Makro Görünüm - Ağustos

Transkript

1 TÜFE enflasyonu tahminlerin çok üzerinde gelerek Haziran ayında yıllık %2,61 seviyesinde gerçekleşti Gıda enflasyonu; çeşitli ürünlerdeki arz yönlü şoklar ile aylık %6,0 ya yükseldi Temmuz ayında sebze ve meyve fiyatlarında düzeltme olsa bile et ve işlenmiş gıda fiyatlarındaki artış, gıda enflasyonunun düşüşünü sınırlandırabilir Temmuz ayında hizmet enflasyonunun tüm alt kalemlere yayıldığı görülmekte Enflasyon görünümü Haziran ayı TÜFE enflasyonu, %1,34 lük medyan piyasa beklentisi ve bizim daha kötümser %1,90 lık tahminimizin çok üzerinde %2,61 seviyesinde gerçekleşti yılının Haziran ayındaki gerçekleşme -%0,27 idi. Böylece, yıllık TÜFE enflasyonu %12,2 den %15,4 e yükselmiş oldu. Yİ-ÜFE enflasyonu ise TL deki zayıflığın devam eden yansımalarıyla %3,03 seviyesinde gerçekleşirken, yıllık bazda %20,2 den %23,7 ye yükseldi. - Gıda enflasyonu; patates ve soğan başta olmak üzere çeşitli ürünlerdeki arz yönlü şoklar aylık gıda enflasyonunun %6,0 ya yükselmesine yol açarken (bizim %4,5-5,0 lik öngörümüzün de üzerinde), bu durum bizim enflasyon tahminimizdeki sapmayı kısmen açıklıyor. Bu artışla yıllık gıda enflasyonu da %18,9 a yükseldi. Yüksek gıda enflasyon temelinde sebze fiyatlarındaki çok yüksek oranlı artışlar olduğu görülüyor; örneğin soğan fiyatlarında %83, patates fiyatlarında %63, havuç fiyatlarında %57, sivri biber fiyatlarında %57 ve domates fiyatlarında %23 lük artışlar var. Sebze fiyatlarındaki bu artışlar enflasyona tek başına %0,9 luk bir katkı yapmış gibi görünüyor. Ancak, gıda fiyatlarındaki artışların sadece sebze ile sınırlı kalmadığını, et fiyatlarından (%7,0 artış), peynir fiyatlarına (%2,6 artış), zeytin fiyatlarına (%3,2 artış), ayçiçek yağı fiyatlarına (%4,6 artış), pirinç fiyatlarına (%2,6 artış), yumurta fiyatlarına (%3,8 artış), kısacası tüm ürünlere yayıldığını belirtmek gerekiyor. Temmuz da sebze fiyatlarında, özellikle de soğan-patates fiyatlarında bir düzeltme ve meyve fiyatlarında mevsimsel düşüşler görülebilir. Ancak, et fiyatları ve işlenmiş gıda fiyatlarında devam eden artışlar, aylık gıda enflasyonundaki potansiyel düşüşü sınırlandırabilir. Her şeye karşın, yıllık gıda enflasyonunun önümüzdeki aylarda mevcut %18,9 seviyesinden bir miktar geri çekileceğini düşünüyoruz. - Hizmet enflasyonu; TL deki değer kaybına bağlı olarak temel mal grubu fiyatlarındaki artış tamamen beklentilerimiz ile uyumlu olsa da, enflasyonda diğer yukarı yönlü sürpriz aylık %1,9 a ulaşan hizmet enflasyonundan kaynaklandı. Hatırlatmak gerekirse, hizmet enflasyonu Haziran 2017 de %0,5, Haziran 2016 da %0,4 ve Haziran 2015 te %0,9 idi. Biz de hizmet enflasyonunun %0,9-1,0 civarında gerçekleşeceğini varsaymıştık. Dolayısıyla, gerçekleşme ile aradaki bu fark da manşet enflasyon tahminimizdeki sapmanın kalan kısmını açıklıyor. Hizmet enflasyonunun da tüm alt kalemlere yayıldığını söylemek sanırız yanlış olmaz; örneğin haberleşme hizmetlerinde %5,6 lık (internet ücretlerindeki %32 lik artışa bağlı olarak), ulaştırma hizmetlerinde %2,1 lik ve lokanta-otel hizmetlerinde %1,7 lik artışlar olduğu görülüyor. Önümüzdeki aylarda da sağlık hizmetleri ve özellikle de