T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ebat: px
Şu sayfadan göstermeyi başlat:

Download "T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ"

Transkript

1 T.C. SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ FARKLI SULAMA SUYU TUZLULUĞU KOŞULLARINDA DEĞİŞİK HİDROJEL DOZLARININ MISIR (Zea mays) VERİMİNE OLAN ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ Burcu ARICAN Danışman: Doç. Dr. Sema KALE YÜKSEK LİSANS TEZİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI ISPARTA 2016

2 2016 [Burcu ARICAN]

3

4

5 İÇİNDEKİLER Sayfa İÇİNDEKİLER... i ÖZET... ii ABSTRACT... iii TEŞEKKÜR... iv ŞEKİLLER DİZİNİ... v ÇİZELGELER DİZİNİ... vi SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ... vii 1. GİRİŞ KAYNAK ÖZETLERİ Sulama Suyu Tuzluluğunun Bitkilere Etkisi Hidrojelin (Polimerin) Etkisi MATERYAL VE YÖNTEM Materyal Deneme yerinin tanıtılması Denemede kullanılan toprak, bitki ve sulama suyunun özellikleri Denemede kullanılan toprak özellikleri Denemede kullanılan mısır bitkisinin özellikleri Denemede kullanılan sulama suyu özellikleri Denemede kullanılan çapraz bağlı poliakrilamid (PAM) hidrojelin özellikleri Denemede kullanılan yardımcı ekipmanlar Yöntem Deneme düzeni Sera çalışmalarında uygulanan yöntemler Ekim, tuzlu suların hazırlanması,sulama ve gübreleme işlemleri Laboratuvar çalışmalarında uygulanan yöntemler Toprak fiziği analizleri Toprak tuzluluk analizleri Bitki analizleri ARAŞTIRMA BULGULARI Sulama Suyu Tuzluluğunun Bitki Yaş ve Kuru Ağırlığı ile Bitki Boyu Üzerine Etkisi Sulama suyu tuzluluğunun bitki yaş ve kuru ağırlığı üzerine etkisi Sulama suyu tuzluluğunun bitki boy uzunlukları üzerine etkisi Hidrojel Konularının Bitki Yaş ve Kuru Ağırlığı ile Bitki Boyları Üzerine Etkisi Hidrojel konularının bitki yaş ve kuru ağırlığı üzerine etkisi Hidrojel konularının bitki boy uzunlukları üzerine etkisi Sulama Suyu Tuzluluğu ve Hidrojel İlişkisi Sulama Suyu Kullanım Randımanı (IWUE) Deneme Sonrası Toprak Tuzluluğu Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi TARTIŞMA VE SONUÇLAR KAYNAKLAR ÖZGEÇMİŞ i

6 ÖZET Yüksek Lisans Tezi FARKLI SULAMA SUYU TUZLULUĞU KOŞULLARINDA DEĞİŞİK HİDROJEL DOZLARININ MISIR (Zea mays) VERİMİNE OLAN ETKİLERİNİN BELİRLENMESİ Burcu ARICAN Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı Danışman: Doç. Dr. Sema KALE Bu çalışma, farklı tuzluluk seviyesinde sulama sularının ve PAM (çapraz bağlı poliakrilamid) hidrojel kaynağı olarak piyasada su tutucu, denetimli gübre salgılayıcısı ve toprak düzenleyicisi gibi tarımsal amaçlı olarak satılan hidrojelin Merit F1 çeşidi şeker mısır (Zea mays) bitkisinin verimine olan etkilerini araştırmak amacıyla saksı denemeleri şeklinde serada yürütülmüştür. Deneme konularını 4 farklı sulama suyu tuzluluğu (T1; çeşme suyu, T2; 1.5 ds/m, T3; 3.0 ds/m T4; 5.0 ds/m) ve 4 farklı Hidrojel (H1; 0 gr/saksı, H2; 0.5 gr/saksı, H3; 1.0 gr/saksı, H4; 1.5 gr/saksı) seviyesi oluşturmuş ve deneme tesadüf parsellerinde faktöriyel düzende 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür.konularına göre tuzlu sulama suları %99.5 saflıkta Sodyum Klorür tuzu kullanılarak oluşturulmuştur. Her bir saksı günlük düzenli bir şekilde tartılmış ve saksı ağırlığındaki azalmalara bağlı olarak konulara göre hazırlanan sular ile sulanarak tarla kapasitesi düzeyine çıkarılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; sulama suyu tuzluluğu ile bitki yaş ve kuru ağılıkları arasında önemli ve negatif bir ilişki bulunmuştur. Tuzluluk konuları arasında en yüksek bitki yaş ve kuru ağırlık değerleri gr/saksı ile ve gr/saksı ile T1 konusunda saptanmıştır. Hidrojel konularında ise en yüksek bitki yaş ve kuru ağırlık değerleri gr/saksı ve gr/saksı ile H2 konusunda saptanmıştır. Bitki yaş ağırlıkları açısından elde edilen verilere yapılan varyans analizi sonucunda sulama suyu tuzluluğu-hidrojel interaksiyonu istatistik olarak önemli bulunmuştur (P< 0.01). T1H2 konusunda gr/saksı değeri ile en yüksek yaş ağırlık değeri elde edilmiştir. Tuzluluk seviyeleri arttıkça hidrojel etkisinin azaldığı saptanmıştır. Uygulanan sulama suyu tuzluluğu arttıkça bitki boy uzunluğunun da azaldığı tespit edilmiştir. Hidrojel düzeyleri ile bitki boy uzunlukları arasında ise önemli düzeyde negatif yönde kuadratik bir ilişki söz konusu olduğu tespit edilmiştir. Elde edilen verilere göre sulama suyu kullanım randımanı (IWUE) hesaplanmış olup, buna göre en yüksek su kullanım randımanı 0.26 kg/m 2 -mm değeri ile T1H2 konusunda elde edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Sulama suyu tuzluğu, Hidrojel, Mısır, Verim 2016, 76 sayfa ii

7 ABSTRACT M. Sc. Thesis EFFECTS OF DIFFERENT HYDROGEL DOSES UNDER DIFFERENT IRRIGATION WATER SALINITY ON CORN (Zea mays) YIELD Burcu ARICAN Suleyman Demirel University Graduate School of Applied and Natural Sciences Department of Agricultural Structures and Irrigation Supervisor: Asc. Prof. Dr. Sema KALE This study was carried out in a greenhouse in the pot experiments in order to determine the effects of the irrigation water at different qualities and different hydrogel quantities such as controlled releasing fertilizer and soil conditioner on soil as PAM( cross-linked polyacrylamide) hydrogel source on the Merit F1 type sweet corn (Zea mays). 4 different quality irrigation waters (T1; tap water, T2; 1.5 ds/m, T3; 3.0 ds/m T4; 5.0 ds/m) and 4 different hydrogel doses (H1;0 gr/pot, H2;0.5 gr/pot, H3;1.0 gr/pot, H4;1.5 gr/pot) were used in the experimental using was carried out randomized plots in three replications in factorial design. Saline irrigation water were generated using Sodium Chloride salt of 99.5% purity by subjects. Each pot weighed daily and irrigated with water on a regular basis, depending on the subject prepared by the reduction in weight is brought to field capacity level pot. According to the results of the research; significant and negative relationship was observed between the water salinity and dry and wet plant weight. Between the salinity treatments the highest values was observed in T1 for wet and dry plant weight; as much as gr/pot and gr/pot respectively. Between the hydrogel treatments; the highest values was observed in H2 for wet and dry plant weight; as much as gr/pot and gr/pot, respectively. Water salinity and hydrogel interaction was found statically significant as a result of the variance analysis to obtained data in terms of the plant wet weight (P<0.01). The highest wet plant weight was found to T1H2 as much as; gr/pot. Hydrogel effect decreased when the salinity doses increased.also plant lenght decrease when the salinity doses increase. Significant, negative and quadratic relationship was observed between the hydrogel doses and plant heights. According to the results; the irrigation water use efficiency (IWUE) was calculated and the highest value belong to T1H2 with the value of 0.26 kg/m 2 -mm. Key Words: Irrigation water salinity, Hydrogel, Corn, Yield 2016, 76 pages iii

8 TEŞEKKÜR Lisans üstü tez çalışmam boyunca beni yönlendiren, tez çalışma konusunun belirlenmesi, başlatılması ve her aşamasında karşılaştığım problemlerin çözümünde bilgi ve tecrübesiyle yardımlarını esirgemeyen, anlayışlı, sabırlı ve nazik yaklaşımıyla çalışma hevesimi artıran değerli Danışman Hocam Doç. Dr. Sema KALE ye, Sayısal verilerin istatiksel olarak değerlendirilmesinde desteğini gördüğüm Sayın Yrd. Doç. Dr Özgür KOŞKAN a, 4064-YL1-14 No lu Proje ile tezimi maddi olarak destekleyen Süleyman Demirel Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yönetim Birimi Başkanlığı na, Lisans öğrenimimden beri yolumu sabrı, neşesi ve sevgisi ile aydınlatan hayat arkadaşım, eşim Emrah ARICAN a, Öğrenim hayatım boyunca uzakta ama hep yanımda olan annem Sema ÖZEL e, babam Aydın TAN a, kardeşim Ceylin TAN a ve dualarıyla desteğini esirgemeyen ananem Hatice ÖZEL e, Öğrenme hevesimi kırmayıp, bana çeşitli imkanlar sağlayan değerli çalışma arkadaşlarım Senem ÇETİNKAYA ya ve Özgür İŞLER e, Bu çalışmanın ön hazırlığında emeği ile ortak olan Erman YILDIZ a, Tüm içtenliğimle teşekkür ederim. Burcu ARICAN ISPARTA, 2016 iv

9 ŞEKİLLER DİZİNİ Sayfa Şekil cm derinlikten alınan toprak örneği Şekil 2. Serada kurutulan topraklar şekildeki 4 mm lik elekten geçirilmiştir Şekil 3. Hidrojelin toz ve su ile doygun durumdaki hali Şekil 4. Saksı topraklarına hidrojel karıştırılması Şekil 5. Saksı topraklarına tohum ekimi Şekil 6. Saksılarda yabancı ot mücadelesi Şekil 7. Konularına göre tuzlu sular Şekil 8. Bitkilerin hasat edilmesi Şekil 9. Bitkilerin kurutulması Şekil 10. Sulama suyu tuzluluğu bitki yaş ve kuru ağırlık ilişkisi Şekil 11. Tuzluluk konularına göre ortalama yaş ve kuru ağırlık Duncan sınıfları Şekil 12. Oransal verim değerlerine göre ortaya çıkan oransal farklar Şekil 13. Tuzluluk konularına göre bitki boy ortalamaları ve Duncan sınıflandırmaları Şekil 14. Hidrojel konuları ile bitki yaş ve kuru ağırlık ilişkisi Şekil 15. Hidrojel konularına göre ortalama yaş ve kuru ağırlık Duncan sınıfları Şekil 16. Oransal verim değerlerine göre ortaya çıkan oransal farklar Şekil 17. Hidrojel konularına göre bitki boy ortalamaları ve Duncan sınıflandırmaları Şekil 18. Farklı tuzluluk konularında hidrojel düzeylerine göre yaş ağırlık değerleri Şekil 19. Farklı tuzluluk konularında hidrojel düzeylerine göre kuru ağırlık değerleri Şekil 20. Konulara göre sulama suyu kullanım randımanları Şekil 21. Deneme sonrası hidrojel dozlarında farklı sulama suyu tuzluluğu konuları için toprak tuzluluğu Şekil 22. Deneme sonrası tuzluluk konularındafarklı hidrojel dozları için toprak tuzluluğu Şekil 23. Konulara göre toprak tuzluğu değerleri v

10 ÇİZELGELER DİZİNİ Sayfa Çizelge 1. Denemede kullanılan toprağa ait bazı fiziksel ve kimyasal özellikler Çizelge 2. Sulama suyu analiz değerleri Çizelge 3. Deneme konuları Çizelge 4. Deneme konularına ilişkin yerleşim planı Çizelge 5. Tuzluluk konularına göre yaş ağırlık değerleri Çizelge 6. Tuzluluk konularına göre kuru ağırlık değerleri Çizelge 7. Tuzluluk konularına göre ortalama yaş ağırlık varyans analiz tablosu Çizelge 8. Tuzluluk konularına göre ortalama kuru ağırlık varyans analiz tablosu Çizelge 9. Tuzluluk konularına göre boy uzunlukları (cm) Çizelge 10. Tuzluluk konularına göre ortalama bitki boy uzunlukları varyans analiz tablosu Çizelge 11. Hidrojel konularına göre yaş ağırlık değerleri Çizelge 12. Hidrojel konularına göre kuru ağırlık değerleri Çizelge 13. Hidrojel konularına göre ortalama yaş ağırlık varyans analiz tablosu Çizelge 14. Hidrojel konularına göre ortalama kuru ağırlık varyans analiz tablosu Çizelge 15. Hidrojel konularına göre boy uzunlukları (cm) Çizelge 16. Hidrojel konularına göre ortalama bitki boy uzunlukları varyans analiz tablosu Çizelge 17. Tuzluluk ve hidrojel konularına göre yaş ağırlık değerleri Çizelge 18. Tuzluluk ve hidrojel konularına göre kuru ağırlık değerleri Çizelge 19. Sulama suyu kullanım etkinliği Çizelge 20. Deneme sonrası toprakta biriken tuz miktarı vi

11 SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ B Ca CaCO3 Cl CO3 Cu EC ESP Fe HCO3 K Mg Mn N P ph SAR SO4 Zn CO2 O2 Bor Kalsiyum Kireç Klor Karbonat Bakır Elektriksel iletkenlik Değişebilir Sodyum Yüzdesi Demir Bikarbonat Potasyum Magnezyum Mangan Total Azot Fosfor Bir çözeltinin asitlik veya bazlık derecesini tarif eden ölçü birimidir. Sodyum Adsorbsiyon Oranı Sülfat Çinko Karbondioksit Oksijen vii

12 1.GİRİŞ Su kaynaklarımızın zaman boyutunda değişik nedenlerden dolayı daha tuzlu duruma geldiklerini düşünürsek, gereksinilen verim artışının ve üretim değerinin sağlanmasında, bundan sonra daha düşük kaliteli suları kullanma zorunluluğumuz ortaya çıkmaktadır (Emekçi vd., 2005). İyi planlamış ve etkin bir şekilde işletilen sulama sistemlerinde, sınırlı kaynakları kullanarak en yüksek geliri sağlayabilmek her koşulda mümkün olamamaktadır. Özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde su kaynaklarından daha etkin yararlanmak için yeni yöntem ve teknolojilerin kullanımı zorunlu hale gelmiştir. Bu nedenle toprakta var olan suyun korunması ve toprağın su tutma kapasitesini artırıcı tedbirlerin alınması (yeşil gübre, hayvan gübresi gibi) gerekmektedir. Bu amaçla son zamanlarda organik kaynaklara ilave olarak toprak düzenleyicileri olan polimerik maddeler geliştirilmiştir. Ancak, üretim maliyetindeki ekonomik nedenlerden dolayı başlangıçta gereken ilgiyi görmemiştir. Daha sonraki dönemlerde polimerlerin etkinliği artırılarak daha düşük maliyetlerle daha yüksek etkili polimerlerin üretilmeye başlamasıyla birlikte tarım alanlarında kullanılmaya başlanmıştır. Bu polimerler toprağın fiziksel özelliklerini artırmada oldukça önem arz etmektedir (Avcı, 2008). Jel terimi sıvı ortamlarda şişebilme özelliğine sahip, çapraz bağlı bir polimerik örgüden oluşan yapıları tanımlamak için kullanılır (Arı, 1998). Günümüzde, polimerler insan yaşamının hemen her aşamasında sıkça kullanılmaktadır. Önceleri gündelik eşya yapımında ya da endüstride çok temel uygulamalarda kullanılan polimerler, bugün uzay teknolojisindeki araştırmalardan, biyotıp alanında yapay organ yapımına, tarımsal alanda gübrelerin denetimli salınımlarında kullanımlarından, kontakt lens yapımına kadar değişen çok geniş bir aralık içerisinde kullanılmaktadır. Her geçen gün daha da artarak gerek üniversitelerde, gerekse endüstride araştırmacıların yoğun ilgileri ile karşı karşıya kalmaktadır. Gelişen polimer bilimi içinde son zamanlarda hidrojeller önem kazanmaktadır (Altay, 2010). 1

13 Hidrojelin farklı disiplinlerde değişik amaçlarla kullanımına ilişkin olarak kaynak özetleri kısmında da açıklandığı üzere, çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Ancak, tarımsal kullanımı konusunda bu tür ürünleri üreten veya ticari olarak pazarlayan firmaların ürün çeşitliliği sebebiyle ürünün kullanım dozları, su tutma kapasiteleri, su kullanım etkinliği ve su kalitesinin etkileri hakkında yeterli teknik bilgiler mevcut değildir. Bu nedenle, bu tez çalışması ile değişik hidrojel dozlarının farklı sulama suyu tuzluluğu koşullarında mısır (Zea mays) verimine ve gelişimine olan etkilerinin belirlenmesi amaçlamıştır. 2

14 2. KAYNAK ÖZETLERİ 2.1. Sulama Suyu Tuzluluğunun Bitkilere Etkisi Bernstein ve Francouis (1973), lizimetrelerde yaptıkları bir çalışmada, yonca bitkisine NaCl ve CaCl2 ilave ederek elde ettikleri 1.0 ve 2.0 ds/m lik suyla yaptıkları sulamalarda, 2.0 ds/m uyguladıkları sudan % 10 daha az verim elde etmişlerdir. Ayers vd., (1976), ıspanak ve diğer bazı bitkilerde, tuzluğun verim potansiyeline etkileri incelenmiştir. Ispanak için sulama suyu tuzluluğu 3.5 ds/m olduğunda % 25, 5.7 ds/m olduğunda ise % 50 lik bir verim azalması olduğunu, 15 ds/m de ise hiç ürün alınmadığını belirtmişlerdir. Chan vd., (1979), sulama suyu tuzluluğunun ve değişebilir sodyumun, toprağın fiziksel özelliklerine ve bitki gelişmesine etkisini incelemek amacıyla çalışmalar yapmıştır. Saksı denemeleri şeklinde yürütülen çalışmalarda 4 değişebilir sodyum yüzdesi (DSY) düzeyi ve 7 tuzluluk düzeyi ele alınmıştır. Sonuç olarak tuzluluğu ve Na:Ca oranı yüksek olan suların kullanılması ile sodyum içeriği düşük olan topraklarda DSY değerinde belirgin bir artış olduğunu tespit etmişlerdir. Sing ve Narain (1980) e göre, buğdayın tuzluluğu 8.0 ds/m olan sularla sulanması durumunda verimde önemli bir azalma meydana getirmediğini tespit etmişlerdir. Sulama suyunun tuzluluğu 12.0 ve 16.0 ds/m olduğunda, ilk iki yıl % 29 ve % 69, diğer iki yılda ise % 74 ve % 89 verim azalması olduğunu kaydetmişlerdir. Nerson ve Paris (1984), tarafından kavun bitkisinin çimlenme, fide gelişimi ve verimi üzerine tuzluluk düzeylerinin etkisi araştırılmış ve 5000, 7500, ve mg/l NaCl konsantrasyonlarında sulama suları kullanmışlardır. Olgunlaşma ve hasat döneminde ise 3000 ve 6000 mg/l konsantrasyonunda, 1:1 oranında NaCl ve CaCl2 katılmış tuzlu sular ile sulamalar yapmışlardır. Araştırma sonucuna göre ve mg/l konsantrasyona sahip sularla sulanan dört çeşit kavun için de 3

15 çimlenmede azalma meydana getirdiği gözlenmiştir. Tuzluluk artışıyla birlikte verimde azalmalar olsa da, bu azalma istatiksel anlamda önemsiz bulunmuştur. Miyamoto vd., (1985), bir sera denemesi ile karık sulamanın uygulandığı tuzlu topraklarda yetiştirilen kırmızıbiber, havuç, domates ve kauçuk bitkilerinin çimlenme ve çıkışlarını incelemişlerdir. Çimlenme için 0.8 ds/m ve 32 ds/m elektriksel iletkenliğe sahip (Na:Ca+Mg oranı, 2:1) sular kullanılmıştır. Çimlenen tohumlar tuzluluğu 0.8 ds/m ve 7.6 ds/m arasında olan sulama suları ile alttan sulanmıştır. Araştırma sonucunda sulama suyu tuzluluğunun artışına paralel olarak tüm bitkilerde çimlenme ve çıkış oranı azalmış, belli bir oranda çıkışın olabilmesi için gereken süre artmıştır. Kırmızıbiberde sulama suyu tuzluluğu 25 ds/m ye kadar çimlenme oranı % 80 olurken, tuzluluk 32 ds/m ye ulaştığında çimlenme olmamıştır. Pasternek vd., (1986), domates bitkisi üzerinde farklı kalitedeki sulama sularının verimdeki değişimini araştırmışlardır. Çalışmada 3 farklı kalitede sulama suyu (1.2 ds/m-kontrol, 4.5 ds/m ve 7.5 ds/m) ile sulanan bitkilerin, tuzluluk değeri artış gösterdikçe verimlerinde azalmalar olduğu gözlenmiştir. Sulama suyu tuzluluk değerinin 1.2 ds/m den 4.5 ds/m ye çıkmasıyla verimde oluşan azalma istatiksel olarak önemli bulunmamış, ancak tuzluluğun 7.5 ds/m olduğu konuda verimde oluşan azalma kontrole göre % 60 değerlerine ulaşmış ve bu sonuç istatiksel olarak da önemli bulunmuştur. Subra Roa vd., (1987) tarafından, tuzlu sulama suyunun domatesin gelişme ve verimi üzerine etkisini saptamak için killi-tınlı bir toprakta tarla denemesi yürütmüşlerdir. Tuzluluk düzeyleri arttıkça domatesin gelişme ve veriminde önemli düzeyde azalmalar olduğunu tespit etmişlerdir. Sulama suyu tuzluluğunun 5 ds/m yi aştığında ise domates veriminin, % 50 azaldığını bildirmişlerdir. Matsubara ve Tasaka (1988), Okayama Üniversitesinde yaptıkları bir çalışmada 0, 1000, 2000, 4000, 6000 ve 8000 mg/l seviyelerinde NaCl içeren çözeltilerle kumlu toprakta ıspanak yetiştirmişlerdir. Bu çalışma sonucunda ıspanağın NaCl ye oldukça 4

16 toleranslı olduğunu ve 8000 mg/l yi aşan konsantrasyonlarda bile verim azalmasının yalnızca % 50 olduğunu bulmuşlardır. Neuman vd., (1988), fasulye fidelerinin düşük düzeylerde ( mm) tuzluluğa (NaCl) maruz bırakıldığında, üç günlük süre içerisinde ışıklı koşullarda primer yapraklarda hücre genişlemesinin azaldığını bildirmekte ve bunu hücre büyüme parametrelerinden hücre duvarı büyümesi ve turgora bağlamaktadırlar. Tuzluluk 72 saat sonra hücre büyümesinde herhangi bir olumsuz etki meydana getirmemiş, kontrol bitkilerinde oransal olarak küçük artışlar görülmüştür. Diğer yandan 50 mm NaCl 24 saat içinde toplam yaprak turgorunu önemli ölçüde azaltmış, yaprak osmotik potansiyelinde adaptif azalmaya paralel olarak ksilem basıncı, yapraktaki apoplastik madde potansiyelini düşürmüş ve bu düşüş de sonuçta yaprağın su potansiyelini düşürmüştür. Bu bulgularla, fasulye fidelerinde orta tuzluluk seviyelerinde başlangıçta yaprak büyüme oranının, hücre duvarı büyümesindeki azalmadan çok turgordaki düşüşten kaynaklandığını ve uzun dönem tuzluluk koşullarında (10 gün) turgordaki azalmaya ters olarak hücre duvarı büyümesinin sağlandığını ifade etmişlerdir. Anonymous (1989) a göre mısır, tuza dayanımı orta hassas olan bir bitkidir. Bitki çeşidi ile tuzluluk toleransı arasında ilişki kurmak için seçilen parametreler, bitki büyümesi ve verimdir. Büyümenin azalması temelde kök bölgesindeki toprak eriyiğinin ozmotik basıncına bağlıdır. Topraktaki tuz dağılımı genellikle yer ve zamana bağlı olarak değişiklik gösterir. Kök bölgesinin üst kısmında su alımı daha fazla olduğu için bitki, kök bölgesinin üst kısmındaki tuzluluktan, kök bölgesinin alt kısmındaki tuzluluğa göre daha çok etkilenir. Jones vd., (1989), altı farklı hıyar (Cucumis sativus L.) çeşidinin farklı tuz konsantrasyonlarında (0, 0.8, 4.0, 6.0, 9.0, 12 ve 15 ds/m) gösterdikleri tepkilerin incelendiği bir çalışmada, artan tuz konsantrasyonları çimlenme ve kök oluşumunda azalmalara neden olmuş, bitki gelişimini olumsuz etkilemiştir. Bitki dokularında artan Na ve Ca iyon konsantrasyonları belirlenirken, K ve Mg iyon konsantrasyonlarında azalmalar belirlenmiştir. Serada yapılan verim ve meyve kalitesi denemelerinde 1.6 ve 4.0 ds/m olmak üzere iki farklı tuz konsantrasyonu 5

