İÇ ANADOLU BÖLGESİ İLLERİNDEN TOPLANAN MISIR SİLAJI ÖRNEKLERİNDE AFLATOKSİN VE ZEARALENON KİRLİLİKLERİNİN BELİRLENMESİ. Hasan AYDIN DOKTORA TEZİ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "İÇ ANADOLU BÖLGESİ İLLERİNDEN TOPLANAN MISIR SİLAJI ÖRNEKLERİNDE AFLATOKSİN VE ZEARALENON KİRLİLİKLERİNİN BELİRLENMESİ. Hasan AYDIN DOKTORA TEZİ"

Transkript

1 T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ ANADOLU BÖLGESİ İLLERİNDEN TOPLANAN MISIR SİLAJI ÖRNEKLERİNDE AFLATOKSİN VE ZEARALENON KİRLİLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Hasan AYDIN DOKTORA TEZİ FARMAKOLOJİ VE TOKSİKOLOJİ ANABİLİM DALI Danışman Prof. Dr. Halis OĞUZ KONYA-2010

2 T.C SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ ANADOLU BÖLGESİ İLLERİNDEN TOPLANAN MISIR SİLAJI ÖRNEKLERİNDE AFLATOKSİN VE ZEARALENON KİRLİLİKLERİNİN BELİRLENMESİ Hasan AYDIN DOKTORA TEZİ FARMAKOLOJİ VE TOKSİKOLOJİ ANABİLİM DALI Danışman Prof. Dr. Halis OĞUZ Bu araştırma Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından proje numarası ile desteklenmiştir. KONYA-2010

3 S.Ü. Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü ne Hasan AYDIN tarafından savunulan bu çalışma, jürimiz tarafından Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalında Doktora Tezi olarak oy birliği ile kabul edilmiştir. Jüri Başkanı Prof. Dr. Bünyamin TRAŞ İmza Selçuk Üniversitesi Danışman Prof. Dr. Halis OĞUZ İmza Selçuk Üniversitesi Üye Prof. Dr. Muammer ELMAS İmza Selçuk Üniversitesi Üye Prof. Dr.Varol KURTOĞLU İmza Selçuk Üniversitesi Üye Prof. Dr. Ahmet ATEŞŞAHİN İmza ONAY: Fırat Üniversitesi Bu tez, Selçuk Üniversitesi Lisansüstü Eğitim-Öğretim Yönetmeliği nin ilgili maddeleri uyarınca yukarıdaki jüri üyeleri tarafından uygun görülmüş ve Enstitü Yönetim Kurulunun.tarih ve..sayılı kararıyla kabul edilmiştir. İmza Prof. Dr. Orhan ÇETİN Enstitü Müdürü i

4 ii. ÖNSÖZ Son yıllarda Türkiye de yaygın olarak kullanılan mısır silajı ruminant beslemesinde önemli bir yer tutmaktadır. Silaj yemler doğal yapılarının bir sonucu olarak silolama tekniklerine uyulmadığı zaman mantar üremesi ve mikotoksin oluşumu için uygun bir ortam oluşturur. Bu tür silajları tüketen hayvanlarda sebebi bilinmeyen verim düşüklükleri, hastalıklara karşı duyarlılık artışı, yavru atmalar ve ölümler görülebilir. Bu hayvanlardaki sağlık problemleri, sütlerindeki kalıntı düzeyleri ile silajlardaki mikotoksin kirliliği arasındaki ilişkiyi belirlemek, hayvan sağlığı, ekonomik işletmecilik ve halk sağlığı açısından da önemli görülmektedir. Bu çalışma, hayvan varlığı açısından zengin olan Türkiye nin İç Anadolu Bölgesi illerinde yapılan silajların Aflatoksin (AF B 1 ) ve Zearalenon (ZON) açısından incelenerek silo tipi, silajın genel görünümü, iklim şartları, katkı maddeleri, ph ve % kuru madde (KM) oranları gibi silaj özelliklerinin mikotoksin üremesine muhtemel etkilerinin belirlenmesi ve geçerliliği denenmiş bir yöntemin rutin analizlerde kullanılabilir hale getirilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu araştırmada İç Anadolu Bölgesi nde yer alan Aksaray, Ankara, Çankırı, Eskişehir, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde, Sivas ve Yozgat illerinden 1 Mart Mayıs 2008 tarihleri arasında toplanan mısır silajı örnekleri kullanılmıştır. Örnek alımı sırasında silaja, siloya, işletmeye ve bölgenin iklim özelliklerine ait anket bilgileri de alınmıştır.. Silajın % KM ve ph sı ölçülerek AF B 1 ve ZON kirlilikleri belirlenmiştir. Bu çalışmanın yapılmasında yakın ilgi ve desteğini esirgemeyen Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bünyamin TRAŞ a, Öğretim Üyeleri Prof. Dr. A.Levent BAŞ a, Prof. Dr. Muammer ELMAS a, Prof. Dr. Enver YAZAR a, Araştırma Görevlileri Dr. Kamil ÜNEY e ve Dr. Ayşe ER e, Hayvan Besleme ve Hastalıkları Anabilim Dalı Üyesi Prof. Dr. Varol KURTOĞLU na, Konya Veteriner Kontrol ve Araştırma Enstitüsü Müdürü Dr. Adnan ÖZTÜRK e ve Enstitü Toksikoloji Laboratuvarındaki çalışma arkadaşlarıma, maddi yönden destekleyen Selçuk Üniversitesi Bilimsel Araştırma ii

5 Projeleri Koordinatörlüğü ne ve manevi desteklerinden dolayı aileme teşekkür ederim. iii

6 iii. İÇİNDEKİLER Sayfa 1.GİRİŞ Silaj Silajın Tarihçesi Silajın Yapılışı Silolama Esnasında Meydana Gelen Değişiklikler Aerobik Dönem Fermentasyon Dönemi (Anaerob Dönem) Sabit Dönem Silonun Açılması ve Silajı Yedirme Dönemi Silaj Kalitesini Etkileyen Faktörler Silo Tipleri Silaj Katkı Maddeleri Mikotoksinler Aflatoksin (AF) Zearalenon (ZON) Amaç GEREÇ ve YÖNTEM Etik Kurulu Onayı Kullanılan Alet ve Malzemeler Kimyasal Maddeler, Çözeltiler ve Standartlar Silaj Materyali Meteorolojik Veriler Anket Formları ph Ölçümleri Kuru Madde Tayinleri AF B 1 Analizleri AF B 1 Ekstraksiyonu AF B 1 Kolon Kromatografisinde Temizleme İşlemi AF B 1 İnce Tabaka Kromatografisinde Plakaya Lekelerin Uygulanması AF B 1 Developman Sistemi AF B 1 Miktar Tayini AF B 1 Doğrulama Testi iv

7 2.10. ZON Analizleri ZON Ekstraksiyonu ZON Minikolon Kromatografisinde Temizleme İşlemi ZON İnce Tabaka Kromatografisinde Plakaya Lekelerin Uygulanması ZON Developman Sistemi ZON Miktar Tayini ZON Doğrulama Testi Metot Validasyonu Özgünlük (Specificity) Doğrusallık (Linearity) Geri Kazanım (Recovery) Duyarlılık (Sensitivity) Kesinlik (Precision) BULGULAR Metot Validasyonu Özgünlük Doğrusallık Geri Kazanım Duyarlılık Kesinlik Meteorolojik Veriler ph ve Kuru Madde Ölçümleri Silajlara Ait Anket Formları AF B 1 ve ZON Analiz Sonuçları TARTIŞMA SONUÇ ve ÖNERİLER ÖZET SUMMARY KAYNAKLAR EKLER EK-A: Etik Kurulu Kararı EK-B: Silaj Toplama Formu EK-C: Silaj Gözlem Formu ÖZGEÇMİŞ v

8 iv. SİMGELER VE KISALTMALAR AF : Aflatoksin CO 2 : Karbondioksit CRM: Sertifikalı Referans Materyal dk: Dakika EC: Avrupa Komisyonu g: Gram İTK: İnce Tabaka Kromatografisi H 2: Hidrojen H 2 O: Su HPLC: Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi HPLC-MS: Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografisi-Kütle Spektrofotometrisi HPTLC: Yüksek Performanslı İnce Tabaka Kromatografisi KM: Kuru Madde Kg: Kilogram LAB: Laktik Asit Bakterileri LC: Likit Kromatografi LC-MS: Likit Kromatografi-Kütle Spektrofotometri LC-MS-MS: Likit Kromatografi-Kütle Spektrofotometri-Kütle Spektrofotometri LOD: Gözlenebilirlik Sınırı LOQ: Ölçülebilirlik Sınırı Mg: Miligram ml: Mililitre µg: Mikrogram µl: Mikrolitre nm: Nanometre ppb: Milyarda Bir ppm: Milyonda Bir RF: Yürüme Mesafesi r: Tekrarlanabilirlik SO 2 : Kükürtdioksit SS: Standart Sapma vi

9 TKB: Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TUİK: Türkiye İstatistik Kurumu VK: Varyasyon Katsayısı WHO: Dünya Sağlık Örgütü ZON: Zearalenon vii

10 1.GİRİŞ Türkiye de çeşitli nedenlere bağlı olarak hayvansal üretim istenilen düzeye çıkarılamamıştır. Hayvan başına alınan verimin düşük olmasının en önemli sebeplerinden biri de kaliteli kaba yem açığıdır (Koç 1998, Kurtoğlu 1998, Karaman 2006). Yüksek düzeyde besin maddeleri içeren kaliteli kaba yemlerin kurutulması esnasında önemli miktarda besin maddesi kaybı olmaktadır. Ayrıca yağış tehlikesi nedeniyle biçim, kurutma, balyalama ve depolama işlemlerinde güçlüklerle karşılaşılmaktadır. Yem bitkilerinde oluşan bu tür olumsuzlukları azaltmanın en kolay yolu bu bitkilerin silajlarının yapılmasıdır (Kurtoğlu 1998, Reyes-Velazquez ve ark 2008). Kaliteli kaba yemlerin silajlarının yapılması halinde ıslanma, kızışma, küflenme ve kurutma kayıpları ortadan kalktığı gibi hayvanların iştahla ve seçmeden tüketebilecekleri besin değeri bakımından tabii haline yakın, kuru ota göre daha kaliteli bir kaba yem elde edilebilmektedir (Kurtoğlu 1998). Silaj kullanımı ile hemen her mevsimde süt ineklerinin, besi sığırlarının ve koyunların yeşil kaba yem ihtiyaçları karşılanabilmektedir. Usulüne uygun olarak yapılan silajda besin maddeleri kaybı diğer saklama metotlarına göre çok daha azdır. Yem bitkileri arasında silajı en çok yapılan mısırdır (Kılıç 1986, Kurtoğlu 1998, Özdüven 2002, Kaya 2005, Karaman 2006, Şimşek 2006). Hayvanlarda ve özellikle ruminantlarda kaliteli kaba yem kaynağı olarak mısır silajlarının kullanılmasıyla konsantre yem tüketiminin düşük düzeylere inmesine bağlı olarak maliyetlerde düşme, sindirim bozukluklarında azalma ve elde edilen hayvansal ürünlerde artış sağlanabilmektedir. Ayrıca iş gücü ve depolama kayıpları en aza indirilerek ekonomik bir hayvancılığın yapılmasına imkan sağlanmaktadır (Kurtoğlu 1998, Kaya 2005). Mısır silajı, kaliteli silaj elde ederek ekonomik bir hayvancılık sağlamak, iş gücü ve depolama kayıplarını azaltmak amacıyla yaygın olarak kullanılır (Koç 1998, Kurtoğlu 1998, Kaya 2005, Şimşek 2006). 1

11 Türkiye de özellikle sığır ve koyun yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı İç Anadolu Bölgesi nde yüksek miktarda silajlık mısır üretilmekte ve mısır silajı yapılmaktadır yılı İç Anadolu Bölgesi illerinde sığır ve koyun varlığı Çizelge 1.1. de ve ekilen silajlık mısır alanları ve üretim miktarları Çizelge 1.2. de verilmiştir. Çizelge yılı İç Anadolu Bölgesi illerinde sığır ve koyun varlığı (TKB 2009). İl Sığır Koyun Konya Sivas Ankara Kayseri Yozgat Eskişehir Kırşehir Çankırı Aksaray Niğde Nevşehir Karaman Kırıkkale Toplam

12 Çizelge yılı İç Anadolu Bölgesi illerinde ekimi yapılan silajlık mısır alanları ve üretim miktarları (TUİK 2010). İl Dekar Ton Konya Aksaray Kayseri Eskişehir Karaman Ankara Niğde Yozgat Sivas Nevşehir Kırşehir Kırıkkale Çankırı Toplam Silaj Yeşil ya da yeterli ham su içeren yemlerin sıkıştırılarak değişik sürelerde fermentasyonu ile anaerobik şartlarda bekletilmesi sonucu elde edilen ürüne silaj denir. Yapılan işleme silolama ve yapıldığı yere ise silo adı verilir (Kılıç 1986, Koç 1998, Coşkun ve ark 2000). Silaj yapımının amacı mümkün olan en az besin maddesi kaybı ile yemleri saklamaktır (Kılıç 1986). Silajda ph nın düşük olması istenir ve ph nın düşmesi ancak laktik asit bakterilerinin (LAB) artması ile gerçekleşir (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000, Karaman 2006). Anaerobik bakterilerin etkisiyle kolay eriyebilen ve kısmen kompleks karbonhidratlar, büyük oranda laktik asit, daha az oranlarda asetik asit, diğer asitler ve alkollere çevrilir. Proteinler kısmen amonyak, aminoasit, amin ve amidlere dönüşür, bol miktarda da CO 2 meydana gelir (Coşkun ve ark 2000). 3

13 Bütün yeşil yem maddelerinin silajı yapılabilmektedir ancak kimyasal bileşimlerine bağlı olarak silolanabilme özellikleri farklılık göstermektedir. Mısır, kolay eriyebilir karbonhidrat içeriği, kuru madde oranının yüksek olmasına bağlı olarak kolay fermente olabilme ve kolay silolanabilme özelliğinden dolayı en iyi silajı yapılabilen yem maddeleri arasında değerlendirilmektedir (Kılıç 1986, Bolsen ve ark 1996, Kurtoğlu 1998, Coşkun ve ark 2000, Karaman 2006) Silajın Tarihçesi Silaj yapımının tarihi çok eski çağlara dayanmaktadır. Mısır da bulunan duvar resimlerinden, M.Ö yıllarında eski Mısırlıların yeşil yemleri silaj yaparak sakladıkları saptanmıştır. O dönemlerde hem tahıl tanelerinin hem de yeşil bitkilerin silolandığı bilinmektedir. Kartaca daki bulgular M.Ö lü yıllarda Kartacalılar ın da silaj yaptıklarını göstermektedir. Romalılardan kalan yazıtlarda Akdeniz ülkelerinde yeşil yemlerin kuyulara ve toprak üstü kulelere silolandığı görülmüştür. Amerika kıtasını keşfeden Kristof Kolomb Kızılderililerin çukurlara tahıl depoladıklarını bildirmiştir. Kapodakya ve Trakya da tane mısır siri adı verilen kuyularda depolanmıştır. İtalya da 700 yıldır silaj yapıldığı bilinmektedir. Baltık ülkelerinde 18. yüzyılda, Kuzey Almanya da ise 19. yüzyılın başlarında şeker pancarının baş ve yapraklarının silolandığı ifade edilmektedir. Türkiye de ise ilk kez 1931 yılında Atatürk Orman Çiftliği nde üretilen silaj, çok uzun yıllar kamuya ait tarım işletmelerinin dışına çıkamamıştır (Kaya 2005). 1.3.Silajın Yapılışı Hasat edildikten sonra özel makinalarla küçük parçalara ayrılmış yeşil yemler taze ya da bir süre soldurulduktan sonra silolara doldurulur. Silo tipine göre sıkıştırma yöntemleri uygulanır. Türkiye için en uygun silo tipleri olan çukur ve düz siloya doldurulan materyalin üzerinde traktör ya da benzer araçlarla gezinilerek olabildiğince sıkıştırılır ve yem parçaları arasında hava kalmaması sağlanır. Üzeri naylon ile örtülür. Naylonun yıpranmaması için üzeri sap ve toprakla örtülerek kapatılır. Silaj materyaline göre değişmekle birlikte yaklaşık 1,5-2 aylık beklemeden sonra açılarak hayvanlara yedirilir (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000). 4

