,7 pay alan madencilik sektörü ihracatı, bir önceki yıla göre %3,1 lik azalışla 3,79 milyar USD olarak

Detaylı

2015 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

2015 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU 2015 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2015 EYLÜL / TÜRKİYE

Detaylı

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ İNCİR RAPORU ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ KASIM, 2018 1 İçindekiler 1. DÜNYA İNCİR ÜRETİMİ VE TİCARETİ 1.1 DÜNYA İNCİR ÜRETİMİ... 3 1.2 DÜNYA İNCİR İTHALATI... 4 1.3 DÜNYA

Detaylı

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1

HALI SEKTÖRÜ. Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu. TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği. Page 1 2015 HALI SEKTÖRÜ Ekim Ayı İhracat Bilgi Notu TDH AR&GE ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği Page 1 HALI SEKTÖRÜ 2015 EKİM AYI İHRACAT PERFORMANSI Ülkemizin halı ihracatı 2014 yılını % 7,3 oranında

Detaylı

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli

Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI. Mayıs Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli Ekonomik Araştırmalar ÖDEME DAVRANIŞLARI Source: Pexels Şirketlerin işletme sermayesi ihtiyaçları için iyi stok yönetimi çok önemli Ödeme Davranışları, Euler Hermes Ekonomik Araştırmalar YÖNETİCİ ÖZETİ

Detaylı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015 Hazırlayan: Ekin Sıla Özsümer AB ve Uluslararası Organizasyonlar Şefliği Uzman Yardımcısı IMF Küresel Ekonomik

Detaylı

2017 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU

2017 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU 2017 ARALIK DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2017 ARALIK /

Detaylı

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 3. 2009'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi

Büyüme Rakamları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Değerlendirme. Tablo 1. En hızlı daralan ve büyüyen ekonomiler 3. 2009'da En Hızlı Daralan İlk 10 Ekonomi POLİTİKANOTU Mart2011 N201126 tepav Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Sarp Kalkan 1 Politika Analisti, Ekonomi Etütleri Ayşegül Dinççağ 2 Araştırmacı, Ekonomi Etütleri Büyüme Rakamları Üzerine

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu 2017 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Kasım Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2017 YILI KASIM AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı

Detaylı

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010

Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali. Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010 Küresel Krizden Sonrası Reel ve Mali Piyasaların Geleceği Sumru Altuğ Koç Üniversitesi, CEPR ve EAF 14 Mayıs 2010 IMF Büyüme Tahminleri 12 10 8 6 4 2 0-2 -4-6 -8-10 2006Ç1 2006Ç4 2007Ç3 2008Ç2 2009Ç1 2009Ç4

Detaylı

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemiz halı ihracatı 2009 yılını % 7,2 oranında düşüşle kapanmış ve 1 milyar 86 milyon dolar olarak kaydedilmiştir. 2010 yılının ilk ayında ise halı

Detaylı

2015 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU

2015 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU 2015 KASIM DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2015 KASIM / TÜRKİYE

Detaylı

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK HAZİRAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk yarısının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 19,7 oranında artarak

Detaylı

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi

Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi Basın Bülteni 26 Haziran 2013 YASED, UNCTAD 2013 Dünya Yatırım Raporu nu açıkladı Türkiye, 2012 yılında dünyada uluslararası doğrudan yatırım liginde iki basamak yükseldi 2012 yılında dünyada yüzde 18

Detaylı

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 OCAK NİSAN DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ 2010 yılına iyi başlayan ülkemiz halı ihracatı, yılın ilk dört ayının sonunda bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla % 23,1 oranında artarak

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ YILI AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı Aralık ayında, Türkiye nin

Detaylı

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI Genel Değerlendirme Haziran 2014 2012 yılı dünya seramik sağlık gereçleri ihracat rakamlarına bakıldığında, 2011 yılı rakamlarına nazaran daha az dalgalanma gösterdiği

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2014 0 HUBUBAT ÜRÜNLERİN TANIMI Hububat grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan beri insanlar tarafından kültürü yapılarak

Detaylı

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı...

İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü Bağ Alanı... 1 İçindekiler İçindekiler... 2 Şekil Listesi... 3 1. Bağ Ve Bağ Ürünleri Sektörü... 4 2. Dünya da Bağ ve Bağ Ürünleri Sektörü... 4 2.1. Bağ Alanı... 4 2.2. Üzüm Üretimi... 5 2.3. Üzüm Üretimi Verimi...