17 kullanılmıştır. Sonuçta, yüksek tuz konsantrasyonu meyve veriminde azalmalara neden olmuş ancak meyve kalitesini etkilememiştir. Yadav vd., (1989), farklı tuzluluk seviyelerinde nohutun çimlenme, gelişme ve mineral kompozisyonunu araştırdıkları saksı çalışmalarında, artan tuzluluk düzeylerinin (1.4, 2.5, 4.3, 6.2, 8.5 ds/m) çimlenmeyi geciktirdiğini çimlenme yüzdesini düşürdüğünü, kuru madde üretimini azalttığını, Ca, Mg ve Na miktarını arttırdığını ve K ile B miktarını azalttığını bildirmektedirler. Sharma (1990), elektiriksel iletkenliği (EC) 4 ds/m ve klor tuzluluğunun dominant olduğu topraklarda 4 farklı nohut çeşidini test ettikleri çalışma sonucunda, tuzluluğa gösterilen tepki bakımından çeşitler arasında farklılık olduğunu, verim komponentlerinin gerilemesine paralel olarak, ortalama verimin de kontrol uygulamasına göre % 50 düştüğünü bildirmektedirler. Mass ve Grieve (1990), sera denemelerinde tuzluluğun Probred ve Aldura buğday çeşitleri üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Tuz stresinin başak gelişimini hızlandırdığını, başaklanma dönemini erken başlattığını, kardeşlenmeyi ise 3-4 gün geciktirdiğini bildirmişlerdir. Ayrıca 0.45 ve 0.65 MPa lık ozmotik basınç oluşturan tuzluluk düzeylerinde, hasat indeksinde Aldura çeşidinde sırasıyla % 38-54, Probred çeşidinde ise % 7-43 oranında verim düşüşü olduğunu; bu nedenle verim potansiyeli daha yüksek olan Probred çeşidinin tuza daha dayanımlı olduğunu ve her iki çeşitte de kardeş sayısının azaldığını rapor etmişlerdir. Van Hoorn ve Van Alpen (1990), bitkilerin tuza toleransını belirlemek için oransal verim ve gerçek verim çalışmalarının yapılabileceğini belirtmişlerdir. Oransal verim, bir bitkiden tuzlu koşullar altında alınan verimin, bu faktörlerin olmadığı koşulda elde edilen verime oranı olarak belirtilmekte ve bitkilerin tuza toleransını belirlemede en uygun yöntem olarak önerilmektedir. Gerçek verim ise tuzlu koşullar altında yetiştirilen bitkiden birim alanda alınan verim olarak belirtilmektedir. Bitkilerin gerçek verim değerleri ile bu verimlerin ekonomik değerleri, tuzlu koşullarda bitki yetiştirirken bitki desenine etkili olmaktadır. 6

18 Güngör ve Yurtseven (1991), değişik tuzluluk (NaCl, CaCl2, MgCl2) düzeylerindeki sulama sularının soya fasulyesinin verimine etkisini araştırdıkları iki yıllık tarla denemelerinde bitkileri EC si 0.6, 1.5, 2.5 ve 5.0 ds/m olan sulama suları ile sulamışlar ve sonuçta 5.0 ds/m tuzluluk düzeyinde tane veriminin birinci yıl % 79.8, 2.yıl % 62.3 oranında düştüğünü ve yine aynı tuzluluk düzeyinde bitki su tüketiminin % 5-10 kadar azaldığını, sulama suyunun EC sinin 1.5 ve 2.5 ds/m olduğunda verimin en yüksek olduğunu, daha yüksek veya daha düşük tuzluluk düzeylerinde ise verimin olumsuz olarak etkilendiğini saptamışlardır. Katerji vd., (1992), bakla (Superaquadulce) yı İtalya/Bari de kil dolu tanklarda, NaCl, CaCl2 ve MgSO4 katılarak elde edilmiş üç farklı tuzluluk seviyesine sahip olan 0.9 ds/m (a-kontrol), 2.1 (b) ds/m ve 4 ds/m (c) su ile sulanmıştır. Diğer konular olan c ve b uygulamalarında, toprak tuzluluğunun aşamalı olarak artış gösterdiğini bildirmişlerdir. Tuzluluk artışıyla birlikte, yaprak nem potansiyeli ve stomanın iletkenliğinin düştüğünü ve yaprak kısmında kuru madde üretimi ve verimin azaldığını kaydetmişlerdir. Şener (1993), Ege Bölgesi nde lizimetre koşullarında değişik kalitedeki sulama sularının pamuk verimine ve toprak tuz dengesine etkilerine incelemek amacıyla yaptığı çalışmada, 0-90 cm toprak derinliğindeki tuzluluğun (ECe) 5.7 ds/m olduğundan pamuk veriminin azalmaya başladığını, tuzluluğun her bir birim artışına karşın ise verimdeki azalma miktarının % 5 olduğunu belirtmiştir. Sulama suyu tuzluluğunun artması ile toprak tuzluluğunda da artma görülmüş ve bu artmanın özellikle üst toprak katmanlarında meydana geldiği vurgulanmıştır. Satti vd., (1994), yaptıkları bir çalışmada beş çeşit domates bitkisinde, 50 mm NaCl, 20 mm Ca(NO3)2 ve 2 mm KNO3 ile tuzlulaştırdıkları besin çözeltisinde domates bitkisinin Ca ve K karışımlarının çiçeklenme ve verim üzerine etkilerini incelemişlerdir. Çiçeklenmenin ve meyve tutumunun tuzluluktan olumsuz yönde etkilendiğini ve kontrol konusuna göre çiçek sayısının % 44 azaldığını bildirmişlerdir. Yaş meyve verimi açısından incelendiğinde ise 50 mm NaCl tuzunun % 78 lere varan büyük bir azalmaya neden olduğunu saptamışlardır. 7

19 Katerji vd., (1994), ayçiçeği ve darı bitkisinin erken fide gelişimi ve ürün verimi üzerine su stresi ve tuzluluğun etkisi isimli çalışmalarında, 4 farklı kalitede sulama suyu düzeyi ve iki farklı toprak tekstürü kullanmışlardır. Farklı toprak tekstürü ürün gelişmesini etkilememiş buna rağmen tuzluluğu etkilemiştir. Fide gelişimi boyunca tuzluluk ve toprak tekstürü fide gelişimini etkilemiştir. Bu süreçte yaprak su potansiyelinde, stomal iletkenlikte ve bitki su tüketiminde su stresi belirtileri görülmüştür. Tuzluluk ne kadar yüksek olursa yaprak büyüklüğü ve kuru madde üretimi de o kadar az olmuştur. Yaprak, gövde ve kökte tuzluluk artışı ile birlikte büyümede benzer azalmalar gözlenmiştir. Sezen (1995) e göre toprak çözeltisindeki tuz konsantrasyonu ile ozmotik basınç arasında yakın bir ilişki vardır. Bitkilerin topraktan ihtiyaç duydukları suyu kolay alabilmeleri için toprak çözeltisinin ozmotik basıncı bitki kök hücrelerinin ozmotik basıncından düşük olmalıdır. Tuzlu ve tuzlu-sodik topraklarda, toprak çözeltisindeki tuz konsantrasyonunun oluşturduğu ozmotik basınç, kök hücrelerinin ozmotik basıncına eşit veya daha fazla olduğunda toprakta yeterli su olsa bile bitki tarafından alınamaz. Bu durumda bitki beslenmesi ve gelişimi yavaşlar hatta bitkiler ölür. Cayuela vd., (1996), tarafından yapılan bir çalışmada domates tohumlarına 6 mm NaCl tuzlu su uygulaması yapılmış vebu konudaki tohumların kontrol bitkilerine göre daha erken çimlenme sağlandığı tespit edilmiştir. Fide aşamasında ise bu bitkilere 70 ve 140 mm NaCl içeren tuzlu su uygulandığında, çimlenme döneminde tuzlu su uygulanmış olan bitkilerin yapraklarında organik asit ve şeker miktarının kontrol bitkilerine göre daha yüksek olduğu, bu durumda bitkinin NaCl tuzluluğuna karşı daha iyi korunabildiği tespit edilmiştir. Yurtseven vd., (1996), biberde (Capsicum annuum) yaptıkları bir çalışmada değişik çimlenme ve fide oluşumu dönemleri ile sonraki bitki gelişme dönemlerindeki sulama suyu tuzluluklarının bazı verim parametreleri üzerine olan etkilerini incelemek üzere saksı denemeleri kurmuşlardır. Denemede 4 tuzluluk düzeyi (0.25, 1.5, 3.0, 6.0 ds/m) ile sulamalar yapılmıştır. Serada saksı denemeleri biçiminde yapılan çalışmalar sonucunda; fide oluşumu üzerine ise fide boyunun artmasına neden olacak şekilde etki etmiştir. Yine çimlenme ve fide oluşumu dönemlerindeki tuzluluklar, sonraki bitki gelişmesi üzerine de herhangi bir etki yapmamıştır. 8

20 Çimlenmeye ve fide biokütle değerine 3.0 ds/m lik tuzluluk düzeyinin önemli bir etkisi olmadığı, fide boylarının ise bu tuzluluk düzeyinde % 13 kadar arttığını gözlemlemişlerdir. Tuzluluğun 0.25 ds/m düzeyinden 6 ds/m düzeyine artması ile verimde azalma % 61 düzeyine ulaşırken meyve boyu üzerinde ise % 13 lük bir azalmaya neden olmuştur. Meyvede ise toplam kül değerlerini % 5 düzeyinde etkilediğini gözlemlemişlerdir. Sonraki bitki gelişme döneminde göz önüne alınan sulama suyu tuzluluk düzeyleri ise bitki verimini azaltıcı etkide bulunmuştur. Yaprak ve dallardaki toplam kül değerleri ise deneme konularından etkilenmemiştir. Meyve biokütle değerleri ise % 11 artmıştır. Al-Tahir ve Al-Abdulsalam (1997) nın yaptıkları çalışmada bakla (Vicia faba L.) bitkisinin değişik zamanlarda tuza tepkisini ölçmek amacıyla vejetatif evrede ve bakla oluşma evresinde NaCl ve CaCl2 kullanılarak farklı tuzlu su (EC; 2, 6, 10, 14 ds/m) uygulamaları yapmışlardır. Vejetatif ve bakla oluşma evrelerinde 6 ds/m ve üzeri EC ye sahip tuzlu su kullanımının bitki gelişimini önemli oranda azalttığını vurgulamışlardır. Tuzluluk bitki uzunluğunu ve bitki kuru ağırlığını da azaltmıştır. Çoğunlukla yaprak kenarlarında nekroz şeklinde görülen yaprak hasarı vejetatif evredeki tüm tuz uygulamalarında diğer safhalardaki tuz uygulamalarına nazaran daha belirgin gözlenmiştir. Suyun tuzluluğu ve tuzun uygulanma zamanı çiçeklerde ve baklaları taşıyan nodların sayısında azalmalar yaratmıştır. Tuzluluk erken safhada uygulandığında bakla oluşturan çiçeklerin oranını ve baklaların kuru ağırlığını da aşırı şekilde azalttığını vurgulamışlardır. Katerji vd., (1997), domates bitkisini çakıl ve tınlı toprak kullandıkları ortamlarda yetiştirmişler ve üç farklı tuz seviyesinde sulamalar (0.9, 2.3, 3.6 ds/m) gerçekleştirmişlerdir. Tuz seviyesindeki artış sonucu her iki yetiştirme ortamında da yaprak su potansiyeli, stoma geçirgenliği, evapotranspirasyon ve yaprak alanı değerlerinde kayıplar meydana gelmiştir. Araştırmacılar özellikle meyve veriminin en yüksek tuz konsantrasyonunda kontrol bitkilerine oranla % 60 oranında bir azalma olduğunu bildirmişlerdir. Carvajal vd., (1998), kavunda farklı tuz konsantrasyonlarının (20, 40 ve 60 mm NaCl), bitki gelişimi, ozmotik düzenleme ve su ilişkisi üzerindeki etkilerini fide, çiçeklenme, meyve tutumu ve meyve gelişimi dönemlerinde incelemişlerdir. Tüm 9

21 dönemlerde stoma geçirgenliği, bitki gelişimi ve ozmotik potansiyel artan tuz konsantrasyonu ile azalmıştır. Yapraklardaki toplam şeker miktarı tuz uygulamasının hemen ardından artarken ilerleyen dönemlerde kontrol bitkilerine yakın değerler almışlardır. Yapraklarda Na ve Cl iyonları artarken K miktarında ise azalma belirlenmiştir. Çalışmada bitki gelişimi ve meyve tutumu gibi parametrelerin azalmasında toksik iyon birikimi etkisinin olduğu, ozmotik uyumun sağlanması amacı ile inorganik bileşiklerin organik bileşiklerden bünyede daha hızlı arttığı ifade edilmiştir. Katerji vd., (1998), verim ve bitki su tüketimi arasındaki ilişkide tuzluluk ve kuraklık etkileri üzerine bir araştırma yapmışlardır. Çalışmada mısır, soya fasulyesi, ayçiçeği ve patates bitkileri 0.9 (kontrol), 2.3 ve 3.6 ds/m farklı kalitedeki sularla sulanmıştır. Büyüme periyodu boyunca toprak tuzlulukları patates bitkisi için ds/m, mısır ve ayçiçeği bitkileri için ds/m, soya fasulyesi için ise ds/m arasında artış göstermiştir. Mısır ve ayçiçeği tuzluluk arttıkça azalan verim tahmin edilen sınırlar arasındayken, patates için biraz daha az olmuş ve soya fasulyesi için tahmin edilenden daha yüksek bir verim elde edilmiştir. Tekin ve Bozcuk (1998) un yaptıkları çalışmada Ayçiçeği (Helianthus annuus L. var. santafe) tohumları 50, 100, 200 mm NaCl etkisi altında yetiştirildiğinde tuz derişimine bağlı olarak tohumların çimlenmesi sırasıyla % 21.98, % 29.27, % oranında engellenmiş ya da gecikmiş olduğunu kaydetmişlerdir. Çimlenme döneminde ilk kök uzunluğu tuzdan, derişime bağlı olarak sırasıyla % 30.43, % 52.55, % oranında olumsuz etkilendiğini bildirmişlerdir. Taze ve kuru ağırlık değerleri kontrol grubu ile karşılaştırıldığında, 200 mm NaCl etkisi altındaki bitkilerde taze ve kuru ağırlık sırasıyla % 51.42, % oranlarında azaldığını bulmuşlardır. Yurtseven vd., (1999), tuzluluğun turpta verim ve kaliteye olan etkilerinin belirlenebilmesi amacıyla serada saksı denemesi yürütmüşlerdir. Yaptıkları bu çalışmada 5 sulama suyu tuzluluğu (0.4, 1.5, 2.5, 5 ve 7.5 ds/m) ile iki Ca/Mg oranı (O1 3:1 ve O2 1:3) konularını tesadüf parsellerinde faktöriyel denemeler biçiminde ele almışlardır. Yumru ve gövde verimleri, yumru çapı ve uzunluğu ile büyüme indeksi (çap/boy) verilerini değerlendirmişlerdir. Yumru ve gövde verimlerinin her 10

22 ikisi de tuzluluk konularından etkilenmiştir. Tuzluluğun yumru çapı üzerine etkisinin 1.5 ds/m düzeyinden itibaren, yumru boyu üzerine etkisinin 2.5 ds/m düzeyinden itibaren başladığı görülmüştür. Elde edilen yumru ağırlıkları ila 90.21g arasında değişirken tuzluluk seviyelerindeki artışın yumru ağırlıklarının önemli düzeyde azalmasına neden olduğunu bildirmişlerdir. Bitki gövde ağırlıklarının da tuzdan önemli düzeyde etkilendiğini ve tuzluluğun 2.5 ds/m yi geçmesi halinde gövde ağırlığında azalmalar olduğunu bulmuşlardır. Ca/Mg oranı ise incelenen verim parametrelerinin hiç biri üzerine önemli etki yapmamış ancak, yumru ağırlığı ve yumru çapı üzerine interaksiyon etkisi oluşturarak bu parametrelerdeki tuzluluğun basit etkisini değiştirmiştir. Clark vd., (2000), bitkiler ve topraklar üzerinde tuzun etkisini laboratuar çalışmalarıyla gözlemlemişlerdir. Çalışmada, tuza dayanımlı Pamuk (Gossypiumhirsutum L.), orta dayanımlı Sorgum (Sorghum bicolor (L.) Moench), tuza orta duyarlı Biber (Capsicum annuum L.) ve tuza duyarlı Fransız Kadife çiçeği bitkilerini kullanmışlardır. Çalışmada, biri kontrol olmak üzere tuzlu 4 eriyik hazırlanmıştır. Tuzluluk düzeyleri, kontrol eriyiğinde 3:1 oranında CaCl2 ve NaCl karıştırılarak; diğerlerinde ise tuz düzeyleri düşük (6.2 ds/m), orta (9.5 ds/m) ve yüksek (12.8 ds/m) olacak şekilde hazırlanmıştır. Çalışma sonucunda, Kadife çiçeği bitkisi en yüksek gelişimi, kontrol düzeyinde göstermiş; bunu düşük tuz düzeyi izlemiştir. Ancak, orta ve yüksek tuzluluk düzeylerinde bitki yaşayamamıştır. Biber bitkisindede tuzluluk düzeyleri aynı etkiyi göstermiştir. Sorgum bitkisi kontrol, düşük ve orta tuzluluk düzeyinde azalan şekilde gelişme göstermiş, yüksek tuzlulukta çok az gelişmiştir. Pamuk bitkisinde ise artan tuzluluk düzeylerine karşın bitki gelişimi etkilenmemiştir. Chartzoulakis ve Klapaki (2000), Sonar ve Lamuyo hibrit biber çeşitlerinde yapılan bir tuzluluk çalışmasında bitkilere farklı dozlarda (0, 10, 25, 50, 100 ve 150 mm) NaCl uygulanmış ortamlarda çimlenme ve bitki gelişimi incelenmiştir. Deneme sonunda, 50 mm tuz uygulamasının çimlenmeyi geciktirdiği fakat çimlenme yüzdesine bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Bunun yanı sıra 100 ve 150 mm tuz uygulamalarının hem çimlenmeyi hem de fide gelişimini olumsuz etkilediği ve 150 mm NaCl konsantrasyonundaki bitkilerde meyve sayısı ve ağırlığında belirgin azalmalar olduğunu bildirmişlerdir. Bitki gelişimi 10 mm den daha yüksek 11

23 konsantrasyonlarda yavaşlarken, 25 mm ve üstünde tuz uygulanan ortamlarda yetiştirilen bitkilerde bitki uzunluğu, kuru ağırlık ve yaprak alanlarında azalma meydana gelmiştir. Bu bitkilerde köklerde Na birikimi artarken, Cl iyonlarının yapraklarda artış gösterdiği belirlenmiştir. Her iki çeşitte de meyve verimi azalmış, 150 mm da yetiştirilen bitkilerde bu azalma kontrol bitkilerine oranla % 95 oranında olmuştur. Araştırıcılar çalışma sonunda Lamuyo hibrit biber çeşidinin Sonar çeşidine göre tuz stresine daha hassas olduğunu bildirmişlerdir. Yurtseven (2000), patlıcanda (Solanum melongena) su tüketimine tuzluluğun etkisi isimli çalışmasında, farklı tuzlulukta sulama suları uygulanan patlıcan parsellerinden hesaplanan gerçek bitki su tüketimi değerlerinin (ETc) tuzluluğun etkisiyle değişimini incelemiş, ayrıca ETc değerlerinin kap buharlaşması yöntemine göre hesaplanan referans bitki su tüketimleri (ETo) ile karşılaştırmıştır. Denemelerde sulama suyu tuzlulukları olarak 1.3, 3.0, 4.5 ve 6 ds/m lik toplam tuzluluklar ile Ca/Mg un iki değişik oranı (3:1 ve 1:3) ele alınmıştır. Suların tuzluluk düzeylerinin oluşturulmasında NaCl, CaCl2 ve MgSO4 tuzları kullanılmıştır. İstenen tuzluluk düzeylerinde sulama sularının hazırlanabilmesi ve parsellere verilebilmesi amacıyla her parsel başına 225 lt hacimli metal kaplar yerleştirilmiştir. Kapların alt kısımlarına yerleştirilen bir vana yardımıyla sulamalar, suyun bitki sıra aralarına açılan yüzlek karıklara verilmesi şeklinde yapılmıştır. Sonuç olarak tuzluluğun artması ile su tüketimi değerlerinde azalmalar görülmüştür. Aynı zamanda bu ilişkinin sulama suyunun Ca/Mg oranı tarafından da etkilendiği görülmüştür. Yurtseven ve Baran (2000), brokkoli de (Brassica oleracea bıtrytis) tuzluluğun bitki gelişmesine etkisini belirlemek amacıyla serada saksı denemeleri yürütmüşlerdir. Araştırmada 5 sulama suyu tuzluluğu (0.25, 1, 3, 6 ve 9 ds/m) ve 3 sulama suyu miktarı (gereksinilen suyun % 80, % 100 ve % 120 si düzeyinde sulama) konularını faktöriyel düzende 3 tekrarlamalı olarak ele almışlardır. Bitki verimi üzerine sulama suyu tuzlulukları ile sulama suyu miktarının her ikisi de etkili olurken, kuru madde ve toplam kül değerleri üzerine sadece tuzluluklar etkili olmuştur. Verimde 6 ds/m düzeyinden itibaren önemli azalmalar olmuş, sulama suyu miktarındaki artış ise verimi artırmıştır. Tuzluluğun artması bitki kuru madde miktarlarının azalmasına neden olurken, toplam kül içeriklerini artırmıştır. Bitki yaş ağırlıkları 30.1 ila g/saksı arasında değiştiğini ve bitki yaş ağırlıklarının sulama suyu tuzluluğunun 12

24 artması ile önemli düzeylerde azalma gösterdiğini saptamışlardır. Su miktarları ile tuzluluk etkileşimi incelendiğinde, kısıtlı sulama koşullarında tuzluluğun etkisi daha büyük olurken, % 120 yıkama gereksinimi uygulandığı koşulda tuzluluğun olumsuz etkisinin azaldığını bildirmişlerdir. Tuzluluk etkisinde kuru ağırlık değerinde de önemli düzeyde azalma saptanırken azalmanın başladığı düzey 5.78 ds/m olarak bulmuşlardır. Yurtseven vd., (2000a), turp bitkisindeki farklı sulama tuzluluğu ve Ca/Mg oranı uygulamalarının bitki biokütle ve mineral madde içeriğine etkisi isimli çalışmalarında 5 farklı sulama suyu tuzluluğu (0.4, 1.5, 2.5, 5.0 ve 7.5 ds/m) ve 2 farklı Ca/Mg oranı (3:1 ve 1:3 ) konularını ele almışlardır. Sonuç olarak yumru ve gövde biokütle değerleri, tuzluluk ile % 1 düzeyinde önemli değişmeler görülmüştür. Mineral madde içeriklerinde Na, Ca, Mg, Cl, N, P, Zn ve Mn önemli değişmeler gösterirken K, Fe ve Cu içerikleri ise değişmemiştir. Yurtseven vd., (2000b), farklı sulama suyu tuzluluklarının farklı gelişme dönemlerinde domates bitkisinin verim ve kalitesine etkisi isimli çalışmalarında, bitkiler 35 cm çapında ve 50 cm yüksekliğinde (PE) polietilen lizimetrelerde yetiştirmişlerdir. Sulama suyu tuzlulukları 2.5 ve 5.0 ds/m ve kullanılan tuz çeşitleri (KCl +CaCl2) ve (NaCl+CaCl2) dür. Drenaj suyunun kontrolü için lizimetreler altına aynı çapta plastik kaplar konulmuştur. Denemede kullanılan topraklar 0-40 cm derinlikten alınmış, 4 mm lik elekten geçirilmiş ve verimlilik analizine göre gerekli miktarda organik ve inorganik gübre ilave edilmiştir. Çalışmada Falcon ve Likya (F1) olmak üzere iki farklı domates çeşidi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda sulama suyu tuzluluğu artışıyla birlikte her iki çeşitte de verimde önemli azalmalar olmuştur. Falcon çeşidinde tuzlulukla birlikte meyve çapında artış gözlenirken, özellikle 5 ds/m tuz düzeyinde Likya çeşitinde azalmalar gözlenmiştir. Sulama suyu tuzluluğundaki artışa paralel olarak, her iki çeşitin meyve mineral içerikleri (Na +, K +, Ca ++, Mg ++ ve Cl - ) kontrol konusuna göre önemli oranda artış göstermiştir. 13

25 Pessarrakli vd., (2001), yaptıkları çalışmada 100, 200 ve 400 mm NaCl etkisi altında yetiştirilen Disticlis spicota (tuz otu) bitkilerinde kök ve gövde uzunlukları tuz seviyesi ve uygulama süresi arttıkça azaldığını bildirmişlerdir. Kök uzunluğu ile karşılaştırılınca gövde uzunluğu, yüksek tuz seviyesinde tuzdan daha fazla etkilendiğini ortaya koymuşlardır. 200 mm NaCl etkisi altında yetişen bitkilerde gövde taze ve kuru ağırlıkları; 200 ve 400 mm NaCl etkisi altında yetişen bitkilerde kök kuru ağırlıkları önemli oranda artış olduğunu kaydetmişlerdir. Steppuhn vd., (2001), farklı tuz dozları (1.2, 11.2 ve 24.9 ds/m), fasulye ve buğday bitkilerini kullanarak tuzluluğun bu bitkiler üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Artan tuz konsantrasyonlarının tüm bitkilerde çimlenme oranını azalttığını, ilk gelişme döneminde bezelyede bitki ölümlerinin gerçekleştiğini, biokütle ağırlığını azalttığını ve verimde % 40 oranında azalmalar olduğunu, bu bitkiler arasında buğdayın tuzluğa bezelye ve fasulyeden daha toleranslı olduğunu bildirmişlerdir. Yurtseven vd., (2001), sulama suyu tuzluluğunun tınlı toprakta profil tuzluluğuna etkisini araştırmak amacıyla tarla denemeleri yapmışlardır. Çalışma dört faklı tuzluluk (kontrol-1.3, 3.0, 4.5 ve 6.0 ds/m) ve iki farklı Ca/Mg oranı (3:1 ve 1:3) kullanmışlardır. Toprak profil tuzluluğu değişimlerini 0-90 cm profil için incelemişlerdir. Bütün parsellerde tuzluluklar artmış, tuzluluğun yüksek olduğu konularda bu artış daha da yüksek düzeylerde bulunmuş, buna karşın cm profilde, profil tuzluluğundaki değişim oldukça azdır. Öztürk (2002), patlıcan (Solanum melongena L.) bitkisinde, gelişme periyodu 3 döneme ayrılarak bu dönemlerin farklı kombinasyonlarında uygulanan normal ve tuzlu suyun bitki gelişimine ve toprak tuzluluğuna etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma yürütmüştür. Çalışmada tuzlu su olarak 5 ds/m ve normal su olarak da 0.25 ds/m elektriksel iletkenliğe sahip sular kullanılmıştır. Özellikle ilk dönemlerde olmak üzere farklı dönemlerde uygulanan tuzlu suyun; bitki su tüketimini, bitki boyunu, bitki ağırlığını önemli düzeyde azalttığı buna karşılık yaprakların mineral madde içeriğini ve toprak tuzluluğunu önemli düzeyde arttırdığı belirlenmiştir. Ayrıca yüksek tuzlu su uygulamalarında mutlaka yıkama yapılmasının gerektiği ortaya çıkmıştır. 14