14 1.4. Silolama Esnasında Meydana Gelen Değişiklikler Silaj fermentasyonu belli başlı 4 dönemde gerçekleşir. Bunlar aerobik dönem, fermentasyon dönemi, sabit dönem ve silonun açılmasını takiben silajı yedirme dönemlerinden oluşmaktadır (Kılıç 1986, Bolsen ve ark 1996, Kurtoğlu 1998, Kaya 2005) Aerobik Dönem Yem materyali siloya doldurulduktan sonra siloda iki önemli olay meydana gelir. Bunlar solunum ve proteolizisdir. Solunum ve proteolizis olayları silo içinde aynı anda başlar ve devam eder. Solunum olayı sırasında, bitkide mevcut olan doğal mikroorganizma florası bitkideki kolay eriyebilir karbonhidratları, CO 2 ve H 2 O ya kadar parçalar. Bunun sonucu olarak da silo içi sıcaklık artmaya başlar. Proteolizis olayı esnasında bitki bünyesinde bulunan proteazlar, proteinleri daha çok amino asitlere ve amonyağa daha az oranda da peptit ve aminlere parçalarlar (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000, Kaya 2005). Proteolizis olayı ph nın yeterli bir seviyeye düşmesine kadar devam eder (Kurtoğlu 2006). Silolama prensiplerine uyulmadığında bu dönemde ortamda kokuşma bakterileri, aerob maya ve mantarlar üreyebilir (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000, Kaya 2005). Fermentasyonun bu dönemi yaklaşık birkaç gün sürer (Kılıç 1986, Bolsen ve ark 1996) Fermentasyon Dönemi (Anaerob Dönem) Silaj yapımı prensip olarak anaerobik şartlarda doğal fermentasyonu teşvik ederek LAB nin üremesi ile düşük ph düzeyinde clostridial üremeyi engelleyerek muhafaza yöntemine dayanmaktadır (Richard ve ark 2007). Bu dönemde anaerobik şartlar sağlandığı takdirde silajı yapılan materyalde başlıca LAB ve proteolitik bakterilerin oranı artar. Aerob maya ve mantarların üremeleri sınırlanır. Anaerobik bakterilerin etkisiyle kolay eriyebilir karbonhidratlar büyük oranda laktik asit ve daha az oranlarda asetik ile diğer asitlere ve alkollere çevrilirler. Proteinler kısmen amonyak, amino asit, amin ve amidlere dönüşür (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000, Kurtoğlu 2006). 5

15 Uygun nem oranına (% 55-75) sahip materyallerde fermentasyon yaklaşık 7-14 gün sürer (Kılıç 1986, Bolsen ve ark 1996). Ortamda fermente olabilecek besin maddelerinin kalmaması ve ortam ph sının mikroorganizmaların faal olmayacağı noktaya geldiğinde fermentasyon durur (Bolsen ve ark 1996). LAB oksijensiz ortamda yaşayabilirler. Siloda açığa çıkan toplam fermentatif ürünler içinde laktik asitin % 75 oranında oluşması durumunda en uygun laktik asit fermentasyonunun meydana geldiği kabul edilmekte ve bu oranda bir laktik asit oluşumunda ideal bir silaj elde edildiği belirtilmektedir (Kurtoğlu 1998) Sabit Dönem LAB nin aktif gelişimini takiben silaj materyali sabit döneme girer. Silo uygun şekilde kapatıldıktan kısa bir süre sonra oluşan asitlerin birikimi sonucu ortamın ph sı tüm bakterilerin yaşayamayacağı nokta olan 4,0-4,2 civarına iner. Buna rağmen hemiselüloz, selüloz ve lignin kompenentlerinin oldukça yavaş gelişen kimyasal yıkımlanmaları sonucu bazı karbonhidratlar serbest kalabilir. Kolay eriyebilir karbonhidratların yetersizliği veya yokluğu durumlarında fermentasyon hızı yavaşlar veya fermentasyon durabilir (Bolsen ve ark 1996). Anaerob dönemi geçirmiş bir silajda silonun boşaltılacağı zamana kadar bakteri faaliyeti en düşük düzeydedir. Usulüne uygun hazırlanmış bir silaj yeminin yapısının bu şekilde yıl değişmeden kalabildiği bildirilmektedir (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000). Silolama sırasında silolama tekniğine uygun çalışılmamış veya silo örtülerindeki delik ve silo duvarlarındaki çatlaklardan sabit dönem süresince siloya hava girişi olmuş ise aerobik mikroorganizmalar çoğalır. Bu durum çoğunlukla bütirik asit üreten bakteri, maya ve mantar sayısında artışa sebep olur. İstenen düşük ph şekillenemediği için silajın rengi kızışmalar nedeniyle koyulaşır ve silajın kendine has hoş kokusu kaybolarak yerine çok kötü bir koku oluşur. Besin maddeleri ile kuru madde kaybı artar ve silaj materyalinde ısı artışına sebep olur. Hayvanlar bu tip silajları tüketmek istemez (Kurtoğlu 1998, Coşkun ve ark 2000). 6

16 Silonun Açılması ve Silajı Yedirme Dönemi Silo açıldığı zaman silaja oksijen girmeye başlar ve aerobik mikroorganizmalar tarafından laktik ve asetik asit gibi besin maddeleri tüketilerek kuru madde ve besin maddeleri kaybı meydana gelir (Bolsen ve ark 1996, Auerbach ve ark 1998, Kurtoğlu 1998, Elferink ve ark 1999). Bu çözülebilir kompenentlerin aerobik mikroorganizmalarca yıkımlanması sonucu ısı, CO 2 ve H 2 O meydana gelir (Bolsen ve ark 1996). Bu dönemde silajların aerobik yıkımlanmalarından başlıca Enterobacter, Bacillus türleri, maya ve mantarlar sorumludur. Kızışma ile önemli miktarda besin maddesi kaybı meydana gelmektedir (Kurtoğlu 1998) Silaj Kalitesini Etkileyen Faktörler Silaj kalitesini çok sayıda faktör etkilemekle birlikte bu faktörler içinde en önemlilerinin silaj materyalinin kuru madde (KM) miktarı (Bolsen ve ark 1996, Kurtoğlu 1998, Duman 2007), kolay eriyebilir karbonhidrat düzeyi (Bolsen ve ark 1996, Coşkun ve ark 2000), ihtiva ettiği doğal mikrooganizma sayısı (Bolsen ve ark 1996), oksijen (Coşkun ve ark 2000) ve çevre sıcaklığı (Bolsen ve ark 1996) olduğu ifade edilmektedir. Kaliteli bir silaj elde edebilmek için silajlık materyalin KM düzeyinin % arasında olması gerektiği ve silaj materyalinde en az % 2-3 düzeyinde kolay eriyebilir karbonhidrat bulunması gerektiği belirtilmektedir (Kurtoğlu 1998). Silaj yapımı esnasında faaliyet gösteren LAB gibi bazı mikroorganizmaların üremesi arzu edilirken bütirik asit, asetik asit, koliaerojen ve çeşitli kokuşma bakterileri ile maya ve mantarlar gibi diğer bazı mikroorganizmaların silajda üremeleri istenmez (Kılıç 1986, Coşkun ve ark 2000). Silaj yapımında en önemli zararlı mikroorganizmalardan biri mantarlardır. Mantar üremesi olan silajlarda organoleptik bozulma da olduğu için hayvanlar tarafından isteyerek tüketilmez. Silajda mantarların bulunması silolama tekniğine uyulmadığının bir göstergesidir. Mantarlar havayla temas durumunda hızla ürerler. Özellikle silo iç ve orta kısımlarında mantar üremesinin bulunması silajın iyi bir şekilde sıkıştırılmadığını gösterir (Kılıç 1986). 7

17 Silajda en çok rastlanan mantarlar Penicillium türleridir. Aspergillus ve Mucor türlerine de sık rastlanır. Bunlar silajda öncelikle karbonhidratları daha sonra da proteinleri ve laktik asiti parçalayarak önemli kayıplara sebep olurlar. Sonuç olarak kötü koku ve tada sahip olan yıkımlanma ürünleri SO 2, H 2 ve protein parçalama ürünleri açığa çıkar. Mantarlar, LAB ne göre düşük ph ya daha dayanıklıdırlar. Ancak hava bulunmayan bir ortamda yaşayamazlar (Kılıç 1986). Yaz mevsiminde çevre ısısının yüksek olmasından dolayı kış mevsimine göre aerobik yıkımlanma olaylarının daha yüksek oranda meydana geldiği bildirilmektedir. Bitkinin doğal florasında var olan ya da kontaminasyonla bulaşan mikroorganizmalar tarafından oluşturulan sıcaklık çoğunlukla termofilik mikroorganizmaların üremesine imkan sağlayacak derecede olabilmektedir (Kurtoğlu 1998). Yem bitkilerinin silajlarının yüzey kısımlarındaki bozulmalar, siyahımsı renk değişimi, sümüksü bir tabaka ve mantar üremesi ile kendini gösterir. Böyle silajlar hayvanlar tarafından istenerek tüketilmez. Bu yüzey kayıpları fermentasyon kayıpları olarak adlandırılır. Siloya hava girişi ile oluşan KM kayıplarının her ay % 2 düzeyinde arttığı bildirilmektedir (Kurtoğlu 1998) Silo Tipleri Silo tipleri 4 grupta incelenmektedir. 1. Yüksek silolar: Silindirik kule şeklindedir. Türkiye de böyle silolar yaygın değildir. 2. Çukur silolar: Kuyu şeklinde silolardır. 3.Yatay silolar: Türkiye de en yaygın silo tipleridir. Toprak üstü silolar: Toprak üzerinde bulunan ve plastikle (polietilen) örtülmüş silolardır. Yer üstü beton silolar: Zemini beton veya üç tarafı prefabrik beton veya taş örgülü silolardır. 4. Diğer silo tipleri Plastik kaplı rulo veya silindirik silolar (Balya Silolar): Bu tip silolar traktörün arkasına monte edilen özel bir ekipmanla önceden 8

18 biçilip soldurulmuş ve rulo yapılmış yeşil ot balyalarının polietilen (plastik) örtü ile sarılması yöntemi ile yapılır. Sucuk-sosis tipi silolar: Önceden tarladan biçilip parçalanarak getirilmiş silajlık yeşil yemlerin özel ekipmanlar yardımıyla tünel şeklinde büyük plastik torbalara doldurulup torbanın havasının alınıp ağzının kapatılması ile yapılır (Coşkun ve ark 2000) Silaj Katkı Maddeleri Günümüzde birçok materyal daha kaliteli bir silaj elde edebilmek ve hayvansal verimleri yükseltebilmek amacıyla silaj katkı maddesi olarak kullanılabilmektir. Katkı maddeleri, silajı besin meddesi yönünden zenginleştirmek, fermentasyonu kolaylaştırmak, asit ortamı güçlendirmek ve silajı korumak için katılmaktadır (Coşkun ve ark 2000, Kurtoğlu ve ark 2001) Mikotoksinler Mikotoksinler, üretimi ve depolanması uygun şartlarda yapılamayan yem, yem hammaddeleri ve besinlerde kontaminasyona sebep olan mantarlar tarafından salgılanan sekonder toksik metabolitlerdir (Buckle 1983, Ranjan ve Sinha 1991, Topal ve ark 1999, Malir ve ark 2006, Murphy ve ark 2006, Krska ve ark 2008). Bunları içeren yem, yem hammaddeleri ve besinleri yiyen hayvan ve insanlarda çoğunlukla latent ve kronik tipte bazen de akut zehirlenmeler ve ölümler görülebilir (Candlish ve ark 1988, Munoz ve ark 1990, Nizamlıoğlu 1996, Kaya 1998, Karagözlü ve Karapınar 2000, Yarsan ve ark 2002, Bennett ve Klich 2003, Pereyra ve ark 2008). Ayrıca ekonomik kayıplara da neden olurlar (Topal ve ark 1999, Oğuz ve Kurtoğlu 2000, Jouany ve Diaz 2005, Fink-Gremmels 2008a, 2008b). Süt sığırı yemlerinde kullanılan tarımsal ürünlere de (mısır, buğday, soya fasulyesi) bulaşabilirler (Driehuis ve ark 2008, Krska ve ark 2008). Mikotoksin oluşturan mantarlar dünyanın her tarafında bulunurlar. Gerek sahada ve gerekse de harmanlama, depolanma, taşınma ve hazırlanma safhalarında başta ısı ve rutubet olmak üzere şartlar mantarların gelişmesine uygun olduğu 9

19 takdirde yem ve besinler mantarların istilasına uğrayarak mikotoksinlerle kirlenebilirler (Oğuz ve Kurtoğlu 2000). Tarihi kaynaklarda insanlığın düzenli tarım üretimine başlamasından beri mikotoksikolojik vakaların meydana geldiği bildirilmektedir. Bazı kaynaklarda M.Ö. 5. yüzyılda Atina Krizine ve Etrüsk medeniyetinin çöküşünden T-2 toksin ve zearalenon (ZON) gibi fusariotoksinlerin sorumlu olabileceği bildirilmektedir (Yiannikouris ve Jouany 2002). Ortaçağ Avrupa sında holy fire veya St. Antony fire olarak tanınan ergotizm hastalığı bilinen ilk mikotoksikozis olayıdır. Hastalığın Claviceps purpurea ile kontamine olmuş hububatın tüketilmesi sonucu meydana geldiği bildirilmiştir. Japonyada görülen sarı pirinç hastalığı ve Rusya da 2. Dünya Savaşı sırasında ortaya çıkan Alimentary Toxic Aleukia nın çok sayıda insanın ölümüne neden olduğu bildirilmektedir (TKB 2002). Mikotoksin üreten mantarlar tüm dünyada yaygın bir problemdir (Oruç 2005, Pereyra ve ark 2008). Mantar üremesi silaj, yem ve gıdaların besin değerini azaltır (O Brien ve ark 2006) ve yemin lezzetini bozar (Mansfield ve Kuldau 2007), besin değerini düşürür. Yemin renk, koku, kıvam ve tadında da bazı değişikliklerin oluşmasına neden olmaktadır (Nizamlıoğlu 1996). Günümüze kadar varlığı ortaya konmuş den fazla mantar türünden 250 kadarının mikotoksin oluşturduğu ve bunların da çeşidinin yem ve besinlerde bulunarak anılan yem ve besin maddelerini tüketme durumunda özellikle kanatlılar olmak üzere hayvan yetiştiriciliğinde verim kayıplarına yol açmasının yanında kanserojenik, mutajenik ve teratojenik maddeler olmaları nedeniyle zehirlenmelere sebep olabileceği ifade edilmektedir (Özkazanç ve ark 1992, Kaya 1998, Şanlı 2000, Ortatatlı ve Oğuz 2001, Karaman ve ark 2005, Karakaya 2006). Mısır silajı sığır rasyonlarının önemli bir bölümünü oluşturmakla birlikte Aspergillus, Alterneria, Fusarium, Penicillium (Scudamore ve Livesey 1998, O Brien ve ark 2006), Monascus, Mucor, Absidia, Scopualariopsis ve Trichoderma (Reyes-Velazquez ve ark 2008) mantarları tarafından üretilen mikotoksinlerle kontamine olabilmektedir. Kontamine silajların hayvanlar tarafından tüketilmesi sonucu ciddi sürü sağlığı problemleri ile karşılaşılabileceği bildirilmektedir (Scudamore ve Livesey 1998, O Brien ve ark 2006). 10