eğitim hizmetleri kaynaklı fiyat artışları görmeyi bekliyoruz. Bu artışlara bağlı olarak, yıllık hizmet enflasyonu bir ay içinde %1,5 lik artışla %9,5 ten %11,0 e yükseldi. Hizmet enflasyonunun, yukarıda bahsettiğimiz fiyat artışların da etkisiyle %12,0 ye doğru yükselmesi de muhtemel görünüyor. Grafik 1: Çekirdek enflasyon (C grubu) ve bileşenleri Kaynak: TÜİK Çekirdek enflasyon, üzerindeki kur etkisiyle yükselmeye devam ediyor - Çekirdek enflasyon (C grubu); dayanıklı, yarı-dayanıklı mal fiyatlarındaki %3,2 lik ve diğer temel mal grubundaki %2,0 lik artışlar, çekirdek enflasyon üzerindeki kur etkisinin güçlenerek devam ettiğini gösteriyor. Özellikle dayanıklı mal grubunda yıllık enflasyonun %25 e ulaştığını ve önümüzdeki aylarda %30 a doğru bir yükselişin muhtemel göründüğünü belirtmek gerek. Hizmet enflasyonu ve temel mal grubundaki artışlarla, çekirdek enflasyon (C grubu) da yıllık bazda %12,6 dan %14,6 ya yükseldi. Mevcut görünümde, çekirdek enflasyonun kısa bir süre içerisinde %16,0 seviyesine ulaşabileceğini (hatta belki de aşabileceğini) düşünüyoruz.

2 TL de devam eden hızlı değer kaybı sonrasında Yİ-ÜFE enflasyonu da %24,0 e yükseldi - Yurtiçi ÜFE enflasyonu; kurdaki olumsuz gelişmelerin devam eden etkisiyle yurtiçi ÜFE enflasyonu da %24 e yükseldi. Kurların yüksek seviyelerini koruması ve geçtiğimiz yıldan kalan baz etkisi, yurtiçi enflasyondaki artışın ömrümüzdeki birkaç ay daha devam edeceğine ve muhtemelen %27-28 seviyelerinde zirve yapabileceğine işaret ediyor. - Enerji enflasyonu; Mayıs ayı ortasında akaryakıt fiyatlarının, ÖTV indirimleri yoluyla sabitlenmesi kararına karşın, enerji enflasyonu aylık %1,0 e ulaştı ve aylık manşet rakama %0,15 e yakın bir katkı yaptı. Bu arada hükümetin akaryakıt fiyatlarını sabitleme kararını gere alması enflasyona %0,4-0,5 lik bir katkı daha yapabilir. Bunun dışında, elektrik ve doğal gaz fiyatlarında beklenen fiyat artışları da enflasyona yukarı yönlü baskı yapmaya devam edecek. Grafik 2: Kurdan Geçişkenlik: USD/TL değişimi - Çekirdek enflasyon Kaynak: TÜİK Enflasyonun genele yayıldığı ve bir süre daha %15 in üzerinde kalabileceği görülüyor TCMB, son PPK toplantısında piyasa beklentilerinin aksine faiz artışı yapmadı Patates, soğan ve internet ücreti yüksek Haziran ayı enflasyonunun temel suçluları olarak öne çıksa da, aslında enflasyonun tüm alt kalemlere yayıldığı ve yukarı yönlü baskıların bir süre daha devam edebileceği net bir biçimde görülüyor. Gıda enflasyonunda önümüzdeki aylarda bir miktar iyileşme görsek bile, manşet TÜFE enflasyonunun önümüzdeki aylarda da %15,0 in üzerinde kalmaya devam etmesini bekliyoruz. Buna göre uzun vadeli bono faizleri (ve mevduat ve kredi faizlerinde de) bir düşüş ihtimali düşük görünüyor. Aksine, faizlerde bir miktar daha yükseliş görülebileceğini ve bunun da büyüme görünümünü biraz daha bozabileceğini düşünüyoruz. Foreks anketine göre, Temmuz ayında da enflasyonun kabaca bizim beklentilerimiz ile uyumlu olarak %16,4 e yükselmesi (aylık %1,0) bekleniyor. Anketteki medyan sene sonu beklentisi de %14,1 olarak görünüyor. TCMB ise Temmuz enflasyon raporunda sene sonu tahminini %8,4 ten %13,4 e yükseltmişti. Biz