26 Asraf vd., (2003), 0 ve 100 mm NaCl konsantrasyonlarında yetiştirilen iki farklı bamya çeşidinin (Posa Sawni ve Sabz Bhindi) iyon değişimi, su içeriği ve büyüme parametreleri bakımından ortaya çıkarttıkları farklılıkları incelemişlerdir. Sabz Bhindi çeşidinin; kök, gövde taze ve kuru ağırlıkları, gövde boyu ve yaprak alanı bakımından Posa Sawni çeşidine göre daha iyi bir performans gösterdiği, yaprak su içeriğinin de Posa Sawni çeşidine göre daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Kök ve gövdede yapılan iyon analizleri sonucunda Na, Cl, K ve Ca iyon konsantrasyonları ile K/Na ve Ca/Na oranları bakımından çeşitler arasında fark olmadığı belirlenmiştir. Her iki çeşitte de tuz stresine maruz bırakılan bitkilerin gövde ve kök kısımlarında Na ve Cl iyonlarında artış belirlenirken, K ve Ca iyon konsantrasyonlarında azalma kaydedilmiştir. Sabz Bhindi bamya çeşidinin tuz uygulanmayan ve uygulanan ortamlarda daha yüksek CO2 asimilasyon oranı, transpirasyon ve stoma iletkenliği gösterdiği çalışmada kullanılan bamya çeşitleri arasında tuza tolerant bakımından farklılıklar olduğu bildirilmiştir. Garca-Sanchez vd., (2003), sulama suyu ve tuzluluğun limon ağaçlarında verim, meyve kalitesi ve mineral element içerikleri üzerine etkilerini araştırdıkları bir çalışmada; üç farklı EC değerine (1, 2.5, 4 ds/m) sahip sulama suyu kullanmışlardır. İki yıllık bir arazi çalışması sonucunda, sulama suyundaki tuzluluk düzeyinin artışı ile meyve verim ve kalitesinde azalmalar meydana geldiğini, yapraklarda Na ve Cl iyon içeriklerinin arttığını bildirmişlerdir. Lacerda vd., (2003), farklı iki sorgum genotipinin tuz toleransının belirlendiği bir çalışmada, bitkiler fide döneminde 0 ve 100 mm NaCl içeren ortamlarda tuz stresine maruz bırakılmışlardır. Tuz stresinin gövde ve yaprak gelişimini azalttığı, yapraklarda zararlanmalar ortaya çıkarttığı gözlenmiştir. Çalışmada, toksik iyon birikiminin yaprağın alt kısımlarında uç kısımlara oranla daha yüksek olduğu, bununla birlikte K iyon konsantrasyonun da azaldığı bildirilmiştir. Özellikle bu değişimlerin tuza hassas olan genotipte daha hızlı gerçekleştiğini ifade eden araştırmacılar, yapraklarda meydana gelen değişimlerin toksik iyon konsantrasyonundaki artış ve buna bağlı olarak azalan K iyon konsantrasyonuna dayandırmışlardır. 15

27 Malkoç vd., (2003), tarafından serada yürütülen bir çalışmada farklı tuz uygulamalarının, mısır (Zea Mays L.) ve fasulye (Phaseolus Vulgaris L.) bitkilerinin gelişim ve bitki besin maddeleri içeriğine etkilerini belirlemek amaçlanmıştır. Denemede 6 farklı tuz çeşidi (NaCl, Na2SO4, CaCl2, CaSO4, MgCl2 ve MgSO4) ve 4 farklı doz (0, 4, 8 ve 12 g/saksı) uygulaması yapılmıştır. Araştırma sonucunda, elde edilen verilere göre farklı tuz uygulamaları, toprağın ph ve tuzluluk düzeyini arttırmış, bitki gelişimi ve kuru madde miktarını da azalttığını ortaya koymuşlar. Mısır ve fasulye bitkilerinde kuru madde miktarının uygulanan doz arttıkça kontrole göre önemli derecede azaldığı vurgulanmıştır. Muscolo vd., (2003), yaptıkları çalışmada değişik derişimlerde NaCl (0, 50, 100, 150, 200 mm) uygulanan çim çeşidinde (Pennisetum clandestinum Hochst.) tuzluluğun kök uzunluğunu yaprak uzunluğundan daha fazla etkilediği bulunmuştur. En yüksek tuz seviyesi, diğer derişimlere göre yaprak sayısını önemli oranda (% 64) azaltmıştır. Yüksek oranda tuza maruz kalan bitkilerin dokularda Na + miktarının kayda değer oranda arttığı belirlenmiştir. Shiyab vd., (2003), yaptıkları çalışmada Citrus aruantum L. mikro gövdeleri, birden veya yavaş yavaş artırılarak uygulanan farklı derişimlerde NaCl ye maruz bırakılmışlardır. 0 mm dan 150 mm a kadar NaCl ye birden maruz bırakılan mikro gövdelerde gövde uzunluğunda, gövde sayısında, yaprak sayısında, kuru ağırlıkta önemsiz bir indirgenme olduğu tespit edilmiş; 200 mm ile 300 mm NaCl seviyelerinde ise büyüme parametrelerinin tuzdan aşırı şekilde etkilendiği ve mikro gövdelerin öldüğünü ortaya koymuşlardır. Azar azar artan NaCl ye maruz bırakılan bitkilerde, artan tuz oranıyla beraber aynı kriterler genellikle azalmış; ama azalmanın, NaCl ye birden maruz kalan bitkilerde, kaydedilenden daha az olduğunu bildirmişlerdir. Buna ek olarak, 150 mm ve üzeri tuzlulukta köklenme gözlenmemiştir. Birden NaCl uygulamasında gövdenin fosfor, K +, Fe +2 içeriği artan tuzlulukla beraber azalmıştır; bu iyonlarda gözlenen azalma, azar azar NaCl uygulamasında daha az olduğu bulmuşlardır. 16

28 Estan vd., (2004), domates bitkisinde aşılı çeşitlerin sürgünlerinde sodyum ve klorürün taşınımlarına bakarak tuz toleransını araştırdıkları çalışmada artan tuz konsantrasyonlarında (0, 25, 50 ve 75 mm NaCl) yapraklardaki fizyolojik değişiklikleri ve meyve verimini incelemişlerdir. Aşılı çeşitlerde meyve veriminin 25 mm NaCl uygulamasında, 50 ve 75 mm NaCl uygulamasına göre olumlu etkilendiğini belirtmişlerdir. Bazı çeşitlerde de % 80 e kadar ürün artışı olduğunu tespit etmişlerdir. Aşılı çeşitlerde 25 mm NaCl uygulamasının, 50 ve 75 mm NaCl e göre bitki gelişimini olumlu etkilediğini, kökteki etkilerin daha az, meyvedeki etkilerin daha fazla olduğunu belirtmişlerdir. Duan vd., (2004), sivri biber (Chenopodıum Glaucum L.) tohumlarının çimlenmesi üzerine su stresi ve tuzluluğun etkisi isimli bir çalışma yapmışlardır. Çalışmada farklı tipte tuzlar (Na2SO4, Na2CO3, MgSO4, NaCl, MgCl2) ile farklı toprak tuzlulukları oluşturularak çimlenme sağlanmıştır. Tuzluluk artışı ile birlikte artan ozmotik basınca bağlı olarak çimlenme yüzdesinde önemli derecede azalma gözlenmiştir. Elkhatib vd., (2004), dört farklı patates kültürünün (Spunta, Alpha, Cara ve King Edward) tuza toleransı isimli çalışmalarında kontrol suyu ile birlikte 4 farklı kalitede (0.53-kontrol, 3.13, 6.25 ve 9.38 ds/m) sulama suyunu NaCl tuzu katarak elde etmişler ve patates yumrularının bu tuzlu su uygulamasından etkilenmesini gözlemişlerdir. Çalışma sonunda patates yumrularında tuzluluk artışı ile birlikte yumrularda önemli derecede küçülme gözlenmiştir. Tuza dayanıklılık bakımından patates kültürleri şu şekilde sıralanmıştır; Cara>Alpha>Spunta>Kİng>Edward. Sonbahar ve yaz döneminde ayrı ayrı yapılan denemelerde her kültürde en yüksek tuza dayanım başarısı yaz mevsiminde elde edilmiştir. Kadayıfçı vd., (2004), sulama suyu tuzluluğunun soğan bitkisinin yumru verimi, bitki su tüketimi ve toprak profili üzerine etkilerinin incelendiği sera çalışmalarında, 5 farklı sulama suyu kalitesinin (0.8, 1.6, 3.2, 4.6 ve 6.1 ds/m) sulamalarda kullanılması durumunda, yumru veriminde % ve bitki su tüketiminde % gibi önemli bir azalmanın olduğunu belirlemişlerdir. Araştırma sonunda, deneme konularında, toprak saturasyon eriyiklerinin elektriksel iletkenlikleri 0.54 ds/m den 17

29 şebeke suyunun kullanıldığı konuda 0.81 ds/m, en yüksek tuzluluk değerine sahip suların kullanıldığı konuda ise 4.47 ds/m düzeyine ulaştığını saptamışlardır. Reina vd., (2005), farklı kalitedeki tuzlu sularla sulanan domates bitkisinin su kullanım etkinliği ile ilgili yaptıkları çalışmada, dört farklı tuz düzeyi kullanılarak sulanan domates çeşitlerin tümünde tuzluluk artışıyla birlikte verimde önemli derecede azalmalar olduğunu belirtmişlerdir. En yüksek verim azalmasının birim tuzluluk artışında yaklaşık % 8 kadar olduğu gözlenmiştir. Tuzlu koşullar altında domates bitkisinin su tüketiminin kontrol konusuna göre % 40 daha az olduğu belirlenmiştir. Su tüketimi ve tuzluluk arasında doğrusal bir ilişki bulunmuştur. Korelasyon sonucunda bitkinin su alımındaki düşüşler birim tuzluluk artışıyla birlikte % arasında belirlenmiştir. Rodriguez vd., (2005), 0, 70, 140 mm derişimlerde NaCl kullanarak süs bitkisinde (Asteriscus maritimus L. Less) yaptıkları deneyde; tuz stresine maruz bırakılan bitkilerin yaprak büyümesinde erken bir indirgenme sergilediğini ve düşük biokütleye sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu deneyde tuz stresi, stoma düzenlemesini önemli oranda ilerletmiş ve stomaların iletkenliğini stres süresince azaltmış olmasına rağmen bitkiler yaprak dokularında susuzluk belirtileri ve göreceli su içeriğinde azalma göstermiştir. Tuzluluk bitki dokularındaki Na + ve Cl - iyonlarının seviyelerinde de önemli oranda artışa sebep olmuştur. Bu iyonlar yapraklarda gövde ve köklerden daha fazla artmıştır. Tuz stresinden dolayı gövde kuru ağırlığında da indirgenme olduğu belirlenmiştir. Jamil vd., (2005), kabakgiller familyasına ait bitkilerde çiçeklenme ve erken fide gelişimi üzerine tuz (NaCl) etkisi isimli çalışmalarında, dört farklı kalitede (0, 4.7, 9.4 ve 14.1 ds/m) sulama suyu kullanılmıştır. Sonuçlar göstermiştir ki, tüm türlerde tuzluluk artışı ile birlikte çimlenme, çimlenme yüzdesi, kök uzunluğu, kök yaş ağırlığı, yaprak alanı ve yaprak sayısında önemli oranda azalma oluşturmuştur. Özellikle de tuz düzeyinin 14.1 ds/m ye çıkması tüm türlerde kök uzunluğunda önemli düzeyde azalma oluşturmuştur. 18

30 Yurtseven vd., (2005) tarafından domates bitkisinin su tüketimi, meyve kalitesi ve verimine sulama suyu tuzluluğunun ve potasyum düzeylerinin etkileri araştırılmıştır. Sera koşulları altında yapılan çalışmada 4 farklı kalitede (0.25, 2.5, 5.0 ve 10 ds/m) su ve 2 farklı potasyum gübre dozu kullanılmıştır. Çalışmada verim, meyve kalitesi, drenaj suyu kalitesi ve bitki su tüketimi değerleri belirlenmiştir. Hem tuzluluk hem de potasyum gübrelemesi verimi ve kaliteyi önemli düzeyde etkilemiştir. Tuzluluk ve K gübrelemesi arasında istatiksel anlamda bir interaksiyon söz konusu olmuştur. Tuzluluk artışıyla birlikte bitki kuru madde miktarında azalma gözlenmiş, K gübrelemesinin kuru madde üzerindeki etkisi önemsiz bulunmuştur. Yine tuzluluk artışıyla birlikte meyve büyüklüğü ve meyve suyu ph sında azalmalar gözlenmiştir. Hepaksoy vd., (2006), Cabernet Sauvignon (Vitis vinifera) asma çeşidinde artan tuz konsantrasyonuna (1.8, 3.3 ve 4.8 ds/m) sahip sulama suyundaki tuzluluğun iyon birikimine, turgora, ürüne ve kaliteye etkilerini incelemişlerdir. Düşük (1.8 ds/m) ve orta (3.3 ds/m) seviyelerde tuzlulukla birlikte bitki optimum gelişme gösterirken, 4.8 ds/m düzeyinde tuzlulukta bitki gelişiminin azaldığı, tuz konsantrasyonu arttıkça bitki besin maddesi alınımının azaldığı, asmanın tuza toleransının da azaldığı belirtilmiştir. Ünlükara vd., (2008), kemer patlıcan çeşidinde farklı tuzluluk seviyelerine sahip sulama sularının (1.5, 2.5, 3.5, 5.0, 7.0 ds/m) büyüme ve gelişme üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Tuz seviyesinde artışla birlikte su kullanım etkinliği azalmış, yapraklarda K iyon içeriği azalırken, yapraklarda Cl iyon miktarında artışlar meydana gelmiştir. 1.5 ds/m sulama suyunda meyve verimindeki azalma % 13 olarak belirlenirken 7.0 ds/m tuzluluk seviyesine sahip sulama suyunda meyve verimi kontrol bitkilerine oranla % 63 oranında azalma göstermiştir. Turan vd., (2009), mısır bitkisinde, sera koşulları altında saksı içerisinde 2 tuzluluk (0 ve 100 mm) konusunun prolin, klorofil konsantrasyonu ve tuz stresine etkisini ele almışlardır. Mısır bitkilerinin toplam klorofil konsantrasyonu, prolin ve stoma direncinin tuzluluktan önemli derecede etkilendiğini ve NaCl işleminin azalmasıyla birlikte mısır bitkilerinin prolin ve stoma direncinin arttığını bildirmişlerdir. Na ve Cl iyonlarının konsantrasyonları NaCl nin miktarına paralel olarak önemli derecede azaldığını bildirmişlerdir. 19

31 2.2. Hidrojelin (Polimerin) Etkisi Polyakova (1976), Rusya da yaptığı çalışmada hektara 100, 150 ve 200 kg hidrojel uygulamıştır. Araştırmacıya göre hidrojel uygulaması toprakta nitrifikasyonu ve nitrat düzeyini yükselterek verimde % oranlarında artışa neden olduğunu ifade etmiştir. Hidrojelin topraktaki etkinliğinin ise kaba bünyeli topraklarda 2 yıl, ince bünyeli topraklarda ise 4 yıl olduğunu belirlemiştir. Demiralay, (1977) a göre, toprak düzenleyiciler genellikle organik polimerler ve sülfonatlardır. Organik polimerler esas olarak suda çözünebilen poliakrilamitler (PAMs) ve polisakkaritler, toprak agregatlarını birbirine bağlayarak ve yağmur damlasının bozucu etkisine karşı koyarak toprak yüzeyini stabilize etmek için kullanılmaktadır. Azam (1980), Teyel ve El-Hady (1981), Helalia ve Letey (1988), yaptıkları benzer çalışmalarda, hidrofilik polimerler, sulama suyu problemi olan kurak bölgelerde toprağın su tutma kapasitesini, ağır killi topraklarda ve kaba bünyeli kumlu topraklarda agregasyonu dolayısıyla poroziteyi arttırarak infiltrasyon oranı ve drenajı arttırdığını, yine ağır killi topraklarda toprak sıkışmasını azalttığını, rizosfer bölgesini gevşetip, hacim ağırlığını azalttığını, ağır topraklarda toprak işleme ve tohum ekiminde iş gücünü azalttığını belirlemişlerdir. Bradford ve Yang (1981), yapılan bazı çalışmalarda hidrojellerin aşırı su tutmaları nedeniyle anaerobik bir sistem oluşturduğu, çimlenmeyi olumsuz yönde etkilediği, tohumların çürümesine neden olduğu, kök solunumunun engellendiğini belirlemişlerdir. Vakhaba (1981), hidrofilik polimerlerle yapılan çalışmalarda, polimerlerin toprak ıslahında agregasyonu arttırarak, infiltrasyon oranını azaltarak olumlu sonuç verdiğini belirlemiştir. 20

32 Hickman ve Whitney, (1984), ayrıca su tutucu polimerler sediment oluşumunu ve taşınmasını azaltarak karık sistemlerinde de etkili bir şekilde görev almaktadır. Suyun penetresyonunu etkilemezler. Toprakların su tutma kapasitesini arttırırlar. Topraklara uygulanan PAM ın polimersiz sulamayla karşılaştırıldığında karıklarda toprak erozyonunu %95 civarında azalttığı gözlenmiştir. Henderson ve Hensley (1985), yaptığı bir çalışmada amonyum nitratın toprakta yıkamasının araştırıldığı bir çalışmada toprağa hidrofilik jel uygulamasının, toprakta amonyum tutulmasını arttırdığı, nitrat tutulmasında etkili olmadığı belirlenmiştir. Tu vd., (1985) yaptıkları çalışmada, hidrojel uygulaması ile birlikte bitki yapraklarına transpirasyonu engelleyen kimyasalların uygulanması durumunda bitkilerin su kullanımının ve traspirasyonla su kaybının azaldığını belirlemiştir. Taylor and Halfacre (1986), yaptıkları çalışmada bitki yetişme ortamına hidrojel ilave edildiğinde bitkinin daha uzun süre susuz kalabildiğini, bitki dokusunun N ve K içeriğinin arttığını belirlemişlerdir. Odell ve Cantlifte (1987), yaptıkları bir çalışmada hidrojellerin kurak ve yarı kurak bölgelerde toprak nem düzeyini arttırarak tohumların çimlenme oranını arttırdığını, çimlenme süresini kısalttığını, kök gelişimi ve büyümeyi arttırdığını ortaya koymuşlardır. Callagan vd., (1989), genel olarak hidrojellerin tarımda tohumun çimlenmesinde, fide yetiştirmede, bitki transpirasyonunda, bitkilerin toprak suyundan yararlanmasında, toprakta tuz etkisinin azaltılmasında, bakteri ve mikoriza aşılamalarında, killi sıkı toprakların gevşetilmesinde, kaba bünyeli kumlu toprakların su tutma kapasitelerinin arttırılmasında, strüktürün düzeltilmesinde ve erozyonun önlenmesinde kullanıldığını belirtmektedirler. 21

33 Swietlik (1989), yaptığı bir çalışmada hidrojellerle birlikte tuz ve gübre uygulamalarının, hidrojellerin su tutma kapasitesi ile toprak özellikleri ve bitki gelişimi üzerine etkilerini azalttığını ortaya koymuştur. Foster ve Keever (1990), Woodhause ve Johnson (1991) hidrofilik polimerlerin su tutma kapasitelerini belirlemek için laboratuarda yaptıkları benzer çalışmalarda deiyonize su, monovalant katyon (K+, NH4+) içeren su ve divalant katyon (Ca++, Mg++, Fe++) içeren su kullanmışlardır. Araştırmacılar deiyonize su kullanımına göre, hidrofilik polimerlerin su tutma kapasitesini monovalant katyon içeren suların %75, divalant katyon içeren suların %90 azalttığını bulmuşlardır. Johnson ve Leah (1990), kumlu toprakta buğday, turp ve biber yetiştirilerek yaptıkları bir çalışmada, toprağa hidrojel ilavesinin sulamanın durması ile solma noktası arasındaki süreyi uzattığını, bitki gelişimini ve kuru madde miktarını arttırdığını belirlemişlerdir. Malik vd., (1991), yüksek şişme-büzülme özelliğine sahip sodik topraklarda hidrofilik polimerlerin hidrolik iletkenliği arttırarak tuz yükünün toprak profili boyunca yıkanmasını sağladığını dolayısıyla toprak tuzluluğunu azalttığını belirlemişlerdir. Henderson-Cole ve Hensley (1992), hidrojellerin tohumun çimlenmesini, büyümesini, güçlenmesini, besin maddelerinin tutulmasını arttırarak ve sulama ihtiyacını azaltarak yararlı olduğunu, ancak toprak havasını azaltarak kök büyümesi ve kök sağlığını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymuşlardır. Roule (1992), yaptığı çalışmada toprağa hidrojel uygulamasının toprakta ısı akışını etkilediği, gündüz ve gece ısı farkını azalttığı, toprak ısısını koruduğu, soğuk iklimlerde ve yaz aylarındaki ani soğumalara karşı bitkiyi ve köklerini koruduğunu belirlemiştir. 22

34 Mikkessen (1994), yaptığı çalışmalarda bitki yetişme ortamlarında hidrojellerin bitki besin maddelerini tutarak bitki besin maddelerinin yıkanmasını önlediği, yavaş yavaş serbestlenmesini sağlayarak bitkilerin ihtiyacına sunduğu, dolayısıyla gübrelerdeki besin maddelerinin serbestlenmesinde bir vasıta olarak kullanılabileceği, bitki besin maddeleri elverişliliğini attırarak bitki beslenmesini ve gelişimini arttırdığını ileri sürmüştür. Lentz ve Sojka (1994), toprağa hidrojel uygulamasının erozyonu %95 azaltırken infiltrasyonu %15 arttırdığını belirlemişlerdir. Mikkelsen (1995), mangan içeriği düşük bir toprağa Mn+4 ve hidrojel uygulayarak yaptığı araştırmada, hidrojel uygulamasının toprakta mangan elverişliliğini ve hidrojel uygulanan bitkilerin mangan içeriğini arttırdığını belirlemiştir. Save vd., (1995), yaptıkları çalışmalarda hidrojel uygulamalarının toprakta suyun tutulmasında ve bitkilerin uzun süre toprak suyundan yararlanmasında etkili olacağını belirlemişlerdir. Boatright vd., (1997), yaptıkları çalışmada toprağa hidrojel uygulamalarının Petunya bitkisinde bitki gelişimi ve çiçek sayısını incelemişlerdir. Yaptıkları bu çalışmada hidrojel ilavesinin bitki gelişimini ve bitkinin çiçek sayısını arttırdığını belirlemişlerdir. Arı (1998) ya göre, jel; sıvı ortamda şişebilen çapraz bağlı polimer örgüsüdür. Özellikleri bu iki bileşenin (polimer ile ortam) etkileşimine bağlıdır. Sıvı, polimer örgüsünün büzüşmesini önler, polimer ağ ise boşluklarında sıvıyı tutarak şişer. Al-Harbi vd., (1999) hidrojellerin toprak hacim ağırlığına etkisini araştırdıkları bir çalışmada, ağırlık esasına göre %0,4 oranında uygulanan hidrojelin orta bünyeli bir toprakta hacim ağırlığını %6,8-38,4 oranında azalttığını, uzunca bir süre sonra söz konusu toprağın hacim ağırlığının tekrar arttığını, araştırmacılar toprağın hacim ağırlığındaki bu artışı hidrojelin zamanla topraktan uzaklaşmasına bağlamışlardır. 23

35 Gardiner vd., (1999), hidrojellerin özelliklede PAM in çok kullanılmasına ve çok yararlı olmasına rağmen araştırmalarda daha çok doğal polimerlerin (polisakkaridlerin) kullanılmasını, doğal polimerlerin daha uzun süreli kulanılabilmelerine bağlamaktadırlar. Yine alfisol ve vertisollerde PAM ve polisakkaridlerle yapılan araştırmalarda benzer sonuçlar elde edilmiştir. Huttermann vd., (1999), bitkilerin susuzluğa dayanıklılığı ile ilgili yaptıkları çalışmalarda, hidrojel uygulanmayan bitkiler susuzluğa genellikle bir hafta dayanırken, hidrojel uygulanan bitkiler iki üç hafta dayandığını belirlemişlerdir. Dolayısıyla hidrojel uygulaması bilhassa sulama suyunun sınırlı olduğu kurak ve yarı kurak bölgelerde su uygulama periyodunu uzatacağını ifade etmişlerdir. Rigas vd., (1999) e göre bitki gelişim periyodunda, solma noktasını geciktirmek ve bitkisel üretimi arttırmak için toprağa hidrojel uygulamasının etkilerini araştırmışlardır. Araştırmalarında hidrojel ilave edilmiş kumlu toprakta, on hafta süreyle yetiştirilen ayçiçeğinde çimlenme zamanı, gelişme süresi, bitki yüksekliği, sulama aralığı, toprak üstü aksam kütlesi ile toprak özelliklerinden tarla kapasitesi, solma noktası, elverişli su miktarı ile uygulanan Hidrojelin miktarı arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Van Cotthem (1999), hidrojellerin toprakta agregat büyüklüğünü, dolayısıyla agregasyonu arttırarak, toprağın erozyona uğrama eğilimini azalttığını, toprak profilinde suyun tutulmasını ve perkole olmasını arttırarak, bitkilerin topraktaki sudan daha kolay yararlanmasını sağlayacağını belirlemiştir. Specht ve Harvey-Jones (2000), yaptıkları bir denemede hidrojel uygulamasının bitkilerin su alımını, traspirasyon oranını, bitki gelişimi ve kuru madde miktarını arttırdığını saptamışlardır. Basan (2001) a göre, polimerlerin şişme veya çözünme yeteneği, polimer ve çözücünün kimyasal yapısına, polimerin mol kütlesine, polimer zincirinin esnekliğine, makro moleküllerin istiflenme yoğunluğuna, faz haline, zincirin kimyasal yapısındaki heterojenliklere, ağ yapının varlığına ve yoğunluğuna ve ortamın sıcaklığına bağlıdır. 24

