anüs, barsak duplikasyonları, Meckel divertikülü

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "anüs, barsak duplikasyonları, Meckel divertikülü"

Transkript

1 1 Doç. Dr. Abdullah BÖYÜK İNTESTİNAL OBSTRÜKSİYONLAR İntestinal obstrüksiyon, intestinal içeriğin gastrointestinal sistem içinde distale doğru olan geçişinin, parsiyel yada tam olarak engellenmesidir. İntestinal obstrüksiyon akut batının önemli nedenlerinden biri ve sık karşılaşılan bir tıbbi sorundur. İntestinal obstrüksiyonlar oluş mekanizmalarına göre mekanik intestinal obstrüksiyon, paralitik ileus yada intestinal psödoobstrüksiyon olarak sınıflandırılabilirler. Etiyoloji, tedavi ve sonuçları açısından farklılık gösteren ince barsak ve kolon obstrüksiyonları da, obstrüksiyonun yerine göre yapılan sınıflama başlığı altında incelenebilir. İntestinal obstrüksiyon akut/kronik, parsiyel/tam, basit/kapalı ans, gangrenöz/nongangrenöz diye ayrılır. Bu sınıflama obstrüksiyonun tedavi şeklini belirlemek, morbidite ve mortalitesini öngörmek için gereklidir. Eğer barsak içeriği obstrüksiyonun distaline kısmen geçiyorsa parsiyel, geçemiyorsa tam obstrüksiyondan bahsedilir. Basit obstrüksiyon barsağın tek bir noktada tıkanmasıdır. Bu durum obstrüksiyonun proksimalinde intestinal dilatasyon, hipersekresyon, bakteri çoğalmasına yol açarken distalde dekompresyon olur. Barsağın tek bir bası lezyonunca kapalı bir ans oluşturacak ve mezenteri de içine alacak şekilde iki noktada tıkanması kapalı ans olarak adlandırılır. Eğer obstrüksiyon kapalı ansın kan akımını engelleyerek iskemi, barsak duvarı nekrozu ve perforasyona yol açıyorsa strangülasyondan söz edilir. ETİYOLOJİ İntestinal obstrüksiyon nedenleri aşağıda özetlenmiştir. I. Barsak Lümeninin Mekanik Tıkanmaları A. Barsak Lümeninin Daralması veya Tıkanması (intralüminal) 1. Mekonyum ileusu 2. İnvajinasyon 3. Safra taşı ileusu (en sık görülen yabancı cisim tıkanıklığı, terminal ileumda) 4. Sertleşme veya taşlaşma şeklinde tıkayıcı nedenler. Rektumda feçesin taşlaşması (impaksiyon), baryumun sertleşmesi, bezoarlar, yumak haline gelmiş parazitler (en sık askaris,tenya). B. Barsak Duvarı Lezyonları (mural) 1. Konjenital: Atreziler (yeni doğanda en sık neden), stenozlar, imperfore anüs, barsak duplikasyonları, Meckel divertikülü

2 2 II. 2. Travmatik nedenler 3. Enflamatuvar nedenler: Rejyonel enterit, divertikülit, kronik ülseratif kolit 4. Neoplastik nedenler (tümöral nedenler) (inen kolon, sigmoid ve rektumda daha sık) 5. Diğer bazı nedenler: Radyasyona bağlı strüktürler, endometriozis C. Barsak Dışı Nedenler (ekstramural) 1. Adezyonlar (tüm yaşlarda intestinal obstrüksiyonun en sık nedeni;%60) 2. Fıtıklar 3. Barsak dışı kitleler: Annüler pankreas, damarsal anomaliler, apse ve hematomlar, neoplastik kitleler Yetersiz Barsak Motilitesine Bağlı İntestinal Obstrüksiyonlar 1. Megakolon 2. Paralitik ileus: Hipopotasemi, hipoproteinemi, biliyer veya renal kolik 3. Peritonit 4. Retroperitoneal lezyonlar 5. Spastik nedenler 6. Vasküler nedenler: Arteryel veya venöz obstrüksiyonlar Erişkinlerde ince barsak obstrüksiyonu en sık görülen intestinal obstrüksiyon nedeni olup daha çok batın operasyonlarından sonra batın içi yapışıklıklara ( brid=adezyon ) bağlı olarak gelişir. Mekanik kalın barsak obstrüksiyonu daha az sıklıkla görülür; genellikle kanser, divertikülit, yada volvulusa bağlıdır. 1) Lümen içinde obstrüksiyon yapan nedenler (intraluminal): Lümen içindeki katılaşmış dışkı, mekonyum yada bezoar obstrüksiyona neden olabilmektedir. Bezoar genellikle çocuklarda görülmekle birlikte, mental retarde kişilerde ve gastrektomi uygulanmış kişilerde görülür. İnvajinasyon, diğer bir önemli intraluminal obstrüksiyon nedenidir. Tedavi edilmediğinde invajine olan barsak segmentinde dolaşım bozukluğuna neden olabilecek bu durumun erişkinlerdeki en önemli nedenleri, polip, tümör yada Meckel Divertikülü gibi barsak duvarındaki patolojilerdir. Çocukluk döneminde barsak duvarında gösterilebilen bir anatomik lezyon olmaksızın invajinasyon gelişebilir. Kolesistoenterik fistül yoluyla barsak lümenine geçen büyük safra taşları da intestinai obstrüksiyon oluşturabilir (safra taşı ileusu).

3 3 2) Barsak duvarı lezyonları (Transmural): Barsak atrezileri, imperfore anüs, duplikasyonlar ve Meckel divertikülü intestinai obstrüksiyon yapan önemli konjenital nedenlerdendir. Barsak tümörleri, lümen içinde direkt tıkayıcı etkiye neden olabilirler. Crohn hastalığı inflamasyon yoluyla barsak lümenini daraltabilir. Ameliyatlardan sonra anastomoz hattı darlıkları gözlenebilir. Radyasyona bağlı gelişebilecek striktürler diğer nedenlerdendir. 3) Barsak dışı nedenler (Ekstraluminal): İntestinaİ obstrüksiyona neden olan en önemli barsak dışı neden, geçirilmiş ameliyatlara yada inflamasyona bağlı olarak oluşmuş adezyonlardır. Karın içindeki adezyonlar barsaklarda daralma yapan açılanmalara neden olabilirken, oluşan bantlar lümeni direkt bası etkisiyle de tıkayabilmektedir. ince barsak obstrüksiyonlarmın ikinci önemli nedeni fıtıklardır. İnguinal, femoral, umblikal, insizyonel fıtıklar gibi; mezenterdeki konjenital yada cerrahiye bağlı gelişen defektlerden olan internal fıtıklar da önemli obstrüksiyon nedenlerindendir. Volvulus gastrointestinal sistemin bir bölümünün kendi üzerine katlanması yada rotasyona uğramasıdır. Bu rotasyon çoğunlukla barsağın mezenterini de ilgilendirir. Volvulus oluşması için genellikle altta yatan bir patoloji vardır; örneğin çekal volvulus malrotasyon ve retroperitonda yerleşmemiş olmaya bağlı gelişirken, sigmoid volvulus uzun sigmoid kolon varlığmda gelişmektedir. Paralitik (Adinamik İleus) İleus: Mekanik bir neden olmadan bütün gastrointestinal sistemde dilatasyon olması durumudur. Karın cerrahisi geçirmiş hastaların çoğunda gözlenen paralitik ileus, çeşitli nöral, hümöral ve metabolik faktörlere bağlıdır. Cerrahi, intestinal distansiyon veya iskemi, travma (vertebral veya kaburga kırıkları), hemoraji (özellikle retro-peritoneal hematom), perforasyon, peritonit, enfeksiyon (peritoneal, retro-peritoneal, pelvik, torasik), pankreatit, renal/bilier kolik, myokard enfarktüsü, elektrolit dengesizliği (özellikle hipokalemi) gibi nedenlerle ortaya çıkar. İdiopatik intestinal Psödo-Obstrüksiyon: Psödo-obstrüksiyon, barsaklarda gösterilebilen bir mekanik obstrüksiyon olmaksızın tekrar eden intestinal obstrüksiyon ataklarıyla karakterize kronik bir hastalıktır. İntestinal motilite, kas (myopatik) yada sinir sistemi (myenterik nöropatik) patolojilerine bağlı olarak bozulabilir. Gastrointestinal sistem dışında etki gösteren pek çok hastalık da sinir ve kas sistemi bozukluğu üzerinde etkiye sahip olabilmektedir. Motilitedeki bozukluk; normal peristaltizm ve geçişin kaybı, geçişi sağlayan motor kompleks kaybı, yada kontraksiyon aktivitesinde koordinasyon bozukluğu şeklinde olabilir. Miyopatiler,düşük amplitud basınç aktiviteli hipo- motiliteye neden olmaktadır. Nöropatik