20 Mantar üremesinin sıklığı ve derecesi çevre ısısı, rutubet, mekanik hasar, yemin kimyasal bileşimi, yağ ve karbonhidrat içeriği, ph durumu ve hazırlayıcı koşullara göre önemli oranda değişmektedir (Topal ve ark 1999, Garon ve ark 2006, Şanlı 2007). Genellikle ortamın rutubet içeriği ve sıcaklık durumu mantar çoğalması yönünden kritik koşullar niteliğindedir (Bacha ve ark 1988 Whitlow ve Hagler 2002). Mantarlar % den daha fazla nem ihtiva eden yemlerde (Türker 1987, Whitlow ve Hagler 2002), oksijenli ortamda, 10 ile 40 ºC sıcaklıkta, ph 4 ila 8 arasında kolayca gelişebilirler (Whitlow ve Hagler 2002). Aspergillus flavus ve Aspergillus parasiticus mantarlarının aflatoksin (AF) oluşturması için besin ve diğer durumlar müsait ise ºC de 3-6 gün yeterlidir (Oğuz 1997). Dünyanın birçok bölgesinde ruminant beslenmesinde önemli bir yeri olan silajlar başta mısır olmak üzere birçok farklı yem kaynaklarından yapılır. Silaj materyalinin kuru madde miktarı ve ph düzeyi mikotoksin oluşumunda önemli faktörlerden olup aynı zamanda bu faktörler silaj kalitesine de ayrı etki ederler (Kurtoğlu 1998, Auerbach 2003, Diaz 2006). Hayvan beslemede silaj yapımı her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Bunun için silajın kaliteli olması hayvan sağlığı ve dolaylı olarak da insan sağlığı açısından ciddi bir önem arz etmektedir (Kurtoğlu ve Coşkun 2001, Garon ve ark 2006). Silaj yapımında doğranmış yeşil yemin silo içinde tamamen sıkıştırılması gerekmektedir. İyi bir silajda oksijensiz bir ortam sağlanarak laktik asit bakterilerinin üremesi istenir. Laktik asit bakterilerinin üremesi ile devam eden fermentasyon sonucunda ph seviyesi düşer. Düşük ph ve oksijensiz ortam çoğu mantarların üremesi için uygun değildir. Mantarların gelişebilmesi ve mikotoksin üretebilmesi için oksijene ihtiyaçları vardır. Silaj gibi nem oranı yüksek yemlerde mantarlar ancak yeterli oksijen varlığında ve uygun ph düzeyinde gelişebilirler. Yemi yetersiz ya da aşırı soldurma, mantarla bulaşmış ürünün silolanması, ürünün siloya yavaş doldurulması, yem parçalarının iri olması, iyi sıkıştırılmaması, silajın uygunsuz kapatılması, silajın plastik örtüsünde yırtıkların oluşması, silaj hazırlama hataları, silajda bulunan suyun buğu yaparak yoğunlaşması, sıcaklık artışı, açılan silajı yedirmede gecikme, yağmur suyu sızıntısı, böcek enfestasyonu gibi durumlar da istenmeyen aerobik ve mikroaerofilik, aside dayanıklı mantarların üremesine sebep olabilir. Silajı mantar üremesinden ve mikotoksin oluşumundan korumak için 11

21 mümkün olduğunca oksijensiz ortamın sağlanması gerekmektedir (Diaz 2006, Garon ve ark 2006). Silajlarda mikotoksin üreten mantarlardan en önemlileri Fusarium, Penicillium ve Aspergillus türleridir (El-Shanawany ve ark 2005, Diaz 2006, Murphy ve ark 2006). Bunlar AF ler, deoksinivalenol, ZON, T-2 toksin, verrukolojen, nivalenol, sitrinin, PR toksin, fumonisin, okratoksin A, andastrin, mikofenolik asit, roquefortin A ve C, festuklavin, markfortin A yı da içine alan mikotoksinleri üretebilirler (Vallone ve ark 1997, Yu ve ark 1999, O Brien ve ark 2005, Diaz 2006, Garon ve ark 2006, O Brien ve ark 2006, Ren ve ark 2007, Richard ve ark 2007). Silajda bulunan mantarların aynı anda birden fazla mikotoksin üretebildikleri belirtilmiştir. Silajlarda mantar üremesi buna bağlı multimikotoksin bulaşması sonucunda sinerjik ve potansiyel additif etkileri ile insan ve hayvanlarda ciddi sağlık riskleri oluşturur (Mansfield ve Kuldau 2007). Mikotoksinlerin rumende mikrobiyel olarak yıkımlanması nedeniyle sığırların mikotoksinlere karşı daha dayanıklı olduğuna inanılmaktadır. Gerçekte in vitro çalışmalar mikrobiyel yıkımlanmanın birçok mikotoksin için oldukça düşük seviyede kaldığı ve yıkımlanma ürünlerinin ana bileşikten daha da toksik olabileceğini göstermiştir. Ayrıca rumende toksinlerin yıkımlanmasına etki eden başka faktörler de vardır. Protozoonlar, rumende mikotoksinlerin detoksifikasyonunda bakterilere göre daha aktif rol oynarlar. Yüksek düzeyde tane yem alımı ve düşük ruminal ph gibi durumlar rumende protozoonların gelişimini engeller ve böylece ruminal mikotoksin yıkımını sınırlandırır. Yine fazla yem alımı ve içeriğin hızlı geçişi gibi diğer faktörler de rumenin mikotoksin yıkım özelliğini azaltır. Stres durumu, enfeksiyöz ajanlar arasındaki etkileşim, yetersiz beslenme, genetik yatkınlık, farklı mikotoksinlerin bir arada bulunması gibi faktörler de sütçü sığırların mikotoksinlere duyarlılığında önemli rol oynarlar (Diaz 2006). Sağmal hayvanlar tarafından mikotoksinli yemlerin tüketilmesi sonucunda sütlerine mikotoksinin kendisi veya metaboliti geçerek kalıntı oluşturabilmektedir (Kaya 1998, Karakaya 2006, Boudra ve ark 2007, Fink-Gremmels 2008c). Yemlerle alınan AF B 1 in sığır ve koyunlarda yaklaşık %0,1-0,3 ü sütle AF M 1 halinde çıkarılır (Kaya 1998, Karakaya 2006). Mikotoksin kalıntısı bulunan süt ürünleri halk 12

22 sağlığı yönünden sakıncalı olabilmektedir. Özellikle yemlerle alınan AF ler sindirim kanalından kolayca emilir ve başlıca karaciğer ile yumuşak dokulara dağılarak metabolize olurlar (Karakaya 2006). AF M 1 in de insanlarda karaciğer hastalıklarına ve kansere neden olan etkilerinin bulunduğu bildirilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ile Danimarka da AF M 1 ile ilgili yapılan çalışmaların bazılarında AF M 1 düzeyinin kabul edilebilir sınırları aştığı görülmektedir (Ukan 2003). Türkiye de süt ürünlerinin AF M 1 içerikleri ile ilgili bazı çalışmalarda Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinde belirtilen sınır değerinin (0,05 ppb AF M 1 ) aşıldığı kaydedilmektedir (Kırdar 2006). Diğer mikotoksinlerden okratoksin A, siklopiazonik asit (Oruç 2005), sterigmatosistin, fumonisin B 1, T-2 toksin, ZON ve deoksinivalenol gibi toksinlerin süte geçtiği ve özellikle ZON un insan vücudunda hormon düzeyini bozduğu bildirilmiştir (Ukan 2003). Mikotoksinlerden beş veya altı tanesinin çok önemli olduğu bildirilmekte olup önem derecesine ve bölgelere göre farklılık göstermekle birlikte AF ler, okratoksin A, fumonisinler, trikotesenler ve ZON un birinci derecede önemli mikotoksinler olduğu belirtilmektedir (Oruç 2005) Aflatoksin Mikotoksinler içerisinde en önemlisi AF dir (Nizamlıoğlu 1996, Richard ve ark 2007, Fink-Gremmels 2008c, Piermarini ve ark 2009). Çünkü diğerlerine oranla daha toksiktir ve daha kısa sürede oluşurlar (Salwa ve ark 2000). Tüm hayvan türleri ve insanlarda zehirlenmeye neden olurlar; her çeşit yem ile besin maddelerinde bulunabilirler ve karsinojenite riskleri diğer mikotoksinlere göre daha fazladır (Nizamlıoğlu 1996, Giray ve ark 2007). AF ler; Aspergillus [Aspergillus flavus (Candlish ve ark 1988, Ranjan ve Sinha 1991, Oğuz ve Kurtoğlu 2000, Kuldau 2001, Khanafari ve ark 2007), Aspergillus parasiticus (Candlish ve ark 1988, Oğuz ve Kurtoğlu 2000, Kuldau 2001, Khanafari ve ark 2007)] ve bazı Penicillium ve Rhizopous türü mantarlar tarafından üretilen toksik metabolitlerdir (Candlish ve ark1988). 13

23 İlk defa 1960 yılı bahar ve yazında gizemli bir hastalık İngiltere nin kuzey ve güney bölgesinde den fazla hindinin ölmesine neden olmuştur. Ördek ve sülünleri de etkileyen bu hastalık Turkey X hastalığı olarak adlandırılmıştır. Diyetin değiştirilmesinin morbidite ve mortalite oranını azaltmasıyla bu hastalığın besinsel kaynaklı olduğu fark edilmiştir. Etkilenen tüm hayvanların rasyonunun Aspergillus flavus ile bulaşık olduğu ve aspergillus, flavus, toksin kelimelerinin kısaltmasıyla elde edilen aflatoksin adı verilen toksik maddeyi Brezilya yer fıstığının içerdiği saptanmıştır (Özpınar ve ark 1988, Girgin ve ark 2001). Ölen tüm hindilerde akut nekrotik karaciğer bozukluğuna (Robb ve Norval 1983, Badria 1996, Cespedes ve Diaz 1997) ve safra kesesi hiperplazisine rastlanmıştır. Türkiye de AF sorunu ilk defa 1967 yılında gündeme gelmiş, Kanada ya ihraç edilen 10 ton iç fındık AF içerdiği gerekçesi ile geri çevrilmiştir yılında Amerika ya ihraç edilen Antep fıstıklarında, 1972 yılında da Danimarka ya ihraç edilen kuru incirlerde AF bulunmuştur de kuru incir ve 1994 yılında kuru kırmızı pul biber ihracatında AF varlığıyla ilgi uyarılar zaman zaman Türkiye gündemine gelmiştir (Kabak ve Var 2006). AF ler kimyasal olarak difurokumarolakton (şekil 1.1) olarak sınıflandırılırlar (Richard ve ark 1993, Şahin 1994, Ren ve ark 2007). Şekil 1.1. AF B 1 (Ren ve ark 2007). Aflatoksikosiz kanatlılar başta olmak üzere tüm çiftlik hayvanlarında önemli verim kayıpları ve çeşitli toksikasyon belirtileri ile karakterize bozukluklara neden olan önemli bir hastalıktır (Oğuz ve ark 2000, Oğuz ve Kurtoğlu 2000, Nizamlıoğlu ve Oğuz 2003, Oğuz ve ark 2003). Tüm dünya ülkelerinde tarımsal ürünlerde (Bryden ve ark 1980) yol açtığı ekonomik kaybın yanısıra teratojenik, mutajenik, kanserojenik, immunosüpresif etkili bir toksin olması sebebiyle gerek hayvan sağlığı 14

24 gerekse insan sağlığı açısından ciddi önem arz etmektedir (Candlish ve ark 1988, Ranjan ve Sinha 1991, Jones ve ark 1994, Ioannou-Kakourı ve ark 1999, Kalkan ve Filya 2005, Şanlı 2007, Bhatnagar ve ark 2008). AF lerin B 1, B 2, G 1, G 2 ve sütte bulunan M 1, M 2 formları ve P 1, Q 1, aflatoksikol, B 2a, G 2a, D 1, GM 1, GM 2a, B 3 (Betina 1993, Kaya 1998) gibi yaklaşık 20 çeşidi belirlenmiştir. Yem ve besinlerde en sık bulunan ve en önemli mikotoksin AF B 1 dir (Oruç ve ark 2007, Fink-Gremmels 2008c). Bunu G 1, B 2 ve G 2 izler (Oruç ve ark 2007). Sütçü sığırlarda süte geçmesi nedeniyle ülkeler sütte ve süt ürünlerinde bulunmasına müsaade edilen üst sınırlar belirlemişlerdir (Jones ve ark 1994, Kalkan ve Filya 2005, Şanlı 2007). Halk sağlığına etkisine bağlı olarak sütteki AF M 1 kalıntısından dolayı en çok araştırılan mikotoksinler AF lerdir (Fink-Gremmels 2008b). AF lerin zehirliliği hayvanların duyarlılık derecesine, türüne, cinsiyetine, ırkına, yaşına, alınan toksinin çeşidine, miktarına, alınma süresine ve yemde başka toksin veya maddelerin bulunup bulunmamasına göre değişir. AF ler hayvanlarda akut, subakut ve kronik nitelikli zehirlenmelere sebep olabilirler (Nizamlıoğlu 1996). Sığırlarda genellikle canlı ağırlık kazancında (Whitlow ve Hagler 2002, 2005), süt üretiminde azalma (Dokuzlu 2000, Whitlow ve Hagler 2002, 2005), topallık, subklinik mastitis (Özsoy ve ark 2005), fertilite oranında düşüş (Candlish ve ark 1988, Whitlow ve Hagler 2002, 2005, Özsoy ve ark 2005), yem tüketiminde ve yemden yararlanmada azalma, yüksek düzeyde alındığında ölümler, karaciğer lezyonları, kanamalar ile ödemler, karaciğerde yağlanma, böbrek ile beyinde ödemler görülür (Candlish ve ark 1988, Whitlow ve Hagler 2002, 2005). Toksik düzeyde AF alınmasını takiben 3-6 saat içerisinde karaciğerde hasar, yağ dejenerasyonu ve fonksiyon bozukluğu ortaya çıkar. Karaciğerin ileri derecede hasarına bağlı olarak kanın pıhtılaşma mekanizması bozulur, sarılık durumu gelişir ve karaciğer kaynaklı serum proteinlerinde ciddi azalmalar meydana gelir. Kanın pıhtılaşma yeteneğinin azalması ve kapillar damar çeperlerinin hasarına bağlı olarak mukoz zarlar ve vücut boşluklarında yaygın kanamalar meydana gelir (Oğuz ve Kurtoğlu 2000, Ortatatlı ve Oğuz 2001, Şanlı 2007). 15