36 Taşdelen (2002) e göre, polimer jeller, su veya uygun çözücüde şişmiş ağ yapılardır. Suda şişmiş jellere hidrojel denilmektedir. Hidrojeller; yapılarında hidrofilik gruplar bulunduran, ancak ağ yapısı nedeniyle suda çözünmeyen, belli bir denge değerine kadar şişebilen polimerlerdir. Şişme miktarını kontrol eden iki faktör; polimer zincirlerinin hidrofilitesi ve çapraz bağ yoğunluğudur. Yamashita vd., (2002) ya göre, ağ yapı iskeletine çeşitli komonomerlerin katılmasıyla uyarıcılara cevap verebilen hidrojeller hazırlanabilmektedir. Uyarıcılara cevap; şişme veya büzülme şeklinde ortaya çıkar. Uyarı-cevap hidrojellerine aynı zamanda akıllı hidrojeller denilmektedir. Hidrojeller; çevre koşullarındaki ufak değişiklikleri algılayarak, şişerek veya büzülerek cevap verirler. Jel özelliklerinde değişime neden olduğu kanıtlanan uyarıcılar; ph, iyonik kuvvet, elektrik alan, magnetik alan, çözücü bileşimi, ışık, basınç ve sıcaklığı kapsar. Bu kadar çok uyarıcıya cevap verebilen başka tür bir madde yoktur. Küçük (2002) a göre, ayırma proseslerinde kullanılan klasik yöntemlerin dışında düşük enerji ihtiyaçlarına bağlı olarak polimer jellerin kullanıldığı ayırma prosesleri, endüstriyel uygulamalar için gittikçe çekici olmaktadır. Hidrojeller; özellikle son 30 yılda çocuk bezleri, iyon değiştirici reçineler, biomedikal malzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, robotik cihazlar, sensörler, moleküler ayırma sistemleri gibi pek çok alanda dikkat çeken uygulama alanları bulmuşlardır. Özmen (2002) a göre, günümüzde, bir uyarıcıya duyarlı ve cevap verebilen jeller üzerindeki çalışmalar, çeşitli sıcaklık ya da ph daki küçük değişimlere cevap veren hidrojeller üzerine yoğunlaşmıştır. Poli (N-izopropil akrilamid) (PNIPAAm) üzerinde en çok çalışılan sıcaklığa duyarlı hidrojeldir. PNIPAAm hidrojelinin en 2 düşük kritik çözelti sıcaklığı, (lower critic solution temperature) (LCST), C arasındadır. PNIPAAm jeli; LCST nin altındaki sıcaklıklarda şişer, üzerindeki sıcaklıklarda ise büzülür. 25

37 Nichifor (2003) a göre, hidrojeller; iyonik şiddet, elektromagnetik ışıma, ph ve sıcaklık gibi dış çevre koşullarındaki değişimlere, hacimlerini yüzlerce kat artırıp azaltarak kontrollü bir şekilde cevap verebilmeleri sayesinde biyomedikal, farmasötik, teknoloji ve tarımsal alanda geniş kullanım alanları bulmuştur. Abd El-Rehim vd., (2004) e göre farklı tip ve miktarlarda hidrojeli, kumlu toprağa ilave ederek, hidrojelin mısır (Zea mays) bitkisinde çimlenmeye, vejetatif gelişmeye ve devamlı solma noktasına etkisini araştırmışlardır. Araştırmada kullanılan çapraz bağlı poliakrilamid. poliakrilikasit, polivinil alkol ve potasyum poliakrilattan; çapraz bağlı poliakrilamid ve potasyum poliarilat hidrojellerinin; kendi ağırlığının katlarca fazla suyu absorbe ettiğinden, bitki sulama sıklığını azaltıp kültivasyon için kumlu toprağın özelliklerini geliştirdiği, toprak matriksinde tutulan su miktarını arttırarak bitki gelişimini ve performansında bir artışa sebep olduğunu tespit edilmişlerdir. Hidrojel seviyesinin artışı ile birlikte ortalama bitki yüksekliği, yaprak genişliği, toplam kuru madde ve mısır koçanı üretiminde bir artış kaydetmişlerdir. Akhter vd., (2004) e göre üç farklı bitki türü kullanarak orta ve ağır bünyeli topraklarda farklı seviyelerde uygulanan hidrojelin toprakların su tutma kapasiteleri üzerine etkilerini araştırmışlar ve %0,1; %0,2 ve %0,3 düzeyinde toprağa ilave edilen hidrojelin toprakların su tutma kapasitesini önemli bir şekilde artırdığını ve uygulanan jel miktarı ile topraktaki yarayışlı nem arasında lineer bir ilişki olduğunu belirlemişlerdir. Araştırmacılar hidrojel uygulamasıyla sulama aralığını 4-5 gün uzadığını, topraktaki yarayışlı nem miktarının arttığını ve bu durumun bitki gelişimine olumlu yansıdığını belirlenmiştir. Aslan (2004), yaptığı bir çalışmada toprağa uygulanan hidrojellerin toprağın su tutma kapasitesini, tarla kapasitesini, yarayışlı nem kapasitesini, agregat stabilitesini, hidrolik iletkenliğini, bitkinin su kullanım etkinliğini, bitkide kuru madde miktarını arttırdığını, daimi solma noktasını etkilemediğini, toprak tuzluluğunun bitki gelişimindeki olumsuz etkilerini ise azalttığını belirlemiştir. Mahdavinia ve ark. (2004), Qui ve Park (2001) a göre, hidrojellerin, dikiş işlemleri için kaplama uygulamaları, elektrot, elektroforez hücre ve yapay organ yapımı, kornea, doğuştan gelen kemik hastalıklarının tedavisi gibi kullanım alanları vardır. 26

38 Ayrıca homojen materyal olarak; kulak zarı tıkacı, sentetik kıkırdak, yemek borusu yapımı gibi biyotıp alanlarında, biyomühendislik, eczacılık, veterinerlik, gıda endüstrisi ve denetimli salım teknolojisinde kullanılırlar. Sarapatka vd., (2004) e göre doğal polimerler genellikle bitkisel ürünlerden, yarı sentetik polimerler selüloz ve petrokimyasal ürünlerin kombinasyonundan elde edilirler. Örneğin hidrojellerden Terra Cottem, yirmiden fazla bitki gelişimine yardımcı olan bileşenden oluşmuştur. Bu ürün normal olarak kaybedilen yağmur ve sulama suyunu absorbe eden ve depolayan farklı su absorbentlerin karışımından ibarettir ve aynı zamanda organik ve mineral besin maddelerimde tutarak gübre etkinliğini arttırmaktadır. Bu hidrojeller ayrıca çözünebilir ve yavaş uzaklaşan mineral gübreler, sentetik organik gübreler, kök gelişimi aktivatörleri ve taşıyıcı materyallerde ihtiva etmektedirler. Asıl (2006) a göre, çapraz bağlı homo veya kopolimerik yapıların hidrojel olarak tanımlanabilmesi için -OH, -NH2, -COOH, -COOR vb. gibi polar ve hidrofilik (su sever) fonksiyonel grupların bulunması gerekir. Bu gruplar su ile etkileşerek hidrojen bağları oluştururlar. Bağlı duruma geçen su moleküllerinin varlığı ile hidrofilik gruplar çevresinde kütlesel bir büyüme olur ve jel şişmeye başlar. Hidrofilik grupların fazlalığı ile şişme arasında nicel bir ilişki vardır. Şişmiş bir jelde üç tür suyun varlığından söz edilir. Bağlı su: Polimerin polar grupları ile bağ yapabilen sudur. Bu bağ türünün hidrojen bağı olduğu ileri sürülmektedir. Ara yüzey suyu: Polimerin hidrofobik (su sevmeyen) grupları çevresinde toplanan sudur. Hidrojen bağı gibi bir bağdan söz edilememekle beraber hidrofobik gruplar çevresinde hidrojen bağından daha zayıf bir bağlanma olabileceği öne sürülmektedir. Serbest ya da kütle su: Çapraz bağlı polimerlerin gözeneklerini dolduran bu su, normal su gibi davranır. Yani bir bağ söz konusu olmadan fiziksel olarak su molekülleri gözenekler içinde yer alırlar, polimerle etkileşmezler. El-Hady ve Wanas, (2006) acrilamid hidrojel uygulamalarının, kumlu topraklarda ve stres koşullarında hıyar yetiştirerek toprağa uyguladıkları katkı maddesinin su kullanımı ve gübre kullanım etkinliği üzerine tesirlerini incelemiş, özellikle verimsiz 27

39 kumlu çöl topraklarında uygulamanın toprak suyunu muhafaza ve verimlilik açısından önemli yararlar sağladığını ortaya koymuşlardır. Kant (2008) göre tuz stresini azaltmada en etkili doz %0,1 hidrojel dozudur. Tuz stresinin azaltılmasında hem toprak özellikleri hem de bitki parametreleri üzerinde hidrojel uygulamalarının, hümik asit uygulamalarından daha etkili olduğu belirlenmiştir. Bu sonuçlara göre, fasulye gibi tuza hassas bitkilerin yetiştirilmesinde, toprakta tuz stresinin azaltılmasında ve toprak neminin bitki tarafından daha etkin kullanımında hidrojel kullanımının daha yararlı olacağı, ancak hidrojellerin pahalı olması nedeniyle, hümik asitin de bu amaç doğrultusunda kullanılabileceği bildirilmiştir. Altay (2010), tarımda su tutucu olarak kullanılan PAM (poli-akrilamit) hidrojelinin farklı KNO3 çözeltilerindeki fiziksel özelliklerindeki (r ve LCST) değişiklikler tespit ederek, ortam ph ve tuz konsantrasyonunun hidrojelin şişme denge değeri olan r ve faz geçiş sıcaklığı yani hidrojelin absorbladığı suyun yarısını bıraktığı sıcaklığa denk gelen değer olan LCST değerlerindeki etkilerini araştırmıştır. Çalışmada ortamdaki artan tuz konsantrasyonuna bağlı olarak hidrojelin şişme denge değeri ve LCST değerinin düştüğü gözlenmiştir. Elde edilen bu verilere göre çok tuzlu topraklarda bünyede tutulması istenilen su miktarına göre hidrojel miktarının artması gerektiğini ve tuzlu topraklarda diğer topraklara nazaran hidrojelin daha düşük sıcaklıklarda bünyesinde ki suyu ortama vereceğini bildirmiştir. 28

40 3. MATERYAL VE YÖNTEM 3.1. Materyal Deneme yerinin tanıtılması Deneme Antalya ilinin Aksu ilçesinde bir plastik serada Nisan ayında kurulmuş ve Temmuz ayına kadar yetiştirme saksı koşullarında devam etmiştir Denemede kullanılan toprak, bitki ve sulama suyunun özellikleri Denemede kullanılan toprak özellikleri Denemede kullanılan topraklar Aksu Antalya da bulunan çiftçi serasından 0-20 cm derinlikten alınmış ve temiz çuvallara konularak denemenin yapıldığı seraya taşınmıştır. Seraya taşınan topraklar serada temiz beton zemin üzerine serilerek, içindeki taş ve bitki parçaları ayıklanıp kurutulmaya bırakılmıştır (Şekil 1). Şekil cm derinlikten alınan toprak örneği 29

41 Sera denemesinde kullanılmak üzere kurutulan bu topraklar 4 mm lik elekten geçirilmiştir (Şekil 2). Şekil 2. Serada kurutulan topraklar şekildeki 4 mm lik elekten geçirilmiştir. Saksı toprakları elenip kurutulduktan sonra, sulama suyu ile birlikte eş zamanlı olarak tarımsal analiz laboratuarına analiz ettirilmiştir (Çizelge 1). Çizelge 1. Denemede kullanılan toprağa ait bazı fiziksel ve kimyasal özellikler Parametreler Değerler Parametreler Değerler ph 8.08 Çinko (Zn) (%) EC (ds/m) 1.04 Bakır (Cu) (%) Toplam Tuz (%) 0.04 Bor (B) (%) CaCO3 (Kireç) (%) 2.22 Bünye (%) Kumlu Killi Tın Organik Mad. (%) 0.06 Kum (%) Saturasyon (%) Kil (%) Total Azot (N) (%) 0.05 Silt (%) Fosfor (P) (%) Hacim Ağırlığı (gr/cm3) 1.38 Potasyum (K) (%) İnfilitrasyon hızı (cm/h) Kalsiyum (Ca) (%) Tarla Kapasitesi (%) Magnezyum (Mg) (%) Solma Noktası (%) Demir (Fe) (%) Ca+Mg (S.Ç.) (%) Mangan (Mn) (%) SAR (%) 2.44 ESP (%)

42 Denemede kullanılan mısır bitkisinin özellikleri Çalışmada şeker mısırı (Zea mays saccharata) olan Merit F1 mısır çeşidi kullanılmıştır. Mısır bitkisi pirinç ve buğdaydan sonra farklı toprak ve hava koşulları altında yetiştirilebilen Poaceae familyasına ait en önemli üçüncü tahıl C4 bitkisidir (Maas ve Hoffman 1977; Maas vd., 1983; Chinnusamy vd., 2005). Mısır tuza orta duyarlı bir bitkidir (Ayers ve Wescot, 1989). Mısır çeşitleri arasında büyük öneme sahip olan tatlı mısır ülkemize 1930 lu yıllarda girmiş olmasına rağmen son yıllara kadar üretim ve tüketim miktarlarında büyük artış sağlanamamıştır (Eşiyok vd., 2004). Mısır, insan gıdası, hayvan yemi ve endüstride çok sayıda üretimin hammaddesidir. Mısır tarımı için en uygun toprak tipi, su tutma kapasitesi, besin maddesi depolaması, işlenme kolaylığı, iyi drenaj ve havalanma özelliği dolayısıyla siltli-killi topraklardır. Mısır bitkisi o C de çimlenmeye başlayabilir. Mısır bitkisi için 1.7 ds/m sulama suyu tuzluluğu seviyesinde verim azalması görülmediği saptanmıştır (Ayers ve Wescot, 1976) Denemede kullanılan sulama suyu özellikleri Denemede 4 farklı kalitede sulama suları kullanılmıştır. Çeşme suyu kontrol (şahit) sulama suyu olarak alınmış, diğer 3 farklı kalitedeki tuzlu sular çeşme suyu üzerine suda eriyebilirliği yüksek olan NaCl (% 99.5 saflıkta) tuzu kullanılarak oluşturulmuştur. Çeşme suyuna ait analiz sonuçları Çizelge 2 de verilmiştir. Sulama sularının Ca:Mg oranları 1:1 olacak şekilde Çizikci (1997) ye göre hazırlanmıştır. Kullanılan sulama suların elektriksel iletkenliği her uygulama öncesi portatif EC metre ile kontrol edilmiştir. 31

43 Çizelge 2. Sulama suyu analiz değerleri Parametreler Değerler Parametreler Değerler ph 7.73 HCO3 (me/l) 0.40 EC (ds/m) 0.26 Cl (me/l) 0.68 Ca (me/l) 0.55 SO4 (me/l) 1.61 Mg (me/l) 0.73 B (me/l) 0.10 Na (me/l) 1.20 SAR 2.62 K (me/l) 0.22 CO3 (me/l) 0 Tuzluluk sınıfı T2A Denemede kullanılan çapraz bağlı poliakrilamid (PAM) hidrojelin özellikleri Ticari ismi kristajel olup, kimyasal yapısı çapraz bağlı poliakrilamid, potasyum tuzudur. Ağırlığının katı gibi yüksek su absorbe etme özelliğine sahiptir. Su içinde ve organik solüsyonlarda çözünmez, sıvı akıcılarla teması halinde şişerek jel haline dönüşür. Değişik tane iriliklerinde üretilmektedir (Şekil 3). Toprakta 4-5 yıl etkili olabilmektedir (Avcı, 2008). Şekil 3. Hidrojelin toz ve su ile doygun durumdaki hali 32

44 Çapraz bağlı bu yapılarda bağlar kovalent veya iyoniktir. Bu bağlardan daha zayıf olan ve bir arada bulunabilen yapılarda, bağlar çapraz bağ gibi davranarak hidrojel davranışı gösterir. Yani yarı kristalin ve gerçek anlamda çapraz bağlanmamış hidrofilik polimerler de, hidrojelleri oluşturarak, fiziksel anlamda çapraz bağlı gibi davranır ve suda çözünmezler. Çözünmezlik ve şeklin kararlılığı üç boyutlu ağ yapının varlığındandır (Küçük 2002) Denemede kullanılan yardımcı ekipmanlar Denemede çapı 25 cm, yüksekliği 20 cm olan plastik saksılar kullanılmıştır. Saksıların hepsine 2.5 kg toprak konulmuştur. Değişik kalitedeki sulama sularının hazırlanmasında farklı tuz düzeylerindeki sulama suları 10 litrelik plastik bidonlarda hazırlanmıştır. Deneme boyunca gerekli olan kimyasal maddelerin (tuzların) tartımı ve hazırlanmasında hassas terazi, beher, erlen ve mezür gibi laboratuvar araçlarından yararlanılmıştır Yöntem Deneme düzeni Deneme Antalya İli Aksu ilçesinde plastik sera koşullarında 4 değişik tuzluluk ve 4 değişik hidrojel seviyesinin 3 tekrarlamalı olarak denendiği 4x4x3 tesadüf parselleri deneme desenine göre kurulmuş ve yürütülmüştür (Çizelge 3). Çizelge 3. Deneme konuları Tuzluluk EC (ds/m) Hidrojel Oranı (gr/saksı) T1 Çeşme suyu (Şahit) H1 Hidrojelsiz (Şahit) T2 1.5 H2 0.5 T3 3.0 H3 1.0 T4 5.0 H

45 Deneme konularına ilişkin deneme planı Çizelge 4 te verilmiştir. Çizelge 4. Deneme konularına ilişkin yerleşim planı T4 H1 T1 H2 T3 H2 T2 H1 T2 H3 T3 H4 T2 H4 T4 H3 1.Tekerrür T1 H4 T3H1 T1 H3 T3 H3 T1 H1 T4 H2 T4 H4 T2 H2 T4 H3 T1 H2 T1 H3 T4 H1 2.Tekerrür T2 H1 T2 H4 T1 H4 T2 H3 T2 H2 T3 H2 T4 H2 T3 H4 T4 H4 T3 H3 T1 H1 T3H1 T1H4 T4 H1 T3 H2 T1 H3 3.Tekerrür T3 H3 T3 H4 T4 H3 T4 H4 T2 H1 T1 H1 T3H1 T2 H2 T1 H2 T4 H2 T2 H4 T2 H Sera çalışmalarında uygulanan yöntemler Ekim, tuzlu suların hazırlanması, sulama ve gübreleme işlemleri Ekim öncesi konulara göre hassas terazi ile tartılan hidrojel miktarları saksı topraklarına her bir saksı için ayrı ayrı ve homojen olacak şekilde karıştırılmıştır (Şekil 4). Mısır tohumları her saksı başına 5 adet olacak şekilde 3 cm toprak derinliğine ekilmiştir (Şekil 5). Ekimden hemen sonra saksılara tarla kapasitesine çıkacak kadar sulama suyu verilmiştir. 34

46 Şekil 4. Saksı topraklarına hidrojel karıştırılması Şekil 5. Saksı topraklarına tohum ekimi Deneme başlangıcında saksı başına 1017 mg potasyum nitrat (%13N-%46K2O) ve 330 mg mono amonyum fosfat (%12N-%61P2O5), 390 mg amonyum nitrat (%33N) her bir saksıya süspansiyon halinde uygulanmıştır. Gübrenin diğer yarısı da bitki çıkışları tamamlandıktan sonra uygulanmıştır. Mısır tohumlarının ekiminden sonra çıkışlar tamamlanana kadar herbir saksıya tarla kapasitesi düzeyinde çeşme suyu uygulanmış ve her bir saksıda bitki sayısı 3 adet olacak şekilde seyreltme yapılmıştır. Daha sonra tuzlu su uygulamalarına geçilmiştir. Bitkilerin ekiminden itibaren toprak yüzeyinde görülen yabancı otlar elle koparılarak yabancı ot savaşı yapılmıştır (Şekil 6). 35

47 Şekil 6. Saksılarda yabancı ot mücadelesi Her bir saksı günlük düzenli bir şekilde tartılmış ve saksı ağırlığındaki azalmalara bağlı olarak konulara göre hazırlanan sular ile sulanarak tarla kapasitesi düzeyine çıkarılmıştır (Şekil 7). Tuzlu su uygulama işleminden 46 gün sonra bitkiler hasat edilmiştir. Şekil 7. Konularına göre tuzlu sular 36

48 Laboratuvar çalışmalarında uygulanan yöntemler Denemede başlangıçta alınan toprak örneklerinde aşağıdaki analizler yapılmıştır. Ayrıca deneme sonunda toprakta oluşan tuzluluk düzeyinin belirlenmesi için tüm saksılardan alınan örneklerde tuzluluk (EC, ds/m) analizi yapılmıştır. Bu analizlerde uygulanan yöntemler aşağıda açıklanmıştır Toprak fiziği analizleri Araştırma alanı topraklarının bünye, hacim ağırlığı, tarla kapasitesi ve devamlı solma yüzdesi tarımsal analiz laboratuvarında aşağıda açıklanan yöntemlerle yapılmıştır. - Toprak bünyesi : Islak elemeli Bouyoucos metoduna göre yapılmış olup analiz sonuçlarına göre bünye sınıfının belirlenmesinde toprak sınıflandırma üçgeninden yararlanılmıştır (Akalan, 1968). - Hacim ağırlığı (g/cm 3 ) : Richards (1954) ın belirttiği esaslara göre, bozulmamış toprak örnekleri C de kurtulduktan sonra belirlenmiştir. - Tarla kapasitesi (%) : Poroz levhalı basınç aleti ile örnekler doyurulduktan sonra 1/3 atmosfer değerinde basıç uygulanarak saptanmıştır (Tüzüner, 1990). - Solma noktası (%) : Poroz levhalı basınç aleti ile örnekler doyurulduktan sonra 15 atmosfer değerinde basınç uygulanarak saptanmıştır (Tüzüner, 1990) Toprak tuzluluk analizleri Araştırmada kullanılan toprakların deneme öncesi ve deneme sonrası tuzluluk analizleri, Richards (1954) de belirtilen esaslara göre elde edilen saturasyon ekstraktında yapılan analizlerle belirlenmiştir. - Elektiksel iletkenlik (ds/m) : Kondaktivite aleti ile saturasyon ekstraktında 25 o C de elektriksel iletkenliğin ölçülmesi suretiyle tayin edilmiştir (Richards, 1954). - Toprak reaksiyonu (ph) : Richards (1954) ın belirttiği esaslara göre, saturasyon macununda ve ekstraktında ph metre aleti ile belirlenmiştir. 37

49 - Kalsiyum (Ca ++ ) ve Magnezyum (Mg ++ ) : Richards (1954) ın belirttiği esaslara göre, versanat titrasyonu yöntemine göre yapılmıştır. - Sodyum (Na + ) ve Potasyum (K + ) : Richards (1954) ın belirttiği esaslara göre, gazlı fleymfotometre aleti ile saptanmıştır. - Karbonat (CO3 = ) ve Bikarbonat (HCO3 - ) : 0.01N sülfürik asitle titrasyon yöntemi ile belirlenmiştir (Richards, 1954). - Klor (Cl - ) : Richards (1954) ın belirttiği esaslara göre, 0.05N gümüş nitrat çözeltisi ile titrasyon yapılarak belirlenmiştir. - Sülfat (SO4 = ) : Richards (1954) ın belirttiği esaslara göre, BaCI2 çözeltisi kullanılarak titrimetrik olarak tayin edilmiştir. - Bor (B) : Karmen eriyiği kullanılarak kolorimetrik yöntemle belirlenmiştir (Richards, 1954). - Değişebilir sodyum yüzdesi (ESP) : Richards (1954) a göre değişebilir sodyum ile katyon değişim kapasitesi analizlerinden yaralanarak saptanmıştır Bitki analizleri Bitkiler belirli bir boya ulaştığında köklerinden kesilerek hasat edilerek laboratuvar ortamına getirilen örnekler tartılmış ve değerler bitki yaş ağırlığı olarak kaydedilmiştir (Şekil 8). Şekil 8. Bitkilerin hasat edilmesi 38

50 Yaş bitkiler üzeri delinen kese kağıtlarına konularak 65 o C lik fırında sabit ağırlığa gelinceye kadar kurutulmuş ve daha sonra kuru ağırlıkları alınıp kaydedilmiştir (Şekil 9). Şekil 9. Bitkilerin kurutulması 39

51 4. ARAŞTIRMA BULGULARI Çalışmada öncelikle sulama suyu tuzluluğu ve hidrojel uygulamalarının bitki yaş ağırlığı, bitki kuru ağırlığı ve bitki boyu üzerine etkileri ayrı ayrı incelenmiştir. Daha sonra tuzlu su uygulandığı koşulda hidrojelin etkinliği değerlendirilmiştir. Deneme sonrası tuzlu sulama uygulamasının toprak tuzluluğuna olan etkisi incelenmiştir. Konulara göre sulama suyu kullanım randımanı (IWUE) hesaplanarak en yüksek IWUE değeri belirlenmiştir. 4.1 Sulama Suyu Tuzluluğunun Bitki Yaş ve Kuru Ağırlığı ile Bitki Boyu Üzerine Etkisi Sulama suyu tuzluluğunun bitki yaş ve kuru ağırlığı üzerine etkisi Denemede uygulanan sulama suyu tuzluluk düzeylerinin bitki verim parametreleri üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla hidrojel uygulanmamış konular ele alınmıştır. Tuzluluk konularına göre elde edilen bitki yaş ve kuru ağırlık değerleri Çizelge 5 ve Çizelge 6 da verilmiştir. Çizelge 5. Tuzluluk konularına göre yaş ağırlık değerleri Konular Yaş ağırlık (gr/saksı) 1. Tekerrür 2. Tekerrür 3. Tekerrür Ortalama T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m) Konular arasında en yüksek ortalama yaş ağırlık değeri T1 ( gr/saksı) konusunda elde edilmiş onu sırasıyla T2 ( gr/saksı), T3 ( gr/saksı) ve T4 (93.06 gr/saksı) konuları izlemiştir. Sulama suyu tuzluluğu artışı ile birlikte ortalama bitki yaş ağırlığında azalma görülmüştür. 40