4 4 psödo-obstrüksi- yon ise daha nadirdir ve bu durumda koordinasyonsuz ak- tivite belirgindir. Miksödem, diyabetes mellitus, sitomegalovirüs enfeksiyonu, Chagas Hastalığı, amiloidozis, vaskülit, sistemik sklerozis, sistemik lupus eritematozis, multipl skleroz, müsküler distrofi, porfiri, paraneoplastik sendrom gibi durumlarda ortaya çıkabilir; yada ailesel olabilir. Trisiklik antidepressantlar, opiatlar, antihistaminikler, beta adrenerjik agonistler ve amitriptillin pseudo-obstrüksiyona neden olabilen ilaçlardır. Hastalarm büyük çoğunluğunda neden bilinmemektedir. FİZYOPATOLOJİ İntestinal obstrüksiyonlarda temel fizyolojik değişiklikler barsak segmentlerinde biriken sıvı ve gaz sonucunda oluşan distansiyona bağlıdır. Biriken, sekestrasyona uğramış, kusma veya aspirasyon yolu ile dışarı kaybedilmiş veya ödem şeklinde dolaşımdan ayrılmış sıvı ve elektrolit kayıpları en önemli fizyopatolojik değişikliklerdir. Bu sıvı ve elektrolit kaybı dengesizliği sonuç olarak hastanın kaybedilmesinin birinci nedenidir. Gastrointestinal sistemde sıvı ve elektrolitlerin hareketleri incelendiğinde, absorbsiyon ve sekresyon şeklinde iki işlev olduğu gözlenmektedir. Ağız, mide, safra yolları ve pankreasta daha belirgin olan sekresyon; ince barsaklarda daha belirgin olan absorbsiyon ile dengelenmektedir. Normalde her gün 9 litre üst gastrointestinal sistem sekresyonu ince barsaklardan geçer; bunun ancak mililitresi ileoçekal valve ulaşır ve mililitresi de kolonda absorbe olmaktadır. Genellikle obstrüksiyona uğrayan barsak segmentinin proksimalinde sıvı ve gaz birikimi olur. Barsaklarda biriken gaz başlıca yutulan havadan (azot) gelir, daha az oranda da barsak hareketlerinin duraklaması, pasajın olmaması sonucu oluşan Bakteriyel Fermentasyona sekonder ortaya çıkan gazlara (Karbondioksit) bağlıdır. Yutulan havadan gelen azot gazı absorbe olmazken, karbondioksit ise hızla absorbe olur. Barsak aşırı derecede gerildiğinde, barsak duvarındaki damarlar da gerilir, uzar ve çapları incelir. Bu durumdan en erken mukoza etkilenir ve iskemi olur. Venöz duvarlar etkilenir ve venöz dönüş azalır. Su absorbsiyonu azalır ve daha sonra durur. Ancak arteryel dolaşım daha geç etkilenir, böylece kandan lümene geçiş devam edebilir. Venöz dolaşımın bozulmasına bağlı olarak ödem gelişmektedir. Absorbsiyon ve sekresyonu sağlayan basınçlar arasındaki bu değişiklik, distal ileumun tam tıkanıklığında oniki saat sonra absorbsiyonun durmasına, kırksekiz saat sonra da sekresyonun artmasına neden olmaktadır. Sıvı kaybı oluşumunda sekresyondaki artışın rolü, absorsiyondaki azalmadan daha fazladır ve bu durumdan distansiyona bağlı olarak artmış prostaglandin salınımı sorumlu tutulmaktadır.

5 5 Venöz dolaşımdaki bozukluk, barsak duvarında ödem oluşturarak önemli miktarda sıvı kaybına neden olmaktadır. Barsak duvarındaki sıvının bir kısmı serozal yüzeylerden karın boşluğuna geçer ve serbest peritoneal sıvı oluşturur. Bu yolla olan sıvı ve elektrolit kaybının miktarı, obstrüksiyondan etkilenen barsak segmenti uzunluğuna ve tedaviye kadar geçen süreye bağlıdır. İntestinal obstrüksiyonlarda sıvı kayıpları önemli fizyopatolojik olayların ortaya çıkmasına neden olur. Bu sıvı kayıpları: Barsak duvarında ödem Barsak lümenine sekestrasyon Kusma ve nazogastrik dekompresyona sekonder olarak gelişir. Bu sıvılar dolaşımdaki kan hacminden kaybedildiği için değişik derecelerde hipovolemi ile uyumlu klinik tablo ortaya çıkar. Hastanın kusmaya da başlamasıyla ortalama 2 litrelik hücre dışı sıvı kaybı meydana gelir. İlerlemiş dehidratasyon belirtileri varsa, kusma da sürüyorsa bu kayıp 4 litreye ve eğer hipovolemi gelişmişse 6 litreye çıkar. Tüm elektrolitlerde kayıp olursa da potasyum kaybı diğerlerine göre daha fazla olacaktır. Obstrüksiyon pilor bölgesinde ise başlangıçta fazlaca asit kapsamı olan ve potasyumdan zengin mide sıvısı kaybedilir. Bu da metabolik alkalozun gelişmesine neden olur. Daha distal barsak segmentlerinde olan obstrüksiyonların barsak kapsamı hafif alkali olmasına rağmen kan ph sı başlangıçta pek değişmez. Ancak dehidratasyon ve hipovolemi arttıkça hücre düzeyindeki mikrosirkülasyonda bozulma olur ve metabolik asidoz gelişebilir. Aynı nedenlerle hemokonsantrasyon ve oligüri meydana gelebilir. Abdominal distansiyonun artışı, rölatif olarak diafragmayı yükseltir, solunumu yüzeyelleştirir, kanın kalbe dönüşünü zorlaştırır. Bu olaylara ağızdan hiç beslenemeyen hastanın açlık ketozisi de ve alkali intestinal sıvıların kaybı da eklenince, hipovolemi sonuçlarının da katılması ile hastanın metabolik asidoza gidişi kaçınılmaz olur. Basit mekanik intestinal obstrüksiyonda durgunlaşan barsak kapsamında bakteri sayısı çok fazla artar. Ancak bakteri toksinleri barsak duvarında ileri derecede iskemi olana kadar peritona ve kana geçmezler. Özellikle strangülasyonlu intestinal obstrüksiyonlarda, mezenterik damarlarda gelişen obstrüksiyon sonucunda barsak duvarında iskemi ve nekroza kadar giden infarktüs olur. Perforasyon olmadan önce de barsak duvarı, içindeki bakterilere ve toksinlere geçirgenlik kazanır. Ayrıca distansiyon halindeki barsak duvarı çok gerilerek incelir ve iskemiye yol açan bu durumda bakteri toksinleri peritona geçebilir. İntestinal obstrüksiyon dolayısıyla gelişmekte olan hipovolemiye bağlı olaylar zincirine bu şekilde bakteri toksinlerinin etkileri de katılmış olur.

6 6 Strangülasyonlu Obstrüksiyon: Obstrükte olmuş barsak segmentinin kan dolaşımında da bozulması strangülasyonlu obstrüksiyon olarak tanımlanır. Mezenterik kan akımının etkilenmesi, intestinal obstrüksiyonun en ciddi komplikasyonudur. Strangülasyon genellikle yapışıklıklara bağlı olarak gelişen obstrüksiyonlarda, hernilerde, volvulusta ve invajinasyonda gelişmektedir. Strangülasyonlu obstrüksiyonda hasta, basit mekanik obstrüksiyonun tüm etkileriyle birlikte strangülasyonun etkilerine de maruz kalmaktadır. Strangülasyon, etkilenen segmentten kan ve plazma kaybına neden olur; daha önce dehidrate olan hastalarda bu durum, şok ile sonuçlanabilmektedir. Strangülasyona bağlı olarak gangren oluşursa, şiddetli peritonit gelişebilir. İlerlemiş strangülasyonda barsak perfore olabilir; bu durum yüksek morbidite ve mortalite oranına sahiptir. Strangülasyonlu obstrüksiyonda, kan ve plazma kaybından başka morbidite üzerine etkisi olan diğer bir faktör bazı toksik maddelerin salınımıdır. Yapılan deneysel çalışmalarda, strangüle olmuş barsak segmenti içindeki yada peritona geçen sıvı, sağlıklı hayvanlara uygulandığında ölüm gözlenmiştir. Toksik sıvıların oluşumunda bakteriler kadar nekrotik dokular da önemlidir; strangülasyona uğramış barsak segmenti içinde oluşan bu sıvılar, mukoza yada tüm duvar bütünlüğünü kaybetmiş barsak duvarından peritona geçer; buradan absorbe edilerek sistemik etki göstermektedir. Kolonik Obstrüksiyon: Kolonik obstrüksiyonlar ince barsak obstrüksiyonlarına oranla daha az görülürler. Kolon, absorbsiyon ve sekresyon kapasitesi minimal olan ve daha çok depo olarak görev alan bir organ olduğundan, kolonik obstrüksiyonlarda sıvı ve elektrolit dengesi belirgin olarak bozulmaz. Volvulus dışındaki obstrüksiyonlarda strangülasyon nadir olsa da; mukoza düzeyindeki dolaşım bozukluğu sıktır. Akut kolonik obstrüksiyonlarda, ileoçekal valvin kompetan olduğu durumlarda, kolon duvarının genişleyebilme kapasitesinin düşük olmasına da bağlı olarak intraluminal basınç hızla yükselir; bu durum mukozal kan akımını ve mukozal bütünlüğü bozar. Uzamış obstrüksiyon durumunda, ülserasyon, iskemik perforasyon, striktür oluşumu ve ameliyat edilip, anastomoz uygulanan hastalarda anastomoz kaçakları gözlenebilir. İleoçekal valv kompetan değilse, ileuma reflü yoluyla parsiyel dekompresyon gelişebilir; bu durumda ince barsak obstrüksiyonu bulguları da gözlenebilir. İleoçekal valvin kompetan olduğu durumlarda kolon, kapalı loop halini alır ve tedavi edilmediğinde obstrüksiyon, perforasyonla sonuçlanır. Laplace kuralına göre, içi boş organlarda duvarı germek için gerekli olan basınç, ilgili bölgenin yarı çapıyla ters orantılı olarak azalır; buna bağlı olarak belli bir basınç altında kolondaki en fazla genişleme, çapı en geniş olan çekumda