ise TÜFE enflasyonunun sene sonunda %16,5 civarında gerçekleşebileceğini düşünüyoruz. PPK Toplantısı Kararı TCMB, PPK toplantısında piyasa beklentilerinin aksine, faiz artışı yapmazken politika faizi olan haftalık repo faizini %17,75 te tuttu. Benzer şekilde, gecelik borçlanma ve borç verme faizleri de %16,25 ve %19,25 seviyelerinde sabit tutuldu. Hatırlatmak gerekirse, 16 analistin katıldığı Foreks anketine göre 6 analist 100 baz puan, 4 analist 125 baz puan, (bizim de dahil olduğumuz) 3 analist 150 baz puan, 1 analist 50 baz puan ve 1 analist de 75 baz puanlık faiz artırımı öngörmüştü. Öte yandan, sadece 1 analist faizlerin sabit bırakılacağını öngörmüştü. TCMB maliyet yönlü gelişmeler ve gıda fiyatlarındaki oynaklığın enflasyon üzerinde etkili olduğunu ve fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiğini belirterek enflasyon görünümü ile ilgili olumsuz bir resim çiziyor. Ayrıca, enflasyon ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturmaya devam ettiğini de belirtiyor. Ancak bu açıklamaların 125 baz puan faiz artışının yapıldığı 7 Haziran tarihli PPK toplantısının ardından da aynen ifade edildiğini belirtmek gerek. Önceki PPK açıklamasına göre tek (küçük) fark, TCMB nin iç talebe dair nin arttığını belirtmesiyle, iç talep koşullarında bozulmaya dikkat çekmesi olarak öne çıkıyor. TCMB geçen ay, iç talebin ılımlı seyrettiğini belirtmişti. Buna göre, ekonomik aktivitede yavaşlamaya yönelik artan sinyaller TCMB yi bir faiz artışından alıkoymuş gibi görünüyor. Kredi faizlerinin %25 lere yükseldiği bir ortamda, bu çekince anlaşılır

3 Piyasa beklentilerinin karşılanmaması, TL de ek değer kaybına ve 10 yıllık tahvil faizinde 100 baz puanlık bir yükselişe yol açtı 2018 sonu TÜFE enflasyon tahmini %8,4 ten %13,4 e revize edildi, ancak bu da iyimser kalabilir karşılanabilir(di). Ancak, son günlerde ekonomi politikalarının önceliğinin enflasyonun indirilmesi olacağı yönünde artan açıklamaların da etkisiyle, piyasada beklentiler baz puan faiz artışı yapılacağı yönünde şekillenmişti. Bu beklenti de son birkaç günde TL deki kısmi iyileşme ve faizlerdeki geri çekilmede etkili olmuştu. Şimdi TCMB nin kararıyla piyasa beklentilerinin karşılanmaması, TL de ek değer kaybına ve 10 yıllık tahvil faizinde 100 baz puanlık bir yükselişe (%18 in üzerine) yol açmış gibi görünüyor. TL deki ek değer kaybı aynı zamanda enflasyon beklentilerinin daha da bozulmasına yol açarak, TCMB nin aslında önüne geçmeye çalıştığı durum olan mevduat ve kredi faizlerinde yeni yükselişler görülmesi sonucunu doğurabilir. Daha önce TÜFE enflasyonunun Temmuz ayı itibariyle %16,5 e yaklaşması (halihazırda %15,4) ve birkaç ay içinde de %17,0 li seviyeleri test etmesi, yurtiçi ÜFE enflasyonunun da %27-28 seviyelerinde zirveye ulaşması (mevcut: %23,7) yönündeki beklentilerimizi ifade etmiştik. Ancak kur bugünkü seviyelerde kalacaksa, TÜFE enflasyonunun %18 veya üzerini test etmesi, yurtiçi ÜFE enflasyonunun da %30 u aşması sürpriz olmayabilir. Özetle, TL nin kontrol altına alınamaması durumunda, ekonomik aktivitede istenenden çok daha keskin bir yavaşlama yaşanabileceği yönündeki görüşümüzü koruyoruz. Enflasyon Raporu 