25 Uzun bir süre içerisinde düşük düzeyde AF alınması sonucunda ortaya çıkan kronik zehirlenmeler subklinik seyrettiği için zehirlenme belirtileri gözden kaçar. Bu tip zehirlenmelerde özellikle bağışıklık sisteminin baskılanması ve kazanılmış direncin kırılması nedeniyle birçok hastalık ön plana çıkar. Hayvanlarda hastalanma ve ölüm oranları artar. Kronik olarak etkilenen hayvanlarda protein sentezi, vitamin ve minerallerin değerlendirilmesi de baskılandığından etkilenen genç hayvanlarda yemden yararlanma ve canlı ağırlık kazancı azalır, büyüme hızı yavaşlar (Candlish ve ark 1988, Nizamlıoğlu 1996, Kuldau 2001) ve ineklerde yavru atma görülür (Nizamlıoğlu 1996, Kaya 1998). Yem ve besinlerle alınan AF ler sindirim kanalından hızla emilirler. Vücuda giren toksinin % ı ilk 24 saat içerisinde gaita (Nizamlıoğlu 1996), idrar ve sütle (Prior 1976) atılır. Ayrıca yemdeki düzeyin % 0,5 kadarı yumurtaya geçer. Bu durum damızlık işletmelerinde önemlidir, çünkü yumurta sarısında bulunan 0,9 ppb miktarındaki AF, % 50 oranında embiriyo ölümüne yol açabilir. AF ler, bilinen en önemli karaciğer karsinojenidir (Nizamlıoğlu 1996). Ülkemizde yemlerde bulunmasına izin verilen AF B 1 düzeyleri Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nın yayınlamış olduğu Yemlerde İstenmeyen Maddeler Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair sayılı tebliğde (Çizelge 1.5.) bildirilmiştir. Bu çizelgeye göre yem maddesi olan silajda AF B 1 in silajda 20 ppb ye kadar bulunmasına izin verilmektedir. 16

26 Çizelge 1.3. AF B 1 in yemlerde bulunmasına izin verilen en çok miktarları (Resmi Gazete 2010). İstenmeyen madde Hayvan yemi olarak kullanılan ürünler Kabul edilebilir en çok miktarı mg/kg (ppm) AF B 1 Yem maddeleri 0,02 Sığır, koyun ve keçi tam yemleri; aşağıdakiler dışında: 0,02 Süt sığırları için tam yemler 0,005 Buzağı ve kuzular için tam yemler 0,01 Kanatlı ve domuz tam yemleri (genç hayvanlar hariç) 0,02 Diğer Tam Yemler 0,01 Sığır, koyun ve keçi tamamlayıcı yemleri (süt hayvanları, buzağı ve kuzu yemleri hariç) Kanatlı ve domuz tamamlayıcı yemleri (genç hayvanlar hariç) 0,02 0,02 Diğer Tamamlayıcı Yemler 0, Zearalenon ZON (F-2 toksin), Fusarium cerealis, F. equiseti, F. semitectum (Ostry ve Skarkova 2003), F. roseum, F. graminearum (Richard ve ark 1993, Ren ve ark 2007, Minervini ve Dell Aquila 2008), F. culmorum (Lepom ve ark 1988, Hadiani ve ark 2003), F. crookwellense (Lepom ve ark 1990) F. moniliforme (Ranjan ve Sinha 1991) F. verticillioides (Richard ve ark 2007) gibi Fusarium türleri tarafından üretilen fenolik rezorsilik asit türevi, büyük lakton yapılı (Şekil 1.2.) (Smith ve ark 2004, Minervini ve Dell Aquila 2008) güçlü östrojenik bir mikotoksindir (Acet ve ark 1989b, Kaya 1998, Scudamore ve Patel 2000, Campbell ve Armstrong 2007, Whitlow ve Hagler 2007). 17

27 Şekil 1.2. ZON (Minervini ve Dell Aquila 2008). Tahılların, yem ve yem hammaddelerinin ºC de yüksek rutubetli (%22) ortamlarda depolanması ZON sentezini teşvik eder. ZON üreten mantarlar ºC de en iyi üremeyi gösterir. Bunlar başta mısır, arpa, yulaf olmak üzere tüm tahıl ile otlarda gelişebilir ve mikotoksin oluşturabilir. ZON son derece dayanıklı bir mikotoksindir; ısıtma ve diğer işlemlerden pek etkilenmez (Kaya 1998). Soğuk ve nem oranının yüksek olduğu mevsimlerde yetiştirilen ve hasat edilen tarım ürünleri ile silajlarda rastlanılmıştır (Kalkan ve Filya 2005). ZON vücuda girdikten sonra başta zearalenol olmak üzere bir çok metabolite çevrilir, glukuronik asitle birleşerek vücuttan atılır. ZON rumende kısmen metabolize olur. Bununla birlikte metabolitleri asıl toksinden az veya daha çok zehirli olabilir (Seeling ve ark 2005, Adesogan 2006). Süte geçişi azdır ve tüketiciler için ciddi risk oluşturmazlar. İneklere 5 ppm düzeyinde verildikten sonra sütle yaklaşık 76 saat süreyle ZON ve 108 saat süreyle de β-zearalenol halinde çıkarıldığı bildirilmektedir. İneklere yem ile birlikte 25 ppm miktarında verildiğinde sütle ana madde ve metabolitleri halinde 1,3 ppm e kadar çıkarılır. Koyunlara 1,8 ppm miktarda verilen ZON süte 1-2 ppb miktarında geçebilir; bu düzeyde toksin içeren sütü emen yavrularda 10 gün içinde östrojenizm belirtilerinin ortaya çıkabileceği ifade edilmiştir (Kaya 1998). ZON a karşı hayvanların duyarlılığı önemli ölçüde değişir; en duyarlı hayvan domuz ve en dayanıklı olanlar da kanatlılardır (Kaya 1998). Sütçü ineklerde yemlerdeki oranlarına bağlı olarak gösterdikleri östrojenik etki ile siklus düzensizliklerine, kalıcı korpus luteum ile serum progesteron düzeylerinin yüksek olarak devam etmesine (Oruç 2005), infertile ve abort problemlerine neden olur 18

28 (Whitlow ve Hagler 2005 Adesogan 2006). Yem alımında azalma, süt üretiminde düşüş, vaginitis, vaginal sekresyonlar ile düvelerde meme bezlerinde ve genital bölgede ödem ve hipertrofiye neden olurlar (Jones ve ark 1994). Ayrıca genç erkeklerde, dişilik belirtileri ve infertilite problemleri bildirilmiştir (Sebater-Villar ve ark 2005). Farelerin uzun süre ZON a maruz kalmaları karsinojeniteye neden olabildiğinden Uluslararası Kanser Araştıma Merkezi, ZON u karsinojen etkenler içinde 3. grupta sınıflandırmıştır (WHO 2000, 2010). Türkiye de ZON un silajlarda bulunabilmesine izin verilen düzeyleri hakkında herhangi bir veri yoktur Amaç Uygun şartlarda yapılmayan silolanmış kaba yemlerde görülen mikotoksinler süt ineklerinde verim ve sağlığı doğrudan etkiler. Dolayısıyla silajların kalitelerinin değerlendirilmesinde rutin mikotoksin analizleri önemli bir kriterdir. İyi bir silaj hazırlama tekniği ve uygulama pratiği ile mantar ve mikotoksin üremesi için gerekli şartlar sınırlandırılabilir (Diaz 2006). Mikotoksinli yem alan sağmal hayvanlar toksinleri sütle çıkararak insanlar için ciddi bir sağlık sorunu oluştururlar. İnsanlar bu toksinleri doğrudan gıdalarla (tarımsal ürünler ile) dolaylı olarak da mikotoksinli yem ile beslenen hayvanların sütleriyle alabilmektedirler. Yem kalitesi, hayvan sağlığı ve yetiştiriciliğini doğrudan etkilediğinden ülke ekonomisi için de oldukça önemli görülmektedir. Silaj yapımı dünyada olduğu gibi ülkemizde de hayvan besleme alanında en sık kullanılan depolama yöntemlerinden birisidir. Silolama prensiplerine uyularak yapılan silaj yemlerinde arzu edilmeyen mikroorganizmaların üremesi büyük ölçüde engellenir. Ancak usulüne uygun olarak yapılmayan silajlar, mikotoksin üreten mantarlar için uygun bir üreme ortamı oluşturabilirler. Bu bakımdan silajların belli aralıklarla toksikolojik analizlerinin yapılması gerekmektedir. Mikotoksin zehirlenmeleri genellikle kronik seyirli olması nedeniyle klinik belirtiler oldukça geç ortaya çıkmakta ve yetiştiriciler tarafından kolaylıkla fark edilememektedir. Bu nedenle yetiştiriciler yem maddesinin rutin kontrolünü ihmal etmekte ve genellikle 19

29 sağlık problemleri çıktıktan sonra çözüm aramaktadırlar. Özellikle süt sığırı yetiştiriciliğinde görülen jinekolojik problemler bu konunun önemini daha da artırmaktadır. Türkiye de ve özellikle silajın yaygın olarak yapıldığı İç Anadolu Bölgesinde AF B 1 ve ZON gibi mikotoksinlerin silajlardaki durumu ile ilgili ayrıntılı bir çalışma bulunmamaktadır. Sunulan bu çalışma ile İç Anadolu Bölgesi illerinden (13 il) toplanan silaj örneklerinde; Silo tipi, silajın genel görünümü, iklim şartları, katkı maddeleri, ph ve % KM oranlarının tespiti, AF B 1 ve ZON düzeylerinin tespiti, Silaj özelliklerinin mikotoksin üremesine muhtemel etkilerinin belirlenmesi, Geçerliliği denenmiş yöntemlerin rutin analizlerde kullanılabilir hale getirilmesi. 20

30 2. GEREÇ ve YÖNTEM 2.1. Etik Kurulu Onayı Bu proje Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Etik Kurulu nun tarihli 2007/053 karar sayılı onayı (Bkz. EK-A) ile gerçekleştirilmiştir Kullanılan Alet ve Malzemeler Derin Dondurucu (-20 C, Arçelik, Türkiye) ph metre (Orion Research Inc., Orion PerpHec T ph Meter, USA) Ultra Saf Su sistemi (Elga, Purelab Ultra, Germany) Hassas Terazi (Mettler Toledo, PG203-S, Switzerland) Benmari (Memmert, Germany) Vorteks (IKA, MS2 MinishakerUSA) Fluorodansitometre (Camag, TLC Scanner 3, Basel, Switzerland) (Resim 2.1.) Linomat 5 (Camag, Basel, Switzerland) (Resim 2.2.) AMD 2 (Camag, Basel, Switzerland) (Resim 2.3.) Developman Tankı (23X20X8, Camag, Basel, Switzerland) Mikro Enjektör (100 µl, Camag, Basel, Switzerland) Blendır (Arçelik, Türkiye) Öğütücü (Arçelik, Türkiye) Çalkalayıcı (IKA, Vibrax-Vxr, USA) Etüv (240ºC, Termal Laboratuar Aletleri, Türkiye) Seyyar Buzdolabı (+4ºC Evercool, Laurina, Hong Kong) Vakum Pompası (W. Edwards & Company (London) Ltd., Speedivac, England) Vakumlu Paketleme Makinesi (Kramer&Grebe, Compack, Western Germany) Azotlu Uçurma Sistemi (Teknosem, TAB 40-WT Evaporater, Türkiye) Polietilen Torbalar (1 kg) Cam Şişeler (50 ml, 500 ml, 1000 ml) Cam Tüp (10x15) Ayırma Hunisi (500 ml, İldam, Türkiye) Mezür (100 ml, İldam, Türkiye ) Cam Kadeh (50 ml) 21

31 Yüksek Performanslı İnce Tabaka Kromatografi (HPTLC) Plakaları (20x20, silica gel 60, Merck, USA) Filtre Kağıdı ( 40x40, Macherey-Nagel, Germany) Cam Pamuk (Merck) Cam Kolon (18mm x 400mm) Enjektörler (2-10 ml, Hayat) Resim 2.1. Fluorodansitometre (Camag, Basel, Switzerland). 22

32 Resim 2.2. Linomat 5 (Camag, Basel, Switzerland). Resim 2.3. AMD 2 (Camag, Basel, Switzerland). 23

33 2.3. Kimyasal Maddeler, Çözeltiler ve Standartlar Sodyum sülfat granül (Merck), florosil (Merck), silica jel 60 (Merck), susuz sodyum sülfat (Merck), alüminyum klorür (AlCl 3. 6H 2 O, Merck), sodyum hidroksit (Na OH) (Merck), kloroform (Merck), ultra saf su (18mΩ), toluen (Merck), metanol (Merck), aseton (Merck), n-hekzan (Merck), benzen (Merck), asetonitril (Merck), dietileter (Merck), orto-fosforik asit (Merck), sülfirik asit (Merck), AF B 1 (34029, %99 Sigma-Aldrich), ZON (Z2125 >%99, Aldrich-Sigma) kullanıldı. AF B 1 standart için stok solüsyon 20 µg/ml olacak şekilde benzen+asetonitril (98+2) de çözdürüldü. Çalışmada kullanılmak üzere 0,5; 1; 2; 2,5; 3; 5; 10; 15; 20 µg/ml lik çalışma standartları hazırlandı ve çalışma süresince alimunyum folyaya sarılı olarak 0 C de tutuldu. ZON standart için benzende 1000 µg/ml çözdürülerek stok solüsyonu hazırlandı ve çalışma da kullanılmak üzere 2,5; 5; 7,5; 10; 15; 20; 25; 50; 75; 100 µg/ml lik standart çalışma solusyonları hazırlandı ve -20 ºC de aliminyum folyoya sarılı olarak derin dondurucuda saklandı (Trucksess 2000). Doğrulama test solusyonu olarak sülfirik asit çözeltisi (%25 lik alkolde) ve alüminyum klorür (20 g AlCl 3. 6H 2 O, 100 ml alkol) çözeltileri hazırlandı (Trucksess 2000). ZON ekstraksiyonu için %4 lük NaOH solusyonu ve 0,7 Molar orto-fosforik asit solusyonu hazırlandı (Lepom 1988) Silaj Materyali Çalışmada kullanılan mısır silajı örnekleri İç Anadolu Bölgesi nin tüm illerinden (Aksaray, Ankara, Çankırı, Eskişehir, Karaman, Kayseri, Kırıkkale, Kırşehir, Konya, Nevşehir, Niğde, Sivas, Yozgat) Eylül 2007 tarihinden sonra hazırlanmış silolardan 1 Mart-31 Mayıs 2008 tarihleri arasında toplandı. Bu illerin her birinden AF B 1 ve ZON analizleri ile KM tayini ve ph ölçümleri için yaklaşık 1 kg lık 20 farklı silodan silaj örneği alındı. Böylece 13 ilden toplam 260 örnek alındı. Siloların hayvan tüketimine sunulan kesit yüzeylerinin üst, orta ve alt bölümlerinin her birinin 10 ar farklı noktasından mısır silajı örnekleri alınarak homojenize edildi. +4 ºC de taşınarak polietilen torbalarda vakumlandı ve analize kadar -20 C de derin dondurucuda saklandı (Driehuis ve ark 2008, Greenhill ve ark 2008). 24