7 7 gözlenmektedir. Bu nedenle kolonik obstrüksiyonlarda tıkanma hangi seviyede olursa olsun perforasyonun en sık gözlendiği bölge çekumdur. KLİNİK İntestinal obstrüksiyonların ana belirtileri karın ağrısı, gaz ve gaytanın çıkarılamaması, abdominal distansiyon ve kusmadır. Basit mekanik obstrüksiyonlarda karnın fizik muayene bulguları pek az özellik taşıyabilir ve hastanın kolik şeklinde aralıklı ve şiddetli ağrıları dışında bir semptomu olmayabilir. Kolik ağrıları arasındaki zaman süresi yüksek seviyedeki tıkanmalarda 2-4 dakika kadar iken, aşağı seviyedeki tıkanmalarda bu süre 8-10 dakikaya kadar uzayabilir. Ağrı lümen içi basınç artışına bağlıdır. Genellikle mekanik ince barsak obstrüksiyonlarında ağrı gelip-geçici ve kramp şeklinde tanımlanır, göbek çevresinde duyulur ve kolik ağrı sırasında karın palpe edilirse kuvvetli kas kontraksiyonu olduğu hissedilir. Karnın bir bölgesinde lokalize ağrı olması, burada artmış duyarlılık ve kas kontraksiyonu nedeniyle karında rijidite geliştiğini düşündürür. Genellikle mekanik intestinal obstrüksiyonlarda, obstrüksiyon olduğu sırada refleks kusma olur. Bundan sonra sürekli kusmanın başlaması bir-iki güne varabilen bir aradan sonra, barsaklarda biriken içeriğin regürjite olması ile meydana gelir. O zaman barsaklarda beklemiş pütrefaksiyona uğramış kötü kokulu içerik kusulur veya nazogastrik sonda (NG) ile dışarı alınır. Ancak hiçbir zaman gerçek anlamda fekal materyal değildir. Kolon obstrüksiyonlarında refleks kusma nadir olarak görülür. Kalın barsakların proksimalindeki ileoçekal valv çoğu insanda iyi çalışarak kolon içeriğinin ince barsaklara geri dönmesini önleyerek iki ucu kapalı intestinal obstrüksiyon meydana getirir. Bu durumda çapı en geniş olan çekumda Laplace kanunu ile belirtildiği gibi en fazla basınç geliştirerek, ağrının abdomenin sağında duyulmasına neden olabilir. Aynı nedenle perforasyon olma olasılığı en yüksek bölge de çekum olur. Yüksek seviyede tıkanmalarda kusulan sıvı daha temiz görünüşlü ve mukusludur. Eğer ileoçekal valv kompetan değilse kolon içeriği kısmen ince barsaklara regürjite olur ve klinik görünüş distal ileumdaki intestinal obstrüksiyonu andırır. Yüksek seviyede jejunal segment obstrüksiyonlarında olduğu gibi bazen mekanik tıkanma dolayısıyla, engeli aşmak istercesine stimüle edilmiş barsak peristaltizmi gelişir (hiperaktif barsak hareketleri). Bu da patlayıcı şekilde kolon içeriğinin dışarı çıkarıldığı diare olmasına yol açar. Parsiyel obstrüksiyon (subileus) adı verilen durumlarda da aynı olay görülebilir.

8 8 Yüksek seviyede intestinal obstrüksiyonlarda abdominal distansiyon şaşılacak derecede az olabilir. TANI İntestinal obstrüksiyonlarda fizik muayene hastanın tanısı için önemli ipuçları verir. Fizik muayenedeki ilk adımlar; 1)Hastanın hastalığı konusunda fikir edinmek 2)Hastanın vital bulgularını, hidrasyon durumunu ve sistemik durumunu değerlendirmektir. FM yapılırken önce hastaya NG, idrar sondası takılmalı ve damar yolu açılmalıdır. Hipotansiyon ve taşikardi varlığı peritonit yada ileri derecede dehidratasyon göstergesi olabilir. Her iki koşulda da mukozalar kurudur ve cilt turgorunda azalma vardır. Dehidratasyon ilerleyip, asidoz geliştiğinde solunum sayısında artış ve asidotik solunum gözlenebilir. Gastrik sıvı ve idrarın hacmi ve karakterine dikkat edilmelidir. NG den veya kusma yoluyla gelen temiz gastrik sıvı mide çıkışı obstrüksiyonunu düşündürür. Safralı ve fekal içerik taşımayan mide sıvısı distalden proksimale kadar ince barsak obstrüksiyonunu ya da ileoçekal valvin sağlam olduğu kolon obstrüksiyonunu düşündürür. Dışkılı mide sıvısı distal ince barsak obstrüksiyonu için çok tipiktir. Eğer gerekiyorsa volüm replasmanına Serum fizyolojik ya da Ringer laktat ile başlanmalıdır. Hastanın ameliyata alınabilmesi için idrar çıkışı en az 0.5ml/kg/saat olmalıdır. Ateş varlığı obstrüksiyonun intraabdominal abseye bağlı olabileceğini veya strangülasyon ve perforasyonu düşündürmelidir. Dispne ya da zorlu solunum, abdominal distansiyon ya da ağrıya sekonder gelişebilir. Hastanın karın muayenesi inspeksiyon, oskültasyon, perküsyon ve palpasyon sırası ile yapılmalıdır. Gözlenen abdominal distansiyon derecesi obstrüksiyonun seviyesine göre farklılık gösterir; proksimal obstrüksiyonlarda hiç ya da çok az distansiyon gözlenir. Abdominal skar, asimetri, peristaltik dalgalar dikkate alınmalıdır. Metalik ses özellikle kramp tarzında ağrı dalgaları, bulantı ve kusma ile birlikte obstrüktif süreci düşündürür. Barsak seslerinin alınmaması intestinal paralizi için tipik olup, uzun süreli obstrüksiyona bağlı barsak yorgunluğunun, kapalı ansın ya da pseudoobstrüksiyonun belirtisi olabilir. İnguinal, femoral, umblikal, insizyonel herni varlığı araştırılmalıdır. Rektum kitle, fekal impakt ya da taze kan açısından muayene edilmelidir. RADYOLOJİK BULGULAR İntestinal obstrüksiyonu tanısı koymak için uygulanacak ilk tetkikler, akciğer grafisi, ayakta ve yatarak çekilen düz karın grafileridir. Akciğer grafisi, diafragma altında serbest havayı

9 9 saptamak için önemlidir; çünkü diyafragma altındaki serbest hava perforasyon göstergesidir ve acil cerrahi gerektirir. Hastanın genel durumu iyi ise yatarak ve ayakta veya ayakta durmayacak kadar düşkün ise sol yan üzerine yatmış ve sağ yanı yukarıda (dekübitis pozisyonu) olacak şekilde grafileri çekilir. Bu grafiler başlıca peritonda serbest hava olduğunu saptamakta olduğu kadar, intestinal obstrüksiyonlarda dilate olmuş barsak segmentlerinde hava-sıvı seviyelerini göstermekte çok faydalı olurlar. Kontrastlı radyolojik tetkikler ve endoskopi tedavi amacıyla da kullanılabilir, invajinasyonun baryumla, strangüle olmamış çekal ve sigmoid vovulusun da baryum ve endoskopi ile redüksiyonları mümkündür. Kolonik obstrüksiyonlarda, geniş tabanlı hava-sıvı seviyeleri saptanır. Obstrüksiyonun distalinde gaz yoktur. İleokolik invajinasyon yada çekal obstrüksiyonda tek bulgu ince barsak dilatasyonu olabilir. Sigmoid vovulusta "kahve çekirdeği görüntüsü", "omega belirtisi" gözlenebilir. Karın içinde serbest hava saptanmayan durumlarda dahi, çekumun 10 cm üzerine çıkan dilatasyonu perforasyon açısından anlamlıdır. Obstrüksiyonun seviyesi, tipi, derecesi, proksimal kolonda senkron hastalık varlığının saptanması ve gerçek obstrüksiyonla psödo-obstrüksiyonun ayrımı açısından retrograd kontrastlı tetkiklerin faydalı oldukları gösterilmiştir. Obstrüksiyon için bu tetkiklerin duyarlılık ve özgüllükleri %100'e ulaşmaktadır. Tümör varlığında "elma yeniği", volvulusta "kuş gagası" görüntüsü teşhis koydurucudur; invajinasyon yada çekal volvulus varlığında ise bu tanı yöntemleri tedavi edici olabilir. Obstrüksiyonu saptamak için acil şartlarda çekilen baryumlu grafilerin çiftkontrastlı olması gereksizdir ve önerilmez. Baryumun karın içine sızdığı durumlarda enfeksiyon riski ve mortalite oranları artmış olduğundan; kontrastlı retrograd tetkikler; perforasyon, peritonit ve ileri çekal dilatasyon varlığında kontrendikedir. Barsaklarda belirgin distansiyon olmayan akut karm durumlarında ve erken dönemde cerrahi planlandığında da baryumla yapılacak kontrastlı tetkikler önerilmez. Tümör şüphesinin de olduğu subakut intestinal obstrüksiyon durumlarında abdominal tomografi faydalı olabilir. Tomografi, erken ameliyat sonrası obstrüksiyon varlığında yada obstrüksiyonla birlikte enfeksiyon, vasküler oklüzyon, abdominal kitle bulguları olduğunda da anlamlıdır. Tomografi ile saptanabilecek diğer bulgular; barsak duvar kalınlığında artış, enfeksiyon yada inflamasyon göstergesi olabilecek yumuşak doku ödemi, intramural yada ekstraintestinal gaz, sıvı kolleksiyonları ve retroperitoneal lezyonlardır. Kanser varlığında, tomografi, hastalığın evresinin belirlenmesi açısından önemlidir. Obstrüksiyon divertikülite bağlı ise, perikolonik inflamasyon yada abse varlığı saptanabilir.