52 Ortlama bitki yaş ağırlığı (gr/saksı) Ortalama bitki kuru ağırlığı (gr/saksı) Çizelge 6. Tuzluluk konularına göre kuru ağırlık değerleri Konular Kuru ağırlık (gr/saksı) 1. Tekerrür 2. Tekerrür 3. Tekerrür Ortalama T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m) Bitki kuru ağırlığı bakımından değerlendirildiğinde gr/saksı ile en düşük T4 konusu olmuştur. Tuzluluk düzeyi azaldıkça bitkinin tuzdan etkilenme derecesi de azalmıştır. Konulara göre sırasıyla T3 konusunda gr/saksı, T2 konusunda gr/saksı ve T1 konusunda ise gr/saksı ortalama kuru ağırlık değerleri elde edilmiştir. Yurtseven ve Baran (2000) ın bildirdiğine göre Maas ve Hoffman (1977) tuzluluğun artması ile belli bir noktadan sonra verimde sürekli bir azalmanın sözkonusu olduğunu vurgulamışlardır. Sulama suyu tuzluluğu bitki yaş ve kuru ağrılıkları arasında negatif ve önemli bir ilişki söz konusudur. Korelasyon katsayısı (R) yaş ağırlık ve kuru ağırlık için sırasıyla 0.99 ve 0.98 olarak bulunmuştur (Şekil 10) Yaş ağırlık Kuru ağırlık y yaş = x R² = y kuru = x R² = Sulama suyu tuzluluğu (ds/m) Şekil 10. Sulama suyu tuzluluğu bitki yaş ve kuru ağırlık ilişkisi 41

53 Deneme konularından elde edilen ortalama bitki yaş ve kuru ağırlık değerlerine uygulanan varyans analizi sonucunda, konular arasında 0.05 düzeyinde istatistiksel fark belirlenmiştir (Yurtsever, 1984). Varyans analiz tablosu yaş ağırlık için Çizelge 7 de kuru ağırlık için Çizelge 8 de verilmiştir. Çizelge 7. Tuzluluk konularına göre ortalama yaş ağırlık varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynakları SD K.T K.O F Tablodan F Konular * Hata Genel *%5 önemlilik düzeyini göstermektedir. Bu sonuca göre değişik tuz miktarlarından dolayı mısır bitkisinde meydana gelen yaş ağırlık farkları % 95 olasılıkla önemlidir. Çizelge 8. Tuzluluk konularına göre ortalama kuru ağırlık varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynakları SD K.T K.O F Tablodan F Konular * Hata Genel *%5 önemlilik düzeyini göstermektedir. Çizelgeye göre uygulanan değişik tuz miktarlarından dolayı kuru ağırlık olarak mısır bitkisinde meydana gelen farkların tesadüf olma olasılığı %5 tir. Faktörlerin seviye ortalamaları arasındaki farklılıkların belirlenmesinde kullanılan çoklu karşılaştırma yöntemlerinden Duncan testine göre yaş ve kuru ağırlıklar için elde edilen sınıflamalar Şekil 11 de verilmiştir. Sınıflandırmaya göre yaş ağırlıkta T1 konusunun 1. Sınıfı, T2 ve T3 konularınun 2. sınıfı ve T4 konusuda 3. sınıfı oluşturduğu gözlenmiştir. Kuru ağırlık olarak ise ilk iki konu birinci sınıfı oluşturuken T3 ve T4 konuları ikinici ve üçüncü sınıfları oluşturmuştur. 42

54 Oransal Yaş Ağırlık (%) Oransal Kuru Ağırlık (%) Ortalama yaş ağırlık (gr/saksı) Ortalama kuru ağırlık (gr/saksı) 250 Yaş ağırlık 35 Kuru ağırlık a b b c a a b c T1 T2 T3 T4 0 T1 T2 T3 T4 Konular Konular Şekil 11. Tuzluluk konularına göre ortalama yaş ve kuru ağırlık Duncan sınıfları Hiç tuz uygulanmayan T1 konusuna ait ortalama yaş ve kuru ağırlık değerleri baz alınarak hesaplanan oransal verim (O.V) değerleri ve oransal farklar (O.F) Şekil 12 de verilmiştir T1 T2 T3 T4 O.V O.F T1 T2 T3 T4 O.V O.F Şekil 12. Oransal verim değerlerine göre ortaya çıkan oransal farklar 43

55 Yaş ağırlık değerleri sulama suyu tuzluluk seviyesi 1.5 ds/m olduğunda % e 3.0 ds/m olduğunda % ya 5 ds/m olduğunda ise % e kadar düşmüştür. Diğer bir deyişle konulara göre % 17.71, % ve % lık bir azalma söz konusudur. Kuru ağırlık için ise oransal verim değerleri sırasıyla % 96.09, % ve % olmuş ve % 3.91, % ve % lük azalma oranları elde edilmiştir. Kuru ağırlıktaki azalma yüzdeleri yaş ağırlığa oranla daha az bulunmuştur. Genel olarak sulama suyu tuzluluğu artıkça bitki veriminde oransal bir azalmanın olduğunu görülmektedir. Sulama suyu tuzluluğu arttıkça mısır bitkisi veriminde azalma olduğu belirlenmiştir. Benzer sonuçlar Ashraf ve McNeilly, (1990); Çiçek ve Çakırlar, (2002); Neto vd., (2004); Turan vd., (2009); Tekeli G., (2013) tarafından yapılmış çalışmalarda da bildirilmiştir Sulama suyu tuzluluğunun bitki boy uzunlukları üzerine etkisi Tuzluluk konularına göre elde edilen bitki boy uzunlukları Çizelge 9 da verilmiştir. Çizelge 9. Tuzluluk konularına göre boy uzunlukları (cm) Konular Bitki Boy Uzunluğu (cm) 1. Tekerrür 2. Tekerrür 3. Tekerrür Ortalama T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m) Konular arasında en yüksek ortalama bitki boy uzunluğu T1 (113 cm) konusunda elde edilmiş onu sırasıyla T2 (110 cm), T3 (102 cm) ve T4 (94 cm) konuları izlemiştir. Uygulanan sulama suyu tuzluluğu arttıkça bitki boy uzunluğunun azaldığı tespit edilmiştir. Bu durum mısır yetiştiriciliğinde sulama suyu tuzluluğu ile bitki 44

56 Bitki boyu (cm) boyu arasında negatif doğrusal bir ilişkinin olduğunu göstermektedir. Mısır bitkisindeki verimin azalmasıyla birlikte büyümede de azalma gözlenmiştir. Benzer sonuçlar; Çiçek ve Çakırlar (2002), Sönmez vd., (2012); Tekeli G., (2013) tarafından da elde edilmiştir. Deneme sonuçlarına göre elde edilen bitki boy uzunlukları ortalamalarına ait değerlere ait yapılan varyasyon analizi sonuçları Çizelge 10 da verilmiş olup sonuçlara göre elde edilen Duncan sınıflandırmasında ise T1 ve T2 konularının aynı sınıfı oluşturduğu T3 ve T4 konularının ise ikinci ve üçüncü sınıfları oluşturdukları büyük ve farklı olduğu tespit edilmiştir (Şekil 13). Çizelge 10. Tuzluluk konularına göre ortalama bitki boy uzunlukları varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynakları SD K.T K.O F Tablodan F Konular * Hata Genel *%5 önemlilik düzeyini göstermektedir. Elde edilen değerlere göre korelasyon katsayısı R = 0.98 çıkmıştır. Sulama suyu tuzluluğu arttıkça bitki boyunda doğrusal azalma meydana gelmiştir (Şekil 13) y = -6.5x R² = a a 110 b 100 c T1 T2 T3 T4 Konular 45

57 Şekil 13. Tuzluluk konularına göre bitki boy ortalamaları ve Duncan sınıflandırmaları 4.2 Hidrojel Konularının Bitki Yaş ve Kuru Ağırlığı ile Bitki Boyları Üzerine Etkisi Hidrojel konularının bitki yaş ve kuru ağırlığı üzerine etkisi Denemede toprağa uygulanan hidrojel düzeylerinin bitki yaş ve kuru ağırlığı üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla bu seferde hiç tuzlu sulama suyu uygulanmamış konu ele alınarak değerlendirme yapılmıştır. Hidrojel konularına göre elde edilen bitki yaş ve kuru ağırlık değerleri Çizelge 11 ve Çizelge 12 de verilmiştir. Çizelge 11. Hidrojel konularına göre yaş ağırlık değerleri Konular Yaş ağırlık (gr/saksı) 1. Tekerrür 2. Tekerrür 3. Tekerrür Ortalama H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) Elde edilen veriler incelendiğinde konular arasında en yüksek ortalama yaş ağırlık değeri H2 ( gr/saksı) konusunda elde edilmiştir. Bunu gr/saksı ile H3, gr/saksı ile H4 izlemiştir. En düşük yaş ağırlık değeri ise gr/saksı ile H1 de görülmüştür. Hidrojel miktarlarının bitki yaş ağırlığı üzerine etkisi incelenmiş olup, hidrojel kullanımının genel olarak yaş ağırlık değerleri açısından olumlu etki yarattığı görülmüştür. Ancak kullanılan hidrojel dozunun 0.5 gr/saksı dozunun (H2) üzerine çıkmasıyla ortalama yaş ağırlık değerlerinde azalma olduğu saptanmıştır. Emekçi ve Geren, (2013) araştırmalarında benzer sonuç ile karşılaşmış ve bu azalmanın sebebini, bitkilerin su sıkıntısı çekmemesi ve toprağa eklenen jeller nedeniyle çok fazla miktarda suyun saksıda bulunması, aşırı suyun kökleri oksijensiz bırakarak büyüme-gelişmeyi sekteye uğratması olarak değerlendirmiştir. Benzer sonuçlar Geren vd. (2011) tarafından da desteklenmiştir. 46

58 Bu bulgunun yanısıra Gökkuş (2009) un, topraktaki boşluklara yerleşen havanın atmosferden daha çok CO2, daha az O2 ihtiva ettiğini, kökler ve toprak canlıları tarafından sürekli solunum yapılması ile toprak havasındaki O2 in kullanılarak CO2 verildiğini, toprak havasındaki devridaimin atmosferdeki kadar kolay olmadığı için toprak canlıları ile kullanılan oksijeni karşılayacak kadar O2 in havadan toprağa girmediğini ve bunun sonucunda O2 in azalıp CO2 in arttığını bildirmesi, araştırma bulgularını desteklemektedir. Çizelge 12. Hidrojel konularına göre kuru ağırlık değerleri Konular Kuru ağırlık (gr/saksı) 1. Tekerrür 2. Tekerrür 3. Tekerrür Ortalama H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) Çizelge 12 incelendiğinde hidrojel konuları arasında en yüksek ortalama kuru ağırlık değerleri sırasıyla gr/saksı, gr/saksı, gr/saksı, gr/saksı ile H2, H3, H4, H1 olarak bulunmuştur. Ortalama kuru ağırlık verimleri incelendiğinde, yaş ağırlık verimlerinde olduğu gibi en yüksek değerin H2 dozuna ait olduğu gözlenmiştir. Sulama suyu hidrojel düzeyi ile bitki yaş ve kuru ağrılıkları arasında önemli düzeyde negatif yönde kuadratik bir ilişki söz konusudur. Korelasyon katsayısı (R) yaş ağırlık ve kuru ağırlık için sırasıyla ve olarak bulunmuştur (Şekil 14). 47

59 Ortlama bitki yaş ağırlığı (gr/saksı) Ortalama bitki kuru ağırlığı (gr/saksı) 200 Yaş ağırlık y kuru = -4.75x x R² = Kuru ağırlık y yaş = x x R² = Hidrojel düzeyleri (gr/saksı) Şekil 14. Hidrojel konuları ile bitki yaş ve kuru ağırlık ilişkisi Varyans analiz tablosu yaş ağırlık için Çizelge 13 de kuru ağırlık için Çizelge 14 de verilmiş olup konular arasında 0.05 düzeyinde istatistiksel fark belirlenmiştir. Çizelge 13. Hidrojel konularına göre ortalama yaş ağırlık varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynakları SD K.T K.O F Tablodan F Konular * Hata Genel *%5 önemlilik düzeyini göstermektedir. Çizelge 14. Hidrojel konularına göre ortalama kuru ağırlık varyans analiz tablosu Varyasyon Kaynakları SD K.T K.O F Tablodan F Konular * Hata Genel *%5 önemlilik düzeyini göstermektedir. Değişik hidrojel düzeyleri arasında yaş ve kuru ağırlık farkları % 95 olasılıkla önemlidir. Duncan testine göre yaş ve kuru ağırlıklar için elde edilen sınıflamalar 48

60 Oransal Yaş ağırlık (%) Oransal Kuru ağırlık (%) Ortalama yaş ağırlık (gr/saksı) Ortalama kuru ağırlık (gr/saksı) Şekil 15 te verilmiştir. Bu sınıflandırmaya göre yaş ağırlık değerlerine göre H2 ve H3 ün H1 ve H4 ten büyük ve farklı, kuru ağırlık değerlerine göre ise H2,H3 ve H4 ün H1 den büyük ve farklı olduğu görülmüştür. 250 Yaş ağırlık 35 Kuru ağırlık 200 b a a b b a a a H1 H2 H3 H4 0 H1 H2 H3 H4 Konular Konular Şekil 15. Hidrojel konularına göre ortalama yaş ve kuru ağırlık Duncan sınıfları Hidrojel düzeyleri bitki yaş ve kuru ağırlık değerleri arasında kuadratik bir ilişki olması nedeniyle en yüksek değer elde edilen H2 hidrojel konusuna ait ortalama yaş ve kuru ağırlık değerleri baz alınarak hesaplanan oransal verim (O.V) değerleri ve oransal farklar (O.F) Şekil 16 da verilmiştir H1 H2 H3 H4 O.V O. F H1 H2 H3 H4 O.V O. F Şekil 16. Oransal verim değerlerine göre ortaya çıkan oransal farklar 49

61 En yüksek değer elde edilen konuya göre hem yaş ağırlık hem de kuru ağırlık oransal verim azalması H1, H3 ve H4 konularında sırasıyla % 4.90, % 2.39 ve % 4.57 ve % 13.98, % 4.08 ve % 8.05 düzeyinde olmuştur. Elde edilen deneme sonucuna göre hiç hidrojel uygulanmayan konuda yaş ve kuru ağırlık değerli 0.5 gr/saksı, 1.0 gr/saksı ve 1.5 gr/saksı hidrojel uygulanan konulardan daha düşük bulunmuştur. Bu durumda hidrojel uygulamasının verimi artırdığı söylenebilir. Ancak 0.5 gr/saksı hidrojel uygulamasından sonra verimde yaş ağırlıkta % 2-5 düşüş gözlenirken kuru ağırlıkta ise %4-14 oranında düşüş saptanmıştır. Yani hidrojel düzeyi arttıkça az da olsa verim azalması söz konusudur. Bunun nedeninin de yukarıda da açıklandığı gibi hidrojel dozunun artmasının toprak gözenek oranını azaltarak havalanma düzeyi düşürmesi ve kök gelişimini olumsuz etkilemesi olduğu söylenebilir Hidrojel konularının bitki boy uzunlukları üzerine etkisi Deneme sonrası hidrojel konularına göre elde edilen bitki boy uzunluk ortalamaları ise Çizelge 15 te gösterilmiştir. Çizelge 15. Hidrojel konularına göre boy uzunlukları (cm) Konular Bitki Boy Uzunluğu (cm) 1. Tekerrür 2. Tekerrür 3. Tekerrür Ortalama H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) Çizelge 15 incelendiğinde en yüksek bitki boy uzunluğu H2 (108 cm) konusunda elde edilmiştir. H2 konusundan daha yüksek dozlarda kullanılan hidrojel miktarınında bitki boy uzunluğunda azalma meydana gelmiştir. H2 konusundan sonra bitki boy uzunlukları sırasıyla H3 (105 cm), H4 (100 cm) ve H1 (92 cm) olarak 50

62 Bitki boyu (cm) ölçülmüştür. Ortalama bitki boy uzunluklarına ait varyans analizi sonuçları Çizelge 15 te gösterilmiştir. Çizelge 16. Hidrojel konularına göre ortalama bitki boy uzunlukları varyans analiz tablosu Varyasyon Tablodan F SD K.T K.O F Kaynakları Konular * Hata Genel *%5 önemlilik düzeyini göstermektedir. Elde edilen ortalama boy uzunluklarına göre yapılan Duncan sınıflandırmasında H2 ve H3 hidrojel konusu birinci sınıfı oluşturmuş olup H4 Konusu ikinci H1 konusu ise üçüncü sınıfı oluşturmuştur. Hidrojel düzeyi ile bitki boy uzunlukları arasında önemli düzeyde negatif yönde kuadratik bir ilişki söz konusudur. Determinant katsayısı R 2 = 0.90 olarak bulunmuştur (Şekil 17) y = -5.25x x R² = a a b 100 c H1 H2 H3 H4 Şekil 17. Hidrojel konularına göre bitki boy ortalamaları ve Duncan sınıflandırmaları 51

63 Şekil 17 incelendiğinde H2 dozunda kullanılan hidrojel miktarının hiç kullanılmayan saksılarda (H1) ortaya çıkan ortalama sonuçlarına göre bitki boy uzunluğunu artırdığı ancak kullanılan hidrojel dozunun artmasıyla bitki boy uzunluğu ortalamasının H1 e göre arttığı ancak H2 ye göre azaldığı görülmüştür. Geren vd., (2011) jel uygulamalarının, uygulama yapılmayanlara göre olumsuz sonuç verdiğini, jel dozunun artmasıyla bitki boylarının kısaldığını saptamışlardır. Bu durum mısır yetiştiriciliğinde toprakta kullanılan hidrojel miktarının bitki boy uzunluğunu etkilediğini ve kullanılacak hidrojel miktarının optimum bir değeri olduğunu göstermektedir. Bu koşullara göre bu miktar 0.5 gr/saksı olarak tespit edilmiştir. Bu sonuç literatür bilgileri ile de uygunluk göstermektedir. Benzer sonuçlar farklı çalışmalar ile Odell ve Contlifte (1987), Al Humaid ve Moftah (2007), Orzolek (1993), Hutterman vd. (1999), Avcı (2008), Geren vd., (2011), Emekçi ve Geren (2013) tarafından da elde edilmiştir Sulama Suyu Tuzluluğu ve Hidrojel İlişkisi Daha önceki bölümlerde hidrojel kontrol konusunda sulama suyu tuzluluğunun ve sulama suyu kontrol konusunda uygulanan hidrojel dozlarının ayrı ayrı bitki üzerine etkileri incelenmiştir. Bu bölümde ise tuzluluk ve hidrojel intraksiyonu ele alınmıştır. Deneme sonunda tuzluluk ve hidrojel konularına ilişkin ortalama yaş ve kuru ağırlık değerleri Çizelge 17 de verilmiştir. Çizelge 17. Tuzluluk ve Hidrojel konularına göre yaş ağırlık değerleri Yaş Ağırlık (gr/saksı) Konular H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m) Konular arasında en yüksek ortalama yaş ağırlık T1H2 ( gr/saksı) konusunda elde edilmiştir. Tuzlu sulama suyu tuzluluğu arttıkça sırasıyla T2 tuzluluk seviyesinde en yüksek ortalama yaş ağırlık H3 dozundan, T3 tuzluluk seviyesinde en 52

64 yüksek ortalama yaş ağırlık H4 dozundan elde edilmiştir. T4 tuzluluk seviyesinde en yüksek ortalama yaş ağırlık verimi ise H3 dozundan elde edilmiştir (Şekil 18). Sulama suyu tuzluluğu arttıkça, kullanılacak hidrojel dozunun en fazla H3 dozuna kadar arttığı ve sonra tuzluluk artınca hidrojel kullanım dozunun azaldığı gözlenmiştir. Ortamda tuz konsantrasyonu arttıkça jellerin şişme oranı azalmaktadır (Orakdöğen, 2006). Bu sebeple tuzluluğun belirli bir seviyesinden sonra hidrojelin işlevi azalmaktadır. Sulama suyu tuzluluğunun artması ile oluşan verim kaybının azaltılması için kullanılan hidrojel miktarının belirlenen eşik değere kadar artması gerektiği söylenebilir. Benzer sonuç Altay (2010) tarafından da elde edilmiştir. H4 (1.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) T4 (5.0 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T2 (1.5 ds/m) T1 (0.0 ds/m) H1 (0.0 gr/saksı) Yaş Ağırlık Verimi (gr/saksı) Şekil 18.Farklı tuzluluk konularında hidrojel düzeylerine göre yaş ağırlık değerleri Tuzluluk ve hidrojel konularından elde edilen kuru ağırlık değerleri ise Çizelge 18 de verilmiştir. 53

65 Çizelge 18. Tuzluluk ve hidrojel konularına göre kuru ağırlık değerleri Kuru Ağırlık (gr/saksı) Konular H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m) Çizelge 18 incelendiğinde konular arasında en yüksek değer yaş ağırlık verimlerinde olduğu gibi yine T1H2 (26.47 gr/saksı) konusunda elde edilmiştir. Uygulanan sulama suyu tuzluluğunun artması belirli bir seviyeden sonra ortamda var olan hidrojellerin etkisini azaltmaktadır (Şekil 19). H4 (1.5 gr/saksı) T4 (5.0 ds/m) H3 (1.0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) T3 (3.0 ds/m) T2 (1.5 ds/m) T1 (0.0 ds/m) H1 (0.0 gr/saksı) Kuru ağırlık (gr/saksı) Şekil 19.Farklı tuzluluk konularında hidrojel düzeylerine göre kuru ağırlık değerleri 54

66 Yapılan birçok araştırmada tuzluluk arttıkça hidrojelin daha az etkili olduğu ileri sürülmektedir (Shannon 1978; Epstein 1985; Gumuzzio vd., 1985; Ashraf 1994; Aydın vd., 2000; Aydın ve Malkoç 2003; Aslan 2004) Sulama Suyu Kullanım Randımanı (IWUE) Sulama suyu kullanım randımanı Turner ve Burch (1983) tarafından, kuru madde üretiminde kullanılan su miktarının hesaplanmasında yararlanılan bir oran olarak kabul edilmektedir. Konulara ilişkin toplam sulama suyu kullanım randımanları; uygulamanan sulama suyu miktarı değerleri ve birim alandan elde edilen toplam verim değerleri esas alınarak aşağıdaki eşitliklerden hesaplanmıştır. Çalışmada Howell vd., (1990) tarafından verilen eşitlik kullanılmıştır. IWUE= Y I Eşitlikte; IWUE: Sulama suyu kullanım randımanı (kg/m 2 -mm); Y: Toplam verim (kg/m 2 ); I: Uygulanan sulama suyu miktarı (mm) dır. Denemeden elde edilen kuru ağırlık miktarı ve uygulanan sulama suyu miktarı kullanılarak her bir saksı için hesaplanan sulama suyu kullanım randımanı değerleri Çizelge 19 da ve Şekil 20 de verilmiştir. Çizelge 19. Sulama suyu kullanım etkinliği Konular IWUE (kg/m 2 -mm) H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m)

67 IWUE kg/m2-mm T1 T2 T3 T H1 H2 H3 Hidrojel konuları H4 T1 T2 T3 T4 Şekil 20. Konulara göre sulama suyu kullanım randımanları Çizelge 19 ve Şekil 20 incelendiğinde en yüksek su kullanım randımanı 0.26 değeri ile T1H2 konusunda elde edilmiştir. Yani tuzsuz ve 0.5 gr/saksı hidrojel uygulanan konu ile birim uygulanan sudan en yüksek verim elde edilmiştir. Flannery ve Busscher (1982) ile Johnson (1984) ın bildirdiğine göre toprağa hidrojel uygulamasının, bitkinin kullandığı su miktarına etkisi olmayıp, bitki kök bölgesinde kullanılabilir suyun artmasını sağlayarak, sulamalar arasındaki zamanı uzatmakta ve bu sayede bitkinin su stresi yaşamasını engellemektedirler. El-Sayed and Kirkwood (1992) bildirdiğine göre de toprağa hidrojel ilave edilmesi hareketsiz mısır polenlerinin içindeki tuz iyonlarının azalmasına yol açmaktadır. Bundan yola çıkarak hidrojel değişikliklerinin bitki dokularında tuz iyonlarının seviyesini düşürerek tuzluluğun olumsuz etkilerini en aza indireceği tahmin edilebilmektedir (Chen vd., 2004) Deneme Sonrası Toprak Tuzluluğu Analiz Sonuçlarının Değerlendirilmesi Hasat işlemlerinin ardından deneme toprağının tuzluluk (ECe) analizleri yapılmış ve deneme sonrası toprakta biriken tuz miktarı belirlenmiştir (Çizelge 20). 56

68 Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Çizelge 20. Deneme sonrası toprakta biriken tuz miktarı Toprak tuzluluğu (ds/m) Konular H1 (0 gr/saksı) H2 (0.5 gr/saksı) H3 (1.0 gr/saksı) H4 (1.5 gr/saksı) T1 (Çeşme suyu) T2 (1.5 ds/m) T3 (3.0 ds/m) T4 (5.0 ds/m) Uygulanan sulama suyu tuzluluğuna paralel olarak toprakta biriken tuz miktarı da artış göstermiştir (Şekil 21). Şekil 21 incelendiğinde her hidrojel dozunda sulama suyu tuzluğu ile toprak tuzluluğu arasında önemli düzeyde doğrusal bir ilişki söz konusudur. Hidrojel dozlarına göre korelasyon katsayısı (R) H1, H3, ve H ve H2 de 0.98 olarak bulunmuştur y = x R² = T1 T2 T3 T4 Konular y = x R² = T1 T2 T3 T4 Konular H y = x R² = T1 T2 T3 T4 Konular H y = x R² = T1 T2 T3 T4 Konular H 2 H 4 Şekil 21. Deneme sonrası hidrojel dozlarında farklı sulama suyu tuzluluğu konuları için toprak tuzluluğu 57

69 Hidrojel dozları baz alınarak tuzluluk düzeylerine göre toprak tuzluluğu değerlendirildiğinde; T1 ve T2 konularında artan hidrojel dozlarında toprak tuzluluğu ile hidrojel dozu arasında önemli bir ilişki bulunamamıştır. Yani hidrojel dozu toprak tuzluluğuna bir etki etmemiştir. T3 ve T4 konularında ise az düzeyde ilişki (R 2 = 0.65) söz konusu olsa da hidrojel miktarının artması toprak tuzluluğunu çok değiştirmemiştir (Şekil 22). Hidrojelin hidrofilik yapısı vardır. Bu sebeple hidrofilik gruplar içerir.(oh, -COOH, -CONH2, - SO3H vb ). Negatif yüklü anyonlardır. Sodyum ise pozitif yüklüdür. Aynı ortamda ikisi buluşunca birbirini dengelemeye çalışır. Bu sebeple ortamdaki hidrofilik grubun hareketi kısıtlanır. Pozitif Na iyonu polimer omurgası boyunca hidrofilik grup ile bağlı olduğundan jeli terkedemez. Yarı geçirgen membran gibi davranır. Yarı geçirgen membrandan su geçişi olurken tuz geçişi olmaz. Bundan dolayı tek yol tüm tuzu tüm suyun içinde tutarak dengelemektir. Bu sebeple su membrana doğru yol alır. Bundan dolayı solusyon içinde Osmatik basınç artar. Bu basınç suyun membrandan karşı tarafa geçmesini engeller. Bu hareket çapraz bağlı polimerin hareketine benzer bir hareket olup, sonsuz şişmeyi önler. Çünkü ozmatik basınç kuvveti eşit ve karşı kuvvetlerin üstesinden gelebilmektedir. İtici kuvvet sebebiyle jelin içi ve dışı arasında ozmatik basınç değişir. Jel içinde Na iyonları sıkışıp kalır. Jel dışında da Na seviyesi yükselir. Jel içinde ozmatik basınç artarken jelin dış kısmında azalır. Bu sebeple artamda tuz yoğunluğu arttığı zaman jelin şişme kapasitesi azalır (Buchholz vd., 1997). 58