34 2.5. Meteorolojik Veriler Konya Meteoroloji Bölge Müdürlüğü nden İç Anadolu Bölgesi ndeki 13 ile ait 2007 yılı Eylül ayından 2008 yılı Mayıs ayına kadar geçen süreye ait sıcaklık değerleri ve nispi nem oranları hakkında bilgiler alındı (Konya Meteoroloji Bölge Müdürlüğü 2009) Anket Formları Örnek alınırken Silaj Toplama Formu (EK-B) ve Silaj Gözlem Formu (EK-C) dolduruldu. Silo tipi, silajın yapıldığı işletme tipi, silajı yapılan bitkinin hasattan kaç gün sonra siloya doldurulduğu, silajın kapalı kalma süresi, genel görünümü, silajda katkı maddesi kullanılıp kullanılmadığı, silajın yapılış tekniği, rengi, kokusu, mantar üremesinin olup olmadığı ve sıkıştırılma durumu ile ilgili bilgiler kaydedildi ph Ölçümleri 20 g silaj numunesi 180 ml bidistile su ile 3-4 dakika blendırda karıştırıldıktan sonra 250 ml lik şişelere alındı. ph metrenin probu tabanına temas etmeyecek şekilde şişeye daldırıldı. ph sabitlendikten sonra ölçümler yapıldı (Buck ve ark 2002) Kuru Madde Tayinleri Kuru madde tayinleri iki paralel örnekle çalışıldı. Sıcaklığa dayanıklı plastik kaplar etüvde 50 ºC de ısıtılarak nemleri alındı. Plastik kapların sıcaklığı oda sıcaklığına ulaştığı zaman hassas terazide daraları alındı ve içine 50 g silaj numunesi ilave edilerek tartıldı saat süreyle ºC de etüvde bekletildi. 36. saatten itibaren silaj numunesi birer saat aralıklarla tartıldı. Her bir tartımda ağırlığın daha da azaldığı görüldü. Tekrarlanan bu tartım işlemi ağırlığın değişmeyip sabit kaldığı zamana kadar devam ettirildi. Bu aşamadan sonra plastik kabın darası çıkarılarak silajın ağırlığı tespit edildi. 25

35 2.9. AF B 1 Analizleri AF B 1 analizleri Kamimura ve ark (1985) nın belirtmiş oldukları yöntemler modifiye edilerek gerçekleştirildi AF B 1 Ekstraksiyonu Etüvde kurutulmuş silaj örneklerinden 20 gram tartılıp öğütüldü. Cam kavanozlara konulan silaj örneği üzerine 100 ml kloroform ve 10 ml distile su ilave edildi. Ağzı kapatılarak 10 dakika süreyle çalkalayıcıda karıştırıldıktan sonra 10 g Na 2 SO 4 konmuş süzgeç kağıdından süzüldü. Elde edilen ekstraktan 50 ml si kolon kromatografisi için ayrıldı AF B 1 Kolon Kromatografisinde Temizleme İşlemi Cam kolonun tabanına cam pamuğu yerleştirildi. Üzerine 5 ml kloroform aktarıldı. Önce 5 g susuz granüllü sodyum sülfat, sonra 0,7 g florosil ve tekrar 0,5 g susuz granüllü sodyum sülfat konularak kolon hazırlandı. Daha önce ayrılan 50 ml ekstraktın hepsi bu kolona döküldü. Sırasıyla 30 ml kloroform+n-hekzan (1+1) ve 20 ml kloroform+metanol (9+1) ile yıkama işlemi yapıldı. 30 ml aseton+bidistile su (9+1) ile AF B 1 elüsyon örnekleri potaya alındı. Benmaride 50 ºC de kuruyuncaya kadar uçuruldu. İki kere 1 er ml asetonla çözülerek tüpe alınıp tekrar uçuruldu AF B 1 İnce Tabaka Kromatografisinde Plakaya Lekelerin Uygulanması Elde edilen AF B 1 eluatı 200 µl benzen+asetonitril (98+2) de çözdürüldü. Spot uygulama düzeneği olan Linomat 5 (Resim 2.2.) ile HPTLC plakasının altından 11 cm uygulama noktası seçilerek 20 µl örnek plakaya uygulandı. Örnek uygulama yerinden 15 mm aralıkla 0,5 µg/ml lik AF B 1 çalışma standardından 20 µl (10 ng) uygulandı. 26

36 AF B 1 Developman Sistemi Kirliliklerden arındırmak için susuz dietileterde ters developman yapıldı. Plaka önce developman tankında dietileterde sonuna kadar yürütüldü. Tanktan çıkarılıp havada kurutuldu. Yürütme yönünün tersi istikametinden ve uygulama noktasının 1 cm altından plaka makasla kesildi. (Scott 1995, Nizamlıoğlu 1996). İkinci devolapman AMD 2 de (Resim 2.3.) kloroform+aseton+bidistile su ( ,1) karışımında 90 mm yürütülerek gerçekleştirildi AF B 1 in Miktar Tayini AF B 1 in kantitatif tayini HPTLC plaka kullanılarak fluorodansitometrede (Resim 2.1.) gerçekleştirildi. Dalga boyu Lamba Ölçüm tipi Ölçüm modu Optik filtre Dedektör mod Rf (Yürüme mesafesi) yaklaşık : 366 nm : HG : Remission : Floresans : K400 : Otomatik : 0,61 mm AF B 1 Doğrulama Testi Doğrulama testi için HPTLC plakalara % 25 lik sülfirik asit püskürtüldü. 366 nm dalga boyu ışık altında plakalardaki mavi-yeşil renkten sarıya dönen lekeler müspet kabul edildi (Şanlı ve ark 1982, Trucksess 2000) ZON Analizleri ZON analizleri Lepom (1988) un bildirmiş olduğu yöntemle gerçekleştirildi. 27

37 ZON Ekstraksiyonu Etüvde kurutulmuş silaj örneklerinden 50 gram tartıldıktan sonra öğütülerek cam şişelere konuldu. Üzerine 20 ml bidistile su ve 200 ml kloroform+metanol (9+1) karışımı eklenerek 60 dk çalkalayıcıda karıştırıldıktan sonra süzgeç (filtre) kağıdından süzüldü. Elde edilen filtratın 50 ml si ayırma hunisine alındı. Üzerine 50 ml % 4 lük NaOH eklenerek 1 dk süreyle karıştırıldı. Kloroform fazı atıldı. Alkali çözelti 25 ml kloroform ile yıkandı. Sulu faz alınarak 0,7 M fosforik asitle ph sı 8 olacak şekilde tamponlandı. İki kez 50 ml kloroform ile ekstrakte edildi. Birleştirilen kloroform ekstraktları susuz NaSO 4 dan süzüldü. Ekstraktın 80 ml si alınarak uçuruldu ZON Minikolon Kromatografisinde Temizleme İşlemi Süzgeç kağıdı 2 ml lik enjektörün tabanına yerleştirildikten sonra 1 g silika jel-60 enjektör içine doldurularak minikolon hazırlandı. Uçurulan ekstrakt 3x200 µl kloroform ile minikolona aktarıldı. Solüsyonun buharlaşmasından sonra 10 ml lik enjektörle minikolon dk da 5-7 ml akış hızında 5 ml toluen ile yıkandı. Minikolondan toluen+aseton (9+1) karışımından 15 ml akıtılarak eluat elde edildi. Eluat uçurularak kurutuldu ZON İnce Tabaka Kromatografisinde Plakaya Lekelerin Uygulanması Eluat 0,5 ml kloroformla çözüldü. Uygulama düzeneği olan Linomat 5 ile HPTLC plakanın (10x20 cm lik) alttan 1 cm uygulama noktası seçilerek 1 µl örnek plakaya uygulandı. Örnek uygulama yerinden 15 mm uzaklığa 5 µg/ml lik ZON çalışma standardından 10 µl (50 ng) uygulandı ZON Developman Sistemi yürütüldü. HPTLC plaka AMD 2 de kloroform+metanol (97+3) karışımında 90 mm 28

38 ZON Miktar Tayini ZON nun kantitatif tayini HPTLC plaka kullanılarak fluorodansitometrede gerçekleştirildi. Dalga boyu : 254 nm Lamba : HG Ölçüm tipi : Remission Ölçüm modu : Floresans Optik filtre : K320 Dedektör mod : Otomatik Rf (Yürüme mesafesi yaklaşık) :0, ZON Doğrulama Testi Doğrulama testi için alüminyum klorür çözeltisi plaka üzerine püskürtülerek 130 ºC de 5 dakika tutuldu. 254 nm dalga boyu ışık altında yeşil-mavi floresans renk verenler ve 366 nm dalga boyunda mavi floresans renk verenler müspet kabul edildi (Trucksess 2000) Metot Validasyonu Metot validasyonunun belirlenmesinde performans ölçütleri olarak özgünlük (specificity), doğrusallık (linearity) ve ölçüm aralığı (range); geri kazanım (recovery); duyarlılık (sensitivity-tespit sınırı ve ölçülebilirlik sınırı) ve kesinlik (precision) alındı (EC 2002, Üney 2007, Avcı 2010, Eurochem Guide 2010, Yılmaz 2010) Özgünlük (Specificity) Özgünlük, bulunması muhtemel diğer bileşenlerin (parçalanma ürünleri ortam bileşenleri vb.) varlığında istenilen analiti açık bir şekilde gözlemleyebilme yeteneğidir. Tayin edilecek maddelerin analiz sonuçları ortamda bulunan başka maddelerden etkilenmemelidir. 29

39 Aranan maddeleri içermeyen silaj örnekleri kullanılarak dansitogramda AF B 1 in ve ZON un yürüme mesafelerinde (RF) silaj ve diğer maddelerden kaynaklanan piklerin girişim yapıp yapmadığı incelendi (EC 2002, Üney 2007, Avcı 2010) Doğrusallık (Linearity) Bir analitik prosedürün doğrusallığı (belirli sınırlar içerisinde) ölçülen analitin konsantrasyonu (miktarı) ile dedektör cevabının ne derece doğru orantılı olduğu ile belirlenir (EC 2002, Üney 2007, Avcı 2010). Çalışma boyunca kullanılacak standartlar, AF B 1 için 0,5, 1; 2; 2,5; 5; 7,5; 10; 15; 20 µg/ml lik; ZON için 2,5; 5; 7,5; 10; 15; 25; 50; 75; 100 µg/ml lik dilusyonlar şeklinde günlük olarak hazırlandı. Konsantrasyonların pik alanları tayin edildi. Konsantrasyonlar ve bu konsantrasyonlara gelen pik alan değerleri kullanılarak kalibrasyon eğrileri çizildi ve korelasyon katsayıları hesaplandı Geri kazanım (Recovery) Bir analitin geri kazanım oranı, o analitten numune ortamına eklenen miktarın ortaya çıkardığı dedektör cevabın saf orijinal standardın cevabına oranıdır. Geri kazanım bir analitik metodun ekstraksiyon verimliliğini ölçerken belirli limitler içerisindeki sapmalar dikkate alınarak numune saflaştırma sırasında ortaya çıkan kayıpları da gösterir. % Geri kazanım: Ölçülen değer/teorik değer x 100 olarak ifade edilir. Aradığımız maddeleri içermeyen silaj örneklerine AF B 1 ve ZON içeren standart solüsyonların farklı miktarları (final konsantrasyonları AF B 1 için 10, 20, 30 ng/g; ZON için 50, 100, 200 ng/g) her bir düzey için 10 ar kez tekrarlı olarak eklendi. Geri kazanımlar, herhangi bir numune gibi değerlendirilen silaj örneklerinde tayin edilecek maddelerin pik alanlarının standartların pik alanları ile karşılaştırılmasıyla hesaplandı (EC 2002). 30

40 Duyarlılık (Sensitivity) Duyarlılık bir analitik yöntemin saptayabildiği en küçük konsantrasyon değeri olup tespit sınırı [limit of detection (LOD)] ve ölçülebilirlik sınırı [Limit of quantification (LOQ)] olarak ifade edilir. LOD, analit sinyalin geri plan gürültüden ayrılabilmesi için gereken en az analit miktarıdır. LOQ, analitin güvenilir bir şekilde doğru ölçümünün yapılabilmesi için gerekli en düşük miktardır. Tespit sınırı olarak gün içi tekrar edilebilirlik çalışmasının en küçük değerinin standart sapmasının 3 katı olduğu konsantrasyon düzeyi baz alınırken, ölçülebilirlik sınırı olarak gün içi tekrar edilebilirlik çalışmasının en küçük değerinin standart sapmasının 10 katı olduğu konsantrasyon düzeyi baz alındı (Eurachem Guide 2010, Yılmaz 2010) Kesinlik (Precision) Bir analitik metodun kesinliği, önceden tanımlanmış şartlarda birden çok kez alt numuneleri alınan homojen bir numuneden yapılan ölçümlerin birbiriyle uyumudur (dağılım oranı). Kesinlik istatistiksel olarak yeterli sayıda (ör: 10) numuneden elde edilen ölçümlerin bağıl standart sapmalarının yüzdeleridir [(% Varyasyon Katsayısı (VK)]. Bir analitik metodun takip eden ölçümleri arasındaki yakınlık derecesinin ifadesidir. Kesinlik parametresi standart sapma ve/veya varyasyon katsayısıyla ifade edilir. Analitik yöntemin kesinliğinin belirlenmesi için istatiksel açıdan yeterli sayıda aynı konsantrasyona sahip örnekler kullanılarak ortalama, standart sapma ve varyasyon katsayıları tayin edilir. Kesinlik için gün içi ve günler arası tekrar edilebilirlik (repeatability) ölçüt olarak kullanıldı. Tekrarlanabilirlik (r), kısa bir zaman aralığında aynı uygulama şartları altındaki kesinliği ifade eder. Bu nedenle; aynı analist, aynı ekipman, tekrarlı analizler arasında yakın zaman aralıkları, aynı kimyasallar, aynı laboratuvar vs. kullanılarak yapılan ölçümlerin kesinliğidir. Gün içi ve günler arası farklılığın tespiti için standart solüsyonların ölçüm aralığında yer alan 3 farklı miktarı (AF B 1 için 10, 20, 30 ng/g ve ZON için 50, 100, 31

41 200 ng/g) ana madde içermeyen silaj örneklerine eklendi. Her düzeyde 10 tekrarlı analiz yapıldı. Bu kademeler 3 farklı günde tekrarlandı. Tüm örneklerde konsantrasyon tayin edildi. Zenginleştirilmiş silaj örneklerindeki konsantrasyonlar üzerinden ortalama, standart sapma ve % VK hesaplandı. Tekrar edilebilirlik, pik alanlara karşılık gelen konsantrasyonların % varyasyon katsayılarının 15 den küçük olmasına göre değerlendirildi (EC 2002, Üney 2007, Avcı 2010). 32