10 10 Acil tedavi gerektiren kapalı loop obstrüksiyonu, içi tamamen sıvı ile dolu bir barsak segmenti oluşturup, düz karın grafisinde görüntülenemeyebilirken tomografi ile tanı konabilir. Mukozal ödem ve barsak duvarında gaz varlığı iskemik hasar gelişimini gösterebilir. Strangüle olmamış volvuluslarda, tümöral de olabilecek distal kolonik obstrüksiyonlarda ve psödo-obstrüksiyondan şüphe edildiğinde; mukozanın direkt görüntülenmesine, biyopsi alınmasına, stent yerleştirilmesine, dekompresyona ve daha sonraki ameliyat için hazırlık yapılabilmesine olanak sağlayan kolonoskopi uygulanması gözönünde bulundurulmalıdır. LABORATUVAR BULGULARI Dolaşan kan hacminden sıvı kaybolması ile akut hipovolemiye yol açan barsak tıkanmalarında, başlangıçta lökositoz olabilir. Lökositoz /mm 3 veya üstüne çıkacak olursa, diğer bulgularla birlikte strangülasyonun gelişmekte olduğunu düşündürür. Taşikardi ve hipotansiyon da bu olayın habercilerindendir. İntestinal obstrüksiyonlarda hipovoleminin derinliğine göre ve geçen zamanla ilgili olarak oligüri ve idrar dansitesinde artma ( ), hemokonsantrasyon, kan üre nitrojeni ve kreatinin değerinde yükselme, bazen de serum amilaz değerinde artma olur. Amilaz değerindeki artma, iskeminin artması ile barsaktan peritona geçen sıvıların absorbsiyonuna veya artmış basınca bağlı olarak pankreastan kana regürjitasyonuna bağlıdır. Strangülasyonlu obstrüksiyonlarda veya perforasyon varlığında vücut ısısı C üstüne çıkabilir. TEDAVİ İntestinal obstrüksiyonlarda tedavi başlangıçta sıvı-elektrolit tedavisi ile gastrointestinal sistemin dekompresyonu ve bu yöntemlerle düzelmeyen durumlarda cerrahi olarak tanımlanabilir. İntestinal obstrüksiyonların tedavisinde şüphesiz en önemli noktalardan birisi akut gelişen hipovoleminin düzeltilmesidir. İstenilen hızda ve konsantrasyonda sıvı verilebilmesi ve yüklenmesi sırasında santral venöz basınç (CVP) nin monitorize edilmesi özellikle yaşlı, düşkün ve kalp yetmezliği bulunanlarda yardımcıdır. CVP nin cm su seviyesine çıkarılması uygundur. Sıvı kaybının yanı sıra elektrolit eksiklikleri, özellikle potasyum eksikliğinin düzeltilmesi gerekir. Ancak hastaya potasyum verilebilmesi için idrar atımı yeterli olmalıdır. Strangülasyonun da bulunabileceği düşünülüyorsa özellikle enterik mikroorganizmalara etkili antibiyotikler verilmelidir.

11 11 Midenin dekompresyon işlemi standart olarak cm. uzunluğundaki NG tüplerle (Levine, Einhorn tüpleri) yapılır. İntestinal sistemin dekompresyonu amacı ile iki veya üç yollu olabilen, cm. civarında olan Miller-Abbott, Dennis ve Canter tüpleri sayılabilir. Konservatif tedavi yöntemlerine cevap alınamadığı durumlarda cerrahi tedavi endikedir. Bu endikasyon bazı durumlarda erken dönemde düşünülmelidir. Bu durumlar: 1. Strangülasyonlu intestinal obstrüksiyonlar 2. İki ucu kapalı intestinal obstrüksiyonlar 3. Kolona ait obstrüksiyonlar 4. Erken dönemde basit mekanik obstrüksiyonlardır Ateş, taşikardi, lokalize duyarlılık ve lökositoz yoksa, non-operatif tedavi denenebilir; ancak hiçbir laboratuvar yöntemin strangülasyonu net olarak gösteremediği akılda bulundurularak; bu bulgulardan herhangi birinin varlığı durumunda acil cerrahi planlanmalıdır. Mekanik İntestinal Obstrüksiyonlarda Uygulanan Cerrahi Girişimler İntestinal obstrüksiyona yol açan olayın natürüne göre enterotomi, rezeksiyon-anastomoz, intestinal by-pass, adezyonların açılması, eksteriorizasyon veya kolostomi gibi değişik işlemler uygulanabilir. Bu durumlar şöyle özetlenebilir: 1. Barsak içi tıkayıcı cisimlerin çıkarılması için barsağın bu segmentinin açıldığı (enterotomi) durumlar: Safra taşları, bezoar veya parazit yumağının çıkarılması 2. İntestinal obstrüksiyona yol açan segmentin rezeksiyonu ve anastomoz ile tedavisini gerektiren durumlar: İskemi sonucu strüktür ve nekroz gelişmesi, kronik enflamatuar barsak hastalıklarının neden olduğu darlıklar (rejyonel enterit) ve neoplastik olaylar 3. Non-rezektabl bir neoplastik olaydan dolayı tıkanma noktasının öncesindeki bir barsak segmenti, tıkanma noktasından sonraki bir segment ile yan yana (latero-lateral) anastomoz edilerek kısa bir yol (by-pass) yapılması 4. Bazı intestinal obstrüksiyonlarda sadece barsak dışındaki yapışıklıkların açılması veya fıtık kesesi içindeki sıkışmış veya invajinasyona uğramış barsakların serbestleştirilmeleri Kolon Obstrüksiyonlarında Cerrahi Yaklaşım Özellikle kolon karsinomaları uzun zamanda yavaş gelişen bir obstrüksiyona yol açarlar ve tıkanmanın proksimalindeki kolon segmentleri aşırı derecede genişler, manüplasyonları çok zorlaşır. Bakteri kapsamları çok artar ve içlerinde çok miktarda toksik madde birikir. Ayrıca obstrüksiyonun distalindeki segment ile arada çok büyük çap farkı gelişir. Bu nedenlerle tıkanmanın hemen proksimalindeki kolon segmenti karnın dışına alınır.

12 12 Dekompresyon amaçlı bu geçici kolostomiler yapıldıktan sonra pürgatifler ve lavmanlar kullanılarak barsak temizliği sağlanır. Hastanın sıvı-elektrolit dengesi tam olarak düzeltilir. Yaklaşık 6 hafta sonra uygun rezeksiyon ve anastomoz yapılarak intestinal devamlılık sağlanır. Konservatif Tutum İntraperitoneal yaygın adezyonlardan meydana gelmiş intestinal obstrüksiyonlar dolayısıyla birçok kereler cerrahi müdahale geçirmiş hastalarda, her yeni ameliyat yeni adezyonların gelişmesine neden olabilir. Böyle hastalarda bir süre dekompresyon yapılması ve intravenöz sıvı-elektrolitlerin sağlanması sırasında spontan iyileşme olup olmayacağı dikkatle gözlenebilir. Ancak izleme sırasında strangülasyon belirtileri gelişirse operatif girişim kaçınılmaz olacaktır. Bunun gibi karsinomatozise sekonder intestinal obstrüksiyonlarda, Crohn gibi kronik gidiş şeklinde barsak pasajını daraltarak obstrüksiyona neden olabilecek hastalıklarda, önce konservatif tutum ile uygun ilaç tedavisi yapılır ve olayın spontan rezolüsyonu beklenebilir. Sonuç alınamazsa cerrahi girişim yapılır.