70 Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) Toprak tuzluluğu (ds/m) y = x R² = H1 H2 H3 H4 Konular 2.0 T1 1.8 y = x R² = T2 H1 H2 H3 H4 Konular y = x R² = T3 y = x R² = T H1 H2 H3 H4 Konular 0.0 H1 H2 H3 H4 Konular Şekil 22. Deneme sonrası tuzluluk konularındafarklı hidrojel dozları için toprak tuzluluğu Farklı tuzluluk ve hidrojel konularının herbir kombinasyonunda toprak tuzluluğunda ortaya çıkan değişim Şekil 23 de görülmektedir. H1 H2 H3 H4 T1 T2 T3 T T1 T2 T3 T4 Tuzluluk konuları H1 H2H3 H H1 H2 H3 H4 Hidrojel konuları T4 T3 T2 T1 Şekil 23. Konulara göre toprak tuzluğu değerleri 59

71 Toprak tuzluluğu seviyesi artan sulama suyu tuzluluğu ile artarken H3 konusunda toprak tuzluluğu en fazla olmuştur. 60

72 5. TARTIŞMA VE SONUÇLAR Mısır bitkisi ile yapılan denemede elde edilen sonuçlar kontrol konusu olan H1 ( 0 gr/saksı) e göre değerlendirildiğinde sulama suyu tuz içeriğine bağlı olarak yaş ve kuru ağırlık değerleri sırasıyla gr/saksı ve gr/saksı arasında değişmiştir. En yüksek yaş ve kuru ağırlık değerleri tuzluluk değeri T1 (çeşme suyu) olan uygulamadan elde edilirken en düşük değerler T4 (5 ds/m) sulama suyu uygulamasından elde edilmiştir. Sulama suyu tuzluluğun artması ile toprak çözeltisi tuz konsantrasyonu artmakta ve çözelti ozmotik basıncı yükseldiğinden bitki kökleri suyu almakta zorluk çekmekte ve fizyolojik kuraklık etkisi altında kalmaktadır. Sulama suyu tuz konsantrasyonunun artması ile toprak çözeltisi konsantrasyonu da artmaktadır (Emekçi vd., 2005). Bu sebeple hidrojel kullanılmayan koşullar değerlendirildiğinde sulama suyu tuzluluğu arttıkça yaş ve kuru ağırlık değerlerinde azalma görülmüştür. Sulama suyunun artması ile bitki boy uzunluklarında da azalma meydana gelmiş, bitki boy uzunlukları cm arasında değişmiştir. En yüksek ve en düşük bitki boy uzunluğu yaş ve kuru ağırlıkta da olduğu gibi sırasıyla T1 (çeşme suyu) ve T4 (5 ds/m) konularında 113 cm ve 94 cm olarak elde edilmiştir. Deneme sonuçlarına göre mısır bitkisindeki verimler kontrol konusu olan T1 ( çeşme suyu) e göre değerlendirildiğinde ise hidrojel içeriğine bağlı olarak yaş ve kuru ağırlık değerleri sırasıyla gr/saksı ve arasında değişmiştir. Hem yaş hem kuru ağırlık değerleri değerlendirildiğinde en yüksek verim değeri hidrojel içeriği H2 (0.5 gr/saksı) olan uygulamadan, en düşük değerler ise hiç hidrojel içermeyen H1 (0 gr/saksı) uygulamasından elde edilmiştir. Bitki boy uzunlukları değerlendirildiğinde ise en yüksek bitki boy uzunluğu 108 cm ile H2 de en düşük bitki boy uzunluğu ise 92 cm ile H1 de görülmüştür. Geren vd., (2011) kurak koşullarda jel uygulamalarının, uygulama yapılmayanlara göre olumsuz sonuç verdiğini, jel dozunun artmasıyla bitki boylarının kısaldığını saptamışlardır. Hidrojel kullanımının genel olarak yaş ve kuru ağırlık verimi ile bitki boy uzunluğu açısından olumlu etki yarattığı görülmüştür. Ancak kullanılan hidrojel dozunun 0.5 gr/saksı dozunun (H2) üzerine çıkmasıyla ortalama yaş ve kuru ağırlık ve bitki boy uzunluğu değerlerinde azalma olduğu saptanmıştır. Bu azalmanın sebebininin toprağa eklenen jeller nedeniyle aşırı suyun kökleri oksijensiz bırakarak bitki gelişimini yavaşlatması 61

73 olduğu düşünülmektedir. Ancak hiç hidrojel kullanılmayan H1 konusu ile yüksek seviyelerdeki hidrojel dozları kıyaslandığında yaş ve kuru ağırlık değerlerin arttığı gözlenmiştir. Bu sonuç ise sulama suyu tuzluluğunun oldukça düşük olduğu sulama koşullarında hidrojel kullanımın optimum bir dozu olduğunu ve bu dozun bu deneme için 0.5 gr/saksı olduğunu göstermiştir. Bu miktar bu denemede kullanılan en düşük hidrojel miktarı olmasının yanısıra deneme koşullarına göre bu dozda ortalama en yüksek yaş ve kuru ağırlık değerleri elde edilmiştir. Araştırıcıların bu dozdan daha düşük hidrojel dozlarını denemesi optimum dozun belirlenmesine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Bütün parametreler birlikte değerlendirildiğinde; konular arasında en yüksek ortalama yaş ağırlık T1H2 ( gr/saksı) konusunda elde edilmiştir. Tuzlu sulama suyunun tuzluluk seviyesi arttıkça sırasıyla T2 tuzluluk seviyesinde en yüksek ortalama yaş ağırlık H3 dozundan,t3 tuzluluk seviyesinde en yüksek ortalama yaş ağırlık H4 dozundan elde edilmiştir. T4 tuzluluk seviyesinde en yüksek ortalama yaş ağırlık verimi ise H3 dozundan elde edilmiştir.sulama suyu tuzluluğu arttıkça, elde edilen yaş ve kuru ağırlık değerlerinin azalmaması için hidrojel dozlarının da arttırılması gerektiği görülmüştür. Ortamda tuz konsantrasyonu arttıkça jellerin şişme oranı azalmaktadır (Orakdöğen, 2006). Bu sebeple tuzluluğun belirli bir seviyesinden sonra hidrojelin işlevi azalmaktadır. Sulama suyu tuzluluğunun artması ile oluşan verim kaybının azaltılması için kullanılan hidrojel miktarının belirlenen eşik değere kadar artması gerektiği söylenebilir. Elde edilen verilere göre sulama suyu kullanım randımanı (IWUE) 0.26 kg/m 2 -mm en yüksek T1H2 konusunda elde edilmiştir. Deneme sonrası saksı topraklarında yapılan toprak tuzluluğu tayinine göre uygulanan sulama suyu tuzluluğunun artmasıyla toprakta biriken tuz miktarı da artış göstermiştir. Hidrojel dozları baz alınarak tuzluluk düzeylerine göre toprak tuzluluğu değerlendirildiğinde ise hidrojel uygulamasının toprak tuzluluğuna bir etki etmediği görülmüştür. Araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere uygulanan sulama suyu tuzluluğunun ve kullanılan hidrojel dozunun ortalama bitki yaş ve kuru ağırlık değerlerinde ve 62

74 ortalama bitki boy uzunluğunda önemli etkisi bulunmaktadır. Bu sebeple kullanılacak hidrojelin dozu sulama suyu tuzluluğuna göre belirlenmelidir. Toprağa hidrojel uygulaması ile daha nemli tutulması halinde sulama suyu tuzluluğunun bitkiyi daha az etkilediği anlaşılmıştır.tuzlu sulama koşullarına göre optimum hidrojel miktarlarının en ekonomik olacak şekilde belirlenebilmesi için bu konudaki araştırma ve denemelerin devam etmesi bitkisel üretime katkı sağlayacaktır. 63

75 KAYNAKLAR Abd El-Rehım, H.A., Hegazy E.S.A., Abd El-Mohdy H.L., Radiation Synthesis of Hydrogels to Enhance Sandy Soil Water Retention and Increase Plant Performance. Journal of Applied Polymer Science 93(3): Akalan, İ., Toprak Oluşu, Yapısı Ve Özellikleri. Ankara Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Yayınları No: 356, Ders Kitabı: 120, Ankara Üniversitesi Basımevi, 556s. Akhter, J., K. Mahmood, K.A. Malik, A. Mardan, M and Ahmad, M.M. Iqbal, Effects of Hydrogel Amendment on Water Storage of Sandy Loam and Loam Soils and Seedling Growth of Barley, Wheat and Chickpea. Plant Soıl Envıron., 50, 2004 (10): Al-Humaid and Moftah A.E Effects of hydrophilic polymer on the survival of Buttonwood Seedlings Grown Under Drought Stress, 30: Al Tahir, O.A., and Al-Abdulsalam, M.A., Growth of Faba Bean (Vicia faba L.) as Influenced by Irrigation Water Salinity and Time of Salinization, Agricultural Water Management 34: Al-Harbi, A.R., Al Orman, A.M., Shalay, A.A., And Choudhary, M.I., Efficacy Of A Hydrophilic Polymer Declines With Time İn Greenhouse Experiments. Hortscience, 34(2) Altay A., Hidrofobik Grup İçeren Poli (N-İzopropilakrilamid) Hidrojellerin Sentezi Ve Bunların Faz-Geçiş (Lcst) Sıcaklıklarının İncelenmesi Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Kimya Anabilim Dalı Konya, 2010 Altay A., Tarımda Su Tutucu Olarak Kullanılan Hidrojelin Farklı KNO 3 Çözeltilerindeki Fiziksel Özelliklerinin Belirlenmesi Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Tarım Bilimleri Araştırma Dergisi 3 (2): 49-51, 2010 ISSN: , E-ISSN: X. Anonymous, Agro-Climatic Regional Planning: An Overviev (unpublished). Plannig Commission, New Delhi, 144. Arı, A., Sıcaklık ve ph Duyarlı Poli(vinil-eter) Hidrojellerin Sentezi ve Biyolojik Karakterizasyonu, Yüksek Lisans tezi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Ashraf, M.,1994. Breeding for salinity tolerance in plants. Critical reviews in plant Sci.13, Ashraf, M., and McNeilly, T., Improvement of Salt Tolerance in Maize by Selection and Breeding. Plant Breeding, 104:

76 Ashraf, M., Arfan,M., and Ahmad, A., Salt Tolerance in Okra: Ion Relations and Gas Exchanges Charecteristics. Journal of Plant Nutrition, 26 (1): Aslan, N., Toprağa Polimer Uygulamasının Toprak Strüktürel Özellikleri ve Nem Karakteristikleri ile Bitki (Zea mays ve Phaseolus vulgaris L.) Biyoması Üzerine Etkisi. Doktora Tezi. Atatürk Üniv. Fen Bilimleri Enstitüsü (yayımlanmamış). Asıl, D., Kitosan-Polikrilik Asit-Polisitrakonik Asit İçeren Yarı IPN Tipi Hidrojellerin Şişme Özellikleri ve Flukanozol Salım Davranışlarının İncelenmesi, Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Ankara. Avcı, N., Hidrojel Uygulamalarının Mısır (Zea Mays L.) Bitkisinin Su Ve Fosforlu Gübre Kullanımı Üzerine Etkisi Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Erzurum Aydın, A., Turan, M ve Sezen, Y., Effect of sodium salts on growth and nutrient uptake of spinach (Spinacia olerecea) and beans (Phaseolus vulgaris).international Symposium on Desertification. p: , June, Konya/Turkey. Aydın, A. ve Malkoç, M., Mısır (Zea Mays L.) ve fasulye (Phaseolus Vulgaris L.) nin gelişimi ve bitki besin maddeleri içeriğine farklı tuz uygulamalarının etkisi. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Der. 34 (3): Ayers, R.S., and Wescot, D.W., Water Quality for Agriculture. FAO Irrigation of the Drainage Paper, 29:1-74, Rome. Azam, R.A.I., Agricultural polymers. Polyacrylamide preparation, application,and prospects in soil conditioning. Communications in Soil Science and PlantAnalysis, 11(8): Basan, S., Polimer Kimyası, Cumhuriyet Üniversitesi Yayınları, Sivas, Bernstein L., and Francois, L.E., Leaching Requirement Studies. Sensivity of Alfalfa to Salinity of Irrigation and Drainage Waters. Am. Proc. 37: Boatright, J.L., Balint, D.E., Mackay, W.A., and Zajicek, J.M., Incorporation of a hydropphilic polymer into annual landscape beds. Journal of Evnironmental Horticulture, 15(1): Bradford, K.J., and Yang, S.F., Physiological responses of plants to waterlogging. Hort. Science 16(1) : Buchholz, FL (Editor) & Graham, AT - Modern Superabsorbent Polymer Technology John Wiley & Sons, November 1997,

77 Callagan, T.V., D.K. Lindley, O.M. Ali, H. Abd El Nour, and P.J. Bacon The effect of water-absosbing synthetic polymers on the stomatal conductance, growwth and survial of transplanted Eucalyptus microtheca seedlings in the Sudan. Journal of Applied Ecology 26: Carvajal, M., Del Amor, F., Fernandez, G., Martinez,V., and Cerda, A., Time Course of Solute Accumulation and Water Relations in Muskmelon Plants Exposed to Salt During Different Growth Stages. Available Plant Science, 138(10): Cayuela, E., Alfocea, P.F., Caro, M., and Bolarin, M.C., Priming of Seeds With NaCl Induces Physiological Changes in Tomato Plants Grown Under Salt Stres. Physiol Plantarum, 96(2): Chan, K.Y., Davey, B.G., and Geering, H.R., 1979.Adsorption of Sodium and Calcium by a Soil with Variable Change. Soil Sci. Soc. Am.J 43: Chartzoulakis, K., and Klapaki, G., Response of Two Greenhouse Peeper Hybrids to NaCl Salinity During Different Growth Stages. Scientia Horticulture, 86: Chen, S., Zommorodi, M., Fritz, E., Wang, S., Hüttermann, A Hydrogel modified uptake of salt ions and calcium in Populus euphratica under saline conditions. Springer Verlag. 18: Chinnusamy V, Jagendorf A, Zhu JK, Understanding and improving salt tolerance in plants. Crop Sci 45: Clark, D.R., Green, J.C., and Gordon, J.A., Laboratory Exercises to Demonstrate Effects of Salts on Plants and Soils. J. Nat. Resour. Life Sci. Educ. 29: Çiçek, N., and Çakırlar, H., The Effect of Salinity on Some Physiol. Parameters in Two Maize Cult.. Bulg. J. Plant Physiol., 28 (1-2): Çizikci, S., Değişik Tuzluluk, SAR ve Ca:Mg Oranlarına Sahip Sulama Sularının Ispanağın Çimlenme ve Verimine Olan Etkileri. KHGM Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Yıllığı. APK Daire Başkanlığı. Toprak ve Su Kaynakları Şube Müd. Yayınları. No: 106, s, Ankara. Demiralay, İ., Toprak Fiziği. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Ders Notu, Erzurum. Duan D.,Xiaojing, L.M., Ajman, K., and Bilquees, G., Effects of Salt and Water Stress on the Germination of Chenopodıum Glaucum 1., Seed. Pak. J. Bot., 36(4):

78 Ekmekçi, E., Apan, M. ve Kara, T., 2005, Tuzluluğun Bitki Gelişimine Etkisi, OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2005, 20(3): El-Hady, O.A. and Wanas, Sh. A., Water and Fertilizer Use Efficiency by Cucumber Grown under Stress on Sandy Soil Treated with Acrylamide Hydrogels. Journal of Applied Sciences Research, 2(12): , EL Sayed, Hameda And Kirkwood, R. C Effect of NaCl Salinity and Hydrogel Polymer Treatments on Viability, Germination and Solute Contents in Maize (Zea mays, L.) Pollen. Phyton Journal, Vol. 32, Fasc. (1),pp , 27/8/1992. Elkhatib, H.A., Elkhatib, E.A., Khalaf-Allah, A.M., and El-Sharkawiy, A.M., Salt Tolerance of Four Potato Cultivars. Journal of Plant Nutrition, 27(9): Emekçi, T., Geren, H., Kısıtlı Su ve Jel Uygulamalarının Yemlik Bakla (Vicia faba var. minor L.) da Hasıl Verimi ve Bazı Verim Özellikleri Üzerine Etkileri. Ege Üniv. Ziraat Fak. Derg., 2013, 50 (2): ISSN :164 Epstein, E., Salt-tolerante crops: origin devolopment, and propects of the concept. Plant and Soil. 89: Estan, M. T., Martinez-Rodriguez, M.M., Perez-Alfocea, F., Flowers, T.J., and Bolarin, M. C., Grafting Raises the Salt Tolerance of Tomato through Limiting the Transport of Sodium and Chloride to the Shoot. Journal of Experimental Botany. 56(412): Eşiyok, D., Bozkalfa, M.K., ve Uğur, A., Farklı Lokasyonlarda Yetiştirilen Şeker Mısır Çeşitlerinin Verim, Kalite ve Teknolojik Özelliklerinin Belirlenmesi. Ege Ünv. Zir. Fak. Derg., 41(1):1-9. Flannery, R. L. and Busscher, W. J Use of a synthetic polymer in potting soils to improve water holding capacity. Communications in Soil Science and Plant Analysis, 13 (2), 103. Foster, W.J. and G.J. Keever, Water absorption of hydrophilic polymers (hydrogels) reduced by media amendments. Journal of Environmental Horticulture. 8 (3): Garca-Sanchez, F., Carvajal, M., Porras, I., Bota, P., and Matnez, V., Effects of Salinity and Rate of Irrigation on Yield, Fruit Quality and Mineral Composition of Firo 49 Lemon. Europen Jour. of Agronomy, 19 (3):

79 Gardiner, D., Fekler, P., and Carr, T., Cactus extract increases water infiltration rates in two soils. Communication in Soil Science and Plant Analysis. 30 (11-12),: Geren, H., Simic, A. ve Ekmekçi, T., Değişik sulama dozları ile silika jel uygulamalarının tritikale (Triticale) nin bazı agronomic özelliklerine etkisi, Türkiye 9.Tarla Bitkileri Kongresi, Eylül 2011, Bursa, 1: Gumuzzio, J., Polo, A., Dıaz, M.A., Ibanez, J.J., Ecological aspects of humification in saline soils in Central Spain. Reuved' Ecologie et de Biologie du Sd. 22(2): Gökkuş, A., 2009, Yembitkileri Ekolojisi, Yembitkileri Tarımının Genel Özellikleri ve Nadas Alanlarında Yembitkileri Tarımı, Yembitkileri Ekolojisi ve Fizyolojisi, Bölüm 3.1, Cilt:I, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı TÜGEM, İzmir, s: Güngör, Y.,ve Yurtseven, E., Değişik Tuzluluk Düzeylerinde Sulama Sularının Soya Fasulyesi Verimine Etkisi. Doğa. Tr.J. of Agriculture and Forestry. 15: Helalia, A. and J. Letey, Cationic polymer effects on infiltration rates with a rainfall simulator. Soil Science Society of America Journal. 52: Henderson, J.C. and Hensly, D.L., Ammonium and nitrate retention by a hidrophilic gel. Hortscience 20 (4) Henderson-Cole, J.C. and Hensley, D.L., Influence of field-grown fabric containers and varius soil amendments on the growth of green ash. Journal of Environmental Horticulture, 10, Hepaksoy, S., Ben-Asher, J., Molach, Y., David, I., Sagih, M., and Bravdo, B., Grapevine Irrigation with Saline Water: Effect of Rootstocks on Quality and Yield of Cabernet Sauvignon. Journal Of Plant Nutrition. 29: Hickman, J.S. and D.A. Whitney Soil conditioners. North Central Regional Extension Publication 295. Howell, T.A., Cuenca, R.H., Solomon, K.H.,1990. Crop Yield Response, In: Management of Farm Irrigation Systems.Eds.: Hoffman GJ, Howell TA, Solomon KH). An ASAE Monog. St. Joseph, MI pp Huttermann, A., M. Zommorodi, and K. Reise, Addition of hydrogels to soil for prolonging the survival of Pinus halepensis seedlings subjected to drought. Soil and Tillage Research 50:

80 Jamil, M., Lee, C.C., Rehman, S.R., Lee, D.B., Ashraf, M., and Eui, S.R., Salinity (NaCl) Tolerance of Brassic Species at Germination and Early Seedling Growth. Electron. J. Environ. Agric. Food Chem. 4(4): Jones, J.R., Pike, L.M., and Yourman, L.F., Salinity Influences Cucumber Growth and Yield. J. Am. Soc. Hort. Sci., 114: Johnson, M.S. and R.T. Leah, Effect of superabsorbent polyacrylamides on efficiency of water use by grop seedlings. Journal of the Science of Food and Agriculture. 52: Johnson, M. S The effects of gel-forming polyacrylamides on moisture storage in sandy soils. J. Sci. Food Agric., 35, Kadayıfçı, A., Tüylü, G.İ. ve Uçar, Y., Sulama Suyu Tuzluluğunun Soğan Bitkisinin Yumru Verimi, Bitki Su Tüketimine ve Toprak Profili Üzerine Etkileri. Tarım Bilimleri Dergisi, (10-1):45-49 Kant, C., Toprakta Oluşturulan Tuz Stresi Koşullarında Hümik Asit Ve Hidrojel Uygulamasının Bazı Toprak Özellikleri İle Bazı Fizyolojik Bitki Parametreleri Üzerine Etkisi Atatürk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi Erzurum Katerji, N., Hoorn, J.W., Hamdy, A., Bouzid, N., El-Sayed-Mahrous, S., Mastrorilli, M., Van-Hoorn, J.W., ve Mahrous, S.E.S., Su Stresinde Yetişmede ve Broadbeansde Tuzluluk Problemi. Zirai Su Yönetimi, , France. Katerji, N., Van Hoorn, J.V., Hamdy, A., Karam, F., and Mastrorilli, M., Effect of Salinity on Emergence and on Water Stress and Early Seedling Growth of Sunflower and Maize. Agriculturaal Water Management, 26: Katerji, N., Hoorn, J.W., Hamdy, A., and Mastrorillid, M., Response of Tomatoes, A Crop of Indeterminate Growth to Soil Salinity. Agricultural Water Management, 62: Katerji, N., Van Hoorn, J.W., Hamdy, A., Mastrorilli, A., and Karam, F., Salinity and Drought, a Comparison of their Effects on the Relationship Between Yield and Evapotranspiration. Agricultural Water Management, 36: Küçük, İ., İki Farklı Uyarıcıya Duyarlı Polimer Jellerin Sentezi ve Karakterizasyonu, Doktora Tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul. Lacerda, C.F., Cambraria, J., Oliva, M.A., Ruız, H.A., and Prisco, J.T., Solute Accumulation and Distribution During Shoot and Leaf Development in Two Sorghum Genotypes Under Salt Stress. Environmental and Experimental Botany, 49:

81 Lentz, R.D. and R.E. Sojka, Field results using polyacrylamide to manage furrow erosion and infiltration. Soil Science. 158 (4): Malkoç, M. ve Aydın, A., Mısır (Zea Mays L.) ve fasulye (Phaseolus Vulgaris L.) nin gelişimi ve bitki besin maddeleri içeriğine farklı tuz uygulamalarının etkisi. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Der. 34 (3): Malik, M., Amrhein, C. and Letey, J Polyacrylamide to improve water flow and salt removal in a high shrink-swell soil. Soil Sci. Soc. Am. J. 55: Maas, E.V. and GJ. Hoffman, Crop salt tolerance - current assessment. J. Irrig. and Drainage Div., ASCE 103(IR2): Maas EV, Hoffman GJ, Chaba GD, Poss JA, Shannon MC Salt sensitivity of corn at various growth stages. Irrig Sci 4: Mass, E.V., and Grieve, C.M., Spike and Leaf Development in Salt Stressed Barley. Crop Physiology, 018, Mahdavinia, G.R., Pourjavadi, a., Hosseinzadeh, H., Zohuriaan, M.J., Modified Chitosan 4. Superabsorbent Hydrogels from Poly(Acrylic acid-coacrylamide) Grafted Chitosan with Salt- and ph-responsiveness Properties, European Polymer Journal, 40, Matsubara, S., and Tasaka, Y., Studies on the Salt Tolerance of Vegetables. Scientific Reports of Faculty of Agriculture Okayama University, 72(9):18-11 ref., 3pl. Mikkessen, R.L., Using hydrophilic polymers to control nutrient release. Fertilizer Research. 38: Mikkelsen, R.L., Using hydrophilic polymers to improve uptake of manganese fertilizers by soybeans. Fertilizer Research. 41: Miyamoto, S., Piela, K., and Petticrew, J., Salt Effects on Germination and Seedling Emergence of Several Vegetables Crops and Guayule. Irrig. Sci. 6(3): Muscolo, A., Panuccio, M.R., and Sidari, M., Effects of Salinity on Growth, CarbonhydrateMetabolism and Nutritive Properties of Kikuyu Grass (Pennisetum clandestinum Hochst), Plant Science, 164: Nerson, H.,and Paris, H.S., Effects of Salinity on Germination, Seedling Growth and Yield of Melons. Irrig. Sci. 5(4):