2018 III TCMB 31 Temmuz da yayınladığı çeyreklik enflasyon raporunda enflasyon tahminlerinde ciddi oranda revizyonlara gitti sonu TÜFE enflasyon tahmini %8,4 ten %13,4 e revize edildiyse de, bu rakamın da iyimser kalabileceğini düşünüyoruz. Hatırlatmak gerekirse, Nisan sonundaki son enflasyon raporundan bu yana $/TL kuru %20 nin üzerinde artış gösterirken, TÜFE enflasyonu da Mart taki %10,2 lik dip seviyesinden Haziran sonunda %15,4 e kadar yükseldi ve Temmuz da da %16,5 e yaklaşması bekleniyor. TCMB nin yeni enflasyon tahminleri şöyle şekillendi: TCMB nin Temmuz- Aralık dönemi için negatif gıda enflasyonu varsayımı çok gerçekçi görünmüyor yılı sonunda orta noktası % 13,4 olmak üzere, %12,5 ile %14,3 aralığında (Nisan raporunda orta noktası %8,4 olmak üzere %7,2-9,6 aralığı), yılı sonunda orta noktası % 9,3 olmak üzere % 7,6 ile % 11,0 aralığında (Nisan raporunda orta noktası %6,5 olmak üzere %4,7-8,3 aralığı), yılı sonunda orta noktası % 6,7 olmak üzere % 4,8 ile % 8,6 aralığında. TCMB, Nisan Enflasyon Raporu na göre 5 puan yukarı yönlü güncellenmesine katkı yapan faktörleri ise şöyle sıraladı: - Petrol ve Türk lirası cinsi ithalat fiyatları varsayımındaki yukarı yönlü güncelleme; +2,3 puan, - Gıda fiyatları varsayımındaki yukarı yönlü güncelleme; +1,4 puan, Ç2 deki yüksek oranlı tahmin sapması ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma; +1,3 puan, - ÖTV artışı sonucu alkollü içecek fiyatlarındaki artış; +0,1 puan, - Çıktı açığındaki aşağı yönlü güncelleme; -0,1 puan. TCMB nin sene sonu enflasyon tahmininin piyasa beklentilerine yakınlaşması (en son Foreks anketinde medyan tahmin %14,1 olarak ölçüldü) olumlu bir adım olarak görülebilir. Öte yandan, biz TÜFE enflasyonunun yakında (en geç Ağustos ya da Eylül de) %17,0 yi aşabileceğini ve sene sonunda %16,5 civarında kalabileceğini, dolayısıyla piyasa ve TCMB beklentilerinin biraz iyimser kalmış olabileceğini düşünüyoruz. TCMB nin enflasyon tahmininin iyimser olabileceği görüşümüzü destekleyen unsurları şöyle özetleyebiliriz: - TCMB sene sonu gıda enflasyon projeksiyonunu %7,0 den %13,0 e doğru ciddi anlamda revize ettiyse de, Haziran sonu itibariyle kümülatif (altı aylık) gıda enflasyonunun %13,8 e ulaştığı göz önüne alınırsa, bu rakam bile iyimser olabilir. Sebze-meyve (özellikle de soğan-patates) fiyatlarında bir düzeltmenin gıda enflasyonunu bir miktar aşağı çekebileceğini düşünsek de, bu etki sınırlı kalabilir. Örneğin, beklenen ekmek zammı tek başına gıda enflasyonunu %2,0-2,5, manşet TÜFE enflasyonunu da kabaca %0,5 oranında yukarı çekebilir ki bu da patates, soğandan kaynaklanan olumlu etkiyi telafi eder. Tarihsel olarak, Temmuz-Aralık dönemi için gıda enflasyonunun 2004 ten beri %4,2-%10,9 arasında (2003 de %2,8 idi) ve ortalamada da %6,0 civarında gerçekleştiğini görüyoruz. Bu açıdan, işlenmiş gıda fiyatları (örnek: ekmek zammı) ve et fiyatları kaynaklı baskıların da devam ettiği bir ortamda, TCMB nin Temmuz-Aralık dönemi için negatif gıda enflasyonu varsayımını çok gerçekçi bulamıyoruz. - TCMB çıktı açığının üçüncü çeyrekten itibaren negatife dönmesini ve dört çeyrek boyunca öyle kalmasını (ekonominin potansiyelinin altında büyümesini), bunun da enflasyonu sınırlamasını bekliyor. Bu görüşe katılıyoruz, ancak öte yandan yurtiçi ÜFE enflasyonunun %24 e ulaştığı ve