KEAH ACİL TIP KLİNİĞİ As.Dr Şenol ARDIÇ 10/05/2011

KEAH ACİL TIP KLİNİĞİ As.Dr Şenol ARDIÇ 10/05/2011 KEAH ACİL TIP KLİNİĞİ As.Dr Şenol ARDIÇ 10/05/2011 Barsak içeriğinin normal akışının mekanik yada işlevsel nedenli durması. Tıkanıklık tam veya kısmi olabilir. DR.ŞENOL ARDIÇ - KEAH ACİL TIP - 10.5.2011

Detaylı

İntestinal Obstrüksiyon İNTESTİNAL OBSTRÜKSİYON. İntestinal Obstrüksi. İnce Bağırsak Obstrüksiyonu. İnce Bağırsak Obstrüksiyonu 01.02.

İntestinal Obstrüksiyon İNTESTİNAL OBSTRÜKSİYON. İntestinal Obstrüksi. İnce Bağırsak Obstrüksiyonu. İnce Bağırsak Obstrüksiyonu 01.02. İntestinal Obstrüksiyon İNTESTİNAL OBSTRÜKSİYON DR. MEHMET ÇAĞRI GÖKTEKİN F.Ü.H ACİL TIP. AD Mekanik obstrüksiyon yada adinamik ileusa sekonder, bağırsak içeriği ve gıdaların intestinal yolda ilerleyememesine

Detaylı

İntestinal Obstrüksiyonun Radyolojik Olarak Değerlendirilmesi. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İntestinal Obstrüksiyonun Radyolojik Olarak Değerlendirilmesi. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İntestinal Obstrüksiyonun Radyolojik Olarak Değerlendirilmesi Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri İntestinal obstrüksiyonunun radyolojik bulgularını öğrenmek İntestinal

Detaylı

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul

İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ. Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul İSKEMİK BARSAĞIN RADYOLOJİK OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ Dr. Ercan Kocakoç Bezmialem Vakıf Üniversitesi İstanbul Öğrenim hedefleri Mezenterik vasküler olay şüphesi ile gelen hastayı değerlendirmede kullanılan

Detaylı

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Akut Mezenter İskemi. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Akut Mezenter İskemi Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Anatomi Etyoloji/Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Giriş Tüm akut mezenter iskemi

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA AKUT KARIN DOÇ. DR. GONCA TEKANT CERRAHPAŞA TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK CERRAHİSİ ANABİLİMDALI PATOLOJİ: Submukozal lenfoid dokunun proliferasyonu nedeniyle intraluminal obstrüksiyon gelişir ve

Detaylı

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D.

Crohn Hastalığı. İnflamatuar Barsak Hastalıkları. Patofizyoloji. Klinik. Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. Crohn Hastalığı İnflamatuar Barsak Hastalıkları Dr. Erkan GÖKSU Acil Tıp A.D. Kronik granülamatöz inflamatuar hastalık Etyoloji net değil Gastrointestinal Sistemde heryeri tutabilir 15-22 birinci zirve

Detaylı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı

Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan Genel Cerrahi Uzmanı 1 Ameliyat Yapılmadan İlgilendiği Konular: Sıvı ve Elektrolit tedavisi Şok Yanık tedavisi 2 Travma Hastaları Kesici karın travmaları: Karın bölgesini içine alan kurşunlanma,

Detaylı

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara

Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Adalet Elçin Yıldız, Sinan Genç, Berna Uçan, Suat Fitoz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Radyolojisi Bilim Dalı, Ankara Klinik Öykü: 4.5 yaşında erkek çocuk, kusma ve karın ağrısı atakları ile

Detaylı

İnt. Obstruksiyonun major belirtileri

İnt. Obstruksiyonun major belirtileri Tam proksimal tıkanma - Kusma - Karında huzursuzluk - Radyolojik bulgular( genişlemiş ince b.anslar gaz sıvı seviyeleri ) Orta kesim veya distal tıkanma - Karında kolik tarzı ağrı - distansiyon - Kusma

Detaylı

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler.

Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. KARIN TRAVMALARI Karın yaralanmaları ister penetran ister künt mekanizmaya bağlı olsun ciddi morbidite ve mortalite ile seyrederler. Amaçlar Karnın anatomik sınırlarını, Penetran ve künt travmalar arasındaki

Detaylı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı

Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı İntestinal Atrezi Çift stomalı, İntestinal Atrezili Olguda Hemşirelik Bakımı Barsağın bir segmentinin tamamen yokluğu veya barsak lümeninin tamamen tıkanması anlamına gelen intestinal atrezi, yenidoğan

Detaylı

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. eminu@istanbul.edu.tr

Akut Karın Ağrısı. Emin Ünüvar. İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. eminu@istanbul.edu.tr Akut Karın Ağrısı Emin Ünüvar İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı eminu@istanbul.edu.tr 28.07. Acil ve Yoğun Bakım Kongresi 1 AKUT Karın ağrısı Çocuklarda karın ağrısı

Detaylı

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü

Giriş. Yaşlılarda Karın Ağrısı. Genel Bilgiler. Genel Bilgiler. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü. Değerlendirmeyi Etkileyen Faktörler Öykü Giriş Yaşlılarda Karın Ağrısı Dr. Mutlu Kartal Şubat 2010 ABD de 2000 yılında 600 binden fazla yaşlı karın ağrısı başvurusu var 2030 yılında toplumun %20 si yaşlı olacak!!! 25 milyondan fazla acil servis

Detaylı

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM

Gastrointestinal Sistem Hastalıkları. Dr. Nazan ÇALBAYRAM Gastrointestinal Sistem Hastalıkları Dr. Nazan ÇALBAYRAM ÇÖLYAK HASTALIĞI Çölyak hastalığı bir malabsorbsiyon sendromudur. Hastalık; gluten içeren unlu gıdalara karşı genetik bazda immünojik bir intolerans

Detaylı

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI

KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI KÜNT ve DELİCİ/KESİCİ KARIN TRAVMALARI Dr. Ömer USLUKAYA DİCLE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ ANABİLİM DALI Karın travması Karın travmaları, baş, boyun ve toraks travmalarından sonra üçüncü en

Detaylı

Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut karın ağrısı kabul ediliyor.¹

Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut karın ağrısı kabul ediliyor.¹ Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Öykü ve fizik muayene özellikleri Tam kan ve direkt grafinin değeri Karın ağrısının gastrointestinal nedenlerine yaklaşım 1 2 Genelde 1 hafta içinde başlayan ağrılar akut

Detaylı

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ A.D. BAŞKANLIĞI SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 EĞİTİM VE ÖĞRETİM YILI DÖNEM IV 3. GRUP DERS PROGRAMI

Detaylı

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara

KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM. Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara KOLON VE İNCE BAĞIRSAĞIN NONTÜMÖRAL REZEKSİYON MATERYALLERİNDE TANIYA YAKLAŞIM Dr. Armağan GÜNAL GATA Tıbbi Patoloji AD - Ankara Konuşmanın başlığı üzerine GİS patolojisinde Kolon ve ince bağırsağın Nontümöral

Detaylı

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012

GIS Perforasyonları. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 GIS Perforasyonları Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK-2012 Sunum Planı Özefagus perforasyonu Ülser perforasyonları Tanım Epidemiyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Özefagus Perforasyonu

Detaylı

Akut Batın 22.04.2015. 2.Aşağıdakilerden hangisi peritonu en az irrite eder? (Eylül-91)

Akut Batın 22.04.2015. 2.Aşağıdakilerden hangisi peritonu en az irrite eder? (Eylül-91) Akut Batın 1.Sekonder peritonit nedeni olmavan hastalık aşâğıdakilerden hangisidir? (Eylül- 87) A) Peptik ülser perforasyonu B) İnvajinasyon C) Nefrotik sendrom. D) Volvulus E) Appendiks perforasyonu 2

Detaylı

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri

Toraks Travmalarında Hasar Kontrol Cerrahisi Teknikleri Doç. Dr. Onur POLAT Toraks Travmalarında Temel kuralın tanı ve tedavinin aynı anda başlaması olduğu gerçeği hiçbir zaman unutulmamalıdır. Havayolu erken entübasyon ile sağlanmalı, eğer entübasyonda zorluk

Detaylı

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu

Tıkanma Sarılığı. Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Tıkanma Sarılığı Yrd. Doç. Dr. Zülfü Arıkanoğlu Normal serum bilirubin düzeyi 0.5-1.3 mg/dl olup, 2.5 mg/dl'yi geçerse bilirubinin dokuları boyamasıyla klinik olarak sarılık ortaya çıkar. Sarılığa yol

Detaylı

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması

17.02.2015 NAZOGASTRİK (TÜP) SONDA UYGULAMASI. Nazogastrik Sonda Uygulaması. 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği. Nazogastrik Sonda Uygulaması 10.Sınıf Meslek Esasları ve Tekniği 32.Hafta ( 04 08 / 05 / 2015 ) NAZOGASTRİK SONDA UYGULAMASI Slayt No : 44 Nazogastrik Tüp Uygulama Amaçları Zehirlenmelerde zararlı ve toksik maddeleri boşaltmak, Mide