42 3.BULGULAR 3.1. Metot Validasyonu Özgünlük AF B 1 ve ZON içermeyen silaj örneklerinin HPTLC plakalarda fluorodansitometrik ölçümleri sonrasında dansitogram üzerinde AF B 1 ve ZON un plaka üzerinde yürüme mesafelerinde (RF) silaj kaynaklı pikler (Şekil 3.1.) gözlenmedi. A Rf B AF B 1 Rf 33

43 C Rf D ZON Şekil 3.1. AF B 1 ve ZON un dansitogramları: AF B 1 için boş silaj örneği (A), AF B 1 silaj örneği (B), ZON için boş silaj örneği (C), ZON silaj örneği (D). Rf 34

44 Doğrusallık AF B 1 in standart solüsyonları 5; 10; 20; 25; 50; 75; 100; 150; 200 ng ve ZON un standart solüsyonları 25; 50; 75; 100; 150; 250; 500; 750; 1000 ng olacak şekilde HPTLC plakalara 10 µl uygulandı. Konsantrasyonlar ve bu konsantrasyonlara karşılık gelen pik alan değerleri kullanılarak çizilen kalibrasyon eğrileri ve hesaplanan korelasyon katsayıları (AF B 1 için r 2 = 0,9961, ZON için r 2 =0,9935) (Şekil 3.2) na dayanılarak metotların AF B 1 için ng ve ZON için ng aralıklarında doğrusal olduğu belirlendi. AU AF B R 2 = 0, Konsantrasyon (ng) AU ZON R 2 = 0, Alan Konsantrasyon (ng) Şekil 3.2. AF B 1 in (5-200 ng) ve ZON un ( ng) farklı konsantrasyonlardaki standart çözeltilerinin kalibrasyon doğruları ve korelasyon katsayıları. 35

45 Geri Kazanım AF B 1 ve ZON u içermeyen silaj örneklerine AF B 1 10, 20, 30 ng/g olması için standart çalışma solüsyonundan ZON için 50, 100, 200 ng/g standart çalışma solüsyonlarından yükleme yapılarak hesaplanan ortalama geri kazanım değerleri AF B 1 için % 73,82; ZON için % 80,94 olarak belirlendi. Resim 3.1. de AF B 1 ve ZON un HPTLC plakalarda vermiş oldukları floresans lekeler görülmektedir. A B Resim 3.1. (A) AF B 1 li silaj örneğinin 366 nm de ve (B) ZON lu silaj örneğinin 254 nm de geri kazanımda HPTLC plakada vermiş olduğu floresans lekeler Duyarlılık LOD: Gün içi tekrar edilebilirlik çalışmasının en küçük değerinin standart sapmasının 3 katı AF B 1 için 2 ppb ve ZON için 12 ppb olarak belirlendi. LOQ: Gün içi tekrar edilebilirlik çalışmasının en küçük değerinin standart sapmasının 10 katı AF B 1 için 8 ppb, ZON için 40 ppb olarak hesaplandı. 36

46 Kesinlik AF B 1 ve ZON için zenginleştirilmiş silaj örneklerindeki pik alanlara göre belirlenmiş konsantrasyonlar üzerinden hesaplanan ortalama, standart sapma ve % varyasyon katsayısı değerleri Çizelge 3.1. de belirtildi. Çizelge 3.1. AF B 1 in ve ZON un silajda bulunan kesinlik değerleri. Yüklenen konsantrasyon (ng/g) Ölçülen konsantrasyon (ng/g) ortalama Gün içi tekrar edilebilirlik (n=10) AF B 1 SS %VK 10 6,13 0,78 12, ,73 1,78 11, ,45 2,29 9,32 Günler arası tekrar edilebilirlik (n=30) 10 6,17 0,86 13, ,48 2,02 13, ,21 2,97 11,74 ZON Yüklenen konsantrasyon Ölçülen konsantrasyon SS %VK (ng/g) (ng/g) ortalama Gün içi tekrar edilebilirlik (n=10) 50 40,18 3,97 9, ,62 9,31 11, ,69 12,04 7,17 Günler arası tekrar edilebilirlik (n=30) 50 41,73 4,94 11, ,17 10,75 14, ,37 15,86 9,59 SS: Standart sapma, VK: Varyasyon katsayısı, n= Örnek sayısı 37

47 3.2. Meteorolojik Veriler Araştırmada Konya Meteoroloji Bölge Müdürlüğü nden alınan İç Anadolu Bölgesi ndeki illere ait 2007 yılı Eylül ayından 2008 yılı Mayıs ayına kadar geçen süreye ait sıcaklık değerleri ve nispi nem oranları Çizelge 3.2. de sunulmuştur. Çizelge 3.2. Meteorolojik Veriler. İl Ortalama Nispi Nem% Ortalama Sıcaklık ºC En Düşük En Yüksek Ortalama En Düşük En Yüksek Ortalama Konya 35,1 79,3 60,16-2,2 21,1 8,45 Aksaray 42,5 73,3 58,11-3,6 18,9 7,58 Kayseri 45,3 77,4 65, ,4 5,48 Eskişehir 44,9 73,9 62,34-3,5 17,6 6,49 Karaman 46,1 71,5 59,30-3,7 19,5 7,51 Ankara 35 76,3 61, ,9 7,13 Niğde 46,1 70,4 61,09-5,5 19,2 6,73 Yozgat 48,8 73,3 58,11-6,5 17,5 5,06 Sivas 52,8 75,2 67,22-1,2 18,4 4,28 Nevşehir 41,4 71,4 59,29-5,3 18,0 6,45 Kırşehir , ,4 7,1 Kırıkkale 33, ,61-5,0 21,1 10,36 Çankırı , ,6 6,17 38

48 3.3. ph ve % Kuru Madde Ölçümleri sunulmuştur. 260 silaj numunesinde yapılan ph ve KM ölçüm değerleri Çizelge 3.3. de Çizelge 3.3. % KM ve ph Değerleri. % KM ph İl En düşük En Yüksek En düşük En Yüksek Konya 24,71 31,53 3,08 3,85 Ankara 20,62 34,86 3,43 5,73 Kırıkkale 15, ,15 4,97 Kırşehir 20,49 37,16 3,42 8,98 Niğde ,20 3,46 4,75 Sivas 22,44 34, ,91 Eskişehir 18,18 44,55 3,25 6,48 Yozgat 22,85 38,07 3,12 5,68 Aksaray 18,03 34,08 2,92 7,01 Nevşehir 19,87 32,49 3,13 4,83 Kayseri 19,59 58,76 3,26 6,82 Karaman 25,06 46,68 3,57 6,46 Çankırı 16,23 39,26 2,80 12, Silajlara Ait Anket Formları Örnek alınırken kaydedilen Silaj Toplama Formu (EK-B) ve Silaj Gözlem Formu (EK-C) de sunulmuştur. Ülkemizde en çok yapılan silaj silo tipleri Resim 3.2. de sunulmuştur. 39

49 A B 40

50 C D Resim 3.2. A: Toprak üstü silo örneği, B: Yer üstü beton silo örneği, C: Plastik kaplı rulo veya silindirik silo örneği, D: Sucuk-sosis tipi silo örneği. 41

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ

Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ Hayvan Yemlerinde Mikotoksin Problemi - Ekonomi ve Sağlığ ığa Etkileri Süreyya ÖZCAN 16-17 Ekim 2007, Bursa Hayvan Yeminde Bulunan Mikotoksinler Aflatoxin B1, B2, G1, G2 Deoksinivalenol (DON, vomitoxin)

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Mikotoksinlerin Önemi ve Mikotoksin Test Metotları Dilek ÇİMEN TÜBİTAK ATAL 8-9 EKİM 2008 İZMİR MİKOTOKSİNLER Mikotoksinler, Mantarlar tarafından uygun ortam, ışık,sıcaklık ve nem şartlarında sentezlenen

Detaylı

Kontrollü olarak aneorobik şartlarda fermente edilmiş yeşil ya da yeterli rutubeti olan yemlere silaj Yapılan işleme silolama Yapıldığı yere silo adı

Kontrollü olarak aneorobik şartlarda fermente edilmiş yeşil ya da yeterli rutubeti olan yemlere silaj Yapılan işleme silolama Yapıldığı yere silo adı SİLAJ Kontrollü olarak aneorobik şartlarda fermente edilmiş yeşil ya da yeterli rutubeti olan yemlere silaj Yapılan işleme silolama Yapıldığı yere silo adı verilir. Silajlamada etkin mikroorganizmalar:

Detaylı

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır.

- Çok genel olmayan sağ taraf abomasum yer değiştirmelerinde gözlenen semptomlar biraz daha farklıdır. semptomları ketozisin belirtilerine benzer. yem tüketiminin durması veya kesilmesi, sınırlı bağırsak hareketi, normal vücut ısısı, süt veriminin azalması, halsizlik ve rahatsızlık ortaya çıkar. - Çok genel

Detaylı

Yemlerde Bulunan Toksinler ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri

Yemlerde Bulunan Toksinler ve Hayvanlar Üzerindeki Etkileri GÜLŞAH ÜSTÜN ATB Özel Gıda Kontrol Toksin Bölüm Teknikeri YEM BİTKİLERİ KALİTESİ VE YEMDE MİKOTOKSİNLERİN ÖNEMİ Yem kalitesi hayvan performansı, yem değeri ve sonuçta karlılık veya kazanç üzerinde doğrudan

Detaylı

SİLAJ YEMLERİ Prof.Dr. M. KEMAL KÜÇÜKERSAN

SİLAJ YEMLERİ Prof.Dr. M. KEMAL KÜÇÜKERSAN SİLAJ YEMLERİ Prof.Dr. M. KEMAL KÜÇÜKERSAN 2.01.2018 Prof.Dr. Kemal Küçükersan 1 TANIMI Yeterli düzeyde kuru madde (% 30-40) içeren yeşil yemlerin, biçildikten sonra, anaerob koşullarda saklanması sonucu

Detaylı

Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları

Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları Gıda Analizlerinde LC-MS/MS Aplikasyonları Yem, Tahıl ve Yağlı tohum matrislerinde LC-MS/MS ile Mikotoksin ve Aflatoksin Kalıntısı miktarlandırma analizi, aplikasyon Çalışması. (Varian 320 MS Tandem Gold

Detaylı

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria

Mikotoksin nedir? En sık karşılaşılan mikotoksinler; Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria Mikotoksin nedir? Aspergillus Penicillium Fusarium Alternaria belirli nem ve ısı koşullarında oluşturdukları fungal metabolitler En sık karşılaşılan mikotoksinler; o aflatoksinler, o okratoksin, o trikotesen,

Detaylı

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI

GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI GIDALARDA İLAÇ KALINTILARI Prof. Dr. Ayhan FİLAZİ Ankara Üni. Veteriner Fak. Farmakoloji ve Toksikoloji Anabilim Dalı Hayvanlarda ilaç, hormon, vitamin, mineral md. vb maddeler neden kullanılır? Hastalıkların

Detaylı

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox

TOKSİN BAĞLAYICILAR. - Captex T2. - Sorbatox TOKSİN BAĞLAYICILAR - Captex T2 - Sorbatox MİKOTOKSİNLER: Bazı mantar türlerinin normal hayati fonksiyonlarının sonucunda oluşan metabolitlerdir. Bilimsel olarak adlandırılmış 200 den fazla mikotoksin

Detaylı

1.Silo yeminin kimyasal kompozisyonu 2.Silo yemine oksijen girişi 3.Bakteriyel populasyonun aktivasyonu

1.Silo yeminin kimyasal kompozisyonu 2.Silo yemine oksijen girişi 3.Bakteriyel populasyonun aktivasyonu SİLAJ Yeterli miktarda kuru madde (%30-40) içeren yeşil yemlerin biçildikten sonra sıkıştırılarak, oksijensiz koşullarda saklanması sonucu elde edilen fermente yemlere silaj yemi denir Silaj yeminin yapılması

Detaylı

Ruminant. Silajı Ne Kadar Doğru Yapıyoruz?

Ruminant. Silajı Ne Kadar Doğru Yapıyoruz? Silajı Ne Kadar Doğru Yapıyoruz? KONU İLGİ Silaj yapımında dikkat edilmesi gereken noktalar ve silaj yapım aşamaları Silajı ne kadar doğru yapıyoruz? TERCÜME VE DERLEME Teknik Ürün Müdürü Kazım Bilgeçli

Detaylı

GIDALARDA MİKOTOKSİN

GIDALARDA MİKOTOKSİN GIDALARDA MİKOTOKSİN GİRİŞ Küfler doğada yaygın olarak bulunurlar. Toprakta ve çevrede bulunurlar. Sporlar havada hareket ederler. Böcekler taşıyıcıdır. Kontaminasyon Ürünün yetiştirilmesi sırasında araziden

Detaylı

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ

SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ SÜTÜN BİLEŞİMİ ve BESİN DEĞERİ Prof. Dr. Metin ATAMER Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölümü Aralık 2006 ANKARA Sütün Tanımı ve Genel Nitelikleri Süt; dişi memeli hayvanların, doğumundan

Detaylı

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları

A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları A. Tahıl ve Tahıl Ürünlerinin Sınıflandırılması B. Mikrobiyel Bozulmalar C. Depolama Koşulları TAHIL ve TAHIL ÜRÜNLERİNİN SINIFLANDIRILMASI Tahıl, Graminiae familyasının tohumları olan buğday, çavdar,

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR

VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI. Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR VETERİNER İLAÇ KALINTILARININ ÖNEMİ ve VETERİNER İLAÇ KALINTILARI TEST METOTLARI Beyza AVCI TÜBİTAK -ATAL 8-9 Ekim 2008 İZMİR KALINTI SORUNU? Hayvansal kökenli gıdalarda, hayvan hastalıklarının sağaltımı,

Detaylı

NUTRI -PASS. Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı DAHA İYİ

NUTRI -PASS. Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı DAHA İYİ Amonyak ve çözünebilir protein bağlayıcı NUTRI -PASS DAHA İYİ Protein Kullanımı Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK,

Detaylı

HPLC ile Elma Suyunda HMF Analizi

HPLC ile Elma Suyunda HMF Analizi UYGULAMA NOTU Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi L019 HPLC ile Elma Suyunda HMF Analizi HAZIRLAYANLAR Kim. Akın Osanmaz ve Uzm. Kim. Ozan Halisçelik Ant Teknik Cihazlar Ltd. Şti. KONU: Elma suyu numunelerinde,

Detaylı

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst.

Bornova Vet.Kont.Arst.Enst. Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR.

KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. KIRMIZI ETLER KİMYASAL VE FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ SEBEBİYLE MİKROBİYEL GELİŞMEYE EN UYGUN, DOLAYISIYLA BOZULMAYA EN YATKIN, GIDALARDAN BİRİDİR. ETTEKİ ENZİMLER VE MİKROBİYEL AKTİVİTE BOZULMANIN BAŞLANGICIDIR.