Detaylı

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı, 2017 0 HUBUBAT ÜRÜNLERİN TANIMI Hububat grubu ürünler dünyada stratejik önemi en yüksek olan ürünler olup ilk çağlardan itibaren ekimi yapılarak üretilen besin grubudur.

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2014 MART AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ Niisan 2014 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 MART İHRACAT PERFORMANSI

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mart Ayı İhracat Bilgi Notu Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Mart Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 04/ DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ YILI AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı Mart ayında, Türkiye

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2010 OCAK - MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2010 OCAK - MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2010 OCAK - MART İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatı İlk Üç Ayda 14,2 Arttı yılının Ocak-Mart döneminde Türkiye den 4

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Haziran Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 07/ DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ YILI AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı Haziran ayında, Türkiye

Detaylı

2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU

2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU 2017 MAYIS DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2017 MAYIS / TÜRKİYE

Detaylı

GTİP 392310: PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA

GTİP 392310: PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA GTİP 392310: PLASTİKTEN KUTULAR, KASALAR, SANDIKLAR VB. EŞYA TEMMUZ 2009 Hazırlayan: Mesut DÖNMEZ 1 GENEL KOD BİLGİSİ: 392310 GTIP kodunun üst kodu olan 3923 GTİP koduna ait alt kodlar ve ürünler aşağıda

Detaylı

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki

(*Birincil Enerji: Herhangi bir dönüşümden geçmemiş enerji kaynağı) Şekil 1 Dünya Ekonomisi ve Birincil Enerji Tüketimi Arasındaki İlişki Nüfus artışı, kentsel gelişim ve sanayileşme ile birlikte dünyada enerji tüketimi gün geçtikçe artmaktadır. Dünya nüfusunun 2040 yılına geldiğimizde 1,6 milyarlık bir artış ile 9 milyar seviyesine ulaşması

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu Deri ve Deri Ürünleri Sektörü Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 05/ DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ YILI AYI İHRACAT PERFORMANSI yılı Nisan ayında, Türkiye

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu 2017 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2017 YILI MART AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı

Detaylı

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi

TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi. Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi TR33 Bölgesi nin Üretim Yapısının ve Düzeyinin Tespiti ve Analizi Ek 5: Uluslararası Koşulların Analizi Sektörün genel özellikleri Kümes hayvanlarının etleri ve yenilen sakatatı Ürünler dünyada ortalama

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu 2018 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Ocak Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2017 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı

Detaylı

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU 2015 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2015 OCAK / TÜRKİYE

Detaylı

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ Ekim - 2018 Hazırlayan: Aslı VAZ İÇİNDEKİLER 1. TÜRKİYE'YE VE DÖRT İLİMİZE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA VE AYLARA GÖRE DAĞILIMI... 1 1.1.TÜRKİYE YE GELEN ZİYARETÇİLERİN YILLARA

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2015 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 06/2015 DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI AYI İHRACAT PERFORMANSI 2015 yılı

Detaylı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. Ülkelerin Büyüme Oranı 5. Ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi

Detaylı

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 1. Dünya Seramik Sektörü 1.1 Seramik Kaplama Malzemeleri SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU 2007 yılında 8,2 milyar m 2 olan dünya seramik kaplama malzemeleri üretimi, 2008 yılında bir önceki yıla oranla %3,5 artarak

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006 UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2006 ULUSLARARASI YATIRIMCILAR DERNEĞİ 16.10.200.2006 İSTANBUL DÜNYADA DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLAR (milyar $) 1600 1400 1396 1200 1092 1000 800 693 826 716 710 916 600 400 331

Detaylı

GTİP 960390 DİGER SÜPÜRGE, PASPAS VB

GTİP 960390 DİGER SÜPÜRGE, PASPAS VB Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul ULUSLARARASI TİCARET MERKEZİ (ITC) ÜRÜN ANALİZLERİ GTİP 960390 DİGER SÜPÜRGE, PASPAS VB MART 2013 Hazırlayan: ÖZGE SARIÇAY İSTANBUL SANAYİ ODASI AB & Dış Ekonomik ilişkiler

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu 2017 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2017 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017

Detaylı

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU Haziran 2016 2 HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2016 MAYIS İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME Yılın İlk 5 Ayında %7,5

Detaylı

PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ

PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ PETROL FİYATLARINDA KAYDEDİLEN DEĞİŞİMLERİN MAKROEKONOMİK BÜYÜKLÜKLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİNİN İNCELENMESİ Veysel SARICI Nazif Hülâgü SOHTAOĞLU İ.T.Ü. Elektrik Mühendisliği Bölümü Özet: Bu çalışmada, petrol