Detaylı

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ. Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı PEDİATRİK ABDOMİNAL ACİLLERDE RADYOLOJİ Doç.Dr. Gökhan ARSLAN Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı İçerik Abdominal acillerde istenebilecek radyolojik tetkikler nelerdir? Radyolojik

Detaylı

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU)

GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) Op.Dr. Tuncer GÜNEY Göz Hastalıkları Uzmanı GÖZ HIRSIZI GLOK M (=GÖZ TANSİYONU) HASTALIĞINI BİLİYOR MUSUNUZ? Glokom=Göz Tansiyonu Hastalığı : Yüksek göz içi basıncı ile giden,görme hücrelerinin ölümüne

Detaylı

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler

Anestezi Uygulama II Bahar / Ders:9. Anestezi ve Emboliler Anestezi Uygulama II 2017-2018 Bahar / Ders:9 Anestezi ve Emboliler Öğr. Gör. Ahmet Emre AZAKLI Emboli Nedir? Damarlarda dolaşan kan içerisine hava ya da yabancı cisim girişine bağlı olarak, dolaşımı engelleyen

Detaylı

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI

4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI (Grup 1) Amaç: Cerrahinin genel prensipleri ile ilgili temel bilgilerin verilmesi ve çeşitli cerrahi hastalıkların özeliklerinin, uygulamalı olarak cerrahi hastaya

Detaylı

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI

ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI ÇOCUKLUK ÇAĞINDA KRONİK KARIN AĞRISI Prof. Dr. Aydan Kansu Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Bilim Dalı 7 y, ~ 1 yıldır karın ağrısı Göbek çevresinde Haftada

Detaylı

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer

Saat 25 Eylül 2017 Pazartesi 26 Eylül 2017 Salı 27 Eylül 2017 Çarşamba 28 Eylül 2017 Perşembe 29 Eylül 2017 Cuma. Seminer 4. SINIF GENEL CERRAHİ STAJ PROGRAMI Öğretim Üyeleri: Prof. Dr. Göktürk MARALCAN, Yrd. Doç. Dr. Hasan BAKIR, Yrd. Doç. Dr. Erdal UYSAL, Yrd. Doç. Dr. Başar AKSOY GRUP 2 Stajyer Öğrenciler için Haftalık

Detaylı

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI intern semineri Ş. TEKİN intern semineri GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahiye giriş Y. TATKAN Cerrahi anamnez ve terminoloji Ş. TAVLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

Detaylı

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ

Kronik Pankreatit. Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Kronik Pankreatit Prof. Dr.Ömer ŞENTÜRK KOÜ Gastroenteroloji, KOCAELİ Tanım Pankreasın endokrin ve ekzokrin yapılarının hasarı, fibröz doku gelişimi ile karakterize inflamatuvar bir olay Olay histolojik

Detaylı

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN

GENEL CERRAHİ MORTALİTE-MORBİDİTE Ş. ÖZER (MODERATÖR) Şok A. TEKİN Şok A. TEKİN GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahi Anamnez Y. TATKAN 10.55-11.40 Karın travmaları Ş. ÖZER Karın travmaları Ş. ÖZER ileus Ş. TEKİN intern semineri intern semineri

Detaylı

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015

AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 AORT ANEVRİZMASI YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ SHMYO İLK VE ACİL YARDIM BÖLÜMÜ YRD DOÇ DR SEMRA ASLAY 2015 Ani ölümün önemli bir nedenidir Sıklığı yaşla birlikte artar 50 yaş altında nadir rastlanır E>K Aile

Detaylı

06 Şubat Nisan SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

06 Şubat Nisan SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a TARİH 06.02.2017 07.02.2017 08.02.2017 09.02.2017 10.02.2017 09: 15 GEÇEN DERS UNUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YENİ DERS UNUN TANITIMI Ders Kurul Başkanı Prof.Dr.Aysen AKALIN GÖRH Pre-Operatif Hastaların Genel

Detaylı

SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a. Pre-Operatif Hastaların Genel Değerlendirilmesi Yrd.Doç.Dr.

SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a. Pre-Operatif Hastaların Genel Değerlendirilmesi Yrd.Doç.Dr. 1. H A F T A TARİH 06.02.2017 07.02.2017 08.02.2017 09.02.2017 10.02.2017 09: 15 GEÇEN DERS UNUN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YENİ DERS UNUN TANITIMI Ders Kurul Başkanı Prof.Dr.M.Nur KEBAPÇI GÖRH Pre-Operatif

Detaylı

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas

MYOLOGIA CRUSH SENDROMU. Dr. Nüket Göçmen Mas MYOLOGIA CRUSH SENDROMU Dr. Nüket Göçmen Mas Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi AD Kas hücresi ve kas dokusu Kısalma özelliğini taşıyan hücreye kas hücresi denir. Bunların oluşturduğu dokuya

Detaylı

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ

ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ DÖNEM IV Entegre Cerrahi Bilimler Stajı Eğitim Programı Eğitim Başkoordinatörü: Dönem 4 Koordinatörü: Koordinatör Yardımcısı: Doç. Dr. Erkan Melih ŞAHİN Yrd. Doç. Dr. Fatih Köksal BİNNETOĞLU Yrd. Doç.

Detaylı

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli

PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR. Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALIKLARINDA SEMPTOMLAR Dr. İhsan Alur Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, Denizli PERİFERİK ARTER HASTALARINA YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR? A) ANAMNEZ (ÖYKÜ,

Detaylı

Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü

Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü Kalın bağırsağın mukoza adı verilen iç yüzeyinin zayıf noktalardan dışarı doğru kese şeklinde fıtıklaşmasına veya cepleşmesine, bağırsak divertikülü adı verilir. Birden çok divertikülün yer aldığı durumlara

Detaylı

17 Nisan Haziran SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a

17 Nisan Haziran SAAT P a z a r t e s i S a l ı Ç a r ş a m b a P e r ş e m b e C u m a TARİH 17.04.2017 18.04.2017 19.04.2017 20.04.2017 21.04.2017 09: 15 GEÇEN DERS UNUN DEĞERLENDİRİLMESİ YENİ DERS UNUN TANITIMI Ders Kurul Başkanı Prof.Dr.F.Belgin EFE Akut Pankreatit Pre-Operatif Hastaların

Detaylı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı

Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi. Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Yüksekte Çalışması İçin Onay Verilecek Çalışanın İç Hastalıkları Açısından Değerlendirilmesi Dr.Emel Bayrak İç Hastalıkları Uzmanı Çalışan açısından, yüksekte güvenle çalışabilirliği belirleyen etkenler:

Detaylı

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar?

BÖBREK HASTALIKLARI. Prof. Dr. Tekin AKPOLAT. Böbrekler ne işe yarar? BÖBREK HASTALIKLARI Prof. Dr. Tekin AKPOLAT Böbrekler ne işe yarar? Böbreğin en önemli işlevi kanı süzmek, idrar oluşturmak ve vücudun çöplerini (artık ürünleri) temizlemektir. Böbrekte oluşan idrar, idrar

Detaylı

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU

GİS KANAMALARI. Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU GİS KANAMALARI Prof.Dr.Tayfun KARAHASANOĞLU Ekim 2006 ÜST GİS KANAMASI GİS kanamalarının % 80 i Treitz ligamanının proksimali ETYOLOJİ Peptik ülser hastalığı Varisler Mallory-Weiss Eroziv gastrit Tümörler

Detaylı

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ

AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ AÇIK ve LAPORASKOPİK CERRAHİDE HEMŞİRELİK BAKIMI HEMŞİRE SEHER KUTLUOĞLU ANTALYA ATATÜRK DEVLET HASTANESİ SUNU PLANI Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik bakım amacı Açık ve kapalı cerrahide hemşirelik

Detaylı

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK

Abdominal Aort Anevrizması. Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK Abdominal Aort Anevrizması Dr.Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Giriş ve tanım Epidemiyoloji Etyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı, ayırıcı tanı Tedavi Giriş ve Tanım Anevrizma,

Detaylı

GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 YILI EĞİTİM PLANI

GENEL CERRAHİ KLİNİĞİ 2013-2014 YILI EĞİTİM PLANI Hazırlayan Kontrol Eden Onaylayan Klinik Eğitim Sorumlusu Kalite Yönetim Direktörü Hastane Yöneticisi TARİH SAAT EĞİTİMCİ KONU 02.09.2013 07:00-08:00 Dr. S. Yüksekdağ Cerrahi Hastada Anestezi 06.09.2013

Detaylı

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar

Patogenez Bronşektazi gelişiminde iki temel mekanizma rol oynar Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Bronşektazi Giriş Subsegmental solunum yollarının anormal ve kalıcı dilatasyonu şeklinde tanımlanır Hastalık olmaktan çok çeşitli patolojik süreçlerin

Detaylı

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım

Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Böbrek kistleri olan hastaya yaklaşım Dr. Ayşegül Örs Zümrütdal Başkent Üniversitesi-Nefroloji Bilim Dalı 20/05/2011-ANTALYA Böbrek kistleri Genetik ya da genetik olmayan nedenlere bağlı olarak, Değişik

Detaylı

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ

PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ VE KANSERİ PROSTAT BÜYÜMESİ Prostat her erkekte doğumdan itibaren bulunan, idrar torbasının hemen altında yer alan bir organdır. Yaklaşık 20 gr ağırlığındadır ve idrar torbasındaki idrarı

Detaylı

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur.

Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. TYBD SEPSİS ÇALIŞMASI ENFEKSİYON TANIMLARI Derin Cerrahi Alan Enfeksiyonu(DCAE) Aşağıdaki 3 kriterin birlikte olması durumunda derin cerrahi alan enfeksiyonu tanısı konulur. 1.Cerrahi girişimden sonraki

Detaylı

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı.

Gerçek şilöz asit: yüksek trigliserid oranlarına sahip sıvı. GİRİŞ Süt rengi Şilus un peritoneal kaviyete ekstravazasyonudur. Oldukça nadir görülen bir durumdur. Asit sıvısındaki trigliserid seviyesi 110 mg/dl nin üzerindedir. Lenfatik sistemin devamlılığında sorun

Detaylı

Omurga-Omurilik Cerrahisi

Omurga-Omurilik Cerrahisi Omurga-Omurilik Cerrahisi BR.HLİ.017 Omurga cerrahisi, omurilik ve sinir kökleri ile bu hassas sinir dokusunu saran/koruyan omurga üzerinde yapılan ameliyatları ve çeşitli girişimleri içerir. Omurga ve

Detaylı

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği

ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON. Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği ADRENAL YETMEZLİK VE ADDİSON Doç. Dr. Mehtap BULUT Bursa Şevket Yılmaz EAH Acil Tıp Kliniği SUNU PLANI Tanım ve Epidemiyoloji Adrenal bez anatomi Etiyoloji Tanı Klinik Tedavi TANIM-EPİDEMİYOLOJİ Adrenal

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Onkoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 6 Aralık 2016 Salı Ar. Gör. Dr. Abdullah Heybeci Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Saime Tuncer Prof.

Detaylı

13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahi Anamnez T.KÜÇÜKKARTALLAR 10.55-11.40 Karın travmaları A. TEKİN Karın travmaları A. TEKİN ileus Ş. TEKİN intern semineri

Detaylı

Akut Dahili Karın Ağrısı Nedenleri

Akut Dahili Karın Ağrısı Nedenleri Akut Dahili Karın Ağrısı Nedenleri Doç. Dr. Gülbüz SEZGİN Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç hastalıkları ABD VIII. istanbul Dahiliye Klinikleri Buluşması 2-4 Kasım 2018 www.idk2018.org Anamnez Eşlik

Detaylı

Çocukta Kusma ve İshal

Çocukta Kusma ve İshal Tanım Çocukta Kusma ve İshal Dr. Hasan Kaya Acil Tıp AD Akut gastroenterit 24 saat içinde 3 ten fazla ya da anne sütü ile beslenen bebeklerde her zamankinden daha sık ve daha sulu dışkılamadır. Yenidoğan

Detaylı

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM Nadirdir!!! Üst aerodijestif sistem malinitelerinin % 5-10 u, tüm malinitelerin ise %0.5 i hipofarinks kanserleridir. Kötü seyirlidir!!! İleri evrede başvurmaları ve

Detaylı

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma

Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma ABDOMİNAL TRAVMALAR Temel Cerrahi Aciller: Akut batın Travma AKUT BATIN Nedenleri > Kanama > Perforasyon > İnflamasyon > Obstrüksiyon > Diğer (karın dışı) Belirtiler Ağrı Bulantı / Kusma İştah durumu Kabızlık

Detaylı

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır.

Hasar Kontrol Cerrahisi yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Doç. Dr. Onur POLAT Hasar Kontrol Cerrahisi 1992 yılında Rotonda ve Schwab hasar kontrol kavramını 3 aşamalı bir yaklaşım olarak tanımlamışlardır. Hasar Kontrol Cerrahisi İlk aşama; Kanama ve kirlenmenin

Detaylı

GENEL CERRAHİ. 13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

GENEL CERRAHİ. 13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 14.25-15.10 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma Cerrahi Anamnez Y. TATKAN 10.55-11.40 Karın travmaları A. TEKİN Karın travmaları A. TEKİN ileus Ş. TEKİN intern semineri intern semineri 2. GÜN 08.00-10.00

Detaylı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı

Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı. Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Romatoloji Bilim Dalı Olgu Sunumu 28 Haziran 2016 Salı Yandal Ar. Gör. Uzm. Dr. Kübra Öztürk Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi

Detaylı

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI

SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI SİNÜS - AĞRI, BASINÇ, AKINTI Yardım edin sinüslerim beni öldürüyor! Bunu daha önce hiç söylediniz mi?. Eğer cevabınız hayır ise siz çok şanslısınız demektir. Çünkü her yıl milyonlarca lira sinüs problemleri

Detaylı

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu

T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI. Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu T.C. BÜLENT ECEVĠT ÜNĠVERSĠTESĠ TIP FAKÜLTESĠ 2015-2016 ÖĞRETĠM YILI DÖNEM IV GENEL CERRAHĠ STAJ PROGRAMI Dekan Prof. Dr. Taner Bayraktaroğlu Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Ferruh Niyazi Ayoğlu Prof. Dr.

Detaylı

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır.

Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Hiatal Herniler Tanım Hiatal herni, diyafragmanın özefageal hiatusunda herhangi bir organın anormal protrüzyonu olarak tanımlanmaktadır. Journal of Clinical and Analytical Medicine Göğüs Cerrahisi Ersin

Detaylı

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ

RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ RENOVASKÜLER HİPERTANSİYON ŞÜPHESİ OLAN HASTALARDA KLİNİK İPUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ DR. NİHAN TÖRER TEKKARIŞMAZ 20.05.2010 Giriş I Renovasküler hipertansiyon (RVH), renal arter(ler) darlığının neden

Detaylı

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi

HİPERKALSEMİ. Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi HİPERKALSEMİ Meral BAKAR Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji Gündüz Tedavi Ünitesi Tanım: Hiperkalsemi serum kalsiyum düzeyinin normalden (9-11 mg/dl) yüksek olduğunda meydana gelen

Detaylı

OPERASYON ÖYKÜSÜ OLMAYAN BARSAK OBSTRÜKSİYONU VAKALARININ İNCELENMESİ

OPERASYON ÖYKÜSÜ OLMAYAN BARSAK OBSTRÜKSİYONU VAKALARININ İNCELENMESİ T. C. SAĞLIK BAKANLIĞI HASEKİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 2. CERRAHİ KLİNİĞİ Şef: Doç. Dr. İ. Sefa TÜZÜN OPERASYON ÖYKÜSÜ OLMAYAN BARSAK OBSTRÜKSİYONU VAKALARININ İNCELENMESİ ( UZMANLIK TEZİ ) Dr. Yasir

Detaylı

Prof. Dr. M.Murat Tuncer. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı

Prof. Dr. M.Murat Tuncer. İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı Prof. Dr. M.Murat Tuncer İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Gastroenteroloji Bilim Dalı Karın Ağrısı Karın n ağrısıa tek başı şına ya da diğer bulgu ve belirtiler ile birlikte,

Detaylı

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün;

Epilepsi nedenlerine gelince üç ana başlıkta incelemek mümkün; Epilepsi bir kişinin tekrar tekrar epileptik nöbetler geçirmesi ile niteli bir klinik durum yada sendromdur. Epileptik nöbet beyinde zaman zaman ortaya çıkan anormal elektriksel boşalımların sonucu olarak

Detaylı

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D.

MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ. Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. MULTİPL MYELOM VE BÖBREK YETMEZLİĞİ Dr. Mehmet Gündüz Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji B.D. Multipl Myeloma Nedir? Vücuda bakteri veya virusler girdiğinde bazı B-lenfositler plazma hücrelerine

Detaylı

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012

Ektopik Gebelik. Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Ektopik Gebelik Doç. Dr. Şule Akköse Aydın U.Ü.T.F Acil Tıp AD ATOK - 2012 Sunum Planı Tanım Epidemiyoloji Patofizyoloji Klinik Tanı Ayırıcı tanı Tedavi Tanım Fertilize ovumun endometriyal kavite dışında

Detaylı

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU

LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU LABORATUVAR TESTLERİNİN KLİNİK YORUMU Alanin Transaminaz ( ALT = SGPT) : Artmış alanin transaminaz karaciğer hastalıkları ( hepatosit hasarı), hepatit, safra yolu hastalıklarında ve ilaçlara bağlı olarak

Detaylı

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan

Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Kalp Kapağı Hastalıkları Nelerdir? Prof. Dr. Ferit Çiçekçioğlu, Yrd. Doç. Ertan Demirdaş, Yrd. Doç. Dr. Kıvanç Atılgan Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD. Giriş

Detaylı

4. S I N I F - 3. G R U P 3. D E R S K U R U L U

4. S I N I F - 3. G R U P 3. D E R S K U R U L U S İ N D İ R İ M, E N D O K R İ N v e M E T A B O L İ Z M A S İ S T E M H A S T A L I K L A R I ( 0 1 E Y L Ü L 0 7 K A S I M 2 0 1 4 ) Dekan : Prof. Dr. Bekir YAŞAR Dekan Yardımcısı (Eğitimden Sorumlu)