Detaylı

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN

Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları. Süreyya ÖZCAN Yemlerde Amino asitler ve B Grubu Vitaminlerinin Önemi ve Test Metotları Süreyya ÖZCAN Besin Öğeleri Canlının yaşamını devam ettirmesi için gerekli olan kimyasal element veya bileşiklerdir. Hücrelerin

Detaylı

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları

Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hedefe Spesifik Beslenme Katkıları Hayvan Beslemede Vitamin ve Minerallerin Önemi Vitaminler, çiftlik hayvanlarının, büyümesi, gelişmesi, üremesi, kısaca yaşaması ve verim vermesi için gerekli metabolik

Detaylı

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen

Gıdalardaki Pestisit Kalıntıları. Dr. K.Necdet Öngen GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Tükettiğimiz gıdaların güvenilirliği hayati derecede önemlidir Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz gıdalar

Detaylı

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ

Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Sığır Yetiştiriciliğinde Sinekle Mücadele Problemi Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Sinekler gerek sebep oldukları hastalıklar gerekse verim kayıplarından dolayı sığır yetiştiriciliğinde ekonomik kayıplara neden

Detaylı

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL

Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI DÜZENLEMEK İÇİN PRONEL Rumen Kondisyoneri DAHA İYİ Protein Değerlendirilmesi Enerji Kullanımı Süt Kalitesi Karaciğer Fonksiyonları Döl Verimi Karlılık BY-PASS PROTEİN ÜRETİMİNİ VE ENERJİ ÇEVRİMİNİ ARTTIRMAK, RUMEN METABOLİZMASINI

Detaylı

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir?

KALINTILARI. Pestisit nedir? GIDALARDAKİ PESTİSİT KALINTILARI 1. pestisit kalınt kaynağı. güvenilirmidir. ? Güvenilirlik nasıl l belirlenir? Tükettiğimiz imiz gıdalarg daların n güvenilirlig venilirliği i hayati derecede önemlidir KALINTILARI Dr. K.Necdet Öngen Gıdalarımızdaki pestisit kalıntıları konusunda neyi ne kadar biliyoruz? Tükettiğimiz

Detaylı

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak,

TEBLİĞ. a) 29/12/2011 tarihli ve 28157 3 üncü mükerrer sayılı Resmî Gazete de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğine dayanılarak, 15 Ağustos 2014 CUMA Resmî Gazete Sayı : 29089 Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TEBLİĞ TÜRK GIDA KODEKSİ DEVAM FORMÜLLERİ TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2014/32) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; devam

Detaylı

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ

SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ SAĞLIM İNEKLERİN BESLENMESİ Birlikle el ele, hayvancılıkta daha ileriye... Mehmet Ak Ziraat Mühendisi Sorumlu Müdür 048 9 4 www.burdurdsyb.org www.facebook.com/burdurdsyb Konuya başlamadan önce, yazıda

Detaylı

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler. Prof. Dr. Serap GÖNCÜ. Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Sığır yetiştiriciliğinde Sıcaklık Stresi ve Alınabilecek Önlemler Prof. Dr. Serap GÖNCÜ Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü 01330 Adana Bir ineğin kendisinden beklenen en yüksek verimi

Detaylı

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ

RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ RUMİNANT RASYONLARINDA MAYA KULLANIMI VE ÖNEMİ Rumen mikroorganizmaların (bakteriler,protozoalar ve mayaların) bir denge içinde çalıştırdığı kusursuz bir makinedir. Yüksek et-süt verimi isterken bu hayvandaki

Detaylı

Gıda Analizlerinde Toksik Madde Tayini LC-GC Aplikasyonu Tanım:

Gıda Analizlerinde Toksik Madde Tayini LC-GC Aplikasyonu Tanım: Gıda Analizlerinde Toksik Madde Tayini LC-GC Aplikasyonu Tanım: İşlem görmüş gıda matrislerinde LC-MS/MS ve GC-MS ile Yüksek dozda toksik madde kalıntısı teşhis ve miktarlandırma analizleri için geliştirilmiş

Detaylı

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER Canlıların yapısında bulunan moleküller yapısına göre 2 ye ayrılır: I. İnorganik Bileşikler: Bir canlı vücudunda sentezlenemeyen, dışardan hazır olarak aldığı

Detaylı

FYLAX Nem Düzenleyici Etkin Küf Önleyici

FYLAX Nem Düzenleyici Etkin Küf Önleyici FYLAX Nem Düzenleyici Etkin Küf Önleyici 4 KONU : FYLAX ~ İLGİ : RUMİNANT BESLEME KELİMELER : Kızışma Topaklaşma Mikotoksin Lezzet ve Yem Tüketimi Nem Tutma Kapasitesi Su Yüzey Gerilimi Pelet Kapasitesinde

Detaylı

Mısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri

Mısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri Mısır silajında EM-silaj kullanımının etkileri Raporu hazırlayan: Feed Innovation Services (FIS) FIS Aarle-Rixtel Hollanda L. J. van der Kolk W. Smink Haziran 2004 Müşteri: EM Agriton BV Noordwolde Hollanda

Detaylı

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim

Ruminant. Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim Buzağıdan Süt Sığırına Bölüm ll: Sütten Kesimden Düveye Besleme ve Yönetim KONU İLGİ Düvelerin beslenmesi Sütten kesimden tohumlamaya kadar olan dönemde besleme ve yönetimsel pratikler TERCÜME VE DERLEME

Detaylı

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU

YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI. Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU YEM BİTKİLERİNDE KALİTE TAYİNİ ve KULLANIM ALANLARI Hazırlayan: Arş. Gör. Seda AKBAY TOHUMCU 1. Giriş 2. Kaliteli yem ne anlama gelir? 3. Hayvanların Yem Tercihi 4. Yemin sindirilebilirliği 5. Yem Bitkisinin

Detaylı

UYGULAMA NOTU. HPLC ve RF-20Axs Dedektör ile Gıda Maddelerinde Aflatoksin Analizi. Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi HAZIRLAYAN

UYGULAMA NOTU. HPLC ve RF-20Axs Dedektör ile Gıda Maddelerinde Aflatoksin Analizi. Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi HAZIRLAYAN UYGULAMA NOTU Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi L17 HPLC ve RF-2Axs Dedektör ile Gıda Maddelerinde Aflatoksin Analizi HAZIRLAYAN Uzm. Kim. Ozan Halisçelik Ant Teknik Cihazlar Ltd. Şti. KONU: HPLC ve

Detaylı

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ

YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ 21-22 Nisan 2015 / İZMİR YEM VE DİĞER TARLA BİTKİLERİ KANATLI HAYVAN BESLEMEDE DUT YAPRAĞI TOZU VE DUT YAPRAĞI SİLAJI TOZUNUN HAYVAN PERFORMANSI, SERUM PARAMETRELERİ, ET KALİTESİ VE YEM MALİYETİ ÜZERİNE

Detaylı

Adres: Cumhuriyet Bul. No:82 Erboy 2 İşhanı K:6/601 Alsancak /İzmir Telefon: +90 232 489 40 50 Fax: +90 232 489 40 10

Adres: Cumhuriyet Bul. No:82 Erboy 2 İşhanı K:6/601 Alsancak /İzmir Telefon: +90 232 489 40 50 Fax: +90 232 489 40 10 Ruminantlar için Hidrolize Maya Daha hızlı rumen gelişimi Gelişmiş rumen fermentasyonu Daha çok mikroorganizma ve UYA = protein ve enerji Bağışıklık sisteminin uyarılması Kuru Dönemdeki İnekler İçin Faydaları

Detaylı

SİMGE ORGANİK Buğday Çimi Suyu

SİMGE ORGANİK Buğday Çimi Suyu SİMGE ORGANİK Buğday Çimi Suyu -Broşür- Buğday Çimi Suyu Hakkında Vücudumuz her gün 25 milyon yeni hücre oluşturur. Bu, yaklaşık olarak her yıl 9 milyar yeni hücre demektir. 9 milyar yeni hücre, yalnızca

Detaylı

TGK- GIDALARDAKĐ MĐKOTOKSĐN LĐMĐTLERĐNĐN RESMĐ KONTROLÜ ĐÇĐN NUMUNE ALMA, NUMUNE HAZIRLAMA VE ANALĐZ METODU KRĐTERLERĐ TEBLĐĞĐ (TEBLĐĞ NO: 2011/32)

TGK- GIDALARDAKĐ MĐKOTOKSĐN LĐMĐTLERĐNĐN RESMĐ KONTROLÜ ĐÇĐN NUMUNE ALMA, NUMUNE HAZIRLAMA VE ANALĐZ METODU KRĐTERLERĐ TEBLĐĞĐ (TEBLĐĞ NO: 2011/32) TGK- GIDALARDAKĐ MĐKOTOKSĐN LĐMĐTLERĐNĐN RESMĐ KONTROLÜ ĐÇĐN NUMUNE ALMA, NUMUNE HAZIRLAMA VE ANALĐZ METODU KRĐTERLERĐ TEBLĐĞĐ (TEBLĐĞ NO: 2011/32) 15 Ağustos 2011 PAZARTESĐ Resmî Gazete Sayı : 28026 Amaç

Detaylı

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF

TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. TEMEL ZOOTEKNİ KISA ÖZET KOLAY AÖF Kolayaöf.com

Detaylı

RASYON TANIM, KİMYASAL BİLEŞİM, VE RASYON HAZIRLAMA PROF. DR. AHMET ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ

RASYON TANIM, KİMYASAL BİLEŞİM, VE RASYON HAZIRLAMA PROF. DR. AHMET ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ RASYON TANIM, KİMYASAL BİLEŞİM, VE RASYON HAZIRLAMA PROF. DR. AHMET ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ (Bağırsaklar) (Kırkbayır) (Yemek borusu) (İşkembe) (Şirden) (Börkenek) Yemin Süt Sığırı Midelerinde

Detaylı

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Özel Formülasyon DAHA İYİ DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX! Özel Formülasyon DAHA İYİ Yumurta Verimi Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALIYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA IÇIN AGRALYX!

Detaylı

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır

Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Önemli bir yem hammaddesi: Mısır Besinsel Özellikleri Mısır; diğer tahıllar, tahıl yan ürünleri ve enerji sağlayan diğer hammaddeler ile karşılaştırıldığında standart bir hammaddedir. Birçok kanatlı rasyonunda

Detaylı

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR

GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR GIDALARDAKİ M.O LARIN KONTROLÜNDE 4 TEMEL İLKE UYGULANIR 1. Kontaminasyonun önlenmesi 2. Mikroorganizmaların uzaklaştırılması a) Yıkama b) Kesme ve ayıklama c) Santrifüje etme d) Filtrasyon 3. Mikrobiyal

Detaylı

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması

Dünyada 3,2 milyon tona, ülkemizde ise 40 bin tona ulaşan pestisit tüketimi bunun en önemli göstergesidir. Pestisit kullanılmaksızın üretim yapılması Pestisit; herhangi bir istenmeyen canlının (zararlı organizma), yayılmasını engelleyen, uzaklaştıran ya da ondan koruyan her türlü bileşik ya da bileşikler karışımıdır. Tarımda pestisitler, zararlı organizmaları

Detaylı

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ

KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ KANALİZASYONLARDA HİDROJEN SÜLFÜR GAZI OLUŞUMU SAĞLIK ÜZERİNE ETKİLERİ Bu Çalışma Çevre Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Mustafa Öztürk tarafından 2006 yılında yapılmıştır. Orijinal

Detaylı

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX

Karaciğer koruyucu DAHA İYİ DAHA SAĞLIKLI, DAHA İYİ VERİMLİ SÜRÜLER İÇİN HEPALYX Karaciğer koruyucu DAHA İYİ Karaciğer fonksiyonu Antioksidan aktivite Protein sentezi Anti-fibrotik aktivite Süt Verimi Süt Proteini Metabolik Sağlık Performans Bağışıklık Karlılık DAHA SAĞLIKLI, DAHA

Detaylı

MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON

MIKOTOKSINLERIN NEDEN OLDUĞU SAĞLIK VE PERFORMANS KAYIPLARINA SON Toksin İnaktivatörü DAA YÜKSEK Yem ijyeni Yem Alımı Sağlık Kondisyonu Performans Bağışıklık Karlılık MIKTKSINLERIN NEDEN LDUĞU SAĞLIK VE PERFRMANS KAYIPLARINA SN UNIKE PLUS VE UNIKE T, DENGELENMIŞ FRMÜLASYNA

Detaylı

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir.

NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. NATURAZYME Naturazyme enzim grubu karbohidrazlar, proteaz ve fitaz enzimlerini içerir. Tüm hayvanlar besinleri sindirmek için enzimleri kullanırlar. Bunlar hem hayvanın kendi sentezlediği hem de bünyelerinde

Detaylı

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları

Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Yemleri ve Teknolojisi Ders Notları Balık Beslemede Balık Unu na Alternatif Yemler Bezelye Konsantresi Günümüzde balık yemi formülasyonlarında yaygın olarak kullanılan yukarıda adı geçen bitkisel

Detaylı

Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik. Antalya, 28 Ekim 2017

Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik. Antalya, 28 Ekim 2017 Silajlarda mikotoksin kontrolü, TMR kalitesi ve verimlilik Antalya, 28 Ekim 2017 lqueiros@lallemand.com Footer Text 12/4/2017 1 Tanım: mikotoksin nedir ve ne yapar? Silajdaki küfler Bilinen binlerce küf

Detaylı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı Üretim ve Verim Katkısı Toplum Beslenmesine Katkı Sanayi Sektörüne Katkı Milli Gelire Katkı Dış Ticaret Katkısı Nüfus ve İşgücü Katkısı

Detaylı

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA

Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği. Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıdalarda Gıda Güvenliği Yrd. Doç. Dr. Nural KARAGÖZLÜ Celal Bayar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü MANİSA Organik Gıda; Yetiştirilmesinde ve işlenmesinde tohumdan son

Detaylı

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ

LAKTASYON VE SÜT VERİMİ LAKTASYON VE SÜT VERİMİ Prof.Dr. Selahattin Kumlu Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Antalya Tanım Laktasyon, buzağılama ile başlayan ve kuruya çıkma ile sona eren süt verme dönemidir.