82 Neumann, P.M.,Volkenburgh, E.V., and Cleland, R.E., Salinity Sterss Inhibits Bean Leaf Expasion by Reducing Turgor, Not Wall Extensibility. Plant Physiol, 88(1): Neto A., A.D., Prisco, J.T. and Eneas-Filho, J Effects of salt stress on plant growth, stomatal response and solute accumulation of different maize genotypes. Braz. J. Plant Physiol., 16:1, Nichifor, M., Zhu, X.X., 2003, Copolymers of N-alkylacrylamides and Styrene as New Thermosensitive Materials, Polymer, 44, Odell, G.B. and D.J. Cantliffe, Stand establishment of direct seeded tomatoes under heat stres. Acta Horticulture. 198: Orakdöğen, N., Swelling, Elasticity And Inhomogeneity of Poly (N,N- Dimethylacrylamide) Hydrogels. İstanbul Technical University Institute of Science and Technology. Orzolek, M.D., Use of hydrophilic polymers in horticulture. HortTechnology 3: Özmen, M.M., 2002, Swelling Properties and Elastic Behaviour of Temperature Sensitive Ionic Poly(N-t-butylacrylamide co-acrylamide) Hydrogels, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul. Öztürk, A., Farklı Gelişme Dönemlerinde Uygulanan Tuzlu Ve Normal Suların Patlıcan (Solanum Melongena L.) Bitkisinin Bazı Özelliklerine Ve Toprak Tuzluluğuna Etkisi S.Ü. Ziraat Fakültesi Dergisi 16 (30): (2002) Pasternek, D., De Malach, Y., and Borovic, I., Irrigation with Brackish Water Under Desert Conditions VII. Effect of Time of Application of Brackish Water on Production of Prosessing Tomatoes. Agricultural Water Management, 12 (1-2): Pessarakli, M., Marcum, K.B., and Kopec, D.M., Growth Response of Desert Saltgrass Under Salt Stres, Turfgrass Landscape and Urban IPM Research Summary, Cooperative Extension, Agricultural Experiment Station, The University of Arizona, Tuscon AZ1246 series, Polyakova, Y.Y., Polymers-soil conditioners and nitrogen fertilizers. Soviet Soil Science. 8 (4): Reina- Sanchez, A., Romero- Aranda, R., and Cuartero, J., Plant Water Uptake and Water Use Efficiency of Greenhouse Tomato Cultivars Irrigated with Saline Water. Agricultural Water Management 78:

83 Richards, L.A., 1954, Diagnosis And Improvement of Saline and Alkali Soils, US Dept. Agric., Agric Handb. No: 60, USA. Rigas, F., Sachını, E., Chatzodıs, G., Kanellopoulus, N., Effects of a Polymeric Soil Conditioner on The Early Growth of Some Flowers. Canadian Journal of Soil Sci. 79(1), Rodriguez, P., Torrecillas, A., Morales, M.A., Ortuno, M.F., and Sanchez-Blanco, M.J., Effects of NaCl Salinity and Water Stress on Growth and Leaf Water Relations of Asteriscus Maritumus Plants, Enviromental and Experimental Botany, 53(2): Roule, D.A., The complexities of water management. Golf Cource Management.June: Sarapatka, B., Rak, L. and Bubenikova, I., Effects of Hydroabsorbent Used on Extremely Sandy Soils on Soil Biological and Biochemical Caracteristics Eurosoil 2004 Congress, Freiburg, Germany. Satti, S.M.E., Ibrahim, A.A., and Al-Kindi, S.M., Enhancement of Salinity Tolerance in Tomato: Implications of Potassium and Calcium in Flowering and the Yield. Commun. Soil Sci. Plant Anal.25 (15-16): Save, R., Pery, M., Marfa, O., and Serrano, L., The effect of hydrophilic polymer on plant and water status and survival of pine seedlings. HortTechnology 5(2): Sezen, Y., Toprak Kimyası. Atatürk Üniv. Ziraat Fak. Yayınları No: 322, Ders Kitapları Seri No: 71, Erzurum. Shannon, M.C.,1978. The testing of salt tolerance variability among tall wheat grass lines. Argon. J. 70, Sharma, S.K., Effect of Salinity on Internal Distrubition of Na, K and Cl and the Mechanism of Salt Injury in Chicpea. Plant Physiol and Biochemistry, 17(1): Shiyab, S.M., Shibli, R.A., and Mohammad, M.M., Influence of Sodium Chloride Salt Stress on Growth and Nutrient Acquisition of Sour Orange in Vitro, Journal of Plant Nutrition, 26(5): Sing, R.B., and Narain, P., Effect of the Salinity of Irrigation Water on Wheat Yield and Soil Properties. Indian Journal of Agricultural Sciencies, 50: Sönmez, F., Çığ F.,Erman, M., Tüfenkçi, Ş.,2012. Çinko, Tuz ve Mikoriza Uygulamalarının Mısırın Gelişimi ile P ve Zn Alımına Etkisi Yyü Tar Bil Derg (Yyu J Agr Scı) 2013, 23(1):

84 Specht, A., and Harvey-Jones, J., Imporving water delivery to the roots of recently transplanted seedling trees: The use of hydrogels to reduce leaf loss and hasten root establishment. Forest Research. 1: Subra-Rao, N.,Subbaiah, G.V., and Rmaiah, B., Drip Irrigation for Water Conservation and Saline/Sodic Enviroments in India. Journal of Indian Society of Coastal Agriculture, 5(2): Steppuhn, H., Volkmar, K.M., and Miller, P.R., Comparing Canola. Field Pea, Dry Bean and Durum Wheat Crops Grown in Saline Media. Crop Science, 41: Swietlik, D., Effect of soil amendment with Viterra hydrogels on establishment of newly planted grapeefruit trees CV Ruby Red. Communications in Soil Science and Plant Analysis 20 (15-16) : Şener, S., Ege Bölgesi nde Lizimetre Koşullarında Değişik Kalitedeki Sulama Sularının Pamuk Verimine ve Toprak Tuz Dengesine Etkileri. Köy Hizmetleri Gn. Md. Menemen Araştırma Enst. Md. Yay. No:192/126, Menemen. Taşdelen, B.D., 2002, Preparation, Characterization and Drug Release Behaviour of Thermo- and ph- Responsive Hydrogels and Microspheres, Doktora tezi, Boğaziçi Üniversitesi, İstanbul. Taylor, K.C. and R.G. Halfacre The effect of hydrophilic polymer on media water retention and nutrient availability to Ligustrum lucidum. HortScience 21: Tekeli, G., Mısırda Farklı Kalitedeki Sulama Sularının Karbon ( 13 C/ 12 C) İzotopik Değişimine ve Stoma İletkenliğine Olan Etkilerinin Belirlenmesi. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal Yapılar ve Sulama Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi.49 Tekin, F., ve Bozcuk, S., Helianthus annuus L. var. Santafe (Ayçiçeği) Tohumlarının Çimlenmesi ve Erken Büyüme Üzerine Tuz ve Dışsal Tuz Stresinin Etkileri, Tr. J. Biology,22: Teyel. M.Y., and El-Hady, O.A., Super gel as a soil conditioner. Acta Horticulturae. 119: Tu, Z.P., Armitage, A.M., and Vines, H.M., Influence of an antitranspirant and a hydrogel net photosynthesis and water loss on cineraria during water stres. HortScience, 20(3): Turan, M.A.,Avad Elkarim, A.H., Taban, N., and Taban, S., Effect of Salt Stress on Growth, Stomatal Resistance, Proline and Chlorophyll Concentration on Maize Plant. African Journal of Agricultural Research. 4(9):

85 Turner, N.C, Burch, G.J.,1993. The Role of Water In Plants. In: Teare ID, Peet MM (eds) Crop Water Relations.Wiley, New York P:73. Tüzüner A., Toprak ve Su Analiz Laboratuvarları El Kitabı, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Ankara. Ünlükara, A., Kurunç, A., Kesmez, D.G., Yurtseven, E., and Suarez, D.L., Effects of Salinity on Eggplant (Solanum melongena L.) Growth and Evapotranspiration. Irrigation and Drainage, 59: Qui, Y., Park, K., 2001, Environment-Sensitive Hydrogels for Drug Delivery, Advanced Drug Delivery Reviews, 53, Yadav, H.D., Yadav, O.P., Dhankar, O.P., and Oswal, M.C., Effect of Ckoride Salinity and Goron on Germination. Growth and Mineral Composition of Chickpea (Cicer arietinum L.). Annals of Arid Zone, 28(1-2): Yamashita, K., Hashimoto, O., Nishimura, T., Nango, M., 2002, Preparation of Stimuli-Responsive Water Absorbent, Reactive & Functional Polymers, 51, Yurtseven, E. ve Baran, H. Y., Sulama Suyu Tuzluluğu ve Su Miktarlarının Brokkolide (Brassiva oleracea botrytis) Verim ve Mineral Madde İçeriğine Etkisi. Turk. J. Agric. For 24(2): , 2000, Yurtsever, N., Deneysel İstatistik Metotları. Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara. Yurtseven,E., Öztürk, A., Kadayıfçı, A. ve Ayan, B., Sulama Suyu Tuzluluğunun Biberde Farklı Gelişme Dönemlerinde Bazı Verim Parametrelerine Etkisi. A.Ü.Ziraat Fak. Tarım Bilimleri Dergisi. 2(2):5-9. Yurtseven, E., Parlak, M., Köksal, D., Öztürk, A., ve Kütük, C., Turp Bitkisinde Farklı Sulama Suyu Tuzluluğu ve Ca/Mg Oranı Uygulamaları: I. Bazı Verim Parametrelerine Etkisi. A.Ü: Ziraat Fakültesi Tarım Bilimleri Dergisi 5(3): Yurtseven, E., Patlıcanda (Solunum melongena L.) Su Tüketimine Tuzluluğun Etkisi. Toprak Su Dergisi, 2:10. Yurtseven, E., ve Baran H.Y., Sulama Suyu Tuzluluğunun ve Su Miktarının Brokkolide Verim ve Mineral Madde İçeriğine Etkisi. Türk J.Agric For. 24: Yurtseven, E., Kütük, C., Demir, K., Öztürk, A., ve Parlak, M., 2000a. Turp (Raphanus sativus, L.) Bitkisine Sulama Suyu Tuzluluğu ve Ca/Mg Oranı 74

86 Uygulamaları: II. Bitki Biokütle ve Mineral Madde İçeriğine Etkisi. Ankara Üniv., Ziraat Fak., Tarım Bilimleri Dergisi, 6(1): Yurtseven, E., Halloran, N.D., Demir, K., Kütük, C., Kasım, M.U., 2000b. Farklı Gelişme Dönemlerindeki Tuzluluk Koşullarının Domateste Vejetatif Gelişme ve Verime Etkisi. VII. Kültürteknik Kongresi Bildirileri, Kasım, Kapadokya, Yurtseven, E., Öztürk, H.S., Demir, K., ve Kasım, M.U., Sulama Suyu Tuzluluğunun Tınlı Toprakta Profil Tuzluluğuna Etkisi. Ankara Üniv. Toprak Bilimleri Dergisi.7:3: 1-8. Yurtseven, E.,Kesmez, G.D., and Ünlükara, A., The Effects of Water Salinity and Potassium Levels on Yield, Fruit Quality and Water Consumption of a Native Central Anatolian Tomato Species (Lycopersicon Asculantum). Agicultural Water Management 78: Vakhaba, S.A., Effect of soil-conditioning polymers on the mechanical properties of sand. Soviet Soil Science, 13(4): Van Cotthem, W., Addressing desertification: combination of traditional methods and new Technologies for sustainable develoment. UNESCO International Hydrological Programme. CSIR Conference Centre-Pretoria, South Africa. Van Hoorn, J.W., and Van Alpen, J.G., Salinity Control, Salt Balance and Leaching Requirements of Irrigated Soils. 29 th Int. Course on Land Drainage, Lecture Notes, ,Wageningen Woodhouse, J.M., and Johnson, M.S., Effects of soluble salts and fertilizers on water storage by gelforming soils conditioners. Acta Horticulture 294:

87 ÖZGEÇMİŞ Adı Soyadı :Burcu ARICAN Doğum Yeri ve Yılı :Kocaeli Gölcük, 1988 Medeni Hali :Evli Yabancı Dili : İngilizce E-posta : burcuarican@yandex.com Eğitim Durumu Lise :Yalova Yabancı Dil Ağırlıklı Lisesi, 2006 Lisans :OMÜ, Ziraat Fakültesi, Tarımsal Yapılar ve Sulama, 2011 Mesleki Deneyim Erüst Tarım Şirketi Logo Tarım Monsanto Gıda ve Tarım Tic.Ltd. Şti (halen) 76

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE

BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE BESİN MADDELERİNİN KSİLEM VE FLOEMDE UZUN MESAFE TAŞINIMI Su, mineral elementler ve küçük molekül ağırlıklı organik bileşiklerin bitkilerde uzun mesafe taşınımları ksilem ve floemde gerçekleşir. Ksilemde

Detaylı

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ ATATÜRK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ YARASA VE ÇİFTLİK GÜBRESİNİN BAZI TOPRAK ÖZELLİKLERİ ve BUĞDAY BİTKİSİNİN VERİM PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA

Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi. İçeriklerine Etkisi EMRE CAN KAYA Kabak Çekirdeği Kabuğu ve Pirolizinin Buğday ın Gelişimi ve Bitki Besin Elementi EMRE CAN KAYA NAZLI ZEYNEP ARIÖZ AYŞENUR ŞAHIN ABDULLAH BARAN İçeriklerine Etkisi 1. GİRİŞ Tarımda kimyasal girdilerin azaltılması

Detaylı

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00

ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ. 1 ph 14,00. 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ/İSTASYONLARI MÜDÜRLÜKLERİ DÖNER SERMAYE İŞLETMELERİ 2014 YILI BİRİM FİYAT LİSTESİ Sıra No: SULAMA SUYU ANALİZLERİ: 2014 FİYATI 1 ph 14,00 2 Elektriksel İletkenlik 14,00 3 Sodyum (Na)

Detaylı

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME BİBER YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok yerinde acı-tatlı taze biber, dolmalık, kurutmalık ve sanayi tipi (salçalık) biber yetiştiriciliği yapılmaktadır. Çeşitlere göre değişmekle birlikte

Detaylı

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi

Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi Yetiştirme Ortamlarında Besin Maddesi Durumunun Değerlendirilmesi N, P, K ve Mg un 1:5 ekstraksiyon çözeltisindeki standard değerleri Çok az Az Yeterli Fazla Çok fazla Oldukça fazla N (meq/l)

Detaylı

Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl., Konya. *sgezgin@selcuk.edu.

Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Böl., Konya. *sgezgin@selcuk.edu. Toprağa Farklı Şekil ve Miktarlarda Uygulanan TKİ-Hümas ın Toprak Reaksiyonu ve luluğuna Etkisi, Bu Etkisinin Diğer Bazı Humik asit Kaynakları ile Karşılaştırılması Prof. Dr. Sait GEZGİN, Uzman Nesim DURSUN

Detaylı

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2014 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti 2 Ağaç Kesim

Detaylı

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ)

TOPRAK TOPRAK TEKSTÜRÜ (BÜNYESİ) TOPRAK Toprak esas itibarı ile uzun yılların ürünü olan, kayaların ve organik maddelerin türlü çaptaki ayrışma ürünlerinden meydana gelen, içinde geniş bir canlılar âlemini barındırarak bitkilere durak

Detaylı

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler.

O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. RİZOSFER-Besin maddeleri ve kök salgıları bakımından zengindir. Kökler, H+ ve HCO3- (ve CO2) salgılayarak ph yı, O2 tüketerek ya da salgılayarak ta redoks potansiyelini değiştirebilirler. Düşük molekül

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 Potasyum:

Detaylı

ÖZET Yüksek Lisans Tezi TUZLU SULAMA SUYU OKSİJEN İÇERİĞİNİN BİBER BİTKİSİ VERİMİ VE GELİŞMESİNE ETKİSİ Alper TEZCAN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri

ÖZET Yüksek Lisans Tezi TUZLU SULAMA SUYU OKSİJEN İÇERİĞİNİN BİBER BİTKİSİ VERİMİ VE GELİŞMESİNE ETKİSİ Alper TEZCAN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ TUZLU SULAMA SUYU OKSİJEN İÇERİĞİNİN BİBER BİTKİSİ VERİMİ VE GELİŞMESİNE ETKİSİ Alper TEZCAN TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI ANKARA

Detaylı

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME

YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME YAPRAĞI YENEN SEBZELERDE GÜBRELEME (MARUL- ISPANAK- LAHANA) İnsan beslenmesinde büyük önemi olan sebzelerin yetiştirme teknikleri, ıslahı ve bitki koruma konularında ülkemizde bilimsel çalışmalar yapılmış

Detaylı

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER,

BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, BACTOGEN ORGANİK GÜBRELER, mikrobiyal formülasyondan ve bitki menşeli doğal ürünlerden oluşur. Bu grupta yer alan gübreler organik tarım modelinde gübre girdisi olarak kullanılırlar. Bitkilerin ihtiyaç

Detaylı

BİTKİ BESLEME ÜRÜNLERİ KATALOĞU

BİTKİ BESLEME ÜRÜNLERİ KATALOĞU www.kilercioglutarim.com BİTKİ BESLEME ÜRÜNLERİ KATALOĞU İçindekiler 4 6 8 KLR FOSFOR- ÇINKO KLR NITROGEN KLR ZINC 10 12 14 KLR POTASYUM KLR AMINO KLR BOR-ÇINKO 16 18 20 KLR CYTO KLR HUMIK 20-20-20-TE

Detaylı

- Zn 120. Çinkolu Gübre Çözeltisi. Lignosulfanate UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZLARI

- Zn 120. Çinkolu Gübre Çözeltisi. Lignosulfanate UYGULAMA ŞEKLİ VE DOZLARI - Zn 120 Çinkolu Gübre Çözeltisi Suda Çözünür Çinko (Zn) : % 10 1 Lt/5 Lt Lignosulfanate Erken dönem uygulamaları ile meyve büyüklüğünde ve verimde artış sağlar. Nişasta sentezi, artar, azot metabolizması

Detaylı

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU

ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU TERRA FARM ORGANİK SIVI GÜBRE GRUBU ÜRÜNLERİN ORAN VE İÇERİK BİLGİLERİ BİR SONRAKİ SAYFADA VERİLMİŞTİR. Verilen değerler ürünlerimizde bulunan minimum değerlerdir Ürün İçerik Toplam

Detaylı

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER

2016 YILINDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER NDA UYGULANACAK ÜCRET TARİFELERİ İÇİNDEKİLER SIRA NO TARİFENİN NEV'İ KARAR NO KARAR TARİHİ SAYFA NO 1 ANADOLU YAKASI PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ UYGULANACAK İ 1 Ağaç Budama Bedeli 1.1 Ağaç Budama Ücreti

Detaylı

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller

NPK GÜBRE SERİSİ. Formüller. Formüller. Formüller NPK GÜBRE SERİSİ Techfert serisi bitkinin çeşitli dönemlerdeki ihtiyaçları göz önüne alınarak 7 farklı formülasyonda üretilmiştir. Her formülasyon dengeli besin içeriğine sahiptir. EC ve ph değerleri sayesinde

Detaylı

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi

Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Çiftçi Şartlarında Potasyumlu Gübrelemenin Verim ve Kaliteye Olan Etkisi Âlim Çağlayan 1 Ertan Demoğlu 1 Besinlerin rolü Yeterli bir gübreleme programı sadece bütün besinlerin temel görevleri açık bir

Detaylı

Antepfıstığında Gübreleme

Antepfıstığında Gübreleme Antepfıstığında Gübreleme Tam verime çok geç yatan (8-10 yıl) antepfıstığı uzun ömürlü bir meyve ağacıdır. Hiçbir meyve ağacının yetiştirilemediği kıraç, taşlık ve kayalık arazilerde bile yetişebilmektedir.

Detaylı

Kimyasal gübrelerin uygulama yöntemleri en azından 3 nedenle önemlidir. Bunlar:

Kimyasal gübrelerin uygulama yöntemleri en azından 3 nedenle önemlidir. Bunlar: Kimyasal gübrelerin uygulama yöntemleri en azından 3 nedenle önemlidir. Bunlar: a)tohumun çimlenmesinden başlayarak olgunluk dönemine değin gübreden bitki etkin şekilde yararlanabilmelidir. Tohumun çimlenmesini

Detaylı

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını

Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını Gübreleme Zeytin ağacında gübreleme ağacın dikimi ile başlar bunu izleyen yıllarda devam eder. Zeytin ağaçlarının gereksinimi olan gübre miktarını belirlemenin en iyi yolu yaprak-toprak analizleridir.

Detaylı

Farklı Sulama Suyu Tuzluluğu Koşullarında Değişik Hidrojel Dozlarının Şeker Mısır (Zea mays) Verimine Olan Etkileri *

Farklı Sulama Suyu Tuzluluğu Koşullarında Değişik Hidrojel Dozlarının Şeker Mısır (Zea mays) Verimine Olan Etkileri * Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 11 (1):08-16, 2016 ISSN 1304-9984, Araştırma Makalesi Farklı Sulama Suyu Tuzluluğu Koşullarında Değişik Hidrojel Dozlarının Şeker Mısır (Zea mays)

Detaylı

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI

BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI BAZI KÜLTÜR BİTKİLERİNDE KLASİK GÜBRELERE İLAVETEN ÖZEL GÜBRELERİN KULLANILMASI Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin

Detaylı

Yerfıstığında Gübreleme

Yerfıstığında Gübreleme Yerfıstığında Gübreleme Ülkemizin birçok yöresinde ve özellikle Çukurova Bölgesi nde geniş çapta yetiştiriciliği yapılan yerfıstığı, yapısında ortalama %50 yağ ve %25-30 oranında protein içeren, insan

Detaylı

Ato Serisi. Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR. Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu. Demirin Topraktaki Yarayışlılığı

Ato Serisi. Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR. Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu. Demirin Topraktaki Yarayışlılığı Ato Serisi Atofer TOPRAKTAN UYGULAMA PREPARATI ŞELATLI DEMİR Demirin Bitkilerdeki Fonksiyonu Demir çoğu bitki enziminin önemli bir parçasıdır. Kloroplastlarda bulunur ve fotosentez metabolizmasında önemli

Detaylı

SIVI KULLANIM REHBERİ

SIVI KULLANIM REHBERİ SIVI KULLANIM REHBERİ 1 İnsanlığın Geleceği: Organik Tarım! İnsanlık için gıda temin etme konusu, günümüzün en acil sorunudur. Yaklaşık 4 milyon çocuk ve 500 milyondan fazla yetişkin açlık nedeniyle direnerek

Detaylı

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2)

b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) b) Bitkiye Uygulama Püskürtülerek uygulama (yaprak gübreleri, % 0,2-0,4) Tohuma bulaştırılarak (kaplama) uygulama (% 0,2) 1 2 Püskürterek uygulama Bitkiler gereksinim duydukları besin maddelerinin büyük

Detaylı

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale

selenyum durumu Nuray Mücellâ M Cafer TürkmenT rgızistan Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale Biga (Çanakkale)( ilçesi tarım m alanlarının selenyum durumu Nuray Mücellâ M Müftüoğlu Cafer TürkmenT ÇOMÜ,, Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme BölümüB Çanakkale 1-33 Ekim 2013 Bişkek KırgK

Detaylı

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME

ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME ŞEKER PANCARI BİTKİSİNDE GÜBRELEME Ülkemizin Ege - Akdeniz ve Batı Karadeniz sahil kesimleri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi hariç tüm diğer tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan şeker pancarında verim

Detaylı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı

ÖZET. Yüksek Lisans Tezi. Đmge Đ. TOKBAY. Adnan Menderes Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı iii ÖZET Yüksek Lisans Tezi AYDIN EKOLOJĐK KOŞULLARINDA FARKLI EKĐM ZAMANI VE SIRA ARALIĞININ ÇEMEN (Trigonella foenum-graecum L.) ĐN VERĐM VE KALĐTE ÖZELLĐKLERĐNE ETKĐSĐ Đmge Đ. TOKBAY Adnan Menderes

Detaylı

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü

Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü Sunan: Ahmet Börüban Makina Mühendisi, Şirket Müdürü KARE Mühendislik Çevre Teknolojileri Sanayi ve Tic. A.Ş. A.O.S.B. 23. Cadde no:28 ADANA /TURKEY Tel: +90 322 394 4464 E-mail: ahmet48@yahoo.com Web:www.kareeng.com

Detaylı

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ

8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ 8. BÖLÜM: MİNERAL TOPRAKLARDAKİ BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİ GELİŞMESİNİ KONTROL EDEN ETMENLER IŞIK TOPRAK (durak yeri) ISI HAVA SU BİTKİ BESİN MADDELERİ BİTKİLER İÇİN MUTLAK GEREKLİ ELEMENTLER MUTLAK GEREKLİ

Detaylı

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph)

10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph) 10. Bölüm: TOPRAK REAKSİYONU (ph) Toprağın asitlik veya bazlık derecesinin göstergesidir Nötr veya nötral = 7.0 Asidik < 7.0 Alkali > 7.0 Bir toprağın asit veya alkali reaksiyon göstermesi toprak çözeltisindeki

Detaylı

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir?

Magnezyum Sülfat. Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum Sülfat Magnezyum Sülfat nedir? Magnezyum sülfat gübresi (MgSO4 7H 2 O) bitkilerdeki magnezyum eksikliğiniz gidermeye uygun, suda tamamen eriyebilen saf ve kristal bir gübredir. Bünyesinde % 15

Detaylı

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER

FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ. Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER FARKLI GÜBRE KOMPOZİSYONLARININ ÇAYIN VERİM VE KALİTESİNE ETKİSİ Dr. GÜLEN ÖZYAZICI Dr. OSMAN ÖZDEMİR Dr. MEHMET ARİF ÖZYAZICI PINAR ÖZER Dünya üzerinde çay bitkisi, Kuzey yarımkürede yaklaşık 42 0 enlem

Detaylı

MACUN MAHALLESİ ERCİYES İŞYERLERİ SİTESİ 197.CADDE NO: 23 MACUNKÖY YENİMAHALLE-ANKARA TLF: FAX: Web: efsus.com.