Detaylı

DÖNEM-4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1-Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2-Çocuklarda sıvı-elektrolit

DÖNEM-4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1-Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2-Çocuklarda sıvı-elektrolit DÖNEM4 ÇOCUK CERRAHİSİ STAJI GENEL AMAÇ VE ÖĞRENİM HEDEFLERİ 1Çocuk cerrahisine ait kavramları bilir (Bilişsel), 2Çocuklarda sıvıelektrolit tedavisini bilir ve pratik uygulamalarını yapar (Bilişsel + Psikomotor),

Detaylı

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu

Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma. Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Cerrahi Hastada Beslenme ve Metabolizma Prof.Dr. İsmail Hamzaoğlu Travma ve cerrahiye ilk yanıt Total vücut enerji harcaması artar Üriner nitrojen atılımı azalır Hastanın ilk resüsitasyonundan sonra Artmış

Detaylı

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır

Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Doç. Dr. Onur POLAT Bu Ünitede; Şokun Tanımı Fizyopatoloji Şokta sınıflandırma Klinik Özellikler Tedavi anlatılacaktır Öğrenim Hedefleri; Şokun genel tanımını Şoktaki genel fizyopatoloji ve kompanzasyon

Detaylı

Asendan AORT ANEVRİZMASI

Asendan AORT ANEVRİZMASI Asendan AORT ANEVRİZMASI Aort anevrizması, aortanın normal çapından geniş bir çapa ulaşarak genişlemesidir. Aorta nın bütün bölümlerinde anevrizma gelişebilir. Genişlemiş olan bölümün patlayarak hayatı

Detaylı

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma 10.00-10.45 Cerrahiye giriş Y. TATKAN Cerrahi anamnez ve terminoloji Ş. TAVLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI Özofagus tümörleri M. BELVİRANLI

Detaylı

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016

Göğüs Ağrısı Olan Hasta. Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı Olan Hasta Dr. Ö.Faruk AYDIN / 06.04.2016 Göğüs Ağrısı??? Yan ağrısı? Sırt ağrısı? Mide ağrısı? Karın ağrısı? Boğaz ağrısı? Omuz ağrısı? Meme ağrısı? Akut Göğüs Ağrısı Aniden başlar-tipik

Detaylı

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları

Olgular. Kan Gazı Değerlendirilmesi Sunum planı. AKG Endikasyonları Sunum planı Olgularla Kan Gazı Değerlendirilmesi Dr. Ayhan ÖZHASENEKLER Acil Tıp Uzmanı Diyarbakır Devlet Hastanesi Neden Arteryel Kan Gazı ( AKG)? Değerlendirilen Parametreler Neler? Asit-Baz Dengesi

Detaylı

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065

Ankilozan Spondilit BR.HLİ.065 Gençlerde Bel Ağrısına Dikkat! Bel ağrısı tüm dünyada oldukça yaygın bir problem olup zaman içinde daha sık görülmektedir. Erişkin toplumun en az %10'unda çeşitli nedenlerle gelişen kronik bel ağrıları

Detaylı

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur.

Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar. Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur. Treitz ligamanı altından köken alan akut veya kronik kanamalar Tüm GIS kanamalarının %10-20 sini oluşturur. Hemodinami daha stabil Ortostatik değişiklik daha az (%19 vs.%35) Daha az kan trans. ihtiyacı

Detaylı

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın

KOLOREKTAL POLİPLER. Prof. Dr. Mustafa Taşkın KOLOREKTAL POLİPLER Prof. Dr. Mustafa Taşkın -Polip,mukozal örtülerden lümene doğru gelişen oluşumlara verilen genel isimdir. -Makroskopik ve radyolojik görünümü tanımlar. -Sindirim sisteminde en çok kolonda

Detaylı

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018

DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 DEMİR İÇEREN İLAÇLARLA ZEHİRLENME UZM.DR. SEVGİ YUMRUTEPE MALATYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 22.O4.2018 GİRİŞ Demir ilaçları anemi tedavisinde (özellikle gebelerde ve çocuklarda) En sık 6 yaş altı çocuklarda

Detaylı

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU TÜRKİYE YÜKSEK İHTİSAS HASTANESİ GASTROENTEROLOJİ CERRAHİSİ KLİNİĞİ DR.TAHSİN DALGIÇ GİRİŞ Laparoskopik kolorektal cerrahi son

Detaylı

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK ASTIM Dünya genelinde 300 milyon kişiyi etkilediği düşünülmekte Gelişmiş ülkelerde artan prevalansa sahip Hasta veya toplum açısından yüksek maliyetli bir hastalık

Detaylı

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir

İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı. Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir İNVAZİF ASPERGİLLOZ Radyolojik Tanı Dr. Recep SAVAŞ Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji AD, İzmir AMAÇ Radyolojik olarak algoritm Tanı ve bulgular Tedavi sonrası takip İnvazif Asperjilloz Akciğer

Detaylı

ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var mıydı?

ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var mıydı? Sayfa Sayısı 1 / 5 HASTANIN ADI VE SOYADI: PROTOKOL NO: DOĞUM TARİHİ: YATIŞ TARİHİ: ÇEVİRMEN İHTİYACI Çevirmen gerekli miydi? Evet Hayır Gerekli ise onam sırasında nitelikli bir çevirmen yanınızda var

Detaylı

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD

Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı. Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD Acil Serviste Bilgisayarlı Tomografi Kullanımı Doç. Dr. M. Ruhi Onur Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji ABD Sunu Hedefleri Acil serviste BT kullanımı neden artıyor? Acil departmanında BT özellikle

Detaylı

4. S I N I F - 4. G R U P 3. D E R S K U R U L U

4. S I N I F - 4. G R U P 3. D E R S K U R U L U S İ N D İ R İ M, E N D O K R İ N v e M E T A B O L İ Z M A S İ S T E M H A S T A L I K L A R I ( 1 0 K A S I M 2 0 1 4 1 6 O C A K 2 0 1 5 ) Dekan : Dekan Yardımcısı (Eğitimden Sorumlu) : Başkoordinatör

Detaylı

Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı KLİNİK BELİRTİ ve BULGULAR KOLERA Dr. İsmail Yaşar AVCI GATA İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı 1 Koleranın temel kliniği yoğun ishal ve kusma ile seyreden ve sonucunda gelişen

Detaylı

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ

(ANEVRİZMA) Dr. Dağıstan ALTUĞ ANEURYSM (ANEVRİZMA) Arteriyel sistemindeki lokalize bir bölgeye kan birikmesi sonucu şişmesine Anevrizma denir Gerçek Anevrizma : Anevrizma kesesinde Arteriyel duvarların üç katmanını kapsayan Anevrizma

Detaylı

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ

LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ LOKOMOTOR SİSTEM SEMİYOLOJİSİ Prof.Dr.Ayşe Kılıç draysekilic@gmeil.com AMAÇ Lokomotor sistemin temel yapılarını ve çocuklarda görülen yakınmalarını, öykü, fizik muayene ve basit tanı yöntemlerini öğrenmek

Detaylı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı

Arter Kan Gazı Değerlendirmesi. Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Arter Kan Gazı Değerlendirmesi Prof. Dr. Tevfik Ecder İstanbul Bilim Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Nefroloji Bilim Dalı Asit-Baz Dengesine Farklı Yaklaşımlar Seifter JL: N Engl

Detaylı

Abdominal Bilgisayarl Tomografi (BT) De erlendirmesi. erlendirmesi. Dr. SEM H AYTAÇLAR

Abdominal Bilgisayarl Tomografi (BT) De erlendirmesi. erlendirmesi. Dr. SEM H AYTAÇLAR Abdominal Bilgisayarl Tomografi (BT) De Dr. SEM H AYTAÇLAR Abdominal BT De Acilde Akut Kar n n A r s A En s k s k ba vurulardan: % 5-10 Etiyoloji ço unda belirsiz: % 42 Cerrahi neden % 15-40 Yat : : %

Detaylı

Salı Anal fissür Yrd. Doç. Dr. Orhan ÇİMEN

Salı Anal fissür Yrd. Doç. Dr. Orhan ÇİMEN SABAH Servis Viziti Servis Viziti ÖĞLEDEN SONRA Beceri eğitimi Beceri Eğitimi CERRAHİ STAJ BLOĞU 1. HAFTA DERS PROGRAMI 11.12.2017 Tortikolis 12.12.2017 Anal fissür ÇİMEN 13.12.2017 Yenidoğanda intestinal

Detaylı

13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR

13.30-14.15 İltihabi barsak hastalıkları M. ÇAKIR GENEL CERRAHİ 1. GÜN 08.00-10.00 Pratik Uygulama Anamnez Alma Cerrahi Anamnez Y. TATKAN Karın travmaları A. TEKİN Karın travmaları A. TEKİN ileus Ş. TEKİN intern semineri intern semineri 2. GÜN 08.00-10.00

Detaylı