Detaylı

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU DÜNYA ÜRETİMİ VE TİCARETİ Dünyada 0207 Gümrük Tarife Pozisyonlu (GTP) kanatlı eti ve ürünleri üretiminde başı çeken ülkeler sırasıyla ABD (17,5 milyon ton), Çin Halk Cumhuriyeti

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013 UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2013 26 Haziran 2013 www.yased.org.tr 1 DÜNYA YATIRIM RAPORU Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü - UNCTAD ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu 2016 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Aralık Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2016 YILI ARALIK AYI İHRACAT PERFORMANSI 2016

Detaylı

Aylık Dış Ticaret Analizi

Aylık Dış Ticaret Analizi EKİM YÖNETİCİ ÖZETİ Bu çalışmada, Türkiye İhracatçılar Meclisi tarafından her ayın ilk günü açıklanan ihracat rakamları temel alınarak Türkiye nin aylık dış ticaret analizi yapılmaktadır. Aşağıdaki analiz,

Detaylı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi HALI SEKTÖRÜ 2014 EYLÜL AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU İİTKİİB GENEL SEKRETERLİİĞİİ AR & GE VE MEVZUAT ŞUBESİİ EKİİM 2014 1 2014 YILI EYLÜL AYINDA HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ Ülkemizin halı ihracatı

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu 2018 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2018 Mayıs Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2018 YILI MAYIS AYI İHRACAT PERFORMANSI 2018 yılı

Detaylı

Politika Notu Temmuz Dünya Ekonomisinde Ayrışma Var Mı? Sumru Öz

Politika Notu Temmuz Dünya Ekonomisinde Ayrışma Var Mı? Sumru Öz hızlarında yaşanacak düşüşün geçmişte yine ABD de başlayan krizlerin ardından görülen düşüşlere kıyasla daha ılımlı olacağını ileri sürüyorlardı [1]. Politika Notu 12 05 Temmuz 2012 Dünya Ekonomisinde

Detaylı

2018 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU

2018 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU 2018 OCAK DIŞ TİCARET RAPORU ATSO AR-GE VE DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2018

Detaylı

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018

Pazar AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ. 21 Mayıs 2018 AVRUPA TİCARİ ARAÇ SEKTÖR ANALİZİ 21 Mayıs 2018 Pazar 2018 yılı Mart ayında, AB ve EFTA ülkeleri toplamında ticari araç pazarı 2017 yılı aynı ayına göre yüzde 2,8 azalarak 268 bin adet seviyesinde gerçekleşti.

Detaylı

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ

ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ KİRAZ RAPORU ULUDAĞ İHRACATÇI BİRLİKLERİ GENEL SEKRETERLİĞİ AR&GE ŞUBESİ KASIM, 2018 1 İçindekiler 1. DÜNYA ÜRETİMİ VE TİCARETİ 1.1 DÜNYA KİRAZ ÜRETİMİ... 3 1.2 DÜNYA KİRAZ İTHALATI... 4 1.3 DÜNYA KİRAZ

Detaylı

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU

KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU KANATLI ET SEKTÖRÜ RAPORU TÜRKİYE DE ÜRETİM VE TÜKETİM Sağlıklı beslenme konusunda her geçen gün daha da duyarlı davranmaya başlayan tüketiciler kırmızı ete alternatif olarak, daha az yağlı ve daha ucuz

Detaylı

2016 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU

2016 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU 2016 TEMMUZ DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2016 TEMMUZ /

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008 UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2008 24 Eylül 2008 İstanbul 1 DÜNYA YATIRIM RAPORU Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü UNCTAD ın uluslararası yatırımlara ilişkin olarak hazırladığı Dünya Yatırım

Detaylı

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU

BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU BETON SANTRALİ SEKTÖRÜ NOTU Bu çalışmada beton santrali sektörü olarak GTIP tanımları aşağıda belirtilen kalemlerin toplamı olarak ele alınmıştır. GTIP GTIP TANIMI 847431 BETON/HARÇ KARIŞTIRICILAR 847490

Detaylı

Ekonomik Ticari Gelişmeler

Ekonomik Ticari Gelişmeler Ekonomik Ticari Gelişmeler 3 Mayıs 2011 1 / 24 İçindekiler Giriş Sektör Haberleri Ülkelere Göre Çıkış Sayıları Haftalık Makroekonomik Gelişmeler 2 / 24 Yükselen Değerler Mart ayında İmalat Sanayi Genelinde