MACUN MAHALLESİ ERCİYES İŞYERLERİ SİTESİ 197.CADDE NO: 23 MACUNKÖY YENİMAHALLE-ANKARA TLF: FAX: Web: efsus.com. MACUN MAHALLESİ ERCİYES İŞYERLERİ SİTESİ 197.CADDE NO: 23 MACUNKÖY YENİMAHALLE-ANKARA TLF:0312-387 33 33 FAX:0312-387 34 33 Web: efsus.com.tr e-mail:info@efsus.com.tr ÜRÜNLERİMİZ ORGANİK VE ORGANOMİNERAL

Detaylı

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney

4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney 4. Hafta Bahçe bitkilerinin ekolojik istekleri: İklim ve toprak faktörleri, yer ve yöney BAHÇE BİTKİLERİNİN EKOLOJİK İSTEKLERİ Bitkide büyüme ve gelişme, bitkisel üretimde çeşitlilik Bitkinin genetik yapısı

Detaylı

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon

Akvaryum veya küçük havuzlarda amonyağın daha az zehirli olan nitrit ve nitrata dönüştürülmesi için gerekli olan bakteri populasyonunu (nitrifikasyon Azotlu bileşikler Ticari balık havuzlarında iyonize olmuş veya iyonize olmamış amonyağın konsantrasyonlarını azaltmak için pratik bir yöntem yoktur. Balık havuzlarında stoklama ve yemleme oranlarının azaltılması

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (44): (2008) ISSN:

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (44): (2008) ISSN: www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 22 (44): (2008) 33-47 ISSN:1300-5774 TUZLU SULAMA SUYU UYGULAMALARININ DOMATES BİTKİSİNDE BAZI BÜYÜME UNSURLARI ÜZERİNE ETKİSİ

Detaylı

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME

ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME ÇİLEK YETİŞTİRİCİLİĞİNDE GÜBRELEME Ülkemizin birçok bölgesinde yetiştiriciliği yapılan çilek bitkisi üzümsü meyveler grubunda olup meyvesi en kısa sürede olgunlaşmaktadır. İnsan beslenmesi ve sağlığı bakımından

Detaylı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı

Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto Serisi Topraktan ve yapraktan uygulama preparatı Docto-Zinc 15 Çinkonun Bitkilerdeki Fonksiyonu Çinko bitkilerde bulunan çoğu enzim sisteminde katalist olarak rol alır. Çinko içeren enzimler nişasta

Detaylı

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE

EC FERTILIZER TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE TOPRAĞINIZA DEĞER KATAN GÜBRE AİLESİNİN YENİ ÜYELERİ Organomineral Taban ve Üst Gübreleri 2-4 mm Granül (50 kg) 2>3 SF. INDEX İÇİNDEKİLER 2016 01 02 03 04 05 5.0.30+(40So3) NK HARMANLANMIȘ GÜBRE Potasyum

Detaylı

TUZLU SULAMA SUYU UYGULAMALARININ BAZI BİBER SAF HATLARININ VERİMLERİ ÜZERİNE ETKİSİ

TUZLU SULAMA SUYU UYGULAMALARININ BAZI BİBER SAF HATLARININ VERİMLERİ ÜZERİNE ETKİSİ TUZLU SULAMA SUYU UYGULAMALARININ BAZI BİBER SAF HATLARININ VERİMLERİ ÜZERİNE ETKİSİ Akın TEPE 1 * Harun KAYA 2 Gökmen BATMAZ 3 C. Fehmi ÖZKAN 1 E. Işıl DEMİRTAŞ 1 1 Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü,

Detaylı

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri

İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri İkinci Ürün Mısırda Farklı Potasyum Doz ve Su Stresi Koşullarının Kaldırılan N, P, K Miktarlarına Etkileri Özlem Gürbüz Kılıç 1 Nevin Eryüce 2 ÖZET Çalışma, farklı su stresi koşullarında potasyumun farklı

Detaylı

KİŞİSEL BİLGİLER EĞİTİM BİLGİLERİ

KİŞİSEL BİLGİLER EĞİTİM BİLGİLERİ KİŞİSEL BİLGİLER Adı Soyadı Dr. Nil KORKMAZ Ünvan Ziraat Yüksek Mühendisi Telefon (232) 832 10 02 E-mail nil.korkmaz@gthb.gov.tr Doğum Tarihi - Yeri 1962-İzmir Doktora Üniversite Adı EĞİTİM BİLGİLERİ Ege

Detaylı

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları

GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GAP Bölgesinde Yetiştirilen Bitkilerin Sulama Proğramları GİRİŞ Sulamanın amacı kültür bitkilerinin ihtiyacı olan suyun, normal yağışlarla karşılanmadığı hallerde insan eliyle toprağa verilmesidir. Tarımsal

Detaylı

GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'

GENEL BAKIŞ Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu' ORGANİK GÜBRE GENEL BAKIŞ Günümüzde yaklaşık 7 milyar insanın yaşadığı dünyada 1 milyardan fazla insan açlıkla mücadele etmektedir. Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun belirlemelerine göre dünya nüfusunun

Detaylı

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012

SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME. Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi. Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 SERA TASARIMI ve İKLİMLENDİRME Cengiz TÜRKAY Ziraat Yüksek Mühendisi Alata Bahçe Kültürleri Araştırma İstasyonu Erdemli-Mersin 12 Ekim 2012 Sera nedir? Bitki büyüme ve gelişmesi için gerekli iklim etmenlerinin

Detaylı

Solem Organik / Ürün Kullanımı

Solem Organik / Ürün Kullanımı Solem Organik / Ürün Kullanımı Bitki Türü Gübre Uygulama zamanı Dozlama / saf gübre Arpa, Buğday, Yulaf, Çavdar, Darı, Süpürge Darısı, Kara Buğday Uygulama Metodları K Ekim Öncesi, Yılda 1 defa 20-200

Detaylı

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ

OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ OTEKOLOJİ TOPRAK FAKTÖRLERİ - Kayaların ayrışması + organik maddeler - Su ve hava içerir - Bitki ve hayvanlar barındırır - Mineral maddeler TOPRAKLARI OLUŞTURAN ANA MATERYAL TİPLERİ - Toprak tipi-ana materyalin

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2014 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2014 tarihinde 2014 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2014 yılında bitkisel üretimin bir önceki yıla göre; Tahıllar ve diğer

Detaylı

zeytinist

zeytinist 1 T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ EDREMİT MESLEK YÜKSEKOKULU Zeytincilik ve Zeytin İşleme Teknolojisi Programı Öğr. Gör. Mücahit KIVRAK 0 505 772 44 46 kivrak@gmail.com www.mucahitkivrak.com.tr 2 3 4 KALSİYUM

Detaylı

7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER. ã Kök gelişimini engelleme. Optimum sıcaklık ( Optimum sıcaklık ( C)

7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER. ã Kök gelişimini engelleme. Optimum sıcaklık ( Optimum sıcaklık ( C) 7 ve 8. hafta SEBZE YETİŞTİRİCİLİĞİNDE EKOLOJİK FAKTÖRLER Verimliliği etkileyen ekolojik faktörler: 1. Abiyotik (İklim ve toprak) 2. Biyotik (Yararlı ve zararlı hastalık ve zararlılar, bitki ve hayvan

Detaylı

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ

DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ DÜŞÜK SICAKLIK STRESİ Düşük sıcaklık stresi iki kısımda incelenir. Üşüme Stresi Donma stresi Düşük sıcaklık bitkilerde nekrozis, solma, doku yıkımı, esmerleşme, büyüme azalışı ve çimlenme düşüşü gibi etkiler

Detaylı

Kullanma Kılavuzu. 10 dönüm için 1 l gübre kullanılarak ilkbaharda sürgünler püskürtme(ya da damlama) yöntemiyle

Kullanma Kılavuzu. 10 dönüm için 1 l gübre kullanılarak ilkbaharda sürgünler püskürtme(ya da damlama) yöntemiyle Yazlık ve kışlık tahıllar, patates, pancar, patlıcangiller, kabakgiller, lahana grubu, ağaçlar, soğanlar, yeşillikler, çiçekler ve çimler, ay çiçeği, üzüm, meyve çalılıkları ve dekoratif çalılıklar, küçük

Detaylı

Toprağa Güçlü Gübreyle Bağlanın... Toprağa Güçlü Gübreyle Bağlanın...

Toprağa Güçlü Gübreyle Bağlanın... Toprağa Güçlü Gübreyle Bağlanın... Toprağa Güçlü Gübreyle Bağlanın... Toprağa Güçlü Gübreyle Bağlanın... granül SEBZE ÜRÜNLERİ Açık Alan Yetiştiricilik Meyvesi Yenen Sebzeler KULLANIM DOZUUYGULAMA ŞEKLİ VE ZAMANI Domates / Biber (Dolmalık,

Detaylı

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza

I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza İçindekiler I. KISIM: Temel Bilgiler ve Muhafaza 1. Sebzeciliğin Önemi... 3 1.1. İnsan Beslenmesindeki Önemi...4 1.1.1. Sebzelerin Besin Değeri... 5 1.1.1.a. Su... 5 1.1.1.b. Protein... 6 1.1.1.c. Karbonhidratlar...

Detaylı

ÖZET i ABSTRACT... ii. 3. MATERYAL ve YÖNTEM... 14

ÖZET i ABSTRACT... ii. 3. MATERYAL ve YÖNTEM... 14 ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ SULAMA SUYU TUZLULUĞU VE YIKAMA GEREKSİNİMİ ORANLARININ YONCADA ÇİMLENME VE GELİŞMEYE ETKİSİ Tuğba BULUT TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM

Detaylı

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI

No: 217 Menşe Adı BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI No: 217 Menşe Adı Tescil Ettiren BİRECİK BELEDİYE BAŞKANLIĞI Bu coğrafi işaret, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun Geçici 1 inci Maddesi uyarınca Mülga 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında

Detaylı

Meyve ağaçları, sebzeler, tarla bitkileri, narenciyeler, elma, armut, şeftali, erik ve süs bitkileri.

Meyve ağaçları, sebzeler, tarla bitkileri, narenciyeler, elma, armut, şeftali, erik ve süs bitkileri. Docto-Fer Topraktan uygulama preparatı Demirin Bitkilerde Fonksiyonu Demir çoğu bitki enziminin önemli bir parçasıdır. Kloroplastlarda bulunur ve fotosentez metabolizmasında önemli rolü vardır. Klorofil

Detaylı

ÖZET Yüksek Lisans Tezi FARKLI ORGANİK GÜBRELERİN DOMATES VE BİBER BİTKİSİNİN GELİŞİMİ İLE BESLENMESİNE ETKİSİ Feyza KOÇ Ankara Üniversitesi Fen Bilim

ÖZET Yüksek Lisans Tezi FARKLI ORGANİK GÜBRELERİN DOMATES VE BİBER BİTKİSİNİN GELİŞİMİ İLE BESLENMESİNE ETKİSİ Feyza KOÇ Ankara Üniversitesi Fen Bilim ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ YÜKSEK LİSANS TEZİ FARKLI ORGANİK GÜBRELERİN DOMATES VE BİBER BİTKİSİNİN GELİŞİMİ İLE BESLENMESİNE ETKİSİ FEYZA KOÇ TOPRAK ANABİLİM DALI ANKARA 2008 Her hakkı

Detaylı

TÜBİTAK 1003 Buğday Tuzluluğu Projesinin Üçüncü Dönem Raporu Özeti

TÜBİTAK 1003 Buğday Tuzluluğu Projesinin Üçüncü Dönem Raporu Özeti TÜBİTAK 1003 Buğday Tuzluluğu Projesinin Üçüncü Dönem Raporu Özeti Toprak tuzluluğu, özellikle kurak ve yarı kurak bölgelerde buğday verimliliğini etkileyen başlıca tarımsal sorunlardan biridir. Ayrıca,

Detaylı

KUŞBABA TARIM-VERMISOL ORGANİK SOLUCAN GÜBRESİ DENEMESİ

KUŞBABA TARIM-VERMISOL ORGANİK SOLUCAN GÜBRESİ DENEMESİ KUŞBABA TARIM-VERMISOL ORGANİK SOLUCAN GÜBRESİ DENEMESİ Vermisol Naturel Tarım San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Kuşbaba Tarım arasında yapılan görüşmeler sonucunda Kuşbaba Tarımın Antalya Hacıaliler mevkiinde

Detaylı

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ TUZLU SULAMA SULARININ BUĞDAYDA VERİM VE KALİTEYE ETKİSİ TARIMSAL YAPILAR VE SULAMA ANABİLİM DALI ADANA, 2011 ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ

Detaylı

PDF created with pdffactory trial version 1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler

PDF created with pdffactory trial version  1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler 1.1.Su Kaynakları ve Hidrolojik Rejim Üzerindeki Etkiler 1.2. Toprak Kaynakları Üzerindeki Etkiler 1.3. Atmosfer Üzerindeki Etkiler 1.2.Toprak Kaynakları Üzerindeki Etkiler Toprak Tuzluluğu ve Suya Doygunluk

Detaylı

son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir.

son hacim 20 30 litre olacak şekilde sulandırılarak toprak yüzeyine püskürtülüp, 10 15 cm toprak derinliğine karıştırarak uygulanabilir. TKİ HÜMAS ın Kullanım Zamanı, Şekli ve Miktarı Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) HÜMAS; tarla bitkileri, sebzeler, sera bitkileri, süs bitkileri, çim, fide, bağ ve meyve ağaçları olmak üzere bu kılavuzda

Detaylı

ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM

ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM ÇİFTLİK GÜBRESİNİN FARKLI FORM VE DOZLARININ, ÇUKUROVA BÖLGESİ KOŞULLARINDA, TEK YILLIK ÇİM (Lolium multiflorum Lam.) İN OT VE TOHUM VERİMİ İLE OT KALİTESİNE ETKİSİ* The Effects of Different Forms and

Detaylı

Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak /

Bioredworm- S(Solid)-Katı ve Bioredworm-L(Liquid)-Sıvı Uygulama tablosu Bitki Türü Gübre Türü Uygulama dönemi Dozlar / saf gübre olarak / Kök gelişimini ciddi oranda desteklediği için, özellikle dikim esnasında granül gübrenin kullanılması tavsiye edilir. Üreticilerin, topraktaki besin ihtiyacını tespit edebilmeleri için toprak analizi yaptırmaları

Detaylı

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından

MAGNEZYUM. Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından Toprakta Magnezyum MAGNEZYUM Biotit, serpantin, hornblend ve olivin gibi ferro-mg mineralleri kolay ayrıştıklarından killi topraklarda fazla (% 0.5) kumlu topraklarda az (% 0.05) bulunur Klorit, vermikulit,

Detaylı

Aktif ve pasif iyon alımı

Aktif ve pasif iyon alımı Aktif ve pasif iyon alımı Moleküllerin membranı geçerek taşınmaları için aktif proses her zaman gerekli değildir. Moleküllerin bir kısmı dış ortamdan membran içine konsantrasyon farkına bağlı olarak çok

Detaylı

Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi. Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ

Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi. Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ Arpa (Hordeum vulgare L.) Bitkisinde Mikrobiyel Gübrelerin Çimlenme Üzerine Etkisinin Belirlenmesi Çiğdem KÜÇÜK, Cenap CEVHERİ Hayvan yemi olarak tüketilen tahıllar içinde; yem değeri en üstün olan arpa,

Detaylı

Projeyi Yürüten Kuruluş: Erzurum Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü

Projeyi Yürüten Kuruluş: Erzurum Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü 1 SU YÖNETİMİ Projeyi Yürüten Kuruluş: Erzurum Toprak ve Su Kaynakları Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Proje Adı: Iğdır Ovası Koşullarında Damla Sulama Sistemi İle Sulanan Domateste Azot - Su İlişkileri

Detaylı

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ

T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ T.C ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ HAŞHAŞ (Papaver somniferum L.) BİTKİSİNİN VERİMİ VE BAZI ÖZELLİKLERİ ÜZERİNE GİBBERELLİK ASİDİN (GA 3 ) FARKLI DOZ VE UYGULAMA ZAMANLARININ

Detaylı

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32

İÇİNDEKİLER VII. SULAMA GİRİŞ SULAMANIN GENEL PRENSİPLERİ Sulamanın Amacı ve Önemi... 32 İÇİNDEKİLER TOPRAK VE GÜBRELEME GİRİŞ... 1 1. BAHÇE TOPRAĞI NASIL OLMALIDIR... 2 1.1. Toprak Reaksiyonu... 2 1.2. Toprak Tuzluluğu... 3 1.3. Kireç... 4 1.4. Organik Madde... 4 1.5. Bünye... 5 1.6. Bitki

Detaylı

DOMATESİN GÜBRELENMESİ

DOMATESİN GÜBRELENMESİ Değerli çiftçilerimiz; hiç şüphesiz en doğru gübreleme tavsiyeleri usulüne uygun olarak alınmış toprak ve yaprak örneklerinin tam teşekküllü laboratuarlarda gerçekleştirilen analiz sonuçlarına göre yapılabilmektedir.

Detaylı

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I

Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I Kimyasal Toprak Sorunları ve Toprak Bozunumu-I asitleşme-alkalileşme (tuzluluk-alkalilik) ve düşük toprak verimliliği Doç. Dr. Oğuz Can TURGAY ZTO321 Toprak İyileştirme Yöntemleri Toprak Kimyasal Özellikleri

Detaylı

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI

TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI TOPRAK OLUŞUMUNDA AŞINMA, AYRIŞMA VE BİRLEŞME OLAYLARI Toprak Bilgisi Dersi Prof. Dr. Günay Erpul erpul@ankara.edu.tr Toprak Oluşumunda Kimyasal Ayrıştırma Etmenleri Ana kayanın kimyasal bileşimini değiştirmek

Detaylı

1. GÜBRELERİN ÖNEMİ, TARİHİ GELİŞİMİ VE SINIFLANDIRILMASI...

1. GÜBRELERİN ÖNEMİ, TARİHİ GELİŞİMİ VE SINIFLANDIRILMASI... İÇİNDEKİLER 1. GÜBRELERİN ÖNEMİ, TARİHİ GELİŞİMİ VE SINIFLANDIRILMASI... 1 1.1. TARIMSAL ÜRETİMİN ARTIRILMASINDA GÜBRELERİN ÖNEMİ... 1 1.2. GÜBRELERİN TARİHİ GELİŞİMİ... 9 1.3. GÜBRELERİN SINIFLANDIRILMASI...

Detaylı

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a)

Çizelge 2.6. Farklı ph ve su sıcaklığı değerlerinde amonyak düzeyi (toplam amonyağın yüzdesi olarak) (Boyd 2008a) - Azotlu bileşikler Su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde oksijen gereksinimi karşılandığı takdirde üretimi sınırlayan ikinci faktör azotlu bileşiklerin birikimidir. Ana azotlu bileşikler; azot gazı

Detaylı

SULAMA-TEMEL KONULAR

SULAMA-TEMEL KONULAR Bitki Su Tüketimi ET Kc ETo SULAMA-TEMEL KONULAR (SULAMA SİSTEMLERİNİN TASARIMI DERSİ İÇİN) PROF. DR. SÜLEYMAN KODAL, PROF. DR. Y. ERSOY YILDIRIM ETc = KcxETo : bitki su tüketimi, mm : bitki katsayısı

Detaylı

3.5. TARIM MAKİNALARI BÖLÜMÜ

3.5. TARIM MAKİNALARI BÖLÜMÜ 3.5. TARIM MAKİNALARI BÖLÜMÜ 3.5.1. TARIM MAKİNALARI ANABİLİM DALI Yürütücü Kuruluş (lar) : Çeşitli Tarımsal Ürünlerin Vakumla Kurutulmasında Kurutma Parametrelerinin Belirlenmesi İşbirliği Yapan Kuruluş

Detaylı

39.PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ

39.PARK VE BAHÇELER MÜDÜRLÜĞÜ 1-Bitki Yaprak Analizi 1- Toplam Azot (N) 2- Toplam Fosfor (P) 3- Toplam Potasyum(K) 4- Toplam Kalsiyum (Ca) 5- Toplam Magnezyum(Mg) 6- Toplam Demir (Fe) 7- Toplam Mangan (Mn) 8- Toplam Çinko (Zn) 9- Toplam

Detaylı

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi

Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Flue Cured Tütün Çeşidinde Farklı Potasyum Formlarının Kaliteye Etkisi Mahmut Tepecik 1 M.Eşref İrget 2 ÖZET Düzce ili merkeze bağlı Otluoğlu köyünde çiftçi koşullarında yürütülen bu denemede K un farklı

Detaylı

FARKLI HUMİK ASİT DOZLARININ AYÇİÇEĞİNİN (Helianthus annuus L.) ÇIKIŞ VE FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

FARKLI HUMİK ASİT DOZLARININ AYÇİÇEĞİNİN (Helianthus annuus L.) ÇIKIŞ VE FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ ZİRAAT FAKÜLTESİ DERGİSİ, 2005, 18(2), 151-155 FARKLI HUMİK ASİT DOZLARININ AYÇİÇEĞİNİN (Helianthus annuus L.) ÇIKIŞ VE FİDE GELİŞİMİ ÜZERİNE ETKİLERİ Özer KOLSARICI 1 M. Demir KAYA

Detaylı

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (43): (2007) 86-97

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (43): (2007) 86-97 www.ziraat.selcuk.edu.tr/dergi Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi 21 (43): (2007) 86-97 FARKLI TUZ KONSANTRASYONLARINA SAHİP SULAMA SUYU UYGULAMALARININ DOMATESTE SU TÜKE- TİMİNE VE BAZI VERİM

Detaylı

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA

12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA 12. SINIF KONU ANLATIMI 23 BİTKİLERDE BESLENME BİTKİLERDE TAŞIMA BİTKİLERDE BESLENME Bitkiler inorganik ve organik maddelere ihtiyaç duyarlar. İnorganik maddeleri hazır almalarına rağmen organik maddeleri

Detaylı

ÖZET. Doktora Tezi DEĞĐŞĐK TUZ KONSANTRASYONUNA SAHĐP FARKLI SULAMA SUYU UYGULAMALARININ DOMATESTE VERĐM VE KALĐTE ÜZERĐNE ETKĐLERĐ

ÖZET. Doktora Tezi DEĞĐŞĐK TUZ KONSANTRASYONUNA SAHĐP FARKLI SULAMA SUYU UYGULAMALARININ DOMATESTE VERĐM VE KALĐTE ÜZERĐNE ETKĐLERĐ ÖZET Doktora Tezi DEĞĐŞĐK TUZ KONSANTRASYONUNA SAHĐP FARKLI SULAMA SUYU UYGULAMALARININ DOMATESTE VERĐM VE KALĐTE ÜZERĐNE ETKĐLERĐ Đlknur KUTLAR YAYLALI Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarımsal

Detaylı

SULAMA SUYU KALİTE KRİTERLERİ VE SULARIN SINIFLANDIRILMASI

SULAMA SUYU KALİTE KRİTERLERİ VE SULARIN SINIFLANDIRILMASI BÖLÜM IV: SULAMA SUYU KALİTE KRİTERLERİ VE SULARIN SINIFLANDIRILMASI GİRİŞ Sulama suyunun kalitesinin değerlendirilmesinde, sulama suyu ile ilişkili olarak karşılaşabileceğimiz problemlerden hareket ederiz.

Detaylı

Damla sulama yöntemi

Damla sulama yöntemi Damla sulama yöntemi Damla sulama yönteminin üstünlükleri! Birim alan sulama suyu ihtiyacı az! Bitki su tüketimi düşük! Verim ve kalite yüksek! Etkin gübreleme! Tuzlu toprak ve tuzlu su koşullarında bitki

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2015 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu 25/12/2015 tarihinde 2015 yılı Bitkisel haber bültenini yayımladı. 2015 yılında bir önceki yıla göre üretim miktarları; Tahıllar ve diğer

Detaylı

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ

TÜRKİYE ODALAR VE BORSALAR BİRLİĞİ BİTKİSEL ÜRETİM BİLGİ NOTU 2013 YILI Türkiye İstatistik Kurumu 27/12/2013 tarihinde 2013 yılı Bitkisel Üretim İstatistikleri haber bültenini yayımladı. 2013 yılında bitkisel üretim bir önceki yıla göre

Detaylı

BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ

BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ BİTKİ TANIMA VE DEĞERLENDİRME IV DERSİ ÇİM ALANLARDA BAKIM İŞLEMLERİ Çim alanlar tesisi güç ve masraflı olduğundan tür seçiminden uygulanmasına kadar son derece titiz davranılmalıdır. Bu alanların sürekliliğinin

Detaylı

OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2005,20(3):118-125 J. of Fac. of Agric., OMU, 2005,20(3):118-125

OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2005,20(3):118-125 J. of Fac. of Agric., OMU, 2005,20(3):118-125 OMÜ Zir. Fak. Dergisi, 2005,20(3):118-125 J. of Fac. of Agric., OMU, 2005,20(3):118-125 TUZLULUĞUN BİTKİ GELİŞİMİNE ETKİSİ Emine EKMEKÇİ Mehmet APAN Tekin KARA Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Detaylı

1. TOPRAK ANALİZLERİNE BAKIŞ...

1. TOPRAK ANALİZLERİNE BAKIŞ... İÇİNDEKİLER 1. TOPRAK ANALİZLERİNE BAKIŞ... 1 TOPRAKLAR VE ÖZELLİKLERİ... 1 TOPRAK ANALİZLERİNİN AMACI ve TARIM YÖNÜNDEN ÖNEMİ... 2 TOPRAK ANALİZ YÖNTEMLERİ... 4 TOPRAK ANALİZLERİNDE HATA KAYNAKLARI...

Detaylı

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü

HİDROLOJİ. Buharlaşma. Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan. İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü HİDROLOJİ Buharlaşma Yr. Doç. Dr. Mehmet B. Ercan İnönü Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü BUHARLAŞMA Suyun sıvı halden gaz haline (su buharı) geçmesine buharlaşma (evaporasyon) denilmektedir. Atmosferden

Detaylı

BAHÇE ÜRÜNLERİNDE HASAT & DERİM PROF.DR.NURDAN TUNA GÜNEŞ

BAHÇE ÜRÜNLERİNDE HASAT & DERİM PROF.DR.NURDAN TUNA GÜNEŞ BAHÇE ÜRÜNLERİNDE HASAT & DERİM PROF.DR.NURDAN TUNA GÜNEŞ HASAT & DERİM Olgunlaşmış olan meyvenin ana bitkiden ayrılması, Nasıl yapılmalı???? Ürünün hassaslığı Hasadın hızı Hasat yönteminin maliyeti Hasat

Detaylı

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Çanakkale Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü, 5. Ulusal Atatürk Bitki Çay ve Besleme Bahçe Kültürleri ve Gübre

Detaylı

Bio Verim HAKKIMIZDA. Misyonumuz. Vizyonumuz AR-GE. Sürdürülebilir Tarım. Organik Tarım. Verim & Kalite. Sağlıklı Yaşam

Bio Verim HAKKIMIZDA. Misyonumuz. Vizyonumuz AR-GE. Sürdürülebilir Tarım. Organik Tarım. Verim & Kalite. Sağlıklı Yaşam HAKKIMIZDA 2015 AR-GE Sürdürülebilir Tarım Organik Tarım Verim & Kalite Sağlıklı Yaşam Misyonumuz Tarımsal arazilerin doğal dengesini tekrar kazanması için her türlü tarım kültürüne uygun ve mevcut sorunların

Detaylı