Detaylı

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU

MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK ÖZKAN ŞAHİN U.Ü.KARACABEY MYO GIDA TEKNOLOJİSİ PROGRAMI/SÜT OPSİYONU MEMEDEN BARDAĞA AKAN DOĞALLIK Dünya nüfusundaki hızlı artış ile teknolojik gelişmeler insanları tarımsal

Detaylı

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek,

Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, YEMLERİ EVREK & ÇİPURA L 1 Çamlı, BioAqua markası altında ürettiği balık yemleri ile müşterilerine çok geniş bir ürün segmenti sunmaktadır. Ağırlıklı olarak üretilen Levrek, Çipura ve Alabalık yemlerinin

Detaylı

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ

YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ 2014 2015 YUMURTA TAVUĞU YETİŞTİRİCİLİĞİ Kanatlı Hayvan Yetiştiriciliği 1 YUMURTA TAVUKÇULUĞU Yumurta tavukçuluğu piliçlerde 20.haftadan sonra klavuz yumurta görülmesiyle başlar. Yumurta verimi 23. haftada

Detaylı

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013

Tarımsal Meteoroloji. Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 23 EKİM 2013 Tarımsal Meteoroloji Prof. Dr. F. Kemal SÖNMEZ 2 EKİM 201 Prof. Dr. Mustafa Özgürel ve Öğr. Gör. Gülay Pamuk Mengü tarafından yazılan Tarımsal Meteoroloji kitabından faydalanılmıştır. Hava ve İklim ile

Detaylı

Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve. Laktasyon başlangıcında yüksektir

Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve. Laktasyon başlangıcında yüksektir Ketozis Kan NEFA (nonesterified fatty acids ) yükselir. (asetoasetat, β-hidroksibütirat ve aseton) Laktasyon başlangıcında yüksektir Tip 1: Postpartum Tip 2: Prepartum Tip 3: Bütirik ketozis Tipi bilinmez

Detaylı

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE

SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE SAĞLIKLI BESLENME BİRECİK MESLEKİ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ ZEYNEP ŞAHAN KARADERE Sağlıklı büyümek ve gelişmek için yeterli ve dengeli beslenmeliyiz. BESLENME İnsanın yaşına, cinsiyetine, çalışma ve özel

Detaylı

Mısır Silajında Aflatoksin B 1 ve Zearalenon Kirliliklerinin Yüksek Performanslı İnce Tabaka Kromatografisi (HPTLC)-

Mısır Silajında Aflatoksin B 1 ve Zearalenon Kirliliklerinin Yüksek Performanslı İnce Tabaka Kromatografisi (HPTLC)- Kafkas Univ Vet Fak Derg 18 (1): 151-156, 2012 DOI:10.9775/kvfd.2011.5266 RESEARCH ARTICLE Özet Mısır Silajında Aflatoksin B 1 ve Zearalenon Kirliliklerinin Yüksek Performanslı İnce Tabaka Kromatografisi

Detaylı

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ

DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE ETKİSİ T.C. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ İÇ HASTALIKLARI ANABİLİM DALI VİH-YL 2007 0002 DEHİDRE KÖPEKLERDE BİKARBONATLI SODYUM KLORÜR SOLÜSYONUNUN HEMATOLOJİK VE BİYOKİMYASAL PARAMETRELERE

Detaylı

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER GIDALARDA MİKROBİYAL GELİŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Mikroorganizmaların gıdalarla gelişmesi; Gıdanın karekteristik özelliğine, Gıdada bulunan m.o lara ve bunlar arası etkileşime, Çevre koşullarına bağlı

Detaylı

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur..

Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. Can boğazdan gelir.. Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur.. 1 BESLENME BİLİMİ 2 Yaşamımız süresince yaklaşık 60 ton besin tüketiyoruz. Besinler sağlığımız ve canlılığımızın devamını sağlar. Sağlıklı bir

Detaylı

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ Düşük sıcaklık stresi iki kısımda incelenir. Üşüme Stresi Donma stresi Düşük sıcaklık bitkilerde nekrozis, solma, doku yıkımı, esmerleşme, büyüme azalışı ve çimlenme düşüşü gibi etkiler

Detaylı

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü

TARIMSAL YAPILAR. Prof. Dr. Metin OLGUN. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü TARIMSAL YAPILAR Prof. Dr. Metin OLGUN Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü HAFTA KONU 1 Giriş, İklimsel Çevre ve Yönetimi Temel Kavramlar 2 İklimsel Çevre Denetimi Isı

Detaylı

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ

YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ YULAF YETİŞTİRİCİLİĞİ Yulafın Kökeni Yulafın vatanını Decandolle Doğu Avrupa ve Tataristan; Hausknecht ise orta Avrupa olduğunu iddia etmektedir. Meşhur tasnifçi Kornicke ise Güney Avrupa ve Doğu Asya

Detaylı

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER

BAL TANIMI BALIN BİLEŞİMİNİ OLUŞTURAN MADDELER BAL TANIMI Bal, Türk Gıda Kodeksi 2000/39 sayılı Bal Tebliğinde "Bal; bal arılarının çiçek nektarlarını, bitkilerin veya bitkiler üzerinde yaşayan bazı canlıların salgılarını topladıktan sonra, kendine

Detaylı

Abalım bir markasıdır

Abalım bir markasıdır KÜÇÜKBAŞ YEMLERİ Abalım bir markasıdır İyi kalite, yüksek verim Ülkemizin önde gelen sanayi topluluğu Abalıoğlu bünyesinde faaliyet gösteren Abalıoğlu Tarımsal Üretim A.Ş., 1969 yılında ülkemizin ilk özel

Detaylı

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR

ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR ÖDEMİŞ İLÇESİNDE PATATES ÜRETİMİ, KOŞULLAR ve SORUNLAR GİRİŞ Solanaceae familyasına ait olduğu bilinen patatesin Güney Amerika`nın And Dağları nda doğal olarak yetiştiği; 16. yüzyılın ikinci yarısında

Detaylı

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU

İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN SAPTANMASI VE YEM FORMULASYONU İÇİNDEKİLER 1. BÖLÜM: DÜNYA KANATLI HAYVAN ÜRETİMİ 1. Dünya hayvan üretimi 2. Kanatlı eti üretimi 3. Yumurta üretimi 4. Kanatlı üretiminin geleceği 5. Dünya yem üretimi 2. BÖLÜM: YEM HAMMADDE DEĞERİNİN

Detaylı

Vitaminlerin yararları nedendir?

Vitaminlerin yararları nedendir? Vitaminlerin yararları nedendir? Vitamin ve mineraller vücudun normal fonksiyonlarının yerine getirilmesinde, büyüme ve gelişiminde çok önemlidir. Az miktarlarda yeterlidirler. Gebelikte anne yanında bebeğin

Detaylı

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ

ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ ANKARA TİCARET BORSASI AR-GE MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖR ARAŞTIRMALARI RAPOR NO:1 ANKARA NIN ASPİR BİTKİSİ PROFİLİ Hazırlayan Handan KAVAKOĞLU (ATB AR-GE, Gıda Yüksek Mühendisi) Yasemin OKUR (ATB AR-GE, Kimya Mühendisi)

Detaylı

YEMLERDE PARTİKÜL BÜYÜKLÜĞÜ. A.V.Garipoğlu TEMMUZ-2012

YEMLERDE PARTİKÜL BÜYÜKLÜĞÜ. A.V.Garipoğlu TEMMUZ-2012 YEMLERDE PARTİKÜL BÜYÜKLÜĞÜ A.V.Garipoğlu TEMMUZ-2012 Yard. Doç.Dr. Hıdır GENÇOĞLU tarafından Yem Magazin dergisinde yayınlanan bir makaleden özetlenmiştir. YEMLERDE PARTİKÜL BÜYÜKLÜĞÜ NEDEN ÖNEMLİDİR?

Detaylı

MEME LOBU YANGISI. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek.

MEME LOBU YANGISI. süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp. süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. MASTİT 1 MEME LOBU YANGISI süt veriminde azalma sütün imhası laboratuvar giderleri ilaç giderleri vet.hek. giderleri süt endüstrisinde önemli ekonomik kayıp fonksiyonel meme lobunun kaybı hayvanın ölümü

Detaylı

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR

SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR SÜT ENDÜSTRİSİNDEKİ YARARLI MİKROORGANİZMALAR Süt ve süt ürünleri mikrobiyolojisinde yararlı mikroorganizmalar temel olarak süt ürünlerinin üretilmesinde kullanılan çeşitli mikroorganizmaları tanımlamaktadır.

Detaylı

EVDE BİYOTEKNOLOJİ. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 5. DERS

EVDE BİYOTEKNOLOJİ. Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 5. DERS EVDE BİYOTEKNOLOJİ Yrd. Doç. Dr. Hüseyin UYSAL ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ TARIMSAL BİYOTEKNOLOJİ BÖLÜMÜ 5. DERS STERİLİZASYON; BİTKİ DOKU KÜLTÜRLERİNDE KULLANILAN STERİLİZASYON YÖNTEMLERİ VE BU STERİLİZASYON

Detaylı

UYGULAMA NOTU. HPLC ile Gıda Ürünlerinde Fenolik Bileşen Analizi. Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi HAZIRLAYAN

UYGULAMA NOTU. HPLC ile Gıda Ürünlerinde Fenolik Bileşen Analizi. Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi HAZIRLAYAN UYGULAMA NOTU Yüksek Performanslı Sıvı Kromatografi L018 HPLC ile Gıda Ürünlerinde Fenolik Bileşen Analizi HAZIRLAYAN Uzm. Kim. Ozan Halisçelik ve Kim. Ömer H. Turmuş Ant Teknik Cihazlar Ltd. Şti. KONU:

Detaylı

Biyogaz Temel Eğitimi

Biyogaz Temel Eğitimi Biyogaz Temel Eğitimi Sunanlar: Dursun AYDÖNER Proje Müdürü Rasim ÜNER Is Gelistime ve Pazarlama Müdürü Biyogaz Temel Eğitimi 1.Biyogaz Nedir? 2.Biyogaz Nasıl Oluşur? 3.Biyogaz Tesisi - Biyogaz Tesis Çeşitleri

Detaylı

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir.

Pektin, metil grupları içeren galakturonik asit polimeridir. Mikrobiyal yıkım ile, pektik asit, metanol, d- galakturonik asit e çevrilir. 2.Homofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, 3.Heterofermentatif laktik asit bakterileri ile laktik asit, asetik asit, diğer organik asitler, etil alkol, gliserol, CO 2, 4.Koliform bakterileri

Detaylı

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ

SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ. Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ SÜT SIĞIRLARININDA LAKTASYON BESLENMESİ Prof. Dr. Ahmet ALÇİÇEK EGE ÜNİVERSİTESİ SÜT ÜRETİMİNİN ZAMANLAMASI İLK BUZAĞILAMA 305 GÜN 60 GÜN İKİNCİ BUZAĞILAMA 365 GÜN SÜT SIĞIRI BESLEMEDE KRİTİK GÜNLER 3

Detaylı

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği.

ET VERİMİ. Et verimi kavramı. Karkas kalitesi. Karkas bileşimini etkileyen faktörler. Karkas derecelendirme. Karkas parçalama tekniği. ET VERİMİ Et verimi kavramı Karkas kalitesi Karkas bileşimini etkileyen faktörler Karkas derecelendirme Karkas parçalama tekniği Et kalitesi 1 Et Verimi Kavramı Et verimi denilince: Genel anlamda; hayvanların

Detaylı

Kimya Bilim Danış ışmanlığı Çalıştayı Farklı Kaynaklardan Elde Edilen Sütlerin S Mayalanma Sürelerinin S ve ph Değişimlerinin imlerinin Karşı şılaştırmalı Olarak İncelenmesi PROJE EKİBİ: : Nurdan Yavuz

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz

ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ANTRAKS (ŞARBON) septisemik, bulaşıcı, zoonoz ÖLÜMden hemen önce ya da sonra doğal boşluklardan KAN PIHTILAŞMAMA KOYU RENK alma DALAKta büyüme ÖDEM ETİYOLOJİ Bacillus anthracis Gram pozitif kapsüllü *

Detaylı

Ruminantlara Spesifik Performans Katkısı

Ruminantlara Spesifik Performans Katkısı Ruminantlara Spesifik Performans Katkısı BIOZYM NEDİR? BIOZYM içeriğindeki A.Oryzae, hedefe spesifik bitki ekstrakları ve organik mineralleri ile etken maddeleri AB tarafından onaylanmış, zengin bir içeriğe

Detaylı

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü

BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü BOVİFİT FORTE İLE AVANTAJLARINIZ Optimal laktasyon başlangıcı Yüksek yem tüketimi İyi doğurganlık Yüksek süt verimi Uzun damızlık ömrü BOVİFİT FORTE ÜRÜN ÖZELLİKLERİ Kurutulmuş bira mayası ve keten tohumu

Detaylı

Kaba Yem - Mısır Silajı Özet

Kaba Yem - Mısır Silajı Özet Kaba Yem - Mısır Silajı Özet ruminantbesleme.com muratgorgulu.com.tr Silaj Yapımı ve Kalitesi Suca zengin yemlerin havasız koşullarda fermente edilmesiyle elde edilen yemlere silaj denmektedir. Silaj yapımında

Detaylı

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü. Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı

T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü. Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı T.C. Samsun Valiliği İl Tarım Müdürlüğü Silajlık Mısır Tarımı ve Silaj Yapımı Ali GÖZÜGÜL Ziraat Mühendisi İlhan ÖZTÜRK Tarım Teknikeri Samsun / 2008 Kapak Tasarımı Dr. Ali KORKMAZ Dizgi/Baskı Refik YILMAZ

Detaylı

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI

TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI TÜRKİYE DE YEM BİTKİLERİ ÜRETİMİNİN DURUMU VE KABA YEM İHTİYACI Hayvancılığın en önemli unsurlarından biri besin kaynaklarının teminidir. Hayvanların günlük rasyonlarının yaklaşık yarısı kadar kaba yem

Detaylı

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ

SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ SU ÜRÜNLERİNDE GIDA GÜVENLİĞİ Sudan Sofraya Balık Güvenliği Ülkeler, insan yaşamı ve sağlığı için yüksek düzeyde bir koruma güvencesi sağlamak zorundadırlar. Bu yaklaşım çerçevesinde güvenli ve sağlıklı

Detaylı

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık

DAHA İYİ ÖZEL FORMÜLASYON. Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık ÖZEL FORMÜLASYON DAHA İYİ Yumurta Verim Kabuk Kalitesi Yemden Yararlanma Karaciğer Sağlığı Bağırsak Sağlığı Bağışıklık Karlılık DAHA DÜŞÜK MALİYETLE DAHA SAĞLIKLI SÜRÜLER VE DAHA FAZLA YUMURTA İÇİN AGRALYX

Detaylı

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK

ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTE 4 DÜNYAMIZI SARAN ÖRTÜ TOPRAK ÜNİTENİN KONULARI Toprağın Oluşumu Fiziksel Parçalanma Kimyasal Ayrışma Biyolojik Ayrışma Toprağın Doğal Yapısı Katı Kısım Sıvı Kısım ve Gaz Kısım Toprağın Katmanları

Detaylı

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri

ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri ÖĞRENME ALANI: Canlılar ve Hayat 6.ÜNİTE: Canlılar ve Enerji ilişkileri Ayrıca bitkilerin yapraklarına yeşil rengi de klorofil adı verilen bu yapılar verir. Besin Zinciri: - Aynı ekosistemde yaşayan canlıların

Detaylı

KURU OT ÜRETİMİ. Prof. Dr. Pınar SAÇAKLI Ekim 2017

KURU OT ÜRETİMİ. Prof. Dr. Pınar SAÇAKLI Ekim 2017 KURU OT ÜRETİMİ Prof. Dr. Pınar SAÇAKLI psacakli@ankara.edu.tr Ekim 2017 KONSERVE YEMLER 1. KURU OT 2. SİLAJ KURU OT *Kurutma Yöntemleri *Kuru ot üretim Yöntemlerinin Karşılaştırılması *Kuru ot üretimi

Detaylı

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ )

TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ ) Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ YENİLEBİLİR KAZEİN VE KAZEİNAT TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO:2018/ ) Amaç MADDE 1 (1) Bu Tebliğin amacı; insan tüketimine yönelik yenilebilir kazeinler

Detaylı

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22 YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22 1) Zigottan başlayıp yeni bir bireyin meydana gelmesiyle sonlanan olayların hepsine birden gelişme denir. Embriyonun gelişimi sırasında, I. Morula II. Gastrula III. Blastula

Detaylı