Detaylı

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER 21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE DÜNYA EKONOMİSİ VE ABD EKONOMİSİNDE OLASI MAKRO DENGESİZLİKLER (BÜTÇE VE CARİ İ LEMLER AÇIĞI) (TWIN TOWERS) İSTİKRARSIZ

Detaylı

Enerji ve İklim Haritası

Enerji ve İklim Haritası 2013/2 ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Enerji ve Çevre Yönetimi Dairesi Başkanlığı Enerji ve İklim Haritası Uzm. Yrd. Çağrı SAĞLAM 22.07.2013 Redrawing The Energy Climate Map isimli kitabın çeviri özetidir.

Detaylı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter 2013 yılı, dünya ekonomisi için finansal krizin etkilerinin para politikaları açısından

Detaylı

2017 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU

2017 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU 2017 EYLÜL DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2017 EYLÜL / TÜRKİYE

Detaylı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri plastik sanayi 2014 Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Barbaros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri Türk ekonomisi 2014 yılının başında hızlı artırılan faiz oranlarıyla

Detaylı

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4.

AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. AB NİN EKONOMİK YAPISIYLA İLGİLİ TEMEL BİLGİLER 1. Ülkelerin Yüz Ölçümü 2. Ülkelerin Nüfusu 3. Ülkelerin Gayri Safi Yurtiçi Hâsıla 4. Ülkelerin Büyüme Oranı 5. Ülkelerin Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi

Detaylı

GTİP 7323 Demir veya çelikten sofra, mutfak veya diğer ev işlerinde kullanılan eşya ve aksamı, yün, sünger, eldiven vb.

GTİP 7323 Demir veya çelikten sofra, mutfak veya diğer ev işlerinde kullanılan eşya ve aksamı, yün, sünger, eldiven vb. GTİP 7323 Demir veya çelikten sofra, mutfak veya diğer ev işlerinde kullanılan eşya ve aksamı, yün, sünger, eldiven vb. Temmuz 2013 1 Genel kod bilgisi: XV ADİ METALLER VE ADİ METALLERDEN EŞYA 73 Demir

Detaylı

ULUDAĞ HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2016 YILI HAZİRAN AYI DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU

ULUDAĞ HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2016 YILI HAZİRAN AYI DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU ULUDAĞ HAZIR GİYİM VE KONFEKSİYON İHRACATÇILARI BİRLİĞİ 2016 YILI HAZİRAN AYI DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU ULUDAĞ Ar-Ge ve Pazara Giriş Şubesi TEMMUZ 2016 GENEL DEĞERLENDİRME Türkiye İhracatçılar Meclisi

Detaylı

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu 2017 Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2017 Eylül Ayı İhracat Bilgi Notu TDH Ar&Ge ve Mevzuat Şb. İTKİB Genel Sekreterliği DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜMÜZÜN 2017 YILI EYLÜL AYI İHRACAT PERFORMANSI 2017 yılı

Detaylı

2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU

2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU 2019 ŞUBAT DIŞ TİCARET RAPORU ATSO AR-GE VE DIŞ İLİŞKİLER BİRİMİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2019

Detaylı

GTİP 842810 ASANSORLER, SKIPLI YUK KALDIRICILARI

GTİP 842810 ASANSORLER, SKIPLI YUK KALDIRICILARI Avrupa İşletmeler Ağı İstanbul ULUSLARARASI TİCARET MERKEZİ (ITC) ÜRÜN ANALİZLERİ GTİP 842810 ASANSORLER, SKIPLI YUK KALDIRICILARI HAZİRAN 2012 Hazırlayan: ÖZGE SARIÇAY İSTANBUL SANAYİ ODASI AB & Dış Ekonomik

Detaylı

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2012

UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2012 UNCTAD DÜNYA YATIRIM RAPORU 2012 5 Temmuz 2012 İstanbul www.yased.org.tr 1 DÜNYA YATIRIM RAPORU Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü - UNCTAD ın Uluslararası Doğrudan Yatırımlara ilişkin olarak

Detaylı

2015 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU

2015 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU 2015 EKİM DIŞ TİCARET RAPORU ATSO DIŞ TİCARET SERVİSİ *Tablo ve listeler TİM ve TUİK istatistikleri ihracat ve ithalat verilerine göre ATSO- Dış Ticaret Servisi tarafından derlenmiştir. 2015 EKİM / TÜRKİYE

Detaylı