4 yakında %28-30 civarına yükselmesinin muhtemel göründüğü de unutulmamalı. Buna göre, önümüzdeki dönemde büyüme yavaşlama görülse bile, maliyet yönlü baskıların enflasyonu yukarı çekmeye devam etmesini bekliyoruz. Negatif çıktı açığının enflasyon üzerindeki olumlu etkisinin daha çok 2019 yılından itibaren görülmesini bekliyoruz. - TCMB sene sonu enflasyon tahminini yaparken, TL de önümüzdeki dönemde bir güçlenme olacağı varsayımı da yapıyor. Bu potansiyel güçlenme eğiliminin gecikmesi ya da gerçekleşmemesi durumunda da, TCMB nin tahmini iyimser kalabilir. Haziran 2018 merkezi bütçe Haziran da harcamalardaki hızlı artışın sürmesiyle rekor bütçe açığı verildi Emeklilere ikramiye ödemeleri ile harcamalardaki artış hız kazandı Mali teşvikler ve tedbirler bütçe açığının tahminini zorlaştırıyor Merkezi bütçe açığı haziran ayında 25,6 milyar TL ye ulaşırken (Haziran 2017: 13,7 milyar TL açık), 23,2 milyar TL de faiz-dışı açık verildi (Haziran 2017: 12,5 milyar TL açık). Ocak-Haziran dönemi kümülatif değerlendirildiğinde ise; bu dönemde geçen yıl 25,2 milyar TL bütçe açığı verilmişken, bu sene açığın 46,1 milyar TL ye ulaştığı görülüyor. Aynı dönemde 1,8 milyar TL faiz dışı fazladan 12,3 milyar TL faiz dışı açığa geçildiği de görülüyor. Bir defaya mahsus gelirleri dışlayan IMF tanımlı faiz dışı denge ise aynı dönemde yaklaşık 36 milyar TL'lik açığa işaret ediyor (geçen yılın aynı döneminde 18,3 milyar TL açık). Haziran ayında faiz dışı harcamalardaki %15 lik yıllık reel artışa karşın, vergi gelirlerinde sadece %2 lik bir artış olduğu görülüyor. Ancak faiz-dışı harcamalardaki artışta emeklilere yapılan 12,1 milyar TL Lik ikramiye ödemesinin de payı var. Ocak-Haziran için ise faiz-dışı harcamalarda %10, vergi gelirlerinde ise %7 lik yıllık reel artışlar görünüyor. Ancak, vergi gelirlerinde yılın ikinci yarısında ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak bir yavaşlama görülebilecek olması nedeniyle, harcamalara bir miktar frene basmak gerekebilir. Hükümet 2017 sonu/2018 başında, işletmelere asgari ücret yardımı, yeni istihdamda sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi başta olmak üzere toplam maliyeti 17 milyar TL (GSYH nin yaklaşık %0,5 i) bir dizi teşvik açıklamıştı. Ek olarak, geçtiğimiz günlerde akaryakıt ürünlerinin ÖTV indirimleri yoluyla sabitlenmesi (ve emeklilere iki bayram öncesi toplam TL ikramiye ödenmesi gibi kararlar aldı. Bu kararların da bütçeye 10 milyar TL vergi kaybı ve 25 milyar TL maliyet yaratması bekleniyor. Öte yandan, hükümet yeni bir vergi yapılandırması ve kapsamlı imar affı planından 2018 yılı için 15 milyar TL ve 30 milyar TL gelir bekliyor. Tüm bu mali teşvik ve tedbirler bütçe açığı tahminini zorlaştırsa da, mevcut rakamlar mali disiplinden bir miktar sapmaya işaret ediyor yılsonu bütçe açığı/gsyh oranı için sene başında yaptığımız %2,5-3,0 tahminimizi (hükümetin %1,9 luk projeksiyonunun üzerinde) koruyoruz. Mayıs Sanayi Üretimi Sanayi üretimi Mayıs itibariyle halen güçlü seyrediyor, ancak yılın ikinci yarısında de artıyor Büyümede devam ediyor TÜİK in açıkladığı arındırılmamış mayıs ayı sanayi üretimi yıllık %7,0, takvim etkisinden arındırılmış seri ise %6,4 lü artış kaydetti. Piyasa beklentileri sırasıyla %4,9 ve %5,0 idi. Öte yandan, takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış seri ise önceki aya göre %1,6 lık daralmaya (bir önceki ayki %0,9 luk artışın ardından) işaret etti. 3 aylık hareketli ortalamaya bakıldığında, önceki aya göre %0,2 lik daralma olduğu görülüyor. Öncelikli sektörlerden, ana-metal, makine-ekipman, metal eşya ve motorlu taşıtlar sektörlerinde büyüme oranlarının manşet rakamın altında kalarak 3.6%, 5.6%, 5.3% ve 4.4% seviyelerinde gerçekleşti. Öte yandan, gıda sanayinde %15,7 ve kimyasal ürünler sektöründe %18,6 lık büyüme rakamları ile bu iki sektörün manşet rakama toplamda %2,6 lık katkı yaptığı görülüyor. İnşaat sektörü aktivitesi için öncü niteliğindeki metalik olmayan mineral ürünlerde (çimento, seramik, cam, vb.) üretim artışı ise %1,7 seviyesinde kaldı. Özetle, ilk çeyreğe göre yavaşlasa da sanayi üretiminin Mayıs ayı itibariyle halen güçlü seyrettiği görülüyor. Buna göre, yılın ikinci yarısında %5,0 veya üzerinde bir GSYH büyümesi görülebilir. Öte yandan, PMI endeksi, reel sektör güven endeksi, yeni siparişler endeksi ve otomotiv satışları gibi göstergeler ve Haziran da dış ticaret hacmindeki gerileme yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitede bir yavaşlamaya işaret ediyor. Ayrıca, TL'deki aşırı değer kaybı ve oynaklık ile kredi faizlerindeki %25 e yükseliş ve daha fazla yükselme potansiyeli de ilerleyen dönemlerde ekonominin seyrini olumsuz etkileyecek bir durum oluşturuyor. Haziran Dış Ticaret Verisi Haziran da dış ticaret açığı gerilerken, büyümede belirginleşiyor Haziran da dış ticaret açığı, geçen yılın aynı ayındaki 6,1 milyar $ dan 5,5 milyar $ a gerilerken, 12 aylık birikimli açık 87,1 milyar $ dan 86,6 milyar $ a geriledi. İhracat %1 düşüşle 13,0 milyar $, ithalat da %4 düşüşle 18,5 milyar $ seviyesinde gerçekleşti. Hatırlanacağı üzere, Mayıs ayı dış ticaret verisinin ardından, büyümede yavaşlama beklentimize bağlı olarak, dış ticaret açığının zirve seviyesine yakın olduğunu ve yılın ikinci yarısında dış ticaret açığında gerileme beklediğimizi belirtmiştik. 12 aylık birikimli açıktaki ilk düşüşü Haziran ayında gördük. Bu düşüş trendinin yılın ikinci yarısında hızlanarak sürmesini bekliyoruz. İthalattaki %4 lük düşüşün, petrol ürünleri ithalatındaki %40 lık artışa rağmen gerçekleştiğini not etmek gerek. Alt kalemler bazında incelendiğinde, yatırım, tüketim ve petrol dışı ara malı ithalatındaki düşüşlerin sırasıyla %6, %14 ve %10 olduğu görülüyor. Bu rakamlar büyümede yavaşlamanın sinyalleri olarak görülebilir.

5 ÇEKİNCE: Bu raporda yer alan bilgi ve yorumlar Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş. Araştırma Bölümü tarafından güvenilir olduğuna inanılan kaynaklardan yararlanarak hazırlanmıştır. Bu kaynaklardaki hata ve eksiklilerden ve bu bilgilerin ticari amaçlı operasyonlarda kullanılmasından doğabilecek zararlardan Şeker Yatırım Menkul Değerler A.Ş. hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.